27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ŞUBAT1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Bektrik laturası Vakıfbank'a ödaıebilecek • ANKARA (AA)- Türk-ve Elektnk Dağıtım AŞ(-EDAŞ),elektrik tüketm ücretlennin tahsilnde >aptığı bır dizi değiş klikle, 4.5 mil>ar kilovıtsaatlik enerji tasanufunun yanı sıra tahsılıtlan hızlandırmayı ve daıa iyı hızmet vermeyi hedefliyor. TEDAŞ, başlaîığı proje çerçe-esınde ilk olarak Vakıfaank şubelerinden elektnk faturalannın tahsiljıı öngören bir anlaşına ımzaladı. Anlaşmav a Tedaş Genel Müdirü Mustafa Öztürk ile Vakıfbank Genel Müdiiriı Fehmı Gültekin îmzaıttı. Kamu tesisleri Tes-İş'e saöldı • DİDİM (AA) - Özelleştirme kapsamında yeralan Aydın'ın Yenıhısar (Didim) ilçesindeki DSt Eğitim ve Sosyal Tesisleri, bugün 1 trilyon 42 milyar 500 milyon lira teklif veren Tes-Iş Sendikasf na satıldı. DSl'yeait 105 bin 731 metrekare büyüklüğünde, üzerinde sosyal tesisler bulunan deniz kıyısındaki DSİ Eğitim ve Sosyal Tesisleri, takdir komisyonunun belirlediği 1 trilyon 41 milyar lira bedelle, YenihisarMal Müdürlüğü'nde bugün basına açık olarak. kapalı zarf usulüyle satışa çıkanldı. TOBB, ÎTO ve MTO'dan seminer • İSTANBUL (AA) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), lstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Milletlerarası Ticaret Odası Türk Milli Komitesi'nin birlikte düzenlediği "Uluslararası ticarette tahkim" konulu seminer, bugün tstanbul'da başlıyor. tTO'dan yapılan açıklamaya göre. The Marmara Oteli'nde yapılacak seminer, 21 şubat cuma gününe kadar sürecek. Tekirdag Limanı için süre bitti • ANKARA (AA) - Özelleştirme ldaresi Başkanhğı (ÖİB), Tekirdag Limanı'nın işletme hakkı devri ihalesinde teklif alma sürecinin sona erdiğini belirterek, ÖYK'de karar asamasında bulunan bu uygulamaya ilişkin olarak başkanlığın herhangi bir firma veya kuruluşa öneri götürmesinin söz konusu olmadığını bildirdi. TDl'yeait Tekirdag Limanı'nın, 30 yıl süreyle işletme hakkının verilmesi yöntemiyle özelleştirilmesine ilişkin ihalede nihai pazarlık görüşmelerinin 19arahk tarihinde yapılarak firmalann tekliflennın alındığı hatırlatıldı. Kapaslte kullanımı geriledi • ANKARA (AA) - Geçen ocak ayında imalat sanayıinde üretim değeri agırlıklı kapasite kullanım oranı yüzde 79'a geriledi. Geçen yıl ocak ayında kapasite kullanım oranı yüzde 79.7 olmuştu. Bu yıl ocakta tam kapasite ile çalışamama nedenlennin başında ise yüzde 50.2 ile iç pazardaki talep yetersizliği geldi. Bunu, yüzde 14 ile dış pazarda talep yetersizliği, yüzde 4.2 ile işçilerle ilgili meseleler, yüzde 2.9 ile mali imkânsızlıklar. yüzde 2.4 ile yerli mallarda hammade yetersizliği, yûzde 1.5 ile de ithal mallarda hammadde yetersizliği ızledi. İzmir Pret ve deri fuarı açıldı • İZMİR (AA) - İzmir Fuarcılık Hızmetleri Kültür ve Sanat Işleri Tic.A.Ş (İZFAŞ) tarafından bu yıl 11 'incisi düzenlenecek Izmir Pret Tekstil Hazır Giyim ve Moda fuan ile 7'incisi düzenlenecek Deri Ayakkabı, Yansanayi, Makina ve Aksesuarlan Fuan, bugün açılacak. tZFAŞ'tan yapılan açıklamaya göre, JCültürpark alanında 3 gün açık kalacak fuara, 280 firma katılacak. 1 ayda 1.4 katrilyon teşvik dağıtan Başbakan Yardımcısı, Demirel ve Yılmaz'a mesaj yolladı Men tesvik tehdidi• Çiller, sadece genel seçimlerin yapıl-dığı 1995 Aralık ayında 1 katrilyon 400 trilyon liralık yatınm teşviği dağıtarak kuşkulara hedef olmasına karşm, "1983-93 yıllannı kapsayan 10 yılhk dönemde verilen nakit teşviklerle, ihracata verilen nakit teşvikleri ve fonlann nasıl dağıtıldığını kamuoyuna açıklayacağım" sözleriyle tehdit imasında bulundu. ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, milletvekillerine çengel atan ANAP ile hükümetin köktendinci girişimlerine tepki gösteren Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e mesaj yolladı. Çiller, sadece genel seçim- lerin yapıl- dığı 1995 Arahk ayında 1 katrilyon 400 trilyon liralık yatınm teşviği dağıtarak kuşkulara hedef olmasına karşm, "1983- 93 yıllannı kapsayan 10 yılhk dönemde verilen nakit teşviklerle, ihracata verilen nakit teşvikleri ve fonların nasıl dağıtıldığını kamuoyuna açıkJa\acağım" sözleriyle tehdit imasında bulundu. Çiller, partisinin Meclis grubunda iktidarlan döneminde devlette nasıl bir yapısal değişim gerçekleştirdiklerini önceki siyasal iktidarlarla karşılaştırarak anlattı. Grupta, milletvekilerine "Son Yıllarda Ülkemizde Gerçekleştirilen Yapısal Dönüşüm" adlı kitap dağıtıldı. Hükümete geldiklerinde 80 tane fon bulunduğunu, başbakanlann bütçe denetimı dışında kalan bu fonlan istedıkleri kişilere peşkeş çektiğini kaydeden Çiller. "Bu fonlann 10 yıldaki değeri 37.8 milyar dolar. Her yıl 600 trilyonluk pasta. Bu da arpalık değil mi?" diye sordu. Nakit teşviklerinde izlenen yöntemleri çok iyi bildiklerini, devlete üçüncü sınıf bir memur tayini yapılarak işlerin yürütüldüğünü anlatan Çiller, "Burada her şey legaldir. Iktidar, devlete üçüncü sınıf memur atar. Bu memur yazmaya başlar. Herkes bu memurun atanmasında etkili olmak ister. Çünkü nakit kredileri birilerinin cebine girecek. Şu işte mi kullanılır, bu işte mi kullanılır, belli değil" diye konuştu. 1991 sonundan beri kurulan koalisyon hükümetlerinde DYP kanadının yönetiminde bulunan kamu bankalannın kredi politikalan ve Çiller'i destekleyen medya gruplanna sağlanan olanaklar yıllardır tartışma konusu olurken, DYP liderinin başbakanken dağıttığı teşviklerle de dikkat çektiğine işaret edildi. Siyasi karşıtlannı "kendisinden önceki dönemlerde dağıtılan teşvikleri kamuoyuna açıklamakla" tehdit eden Çiller, başbakanlığının son döneminde teşvik kesesinin de ağzmı açtı. Resmı Gazete'de yayımlanan listelere göre. Çiller'ın başbakan olduğu 1995 yılında. milletvekili genel seçimlerinin yapıldığı aralık ayında rekor düzeyde teşvik dağıtıldı. Çiller Hükümeti'nin görevde olduğu 1995"in Ocak-Kasım dönemini kapsayan 11 aylık bölümünde 700 trilyon liralık yatınm teşviği listesi Resmi Gazete'de yayımlandı. Aralık ayında rekor düzeyde dağıtılan 1 katrilyon 400 trilyon liralık yatınm teşviki ile birlikte 1995 yılında Resmi Gazete'de yayımlanan yatınm teşviki tutan 2 katrilyon 100 trilyon liraya ulaştı. 1995 yılında dağıtılan 2.1 katrilyon liralık yatınm teşviki rakamının devletin o yıl 1.3 katrilyon lira olan bütçesini de katladığına işaret edildi. vergiler kaldırılarak tek vergi haline getirilecek Akaryakıt fiyat artışlan enflasyona endekslenecek ANKARA (ANKA) - Akaryakıt fı- yatlan enflasyona endeksleniyor. Akar- yakıttan alınan çeşitli vergiler kaldınla- rak yerine tek bir maktu vergı konacak ve TEFE artışlanna endekslenecek. Ay- nca, şu anda dünya borsalannın altında bulunan akaryakıt fiyatlannda kısa sü- rede aradaki farkı kapatacak düzenleme- lere gidilecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı- Başbakan'dan akaryakıt zammına engel. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Recai Kutan, Başbakan Necmettin Erba- kan'ın akaryakıt zammı yapılmamasını veya oranın indirilmesini istediğini söy- ledi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Kutan. icracı kunım olarak kendilerinin, dolar paritesindeki değişim ve ham pet- rol fiyatlanndaki sürekli artışı karşıla- mak amacıyla yüzde 5 zam yapmak is- tediklerinı belirterek, şunlan söyledi: "Ancak Sayın Başbakan 'ın en hoşlan- madığı şey zam yapmaktır. Sayın Baş- bakan ya hiç yapmayın veya bunu iyi- ce azaltın dedi. Zannedivorum önü- müzdeki aylarda ham petrol fiyatlann- da varil başma fiyat da değişecek, onu da takjp etmek üzere yüzde 3 civarın- da bir zammı düşünüyor Sayın Baş- bakan..." ğı'nın akaryakıtta fiyat oluşumunun ye- niden düzenlenmesine ilişkin olarak ha- zırladığı yasa tasansının son aşamada olduğu bildirildi. Petrol Ofısi Genel Müdürü Hayrul- lah Nur Aksu'nun verdiği bilgiye göre. yeni düzenlemede, akaryakıhn rafinen fi- yatının üzerine binen yüzde 15'lik akar- yakıt fıyat istikrar fonu (AFİF) ve bazı ürünlerde yüzde 190'a varan akaryakıt tü- ketim vergisinin (ATV) kaldınlması ve bunun yerine tek bir maktu vergi getinl- mesi öngörülüyor. Söz konusu maktu vergınin tutan, ilk başta. şu anda alınmak- ta olan oransal vergilerin tutan kadar ola- cak. Bu vergi her ay TEFE'deki artış ka- dar artınlacak. Söz konusu verginin do- •tardakikur srtrşma endekslenmesi de dü- şünülüyor. Aricak, TEFE'ye endekslen- mesi olasılıgı daha yüksek. Akaryakıtın bu yolla oluşacak fiyatı- nm üzerine, eskiden olduğu gibi KDV, nak- liye, dağıtım şirketi ve bayi kârlan ekle- nerek perakende fiyatı belirlenecek. Şu anda, akaryakıt fiyatının ürünlere göre yüzde 62-67 arasında değışen bö- lümünü vergiler oluşturuyor. Düzenle- me ile akaryakıtı dünya fıyatlannın al- tında satmak zorunda olması nedeniyle zarar eden TÜPRAŞ'a, dünya fiyatla- nnda satış yetkisi getiriliyor. Buna göre Petrol Ofisi ve özel kuruluşlar, akarya- kıtı dünya fiyatlanndan satın alacak. Bu düzenlemeden, fiyatlannı istedi- ği gibi belirleyemediği için zararettiği ge- rekçesiyle üretimini durduran özel sek- töre ait Ataş Rafinerisi de olumlu yön- de etkilenecek. Kumbaracıbaşı'dan ekonomide darboğaz uyansı 'Kamuoyuyanıltılıyory ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Kocaeli Milletvekili Onur Kumbaracıba- şı, Başbakan Necmettin Erbakan'ıneko- nomideki göstergeleri çarpıtarak olumlu bir hava yaratmaya çahştığmı vurguladı. Kum- baracıbaşı. "Dış kredi bulunmazsa, eko- nomi bahar aylarında darboğaza girebi- lir" dedi. Kumbaracıbaşı dün yaptığı yazılı açık- lamada, Erbakan'ın, Hazine'nin ocak ayın- da Merkez Bankası'ndan para basımı kar- şılığında borç olarak aldığı 129 trilyon li- ralık kısa vadeli avansı bütçe harcamalan içinde gelir olarak göstererek kamuoyunu yanılttığını anımsattı. Hükümetin, bankalardan dövizle aldığı kredi ve bedelsiz ithalat yoluyla elde ettiği gelirlerle 1-2 ayı idare ettiğini, Merkez Ban- kasi'na da para bastırarak kaynak bulmaya çahştığmı belirtti. Para basımı sonucunda enflasyonu yük- seltecek bir süreç yaratıldığını söyleyen Kumbaracıbaşı, faizlerdeki dalgalanmalann da bu piyasaya sürülen fazla paranın kısa süreli gerçekleşmesi olduğuna dikkat çek- ti. Başbakan Erbakan'ın ekonomide bu ger- çekleri gizleyerek olumlu bir hava yarat- maya çaîıştığını vurgulayan Kumbaracıba- şı. hükümetin mart ayında Türkiye'ye ge- lecek olan Uluslarası Para Fonu (IMF) he- yetini ise kandıramayacağını söyledi. RP'li bakanlann sık sık ABD'ye gide- rek kredi aradığına dikkat çeken Kumbara- cıbaşı, hükümetin gelecek aylarda dış kre- di bulamaması durumunda ekonominin ba- har aylannda ciddi bir darboğaza gireceği uyansını yaptı. ÇIFTÇİ DOSTU /SADULLAH USUMÎ Pancar Üreticileri Öfke içinde B aşbakan Erbakan ve Yardımcı- sı Tansu Çiller her akıllanna gel- diğı zaman, tarım kesimi için yaptıklan fedakârlıklan anlatma- ya çalışıyorlar. Meğer neler yapmışlar da kımsenın haberi yokmuş. Tanm ürünleri- nın fiyatlannı enflasyonun üstünde tutmuş- lar. Ayrıca, ürün bedelleri ilk kez aynı yı- lın içinde ödenmiş. Hele Erbakan'ın ön- ceki gün "Tanmda devrim yaptık. Et ithal eden bir ülke iken şimdi et ihraç eder bır ülke haline geldik" demesi özellikle kır- sal alanda şaşkınlık yarattı!.. Doğrusu ya, biz de Erbakan'ın bu id- dialarına inanamadık. Keşke hangi ürün- lere bol fiyat verildiğini ve gene hangi ürünlerin bedellerinin zamanında öden- diğini bir açıklasaydı da Türk halkı ger- çekleri öğrenebilseydi. Erbakan'a yanlış bilgiler verildiğini sa- nıyoruz. Çünkü, Türk tarımı yıllardan be- ri yavaş yavaş batıyor. Hele Erbakan baş- bakan olduktan sonra tanmdaki çökün- tü daha da hızlandı. Koşullar çok daha kötüleşti. Pamuk, buğday, şekerpanca- n ve tütün üreticiierinin içinde bulundu- ğu sıkıntıyı bilseydi Erbakan biraz daha dikkatli konuşmak gereğini duyardı. Erbakan'ın iddialannın aksine şekerpan- carı üreticileri tam bır "cehennem azabı" yaşıyor. Milyonlarca üretici, şekerpanca- nnı 1996 yılının Eylül ayından itibaren fab- rikalara teslim etmeye başladı. Pancar- ların tamamı işlendi... Şekeroldu... Piya- saya sürüldü... Paraları kasalarakondu... Şımdi şubat ayının sonuna yaklaşıyo- ruz... Neredeyse aradan 5 ay geçti... Ama, ne yazık ki şekerpancarının bedelleri hâ- lâ üreticiye ödenmedi. Şeker şirketi 55 tril- yon liralık pancar aldı. Bunun 20 trilyon lirasını ödedi. Üreticilere daha tam 35 tril- yon lira borç var... Ödemeyen de ödet- meyen de hükümet!.. Ustelik, 1996yılı pancar fiyatlarına ya- pılan zam da yüzde yüzün çok altınday- dı. Hükümet maliyetı 6 bin liraya yakla- şan pancara 4 bin 400 lira fiyat vermişti. Bu nedenlerle pancar bölgelerinde mil- yonlarca üretici öfke içinde. Herkes ade- ta burnundan soluyor. Erbakan ve Çiller o bölgelere biraz kulak verseler nasıl kı- Pancar üretiminden vazgeçmek isteyenlerin sayısı artıyor. yametier koptuğunu, hükümete karşı tep- kilerin nasıl yoğunlaştığını göreceklerdir. Birçok bölgede pancar ekiminden vaz- geçmek isteyenlerin sayısı sürekli artı- yor. Örneğin, Malatya'da... MalatyaZira- at Odası Başkanı Enver Buğdanlı'yı bir dinlesinler... Üreticıler toplu olarak pan- car ekiminden vazgeçmek istiyor. Bunun için yapılan toplantılarda karar almaya çalışıyorlar. Ziraat Odası Başkanı Enver Buğdan- lı da, üreticilerin dertlerini anlatacak ma- kam bulamadıklarını ileri sürerek şöyle diyor: "Başbakan'ı anyonjz, ulaşamıyo- ruz... Yardımcısı Çiller'ihiç biılamıyoruz... Sanayi ve Ticaret Bakanı da bizi dinlemi- yor... Oda olarak üreticilerin dertlerini ki- me anlatacağız?.. Şaşırdık kaldık... Yıl- lardan beri hep düşük taban fıyat verili- yor. 1996 yılı ûrünü için verilen taban fı- yat ise hepsinden düşük. Ah.. bir derdi- mizi anlatacak makam bulabilsek neler anlatacağız neler... Radyo, televizyon ve gazeteler de bizim sorunlanmızla ilgilen- miyor. Çiftinin cebinde metelik yok. Ma- zot alacak para bulamıyor... Hükümetler verdikleri sözleri yerine getirmiyor... Başbakan veya yardımcısı televizyon- larda açıklamalar yapmadan önce tanm kesiminin dertlerini dinlesenler^ konuş- maları daha gerçekçi olacak. Örneğin, Başbakan veya Yardımcısı, Enver Buğ- danlı'yı mutlaka aramalıdır. Hatta, diğer Ziraat Odası başkanlarını da... Çok de- ğerli ve bilgili oda başkanları var. Onlar- la kısa kısa diyaloglar kurularak Türk ta- rımının durumu öğrenilebilir. Üstelik, baş- ka çare de yok. Çünkü, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Merkezi hükümete şirin gözükmek için gerçekleri anlatmıyor... Adapazarı Ziraat Odası Başkanı Hik- met Karabayır'ın pancar üreticiierinin haklarını alabilmek için çalmadığı kapı, başvurmadığı makam kalmadı... Her gün yüzlerce üretici "Pancarparalannı ne za- man alacağız" diye ziraat odasının ve pancar kooperatifinin kapılarını aşındırı- yor. 1997 yıh ürünü pancann ekimi için ça- lışmalara başlandı. Ama, çiftçinin cebin- de bir tek kuruş yok. Ekim nasıl yapıla- cak, masraflar nasıl karşılanacak?.. Mil- yonlarca üretici şaşkınlık içinde!.. 1997 yılı ürünü için para bulmak bir ya- na, daha geçen yıldan bankalara ve es- nafa olan borcunu ödeyemeyenlerin sa- yısı bir hayli fazla. Üstelik, çoğu borçla- rını kapamadığı için katmerli faiz öde- mek zorunda kalacak. Devlet, ödemedi- ği ürün bedellerinin karşılığında faız ver- miyor, ama bankalar geçen bır tek günün faızıni bile kat kat fazlası ile alıyor... Faizleri karşılayamadığı için icra ve mahkeme kapılannda sürünen pancar üreticiierinin sayısı giderek artıyor. Borç- larını ödeyebilmek için hayvanını, traktö- rünü, tarlasını satmak zorunda kalanla- rın sayısı inanılmayacak kadar fazla. Erbakan ve Çiller bu çiftçilerin dertle- rini dinlemelidir. Bakınız Adapazarı Zira- at Odası Başkanı Hikmet Karabayır ne- ler söylüyor: "Pancar taban fiyatlan se- nelerden beriçok düşük veriliyor. 1994yı- lında kilosu 1.470 liraya mal olan panca- ra bin lira taban fıyat verildi. 400 lira fark isteğimizi kabul etmediler... Sonunda çift- çi pancar ekimini azalttı ve şekerithal et- mek zonjnda kaldık. Böylece Tün\ çiftçi- sinden esirgenen paralann belki de 10 katı yabancı ülkelerin çiftçilenne arma- ğan edildi. Trilyonlarca liramızı yabancı- lara 'Bız yıyemiyoruz, siz yiyın' dedik... Bu nedenlerle çiftçi ekonomik bunalıma sü- rükiendi. Borçlannı ödeyemiyor." 1996 yılı ürünü için verilen 4 bin 400 lira taban fiyat da çok düşüktü. Çiftçinin maliyetinı bile karşılayamadı. Üstelik ürün bedelleri de verilmiyor. 6 ay sonra öde- necek paranın da değeri yarı yarıya kay- bolmuş olacak... Tarım ürünlerine bol taban fıyat verdiklerini ve ödemelerini za- manında yaptıklarını söyleyen Başbakan Erbakan bu sözlere kulak vermelidir. Necmettin Erbakan, ortak hükümet kurduktan sonra yavaş yavaş Tansu Çil- ler'e benzemeye başladı. Tanm kesimi- ne aynen Tansu Çiller çjibi bakıyor. Tan- su Çiller'de başlayan Ozal tutkusu şim- di Erbakan'da da görülüyor. Ancak, bu anlayışla tarıma bakmaya devam edersek, pancar ekiminde gene azalma olacak. Şimdiden Trakya, Sakar- ya ve Şusurluk bölgelerinde ekimın dü- şeceği belli oldu. Malatya'da da üretici- ler ekmeyeceklerini açıklıyorlar... Devlet üreticiye olan borcunu mart ayına kadar ödemezse başka bölgelerde de ekim yapmaktan vazgeçecek üreticilerin sayısı artacak... • IŞÇININ EVRENINDEN §ÜKRAN SONER Korku Susurluk, tankatlar üzerine gitmede önemli rol oynamış medya, Refah'ın ünlü "U, O" dönüşlerini aratmayacak çark edışlerı, çelişkileri de içinde ba- rındırıyor. Devlet içine sızmış, çeteler - mafya - aşiretler - tarikatlar - kirlı ıttifakları ortaya çıkarmadaki belge - bilgi yarışı, birdenbire, sanki tek elden yönetilir- mişçesine, hedef şaşırtma, kafa kanştırma yanşı- na, ışlevıne dönüşebiliyor. Bütün kanallarda, gazetelerde, haber program- lannda aynı ya da benzer konumda, rolde yüzler çık- tığında, "Bu kadar da rastlantı olabilir mi" diye sor- gulamaktan kendinızi alıkoyamıyorsunuz. Istedığıniz kadar zappıng yapın, biryerlerde ya- kalanıyor, Bucak'ın, Kazan'ın, Erbakan'ın, Ağar'ın, Çatlı'nın yakınlarının, şeriatçı kalemlerin, kendile- rini "pirüpak" gösterecek uzun uzun savunmaları- nın bombardımanından kurtulamıyorsunuz. Kimse bu boyuttaki ayrıcalığı, kayınmayı "taraf- sızhabercilik" olarak yutturmaya kalkışmasın. Ara- ya "hurafelenn" karışmakta olduğu besbelli. San- ki tek elden bütün kanallann habercilerinin, prog- ramcılannın kulaklanna birileri karsuyu kaçınyor. Çı- kara dayalı talimat mı dersiniz, tehdit mi, dostça ya- pılmış uyarılar (!) mı bilinmez, ama bir şeylerin ol- duğu kesin. Kaynağı bilinmesede "toricu"eksenin- de açıklanacak çark edişler, medyanın "hukukdev- leti, demokrasi, insan haklan" savaşımında güve- nilir tek araç olarak görülmesinin sakıncalannı or- taya koyuyor. Diyebilirsiniz ki Refahlıların, şeriatçı cephenin, şeriat düzeni özlemlerine yönelik, toplu- mu sarsan çıkışlannın ardından çark edişleri, savun- ma yapmayı seçişleri de onların korkusunu yansı- tıyor. "Sürekli aydınlık için bır dakika karanlık" gibi çok masum bir eyleme, kadınlann mitingine böy- lesine şiddetli, saldırgan tepki, elbette ki şiddetli bir korkunun yansıması. Ancak bu savunmalar, geri adım atışlar, bir korkunun belirtisi olduğu kadar yü- rütülen bir taktik ve stratejinin de ürünü. Önce saldınya geçiliyor, toplumun tepkisi, du- yarlılığı ölçülüyor. Toplumun en kabul edemeyece- gi noktalarda kimi geri dönüş, özür dileme görün- tüleri ile tepkiler yumuşatılıyor. Bu arada birçok adım daha ileriye atılmış, mevzi kazanılmış oluyor. Şöyle birkaç aylık gelişime bir bakın hele. Şeri- at cephesi, hele de Refah kadroları hükümet olu- şumu ve sonrasının ilk aylannda, şeriata karşı ol- duklannı belki söyiemediler ama, şeriat sözcüğü- nü de hiç ağızlarına almadılar. Bol bol demokrasi, insan haklan, hak-hukuk edebiyatı yaptılar. Şemdi toplumu daha ileri bir aşamaya alıştırdıklanndan, gü- venli, "Şeriata karşı olan Islama da karşıdır" diye- biliyor, bu kalıplar içinde ANAP'ın bile kadınlar ey- lemine katılmaması sağlanabıliyor. Medya yıldızlan, karşılanna aldıklan şeriatınsöz- cülerinden "Demokrasi ile şeriat uyum içinde ola- bilir" türünden bir güvence alabilseler öpüp başla- nna koyacaklar. Ödün vermeyen, şeriatın sözcüle- ri. "Aslolan demokrasi, hukuk devleti düzenidir, şe- riat hukuku özel yaşam alanıdır"\ asla söylemiyor- lar. Lütfedıp istemeyenlerin şeriat hukuku dışında, hukuk düzeni ilkelenni de savunabileceklerini ve ken- di yaşamlarında geçerli olmasını isteyebilecekleri- nı kabul ediyorlar. Aynı türden, toplumun alıştırılarak sindirilmesi- nin, çetelere, mafyaya, vurgunlara, her türlü kiriili- ğe yönelik cephesinde, gelinen daha da çarpıcı boyutlar var: Örneğin Çiller'in Meclis'te aklanmasının DYP'yi rahatlatması anlamında olumlu bir aşama olduğu görüşü yaygınlaşıyor. Ya da aynı zamanda ASALA'ya karşı kullanılmışlarsa, çetelerin içinde yer alan, sa- yısız cinayetlerin, faili meçhullerin sahiplerine sem- pati ile bakılabileceği aşılanıyor. Ağar'ın kızının ce^ naze töreni, devlet kahramanı büyüklerininki gibi medyamızda yer alıyor. Ya da Oral Çelik için mem- leketınde kahraman gibi karşılama töreni düzenle- nerek, televizyonlarda, gazetelerde ana haberler arasında sunuluyor. Toplumun sağlıklı düşünme, sonuca ulaşma şansı, kafalar, değerler karmakarı- şık edilerek engellenmeye çalışılıyor. Aslını ararsa- nız devlet içinde çeteler fazlası ile denetimden çık- mamış, baş belası olmamış, birbirleri ile çatışma- mış olsalar, Susuriuk kazası sıradan bir kaza ola- rak kalmayacak mıydı? Çatlı'nın kimliğinden baş- layarak, birtakım önemli belge - bilgiler, kirli çama- şırtarın ortaya çıkması, medyacılann özel başarısı, araştırmacı gazetecilik agırlıklı ürünler mi, yoksa hazır ulaştırılmış bilgiler mi? Tabii ki ikincisinin ağır bastığı, bütün kanallara benzer bilgi sızmalarının peş peşe gelmesi ile an- laşılıyor. İster istemez devlet içindeki kimi güçlerin de karanlık çıkar odaklarını bir ölçüde hizaya sok- mak için harekete geçmek zorunda kaldıkları so- nucuna varıyor, Türkiye'de iyi bir şeylenn olacağı konusunda umutlanıyorsunuz. Derken medyada Susurluk sonrasına ilişkin de- ğişen rota, bu çıkışın sınırlı bır ıç hesaplaşması ola- rak tutulma eğilimini sergiliyor. Türkıye'nın çağdaş hukuk devletine ulaşmasının. şeriat tehdıdinın uzak- laştırılmasının öyle göruldüğü kadar kolay, kendili- ğinden olmayacağı anlaşılıyor. Çeteler, şeriat tehdıdı karşısında toplumsal du- yarlılık, tabandan gelmeye başlayan tepkiler umut verici olsa da çıkar ve güç odaklarının dehşet ve- rici gücü, ulusal ve uluslararası boyutları. çok da- ha bilinçli, örgütlü bir savaşım cephesınin oluştu- rulması gerekliliğini ortaya koyuyor. Ülkemiz, ken- dımiz için bu gerçekten çok ürkütücü, korkutucu gidiş karşısında, asıl bizim korkmamız ve kortcumuzu olumlu, orgütlü tepkiye dönüştürmemızden başkaca bır yol olmadığı da gorüluyor. TTK'de doldur boşalt projesi ZONGULDAK (AA) - Türkiye Taşkömürü Ku- rumu (TTK) ile ilgili ha- zırlanan "Yeniden Yapı- lanma Projesi"nde. ge- çen yılki zaran 33 trilyon lirayı bulan kurumda 4545 işçinin ışten çıkanlması önerildi. TTK Genel Müdürlü- ğü'nce hazırlanan ve De%- let Bakanı Teoman Rıza Güneri'ye sunulan rapor- da. "Yeniden Yapılanma Projesi" kapsamında, ba- zı işyerlennin kapatılma- sı ve işçi fazlalığının tas- fiyesi gerektiği belirtildi. Projenin benımsenme- si durumunda TTK. kö- mür üretımi faaliyetinin dışında kalan alanlardan çekilecek. Bu çerçevede. yerüstü hızmetlerını yü- rüten sosyal bakım, ınşa- at. kara nakliyat ve elekt- ro mekanik işyerleri ka- patılarak bu işyerlerinde çalışan 4545 işçi. 4 tril- yon 750 milyar lira tazmi- nat ödenerek işten çıkan- lacak. Bu işçilerin yerine, yeraltında çalıştırılmak üzere. 4 bine yakın yeni işçi alınacak. Yine projenin kabul edilmesi durumunda, TTK'de kadrolu ve söz- leşmeli personel sayısında da gerekli yasal düzenle- me yapıldığı takdirde in- dirime gidilecek. 16 bin 400'ü >eraltı, 4900'ü ye- rüstünde olmak üzere, top- lam 21 bin 300 işçinin ça- lıştığı kurumda, bu yıl so- nuna kadar 383 "ü yerüstü, 1327'sı yeraltı olmak üze- re toplam 1710 ışçı emek- liye aynlacak. "Yeniden Yapılanma Projesi"nde, TTK'ye ait Maden Makineleri İmalat ve Onarım Fabrikası'nın özelleştirilmesı gereği de ortaya konuluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle