Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 0 ŞUBAT1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Eınniyet Müdürlüğü, öğrencilerle ilgili fotoğraf ve kimlik gibi belgelerin verilmesinde kolaylık istedi
Universîleler gözahmdaFİGENATALAY
istanbul'daLi unıversıte-
lerde ögrenım görmey i dü-
şûnen öğrencikr: ünıver-
site sınavım kazanırsanız
bölûmünüzden önce Em-
niyet Müdürlüğü ne "ka-
yıt" yaptınn; Terörle Mü-
cadele Şubesı görevlileri-
ni, kımlığinızı ve adresıni-
zri elde etmelen için boşu-
na yormayın.
Emniyet Müdürlüğü. h-
tanbul Onıversıtesi Rek-
törlüğü'nden. öğrencılerle
ilgili bilgı \e belge sağlan-
masıada kolaylık istedi.
Bu isteğin rektörlük tara-
fından uygulanması halin-
de, herhangi bir öğrenci-
nin fotoğrafı, açık kimliği
ve adresinin, üniversitede
görevli Terörle Mücadele
Şubesi Müdürlüğü'ne
bağlı polislere verilmesi
için sözlü ıstek bile yeter-
li olacak. Geçen öğretım
yılında tÜ'nün yanı sıra.
İTÜ, Yıldız Teknik. Mar-
mara, Mimar Sinan ve Bo-
ğaziçi üniversıtelenne gönderilen yazıy-
la ise yeni kayıt yaptıran öğrencılerin ta-
mamının nüfus kayıt ömekleri. memle-
ket ve Istanbul ıkamet adresleri ile fotoğ-
raflan istendi.
Istanbul Barosu Genel Sekreten İsma-
0 Karaca, Emniyet Müdürlüğü'nün bu
tavnnı "keyfi" olarak yorumladı ve "Bu
hem >anlış hem de yasalara aykındır.
Manisa valiliği can ve mal günvenliğini gerekçe gösterdi
Öğrenci ve öğretmenler fişleniyor
NECATİAYG1N
İZMİR- Manisa Valiliği, yurttaslann can gü-
venliğini gerekçe göstererek öğretmen ve öğren-
cileri "Personel Fihristi" formuyla fîşliyor. Hu-
kukçular, uygulamanın hukuka aykjn olduğunu
bertirken. CHP tzmir Milletvekili Sabri Ergül
Manisa Valiliği'nin bu uygulamasını TBMM
gûndemine taşıdı.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Bal uygu-
lamaya karşı çıkarak, "Gençleri potansiyel suçlu
gören ve 12 Eylttl uygulamalarından olan bu fiş-
leme manrığı, huzursuzluk ve güvensizlik yarat-
maktan başka bir şeye hizmet etmez" dedi.
Manisa'da gözaltma alınan 12 lise öğrencisine
işkence yapilmasınm yankılan sürerken. Manisa
Valiliği'nin okullara gönderdiği bir genelge ile
öğretmen ve öğrencilerin fişlenmesi uygulama-
sına tepkilergiderek yoğunlaşıyor. Fişleme uygu-
lamasına tepki göstererek konuyu TBMM'ye gö-
türcn Sabri Ergül, "Bu uygularaa insanlann kişi-
lik haklanna saldındır. Suçtur, bu suç da okulla-
ra gönderilen genelgede ünzası bulunanlar tara-
findan işlenmiştir. l ygulamanın kaJdmlması için
olayı TBMM'ye götürdüm. L ygulama şündilik
durduruldu. Konunun takipçtsi olacağmı*' dedi.
Manisa"da, öğretmen ve ögrencılere yönelik
"fişleme" uygulamasının hukuka aykın olduğu-
nu, kimsenin gençleri kamuoyuna potansiyel suç-
lu gibi göstermeye hakkı olmadığını savunan Ma-
nisalıgençlerinavukatlan Sema Pekdaş, Mehmet
Nur TerzL Pelin Erda, "Gençlerin potansiyel suç-
lu olduklan varsayımı ile Manisa Valiliği, öğren-
ciler hakkında bilgi istiyor. Emniyet ve valfliğe
gönderikcek bu formun amacı öğrencileri ve hai-
kı psikolojik denetim altuıa almaktan başka bir
şey değildir. Uygulama insan haklan Oüaüdir, son
\«rflmedir" görüşünü savundular.
Bal, Manisa Valiliği'nce gençlere ve öğret-
menlere yönelik psikolojik baskının giderek yo-
ğunlaştığını, bunun son örneğinin ise "yurttaşla-
nn can güvenliğr gerekçe gösterilerek öğretmen
ve öğrencilerin "Personel Fihristi" formuyla fiş-
lenmesi uygulaması olduğunu belirtti. Bal, uygu-
lamaya son verilmesini isteyerek şunlan söyledi:
"Yaklaşık bir buçuk yıl önce başlayan öğrenci-
lerle ilgili gözaltma alma ve gözaltında öğrencOe-
re işkence yapma operasyonlannın yankılan da-
ha dinmemişken. sorumlulan yargtlanıp hak et-
tıkieri cezayı almamışken. öğrencilerin örgüt üye-
si ounak iddiasıy la süren davalan sonuçtandı.
Gençler en azından insanın \ krdanını rahatsız
ederi cezaiarla karşı karsıya kaldüar. Bu gençlere
işkenceedenlerin davasa ne zantan sonuç,tanır bel-
li değil Ülke kamuoyunda Manisalı gençierin uğ-
radığj haksızlık tartışılırken. gençlerimize nasd
bakıldığını bir kez daha doğnılayan yeni gefişme-
lerle karşılaşıyoruz. Manisa'da öğrencilerin yeni-
den fişknmesi gündeme gekli. Gençleri potansi-
yel suçlu gören ve 12 Eylfil sonrası uygulamalar-
dan olan bu fişleme manrjğı huzursuzluk ve gfi-
vensizlik yaratmaktan başka bir şeye hizmet et-
mez."
Üniversite yönetiminin bu bilgileri ver-
memesi lazım" dedi.
Valı Yardımcısı Osman Demir imza-
sıyla İÜ Rektörlüğü'ne göndenlen yazı
şöyle: "Ünhersitenize baglı fakülte ve
yüksekokullarda öğrenim gören ban öğ-
renciler hakkında zaman zaman fotoğ-
raflan ile (açık kimlikleri. adresleri vta.)
bilgi ve belgelere müdüriüğümüzce ihti-
yaç duyulmaktadır. Bu gibi isteklerimizi
ise üniversitenizde görev yapan Terörle
Mücadele Şubesi Müdürlüğü'ne bağlı
personelimiz aracılığı ile yapmaktayız.
Belirtilen konulann yazısma yolu ile ya-
pılmasında gecikmeler meydana geldi-
ğinden. y apılmakta olan çalışmalarda SH
kıntıya düşülmektedir. Lniversitenizde
görevli personelimiz aracılığı ile istenilen
bilgi ve belgelerin temininde gerekli ko-
layhğuı sağlanmasını rica ederim.'*
Geçen öğretim yılı başında ise JÜ.
ÎTÜ, Yıldız Teknik. Marmara. Mimar
Sinan ve Boğaziçi üniversiteleri rektör-
lüklerine. Vali Yardımcısı Nihat Kemal
Eren imzasıyla gönderilen yazı şöyle:
" Vapılacak olan istatistiki çahşmalara e-
sas teşkil etmek amacı ile bu >ıl yeni ka-
yıt yaptıran öğrencilerin
tamamının, nüfus kayıt ör-
nekleri, memleket ve Istan-
bul ikamet adresleri ile bi-
rer adetfotoğraflannın, fa-
küJteveyüksekokulaynmı
yapılarak ayrı ayn tasnif
edilip Emniyet Slüdürlü-
ğü'ne gönderilmesini rica
ederim."
Bu istek eğer adı geçen
üniversite yönetımleri ta-
rafından yenne getirildiy-
se -kı büyük olasılıkla ge-
tinldi- Istanbul'daki üni-
versite öğrencilerinın ta-
mamı "fişlenmiş" durum-
da.
Istanbul Barosu Genel
Sekreteri Ismail Karaca.
Emniyet Müdürlüğü'nün
bu ısteklennı şöyle değer-
lendırdi: "Emniyet Mü-
dürlüğü'nün böyle istekte
bulunması için ya mahke-
me ya da savcılık tarafin-
dan yapılan bir soruştur-
may la ilgili olarak istenme-
si gerekiyor.
O zaman da Emniyet
Müdürlüğü'nün üniversi-
teye gönderdiği yazıda gerekçenin belir-
tilmesi ve savcılık ya da mahkeme yazısı-
ıım da ekte gönderilmesi gerekir. Savcı-
lık ya da mahkeme karan olmadaıu key-
fı olarak böyte bir istekte bulunulamaz.
Bu doğru da değildir. yasal da değildir.
Üniversite yönetiminin de bu bilgi ve bel-
geleri Emniyet Müdürlüğü'ne vermeme-
si lazım."
'TSK, cumhuriyetin güvencesi'Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bayram mesajmda uyanlannı sürdürürken Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, 'Silahlı kuvvetler, her türlü tehdide karşı göreve hazırdır' dedi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. gurbetçiler için yayımla-
dığı mesajda da uyanlannı sürdü-
rürken Genelkurmay Başkanı Or-
general İsmail Hakkı Karaday L
Türk Silahlı Kuvvetleri'nın (TSK),
her türlü tehdit ve tehlıkeye karşı,
banş ve güvenliğin güvencesi ol-
mayı her zamankinden daha güçlü
bir şekilde sürdürdüğünü söyledi.
Karadayı. Türk ulusunun bağnn-
dan çıkan TSK'nin. "Büyük Ata-
türk'ün bdnde. laik ve demokratik
Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlü-
ğü uğnında her türlü görevi yapa-
cak azim ve karariılığa sahip oldu-
ğunu" bıldırdi. DSP Genel Başka-
nı Bülent Ecevh ise son y ıllarda ka-
tılımcı demokrası arayışının top-
lumda gitgıde yaygınlaştığını be-
lirterek "Halk, bans içinde sahaya
inmeye başlamıştır. Askeri müda-
haleleri önlemenin yolu da budur"
dedi.
Cumhurbaşkanı Demirel, din
sömürücülen ve laiklık karşıtlan
konusunda bir hafta ıçındekı üçün-
cü uyansını dün yaptı. Cumhur-
başkanı, uyanlannı. TGRTteleviz-
yonundaki söyleşısı veTürkiye've
yönelik bayram mesajının ardın-
dan, TRTINT tarafından yav ımla-
nan yurtdışmdakı yurttaşlara yö-
nelik bayram mesajmda da yinele-
di. 1leri ülkeler düzeyıne ulaşmış
çağdaş, büyük Türkıye"nin ilk he-
def olduğunu bıldiren Demirel.
"Büyük Atatürk'ün emaneti olan
cumhuriyet en değerii varüğımız-
dır" dedi. Türkiye Cumhuriye-
ti'nin anayasal bir devlet, üstün ıra-
denın de ulus iradesı olduğunu
kaydeden cumhurbaşkanı. Türkı-
ye'de yaşayan herkesin "birinci sı-
mf yurttaş olduğunu" v urguladı.
Demirel, mesajmda, Türkı-
ye'nın laik, demokrat ve sosv al bir
hukuk dev leti olduğunu da vurgu-
layarak şunlan söyledi:
•'Devletin, anayasada belirtilen
temd nitelikleri korunacaktır. İsla-
miyet bir banş dinidir. Buna rağ-
men. dini duygulanmızla oynaya-
rak kav ga ortamı yaratmaya çan-
şaıılır çıkıyor. Bunlara fırsat ver-
meyeceğiz. Onlarca Müslüman ül-
ke içerisinde İslamiyetin en iyi y a-
şanckğı ülkeTürkiye'dir. Bunun se-
bebi laiklik ve demokrasidir."
Tirkjyenin her kanş toprağın-
da. bukuk egemenlıği bulunduğu-
nu dıbelırten Demirel. çağdaş uy-
garlşa ulaşma hedefinden v azge-
çilmeyeceğmi vurguladı. Cumhur-
baştanı. "Türkiye, şanlı tarihinu
âdelerini, gelenekkrini. kültürü-
nii. hançlannı koruyacakür. Türk
vataidaşı. devlete. onun kurum ve
niteiklerine. silahlı kuvvetlerine.
güvnlik güçlerine, yargı organına
yöntlik kötülemelere karşı son de-
rectdikkatü ve duyarlı olmalıdır"
gönşünü dile getirdi.
ATupa'daki yurttaşlann huzur
ve gjven içinde yaşaması için alı-
nacJc önlemlenn takıpçısı olduğu-
nu laydeden Demirel. şunlan de-
di : "Şevkle. kararulıkla çalışarak;
nioaydınlıkgünlere doğru hep bir-
u )
^ b i r
g^p ^ ^ ^a d l k ö >
,s k e l e M e y d a
.
nı'nda "Aydınlık Türkhe" istemiyle bir gösteri yaptılar. Aralannda Ahmet Lğurlu, Necef Uğurlu, Tuncay Özinel, Tevfik Gelenbe,
Ferdi Akarnur. Semra Oztan, Dursun Ali Sanoğlu ve Gürol Gökçe'nin de bulunduğu sanatçüar, "tenıiz toplum ve temiz siyaset" için
her pazar saat 13.0O'te Kadıköy İskele Meydanı'nda buluşmak üzere çağnda bulundular. Sanatçılann "Susma. sustukça sıra sana
gelecek" şeklinde slogan artıklan eyieme. çevrede bulunan çok sayıda yurttaş da kaûlarak destek verdi Bu arada, Balarköy Ozgür-
lük Mey danı'nda toplanan çok sayıda yurttaşta düdük çalarak temiz toplum isteğinde bulundu. (Fotoğraf: IPEK YEZDANİ)
Cazi Mahallesi
Halkkendi
meclisini
kurdu
YUSUF ZİYA AY
Gazi Mahallesi halkı. yalmzca
seçim zamanlannda kendilerini ha-
tırlayan yerel yöneticilere, kurduk-
lan halk meclisi ile hafıza yenile-
tiyor. Gazi Mahallesi Halk Mecli-
si Sözcüsü Halil Telek. eğıtimden
sağlığa, ulaşımdan elektriğe kadar
mahallenin bütün sorunlarını ele
alarak yetkilıler nezdinde ginşim-
de bulunduklannı söylüyor.
Halk Meclisi Sözcüsü Halıl Te-
lek. 12 Mart 1995'te meydana ge-
len olaylann ardından Gazi Mahal-
lesi'ne yatınm yapılmadığını be-
lirterek. başta konfeksıyon atölye-
len olmak üzere birçok işyerinın
kapandığını anlatıyor. Teleİc, Gazi
Mahallesi'nde yaşayan Alevı ve
Sünni yurttaşlararasındayapay bir
aynm oluşturulmasının, mahalle
halkı arasında gergınliğe neden ol-
duğunu vurguluyor.
likte y ürüyeceğiz. Kimlik ve kişiU-
ğimizi oluşturan değerlerimize sa-
hip çıkın. Dev letimize ve laik. de-
mokratik cumhuriyete. milletimi-
/in geleceğine üıancınızı koruy un.
Sizden sonrald kuşaklann da cum-
huriyet bilinci. vatan. milletve Ata-
türk sevgisiyle yetişmelerine özen
gösterin."
Erbakan'ın açıklaması
Başbakan Necmettin Erbakan
ise demokrasıyı içıne sındireme-
yenlenn kendilenni "terbiye" et-
mesıni istedi. Erbakan. önceki gün
Antalya'da düzenlenen partı yeme-
ğinde, en büyük ıki partinın iktıda-
ra gelerek ülkeye hizmet ettiğini
dile getirdi. Erbakan. "Zafer de-
mokrasinin zaferi. tabii bunu her-
kes içine sinidiremedi. Demokrasi-
yi hâlâ içine sindiremeyenler bir an
önce kendilerini terbiye etsin" de-
di.
Şeriatçı gırişimler konusundakı
rahatsızlığmı Sincan'daki zırhlı
birliklergeçişi ileaçıkçasergileyen
TSK; laik, demokratik cumhunve-
tı koruma kararlılığında olduğu gö-
rüşünü bayram mesajmda da dile
getirdi. Genelkurmay Başkanı İs-
mail Hakkı Karadayı, Şeker Bay-
ramı nedenıyle dün bir mesaj ya-
yımlayarak TSK mensuplannın
bayramını kutladı. Karaday ı mesa-
jmda, "Üç kıtayı birbirine bağla-
yan ve dünya coğrafyasında nıüs-
tesna bir yere sahip olan ülkemize
yönelik her türlü tehdit ve tehlike-
ye karşu TSK, banş ve güvenliğin
güvencesi olmaya. her zamankin-
den daha güçlü bir şekilde devam
etmektedir" dedi.
Karadayı, TSK'nin. "Türk ulu-
sunun engin desteğine sahip oldu-
ğunu ve ulusun bağnndan çıktığı-
nı" vurgulayarak"TSK,sarsılmaz
disiplini, üstün eğitim ve modern
silah ve teçhizatı ile Büyük Ata-
türk'ün izinde. laik ve demokratik
Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve
ulusuyia bölünmez bütünlüğü uğ-
runda her türlü görevi yapacak a-
zim ve kararhlığa sahiptir" göriişü-
nü dile getirdi. Karadayı mesajm-
da, şehitlerı anarken emekli perso-
nel ile gazilere şükranlannı bıldir-
dı. DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit ise dün yaptığı açıklamada.
demokraside. ülke yönetıminden
yalnız hükümetlenn değil. tüm
toplumsal kesımlerin sorumlu ol-
duğunu anımsattı. Sorumluluğa
katılmanın da yalnızca oy kullan-
maktan ıbaret olmadığını kayde-
den Ecevit, 12 Eylül askeri darbe-
sınden bir hafta önce yaptığı ko-
nuşmada. demokrasinin bir "seyir-
ük oyunu" olmadığını v e güv enlik
güçlennin tribünlerde oturması,
halkın da sahaya ınmesı gerektiği-
ni söylediğmı anımsattı. Bu neden-
le ağır eleştırilere uğradığım v e bu
sözlen yüzünden hakkında soruş-
turma açıldığını belirten DSP li-
deri. şöyle devam ettr "Oysa son
Türkiye Ermenileri Patriğinden, ABD'nin Türkiye insan haklan raporuna tepki
Mutafyan:Hükümeûesorunumuzyok
LEYLA TAVŞANOĞLU
Türkiye Ermenileri Patnkhanesi, ABD
Dışişleri Bakanlığı"nın "Türldye'de 19%
Yılı insan Haklan Raporu'nda yer alan
Ermeni cemaatiyle ilgili bölümlere tepki
göstererek kendileriyle ilgili savlann
doğru olmadığını bildirdi. Patrikhanenin
Ruhani Meclis Başkanı ve Patrik Vekili
Başpiskopos Mesrob Mutafyan,
Türkiye'deki koalisyon hükümetiyle
cemaatin hiçbir sorunu olmadığını belirtti.
Mutafyan, hatta bazı vakıf kiliselerini
onarma olanaklan bulduklannı. bazı
beledıyelerin de kendı bütçelennden
ayırdıklan ödeneklerle Anadolu'dakı bazı
bakımsız Ermeni mezarlıkJannı düzene
soktuklannı ıfade etti. Mutafyan. bazı
Ermeni cemaat vakıflarmın, İdliselerin ve
cemaate ait binalann ise bugünkü
uygulamaya görc, Ermeni kilise üyelerinin
ikamet bölgeleri dışmdaki kilise
vakıflanna yönetici seçilememeleri
nedeniyle bakımsız durumda olduklanna
dikkat çekti. Mesrob Mutafyan. ABD
Dışişleri raporunda iddia edilenin aksine,
1996'da Istanbul'daki Ermeni kiliselerine
karşı herhangi bir saldın obnadığını,
patrikhaneden basına böyle bir haber
geçilmediğini belirtti.
Türkiye'de İslami akımm artmasmdan
rahatsız olmadıklanna işaret eden
Mutafyan, dini siyasallaştıranlardan,
özellikle de din adına şiddete ve teröre
başvuranlardan herkes gibi Ermeni asıllı
vatandaşlann da tedirginlik duyduğunu
kaydetti. Öte yandan Türkiye Ermenileri
Patriği Karekin n, kendi yetki alanlan
olan Türkiye'deki Ermeni cemaatinin
sorunlanna müdahale etmek isteyen
Lübnan Ermenileri Patriği Aram I'e bir
uyanda bulundu. Patrik, Erzurum'daki
eski Ermeni Kilisesi'nin Kültür Bakanlığı
onayıyla Erzurum Belediyesi"nce camiye
çevrilecegi haberi üzerine Lübnan
Patriği'nin konuyu Cenevre'deki Dünya
Kiliseler Birliği kanalıyla BM'ye iletrigine
dikkat çekerek. "Lübnan'daki patrikliğin
bizinı meselelerimizk uğraşmaması
gerekir. Biz. Lübnan Ermeni cemaatinin
meselelerine müdahale etmivoruz" dedi.
yıllarda katıhmcı demokrasi aray>
şı toplumda gitgkk yaygınlaşmak-
tadır. Öytelikle, ülkemizde demok-
rasi, tüm yasal ve kurumsal eksik-
lerine karşın, gitgklt daha çok ger-
çeklik kazanmaktadır. Halk, banş
içinde sahaya inmeye başlamıştır.
Askeri müdahaleleri önlemeninyo-
lu da budur. Önemli olan, siyasete
halk kaühnunın. kurumsal temel-
lere dayandınlmasıdır."
Bu yönde önemli bir adımın
1995 Temmuz ayında anayasa de-
ğışikliklenyle atıldığını anımsatan
Ecevit. bu değişıkhklen yaşama
geçirecek uyum yasalannın ise çı-
kanlmadığını söyledi. Bu eksıkli-
ğin bir an önce giderilmesi gerek-
tığini vurgulayan Ecevit. yıllardır
uygulanamayan "ekonomikvesos-
yalkonsey"e de işlerlik kazandınl-
ması gerektığini vurguladı. Ecev it.
yargının tam bağımsızlığa kavuş-
turulmasını ve devletin denetim or-
ganlannm iktidara bağımhlıktan
kurtanlmasını istedi.
'Erbakan kudurmuş'
Demokrat Türkiye Panısı (DTP)
Genel Başkanı HüsamettinCindo-
ruk. Türkiye'de bugün siyasete ah-
laksızlık ve dini duygulan sömür-
menin gırdiğini belirtti. Partisinin
bayramlaşma toplantısında konu-
şan Cındoruk, Erbakan'ı daeleş-
tirerek uygun yerde camı yapılma-
sına kimsenin karşı çıkmayacağı-
nı söyledi. Cındoruk. "Sayın Er-
bakan, Taksim'e camiyapılinasuıa
karşı çıkoğımız için bize "Kudur-
muş° demiş. Kuduran biz değUiz.
Bu sözünü Sayın Erbakan'a iade
ediyomz " dedi. Cindoruk. konuş-
masında Başbakan Yardımcısı
Tansu Çiller'ı de suçladı.
AYDEVLANMA
EMRE KONGAR
Almanya, Atatürk ve
Uğup Mumcu
Ülke insanımızın özelliklerini sayarken mangalda
kül bırakmayız: Ecdadımızın kahramanlığından, hal-
kımızın özverisine dek dünyanın sanki bütün mü-
kemmel nitelikleri bizde toplanmıştır.
Ama gelin görün ki, ortaklaşa biriş yapmak hemen
hemen olanaksızdır yurdumuzda: Derhal, liderlik
kavgası, "kimin dediği olacak" tartışması, "parsayı
kim toplayacak" sorusu ön plana geçer. Böylece bir-
den çok kişinin "ortak ve eşit" gayretini gerektıren
işler genellikle yapılamaz.
Insanımızı ortak ış yapmaya zorlayan en önemli
gereklilik, kentlerimizdeki "apartman yaşamı" yani
"kat mülkiyeti yasas;"nın düzenlediğı. "aynı binada
ortak yaşam" koşullandır.
Aynı apartmanda oturan kat maliklerınin, kendi
somut çıkarları doğrultusunda dahi "ortak ış yapa-
madıklan", artık reklamlara bile esın kaynağı olmuş-
tur. Yani halkımız, hem de nispeten gelışmış olan
kentli nüfusumuz "ortak ış yapamıyor".
Işbıriiğı ya da "ortak iş yapma", siyaset gibi daha
kaygan zemınlere geldiğinde ya da ideoloji gıbı za-
ten tartışmalı konularda söz konusu olduğunda iyi-
ce olanaksızlaşmaktadır.
Bu özellik, tüm toplumumuzun ortak nıteliği ol-
makla bırlikte, özellikle "demokrat" ve "sol" kesim-
de daha da belingindir. Çünkü bu kesim de, bütün
öteki kesimler gibi henüz feodal değerlerden kurtu-
lamamış kişılerden oluşmaktadır. Ama bu feodal
özellikler, "demokraf/ık" ve "so/cu/ufc"la doğrudan
çelıştiği için buralarda daha fazla göze batmakta ve
sankı solcular ya da demokratlar, öteki kesimlerden
daha beceriksiz ımişler gibi bir görünüm vermekte-
dir.
•••
Almanyalı Türkler yukandaki özelliklerimizden hay-
li kurtulmuş bir grup. Hem bir yabancı ülkede yaşa-
dıkları ve daha yogun bir dayanışma gereksınmesi
duyduklan için, hem de gelişmiş endüstriyel ve kent-
sel yaşam içinde "işbirfiği" yapmayı öğrendiklerin-
den dolayı "ortak iş" yapmaya biraz daha eğilimli ki-
şiler.
Bütün bu "Almanya'da kazanılmış olumlu özellik-
ierine karşın" orada yaşayan, benzer duygu ve dü-
şüncelere sahip yurttaşlanmız bile müthiş bir bölün-
müşlük görüntüsü içindeler.
Örneğin aynı çatı altında toplanmış olmalannı bek-
lediğiniz insanlar, sosyal demokratlar olarak, "Halk
Dernekleri", "Atatürkçü Düşünce Demekleri" ve
"Alevi Demckleri" olarak en az üçe bölünmüşler.
Işte bu farklı örgüt çatıları attında "bölünmüş" bir
görünüm veren Almanya'daki insanlanmız, Ocak ayı-
nın son haftasında, "Uğur Mumcu 'yu anma" toplan-
tılannda aynı salonu paylaşarak, aynı konuşmacıla-
n dinlemekte birleştiler.
Çünkü Uğur Mumcu, onlar için ortak bir ülkünün,
paylaşılan bir idealin simgesiydı: Atatürk'ün kurdu-
ğu çağdaş ve demokratik bir cumhuriyetin daha ile-
riye gotürülmesi için çaba harcayan bir düşünür, bir
araştırmacı, bir yazar, bir gazeteciydı Uğur Mumcu.
Demokrattı. Çağdaştı. Cesurdu. Ataturkçüydü. ll-
keli ama diyaloga açıktı. İyi bir araştırmacı ve mü-
kemmel bir gazeteciydi.
Kendıni "Atatürkçü" diye tanımlayan Kürt köken-
li, birinci kuşak Almanyalı Alevi yurttaşım Abbas ba-
na verdiği mektupta Atatürk'e şöyle sesleniyordu:
"Sağcısı da solcusu da, dıncisi de dinsizi de size
düşman olabilırler. Sizin laik çağdaş cumhuriyet il-
kelerinize sımsıkı bağlı olmak günden güne çoğal-
maktadır. Ilkelerinizi savunan insanlar, zaman zaman
yobazlar tarafından katlediliyorlar. Cömertler, Özler,
Mumcular, Ipekçiler, Aksoylar, Dursunlar, nice nice
yazamadığımız aydınlar. Yine de ilkelerinize daha
fazla sanlınacaktır."
işte Almanyalı Türkler bu görüşte birleşmişler ve
salonları doldurmuşlardı: Ülkeyı, Atatürk'ün çizdiği
ve Uğur Mumcu'nun hayatını verdiği yolda aydınlı-
ğa kavuşturmak, totaliter rejim özlemcilerinin, maf-
yanın, üçkâğıtçılann elinden kurtarmak için!
• • •
Sanıyorum, yurtdışında da, yurtiçinde de halkta bir
"Bıçak kemiğe dayandı" izlenimi var.
"Aydınlığa çıkmak için her gece bir dakika karan-
lık" eylemi bu "sabri taşan" halkın birtepkisi.
Atatürk'e inanan ve Uğur Mumcu'lara güvenen
seçmenlerin "hainlik suçlamasına karşın" gerçek-
leştirdikleri ender "ortakeylemlerden" biri.
Anlayana sivrisinek saz...
Not: Kanal D'de, Herkül adlı dizideki "çeviri faci-
aları" sürüyor. Geçen programda ünlü savaş tanrısı
Ares ne yazık kı Eras olmuş. Kanal D'nin yönetici-
si, değerii televizyoncusu Faruk Bayhan'ın, artık bu
olaya bizzat el koymasının zamanı geldi de geçiyor
diye düşünüyorum.
Sabır'ın yöneticisi zimmet suçlusu
Bekir Yddız
MGV kökenli
BAHAR TANRISEV ER
ANKARA-Şenat çağrı-
sı yapılan Kudüs Gecesi
nedeniyle. belediye baş-
kanlığı görev inden alınan
RP'li Bekir Yıldız'ınbu gö-
reve seçılmeden önce,
RP'ye yakınlığı ile bılinen
Milli Gençlik Vakfi'nın
(MGV) Sincan Temsılcılık
Başkanı olduğu bıldinldi.
Sincan "da "Kalaşni-
kof"a benzer amblem kul-
lanan ve İslami görüş yan-
lısı Sabır Şırketi yöneticisi
Ramazan Geven'in de
1990 yıhnda Sincan Mini-
büs Esnaf Kooperatifi'nin
(SİMEKO) yaklaşık 50
milyon lirasını zımmetine
geçirmek suçundan tutuk-
landığı ortayaçıktı.
Sincan'ın Sesi adlı yerel
gazetede. İçişleri Bakanlı-
ğı'nca görevinden uzaklaş-
tınlarak, gözaltma alınan
Bekir Yıldız'ın belediye
başkanı seçilmeden önce
MGV'nin Sincan Temsil-
cılik Başkanlığı'nı yaptığı
ileri sürüldü.
Gazetede, MGV'nin
Kurban Bayramı içın dü-
zenledıği kentdışı gezisin-
de. belediye encümen kara-
n ve kaymakamlığın onayı-
nın gerekmesine karşın,
ızin almadan Sincan Bele-
dıyesı'ne ait Sıncanspor
otobüsünü kullandığı sav-
landı.
CHP Sincan Ilçe Başka-
nı Kemal Baştimur. 7 Ekım
1996"da Cumhuriyete
yaptığı açıklamada. Bekir
Yıldız'ın, yalnızca 1 kat
yapılabilecck olan Fatıh
bölgesinde kaçak yapılara
ceza kesmesıne karşın,
MGVnın 3 katlı bınasin-
dan ceza almadığını. hatta
"göz yumduğunu'" söyle-
mıştı.
Kudüs Gecesi ve sonra-
sında meydana gelen olay-
lann ardından mağazaMnın
gönderıne şeriat bayrağı
çeken Sabır adlı şırketm sa-
hibi Ramazan Geven'in,
1990 yılında seçim masraf-
lannı karşılamak ve SİME-
KO'nun zararlannı kapat-
mak amacıyla kooperatıf
üyelennden aldığı parayı
zimmetine geçirmek su-
çundan tutuklandığı bildı-
nldı.