02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 1997 PERŞEMBE 14 KULTUR 16. Uluslararası Istanbul Film Festivali 29 mart-13 nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek 'Sanat ve sanatçı' diinyasına bakışKültür Servisi- İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzen- lenen 16. Uluslararası Fılm Fes- tivali. bır kez daha dünya sinema- sının geniş birpanoramasını göz- ler önüne serecek. Vakfın 25. kuruluş yıldönümü olan bu yılda 29 mart-13 nisan tarihlen arasında dûzenlenecek olan festıvale beş kıtadan 130'u aşkın film katılacak. Çoğu ödül- lü yenı filmlerin yanı sıra. sine- manın büyük ustalannın klasik yapıtlan da gösterilecek. Festivalde 'Yaşam Boyu Başa- n Odülleri', Actors Studıo'nun kuruculanndan yönetmen Elia Kazan ve Fransız yönetmen Cla- ude Sautet'ye verilırken 'Onur Ödülleri' Erol Taş ve Suna Pekuy- sal'a sunulacak Jüri Başkanı Jiri Menzel 'Uluslararası Yanşma','Sanat- lar ve Sinema'. 'Ûzel Gösteri: Or- kestra Eşliğinde Metropoüs', 'Edebiyattan Beyazperdeye', 'Erotik Öyküler-ir, 'Anısına', 'Ustalara Saygı', 'Özel Gösteri: Peter Greenaway\ 'Dünya Sine- masının Gcnç Yıküzlan". 'Kadın Gözü> le Kadınlar'. 'Dünya Festi- vallerinden', 'Amerikan Bağım- sız Sineması', 'Bir İ'lke-Bir Sine- ma: Fransa', 'Bir Kent-Bir Sine- ma: Beıün', 'Tiirk Sinemast-96, 97', 'Ulusal Yanşma' ve 'Yans- ma Dışı' adlı böliimlerden oluşan festivalın bu yılki sponsoru İstan- bul Menkul Kıymetler Borsası. 12 kurumsal sponsor. 6 basın ve TV sponsoru tarafindan destekle- nen festivalin afışi ıse Solaris Ta- sanm tarafından hazırlandı. Uluslararası Yanşma'da festi- valin özel temasıni oluşturan 'Sa- nat ve Sanatçı'nın dünyasını işle- yen 10 ayn ülkeden 10 ayn film yansacak. Filmleri değerlendire- cek olan seçici kurulun başkanlı- ğını Çek yeni dalga akımının yö- netmenlerinden Jiri Menzel üstle- necek. 'Sanatlar ve Sinema" bölümün- de Krzysztof VVierzbicki'nın 'Krzy sztof KieskMski: Şöyle Böy- leyim' ıle Frederick Vviseman'ın yönettiği 'La C'omedie Française veya Oynanan Aşk' adlı filmleri gösterilecek. Fritz Lang'ın 'Met- ropolis' adlı yapıtı 8-9 nisan ge- celeri Istanbul Lütfü Kırdar JCongre ve Sergi Sarayı Büyük Salonu'nda Alman orkestra şefı Berdnt Heller'in yönetimindeki Krzysztof Kieslowski Luis Bunuel Marcello Mastroianni Claude Sautet aşam Boyu Başan Ödülleri' Elia Kazan ve Claude Sautet'ye verilirken 'Onur Ödülleri' Erol Taş ve Suna Pekuysal'a sunulacak. Ustalara Saygı bölümünde Kazan, Jiri Menzel, Sautet ve Memduh Ün seçkin yapıtlanyla tanıtılacak. Anısına bölümünde ise Luis Bunuel, Krzysztof Kieslowski, Marcel Carne ve Marcello Mastroianni anılacak. 'Berlin Pencereleri' projesi kapsamında 'Bir Kent-Bir Sinema' bölümünde ise yedi yönetmenin yedi filmiyle Berlin'e saygı sunulacak. Istanbul Dcvlet Seııtonı ()rke->t- rası'nın seslendıreceği özgün beste eşliğinde seslendirilecek. 'Anısına' bölümünde sinema tanhine damgasını vurmuş dört usta yer alıyor. ICieslovvski, Mar- cel Carne, Marcello Mastroianni ve Luis Bunuel. 'Ustalara Saygı' da ise Türkiye dogumlu yönet- men Elia Kazan. Çek yönetmen Jiri Menzel, Fransız yönetmen Claude Sautet ve Türk sineması- nın emektar yönetmenlerinden Memduh Ün. Son dönemin ilgi çeken yönet- menlerinden PeterGreenaway'in şimdiye kadar festival program- lannda yer almamış 'Sayılarda Boğulmak- DrOfvning By Num- bers' adlı filmi 'Özel Gösteri' bö- lümünde sunulacak. 1stanbul'da' Plastik Sanatlar ve ^KSV'nin 25.yılında festivalde beş kıtadan 130'u aşkın filmle yine dünya sinemasından geniş bir panorama sunulacak. Uluslararası Yanşma bölümünde festivalin özel temasını oluşturan "Sanat ve Sanatçı" dünyasını işleyen 10 ayn ülkeden 10 film Altın Lale ödülü için yansacak. "Metropolis" orkestra eşliğinde özel bir gösteri olarak sunulurken, Edebiyattan Beyazperdeye bölümünde yedi edebiyat uyarlaması yer alacak. Altı usta yönetmen Avrupa ağırlıklı bir erotizm panoraması sunarken, kadın yönetmenler kadınlan anlatacak fılmleriyle. hamps. Daniele Dubrom ve Pas- cale Ferran gibi genç yetenekle- rin son filmleri bu bölümde gös- terilecek 'Bir Kent-Bir Sine- ma'da ise Berlin ve Berlinli sa- natçılar konu alınıyor. tKSV'nin bu yıl Berlin kentiy- le birlikte düzenlediği 'Bertin Pencereleri' projesi kapsamında arasında Fassbinder'in 'Berlin Alexanderplatz' adlı 15 saatlik Sinema' başlıklı bir konferans ve- receği bildirilen Greenavvay'in resimlerinin de festival kapsa- mında sergilenmesi düşünülüyor. 'Bir Ülke Bir Sinema' bölü- münde Fransız sineması, 1996 yapımı 9 yapıtla karşımızda ola- cak. Jean Luc Godard, Eric Roh- mer. Bertrand Tavernier, Andre Techine gibi ustalann yanı sıra Jacques Doillon, Jcaques Desc- fılminin de bulunduğu yedi yö- netmenin yedi filmi sinemasever- lere sunulacak. 'Ulusal Yanşma' bölümünde bu yıl 'Sen de Gitme_'(Tunç Ba- şaran), 'lşıklar Sönmesin' (Reis Çelik), 'Dırejan' (Şahin Gök), Akrebin Yokuluğu' (Ömer Ka- vur), 'Hollvwood Kaçaklan' (Muammer Özer), 'Bir Erkeğin Anatomisi' (Yavuz Özkan). 'Kış Çiçeği' (Kadir Sözen), 'Ali' (Ce- mal Şan) ve 'Tabutta Rövaşata' (Derviş Zaim) katılıyor. Yavuz Turgul'un yönettiği yılın en faz- la hasılat getıren filmi 'Eşkıya' ise yanşma dışı olarak gösterile- cek. Ulusal Yanşma jürisi Mem- duh Ün (Başkan), Serap Aksoy, Hüseyin Baş, Mehmet Güreli ve ABn Taşcıyan'dan oluşuyor. Sponsor desteğiyle Festivalin tanıtımı amacıyla dün The Marmara Oteli'nde dü- zenlenen basın toplantısında ko- nuşan Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Şakir Eczacıbaşı Istanbul Uluslararası Film Festi- vali'nin Kültür Bakanlığı'ndan maddi yardım almadan gerçek- leştirildiğine dikkat çekti. Istanbul Kültür ve Sanat Vak- fi'nın film festivaline 700 bin do- lar, genel olarak tüm festivaller için ise 7 milyon dolar tutannda bütçeye sahip olduğunu belirten Eczacıbaşı. yerel yönetimlerin desteği olmadan ayakta duran festivalin çok büyük oranda sponsorlann desteğine dayandı- ğını belirtti. Festivalin tanıtım toplantısına Eczacıbaşı 'nın yanı sıra İMKB1. Başkan Yardımcısı AnlSeren, Is- tanbul Kültür ve Sanat Vakfı Ge- nel Müdürü Melih Ferei ve Ulus- lararası Istanbul Film Festivali Yönetmeni Hülya Uçansukatıldı Anl Seren. festivale desteklerini sürdüreceklerini bildirirken lMKB'nin Istanbul'a yeni bir kültür mcrkezı kazandıracağını söyledi. 'Uluslararası Kültür Eğitim ve Kongre Merkezi' adını taşıyan ve uluslararası birdanışma kurulun- ca belirlenecek olan projenin ma- yıs başında uygulamaya konula- cağını belirten Seren, 1000 kişi- lik kapasıteye sahip olacak kültür kompleksinin yurtiçi ve yurt- dışından gelecek sanatçılara açık bir araştırma geliştirme merkezi niteliği taşıyacağını bildirdi. 47. ULUSLARARASI BERLtN FtLM FESTİVALİ Bir savaşın başı vesomı: Aşk veölüm GÜNER YÜREKLÎK BERLİN- 2 Dünya Sa- vaşı başlıyor ve bitiyor. Al- masy ile Katherine'in aşkla- n da öyle. Savaşla başlıyor, savaşla bitiyor. Ve savaş on- lara ölümden başka bir şey getirmıyor. Savaşın bıraktı- ğı enkaz ve cesetler arasın- da onlann aşk öyküsü de var. Bu öyküde, kimi zaman kendinizi Af- rika çöllennin altın sarısı kumlannda. kimi zaman ise yı- kık bir ltalyan ma- nastınnda, bir sava- şın ortasında bulu- yorsunuz. Son nefe- sinizi vermeye ha- zırlandığınız bir an- da bütün yaşamınızı damgalayan o öykü- yü anımsıyorsunuz Yanmış, kavrulmuş- sunuz. Ölme zamanı Yüreğinız bır yumruk kadar kü- çülmüş. Bedeniniz bir mumyadan fark- svz. Ve siz anımsa- maya çalışıyorsu- nuz. Yanık yüzünüzde birer cam bilya gibi parlayan göz- leriniz, olan bitene "neden", "mçin" gibi sorular yüklü- yor sanki. Nasıl başladı. na- sıl bitti, her şeyi baştan sona anımsamak istiyorsunuz. Yine de sonınun yanıtını bu- lamıyorsunuz. Artık ölme zamanının geldiğini de biliyorsunuz. Birkömüryığını haline gel- miş bedeniniz, yığılı kaldı- ğınız yatağınızda size yeni umutlar veremeyecek, sizi yeni aşklara taşıyamayacak kadar çökmüştür artık. Her şey belli olduktan sonra başınızdaki vefakâr hemşire Anna'dan son dile- ğiniz, sizi gitmeniz gereken yere götürecek iğneyı vur- ması oluyor Morfin yüklü iğne damarlannıza boşalı- yor. Anna sizi sevgiliniz Katherine'nin, Sahara çöl- lerinın karanlık bu mağara- sında el feneriyle yazdığı son satırları okuyor. "Öl- mek üzerevbn. Ama seni baştaki öykünün sonu ile bi- ten derin bir aşk hikâyesi oluşturuyor. Toscana'daki yıkık manastırda hemşire Anna (JuHette Binoche) ile parmaklannı kesen Naziler- den intikam almaya gelen Caravaggio (Willem Dafoe). Katherine'nin sevgilisi Al- masy ile yaptıklan konuş- malarla öykünün açılımını The EnglİSh Patient - Yönetmen.: Anthony Minghella / Senaryo.: Anthony Minghella / Oyuncular: Ralph Fiennes, Kristin Scott - Thomas, Juliette Binoche, William Dafoe (162 dak.) bekMyonım" diyor. Ve siz bir daha uyanmamak üzere derin bir uykuya dalıyorsu- nuz. Savaş bitiyor. Askerler kucaklaşıyor. Sizin yanık yüzünüzde cam gibi parla- yan gözleriniz kapanıyor. Bir aşk hikâyesi burada bi- tiyor. Altın Avı'vı alabilir * £ "The English Patient" de- rin ve tarihle iç içe anlamlı bir aşk öyküsü. Film için "Casablanca"dan sonra çevrilmış en büyük aşk fil- mi" diyen eleştirmenler var. Filmin odağını sondan baş- layıp başa giden, sonra yine sağlıyorlar. Anthony Minghella'nın "The English Patienfı, Ka- nadalı yazar MkhaelOnda- atje'nin romanından sine- maya uyarladığı bir film. Yazar buromanıyla 1992'de Britanya'mn en büyük ede- biyat ödülü olan Booker Pri- ze'ı kazanmıştı. Ancak Minghella, roma- na olduğu gibi sadık kalmı- yor ve filmin öyküsünü pi- lot (Kont Almasy) ile sevgi- lisi Katherine üzerinde yo- ğunlaştınyor. Yani filmi izleyenler, ro- manı da severek okuyabilir- ler. 3 altın küre ödülü alan, 12 dalda Oscar'a aday gös- terilen film. savaşla iç içe geçen melankolik bir aşk hi- kâyesi. Film bizi kâh İtalya'nın Toscana bölgesindeki yıkık bir manastıra, kâh savaşın başlanndaki Kahireçölleri- ne götürüyor. Tüm bu gidiş gelişlerde Macarasıllı Lasz- lo de Almasy (Ralph Fien- nes) ile Katheri- ne'nin (Kristin S- cott-Thomas) talih- siz aşkını ızliyoruz. "The English Pati- ent" Berlin de de hiç kuşkusuz bir ödül alacaktır. Bu en iyi filme verilen ve en büyük ödül alan Al- tın Ayı ödülü de ola- bilir. Kristin Scott - Thomas ilk kez 1986'da kamera kar- şısına geçti ve pop kralı Prince'in "Un- der The Cherry Mo- un" adlı filminde bir Ingiliz Lady'sini oy- nadı. Daha sonra S- cott-Thomas 1991'- de Roman Polans- Id'nin "Bitter Mo- on"undarolaldı. Paris'te oturan ve en iyi kadın oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilen In- giliz oyuncu, "III. Rkhard" fîlminde de rol aldı. "Missi- on: Impossible"de de,on da- kikalığına göründü. mıştı. "The English Patienfin yapımcısı Saul Zaentz, daha önce Oscar almış "Amade- us" ve "Varolmanın Daya- nıhnaz Hafîfliği" gibi film- lerie de para yatırmıştı. 12 dalda Oscar'a aday gösteri- len "The EngHsh Patienfın yönetmeni ve senaryo yaza- n Anthony Minghella daha önce sadece iki film yaptı. "Truh/, Madyl, Deeph/"ve "Mr.VVonderflıL" Kadııılardan 4 kaçan 9 şair Kültür Servisi - Ünlü ln- giliz şairi Lord Byron bu- güne kadar hep çapkm, ka- dınlann peşinden koşan bir adam olarak tanıtıldı. By- ron'ın bütün yapıtlannda bu özelliğinin ızleri arandı. On yaşında miras yoluyla Nexstead Abbey'i ve lord unvanlannı alan şair, henüz üniversite yıllannda gerek toplumsal konulardaki açık- lamalan gerek erkeklerle sürdürdüğü cinsel ilişkile- riyle aristokratlann bütün tepkilerini üzerine topla- mıştı. Byron'ın kendisinin de dahil olduğu bu sınıfla iliş- kileri ileriki yıllarda daha da bozuldu. Bu nedenle Byron günümüzde bile zaman za- man edebi kişiliğinden çok hakkında çıkan bu dediko- dularla anılır. Phvllis Grosskurt adlı emekli bir lngiliz edebiyat profesörü 20 şubat tarihin- de satışa sunulacak olan bir Byron biyografisinde şairin bugüne kadar hep yanlış de- ğerlendirildiğini öne sürü- yor. Yazara göre Byron ka- dınlann peşinden koşma- mış, aksine ömrünün büyük kısmmı peşinden koşan ka- dınlardan kaçarak geçirmiş. Grosskurt, Byron'm kişili- ğiyle ilgili olarak şunlan Lord Byron söylüyor: "Byron yapı ola- rak oldukça uyusuk bir adamdı ve kadınlann peşin- den kosmak çok fazla ener- ji gerektirir. Byron sadece kısa bir süre için âşık olur. ancak sonunda hemen yo- rulup içine kapanırdı. By- ron sevgililerini yeni kaduı- larla birlikte olabflmek için değil, yalnız kalıp dinlene- bilmek için terk ederdL O kadmlann peşinden koş- maz, kadınlar onun peşin- den koşardı." Bu yeni görüşler elbette pek çok Byron uzmanı tara- fından reddedilecek, ancak Grosslcurt edebiyat tarihçi- lerinin Byron'ı bugüne ka- dar şartlanmış bir şekilde okuduklannı ve şiirlerinde hep romantik bir şair gör- mek istediklerini, bu neden- le de hep yamlgıya düştük- lerini öne sürüyor. Gross- kurt, Byron'ın bütün şiir ve mektuplannı baştan okuya- rak şain yeniden değerlen- dirmiş. Bu şiirlerden çıkan en önemli anlam da şairin uzun sürelı, ateşli ilişkiler- den kaçtığı; tek beklentisi- nin huzur ve yalnızlık oldu- Grosskurt kendisinden önce yazılan Byron biyog- rafilerinde yazan yücelt- mek için çevresindeki in- sanlann hep kötü yanlannın anlatılmış olmasına da dik- kat çekiyor. Daha önceki bi- yografiler Byron'ın eşini mizahtan anlamayan, katı, kendini beğenmiş bir kadın olarak anlatıyorlardı. Grosskurt ise bu ilişkide Byron'ın sergilediği garip- likleri gözler önüne seriyor. Byron aslında sadece on iki ay evli kalabildiği MissMü- banko ile ailesinin zoruyla evlenmişti. Çünkü babası- nın ilk evliliğinden olan üvey kız kardeşiyle yasak bir aşk yaşayan şairin bu ev- lilikle tekrardan saygınlık kazanması bekleniyordu. Bakalım bu yeni kitap Byron'm edebi çözümle- melerine başka bir gözle bakılmasına yardımcı ola- bilecek mi? 4 GüImece güldürmece' ııstası Kültür Servisi - Deneme yazan, şair ve düşünce ada- mı "Salah Birscl'e Saygı Gecesi" başlığında düzen- lenen etkinlik Taksim Sah- nesi'nde yapıldı. Gece, se- naryosünu Ülkü Ayvaz'ın yazdığı, yönetmenliğini Saydam Yeniay'ın yaptığı, Devlet Tiyatrosu sanatçıla- nnın Salah Birsel'in yaşa- mı ve yapıtlanndan kesit- ler verdiği dramatik bir se- naryotıun sahnelenmesiyle başladı. Gecede HuBd Ak- tunç, Füsun Akatu, Naim TiraB ve Sabahattin Batur da birer konuşma yaptılar. Hulki Aktunç, Salah Bir- sel'in Türk yazmının geliş- mesinde önemli rol oyna- dığına değinerek Türkçe- nin içinde bir başka Türk- çe yarattığını belirtti. Bir- sel'in yazın hayatmdan sö- zeden Füsun Akatlı ise, Sa- lah Birsel'i okumayabaşla- yan bir okurun onu bir da- ha unutamayacağını vurgu- larken, Birsel'in, "yazdık- larmda duygu adamı değfl detepeden tımağa akıl ada- nııymış gibi görünen tekni- ğine rağmen müptela bir okurun onun yürekten yaz- dıklannı satır aralannda bulacağuu" ıfade etti. Sa- lah Birsel'in yazarlık tavn- nın, kendi deyişiyle gülme- ce güldürmece olduğunu vurgulayan Akatlı, bunun aslında iğneleme, ironi, yergi ve çatıştırma olduğu- nu da dile getirdi. Salah Birsel, yazarlığa nasıl baş- ladığını kısa bir anekdotla anlattı. "12 yaşımda bir ro- man yazdım. 436 sayfalık bir romandı bu. Adı da' Se- her Yıldızı'ydı. Bu romanı, Reşat Nuri'nin 'Akşam Gü- neşi' adlı romanından etki- lenerek yazmıştım. Fakat bu romanı 18 yaşuna gekü- ğimde imha ettim. Kendi kendime, 'Günün birinde büyük bir yazar olursam bunun hikâyesini anlatınm, olmazsam bunlan ortaya çıkarmam' dedim. Bu ro- manlar hiç ise yaramadı di- yemem, çünkü bütün yaz tatili boyunca günde 10 say- fa yazdım. Bu yazdıklanm Türkçemin güçlenmesini sağtodı" dedi. IŞELDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE Ben Gene Sana Vurgunum Ellerimin arasında, tanımı güç bir duygu. Siyah bir cüzdan; para cüzdanı. Elli yıllık, belki de altmış. Epeyce eskimiş; rengi uçmuş; yeryer parçalanmış; uzunlamasına ince bir parça cüzdandan aynlmış, koptu kopacak. Bir dikdörtgen. Yaklaşık ona yirmi. Açıyorum usulca; bir insanın yüreğine dokunur- casına. Sağda ve solda küçüklü büyüklü gözleri var. Sağ taraftaki gözlerinden birinde bir fotograf; bir kadın ile iki eliyle kaldırdığı bir bebek. Kansı ile kı- zı. Bir arkadaşının fotoğrafı, belki sonradan girmiş cüzdana. Ama kızı ile karısının fotoğrafını hiç ya- nından ayırmıyormuş. Zaten biliyordum bunu; ka- nsına ne kadar âşık olduğunu; kızını ne çok sevdi- ğini. Sol taraftaki küçük gözlerden birinde bir kâğıt parçası: el yazısıyla bir iki not. Askerliğe ilişkin ya- zışmalar; belki onlar da sonradan girdiler cüzda- na. Nasıl usulca açtımsa, öylece ikiye katlıyorum ve parmaklarımın ucuyla okşuyorum; bir dosta bir sohbet sırasında dokunmanın sıcaklığı var par- maklanmda. Hiç aklıma gelmezdi doğrusu; Sabahattin Ali'nin cüzdanını ellerimde tutacağım. Yirmi yıl kadar önce kitaplanyla tanışmıştım. "Al- dırma Gönül"ü bir kenara bırakıyorum; o, bir tür- kü, bir şarkı biçimiyle zaten dilimizden düşmezdi. İlk okuduğum Kuyucatdı Yusuf'tu ve beni bir 'Sa- bahattin Ali okuması"^sanvermiş, hemen ardından öteki yapıtlan gelmişti. Yaşamöyküsünü okuyunca; ki özünü biliyordum, ama Asım Bezirci'nın aynntılı kaleme aldığı yaşa- möyküsünü okuyunca, artık bir Sabahattin Ali vur- gunuydum. • Yapı Kredi Sermet Çifter Kütüphanesi'nin sergi salonuna heyecanla giriyorum. Bir sergi hazırlığı- nın ortasındayım. Nasıl heyecanlanmayayım: Birkaç yıldır süren bu salondakı "Bir Usta Bir Dünya " arşiv sergisinin bu kez konuğu Sabahattin Ali. Doğumunun doksanıncı yılında, Sabahattin Ali sergisi çok anlamlı. Resımler, yazışmalar, o ünlü yeşil mürekkebiyle kaleme aldığı eski Türkçe mektuplar, şiirler ve dak- tiloya çekilmiş yeni Türkçeleri; evrak, zarflar; not- lar ve çok sayıda defter. Içi yazı dolu defterler, eski Türkçe yazıldığı için okumam olanaksız. Belli ki birer kıtap taslağı her biri; küçük boyutlu siyah derı kaplı defterler; eskimiş, yıpranmış; za- manın içinden gelen yorgun ve yaşlı yolcular. Öte yandan bir başka defter; üstünde şöyle bir başlık. "Shakespeare Meselesi". Daha önce ya- yımlanan bir yazının kesilmiş parçaları yapıştırıl- mış. Dört bir yana dağılmış; yazışmalar, fotoğraflar, dosyalar... Bir yanda daktilosu; antika bir pipo; ama o ünlü piposu değil. Ikı gözlüğü, vb. Bir sergi hazırlığının ortasındayım. EkJekiler sıfır- landınlmış; birazdan camekânlara; önceden sap- tanmış yerlerine konulacak. Özenli bir çalışma... Artık aynlmalıyım. Yüreğim pek kaldırmıyor. Ne zaman bu yaşamöyküsünü okusam; bir şekliyle tanık olsam, içimde tarifsız bir keder. Bir dize Necatigil'den: "Solgun bir gül oluyor dokununca. * Bir söz Sabahattin Ali'den: • ' "Filiz hiç üzûlmesin..." • Bir ışıktı Sabahattin Ali. Karanlığı aydınlatan bir ışık. öldürüldü. Öldürüldüğünde kırk bir yaşındaydı. Zekâsı, ak- lı, bilgisi, yeteneği, kültürü, yaratıcılığı, kim bilirbiz- tere daha neler okutacaktı. Faili meçhul bir cinayete kurban gitti. Garip bir ülke bizimkisi; katili diye ortaya çıkartıp içeri attık- lan adamı; sonra serbest bırakıp ödüllendirdiler. Neyse bunlar bildik şeyler. O vurgundu. Kansına, kızına, edebiyata, yurdu- na, insanlığa ve aşka: "Başkalanna gütsem de, Senden uzak kalsam da, Sevmedığini bilsem de Ben gene sana vurgunum." Grafik tasarımcılarımız İsrail'de • Kühür Servisi- tsraıl'in başkenti Tel Aviv'de bulunan tasanm okulu Vital'in bu yıl 20 şubat- 2 mart tarihleri arasında üçüncüsünü düzenlediği FestiVıtal grafik tasanm etkinliklerine bu yıl Türkiye de katılıyor Ingiltere'den Siobhan Keaney, Almanya'dan Erik Spiekermann, Türkiye'den ise Sadık Karamustafa bir haftalık vvorkshoplar yapacaklar. Aynca Mimar Sinan, Marmara ve Yeditepe üniversitelerinden öğrenciler de bu çalışmalara katılacak. Sadık Karamustafa'nın sınıfinda tsrailli öğrencile 'Oçüncü Bin Yılın Eşiğinde Grafik Tasanmcı' konulu bir proje için çahşacaklar. Önümüzdeki nisan ayında da ısralli öğrenciler Türkiye'ye gelip GMK'nin düzenleyeceği 'Graphist 97' etkinliğine katılacaklar. Aynca GMK'nin düzenlediği 'Türkiye'den Afişler Sergisi' Tel Aviv ve Filistin Özerk Bölgesi'nde açılacak. Metin Acar'm resim sergisi • Kültür Servisi - Ressam Metın Acar'm Suluboya Resim Sergisi, Reasürans Destek Salonu'nda başladı. Uzun yıllar ABD'de kalan ve çeşitli sergiler açan Acar'ın suluboya çalışmalannın yer aldığı sergi, ay sonuna kadar açık kalacak. Işçelebi'nin cüa gösterisi • Kültür Servisi - Fotograf sanatçısı Gülümser '- Işçelebi, 'Anadolu'da Hasat' konulu dia gösterisini bugün saat 19.00"da Ankara Fotograf Sanatçılan Derneği lokalinde gerçekleştirecek. Gösteri, Işçelebi'nin 1989-1992 yıllan arasında yaptığı foto-röportajlann bir derlemesinden oluşuyor Erduraıt ve Karlıbel konseri ^ • Kültür Servisi - Notre Dame Sıon'lular Derneği, 10. kuruluş yıldönümünü Ayla Erduran ve Aydın Karlıbel'in katılacağı bir resital ile kutluyor. Resital 21 şubat cuma günü saat 20.00'de Notre Dame de Sion'da (Cumhuriyet Cad. No: 205 Harbiye) gerçekleştirilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle