Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cıımhuriyet
İmtraz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yavın Yonetmenı. Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordınatörü Hikmet
Çetinkaya • Yazıışlerı Müdurlen
Ibrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tav anç
# Haber Merkezı Mudüru: Hakan kara
0 Görsel Yönetmen- Fikret Eser
Dv, Haberler Şinasi Danışoğlu 0 tstıhbarar.
Cengiz Yıldınm 0 Kultur Handan Şenköken
0 Spor Abdülkadir Y ücelman 0 Makaleler
Sami Karaörcn 0 Düzeitme: Abdullah Yaacı
0 Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge:
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen- Mehmet Faraç
YayınKurulu. ÜhanSekçuklBajkani
Orhan Erinç, Oktay Knrtböke.
Hikmet Çetinkav», Şüknn Soner,
İ
Yıldız, Orhan Bumlı, MusUfa
Balbay, Hakan Kara.
AnkaraTemsıkısı Mustafa Balbay • Haber Müduru Doğan
Akın Atatürk Bulvan No 125, Kat4. Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 (7 hat), Faks 419502"
7
0 tzmır Temsılcısı
SerdarKınk,H ZıvaBlv 1352S 23Tel.4411220. Faks
44191170AdanaTemsılcısı: ÇetinYiğeDOğlu, tnönüCd
119S. No.l Kat:l.Tel363 12 11, Faks 363 12 15
Koordınator Ahroet Korulsan 0
Muhasebe Bülent Yener 0
tdare Hüse>inGürer0ݧletme
ÖnderÇelik0Bılgı-lşlem Nafl
tnal 0 Bılgısayar Sıstem:
Mürüvet Çiler
MEDYA C: • Yönetım Kunılu
Başkanı - Genel Müdür Galbin
Erdoran 9 Koordınatör Reha
Işıtman • Genel Müdur Yardıması
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
51395 80-5138460*1,Faks 5138463
Yayınlsan ve Basan: "> em Oun Habc Ajansı, Basn \e >a\ıncılık A Ş
Tûnca-a. Cad 39 41 Gâaloglu 3434 !st PK 246 Istanbul fel (0 212) 512 05 05 (20 hatl Faks (0212) 513 S5 95
24ŞUBAT1997 lmsak:5.14 Güneş: 6.40 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.24 Aksam: 17.55 Yatsı: 19.16
Sivrisinekter
aşılanıyor
• A>KARA(ANKA)-
Afhki. Asya, Gûney ve
Orta Amerika'da 300-500
mılyoı insanı etkileyen \e
2 mılyan civannda insanın
ölümine yol açan sıtma
hastalgına karşı yeni bir
yönten geliştinldi.
TÜBİTAK'ınaylıkyayın
organ o'.an Bilim ve Teknik
Derşd ı'nde yayımlanan
makaeye göre yeni
yöntenle sıvrisineklere
parazıri henüz
mıdebrindeyken öldürecek
antikcrlardan oluşacak bir
gen vtrilmesinin
amaçlındığı bildırildi.
Akdeniz
Ornıanlapı
• İZVIİR(AA) Merkezı
Marsıya'da bulunan
Uluslırarası Akdeniz
Ormailan Demeği
kuruldu. SOS Akdeniz
Demsğı Avrupa
Temsücıliğf nden alınan
bılgıye göre derneğın
amacı. Akdeniz biyoiklimli
çeşıtlı ülke ve bolgelerin
ortak sorunlannı ele almak,
uluslararası genel duruma
daha duyarh eylemler
düzenlemek ve uluslararası
örgütlerin hiikümet dışı
muhaabı olmak. Dernekle
ilgili aynntılı bilgi almak
isteyenlerin, (33-4-91 91 93
97) numaralı faksa
başvurabileceği kaydedildi.
Öğrenci
bilançosu
|ANKARA(AA)-
Türkiye"de her yıl bir
milyondan fazla gencin
gırmek için yanştığı
üniversitelere geçen yıl 76
bın kışinin kazandığı halde
kayıt yaptırmadığı ortaya
çıktı. Geçen yıl OSYM
tarafından üniversitelere
yerleştirilen 383 bın 974
kişıden 307 bın 700'ü
kaydını yaptırdı. ÖSYM
istatistiklerine göre,
üniversiteterde bir milyon
150 bin kayıtlı öğrenci
bulunuyor.
Ünıversitelerimızden geçen
yıl 132 bin 962 öğrenci
mezun oldu.
İçkiye
ybneliyopuz
• BLRSA (AA) -
TEKEL'in rakamlanna
göre. sigara tüketimi
azalırken, içki tüketimi
artıyor. TEKJEL Genel
Müdürlüğü'nün 1996 yılı
verilerine göre, kurumun,
1994yılında86bin 132 ton
olan sigara üretımi 1996'da
73 bin 991 tona geriledi.
Fıltresiz sigara üretımi 7
bin tondan 3 bin tona
düşerken. üretimin 70.6 bin
tonunu filtreli sigaralar
oluşturdu. Kurumun 1994
yılında 127 milyon 770 bin
litre olan alkollü içki
üretimi ise geçen yıl 141
milyon 546 bin tona
yükseldi.
EğiPdir'de
tapihe darbe
• ISPARTA/EĞİRDtR
(UBA) - Dünyanın en eski
doğal güzelliklerinden biri
olan Eğirdir Gölü, ilçedeki
düzensiz yapılaşma ve
usulsüz doldurma
faalıyetlen nedenıyle
günden güne kirleniyor.
Göle boşalan derelerin
ıslah edilmeden unara
açılmaması yönünde
birçok resmi kurumun
emn bulunmasına
rağmen, ılçenın DYP'li
Beledıye Başkanı Ömer
Şengöl. kaçak
yapılara göz yumarak gölün
tükenmesıne neden oluyor.
Tımsahla boğuştu
• SYDNEY (AA) - Jo
Bredl adlı baba,
Avustralya"dakı vahşi tabiat
parkında, 21 yaşındaki kızı
Karla'yı dev timsah
Solomon'un ağzından
kurtardı. Kahraman baba,
4.5 metre boyundaki
Solomon'un, kızı Karla'yı
bacaldanndan kavrayıp
ağzına aldığını görünce,
eline geçirdiği bir tırmılda
Solomon'un kafasma
vurmaya başladı. Ancak
Solomon Karla'yı
bırakmamakta direnınce,
bu kez timsahın üzerine
atlayan baba Bredl, çareyı
hayvanın gözlerini
parmaklanyla oymakta
buldu. Karla Bredl'in.
hastanede yoğun bakıma
alındığı büdirildı.
Geçmişte uzmanlann reddettikleri projeler şimdi 'cami için' yeniden gündeme geldi
Taksim üzerînde Hmar oyunlam'OKTAY EKİNCİ
"Tak-Taksim camisi projesinın
sim Gezisi'ndegercekleşmesi" öne-
risıyle birlikte başlayan tartışma-
larda şımdi de gündeme "meydanın
tümüyteyeniden düzentenmesi'' gel-
di. Büyükşehir Beledıye Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan, Taksim'de
-trafiğin yer altuıa alınacağı" bir
proje için hazırlık yapıldığını söy-
lüyor. Bu projenin Nurettin Sözen
döneminde tasarlandığını. ancak
uygulamaya geçilemediğini de be-
lirten Erdoğan. Taksim Gezisı'nin
Cumhuriyet Caddesi'ne bakan ke-
simindeki işyerlerine gönderdiği
"tahKye tebUgatlannı" da aynı ha-
zırlığa dayandınyor...
Meydanı yeniden düzenleme dü-
şüncesinin Taksim Parkı'na camı
önerilmesinin hemen ardından böy-
lesine "hızla" uygulanmak ısten-
mesi, hiç kuşkusuz yine camı için
seçilen yes.il alanı "yenişehircilikpro-
jeleri kapsamında kesinlestirmek"*
amacını da çağnştınyor.
Çünkü Koruma Kunılu,tarihi su
maksemi bitışiğindeki eski alanda
cami projesini geçen yıl kesin ola-
rak reddederken yeni bir yer seçi-
minin ancak tüm meydanı ve çev-
resini ele alan bir genel planlama
önerisi içinde belirlenebileceği ka-
• Taksim düzenlemesi projesi, trafiğin tümüyle
yeraltına alınması durumunda dev istinat duvarlan,
çukurlar ve tünel girişleri oluşturacaktı. Bu yiizden
Sözen döneminde oluşturulan danışma kurulu
uzmanlannca reddedilmişti. Recep Tayyip Erdoğan,
4 yıl önce uzmanlann eleştirdiği projeyi "Sözen
döneminde hazırlanmıştı" diyerek gündeme getiriyor.
rannı daalmıştı. Şimdi Büyükşehir
Belediyesi, hem bu karara uyarak ya-
sal bir davranış içinde olduğunu
göstermek hem de Taksim Gezi-
si'ne yapılmak istenen carru ve kül-
liyesmde "genel düzenleme içinde
yer verebilmek için meydanın tü-
müyle yeniden ele alınmasını gün-
deme getinyor.
Sözen dönemi projesi
Erdoğan'ın. Sözen döneminde
hazırlandığını ıleri sürdüğü yeni
meydan projesindeki "yeraltından
yararlanma" düşüncesı, aslında da-
ha da eski \ e 195O'lı yıllann başla-
nna uzanıyor.
1993 yıhnın Eylül ayında Sö-
zen'ın davetı üzerine yapılan bir da-
nışma toplantısında. Prof. Kemal
Ahmet Aru 1952 ve 1953'tekı ça-
lışmalardan söz etmiş ve o yıllarda
"meydaıun altında büyük bir tka-
ret ve gösteri alanırun planlandıgn
nı" anlatmıştı. Ne var ki ilerleyen yıl-
larda bu proje gerçekleşmemiş ve he-
le Metro ana istasyonu için de Tak-
sim seçilince meydan arhkbir "sir-
külasyon alanı'* niteliğine dönüş-
müştü.
Prof. Aru'nun bu gelişmeleri özet-
lediği daruşma toplantısının günde-
mi ise gerçekten "trafiğin de yer al-
nna alınacağı, aynca metro istasyo-
nuyla bağlanûlı büyük bir yeralü
çarşısını da içeren" yeni bir proje-
nin tartışılmasıydı. 2 Eylül 1993gü-
nü Belediye Sarayf ndaki brifıng
salonunda yapılan toplantıya katı-
lan mimar, plancı ve ulaşım uzman-
lannın çogu, Taksim'de trafiğin tü-
müyle yeraltına alınmasının "şehir-
ciük ve kentsel koruma ilkeleri açı-
sından > anhş okluğu" görüşünü sa-
vundular.
Yıllann deneyimli mimar ve plan-
cısı Ersen Gürsel şunlan söylüyor-
du: "Veralonda yapılan mekânlar
Oyuncular 'en iyileri'seçti
Kûltür Servisi- Adaylannı
oyunculann belirlediği
tek sinema ödülü olma
özelliği taşıyan 'Screen
Actors Guild Awards'
(SAG) ödüllerinin
üçüncüsü önceki gün Los
Angeles'ta yapılan bir
törenle sahiplerini buldu.
Oyuncu Gillian
Anderson (solda),
ABD'de en beğenilen
televizyon dizilerinden
bin olan 'The X
Files'takı rolüyle bu yıl
en iyi kadın oyuncu
dahnda SAG ödülüne
değer görüldü.
Bu yıl aynı zamanda
Oscar'a da en iyi erkek
oyuncu dahnda aday olan
Avustralyalı oyuncu
Goeffrey Rush (solda
küçük fotoğraf), 'Shine'
adlı fılmdeki rolüyle
SAG'ın en iyi erkek
oyuncu ödülünün sahibi
oldu. SAG'dabuyıl
yaşam boyu başan
ödülüne. ülkemizde de
'Cinayet Dosyası" adlı
diziden tanınan ve
sevilen Angela
Lansbury (altta)
değer görüldü.
İstanbuliçin bir talihstdiktir. Meyda-
mnkutııybiATianrnadan,.\K.M'>i>a-
ya alanlanyla bütünleştirecek ve
Cumhuriyet AnnVnı da insanlann
sarmalavacağı bir düzenleme yeter-
Bohır_""
Ayru toplantıda uzmanlann dikkat
çektiği bir başka konu ise trafiğin ye-
raltına alınması durumunda "Dabş
tüneUerinin"" meydanın peyzajı, do-
kusu ve kentsel mekân etkisi üzerin-
de yaratacağı olumsuz etkilenydı.
Projenin genelde uygun görülme-
miş olmasında en önemli nedenler-
den bıri olan bu sakıncayı. yıne ay-
nı yıllarda Büyükşehir Belediye-
si'nin Yatınmlar Daire Başkanlığı
görevini yürüten İTÜ Öğretim üye-
si Prof. Dr. Yıküz Sey şöyle özetli-
yor:
"Gümüşsuyu Caddesi'ndenyeral-
tınagirip MeteCaddesi'nden Taşkış-
la'ya doğnı %eryüzüne çıkacakya da
Sırasehiler Caddesi'nden yeraltına
girip Cumhuriyet Caddesi'nden çı-
kacak veyaTarlabaşı girişinde yeral-
tına atınacak bütün bu yol önerileri,
yine bütün bu noktalarda de\ istinat
du>^rlan, çukurlar ve tünel girişle-
ri demektL Yani, Taksim bir anlam-
da Aksaray'a benzeyecekti; bu giriş
vetünel karmasası, meydanın çevre-
sindcki tüm kentsel dokuyu, denge-
leri, peyzajı alt-üst etmek anlamına
geliyordu. Bu nedenle de
proje uygun görülmedu."
lşte şimdi Recep Tayyip
Erdoğan, bütün bu sakınca-
lanndan ötürü 4 yıl önce
uzmanlann reddettığı bir
projeyi "Sözen döneminde
hanrlanmışn'* diyerek ye-
niden gündeme getiriyor.
Üstelik, aynı proje için de
çeşıtli mimarlık ve şehir-
cilik firmalannı "yanşö-
racaklannı- söylüyor. Özel-
likle camı düşüncesinin
Taksim Parkı' na önerilme-
sinin ardından bu projenin
"•hızla" ortaya atılması ise
akla şu sorulan getinyor:
Acaba. Taksim'de bir
-yeraKı çarşBinatalipolan"
gırişımcıler, şımdı de Erdo-
ğan'lamı ilişki içensınde-
ler? Trafiği yeraltına almak
adma bu dev rant tesisinin
gerçekleştirilmesi, gerçek-
ten tstanbul'a mı yoksa "ca-
myi defuıanseedecek"çev-
relere mi hizmet edecek?..
fjj Metro çıkışlan
I I I Yeraltı yollan
DAVET YAZISINDA JÜRİ AÇIKÇA BELİRTİLMÎYOR
Yanşma değil 'peşin
hükümlü' proje siparişi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ın Taksim ve
çevresıni yeniden planlamak amacıyla
düzenleyeceklenni söylediği "proje
yanşması*', mimarlık ve şehircilik
ilkeleri açısından bir yanşma
anlayışından uzak. hatta "peşin
hükümler" taşıyan bir tür "proje
siparişi" niteliği taşıyor.
Çünkü Erdoğan, "trafiği yeramna
ahnayı" ve Taksim'e cami projesini de
"Taksim Gezisi'ne yapmayı" daha
baştan ilan ederek meydanın geleceğinı
belirleyecek en önemli kararlan,
"yanşma öncesinde" zaten vermiş
oluyor. Aralannda, 1987 yılında
düzenlenen Taksim Meydanı Kentsel
Tasarun Proje Yanşması'nda ilk
dereceleri alan mımarlann da
bulunduğu 13 mimarlık ve şehircilik
bürosuna göndenldiği saptanan "davet"
yazılannda, yanşmanın "jürisi'" bile
açıkça belli değıl. Mımarlar ve
şehirciler, "trafiği yerahmda, camisi ise
parkın ortasında" öngörülen yeni bir
meydan planlamasına "çözüm üretmek"
(!) üzere yanşa davet edilirken bundan
farklı bir anlayışın kentsel tasanma yön
vermesi de yine bu yöntemle daha
baştan engellenmiş
oluyor. Oysa ki eğer Taksim Meydanı ve
çevresinde yeni bir trafik ve kullanım
düzenlemesi gerekiyorsa. "çözüm için
önerilerin" yanşma öncesinde değil,
yanşma sonrasında ortaya çıkmasi
bilimsel tutumun ön koşuludur. Dahası,
böyle bir yanşmanın sonucunda,
önceden ılan edilen "tarafsız" ve
"uzman" bir jürinin de varlığıyla
birlikte ortaya çıkabilecek projede, söz
gelimi bugünlerde "tahliye emri"
gönderilen Taksim Gezisi kenanndaki
işyerleri "olduklan yerde" de
kalabihrler. Benzer şekilde trafiğin de
başka türlü çözüldüğü. camının ise
bambaşka bir yerde ve konumda
tasarlandıği projeler de "birinci"
gelebilir. Bütün bu nedenlerle Taksim
Meydanı için başlatılan proje
tartışmalannın mimarlık ve şehircilik
kurallan açısından bilimsel ve hukuksal
bir dayanağı bulunmuyor. Camiyi
Taksim Parkı'na yapmak adına ginşilen
bu tür "hazıruklann" temel nedeni ise
yürürlükteki ımar ve koruma hukukuna
göre bir kentsel yeşil alana böylesi bir
yapılaşmanın "\asal olarak ruhsata
bağlanamaz" olması...
Sözün kısası, yasal engeller, şimdi de
"proje oyunlanyla" aşılmaya çalışılıyor..
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Siz Buna 'İttifak' mı Diyorsunuz?
BERGAMADA ÇEVRECİ EYLEM
Eıırogold'a incîr
ağacı diktiler
e-posta : tan (y vol. com. tr
BERGAMA (Cumhuri-
yet)-Türkiye'nin çeşıtli yer-
lerinden Bergama'ya gelen
gönüllüler, sivil toplum ör-
gütleri. çevreciler ve ekolo-
jistlerin eylemlen dün de
sürdü.
Eurogold şirketi alanına
incir ağacı diken eylemci-
ler.jandarma ve Terörle Mü-
cadele Şubesi ekiplerinin yo-
ğun güvenlik önlemine bü-
yük tepki gösterdiler.
Sabah erken saatlerde Eu-
rogold'un siyanürle altın çı-
karmayı planladığı alana gi-
den eylemcilere yöre köy-
lülen büyük destek verdı.
Jandarmanın sanki Euro-
gold'u korurcasına tavn kar-
şısında alkışlı protesto yapan
köylüler ve gönüllü kuru-
luşlar. daha sonra "Bizim
ocağımjza incir ağacı dildi-
meden sizin ocağınıza incir
ağacıdikeceğiz'' diyerek yan-
lannda getirdikleri incir ağa-
cını alana diktiler. Sınırsız
ÇevTe Yolculan SözcüsüS^"-
nur Geiendost, ağacı diker-
ken yaptığı konuşmada şun-
lan söyledi:
"Türkiye'nin her tarafin-
dan buraya geldik. Köytüler
çok kararlı. Biz diyoruz ki
Bergamahlannocagmaincir
ağacı dikmeye kalkanlarm
ocağına biz incir ağaa dik-
tik. Türkiye'nin geleceğini
karartmaya kimsenin hakkı
yoktur. Çok dikkatli olsun-
İar. Bu altıncılann gitmesi
için ne gerekiyorsa yapsın-
lar. Eğer yetkililer gönder-
mezse biz gerekeni yapaca-
ğız. Son derece kararlıyız."
Eylemciler ve köylüler,
jandarma ve Terörle Müca-
dele'den ekiplerin getirilme-
sine büyük tepki göstererek
"Devlet vatandaşını mı yok-
sa ocağunızaincir ağacı dik-
mek için gelen alüncüan mı
koruyor" dediler.
Türkçede o atasözü, beyhude söylenmemiştir:
'Ben düşmanımın hakkından gelirim, Allah
beni dostumdan korusun!'
2 Ağustos 1912 günü gecesi, Boğaziçi'nde, Mı-
sıriı Sadrazam Sait Halim Paşa'nın yahsında, Al-
manya'mn Dersaadet'deki sefir-ı kebiri Baron
Von VVangenheim ile bir'İttifak Anlaşması' imza-
lanmıştı. Ganp değil mi, bu anlaşma, hükümete an-
cak 4 Teşrin-i Evvel 1330, yâni 17 Ekim 1914 tari-
hine sunulmuş ve kabul edilmiştir. O tarihe kadar,
gizli tutuluyor. Bilenler belli, başta Enver Paşa,
sonra Talât Bey (Paşa) ve Meb'usan meclisi reisi
Halil Bey, tabii bir de Sadrazam Sait Halim Pa-
şa!
Unlü 'Maliyeci' Cavit Bey, hatıralannın 10Tem-
muz (23 temmuz) tarihine şunlan kaydetmiştir:
"...bugün Sadrazam'ın konağına grttim. Sadra-
zam acele bir şeyler yazıyordu. Enver, Talât ve
Halil oradaydılar. Ahvalde bir fevkalâdelik his-
settim. Talâttan sebebini sordum: 'Yemin et-
tik!' diyerek söylemedi. Bu sebebe hayret et-
tim, derhal kendisine: 'Yoksa Almanya ile itti-
fak mı ediyorsunuz?' dedim. Biraz sonra biz Sad-
razam'ın yanına girdik. Kimseye ifşâ etmeye-
ceğimize dair yemin ettik. Hükümet azalann-
dan saklayacağımıza dair yemin etmek kadar
saçma, ahmakça bir şey olur mu? Bu Alman-
ya ile Osmanlı hükümeti arasında bir ittifak mu-
kavelesi idi. Kemal-i hayretJe dinledim."
Daha sonra, Cavit Bey, 'İttifak Sözleşmesi'nln
mahiyeti hakkında diyor ki: "...ne Talât'm ne En-
ver'in, ne de Halil'in imzasına karar verdikleri
muahedenin manasını tamamen anlamadıkla-
nnı gördüm. Muahedede, lehimize hiçbir şey
mevcut olmadığı halde, Almanya için devletin
hayatını tehlikeye koymakta olduğumuzu, hiç-
bir aklıselimin bunu kabul edemeyeceğini söy-
ledim.." Şevket Süreyya Bey, 'Enver Paşa' baş-
lıklı eserinde, o sözleşmenin hem metnini verir,
hem de şu kısa değerlendirmeyi yapar: "...gerçek
şudur ki, bu andlaşma tek tarafiı bir andlaşma-
dır. Çünkü Almanya harbe girince Türkiye de
derhal harbe girmek zorunluluğundadır. Buna
karşılık Almanya'nın taahhüdü, düşman devlet-
lerTürkiye'ye saidınrsa, Alman askerinin Türk
topraklannı savunacağıdır. Ama ne var ki, Al-
manya ile Türkiye sınır komşusu değildir. Bu se-
beble de, bu taahhüdün hiçbir fiili kıymeti yok-
tur."
(Enver Paşa, Cilt II, s. 509 ve sonrası. Remzi Ki-
tabevi, 1971)
Bu 'muahedenin' neticede Devlet-i Aliyye'nin
batmasına, ülkenin parçalanmasına neden oldu-
ğunu bilmeyenimiz var mı?
'Gitmek üzere gelmemişler'
Almanya, daha ittifak anlaşmasını imzalarken
bizi 'kazıklamıştı', o kadarla kalsa iyi; Berlin'in
Osmanlı Imparatortuğu hakkında hiç de iyi niyet-
leri olmadığını, bırakın başkalarını, Osmanlı ordu-
sunun subayları bile biliyorlardı; bunlardan birisi-
nin, hem de sonradan tarihimizde önemli roller oy-
nayacak bir kumandanın fikirierini öğrenmek iste-
mez misiniz:
"...Türk/Alman ittifakı içinde beraber çalıştı-
ğımız Almanlann, Alman imparatorluğu men-
faatine birtakım hesaplan vardı. Bilhassa Su-
riye'de ve Arabistan'da hususi bir politika gü-
düyorlardı. Bize yüzümüze karşı söyledikleri-
ne göre, Ermenilere yapılan muameleden son
derece kırılmışlardı. Gerçi onlar zulüm gör-
müşlerdi, kötü muamele görmüşlerdi, Alman-
lar buna üzülüyorlardı ama, Ermeniler de bize
yapmtşlardı, bu noktayı hiç hesaba katmıyor-
lardı. Almanlann Araplara karşı politikalan büs-
bütün başkaydı, onlara hususi muamele yap»-
yorlardı ve aslında harbi kazansalardı, yani Al-
manlann istedikleri ölçüde kesin bir zafer ka-
zansaydılar, Almanlardan kurtuluş kolay olma-
yacaktı. Açıkça görülüyordu ki, Türkiye'ye git-
mek üzere gelmemişler!.." (Inönü'nün Hatırala-
rı, 1. Kitap, s. 159. Bilgı Yayınevi, 1992)
İlk Dünya Savaşı'na katılan bütün yüksek rüt-
beli subaylarımız, başta Mustafa Kemal Paşa,
'müttefikimiz' Almanlardan şikâyetçidir; meraklısı
bilir, bir tarihte konu beni o kadar etkilemişti ki, Al-
manya ile Avusturya - Macaristan'ın Devlet-i
Aliyye üzerinde oynadıklan meş'um rolü anlatan,
'Orang Nach Osten/Doğu'ya Açılış' diye uzun bir
şiir yazmıştım, bir yerinde Osmanlı Ordusu'nda
çalışan Sieber Paşa'nın dudaklarından şu sözler
dökülür:
"...sieber 'paşa' anlatır durur/ bu 'mülkün'
parçalanmasını içi götürmüyor/ hah hah hah/
ne yapıp yapıp/ 'yekpâre muhafaza edilme-
li'ymiş/ hah hah hah/ bir 'lokma-yı şâhâne'de
yutabilmesi için/ kayzer hazretleri'nin!.." (Elde
Var Hüzün, s. 92. 5. basım. Bilgi Yayınevi. 1997)
Yürekler acısı
Yürekler acısı bir haldir! Öyle oimasına öyledir
de, daha 'Hürriyetin llanı' tarihinde, yani 14
Ağustos 1908'de, Kont Von Metternich'in, ola-
ya ilişkin raporuna, Kaiser VVilhelm hangi notu
düşmüştür, bilir misiniz? Aynen şunlan yazmış:
"...ihtilâl, Paris ya da Londra'lı jöntürkler ta-
rafından değil ordu tarafından, ve de 'Alman su-
baylar' diye bilinen, Almanya'da eğitim gör-
müş Türk askerleri tarafından yapılmıştır. Tü-
müyle askeri bir ihtilaldir. Her şeyi denetimle-
ri altına almış subaylar, kesinlikle, Alman dos-
tudurlar..." (Hangi Atatürk, 3. basım, s. 19, Bilgi
Yayınevi, 1996)
Şimdi siz buna 'ittifak' mı diyorsunuz, Allah aş-
kına!
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.ada.com.trV-bilgiyay/yazar/ailhan.html