29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24ŞUBAT1997 PAZARTESİ CUMHURİYET HABERLER Ulaştırma Bakanlığı 'bölücü' yayınlar konusunda MGK' ' Yaynriam MIT kapatsıır SAYFA 'Çillep sîyasetçf • ANKARA (AA)- Çağdaş Yaşamı Desteklemc Demeğı (ÇYDD) Ankara Şube Başkanı avukat Gülsen Baldan. Türkiye'de kadının siyasallaşması için erkekleşmesi gerektiğine, Dışışleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'i örnek göstererek, "Çiller, politikaya kadınlan değil erkekleri özendiren bir siyasetçidir" dedi. Çiller'i kadın haklan mücadelesinin olduğu hiçbir etkinlikte göremediklerini söyleyen Baldan, Çiller'in kadın haklanyla ilgili söylemlerini de samimi bulmadıklannı kaydetti. David Hannay Ankara'da • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- tngiltere'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Sir Davıd Hannay, Kıbns sorununun BM çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğini söyledi. Kıbns konusunda temaslarda bulunmak ûzere Ankara'ya gelen Hannay, Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı açıklamada Kıbns'ta anlaşmazlığm devam etmesinin hiç kimsenin çıkanna olmadığını belirtti. Hannay, adada giderek artan bir silahlanmanın oldugunu belirterek BM Banş Gücü'nün bir anlaşma sağlanana kadar görevini sürdüreceğini söyledi. MTA'daRP operasyonu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Hükûmet ortağı RP'nin kamu kurum ve kuruluşlannda 67 bin personel üzerinde yaptığı operasyona Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA) de katıldı. Bilimsel lcuruluşlara yaptığı politik atamalarla tepkilere neden olan koalisyon ortağı RP'nin, MTA Genel Müdürü Dr. Ziya Gözler, Genel Müdür Yardımcılan NTzatnetfrn Şentürk, Cengiz Atak. Güner Ünalan ve Halis Doğan'm görevden alınmalannı öngören kararnameleri hazırladıği kaydedildi. MTA'da yapılması beklenen operasyonda, genel müdürlüğe bağlı 12 bölge müdürünün tûmüyle, 13 daire başkanlığından 10'nun da değiştirileceği belirtıldi. OHAL'de maaşlar • ANKARA (URA)- REFAYOL hükümeti tarafindan asker ve polise yapılan özel zam nedeniyle Olağanüstü Hal Bölgesi'nde görev yapan Jandarma Asayiş Komutanı, Bölge Valısi'nden daha yüksek maaş almaya başladı. tçişleri Bakanı Meral Akşener, ANAP Nigde Milletvekili Akın Gönen'in soru önergesine verdiği yanıtta, OHAL Bölgesi'nde görev yapan askeri ve idari görevlilenn maaşlannı açıkladı. tçişleri Bakanlığı rakamlanna göre OHAL Jandarma Asayiş Komutanı 196 milyon 860 milyon lira maaş alırken, OHAL Bölge Valisi 164 milyon 513 bin lira maaş alıyor. Bölgede görev yapan ll Valisi 139 milyon 992 bin lira alırken, ll Jandarma Alay Komutanı'nada 143 milyon 972 bin lira maaş ödeniyor. Bölgede görev yapan ll Emniyet Müdürlerine ise 123 Milyon 991 bin lira net maaş ödeniyor. Tanla'dan eleştiri • Haber Merkezi Başbakan Necmettin Erbakan ve Refah Partisi'nin şeriat ile Islamı özdeşleştirerek cumhuriyeti karanlık ve tehlikeli noktalara sürüklediğini belirten DSP Istanbul Milletvekili Bülent Tanla, "Erbakan'ın şeriat yoluyla kadını toplumdan dışlayan, laik kanunlar yerine şeriatın uygulanmasını isteyen bu gereksiz tutumunu bırakması gerekir" dedi. RP'nin 'Biz Müslümanlar' demagojisini sürdürmesinin toplumda gerginlik yarattığmı vurgulayan Tanla, toplumun iktidardan sorunlann çözümünü beklediğini kaydetti. ye rapor verdi HÜLYAKARABAĞLI ANKARA - Ulaştırma Bakanlığı'run, Milli Güvenlik Kurulu'na (MGK) sunduğu "Yılacı, bölücü ve yasal olmayan iç ve dış kaynaklı rad>o ve teievizyon yaymlan" konulu raporda, Milli Istihbarat Teşkilatı'na (MİT) kaynak tahsis edilerek kapatma yetkisi tanınması önerildi. Sınır bölgelerinde komşu ülkelerin yayınlannın etkisinin azaltılmasının zorunluluğuna dikkat çekilen raporda. kablolu TV ile kablosuz çok kanallı mikrodalga TV dağıtım sisteminin (MMDS) özendirilmesi istendi. Raporda terör, bölücü ve etnik aynmcılık yaptıklan belirlenen kuruluşlann yöneticilerine yargı yolunun açılmasını öngören hükrnün yerleştirilmesi dikkat çekti. Ulaştırma Bakanlığı 'nın bir süre önce MGK'ye sunduğu. "Yüacı, bölücü ve yasal olmayan iç ve dış kaynakh radyo ve TV yayınlan" konulu raporda öngörülen yasal, ıdan ve teknik önlemler sıralandı. Bakanlık. "yasal" tedbırler bölümünde 3984 sayılı Özel Radyo ve Teievizyon Yasası'nuı 33 ve 34. maddelerinde değişiklik yapılmasmı istedi. Buna göre, "İhlalin tekrarlanması halinde, ihlalin ağırhğına göre yayın bir yıla kadar gecki olarak durdunilur veya yayın izni iptal edilir" hükmüne şu bolüm eklendı: "Ancak, Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığına ve bağımsızlığına, de\letin ülkesi ve milletiyk? bölünmez bütünlüğüne karşı yıkıcı ve bölücü terör ile etnik aynmcılığa sevk edecek şeküde işitsel ve görsel yayın yaptıklan tespit ediknJerin yaymlan süresiz durdurulur ve yayuı izinleri iptal edüir." Bakanlık, bu yayın ilkelerine aykın yayın yaptıldan belirlenen yöneticiler ya da görev alanlar hakkında Türk Ceza Yasası'nın 314. maddesi uyannca yargılanmalannı önerdi. 'MiDi Monitöring SistemT Bakanlık, yurt genelınde kurulması amaçlanan "Milli Monitöring Ststemi" için ihale aşamasında bulunduğuna dikkat çekti. Yıkıcı, bölücü ve yasal olmayan yayınlann elektronik tedbirlerle kapatılmasında yetkinin MÎT'e bırakılması istenen raporda, MlT'e kaynak aktanmı vurgulandı. Sınır bölgelerinde komşu yaymlann etkisinin azaltilması için "teknik" tedbirler de raporda, "Nüfusun yoğun olduğu alanlarda kablosuz çok kanallı mikrodalga TV dağıtım sistemi (MMDS) ve kabk) TV uygulamasına gecilmesi yönünde çalışma yapılması ve bu uvgulamanın özendirilmesi ile kapsamının genişletilmesinin \ararlı olacağı değeriendirilmektedir'* görüşüyle dile getirildi. Raporun, "idari" tedbirler bölümünde de çanak antenle MED TV'nin izlenmesinin engelenmesi için MED TV'yle aynı uydudan yayın yapan Türk teievizyon kuruluşlannın TÜRKSAT'tan yayın yapmalan istendi. Bakanlık, TRT INT kanalının A\Tupa kablo TV yayın şebekesinde kalabilmesi için Eutelsat uydusundan yayınlanna devam edebileceğine, INTnin herrürlü bölücü yayınlara karşı duyarlı olmasının sağlanması için yayın içeriğinin yeniden gözden geçinlmesinin gerekliliğine dikkat çekti. Keskin: Bu olaylar bizi yıldırmaz • Evi kurşunlandıktan sonra kuşkulu bir telefon alan CHP Genel Sekreteri Keskin, emniyetin olayı savsakladığını belirterek savcılığa başvuracağmı söyledi. ALPERBALLI ANKARA - Şeriatçı basın tarafindan hedef gösterildikten sonra Ayrancı'daki evi kimliğı belirsiz kişilerce kurşunlanan CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, olayı soruşturan emniyet yetkililerinin duyarsızlığından yakındı. Keskin. olay duyulmadan evini gazeteci oldugunu öne sürerek arayan şüpheli kişinin kimliğinin tespit edilmesi amacıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuracağını bildirdi. Keskin'in evinde bulunan mermi çekirdeğinin sadece ordu ve korucularda bulunan "G 3" tüfeğine ait olabileceğine ilişkın bulgular, "çete" kuşkulannı da gündeme getirdi. CHP Genel Sekreteri Keskin'in kiracısının oturduğu evin kurşunlanmasıyla ilgili belirsizlik sürüyor. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Keskm, emniyet yetkiHIerinden sağtlklı bılgi alamadığını söyledi. Emniyet yetkililerinin, olayda kullanılan silahın G-3 olduğu yolunda şüpheleri bulunduğunu dile getirdiklerini anlatan Keskin. "Emniyette, aûşm Harp Okuhı ya da TBMM tabunından aukhğı yolunda yoğun kuşkulann bulunduğu izlenimi edindim. Teknik olarak bunun mümkün olup olmadığını araşnracağun. Aynca Ankara Cumhuriyet Başsavcıbğı'na başvurarak bu iddialann da araşnnlmasını, doğruluğunun tespit edilmesini isteyeceğün'" dedi. Olayda kullanılan silahın uzun namlulu oldugunu belirten Keskin, sözlerinı şöyle sürdürdü: "Olayın olduğu saaderden oirkaç daldka sonra milletveldli tojmanlanndaki evimi gazeted oldugunu öne süren bir kişi anyor ve benim vurulup vuruhnadığımı soruyor. Ankara Cumhuriyet BaşsavcıbğTna başvurarak o saarJerde arandığım telefon numaralannın tespit edilmesini isteyeceğün." Şeriatçı terör örgütü Hizbullah'ı destekİediğini açıklayan ve anti-laik çıkışlanyla bilinen RP Rize Milletvekili Şevki Yıhnaz'la televizyonlarda yaptığı tartışmanın ardından tehdit mesajlan aldığını anlatan Keskin, olaydan haberdar ettiği emniyet yetkililerinin duyarsızlığından yakındı. TlRMı İzmirtiler "Temiz devlet, temiz siyaset" için her hafta Cumhuriyet Alanı'nda buluşuyor. (Fotoğraf: CELAL YILMAZ) Temiz toplum isteyenlerayaktaHaber Merkezi - Türkiye'de hızla yaygınlaşan "Aydmlık için Bir Dakika Karanlık" ve "Temiz toplum, temiz siyaset" eylemlen, alanlan doldurmaya devam ediyor. Izmir'de aynı istemler doğrultusunda kendiliğinden örgütlenen yurttaşlar, dün de Cumhuriyet Alanı'nda bir araya geldi. "Hükümet istifa", "Susma, sustukça sıra sana gekcek" ve "Türkiye laiktir, laik kalacak" sloganlan atan yüzlerce kişi, anti-demokratik uygulamalan ve ortaya çıkanlmayan karanlık ilişkileri protesto etti. Sivil toplum örgütlen, siyasi parti temsilcileri ve yüzlerce yurttaş, ellerindeki Türk bayraklan ve Atatürk posterleriyle dün saat 12.30'dan itibaren Cumhuriyet Alanı'nı doldurmaya başladı. Polisin üst aramasından geçerek panzerlerin kusattığı alana giren halk, bir saat boyunca alkışlarla ve sloganlarla hükümete yönelik tepkisini dile getirdi. Toplantı olaysız sona erdi. Amasya'da da ilk kez 22 şubat cumartesi akşamı yaklaşık 200 kişi. Atatürk Anıtı önünde toplandı. "Susma, sustukça sıra sana gelecek" sloganının atıldığı, ıslıklann, düdüklerin çalındığı eylem sırasında alkışlarla sorumlular protesto edildi. Kalabalık, herakşam meydanda buluşmak üzere aynldı. Gensoru öncesi gözler DYP'de ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM Genel Kuru- lu'nda yann DSP ve CHP'nin laik-demokratik rejime karşı tır- manan tehditler üzerine hükü- met hakkında verdiği gensoru önergeleri görüşülecek. Muha- lefetin hükümeti düşürmek için gerekli olan 276 rakamına ulaş- ması kolay görünmezken gözler iktidar ortağı DYP'deki çalkan- tıya çevrildi. DYP yönerimi. ye- ni fireleri önlemek ve transfer için harekete geçti. Adalet Bakanı Şevket Kazan ile RP'li belediye başkanlannm açıklamalan ve Sincan'daki şe- riat provasının ardından muhale- fet, hükümeti düşürmek için ha- rekete geçti. TBMM Danışma Kurulu, ANAP, DSP ve CHP'- nin ayn ayn verdiği gensoru önergelerinin genel kunılda ya- nn ele alınmasını kararlaştırdı. ANAP, kendi önergesini, içeriği- nin DSP ve CHP'nin önergele- rinden farklı olarak ek zam ko- nusunda kamu calışanlan ara- sında aynmcılık yapılmasına da- yandığı gerekçesiyle geri çekti. Gensoru önergesinin DSP ve CHP'nin önergeleriyle aynı gün görüşülmesini istemeyen ANAP yönetimi, bu önergeyi daha son- ra yeniden vereceklerini açıkJa- dı. DYP Genel Başkanı, Başba- kan Yardımcısı ve Dışişleri Ba- kanı Tansu Çiller'in TEDAŞ, TOFAŞ ve malvarhğıyla ilgili soruşturmalarda Yüce Divan'- dan kurtanlmasından sonra bi- raz rahatlayan REFAHYOL hü- kümeti, yann da gensoru sınavı- na girecek. Laiklik, şeriat tartış- malannın yaşanması beklenen görüşmeler öncesinde, BBP gensoruya destek vermeyeceği- ni açıkladı. Bu nedenle muhale- fetin hükümeti düşürmek için gerekli olan 276 rakamına ulaş- ması kolay görünmüyor. Son is- tifalardan sonra, REFAHYOL ortaklannın parlamentodaki sandalye sayısı 278'e inerken BBP dışındaki muhalefet parti- leri ile bağımsızlann tam kadro TBMM'ye gelerek gensoru önergelerine destek vermeleri dunımunda 264 rakamına ulaşı- hyor. Gensoru öncesinde TB- MM'deki sandalye dağılımı şöy- le: RP: 160, ANAP: 128, DYP: 118. DSP: 73. CHP: 49, BBP: 7, DTP: 6. Bağımsız: 8, Boş: 1. Gensoru öncesinde gözler DYP'nin içine çevrildi. Muhale- fet liderleri, DYP içindeki "sağ- duyulu" milletvekillerinı göre- ve çağırdılar. Yeni gensorulann gündemde olduğu bir siyasal or- tamda, DYP içinde yeni istifa- lardan çekinen yönetim de hare- kete geçti. Kulislerde, bağımsız milletvekili Köksal Toptan'ın DYP'ye döneceği haberleri ko- nuşulurken Toptan'a, gelecek yıl Meclis Başkanlığı seçiminde DYP adayı gösterilme sözü ve- rildiği öne sürüldü. 7AT/AYDINENGİN e - mail: engin (a pJanet.com.tr Başlık bir şarkıyı anımsattı rnı size, "Bir kedimbileyok"u7Tam da o duygudan söz ediliyor za- ten: Bir anayasam bile yok!.. Sakın kalkıp da "Behey gaafil gazeteci, 1982'de halkımızın yüzde 92'sinin onayladığı ana- yasa ne oluyor pekj" filan diye sormayın. "Amaaaayasa" değıl "Anaya- sa'dedik. Maddeleri "Herkes düşünce- lerini özgürce açıklama hakkına sahiptir, amaaaaa" ya da "Her- kes serbestçe örgütlenmekhak- kına sahiptir amaaaaa.." ya da "Basın hürdür, amaaaa.." diye başlayan bir kurallar yığını, kim- seye anayasa olarak kabul etti- rilemez. Tıpkı kimsenin 1982 Anayasa referandumunu, çağdaş bir ül- kede demokratik yöntemlerle gerçekleştirilmiş, halkın özgür iradesinin ürünü bir halk oyla- ması olarak yutmayacagı gibi. Hiçbir halk oylaması, hele hele anayasa oylaması "Evetdemez- sen döverim ha" koşullannda yapılamaz. "Bizyaptık oldu° di- yenler bile gün gelir, Nasrettin Hoca'nın "Kar ile ekmek yeme- yi ben icat ettim, ama ben de Bir Anayasam Bile Yok... beğenmedim" deyişi gibi kendi yaptıklanndan kendileri yakın- mak zorunda kalırlar. Ortada doğru dürüst bir ana- yasa olmayınca işler de çatalla- şıyor, alabikJiğinezorlaşıyor, de- mokrasiyi korumaya çabalayan yurttaş da, yurttaşın esenlik için- de yaşayabileceği demokrasi de zora düşüyor. Anayasa özgür yurttaşlar ara- sında bir sözleşme. Bir toplum- sal sözleşme. Fransız devrimini izleyen dönemde özgüryurttaş- lar vurgusu önem taşıyordu, çünkü egemenliğin aristokratlar- dan (prensler, krallar, soylular) alınıp ulusa (halka) aktanlması kavgası veriliyordu. 20. yüzyıl biterken yurttaşlann özgür niteliğine eskisi kadar vur- gu yapılması gerekmiyor. Aris- tokratların, soylular sınmnın be- li çoktan kınldı. Yurttaşın özgür olduğu, seçmelerini özgür ira- desiyle yaptığı, her yurttaşın ya- salar önünde zengin-yoksul, akıllı-akılsız, bilgili-bilgisiz ayn- mı yapılmaksızın eşit olduğu ar- tık veri kabul ediliyor. Burjuva demokrasisinin, Batı demokrasilerinin olmazsa olmaz kuralı bu. Yurttaşlar, özgür oylanyla bir anayasa metnini oyluyorlar. Ka- bul edilen anayasa, bir toplum- sal sözleşme niteliği ve gücü ka- zanıyor. Herkes (kişi, kurum, grup) karşılıklı ilişkilerini bu söz- leşme çerçevesinde yürütmeyi benimsediğini ilan etmiş oluyor. Toplumun gelişmesi bu yasanın sınırlanna sığmadığı dönemece kadar da bu sözleşme geçerli oluyor. Herkes hakkını hukuku- nu biliyor, haklannın, özgüriükle- rinin stnınnı tanımlryor ve ona gö- re davranıyor... Ortaokul Yurttaşlık Bilgisi derslerine benzeyen bu anım- satmalar niye art arda sıralandı? Birey olarak, yurttaş olarak kendimi savunmak zorunda kal- dığımı düşünüyorum. Savunma zorunluğumun, önümüzdeki günlerde daha da artacağını gö- rüyorum. Savunmama temel olacak dayanaklar anyorum ve kendimi köşeye sıkıştınlmış his- sediyorum. Çetrefil cümleler kurmamak için izninizle bir örnek: Refah, iktidannı biraz daha pekiştirebilirse bu ülkede dev- letçe verilmesi gereken temel eğitimin felsefesini, içeriğini, yö- nünü yönelimini kökünden de- ğiştirmeye kararlı. Çağdaş dev- let bütün yurttaşlanna temel eği- tim olanaklan sağlamak zorun- da. Bu, devletin savsaklayama- yacağı, yurttaşlann da vazgeçe- meyecegi bir hak ve yükümlü- lük. lyi güzel de bu temel eğitim- de ne, nasıl okutulacak? Orne- ğin yurttaşlık bilgisi derslerinde egemenliğin sahibi olarak ulus mu gösterilecek, Allah mı? Yurt- taşlar arasındaki ekonomik, sos- yal, kültürel ilişkilerin hukuku Medeni Kanun hükümlerince belirlendiği mi öğretilecek yoksa şeriat kurallarının mutiak belirie- yiciliği mi anlatılacak? Tabiat bilgisi dersinde şimşe- ğin çakması, negatif elektrik yüklü bulutlarla pozitif elektrik yüklü yer arasında bir akım sıç- raması olarak mı anlatılacak, yoksa Allah'ın gazabının ve kud- retinin insanlara anımsatıldığı bir ilahi nur olarak mı? Sosyal bilimler dersinde ka- dın erkek ilişkisini kadın-erkek aynmını çoktan geride bırakmış çağdaş yasaların beliıieyeceği mi anlatlacak, yoksa altıncı yüz- yılın Arabistan çöllerindeki gele- nek göreneklerden süzüimüş kurallara uyulması gereği mi sa- vunulacak? Refah bütün bunları, oylann çoğunluğunu alıp iktidarı tam olarak ele geçirdigi takdirde ger- çekleştirmeye kalktığında ben hangi toplumsal sözleşmeye dayanarak kendimi savunaca- ğım. Örneğin çocuğumun öyle bir temel eğitimden geçirileme- yeceğini neye dayanarak ileri süreceğim? Tank paletlerinın ardına sığın- mak bir demokrat olarak asla yeğlemeyeceğim bir yöntem ol- duğuna göre ve sırtımı dayaya- bileceğim bir anayasam bile ol- madığına göre ben (biz) kendi- mizi nasıl savunacağız? Bunu şiddete, zora, tanka, topatüfeğe başvurmadan nasıl gerçekleş- tireceğiz... Yann Tırmık'm izin günü. Ama öbür gün bu sorular devam edecek... POLİTİKA GU1NLUGU HtKMET ÇETtNKAYA Nasıl Geldik?.. Türkiye'nin gündeminde 'şeriat' var... Herkes birbınne soruyor: "Türkiye bir iran, Sudan, Afganistan olur mu, ordu darbeyaparsa ülke Cezayir'e dönermi?" Basın ve banka patronlannın sahibi bulunduğu 'de- mokrat televizyonlar'üa her akşam 'şeriat tartışması' yapılıyor. Sakallı, yakası bağrı açık, mağara kaçkını kılıkJı adamlar teievizyon ekranlanna çıkıp milyonlara demokrasi dersi venyoriar... Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde, 'demokrasi düşmanlan', karşılarındakilerine insan haklan, temel hak ve özgüriük gibi 'demokratik' kavramlara değin- mezler, görüşlen neyse onlan aktanrlar. Ama ülkemiz- de bunun tam tersı oluyor, şeriatçı tosuncuklar teie- vizyon ekranlannda takıyye yaptıklan için tartışacak- ları kişileri kendileri seçiyorlar. Mılyonlarca ınsan da bu tür tartışmalan soluksuz ızlıyor... Sakallı, yakası bağrı açık, mağara kaçkını, softa bo- zuntusu yaratıklar kim? Bunlar türkiye'yı ortaçağın karanlığına götürmek is- teyen, bir ayaklan Iran'da öteki ayaklan Afganistan'da olan sözde gazeteci ve yazarlar... Ya karşılanna çıkanlan ve demokrat kimliğı olduğu- na ınandınlmak ıstenenler kim? Büyük çoğunluğu Lozan yenne Sevr'i savunan, 1923 Aydınlanma Devrimi'nin yaratıcısı Mustafa Ke- mal Atatürk'e kin ve nefret duyan: demokrasıyi özel- leştirmeyle koşut sayan, demokratik örgütlenmelere karşı çıkan, ırkçılığa prım veren, solculuğu çağdışı bu- lan ve özetle şenatçılarla her koşulda uzlaşabilen kişi- ler... Mağara kaçkını zibidilergerçekten ışını lyı biliyor ve teievizyon ekranlannda yalan dolanla kamuoyunun kafasını kanştınyor... Sakallı, yakası bağrı açık mağara kaçkınlannın kar- şısına çıkan sözde demokratlar ıse sonunda onlarla uzlaşıp tokalaşıyorlar, ardından da öpüşüp koklaşı- yoriar... ••• Ben laik. demokratik cumhuriyeti yıkmak için 'son adımı atmaya' hazırlanan karayobazlara, televizyon- larda tartışma programlannı yöneten arkadaşlanmızın şu sorulan yöneltmelerinı bir yurttaş olarak bekliyorum: "Siz Gümüşhane Barosu Başkanı Ali Günday'/ he- def gösteren ve onun ölümûne yol açanlar değil mi- siniz? Siz Türk Silahlı Kuvvetleri'ne 'Dınsiz komutan- lar kışlada camı yıktınyor* diye yalan haber yazıp or- talığı kanştıranlar değil misıniz? Siz 10 Nisan 1994 ta- rihinde Taksim Alanı'nda 'Şeriat gelecek, laıkler gebe- recek' diye bağıran on binlerce kişiyi yönetenter de- ğil misiniz? Siz camileri silahlı örgüt evıne çeviren Hiz- bullah militanlannı koruyup kollayanlar değil misiniz? Siz Cezayir'de şenatçı mılitanlann 50 kişiyi katlettik- lerı gün, '50 laik geberdi' manşetı atanlar değil misi- niz? Siz Sıvas'ta 37 canı din diriyakan şeriatçıları al- kışlayanlar değil misiniz? Siz laik, demokratik aydın- lann, bilım adamlannın, yazariann, politikacılann tele- fon numaralannı yayımlayıp evlenni kurşunlatanlarde- ğil misiniz?.." Nedense bu sorular yönettilmiyor sakallı, bağn açık mağara kaçkını yaratıklara? Sorulmayınca ne oluyor? Onlar vaaz verır gıbı konuşuyor ve sonunda "Yahu bu adamlar haklı" denıliyor. Şerıat=islam, Hizbullah= Allah'ın Yolu olarak açıklanınca halkın kafasında soru işaretleri çoğalıyor... Bunlar 12-13 bin satan gazeteleriyle ancak birbir- leriyle mektuplaşacaktiplerdir. Şimdilerdetetevizyon ekranlanna çıktılar; yalan dolanla, numaracı cumhu- riyetçilerte ışı kapatmaya çalışıyorlar... Ancak hedeflerine ulaşıyorlar... Çünkü onlann yaptıklannı, neler yazdıklannı kamu- oyu bilmiyor... • • • Türkiye bugünlere, Necmettin Erbakan'ın Başba- kan olmasıyla bıriikte gelmedı. Mağara kaçkını kara- yobazlar üç-dört ay ıçınde palazlanmadı... Bakın laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin Mil- li Eğitim Bakanlığı'ndaki eğitıciler, kurslarda öğret- menlere neler anlatıyor: " • Ibranice, Latince, Arapça... Bu üç dil gücünü millettendeğildindenalır. LatinceIncıl'ındilıdir. llim- de de kullanılır. Biz de ilim dilinde Latinceye yer veri- yoruz. llmi ahlakta Batı ahlaksızdır. Çevıride ilmi keli- meler (Türkçeye) çevrilirse ilmı ahlaksızlık olur. • Su Kasidesi'nin redifineden su'dur?.. Neden ter- cihiSu'dur?.. Su rahmetlidır. Kültürümüzdeateş(Haz- reti ibrahimj, su (Hz. Muhammedj, toprak (Hz. A- demj, rıava /Hz. \sa)...(!) Su kelimesi naatyazmak için kullanıldığından önemli... Hz. Muhammed alemlere rahmet olduğu için su yazıhr. Incı, güzeller daha gü- zelleşsin diye piyasaya sürulür. Nisan yağmurunun in- ciye dönüşmesi gibi... Yabancı kelimelerie savaşılma- ması kalp gozünün kapalı olmasıdır. • Başkasından aldığımız kelımelere kendi mühü- rümüzü vurmuş ve veled-izına (konumuzdışı). Dilmil- letin ruhudur, öyle üfler. • Hacettepe'yi Amerikalılarkurdular. Kendi dilleri- nin propagandasını yapıyoriar. • Müslüman, müsluman gibi yaşamalıdır. • Halkçılık halkın dili ile halka hizmet ğötürmektir. Bu devlet delikanlı ise benı bu kursta görevlendirme- sin bakalım. Yerim onlan... • Insanlar rüyalarınt Türkçe görürier (İşte bu doğ- ru.) Rüyalar ise ikiye aynlır: Şeytani rüyalar, rahmani rüyalar..." Evet, siz ne diyorsunuz laik, demokratik cum- huriyetin Milli Eğitim Bakanı Sağlam Bey? Ne diyorsunuz? Internet: http: // wyvw.planetcom.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (5 Planetcom. TR İNLARİ HİKMET (ETİNKAYA SANADA - BULAŞTJ 350.000 TL. (KDV dahıl) Çağ Pazarlama A.Ş. Yerebatan Caddesi Saikımsoğüt Sokak No: 9/B Cağaloğlu fstanbul Tel:514 01 95/96 Postaçekino.: 666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle