Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 1997 ÇARŞAMBA
12 DİZİYAZI
Silahsız olmakya da silahlı olmak... Galiba bütün sorun
burada yatıyor! îçinde yaşanılan ortam güvenlikli, barışçıl,
demokrat bir ortam değilse, acaba o zaman silahlanmak,
halktan güç alamayınca silahlandırmak mı gerekiyor? Silah
buhındurmak, silah taşımak, silahlanmak, silahlandırmak...
Bıınlar ayrı ayrı amaçlardan, güdülerden kaynaklanıyor...
"Silah merakı"gibiyalın gerekçeleri aşan bir gerçek bu...
Yasalar kimi koşullarda kişilere silah hakkı tanıyor... Ama
ülkemizde bu herkesin silah alabilmesine olanak verecek
değin kapsamlı ve engin tutuluyor.. Olağan silah edinmenin
ötesinde konu silahlanma boyutundaysa işin içine girmek
gerekiyor. Hele iş silahlandırma boyutuna erişmişse, bu
durumda -silah hukukunun deyimiyle- sorun "vahamet"
derecesine varmış anlamına geliyor.
Silahlanmanın
Susurluk'u: Pompıhtiifekler;f
- 1
KÂ.Nİ EKŞİOĞLU
Yasalanmızda silah, taşıdığı niteliklere
göre iki ana düzenlemeye bağlı
tutulmuştur.
Bunlardan ılkı 6136 sayılı "AteşH
Silahlar ve Bıçaktaria Diğer Aletler
Hakkında kanun"dur. İkinci
düzenleme ıse 2521 sayılı "Avda ve
Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan
Tabancalan ve Av Bıçaklarmın Yapunı,
Alımı. Sadmı ve Bulundurulmasına
Dair kanun"dur.
Bunlardan 6136 sayılı yasaya bağlı
olan silahlar. "bulundurma" ya da
"taşıma" mhsatlanna: 2521 sayılı
vasaya bağlı olanlarda "av
tezkeresi"ne tabidirler.
Bunlann üzennde dunnadan önce
gcncl olarak silahın tanımını verelim:
"l zaktan va da yakından canlılan
öldürebilen, yaralayan, etkisiz bırakan,
canlı organizmalan hasta edcn,
cansızlan parçalayan ya da yok eden
araç ve aletlerin tümü."
Görüldüğü gıbi silah canlılar için,
insanlar ıçin "tehlikefi" ve öldürme
amaçlı araçtır. Böylesine tehlikeli ve
vapısı. doğası gereğı savunmadan çok
saldın amacına vönelık bu ale'lere
karşı ınsanlann eğilımı neden bu denli
donıklardadır? Bu sorunun tek yanıh
-yukanda da değinildiği gibi- içinde
yaşanılan tehlikeli ve risklı ortamdır.
Yoksa yalnızca bir "merak" değil!
Yine genel olarak silahlar ateşli,
ateşsiz. av ve spor silahlan olarak
gruplandınlmaktadır. Ateşli yada
ateşsiz ama 6136 yasa kapsamındaki
silahlar ıçin bulundurma ya da taşıma
ruhsatına gerek bulunmaktadır.
(Burada hemen belırtelim ki ülke
içinde kama. hançer, saldırma, şişli
baston, sustalı çakı. pala. kılıç,
kasatura, süngü, sıvri uçlu ve oluklu
bıçaklar, topuz, topuzlu kamçı. boğma
teli veya zınciri. muşta ile salt saldın
ve savunmada kullanılmak iizere özel
niteliktekı aletlenn yapımı yasaktır.
Ancak bir sanat ya da mesleğin icrası
için kullanılması zonınlu bulunanlann
yapımına Içişleri Bakanlığı'nca ızın
verilir.)
6136 sayılı yasada yer almamakla
birlıkte öldürme ya da yaralamada,
yani suçta kullanılan kimı aletler de
Yargıtay içtıhatlannda silah olarak
nitelenmektedır. Örneğin masat, kınk
şı$e, demir çekiç, levye, ateş küreği,
orak. tırmık vb.
2521 sayılı yasaya bağlı olan silahlar
için 6136 sayılı yasa anlamında ruhsata
gerek yoktur Bunlann bulundurulması
ve kullanılması ıçin yalnızca "av
tezkeresi" yeterlidır. Bu konularda
aşağıda aynntılı bilgi verilecektir.
12 Eylül darbe döneminde
silahın öyküsü
Anımsanacağı gibı 12 Eylül dönemi
öncesınde yoğun bir silahlanma süreci
yaşandı. Anarşi ve güvensizlik
ortamında silah kaçakçılığı da altın
çağını yaşıyordu. Hemen herkesin
elınde. e\inde silahın bın türlüsü
dolanıvordu. Son derece sakıncalı ve
\ahim nitelik arzeden bu silahlar
bılındiği gibi çoğu suçta kullanılıyor.
aydınlar öldürülüyor ve bu öldürme
olaylan da her nedense "faili meçhulT<
cinayet olarak kalıyordu. Kargaşanın
kızışmasında, kızıştınlmasında silah
kaçakçılannın rolü inanılmaz
boyuttavdı ve bu silah kaçakçılan bir
yandan solculara. öte vandan da
sağcılara silah satarak büyük vurgun
vurmaktaydılar. Uğur Mumcu'nun bu
alanda \erdiği savaşım ve olayın
tanısındaki isabetliliği günümüze bile
ışık tutma>ı sürdürüyor.
12 Eylül darbecileri, bu olguyu da
bahane ederek halkın elinde
yoğunlaşan silahlan toplamak için
hemen bir vasa çıkardılar. Darbeden on
üç aün sonra 25.9.1980 günü kabul
edıFen 2305 sayılı "6136 Sayüı Ateşli
Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler
Hakkında Kanun ile Tiirk Ceza
Kanunu'nun 264. Maddesinde Yer
Alan Ateşli Silahlar, Patlayıcı Maddeler,
Bıçaklar ve Benzeri Aletlerin Teslimi
Hakkında Kanun" aslında ve aynı
zamanda bir "af yasası" nıtelığındeydi.
Darbeciler halkın elindeki silahlann bu
yasanın yürürlüğünden itibaren 15 gün
içinde mülki ve askeri makamlara
teslim edilmesini istiyorlardı. Bu
silahlann kendiliğinden teslim
edilmesi durumunda haklannda
herhangi bir "takibat" yapılmayacaktı.
Halkın elinden alınmak istenen
silahlann ruhsatlı ya da ruhsarsız
olması gerekmiyordu. Alabildiğine
silahlanmış bulunan halk bu yasa
nedeniyle rahatsızdı. Güvenlik ortamı
yaratılmadan onlar nasıl
silahsızlanacaktı? Üstelik bunlann
içinde ruhsatlı silah sahibi olanlar?
Görünürde bu silahlar yasaldı ve
yığınla da bedeli ödenmişti.. Teslim
cdılen silahlann akıbeti ne olacaktı?
Bbiu:ı bu isîıfhamlara karşın halkın
onji'.ı.ı bolunıu elindeki Mİahları kuzu
ku/u üösterılen makamlara teslim
ettilı-i
Ne v.ır kı bıırtda kurnazlık edenler de
Yasada yivsiz av tüfekleri, "avda ve atıcılık sporunda kullanılan ye namlulannda yiv-set bulunmayan
tüfekler"şeklinde tanımlanmaktadır. Bunun gibi spor ve nişan tüfek ve tabancalan ise "hava ve gaz
basıncıyla çalışan ateşsiz, namluları yivli ya da yivsiz olan, uluslararası standartlara uyan tüfek ve ta-
bancalar" olarak tanımlanmaktadır
oldu. Elindeki silahın iyisini sajclayıp
hatta toprağa gömüp işe yaramayanını.
kullanmaya salih olmayanını anılan
makamlara teslim ederek sıynlmak
istedi. Ancak verilen süre sona
ermesine karşın tatminkâr bir sonuç
alınamamıştı. Evet, silahlann "has"
olanlan sahiplerinın elinde kalmıştı.
Fazla vakit geçirilmeden, 14.1.1982
tanhinde 2583 sayılı yasa ile 2305
sayılı yasada bir değişiklik yapıldı. Bu
değişiklık. silahlann teslimi ile ilgili
yeni bir "af yasası" nıteliğındeydi.
Bununla da halkın elindeki silahlan
teslim etmeleri istenmişti. Halkın
kendiliğinden ya da çağn ya da uyan
üzerine silah teslim edenlennin akıbetı
hâlâ karanlıktı. Acaba kendilerine bir
oyun mu oynanıyordu? Yasada
açıklanmış olmasına karşın silah
olduğu artık pek de "meçhul"
sayılmazdı. Işte bu korku "teslim
pazanna" büyük bir canlılık getirdi.
Evet iş artık tamamdı. Peki bu teslim
sonucunda toplanan silahlann akıbeti
ne olacaktı? Şimdi sıra bu sorunun
yanıtına gelmişti. Özellikle silahı vasal
olanın kaygısıydı bu. Onlann
"mülkiyet haklan" elbette ki saklı
tutulacaktı! Ama olmadı. "Mülki
makamlara teslim edilmiş bulunan her
türlü silah ve patlayıcı maddelerlediğer
aletler sahiplerinin ruhsatlan olup
olmadığına bakılmaksızın devlet malı
sayılarak 6136 sayılı kanunun 10.
maddesi uyannca-." işlem yapılmak
üzere "iç"edilmışti! Oysa 6136 sayılı
yasanın 10. maddesine göre
mahkemelerce zorahmına karar verilen
ya da güvenlik kuvvetlerince ele
da psıkolojik ve nörolojik
hastalıklardan rahatsız: taksirlı suçlar
dışında bir yıldan fazla özgürlüğü
bağlayıcı cezaya mahkûm olmamak.
uyuşturucu suçu işlememiş olmak.. vb.
gibi olağan koşullar aranmaktadır.
Tasıma ruhsatının
öteki Kosulları
Silah taşıma ruhsatı alabilmek ıçin
bulundurma ruhsatı için aranan
koşullardan ayn olarak kimi özel
koşullar daha aranmaktadır. Taşıma
ruhsatı, yasamızda "ateşli silah
taşunalanna izin verilen kişiler adına
düzenlenen belge" olarak
tanımlanmıştır. Kişıye ve göreve bağlı
bu özel koşullar oldukça geniş ve
yaygın tutulmuştur. Öyle ki hepsıni
• Silah canlılar için, insanlar için "tehlikeli" ve öldürme amaçlı
araçtır. Böylesine tehlikeli ve yapısı, doğası gereği savunmadan çok
saldın amacına yönelik bu aletlere karşı insanların eğilimi neden bu
denli doruktadır? Bu sorunun tek yanıtı -yukarıda da değinildiği
gibi- içinde yaşanılan tehlikeli ve riskli ortamdır.
sahipleri hakkında 6136"ya
muhalefetten kovuşturma açılmayacağı
ne malumdu! Kim kime ve niçin
güvenecekti?
Silah akışmda yine durgunluk vardı!
Işler kesat gidiyordu. Verim kötü ve
düşüktü! Ruhsatlı silah sahipleri daha
da kaygılıydı. Bedelini ödeyerek satın
aldıklan bu silanlann teslimle birlıkte
ya da bir süre sonra bedelleri ödenecek
mıydi, ödenmeyecek miydi?
Bu karşılıklı oyalama ve güvensizlik
epeyce sürdü. Sözde seçim sonrasında
işbaşına gelenler de bu "af yasası
alışkanlığııu" sürdürdüler. 25 Aralık
1985 tarihinde 3250 sayılı Yasa ile aynı
nitelik ve içerikte yeni bir "af" daha
gündeme getirdiler. Bu kez silahlann
teslimi için 60 günlük süre verdiler. Bu
süre içinde silahlannı teslim edenler
hakkında yine kavuşturma
açılmayacaktı. Önemli olan silahlann
teslim edılmesiydi. Edilmeliydi ki silah
tüccarlan ile silah kaçakçılan boş
durmasınlardı. Çünkü halk nasıl olsa
yeniden silahlanacak, pazar kızışacak.
işleraçılacaktı!
Silahını teslim eden etti... Çünkü çoğu
o dönemde çok rağbet gören ıhbar
furyasına kapılmıştı. Kendisı silahını
teslim etmışse. etmeyenı de ihbar
edıyordu. Böylece kımin elinde silah
geçirilen silahlar Milli Savunma
Bakanlığı emrine veriliyordu. Yani
suçta kullanılan ve ruhsatsız olan
silahlar... Ruhsatlılar için böyle bir
yasal düzenleme yoktu!
Ama önemli olan silah pazannın
yeniden alevlendirilmesiydi. Silahın
bedeli ödenirse ne işe yarayacaktı silah
pazarlan? Ruhsat sahibi olan gidip
yeni fiyatla kendisıne silah alsındı.
Nasıl olsa alışmış kudurmuştan
beterdi!
Işte 12 Eylül darbe dönemindeki
silahın öyküsü böyle gelişti.
Silahın ruhsatı
Silah hukukunda önemli bir yeri
bulunan "silah ruhsatı", a)
bulundurma. b) taşıma olmak üzere ikı
grupta toplanır. Bunlardan
"bulundurma ruhsati" almak oldukça
kolay olup geneli kapsar niteliktedir.
Başka bir anlatımla hemen her yurttaş
silah bulundurma ruhsatı, dolayısıyla
silah alabilir. Şu kadar ki bu ruhsatı
alabilmek için 2 i yaşını bitirmiş: kamu
hizmetlerinden yasaklanmamış olmak;
yaygın şıddet eylemlerine katılma ya
da Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Yasası'na ya da 6136 sayılı yasaya
muhalefetten mahkûm; akıl hastası ya
buraya sıralamak oldukça geniş bir
yere gereksinim gösterir. Bu konuda
genel bir bilgi edinebilmek için
birkaçına değinmekle yetinelim:
Cumhurbaşkanı, başbakan ve yasama
organı üyeleri; vali ve kaymakamlar;
emniyet mensuplan, çarşı ve mahalle
bekçileri, muhtarlar, kaptanlar,
PTT'nin kimi mensuplan, TRT'nin
kimi mensuplan, bankacılar, cezaevi
müdürleri, adliye binalannın
korunması ile ilgili olanlar. infaz
koruma memurlan, hizmet aracı
şoförleri.. icra müdürleri ve
yardımcılan, veznedarlar, tahsildarlar.
müsteşar. özel kalem müdürleri.
müfettişler, denetim elemanlan, KİT
yöneticileri, karayollan müdürleri,
yardımcılan, şefleri.. vb. Görüldüğü
gibi "ruhsatiı" silah taşıyanlann
kamudaki yeri oldukça geniş
tutulmuştur. Taşıma ruhsatı alabilecek
diğer meslek mensuplannın da kimileri
kısaca şöyledir: Belediye başkanlan, il
genel meclisi üyeleri, san basın kartı
sahibi gazeteciler, sarraf ve
kuyumcular, ticaret, sanayi ve ziraat
odalan ile ticaret borsalannda göre\ li
meclis üyeleri, bankacılar, pilotlar,
sermaye şirketlerinin yöneticileri,
toprak sahipleri. sürü sahipleri,
müteahhitler, akaryakıt istasyonu
sahipleri, sigortalı (en az 50) işçi
çalıştıran işyen sahipleri, bekçi,
veznedar ve mutemetler, atış
poligonlannın korunmasıyla ilgili
görevliler, eski eser koruyuculan,
ancılar, emeklı mülki idare memurlan,
emekli silahlı kuvvetler ve emniyet
mensuplan, döviz bürosu yöneticileri.
barolara kayıtlı avukatlar. noterler,
esnaf odalan yöneticileri.. gibi.
Görüldüğü gibi liste uzadıkça uzuyor...
O nedenle silah ruhsatı alabilecek
olanlar yerine, alamayacak olanlan
saymak daha kolay.
Can güvenliği
Buraya kadar silah ruhsatı alabilecek
olan çeşitli meslek mensuplanndan söz
edildi. Silah taşıma nıhsatlannın asıl
can alıcı olanı ise 'can güvenliği'
nedeniyle verilen taşıma ruhsatlandır.
Yasaya göre bu gruba girenler.
'hayatlan harici ve ciddi tehlikeye
maruz bulunan' kımselerdir.
Bunlara aynca Bazı Suç Failleri
Hakkında Uygulanacak Hükümlere
Dair Kanun ile yürürlükten kaldınlmış
bulunan 3216 sayılı Yasa uyannca
teslim olan ya da 'güvenh'k
kuvvetlerine yardımcı olduklan için'
hayatlan koruma altına alınan
kimselere de silah taşıma ruhsatı
verilmektedir.
Gerek can güvenliği ve gerek yukanda
anılan yasalarla yaşamlan koruma
altına alınanlara silah taşıma ruhsatı
bizzat İçişlen Bakanı tarafından
verilmektedir.
Türkiye'de 'can güvenliği' gerekçesiyle
dağıtılan silah taşıma ruhsatlannın
sayısı yüzbinlercedir. Bakan'ın önünde
sürekli olarak 50 bin dolayında ruhsat
dosyası imza için beklemektedir!
Doğrusu bir ülkede bu kadar çok can
güvenliğinden yoksun insanın
bulunabileceği oldukça
düşündürücüdür. Bunlar gerçekten can
güvenliğinden yoksun insanlar mıdır
yoksa caıt güvenliği kolay ruhsat
alabilmenin birbahanesi midir? Bize
göre bu gerekçe oldukça şaibeli ve
araştırmaya değer bir olgudur.
Bugün can güvenliği nedeniyle verilen
ruhsat dosyalannın yeniden
incelenmesinde yarar, hatta zorunluluk
vardır. O zaman bu gerekcenin bahane
olup olmadığı da kendiliğinden ortaya
çıkanlmış olacaktır...
Av ve spor sjlahları ile
ilgili yasal düzenlemeler
Avda ve sporda kullanılan silahlar.
11.9.1981 gün ve 2521 sayılı Yasa'ya
bağlı rutulmuşlardır.
Bu yasanın kapsamına yivsiz av
tüfekleri ile spor ve nişan tüfek ve
tabancalan girer.
Bu yasadan ayn olarak bir de 5.5.1937
kabul gün ve 3167 sayılı Kara Avcılığı
yasası bulunmaktadır. Bu yasa
avcılıkla ilgili düzenlemelen
içermektedir ve avcılık izninin 'av
tezkeresi' ile alınacağını hükme
bağlamaktadır. Buna göre av
tezkereien illerde valiler. ilçelerde
kaymakamlıklar tarafından
verilmektedir. Yasaya göre "Kanunen
silah taşımak salahiyetini haiz
olmayanlara avcılık tezkeresi verilmez."
Oysa bunun uygulamada geçerli
olduğunu söylemek olanaksızdır.
Yukanda. kimlenn silah taşıma
yetkisini haiz olduklan belirtılmışti.
Uygulamada silah taşıma ruhsatı değil
de silah bulundurma ruhsatı alabilecek
olanlara av tezkeresi verilmektedir.
Başka bir anlatımla, av tezkeresi
alabilmek için sıkılaştınlmış hiçbir
koşul söz konusu değıldir.
Dileyen a\ tezkeresini kolaylıkla
edinebilir.
Yasada yivsiz av tüfekleri, "avda ve
adcılık sporunda kullanılan ve
namlulannda yiv-set bulunmayan
tüfekler" şeklinde tanımlanmaktadır
Bunun gibi spor ve nişan tüfek ve
tabancalan ise "hava ve gaz basıncıyla
çalışan ateşsiz, namlulan yivli ya da
yivsiz olan. uluslararası standartlara
uyan tüfek ve tabancalar" olarak
tanımlanmaktadır.
Bu tanımlara göre özellikle avda ve
sporda kullanılan silahlar 6136 sayılı
Yasa'da düzenlenen ateşli silahlardan
farklı silahlar olup bunlar için taşıma
ruhsatı gerekmemekte, yalnızca av
tezkeresine bağlı bulunmaktadırlar.
Bu silahlan avcılık dışındaki amaçlarla
almak, taşımak ve bulundurmak da
mümkündür. Bu durumda bu kimseler
oturduklan mahallin en büyük mülkiye
amirinden "yivsiz tüfek sahipliği
belgesi" almak zorundadırlar..
Yivli spor tüfek ve tabancası olarak
kayıtlı bulunan bütün silahlara
bulundurma ruhsatı verilir. Bu
silahlann taşınması söz konusu
değildir. Ancak ruhsat sahibi bu
silahlan atış poligonlannda ya da atış
yanşma ve antrenmanlannda, ancak
ruhsatı ile birlıkte geçerli amatör
sporcu lisansı beraberinde olmak
koşuluyla kullanabilır.
Sürecek
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
İkinci Gaf...
Kimi adamlar sakar olur, bardağı alayım derken
sürahiyi düşürür. Böyleleri için Incili Çavuş'un bir
öyküsü vardır.
Padişah çağırtır Incili'yi:
"Öyle bir suç işle ki özrün suçundan büyük ol-
sun" der. Incili de,
Başlar düşünmeye: "Özrün suçundan büyük o/-
sun." Bulur.
Sarayın merdivenlerinden üçü çıkıyorlar; padi-
şah, sultan hanım, Incili Çavuş. Incili hamle eder,
padişaha bir parmak atar.
"Höt..." der padişah. Kim attı diye bakınırken In-
cili Çavuş'un parmağını görür.
"Ne yapıyorsun ?"
Incili:
"Sultan hanım sandım."
"Ne?"
"özründen büyük bir suç işle demediniz mi?"
"Dedim."
"Işte ben o suçu işliyorum."
Padişah Incili Çavuş'u bağışlar. :
•
Istanbul Milletvekili Süleyman Arrf Emre, partı-
nin oturaklılarındandır. Adalet Bakanı Şevket Ka-
zan'ın "Sürekli Aydınlık Için Bir Dakika Karanlık"
sloganına katılanlara "Mumsöndü oynuyoriar" de-
mesi için "Bakan espri yapıyor" diyesi imiş.
Bu da ikinci gaf!..
Refahlılar, "mumsöndü" dedikçe gaf üstüne gaf
yapıyorlar. Emre, "mumsöndü" değil, "espri" di-
yor. Işte basın toplantısında söyledikleri:
"Şevket Bey, arada sırada espn yapar. Şimdi de
bir espri yapmıştır. Istenmeyen adam ilan edildi. Bir
espri daha yaptı. Ben hükümet yetkililerinin yerin-
de olsam hemen talimat veririm ve eylemin süre-
siniuzatınm. Bir dakika yetmez. Hiç olmazsayanm
saate çıkarsınlar."
Erbakan ve Kazan "Bir Dakika Karanlık"a karşı
çıkıyorlar, Necati Çelik arka çıkıyor. Onlar da esp-
ri demeye getiriyortar.
•
"Sürekli Aydınlık Için Bir Dakika Karanlık!"
Bizim mahallede ilk gece pek cafcaflı olmadı, a-
ma ikinci gece mahalle coştukça coştu. Mum ışık-
lanna fener ışıklan karıştı. Seslere sesler ulandı, da-
vul zurna, tencere tava sesleri birbirini besledi.'
Bizde halk, siyaset yaparken sokağa çıkmaya
alışkın değildir. Daha çok içine dönüktür. Dilimize
girmiş olan ingilizce meetıng sözcüğü kalabalık de-
mektir. Sözcük öylesi içımize işlemiş kı kendimizin
sanmışız.
Türlü gürültü patırtılardan geçmiş olan DİSK (Dev-
rimci İşçi Sendikalan Konfederasyonu) 30. yılını de-
virmiş. Faşist 12 Eylül cenderesinden geçmiş, bu-
günlere erişmiştir. Çok kişi 30. yılı kutlarken bir tür
günah çıkarmıştır.
Aklın başa devşirilmesi zamanıdır.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5SOLB\N SAĞA:
1/ Irmakta yüzen
buz parçası. 2/ Me-
tin Toker tarafın-
dan yayımlanmış
haftalık haber der- 3
gısi... Kuran'dabir
sure. 3/ Evcil bir
geyık...Unelerken
dökülmemesı ıçin
yere senlen örtü. 4/
Gıysılenn üstüne
gıyilen, önü açık
bir tür üstlük. 5/ 8
Asya'da bir ülke... g
Gemılerde küçük
yaşta tayfa yamağı. 6/ Bir
içkı... Boru sesi... Toprağın
nemi. II Bernardo Berto-
tucd'mnbirfilmi...Birno- '
ta... Sınır nişanı. 8/ E^ek- 3
kuiağı da denılen ve ecza- 4
cılıkta kullanılan bir bitkı.
9/Hazırlanançayınrenkve
koku bakımından istenilen "
durumu... Teşhis.
YUK-VRIDAN AŞAĞIYA:
1/ Taş işlemede kullanı-
lan, geniş ağızlı bir tür ka-
lem. 2/ Dâhı... Suudı Arabıstan'ın başkenti. 3/ "Bu — bu
kırgın, bu can pazan ' Macera degil" (Ahmed Arif)... Bir
nota. 4/ Bir görevin yürütülebilmesi için merkez olarak se-
çılen yer... Yön göstermek için bellı yerlere konulan
ışaret... İskambıldebirkâğıt. 5/Vilayet... Jokeylerin gıdi-
ğı kenarsız başlık. 6/ Pınnç saplannın örülmesıyle yapı-
lan ve judo, karate gibi sporlarda yer minderi olarak kul-
lanılan kalın halı... Satrançtabırtaş.7/Üreninkandabırik-
mesi sonucu ortaya çıkan hastalık... Başkırdıstan Özerk
Cumhuriyeti'nın başkenti. 8/ Aksaray'ın bir ilçesı. 9/Gös-
terış, fıyaka... görünüşe göre olacağı sanılan.
ILAN
T.C.
ANTALYA1. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1990H 404-1996 158
Davacı Hayriye Ay vs vekilı tarafından davalılar, Halil
Özdmır vs aleyhlenne açılan izaleyi şüyu davasının ya-
pılmakta olan duruşması sonunda;
Davalılar; Hasan Ö/^iğit. Hak Oto Ticaret ve Sanayi
AŞ, lsmaıl Erdoğan. Durmuş Çelikbaş, Asuman Akkaya,
Bekır Dal, Hatice Yolen, Süleyman Solak'ın adresleri
bellı olmadığından karar özetinın ilanen tebliğine karar
verilmiş olmakla:
Buna göre Antalya Merkez Kışla Mah. 3313 ada, 1 par-
selde kayıtlı bulunan taşınmazın hıssedarlan arasında tak-
simı mümkün olmadığından satışı suretıyle şüyuunun gı-
derilmesıne karar verildiğı ve davalılar Hasan Özyığit,
Hak Oto Ticaret ve Sanayi AŞ, lsmaıl Erdoğan, Durmuş
Çelikbaş, Asuman Akkaya, Bekir Dal, Hatice Yolen, Sü-
leyman Solak'a karann ilanen teblıg edilmesine, davalı-
lar tarafından kanunı süresı içerisinde temyiz edilmedığı
takdırde karann kesınleşeceği ve adı geçenlere karar öze-
tinın teblığı ilanen tebliğ olunur. 24. 1.1997
Basın: 5570
ILAN T.C.
GAZİPAŞA İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
1996'227
Alacaklısı Mehmet Tevfik Yetkin vekıli Av. Ömer Türk-
er tarafından 61.866.000- TL bedelle hakkında kambiyo
senetlenne mahsus takip yolu ile Gazıpaşa İcra Müdür-
lüğü'nün 1996/227 esas sayılı dosyasından takibe geçilen
Gazipaşa Atatürk Cad. ikamet eden Oğuz Baş'a 163 örnek
ödeme emn ve sureti gönderilmiş olup, tebligat adres terk
edıldiğınden ıade edilmiş, yapılan zabıta araştırmasında da
adres tespit edilememış olması nedenı ile teblığın ilanen
yapılmasına karar verilmiş olmakla. ödeme emn ilanen
tebliğ olunur. 28.1. 1997
Basın: 5535