02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 1997 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER Halkevleri BÜLENT BERKOL C umhunvetTurkıvesı nınoz- gun eğinm kuruluşlanndao biri olan Halkev leri, 19 Şu- bat 1932'de Turkocakla- n'nın yenne 14 verleşım bınmınde a\m zamandaku- radu Halkev lennın amacı okul dı^ında- kı geniş kıtleyı eğıtmek \taturk ılkelen- nı havata geçırmek Turk sanatim ve kul- turunu Lanlandırmak, ona yenı bır bıçım vermek, devnmlen yaymak \ e guçlendır- mek, ulus bıhncını kokleştırmek. yurttaş yaratmak, guçlu, yaratıcı, demokrat, laık toplumu oluşturmaktı Bu yazımda 19S1 dc Demokrat Partı yonetımmce ka- patılan Halke\ lennın bınncı donemı denı- len 2ü yıllık ovkusu uzennde dunnak ıs- tıvorum CumhuriyetinilkyıBan: 1923'teTurkı- ye Cumhunyetı nın nufusu 12 5 mılyon- dur Halkımızınyuzde90 ı okuma-yazma bılmemcktedır fnsanı şımdıkı vegelecek- tekı vaşama hazırlayan, msanın sorunlan- nı çozmeM gereken eğıtım. bu gorevını tam olarak yenne getıremıyordu Eğıtım sistemımızdekı ıkılık suruyordu Kısacası dınsel okullann savısı çok, la- ık okullann sayiM azdı Yeterlı sayıda ve nıtelıkteokul araç-gereç oğrermen v e uz- man voktu Halk okula kar^ı îsteksızdı 1923 Turkıyesı'nde 4984 ılkokul 10 238 ılkokul oğretmenı 341 941 ılkokul oğren- cisi %ardı Ilkokullann dışındakı usteğıtım kurumlannın durumu daha da kotuydu Devlet Osmanlfdan kalan ağır bır borç yukunun altındaydı lşte Turkı\e Cumhu- nvetı ne boyle bır kalıt (mıras) kalmıştı Cumhunyet hukumetlen cumhunyetı yaratmak toplumumuzu çağda:> uygarlık duzeyıneçıkarmak ıstivor bu ısteğın top- lumda guclenmesı ıçın çaba harcıyordu Bu amaca ula^mak \çm nıtelıklı ınsan gu- Lrmersıtesı Eğıtım Fakultesı cunun yetıştınlmeM kulturbırlığının sağ- lanması,yurttas,lıkeğıtımınınyaygınlaş,tı- nlması yolunda bır dızı onlem ahndı 1924'te çıkanlan Oğretırtıın Bırleı>tınlme- sı \asası (Tevhıd-ı Tednsat Kanunul ve 1928"de çıkanlan >enı Turk aifabesının kabulu, bunlann temelını oluşturur tlk yıl- larda "Okuma-\azma Seferberliği*1 've ""Vlillet Mekteplen~\le başlavan eğıtım çalnmalan,zamanlaılkoğretımın>aygın- laştınlması ve otekı eğıtım kuruluşlannın acılmasıyla daha da guçlendınldı 1929 dan ıtıbaren Turkıye Cumhunvetı Kultür Devrimleri'nı başlattı Turk Tanh Kurumu ıle Turk Dıl Kurumu'nun kurul- ması, sanatta yenı atılımlann başlatılma- sı, unıversıtenın yenıden kurulması. koye uygun oğretmen yeti:>tınlmesı bu kultur devnmlennın onemlı kılometre taşlandır Işte Halkev len boy le bır ortamda kuruldu Halkevleri ve lialkodalan: Halke\ len- ne, yonetmelığının koşullanna uyanlar uyeolabılıyordu Halkev len halkınevio]- duğu ıçm kapılan herkese açık olan bır kuruluştu 9çalışmakoluvardı Dıl veede- bıyat, guzel sanatlar, temsıl, spor, sosyal yardım, halk dershanelen ve kurslan ku- tuphane \e yayın. köyculuk. tanh \e mu- ze kollan Bır yerleşım bınmınde Halke- vmın kurulabılmesı ıçın en az 3 kolun et- kınlığe başlamaya hazır olması en az 200 kışılık bır toplantı salolunun bulunması. kutuphanesının. çalışma odasının spor ya- pılacak küçuk bır alanının doşelı bır bı- nasının ve çalışan memurlannın aylığını verecek bır butçesmın olması gerekıyor- du Aynca bu kuruluşun bılardo tenıs. jımnastık ıçın de yer ayırması gerekıyor- du Halkev len tek partı donemmde CHP'nın maddı \e mane\ı desteğıvle et- kınlığını surduruyordu Halkev lennınaçı- lamadığı kuçukverlerde 1940 tan ıtıbaren Halkodalan açılmava ba^landı Boylece etkınhkler. en uzak kırsal kesıme kadar aoturulmeye çalışıldı 19 Şubat 1932'de 14 Halkevı açılmış- tı Halkevlenmn sayısı, aynı yıl ıçınde 34'e 1934"te80"e, 1935"te 103'e, 1938'de 209'a. 1940 ta 379'a, 1941'de de 383'e ulaştı Aynca Londra"da bır Halkev ı açıl- dı Halkodalannın sayısı ıse 1941'de 198'e ulaştı Bu sayılann daha sonrakı y ıl- larda hızla arttığı gorulur 1951 'de Halkev - len ve Halkodalan kapatıldığında 478 Halkev ı ve 4322 Halkodası vardı ve bu kuruluşlar yurdun her yanına yayılmıştı 1932-1951 yıllan arasında uye sayısın- dakj artış da önemlıdır 1934'te 45 bın er- kek ve 5 bın kadın uyesı olan Halkev len. 1940"a 300 bıne ul'aşmıştır 1932-1940 arasında uye sayısı vuzde 506 artmıştır Uye sayıstndakı artış 1951 'e kadar sur- muştur 1943'te Ingıltere Dışışlen Bakanı Mr. Eden bıle Halkevlenne uye olmuştur Halkevlen gonullü yetıçkın eğıtımı ku- ruluşlanvdı Etkınlıklennı çalışma kolla- nyla yenne getınvordu Insanlan boş za- manlannı değerlendırerek eğıtmeyı amaç- lıyordu Buvuk bır kıtleye "tamamlama eğitiıni''yaptınvor *yurttaşlıkeğitiıııi*\e- nyor. bu kıtleyı "sa^lık eğın.mi''nden ge- çınyor v e "güzel sanatlar eğıtimir 'yle uğ- raştırarak eğıtıyordu Hdlkev ı çahşmalannda Ankara Halke- vıoncurolunuoynuyordu Buradakıçalış- malar otekı Halkev lenne aktanlıyordu Ankara Halkev ı nde muzık, resım, tıyat- ro konferans, film kutuphane, ozel gece, konser verlı malı haftası, spor dıl, sosyal yardım, gezı, koyculuk. tanh, muzecılık, edebıyat gıbı konular ıçın etkınhklerde bu- lunuluyordu 1933 "te 1663 toplantıya 500 bın kışı ka- tıldı. 915 konferansı, 373 konsen 511 temsılı. 478 bın kışı ızledı Kutuphaneler- dekı 60 bın kıtaptan 150 bın kışı yararlan- dı tlk yıllardakı bu umut v encı sayılar, ıl- gılılen şevkle çalışmaya vonelttı 1932-1940 arasında 23' 750 konferans. 12 350temsıl 9050konservenimış,7 850 fılm gostenlmış. 978 sergı açılmıştır KJ- taplıklardan 1933'te 150 bın kışı yararla- nırken 1940'ta bu say 12 5 mılyona yuksel- mıştır Kurslardan yararlananlar 1932'de 900 ıken 1940"ta 48 000'e çıkmıştır Bu sayılann daha sonrakı yıllarda hızla yukseldığını sovleyelım 1943'ten başlayarak çalışmalara yenı bır ıvme kazandınldı Kıtaplıklar yenıden duzenlendı. kulturel ve sanatsal etkınlık- lere daha çok onem venldı, yerel orgutler ağırhklannı daha çok duy urmaya başladı Halkev lennın yayınlan da onemlıydı Halkev len, kıtap ve dergı çıkarmıştır Ha- sanTanerın 1944 teyayımladığı kaynak- çay a gore Halkev len, 50 yerde dergı çıkar- mıştır Bu dergıler Ankara'da Llku Kars'ta Doğuş. tstanbul'da Yenı Turk, Edırne'de 6 Ok, Samsun'da 19 Mayıs, Zonguldak'ta Karaelmas adını taşıyordu Bunlar arasında Ankara Halkev ı tarafın- dan çıkanlan Ulku dergısının ayn bır ye- n vardır Turk du^un yaşamında denn ız- ler bırakan bu dergı 72 sayıya ulaştığın- da tırajı 1 mılyon cıvanndaydı Bu savı. 1940 Türkıyesı ıçın buyuk bır sayıdır Halkev len aynca kıtap yayını da yap- mıştır Halkevlennın yayımladığı dergı- ler, kıtaplar. raporlar. yonetmehkler, Hal- kev lenne ılışkın değerlendırme yazılan kıtaplıklanmızda bulunmakta. o gunlenn tanığı kaynak kışıler, halâ aramızda yaşa- maktadır Sonuç Eğıtım, bıreyın davranışlannı değıştır me ve onun yenı ddvranışlar kazanması surecıdır Eğıtım bırevın bılgılennı amaçlannı.tavırlannı, ahlakolçulennıza- man ıçınde değıştmr Okullarda vapılan eğıtıme 'Örgün Eğitinı', bunun dışında kalan yurttaşlann eğıtımıne yonelık eğıtı- me de 'Yavgın Eğitiın'. 'Halk Eğjtimi*, 'Vetişkin Eğitimi' denılmektedır \etışkın eğıtımının hedefledığı kıtle. genel olarak çalışanlardan oluşur Yetışkın eğıtımı plan- lı bıreğıtımdır. genelde suresı kısadır. yaş farkı gozetılmez, programa katılanlann oğrenım duzeyı dıkkate alınmaz "Vetışkın eğıtımı, beş temel konuda hızmet sunmak- tadır Tamamlama Eğıtımı Meslekı-Tek- nık Eğıtım, Sağlık ve A.ıle Eğıtımı, Vurt- taşlık Eğıtımı, Guzel Sanatlar Eğıtımı Bır yetışkın eğıtımı kurumu olan Hal- kev len, gonullulük ılkesıne gore çalışmış- tır Halkevı, halkın evıdır, aynı kıiltürden gelen ınsanlann toplandığı ocaktır Orası, aydınla halkın kayna^ma yendır İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu. Halkevlennın genlık- le, gencılıkle, taklıtçılıkle, yozlaşmayla ve soysuzlukla savaştığını soyler Halkevlennın 1932-1951 yıllan arasın- dakı etkınlıklenne bakıldığında, bunlann, yetışkın eğıtımının kuramsal ılkelenyle genış bır uyum sağladığı gorulecektır Halkevlennın kurslanyla, kıtaplıklanyla, sanat etkınlıklenyle toplumumuza onemlı hızmetler ulaştırdığı görmezlıkten gehnemeyecek eğıtsel olgulardır Kuruluşunun 65 yılını kutladığımız Halkev lennı 1951 de yok ettık Bu vok edışı. ılende K.oy Enstıtulen'nın. Y uksek Öğretmen Okullan nın, Turk Dıi Kuru- mu'nun Turk Tanh Kurumu'nun yok edılışlen ızleyecektır Bu kurumlann yok- luğunun kımlertarafından, nasıl doldurul- duğu gunumuzde ıbretle ızlenmektedır Tankatlan kaldıran. tekkelen kapatan, ınsanına yurttaşlık bılıncı vermek ıçın en çağdaş gınşımlen başlatan Turkıye Cum- hunyetı'nın ve Halkevlennın kunıcusu ^^ustafa KemaJ MATÜRK'u v e y akın ar- kadaşlannı saygı mınnet ve şukranla anı voruz ARADA BIR Prof. Dr. VEDtA DÖKMECİ Doç. Dr. LALE BERKÖZ iTL Uımaılık Fakultesı İstanbul'da Göç ve Yaşam 1950 den sonra istanbul'un kırsal goç nedenıyle hızla kentleşmesı, altyapı sosyal tesıs, konut ve trafık sıkıntısı yaratarak kentın kontrolden yoksun ve kımhksız olarak bıçımlenmesıne ve çevre kırtılı- ğının artmasına neden olmuştur Her ne kadar, dı- ğer buyuk kentlerımızde de benzer sorunlar yaşan- makla beraber yapılan araştırmalar Ankara ve Iz- mır'e gore Istanbul'dakı yaşam kalıtesının halk ta- rafından değerlendınlmesınde daha fazla bır azal- ma olduğunu ortaya koymuştur (Dökmeci ve Kris- tensen 1996) Aynca, gelen goçun bellı semtlerde yoğunlaşma- sı mevcut sosyal yaşamı etkılemış ve ozellıkle ta- rıhsel semtlerdekı yeriı halkın başkasemtleretaştn- masına neden olmuştur Orneğın, yetmışlt yıllara kadar çok revaçta olan Aksaray ve Fatıh gıbı semt- lerde oturanlar Atakoy ve Kadıkoy gıbı bugun ıçın daha çok tercıh edılen semtlere taşınmışlardır Bu durum, kentlerde gıttıkçe artan bır hareketlılık ya- ratmaktadır ve semtler arasındakı goç, dışardan gelen goçun yaklaşık olarak yuzde yırmısıne var- maktadır istanbul'un mahallelerı bu yuzden de- vamlı olarak ekonomık ve yapısal değışıklığe (trans- formasyona) uğramaktadır Bellı bolgelen avantajlı ve avantajsız yapan bu ozellıkler arsa pıyasasına yansımakta ve bu da kent ıçı goçu daha fazla teş- vık etmektedır (Dokmecı, Berköz, Levent, Yürek- lı, Çağdaş, 1996) Aynca, gelır duzeyının degışmesı de ınsanlann konut ve semt degıştırmesıne neden olmaktadır Gelır duzeyıne bağlı olarak semtlerın tercıh edılme- sı ıncelendığınde, yuksek gelır grubunun en fazla tercıh ettığı semtlenn Kadıkoy, ıkıncı derecede ter- cıh edılen semtlenn Sanyer ve uçuncu olarak ter- cıh edılen semtlenn ıse Bakırkoy ılçelerınde olduğu saptanmıştır Kent ıçı yer değıştırmede en fazla et- kılı olan etmenler (faktorler) arasında akrabalaraya- kınlık temız ve dıngın bır çevre butun sosyal grup- lar ıçın en başta gelen ozellıkler arasında gorulmek- tedır Yapılan araştırmalar halkın yaklaşık yuzde yet- mışınm başka bır semte taşınma ısteğınde olduğu- nu ortaya koymaktadır Buyuk alış-venş merkezle- rı obur ulkelerde olduğu gıbı ust gelırlılerın hareke- tını ızlemekte ve yenı alt merkezlerın ortaya çıkma- sına neden olmakta, bundan dotayı da kentın fizık- sel yapısı sureklı değışmektedır Kentın çok merkez- lı olarak gelışmesı yenı ış olanakları yaratmakta ve bu durum da semtler arası goçu teşvık etmektedır Ote yandan eskı çekıcılıklennı yıtıren semtler, sos- yal ve yapısal bozulmaya uğramakta ve bu semtle- rın yenıden ekonomık ve sosyal olarak canlandın- labılmesı ıçın buyuk yatırımlar gerekmektedır istanbul'a dışarıdan gelen goç de zamanla değı- şıklığe uğramıştır Başlangıçta kırdan kente olan goç bugun genış çapta kentler arası goçe donuş- muştur Goç edenlerın son beş yıl ıçındekı ıkamet- lenne bakıldığında, Istanbul a en çok goç veren ıl Ankara dır Sıralamada Sıvas, Kars ve Kastamonu daha sonra gelmektedır Aynca gelen goçun yakla- şık olarak yuzde kırkına yakın bır kısmı da Istan- bul dan başka kentlere goç etmektedır Bunlar ara- sında ozellıkle Ankara, Izmır ve Izmıt gıbı buyuk kentlerımıze goçenlerın oranları onemlı boyutlarda- dır Kentler arası bu hareketlılıkte daha lyı gelır, da- ha lyı ış guvencesı, daha lyı eğıtım, ışsızlık, emeklı- lık ve akraba ılışkılerı gıbı çeşıtlı etmenler rol oyna- maktadır Sonuç oiarak gelışmekte olan bır ulke, sanayıleş- mek ve dolayısıyla da kentleşmek zorundadır ve goç bunlann doğal bır sonucudur Ancak, goç ha- reketının bırkaç buyuk kentte yoğunlaşmasının tı- carı potansıyelı arttırmasına karşın, buyuk kent yo- netımlerını kolaylıklaaltından kalkamayacaklan ka- dar yuksek altyapı yatırımları ıle sosyal sorunlarla karşı karşıya bırakmıştır istanbul'dakı yaşam nıte- lıgını bugunku halıyle surdurebılmek ıçın bıle istan- bul'un daha fazla buyumeye tahammulu yoktur Ay- nca İstanbul'un seksenlı yıllardan sonra dunyada- kı sıyasal ve ekonomık degışıklıkler nedenıyle stra- tejık onemının daha da artması değışık alanlarda yenıden yapılanmagereksınımını ortaya koymuştur Orneğın yenı tıcaret merkezlerı, planlı konut alanla- rı, modern ve yuksek kapasıtelı havaalanlan ve lı- manlar gıbı (Dokmecı ve Berkoz, 1994) Yakın ge- lecekte goç veren ıllerımızın hem kendılerı hem de çevrelerı ıçın yenı çekım merkezlerı yaratarak bu- yuk kentlenn bugune kadar aldıkları yuku paylaş- malarının zamanı çoktan gelmıştır Kurumlann Altmı Oymak. KUBİLAY ERDOĞAN G uncel gelışmeler laıklık kavramı- nı ve bu kavram çevTesınde olu- şan tartışma ve genlımı toplum- sal yaşamımızın merkezıne yer- leştırdı Butartışmalanngenelın- de egemen olan kav ram kargaşa- sı olgusunun Turk Aydınlanma Hareketf nın te- melı olan laıklık kavramı ozelınde de egemen ol- duğu gorulmektedır Bu bakımdan ılkenın anla- mının belırlenmesı ve çoğu kez "kavramlann anlamlarının göreceligi" bıçımınde dıle getınlen duşüncenın yanlışlığının ortaya konması bır zo- runluluk durumuna gelmış konumdadır Zıra, kav ramlann dıle getırdığı durumlann anlamlan- nın kışıden kışıye değışebıleceğını savunan, bu- radan gıderek "çok hukukiuluk" bıçımınde be- lırtılen bır anlayışa varan değışık çevreler, bu ıl- kenın anlamını kaydırmak suretıyle hem dınsel hem de sıyasal bırleştıncılık ışlevı gören laıklığı ıçj boş bu kavram durumuna gejjnne ıdçalının peşındedırler Dolayısıyla 1923'te başlayan Ay- dınlanma Hareketımızın çok onemlı bır oğesı olan bu ılkenın anlamının evrensel ve ulusal bo- yutunun gostenlmesı bır zorunluluktur Turkıye Cumhunyetı'nın kurulduğu tanh olan 1923 'ten ıtıbaren, toplumsal yaşamın bırçok ılış- kı bıçımı ve kunımuna egemen olan dınsel ıde- olojı, sıstemlı olarak kamusal alandan ozel alana doğru kaymaya başladı Bu durum, A ydınlanma Hareketrnın ozüne egemen olan la- ıklık ılkesının bır sonucu olması açısından tutar- lıdır Batı'da yuzlerce yıl suren kanlı dm savaşla- nnın sonucunda Katolık Kılısesı'nın otontesını sınırlandırmak şeklınde belıren ve "•İsa'nın hak- kını İsa'ya, Sezar ın hakkını Se/ar'a vermek*" şeklınde ıfade edılen bır dın vedevlet ışlen ayn- lığının arkasında ne kadar buyuk bır gelenek bı- nkımı varsa, aynı konuda toplumumuzda aynı oranda bınkım yoksunluğu vardır Oburtaraftan laıklığın hukuksal boyutunun da ulkemızde Ba- tı da anlaşılan anlamıyla kavranılmasına toplum- sal bazda cemaatsel tepkıler olabılmekte v e bu ce- maatsel yapıyı arkasınaalan sıyasal goruşleryan- daş bulabılmektedır Aydınlanma Hareketımız ılk yıllannda bu tur cemaat ılışkılennın yoğunlaştığı tankat. tekke vb guç merkezlennı dağıtmak ıstemıştır Boylece ınsanımızın bırev leşeceğı, demokratık haklanna sahıp çıkan modern ınsanın doğacağı duşunul- muştur Fakat, toplumumuzdakı cemaatleşme eğılımınınyuzyıllanbulan bırgeçmışı vardır Bu cemaatler ıdeolojık kaynaklannı genış oranda dınsel ıdeolojıden almaktadırlar Dolayısıyla her turlu yenılık hareketıne, ozellıkle de laıklığe kar- şı hareketler hep sözu edılen bu dınsel ıdeolojı- den ve ona dayanan cemaatsel sosyal ve polıtık kanattan gelmiştır. Dınsel ıdeolojı, toplumumuz- da sosyo-çkonomık ve sıyası jstekknn dıle geO- nldığı bır muhalefet, kımı zaman da yönetım ıde- olojısı olarak hep var olmuştur Her zaman toplumsal bılınç duzeyınde var olan dınsel duşünce, Tanzımat donemmde II. Mah- mut'un sanğı kaldınp fesı getınrken gorduğû tep- kılere kaynaklık ederken, 1923'ten sonra fesı kal- dınp şapkayı getıren yenıleşme hareketıne karşı oluşan tepkılere de ev sahıplığı edecek kadar ıdo- lojık bır nıtclık almıştır Bu ıdeolojı, yuzyıllan bunyesınde taşıyan. geleneksel toplumlara gü- ven veren ve her yenının başanya ulaşıp ulaşma- yacağı kuşkusuna karşı başansız da olsa, denen- mış olmasından dolay ı gelenekselın gucunu taşı- yan bırıdeolojıdır Kendı cemaatsel yasamını bır boy un eğdırme ortamında egemen kılmak ısteyen bırçok kesım kendılenne karşıt gördüklen ozgur bıreyı ve onun guvencesı olan laıklığı karşılan- na almışlardır Laıklığın. bıreyı temel alan bır ozelhğınm olduğu açıktır Zıra kendısı bellı zamanda. bellı bır topluma ozgurluk vaat eden. zıhınsel duzeyde oluşturul- muş bır soyutlamaya dayanır Bır ınanç katego- nsıdeğıl.akladayananhukukıbırkategondır Bı- reyın ozgurluğunu kendısıne sorun ermesı bağ- lamıyla da aslında tartışılması bıle bu ılkenın ozu- ne aykındır Eğer tartışılıyorsa. tartışanlann oz- gurluk kavramıyla bır sorunlannın olduğu açık- tır Sorunlan vardır, çünku, laıklık ılkesı ıle ço- zıılmeye çalışılan cemaatsel yapı, onlann varo- luşlannın ve sosyal nufuzlannın anadayanağıdır Uahı gûçle donatılmış bulunan bır hukmetme yet- kısının kışıye nasıl bır statü sağlayacağını duşun- mek, laıklık ılkesıne karşı duyulan öfkenın şıd- detını anlamamıza yetecektır Genelde yenılık hareketımızın, ozelde de onun temelı olan laıklık ılkesının Batı uygarlığının bır urunü olmasını kullanarak. bu gelışmelen yuzy ıl- lann getırdığı İslam-Hınstıyan zıtlaşması ekse- nıne kaydınp toplumun tınsel dünyasına eggmen olmak, yapılan verulıklen dınsızlıkmışçeşıne su- nup, kendîlenne soıfeest tartışma OTtamı sunan. hatta bır anlamda kendısını yıkma ozgurluğu bı- le tanıyan demokratık ve laık cumhunyetın mo- dernızm surecıne karşı halkımızın tutucu (muha- fazakâr) tabanına yonehk bır propaganday ı ınsaf- sızca surdurmek Kurumlann altını oymak. kadrolaşmak yoluy- la nıtelığını değıştırmek, kavramlann anlamlan- nı kaydmp, bu kavramlann temsıl ettıklen bın- kımı yadsıyarak halkın bellegını (hafizasını) sıl- mek Tanhı serbest yoruma tabı tutup kurtuluş hareketının lıderlennı yıpratmak yoluyla eserle- nnın değennı duşunnek, son yıllarda, laıklığın te- mellendırdığı yenıleşme hareketıne ve cumhun- yete karşı kımı çevrelenn ızledığı yol budur Her donemde ızlenen bu yonteme karşı Ataturkçule- nnorgutluluğuveduşunsel savaşımı(mucadele- sı) yaşamsal onem taşımaktadır PENCERE TARTIŞMA Türbana Turgut Özal Usulü Çözüm! • ı skı • ' Başbakan • j Turgut Özal ^ ^ ^ 1 ıç kabınesını • j oluşturan . ^ B ^ H ^ V bakanlardan uçu (Cahit \raL Safa Gira>, Miıkerrenı Taşcıoğlu) ıle toplanıvor yıl 1988 "Türbanın serbest bırakılmasına ilişkin bir kanun hazıriavalım ve Mecüs'ten geçiretinT dıyor Bakanlar buna karşı çıkıyorlar ve gerekçelennı açıklamaya çalışıyorlar Turgut Ozal bu defa "Biz kanunu Meclis'ten geçirelim nasıl olsa Cumhurbaşkanı Kenan Evren bunu reddeder biz de o zaman halka donıip turbanı vasalaştırmak için butun adımlan attık, ama göruvorsunuz Kenan Evren bunu reddetti deriz ve partimize büyiık bir puan kazandırmış oluruz" dıyor Bunun uzenne gonulden desteklememelenne rağmen uç bakan bu fikre sıcak bakıyorlar ve kanunu hazırlayarak Meclis'ten geçınyorlar ve Cumhurbaşkam'na ımzaya gondenyorlar. gerçekten Turgut Özal'ın dedığı oluyor ve Kenan Evren kanunu reddedıyor ve ıptal ıstemı ıle \nayasa Mahkemesı'ne başvuruyor Adı geçen uç bakan, konuya tam kapanmış gözuyle bakarken Turgut Özal aynı bakanlan turban konusunu göruşmek uzere yenıden toplantıya çağınyor ve bu defa tam yuz seksen derecelık bır donuşle, "Cumhurbaşkanı kanunu reddetti ama biz bu kanunu çıkarnıava mecburuz; o nedenle hemen yeni bir kanunu Meclis'ten geçırip Cumhurbaşkam'na gönderelimr dıyor Bakanlar hayretler ıçınde kalıyorlar, yıne de karşı çıkıyorlar Ama Turgut Ozal gene de bıldığını okumaya devam edıyor tşte "Türbana Turgut Ozal L'sulu ÇozunT hıkâyesı Gensı malum Turgut Ozal, 1990 yılında yenı bır gınşımde daha bulunuyor Ondan da ıstedığı sonucu alamıyor. hıkâye de gunumuze kadar devam edıyor Erol BUbilik M ANMA OMERC.KORZAY 1966-1986 ÖMERİM ^ramızdan avnldıŞın on bır vıl oldu Sana olan hasrctımE ebılmeden devam edıvor 0 aal vüzua o erkek guzellıguı gozlenmın onıuıdc Benlıgımm dennlı&nde \wnınde \at benımguzel Omer ım \MCA\ Başka Türkiye Yok Haydi Fidan Dikelim ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLU GENEL MUDURLUĞU E^ıt ve ozgur bır topluma adanan onurlu bır yaşam daha noktalaıidı Partımızın kuruculanndan, Çankaya ılçe uvemız, emeklı oğretmen AYHANEKEN'İ kaybettık Acımız buvuktur gjOzgürlük ve Davanışma Özgürlük ve Dayanışma Partisi Partisi Genel Merkezi Ankara İl Örgütü Yar ne zormuş yazmak _ ^**_ Brfmedığım, beynım uyuşuncaya kadar ^m^Ks hıssettığım * J^T^fi^L^. ğ senı rahatstz edecek örye bazı zamaniar V^^flSHMRjl^B düşunmemek ıçm kendtmı aşttgtm a i ^ S l ^ ^ ^ ^ ^ l S ^ Yaman /ş mtş gerr^ek sevda T^mM \ X^^J Sen bende yar'sın oyfe sevenm senı, ImBmL» m JPrTı gtziı, gtzemh Btr çtçek yottasam, zeyton goztü Ayşe drye bulur mu sent' ve oyiece de krskanınm senı en dtngtn gordugum an korkanm kendımden ve şukredenm kendtmte veya sen Je hesapiaştigunda senı bvlacak htçbtr btfgrye satup otmadtğıma Sen bende yar'sın oyte sevenm senı eger olur da aUıtndan opersem, Mavıkar Aynt yerierde gunferde ne aranm ınatla' Gel engehma btz otmayaUm, gei sagiıcakla! Yar ne zormuş sevmek Ali B. Cökdağ Eşıt ve ozgur bır topluma adanan onurlu bır yaşam daha noktalandı. Lyemız, emeklı öğretmen AYHAN FKEN'İ kaybettık Acımız buyuktur. gjÖzgürlük ve Davanışma Partisi Çanka>a tlçe Örgütü Demokrasi Perisi Dinsizdip... Demokrasi perısının dını ımanı yok1 Haspam ne ıstavroz çıkarır Ne namaza durur Ne yortu bıitr Ne oruç tutar Sanklı hocaya boş verır, Papa'ya sırtını doner, hahambaşmı tanımaz, ayetullahı es geçer, pısko- pos bılmez, papazdan hoşlanmaz, tankat şeyhıne dudak buker Demokrasi pensı zındıktır • Pekı nerede doğdu"7 Kımılen dıyorlar kı - Eskı Yunan 'da doğdu, adının kokenı Grekçe- dır Aslı faslı yok bu savın, çunku eskı Yunan'da ko- lelık vardı koleler çalışırlar, uretırler, ınsandan sa- yılmazlar efendıler ıse egemenlıklennın tadını çıkar- mak ıçın sabahtan akşama lak lak ederlerdı Pekı, demokrasi pensı nerede doğdu'' Nazenı- nın babası anası kım'7 Demokrasi perısının babası sanayı burjuvası, anası da koylu ve ışçılerdır Nıkâh tarıhın nufus kutuğune yazıldı, ancak de- mokrasi perısının doğduğu gunden bu yana, ana- sının pek lyı durumda olduğu soylenemez Neden"? Çunku baba burjuva demokrasi pensının anası- nı, sırası geldığınde bellıyor • Demokrasi pensı, adı ustunde kadın1 Guç bır doğumla dunyaya geldı Kılısenın papazı doğuma karşı çıktı, babaya zıl- gıtı çektı anasının kamındayken bebeğı aldırmak ıstedı, başaramayınca çocuğu gayrı meşru saydı, aradan uzun yıllar geçtıkten sonra sıneye çekebıl- dı Pekı camı hocası ne yaptP. Hocanın ne yapacağı daha bellı değıl, demokra- si perısı kutsal kıtaplarda yazılı melekler arasında sayılmadığı ıçın bızımkı ne yapacağını bılemıyor Nasıl bılsın? Demokrasi perısı kadın olduğundan şerıatta ıkın- cı sınıf sayılıyor, haspam açık saçık bır harmanıye ıle ortunmuş, tesetture uymuyor, memelen nere- deyse kumaşı delecek dınlıkte dolgun, sol omuz çıplak, baş açık, saçlar dalga dalga yayılıyor Fesuphanallah 1 Hıç olmazsa şu kadıncağıza bınsı çıkıp da turban gıydırse ya 1 Şenatçıya bu da yetmez, demokrasi pensıne çar- şaf gıydırıp peçe takmak gerekır, bır de ımam nı- kâhı kıyıp kadını hareme soktun mu, ış tamam.. Dorde kadar cevaz yok mu 1 .. • Ancak demokrasi pensı şerıatçtnın nıyetıne boş verıyor, hıçbır dın adamını umursamıyor, ne kılısey- le alışverışı var haspanın ne havrayla ne de camıy- le Açık konuşuyor - Ben ozgurüm, dınlerın dışındayım, ne Buda ıl- gılendınr benı ne Musa ne de baş/ca/an' Muslu- man Muslumanlığını bılsın, Hınstıyan Hırıstıyanlı- ğtnı bılsıni Inançlardan uzak yaşarım ben . Soru • — - - Pekı, senı kım ve ne ılgılendınr? Demokrasi perısı, ozguriuğe ve ınsan haklarına gonul vermış, haspam dıyor kı - Ben hangı dınden, hangı mezhepten olursa ol- sun, ınsanın ınsan olmasını ıstıyorvm Bılmem kı biz kara bıyıklı maçolar, bu ozgur du- şuncelı kadına katlanabılır mıyız?.. 51. VIL VIMSNADİ ÖDİLLERİ 1997 Bu vıl 51'ıncısı düzenle- nen Yunus Nadı Ödülle- n'ne katılma süresi 5 Nı- san 1997 Cumartesı akşa- mı sonaenyor İlkı 1946'da düzenlenen 1997 Yunus Nadi Odüllen. bu yıl da 4 ana başlıkta ve 8 ayrı dalda venlıyor Edebhat Ana Dalı: Öykü, Roman, Şıır. Görsel SanatlarAna Dah: Afış, Fotoğraf, Ka- nkatür Sinema: Uzun Metrajlı Fılm Senaryosu. Bilimsel Araştırma: Sosyal Bılımler Araştır- ması. Afış ve Sosyal Bılımler Araştırması dışında konu sınırlaması yoktur. Afış dalında konu; 1998 yılında kutlanacak Tükıye Cumhunyetrnın 75'ıncı yılına hazır- lık amacıyla "'Cumhunyetın 75 Yıh" olarak belırîenmıştır. Sosval Bılımler Araştırması dalında ıse odü- le 1 Nısan 1996 ıle 31 Mart 1997 tanhlen ara- sında yayımlanmış "12 Evlül 1980'den Son- ra Şenatçılığın Yükselış Nedenlen" konulu bilimsel araştırmalar katılabılır. Adaylaryapıtlannı Oykü. Roman, Şıır dalın- da altışar adet. Uzun Metrajlı Fılm Senaryo- su v e Sosyal Bılımler Araştırması dalında ye- dışer adet olarak göndereceklerdır. Fotoğraf dalında en çok 3 adet sıyah beyaz fo- toğraf, ya da en çok 5 adet dıapozıtıf, kanka- tur dalında en az 3. en çok 5 kankaturle aday olunabılır. Adaylann yapıtlanyla bırhkte adlannı ve so- yadlannı arkasına yazacaklan ıkı fotoğrafla- nnı, açık adreslennın de ver aldığı katılma belgesmı ve yaşamoykulennı 5 Nısan 1997 Cumartesı akşamına İcadar "CumhuriyetGa- zetesi, Yunus Nadi Ödûlleri, Cağaloğlu-34334 İstanbul" adresıne ıadeh taahhutlu olarak pos- tayla gondermelen ya da elden teslım etme- len gerekmektedır KATILMA BELGESİ ADIM, SOYADIM: ADRESİM: TELEFONUM: KATILD1ĞIM DAL:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle