29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 1997 PAZARTESİ HABERLER hsan Hakları Şûpası yasallaşıyor • BOLU(AA)-Devlet Bakanı Lütfü Esengün, "Insan Haklan Müsteşarlığı ve buna bağh olarak yılda bir kez toplanacak olan Insan Haklan Şûrası'ni yasallaştırmak üzereyiz" dedi. Her yıl yapılması planlanan lnsan HakJan Şûrası sayesınde mevcut şikâyetlerin önüne geçileceğini kaydeden Esengün. hükümetin gayet iyi bir yolda olduğunu vurguladı. ICAD polisi şikâyet etti • İstanbul Haber Servisi -Uluslarası Kayıplara KarşıKomite(ICAD) tarafından yapılan açıklamada. Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı Gezici Kayıp Bürosu'nun 'göz boyamak' için hizmete girdiği belirtilerek, "Cumartesi Anneleri'yle alay ediliyor" denildi. ICAD adına yapılan yazılı açıklamada. Gezici Kayıp Bürosu'nun polisin ikiyüzlülüğünü ortaya çıkardığı vurgulanarak, "Polisin yardım etmesini değil, gözaltında kaybedilen çocuklanmızı bulmasını istiyoruz" denildi. TİHV'den ABANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu) - Türkiye lnsan HakJan Vakfı (TtHV) Adana Temsilcisi Avukat Mustafa Çinkıhç, işkence gördüğünü öne sürerek tedavi için vakfa başvuranlara "polisin "Git senı vakıf tedavi etsin' diye telkinde bulunduğunu" öğrendiklerini söyledi. 'tzinsiz tedavi merkezi' açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davadan yargılaması süren TİHV Temsilcisi Mustafa Çinkıhç, vakfın konuya hekim-hasta ılişkisi olarak baktıklan için gizliliği esas aldıklannı, ne siyasal görüş ne de köken, din ve cinsiyetle ilgilendiklerini belirtti. Bursa Barosu etkinfiği • Haber Merkezi - Bursa Barosu, "Yaşananlar Boşuna Değıl-Den;okrasi Etkinlikleri" adı altında bir dizi etkinlik düzenliyor. İlki 17 şubatta yapılan Etkinliğin ikincisi bugün Tayyare Kültür Merkezi "nde düzenlenecek. Bugünkü etkinliğe, Genco Erkal, Nevzat Şenol, Tank Akan, Berat Günçıkan ve Feyza Hepçilingirler katılıyor Karayoluyla hac sırrı • ANKARA (ANKA) RP'li Devlet Bakanı Fehim Adak'ın geçen yıl eşiyle birlikte kendi arabasıyla hacca gittiği ortaya çıktı. Adak'ın yolculuğunu karayoluyla gidişte "güvenlik sorunu bulunmadığının" kanıtı olarak gösteren RP'liler Diyanerten Sorumlu Devlet Bakanı Nevzat Ercan ile tçişleri Bakanı Meral Akşener'in "güvenlik açısından mümkün olmadığını" açıklamasına karşın bu yıl oluşturulacak bir kafileyle karayoluyla hacca gidilmesini kararlaştırdılar. Erdal Öz / den açıklama • Istanbul Haber Servisi -Yayıncı ve yazar Erdal Öz. gazetemizde dün yer alan 'CHP'ye Sanatçı Katılımı' başlıklı haber üzerine bir açıklama yaptı. Öz açıklamasında. "Bedri Baykam, beni arayıp CHP'ye üye olmamı istediğinde, böyle bir üyelik düşünmediğimi kendisine açıkladım. Ama parlamentoda şeriata karşı çıkan, laikliği ve demokrasiyi savunan tek parti olarak CHP'yi gördüğümü, yeterli bulmadığımı, ancak yıilarca oy verdiğim CHP'nin her türlü çağdaş, ilenci gırişimine destek vereceğimi bildirdim" dedı. Adalet Bakanı, 1989'daki 'Alevi düşmanlığı davasında' savunmasını şeriata dayandırdı Kazan: Kacbıı eli sıkılmazALPERBALLI ANKARA - Adalet Bakanı Şevket Ka- zan' ın; 1989 yıhnda derslerde Alevilere hakaret ettiği ve şeriat propagandası yaptı- ğı gerekçesiyle Ankara DGM'de yargıla- nan öğretmen AhmetGünay'ın avukatlığı- nı yaparken. "kadın eli sıkmanm dinen ea- iz olmadıgr yönünde savunma yaptığı or- taya çıktı. Kazan'ın savunduğu öğretmen. zamanaşımı nedeniyle ceza almadı. Ankara DGM tarafından 27 Aralık 1990'da yazılan gerekçeli kararda, Ahmet Günay'ın Diyanet Işleri Başkanlığı'ndagö- re\ yaparken, Ayrancı Lisesi'nde ücretkar- şılığı haftada 8 saat Dın Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersleri verdiği anlatıldı. Kararda; Ankara DGM Başsavcıhgı ta- rafından hazırlanan iddianamede, Ahmet Günay'ın derslerde konu dışı yaptığı ko- nuşmalarda. "erkeklerie bayanlann toka- laşmasuun giinah olduğunu, zina başlangı- cısayüacağuu, BaO'da Müslüman olmayan- larla Kızjlbuş veya Alevilerde olduğu gibi kızlann önce babalanyla veya erkek kar- deşleriyle yattığını. kızlann başlannı ört- Adalet Bakam'mn kacak araba savunması 6 Yasa değişikliğinden haberim yok' KOCAELİ (AA) - Adalet Bakanı Şevket Kazan, yurtdışından getirttıgi ve kaçak ol- duğubelirienen araba hakkında, konuyla il- gili yasadan haberi olmadığını söyleyerek savunma yaptı. Şevket Kazan, yurtdışın- dan getiriletı araçlann triptik süresinin 6 aydan 3 aya indirildiğinden haberi olmadı- ğını belirterek u Bu sûrenin geçmiş oiması. 306 bin Hrabk bir cezayı gerektiriyor. Yani otomobfl kaçak değildir'' dedi. RP Kocaeli fl Örgütü'nce gerçekleştiri- len Genişletilmişîl Divan Tbplantısı'na ka- tılan Kazan, yaptığı konuşmada, kendisi hakkında medyada çıkan iddialara cevap verdı. Kazan, "Surekü Aydmlık İçin Bir Dakika Karanlık" kampanyasıyla ilgili "Mnm söndü oynuyorlar'' açıklamasından medyayı sorumlu tutarak. "Afevi vatandaş- larlabenikarşıkarşıyagetirmekistiyortar" dedi. meleri gerektiğjni, 'günaydın' yerine 'sela- münaleyküm' denmesi gerektiğüıi" söyle- diği gerekçesiyle TC Y'nin daha sonra kal- dınlan "kişiselçıkarsağlamakamacryladi- ni ve dince mukaddes sayılan şeyleri alet ederek propaganda yapma ve telkinde bu- lunma" suçlannı düzenleyen 163. madde- si ile din ve mezhep mensuplanna hakaret etmekfıilini düzenleyen 175. maddesi uya- nnca cezalandırılmasının istendigi anlatıl- dı. Günay'ın avukatı olan Kazan'ın davay- la ilgili savunması kararda şöyle değerlen- dirildi: "Sanıkveküi.duruşmalarsırasında sanığın savunnıasının doğruluğunu kanıt- lamak bakımından Hürrrvet gazetesinin 8 Mart 1989 günlü nüshasının 23. sayfasında- ki 'Babasıyla evladı' başlığını taşıyan ha- ber yazının fotokopisiyle aralannda evlilik caizolan kadın ve erkeklerin, bir zaruret bu- lunmadıkça birbirleriyle tokalaşmalan ba- zı istisnalar dışında dinen caiz görülrnedi- ğini belirten Başbakanlık Diyanet İşleri BaşkanhğYnca Ahmet Güna> 'a gönderilen 6 Eylül 1989 tarihli yazı ik yine Hürriyetga- zetesi yazarlanndan Oktay Ekşi'nin yazdı- ğı Benazir Butto'nun erkekeli sıkmamasry- la ilgili "Butto'nun ardından" başlığını taşı- yan yazıfotokopisinikeza ortaokul Din Kül- türü ve Ahlâk Bilgisi kitabuun selamlaşma ile ilgili kısunlarının fotokopisini ibraz etti." Mahkeme, şeriat propagandası suçunun maddi ve manevi unsurlannın oluşmadığı gerekçesine dayanarak Günay hakkında beraat karan verirken, sanığın mezhebe ha- karet konusundaki yargılamanın DGM'le- rin görev alanına girmediği gerekçesiyle "görevsbtik"karan vererek, dosyayı Anka- ra Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Ahmet Günay daha sonra zamanaşımı nedeniyle ceza almadı. 'Göktepe davasım bagLacbm' Gazeteci Metin Göktepe'yi öldürmekten yargılanan polislerin avukatı, rüşvetle birçok dava kazandığını, Göktepe olayını da aynı yolla kapatacağını "Söz Fato'da" programında açıklayacak ORAL ÇALIŞLAR Gazeteci Metin Göktepe cinaye- ti davasında yeni bir skandal daha ortaya çıktı. Metin Göktepe'yi öl- dürmekten yargılanan polislerin avukatlanndan AhmetÜlger'in çe- şitli yolsuzluklara kanştığı ve yük- sek paralar karşılığı davalann sey- rini değiştirdiği belirlendi. Ülger, gizli kameraya Metin Göktepe da- vasının sonucunu da etkileyeceği- ni itiraf etti. Metin Göktepe'nin öldürülmesi davasında sanık polislenn avukatı olan Needet Küçüktaşkıner'ın MİT elemanı olduğu ve işkencede yer aldığının ortaya çıkmasından son- ra Avukat Ahmet Ülger'in, Gökte- pe'nin öldürülmesine neden olan olaylannbas sorumlulanndan Em- niyet Amiri Mehmet İşbitiren'in kardeşi olduğu da belgelerle sap- tandı. Ahmet Ülger'in anne ve ba- ba ve kardeşi Işbitiren'le aynı olan soyadını neden değiştirdiği henüz anlaşılamadı. Kanal D'deyayımlanan "SözFa- to'da" programının ekibi. bir tesa- düf sonucu Ahmet Ülger'e ulaştı ve onun yolsuzluklannı ortaya çı- kardı. Programa yapılan bir telefon ihbannda Beyoğlu çevresınde ken- disini savcı olarak tanıtan bır ktşi- nin adlıye ve emniyette iş bitirdiğı söylendi. "Söz Fato'da" ekibi. Be- yoğlu Adliyesi'nden aldığı rastge- le ağır cezalık bir dosya ile Hasan isimli sahtekârla temas kurdu. Ha- san. gizli kamerayla saptanan gö- riişmede. dosyalan nasıl istedikle- ri şekilde yönlendirdiklerini aynn- Avukat Ahmet tlger. Cöktepe'nin öldürülmesine neden olan olaylann baş sorumlulanndan Emniyet Amiri Mehmet İşbitiren'in kardeşi. Ülger'in soyadını neden değiştirdiği henüz anlaşılamadı. tılı şekilde anlattı. Daha sonra Ha- san, Taksim Hastanesi'nin karako- lunda muhabirle buluştu. Karakol- da bulunan bir polisin yanında ve onun duyacağı şekilde Hasan, son derece rahat bir şekilde buradan te- lefonlaretti, muhabirle pazarlıklar yürüttü. Hasan'ın karakolu büro gi- bi kullanması ve tüm pazarlıklar kamerayla saptandı. Konu, "Söz Fato'da" ekibinin *yem" olarak kullandığı dosya üze- rinde pazarlık yapmaya geldiğin- de, Hasan. Metin Göktepe cinaye- ti sanıklannı kurtaran Ahmet Ülger isimli bir avukattan söz etti. Birgün sonra Hasan, Ahmet Ülger'i Çem- berlitaş'taki bir nargile salonuna getirdi ve ekiple görüştürdü. Bu gö- rüşme de gizli kamera ile saptandı. Hasan. Avukat Ahmet Ülger'in ya- nında muhabire, "hâkün vesavcıla- nn nasıl yola getirildiğini'' anlattı. Ahmet ÜÎger'in işleri nasıl bitirdi- ğı, ayakçısı Hasan tarafından bal- landıra ballandıra dıle getirildi. Ül- ger de onu görüntülere yansıyacak şekilde başıyla onayladı. Sonunda dosya numarası avukata venldi ve Ülgeronlara şunlan söyledi: "Ben îlhan Selçuk: Erbakan 'laik' de değil, oturduğu makama 'layık' da değil 'ADD'ye büyük ilgigösteriliyor' ERDAL ÖZCAN ÇORLLl -Çorlu Atatürkçü Dü- şünce Derneği'nin düzenlediği "Bunalım ve Kurtuluş'" konulu konferansta konuşan gazetemiz yazan tlhan Selçuk, ülkenın Ba- tı'dan yavaş yavaş kopanlmak is- tendiğine dikkati çekerek "Öyle görüyorum ki, Refah Partisi Genel Başkanı ve yandaşlarv ülkede sis- temli olarak bir şeyleri tezgâhla- mak için çaba harcıyorlar" dedi. Belediye Sergi Salonu'nda dü- zenlenen konferansa. Idare Müdü- rümüz Hüseyin Gürer gazeteci Yalçın Bayer, Cüne\1 Canver. Çor- lu Belediye Başkanı Ünal Baysan ve Çorlu Atatürkçü Düşünce Der- neği Başkanı avukat Yılmaz Alpas- lan da izleyici olarak katıldı. Konferansta ülkenin gidişatının iyi olmadığını vurgulayan Selçuk. iktidar ve makam uğruna bir par- tinin kadın genel başkanının Refah Partisi'ni iktidara taşıdığını belir- terek "Ama Atatürkçü insanlar, ül- keyi seven insanlar bunlara geçit vermeyecektir. Görüyonını ki Ata- türkçü Düşünce Dernekleri'ne bü- yük ilgi gösteriliyor" diye konuştu. Konuşmasında, son günlerde sürdürülen solda birlik tartışmala- nna da değinen Selçuk, şunlan söyledi: "Sol ancak birleştiği za- man ülkenin >azgısını değiştircbi- lir. Bu bir gerçek. Ancak bugün Türkiye'nin sorunu solu da aştı. Ayduıhkla karanlığın hesaplaşma- sı söz konusu. Bugün başımızdaki hükümet şeriata dönük yolda me- safe almak hesabı içindedir. Çiller bu vönde bir maşa gibi kullanılıyor. Başbakan Erbakan'laik' dedeğil- dir. oturduğu makama layık' da değildir. Refah'a 'dur' diyemedik- çe Türkiye tehUkededir." Selçuk. konferansın ardından saat 21.00'de Çorlu Belediyesi önünde Çorlulular ile birlikte *Sü- rekli Ayduıhk İçin Bir Dakika Ka- ranlık" eylemine katıldı. Çorlu'da özel bır lisenın ögren- cilen ve velileri için düzenlediği konferansa katılan Hürriyet Gaze- tesı Yazan Yalçın Bayer de demok- rasinin vazgeçilmez unsurlanndan birinin basın olduğunu vurgulaya- rak şunlan söyledi: u Ûlke sorunlan her geçen gün ağııiaşmakta. Ülkenin dört bir ya- nında insanlar haksızlığa uğra- makta, bunların medyada dile ge- tirilmcsi beklenihnektedir. Biz de medyada çalışanlar olarak halkın ve okurtann istemlerine kulak ve- rip bu konulara daha çok duyarh olmahvız." ne dersem o olur. illa ki o olur." Bu görüşme sırasında ayakçı Ha- san, Ahmet Ülger'in geçmişte hâ- kimlik yaptığını da söyledi ve Ül- ger de buna itiraz etmedi. Aslında Ulgereskiden hâkimlik yapmamış- tı. ama alacağı rüşveti arttırmak ge- rekçesiyle olacak, buna sesini çı- karmadı. Bu görüşmeden sonra, Ahmet Ülger dosyayı kabul ettiği- ni ve paranın da ayakçı Hasan'la konuşulduğu gibi olduğunu muha- bire bıldirdi. Göktepe cinayetinin birnumaralı sanığı Mehmet İşbiti- ren'in öz kardeşi ve avukatı Ahmet Ülger'in daha başka ne gibi yol- suzluklara kanştığı büinmiyor. Ül- ger. Göktepe cinayetiyle ilgili Af- yon'daki duruşmada. "vatansever- lik" şovlan yaptıktan sonra, "Med- ya mahkemeyi baskı alüna alıyor veyönlendirmekistiyor"dedi. Ka- mera görüntüleriyle saptanan ve mahkemeleri ağır bir zan altında bırakan açıklamalar yapan Ahmet Ülger'in bundan sonra neler söyle- yfecegi meraklabekleniyor. Ahmet Ülger'in üniversitedeki öğrencilik yıllannda yoksulluk çektiği onu tanıyan arkadaşlannca belirtiliyor. O dönemde ülkücüler arasında etkili olan Ülger ve kar- deşleri hızla zenginleştiler. Ahmet Ülger'in MHP milletvekili adayı olduğu, ÜlküOcaklan'ndabaşkan- hk yaptığı da saptandı. Ülger'in ayakçısı Hasan"ın ka- meralara yansıyan iddialan da deh- şet vericı. Hasan, "Metin Gökte- pe'ninöldürülmesiemrini Mehmet İşbitiren'in verdiğini ve kardeşi Ah- met Ülger'in onu kurtardığv- nı" söyledi. Dava dosyalann- da ıse Mehmet lşbitiren, Me- tın'in gözaltına alınması em- rini \eren emniyet amiri ola- rak yargılanıyor. Ahmet Ülger'in, cinayet sanığı polislerin Afyon'daki mahkeme karşısına çıkma- masını sağlayan avukat oldu- ğu daanlaşıldı. Işkenceci po- lislerin Afyon yerine gizlice Eyüp 6. Ağır Ceza Mahke- mesi'nde alınan ifade tuta- naklanndan duruşmaya Ah- met Ülger'in de sanıklann avukatı olarak katıldığı orta- ya çıktı. Göktepe davasının gidişa- tını etkileyecek bu haberler- den sonra Ülger'in üye oldu- ğu Istanbul Barosu'nun ve Afyon Ağır Ceza Mahkeme- si'nin nasıl bır işlem yapaca- ğı da merakla bekleniyor. BIZBIZE, SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Refah Partisi'nin laikliği he- def alan ve Türkiye'nin mo- demleşmeye yönelik çizgisini tersine çevirmeye çalışan giri- şimleri. farklı çevrelerde farklı tepkilere neden oluyor. Ancak tepkilerin ortak noktası; Refah Partisi'nde billurlaşan siyasi Is- lamın ciddi birtehlikeyedönüş- meye başlamasıdır. Bu tehlike, Kürt sorunu nede- niyle artan gerilim ve şiddet or- tamında korkutucu bir potansi- yeli de içinde banndınyor. Siya- si Islamın güçlü altyapılarından birisi, Güneydoğu'dadevam e- den savaş. Bu savaş yüzünden büyük şehirlerin varoşlarından toplanan yoksul kalabalıklar, şeriatçılar için önemli bir taban oluşturuyor. Bu taban. çaresizliği, yoksul- luğu nedeniyle ve devletten gördüğü kötü muameleler yü- zünden şiddete çok yatkın özellikler taşıyor. Türkiye'yi yönetenler, yıilarca Kürt sorununu bir asayiş soru- nu olarak görüp bunu ancak şiddetle çözebileceklerini dü- Şeriatçılarla Başa Çıkmanm Yolu... şündüler. Bu amaçlarını ger- çekleştirebilmek amactyla şe- riatçı güçlerle ittrfak yapmayı bi- le mubah gördüler. Güneydo- ğu'da şimdi çok şikâyet edilen Hizbullah, devlet eliyie güçlen- dirilip eylemlere sevk edildi. "Komünizme ve Kürtçülüğe" karşı din silahına sanlanlar, şim- di şeriatı nasıl alt edeceğiz di- ye düşünmeye başladılar. Şeri- atla kim başa çıkacak? Ibra- him Şahin sokaklarda elini kol- lunu sallayarak dolaşın\en onu yakalama olanağı bulamayan Içişleri Bakanhğı mı? ibrahim Şahin ve Özel Timcileri elinden kaçıran DGM savcılan mı? Ma- nisa ve Ankara'da üniversiteli ve liseli gençlere 20 yıla yakın ceza vermeyi bir alışkanlık ha- line getiren sistem mi? Şeriatçılar, bu kadarcık bir güçle, Türkiye'yi siyasi islamın egemenliği altına sokmak iste- yerek başlanndan büyük bır işe kalKiştılar. Laikliği savunan bü- tün kesimleri karşılarına aldılar. Bu kesimler içinde darbeci la- ikler de var, laikliğin demokra- tikleştirilerek değişmesini iste- yenler de var, ortalama Müslü- man vatandaş da var. Siyasi Islamcılar, çok yanlış bir yol seçtiler. Böylesine bü- yük bir güçle başa çıkmaları mümkün değil. Şimdi belki. da- ha sonra bir başka fırsat yaka- lamak için geri çekilecekler, belki de kavgayı sertleştirerek yeni bir iç kapışmantn koşulla- nnı hazırtayacaklar. Bu onlann bileceği iş. Buna karşılık, Türkiye'yi bu hale getirenlerin ne yapacağı da önemli. Kürt sorunundaki tavıriannı aynen sürdürürlerse siyasi Islamcılar büyümeye ve sistemi zorlamaya devam ede- cekler. Türkiye'yi yönetenlerin ise iki cephede btrden savaş- ması çok zor Güneydoğu'daki savaşta, siyasi ve askeri başa- nsızlık olduğunu Hüsamettin Cindoruk'a kadar birçok siya- setçi dile getiriyor. Şimdi bir de şeriatçılarla şiddete dayalı bir kapışmaya girişilirse bunun al- tından kalkılamaz. Işte o zaman Yugoslavya örneğine benzer bir tehlikeyle yüz yüze gelinir. O zaman yapılacak ilk iş, Kürt sorununda siyasi yumuşamayı sağlayacak adımların önünü açmaktır. Ne yazık ki bu konu- da da hâlâ eski kafa hükmünü yürütüyor. Güneydoğu'da ça- nak antenleri sökerek PKK'yle mücadele edileceği sanılıyor. Hâlâ. Güneydoğu'daki önemli siyasi kimlikler faili meçhul ci- nayetlerle ortadan kaldınlıyor. Diyarbakır CHP ll Başkanı'nın yeğeni Hüseyin Değer'in bir siyasi cinayete kurban gitmesi, devlet içinde çetecilerin etkin- liğini sürdürdüğünü gösteriyor. Bu kafa hızla değiştirilmek zorundadır. Kürt sorunu, birde- mokrasi ve barış atağıyla hafif- letilmelidir. Bu yolla siyasi Isla- mın en önemli beslenme alanı kurutulmuş olacaktır, Kürt soru- nunda adımlar atıldıktan son- ra, siyasi Islamla demokrasi platformunda, siyasi bir müca- dele yürütmek imkânı doğa- caktır. Böyle bir ortamda şeri- atçılann ciddi bir tehlike oluş- turması mümkün değildir. On- lar da ya demokratik sistem içinde kendilerine bir yer araya- caklardır veya demokrasi dışı iddialanyla meşruiyet zeminle- rini yitireceklerdir. Kürt meselesi, şeriatla yürü- tülecek siyasi mücadelenin ki- lit noktasıdır. Bu alanda atıla- cak adımlar Türkiye'nin önünü aydınlatabilir. Kürtlerin çanak antenleriyle uğraşarak bir ba- şan kazanılamaz. Faili meçhul- leri sürdürerek Kürt sorunu çö- zülemez. Böyle yapıla yapıla si- yasi Islam bu noktaya getirildi. Şimdi de nasıl başa çıkarız di- ye, vatandaştan yardım bek- leniyor. Yaptıklarınız, neleri yap- mamanız gerektiğine ışık tu- tuyor. ERDAL ATABEK Buradayız, Varız, Berabeniz... Gecenin saat tam 9'unda kenti seyrediyorum. Üç dakika önce sakin, herzamanki hayatında bir kent. Üç dakika sonra birden, hep birden kent değişi- yor. Bir düdük sesi. ışıklar yanıp sönmeye başlıyor, tencerelere vuruluyor, düdükler düdüklere karşılık veriyor, yollarda otolar kornalarını çalıyor, flaşörle- rini yakıyorlar, müzikler açılıyor. "Buradayız, varız, berabehz"\n sesleri yükseli- yor. Türkiye'nin ilk 'vatandaş eylemi' gerçekleşiyor. İnsanlar artık çaresizlik çemberini kırıyoriar. Birbirleriyle haberleşiyor, birbirlerine sesleniyor, birbirlerine "Yalnız değilsin, yalnız değilim" diyor- lar. Partisiz, merkez kararsız, şefsiz, lidersiz bir ey- lem bu. Eşitlerin eşitlikçi eylemi. 'Demokratik vatandaş aktivitesi'nın gerçek bir örneği. Kimse görmezden gelemez, kimse kendine mal edemez, kimse üzerinde hesap yapamaz. Bunlar geçti, çoktan geçti. Vatandaşın, bütün partileri geride bıraktığı bir dö- nemeçtir bu. Buradayız, vanz, beraberiz... Siz orada kanşık hesaplan aklayıp durun. Siz orada kanşık işlerin üstünü örtmeye çalışın. Siz orada "Nasıl etsek de bizimkini sıyırsak" de- yin. Siz orada kaçıp saklanın. Siz orada pışkin pişkin gülün. Siz orada "Simdi zamanı değil" deyip bekleyin. Siz orada "Geçer bunlar"dey\p yandaşlannıza sığının. Siz orada durup olanlan seyredin. Biz buradayız, vanz, beraberiz. Partisiz, merkez kararsız, şefsiz, lidersiz bir ey- lem. Eşitlerin eşitlikçi eylemi. • • • Önce alanlan yasakladınız. Sonra sokakları yasakladınız. Şimdi 'kentin evter/'eylem yapıyor. -,Î Bundan da rahatsız oluyorsunuz. Vatandaşın "Biliyorum, farkındayım" demesin- den rahatsız oluyorsunuz. Ama siz çetelerden rahatsız olmuyorsunuz. Suç işlemiş devlet görevlilerinin elini kolunu sal- laya sallaya gezmesinden rahatsız olmuyorsunuz. Sıvas'ta insanların yakılmasından rahatsız olma- mıştınız. Şimdi o sanıkların saldınlarından da rahatsız ol- muyorsunuz. Yakınlannızı işe yerleştiriyor ve rahatsız olmuyor- sunuz. Kaçak araba alıyor ve rahatsız olmuyorsunuz. Yaptığınız iktidar pazarlığından rahatsız olmu- yorsunuz. Verdiğiniz yolsuzluk önergelerine kendinizin "Böyle şey olmafnıştır" demenizden rahatsız olmu^ yorsunuz. Ama vatandaş bütün bunlardan rahatsız oluyor. Rahatsızlığını da kimseyı aşağılamadan, kimse- ye 'hadi oradan' diye kapıyı göstermeden, kimse- ye hakaret etmeden, kimseyi tehdit etmeden gös- teriyor. Işıklarını söndürüp yakıyor, düdük çalıyor, tence- relerine vuruyor. Siz asıl rahatsız olmanız gerekenlerden rahatsız olmuyorsunuz da vatandaşın tepkisinden rahatsız oluyorsunuz. Elbette rahatsız olacaksınız, demokrasi bu değil mi? Elbette rahatsız olacaksınız. Biz vanz, buradayız, beraberiz. • • • Gecenin saat tam 9'unda kenti seyrediyorum. "Böyle mi olmalıydı?" diye düşünüyorum. "Bunlara mı sevinmeliydik?" diye düşünüyorum. İnsanlar evlerinde güvenle oturmalıydı. Televizyonlarda güzel haberler izlemeliydik. Çocuklar sevgiyle oyun oynamalıydı. Uygar insanlar kentin sokaklarında gezmeli, bir- birine selam vermeliydi. Güzel bir dünyayı çoğaltarak paylaşmalıydık. Belki de bu dakika bütün bunların başlangıcıdır. Şimdi yerimizden kalkalım ve birbirimize ses- lenelim: Biz buradayız, vanz, beraberiz... İcisleri Bakanı Aksener 'Yılmaz'ın solculuğuna kimse oy vermez' İstanbul Haber Servisi - Içişleri Bakanı Meral Akşe- ner. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın "sorun içerisinde sıkışıp kaldığını belirterek E>emokrat Parti kökeninden gelme olan ANAP'lı milletvekillen ve seçmenleri, DYP şemsiyesi altında toplanmaya davet et- ti. DYP tstanbul ll Başkan- lığı dün Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda genişle- tilmiş il divan toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıya çok sayıda eski DYP eski milletvekili. ilçe başkanı ve delege katıldı. Divan baş- kanhğını DYP Genel baş- kan Yardımcısı Hayri Ko- zakçıoğlu'nun yaptığı top- lantıda konuşan Meral Ak- şener, aslında ANAP'ın DYT'yle aynı kökenden gel- diğini vurgulayarak "Bizi birbirimizden çokolağanüs- tü durumlar ayırdı. Oysa bizler aynı gönül suvunu iç- nüş insanlanz" dedi. Mesut Yılmaz'ın son günlerde or- taya "milliyetçi sol" diye bir kavram attığına dikkat çe- ken Akşener, Yılmaz'ın ta- mamen milliyetçilikten koptuğunu. solculuğuna ise asilleri varken suretine kim- senin oy vermeyeceğıni sa- vundu. Akşener. DYP'nın önümüzdeki il divan toplan- tısına birçok ANAP'lının da katılmış olacağına kesin gö- züyie baktığını söyledi. Toplantının açış konuş- masını yapan Hayri Kozak- çıoğlu ise son günlerde i ğ dair söylentilerin çıktığını belirterek u Bunu söylejen- ler şimdi gelip de şu tabloya baksınlar. Biz biriz, bütü- nüz. Kimse D\T'vi bölemez. Her parti içinde flkir görüş- meleri olur. Ancak bunlar aynlığı gerektirmez" diye konuştu. Toplantıda söz alan Dev- let Bakanı Namık Kemal Zeybek de tüm kuşkulara karşın REFAHYOL hükü- metinin devam edeceğini savunurken hiçbir zaman hükümet ortaklannm yan- hşlanna da göz yummaya- caklannı söyledi. Zeybek, Taksim Gezisi'ne cami ya- pılması. türban tartışması, karayoluyla hac ziyareti tar- tışmalanyla Türkiye'nin la- ik düzeninin değişmeyece- ğini öne sürdü Toplantıda konuşan DYP ll Başkanı Ceial Adan ise "sağ partileri askeri darbe- lerin parçaladığuu" iddia ederek tüm sağ partilerin as- lında DYP'nin bir parçası olduğunun altını çizdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle