Katalog

19 SUBAT! 997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Baybaşın'ın iadesi Hollanda güvence istiyor• Hollarda, uyuşturucu madde kaçikçısı /e kara para aklama işinde rol oynaysn Hüseyin Baybaşın'ın iadesi karalığında Ankara'dan işkence yEpmayacağı güvencesi istedı. Hollanda'nın güvence istenıne fcenüz janıt verilmedi. LALE SAMİBRAHİMOĞLU ANKARA - Hollında, uyuşturucu kaçak- çısı alan ve Susurluk olayının ardından polis- le ilışkıleri günderne gelen Hüseyin Bayba- şın'ın iadesi içın Türkiye'den. "işkence yapd- nutacağT \olunda güvence istedı. Hollanda hükûmetı nezdinde geçen yıl aralık ayında BayDaşın'm iadesinı isteyen Türkiye'nın, gü- vence isterrune henüz bir yanıt \ermediğı bil- dirildı. Tûrkıye, adı, geçen ay Almanyada Frank- furt 17. Ceza Daıresi yargıcının Türk hükü- metı ve Dışışleri Bakanı TansuÇilkr"ın uyuş- turueu madde kaçakçılannı korudugu yolun- dakı savıyla da gündeme gelen Baybaşırûn, geçen yıl aralık ayında Hollandadan iadesıni istedi. Uyuşturucu madde kaçakçılığından tu- tuklu bulunduğu Hollanda da ıki ay önce ser- bestbırakılan Baybaşının, Hollanda makam- lanna 'İşkence yapartar\e öMürürter. Bu ne- denle Tûrkiye'ye dönmek istemiyonım" y o lunda ıfade verdiği belırtıldı. Bunun üzenne Hollanda makamlan. Baybaşın'ın ıadesinın Türiuye'nin güvence vermesi halınde gercek- leşebileceğıni Ankara'ya bildirdı. Hollanda. Baybaşın'ın işkence göreceğı yolundaki ifadelerine dayanarak Türkıyeden istediğı güvenceyi, Ankara'nın ımzalamış bu- lunduğu A\Tupa Konseyı İnsan Haklan Söz- leşmesi'mn işkencenın önlenmesıni öngören üçüncü maddesine dayandınyor. Türkiye'den henüz yanıt alamayan Hollanda hükümetının, Ankaradakı büyüikelçilıği aracılığıyla geçen hafta Dışişleri Bakanlığı'na yeniden bir yazı göndererekTürk hükümetinın yanıtını bekle- dikJerinı bildırdıği öğrenıldi. Dosyası kabank Hollanda'nın. alacağı güvence karşılığın- da iade edeceğini bildirdiğı 40 yaşındaki Bay - başın, terörörgütü PK.K ile bağlantılı uyuştu- rucu madde kaçakçıhğı ve kara para aklama işine kanşan ailenın bir üyesi. Almanya ln- terpolü'nün 1993 yılında yaptığı saptamaya göre Baybaşın aılesı; Türkiye. Almanya, Hol- landa, Italya ve lspanya arasında geniş çaplı bireroin kaçakçıhğı operasyonu gerçekleştir- di ve Avrupa'da büyük miktarda kara para ak- ladı. Jandarma istihbaratçı astsubay Hüseyin Oğuz: İşin ucu Ağar'a kadar gider 'Mumcu'yu çete öldürdiT• Yüksekova çetesini ortaya çıkardığını savunanjandarma astsubay Hüseyin Oğuz, Yüksekova Tabur Komutanı Mehmet Emin Yurdakul ile gazeteci Tuncay Özkan, dün TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'na ifade verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -TB- MM Susurluk Araştırma K.omısyonu. dünkütoplantısındabazı askerı yetkilıle- rin de adının kanştığı Yüksekova çetesı dosyasını açtı. Komısyonabılgi veren ve Yüksekova çetesini ortaya çıkanlmasın- da rol oynayan jandarma ıstihbaratçısı astsubay Hüseyin Oğuz'un. Yüksekova çetesiyle ılgilı bağlantılan anlatırken. *Bu işin sonu silsile devam ettirilirse Meh- met Agar'a kadar gider" dedığı bıldınl- dı. Oğuz. gazetemız yazan Lğur Mum- cuıle Orgeneral EşrefBitlis ın dev let için- de bulunan ve bir kolu da Yüksekova'ya uzanan çete tarafından öldürüdüğünü öne sürdü. Oğuz. Mumcu cınayetınde kulla- nılan bombaların "Şişko Tekin" olarak bılınen ve şu anda Malarya'da bulunan bir kişinın ev ınde saklandığını sav larken eski istihbaratçılardan UğurTönük'ün de cinayet konusunda bilgıli olduğunu ıleri sürdü. Komisyon dünkü toplantısında. Yük- sekova çetesınin ortaya çıkanlmasında önemlı rol aldığı belirtılen Oğuz. çetenin başı olmakla suçlanan eskı Yüksekova Tabur K.omutanı Mehmet Emin Yurdakul ile gazeteci Tuncay Özkan'ın bilgısine başvurdu. CHP Hakkâri Mılletvekıli Esat Ca- nan'ın amcası Abdullah Canan'ı kaçır- makla suçlanan Havar kod adlı PKK iti- rafçısı Kahraman Biigiçı 2 arkadaşı ile ılgilı sorguladığını belırten Oğuz, çetenin başında Mehmet Emin Yurdakul'un bu- lunduğunu söyledı. Kahraman Bilgiç'in Gazeteci Tuncay Özkan, TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'na ifade verdL Emniyet kanahyla komısyona ulaşan 6.5 sa> falık ifadesini de özetleyen Oğuz, bu ıfadede Abdullah Canan'ın Ankara'dan gelen 2 kişı tarafından. Mehmet Emin Yurdakul'un emriyleöldürdüğübilgisine yer venldiğıne dikkat çektı. Alınan bilgı- ye göre, Kahraman Bilgiç'in ifadesi özet- le şöyle: "Abdullah Canan'ı Ankara'dan gelen 2 kişi Mehmet Emin YurdakuTun emriy- le öidürdü. Bir sığınakta 13 kilo eroin, 4 tabanca yakalandı. Mehmet Emin Yurda- kul. silahlardan birini Vüksekova Beledi- ye Başkanı'nın eşine hediyeetti. Yükseko- va Belediye Başkanı da Yurdakul'a hcm- şerüik beratı verdi. 13 kilo eroinin 8 kilo- su Izmir'de Yurdakul'un akrabası olan bir astsubay tarahndan satüırken yaka- landi Bu kişi tutuklandL Abdullah Canan olay ı. uyuşturucu. silah kaçakçıhğı, fıdye, adam kaçırma olaylan ile ilgili emirleri VürdakuPdan alıyordum. Hakkâri Alay Komutanı Albay Hanıdı Poyraz, Suriye'ye çuvalla sılah gönderdi. Yüksekova Emniyet Müdürü Necati Gündüz de bu olayı biliyordu." Komısyona bılgı vermeye avukatı Ya- şar Altürk'le gelen Oğuz'a, basına açık- lama yapılmaması için bir emir imzala- tıldığı bildinldı. Avukat Altürk, "bir as- keri birün taranndan. İç Hizmet Kanunu gereği bu emrin imzalaüldığınT söyledi. Alınan bılgıye göre Oğuz. Yüksekova çetesini. aralarında Mehmet Ağar'ın da bulunduğu devlet içindekı yasadışı ör- gütlenmelerle bağlantılandırdı. Oğuz, ko- misyon üyelerinın fotografını gösterdiği Veşü kod adlı Mahmut \F ıldının"ı da teş- his etti. Yıldınm'ın MlT'le bağlantılı ol- duğunu kaydeden Oğuz'un komisyona özetle şu bilgileri verdiğı ögrenildi: Yeşil: Yeşil' ı organıze eden Tuğgeneral V'eK Kücük'tür (Eskı Kocaeli Bölge Ko- mutanı - Adını ilk olarak Emniyet tstih- barat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı vennişti). Yeşil, Bingöl'de MHP il başkanuğıyapti. AbdullahÇath ve 3 özel tımcı Yeşıl'i çok iyi bılır. Çünkü Yeşil. emırlen Çath'dan alıyordu. Bu işin silsı- Iesi devam ettinlirse Mehmet Ağar'a ka- dar uzanır. İbrahim Şahin. bu ışte küçük kalır. Cem Ersever olayı: Cem Ersever'i, Ali Balkan'ın(Eskı HaburGümrük Müdürü) oğlu öidürdü. Faili meçhuOer: Uğur Mumcu ve Eşref Bith's'ı devlet ıçindeki bu çete öidürdü. Bahüyar Aydın'ı PKK itirafçılan öldür- müş olabilır. Komisyona bilgı veren Yüksekova Çe- tesı iddialannın odağındakı ısım olan Mehmet Emin Yurdakul ise Oguz'un suç- lamalannı reddettı. Kendisini, "vatanse- >er.başarüı bir subay" olarak tanıtan Yur- dakul, PKK itirafçısı Bilgiç'in ifadeleri- nı de yalanladı. Yurdakul, Hakkâri'yi ve Yüksekova'yı çok sevdiğini belırtirken "Emekli olduğumda oraya yeıieşnıeyi dü- şünüyorum. Çünkü bana hemşerilik be- ratı \erdiler" dedı. Komisyon üyelerinin. "Belediye başkanının eşine silah hediye ettiğiniz için mT sorusu üzenne sinirle- nen Yurdakul, "Bana hakaret ediyorsu- nuz" karşılığını verdi. DGM Başsavcılığı'nın tutuklama karanna karşın hâlâ sokaklarda rahatça dolaşıyor Şahin'in yakalanması için özel talimat • Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden bir yetkili, Ankara'dan aynldığı saptanan Şahin'in büyük olasılıkla yeniden îstanbüTa gitmiş olabileceğini bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emniyet Genel Müdürlüğü. İstanbul Devlet Güvenlık Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı'nın tutuklama karanna karşın resmi korumalanyla Ankara sokaklannda dolaştığı saptanan eskı Özel Harekât Dairesi Başkanvekilı İbrahim Şahin'in yakalanması içın özel faks talimatı çıkardı. Ankara'da geçen hafta görülen tbrahım Şahın'in. yakalanacağını anlayınca Ankara'yı terk ettığı ılen sürüldü. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden bir yetkili. Şahin'in büyük olasılıkla yeniden tstanbul'a gitmiş olabileceğini söyledi. Aynı yetkili. Şahin "ı yakalamakJa görevlendinlen üç kışılik özel ekibin. Özel Harekâtçı olması nedeniyle daha önce talımata uyulmasında sorun çıkmış olabileceğini vurguladı. İbrahim Şahin'in, Özel Harekât Dairesi'nde görevlı iki polis tarafından korunduğu öğrenildı. Daha öncelen "polisliğe yakışmayan davranışlan" gerekçesiyle açığa alınan ıkı korumadan binnin tzmir Özel Harekât kadrosunda. diğerinin de İstanbul Özel Harekât kadrosunda görevli olduğubıldinldi. Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri, ifadeleri alınan iki korumanın, "Şahin'in nerede olduğunu bilmiyoruz ve onu korumu>oruz" dediklenni belırttiler. Ceytaş'm kânna ortak olmctk, dünyanm kabul ettiği bir kalitey^e ortak ormak demektir. Her türlü iplik gereksinimizi karşılayabilecek bir fabrika; Tekstil sektörünun varoiuşunda onemlı etkenlerden bırı de pamuktur. Ülkemızın pamuk bahçesı Çukurova'nın bir köşesıne kurulan Ceytaş Ceyhan Tekstil Sanayıı A.Ş. 1972 yılından bu yana, ıplık üretıminde öncü konumunda. Ceytaş makıne parkurunu sürekli yenileyerek ve gelıştirerek bugün yalnızca karde-nng ve open-end ıplığı değıl. penye ve fantezi ıplık de uretıyor. 1996 yılında. 1995 yılına göre %23 artarak 8,626 tona yükselen 20v 1 iplıkbazında uretım kapasıtesı. 1997 yılında tüm yıl faalıyet sonucu 10,940 tona çıkacaktır. Net satışları 1995'te %123 ve 1996;9 donemınde %152 oranında artış gosteren Ceytaş. urünlerını yurtdışındada ABD, Italya. Belçıka, Almanya. ingıltere. Fransa ve israıl gıbı ulkelere ıhraç etmektedır Ceytaş halka açılma zamanının geldigine inanıyor! 432 mılyar TL olan çıkanlmış sermayesını. 600 mılyarTL'na artrarak. 168 mılyarTL nomınal değerlı 168 mılyon adet hısse senedını Global Menkul Değerler A Ş aracılığıyla halka arz edıyor. Artan sermayenın %28'ını temsıl eden hısse senetlerı 20-21 Şubat 1997 tarıhlerınde 1.000 TL nomınal değerlı bir hısse içın 3.300 TL fıyatla satışa sunuluyor Sağlam ve doğru bir adım atın kalıtesını uretımın her aşamasında çağdaş standartlar düzeyıne ayarlamayı başarai r.eytaş'ın kânna sız de oiak olun • Bu tianla ılgilı stotuter Sermaye P'ya^ası Kurui^ tet'ijı utanrv^d tfc Şu Hürnyet ve Yern Yiızytl gazere/ennde yavtmlan^ıy.v r 1997 lanhınde 158 869 84 679 43 200 927 13 Fnarsal Göstergele' (Mılyon TLI Toplam Variık Donen Variıkiar Top.am Fına-ısal Borç Çıkaniniış Sema/e Orkaynaklar Net Satış Bruf Kâr Esas Faa lyeî Kârı Ne' Done-n Kân Bnj-KârMar Esas Faaııyet Kar Marjı Na; Kar Mar g Toplar Fınansal Borç Ozsernaye C 5 Toptarr Bo'Ç-Oz^a/nakar C 7 " Bagırrsız DenetimOen gecnıştır 1994' 2^6 064 146 308 58 485 43 200 183 678 1995' 838 338 341 947 69-88 43 20C 448 539 459-30 325 460 43 203 318 '07 1996.9- 2 301 968 652 757 598 363 43 200 855 690 247 999 405 903 903 620 30 159 99 42- 198 52' 12 746 36 306 169 460 118 663) 12 308 138 088 554 063 1398 141 157 872 195 425 14- 083 155236 134907 180571 24 5% 8 9% 3 0% 6 7% 03 05 18 8°.= 15 3% 30 8% 02 09 28 5% 25 5% 24 3"i 42 4% o- 04 14 0% 11 -% 12 9».. 21 1 % 0 7 1 7 "Ceytaş bir Park Holding Kuruluşudur." Basvuru Yerten Merfcez MavsVarCener Eü^JtttefeCad "00 102 80280 Ese^teoe İSTANBUL Tel : 212ı 2n 4900 Fa* C2'2 2114S01 AnOlya F».zı Çak-ısk Cadöas 1335 âota» to 1 KB • AfTAİYATel 0 2421 24=60 01 Faj <C 242> 2416^43 Anfcjrâ C'"a*Cad ric ' 4^.îJakıÖere ANKA^A'el |0312|4Ğ6"0-0 Fa) IO3"2ı468 36 98 Bursa MatACaa 1 » e n » ş Metkezı Hat 5 6 Ho 43 • SOIt BJB3J T(? ,0 224 223": 9 ' F u ,0 224ı Î23 07 95 Gazıantep Degıfmçen lnc-ıp<nar Ma' AK,rAar $ Ueftei' GAZ ^NTE 3 Tel 10342 220 =0 50 Fa< 0 342ı 231 0O39 '&! No 92 Kat 3 Anado. SıgoiaBras A)sarcal< EMIFITel 0 2321 445 "9 52 Fa> C 232) 445 "9S1 GLOBAL MENKIL DKĞtRl.ER \S. 0woll 9avram<efı Selçuk Cao No 25 20' 30 DENIZLI TBI lO 258) 241 28 22-29 Fax 0258 1 24' 28 33 Mefjm Isna rctı Suvan Aradolu SgMa Iş Hanı No 101 102 Ka 1 MERSINTei 03241 23-"6622 F» 0 3241 23'66 26 Adsna 2n#a Paşa SJ.a^ Mus-ata Pa*soy Aût No 45 AsnaKal 22 23 ADANATö 10 322ı 4S8 T 08 Pax 0 322ı 458 6 1 99 K»>rçW« « * « Butoau r"-SoK»»to 54.1Kxşnala.lZM«Tel sO 232 364 M 81 Fai ı0 232ı3S401 ^ Uanaj ınibat Bûnıu. M^taia tena Cac Anatartat» UaTı 2 Soka« No 2 UANISA1* (0^36) 237 44 60 Tarjus MıMI BûıMu. Kjzılımra Iteh 16S Sokak * 1& 'arsus ÇEL T» '0 324.613 64 86 Fai 10.324'62' 12 3ı HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI RP Rejimin Neresinde? Bursa'da bir kitap imza günündeydim... Etrafı- mı saran gençlerden birisi sormuştu: - Siz niçin imam-hatip okullanna karşısınız? Is- teyenin istediği okulda okuması demokrasinin ge- reği değil mi? Gülümsedim: - Elbette ki isteyen imam okuluna gidebilmeli- dir. Ama oraya gidince de, peşinen imamlık mes- leğini seçtiğini bilmelidir... Subay olmak isteyen askeri okula gider, imam olmak isteyen de imam- hatip okuluna... Kimseyi zorlayan yok! Ama imam okulu mezunu, savcı olursa; yasadı- şı, izinsiz Kuran kursuna göz yumabiliyor. imam okulu mezunu kaymakam olursa; laikliği savunan- lara düşman gibi bakabiliyor. tmam okulu mezu- nu doktor olursa; karşı cinsten hastaya bakmayı reddedebiliyor. O gencin istediği aslında "eğitim özgürlüğü" fa- lan değildi, din devletine giden yolun açık tutulma- sıydı... • • • Şimdi "özgürfüksavaşç/(an"(!)nınelinde birbaş- ka bayrak: - Türban özgürlüğü!.. Yani "başını örtme" özgürlüğü. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana, sokakta başörtülü dolaşanlara baskı mı yapıldı? Hayır!.. Öyleyse amaç ne? Örneğin derslere başörtülü öğ- retmenlerin girmesini ve öğrencılere -görünümü ile de- "şeriatçı" etki yapmasını sağlamak... Gecekondulardan, çahşkan dar gelirli aile kızla- n toplanıyor. Parasal destek sağlanıyor. Ve öğret- menlik mesleğıne yönlendirilıyor. Niçin? Gelecek kuşaklan "şeriat"a yönlendırmek, din devletinin altyapısını hazırlamak için!.. Amaç "tür- ban özgürlüğü" falan değil, başkalanna da zorla türban taktıracak bir düzen... • • • Iran'da "giysi özgürlüğü"mü var? Hayır!.. Tüm kadınlar kara çarşafa bürünmek zorunda... Iran'da "eğitim özgürlüğü" mü var? Hayır!.. Kız- lar ve erkekler ayn sınıflarda, ayrı kitaplarla, ayn öğ- retmenlerie ve "şenata uygun" bir eğitim görmek zorunda... Peki RP'nin Sincan Belediye Başkanı ne diyor: "- Bizim ömek aldığımız rejim Humeyni rejımı- dir..." Yani ne istiyor? "Taammüden" işlenen cinayetlerde, kadının ta- nıklığının bile kabul edilmediği bir rejimi... Zina ya- pan kanstnı öldüren kocanın ceza almadığı bir re- jimi... Kadınyargıçlann iştenatıldığı bir rejimi... Öz- gürlük falan tanımayan, katı, acımasız bir baskı re- jimini... Hatta daha da ileriye gidıyor. Bugünkü Iran rejı- mini bile, Humeyni'den sonra ılımlılaştığı için eleş- tiriyor. Peki RP ne yapıyor? O adamı partiden mi atı- yor? Hayıti.. Tersine, tutuklu Başkan Efendi'yi savu- nuyor. Aylığına zam yapıyor. Adalet Bakanı'nı yol- layıp cezaevinde ona destek veriyor... Yani RP, kafasındaki rejimin "Humeyni rejimi" olduğunu kabullenmiş oluyor! • • • Yasalara göre bir millet- vekilinin yapamayacağı şeyler var. Örneğin avukat da olsa; "devlet aleyhine işlenmiş suç "larda savun- ma görevini üstlenemez. Bir RP milletvekili, Sı- vas'ta 37 kişiyi "inançla- nndan dolayı" yakanların avukatlığına soyunuyor. Ya yasalan bilmıyor ya da aldınşetmiyor... O RP mil- letvekili, bugün hükümet- tedir ve yasalan uygulat- makla yükümlü bakanlı- ğtn başındadır. İlk iş olarak Sıvas dava- sının tutuklu sanıklarını zi- yaret etmiştir; son iş ola- rak da, "Humeyni rejimi" isteyen, Sincan'ın tutuklu belediye başkanınıL • • • "Inanç ve ibadet özgür- lüğü" cumhuriyetin başın- dan beri vardı. Şimdi Refah onu ıste- miyor. Aslında -dığer öz- gürlüklerle birlikte- onu da yok edecek olan, bir din- sel diktatörlük istiyor... Ya da -en iyimser yorumla- dinsel duyguların ticaretı- ni yaparak oy toplamak istiyor... Bugün yüzde 21 oyla, bir "azınlık diktası" oyunu var Türkiye'de. Oysa de- mokrasilerde yüzde 51 oyla bile istediğinizi yapa- mazsınız... Çünkü de- mokrasi demek, bir "ço- ğunluk diktası" demek de değildir! Hacda "intikam yemıni" ettiren RP'Iİ adam, bugün milletvekili... lOKasım'da Atatürk e ve cumhuriye- te karşı "intikam nutku" atan RP'Iİ adam, bugün Kayseri Belediye Başka- nı... "Humeyni rejımi"n\ Tûrkiye'ye getirmek iste- yen, Islamcı terör örgütle- rinin önderlerinin resimle- rini Atatürk'ünkünün yerı- ne koyan RP'li adam, bu- gün RP'nin özel desteği- nesahip... Farklı inançtan insanlan öldürmeyi "mu- bah" sayanların avukatı olan RP'li adam, bugün Adalet Bakanı... Refah tabanını temsil e- den "demokratik" bir par- tiye demokrasımizin ge- reksinmesi vardır. Ama demokrasıyi yıkma yolun- daki bir partiye, demok- rasımizin gereksinmesi yoktur!