Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 2 ŞUBAT 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Barter sistemi
hızla gelişiyop
• ANKARA (AA)-
Avrupa'ca yaklaşık 400 bin
şirketin kullar.dığı ve
Firmalara bir nir mal takası
imkanını getiren barter
(takas) ticaret sistemi. gün
geçtikçe Tiirkye'de de
yaygınla^maya başladı.
Bir firmanın satın aldığı
mal \
r
eya hizmetın bedelini
kendi ürettiği mal ve
hizmetle ödemesıni
sağlayan barter tıcarette,
aynca firma isterse dolar
kredisi kullar.arak da
ihtıyacını karşılayabilıyor.
Yetkililer, Tüâiye'de
yurtiçindeki fırmalara
arasmda barter sistemi ile
çalışan lüks oıeller, enerji
işletmelen, otomobil
firmalan gıbi birçok şirket
bulundugunu behrtiyorlar.
Enerjide bir
şirket dalta
• ANKARA (ANKA) -
Enerji üretimine yönelik
özel sektör kuruluşlan
arasında, Gazıantep'ten bir
yenisi daha katıldı. "Gül
Enerji Otoprodüksiyon
Saanyı ve Ticaret AŞ"
adıyla kurulan şirketin
sermayesi 5 mılyar lira
düzeyinde bulunu>or.
Şirkette Ibrahım Vedat
Topçuoğlu. l .6 milyar,
Mehmet Naci. Mehmet
Ali. Mustafa \e Hacı
Topçuoğlu 8O0'er milyon.
Mehmet Orhan ve Mustafa
Ayhan Günal 100'er
milyon liralık pay aldı.
Şirketin, kuracağı üretim
ve dağıtım tesıslennde
elde edeceği elektrik. işi ve
buhar enerjisinın satışını
yapacağı bildirildi. Bu
arada. aynı kişıler.
tarafından 5 mılyar lira
sermayeyle birde tekstil
şirketi kuruldu.
Vakıfbank'tan
rekor kredi
• ANKARA (AA)-
Vakıfbank'tan bireysel
kredi kullananmüşteri
sayisı geçen yıl 528 bin
529'a, bireysel krediler
toplamı31.7 trilyon liraya
yükseldi 1995 yıl
sonunda toplam 11 6
trilyon lira tüketıci kredisi
kullandıran Vakıfbank,
yüzde 67.2'lik artışla, bu .
rakamı geçen yıl 19.4
trilyon liraya ulaştırdı.
Geçen yıl söz konusu
bankadan tüketicı kredisi
kullanan müşteri sayısı ise
124bin368oldu.
Kredıli bankomat ve kredi
kartı müşteri sayısı da
ilave edildiğinde bireysel
krediler 12.5 trilyon
liradan. yüzde 153.6
oranında artışla 31.7
trilyon liraya yükseldi.
Cep telefonu
yaygınlaşıyor
• ANKARA (ANKA) -
Gündelik yaşamın
değişmez parçalarindan
biri haline gelen cep
telefonundaki artış büyük
bir hızla sürerken 1996
sonu itibanyla yaklaşık her
22 telefon abonesinden
birinin haberleşmede cep
telefonunu tercih ettigı
belirlendi. Telekom AŞ
Genel Müdürü Cengiz
Buluftan alınan bilgiye
göre 1996 sonu itibanyla
Türkıye'deki sabıt telefon
abonesı sayısı 14 milyon
300 bıni buldu. Söz
konusu abone saysı 1995
sonunda 13 milyon
düzeyinde bulunuyordu.
Geçen yıl sonu itibanyla
cep telefonu abonelerinin
sayısı ise 684 bine
yükseldi. Böylece,
Türkiye"deki sabit ve cep
telefonu abonelerinin
toplam sayısı yaklaşık 15
milyonu buldu.
Yabancı
sermayenin
yarısı geliyor
• ANKARA (ANKA) -
Türkiye'de yatınm yapmak
üzere tüm prosedürü
tamamlayarak izin a!an
yabancı sermayenin
yansından daha azı fiilen
Türkiye'ye gelerek yatınm
yapıyor. Büyük bölümü ise
gelmekten vazgeçiyor. 1980
yılından bu yılın ocak ayı
sonuna kadar toplam 20
milyar 721 milyon dolarlık
yabancı sermaye.
Türkiye'de yatınm yapmak
için izın aldı. lzın venlen
sermayenin sadece yüzde
44'ünü oluşturan 9 milyar
182 milyon dolarlık bölümü
Türkiye'ye geldi ve
yatınma dönüştü. Aynca bu
rakama. Türkiye'ye fiilen
girip yatınm yapan
sermayenin, faaliyette
bulunduğu süre içerisinde
elde ettıği, ancak yurtdışına
transfer etmedıgı rakamlar
da dahil bulunuyor.
Bayındır Holding, 73 bin metrekarelik Hazine arazisi üzerine serbest bölge kuracak
Samsun'a serbest bölge hazırhğı
HAYRİYE MENGÜÇ
Türkiye'nin ihracat ıçin yatınm ve
üretimini arttırmak amacıyla çıkan-
lan 3218 sayılı Serbest Bölgeler Ka-
nunu ile kurulan ilk serbest bölgenin
ardmdan açılan 8 serbest bölgeye bir
yenisi daha ekleniyor. Mersin, An-
talya, Ege, Jstanbul-Atatürk Havali-
manı. Trabzon, İstanbul Den, Doğu
Anadolu ve Mardin serbest bölgele-
rinden sonra Bayındır Holding de
Samsun'da serbest bölge kuruyor.
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşar-
lığı Serbest Bölgeler Genel Müdür-
lüğü'nden alınan bilgiye göre, böl-
genin bu yıl sonunda ticari faaliyete
geçmesı planlanıyor.
Bakanlar Kurulu karan ile yer ve
sınırlan tespit edilen Samsun Serbest
Bölgesi, Sasbaş-Bayındır Samsun
Serbest Bölge Kurucu ve Işleticisi
A.Ş. tarafından kunılacak ve işletile-
cek.
Bayındır Holding Destek Hizmet-
ler Grup Başkanı Münir Atalay, söz-
leşmesi geçen yıl mart aymda yapı-
lan serbest bölgenin yerleşim proje-
lerinin devam ettığıni, bölgenin ara-
lık ayı başında açılmasının planlan-
dığını belirtti. 73 bin metrekarelik ha-
zine arazisi üzerine kurulacak olan
serbest bölgenin 2 aşamada inşa edi-
leceğını belırten Atalay, şunlan söy-
ledi:
"İlk etapta ticari alanlar inşa
edilivor. Bölgenin 5 bin metrekare
kapalı deposu, 100 metrekarelik 10
tane biirosu, çeşitli biiyüklüklerde
ofısleri bulunacak. Açık depolama
imkânına sahip olunacak olan böl-
genin hiznıet binaları ise 2 yıl için-
de tamamlanacak."
Mersin Serbest Bölgesi diğer bölgelerin de açılmasına öncülüketti.
Türkiye serbest bölge cenneti olmaya aday
Türkıye'nin ihracat için yatınm ve üretimini
arttırmak. yabancı sermaye ve teknolojı gınşını
hızlandırmak, ekonominın girdi ihtiyacını ucuz
ve düzenli bir şekilde temin etmek, dış finans-
man ve ticaret imkânlanndan daha fazla yarar-
lanmak amaçlanyla oluşturulan serbest bölgele-
rin sayısı, 9'a ulaştı. Dış Ticaret Müsteşarlığı
Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü'ne yapılan ser-
best bölge başvurulannın ise 55 olduğu belirtı-
liyor. Trakya'dan Ağn'ya, Kastamonu Inebo-
lu'dan Gaziantep'e kadar Türkiye'nin hemen he-
men her yennden yapılan serbest bölge başvu-
rulan inceleniyor.
Yetkililer bu talepler ıçinde değerlendirmeye
en yakın olan bölgelerin Konya, İskenderun. Ri-
ze, Iğdır ve Gaziantep olduğunu ifade ediyorlar.
Aynca Adana Yumurtalık Serbest Bölgesi"nde
devlet tarafından yapılması gereken elektrik. su
hattı çalışmalan ve demiryolu bağlantılan için ça-
hşmalann devam ettiği belirtiliyor. Diğer taraf-
tan. İstanbul Atatürk Havalimanı Serbest Bölge-
si Kıyı Bankacılığı Merkezi ve Zonguldak-Fil-
yos Serbest Bölgeleri'nin yer ve sınırlan da be-
lirlenmiş durumda. Aynca Şahinler Holding'in
Tekırdağ Çoriu'da kurmak ıstedıği serbest bölge
arazisinin sulama arazisi olması nedeniyle Tanm
Bakanlığı devreye girmiş durumda. Bakanlık ser-
best bölge yapımına uygun başka bir yer bulma
çalışmalan yapıyor.
Yıl sonunda ticari faaliyete geçecek Samsun
Serbest Bölgesi'nin yanı sıra îstanbul'u ulusla-
rarası bir finans merkezi haline getırmek ama-
cıyla kurulan İMKJB Uluslararası Menkul Kıy-
metler Serbest Bölgesi ise bu ay içinde faaliyete
geçecek. Serbest Bölgeler Genel Müdürü Kiir-
şat Tüzmen. İMKB'nin yanı sıra Mardin ve Er-
zurum Doğu Anadolu serbest bölgelerinin de
uluslararası nitelikte olduğuna dikkat çekiyor.
Rakamlarla serbest
bölgeler:
• Türkiye'nin dış ticaret hacminin
yaklaşık yüzde 5'i serbest bölgeler
üzerinden gerçekleştirilıyor.
• Faaliyette bulunan 8 serbest
bölgede 1996 yılı sonu itibariyle
222'si yabancı sermayeli olmak
üzere toplam 1107 firma için 1272
adet faaliyet ruhsatı alındı.
• Serbest bölgelerde halen 6 bin
600 cıvannda doğrudan, 2 bin 500
kişiye ise dolaylı istihdam
yaratılıyor.
• Serbest bölgelenn toplam
ticaret hacmi ise 3.6 milyar dolar.
Bölge için talepler:
Trakya, Rize, Bursa (Gemlık),
Tekirdağ, İstanbul (Kuyumcular
Demeği), İstanbul (Dıliskelesi),
Giresun. Bolu (Akçakoca),
Çanakkale, Dılucu, Hopa. lzmir
(Alsancak Limanı), Kars, Izmit
(Körfez), Kınkkale. İstanbul
(Salıpazan). Manisa. Gaziantep.
Ankara, Kırklareli (Babaeski).
Kayseri. tzmir (Menemen), Sinop.
Kastamonu (Inebolu). Şanlıurfa,
Trakya (Çorlu). İstanbul
(Ambarlı), Gebze, Diyarbakır,
Hatay (İskenderun). Edırne,
Tekirdağ (Çorlu), Trabzon, Iğdır,
Konya. Tokat, Karaman.
Adıyaman, Ağn, Ardahan,
Batman, Bayburt, Bingöl, Bitlis,
Elazığ, Erzincan, Gümüşhane.
Hakkâri, Malatya, Muş, Şırnak,
Siirt, Tunceli, Van.
IMF ve INTEXPO fııarlanna yerli-yabancı yüzlerce tekstil ve hazır giyim firması katılacak
Dünya tekstil ve modacıları geliyor
• CNR Uluslararası Fuarcılık
Yönetim Kurulu Başkanı Erem,
"IMFnin en önemli
hedeflerinden biri İstanbul'u
dünyanın belli başlı
merkezlerinden biri haline
getirmektir" dedi.
Ekonomi Servisi- Türkiye ihracatıntn
lokomotifi olan tekstil ve hazır giyim ala-
• nında önümüzdeki günlerde iki uluslarara-
sı fuar yapılacak. 27 Şubat-2 Mart tarihlfe-
ri arasında 6. istanbul Uluslararası Moda
Fuan (lMF'97)düzenlenirken, 14-16 Mart
tarihlerinde yapılacak olan tstanbul Ulus-
lararası Tekstil Fuan'nın (tNTEXP0'97)
bugüne kadar Türkiye'de düzenlenen en
büyük tekstil fuan olduğu belirtiliyor.
CNR Uluslararası Fuarcılık Yönetim
Kurulu Başkanı Ceyda Erem, Istanbul'da
bu ay sonunda altıncısı düzenlenecek olan
İMF'97 fuanna 400'ün üzerinde yerli ve
yabancıfirmanınkatılması ve 40 binin üze-
rinde ziyaretçi gelmesinin beklendiğini be-
lirtti.
Ceyda Erem fuarla ilgili şu açıklamayı
yaptı: "tMF, bugüne kadar ülkemizin ha-
zır giyim sektörünün önde gelen temsil-
cileri ile yerli ve yabancı alıcıları buluş-
turdu. Gümrük Birliği'nin ardından. ya-
bancı fırmalar için de son derece cazip
hale gelen Türk tekstil pazarında yeral-
mak isteyen ve Türkiye üzerinden çev-
re ülkelerin tekstil pazarlarına girmeye
tstanbul tekstil ve hazır giyimde iki fuara
çalışan çok sayıda yabancı firmanın fu-
ara katılımı bekleniyor. İMF'nin en
önemli hedeflerinden biri de, İstanbul'u
modanın yaratıldığı, üretildiği. sergilen-
diği ve satıldığı bir yer olarak, dünyanın
belli başlı merkezlerinden biri haline ge-
tirmektir."
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği
(TGSD) Yönetim Kurulu Başkanı Turan Sa-
ev sahipliği yapacak.
rıgülle ise, tMF'nin kısa bir süre sonra
Londra-Pans-Milano-Hong Kong-Tokyo
moda hattında vazgeçilmez bir durak ola-
cağını söyledi.
Hazır giyim. aksesuar, triko üretici, ih-
racatçı ve ithalatçılannın katılacağı tMF'97
fuannın ardından 14-16 Mart tarihlerinde
düzenlenecek olan İNTEXPO"97 fuannda
ise. hazır giyim sektörüne hammadde sağ-
layan yerli yabancı tekstil firmalan yerala-
cak. Türkiye'de ılk kez düzenlenecek fuar-
la, pamuk üretiminde dünya altıncısı, sen-
tetik üretiminde dünya sekizincisi olan Tür-
kiye'nin yeni pazarlara açılarak tekstil dün-
yastnın lideri olması amaçlanıyor.
TGSD Yönetim Kurulu Başkanı Turan
Sarıgülle, tMF Moda Fuan'ndan yola çı-
karak INTEXPO kumaş fuannı düzenleme-
ye karar verdiklerini belirtirken, ünlü teks-
tilciler fuarla ilgili şu değerlendirmeleri
yaptılar:
Kerim Kerimol (Ermenegildo Zegna
Genel Müdürü): Yıllar önce otel salonla-
nnda. çadırlarda gerçekleştirdiğimiz çalış-
malan artık fuar salonlanna taşıyonız. Ya-
bancı katılımcılann yeralışı ufkumuzu ge-
liştirirken, onlar da bızim bırikimlerimiz-
den. dinamizmımızden faydalanacaklar.
Mehmet Hotiç (Altmyıldız Genel Müdü-
rü): Sektörde rekabet artıyor. yabancılar Tür-
kiye'ye hızla kumaş ve konfeksiyon satma-
ya başladılar Türkiye'de fuarlan, ihraca-
tı artırmak ıçın kullanmak zorundayız. Ko-
leksiyonlanmızı fuarlar ile çok daha fazla
firmaya ulaştırmak zonındayız.
Ahmet Çalık (Türkmenistan Tekstil Ba-
kan Yardımcısı-Çahk Şirketler Gmbu Baş-
kanı). Istanbul'unvefuaralanı, Avrupave
Orta Asya için çok merkezi bir yerde bu-
lunuyor. En büyük pamuk üretimi Türki-
ye ile çevresindeki Türki cumhuriyetlerde
yapılıyor. Bu fuar. söz konusu bölgelere
yeni bir boyut getirecektır.
Türk tanmı
politika kurbanı
> t J 1 > vmt
-«f rmı
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Ankara Üni-
versıtesi Ziraat Fakültesi Ta-
nm Ekonomisi Bölümü öğ-
retım üyelerinden Prof. Dr.
Gülcan Eraktan, Türk ta-
nmının ithalatçı görünüme
bürünmesinin, sadece yapı-
sal sorunlann değil, polıtik
düzenlemelerdeki hatalann
da bir göstergesi olduğunu
söyledi.
Türk tanm politikasımn
amaçlannın kesin madde-
ler oiarak belirlenmediğinı
belırten Eraktan, 5 yıllıkkal-
kınma planlannda da belır-
tilen hiçbir hedefin sonuca
ulaşmadığına dikkat çekti.
"Mevcut tarım politikası
önlemlerinin sorunlan
çözmekten çok yeni sorun-
lar yaratacak özeüikler ta-
şıması. politikalann aksa-
yan yönlerini düzeltecek
değişiklikler yapılmasını
gündeme getirmektedir"
diyen Prof. Dr. Eraktan. Tür-
kiye'deki borsalann güçlen-
dirilmesi gerektiğini vurgu-
ladı.
Türkiye'de halen spot ve
fonvard sözleşmeler yapıl-
dığını dıle getiren Prof. Dr.
Eraktan. şunlan söyle-
di ."Futures borsalann da-
yandınlacağı yasal daya-
nak bulunmamaktadır. Fi-
nansman sorunlan, altya-
pı ve bilgisayar donanımı-
nın dolayısıyla bilgi Uetişim
ağının yeterince geliştiril-
mesini sınırlamaktadır.
Borsalara karşı ilginin az-
iığı, borsalann derinliği-
ni sağlayıcı işlem hacmi ve
sözleşme sayısını olumsuz
etkileyici bir durumdur.
Türkiye'de başlangıçta sı-
nırlı ürünleri kapsamış ol-
sa bile, bir futures borsa-
sı kurulması organize bir
pazar oluştumlarak des-
tekleme alımlarının kal-
dırılmasından doğan boş-
luğu önemli ölçüde doldu-
racaktır."
Türk tanmında özellikle
1990 yılından sonra net it-
halatçı görünüm kazanma-
sının yapısal sorunJann ya-
nı sıra politik düzenleme-
lerdeki yanhşlıklann da ne-
deni olduğunu bıldiren Prof.
Dr. Eraktan, "Tarımsal ya-
pılann düzenlemesinin de
tarım politikalan ile ger-
çekleşeceğine göre politi-
kalarda reform gereksini-
mi çok açıktır" dedi.
Tanm kesimindekı so-
runlann çözümknmesinde
çiftçi eğitimi ile çiftçi ör-
gütlenmesinın büyük önem
taşıdığını anlatan. Eraktan
"Destekleme alımlan kap-
samının daraltılmasıyla
büyüyecek pazarlama so-
runlarının çözümü koope-
ratifleşnienin desteklen-
mesi yanında, borsalann
ve etkilerinin yaygınlaştı-
rılmasını gerektirmekte-
dir. Ama gelişmiş ülkeler,
borsacılık sistemini de ge-
liştirmiş oldukları halde,
tanmsal korumacıhğı sür-
dürmektedir" dedi.
fflANTIK
ERCAN
AKÇETİN
Resım Sefgıa
1-23 ŞUBAT 1997
KVOĞUt [25* 32 4C| 1215 14 30-16 45-19 00-2' 15
Kültür
Sanat
§ ilanlarınız için:
«293 89 78
(3hat)
OLUMSUZLER
roneten Tufan KAIUSUlUT
12 Marttan baslayarak
Carsamba 19.S0
KENTER TİYATROSU
Hdoskcrgon Cod. 35 Harbiye
Td: 244 35 89-247 36 34
OZDEMIR ALTAN
CEMNAR
O R T A K K O L A J L A R I
11OCAK-27SUBAT1997
M I N E S A N A T G A L E R I S I
Bahariye Cad. Sokullu Sok. No: 1 Kadıköy - İST.
Tel: (0216) 345 64 40 Fax: (0216) 346 78 10
BENCE
IZZETTIN ONDER
Toplumsal Muhalefet
Geçen haftaki yazıda, TÜSİAD'ın son raporu-
nun şekilsel olarak olumlu, fakat analitik açıdan
zayıf olduğunu belirttikten sonra bunun uygu-
lanmasının olası görülmediğini vurgulamıştım.
Bu öngörüm, böyle bir uygulama ve hatta dönü-
şümü gerçekleştirebilecek etkin toplumsal mu-
halefetin oluşamayacağı görüşüne dayanmakta-
dır.
Bugün içinde bulunduğumuz olumsuzluklar,
salt bir üstyapı ya da sosyal kurumlarsorunu ol-
mayıp, altyapıdaki çarpıklıkların çok çeşitli alan-
lardaki yansımalarıdır. Bu nedenle, sermaye dı-
şı kesimlerin mücadelesinin, raporun "Ne olma-
sı gerekir" mantığına karşı değil, fakat "Niçin ol-
muyor" sorgulamasının yapılmamtş olmasına yö-
nelmesi kaçınılmazdır. Işte bu noktada sorun; bu
anlamda gerçek bir toplumsal muhalefetin bo-
yutunun ve böyle bir toplumsal muhalefetin ör-
gütlenebilme olasılığının ne olduğudur.
Böyle bir muhalefetin oluşabilmesi için birey-
sel ve toplumsal bilincin, toplumsal olguları algı-
layıp, tahlil edebilecek düzeyde oluşması gerek-
mektedir. Oysa söz konusu mücadelenin potan-
siyel güçleri, iki eksende çok ciddi olarak uyuş-
turulup, paralize edilmiş ve edilmektedir.
Birinci ekseni, toplumsal potansiyeli sistem içi-
ne kapatıp, orada tutma çabaları oluşturmakta-
dır. Sermayenin ve sermaye-destekli düşünür ve
siyasal akımlann toplumsal dikkati üstyapı kurum-
larına çekmeye çalışması, toplumsal dinamikle-
ri sermaye-hâkim bir doku içinde muhafazaya ve
denetlemeye yöneliktir.
Ekonomik kalkınmanın tam olarak gerçekleş-
tirilememiş, sağlıklı kentleşme ve işçileşme aşa-
masının henüz tamamlanmamış olması, toplum-
sal dinamikleri sistem içinde tutmaya çalışanla-
rın işini fevkalade kolaylaştırmaktadır.
Toplumsal dinamikleri, henüz zayıf dahi olsa-
lar, sistem içine çekme işlevini sermaye ve ser-
mayeden beslenen fikir ve medya çevreleri çok
etkili bir biçimde becermişlerdir. Bu eksende
1980 asken ve vizyon sahibi sivil yönetimi ile ma-
alesef, sosyal demokratlar da tarihsel işlevlerini
yerine getirmiş bulunmaktadır. Bugün, aynı çev-
reler, hangi yüzle kalkıp da bir toplumsal muha-
lefetten söz edebiliyorlar!
• • *
Toplumsal muhalefeti oluşturan güçler, sis-
tem içine çekildikten sonra ikinci eksende, bu güç-
lerin bölünüp, parçalanmasınaçalışılmıştır. Böy-
le bir bölme ameliyesinde toplumun hâkim kesi-
mi ve bu kesim emrindeki güçler, önceleri zarar-
sız addettikleri milliyetçilik ve dincilik gibi akım-
ları hem halk hem de emekçi grupları arasında
etkili bir biçimde işlemişlerdir. Önceleri toplumu
kenetleyen birer akım olarak geliştirilen dokula-
rın, bugün toplumu nerelere sürüklediğini üzüle-
rek izliyoruz.
Ekonomik yapılanmanın bir yandan yeterii kay-
nak üretememesi, diğer yandan da etkili bir bur-
juva sınıfının oluşturulamamış olması nedeni ile
toplumun sosyolojik olarak parçalanması fevka-
lade kolaylaşmıştır. Güçlü bir orta sınıfın oluşma-
mış veya oluşturulmamış olması, zayıf kümele-
rin çok çeşitli gruplarda saflaşmasına neden ol-
maktadır. Toplumsal gruplann ekonomik uç nok-
talarda zıtlaşmasında, sermaye birikim politika-
lan ve bunun uygulama ajanı olan kamusal poli-
tikalar da birinci derecede rol oynamıştır. Fikir-
sel alanda sol düşüncenin bastırılmasında ve ör-
gütlerin dağıtılmasında, sermaye kesimi ve onun
emrindeki güçler çok çalışmışlardır.
Şimdi böyle bir yapılanma üzerinde; orta sını-
fın silindiği, toplumun yoğun bir ideolojik baskı
altında tutulduğu, sistem-içi düşünce mağarala-
rına hapsedilen toplumun böylesine bölünüp,
parçalanması gerçekleştirildıği bir ortamda güç-
lü bir toplumsal muhalefeti örgütlüyebileceğimiz,
bence, oldukça kuşkuludur.
Sistem içinde kalarak şekilcilik üzerine kuru-
lu güçlü bir toplumsal muhalefet söz konusu ola-
maz. Bugünkü siyasal iktidar, bu anlamda sistem-
içi muhalefetin siyasal yansımasıdır. Böyle bir
muhalefetin toplumu sürüklediği yer açıkça bel-
li olduğu gibi buna karşı ikinci bir sistem-içi mu-
halefetin ortaya çıkması anlamlı da değildir, böy-
le bir muhalefet fazla olası da görülmemektedir.
Etkili toplumsal güç ve dinamik gerçek bir ol-
gudur; sistem-içi ve şekilsel yorumlar üzerinde
toplumsal muhalefet yükselemez. Şekilciliği bir
türlü aşamıyor olmamız, acaba bir tür felsefik
boyut eksikliğinden mi yoksa çıkar ilişkilerinın
dayatmalarından mı kaynaklanmaktadır? Bu
sorun, fevkalade enteresan bir tartışma konusu
olabilir.
İstanbul gelir dağılımı
eşitsizliğinde şampiyon
ANKL4R.4 (AA) - Gelir
eşitsizliğinin en fazla oldu-
ğu il merkezleri Adana. İs-
tanbul ve Kayseri olarak be-
lirlendi. Devlet Istatistik
Enstitüsü (DİE) tarafından
yapılan "1994 Hanehalkı
Gelir Dağılımı Anketi"ne
göre, seçilmiş 19 il merke-
zınin Türkiye toplam kulla-
nılabilirgelirden aldığı pay
yüzde 49.2 olarak belirlenir-
ken, bu illerin kullanılabilir
gelirden aldıklan pay ınce-
lendiğinde yüzde 27.5 ile İs-
tanbul birinci, yüzde 5.8 ile
Ankara ikinci, yüzde3.8 ile
lzmir ücüncü oldu.
Gelir eşitsizliğinde birin-
ci sırada yer alan Adana'da
yaşayan hanelerin ilk yüz-
de 20'si, il merkezi toplam
kullanılabilir hane gelirin-
den yüzde 4.1 pay alırken,
son yüzde 20'si kullanılabi-
lir gelirden yüzde 64.5 ora-
nında pay alıyor. Türkiye,
toplam kullanılabilir geli-
rinden en yüksek payı alan
ıl olmaözelliğınitaş.ıyan ts-
tanbul "da ise hanelerin ilk
yüzde 20'sinin, il merkezi
toplam kullanılabilir hane
gelirinden yüzde 4.2, son
yüzde 20'sinin yüzde 64.1
oranında pay aldıklan belir-
lendi. Gelir eşitsizliğinde
üçüncü sırada bulunan Kay-
seri'de yaşayan hanelerin
ilk yüzde 20'si, il merkezi
toplam kullanılabilir hane
gelirinden yüzde 5.0 pay alır-
ken. son yüzde 20'si kulla-
nılabilir gelirden yüzde 57.9
oranında pay alıyor.
Anket sonuçlannda gelir
dağılımının en iyi olduğu il
çıkan Zonguldak'ta yaşa-
yan hanelerin ilk yüzde 20'si
toplam kullanılabilir gelirin
yüzde 7.2'si oranında pay
alıyor. Zonguldak'taki ha-
nelerin son yüzde 20'sinin
de toplam kullanılabilir ge-
lirden aldıklan pay ise yüz-
de 39.7 oranında bulunuyor.
Başkent Ankara da İstanbul,
Adana gibi illere göre gelir
dağılımı dahaıyi iller arasın-
da bulunuyor. Ankara'da
yaşayan hanelenn ilk yüzde
20'sinin kullanılabilir gelir-
den aldığı pay yüzde 6.3, son
yüzde 20'sinin aldığı pay da
yüzde 46.0 oranında belir-
lendi.