Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 1997 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
Halkevleri
BÜLENT BERKOL
C
umhunvetTurkıvesı nınoz-
gun eğinm kuruluşlanndao
biri olan Halkev leri, 19 Şu-
bat 1932'de Turkocakla-
n'nın yenne 14 verleşım
bınmınde a\m zamandaku-
radu Halkev lennın amacı okul dı^ında-
kı geniş kıtleyı eğıtmek \taturk ılkelen-
nı havata geçırmek Turk sanatim ve kul-
turunu Lanlandırmak, ona yenı bır bıçım
vermek, devnmlen yaymak \ e guçlendır-
mek, ulus bıhncını kokleştırmek. yurttaş
yaratmak, guçlu, yaratıcı, demokrat, laık
toplumu oluşturmaktı Bu yazımda
19S1 dc Demokrat Partı yonetımmce ka-
patılan Halke\ lennın bınncı donemı denı-
len 2ü yıllık ovkusu uzennde dunnak ıs-
tıvorum
CumhuriyetinilkyıBan: 1923'teTurkı-
ye Cumhunyetı nın nufusu 12 5 mılyon-
dur Halkımızınyuzde90 ı okuma-yazma
bılmemcktedır fnsanı şımdıkı vegelecek-
tekı vaşama hazırlayan, msanın sorunlan-
nı çozmeM gereken eğıtım. bu gorevını
tam olarak yenne getıremıyordu Eğıtım
sistemımızdekı ıkılık suruyordu
Kısacası dınsel okullann savısı çok, la-
ık okullann sayiM azdı Yeterlı sayıda ve
nıtelıkteokul araç-gereç oğrermen v e uz-
man voktu Halk okula kar^ı îsteksızdı
1923 Turkıyesı'nde 4984 ılkokul 10 238
ılkokul oğretmenı 341 941 ılkokul oğren-
cisi %ardı Ilkokullann dışındakı usteğıtım
kurumlannın durumu daha da kotuydu
Devlet Osmanlfdan kalan ağır bır borç
yukunun altındaydı lşte Turkı\e Cumhu-
nvetı ne boyle bır kalıt (mıras) kalmıştı
Cumhunyet hukumetlen cumhunyetı
yaratmak toplumumuzu çağda:> uygarlık
duzeyıneçıkarmak ıstivor bu ısteğın top-
lumda guclenmesı ıçın çaba harcıyordu
Bu amaca ula^mak \çm nıtelıklı ınsan gu-
Lrmersıtesı Eğıtım Fakultesı
cunun yetıştınlmeM kulturbırlığının sağ-
lanması,yurttas,lıkeğıtımınınyaygınlaş,tı-
nlması yolunda bır dızı onlem ahndı
1924'te çıkanlan Oğretırtıın Bırleı>tınlme-
sı \asası (Tevhıd-ı Tednsat Kanunul ve
1928"de çıkanlan >enı Turk aifabesının
kabulu, bunlann temelını oluşturur tlk yıl-
larda "Okuma-\azma Seferberliği*1
've
""Vlillet Mekteplen~\le başlavan eğıtım
çalnmalan,zamanlaılkoğretımın>aygın-
laştınlması ve otekı eğıtım kuruluşlannın
acılmasıyla daha da guçlendınldı
1929 dan ıtıbaren Turkıye Cumhunvetı
Kultür Devrimleri'nı başlattı Turk Tanh
Kurumu ıle Turk Dıl Kurumu'nun kurul-
ması, sanatta yenı atılımlann başlatılma-
sı, unıversıtenın yenıden kurulması. koye
uygun oğretmen yeti:>tınlmesı bu kultur
devnmlennın onemlı kılometre taşlandır
Işte Halkev len boy le bır ortamda kuruldu
Halkevleri ve lialkodalan: Halke\ len-
ne, yonetmelığının koşullanna uyanlar
uyeolabılıyordu Halkev len halkınevio]-
duğu ıçm kapılan herkese açık olan bır
kuruluştu 9çalışmakoluvardı Dıl veede-
bıyat, guzel sanatlar, temsıl, spor, sosyal
yardım, halk dershanelen ve kurslan ku-
tuphane \e yayın. köyculuk. tanh \e mu-
ze kollan Bır yerleşım bınmınde Halke-
vmın kurulabılmesı ıçın en az 3 kolun et-
kınlığe başlamaya hazır olması en az 200
kışılık bır toplantı salolunun bulunması.
kutuphanesının. çalışma odasının spor ya-
pılacak küçuk bır alanının doşelı bır bı-
nasının ve çalışan memurlannın aylığını
verecek bır butçesmın olması gerekıyor-
du Aynca bu kuruluşun bılardo tenıs.
jımnastık ıçın de yer ayırması gerekıyor-
du Halkev len tek partı donemmde
CHP'nın maddı \e mane\ı desteğıvle et-
kınlığını surduruyordu Halkev lennınaçı-
lamadığı kuçukverlerde 1940 tan ıtıbaren
Halkodalan açılmava ba^landı Boylece
etkınhkler. en uzak kırsal kesıme kadar
aoturulmeye çalışıldı
19 Şubat 1932'de 14 Halkevı açılmış-
tı Halkevlenmn sayısı, aynı yıl ıçınde
34'e 1934"te80"e, 1935"te 103'e, 1938'de
209'a. 1940 ta 379'a, 1941'de de 383'e
ulaştı Aynca Londra"da bır Halkev ı açıl-
dı Halkodalannın sayısı ıse 1941'de
198'e ulaştı Bu sayılann daha sonrakı y ıl-
larda hızla arttığı gorulur 1951 'de Halkev -
len ve Halkodalan kapatıldığında 478
Halkev ı ve 4322 Halkodası vardı ve bu
kuruluşlar yurdun her yanına yayılmıştı
1932-1951 yıllan arasında uye sayısın-
dakj artış da önemlıdır 1934'te 45 bın er-
kek ve 5 bın kadın uyesı olan Halkev len.
1940"a 300 bıne ul'aşmıştır 1932-1940
arasında uye sayısı vuzde 506 artmıştır
Uye sayıstndakı artış 1951 'e kadar sur-
muştur 1943'te Ingıltere Dışışlen Bakanı
Mr. Eden bıle Halkevlenne uye olmuştur
Halkevlen gonullü yetıçkın eğıtımı ku-
ruluşlanvdı Etkınlıklennı çalışma kolla-
nyla yenne getınvordu Insanlan boş za-
manlannı değerlendırerek eğıtmeyı amaç-
lıyordu Buvuk bır kıtleye "tamamlama
eğitiıni''yaptınvor *yurttaşlıkeğitiıııi*\e-
nyor. bu kıtleyı "sa^lık eğın.mi''nden ge-
çınyor v e "güzel sanatlar eğıtimir
'yle uğ-
raştırarak eğıtıyordu
Hdlkev ı çahşmalannda Ankara Halke-
vıoncurolunuoynuyordu Buradakıçalış-
malar otekı Halkev lenne aktanlıyordu
Ankara Halkev ı nde muzık, resım, tıyat-
ro konferans, film kutuphane, ozel gece,
konser verlı malı haftası, spor dıl, sosyal
yardım, gezı, koyculuk. tanh, muzecılık,
edebıyat gıbı konular ıçın etkınhklerde bu-
lunuluyordu
1933 "te 1663 toplantıya 500 bın kışı ka-
tıldı. 915 konferansı, 373 konsen 511
temsılı. 478 bın kışı ızledı Kutuphaneler-
dekı 60 bın kıtaptan 150 bın kışı yararlan-
dı tlk yıllardakı bu umut v encı sayılar, ıl-
gılılen şevkle çalışmaya vonelttı
1932-1940 arasında 23' 750 konferans.
12 350temsıl 9050konservenimış,7 850
fılm gostenlmış. 978 sergı açılmıştır KJ-
taplıklardan 1933'te 150 bın kışı yararla-
nırken 1940'ta bu say 12 5 mılyona yuksel-
mıştır Kurslardan yararlananlar 1932'de
900 ıken 1940"ta 48 000'e çıkmıştır
Bu sayılann daha sonrakı yıllarda hızla
yukseldığını sovleyelım
1943'ten başlayarak çalışmalara yenı
bır ıvme kazandınldı Kıtaplıklar yenıden
duzenlendı. kulturel ve sanatsal etkınlık-
lere daha çok onem venldı, yerel orgutler
ağırhklannı daha çok duy urmaya başladı
Halkev lennın yayınlan da onemlıydı
Halkev len, kıtap ve dergı çıkarmıştır Ha-
sanTanerın 1944 teyayımladığı kaynak-
çay a gore Halkev len, 50 yerde dergı çıkar-
mıştır Bu dergıler Ankara'da Llku
Kars'ta Doğuş. tstanbul'da Yenı Turk,
Edırne'de 6 Ok, Samsun'da 19 Mayıs,
Zonguldak'ta Karaelmas adını taşıyordu
Bunlar arasında Ankara Halkev ı tarafın-
dan çıkanlan Ulku dergısının ayn bır ye-
n vardır Turk du^un yaşamında denn ız-
ler bırakan bu dergı 72 sayıya ulaştığın-
da tırajı 1 mılyon cıvanndaydı Bu savı.
1940 Türkıyesı ıçın buyuk bır sayıdır
Halkev len aynca kıtap yayını da yap-
mıştır Halkevlennın yayımladığı dergı-
ler, kıtaplar. raporlar. yonetmehkler, Hal-
kev lenne ılışkın değerlendırme yazılan
kıtaplıklanmızda bulunmakta. o gunlenn
tanığı kaynak kışıler, halâ aramızda yaşa-
maktadır
Sonuç
Eğıtım, bıreyın davranışlannı değıştır
me ve onun yenı ddvranışlar kazanması
surecıdır Eğıtım bırevın bılgılennı
amaçlannı.tavırlannı, ahlakolçulennıza-
man ıçınde değıştmr Okullarda vapılan
eğıtıme 'Örgün Eğitinı', bunun dışında
kalan yurttaşlann eğıtımıne yonelık eğıtı-
me de 'Yavgın Eğitiın'. 'Halk Eğjtimi*,
'Vetişkin Eğitimi' denılmektedır \etışkın
eğıtımının hedefledığı kıtle. genel olarak
çalışanlardan oluşur Yetışkın eğıtımı plan-
lı bıreğıtımdır. genelde suresı kısadır. yaş
farkı gozetılmez, programa katılanlann
oğrenım duzeyı dıkkate alınmaz "Vetışkın
eğıtımı, beş temel konuda hızmet sunmak-
tadır Tamamlama Eğıtımı Meslekı-Tek-
nık Eğıtım, Sağlık ve A.ıle Eğıtımı, Vurt-
taşlık Eğıtımı, Guzel Sanatlar Eğıtımı
Bır yetışkın eğıtımı kurumu olan Hal-
kev len, gonullulük ılkesıne gore çalışmış-
tır Halkevı, halkın evıdır, aynı kıiltürden
gelen ınsanlann toplandığı ocaktır Orası,
aydınla halkın kayna^ma yendır İsmayıl
Hakkı Baltacıoğlu. Halkevlennın genlık-
le, gencılıkle, taklıtçılıkle, yozlaşmayla ve
soysuzlukla savaştığını soyler
Halkevlennın 1932-1951 yıllan arasın-
dakı etkınlıklenne bakıldığında, bunlann,
yetışkın eğıtımının kuramsal ılkelenyle
genış bır uyum sağladığı gorulecektır
Halkevlennın kurslanyla, kıtaplıklanyla,
sanat etkınlıklenyle toplumumuza
onemlı hızmetler ulaştırdığı görmezlıkten
gehnemeyecek eğıtsel olgulardır
Kuruluşunun 65 yılını kutladığımız
Halkev lennı 1951 de yok ettık Bu vok
edışı. ılende K.oy Enstıtulen'nın. Y uksek
Öğretmen Okullan nın, Turk Dıi Kuru-
mu'nun Turk Tanh Kurumu'nun yok
edılışlen ızleyecektır Bu kurumlann yok-
luğunun kımlertarafından, nasıl doldurul-
duğu gunumuzde ıbretle ızlenmektedır
Tankatlan kaldıran. tekkelen kapatan,
ınsanına yurttaşlık bılıncı vermek ıçın en
çağdaş gınşımlen başlatan Turkıye Cum-
hunyetı'nın ve Halkevlennın kunıcusu
^^ustafa KemaJ MATÜRK'u v e y akın ar-
kadaşlannı saygı mınnet ve şukranla anı
voruz
ARADA BIR
Prof. Dr. VEDtA DÖKMECİ
Doç. Dr. LALE BERKÖZ
iTL Uımaılık Fakultesı
İstanbul'da Göç ve Yaşam
1950 den sonra istanbul'un kırsal goç nedenıyle
hızla kentleşmesı, altyapı sosyal tesıs, konut ve
trafık sıkıntısı yaratarak kentın kontrolden yoksun
ve kımhksız olarak bıçımlenmesıne ve çevre kırtılı-
ğının artmasına neden olmuştur Her ne kadar, dı-
ğer buyuk kentlerımızde de benzer sorunlar yaşan-
makla beraber yapılan araştırmalar Ankara ve Iz-
mır'e gore Istanbul'dakı yaşam kalıtesının halk ta-
rafından değerlendınlmesınde daha fazla bır azal-
ma olduğunu ortaya koymuştur (Dökmeci ve Kris-
tensen 1996)
Aynca, gelen goçun bellı semtlerde yoğunlaşma-
sı mevcut sosyal yaşamı etkılemış ve ozellıkle ta-
rıhsel semtlerdekı yeriı halkın başkasemtleretaştn-
masına neden olmuştur Orneğın, yetmışlt yıllara
kadar çok revaçta olan Aksaray ve Fatıh gıbı semt-
lerde oturanlar Atakoy ve Kadıkoy gıbı bugun ıçın
daha çok tercıh edılen semtlere taşınmışlardır Bu
durum, kentlerde gıttıkçe artan bır hareketlılık ya-
ratmaktadır ve semtler arasındakı goç, dışardan
gelen goçun yaklaşık olarak yuzde yırmısıne var-
maktadır istanbul'un mahallelerı bu yuzden de-
vamlı olarak ekonomık ve yapısal değışıklığe (trans-
formasyona) uğramaktadır Bellı bolgelen avantajlı
ve avantajsız yapan bu ozellıkler arsa pıyasasına
yansımakta ve bu da kent ıçı goçu daha fazla teş-
vık etmektedır (Dokmecı, Berköz, Levent, Yürek-
lı, Çağdaş, 1996)
Aynca, gelır duzeyının degışmesı de ınsanlann
konut ve semt degıştırmesıne neden olmaktadır
Gelır duzeyıne bağlı olarak semtlerın tercıh edılme-
sı ıncelendığınde, yuksek gelır grubunun en fazla
tercıh ettığı semtlenn Kadıkoy, ıkıncı derecede ter-
cıh edılen semtlenn Sanyer ve uçuncu olarak ter-
cıh edılen semtlenn ıse Bakırkoy ılçelerınde olduğu
saptanmıştır Kent ıçı yer değıştırmede en fazla et-
kılı olan etmenler (faktorler) arasında akrabalaraya-
kınlık temız ve dıngın bır çevre butun sosyal grup-
lar ıçın en başta gelen ozellıkler arasında gorulmek-
tedır Yapılan araştırmalar halkın yaklaşık yuzde yet-
mışınm başka bır semte taşınma ısteğınde olduğu-
nu ortaya koymaktadır Buyuk alış-venş merkezle-
rı obur ulkelerde olduğu gıbı ust gelırlılerın hareke-
tını ızlemekte ve yenı alt merkezlerın ortaya çıkma-
sına neden olmakta, bundan dotayı da kentın fizık-
sel yapısı sureklı değışmektedır Kentın çok merkez-
lı olarak gelışmesı yenı ış olanakları yaratmakta ve
bu durum da semtler arası goçu teşvık etmektedır
Ote yandan eskı çekıcılıklennı yıtıren semtler, sos-
yal ve yapısal bozulmaya uğramakta ve bu semtle-
rın yenıden ekonomık ve sosyal olarak canlandın-
labılmesı ıçın buyuk yatırımlar gerekmektedır
istanbul'a dışarıdan gelen goç de zamanla değı-
şıklığe uğramıştır Başlangıçta kırdan kente olan
goç bugun genış çapta kentler arası goçe donuş-
muştur Goç edenlerın son beş yıl ıçındekı ıkamet-
lenne bakıldığında, Istanbul a en çok goç veren ıl
Ankara dır Sıralamada Sıvas, Kars ve Kastamonu
daha sonra gelmektedır Aynca gelen goçun yakla-
şık olarak yuzde kırkına yakın bır kısmı da Istan-
bul dan başka kentlere goç etmektedır Bunlar ara-
sında ozellıkle Ankara, Izmır ve Izmıt gıbı buyuk
kentlerımıze goçenlerın oranları onemlı boyutlarda-
dır Kentler arası bu hareketlılıkte daha lyı gelır, da-
ha lyı ış guvencesı, daha lyı eğıtım, ışsızlık, emeklı-
lık ve akraba ılışkılerı gıbı çeşıtlı etmenler rol oyna-
maktadır
Sonuç oiarak gelışmekte olan bır ulke, sanayıleş-
mek ve dolayısıyla da kentleşmek zorundadır ve
goç bunlann doğal bır sonucudur Ancak, goç ha-
reketının bırkaç buyuk kentte yoğunlaşmasının tı-
carı potansıyelı arttırmasına karşın, buyuk kent yo-
netımlerını kolaylıklaaltından kalkamayacaklan ka-
dar yuksek altyapı yatırımları ıle sosyal sorunlarla
karşı karşıya bırakmıştır istanbul'dakı yaşam nıte-
lıgını bugunku halıyle surdurebılmek ıçın bıle istan-
bul'un daha fazla buyumeye tahammulu yoktur Ay-
nca İstanbul'un seksenlı yıllardan sonra dunyada-
kı sıyasal ve ekonomık degışıklıkler nedenıyle stra-
tejık onemının daha da artması değışık alanlarda
yenıden yapılanmagereksınımını ortaya koymuştur
Orneğın yenı tıcaret merkezlerı, planlı konut alanla-
rı, modern ve yuksek kapasıtelı havaalanlan ve lı-
manlar gıbı (Dokmecı ve Berkoz, 1994) Yakın ge-
lecekte goç veren ıllerımızın hem kendılerı hem de
çevrelerı ıçın yenı çekım merkezlerı yaratarak bu-
yuk kentlenn bugune kadar aldıkları yuku paylaş-
malarının zamanı çoktan gelmıştır
Kurumlann Altmı Oymak.
KUBİLAY ERDOĞAN
G
uncel gelışmeler laıklık kavramı-
nı ve bu kavram çevTesınde olu-
şan tartışma ve genlımı toplum-
sal yaşamımızın merkezıne yer-
leştırdı Butartışmalanngenelın-
de egemen olan kav ram kargaşa-
sı olgusunun Turk Aydınlanma Hareketf nın te-
melı olan laıklık kavramı ozelınde de egemen ol-
duğu gorulmektedır Bu bakımdan ılkenın anla-
mının belırlenmesı ve çoğu kez "kavramlann
anlamlarının göreceligi" bıçımınde dıle getınlen
duşüncenın yanlışlığının ortaya konması bır zo-
runluluk durumuna gelmış konumdadır Zıra,
kav ramlann dıle getırdığı durumlann anlamlan-
nın kışıden kışıye değışebıleceğını savunan, bu-
radan gıderek "çok hukukiuluk" bıçımınde be-
lırtılen bır anlayışa varan değışık çevreler, bu ıl-
kenın anlamını kaydırmak suretıyle hem dınsel
hem de sıyasal bırleştıncılık ışlevı gören laıklığı
ıçj boş bu kavram durumuna gejjnne ıdçalının
peşındedırler Dolayısıyla 1923'te başlayan Ay-
dınlanma Hareketımızın çok onemlı bır oğesı
olan bu ılkenın anlamının evrensel ve ulusal bo-
yutunun gostenlmesı bır zorunluluktur
Turkıye Cumhunyetı'nın kurulduğu tanh olan
1923 'ten ıtıbaren, toplumsal yaşamın bırçok ılış-
kı bıçımı ve kunımuna egemen olan dınsel ıde-
olojı, sıstemlı olarak kamusal alandan ozel alana
doğru kaymaya başladı Bu durum, A
ydınlanma Hareketrnın ozüne egemen olan la-
ıklık ılkesının bır sonucu olması açısından tutar-
lıdır Batı'da yuzlerce yıl suren kanlı dm savaşla-
nnın sonucunda Katolık Kılısesı'nın otontesını
sınırlandırmak şeklınde belıren ve "•İsa'nın hak-
kını İsa'ya, Sezar ın hakkını Se/ar'a vermek*"
şeklınde ıfade edılen bır dın vedevlet ışlen ayn-
lığının arkasında ne kadar buyuk bır gelenek bı-
nkımı varsa, aynı konuda toplumumuzda aynı
oranda bınkım yoksunluğu vardır Oburtaraftan
laıklığın hukuksal boyutunun da ulkemızde Ba-
tı da anlaşılan anlamıyla kavranılmasına toplum-
sal bazda cemaatsel tepkıler olabılmekte v e bu ce-
maatsel yapıyı arkasınaalan sıyasal goruşleryan-
daş bulabılmektedır
Aydınlanma Hareketımız ılk yıllannda bu tur
cemaat ılışkılennın yoğunlaştığı tankat. tekke vb
guç merkezlennı dağıtmak ıstemıştır Boylece
ınsanımızın bırev leşeceğı, demokratık haklanna
sahıp çıkan modern ınsanın doğacağı duşunul-
muştur Fakat, toplumumuzdakı cemaatleşme
eğılımınınyuzyıllanbulan bırgeçmışı vardır Bu
cemaatler ıdeolojık kaynaklannı genış oranda
dınsel ıdeolojıden almaktadırlar Dolayısıyla her
turlu yenılık hareketıne, ozellıkle de laıklığe kar-
şı hareketler hep sözu edılen bu dınsel ıdeolojı-
den ve ona dayanan cemaatsel sosyal ve polıtık
kanattan gelmiştır. Dınsel ıdeolojı, toplumumuz-
da sosyo-çkonomık ve sıyası jstekknn dıle geO-
nldığı bır muhalefet, kımı zaman da yönetım ıde-
olojısı olarak hep var olmuştur
Her zaman toplumsal bılınç duzeyınde var olan
dınsel duşünce, Tanzımat donemmde II. Mah-
mut'un sanğı kaldınp fesı getınrken gorduğû tep-
kılere kaynaklık ederken, 1923'ten sonra fesı kal-
dınp şapkayı getıren yenıleşme hareketıne karşı
oluşan tepkılere de ev sahıplığı edecek kadar ıdo-
lojık bır nıtclık almıştır Bu ıdeolojı, yuzyıllan
bunyesınde taşıyan. geleneksel toplumlara gü-
ven veren ve her yenının başanya ulaşıp ulaşma-
yacağı kuşkusuna karşı başansız da olsa, denen-
mış olmasından dolay ı gelenekselın gucunu taşı-
yan bırıdeolojıdır Kendı cemaatsel yasamını bır
boy un eğdırme ortamında egemen kılmak ısteyen
bırçok kesım kendılenne karşıt gördüklen ozgur
bıreyı ve onun guvencesı olan laıklığı karşılan-
na almışlardır Laıklığın. bıreyı temel alan bır
ozelhğınm olduğu açıktır
Zıra kendısı bellı zamanda. bellı bır topluma
ozgurluk vaat eden. zıhınsel duzeyde oluşturul-
muş bır soyutlamaya dayanır Bır ınanç katego-
nsıdeğıl.akladayananhukukıbırkategondır Bı-
reyın ozgurluğunu kendısıne sorun ermesı bağ-
lamıyla da aslında tartışılması bıle bu ılkenın ozu-
ne aykındır Eğer tartışılıyorsa. tartışanlann oz-
gurluk kavramıyla bır sorunlannın olduğu açık-
tır Sorunlan vardır, çünku, laıklık ılkesı ıle ço-
zıılmeye çalışılan cemaatsel yapı, onlann varo-
luşlannın ve sosyal nufuzlannın anadayanağıdır
Uahı gûçle donatılmış bulunan bır hukmetme yet-
kısının kışıye nasıl bır statü sağlayacağını duşun-
mek, laıklık ılkesıne karşı duyulan öfkenın şıd-
detını anlamamıza yetecektır
Genelde yenılık hareketımızın, ozelde de onun
temelı olan laıklık ılkesının Batı uygarlığının bır
urunü olmasını kullanarak. bu gelışmelen yuzy ıl-
lann getırdığı İslam-Hınstıyan zıtlaşması ekse-
nıne kaydınp toplumun tınsel dünyasına eggmen
olmak, yapılan verulıklen dınsızlıkmışçeşıne su-
nup, kendîlenne soıfeest tartışma OTtamı sunan.
hatta bır anlamda kendısını yıkma ozgurluğu bı-
le tanıyan demokratık ve laık cumhunyetın mo-
dernızm surecıne karşı halkımızın tutucu (muha-
fazakâr) tabanına yonehk bır propaganday ı ınsaf-
sızca surdurmek
Kurumlann altını oymak. kadrolaşmak yoluy-
la nıtelığını değıştırmek, kavramlann anlamlan-
nı kaydmp, bu kavramlann temsıl ettıklen bın-
kımı yadsıyarak halkın bellegını (hafizasını) sıl-
mek Tanhı serbest yoruma tabı tutup kurtuluş
hareketının lıderlennı yıpratmak yoluyla eserle-
nnın değennı duşunnek, son yıllarda, laıklığın te-
mellendırdığı yenıleşme hareketıne ve cumhun-
yete karşı kımı çevrelenn ızledığı yol budur Her
donemde ızlenen bu yonteme karşı Ataturkçule-
nnorgutluluğuveduşunsel savaşımı(mucadele-
sı) yaşamsal onem taşımaktadır
PENCERE
TARTIŞMA
Türbana Turgut Özal Usulü Çözüm!
• ı skı
• ' Başbakan
• j Turgut Özal
^ ^ ^ 1 ıç kabınesını
• j oluşturan
. ^ B ^ H ^ V bakanlardan
uçu (Cahit \raL Safa Gira>,
Miıkerrenı Taşcıoğlu) ıle
toplanıvor yıl 1988
"Türbanın serbest
bırakılmasına ilişkin bir
kanun hazıriavalım ve
Mecüs'ten geçiretinT dıyor
Bakanlar buna karşı
çıkıyorlar ve gerekçelennı
açıklamaya çalışıyorlar
Turgut Ozal bu defa "Biz
kanunu Meclis'ten
geçirelim nasıl olsa
Cumhurbaşkanı Kenan
Evren bunu reddeder biz
de o zaman halka donıip
turbanı vasalaştırmak için
butun adımlan attık, ama
göruvorsunuz Kenan Evren
bunu reddetti deriz ve
partimize büyiık bir puan
kazandırmış oluruz" dıyor
Bunun uzenne gonulden
desteklememelenne
rağmen uç bakan bu fikre
sıcak bakıyorlar ve kanunu
hazırlayarak Meclis'ten
geçınyorlar ve
Cumhurbaşkam'na ımzaya
gondenyorlar. gerçekten
Turgut Özal'ın dedığı
oluyor ve Kenan Evren
kanunu reddedıyor ve ıptal
ıstemı ıle \nayasa
Mahkemesı'ne başvuruyor
Adı geçen uç bakan,
konuya tam kapanmış
gözuyle bakarken Turgut
Özal aynı bakanlan turban
konusunu göruşmek uzere
yenıden toplantıya
çağınyor ve bu defa tam
yuz seksen derecelık bır
donuşle, "Cumhurbaşkanı
kanunu reddetti ama biz bu
kanunu çıkarnıava
mecburuz; o nedenle
hemen yeni bir kanunu
Meclis'ten geçırip
Cumhurbaşkam'na
gönderelimr
dıyor
Bakanlar hayretler ıçınde
kalıyorlar, yıne de karşı
çıkıyorlar
Ama Turgut Ozal gene de
bıldığını okumaya devam
edıyor tşte "Türbana
Turgut Ozal L'sulu ÇozunT
hıkâyesı
Gensı malum
Turgut Ozal, 1990 yılında
yenı bır gınşımde daha
bulunuyor
Ondan da ıstedığı sonucu
alamıyor. hıkâye de
gunumuze kadar devam
edıyor
Erol BUbilik
M
ANMA
OMERC.KORZAY
1966-1986
ÖMERİM
^ramızdan avnldıŞın on bır vıl oldu
Sana olan hasrctımE ebılmeden devam edıvor
0 aal vüzua o erkek guzellıguı gozlenmın onıuıdc
Benlıgımm dennlı&nde
\wnınde \at benımguzel Omer ım
\MCA\
Başka Türkiye
Yok
Haydi Fidan
Dikelim
ORMAN BAKANLIĞI
AĞAÇLANDIRMA
VE EROZYON
KONTROLU
GENEL
MUDURLUĞU
E^ıt ve ozgur bır topluma adanan onurlu bır yaşam daha noktalaıidı
Partımızın kuruculanndan, Çankaya ılçe uvemız, emeklı oğretmen
AYHANEKEN'İ
kaybettık Acımız buvuktur
gjOzgürlük ve Davanışma Özgürlük ve Dayanışma
Partisi Partisi
Genel Merkezi Ankara İl Örgütü
Yar ne zormuş yazmak _ ^**_
Brfmedığım, beynım uyuşuncaya kadar ^m^Ks
hıssettığım * J^T^fi^L^. ğ
senı rahatstz edecek örye bazı zamaniar V^^flSHMRjl^B
düşunmemek ıçm kendtmı aşttgtm a i ^ S l ^ ^ ^ ^ ^ l S ^
Yaman /ş mtş gerr^ek sevda T^mM \ X^^J
Sen bende yar'sın oyfe sevenm senı, ImBmL» m JPrTı
gtziı, gtzemh
Btr çtçek yottasam, zeyton goztü Ayşe drye
bulur mu sent' ve oyiece de krskanınm senı
en dtngtn gordugum an korkanm kendımden
ve şukredenm kendtmte veya sen Je hesapiaştigunda
senı bvlacak htçbtr btfgrye satup otmadtğıma
Sen bende yar'sın oyte sevenm senı
eger olur da aUıtndan opersem, Mavıkar
Aynt yerierde gunferde ne aranm ınatla'
Gel engehma btz otmayaUm, gei sagiıcakla!
Yar ne zormuş sevmek
Ali B. Cökdağ
Eşıt ve ozgur bır topluma adanan
onurlu bır yaşam daha noktalandı.
Lyemız, emeklı öğretmen
AYHAN FKEN'İ
kaybettık Acımız buyuktur.
gjÖzgürlük ve Davanışma Partisi
Çanka>a tlçe Örgütü
Demokrasi Perisi
Dinsizdip...
Demokrasi perısının dını ımanı yok1
Haspam ne ıstavroz çıkarır
Ne namaza durur
Ne yortu bıitr
Ne oruç tutar
Sanklı hocaya boş verır, Papa'ya sırtını doner,
hahambaşmı tanımaz, ayetullahı es geçer, pısko-
pos bılmez, papazdan hoşlanmaz, tankat şeyhıne
dudak buker
Demokrasi pensı zındıktır
•
Pekı nerede doğdu"7
Kımılen dıyorlar kı
- Eskı Yunan 'da doğdu, adının kokenı Grekçe-
dır
Aslı faslı yok bu savın, çunku eskı Yunan'da ko-
lelık vardı koleler çalışırlar, uretırler, ınsandan sa-
yılmazlar efendıler ıse egemenlıklennın tadını çıkar-
mak ıçın sabahtan akşama lak lak ederlerdı
Pekı, demokrasi pensı nerede doğdu'' Nazenı-
nın babası anası kım'7
Demokrasi perısının babası sanayı burjuvası,
anası da koylu ve ışçılerdır
Nıkâh tarıhın nufus kutuğune yazıldı, ancak de-
mokrasi perısının doğduğu gunden bu yana, ana-
sının pek lyı durumda olduğu soylenemez
Neden"?
Çunku baba burjuva demokrasi pensının anası-
nı, sırası geldığınde bellıyor
•
Demokrasi pensı, adı ustunde kadın1
Guç bır doğumla dunyaya geldı
Kılısenın papazı doğuma karşı çıktı, babaya zıl-
gıtı çektı anasının kamındayken bebeğı aldırmak
ıstedı, başaramayınca çocuğu gayrı meşru saydı,
aradan uzun yıllar geçtıkten sonra sıneye çekebıl-
dı
Pekı camı hocası ne yaptP.
Hocanın ne yapacağı daha bellı değıl, demokra-
si perısı kutsal kıtaplarda yazılı melekler arasında
sayılmadığı ıçın bızımkı ne yapacağını bılemıyor
Nasıl bılsın?
Demokrasi perısı kadın olduğundan şerıatta ıkın-
cı sınıf sayılıyor, haspam açık saçık bır harmanıye
ıle ortunmuş, tesetture uymuyor, memelen nere-
deyse kumaşı delecek dınlıkte dolgun, sol omuz
çıplak, baş açık, saçlar dalga dalga yayılıyor
Fesuphanallah
1
Hıç olmazsa şu kadıncağıza bınsı çıkıp da turban
gıydırse ya
1
Şenatçıya bu da yetmez, demokrasi pensıne çar-
şaf gıydırıp peçe takmak gerekır, bır de ımam nı-
kâhı kıyıp kadını hareme soktun mu, ış tamam..
Dorde kadar cevaz yok mu
1
..
•
Ancak demokrasi pensı şerıatçtnın nıyetıne boş
verıyor, hıçbır dın adamını umursamıyor, ne kılısey-
le alışverışı var haspanın ne havrayla ne de camıy-
le
Açık konuşuyor
- Ben ozgurüm, dınlerın dışındayım, ne Buda ıl-
gılendınr benı ne Musa ne de baş/ca/an' Muslu-
man Muslumanlığını bılsın, Hınstıyan Hırıstıyanlı-
ğtnı bılsıni Inançlardan uzak yaşarım ben .
Soru • — -
- Pekı, senı kım ve ne ılgılendınr?
Demokrasi perısı, ozguriuğe ve ınsan haklarına
gonul vermış, haspam dıyor kı
- Ben hangı dınden, hangı mezhepten olursa ol-
sun, ınsanın ınsan olmasını ıstıyorvm
Bılmem kı biz kara bıyıklı maçolar, bu ozgur du-
şuncelı kadına katlanabılır mıyız?..
51. VIL
VIMSNADİ
ÖDİLLERİ
1997
Bu vıl 51'ıncısı düzenle-
nen Yunus Nadı Ödülle-
n'ne katılma süresi 5 Nı-
san 1997 Cumartesı akşa-
mı sonaenyor İlkı 1946'da
düzenlenen 1997 Yunus Nadi Odüllen. bu yıl
da 4 ana başlıkta ve 8 ayrı dalda venlıyor
Edebhat Ana Dalı: Öykü, Roman, Şıır.
Görsel SanatlarAna Dah: Afış, Fotoğraf, Ka-
nkatür
Sinema: Uzun Metrajlı Fılm Senaryosu.
Bilimsel Araştırma: Sosyal Bılımler Araştır-
ması.
Afış ve Sosyal Bılımler Araştırması dışında
konu sınırlaması yoktur.
Afış dalında konu; 1998 yılında kutlanacak
Tükıye Cumhunyetrnın 75'ıncı yılına hazır-
lık amacıyla "'Cumhunyetın 75 Yıh" olarak
belırîenmıştır.
Sosval Bılımler Araştırması dalında ıse odü-
le 1 Nısan 1996 ıle 31 Mart 1997 tanhlen ara-
sında yayımlanmış "12 Evlül 1980'den Son-
ra Şenatçılığın Yükselış Nedenlen" konulu
bilimsel araştırmalar katılabılır.
Adaylaryapıtlannı Oykü. Roman, Şıır dalın-
da altışar adet. Uzun Metrajlı Fılm Senaryo-
su v e Sosyal Bılımler Araştırması dalında ye-
dışer adet olarak göndereceklerdır.
Fotoğraf dalında en çok 3 adet sıyah beyaz fo-
toğraf, ya da en çok 5 adet dıapozıtıf, kanka-
tur dalında en az 3. en çok 5 kankaturle aday
olunabılır.
Adaylann yapıtlanyla bırhkte adlannı ve so-
yadlannı arkasına yazacaklan ıkı fotoğrafla-
nnı, açık adreslennın de ver aldığı katılma
belgesmı ve yaşamoykulennı 5 Nısan 1997
Cumartesı akşamına İcadar "CumhuriyetGa-
zetesi, Yunus Nadi Ödûlleri, Cağaloğlu-34334
İstanbul" adresıne ıadeh taahhutlu olarak pos-
tayla gondermelen ya da elden teslım etme-
len gerekmektedır
KATILMA BELGESİ
ADIM, SOYADIM:
ADRESİM:
TELEFONUM:
KATILD1ĞIM DAL: