Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 ŞJBAT 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOM
TURIUOe: SSK
gecüone faizi
azaltisın
• Ekonomi Servisi -
Süresincie ödenmeyen
vergi ve sıgorta pnmlerine
1 Şubat 1996 tarihinden
itıbaren ıiygulanmaya
başlanan yüzde 15 gecikme
zammı \e faiz oranının
düşürülmesi istendi.
Türkiye Serbest
Muhasebecı Mali
Müşavirler ve Yeminli
Malı Müşavirler Odalan
Birhği (TÜRMOB)
Başkanı Mustafa Özyürek,
daha önce gecikme zam ve
faızınin >ûzde 10 oranında
uygulandığını hatırlalarak,
"Son zamanlarda mevduat
ve kredi faizlennde önemli
düşüşleroldu. Bu
düşüşlere paralel olarak
gecikme zam ve faizlerinin
yüzde 8'e düşürülmesi
gerekir" dedi. Özyürek,
aynca SS1C bildırgelerinin
zamanında verilmemesı
nedeniyle uygulanan idari
para cezalannın da
indırilmesini istedi.
İhracatta ocak
ayı artışı
• ANKARA (AA) - Bu-
yılın Ocak ayında ihracat,
geçen yılın aynı ayına göre
yüzde 17 oranında arttı.
Ihracatçı birliklerinin
hazırladığı kayıtlara göre.
1996 yılının Ocak ayında
1.8 mılyar dolar olan
ihracat, bu yılın ilk ayında
2.1 milyar dolara yükseldi.
Bu yılın Ocak ayında,
HazırGiyim ve
Konfeksiyoncular thracatçı
Bırliklen'657.9 milyon
dolar ıle en fazla ihracat
gerçekleştıren birlıkler
arasında ilk sırada yer aldı.
246.6 milyon dolar ile
Demır ve Demir Dışı
Metal Jhracatçı Bırlikleri
ikinci sırada, 226.6 milyon
dolar ile Tekstıl ve
Hammadde Ihracatçı
BırlikJen üçüncü sırada
bulunuyor.
Kısa vadeli
sermaye
yavaşladı
• ANKARA(ANKA)-
Türkiye'ye yönelik brüt
kısa vadeli sermaye
hareketlerinde geçen yıl
önceki yıllara göre önemli
ölçüde bir yavaşlama
yaşandı. Türkiye'ye giren
ve çıkan yabancı sermaye
trafiğfnde yanya yakın bir
azalma kaydedildı.
Merkez Bankası verilerine
göre. geçen yılın ilk altı
aylık döneminde
Türkıye'ye yurtdışından
toplam 54 milyar 980
milyon dolarlık kısa vadeli
sermaye gırişi oldu. Bir
başka ifadeyle ayda
ortalama 9 milyar 167
milyon dolarlık kısa vadeli
sermaye Türkıye'ye gıriş
yaptı.
Affyle ticaret
dengesi bozuldu
• A Î \ K A R A ( A N K A ) - 1
Ocak 1996"dagerçekleşen
gümrük bırliği, AvTupa
Birlığı'yle yapılan ticarette
dengeyı Türkiye aleyhıne
adeta "çığınndan" çıkardı.
AB ıle ticarette
Tüm.ıve"nın geçen yılın ilk
yansında verdıği açık,
1995 "in tümünde ortaya
çıkan açığa yaklaştı.
Avrıpa Bırliği ülkelerine
karsı geçen yılın ilk
yansında \erilen açık, 5.2
mibardohn buldu. Geçen
yılın Ocak-Haziran
döneminde. AB'ye 6.6
mil.ar dolırlık mal satan
TürXı\e. tu gruptaki
Ülkelerden 10.6 milyar
dokrlık itralat
gercekleşt rdi.
Enerji dağıtımı
içh ortak şirket
• İZMİR (AA)-İzmir
Bü'ükşehT Beledıye
Ba&anı Birhan Özfatura,
tzrur\e Vanisalı 14
kunşulun enerji
dağtımınn özelleştirilmesi
ihaesıne arebılmek için
birıra\a selerek ortak bir
şîrtet kuriuklannı söyledi.
A.rdannda İzmir
Büükjehr Belediyesi'nin
d e >ulundığu İzmir ve
Viaıısalı Mkuruluşun
tensılcıler Çetin Emeç
Efcrring Saonu"nda basın
topannsı ;üzenlediler. 3
Nlian 19Ttanhinde
y.anlacak jzelleştirme
ihaesıne prmek amacıyla
kanlan Iznır-Manisa
Evrtrjı Daatım AŞ adına
k.oıuşan Özfatura, elektrik
dLajtımişnin 1980
(>«n esındebelediyelerde
»Scığunu ıatırlatarak.
"" Tiha sorra elektrik
cLajtımı TElC'e verildi.
S i . bu erranetin yeniden
s-ahbme vrilmesini
istvoruz'dedi.
Özelleştirme fırtınasının ücretlinin cebine yaran olmadı: Ocak ayı fiyat artışı yüzde 5.9
Düşük enflasyon yine hayalANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Fi-
yatlar. ek maaş zammı kavgasının yaşan-
dığı ocak ayında da, bir önceki aya göre tü-
ketici mallannda yüzde 5.9. toptan eşya-
da da yüzde 5.6 oranıyla yüksek düzeyde
arttı. Ocak ayında, yılhk enflasyon, tüketi-
ci fiyatlannda yüzde 75.7; toptan eşya fi-
yatlannda da yüzde 78 düzeyinde gerçek-
leşti.
DİE tarafından dün açıklanan ocak ayı
fiyat endeksine göre, toptan eşya fiyatlan.
geçen ay, bir önceki aya göre yüzde 5.6,
1996'nın aynı ayına göre de yüzde 78 ora-
nında arttı.
Toptan eşya fiyatlannda enflasyon 12
aylık ortalamalara göre yüzde 76.9 düze-
yinde gerçekleşti. Toptan eşya fiyatlan,
ocak ayında, bir önceki aya göre sektör ba-
zında, tanm ürünlerinde yüzde 5, maden-
cilik sanayinde özel sektörde yüzde 2.6,
kamuda yüzde 9.8 olmak üzere yüzde 7.9,
imalat sanayıinde özel sektörde yüzde 5.4,
kamuda yüzde 6.2 olmak üzere yüzde 5.6,
enerji sanayıinde de yüzde 8.7 oranında
arttı.
Tükerici fiyatlan, ocak ayında, birönce-
ki aya göre yüzde 5.9, geçen yılın aynı ayı-
Aylık enflasyon
Ocak Şubat Mart Nısan Mayıs Hazıran Tem Ağus Eylul Ekım Kasım Aralık Ocak
1996 1997
na göre yüzde 75.7 düzeyinde yükseldi.
Tüketicı fiyatlannda enflasyon 12 aylık
ortalamalara göre yüzde 80 düzeyinde ger-
çekleşti. Tüketici fiyatlannda geçen ay bir
önceki aya göre en yüksek oranlı artış yüz-
de 9.4 ile Kocaeh'nde gerçekleşti.
lstanbul Ticaret Odası (tTO) Yönetim
Kurulu Başkanı Mehmet Vıldırım, lstan-
bul Ücretliler Geçinme Endeksi'nin, Ocak
ayında 6.1 olduğunu bildirdi. DlE'nin bu
rakamı, fstanbul için 5.8 olarak belirledı-
ğini kaydeden Yıldmm, tTO'nun 96 Ara-
lık ayında bu rakamı 3.0 olarak belirledi-
ğini de anımsattı. 1997 Ocak ayında, bir ön-
ceki yılın aynı dönemi ile karşılaştınldı-
ğında artış oranı. yüzde 92.1 olurken, yıl-
hk ortalama artış oranının yüzde 94.8 ola-
rak gerçekleştiğini kaydeden Yıldınm şöy-
le konuştu: "Demek ki bir yükselme söz
konusu. Hükümetin, son günlerde iyim-
ser bir tablo çizmeye çahşmasına karşın,
gerçekçi rakamlar bu iyimser tablonun
dışında. Bize göre, bunun nedeninin ba-
şında Merkez Bankası emisyon artışı
geliyor. Oysa ocaktaki özelleştirme de hız
kazanmıştı."
Izmir'de enflasyon 6.2
izmir Cumhuriyet Ege Bürosu'nun
haberine göre ise Izmir'de yılın ilk ayının
enflasyonu geçen yılın aynı dönemine gö-
re 1.5 azalarak yüzde 6.2 oldu. İzmir Tica-
ret Odası'nca yapılan İzmir tli Toptan Eş-
ya Fiyatlan Endeksi'ne göre ocak ayında
1996 aralık ayına göre yüzde 6.2 artış göz-
lendi. Artış alt sektörler dikkate alınarak ır-
delendiğinde tanm sektöründe yüzde 8.7,
imalat sanayii sektöründe yüzde 6.3 artış
yaşanırken, enerji sektöründe artış olmadı.
Prof. Doğan Kargül Prof. Esfender Korkmaz
'Ocak aymdaki düşüş yapay' 'Hükümetin hedefi tutmaz'
lstanbul Üniversitesi lktisat Fakültesi
Öğretim Üyesı. Prof.Dr. Doğan Kargül
de Türkiye'nin ekonomisinin makro
koşullannda hiçbir değişiklik olmadığını
belirterek, Ocak ayındaki düşüşün suni
olduğunu belirtti.
"Ekonominin makro
parametrelerinde hiçbir değişiklik
yoksa. küçük bankalar birkaç puan
faiz düşürdü diye ben söylenildiği gibi
1997 enflasyon hızında da düşüş
beklemiyorum" diyen Kargül, şöyle
devam etti: "Finansal kaynakların
tahsil edilmesi için kayıt dışı ekonomi
gibi alanlarda gerekli reformların
yapılması \e yine bu yolla toplanan
kaynağın kullanımı için de reformlar
yapılması gerekir. Genel ekonominin.
ekonometrik kuralları
böyledir. Ama hükümetler bu basit
kuralları bile uygulamıyorlar. Bunun
değişmesi için de hiçbir tedbir yoktur.
Bu nedenle 97'de de enflasyon
artacaktır. Küçük bankalar halkın
kendilerine olan güven duygusunun
azlığından ve mevduatların büyük
bankalarda birikmesinden dolayı faiz
düşüşünü başlattılar. Büyük bankalar
ise buna şüpheci yaklaştılar. Bu faiz
dûşüşünün. fiyat endekslerine de
uyarlanmasına biz biraz ters
bakıyoruz. Hayat pahalılığı olanca
hı/ıyla devam edivor. Bunda hızlı
nüfus artışının yanında Merkez
Bankası para matbaalarının çalışmaya
devam etmesi büyük rol oynuyor. TC
tarihinde hiç bu kadar kötü gelir
bölüşümüne ulaşmış değil."
lstanbul Üniversitesi lktisat Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof.Dr. Esfender
Korkmaz, DlE'nin açıkladığı 12 aylık
artış rakamlannın, enflasyon trendinı tam
olarak göstermediğinı belirterek, dikkate
alınması gerekenin TÜFE'de yüzde 80,
TEFE'de yüzde 76.9 olarak gerçekleşen
12 aylık ortalama olduğunun altını çızdi.
Buna göre enflasyon artışı gerçekleştiğini
belirten Korkmaz. şöyle konuştu: "12
aylık ortalama rakamı, 12 aylık artış
rakamının üzerinde, bu da enflasyon
trendi devam edivor demektir. Onun
için enflasyon düştü gibi yanlış sözlere
kapılmamak lazım. Bugüne kadar
yalnız ocak ayı enflasyonu, çok zikzaklı
bir yapı göstermiş. 12 aylık artış
hesabı, birtakım fiyat ertelemelerinin,
zam ertelemelerinin etkisi altında kalır.
Ocak ayı tek başına bir kriter olamaz.
Yılbaşı olduğu için aslında bu ay
fiyatların tespit edildiği bir ay
olmalıdır. Ama fiyatlar daha çok
sezonluk olarak tespit ediliyor.
Dolayısıyla fiyatlar açısından, ocak ayı
başlıbaşına bir gösterge değildir. Bazı
gazeteciler, hükümetin doğrultusunda,
enflasyon hesaplamalan üzerinde
psikolojik bir baskı oluşturdular.
DİE'yi ve kamuoyunu bu bekleyişe
yönlendirmek istediler. Enflasyon
artışı, siyasi iktidariara, sosyal
hareketlere ve dış faktörlere bağlı.
Bunların tahmini zor. Böyle giderse
1997 yılında 12 aylık ortalama
iktidarın öngörüsii gibi yüzde 65 değil
yüzde 80-85 arasında olacak demek
mümkün."
İşçinin ücret artışını ekmek zammına bağlayan Fınncılar Odası'na işçi sendikasmdan tepki
Ekmek kavgasuıda halk kaybediyor
HÜLYAGENÇ
Ekmekle oynanan kumarda kaybeden
yalnızca halk oluyor. tstanbul Fınncılar
Odası ekmek zammı taleplen kabul edi-
linceye kadar ışçi ücretlerine zam yap-
mayacaklannı açıklarken, işçi temsilci-
leri ise haklannı alamamalan halinde
ekmek çıkarmama eylemine gidecekle-
rini söylüyorlar. Fınncılann talepleri-
nin kabul edilmesi halinde halk şu an-
da 15 bin liradan yediği 210 gram ek-
meğe 20 bın lira ödemek zorunda kala-
cak. Aksi halde ekmeğe istedikleri zam-
mı alamayan fınncılann işçiye de zam
vermeme karannda ısrar etmeleri halin-
de, lstanbul halkını olası bır ekmek sı-
kıntısı bekliyor.
İşveren sendikası ile ön protokol im-
zaladıklannı vurgulayan Tek Gıda-lş
Sendikası Fınn lşkolu Başkanı Mehmet
Kan, ışyerlerine toplu sözleşme ile ilgi-
li bilgilerin ve ücret artışlannın listele-
rini dağıtmaya başladıklannı söyledi.
Ekmek Işverenleri Sendikası'nın sorun
çıkarması halinde. eylem yapmakta ka-
tarlı oldukjannı belirten Mehmet Kan.
" Halktan özür dileyerek, hakkınuz olan
ücret artışını alabilmek için perşembe
günü (yann) eyleme gjdebiliriz" dedı.
1100 fınn işyerinin Tek Gıda Iş'e
bağlı olduğunu vurgulayan Mehmet Kan,
yakJaşık 12 bin üyelerinin bulunduğu-
nu kaydedederek, "İstanbul'daki ekmek
tüketiminin yüzde 60-65'i bize bağlı fı-
nn işyerlerince karşılanıyor. Herhangi
bir eylem halinde halkın mağduriyeti
söz konusu" diye konuştu.
"Ekmeğe zam yoksa, işçiye de zam
yok"diyenlstanbul Fınncılar Odası Baş-
kanı FahriÖzer. birliğin 15 Şubat'tan iti-
baren 210 gram ekmeğin fiyatını 20 bin
liraya çıkarma taleplerini geri çevirdiği-
ni belirterek, "Biz de 15 şubattan itiba-
ren geçerli olacak toplusözleşmeyi imza-
lamayacagız" dedı. Esnaf v e Sanatkâr-
lar Odalan Birliği'nin zam taleplerini
geri çevirme nedeninin inandıncı olma-
dığını söyleyen Özer, "Birtik, izmir ve
Ankara başta olmak üzere Türkiye ge-
nelindeki hiçbir ilde ekmek fıyatlannın
20 bin lira olmadığı bahanesini ileri sü-
riiyor" dedi.
Odanın zam başvurusunu ekmeğin
gTamajının standartlara uygun olmadı-
ğı gerekçesıyle geri çevirdiklerini söy-
leyen lstanbul Esnaf ve Sanatkâr Oda-
lan Birliği Genel Sekreteri Hasan Peh-
livan. Tanm Bakanlığı'nca hazırlanan
ekmek kodeksinde gramajın 250 gram
olarak öngörüldüğünü anımsatarak. "ls-
tanbul Fınncılar Odasının 210 gramlık
ekmeğe zam taleplerini bu nedenle ge-
ri çevirdik" dedi.
Fınncılann hâlâ işçilerine zamyapma-
dıklannı anımsatan Pehlivan, "Önce iş-
çiye zam versinler. Daha sonra maliyet-
ler arttıgı gerekçesiyle bizden zam iste-
sinler. Hâlâ işçiye eski ücreti ödü>orlar"
diye konuştu. İşçi ücretlerine yapılacak
zammın 210 gramlık ekmeğe 5 bin lira
olarak yansımasının mümkün olmadığı-
nı dile getiren Pehlivan, odanın verdiği
bilgilerin doğruluğundan şüpheye düş-
tüklerini ifade etti.
Ç l F l Ç Î DOSTXJ / SADULLAH USUMİ
Tütün Ureticisi Erbakan'a Kızdı
M
ilyonlarca tütün üreticisinin
beklentileri bu yıl da boşa çık-
tı. Tütün satışlarının borsalar-
da olduğu gibi "açıkarttırma"
yöntemi ile yapılması isteniyordu. Bu ko-
nuda tüm yasal engeller de yıllarca önce
kaldınlmıştı. Ancak, Erbakan-Çiller or-
tak hükümeti üreticilen sömürüden kurta-
racak böyle bir sisteme sıcak bakmadı. Ge-
ne, tütün üretidlerinin kooperatiflerini güç-
lendirecek ve devlet baskısından kurtara-
cak önlemler alınmadı.
Milyonlarca tütün ureticisi, Batılı ülke-
lerde uygulanan "rnodern piyasa" sistem-
lerinin hasretini çekiyor. Güçlü koopera-
tiflerle özel sektöre karşı korunmak ve
hakkını almak istiyor. Ama, ne yazık ki iş
başına gelen hükümetler üreticilerin yıllar-
dan beri süren bu beklentilerini yenne ge-
tirmedi. Her konuda bol vaatlerde bulu-
nan Başbakan Erbakan'ın bu istekleri ye-
rine getireceğini düşünenler de sonuçta
hüsrana uğradı!..
Başbakan Erbakan, geçen gün hiç bek-
lenmedik bir anda 1996 ürünü tütün fiyat-
lannı açıklayıverdı. Bugüne kadar hiçbir yıl
piyasa açılmadan önce tütün fiyatlan ilan
edilmemiştı. Fiyatlar piyasanın açıldığı gün
ilan edilir ve satışlar böylece başlardı. Hat-
ta, tüccann fiyatlan önceden öğrenmiş ol-
ması sakıncalı görülürdü. Bu nedenle de
fiyatlar son ana kadar gizli tutulurdu. Er-
bakan bu geleneğı de yıkarak tüccara bir
avantaj daha sağlamış oldu.
Hükümetin birinci kalite için verdiği baş
fiyat 500 bin lira. Bunun 475 bin lirası alım
fiyatı, 25 bin lirası da prim. Erbakan'ın
Tansu Çiller'i de atlatarak fiyatlan yangın-
dan mal kaçırır gibi açıklamasının bir ne-
deni de üreticinin kalbini kazanmaktı. An-
cak, Erbakan Hoca'nın hesabı yanlış çık-
tı. Zira, üretici, hem 500 bin lira fiyatı az
buldu hem de açık arttırmalı sisteme bu
yıl da geçilemeyeceğini anladığı için bü-
yük tepki gösterdi. Fiyatı açıklayan Hoca
olduğu için tepkiler ve eleştiri oklan Re-
fah Partisi'neyöneldı. Üreticiler dolar he-
saplannı-yaptıkça Erbakan Hoca'ya ve
Tütününü 450 bin liranın altında satan üreticiler yine zarar edecek.
parösine tepkiler daha da yoğunlaşıyor. He-
le bir de tütün bedellerinin ödenmesi ge-
cikirse üretici bölgelerde kızılca kıyamet
kopacak!
Baş fiyat neden az?
1996 yılının temmuz ve ağustosunda tü-
tün kınmlan şürerken fiyat tartışmalan da
başlamıştı. Üretici ve üretici kuruluşları o
günün koşullarında 500 bin lira fiyatın ye-
terli olacağını düşünüyor ve söylüyortar-
dı. Hükümet de bu söylentilerı fırsat bile-
rek 500 bin lira baş fiyatı kabulleniverdi.
Oysa üretici 500 bin lira baş fiyat istediği
zaman dolar 80 ile 85 bin lira civarınday-
dı. Erbakan'ın fiyatı ilan ettıği zaman ise
dolar 115 bin liraya fırtamıştı.
Dahası var. Tüccarın bugünlerde satın
alacağı tütünlerin işlenmesi ve ihracata
hazır hale gelmesi eylül ayına kadar sü-
recek. ihracat da ekim ayında başlayacak.
Yapılan hesaplar o tarihlerde dolann 150
bin lirayı geçeceğıni gösteriyor. Aradaki bu-
yük farkın tamamı ıhracatçı tüccarın ka-
salannda kalacak! Bu durum dikkate alın-
dığı zaman tütün baş fiyatının 650 bin li-
ra ilan edilmesi gerekirdi. Bunun 600 bin
lirası alım fiyatı, 50 bin lirası da üreticiye
prim olarak verilebilirdi...
Aynca, 96 ürünü tütünün malryeti de 400
bin liranın üstünde. Bazı bölgelerde ma-
liyetin 450 bin liraya kadar çıktığı ileri sü-
rülüyor. Demek ki, tütününü 450 bin lira-
nın altında satan üreticiler zarar edecek.
Zira, bir kilo tütün için yenlen 500 bin lira
baş fiyattan sadece birinci kalite tütün ye-
tiştirebilenler yararlanacak. Halbuki, bi-
rinci kalite tütünü bulunan üreticilerin sa-
yısı parmakla gösterilecek kadar az. Sa-
tışa çıkarılan tütünlerin büyük bir kısmı
ikinci ve üçüncü kalite. Bu nedenle hiçbir
üretici tütününü baş fiyatla satamaz. Onem-
li olan, ortalama fıyattır. Ortalama fiyat
maliyetin üstünde olursa üretici para ka-
zanabilir. Yoksa zarar eder.
Üretici peşin ödeme istiyor
Nitekim, hükümet 500 bin lira olarak
ilan ettiği baş fiyatı arttırmazsa, üreticile-
rin büyük bir kısmı tütünü 250 ile 300 bin
liradan satmak zorunda kalacak ve büyük
çapta zarar edecektir.
Bugüne dek her şey üreticilerin aleyhi-
ne gelişti. Eğer, baş fiyat arttınlmazsa üre-
tici bir daha belıni doğrultamaz. Hele, bir
de geçmiş yıllarda olduğu gibi paralannı
zamanında alamazsa perişan olur. Bu ne-
denle üreticiler baş fiyatın 650 bin liraya
çıkarılması ve ürün bedellerinin peşin
ödenmesi için ısrar ediyoriar.
1980 yılından sonra hemen hemen her
yıl ürün bedellerinin taksitle ödenmesi alış-
kanlık haline gelmişti. Bazı yıllarda şubat
ayında teslım edilen tütünlerin bedelleri ay-
larca ödenmedi. Hatta, ağustos ayına ka-
dar tüccardan paralarını alamayan üreti-
ciler oldu!..
Üreticiler "açık arttırmalı" satışlara
başlanmadığı için bu yıl da sıkıntı çeke-
ceklerinin bilincinde. Bu nedenle tütün
bedellerinin en geç bir ay içinde ödenme-
sini istiyoriar. Eğer, ödemeler haziran ve
temmuz aylarına kadar uzarsa, üreticinin
eline geçecek paranın alım gücü, yan ya-
nya azalacaktır. Ocak ayındaki 500 bin li-
ranın değeri belki de 250 ile 300 bin lira-
ya kadar düşecektir... Üstelik, paralar eli-
ne parça buçuk geçeceği için de hiçbir işe
yaramayacaktır...
Aynca, paralarını zamanında alama-
yan üreticiler bankalara ve tefecilere olan
borçlarını kapatamadığı için da katmerli fa-
iz ödemek zorunda kalacaklardır.
Ancak tüccar, ödemeleri geciktirdiği
her gün için bankalarda tuttuğu paralar-
da hem yüksek faiz kazanacak hem de ay-
nca faiz ödemekten kurtulacaktır.
1980 yılından sonra iş başına gelen hü-
kümetler hep tüccann yanında oldu... Ih-
racatçıyı destekledi. Piyasalan geç açtı, tüc-
cara iki ay kazandırdı. Üreticiyi iki ay pa-
rasızlıktan kıvrandırdı. Tütün baş fiyatla-
nnı düşük verdi, tüccann tütünleri ucuza
almasını sağladı. Tekel'in alımlara hızlı gir-
mesinı engelledi, üreticiyi tüccann elinde
oyuncak haline getirdi. Tütün kooperatif-
lerinın özgür ve güçlü olması önlendi; üre-
tici, tüccar karşısında sahipsiz kaldı. Açık
arttırmalı satışlara geçilmedi, üreticiler
parasını peşin alamıyor. Gelişmeler, aynı
acıklı senaryolann bu yıl da oynanacağını
gösteriyor! •
BENCE
İZZETTİN ONDER
Şekilcilik
TÜSlAD'ın raporu demokrasi yolunda atılmış bir
adım olarak görülebilir. Böyle bir raporun, Türkiye'nin
şu anda içinde bulunduğu ortam açısından ciddi
birtoplumsal işlevi olduğu da söylenebilir. Anlaya-
bildiğim kadan ile, Türkiye'de hâkim, baskıcı, an-
tidemokratik, antilaik, insan haklarına saygısız her
türlü politika ve uygulamalara karşı çıkılmaktadır.
Kısacası, raporun talep ettikleri eksik olabilir, rapo-
ra yeni talepler ilave edilebilir, ama bugün talep
edilenlere karşı çıkmak, sanınm, fazla olası değil-
dir.
"Böyle bir raporun başarı sağlama olasılığı ne-
dir" sorusuna verilebilecek cevap ise kocaman bir
"Yoktur!" olmaya mecburdur. Çünkü rapor eksik.
Rapor sadece "Bugünkü durum nedir?" konusu-
nu irdelemiş ve buradan da "Ne olması gerekir" so-
rusuna cevaplannı sıralamış. Raporda eksik olan
"Niçin?"d\r. Niçin Türkiye'de insan hakları çiğne-
niyor? Niçin Türkiye'de antilaik cephe yükseliyor?
Niçin Türkiye'de hâkim ve baskıcı bir politika izle-
niyor? Bu sorular, başında daima "niçin" sözcüğü
olarak daha da uzatıldığı zaman, toplumsal doku
ve bunun üzerinde yükselen mücade(eleri irdele-
meye başlanz. Oysa, bu sert çekirdeğe girmeye izin
verilmez. Söz konusu yasak alana girmeye hâkim
sınıflar izin vermez. Işte bu nedenledir ki, hâkim ser-
maye kesimi de raporunda kurumsal ve üst yapı-
lar düzeyinde yaklaşım yaparak bu kurumlann olu-
şumunda birinci derecede hâkim rol oynayan te-
mel faktörü dikkatlerden uzak tutar. Türkiye bu se-
naryoyu, son dönemlerde bir ara yükselen, fakat
sonralan sönen marjinal fikîr akımlarında ve son se-
çimlerden önce ortaya çıkmış olan marjinal siyasal
örgütlerde görmüş ve yaşamış bulunmaktadır.
Böyle bir raporun bu dönemdeki işlevi son de-
rece açık. TÜSIAD:MÜSİAD çatışmasında TÜSİAD
atak yaparak, MÜSlAD'ın siyasal güç uzantısını
yıpratmak zorundadır. Son özelleştirme ihalelerin-
de kimlerin ne kadar servet ve sermayeye sahip ol-
duğunu, bu insanlann ne kadar kural tanımaz ol-
duğunu ve tüm bu variıklann hangi ilişkilerle oluş-
turulmuş olabileceğini hep beraber gördük ve dü-
şündük. Bunun yanında Türkiye'nin dış itibannın sar-
sılması da, kuşkusuz, fazla arzulanır bir şey değil-
dir. Bunlar gibi, formelleşip, düzene uymuş serma-
ye kesimi aleyhine oluşan gelişmeleri engelleme-
nin yolu, demokrasi, açıklık ve hatta etkin ve yo-
ğun kamu denetiminden geçer. TÜSİAD, çok da hak-
lı ve hatta düzgün burjuvazinin gelişmesine katkı
yapacak bır biçimde, altından kayan zemini dur-
durmanın en etkin yolunun, açık ve eşit koşullarda
rekabet eden bırtoplum yaratmak olduğunu savu-
nuyor. TÜSİAD benzer savlan 1970'ler ve özellikle
de 1980'lerde gerçekleştirse idi, hem daha inan-
dmcı, hem de Türkiye'ye daha büyük bir katkı yap-
mış olurdu!
TÜSlAD'ın bugün kurmaya çalıştığı demokrasi
ve eşitlik, TÜSlAD'ın gücüne tehdit oluşturan grup-
lara yöneliktir. Buna karşın, TÜSİAD'a karşı pazar-
lık gücü olmayan gruplarla bir eşitlik kurma çaba-
sı raporda sezilmiyor. Kısacası, daha fazla formel
demokrasi, TÜSİAD'a karşı tehdit oluşturan güç-
lerin denetlenebilmesi için isteniyor. Böyle bir dü-
zenlemeyi, bu sistem içinde, ben deistiyorum. Bu-
na karşın, ben TÜSİAD'a karşın pazarlık gücü ol-
mayan gruplar, özellikle de emekçiler için demok-
rasi ıstiyorum. Bu raporun sahipleri bu sorunun ce-
vabını topluma vermeye hazır olmalıdır!
Böyle bir raporun uygulanma olasılığının zayıf ol-
ması da buradan kaynaklanmaktadır: TÜSİAD'ı
tehdit eden, yeni yükselen sermaye grubu bu dü-
zeyde TÜSİAD ile işbirliği yapmamakta, TÜSİAD ise
gerçek bir demokrasi talebi ve bu talebe yönelik
altyapı dönüşümü önerisi geliştirerek, sermayenin
ezdiği gruplarla koalisyona girmemektedir.
Kısacası mücadele, oturmuş ve formel ilişkiler için-
de ekonomik faaliyetlerini sürdüren sermaye kesi-
mi ile formel kalıplara girmeyerek avantaj sağlayan
ve böylece palazlanarak diğer gruba tehdit oluş-
turan sermaye kesimi arasında cereyan etmekte-
dir.
Tüm bu mücadelelerde asıl potansiyel olan "top-
lumsal muhalefet" konusunu da gelecek hafta siz-
lerle tartışmak üzere...
lyı bayramlar!
CÜNSIAD
'Once istikrar sonra
özelleştirme'
EN\T:R SEV1Ş
DİYARBAKIR-Güney-
doğu Sanayici ve Işadam-
lan Derneğı GÜNSİAD,
Güneydoğu'da siyasi istik-
rar sağlanmadan yapılacak
olan bır özelleştırmenin
sağhklı olamayacağına dik-
katçekti.GÜNSİAD, Gü-
neydoğu'da özelleştirile-
cekolanKİT'lerde,"işlet-
me çalışanlan" ile "bölge
işadanılan" ortaklığı öne-
risinde bulundu ve Güney-
doğu"da yapılacak olan
özelleştinne için birmodel
geliştirdiğini açıkladı.
Hükümetin özelleştir-
me ıle varmak istediği he-
deflerin, ülke ve devletin
aslı görevlerine yönelme-
si açısından yararlannın
tartışılmaz olduğıınun al-
tını çizen GÜNSİAD Ge-
nel Sekreteri İlhami Cey-
lan,Güneydoğu'dala özel-
leştirme boyutlannın fark-
lı olduğunu belirtti. Böl-
gedeki özelleştinne için
"GÜNSİAD modeli" adı
altında farkJı bir model ge-
liştirdiklerinı açıklayan
GÜNSİAD Genel Sekrete-
n İlhami Ceylan, buralar-
da yapılacak olan özelleş-
tirmenin bölgenın kalkın-
masında bır araç olarak
kullanılmasının gerekJi ol-
duğunu belirterek "Bölge
halkı \e müteşebbislerini
bölgede yatırım yapacak
kunıhışlara yönlendirilme-
leri sağlanmalı \e bunu
özendirmek için özelleştiri-
lecek kuruluşlaruı bölge-
deki insanlann oluşturdu-
ğu halka açık anonim şir-
keüere veya bunu taahhüt
eden kişi ya da kuruluşla-
ra verilmesi desteklenme-
lidir" şeklinde konuştu.
Geliştirdikleri modelle
bölge işadamlannın özel-
leştirilecek olan kuruluş-
lara ortak olması açısın-
dan büyük yararlann ola-
bileceğine işaret eden Ge-
nel Sekreter İlhami Cey-
lan, tesis ve işletmelerin,
bu modelle satın alınması
halinde bölge yatınmcıla-,
n ve işadamlannın bu te-|
sisin mülkiyeti ve yöneti-
mi ile yakından ilgili ola-
caklanndan dolayı kendin
lerini bölgede kalmaya
mecbur hissedecekleriniı
belirtti. Tesis ve işletme-1
lerin sahipleri aynı yöre in-|
sanı olacağından yakın çev-
1
redeki sosyal münasebet-ı
leri nedeniyle satılan diğer
1
KtT'lerde işçiler yönün-I
den yaşanan sosyal sıkın-1
tılann da olmayacağını an-,
latan ilhami Ceylan, tesis'
ve işletme çalışanlannın
özelleştirilecek kurumla-
1
ra ortak olması açısından
büyük yararlann sağlana-1
cağını bildirdi. \