Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S ŞUBAT1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kamu
çalışanlarından
ekzamisteği
• İZMİR(CumhuriyetEge
Bürosu) - Yargı çalışanlan.
Adalet Bakanı Şevket
ICazan İi gönderdiklen
mektıf^larda ekonomik
lcoşuilannın iyıleştirilmesi
için ek zam istediler. Kamu
çalışanlanna yapılan vüzde
3 Oiuk zammı "çifte
standart" bir uygulama
olarak degerlendıren Tüm
Vargı-SenŞube Başkanı
Ömer Gözel. "Ek zammın
öncelikle >argıda çalışan
personelin hakkı olduguna
inanıyorurn. Ek zammın
yargi çalışanlan arasında
hiçbır uman aynmı
yapılmadan 1 Ocak
1 997'den geçerli olmak
koşuluyla ödenmesini
istivoruz" dedi.
ttzgüven
gonevden alındı
• İZMİRıC umhuriyetEge
Bürosu)-CHPlzrnirİI
Başkanı Osman Özgüven ile
il meclisinın 9 iiyesi. parti
meclisi kararnla önceki gün
geç saatlerde görev den
alındı. Basın toplantısı
düzenleyen Özgüven. parti
ıçinde sonuna kadar
mücadele edeceklenni
belirtti. Olaya tepki gösteren
partıliler. genel merkezın
•cuntacı" gibi davrandığını
öne sürerken lzmır
Demokrası Platformu
Sözcüsü Musa Çam da
genel merkez uygulamasının
bir darbe niteliğinde
olduğunu belırterek
'•fzmir'dekı demokratik kitle
örgütleri olarak bunun
hesabmı soracagız" dedi.
TSK Iç Hizmet
Yönetmeliği
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Sılahlı
Kuvvetlen Iç Hizmet
Yönetmeliği'nın Bazı
Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair
Yönetmelıkte yapılan
değişiklikle hudut alaylan
hariç. kuruluşunda alay
teşkilatı bulunmayan her
tugay ve alaya (deniz ve
havada eşıti birliklere) bir
sancak verilecek. Değişiklik
aynca subay. asken memur
ve astsubaylann bakmakla
\-ijkjilmly.oldugu çocuklanna
ödenecek yardımlara ilişkin
hükümlen de kapsıyor.
BBP'ye hakaret
davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı.
Büyük Birlik Partisı'ne
(BBP) '•köpek" diyerek
partinin tüzel kişiliğine
hakaret ettiği gerekçesiyle
eski Ülkü Ocaklan Genel
Başkanı Alaaddin Aldemir
hakkında üç aydan bir yıla
kadar hapis cezası istemiyle
davaaçtı. Ankara
cumhuriyet savcılanndan
Özgen Özalp tarafından
hazırlanan iddianamede.
Aldemir'in 16Temmuz
1996'da gazetemize verdiği
derrtecinde. BBP'nin.
ümmetçi olduğunu ve
ülkücülere ihanet ettığıni
ileri sürdüğü \e BBP'ye
yönehk, "Biz kurduz. onlar
köpek" şeklinde
nitelemelerde bulunduğu
kaydedildi.
RP'de Menderes
devrede
• ANKARA (ANKA)-
Tedavi gördüğü Ayaş'tan
Başbakanlık Konutu'na ani
ve gizli bir ziyarette bulunan
RP İstanbul Milletvekili
Aydın Menderes.
Başbakan Necmettin
Erbakan'dan son günlerde
yükselen gerilimin
düşürülmesini istedi.
Görüşmede. Silahlı
Kuv\etler ile İslamın karşı
karşıya getirilmesinin
Türkiye'de yaşanacak en
büyük tehlike olacağına
dikkat çeken Menderes.
hükümetin ekonomiyi
düzlüğe çıkanp ülkeye
toparlanma ha\ası getirdiği
bir sırada bu havayı bozacak
gerilimlerin önlenmesi
gerektiğini söyledi.
Karadeniz'de kış
• ANKARA (AA)-
Karademz'de eherişsiz ha\a
koşullan, yaşamı olumsuz
etkilemeye devam ediyor.
Rize Valisi Erdal Ata.
merkeze bağlı Küçükçayır
Köyü'nde kar kalınlığtnın 2
metreye ulaşması yüzünden
6 evin çatısının çöktüğünü
söyledi.
Can kaybının meydana
gelmediği olayda. evler
boşaltılarak aileler
yakınlannın yanlarına
yerleştirildı. Ata. kentte 327
köy yolunun ulaşıma kapalı
olduğunu ve telefon
hatlanndaki anzalar
nedeniyle haber
almamadıgını kaydetti.
DSP ve CHP'nin gerekçesi: Laik cumhuriyet REFAHYOL tehdidi altmda
Hükiimete çifte gensoruANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- DSP \e CHP. laik- demokratik
rejime karşı tehditler ve
Sincan"daki olaylar nedeniyle
REFAHYOL hükümetini
düşürmek için hazırlanan
gensoru önergelerini TBMM
Başkanlığı'na verdiler.
DSP'nin gensoru önergesinde,
cumhuriyetin temel ilkeleri ve
geleneklennin. "bilinçleve inatla
iktidar destekli saldınlara hedef
vapıldığu özeüikle RP kanadının
çok hukuklu bir ülke yaratma
eğiliminde okluğu" belirtilirken
CHP'nin önergesinde.
hükümetin "laikliğe karşı
girişimleri önlemekte.
DSP genSOruSU: Cumhuriyetin temel nitelikleri, iktidar destekli
saldınlara hedef.
CHP genSOfUSU: Hükümet, cumhuriyet yasalarını uygulamakta
isteksiz.
cumhuriyet yasalarını
uygulamakta \etersiz, hatta
isteksiz" olduğu vurgulandı.
Muhalefet partileri hükümeti
düşürmek için kollan sı\adı.
DSP'nin verdiği gensoru
önergesinde. hükümetin. laik
demokratik rejime karşı
saldınları önleyemedigi ve
hukuk devleti ihlallerine göz
yumduğu belirtilerek şu
görüşlere yer \enldi:
yetersız.
"Adalet Bakanı'nın (Şe\ ket
kazan). laik de\ let anla> ışı ile
bağdaşmayan çağdışı yasa
düzenJemelerine yönelme
girişimleri. RP'li bazı
milletvekillerinin \ urtdışı
konuşmalan. laik demokratik
cumhurhete ve Atatürk'e ağır
saldırılar. tarikatçıhğın
siyasallaştırılması ve laiklik
karşıtı bazı çevrelerin RP'li
belednelerce maddi açıdan
kayınlması girişimleri,
başbakanın Kayseri'de RP'nin
üniforınalı milisleri tarafından
karşdanması, Sincan
Belediyesi'nin RP'li başkanınca
düzenlenen toplantıda şeriatçı
terör örgüt liderierinin resimleri
altmda laiklik karşıtı sloganlar
haykırılması. terörist
davranışlann açıkça
özendirilmesi ve bu gibi
tavırlardan birçoğuna karşı
Çiller'in
taıık
korkusu
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu)-Cumhurbaş-
kanı Sülevman Demi-
rel'in. DYPGenel Başka-
nı. Başbakan YardımciM
ve Dışişleri Bakanı Tansu
Çiller'e, "Günlük geliş-
meler toplumu tedirgin
ediyor. Ioplum ayakta.
Görevinizi yapın" uyarı-
sında bulunduğu bildinl-
di. Çiller'in. görüşmeden
çıktıktan sonra. Türk Si-
lahlı Kuvvetlennin şeri-
atçı gösteriye sahne olan
Sincan'da tanklı protesto
geçişı yaptığını öğrenın-
ce. telaşlanarak Demi-
rel'in yanına geri döndü-
ğü öğrenildı. Demırel-
Ciller görüşmesinde son
gelişmelerele alındı.
Köşk çıkışında. ce\re-
sindekiler Çiller'e, Etı-
mesgut'takı zırhlı birlik-
lere bağlı tanklann şeriat-
çı gösteriye sahne olan
Sincan'da yaptıklan pro-
testo geçişi hakkında bil-
gi verdiler. Çiller'in bu
gelişme üzerine telaşlana-
rak Köşk'e geri döndügü
ve kısa bir süre kaldıktan
sönra çıktığı öğrenildı.
ÇİZMEDEN YLKARI MUSA KART
Siyasiler çözüm arayışını hıziandtrdı.
yasal yaptınnılann
savsaklanması. bu konudaki
örneklerden sadece bazılandır."
Bu olaylan kamuoyuna
yansıtmava çalışan yazılı ve
görsel basına yönelik iktidann
tehditlerinin de arttığı
vurgulanan önergede. bu
tehditlerın bizzat başbakandan
geimesınc dikkat çekildi.
Önergede. türban scrbestisine
ilişkin \önetmelik değişikliği de
eleştirilerek "Meclis iradesine
dayanmayan ve yürüriükteki
yasalara aykırı bu tiir
düzenlemelerin toplumsal kabul
görmeyeceği \« çatışmalara yol
açacağı gözardı edilmektedir"
denıldı.
CHP'nin gensoru
önergesinde de anayasada
Türkıye Cumhuriyet!"nin
demokratik. laik \e sosyal
bir hukuk devleti olarak
tantmlanmasına karşın,
REFAHYOL iktidannın bu
hükmü görmezlikten
geldiği \urgulandı.'
Hükümetin seyirci kaldığı.
bazen de körüklediği
olaylann de\letin
anayasada gösterilenden
çok farklı bir yapıya
sürüklemeye başladığı
vurgulanan önergede.
Başbakan Necmettin
Erbakan'ın yurtdışı
gezileri. bazı bakanlarm
şeriat uygulamalanna
dönük özlem ve he\es!erini
dıle getirdiği açıklamalan,
RP'li Kayseri Belediye
B.ışkanı Şükrü
Karatepe'nın sözleri ve son
olarak Sincan"daki olaylara
dikkat çekildi.
CHP önergesinde.
"Şeriatçılarla işbiriiği
> apan büy ükelçi ile ilgili
olarak hükümetimiz
herhangi bir etkin
girişinıde bulunmamıştır.
Bu ola> lar karşısında
duvarsız, hatta
anasasamı/ın hükümlerini
\e cumuriyctin niteliklerini
yok sayan tutumlan
nedenh le başbakan ve
Bakanlar Kurulu hakkında
gensoru açjknasım arz ve
teWif ederfe" denıidi. ı
ANAP lideri Yılmaz, Bagheri'nin sınır dışı edilmesini istedi
jk teröristANKARA (Cumhurivet Bürosu) -
ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz.
REFAHYOL hükümetinin sorumsuz
politikalannın Türkiye'yi uçurumun
kenanna getirdiğini söyledi. Yılmaz.
"diplomat değil, terörist" diye nitele-
diği Kudüs Gecesi'nde şenat çağnsı
yapan Iran'ın Ankara Büyükelçisi
Muhammed Rıza Bagheri'nin sınır
dışı edilmesini istedi. RP'nin yarat-
mak istediği laik-tslamcı çatışmasın-
da yer almayacaklarını vurgulayan
Yıimaz. demokrasi dışı arayışlara kar-
şı çıktığını belirterek. "Meclisiizerin-
de hiçbir güç tanımayız. Çözüm yeri
Meclis'tir"dedi.
ANAP lideri Yılmaz, dün Demok-
ratTürkJye Partisi Genel Başkanı Hü-
samettin Cindoruk'la görüştü. Yıl-
maz. daha sonra toplanan partisinin
Meclis grup toplantısında, Türki-
ye'nin kritik bir dönemden geçtiğini
söyledi.
Ucuz ve kirti oyunlar
Erbakan ve partisinin iktıdan kay-
betme kaygısıyla "ucuz vekiriioyun-
laragiriştiğinr söyleyen Yılmaz. "la-
ik-lslamcı" aynmıyla daha önce ya-
pılmak istenen Türk-Kürt, Alev i-Sün-
ni çatışmalanndan çok daha tehlikeli
yeni bir cephe yaratılmak istendiğini
kaydetti.
Yılmaz, bu cephenın bir tarafında
RP. diğer tarafında laikliği ıstismare-
den kuruluşlar bulunduğunu vurgu-
layarak "Bu çatışma. eğer başarıya
ulaşırsa Türkiye'yi bitirecek olan bir
çatışmadır. Bizim bu kavgadaki yeri-
Dışişleri Bakanlığı
'Türkiye, Bagheri'nin
gitmesini bekliyor'
ANAP lideri V ılmaz, Bagheri'nin yaptığının bölücülük olduğunu söyledi.
miz. kavga istemeyen halkımızın yanı-
dır. Bu cephenin hiçbir tarafında yer
alamayız" dedi.
Sıncan'daki olayda en dikkat çeki-
ci noktanın biryabancı büyükelçinin
"başroloynaması" olduğunu \ urgula-
yan \ilmaz. "Bu elçi ekjilik sınırlan-
nı çoktan aşmıştır. Aslında. Sincan'da
y^şanan olay larla.daha önce HADEP
kongresinde >aşanan olaylar arasın-
da mahiyet itibanyla hiçbir fark yok-
tur. Her iki olay da gayri milli ve bölü-
cüdür" diye konuştu.
"Türkiye'de dini terör tahrikçiliği
yapan bir adarna diplomat denmez.
densedense terörist denir" diyen \\\-
maz. Dışişleri Bakanlığı'nın Baghe-
ri'ye karşı gösterdiği tepkiyı yetersiz
bulduğunu söyledi. Yılmaz. elçinin
"istenmeyen kişi" ilan edilerek sınır-
dışı edilmesini istedi. Yılmaz. "Eğer
ülkemizde, diplomat adı altmda birta-
kıın karanlık adamların uluslararası
terorizmin reklamını y apmasına mü-
saade edersek bu işin sonunu alama-
yız" dedi.
Yılmaz. interstarMuhabiri IşınGü-
rel'e yapılan saldırıyı da kınarken.
"Ona saldırmak isteyenler Türkiye'yi
karanlığa götürmek isteyen bir parti-
nin azgın miiitanlandır. Böyle başba-
kanın böyle belediye başkanı. böyle
belediye başkanımn da böyle konıma-
sı olacaktır" görtişünü dıle getirdi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Ankara. şeriatçı çı-
kışlan üzenne Dışişlen Ba-
kanlığı'nın protesto ettiği
fran'ın Türkiye Büyükelçisi
Muhammed Rıza Baghe-
rinin. kendilığinden ülkesı-
ııe dönmesıni bekledıği me-
sajınıverdi Dışişleri Bakan-
lığı. Bagheri'nin. kendisıne
yapılan uyanlan dikkate al-
ması gerektiğini belirterek
•*lmutedivoruz ki bu uvan-
lanmızdan gereken sonucu
çıkartir ve ona göre da\ra-
nır" açıklamasını yaptı.
Türkiye, Sincan Beledi-
yesi'nce 1 şubatta düzenle-
nen "KudüsGecesTnde şe-
riat çağnsı yapan konuşma-
sı ve daha sonra Dışişlen
Bakanlığı 'nda protesto edil-
dikten sonra gazetecilere
yaptığı açıklamalar nede-
niyle büyük tepki toplayan
Bagheri">e. "persona non
grata - istenmeyen adam" ı-
lan edilmesini beklemeden
Tahran'a dönmesi gerektiği
mesajını iletti. Dışişlen Ba-
kanlığı Sözcüsü Büyükelçı
Ömer Akbel. dün düzenle-
diği basın toplantısında.
Baghen'nin davranışlan ve
konuşmalan nedeniyle ulus-
lararası sözleşmeler \e dip-
lomasi geleneklerini ihlal et-
tiğini ve resmi olarak pro-
testo edildiğini \urguladı.
Akbel. -Bagheri, persona
non grata ilan edikcek ıni"
sorusuna da "L mitederizki
bu tutumumuzdan gerekii
sonuçlan. değerlendirmeyi
çıkanr \e o şekilde da\ ranır-
lar" dedi. Akbel'ın bu söz-
leri. "Dışişleri Bakanlığı. iki
ülke arasındaki ilişkilerin
daha fa/la gerilmemesi için
bii\ükelçinin kendiliğinden
Türkiyc'den aş nlmasını isti-
\or. Bunu da kibarca ifade
ediyor" yorumlannın yapıl-
masına neden oldu.
İran'dan kınama ~
Bagheri'nin Sincan'daki
konuşması üzerine. Türk
hükümeti tarafından Içışle-
rı Bakanlığına çağnlarak
protesto edilmesini kınadı.
Bu konuda bir açıklama ya-
pan tran Dışişlen Bakan
Yardımcısı .\laaddin Bunı-
jerdi. büyükelçıye yapılan
protestonun kabul edilemez
olduğunu belirtti. Burujer-
dı. "Büyükelçimiz, her bü-
yükelçi gibi görevini yapnuş
ve bizim resmi görüşümüzü
belirtmiştir" şeklınde görü-
şünü dıle getirirken Sincan
olayının ardından 2 ülke
arasında gerginleşen ilişki-
lerin bir İsrail oyunu oldu-
âunu iddia etti
IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (« planet.com.tr
Tanzımat
Fermanı oku-
nalı tam 158
yıl geçti. Dö-
nemin iletişim
olanakları sınıriıydı. Halk, ferma-
nı tellallardan dinledi. Teilal sus-
tuğunda kulaklan böylesi çap-
raşık sözlere yatkın olmayan
Osmanlı fukarası, yanındakine
sordu:
- Neymış, ne olmuş?
Yanıt, bu topraklarda yaşam
biçimini kökünden değiştirecek
bir siyasal ve sosyal tercihi pek
özlü açıklıyordu:
- Bundan böyle gâvura gâvur
demekyasak!..
Gitgellerle geri adımlar, ileri
sıçramalarla tam 158 yıl geçti.
1839 Tanzimat Fermanı'yla yü-
zünü Batı'ya dönen Türkiye,
158 yıldır süren bir hesaplaşma-
yı yaşıyor.
Yüzünü Batı'ya dönmek, kök-
lü bir dönüşümün özet anlatıırn.
158 Yıllık Bir Hesaplaşma
1839'da o güne dek bu toprak-
lar üstünde geçerli olan kuralla-
rı altüst edecek; gelenekleri,
alışkanhkları kökünden etkıleye-
cek biryönelimdi bu. Hukuktan
yaşam biçimine, kadın erkek
ilişkilerinden devlet-din ilişkile-
rine. devletin örgütlenmesinden
eğitime kadar her alanda zorun-
lu değişimlerın habercisıydi.
Öyle de oldu. Özellikle Kema-
list devrimler sürecinde Türkiye
tepeden tırnağa silkelendı. Biz-
zat kendısi ozgün bir dünya dü-
zeni ve yaşam bıçimi öngören
(ya da buyuran) islamiyet, isla-
miyetle çelışmesi kaçınılmaz bir
düzen ve yaşam biçimı öngören
bu yönelimle çatıştı.
158 yıllık hesaplaşmada ger-
ginlığin tırmandığı anlar oldu.
küllendiği anlar, hatta uzlaştığı
anlar.
Ama temel bir hesaplaşma
çizgisi hep süregeldı.
Sincan da bu hesaplaşmanın
duraklarından bırı. Bir çızgıden
söz ettiğimize göre tarihsel bir
süreçtirsöz konusu olan. O yüz-
den de basit bir "tekerrür" de-
ğil. her biri bir üst sarmala denk
gelen duraklardan biri.
Sincan'ın hesaplaşmanın
kanlı bir dönemıne mi ışaret
edeceği henüz yanıtsız bir soru.
Görünen o kı, sorunun yanıtı
ağırlıklı olarak Refah Partisinin
omuzlarında.
Refah'ın yıllanmış ve kemik-
leşmişyönetimi, bugünedekta-
banlanna ve özellikle kendıleri-
ni iktidara taşıyan alt kadrolara
ve mılitanlara söz geçirmeyı be-
cerdi. Ama bu kez bu. o kadar
kolay olmayacak gibi. Refah yo-
netiminin şu ya da bu olçüde
denetiminin dışında kalan Hiz-
bullah gibi. İBDA-C gibi terörü
temel eylem bıçimi benımsemiş
siyasal grup ve grupçuklar, te-
rörü yeğlemeseler bıle mutlak
bir şeriat düzeninin kararlı sa-
vunucusu radikal islamcı grup-
lar. "Bugün değilse ne zaman"
diye sormaya başladılar. Onla-
ra gore nıhayet siyasal iktidar
ucundan yakalandı ve 158 yıldır
ilk kez, 1839'da başlayan ve
zikzaklarla da olsa ilerleyen sü-
recı tersıne hem de "hemen
şımdı" tersine çevirme fırsatı
doğdu.
Hesaplaşmanın tarafları ya-
lınkatbırdeğerlendırmeyle "sa-
nklı (sanksız) mollalar - ünifor-
malı (ünıformasız) generaller"
ikılemine indirgenemez. Boyle-
sı bir değerlendirme. salt yalın-
kat değil daha önemlisi yanlış.
Çatışan iki dünya düzenı, iki
yaşam biçimidır. Ozü gereği de-
mokrasiyi reddeden şeriat dü-
zeninin karşı seçeneği, darbe
değil demokrasidir. Tıpkı, dar-
benin karşı seçeneğinin de bir
İslamcı iktidar değil demokrası
olduğu gibi.
Çatışma. goründüğü gibi
tanklarla mollalar arasında de-
ğil. Çünkü bunlar birbirinin se-
çeneği değil. Çatışma demok-
ratlarla, demokrasıyı şu ya da
bu olçüde. şu ya da bu neden-
le reddedenler arasında.
Bu ülkede yaşayan kimsenin
tribünde oturup olup bitenlere
seyirci kalma olanağı yok. "Hem
kendi ıstediğım yaşam biçımınl
sürdüreyım, hem çatışmanın
ıçine girıp başımı yakmayayım,
canımı sıkmayayım" lüksü
mümkün değil. İBDA-C'nin ya-
yın organından ödunç aldığımız
bir sloganla söyleyelim: Taraf
olmayan, bertaraf olacak!..
POLİTİKA GUNLUGÜ
HİK31ET ÇETtNKAYA
SorularL
Adalet Bakanı Şevket Kazan,
Konya Büyükşehir Belediyesi'nin
düzenlediği 3. Ramazan Kültür ve
Sanat Etkinliklen'nın kapanış ge-
cesinde, "Ülkeyi karartan medya-
yı temizleyeceğız" deyip ekliyor:
"Hükümet ortaklan olarak tüm yüreğımlzl ortaya
koyarak bunu başaracağız.. "
Adalet Bakanı Kazan, ulkeyı karartan medyayı na-
sıl temizleyecek dersıniz?
Herhalde yeni yasal düzenlemelerie, medyanın ca-
nına ot tıkayacak REFAHYOL...
Türkiye'de tüm olup bitenlerden dolayı medyayı
suçlayan REFAHYOL hükümeti, sarsılıyor. Sincan'da-
ki son olay. şeriatçı kesimin ne denlı gözünün dön-
müş olduğunu gosteriyor...
Ülkenın demokratik dınamik güçien karayobaz çe-
telerine geçit vermeyecek. Türkiye ortaçağın karan-
lığına gömülmeyecek. Toplumda başlayan tepki gün
gelecek meydanlara sığmayacak. Halk salt şeriatç*-
lardan değil çetelerden de hesap soracak...
Sürekli aydınlık için 1 dakika karanlık...
ilk gün çevredeki apartmanlarda ışıklar sönmüyor-
du. İki gün önce bizim semtte ışıklar söndü, ıslık, ten-
cere, tava sesleri ortalığı çınlattı..
• • •
Önceki Akşam HBB'de Abdullah Çatlı'nın eşi Me-
ral Çatlı'nın sözcüsü avukat Önder Aktosun şöyle
dedi:
"Abdullah Çatlı, 16 ya da 17 Nısan 1990 günü
uçakla Parıs 'ten İstanbul'a gelmış, VİP salonuna alın-
mıştır.Çatlı'yıburadasıvilgiyimli birsubaykarşılamış-
tır."
Orhan Uğuriu'nun karşısında eski Başbakan Yıl-
dınm Akbulut oturuyordu. Aktosun'un söyledtkleri-
nı dikkatle ızleyen eski başbakan, şaşkınlık içındey-
di.
Aktosun devam etti:
"Abdullah Çatlı'nın istanbul'a gelişinde ûzerinde
hâki renklı elbıse vardı. Özellikle bu renk giymesi ıs-
tenmişti. Aynca Çatlı'nın eşi ve çocuklan daha son-
ra Kapıkule 'den pasaportsuz olarak gırış yapmışlar-
dır. Benim bu söyledıklerimı zaten Meral Çatlı, Susur-
luk Komisyonu'nda anlatmıştır..."
Orhan Uğurlu, Yıldırım Akbulut'a döndü:
"Sizin bunlardan haberınız varmı?"
Aktuna "Hayır" yanıtını verdi...
Şimdi burada duralım ve soralım:
"Çatlı'yı Türkıye'ye getiren kimdır?"
Meral Çatlı'nın sözcüsü avukat Önder Aktosun'a bu
soruyu sormadım. Ancak güvenilır bir kaynaktan şu
bilgıleri aldım:
"Çatlı'yı Türkıye'ye getiren, dönemin Cumhurbaş-
kant Turgut Özal'dır..."
Soru:
"Nıçin getirmiştir aranan bir kişiyi Türkıye'ye?"
Yanıt:
"Kendi kuracağı istihbarat birimini güçlendirmek
için..."
Burada önemli bir nokta var...
1991 yılında PKKİIe mücadelede polis, MlTvejan-
darmanın istihbarat konusunda yetersiz kaldığı tar-
tışılmaktadır. Cumhurbaşkanı Özal da kimi komutan-
larla bu konuyu sık sık konuşmaktadır...
. Ö zaman ne yapılacaktır?
Yeni bir örgütlenmeye gıdilecektı. Çatlı ve arkadaş-
lan Kamu Güvenliğı Birimi'nde görev alacaklardı...
• • •
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başka-
nı Hanefi Avcı, Susurluk Komisyonu'na verdiği rfa-
dede şöyle dıyor:
"7997 yılında PKK ile mücadelede etkilı olunamı-
yordu. Bu nedenle hukuk dışı yollaria bu işin çözü-
mü için karar alındı..."
Komisyon üyeleri Avcı'ya soruyor: "Sonra ne ol-
du?"
"Bu örgütlenme kontrolden çıktı. Yasadışı örgüi-
lehe işbirliğine gidildi."
Şimdi burada yeniden duralım ve kendimize şu so-
ruyu soralım:
"Uğur Mumcu ne zaman katledildi?"
"24 Ocak 1993 yılında..."
"Turgut Özal hangi tarıhte vefat etti?"
"11 Nısan 1993'te..."
"Adapazan, Hendek, Sabanca üçgenındeki faili
meçhul cınayetler ne zaman işlendı?"
"15 Ocak 1994 yılında Behçet Cantürk ve şöförü
Recep Kuzucu'nun cesetlerı Sapanca'nın Kırkpınar
kasabasında bulundu... 4 Hazıran 1994'te Savaş Bul-
dan, Hacı Karay, Adnan Yıldınm öldürüldü... 11 Ka-
sım 1994'te Behçet Cantürk'ün avukatı Medet Ser-
hat evınin önünde infaz edildi..."
Bu tür infazlann Uğur Mumcu'nun katledilmesinden
sonra yoğunlaşması haylı düşündürücü değil mi?
DGM Savcısı Ülkü Çoşkun. Güldal Mumcu'ya ne
diyordu:
"Siyasal iktidar isterse Mumcu'nun katillennı bu-
lur..."
Mehmet Ağar'la Güldal Mumcu'nun arasında ge-
çen konuşmalar da çok ılgınç değil miydı?
Tuğlayı çekmek gerekir. Tuğla çekılince bina çök-
mez. Eğer katiller devlet içindeki çeteyse, tuğla çeki-
lir. Bu yüzden devlete zarar gelmez...
Tuğlayı çekecek bir babayiğit yok mu bu ülkede?...
Başörtüsü, karayoluyla hac, Taksim'e cami, kur-
ban derileri ve Sincan'daki şeriatçı olay acaba Susur-
luk kazasıyla ortaya çıkan 'devlet içindeki çeteler'm
unutturulmasına yönelik çabalar mıdır?
insan ister istemez bu soruya yanıt anyor...
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR
HİKMET CETİNKAYA
Hiııu (ETlmnt
ÎMBAK
SANADA
BULAŞTl
KAN =rb-
350.000 TL (KDV dahil)
Çağ Pazartama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salkımsöğüt Sokak
No: 9/B CağaioğJu İstanbul Tel:514 01 95/96
Posta çeki no.: 666322