23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ŞUBAT1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kaçak Mercedes Uayrettin Gökdemir'in gözaltında ^ Cumhurbaşkanı Demirel'in özel rnüşaviri Hayrettin Gökdemir'in oğlu Arif GÖkdemir, 10 yıl önce Mercedes kaçakçılığı suçundan cezaya çarptınlmıştı. AJNKARA (Cıunhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in özel müsaviri Hayrettin Gökdemir'in, kaçak Mercedes davasında aldığı mahkûmiyet nedeniyle aranan oglu Arif Gflkdemir'ın. Bolu yakınlannda gözaltına alındığı bildirildi. *Bir süre önce Mercedes .'kaçakçılığı suçlamasıyla yargılandığı ve ceza aldığı belirlenen ve hakkında gıyabi tutuklama karan bulunan Gökdemir'in, savcılıkta vereceği ifadenin ardından cezaevine konulacagı öğrenildi. Cumhuriyet'ın sorulannı yanıtlayan Hayrettin Gökdemır, olayi doğruladı. Arif Gökdemir'in 10 yıl önce Mercedes,kaçakçılığı suçlamasıyla yargılanarak cezaya çarptınldığını belirten Gökdemir, "10 yü önceki bir obty nedeniyle yargılandı. Ceza aklı. Kaçb. Şimdi de yakalanmış. Savcılığa çıkanlacak, hakkındaİti gıyabi tutukjama karan vicahiye çevrilerek cezaevine konulacak" dcdi. TRTGenel Müdürlüğü Yalçın Özer teklifikabul etmedi ANKARA (Cumhurfyet Bürosu) - Hükümet ortaklannın TRT Genel Müdürü olması konusunda anlaştıklan Türkiye gazetesi yazan Yalçın Ozer, kendisine yapılan öneriyi kabul etmediğini söyledi. TRT Genel Müdürlüğü. 3 aydır yönetim boşluğu yaşıyor. Başbakan Necmettin Erbakan ile Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'ın. adaylıktan çekilen Tuncer Enginertan'ın yerine TRT Genel Müdürlüğü ıçin üzerinde anlaştığı Yalçın Özer, adaylığı reddetti. Özer. Çiller'den öneri geldığını belirterek u Böyle birtekufgeldLÇiller, Erbakan ile anlaştıklannı söyledi. Ancak buradald işün nedeniyle "Evef demedim" dedi. Özer'in reddetmesi üzerine, koalisyon ortaklannın her iki partiyi de memnun edecek bir isim konusunda arayışa girdikJeri öğrenildi. Bakanlar Kurulu, Radyo ve Televızyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafindan TRT Genel Müdürü adayı olarak belirlenen .Prof. Dr. Aysel Aziz, Yücel Yener ve Tuncer Enginertan arasından 3 aydır seçim yapmamıştı. Erdal Inönü, Refah Partisi'nin petrol zengini ülkelerin fonlanyla güçlendiğini söyledi , ihtiyaçlara cevap vermelTtstanbul Haber Servisi -Refah Partisi'nin (RP) köktendinciliği destekleyen petrol zen- gini ülkelerin fonlanyla güçlendiği belirtil- di. CHP ile birleşen SHP'nin Onursal Genel Başkanı Prof. Dr. Erdal İnönü. Türkiye'de bugün ivme kazanan şeriatçı akımlann Mil- li Selamet Partisi'nin (MSP) ilk kunılduğu yıllarda ortaya çıktığını belirterek u Daha sonrasında belü ülkelerin petrol geliri fonun- dangelen paralan.diğer ülkelerdeki kökten- dinciliği desteklemek için kullanmasıyla bu arüş yaşandı. RP böylece diğer partiierden maddi olarak daha güçlü hale geldi" dedı. Türkiye Genç Işadamlan Derneği'nin (TÜGİAD) yayın organı *Elagans"ın çeşit- li konulardakı sorulannı yanıtlayan Erdal İnönü, Türkıye'de bugün laikliğe ve Ata- türk'e karşı ciddi bir meydan okumanm ol- duğuna dikkat çekti. Daha ileriye gidilme- mesi için her beraber bir şeyler yapılması gerektiğini ifaden eden Erdal inönü, daha fazla imam-hatip okulunun açılmasına izin verilmemesi gerektiğini bildirdi. inönü, "ts- lam âJemiicinde laik düzenikorumakzor,an- • İnönü, Türkiye'de ivme kazanan şeriatçı akımlann MSP'nin ilk kunılduğu yıllarda ortaya çıktığını söyledi. Sol partilerin, halkın bugünkü ihtiyaçlanna dönük sonınlar üzerinde çalışıp bunlan halka anlatması gerektiğini vurgulayan tnönü, bunu yaparken sendikalar ve sanayicilerle bir araya gelmesini önerdi. cak bizbunu yapan bir ülkeyizve böyle dede- vam etmemiz gerekiyor*' diye konuştu. Solda umutsuzlugun söz konusu olmadı- ğını, sol partüerin, halkın bugünkü ihtiyaç- lanna dönük sonınlar üzerinde çalışıp bun- lan halka anlatması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Erdal İnönü, bunu yaparken sendi- kalar ve sanayicilerle bir araya gelmesini önerdi. İnönü, bugün sendikalann sol parti- leri tutmadıldannı kaydetti. tnönü şöyle de- vam etti: "Siyasette iki büyük alan var; haDa inan- dırmak, sosyal psikolojryte onunflgisüıiceke- cek şeyler söylemek \c en önemüsi söyledik- lerinizi yapmak. Bunlar. biri kısa biri uzun vadeti ounasına rağmen birbirine bağh konu- lar.Sadecehalkın hoşunagidecek şeyleri söy- leyerek siyaset yapmak mümkün değfl. Bu- nunömeklerini bugün vaşryoruz, ancakuzun vadede halk bu kişilere prinı vermeyecektir." Solun Türkiye'dekı konumunu değerlendı- rirken sosyal demokrasinin dünyadaki konu- muna da değinen tnönü, Batı, Orta ve Ku- zey Avrupa'daki en gelişmiş ülkelerde, sos- yal demokratlann uzun zamandır tktidarda olduğunun görüldüğünü belirtti. Bu üJkele- rin hem demokrasi, hem sosyal kültür hem de sanayileşmenin oturduğu ülkeler olduğu- na değinen Erdal tnönü, özetle şu görüşlere yer verdi: " Demokrasi ve Bab Avrupa anla- yışının yerleştiği eskiden sömürge olan ülke- lerde de sosyal demokratlann daha güçlü ol- duğu gözleniyor. Oysa Türkiye gibi bu kav- ramlann oturmadığı ülkelerde sosyal de- mokrat partilerçokkuvvetli değil. Sosyal de- mokrasinin temel ilketeri özgürtük, eşrtBk ve dayanışmadır. Bunlardan özgürlüğfln veeşit- liğln bir arada olması kadar, bunu anlatmak da çok zor. Bizdeki partilerin sıkınosı da bu- radan kaynaklanıyor. Diğer yandan sosyal demokrasinin banş ve dayanışnıa ilkesiıtden bahsettiğiniz zaman, miİliyetçüik çok fazla ön plana çıknuyor. Evrenscl fikirteri ön pla- na çıkaran yaklaşımlar, bizun gibi devamlı saldın korkusuy la yaşayan ülkelerde çok faz- la desteklenmeyebiliyor. Halkm beyecanla bağlanacağı bazı sloganlar lazun ve bunlar sosyal demokraside artik yok." Aşın dıncı hareketlerin her zaman var ol- duğuna, ancak üzerinin örtüldüğüne deği- nen tnönü, "Atatürk hayattaykendeona kar- şı olanlar vardı. ancak o zaman ona karşı olan sevgi bunu önledi. Ama bu tepki hep de- vam etti. Bugünkü hatiyle su yüzüne çıkma- sı ise demokrasiyle beraber herkesin kendi fi- kiricrini söylemesiyle gerçekleşti. Bugün ya- şadıklannuz, Milli Selamet Partisi ilk kurul- duğunda ortaya çıkmışü*' dedi. 10baskandan 7si RP'li GAP bölgesi belediye başkanları ABD V gitti Istanbul Haber Servisi - ABD ve bu ûl- ke karşıtı söylemlerle iktidara gelen Refah Partisi giderek yakınlaşıyor. RP'li Devlet Bakanı Abduflah Gül'ün ardından. Doğu ve Güneydoğu'dan 7'si RP'li 10 belediye başkanı, ABD'nin davetlisi olarak dün sa- bah uçalda bu ülkeye gitti. ABD'nin bu davetini organıze eden ABD Adana Konsolosluğu'nda görevli Konsolos Birinci Yardımcısı Josepta Ben- nington, amaçlannın Güneydogulu ve ABD'lı belediye başkanlannı tanıştırmak olduğunu söyledi. Pennington, altyapı so- runlannı çoktan çözümlemiş ABD'deki belediyelerle, Türkiye'nin Güneydo- ğu'sundaki belediyelerin nasıl ortak sorun- lan olabilırsorusuna, "Herkentin birbiri- ne benzeyen sorunlan oktbilir" diye yanıt verdi. Geziye katılan belediye başkanlan da ABD'nin bu tür davetleri düzenli olarak yaptığmı belir- • Geziye katılan belediye \ başkanlan, amaçlannın ABD'deki yatınmcılan bölgeye çekmek olduğunu belirterek ABD'nm bu tür davetleri düzenli olarak yaptığını söylediler. terek "ABD, bölgeyle ve GAP'la çok ya- kından ilgileni- yor. Amacımız. oradakiyannm- cılan bölgeye çelunek" diye konuştular. US Informa- tıon Service ve Adana Konso- losluğu'nun or- tak düzenlediği geziye Salih Gök (Batman- RP). Ahmet Bilgin (Dı> arbakır-RP), Mete Aslan (tskendenın-ANAP), AüSezaü (Kah- ramanmaraş-RP), Ahmet Münir Erkai (Malatya-RP), Abdülkadir Turan (Muş- RP), Abdülkadir Tutaşı (Mardin-DYP), Ahmet Babçıvan (Şanlıurfa-RP), Aydm Ta- lay (Van-RP) ve Omer Topçu (Adana'Yü- reğir-ANAP) katıldılar. Davetle ilgili konuşan Pennington, baş- kanlann Amerikan-Türk Konseyi toplan- tısına katılacaklannı ve Güneydoğu'daki kentlerin gelişmeleri ile ticari olanaklan- nı anlatacaklannı söyledi. Pennington, baş- kanlann Denver, Columbus, New Orleans ve Philadelphia kentlerini ziyaret edecek- lerini söyledi. Pennington. "Bu görüşme- lerde ortak sonınlar ve yönetim teknikle- rini tarûşaeaklar. AmerikabJann bulduk- hm çözümk'ri ilk elden görecekler. Vergi- lendirme, bütçe. yaönmlar. çevre, turizm, yerel yönetim \e özel sektörle işbüiiği ko- nulannda görüş alışverişinde bulunacaklar. Aynca ABD'li başkanlar da bir süre sonra Türkiye'ye geteceJder" diye konuştu. Politika, sanat, bilim ve iş dünyasının önde gelen isimleh rol aldı SürekU ctydınlıkiçin klipTV Servisi - Vatandaşlann "tenıiz tophım, temiz sryaset" özlemıyle başlattığı tt Süreldi Aydınhk İçin 1 Daldka Karanlık" eylemı; bi- lim, sanat, politika ve ış dünyasının önde ge- len isimlerinin yer aldığı bir kliple TV'lere ta- şındı. Önceki gün, atv, lnterstar ve Kanal D'de yayımlanan klip, on gün boyunca diğer TV'lerin de katılunıyla sürekli olarak ekrana gelecek. Bir grup vatandaş tarafindan bir rek- lam şirketıne hazırlatılan klip, "vatandaşlar- dan vatandaşa çağn" niteliği taşıyor. TV'le- rin hiçbir para talebinde bulunmadan yayım- ladığı klipte, Ishak Alaton, Rıdvan Budak. Sakıp SabancL Bayram MeraL Tank Akan, Türkân Şoray, Müjde Ar, Cevat Çapan. Tür- kân Sayian, Orhan Pamuk. Bülent Tanör. Burhan Şenatalar, Yıunaz Erdoğan. Şevket Altuğ, Sezen Aksu. Arif Sağ, Uğur \ üceL Derviş Günday, Eralp Ozgen, Demet Akbağ, Sertab Erener. Yasemin Yalçın, MeltemCum- buL Haldun Dormen ve çeşitli kesimden va- tandaşlar yer alıyor. Klipte yer alarak "Aydmük İçin 1 Daldka Karanhk" eylemine destek veren Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı fshak Ala- ton, DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başka- nı Prof. Dr. Burhan Şenatalar, lstanbul Ünı- versitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Tanör, yazar Ortıan Pamuk, sanat- çı Yasemin Yalçuı ve oyuncu .Tank Akan Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorulannı ya- nıtladılar."" "Çürük ehnalar anndınlsın' tshak Alaton, toplumun temiz bir yönetim ve temiz bir Türkiye arayışında olduğunu be- lirterek, yönetimin çürûk elmalardan anndı- nlması gerektiğini belirtti. Alaton şunlan söyledi: "Tophımda yönetimin eski saygnıb- ğuu kazanması arayışı var. Bu yöndeki aray> şı tûm toplum destekliyor. Temiz bir yönetim ve temiz bir Türkiye araytşmı düe getirirken tabiiki yargının bagımsızltğı ve yanlış işyapan insanlann yargdanmalannı da bekuyoruz." "Bu eylem, Türk toplumunun hep beraber gerçekteştinliği basit ama çok önemli bir ey- lemdir" diyen DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak sözlerini şöyle sürdürdü: "Tophımun bu eylemi yapnusına neden olanlar, 'mum söndü' gibi yakışürmalar ya- pacakianna otunıp haJkrine agjamahdıriar. Toplum. bu eyiemle onlann birer zavallı oMu- ğunun altını çizmektedir. İnsanlanmız, sos- yai meslek. etnik. inanç ve siyasal farkbhkla- nna rağmen bir araya getip aynı eylemi yapı- yoriar. Clkeyi yönetenlerin artikbirtakım şey- leri görmesi lazun." Klipte. "Demokrasflerin gerçek güvencesi yurttaşlann demokratik bilinci ve duyarhhğı- du-"mesajını veren Prof. Dr. Burhan Şenata- lar, demokrasilenn demokrat yurttaşlara da- yandığına dikkat çekti. Şenatalar, "Demok- rat yurttaşkruı olmadığı bir toplum demok- ratik otamaz" dedi. Prof. Dr. Bülent Tanör ise şunlan söyledi: "Tûridye bir yönüyie olumsuzluğa gküyor. Bir başka yönüyie de altı yüz yıllık uyuşuklu- Klipte rol alanlar temiz toplum, temiz siyaset' özlemkrini dik getiriyorlar. ğunu atiyor üzerinden. Toplum toplum ohı- yor, insan insan oluvor. tlk defa bir partinin güdümü olmaksızın insanlar kendiliklerin- den kitksel hareket ediyoriar-" Yazar Orhan Pamuk, kampanyanın kendı- liğinden gelişmesinin önemli olduğunu be- lirtti. Işıklan her akşam saat 21 .OO'de yalnız Refah hükümetine karşı değil devletin yıllar- ca birikmiş zulmüne karşı da kapattıldannı anlatan Pamuk şöyle dedi: "Hem yıDardır devietin inamhnaz zuhne varan ve hukuk dı- şı işkenceleri. insan haklannı çiğnemesi ifa- de özgüriüğünü katletmesi ve binlerce vatan- daşın dagöstere göstere öldürüunesineduyu- lan haklı kızgınhk ile laikliğe sakuran şimdi- ki hükümete duyulan öfkeyie birleşti bunlar. İnsanlara. ışıklan kapayın, düdükJeri çalın, tencerderi vurun drvorum." Eylemi canı gönülden desteklediğini vur- gulayan Yasemin Yalçın da, "Hakikaten tep- kili bir halk olduk. Bu çok güzel bir geüşme. Yalananın mumu yatsıya kadar yanar. Ya- lanlar birer ikişer ortaya ÇIICD. Artik bunlar yargılansın'< dedı. Sinema oyuncusu Tank Akan ise kampan- yanın ülkenin geneline yayılmasını arzu etti- ğinı belirterek. '"Seve seve, canı gönülden ka- bküm. Clkem adına çok önemli bir oluşum olarak kabulediyorum. Kiüelerebir biHnçge- tireceğine inamyorum" diye konuştu. Sermaye Pfyasası Kurulu AUM SATIM ARACILItil YETK1 HELGESI NıunıcBi tmhı 8NK.ASA-BO-0026 07 011997 Sermaye Pıyasast Kurulu nca Demırbank T A Ş 'ntn D7 O1 1997 tanhınden ıtıbaren -Borsa Dışında Aiım Satım Araalığr 'aalryetınde bufejnması uygun görülmûşîuf 6u beflge, 3794 sayılı Kanun ile değtşık 2499 sayılı Sermaye °ıyasası Kanunu'nun 31'ıncı maddesı uyarınca verılmıştır A» t*m KARACAN KuniBaşRanı Oruutn: Bat!< ıttduia T SKII Uemurlufv istantXJİ SnıiSo -497KV4100 Sermaye Piyasası Kurulu MENKUL KIYMETLERIN CERI ALMA (RKPOI VEYA SATMA (TERS REPOl TAABHVDl 1 İLE AL1M SAT1M1 1LTK1 BELGESİ SanaoaL linlu BNK/RP VkMKK6 07 011997 * Sermaye Pryasas. Kurutj'nca Demırtank T A.Ş.'nm 16.10.1992 tanhınden ıtıbared "Menkul Kıymellenn Gen AJma veya Satma Taahhudû le Atrm Sahmı' ta^ryetnde buknması uygun gönjlmûşjûr. Bu betge, 3794 sayılı Kanun *e değışk 2499 sayılı Sermaye Pıyasası Kanunu'nun 31'incı maddesı uyannca verılmıştır At Ihsan KARACAN Kurul Başunı 1 IruMliıB: • ;..,, ,<td*i» T i.«™.fl.(. lstanbul JSr> 49710M100 ®DEMİRBANK Abdullah Cül Washington'da 'Firkateynler için söz aldım' FUAT KOZLUKLU VVASHINGTON - RE- FAHYOL hûkümetinin izle- diği dış politikalardan rahat- sızlık duyan BillCfinton yö- netimi, Türkiye ile ilişkile- rini oturtacağı zemini, Was- hington'a davet ettiği sivil ve askeri yöneticilerle görü- şerek belirlemeye çalışıyor. ABD yönetimi, Ameri- kan-Türk Konseyi'nin yı111k toplantılan için Washing- ton'a davet edilen RP'li Devlet Bakanı Abdullah Gül,DYP'li Sa\-unma Baka- nı Turhan Tayan, Çiller'in "gözde diptomaü" olan Dı- şışleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi Onur Oymen ve Genelkurmay tkinci Başka- nı Orgeneral Çevik Bö-'e ay- n ayn randevular verdi. Refahlı Gûl, Dışişleri Ba- kanı Madeleine Albright'a vekâleteden kıdemli Bakan Yardımcısı Peter Tarnof ve Beyaz Saray Ulusal Güven- lik Danışmanı Sandy Ber- ger'ın verdiği randevularla yetinmek zorunda kaldı. Gül. dün programında y- er almamasına karşın ABD Savunma Bakan Yardımcısı Jan Laudal ile görûştü. Türk Büyükelçiliği'nde yapılan toplantıda, ABD Dışişleri Bakanlığı Güney Avrupa Dairesi Başkanı Carey Ca- vanaugh da bulundu. Gül, toplantıdan sonra sorular üzerine, Yunan kökenli ABD senatörü Pıul Sarban- nes'ın Beyaz Saray nezdin- deki girişiminden bu yana yaklaşık 2 yıldır teslim alı- namayan üç firkateyn için söz verildiğini belirtti. ABD yönetimi "laikliğe bağlı" olduklannı bildıği Dışişleri Bakanlığı Müste- şan Büyükelçi OnurÖymen ve Genelkurmay tkinci Baş- kanı Orgeneral Çevik Bir'i ise "birtikte dinlemeyi" ka- rarlaştırdı. Hiilya Ağansoy Türkiye-Amerika ortak çıkarlannın geleceğine "REFAHYOL'un nasıl bak- tığını" anlatmak ve Türk- Amerikan Konseyi'nin yıl- lık toplantısında konuşmak üzere önceki akşam Was- hington'a gelen Eİevlet Ba- kanı Abdullah Gül. "Ba- n'dan kopmak diye bir şey yok" dedi. u GöJge Dışişleri Bakanı" olarak nıtelenen Refahlı Devlet Bakanı, kaldığı otel- de Türk gazetecilerle sohbet etti ve sorulan yanıtladı. Devlet Bakanı, ABD Dı- şişleri Bakanı Madeleine Albright'ın Türkıye'de laik- likle ilgili kaygılannı sık sık dile getirdiğinin hatırlatıl- ması üzerine "Albright'ın (aiklikten anladığu herhakk Amerika'dald laikliktir. Bu tip bir iaiklik uygulamasını biz de Türkiye'ye getirelim diye gayret ediyoruz. Baskı- nın \e zorlamanın olmama- sı koşuhıyla" dedi. Gül, fürkiye'nin.NATO ve Avrupa Birliği'nin geniş- lemesine ilişkin tezlerini Washington'da anlatacağma işaret etti. Türk-Amerikan ilışkileri- nin çeşitli alanlara yayılan bir derinliğı bulunduğunu anlatan Devlet Bakanı Ab- dullah Gül, hükümetin bu ilişkilerin gelişmesıni iste- diğini bildirdi. Gül, partisinin yıllarca karşı çıktıgı ve "büyûk şey- tM" diyerek emperyalist ol- makla suçladığı ABD ve Amerikan sermayesiyle ba- nşmayı amaçladığı gezisi- nin ilk gününde de Ameri- kalı gazetecilerle kahvaltı yaptı. Ardından Turkish Da- ily News gazetesınin öğle yemeğinde konuştu. Devlet Bakanı. öğleden sonra da Dışişleri Bakanı Albnght'a vekâlet eden kı- demli Bakan Yardımcısı Pe- ter Tarnof'la görüştü. 'UğurÇakıcı'yı Zeynep Özal öldürttü' HÜLYATOPCU 8. Cumhurbaşkanı Tür- gut Özal'ın kızı Zeynep Ozal'm, eski Emlakbank Genel Müdürü Engin Ci- van'ın vunılması olayından sonra ülkücü Alaattin Çakı- cı'nın eski eşi Uğur Çakı- cı'nın öldürülmesınde de azmettirici olduğu iddia edildi. Civan soruşturması- nı tamamlayarak Özal hak- kında 5 yıla kadar hapis ce- zası istemiyle dava açan Şişli Cumhuriyet Savcılığı, UğurÇakıcı ile ilgili dosya- yı Bursa Cumhuriyet Sav- cılığı'na gönderdi. Bursa Cumhuriyet Savcılığı, Özal hakkında "kasten adam öl- dürmek" suçundan 30 yıla kadar hapis cezası istemiy- le dava açabilecek. Zeynep Özal'la ilgili suç- lamalan. eski eşi Adoan Güngör yapmıştı. Güngör, Özal'ın Civangate olayını planladığını, bu olaydan çı- kar sağlamayi düşündüğü- nü öne sürmüştü. Gün- gör'ün açıklamalannı ihbar kabul eden Şişli Cumhuri- yet Savcılığı, soruşturma başlatmıştı. Soruşturmayı tamamla- yan Savcı Mecit Ceylan, Özal hakkında, Engin Ci- van'm vurulmasında azmet- tirici olduğu iddiasıyla iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Ceylan, olayla ilgili olarak Civan skandalına isimleri kanşan ülkücü Nurullah Tevfik Ağansoy'un eşi Hüt- ya Ağansoy'un da ifadesine başvurdu. Ağansoy, ifade- sinde, Zeynep Özal'ın Uğur Çakıcfyı öldürmesi için Alaattin Çakıcı'ya baskı yaptıjını öne sürerek "Zey- nep Ozal'dan kocamın ölü- mü nedeniyle de sikâyetçj- vün" dedi. Savcılık, Uğur Çakıcı olayıyla ilgili dosya- yı dün Bursa Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdi. Bur- sa Cumhuriyet Savcılığı'nın da Özal hakkında, Çakı- cı'nin öldürülmesinde az- mettirici olduğu iddiasıyla TCY'nin "kasten adam öl- dürmek" fiilini duzenleyen 448. maddesi uyannca dava açması bekleniyor. 1RÜŞ / Av. FİKRET İLKİZ Siz kimsiniz? Adalet Bakanlı- ğı'nın kapısından içeri girince ve- ya seçim bölgenizde cezaevi zi- yareti yapınca "bakan"sınız. Sı- vas davasında "milletvekili-avu- kat" oldunuz. Belki Adalet Baka- nı paltonuzu terk edince "eski adalet bakanı / avukat" olacak- sınız. Avukatsınız, hukukçusu- nuz!.. Sürekli "hukukçu" olduğu- nuzu siz söylüyorsunuz. Farionda mısınız? Türkiye Baro- lar Birliği'nin 6 Şubat Genelgesi'ni okudunuz mu? Okumadıysanız cuma günü saat 20.59'dan önce okuyunuz. Deniliyor ki: "Ülkemizde yaşanan son olaylar, hukuk devleti olabil- mek için ön koşul olan hukuka saygı ve hukukun üstünlüğü kavramlannın önemini göster- miştir. Susurluk olayı ile ortaya çıkan deviet-siyaset-mafya ör- gütlenmesi sorumlularının ce- zalandırılması, anayasamızın değtştirilmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez olarak ka- bul ettiği cumhuriyetimizin de- mokratik, laik, hukuk devleti il- Adalete Bakan Adam kelerine bağlılık, ancak hukuka saygı ile mümkündür. Bu nedenle Türkiye Barolar Biriiği, 22 Şubat 1997 tarihinde İzmir'de Hukuka Saygı' yürüyü- şü ve mitingi düzenlemiştir." Belki sizi ilgilendirmiyordur. A- ma TBB Başkanı avukat Eralp Özgen, bu genelgeyi tüm barola- ra gönderdi. Bütün avukatlar, 22 şubat günü İzmir'de olacak ve cüppeleri ile bu yürüyüşe katıla- caklar. Siz bu cumartesi nerede olacaksınız? Cumartesi Annele- ri'ni mi ziyaret edeceksiniz? Partinizin halkla ilişkilerinden soaımlusunuz... Partiniz için çalı- şıyorsunuz. Mahkemeyedüşmüş partili arkadaşlarınızı cumartesi günleri ziyaret ediyorsunuz. Ken- dinizi bu konuda hak sahibi görü- yorsunuz. Aynca bir göreviniz da- ha var. Adalete bakan adam ola- rak adaleti dağıtmak... Birini bıra- kıp birini yapıyorsunuz. 7 gün 7 gece adalet için çalışıyorsunuz. İki kimlik taşıyor(muş)sunuz ve bu görevlerinizi bildiğim kadar hiç birbiri ile kanştırmıyor(muş)sunuz. Sizin insanlık yanınız ağır bası- yor(muş). Halkımız sizi takdiredi- yor(muş). Cyle ya ben vatandaş değilim. Sizi takdir etmiyorum. Ortağınız bir siyasi partinin ileri gelenine göre ben vatan hainiyim. Uçüncü kimliğinize göre, Türki- ye'de bir baroya kayıtlısınız. Avu- katsınız, öyle biliyorum. Avukat, mesleğin itibannı zede- leyecek her türiü tutum ve davra- nıştan kaçınmak zorundadır. Avu- kat özel yaşantısında da buna özenmekle yükümlüdür. Ama bil- diğim kadarı ile siz şimdi avukat- lık yapmıyorsunuz. Adalete bakı- yor ve adaleti dağıtıyorsunuz. TBB Başkanı beni bağışlarsa, si- zi izmir'e çağıracaktım. Seçim bölgeniz Kocaeli'ne uğrarsınız. Belki bir cezaevi ziyareti yaparsı- nız. Oradan Istanbul'ageçersiniz. Partinizin halkla ilişkilerinden so- rumlu olduğunuz için Susurluk olaylan ile ilgilenen yargı görevli- leri ile hâkimevinde toplanır ve olayların "aydınlatılrnasında" yapılan çalışmalardan bilgi alırsı- nız. Sonra bir "feribofla İzmir'e geçersiniz. Bağlı bulunduğunuz baro çatısı altında "Hukuka Say- gı" mitingine katılırsınız. Çünkü sizde "insanlık var", siz "devlet- siyaset-mafya örgütlenmesi sorumlularının cezalandırılma- sını" istiyorsunuz... Yoksa istemi- yor musunuz? Ben avukat olarak "Türk avukatlan, barolann ve Türkiye Barolar Birliği'nin ba- ğımsızlığı gereğine inanmışlar ve bu konuda kendilerine ge- rek kişi, gerek kuruluş olarak düşen görevleri başarma kara- nna varmışlardır" cümlesinde yazılı meslek kuralım gereğince İzmir'de olacağım. Siz o gün ne- rede olacaksınız? Ben sadece "avukatım"... Sizi "Hukuka Say- gı" mitinginde görecek kadar kendimde cesaret görmüyorum. Yanlış anlamayın sizden değil, kendimden korkuyorum. Siz kim- siniz sayın...? Nüfus cüzdanımı, ehliyetimi ve askeri kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. HANDAN SAR1KAYA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle