Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 ŞUBAT1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Susurluk Araştırma Komisyonu'nun ANAP'lı üyesi Yaşar Topçu yakındı
'DGM'ye siyasi baskı var'
11 ayrı suctan yargılanmış
Topal'ın suç
dosyası kabank
AYŞE SAYIN
AıNKARA - Öldürülen
kumarhanelerzincıri sahbi
Ömer Lütfü Topal ın kaba-
nk suç dosyası TBMM Su-
surluk Araştırma Komis\x>-
nu'na ulaştı. Topal'ın eski
avukaü Ekrem Marakojlu
taraftndan komisyona ileti-
len dosyada, Topal ':n,
adam öldürme, uyuşturucu
kaçakçılığı, tehdıt ve işken-
ce, ruhsatsız silah bulun-
durma suçlan ıle ilgıli 11
ayn dosyadan yargılandığı
belırlendi. Dosyalarda, To-
pal'ın, sahıbi olduğu Em-
peryal Casinolan çalışanla-
nnı da kirli işlerine bulaştır-
dığı, aynca hiçbirisinin si-
gortasını yaptırmadığı kay-
dedildi.
Marakoğlu komisyona
verdiği dosyada, Emperyal
Casinosu çalışanlanndan
ceza davalannda sanık ola-
rak yer alanların hiçbirisi-
nin Sosyal Sigortalar Ku-
rumu'nda kaydı olmadığı-
na dikkat çekerek, "Bu se-
bepten özeüikle işten ayn-
lan biiyük böliim mağduri-
yet içerisindedir. Ben, işte en
azından kendisini mağdur
hisseden kesim içerisinden
birilerinin Topal cinayetin-
de rol almış olabileceğini
düşünüyonım" görüşüne
yer verdi.
TÜSİAV'a ziyaret
Mmd'den
'siyasal
din>
eleşûrisi
• Bayram Meral, RP'nin
tırmandırdığı türban
tartışmalanna değinirken
yazma geleneğinin başka
boyutlara çekilmeye
çalışıldığını vurguladı.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk-tş Genel
Başkanı BajTarn Meral,
ekonomideki rahatlamanın
kaynağının özelleştirmeden
gelen gelirler olduğunu be-
lirterek "Satük, sattık, birti.
Bir gün gelecek devlet, me-
murlarına öde>ecek para
bulanıayacak" dedi. RP'nin
tırmandırdığı türban tartış-
malanna değinirken Anado-
lu'daki yazma geleneğinin
başka boyutlara çekilmeye
çalışıldığını vurgulayan Me-
ral. "Ülkede bunalun yara-
tanlan bertaraf edeceğiz"
1
diye konuştu.
Türk-Iş Genel Başkanı
Bayram Meral, dün Türk
Sanayicileri ve Işadamları
Vakfi'nı (TÜSlAV) ziyaret
etti. Meral, "Siyasiler her
gün halk nezdinde biraz da-
ha puan kaybetmekte; onun
için kendilerinin aktif prog-
ram hazıriamalannu halkın
sorunlanna daha ciddi eğü-
melerini istiyoruz" dedi. Iş-
çi-işveren arasındaki diya-
logtan bazı siyasilerin rahat-
sız olacaklannı söyleyen
Meral, ibadetin bazı kesim-
lerce siyasi amaçla yapılır
duruma geldiğine dikkat çe-
kerek şöyle konuştu:
"Y'azma Anadolu'nıın ge-
leneğiydi. Şimdi başka bo-
yutlara çekiliyor. Yıllardır
cami yapılıyordu. Niye yap-
tın, niye ibadet ediyorsun di-
ye soruluyor muy du? Türki-
ye Cumhuriyeti, demokra-
tik, laik cumhurivettir. Biri-
leri bir şeyler hazırlıyorlar,
ama bu bütüıüük bunu aşa-
«aktır. Cami yapüır, yapıt-
maz. Polis gelecek. Arkasın-
dan o olnıadı asker gelecek.
Sonra yeniden besmele çek,
başla/
TÜSİAV Genel Başkanı
Veli Santoprak da Türki-
ye'nin kritik günlerden geç-
tiğine ışaret ederek "Türki-
ye'de toplum katmanlan ar-
bk etkin olmalı. Bizi bir mil-
li mutabakat veya diğer bir
ifadeyie toplumsal uzlaşma
rahatiaür" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Susurluk
Araştırma Komisyonu, 27
Şubat Perşembe günü Istan-
bul'a giderek adlan Ömer
Lütfü Topal cinayetine kan-
şan 3 Özel Timci ile "Koca-
eti çetesi"nı dinleme karan
aldı. CHP Samsun Milletve-
kili Murat Karayalçuı. ken-
disine Şırnak'ta suikast dü-
zenlenmesinin planlandığını
açıklayan iki itirafçmın da
dinlenmesi için komisyona
başvurdu. Komisyonun
ANAP'lı üyelerinden Sinop
Milletvekili Yaşar Topçu,
"lstanbul Deviet Güvenlik
Mahkemesi'ne (DGM) siya-
setin tepderinden baskı var"
dedi.
CHP Samsun Milletvekili
Murat Karayalçın dün sabah
TBMM Susurluk Araştırma
Komisyonu Başkanı Meb-
met Elkatnuş'ı ziyaret etti.
Karayalçın, Murat Ipek ve
Murat Demir adlı itirafçıla-
nn dinlenmesini istedi. Iti-
• Susurluk komisyonu öğleden sonra toplanarak bugüne dek
yürütülen çalışmalan değerlendirdi. Toplantıdan sonra
açıklama yapan Elkatmış, bugüne dek 40 kişiyi dinlediklerini,
gelecek hafta 27 şubat günü İstanbul'a giderek tutuklu olan
bazı kişilerin bilgisine başvuracaklannı söyledi.
raflann yayımlanmasmdan
sonra Içişleri Bakanı Meral
Akşener ve Emniyet Genel
Müdürü Alaaddin Yüksd ile
göriiştüğünü ve "Emniyette
böyle bir suikast ihban yok-
tur"yanıtını aldığını aktaran
Karayalçın'ın. "Bu kişiler
emniyet mensubu mu bile-
mem. Gerçeğin ortaya çıka-
nlması için bu iki kişi komis-
yonda dinlenmeb" dediği öğ-
renildi.
Komisyon öğleden sonra
toplanarak bugüne dek yü-
rütülen çalışmalan değerlen-
dirdi. Toplantıdan sonra
açıklama yapan Elkatmış,
bugüne dek 40 kişiyi dinle-
diklerini, gelecek hafta 27
şubat günü İstanbul'a gide-
rek tutuklu olan bazı kişile-
rin bilgisine basvuracaklan-
nı söyledi. Elkatmış. "Tu-
tuklulann getirilmesi mah-
zurlu olabilir, zor olabilir. ls-
tanbul ve gerekirse Koca-
eö'yegiderek kendilerini din-
leyeceğjz" dedi. Elkatmış,
komısyonda raportör olarak
görev yapan eski hâkim Ak-
man Akyürek'in MlT'çi ol-
duğu haberleriyle ilgili ola-
rak yöneltilen, "Komisyon-
da ajan rahatsıziığı var mı"
sorusunu. "Hiçbir sorunu-
muz yok, komisyonumuz ga-
yet iyidir" diyerek yanıtsız
bıraktı. Komisyon 27 şubat
günü istanbul'a giderek ad-
lan Ömer Lütfü Topal cina-
yetine kanşan Özel Timciler
Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy
ve Oğuz Yorulmaz ile "Ko-
caeli çetesi" olarak anılan
Hadi Ozcan ve arkadaşlannı
dinleyecek.
Komisyonun ANAP'lı
üyelerinden Yaşar Topçu,
"MTTçi raportör'' savlany-
la ilgili sorular üzerine şun-
lan söyledi:
"Komisyon hakkmda da-
ha çok haberler çıkacak. Iz
üzerindeyiz, rahataz oianlar
var. Akman Bey faili meçhul
cinavetlerde çaİışti. tecrübeü
bir arkadaşımızdır. Hemen
MTT'çi diye damga vurulu-
yor. Komisyonda MtT'çi ça-
hştinlmasını doğru bulmam.
Diyeam Id MTT eJ atn. Bura-
da sakh bir şey yapdmıyor.
Tutanaklar benim elime gd-
meden basında yayımlanıvor.
Nesi gbli de MIT adam bu-
lunduracak?"
Topçu, komisyon çalışma-
lanyla ilgili haberlerin basın-
da yer almasından da rahat-
sız olmamak gerektığini SÖVT
ledi. Topçu, "Biz soruştur-
ma komisyonu değiliz. Çok
özel biigOer çdayor, deniyor.
Devietin jçinde kamuoyunun
bilmemesi gereken kararlar
alınıyorsa, bunu alırken dö-
şünsünler" diye konuştu. Is-
tanbul'da Özel Timciler ile
"Kocaeli çetesi"ni dinleye-
ceklenni açıklayan Topçu,
"Biz evrak incelemesi yap-
mayacağız. Bu olmaz. Doğ-
rudan tutuklulann bilgisine
başvuracagız. İstanbul
DGM'ye zaten baskı var. Si-
yasetin en tepeierinden baskı
var" dedi. Topçu, "bas-
kı"larla ilgili diğer sorulan
ise, "Zamanı geünce isim de
söyteriın'' diyerek yanıtsız
bıraktı.
Hükümetegenel
grev uyansı
lstanbul Haber Senisi - Nemalarm ödenme-
si için Sirkeci Gan'nda toplanan lstanbul Işçi
Sendikalan Şubeleri Platformu üyeleri, geniş
güvenlik önlemleri altında lstanbul Valiliğı'ne
yürüdü. 2 bin işçi ve memur, zorunlu tasarruf
kesintilerinin kaldınlması ve nemalann öden-
mesi için topladıklan 120 bin dilekçeyi, Başba-
kan Necmettin Erbakan'a iletilmek üzere tstan-
bul Valisi Rıdvan Yenişen'e verdi. Sirkeci Gan
önünde toplanan işçiler ve destek için gelen
KESKtemsilcileri, "İşçi memurelele,genel gre-
ve", "Zam, zulüm, karakoL işte REFAHYOL" ve
"Zafer, direnen emekçinin olacak" sloganlannı
atarak Valiliğe doğru yürüyüşe geçti. Türk-lş'e
bağlı Belediye-lş Anadolu Yakası Şubesi Baş-
kanı ŞabanTören,"l988yıhndanbugüne kadar
isteğimiz dışında ücretterimizden yapüan kesin-
tikrin, ana para ve nemalan ile birfikte geri ödeo-
mesini istiyoruz. tşçi başına yaklaşık 200 milyon
liralık aJacağınuzın geleceği beUrsiz durumda.
Zorunlu tasarruf uygulamasında pekçok keyfi-
lik ve yasadışılık v aşanmaktadır. Hakknnızı isti-
yoruz. Alacağız, alana kadar mücadelemizi sür-
düreceğu. Vbksa bunu hem uluslararası kamu-
oyuna hem de Türk kamuoyuna genel grevte his-
settireceğiz''dedı.(Fotoğraf: ALPER TURGUT)
Çevre Bakanlığı, iddialar üzerine Isparta ve Konya'da inceleme başlatıyor
Radyoaktif abk bâmecesiCEM ULUTAŞ
Eski Atom Enerjisi Kurumu (TAEK)Baş-
kanı Prof. Dr. Ahmet Yiiksel Ozemre'uin,
Türkiye'nin, gizlice ülkeye sokulan radyoak-
tif atıklarla bir nükleer çöplüğe dönüştürül-
düğü iddialanna biryenisi daha ekJendi. De-
mokrat adlı yerel gazetede bir haber yazan
Sorumlu Müdür Doğan Çeük. araştırmalan
sonucunda, söz konusu atıklann, Cumhur-
başkanı Sükyman Demirel'ın kardeşi Şevket
Demirel'e ait Gültaş adlı çi-
mento fabrikasında depo-
landığını tespit ettiğini bil-
dirdi.
Atıklar kente geldiğinde
ilk haberi yapan Doğan Çe-
lik, dönemin Isparta Valisi
Setami Pekerin Sağlık Ba-
kanlığı'na yaptıgı başvuru
sonucu, ÖDTÜ'den iki
kimyager profesörün getir-
tildiğini anlattı. Bilim
adamlannın incelemeleri
sonucu, atıklann insan sağ-
lığı için zararlı kimyasallar
olduğu, ancak nükleer nıte-
likte olmadığı yolunda bir
rapor hazırladıklannı anla-
tan Çelik, daha sonra bun-
lann valilik tarafından pa-
ketlenerek 86 adet kamyo-
na yüklendiğini ve Antal-
ya'ya gönderildiğini söyle-
di. Kamyonlara bizzat eşlik
ettiğini belirten Çelik, daha
sonra tehlikeli atıklann Al-
manya bandıralı Traider
adlı gemiye yüklenerek bu ülkeye geri gön-
derildiğini söyledi.
tddianın sahibi Özemre ise haberi veren
gazetenin çarpıtarak 'hiraF biçiminde ver-
di ğini, ancak olayın, ilgili tanhte başında bu-
lunduğu TAEK ile ilgisınin olmadığını vur-
guladı. Almanya kökenli bir şirketin 1985 'te
kendisine başvurarak, orta şiddette radyas-
yon içeren 4 bin ton nükleer atığın, kilosu 10
marktan Türkiye'de bertaraf edilmesini iste-
diğini, ancak kendisınin bu teklifı reddetti-
ğini söyledi. Aynı teklifin birkaç ay sonra
başka kanaldan yeniden geldiğini ve 'Tür-
Idye'nin çöplük olmadığı' yanıtını vererek
yeniden reddettiğini belirten Prof. Özemre.
"1987'de kunımdan avnldıktan sonra 1988
veya 1989'da güvenilir bir kaynaktan aldı-
ğun bir istihbarata göre, 1150 ton nükleer
anğın Isparta'dagömükiüğünü, Konya'da da
800 ton radyoaktif hastane abğmın yakıldı-
ğuu öğrendün" diye konuştu.
İddialar, bakanlığı harekete geçirdi.
Çocuklar karantinada
ŞanJıurfa'ıun Dunıcu Köyü'nde yaşanan esrarengiz
hastalığa 8 çocuğu kurfoan veren 'Urfab' ve
'Aldemir' ailelerinin diğer çocuklan karantina alüna
aünıyor. Bir süredir gözetim altında rutulan 11 çocuk
dün Sağlık Bakanhğı'nca Ankara'ya götürüldü.
Merkeze bağfa Dunıcu Köyü'nde geçen yıl temmuz
ayinda başiayan ve 6 ay da 4-7 yaş arasındaki 8
çocuğun ölümüne yol açan hastalıgı rüm
incelemelere karşın belirleyemeyen Sağlık Bakanlığı,
ölümlerin gerçekleştiği ailelerden geriye kalan
çocuklann Ankara'da gözetim alüna alınmasını
kararlaştırdı. (Fotograf: ÖZCAN GÜNEŞ)
Özemre'nin iddialannın araştınldığmı be-
lirten Çevre Bakanı Zıyaettin Tokar. iddi-
alann kendileri için bir ihbar niteliği taşıdı-
ğını belirterek. "tncelemeler sonucunda her-
hangi bir yanlışuk belirienirse. atıklan nak-
leden ülke ve o zamanki sorumlular hakkın-
da yaporun teşebbüslerinıiz olacak" dedi.
Isparta Valisi Ertuğrul Dokuzoğlu ve Kon-
ya Valisi Zıyaeddin Akbulut yaptıklan açık-
lamalarda, iddıalan doğrulayacak bir kanıt
bulamadıklannı bildirdiler.
Almanya Çevre Bakanlığı
yetkililerinin, AA'ya, Türki-
ye'ye resmi yollardan hiçbir
zaman nükleer atık nakliyatı
yapılmadığı yönündeki açık-
lama yapması dikkat çekti.
Almanya Federal Gümrük
Suç Dairesi Sözcüsü Leon-
hard Bierlde, "Türldye'ye
böyle bir naktiyat kesin olarak
yapılmadı demek yanlış olur.
Ancak böyle bir nakliyat ya-
pılmadı'' dedi. Susurluk'la
birlikte ortaya çıkan kirliliğin
istenirse birkaç yılda temizle-
nebileceğini belirten çevTeci-
lerse "Nükteeranklantemiz-
lemek ise binlerce yıl ahr" de-
di ler. Arkadaş Çevre Grubu
tarafından yapılan açıklama-
da şöyle denildi: "İkinci Dün-
ya SavaşTıun izferini kısa zs-
manda temizleyen dfinya,
Çernobil"in izlerini temideye-
miyor. Bu cüıayete kanşanla-
nn vatana ihanet suçu ile yar-
gılanmalannı istiyoruz."
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Demokrasinin Onemi
ve Şeriat
Bu haftaki tüm yazılanmı Refah'a, Islam şeriatına
ve demokrasiye ayırdım. Zira öylesine yalan yanlış
şeyler yutturulmaya çalışılıyor ki; eğer ciddi bir biçim-
de karşı çıkılmazsa giderilmesi çok güç sonuçlarla
karşı karşıya kalabiliriz.
Beni çok siniriendiren iki saptırma var. Bunlardan
birincisi; "Müslümanlıkla "Şeriatçılığın" aynı şey ol-
duğu konusundaki yoğun gayretler. Dikkat ettiyseniz,
son günlerde şeriatçı yazarlann hemen tümü bu nok-
tadan saldınyorlar. Bu konuyu birönceki yazımda e)e
aldım.
Ikinci saptırma, "demokrasi içinde şeriatdüzentnin
deyaşanabileceği". Bu görüş de kocaman bir yalan-
dır ve bugünkü yazımda bu nokta üzerinde durmak
ve demokrasinin, şeriat düzeninin neden "panzehri"
olduğunu açıklamak amacındayım.
Önce bir noktanın altını çizmek istiyorum. Bence bir
demokrasıde kendinı şenatçı olarak tanımlayan ve bu
çerçeve içinde yaşamaya gayret eden insanlara da
yer vardır ve kendi yaşam tarzlannı ve beklentilenni
bize empoze etmeye çalışmadıkça ya da bu yaşam
tarzını toplumda egemen kılmaya uğraşmadıkça,
bunlara hoşgörüyle bakanm, tahammül ederim. (Yan-
lış anlamalara neden olmamak için "hoşgörü" tanı-
mını on bininci (!) kez yinelemek istiyorum. Hoşgörü
birinsanın; kendinden farklı inançlan olan, kendinden
farklı düşünceleri olan, kendinden farklı yaşam tarz-
lan olan ve kendinden farklı değerier sistemi olan in-
sanlara karşı, sevecen bir tahammül göstermesi de-
mektir. Hoşgörü; ne geri adım atmaktır, ne de ödün
vermektir.)
Şimdi konumuza geri dönelim. Kimilerinin dile ge-
tirdiklerinin aksine, şeriat düzeni demokras/yle bağ-
daşmaz. Zira bir şeriat düzeninde "sonılann" ve "so-
runlann" yanıtlan, "ilahi metinlerde" aranır. Burada
söz sahibi olan kişi, şeriatın kaynaklannı "kendince
yorumlayan" kişidir.
Şeriatçılar, demokrasinin "halk egemenliği" anlayı-
şına karşıhk, "Tann egemenliği" anlayışını gündeme
getiriıier. Oysa kı burada Tann'nın egemenliği söz ko-
nusu değıldır. Egemen olan, Tann, buyruklannı ya da
şeriatın kaynaklannı kendince yorumlayan kişidir. Ve
çok ilginç bir husus olarak altını çizmek isterim ki; bu-
gün Islam şeriatıyla yonetildiği iddiasındaki ülkelerde-
ki "yotvmlar", çoğu kez farklı, hatta kimı zaman bir-
birine "zıt" olabilmektedir.
Sadece bu "farklılıklar" bile, şeriat düzeninde "ege-
menliğin" Tann'da değil, Tann buyruklannı kendince
yorumlayan din adamında olduğunu göstermektedir.
Eğer şeriat düzeni gerçekten Tann egemenliği olsay-
dı, böyle farklılıklar ortaya çıkmazdı.
Demokrasilerde egemen olan "halktr. Daha önce
de defalarca yazdığım gibi, "Demokrası, bir toplum-
da yaşayan insanlann, kendilerini ılgilendiren ya da
ilgilendırebilecek olan herkonuda, karariann oluşum
sürecine katılımlandır". Yani demokrasi "katılım'öe-
mektir, insanlann kendi yaşamlanna "egemen olma-
lan" demektir.
Okurianm, Türkiye'de bir Islam şeriatı düzeni konu-
sundaki "iyimser" yaklaşımımı bilirler. Mustafa Ke-
mal, "Aydınlanmasını" yaşayan Türktoplumunda in-
santarm "egemenlikhaklannı" kullanmaktan çok hoş-
nut olduklannı ve çok iyi kullandiklan (hatta kimi za-
man istismar bile ettikleri) bu hakkı kimseye devret-
meye niyetlennin olmayacağını düşünürüm. "Vatan-
daş" olmanın eşitliği ve güvencesi içindeki ınsanlan-
mızın, bu "ayncalıklannı" kimseye kaptırmayacakla-
nna güvenirim.
Geçen yıllarda ortaya çıkan şeriat devletlerinde in-
sanlar hiçbir zaman "vatandaş" olamamışlar, hiçbir
zaman "egemenlikhaklannı" kullanamamışlardır. Ne
Iran'da, ne Suudi Arabistan'da, ne Tacikistan'da, ne
Afganistan'da, ne Libya'da, ne Cezayir'de...
İşte bu ülkelerde ve bu gibi ülkelerde, Islam şeriatı
düzeni, yaşadıklan "eski düzene" oranla, daha "ileri"
bir düzen olarak görünmüştür. Çünkü ileri bir düze-
nin ölçüsü; kadınlann mini etek ya da pantolon giy-
mesi, erkeklerin kravat takması değildir. ileri bir dü-
zenin ölçütü; siyasal olarak "katılımın" genış birtaba-
na yayılmış olması ve ekonomik olarak da "hakça bir
paylaşım" ve "fırsat eşitliğinin" variığıdır.
Ülkemizin son yıllardaki "gidişatı", işte bu bakım-
dan endişe vericidir. Zira demokrasinin kurum ve ku-
rallannın işlediği bir düzenden, şeriat düzenine dönül-
mez. Vatandaşlık haklarına sahip olan ve bunun bi-
linci içindeki insaniarı kolay kolay "kul'a dönüştüre-
mezsiniz. Ama eğer insanlar, "sistemin" dışında kal-
dıklan duygusuna kapılırlarsa ve "eşit vatandaş" ol-
duklan konusundaki inançlan ortadan kalkarsa, ken-
dilerine "adil bir düzen" vaat eden her yalana kana-
bilirier. Benim endişem, Türkiye'nin bu noktaya doğ-
ru gitmeye başlamasıdır.
Türkiye'de demokrasi işlememektedir. Siyasal "ka-
tılım" lafta kalmıştır. Ekonomik yaşam, tam bir kaosa
dönüşmüştür. Sınıflar arasındaki farklar bir "uçunım"
halini almıştır. Bir yanda büyük bir yoksulluk yaşanır-
ken, öte yanda inanılmaz bir lüks tüketim pompalan-
makta ve işin daha acısı, bu lüks tüketim görgüsüz-
ce sergilenmektedir.
Fırsat eşitliği yoktur. Daha ilkokul öncesinde baş-
iayan bir "eşitsizlik" tüm yaşam boyunca sürmekte-
dir. Işsizlik inanılmaz boyutlardadır. Ve bu işsizlerin yü-
kü de toplumun yoksul kesimlerinin sırtındadır.
Sosyal devlet çökertilmıştir. Sağhk, eğitim vb. gibi
temel konularda devlet, elini eteğini çekmeye çalış-
maktadır. Hırsızlık, yolsuzluk artık meşru bir hale so-
kulmuştur. Gemisini kurtaran kaptandır...
Refah'ın oy aldığı yeriere bir bakın. Nerede yoksul-
luk varsa, nerede umutsuzluk varsa, orada Refah var-
dır. Nerede devlet çekiliyorsa, orada Refah yüksel-
mektedir. Eğitim alanına bakın, sağlık alanına bakın...
Şeriat düzeninin önündeki engel silahlı kuvvetler
değil, demokrasinin işlemesidir. Eğer o demokrasiyi
işletemezsek, vay halimize...
Cop kutusuna güvenlik engeli
Valilik karşı çıkıyor
DİYARBAKIR (Cumhnriyet Bûrosu) - Olağanüstû Hal
Bölge Valiliğj'nia, iki tnilyon nüfusiu Diyarbakır'da kent
Tnerkezine çöp kunısu yerleştirilmesine karşı çıktıgi bildiril-
di. 5 yıldan beri kullammı güvenlik gerekçesiyie yasaklanaa
binlerce çöp kutusunun yeniden yerlerine yeriestirilnK'sinin
engellendiğini belirten Dtyarbakır Yenişehir Belediye Baş-
kan Yardımcısı Abdülkadir Süer,-G«ctigiınk ay polisfcrden
dayak yemekten zor kurtukluk. OHAL Bölge Vaüliği'nin bo-
na karşı çıktığı siytendi. Yapdas ikaziardan sonra biz de çöp
kutulannı yerlerine takmaktaB v^zgeçtik" dedi.
Diyarbaİür Büyükşehir Beîediye Genel Sekreteri Mehmet
Alkış ise, kendilerinden önceki belediye döneminde başlatı-
îan çöp kutusu yasağımn. içine bomba konabiîecegi tehiike-
si nedeniyle halen devam ettiğini belktti. Alkış, bu yasagm
temizlik \e sağlık açısmdan bir an önce kaldmîmasının da
gerekli olduğunu söyledi.
Atatürk'e cirkin saldırı
Büstleri kırdılar
KAYSERİ/YOZGAT (Cumhuriyet)-Kayseri ve Yozgat'ta son i-
ki günde Atatürk büstlerine yönelik üç saldın gerçekleştirildi.
Kayseri'nin Mimarsinan Mahallesi'nde bulunan Sabahat Hıfzı Gö-
zübüyük Ortaokulu bahçesine önceki akşam saat 19.20 sıralann-
da gelen, biri sakallı iki saldırgan, kaide üzerindeki Atartirk büs-
tünü sökerek yere attı. Bu sırada. okulda temizlik yapan müstah-
dem Şükrü Tekcan 'ın olayı fark etmesi üzerine saldırganlar olay
yerinden kaçtı.
Olayı duyar duymaz okula gelen Kayseri Milli Eğitim Müdürü
tsmail Bozkurt saldından büyük üzüntü duyduğunu söyledi. Ye-
niden boyanarak onanlan Atanörk büstü Ismail Bozkurt ve Emni-
yet Müdürlüğü Şube Müdürü Süleyman Türan tarafından kaidesi-
ne yerleştirildi. Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, saldın olayının tek
görgü tanığı Şükrü Tekcan'uı vereçeği ifadeler çerçevesinde sal-
dırganlann kimliklerinin tespitine çalışılacağını belirttiler. Bu ara-
da Yozgat'ta da son iki günde iki Atatürk büstüne saldın yapıldı.
Kooperatif mescide dönüştürüldü
Lokalde içki yasağı
ADANA {CamhDTİyet Güne> İHeri Bürosu)- DSÎ 6. Böîge
Müdürlüğü bünyesindeki lokal ve sosyal tesislerde içki içil-
mesi yasaklandı. Ramazan boyunca öğie yemekierinin yen-
mesini *İB^n yasaklavaB" bölge müdürü Rahroi Sencer Çe-
fik'in talimatıyiaDSJ'yeaitbirimîere ^kiservbi kaklırtfnBş-
ör" yazılı duyurular asıldı. REFAHYOL hükümetince bölge
müdürlüğüne getirileB Çelik'in girişimleri sonucu aynca
DSf "de çalişanlann kurduğu kooperatif de kapatılarak mesci-
de dönüştürüldü.
Yaşamın her alanım dinin eticisi altına sokmak için yoğun
çaba sarfeden REFAHYOL, başında RPIi CevatAyfeauı'nı bu-
lunduğu Baymdırhk ve îskân Bakanhğı'na bağlı DSİ "de ^bir
adım daha" aöi. DSİ 6. Bölge Müdüriüğü merkez biriminin
bulunduğu Adana ve taşradaki şubeîerde 17 Şubat 1997 pa-
zartesi gününden başlayarak "içki yasa^" uygulanmaya baş-
landı.
İşçi eylemi ozellestirmeyi engelledi
Protestoda 5 gözaltı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çayırhan'daki Orta Anado-
lu Termik Santralı'nın kömür işletmesiyle birlikte devredilmesi
girişimine karşı çıkan işçiler. önceki gün yaşanan olaylann ardın-
dan protesto eylemlerini dün de sürdürdüler. Ankara'dan Çevik
Kuvvet ve jandarma ekıplerinin gönderildiği Çayırhan'da çıkan
olaylar nedeniyle aralannda sendika yetkililerinin de bulunduğu
5 kişinin gözalnna alındığı öğrenildi. Türkiye Kömür lşletmeleri
(TKJ) Bölge Müdürü Bura Berkün'ün, dün akşama doğru, Park
Teknik'e verilen ana galerinin geri alındığını açıklaması üzerine
işçiler dağıldılar.
İşçiler, Orta Anadolu Termik Santralı'nın kömür işletmesiyle
devri girişimine karşı önceki gün başlattıklan protesto eylemleri-
ni dün de sürdürdüler. Işçilerin, gece nöbetleşe işyerinde kaldık-
lan; dün de Park Teknik'e ait 3 TIR ve bir minibüsü garajdan dı-
şan çıkardıklan bclirîildı. Daha sonra Tes-lş Şube Başkanı Sami
Yıunaz, Şube Sekreteri Bahattin Oluk. Şube Mali Sekreteri Şe-
nol Özyıimaz ıle Faruk Demirel ve Ragıp Potat gözaltına almdı