07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 0 ŞUBAT1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Eınniyet Müdürlüğü, öğrencilerle ilgili fotoğraf ve kimlik gibi belgelerin verilmesinde kolaylık istedi Universîleler gözahmdaFİGENATALAY istanbul'daLi unıversıte- lerde ögrenım görmey i dü- şûnen öğrencikr: ünıver- site sınavım kazanırsanız bölûmünüzden önce Em- niyet Müdürlüğü ne "ka- yıt" yaptınn; Terörle Mü- cadele Şubesı görevlileri- ni, kımlığinızı ve adresıni- zri elde etmelen için boşu- na yormayın. Emniyet Müdürlüğü. h- tanbul Onıversıtesi Rek- törlüğü'nden. öğrencılerle ilgili bilgı \e belge sağlan- masıada kolaylık istedi. Bu isteğin rektörlük tara- fından uygulanması halin- de, herhangi bir öğrenci- nin fotoğrafı, açık kimliği ve adresinin, üniversitede görevli Terörle Mücadele Şubesi Müdürlüğü'ne bağlı polislere verilmesi için sözlü ıstek bile yeter- li olacak. Geçen öğretım yılında tÜ'nün yanı sıra. İTÜ, Yıldız Teknik. Mar- mara, Mimar Sinan ve Bo- ğaziçi üniversıtelenne gönderilen yazıy- la ise yeni kayıt yaptıran öğrencılerin ta- mamının nüfus kayıt ömekleri. memle- ket ve Istanbul ıkamet adresleri ile fotoğ- raflan istendi. Istanbul Barosu Genel Sekreten İsma- 0 Karaca, Emniyet Müdürlüğü'nün bu tavnnı "keyfi" olarak yorumladı ve "Bu hem >anlış hem de yasalara aykındır. Manisa valiliği can ve mal günvenliğini gerekçe gösterdi Öğrenci ve öğretmenler fişleniyor NECATİAYG1N İZMİR- Manisa Valiliği, yurttaslann can gü- venliğini gerekçe göstererek öğretmen ve öğren- cileri "Personel Fihristi" formuyla fîşliyor. Hu- kukçular, uygulamanın hukuka aykjn olduğunu bertirken. CHP tzmir Milletvekili Sabri Ergül Manisa Valiliği'nin bu uygulamasını TBMM gûndemine taşıdı. Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Bal uygu- lamaya karşı çıkarak, "Gençleri potansiyel suçlu gören ve 12 Eylttl uygulamalarından olan bu fiş- leme manrığı, huzursuzluk ve güvensizlik yarat- maktan başka bir şeye hizmet etmez" dedi. Manisa'da gözaltma alınan 12 lise öğrencisine işkence yapilmasınm yankılan sürerken. Manisa Valiliği'nin okullara gönderdiği bir genelge ile öğretmen ve öğrencilerin fişlenmesi uygulama- sına tepkilergiderek yoğunlaşıyor. Fişleme uygu- lamasına tepki göstererek konuyu TBMM'ye gö- türcn Sabri Ergül, "Bu uygularaa insanlann kişi- lik haklanna saldındır. Suçtur, bu suç da okulla- ra gönderilen genelgede ünzası bulunanlar tara- findan işlenmiştir. l ygulamanın kaJdmlması için olayı TBMM'ye götürdüm. L ygulama şündilik durduruldu. Konunun takipçtsi olacağmı*' dedi. Manisa"da, öğretmen ve ögrencılere yönelik "fişleme" uygulamasının hukuka aykın olduğu- nu, kimsenin gençleri kamuoyuna potansiyel suç- lu gibi göstermeye hakkı olmadığını savunan Ma- nisalıgençlerinavukatlan Sema Pekdaş, Mehmet Nur TerzL Pelin Erda, "Gençlerin potansiyel suç- lu olduklan varsayımı ile Manisa Valiliği, öğren- ciler hakkında bilgi istiyor. Emniyet ve valfliğe gönderikcek bu formun amacı öğrencileri ve hai- kı psikolojik denetim altuıa almaktan başka bir şey değildir. Uygulama insan haklan Oüaüdir, son \«rflmedir" görüşünü savundular. Bal, Manisa Valiliği'nce gençlere ve öğret- menlere yönelik psikolojik baskının giderek yo- ğunlaştığını, bunun son örneğinin ise "yurttaşla- nn can güvenliğr gerekçe gösterilerek öğretmen ve öğrencilerin "Personel Fihristi" formuyla fiş- lenmesi uygulaması olduğunu belirtti. Bal, uygu- lamaya son verilmesini isteyerek şunlan söyledi: "Yaklaşık bir buçuk yıl önce başlayan öğrenci- lerle ilgili gözaltma alma ve gözaltında öğrencOe- re işkence yapma operasyonlannın yankılan da- ha dinmemişken. sorumlulan yargtlanıp hak et- tıkieri cezayı almamışken. öğrencilerin örgüt üye- si ounak iddiasıy la süren davalan sonuçtandı. Gençler en azından insanın \ krdanını rahatsız ederi cezaiarla karşı karsıya kaldüar. Bu gençlere işkenceedenlerin davasa ne zantan sonuç,tanır bel- li değil Ülke kamuoyunda Manisalı gençierin uğ- radığj haksızlık tartışılırken. gençlerimize nasd bakıldığını bir kez daha doğnılayan yeni gefişme- lerle karşılaşıyoruz. Manisa'da öğrencilerin yeni- den fişknmesi gündeme gekli. Gençleri potansi- yel suçlu gören ve 12 Eylfil sonrası uygulamalar- dan olan bu fişleme manrjğı huzursuzluk ve gfi- vensizlik yaratmaktan başka bir şeye hizmet et- mez." Üniversite yönetiminin bu bilgileri ver- memesi lazım" dedi. Valı Yardımcısı Osman Demir imza- sıyla İÜ Rektörlüğü'ne göndenlen yazı şöyle: "Ünhersitenize baglı fakülte ve yüksekokullarda öğrenim gören ban öğ- renciler hakkında zaman zaman fotoğ- raflan ile (açık kimlikleri. adresleri vta.) bilgi ve belgelere müdüriüğümüzce ihti- yaç duyulmaktadır. Bu gibi isteklerimizi ise üniversitenizde görev yapan Terörle Mücadele Şubesi Müdürlüğü'ne bağlı personelimiz aracılığı ile yapmaktayız. Belirtilen konulann yazısma yolu ile ya- pılmasında gecikmeler meydana geldi- ğinden. y apılmakta olan çalışmalarda SH kıntıya düşülmektedir. Lniversitenizde görevli personelimiz aracılığı ile istenilen bilgi ve belgelerin temininde gerekli ko- layhğuı sağlanmasını rica ederim.'* Geçen öğretim yılı başında ise JÜ. ÎTÜ, Yıldız Teknik. Marmara. Mimar Sinan ve Boğaziçi üniversiteleri rektör- lüklerine. Vali Yardımcısı Nihat Kemal Eren imzasıyla gönderilen yazı şöyle: " Vapılacak olan istatistiki çahşmalara e- sas teşkil etmek amacı ile bu >ıl yeni ka- yıt yaptıran öğrencilerin tamamının, nüfus kayıt ör- nekleri, memleket ve Istan- bul ikamet adresleri ile bi- rer adetfotoğraflannın, fa- küJteveyüksekokulaynmı yapılarak ayrı ayn tasnif edilip Emniyet Slüdürlü- ğü'ne gönderilmesini rica ederim." Bu istek eğer adı geçen üniversite yönetımleri ta- rafından yenne getirildiy- se -kı büyük olasılıkla ge- tinldi- Istanbul'daki üni- versite öğrencilerinın ta- mamı "fişlenmiş" durum- da. Istanbul Barosu Genel Sekreteri Ismail Karaca. Emniyet Müdürlüğü'nün bu ısteklennı şöyle değer- lendırdi: "Emniyet Mü- dürlüğü'nün böyle istekte bulunması için ya mahke- me ya da savcılık tarafin- dan yapılan bir soruştur- may la ilgili olarak istenme- si gerekiyor. O zaman da Emniyet Müdürlüğü'nün üniversi- teye gönderdiği yazıda gerekçenin belir- tilmesi ve savcılık ya da mahkeme yazısı- ıım da ekte gönderilmesi gerekir. Savcı- lık ya da mahkeme karan olmadaıu key- fı olarak böyte bir istekte bulunulamaz. Bu doğru da değildir. yasal da değildir. Üniversite yönetiminin de bu bilgi ve bel- geleri Emniyet Müdürlüğü'ne vermeme- si lazım." 'TSK, cumhuriyetin güvencesi'Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bayram mesajmda uyanlannı sürdürürken Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, 'Silahlı kuvvetler, her türlü tehdide karşı göreve hazırdır' dedi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. gurbetçiler için yayımla- dığı mesajda da uyanlannı sürdü- rürken Genelkurmay Başkanı Or- general İsmail Hakkı Karaday L Türk Silahlı Kuvvetleri'nın (TSK), her türlü tehdit ve tehlıkeye karşı, banş ve güvenliğin güvencesi ol- mayı her zamankinden daha güçlü bir şekilde sürdürdüğünü söyledi. Karadayı. Türk ulusunun bağnn- dan çıkan TSK'nin. "Büyük Ata- türk'ün bdnde. laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlü- ğü uğnında her türlü görevi yapa- cak azim ve karariılığa sahip oldu- ğunu" bıldırdi. DSP Genel Başka- nı Bülent Ecevh ise son y ıllarda ka- tılımcı demokrası arayışının top- lumda gitgıde yaygınlaştığını be- lirterek "Halk, bans içinde sahaya inmeye başlamıştır. Askeri müda- haleleri önlemenin yolu da budur" dedi. Cumhurbaşkanı Demirel, din sömürücülen ve laiklık karşıtlan konusunda bir hafta ıçındekı üçün- cü uyansını dün yaptı. Cumhur- başkanı, uyanlannı. TGRTteleviz- yonundaki söyleşısı veTürkiye've yönelik bayram mesajının ardın- dan, TRTINT tarafından yav ımla- nan yurtdışmdakı yurttaşlara yö- nelik bayram mesajmda da yinele- di. 1leri ülkeler düzeyıne ulaşmış çağdaş, büyük Türkıye"nin ilk he- def olduğunu bıldiren Demirel. "Büyük Atatürk'ün emaneti olan cumhuriyet en değerii varüğımız- dır" dedi. Türkiye Cumhuriye- ti'nin anayasal bir devlet, üstün ıra- denın de ulus iradesı olduğunu kaydeden cumhurbaşkanı. Türkı- ye'de yaşayan herkesin "birinci sı- mf yurttaş olduğunu" v urguladı. Demirel, mesajmda, Türkı- ye'nın laik, demokrat ve sosv al bir hukuk dev leti olduğunu da vurgu- layarak şunlan söyledi: •'Devletin, anayasada belirtilen temd nitelikleri korunacaktır. İsla- miyet bir banş dinidir. Buna rağ- men. dini duygulanmızla oynaya- rak kav ga ortamı yaratmaya çan- şaıılır çıkıyor. Bunlara fırsat ver- meyeceğiz. Onlarca Müslüman ül- ke içerisinde İslamiyetin en iyi y a- şanckğı ülkeTürkiye'dir. Bunun se- bebi laiklik ve demokrasidir." Tirkjyenin her kanş toprağın- da. bukuk egemenlıği bulunduğu- nu dıbelırten Demirel. çağdaş uy- garlşa ulaşma hedefinden v azge- çilmeyeceğmi vurguladı. Cumhur- baştanı. "Türkiye, şanlı tarihinu âdelerini, gelenekkrini. kültürü- nii. hançlannı koruyacakür. Türk vataidaşı. devlete. onun kurum ve niteiklerine. silahlı kuvvetlerine. güvnlik güçlerine, yargı organına yöntlik kötülemelere karşı son de- rectdikkatü ve duyarlı olmalıdır" gönşünü dile getirdi. ATupa'daki yurttaşlann huzur ve gjven içinde yaşaması için alı- nacJc önlemlenn takıpçısı olduğu- nu laydeden Demirel. şunlan de- di : "Şevkle. kararulıkla çalışarak; nioaydınlıkgünlere doğru hep bir- u ) ^ b i r g^p ^ ^ ^a d l k ö > ,s k e l e M e y d a . nı'nda "Aydınlık Türkhe" istemiyle bir gösteri yaptılar. Aralannda Ahmet Lğurlu, Necef Uğurlu, Tuncay Özinel, Tevfik Gelenbe, Ferdi Akarnur. Semra Oztan, Dursun Ali Sanoğlu ve Gürol Gökçe'nin de bulunduğu sanatçüar, "tenıiz toplum ve temiz siyaset" için her pazar saat 13.0O'te Kadıköy İskele Meydanı'nda buluşmak üzere çağnda bulundular. Sanatçılann "Susma. sustukça sıra sana gelecek" şeklinde slogan artıklan eyieme. çevrede bulunan çok sayıda yurttaş da kaûlarak destek verdi Bu arada, Balarköy Ozgür- lük Mey danı'nda toplanan çok sayıda yurttaşta düdük çalarak temiz toplum isteğinde bulundu. (Fotoğraf: IPEK YEZDANİ) Cazi Mahallesi Halkkendi meclisini kurdu YUSUF ZİYA AY Gazi Mahallesi halkı. yalmzca seçim zamanlannda kendilerini ha- tırlayan yerel yöneticilere, kurduk- lan halk meclisi ile hafıza yenile- tiyor. Gazi Mahallesi Halk Mecli- si Sözcüsü Halil Telek. eğıtimden sağlığa, ulaşımdan elektriğe kadar mahallenin bütün sorunlarını ele alarak yetkilıler nezdinde ginşim- de bulunduklannı söylüyor. Halk Meclisi Sözcüsü Halıl Te- lek. 12 Mart 1995'te meydana ge- len olaylann ardından Gazi Mahal- lesi'ne yatınm yapılmadığını be- lirterek. başta konfeksıyon atölye- len olmak üzere birçok işyerinın kapandığını anlatıyor. Teleİc, Gazi Mahallesi'nde yaşayan Alevı ve Sünni yurttaşlararasındayapay bir aynm oluşturulmasının, mahalle halkı arasında gergınliğe neden ol- duğunu vurguluyor. likte y ürüyeceğiz. Kimlik ve kişiU- ğimizi oluşturan değerlerimize sa- hip çıkın. Dev letimize ve laik. de- mokratik cumhuriyete. milletimi- /in geleceğine üıancınızı koruy un. Sizden sonrald kuşaklann da cum- huriyet bilinci. vatan. milletve Ata- türk sevgisiyle yetişmelerine özen gösterin." Erbakan'ın açıklaması Başbakan Necmettin Erbakan ise demokrasıyı içıne sındireme- yenlenn kendilenni "terbiye" et- mesıni istedi. Erbakan. önceki gün Antalya'da düzenlenen partı yeme- ğinde, en büyük ıki partinın iktıda- ra gelerek ülkeye hizmet ettiğini dile getirdi. Erbakan. "Zafer de- mokrasinin zaferi. tabii bunu her- kes içine sinidiremedi. Demokrasi- yi hâlâ içine sindiremeyenler bir an önce kendilerini terbiye etsin" de- di. Şeriatçı gırişimler konusundakı rahatsızlığmı Sincan'daki zırhlı birliklergeçişi ileaçıkçasergileyen TSK; laik, demokratik cumhunve- tı koruma kararlılığında olduğu gö- rüşünü bayram mesajmda da dile getirdi. Genelkurmay Başkanı İs- mail Hakkı Karadayı, Şeker Bay- ramı nedenıyle dün bir mesaj ya- yımlayarak TSK mensuplannın bayramını kutladı. Karaday ı mesa- jmda, "Üç kıtayı birbirine bağla- yan ve dünya coğrafyasında nıüs- tesna bir yere sahip olan ülkemize yönelik her türlü tehdit ve tehlike- ye karşu TSK, banş ve güvenliğin güvencesi olmaya. her zamankin- den daha güçlü bir şekilde devam etmektedir" dedi. Karadayı, TSK'nin. "Türk ulu- sunun engin desteğine sahip oldu- ğunu ve ulusun bağnndan çıktığı- nı" vurgulayarak"TSK,sarsılmaz disiplini, üstün eğitim ve modern silah ve teçhizatı ile Büyük Ata- türk'ün izinde. laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve ulusuyia bölünmez bütünlüğü uğ- runda her türlü görevi yapacak a- zim ve kararhlığa sahiptir" göriişü- nü dile getirdi. Karadayı mesajm- da, şehitlerı anarken emekli perso- nel ile gazilere şükranlannı bıldir- dı. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ise dün yaptığı açıklamada. demokraside. ülke yönetıminden yalnız hükümetlenn değil. tüm toplumsal kesımlerin sorumlu ol- duğunu anımsattı. Sorumluluğa katılmanın da yalnızca oy kullan- maktan ıbaret olmadığını kayde- den Ecevit, 12 Eylül askeri darbe- sınden bir hafta önce yaptığı ko- nuşmada. demokrasinin bir "seyir- ük oyunu" olmadığını v e güv enlik güçlennin tribünlerde oturması, halkın da sahaya ınmesı gerektiği- ni söylediğmı anımsattı. Bu neden- le ağır eleştırilere uğradığım v e bu sözlen yüzünden hakkında soruş- turma açıldığını belirten DSP li- deri. şöyle devam ettr "Oysa son Türkiye Ermenileri Patriğinden, ABD'nin Türkiye insan haklan raporuna tepki Mutafyan:Hükümeûesorunumuzyok LEYLA TAVŞANOĞLU Türkiye Ermenileri Patnkhanesi, ABD Dışişleri Bakanlığı"nın "Türldye'de 19% Yılı insan Haklan Raporu'nda yer alan Ermeni cemaatiyle ilgili bölümlere tepki göstererek kendileriyle ilgili savlann doğru olmadığını bildirdi. Patrikhanenin Ruhani Meclis Başkanı ve Patrik Vekili Başpiskopos Mesrob Mutafyan, Türkiye'deki koalisyon hükümetiyle cemaatin hiçbir sorunu olmadığını belirtti. Mutafyan, hatta bazı vakıf kiliselerini onarma olanaklan bulduklannı. bazı beledıyelerin de kendı bütçelennden ayırdıklan ödeneklerle Anadolu'dakı bazı bakımsız Ermeni mezarlıkJannı düzene soktuklannı ıfade etti. Mutafyan. bazı Ermeni cemaat vakıflarmın, İdliselerin ve cemaate ait binalann ise bugünkü uygulamaya görc, Ermeni kilise üyelerinin ikamet bölgeleri dışmdaki kilise vakıflanna yönetici seçilememeleri nedeniyle bakımsız durumda olduklanna dikkat çekti. Mesrob Mutafyan. ABD Dışişleri raporunda iddia edilenin aksine, 1996'da Istanbul'daki Ermeni kiliselerine karşı herhangi bir saldın obnadığını, patrikhaneden basına böyle bir haber geçilmediğini belirtti. Türkiye'de İslami akımm artmasmdan rahatsız olmadıklanna işaret eden Mutafyan, dini siyasallaştıranlardan, özellikle de din adına şiddete ve teröre başvuranlardan herkes gibi Ermeni asıllı vatandaşlann da tedirginlik duyduğunu kaydetti. Öte yandan Türkiye Ermenileri Patriği Karekin n, kendi yetki alanlan olan Türkiye'deki Ermeni cemaatinin sorunlanna müdahale etmek isteyen Lübnan Ermenileri Patriği Aram I'e bir uyanda bulundu. Patrik, Erzurum'daki eski Ermeni Kilisesi'nin Kültür Bakanlığı onayıyla Erzurum Belediyesi"nce camiye çevrilecegi haberi üzerine Lübnan Patriği'nin konuyu Cenevre'deki Dünya Kiliseler Birliği kanalıyla BM'ye iletrigine dikkat çekerek. "Lübnan'daki patrikliğin bizinı meselelerimizk uğraşmaması gerekir. Biz. Lübnan Ermeni cemaatinin meselelerine müdahale etmivoruz" dedi. yıllarda katıhmcı demokrasi aray> şı toplumda gitgkk yaygınlaşmak- tadır. Öytelikle, ülkemizde demok- rasi, tüm yasal ve kurumsal eksik- lerine karşın, gitgklt daha çok ger- çeklik kazanmaktadır. Halk, banş içinde sahaya inmeye başlamıştır. Askeri müdahaleleri önlemeninyo- lu da budur. Önemli olan, siyasete halk kaühnunın. kurumsal temel- lere dayandınlmasıdır." Bu yönde önemli bir adımın 1995 Temmuz ayında anayasa de- ğışikliklenyle atıldığını anımsatan Ecevit. bu değişıkhklen yaşama geçirecek uyum yasalannın ise çı- kanlmadığını söyledi. Bu eksıkli- ğin bir an önce giderilmesi gerek- tığini vurgulayan Ecevit. yıllardır uygulanamayan "ekonomikvesos- yalkonsey"e de işlerlik kazandınl- ması gerektığini vurguladı. Ecev it. yargının tam bağımsızlığa kavuş- turulmasını ve devletin denetim or- ganlannm iktidara bağımhlıktan kurtanlmasını istedi. 'Erbakan kudurmuş' Demokrat Türkiye Panısı (DTP) Genel Başkanı HüsamettinCindo- ruk. Türkiye'de bugün siyasete ah- laksızlık ve dini duygulan sömür- menin gırdiğini belirtti. Partisinin bayramlaşma toplantısında konu- şan Cındoruk, Erbakan'ı daeleş- tirerek uygun yerde camı yapılma- sına kimsenin karşı çıkmayacağı- nı söyledi. Cındoruk. "Sayın Er- bakan, Taksim'e camiyapılinasuıa karşı çıkoğımız için bize "Kudur- muş° demiş. Kuduran biz değUiz. Bu sözünü Sayın Erbakan'a iade ediyomz " dedi. Cindoruk. konuş- masında Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'ı de suçladı. AYDEVLANMA EMRE KONGAR Almanya, Atatürk ve Uğup Mumcu Ülke insanımızın özelliklerini sayarken mangalda kül bırakmayız: Ecdadımızın kahramanlığından, hal- kımızın özverisine dek dünyanın sanki bütün mü- kemmel nitelikleri bizde toplanmıştır. Ama gelin görün ki, ortaklaşa biriş yapmak hemen hemen olanaksızdır yurdumuzda: Derhal, liderlik kavgası, "kimin dediği olacak" tartışması, "parsayı kim toplayacak" sorusu ön plana geçer. Böylece bir- den çok kişinin "ortak ve eşit" gayretini gerektıren işler genellikle yapılamaz. Insanımızı ortak ış yapmaya zorlayan en önemli gereklilik, kentlerimizdeki "apartman yaşamı" yani "kat mülkiyeti yasas;"nın düzenlediğı. "aynı binada ortak yaşam" koşullandır. Aynı apartmanda oturan kat maliklerınin, kendi somut çıkarları doğrultusunda dahi "ortak ış yapa- madıklan", artık reklamlara bile esın kaynağı olmuş- tur. Yani halkımız, hem de nispeten gelışmış olan kentli nüfusumuz "ortak ış yapamıyor". Işbıriiğı ya da "ortak iş yapma", siyaset gibi daha kaygan zemınlere geldiğinde ya da ideoloji gıbı za- ten tartışmalı konularda söz konusu olduğunda iyi- ce olanaksızlaşmaktadır. Bu özellik, tüm toplumumuzun ortak nıteliği ol- makla bırlikte, özellikle "demokrat" ve "sol" kesim- de daha da belingindir. Çünkü bu kesim de, bütün öteki kesimler gibi henüz feodal değerlerden kurtu- lamamış kişılerden oluşmaktadır. Ama bu feodal özellikler, "demokraf/ık" ve "so/cu/ufc"la doğrudan çelıştiği için buralarda daha fazla göze batmakta ve sankı solcular ya da demokratlar, öteki kesimlerden daha beceriksiz ımişler gibi bir görünüm vermekte- dir. ••• Almanyalı Türkler yukandaki özelliklerimizden hay- li kurtulmuş bir grup. Hem bir yabancı ülkede yaşa- dıkları ve daha yogun bir dayanışma gereksınmesi duyduklan için, hem de gelişmiş endüstriyel ve kent- sel yaşam içinde "işbirfiği" yapmayı öğrendiklerin- den dolayı "ortak iş" yapmaya biraz daha eğilimli ki- şiler. Bütün bu "Almanya'da kazanılmış olumlu özellik- ierine karşın" orada yaşayan, benzer duygu ve dü- şüncelere sahip yurttaşlanmız bile müthiş bir bölün- müşlük görüntüsü içindeler. Örneğin aynı çatı altında toplanmış olmalannı bek- lediğiniz insanlar, sosyal demokratlar olarak, "Halk Dernekleri", "Atatürkçü Düşünce Demekleri" ve "Alevi Demckleri" olarak en az üçe bölünmüşler. Işte bu farklı örgüt çatıları attında "bölünmüş" bir görünüm veren Almanya'daki insanlanmız, Ocak ayı- nın son haftasında, "Uğur Mumcu 'yu anma" toplan- tılannda aynı salonu paylaşarak, aynı konuşmacıla- n dinlemekte birleştiler. Çünkü Uğur Mumcu, onlar için ortak bir ülkünün, paylaşılan bir idealin simgesiydı: Atatürk'ün kurdu- ğu çağdaş ve demokratik bir cumhuriyetin daha ile- riye gotürülmesi için çaba harcayan bir düşünür, bir araştırmacı, bir yazar, bir gazeteciydı Uğur Mumcu. Demokrattı. Çağdaştı. Cesurdu. Ataturkçüydü. ll- keli ama diyaloga açıktı. İyi bir araştırmacı ve mü- kemmel bir gazeteciydi. Kendıni "Atatürkçü" diye tanımlayan Kürt köken- li, birinci kuşak Almanyalı Alevi yurttaşım Abbas ba- na verdiği mektupta Atatürk'e şöyle sesleniyordu: "Sağcısı da solcusu da, dıncisi de dinsizi de size düşman olabilırler. Sizin laik çağdaş cumhuriyet il- kelerinize sımsıkı bağlı olmak günden güne çoğal- maktadır. Ilkelerinizi savunan insanlar, zaman zaman yobazlar tarafından katlediliyorlar. Cömertler, Özler, Mumcular, Ipekçiler, Aksoylar, Dursunlar, nice nice yazamadığımız aydınlar. Yine de ilkelerinize daha fazla sanlınacaktır." işte Almanyalı Türkler bu görüşte birleşmişler ve salonları doldurmuşlardı: Ülkeyı, Atatürk'ün çizdiği ve Uğur Mumcu'nun hayatını verdiği yolda aydınlı- ğa kavuşturmak, totaliter rejim özlemcilerinin, maf- yanın, üçkâğıtçılann elinden kurtarmak için! • • • Sanıyorum, yurtdışında da, yurtiçinde de halkta bir "Bıçak kemiğe dayandı" izlenimi var. "Aydınlığa çıkmak için her gece bir dakika karan- lık" eylemi bu "sabri taşan" halkın birtepkisi. Atatürk'e inanan ve Uğur Mumcu'lara güvenen seçmenlerin "hainlik suçlamasına karşın" gerçek- leştirdikleri ender "ortakeylemlerden" biri. Anlayana sivrisinek saz... Not: Kanal D'de, Herkül adlı dizideki "çeviri faci- aları" sürüyor. Geçen programda ünlü savaş tanrısı Ares ne yazık kı Eras olmuş. Kanal D'nin yönetici- si, değerii televizyoncusu Faruk Bayhan'ın, artık bu olaya bizzat el koymasının zamanı geldi de geçiyor diye düşünüyorum. Sabır'ın yöneticisi zimmet suçlusu Bekir Yddız MGV kökenli BAHAR TANRISEV ER ANKARA-Şenat çağrı- sı yapılan Kudüs Gecesi nedeniyle. belediye baş- kanlığı görev inden alınan RP'li Bekir Yıldız'ınbu gö- reve seçılmeden önce, RP'ye yakınlığı ile bılinen Milli Gençlik Vakfi'nın (MGV) Sincan Temsılcılık Başkanı olduğu bıldinldi. Sincan "da "Kalaşni- kof"a benzer amblem kul- lanan ve İslami görüş yan- lısı Sabır Şırketi yöneticisi Ramazan Geven'in de 1990 yıhnda Sincan Mini- büs Esnaf Kooperatifi'nin (SİMEKO) yaklaşık 50 milyon lirasını zımmetine geçirmek suçundan tutuk- landığı ortayaçıktı. Sincan'ın Sesi adlı yerel gazetede. İçişleri Bakanlı- ğı'nca görevinden uzaklaş- tınlarak, gözaltma alınan Bekir Yıldız'ın belediye başkanı seçilmeden önce MGV'nin Sincan Temsil- cılik Başkanlığı'nı yaptığı ileri sürüldü. Gazetede, MGV'nin Kurban Bayramı içın dü- zenledıği kentdışı gezisin- de. belediye encümen kara- n ve kaymakamlığın onayı- nın gerekmesine karşın, ızin almadan Sincan Bele- dıyesı'ne ait Sıncanspor otobüsünü kullandığı sav- landı. CHP Sincan Ilçe Başka- nı Kemal Baştimur. 7 Ekım 1996"da Cumhuriyete yaptığı açıklamada. Bekir Yıldız'ın, yalnızca 1 kat yapılabilecck olan Fatıh bölgesinde kaçak yapılara ceza kesmesıne karşın, MGVnın 3 katlı bınasin- dan ceza almadığını. hatta "göz yumduğunu'" söyle- mıştı. Kudüs Gecesi ve sonra- sında meydana gelen olay- lann ardından mağazaMnın gönderıne şeriat bayrağı çeken Sabır adlı şırketm sa- hibi Ramazan Geven'in, 1990 yılında seçim masraf- lannı karşılamak ve SİME- KO'nun zararlannı kapat- mak amacıyla kooperatıf üyelennden aldığı parayı zimmetine geçirmek su- çundan tutuklandığı bildı- nldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle