Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 ŞUBAT 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET
KÜLTÜR
SAYFA
15
ALLECRO EVtN tLYASOĞLU
Alkışlarıırıız genç yeteneldereİDSO geçen hafta sonunu genç yete-
neklere ayırmıştı. Cuma gecesi ve cu-
martesi sabahı ayn solistleryeralıyordu.
Ancak cumartesi sabahki konsere gide-
bildiğim için Merve Kenet, Başak Ersöz,
Tolga Akkaya, Ervan Baran, Canan Ko-
caay ve niceidir kendisini profesyonel bir
yetenek olarak dinlemeye alıştığımız Öz-
can Ulucan'ı kaçırdım. Diğer gençleri
dınledıkten sonra kemancı Atflla Alde-
mir ile konuşma firsatı buldum ve anlat-
öklan son derece düşündürûcü göründü!
Genç solistlerin her biri birbirinden pı-
nl pınl. Çoğu oıkestra ile ilk kez buluş-
manın heyecanı içinde idi.
Vmddi'nin dört keman için konçerto-
sunu çalan İstanbul Üniversitesi Devlet
Konservatuvan'ndan Varsawsky'nin öğ-
rcncileri. Sevil Liucan (1981), LeventGü-
ner (1982). Nilgün Yûksel (1980) ve Yd-
dızAsyah(1983) başlangıçtaki telaşlan-
nı yenerek yapıtın ilerleyen dakikalann-*
da daha uyumlu ve güzel bir ton tuttur-
mayı başardılar. CarlMaria von WWıer'in
fagot konçertosunu seslendiren Ömür
Kazıl (1979), orkestramıza uzun yıllar-
dıremek veren bir üyenin, fagotçu Rafet
Kazri'ın oglu. Mimar Sinan Üniversite-
si'nde MA. Boğaç ile eğitimini sürdüren
genç sanatçı biraz daha nüanslara ve yo-
rum özellikJerine duyarlı olursa başanlı
bir fagotçu olarak sanat dünyasına katı-
lacak.
Klarnetçi Seten GüDü (1975) Bilkent
Üniversitesi'nde yüksek lisans öğrenci-
si ve aynı zamanda Bilkent Senfoni Or-
kestrası'nınbirüyesi. Carl Maria von We-
ber'in ûnlü klarnet konçertosundaki gü-
zel tonu, orkestrayla deneyimli uyumu
yanı sıra son bölümde giderek tempoyu
hızlandırması istanbul sahnesinde çal-
manın tatlı telaşıydı.
Pipnist Aygûl Günahay (1973) İstan-
bul Üniversitesi Devlet Konservaruva-
n'nda Meral Vapalı'nın danışmanlığında
L
yüksek lisans yapıyor. Şostakoviç'in ikin-
ci piyano konçertosunda yeteneğini ve
zarif üslubunu sergileyen sanatçı gide-
rek çalgısıyla daha derinden bütünleşe-
cek.
Brahms*ın keman konçertosunu seslen-
diren AtülaAldemir( 1975), Mimar Sinan
Üniversitesi Devlet Konservatuvan'nda
ÇiğdemYonatileçalışmış. Halen Alman-
ya'da Detmold Müzik Akademisi'nde ün-
lü eğihmci Lukas David'in yüksek lisans
öğrencısi. Önümüzdeki yil solistlik sına-
vinı verecek. Duyarlı Brahms anlayışi.
temiz tonlaması ile yannlara umut vaat
ediyor. Elındekı kemanınyetersizlığinede-
ğindığimde. hocası Lukas Davıd'in ke-
manlanndan biri olduğunu söyledi. Ha-
len Nejat Eczacıbaşı'nın katkı bursu ile
okuyor. Aynı burstan yararlanan bırbaş-
ka genç yeteneğimiz daha var Avrupa'da:
Selim AykaL O da Bamberg Senfoni Or-
kestrasrrun birincı fagotçuluğuna yüksel-
miş, son derece başanlı bir sanatçımız.
Gençlerimıze burs veren kuruluşlar on-
lan ızleyip sonraki gereksinimlerini ya da
başanlannı da kayda alıyor mu acaba? Ör-
neğin şimdi aynı vakıf Âtilla'yabırde ke-
man armağan etse. onun başan merdi-
DSO'nun geçen hafta
sonunda genç yeteneklere
aynlan konserinde Atilla
Aldemir (1975), Brahms'ın
keman konçertosunu
seslendirdirdi. Mimar Sinan
Üniversitesi Devlet
Konservatuvan'nda Çiğdem
Yonat ile çalışan Aldemir, halen
Almanya'da Detmold Müzik
Akademisi'nde ünlü eğitimci
Lukas David'in yüksek lisans
öğrencisi. Önümuzdeki yıl
solistlik smavını verecek.
Duyarlı Brahms anlayışı, temiz
tonlaması ile yannlara umut
vaat ediyor. Elindeki kemanın
yetersizliğine değindiğimde,
hocası Lukas David'in
kemanlanndan biri olduğunu
söyledi. Halen Nejat
Eczacıbaşı'nın katkı bursu ile
okuyor.
venlerini tırmanması ne denli hızlanır
kimbilir! Dış ülkelere gitmesi çok gerek-
li yeni mezunlanmızın. Doğaldır ki bin-
bir zorlukla gerçekleşiyor bu serüven.
Önce hoca bulmak, kendini o hocanın
bulunduğu okula kabul etrirmek, ardm-
dan parasal destek. ardmdan yanşmala-
ra olanak bulmak ve kendini duyurmak,
tanıtmak kaygısı.. Sonra konser olanak-
lan aramak. Mutlakabiremprezaryonuz
olmalı Size çeşitli düzeylerde konserler
sağlayacak ve konserden kazanacağmız
gelirin yüzde altmışı onun olacak! Yine
de Türkiye'nin böylesi bir örgütü olma-
dığından özel çabalarla ve nice ödün ve-
rerek bir tanıtımcı edineceksiniz.
Türkiye'nin devlet olarak sanatçılan-
na ilgisizliği uzun yıllardır söz konusu ol-
makta. Yurtdışındaki dışişleri mensupla-
nnın acaba kaçta kaçı görevli olduğu
kentte verilen konserleri izler. sanatçısı-
na sahip çıkar? Ömegin Atilla Aldemir'in
katıldığı Valencia festivalindeki dört gün-
lük konser serisinin hiçbirini o kentteki
kültür atasemız gelip dinlememiş. Öte
yanda Koreliler, Japonlar ve tüm Uzak-
dogululann gördükleri maddi ve manevi
devlet desteği kıskanılmayacak gibi de-
ğil. Bizimkiler ise kendi özel çabalan ile
bir yerlere gelmekteler. Bir de yurda dö-
nünce ne olacak? Solistlik çalışmalannı
sürdürebilmek için bir devlet desteği pe-
şinde koşuyor herkes. Eger ailesinde Gü-
zel Sanatlar Müdürlüğü'nü etkileyebile-
cek hatırlı bir kişi varsa orası başka. Oy-
sa ana-babalar alçakgönüllü düzenleri
içinde bu serüvene soyundularsa onlann,
evini filan satıp çocuğuna olanaklar
aramaktan başka uman yok. Ne Güzel
Sanatlar'ın kadrosu herkesi solist yap-
maya elverişli ne de orkestralanmızın
kısıtlı programı onlara her yıl konser ver-
meyeyeterli!
Orkestramıza başvuran genç solist sayısı
25 dolaylanndaymış bu yıl. İDSO, bun-
lardan on dördüne olanak tanıyıp iki kon-
sere bölüştürmüş. RamizMeBiAsfanov'un
konserdeki şdkatli yönetimı ve orkestramn
özen gösterdigi eşlik, gençlerin herbirini
yüreklendirdi.
Umudumuz. yeni orkestralann kurul-
ması ve genç yeteneklere yurtıçinde daha
çok olanak sağlanması. Bunun yanı sıra
daha çok özel şirketin gençlere burs fonu
ayırarak onlann yurtdışındakı görgülenni
arttırmasını; dünyanın sesini duyacaklan
kadar dünyaya sesleriniduyurabilmeleri.
Yann öbür gün onlarla öyle kıvanç
duyacağızki!..
Kültür Bakanı müziğin düşmanı mı?AHMET SAY
ANKARA - Kültür Bakanı fır-
sat tanımadığı için konser yazıla-
rını düzenli yazamıyorum. Her
hafta bakanın tutumundan kaynak-
lanan yeni bir olayla karşılaşıyo-
ruz. Müzik ve sahne sanatlan ku-
rumlanmızın temellerini sarsan
, sajdınlann peş peşe geldigi kosuİ-
larda; konser, opera, oale etkinlik-
lerinin tadı mı kalır? Konserler ve
opera-bale temsilleri, müzikal ya-
şamın yapraklan, çiçekleridir, ama
müzikal yaşamı bir bütün olarak
görmek gerekir. Gemi su almaya
başladığında kamaraya çekilip va-
zodaki çiçeklerin suyunu değiştir-
mekle oynayabilir miyiz? Açık ko-
nusalım; Kültür Bakanı. cumhuri-
yetimizin yapıtaşlan olan sanat
kurumlan karşısmda yer almayı
nasıl görev sayıyorsa, biz de onla-
n korumayı, savunmayı görev bi-
liyoruz.
Iki koldan saldın *
Sayın Kahraman işbaşı ettığı
günden beri iki koldan harekete
geçmiştir Kurumlann parasal ola-
naklannı kısitlamak ve yapılan-
masma müdahale ederek işlerlığı-
ni bozmak. Birinci koldan ilk ey-
lemi, senfoni orkestralanmızakay-
nak yaratan 'filarmoni' demekle-
rinin konser etkinüklerinı sınırla-
yan genelgesi olmuştur.
Hemen ardından senfoni orkest-
ralan ve opera-bale kurumlannın
yeni yıl ödenekleri düşürülmüş-
tür. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Or-
mu opera- bale sanatlannda daha
kararlı, daha belirgindir:
TBMM Bütçe Plan Komisyo-
nu'nda bale bütçesinden 50 milyar
liranın kesilerek bu paranın Hacı
Bayram Camii çevre düzenleme-
sine aktanlması yolundaki önerge-
yi desteklemiş, dahası, durumun
düzeltilmesi için TBMM bütçe gö-
'Yasa tanımaz' bakan
kestrası'nın 1997 ödcnegı yüzde^frf- rüşmelerinde verilen ortakönerge-
arttınlmış, ama yüzde 86 olan enf- ye sırt çevirmiştır.
lasyona oranla ashnda yüzde 50 ge-
rilemiştir. Ödenekler gelecek yıl da
yüzde 50 gerileyecek olursa, dev- Kendı bakanlığına bağlı bir ku-
let senfoni orkestralanmız çökün- ruma önerilen ödeneği almaktan
tüye uğrayacaktır. Bakanın tutu- kaçınan bir bakan, dünyanın nere-
sinde görülmüş? Tek başına bu ör-
nek, bakanın bale sanatı karşısın-
da aldığı tavnn göstergesidir.
Kültür Bakanf nın ikinci koldan
hareketi, sanat kurumlannın yö-
netsel ve sanatsal işleyişine müda-
hale yoluyla uygulanmaktadır. ilk
elde Güzel Sanatlar Genel Müdü-
rü'oü ve Devlet Tiyatrolan Genel
Müdür Yardımcısı 'nı görevden at-
mak için girişımlerde bulunan ba-
kan, yasalara aykın olarak Devlet
Opera ve Balesi'ne tepeden inme
genel müdür yardımcısı atamakta
diretmiştir. Sonra da Devlet Tiyat-
rolan, Devlet Senfoni Orkestrala-
Yöneticüerdünyaya nasılbakmah?ÖNDER KÜTAHYALI
İZMİR - Aydın bir din adamımız, tele-
vizyondaki konuşmasına şöyle başlamıştı:
"Evreni anlayamayan kendini de anlaya-
maz." Yıllar geçti, bu çarpıcı tümce belle-
ğimden silinmedi. Değerli konuşmacı, "ev-
ren" sözcüğü ile o günlerin ünlü devlet ada-
mını değil "kozmos"u (düzeni) yada "dö-
zenli ve uyumlu bir bütün olarak düşünü-
len tüm varhkiar"'ı söylemek istiyordu. Böy-
le olduğu içindir ki çağımızın insanı yüce
gönüllü davrandı ve insanlığı yakından il-
gilendiren kavramlan, "evrensd" (kevnî,
âlemî, universal) sözcüğü ile nitelendirdi.
"Evrensd birlik", "evrensel bütünlûk" gi-
bi felsefe terimlerinin yanı sıra güncel ya-
şantımızın pek çok kavramını yine bu söz-
cûkle tanımlıyoruz.
Bana öyle geliyor ki yapmaya çalıştığı-
mız şey, bilimin, sanatın ve sağtörenin in-
sanı yakından ilgilendiren özellikJerini be-
lirtmek, ama onlann kozmosta var olabile-
cek insan benzeri canlılar için de geçerli ol-
duğunu vurgulamaktır.
'Kfiçfik Ibo' ve 6660 sayıh yasa
Son elli yılda insanımız, özellikle de yö-
neticilerimiz. dünyaya evrensel gözle bak-
maya yanaşmadı. Görüş açılan 180 yerine
50 derecede kaldı. Kavgalar bu yüzdendir.
Uygaıcayapılan eylemlerin en bayağı açık-
lamalarla yerilmesi bu nedenledir. Şeriat, yi-
ne bu nedenle kapımızı çalıyor.
Hem evreni hem de kendini anlayamayan
insan, sanattan da habersizdir. Müzik sana-
tmda birbakıma rahatız; çünkü 50 derece-
lik bakış açısı içinde bile balenin ya da hey-
kelin somut örnekleri görülebilir. Yerel ka-
fa, onlarda, kendince bir cinsellik ya da tü-
kürülecek bir özellik bulabilir; ama o, ev-
rensel boyuttaki soyut müzik sanatını tanı-
ma gücünden yoksundur.
Yine de kadro tıkanıkliğı, konservatu-
varlara gereğince özen verilmemesi, ku-
rumlanmızın mekândan ve araç-gereçten
• joksun bırakılması gibi engellemeler, ka-
nnlıkta el yordamıyla alınmış olumsuz ön-
lemlerdir.
Böyle bir ortam içinde yetki sahipleri
müzikten söz ederse "kryamct ohır". Bunun
garip bir örneğine son günlerde rastladık.
Olağanüstü yetenekteki çocuklann yaban-
a ülkelerde eğitilmesine, virtiöz ya da bes-
' teci olarak yetişmesine olanak saglayan
6660 sayılı yasadan Küçük tbo'nun da ya-
nrlandınlması önerildi.
Acaba Küçük Ibo, televizyon stüdyola-
' rndan alınıp hangi Avrupa konservatuva-
rna görderilebilir? Bunu bilemem; ama
jeteneği erkenden ortaya çıkan çocuklan-
nız ele alınırsa sonucun ne olacağını İZD-
SO'nun geçen haftaki dinletısinde bir kez
öha görerek mutlu oldum.
1 ZDSO'nun şef
Rengim Gökmen
yönetimindeki
dinletisinde Muhiddin
Dürrüoğlu-Demiriz,
Beethoven'ın op. 61 sol
majör 4. piyano
konçertosunu çaldı. Şu
anda Brüksel Krallık
Konservatuvan 'nda
görev yapan
Dürrüoğlu-Demiriz,
tutarlı ve beğeni dolu bir
Beethoven yorumunu
ortaya koydı1
Tonu son
derece yumuşak; her
zaman dinlediğimiz
piyanonun sesine
bambaşka bir renk
getiriyor.
Dinletide, Hüseyin Sermetve Fazd Say'dan
sonrabeni yeniden heyecanlandıran değer-
li birpiyanistimiz vardı. Muhiddin Dürrü-
oğlu-Demiriz, L. Van Beethoven'ın op. 61
sol majör 4. piyano konçertosunu çaldı.
M. Dürrüoğlu-Demiriz (1969), HÜ Dev-
let Konservatuvan'nda üstün yetenekli ço-
cuklara uygulanan statüyle eğitildi ve Prof.
tlhan Banuı'Ia besteciliğe çalıştı. Program
notlannda, piyano öğretmenlerinden söz
edilmemiş olmasmı üzüntüyle karşıladım.
Sanatçı, 1987'de Eczacıbaşı Vakfi'nın burs-
lusu olarak Brüksel Krallık Konservatuva-
n'na girdi ve Joan-CIaude Vanden Eyn-
den'le piyano, J. Fontyn ile de bestecilik
eğıtimı yaptı. Aynca önemli bir sanat ku-
rumu olan "Chapelle Musicak Reine Elisa-
beth Vutuosite" yüksek okulunu bitirdi.
Uluslararası ödülleri olan sanatçı, Avru-
pa'nın önde gelen merkezleriyle ABD'de çok
sayıda dinleti verdi. Şuanda, Brüksel Kral-
lık Konsenatuvan"nda görev yapmaktadır.
Dürrüoğlu-Demiriz, tutarlı ve beğeni do-
lu bir Beethoven yorumunu ortaya koydu.
Tonu son derece yumuşak; her zaman din-
lediğimiz piyanonun sesine bambaşka bir
renk getiriyor; ama doruk noktalannda, dol-
gun ve doyurucu bir gürlük düzeyine ula-
şıyor. Aldığı tempolar, vurgular, cümlelen-
dirmeler, kısaca her şey yerli yerinde. Sa-
natçının teşekkür için çaldığı J. S. Bach'ın
Partita'sından Sarabande ise çembalo ya da
klavikord için düşünülmüş bir barok yapı-
tının, günümüz piyanosunda çok daha de-
rin bir anlam kazanabileceğini kanıtlıyor-
du. Baroku kendi tmısıyla seslendirme yo-
lunda çaba harcayanlara selam olsun!..
İZDSO. şef Rengim Gökmen yönetimin-
deki dinletinin ikinci yansında, M. Ravd'in
çocuk masallanndan oluşan "Kaz Anam"
başlıklı süiti ile ünlü Bolero'sunu çaldı. Bu
kez orkestrayı gönül rahatlığıyla dinleyeme-
dim. "Kaz Anam" süitindeki sololarda,
özellikle de "Güzel ile Çirkinin Söyleîfleri"
adını taşıyan dördüncü parçadaki kJarinet
soloda bir tutukluk sezdim.
ikinci parçanın "Parmak Çocuk" sonu-
na doğru orkestradan fışkıran göz alıcı tı-
nıyı. öbür bölümlerde de aradım. Tahta üf-
leme çalgılann tınısındaki bulanıklık ve ba-
kır üflemelerin duyuluşundaki yetersizlik,
Bolero'da da dikkatımi çekti.
Şunu da belirteyim, akustik ve bulundu-
ğum yer, olumsuz izlenimler yazmama,
böylece de sanatçılara haksızlık etmeme
yol açmış olabilir. Nitekim görüştüğüm bir
orkestra üyesi, salona alışamadıklannı, for-
te çaldıklannı sanarak sesi kjsma gereğini
duyduklannı söylemişti.
Her şeye karşın, gençlerin çok sevdiği
Bolero, görkemli orkestra tınılanyla sona
erdi. Trampet partisini aksamadan götüren
Murat Ro^e'yi kutlamak isterim. Gençler
yapıtı coşkuyla alkışladılar. Evrensel mü-
ziği büyüklerimize de beğendirebilsek, böy-
lece aydınlığa daha kısa zamanda kavuşa-
bilsekneiyiolurdu!..
Dünyanın müziğine açık Tazartesi Konserleri'
Küttür Servisi - Yapı Kredi
Kültür Sanat Yayıncılık yeni
bir müzik program! dizisi
düzenliyor. Çok çeşitli sanat
etkinliklerine sahne olan
Istanbul'da 'Pazartesi
Konserkri' adı altında
gerçekleştirilecek program
dizisi, farklı nitelikteki sanatçı
ve topluluklan izleyerek
müzik beğenisini
zenginleştinnek isteyen
müzikseveriere seslenecek.
Mart ayından başlayarak
hazırana dek, her ayın ilk
pazartesi günü
gerçekleştirilecek konserlerde.
piyano, şan, gitar resitalleri,
oda müziği ve dünya müziği
(tango, latin vs.) alanında
kariyer yapmış sanatçı ve
topluluklara yer verilecek. 3
mart pazartesi günü
gerçekieşecek iik 'Pazartesi
Konseri"nin konuğu Italyan
piyanıst Roberto C'ominati
1991yılındaCasella, 1993
yılmdaysa dünyanın en
prestijli yanşmalanndan
Busoni'de birincilik ödülü
kazanan genç bir yetenek.
Italya dışında Fransa, ABD,
Almanya, Norveç ve
Japonya'da verdiği konserlerle
müzik dünyasında önemli btr
yere sahip sanatçı'Pazartesi
Konseri"nde Scarlatti, Mozart,
Ravel, Debussy, ve Skriabin'in
yapıtlannı yorumlayacak.
Pazartesi konserlerinin nisan
ayı programındaysa Cacheres
Tango ve Latin Müziği
Topluluğu ilginç
repertuvanyla, Latin müziği
sevenlere keyifli dakikaiar
yaşatacak. tstanbuFdaki müzik
etkinliklerine yeni bir soluk
kazandırmak ve dünyadaki
müzikal gelişmelerden
ömekler sunmak amacıyla
düzenlenen 'Pazartesi
Konserlen', Italyan Kültür
Merkezi işbirliğiyle,
Tepebaşı'ndaki Italyan Kültür
Merkezi konser salonunda
gerçekieşecek. Bilet fiyatı
500.000TL olarak belirlenen
konserleri öğrenci, öğretmen
ve emekliler 400.000 TL'ye
izleyebilecekler. Biletler,
AKM Senfoni gişesi, Yapı
Kredi Yayınlan'nm
Galatasaray'daki kitabevinde
satılacak. Müzikseverler
konserler hakkında daha geniş
bilgi ve bilet rezervasyonu için
293 08 24 noiu telefonu
arayabilirler.
n ve Devlet Opera-Balesi'ndeki
yerli ve yabancı konuk sanatçılar-
la yapılacak sözleşmelere ambar-
go koymak istemiştir. Özellikle
senfoni orkestralan ve opera-bale
için 'konuksanatçf kullanımı ya-
şamsaldır ve yaşamsal olması yü-
zünden bu kurumlann özel yasa-
lannda genel müdüre, müdürlere
•ve sanat yönetmenlerine yetki ta-
nınmıştır, gelip geçıci bakanlara
değil. Oysa Sayın Kahraman, tam
bir 'yasa tanımazhk'la bildiğini
okumaktadır. Belli ki kendi doğ-
rultusunda yeni mevziler kazan-
mak için yasadışı yollan 'deneroe-
yedeğer'bulmaktadır. Dene-
sın bakalım, bir 'hukuk dev-
leti'olan Türkiye Cumhuriye-
ti 'nin yargı organlanndan ge-
reken yanıtlan da almakta-
dır. Bunun son örneği, Da-
nıştay Idare Davalan Genel
Kunılu'nun karandır
Devlet Opera ve Balesi'ne
yeni 'Genel Müdür Yardun-
a s ' atamakta direten Küitür
Bakanı, bu yasadışı işlemi
uygulamayan Genel Müdür
Höseyin Akbulut hakkında
'disipNn sonışturnusı' açın-
ca, iş mahkemede birmiş, ge-
nel müdür Danıştay'da dava
açmıştır. Nedir dava konusu,
nediryasadışı olan? 1309 sa-
yılı Devlet Opera ve Balesi
Yasası'nın 5. maddesine gö-
re Kültür Bakanı'nın tepeden
inme genel müdür yardımcı-
sı atama yetkisi yoktur. Ayn-
ca, atamalarla ilgili 2451 sa-
yılı yasa ve Kültür Bakanlı-
ğı'nın 354 sayıh 'KanunHük-
mündeld Karamamesi', ku-
rumlann özel yasalanndakr
atama hükümlerinin geçerli
olduğunu açıkça belirtmiştir.
Ve tabii ki Danıştay 5. Da-
iresi, 'yürütmejidurdurma'
karan vermiş, bakanın karar-
namesini geri çevirmiştir. Ara-
dan dört ay geçmiş, Danış-
tay karannı bakan uygulama-
mış, Danıştay Idari Davalar
Genel Kurulu'nda itinız' yo-
lunu tutmuştur. Birkaç gün
önce bu itiraz' da reddedil-
miştir. Işte Danıştay Genel
Kurulu'nda noktalanan ya-
sadışı işlemin öyküsü budur.
Devlet Operave Balesi 'nin
genel müdüryardımcılığına ıs-
rarla geririlmek istenen Bay
Rıfat Yalçın'ı merak etmiyor
musunuz? Kimdirbu bay, sa-
natçı mı? Eğerkoltuğaotura-
bilseydi 'sanat i^erinden so-
rumiu' genel müdür yardım-
cısı olacaktı. Bu görev çeyrek
yüzyıldan beri 'sanatçı' statü-
sünde olan kişilerce yürütül-
müştür. Bay Rıfat Yalçın'ı ben
de merak ediyorum. Sayın
Yalçın, necisiniz siz? Opera-
cı mı dansçı mı yoksa baleci-
lere piyano çalan bir 'çataşo-
ncT mı? Kosrüm mü hazırlı-
yorsunuz, dekormu boyuyor-
sunuz? Suflör müsünüz? Ne
işe yanyorsunuz? Anladık,
'yamyam dansı' dahi yapmı-
yorsunuz, peki ne işiniz var
operacıların. balecilerin için-
de? Senı gıdı seniiiii!
Nedtoı Günsür Antik Palace'da
• Kühür Servisi - Nedim Günsür'ün yapıtlan 18 Mart'a
kadar Antik Palace Sanat Galerisi'nde sanatseverle
buluşacak. Günsür 1972'de "Yılın Sanatçısı" seçilnıiş,
1973 yılında açılan 50. yıl sergisinde Atatürk Ödülü'nü
almış , yurtdışında düzenlenen Çağdaş Türk Sanatı
Sergileri'yle de yabancı koleksiyonerlerin de ilgi odağı
haline gelmişti. Sergide Günsür'ün 1924-1994 dönemi
resimleri sergileniyor.
Heykel Hrsıdığı
• ANKARA (AA)- Heykeltıraş Erdağ Aksel'e ait
"Alüminyum Pervane" adlı yaklaşık iki metre
boyundaki metal heykel, cuma akşamı Siyah Beyaz
Sanat Galerisi'nin önünden çalındı. Son derece ağır ve
taşınması güç olan heykelin çalınmasını şaşkınlıkla
karşılayan galeri sahibi Faruk Sade, heykelin estetik
değeri için değil de metal değeri için çalınmış
olabileceğini belirtti. Sade, heykel konusunda bilgisi
olan kişilerin 467 32 74 numaralı telefonlan
aramalannı isterken yapıtı bulanlara 50 milyon lira
ödül verileceğinı açıkladı.
Ercümend Kalımk anıbyor
• Kültür Servisi - Ercüment Kalmık, ölümünün 26.
yılında Ayşe Ercümend Kalmık Vakfı'nda cuma günü
saat 15.00'te anılıyor. Temel sanat eğitimcisi. ressam
Ercümend Kalmık ın ktşiliğınin yanı sıra sanat eğihmine
katkılanna da yer verilecek olan toplantıya Rekin
Teksoy, AfFan Kınmlı. Alı Teoman Germaner, Erkal
Güngören ve Özer Kabaş konuşmacı olarak katılacak.
Vehbi Koç amsma konferans
• Kültür Servisi - Sadberk Hanım Müzesi, birinci
ölüm yıldönümünde 'Vehbi Koç anısına' bir konferans
dizisi hazırladı. Rahmi M. Koç, Semahat Arsel, Inan
Kıraç, Suna Kıraç, Sevgi Gönül. Çetin Anlağan ve
Prof. Dr. Önder Bilgi'nin organizasyon komitesini
oluşturduğu 'Başlangıcından Günümüze Anadolu'da
Ticaret' başlıklı konferans, 22 şubat tanhinde saat
14.00-18.30 arası Sadberk Hanım Müzesı'nde
yapıiacak. Açılış konuşmasmı Sevgi Gönül'ün
yapacağı konferansın programı
şöyle; saat 14.30-15.00 arası
Prof.Dr. Önder Bilgi nin
hazirladığı 'Klasik Dönem
Öncesinde Anadolu'da Ticaret',
saat 15.00-15.30 arası Veysel
Donbaz'ın hazirladığı 'Eski
Asur Ticaret Kolonileri Çağında
Anadolu'da Ticaret HayatT. saat
15.30- 16.00 arası Prof. Dr.
Haluk Abbasoğlu'nun
hazırladığı 'Klasik Çağda
Anadolu Ticaret Hayatından Bir Kesit', saat 16.30-
17.00 arası T. Oğuz Alpözen'in hazırladığı 'Batık Kazı
ve Araştırmalanna Göre Anadolu'da Denie Ticareti",
saat 17.00-17. 30 arası Dr Yılmaz Karakoyunlu'nun
hazırladığı 'Osmanlı lmparatorluğu Döneminde
Anadolu Ticaret Hayatından Bir Kesit', saat 17.30-
18.00 arası Can Kıraç'ın hazırladığı 'Cumhuriyet
Döneminde Anadohı'da Ticaret ve Vehbi Koç'.
Zeki Müren liyatro Kare'de
• Kültür Servisi - Beş yıl önce kurulan Tiyatro Kare,
Zeki Müren için bir müzikal sahnelemeye hazırlanıyor.
Zeki Müren'in yaşamı, sanatı ve dünya görüşünü
izleyicilerle paylaşılacağı müzikalı araştınnalanyla
Ergun Hiçyılmaz biçimlendirildi ve Nedim Saban
sahneye koyacak. Yaz aylannda Bodrum'da başlayacak
olan oyun sanatçının yaşamında önemli yeri bulunan
Izmir, Bursa. İstanbul gibi kentlerde sahnelenecek.
Yapım'da Zeki Müren'in değişik evrelerini değişik
kişiler canlandıracak. Zeki Müren rolüne aday olmak
isteyen kişiler, geniş birjüri tarafından
değerlendirilmek üzere özgeçmiş ve fotoğraflanyla
Tiyatro Kare C.C 12 80303 Mecidiyeköy-İstanbul
adresine başvurabilirler/250 16 18)
Gülsu Aren Sergisi
• Kûhür Servisi - Gülsu Aren'in resimleri. Akbank
Beylerbeyi tstanbul Sanat Galerisi'nde sergileniyor.
Almanya'da iç mimari, sosyal pedagoji, modern dans
ve terapi eğirimi gören Aren, 1992 yilından beri
çalışmalannı tstanbul Sanat Merkezi'nde sürdürüyor.
İlk kişısel sergisini açan ressamın yapıtlan 7 marta
kadar görülebilir.
Ayhan Baran Konseri KEV'de
• Kültür Servisi-Devlet
Sanatçısı bas Ayhan Baran, cuma
akşamı saat 20.30'da Kültür Koleji
Eğitim Vakfı etkinlikleri
kapsamında bir şan konseri
verecek Piyano'da Judith Uluğ ve
viyolonsel sololarda Şafak Yayın
eşliğinde gerçekieşecek konserde,
J. S. Bach, A. Vivaldi, B. Marcello, P. 1. Çaykovsky, G.
Braga ve A. Adnan Saygun'un eserleri seslendirilecek.
Telsefenin 50 yılı' sergisi
• ANKARA (ANKA) - ikinci Dünya Savaşı 'ndan bu
yana Fransız felsefelerini ve kavramlannı eğlenceli bir
tarzda anlatan 'Fransa'da Felsefenin 50 Yılı' başlıklı
fotoğraf sergisi, Fransız Kültür Merkezi katkılanyla
dün Hacettepe Üniversitesi'nde açıldı. Sergi, Kant ve
Hegel'de var olan ve geleneksel felsefenin işlediği
konulardaki yanılgılan saptamak, aynca yapısalcıhk
ve sosyal bilimlerin etkisiyle felsefede, Foucault ve
Laccan'la ortaya çıkan yenilenmeyi gözler önüne
sermeyi amaçlıyor.
BUGUN
• FUJÎTA PtYANOLU ÜÇLÜSÜ saat 19.00 da
Destek Reasürans'ta izlenebilir/25/ 28 32)
• JAZZ STOP BEYÖĞLU SAHNESJ'nde Tuncel
Kurtiz, Sema ve Muammer Ketencoğlu yer alıyor.
(252 93 14)
• EVRENSEL KÜLTÜR MERKEZİ'nde bugün saat
19.00'da Yaman Okay anılacak.
• ELEŞTtRt KİTABEVt VE KÜLTÜR
MERKEZİ'nde saat 18.00'de Simurg Belgeseli
"Abidin Dino" video gösterisi izlenebilir.
• AKSANAT'ta saat 12.30 ve 17.30'da lazer-disc'ten,
J. C. Petit'in yönettiği 'Cyrano De Bergerac' adlı film
izlenebilir. (252 35 00)
• FEST KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19.00 da
Faruk Pekin'in hazıriadığı "DinlerTanhi" başlıklı
seminer izlenebilir. (258 87 32)
• TARANTA BABU KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat
16.00'da S. Eisenstein'm yönettiği 'Grev' adlı film ve
saat 16.00'da 'Kadın Hareketinde İki Eksen' başlıklı
konferans izlenebilir. (235 28 59)
• ELESTİRİ KÜLTÜREVt'nde saat 19 00da
"Toplumsal Bir Sahne Emekçı>;ı Yauıan Oka> " başlıklı
aııma toplantisı ızlencbılır