23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ŞUBAT 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bekir Yıldc yarın DGM'de • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Emnıyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nce gözaltına alınan Sıncan Beledıye Başkanı Bekir Yıldız, Sincan Belediyesi Kültür Müdürii Avni Yazıcı. Kültür Müdürlüğü görevlileri Selçuk Öz \e Osman Özipek. Selam gazetesi yazan Nurettin Şinn ve Duran Özdemir, Mustafa Akbeyaz. N'uri Niyazioğlu, Burhan Polat, Mükremin Kılıç ve Ali Kılıç'ın sorgulannın tamamlandığı bıldirildı. RP'lı Yıldız ıle beraberindekilerin yann Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGMl Başsavcılığı"na çıkanlması beldeniyor. BBP pazarlığa hazır • ANKARA (Curahuriyet Bürosu)- REFAHYOL'un köktendınci gırişimleri ve şeriatçı gelişmelerekarşı hükümeti düşürme çabalannın yoğunlaşması, koalisyona üçüncü ortak arayışını yeniden gündeme getirdi. BBP Genel Başkanı Muhsın Yazıcıoğlu, hükümetten henüz bakanlık ya da koalisyona üçüncü ortak olarak girmelen konusunda resmi biröneri gelmedığini belirtirken, pazarlığa hazır olduklan mesajını \erdi. Sımrda güvenlik kuşağıLONDRA (Cumhuriyet) - tngiltere'nin ciddi gazetelerinden The Guardian, dün ikinci sayfasının manşetini Türkiye'ye ayırdı. Türk hükümetinin PKK'ye karşı birönlem olarak Güneydoğu'daki sınır köylenni 10 kilometre çapında boşaltacağını yazan gazete, böylelikle bu köylerde oturan insanlann PKK'ye yardım olasılıklannın ortadan kalkacağının düşünüldüğünü vurguladı. Türkiye'nin bu konuda 30 sayfalık bir rapor hazırladığını savunan gazete, raporun HADEP ile MED-TV'ye karşı alınacak önlemlen de içerdiğini iddia ettı. Kazan'a Alevi tepkisi • İstanbul Haber Servisi - Aydınlık Için Yurttaş Ginşimi tarafından başlatılan "Sürekli Aydınlık Içın bir Dakika Karanlık" eylemini önceki gün partisinin Gebze tlçe Örgütü"ndeki bayTamlaşma sırasında "mumsöndü oyununa" benzeten Adalet Bakanı Şevket Kazan'a Alevilerden tepki geldı. Pir Sultan Abdal Kültür Demekleri Genel Başkanı Murtaza Demir. Kazan'ın Alevı düşmanı olduğunu. Alevılere yaptığı hakaretlerin bitmek tükenmek bilmedığını kaydettı. Semah Kültür ve Araştırma Vakfı Genel Başkanı Lütfii Kaleli de yaptığı yazılı açıklamada, Alevilerin bu sözle derinden yaralandığını belırttı. Lübnan gemisine gözalö • ÇANAKKALE (AA) - Hakkında kaçakçılık soruşturması bulunduğu bildırilen "Leıla" isimlı Lübnan gemisi, Çanakkale Boğazı'nda durdurularak, gözaltına alındı. Mısır'dan Romanya'ya pirinç götüren 996 grostonluk gemi. Sahil Güvenlik botu tarafından durdurularak Kepez Feneri açıklarında demirletildi. Gemi hakkında gümrük müfettışlerince daha önce yapılan bir kaçakçılık soruşturması bulunduğu öğrenildi. Aydınlık toplatıldı • İstanbul Haber Servisi - Aydınlık dergisinin 9 Şubat 1997 tanhli 503'üncü sayısı tstanbul DGM tarafından toplatıldı. Aydınlık'ın4yazı nedeniyle toplatılmasına karar verildiğı öğrenildi. DGM, toplatma karanna dergıde yer alan bazı yazılann "din ve sınıf farkı gözeterek hallcı açıkça kin ve düşmanlığa tahrik etrnesını" gerekçe gösterdi. Sandık üzerine yoğunlaşan iktidar ortağından çalışanlara 500 trilyonluk vaat RP seçmene yöneldiESRA YENER ANKARA - Rejım karşıtı ginşimleri nedeniyle Türk Silahlı Kuv\etlen ve DYP'li bazı bakanlarla ilişkilerinde sıkıntı yaşayan koalısyonun büyük ortağı RP. politıkalannı seçmenı ve büyük bir oy potansiyeline sahip ç%lışan kesım üzerinde yoğunlaştırmaya başladı. Bütçede gelir olmadığı gerekçesiyle daha önce yalnızca yargı personelı ve üst düzey bürokratlara ek maaş zammı vaadinde bulunan Başbakan Necmettin Erbakan. ani bir dönüşle 1 ocaktan geçerlı olmak üzere tüm kamu çalışanlartna ek maaş zammı verileceğini, nisanda da enflasyon oranında ikinci bir iyıleştirmeye gidileceğini sövledi Erbakan'ın Ziraat Bankası'na da 50 trilyon liralık düşük faizli ziraı kredi çalışması yapılması konusunda talimat verdiği öğrenildi. Erbakan"ın son 2 aydır ihaleleri tamamlanmasına karşın hiçbir özelleştırme karannın altına ımza atmaması da "olası bir seçim için kamu isçilerinin tepkisini çekmemeye çalışüğı" şeklınde değerlendınldı. Erbakan, bir ay önce tüm memur maaşlanna 1 ocaktan geçerli olarak ek zam verilmesinin olanaksız olduğunu savunurken önceki günkü açıklamasında ek artış vaadinı çalışanlann ısteminden de ılenye götürdü. Erbakan. tüm memurlara 1 ocaktan geçerli olmak üzere ek maaş zammı verileceğini. nisan ayında da ocak-nisan enflasyonu doğrultusunda ikinci bir iyileştirmeye gidileceğini söyledi. Toplusözleşme görüşmeleri başlayan kamuda çalışan yaklaşık 700 bın ışçıye de enflasyon doğrultusunda ücret artışı vaadi veren Erbakan'ın. daha önce kapatılması bile gündeme gelen Zonguldak Taşkömürü Işletmeleri'nin yeniden yapılandınlarak, kâra geçirileceği yönündeki açıklaması dikkat çekti. Gereksinimı olanlara gıda, yakıt. giyecek. eğitim yardımı yapılan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'na (Fak-Fuk- Fon) da ek kaynak aktanlacaği bildirildi. Maliye Bakanlığı yetkilıleri, Erbakan'ın yaptığı açıklama çerçevesinde. kamu çalışanlanna ocak ayından geçerli olmak üzere yüzde 20 oranında ek maaş zammı verilmesi. nısan ayında da tahmini olarak yüzde 15 hesaplanan enflasyon doğrultusunda ikinci bir iyileştirmeye gidilmesi durumunda bütçeye 250 trilyon liralık ek yük geleceğıni bildirdiler Maaşlara 3 ayda bir enflasyon oranında zam verilmesi uygulamasınm sürdürülmesi, kamudaki işçilerle, ücretlere yine fiyat artışlanna bağlı zam oranına göre toplusözleşme imzalanması durumunda yükün 500 trilyon liraya çıkacağı bildirildi. Ozeüeştirmeye imza yok Ekonomı kurmaylan da Başbakan Erbakan'ın. ihaleleri son 2 ayda tamamlanan 4 çımento fabnkası, Petlas. Türkiye Denizcilık İşletmeleri'ne aıt 7 liman, Etibank, Anadolubank, Denizbank, TURBAN'a ait 3 otelin özelleştirme karanna ısrarla imza atmadığını belirttiler. Yetkililer, Erbakan'ın Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'na mesaj vermek için ihale süreçlenni hızla tamamJattığını, ancak olası bir erken seçımde büyük bir oy tabanı olarak gördüğü kamu çalışanlanndan tepki almamak için satış kararlannın altına imza atmad4ğını söylediler. Yetkililer, Ereğli Demır-Çelik Fabrikası'na da yalnızca Rumeli Holding ve çalışanlann teklif verdığini belirterek "Sanlmak istense bu koşullarda ihale iptal edilip hızla yeni çaüşma yapılması gerekir. Ancak sayın başbakan 'Hele bir ihaleye başlayın" diyerek süreri uzatmaya çauşıyor" dediler. Yasalar hiçe sayıldı BANl SALMAN ANKARA - Danıştay. RP'lı Çalısma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'ın SSK Genel Mü- dür Yardımcılığı'ndan usûlsüz olarak aldığı Ömer Çakmakçı'mn gö- re\ine iadesini istedi. Ba- kanlık, yasanın öngördü- ğü 30 günlük sürede kara- ra uymayarak Çakmak- çı'nın görevine iadesini geciktırdı. Danıştay'dan yürütmeyi durdurma ka- ran çıkaran SSK yönetici- lennın yenne atananlar ta- rafından alınan kararlann geçersız olduğu savlandı. Necati Çelik'in bakan- lıkta ve özeüikle SSK'de başlattığı kadrolaşma ha- reketı kapsamında görev- den aldığı üst düzey bü- rokratlar yargı kararlany- la geri dönüyor. Daha ön- ce SSK Yönetim Kurulu üyeliğınden alınan Yüeel Artantaş'ın ve Bağ-Kur Genel Müdür Yardımcılı- ğı'ndan alınıpgeleneklere aykın olarak Araştırma, Planlama ve Koordınas- yon Kurulu (APK) Baş- kanlığı'na uzman atanan Mehmet Koyunoğlu'nun yürütmeyi durdurma ıs- temlerinı kabul eden Da- nıştay 5. Dairesı. bakanlık müsteşar yardımcılığına atanan Kemal Kılıçdaroğ- lu'nun SSK Genel Mü- dürlüğü görevine iadesi yönünde karar aldı. Danıştay'ın 12 Aralık 1996 tarihinde verdiği "SSK Genel Müdür Yar- dımcılığı'ndan alınan Ömer Çakmakçf nın gö- revine iade edilmesi ve Mahfuz Güler'in atama kararnamesi'" hakkındakı yürütmeyı durdurma ka- ran, ıdareye 24 Aralık 1996 tarihinde teblığedil- di. Ancak karar, yasal 30 güniük süre dolmasına karşın 3 Şubat 1997'teyü- rürlüğe konuldu. DDK'de görev yapan Çakmak- çı'nın yerine, atama karar- namesi hakkında yürüt- meyi durdurma karan ve- rilmesıne karşın SSK Ge- nel Müdür Yardımcılığı'nı Mahfuz Güler sürdürüyor. Mesut Yılnıaz: Dıırum vahim ANAP lideri Mesut Yılmaz, Sakarya'nın Uçe. belde ve köylerinde yaptığı, seçim gezilerinj andıran bayramlaşma turiannı dün de sürdürdü. Y ılmaz. REFAHYOL hükümetinin üniversiteden silahlı kuvvedere kadar toplumun tüm kurumlannda gerginük yarattığını belirterek "Silahlı kuvvetter tanklannı Ankara'nın ortasında yürütmek suretiyle bir mesaj vermek gereğuıi duyuyorsa durum vahimdir" dedi. DYP ve RP'li bazı milletvekillerinin artık bu hükümetin vebalini taşımak istemediklerinin işaretini verdiklerini sövleyen Ydmaz, "Makul sürede üİkeyi erken seçime taşıyacak geçici hükümete ülkenin ihtivacı vardır'" diye konuştu. Yılmaz RP'nin üniformah güçler oJuşturmasını Hitler'in nasyonal sosvalistlerine benzeterek "Bir parti aJternatif bir güç oluşfuruyorsa gizli bir niyeti vardır. Yurtdışındaki uluslararası terör örgütierini desteklemektedir" dedi. (HATİCE TUNCER) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, RP-İran ilişkisine dikkat çekti . . 6 Silahlanma iç savaşa götürür' BÜLENT ECEVİT ANTALYA - ÇHP Genel BaşkanıDeniz Baykal. siyası partile- rin silahlanmaya baş- lamasıyla Türkiye'nin iç savaşa. kar- gaşaya girebıleceğini söyledi. Bay- kal. RP' nin silahlanmaya başlan- masının da rejimi kaygılandırdığını belirtti. Sincan olaylannın RP-İran ilişkısıni ortaya çıkardığını da belir- ten Baykal. "Kuvvetle muhtemel maddi vardım da alıvor olabilûier" dedi. Şeker Bayramı tatilini Antalya'da geçiren ÇHP lideri Denız Baykal, dün partisinin Senk ılçesine bağlı Karadayı belde örgütünün açılışına katıldı. Baykal. burada gazetecilerin soru- lannı yanıtlarken RP'nin tehlikelı hareketler içinde bulunduğunu ve bu hareketlenn. anayasal rejimi tehdıt eder boyutlara ulaştığını söyledi. RP'nin referansının anayasa değü. tran rejimi olduğunu öne süren Bay- kal. şöylededi: "Sincan 'daki olay lar bunun somut göstergesidir. RP'nin referansı ana- yasa, demokrasi değü kendi ifadele- ri ile dindir. Türkiye'de anayasamı- za karşı bir anlayış konuluyor. Ütop- yalan, anayasadaki siyasal rejim de- ğü, İran İslam Cumhuriyeü'ne öze- nen bir parti konumunda. Kayseri'de RP'liler' Bizim referansımız demok- rasi değıldır' diy orlarsa bu doğrultu- da çaüşma içindeoMuklan ortaya ÇH kıyor. Şeriatı u\ gulama iddiasıy la siyaset yapıvoriar. Sincan'da sergilenen RP Ecevit, işbirliği mesajımn sadece CHP'ye olmadığını vurguladı ' Çağrım solda birlik değilANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkanı Büİent Ecevit, REFAHYOL hükümetine karşı "güç birliğT çağnsının sadece ÇHP'yı kapsamadığını \e "solda birlik mesajı içermediğini T ' söyledi. Ecevit, laıklığın solun tekelinde bulunmadığını, demokratık cumhuriyeti RP'nin tehlıkelennden kurtarmanın tüm partilerin görevi olduğunu belirtti. DSP lideri Ecevit. dün halası Afıfe Ecevit'ın de bir süre kaldığı Özcan Yaşlı ve Hasta Bakımevi'ni ziyaret etti. Ecevit, gazetecilerin sorulan üzerine, solda birlik çağnsı yapmadığını söyledi. Ecevit, laık demokratik cumhuriyeti RP'nin tehlikelerinden kurtarmak için bütün partileri güç birliğine çağırdığını belirtirken laikJiğin solun tekelinde olmadığını, bunun ulusal bir sorun olduğunu kaydettı. Ecevit. BBP'nin koalisyon ortağı olacağı yönündeki iddialann anımsatılması üzenne. "Bu hükümetten kurtulmadan önce aynntılara üımemek gerekir" dedi. Ecevit, Başbakan Necmettin Erbakan ve DYP Genel Başkanı, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in devlet olanakJanyla tatil yaptığı yönündekj bir soru üzenne. son yıllarda devletın parasının kişisel amaçlar için kullanılmasının yaygınlaştığını söyledi. ile İran arasındaki özel ilişkidir. RP'nin. İran'ın ne kadar etkisi altın- da kaldığı Sincan'da ortaya çıkmış- ör." Baykal, Sincan'da silahlı müsa- mere yapıldığını da anımsatarak - Bir çeşit kıyam hareketi övgüsü ger- çekleştirilmiştir. Türkiye'de bir giz- li silahlanma çabasuun yürütülmek- te olduğuna ilişkin güvenlik örgütle- rimizin, istihbarat kuruluşlannın tespitleri olayın boyutlannı ortaya koymaktadır'" dedi. Türkiye'de kaygı vencı ciddı bır silahlanmanın yürütülmekte olduğu- nun anlaşıldığını dile getiren Baykal. Kayseri'de ortaya çı- kan paramiliter güvenlik ya- pılanmasını da anımsatarak şöyledevam etti: "Bunlartehlikeli işaretler- dir. Eğer siyasi partiler o yak- laşımlan benimseyecek olur- sa Türkiye'de sözlü tarnşma- nın yerini silahlı çaOşma alır. RP, buraya doğru gidişi gö- zükara bir anlavışla öngör- mektedir. Bu kaygı vericidir. Mücadeleye ihn'yaç var. Türkiye'nin bir tane ordu- su var. Türk Silahlı Kuvvet- lerl Bir başka ordu arayışı- na kimse kalkmasın. Kim böyie bir anlayışın peşine dü- şerse bunun alüüda kalır, ezi- Br." IRMIKI AYDIN ENGIN e - mail: engin (g planet.com.tr Şu cümleyı bir yerlere not edin: "Bucak, Ağar ve Çil- ler'/e ilgili olarak, bu kişiler hakkında, dava açılabilecek düzeyde bir delil, komisyonu- muza ulaşmadı." Bu sözler Susurluk Komis- yonu'nun Refahlı başkanı Mehmet Elkatmış a ait. Bu sözler Susurluk Komisyo- nu'nun üç ayla sınırlı görev sü- resinin sonunda olacakların da özlü bir anlatımı. Komisyonun çalışmaya baş- lamasıyla kamuoyunda uya- nan umutların da kofluğunun bir kanıtı. Bu komisyon haftalardır ça- lışıyor. Sayısını gazetecilerin bi- le unuttuğu sayıda tanık, sanık (adayı) dinlendi. Elkatmış'ın kendisi 30 bin bılgi ve belgenin komısyona ulaştırıldığını söy- lüyor. Ardından da "... Bu kişi- ler hakkında dava açılabilecek düzeyde delil komısyona ulaş- madı"ymış. Bu sözlerden çıkarılabilecek sonuç fazla değil. Hatta tek: Yeterli Delil Yok(muş)!.. Komisyon başkanı bizimle dal- ga geçiyor. Eğer komisyonun öteki üyeleri de bu kanıyı bö- lüşüyorlarsa, dalga geçenlere komisyon üyeleri de dahil. Demek 3 kasımdan bu yana onca yazılan çızilen palavray- dı. Hatta Susurluk'ta bir kam- yon bir Mercedes'e de çarp- madı. Abdullah Çatlı, Hiise- yin Kocadağ ölmedi. Sedat Bucak orada değildi. Mehmet Eymür diye biri yok. Korkut Eken diye bir adam hiç var ol- madı. Emnıyet Genel Müdürlü- ğü İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı adlı üst düzeyde bir polis şefi, komis- yonda hiçbir şey anlatmadı. Haluk Kırcı diye bir "vatanse- ver" televizyonlann canlı yayın- larına telefonla katılmacü. Ozel tim şefi İbrahim Şahin ve adamları ve Abdullah Çatlı, Ye- nikapı'daki bir lokantada kar- şılıkJı göbek atmadılar. Özel tim memuru ve Sedat Bucak'ın korumalığını yapan Ayhan Çarkın ve iki arkadaşı da as- lında kırmızı ışıkta geçip trafik yasasını çiğnedikleri için tutuk- landılar... Evet, Elkatmış'ın söyledikle- rinin başka bır yorumu müm- kün değil. ••• Susurluk Komisyonu, "Ağar, Bucak ve Çiller hakkında dava açılmasına yetecek delil topla- sın" diye mi kuruldu? Örneğin bu üç kişi delil bulunup mah- kemeye filan sevk edilseler Su- surluk Komisyonu görevini ta- mamlamış mı olacak? Peki ozaman, MHP bataklı- ğında yetişmış katillerin ellerı- ne devletin silahlannı tutuştu- rup devlet adına görevlendiril- meleri gerçeğıni hangi komis- yon araştınp soruşturacak? Susurluk Komisyonu'nun önüne çıkan hemen bütün po- lis, MlTyöneticileri "Buadam- lar belli bir dönem MİJtarafın- dan kullanıldılar, sonra onları polis devraldı" diye başlayan ifadeler verdiler. Bu ifadeler milletvekili kimli- ği ile o komisyonun koltuklan- na yerleşenlerce hiçbir önem taşımıyor mu ? Bir üst düzey bürokratın ifa- desi delil değilse, delil nedir? ••• En iyisi bunları bırakalım. Ben size bir fıkra anlatayım. Adamın karısı varlıklı. Karısı sayesinde keyifli bir yaşama kavuşmuş. Yitirmeye de hiç ni- yeti yok. Kadın da herifin halin- den haberli. Rahatını yıtirme- mek için boynuzlu olmayı bile göze alabileceğini biliyor. O yüzden de bildiğini okuyor. Bir komşusu adamı çevir- miş: - Bana bak, demiş. Mahalle- de dedikodu ayyuka çıktı. Se- nin karı, seni boynuzluyor. Ötekinın canı sıkılmış. Rahat yaşam tehlikede. itiraz etmiş: - Iftiradır, demiş. Gözünle görmeden inanma, emin ol- ma. Öteki ısrar etmiş: - Olurmuulan, demiş. Senin kan, sen işe gittikten sonra eve bir adam aldı. Ben de balkon- da kerterizeyattım. Adam içeri girdi. Önce birer içki içtiler. Ar- dından yatak odasına yönel- diler. Herıf pişkin: - Ee n'olmuş. Kötü bir şey yaptıklannı gördün mü ? Komşu devam etmiş: - Yatak odasında adam soyundu. Sonra senin kan soyundu. Adam yatağa girdi. Senin karı da yatak odasının perdelerini çekip sıkı sıkı kapattı. Ûtesıni göremedim ar- tık.. . Herif sıntmış: - Demedim mi ben sana, de- miş. Iftiradır. Gözünle gör- meden inanma demedim mi? POLİTtKA GÜINLÜGÜ HİKMET ÇETİNKAYA Ödlekler... Başbakan Necmettin Erbakan bakın ne diyor: "Bir kısım medya iki aydır 'Susurluk', ardından 'Ayşe, Fadime' dedi. Sonra, Taksim ve Çankaya'ya cami yapılacak diye tutturdular. Şımdi de ışıkları söndürüp fesatlık yapıyorlar. Elbette cami yapıla- cak. Bre fosiller!.. Niye fosil diyorum? Halkın inan- cı ile mücadele olmaz. Büyük devrim yaşıyoruz. Ye- niden büyük Türkiye'nin kuruluşunu artık kimse engelleyemez..." Once Erbakan'a kişisel yanıtımızı verelim: " Fosil olan sizlersiniz..." Sonra da soralım: " Başbakan Erbakan kime meydan okuyor?" Demokrasi yanlısı kurum ve kuruluşlara, elbet bu arada Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel e, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Karada- yı'ya, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Deniz Baykal a kadar 'laik devlet' diyen herke- se 'fosiller' diyerek meydan okuyor... Başbakan Erbakan'ın bu cesareti nereden kay- naklanıyor dersiniz? Kendi ideolojilerini benımseyen DYP'li ve ANAP'lı milletvekillerini çokyakından tanımasından ve Tür- kiye'de bir kesim 'aydın bozuntusu'nun şeriatçılar- la işbirliği yaptığını bilmesinden... Bır emeklı askerle konuşuyorum... Diyor ki: "Türk Silahlı Kuvvetlen'nin şeriatın ayak sesleri- ni duyduğu kesin. Sincan'da tanklann geçişi dar- be için değil, toplumun demokratik, dinamik ke- simlerine 'uyanın' mesajını vermek içindi..." Eğer Türkiye'nin Başbakan'ı toplumun yüzde 80'ine 'fosiller' diyebiliyorsa oturup düşünmekte ve bu arada şu soruya yanıt vermekte yarar vardır: "Toplum, şeriatın ayak seslerini duyup, uyanıyor mu?" Toplumun biryıl önceye göre bugün daha duyar- lı olduğu kesin, ama henüz uyandığı söylenemez... İran ve Cezayir'de yaşananlar ortada. Bu iki ül- ke aydınlarının başına gelenleri unutmamak gere- kir. Şeriatçılar hem iran hem de Cezayir'de kimi ay- dınlan ve solculan kullandı. Iş işten geçip, kafa- lar koparıldıktan sonra uyanıldı... Başbakan Erbakan bugün milis gücüne güveni- yor, o nedenle de Oğuzhan Asiltürk sık sık " Bi- zim silahlı gücümüz imanımızdır" deyip, toplumun yüzde 80'ine gözdağı vermeyi sürdürüyor... • • • Ocak ayı içinde devlet kesesinden RP yandaş- larına dağıtılan 2 trilyonun hesabını kim verecek- tır? RP'li Devlet Bakanı Sacit Günbey'e sormuştuk, "2 trilyon lira hangi ölçüler içinde dağıtıldı" diye. Ancak bu soruya henüz yanıt alamadık. Bir başka önemli konu, Çocuk Esirgeme Kuru- mu'ndaki şeriatçı yapılanmadır. 20 bin çocuk ve gencin yaşadığı bu kurumda 'şeriatçı süreç' hız kazanmaktadır. Çocuk Esirgeme Kurumu'nun yurtlarında ne yılbaşı kutlanıyor ne de Cumhuriyet, 23 Nisan ve 19 Mayıs bayramları. Çocuklar ve gençler bu yurtlarda 'şeriatçı militan' olarak yetiş- tirilmeyeçalışılıyor. Yemekhanelerde, çalışmaoda- larında kız ve erkek çocuklar ayn ayn oturtuluyor. Çocuklara zoria namaz kıldınlıyor. Iran'dan geti- rilen vıdeo filmler gösteriliyor. Acaba DYP'lilerortaklarının Çocuk Esirgeme Ku- rumu'nda olup bitenleri ızleyebiliyorlar mı? Laikli- ğinden kuşku duymadığımız Mehmet Gölhan, Ço- cuk Esirgeme Kurumu'nda yaşananlan hiç duy- madı mı? Ya Milli Eğitim Bakanlığı ndaki 'şeriatçı örgüt- tenme'ye ne demeli? Bakın bir DYP il başkanı bize gönderdiği faksta ne diyor: "Milli eğitim müdürlüklerinde bizim sözümüz geçmiyor. Sözümüzün geçmesi için bir tarikat şey- hinin müridi olmak gerekiyor." DYP'yi îarikat şeyhleri ve Refah Partisi teslim al- mış. Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam istediği kadar " Ben Atatürkçüyüm " diye açıklama yap- sın, durum ortada. ••• Başbakan Erbakan, tüm laiklere 'fosiller' der- ken DYP Genel Başkan Yardımcısı Necmettin Cevheri, partisinin Izmir il merkezinde "Biz cum- huriyet Müslümanıyız" deyip ekliyor: "Cumhuhyetin ve onun büyük kurucusu saye- sinde bugün inançlanmızı rahatlıkla yaşıyoruz..." Necmettin Cevheri böyle söylüyor, ama kadın eli sıkmayan bir valiyi Urfa'da birzamanlar 'baştacı' ettiğini, Harran Üniversitesi'ndeki 'Nurcu yapılan- ma'ya göz yumup, orasının 'şeriat yuvası' haline dönüştürülmesınde büyük payı olduğunu unutu- yor... Gelelim laik basın ve televızyonlara... Hıncal Uluç'un deyişiyle birbirlerine bir zaman- lar 'mektup yazan' şeriatçı yazarların palazlanma- sına kimler yardımcı oldu? Onlan koruyup, kolla- yanlar; sözümona demokrasi adına Nurculuğu göklere çıkaranlar kimlerdi? Birtarikat şeyhinin mü- ridine övgüler düzen, ondan özür dileyen televiz- yoncu kimdi? O mürit, köşesinde şöyle yazmıyor muydu, alış- veriş ettiği mağaza Atatürk posteri dağıtmaya baş- ladığında: "Bizim paralanmız, kurşun olarak bize geriye dö- nüyor." Din bezirgânlannın sırtlarını sıvazlayanları ka- muoyu çok iyi tanıyor, onların müritlerini koruyup kollayanlan biliyor... Şeriatçılar artık televizyon ekranlarında şöyle haykırabiliyor: "RP'nin 6 milyon oyu var, bir işaretle 3 milyon kişi Erbakan'ın peşinden yürüyebilir..." Elbet bu palavrayı yerseniz korkup, bir köşeye çekilir sinersiniz. Ama yağma yok. Meydanı onla- ra bırakmayacağız. Bu karayobaz çetelerine tavn- mızı şöyle koyacağız: " Haydi oradan ödlekler. 12 Eylül öncesi 'şeriat1 diye bağırıp, daha sonra cuntacı paşalann elini, ayağını öpen sizler değil misiniz? Ne çabuk unut- tunuz faşist darbecilerin peşinden gittiğiniz gün- leri..." Artık meydanlar sizin değil. çoğunluğun olacak. Toplumdakı demokratik örgütlenme. başınıza bal- yoz gibi inecek. Sıkıyorsa çıkın meydanlara ve bağırın "şeriat gelecek, laikler geberecek" diye. Çıkın da boyunuzun ölçüsünü alalım. Ödlekler!.. Internet: http: // www.planetcom.tr/Xn E mail: Hikmet Cetinkaya f« Planet.com. TR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle