27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
. SAYFA CUMHURİYET 19ŞUBAT1997 ÇARŞAMBA 14 KULTUR İki Altın Küre ödülü sahibi ve iki dalda Oscar adayı "Larry Flynt-Skandalın Ismi" cuma günü gösterimde 6 Seks paradan dahaönemli'Küttür Servisi - Bir film düşünün, ya- pımcısı aklı hep 'tersten işleyen', asi OB- ver Stone. yönetmeni Amerikan rüyası- nın aslında kâbus olduğunu kısa sürede anlayan Çek göçmen Milos Forman. se- naristleri Ed Wood gibi tüm zamanlann en kötü yönetmeninden aynı adlı fılmde bir kültûr abidesi çıkartan Scott Alesan- der ve Larry Karaszevvsld. erkek oyun- cusu bir kaç kez hapse düşen ve Katil Doğanlar'da 'yakından tanıdığı' bir kahramanı başanyla canlandıran Woody Harrelson. kadın oyuncusu, kocası Kurt Cobain'ın intihanndan sorumlu tutulan, her hafta uyuşturucu kontrolünden ge- çert Courtney Lave. Bu ekip, Hollyvvood için bulunmaz bir malzeme olan porno kralı Larry FTynt'ınyaşamını, Hustler'ın ya\ımım engellemeye çalışan devlete karşı verdiği adalet savaşını anlatan fil- min temel taşlannı oluşturuyor. Türkçe- ye. Larry Flynt- Skandalın Ismi adıyla çe\rilen film euma günü bızım sinema- lardagösterimegiriyor... İki Altın Küre ödülü. iki de Oscar adaylığı olan Larry Flynt, Kentucky'de karaborsada kaçak viski satan bir babanın oğlu olarak dün- yaya geliyor. Orta 3"e kadar ulaşamayan Larry, kardeşiyle Ohio'da bir striptease kulübü açıyor. Film bundan sonra Lar- ry'nin porno krallığından hapse düşme- sine. 80"lerin başjnda AIDS"den ölen bi- seksüel Althea'yla evliliğinden onu te- kerlekü sandalyeye mahkûm eden saldı- nya, uğruna 50 milyon dolar harcadıği basın özgürlüğü çabasından dönemin po- litık ve kültürel panoramasına dek porno kralının yaşarmnı dıdık didık edıyor. Altın tekeriekli sandalyede Toplumun ahlakını koruduğunu iddia eden birinın silahlı saldınsı sonucu sakat kalan Larry Flynt bugün 54 yaşında; ya- nında süreklı korumalan \e hemşiresiy- le yaşıyor. Yaklaşık bir milyar TL. değe- rindeki altın tekeriekli sandalye yardı- mıyla hareket edebiliyor ve ağzı doluy- muş gibi konuşuyor Saldın sonucu cin- sel gücünü de yitirmesine karşın eski hemşiresı Liz Berrrios'la evlenmeye ha- zırlanıyor ve basına yaptığı açıklamada mutluluk çubuğu yardımıyla evliliğınin yürüyeceğine ınandığını söylüyor. Bir kısım Amerikalı eleştirmen fılmin Larry Flynt'ın demokrasi savaşına fazla yer vererek milliyetçi temalan öne çıkar- dığinı ve devletin bu filmi seveceğini söylüyor. FCilise yanlılan ise böyle bir kahramanin iyi ya da kötü eleştirmenin bile yanlış olacaginı belirriyor. Larry Flynt'ınrakipleri deboş durmu- yor. Fenthouse'un patronu Bob Guccione, derginin son sayısında yıllarca Flynt'\n güvenliğini sağlamış VVUttam Rider'la söyleşi yaparak. porno kralınm kendi eviyle iş yerinin bütün telefonlannı kayıt ettirip dinlediği, kansı Althea'yı uyuştu- rucuya alıştırarak ölümüne neden oldu- ğu, çocuklanna eziyet ettiği, vergi kaçır- dığı ıddıalanna yer veriyor. Larry Flynt ise Italyan Panorama dergisinde yayım- lanan söyleşisinde rakibi Guccione'yi pornodan korkmakla suçluyor. Birleşmeyi ilk ben yayımladım - Bir Hollyvvood filmine konu olmak nasıl bir duygu ? Gururluyum, demek ki bazı şeylerin değen zamanla anlaşılıyor. - Pekiyi, neden Ptayboy'un editörü Hugh Hefner ya da Fenthouse'un sahibi Bob Guccione yerine sizin filminiz yapri- dı? Hefner sıkıcı bir tip; Penthouse'un sa- hibi Bob Guccione deöyle. Onlann Play- boy ve Penthouse yerine Time ya da Newsweek'i çıkarmak istediğine emi- nim. Bense daha baştan beri Hustler'ı Film, porno krah Larry Flynt'ın yaşamım, "Hustler"m yayımını engellemeye çalışan devlete karşı verdiği adalet savaşını anlatıyor. Kendisine poraocu yerine işadamı denmesini isteyen Larry Flynt, "Ben, çalışan ve aynntılara pek vakti olmayan sokaktaki adama sesleniyorum, o ne istiyorsa onu yapıyorum. Bunlan prestij için değil para için yapıyorum" diyor. Kendisi için, seksin yaşama tutkusundan sonra geldiğini, ama kesinlikle paradan daha önenîli olduğunu vurguluyor. Milos Forman, eleştirilere yanıt verdi Tornografi, basm özgürlüğü için ödenenbedel' BERLtN (REUTER) - 45. Berlin Film Festivali'nde uluslararası anlamda ilk gösterimi gerçekleştirilen 'The Reop- le vs LaiT>' Flynt', festivalde tartışmalar yaratıyor. Pornografık içerikli Hustler dergisinin patronu Larry Flynt'ın çal- kantılı yaşamöyküsünü anlatan film. fe- minist çevrelerce 'pornografiyi yücelti- ci' olarak nıtelendirildi. Fılmin yönet- meni Milos Forman, yaptığı basın top- lantısında, feministlerce öne süriilen ıd- dialar karşısında çok şaşırdığmı söyle- yerek geçen hafta açıklanan Oscar aday- lan arasında yer alan fîlmin 'basuı öz- güriüğünden yana' olduğunu söyledi. Courtne> Love ise fenımistlerin tep- kisıne •'Ben de bir feministim ve filme yönelik eleştirilerin çok önemli bir nok- tayı gözardı ettigini düşünüyonım. O da basuı özgürlüğü'" yanıtını verdi. "Bu filmi ideyen insanlann fiundenç»- kmcadoğruca Hustlerdergisi almavagi- deceklerini hiç sanmıyorum. Burada Larry Frynt'i yüceleşrirmeye çalışmıyo- ruz. Bunu iddia edenler, Romeo ve Juli- et'in de intihan yüceteştirdiğini savunu- yoriar demek ki. Bu iddia tamamen de- magojik" diyen Milos Forman. pornog- rafinin basın özgürlüğü konusunda öde- nen bir bedel olduğunu savundu. Por- nografıyi sınırlandıran yasalann birde- receye kadar haklı olabileceğinı, ancak bu dengenin çok iyi gözetılmesi gerek- tiğini belirten Forman. "sansürün yohı- nu açmak yeni diktatörlerin ve otokrat- lann yetişmesini, demokrasüıin askıya annmasmı sağtar" dedi. Forman. ABD'de fılmin afışinin müs- tehcen bulunarak yasaklanmasını da eleştirdi. "Eğer sansürün oMuğu bir ülkede ya- şamasaydım, bu filmi bu kadar tutkuy- la yapamazdım" diye konusan Forman, fılmın Love'a verilmesınde Çek Cum- hurbaşkanı Vadav Havel'ın rolü oldu- ğunu anlatarak 60 aday arasindan Lo- ve'»n seçilmesınde Havel ve eşi Ol- ga'dan destek gördüğünü söyledi. Courney Love'ın kansı rolünü üstJendiği Larry Flynt'ı oynayan Woody Harrelson en iyi erkek oytıncu dahnda Oscar'a aday gösterildı. yapmak istedim ve onlar gibi pornogra- Fıye başka bir isim aramadım. - Pornografik kariyeriniz ne zaman başladı? Hustler adlı bir striptease kulübüm var- dı. Kulüple ılgili siyah-beyaz iki sayfalık bir bröşür çıkarmaya başladık. Işte Hust- ler da bu broşürden doğdu. Kısa sürede erkek dergilerinin okunmak için alınma- dığını fark ettim. Playboy'un felsefesi ise Hustler'ınkinin tam tersi. Çıplak kadın- lan göstermek için bahane aramayı hiç sevmedim Kadmın en erotik, en hayal edilen noktalan neresi; tabii ki cinsel or- ganlan. Işte bunu veriyorum. Kadınlaer- keğin cinsel birleşmesini, kadın kadına ılişkiyi de ilk kez ben yayınladım. - Gtırurduyduğunuz başka bir 'ilk' var mı? Bir ttalyan paparazzmin çektiği Jac- queline Onasis fotoğraflannı basmaktan çok gurur duydum. Fotoğraflar bana ucu- za mal oldu, yalnız 18 bin dolar ödedim. Hustler'ın o sayısını üç kez bastım ve tam on milyon dolar kazandım. Kahramanlara alerjim var - Fotoğraflannı yayımlamayı çok hayal ettigini/ biri var mı ? Hillary Clinton'ı soymak isterdim. Böylelikle tüm zamanlann en fazla satış tirajını yakalacagımaeininim. Ciinton'ın değeri şu anda 20 milyon dolar civann- da. - Fıkirlerinize hiç otosansür uygubdı- nızmı? Ben, çalışan ve aynntıya pek vakti ol- mayan sokaktaki adama sesleniyorum, o ne istiyorsa onu yapıyorum. Dergideki karikatürler de iş yerlerinde, fabrikalar- da ağızdan ağıza dolaşan ağır ve argo esprilerin aynısı. - Rafine zevldere seslenmeyi düsündü- nfizmü? Rafine zevk diye birşey yok, bir balon o. Aristokrat erkek dergileri reklam kay- betmemek için kimseyi incıtmeden rafi- ne zevk diye bir yol tutturdular. Daha baş- tan reklamsız bir hayatı hedeflediğim için beni bunlar etkilemiyor. - beride nasıl anımsanmak istersiniz ? Pornocu yerine işadamı desinler iste- rim. Çünkü sahibi olduğum 19 derginin beş tanesı erkek dergisi. Aynca 150 der- ginin de dağıtıcılığını üstlendim. Bunla- n prestij için değil para için yapıyorum. - Seks mi daha önemli, para mı ? Seks, yaşama tutkusundan tabii ki son- ra geliyor, ama kesinlikle paradan daha önemli benim için. - Devletk ilişkfleriniz ne dunımda ? Amerikan vatandaşı olmaktan mutlu- yum. Amerika Birleşik Devletleri gücüy- le değil özgürlük anlayışıyla en büyük, prensipler işliyor. Larry Flynt'ın Hust- ler" ı basma özgürlüğü de işliyor, halkın satın alma özgürlüğü de. - Kendinizi özgürlük sav-aşçısı olarak değerlendiriyor musunuz ? Kahramanlara karşı alerjim var, onla- n kaypak bir hayatın ürünü olarak görü- yorum. Gidin. Vietnam gazılerine tekrar savaşırlar mı diye sorun, benim gibi ya- nıt vereceklerdir: 'Hayır, bacaklarımı kimseye armağan etmem, basın özgür- lüğüne bile'. DEFNE GOLGESI TURGAY FİŞEKÇt Aşk Fetişizmi 14 Şubat gününün Sevgililer Günü olduğunu birkaç yıl önce keşfedip hemen de benimseyiver- dik. Böylesi günler genellikle bir soruna eğilmek, ona dikkat çekmek için düzenlenir: Verem Savaş Günü, AIDS'le Savaşım Günü, Dünya Açlar Günü vb. Sevgililer Günü'nün doğumunda da böylesi bir öykü var: Eski Roma imparatorluğu'nda askerle- rin evlenmelerinin yasaklandığı bir dönemde SL Valentine adlı bir rahip gızlıce nıkâhlarını kıyarak sevenlerin gönlünü yapmış. Günümüzde böylesi bir sorun yok. Sevenlerin sevdkjine kavuşmasına engel bir yasal düzenle- me kalmadı yeryüzünde. Günümüzde sorun insanlann kendisi. Sevgililer Günü nedeniyle gazetelere verilen sevgi duyurulanna baktım da bana hiçbirşey söy- lemedi. Daha doğrusu olumlu bir şey söylemedi. Duyu- rulardan insanlanmızın sevgi içinde olduklannı dü- şünemedim. Daha çok bir şımanklıktı ortaya dö- külen. Hoş, insanlanmızın ruh durumlannı anlamak için özel bir dikkate gerek yok. Neye baksak nasıl bir toplumsal kişilik parçalanmasına uğradığımız he- men görülüyor. Nurdan Bernard'ın yazdığına göre bayram din- lencesinde Paris'e giden bir yurttaşımız, evsiz hayvanlar yuvasından bir köpek almış. Ülkemiz sokaklanndaki binlerce evsiz hayvan "itlaf ekip- lerince öldürülürken bunlardan birini alıp hayatını kurtarmak aklına gelmeyen insanımızın Paris'in, üstelik de bakım altındaki evsiz hayvanlarına ilgi duyması nasıl açıklanabilir? Yüzyılımızın insan üstüne en fazla kafa yormuş düşünürlerinden biri olan Erich Fromm, Sevme Sanatı (çeviren: Yurdanur Salman, Payel Yayın- lan, 10. basım) adlı kitabının daha önsözünde: "sevginin, belli bir olgunluğa erişmeden, rastge- le herkesin tadabileceği bir duygu olmadığt"n\ söyler. Ardından da "bütün kışiliğıni yaratıcı yön- de geliştirmedikçe sevme çabalannın boşa çıka- cağını, komşusunu sevmeyetisı, gerçekalçakgö- nüllülük, gözüpeklik, inanç ve disiplin olmadan sevgide doygunluğa eremeyeceğini" ekler. Fromm'a göre sevgi bir verme etkinliğidir, almak değildir. "Çok şeyi olan değil, çok veren zengin- dir." Kitapta insanın varolma sorunu olarak görülen sevginin, kardeş sevgisi, anne sevgisi, cinsel sev- gi, kendini sevme veTann sevgisi gibi türlerinin as- lında nasıl bir bütün oldukları uzun uzun anlatılır. Sonunda sorun gelip içinde yasadığımız alış-ve- riş dünyasının sevginin gelişmesıne uygun olup ol- madığı sorusuna dayanır. En büyük değerin para olduğu, her şeyin onun- la ölçüldüğü toplumsal düzenlerde bu değerierie yetişttrilen insanlar ne yapsın? Bu çemberin kınl- ma aracı eğrtimdir, küljürdür. Ülkemizde durum iç- "1er aosı. Ydlardır tırpânlana tırpanlana ne eğifim kalmış, ne öğretmen. Üretim ilişkilerinde alış-ve- riş kurallannın egemen olduğu Batı ülkelerinde, okullar aydınlanma için vardır. Bırakın üniversite- yi, lise bitirmiş bir gençle felsete de tartışabilirsi- niz, edebıyat da. Insanlığın bütün kültürel geçmi- şini ders olarak okumuş, tanımış, bilmiştir. Sonra- sı artık onun seçimidir. "Hiçbir şey bilmeyen hiçbir şeyi sevmez. Hiç- bir şey yapamayan, hiçbir şeyden anlamaz. Hiç- bir şeyden anlamayan insan değersizdir. Oysa anlayan hem sever, hem her şeye karşı duyariı olur, hem de görür. Bir şeyde ne kadar çok bilgi varsa, o kadar büyük sevgi vardır." Nasıl, Ruhi Su, "Türkü söylemek benim için bir aşkhalidir" demişse, bütün insanlar için de haya- tın bütünü bir aşk hali olmalıdır. tnsanın sevgiyi kendinde bulamadığı sürece, başkalannda da bu- labilmesi olanaklı değildir. Günümüz dünyasında aşkı yaşamak ya da ya- şayamamaktan önce bir aşkı yaşayabilecek do- nanıma sahip olup olmamaktır insanlann sorunu. Peki ya Karacaoğlan nerden öğrendi aşkı der- siniz? Sabahın güneşi günden ileri ] Ben seni severim tenden ileri ; 47. ULUSLARARASI BERLÎN FÎLM FESTtVALl Porno kralının özgürlükmücadelesi GÜNERYÜREKLtK BERLİN - Geçen salı günü 65 yaşına basan ve 1963 "ten beri film çeken Çek asıllı Milos Forman'ın hangi filmine baksanız. kahraman- lan hep, toplum ve kuraldışı "uçuk" kışilerdir. Gerçekten deli midirier, yoksa sizden daha da akıl- lı mıdırlar, bir türlü anlayamazsı- nız, karar vermekte güçlük çekersi- niz. Bu, hippıleri anlattığı "Hair"de de böyleydi, siyahlann beyazlara karşı başkaldırdığı "Ragtime"da. bir ruh hastasını konu edindiği "Guguk Kuşu"nda ve Mozart'ı bi- ze yeniden tanıttığı u Amadeus*ta da böyleydi. I976'da "Guguk Ku- şu"yla. 1985'te de "Amadeus"la 2 kez Oscar alan Forman, filmlerin- de hep, toplum ve kural dışı tt uçuk1 ' insanlann kurumlara karşı bireysel kavgalarını anlatır. Forman bunu şöyleaçıkJıyor "Hertoplumdaya- şamı kolaylaştırmak ve düzene sok- mak için vergisi ödenen kurumlar vardır. Ama bu kurumlar bürokra- siiçindebaşlı başına birer baskı ara- cı olup çıkarlar. İnsanlann yaşanu- nı kolaylaştıracaklan yerde, onlann üstünde, onlara hükmeden bir işlev yükleniıier. Benim anlatüğnn da is- te budur." 7 yıl aradan sonra tekrar kamera basına dönen Forman'ın son filmi "Larry Flynt" de de "kaçık" diye- bileceğimiz bir porno yayımcısının basın ve düşünce özgürlüğüne kar- şı verdiği amansız mücadeleye ta- nık oluyoruz. Sonunda yine, "bu adam deli mi yoksa bir halk kahra- man ım" diye düşünüyoruz. "Larry Flynt" biyografik bir film. Kentucky'lı Larry Flynt'ı kı- sa pantolonuyla kaçak içki yapıp sattığı günlerden ahyor, porno im- paratoru olduğu. sansüre karşı ver- diği mücadelelere ve sonuçta basın özgürlüğü adına kazandığı davaya kadar geçen yaşamını akıcı bir bi- çimde anlatıyor. Larry Flynt (W>- ody Harrelson) ashnda seksi v e şid- deri seven deli dolu bir insandır. Striptiz pavyonu çalıştınrken işle- rin daha da iyi yürümesi için "Hust- ler" adlı bir porno dergisi çıkarma- ya başlar. Ancak. "PlaybovVPent- lır, çok sevdiği eşi (Courtney Love) AlDS'e yakalanır ama o inadından vazgeçmez. Mahkeme önüne Ame- rikan bayrağından çocuk beziyle çı- kışı ve yargıçlarla sürekli alay edi- şi çok yakın dostu olan avukatmı bi- le ondan uzaklaştınr. Hapise girer çıkar, dışlanır, tüm toplumdan bas- kj görür, ama o inadından vazgeç- mez. Sonunda film, TV'lerde vaaz veren çok ünlü (Amerika'nın ikin- ci en çok sevilen adamı) bir rahip- le olan davayı özgürlük adına ka- zanmasıyla biter. Filmin bir mahkeme sahnesinde oldukça şişman (domuz gibi) ve L a r r y F l y n t , S k a n d a l ı n İ s m i (The People Vs. Larry Rynt) Yönetmen: Milos Forman / Oyuncular: Woody Harrelson, Courtney Love, Edvvard Norton, James Cromvvell / Senaryo:Scott Alexander, Larry Karazvveski / Yapım: Oliver Stone (127. Dak) house" gibi çok satan dergilerle re- kabet edebilmek için çok daha cü- retkâr çıplak kadın fotoğrafianyla "Hust)er"ın tirajını milyonlara u- laştınr. Tüm toplum kurallanna ve ahlakına ters düşen bu dergiden do- layı da hakkında dava üstüne dava açılır. Kimini kaybeder, kimini ka- zanır. Ama gün geçtikçe (parası ve gücü arttıkça) daha cüretkâr ve sal- dırgan olmaya başlar, basın ve dü- şünce özgürlüğünden en ufak bir ödün vermez, inatla toplumun ve yargının tabulanna karşı savaşır. Düzenlenen bır suikastte sakat ka- gözlüklü yargıç rolünü Larry Fly- nt'in bizzat kendisi oynuyor. For- man bu rolü Flynt'in oynamasını kendisinin istediğini. amacının Fly- nt'i yıllarca hapse mahkûm eden yargıcı nasıl oynayacağını görmek olduğunu söylüyor. Larry Flynt, ka- riyer boyunca hakkında açılan tüm davalar için basın özgürlüğü adına toplam 50 milyon dolar ödedi. Milos Forman filmde oldukça hareketle sahnelerle esprili bir dil kullanmış. Politik içeriğiyle film aslında tam Oliver Stone'luk, ilk ba- kışta. Ama Larry Flynt'in alaycı ve espnli kişiliği nedeniyle Oliver Sto- ne bu filmin rejisini Forman'a ver- meyi yeğlemiş. Forman da bu işi iyi becermiş diyebiliriz. tki saatlik filmde zamanın nasıl geçtiğini an- lamıyor, tüm pisliklerine karşın Flynt'in verdiği mücadelenin hay- ranı oluyorsunuz. Kadını bir mal gibi gösteren pornoculuk elbette kabul edilemez. Ama Berlin'deki basın toplantısında Milos For- man'ın da dediği gibi "eşMiğin ve özgürlüğün bir bedeli var. Pornog- rafî de demokrasi açısından böyle bir bedeL" Işte fılmin izleyicilere vermek istediği en önemli mesaj bu. Filmde Larry Flynt'in sevgilisi rolünü oynayan Courtney Love. 1994'te intihar eden Nirvana'nın solisti rock şarkıcısı Kurt Coba- in'in dul kansı. Kendisi de şarkıcı ve feminist olan sanşm dilberin ilk filmi "Larry FTynt". Forman fılm- deki tabu tanımaz seks bombası ro- lünü oynamak için kendisine 60 başvurunun olduğunu söylüyor ve "bunlardan 59'u profesyonel, biri amatördü. Ama senarvoyu ezberle- yerek karşıma çıkan amatör olanry- dı ve adı da Courtney Loveyı" di- yor. Çev irdiği ilk fılmle şöhrete ula- şan Courtney Love, şarkıcıhktan bıktığını, yeni mesleğinin sinema oyunculuğu olacağını söylüyor ve buna en çok çocuğunun sevinece- ğini belirtiyor. Oscar'a aday göste- rilmeyişini ise "benden çok daha deneyimli ve iyioyuncular aday gös- terikJL Benim için daha valdt var" j diye yanıthyor. I Tiyatro. 7. yaşını Küttür Servisi - Ti- yatro...Ti- yatro...der- gisi yedi yaşında. Şu- bat ayından başlayarak hhtp-. // www.medyatek.com.tiyatro adresinde Internet'e giren dergi, son sayısında yine ti- yatrodan haberler, yeni oyun- lann tanıümı, tiyatro adamla- nyla yapılan söyleşilerle okurlannın önünde yeni ufuklar açma çabasını sür- dürüyor. Tiyatroda 35., Yeditepe Oyunculan'yla 15. yılını kut- layan Hadi Çaman, Rengin Uz'la yaptığı söyleşide Tür- kiye'de özel tiyatrocu olma- nın zorluklanndan ve sanat yaşamının önemli dönemle- rinden söz ederken Yeditepe Oyunculan'nın bu sezon sah- neledikleri 'Küheylan' oyu- nunun yönetmeni ŞakirGür- zumar da Dikmen Gürün'ün oyunla ilgili sorulannı yanıt- hyor. Halide Edip Adrvar'ın 'Maske ve Ruh' adlı tiyatro oyununu Esen Çamurdan in- celiyor. Bırbıriyle sıkı dost olan Nasreddin Hoca ve Sha- kespeare'in ahret ile dünya arasındaki yolculuğu sırasın- da yaşananlan, Sokrat'ın ruhla ılgili tartışmalara katıl- dığı, tbn-i HaMun'un ahret- ..Tiyatro' kutluyor te de etkinlik gösterdiği bu •fantezi' oyunun çağcıl bakış açısı ve ıncehkli bir drama- turgi çalışmasıyla sahneleri- mize kazandınİmasını öneri- yor Çamurdan. Ocak aymda Taormina'da gerçekleştirilen uluslararası tiyatro etkinliğınde Avrupa Tiyatro Ödülü"nü alan yönet- men RobertVVilson ve oyunu 'Persefone'yi ise Dikmen Gürün anlatıyor. Vlemet Baydur, Ahmet Cemal ve Ahmed Levendoğlu nun ya- zılannın da yer aldığı dergı, bu ay sahnelenen oyunJardan 'SOvanlıKadınlar ı (ŞehirTi- yatrolan) Sibel Arslan, 'Kü- heylan'ı LstünAkmen. l Kül- kedisi'ni Nihal Kuyum- cu/Orkestra'yı (lstanbul Devlet Tiyatrosu) ise Hasibe Kalkan değerlendiriyor. Na- di Guler, 'VVhere Are You From? Ya da Kültürel Kim- Uk' başlıklı yazısında sanat- çının kendi kimliğinden ha- reketle evrensel kimliğe ulaş- ma çabasını irdelerken 'kül- türel kimlik' kavramının açı- lımlannı konu ediniyor. Ya- zar Arthur Miller'ı ve oyun- lannı Leman Yılmaz tanıtı- yor. Kerem Karaboğa'nm 'Tiyatro YayıncılıgımH Üze- rine' başlıklı yazısı ise tiyat- ro yayıncılığının ekonomik altüst oluşlarla, siysal-kültü- rel değişimlerle ilişkisini ör- neklıyor. K Ü L T Ü R t ÇİZİK KÂMİL MASARACI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle