08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 1997 PAZARTESİ 10 DIZIYAZI SUNUŞ "Susurluk Skandah ". Kasım 1996'dan buyana oplumsal-siyasal *ündemin ilk sırasına iturdu. Bir yandan bu ikandahn hangi iönemlere ve nerelere 4zanacağı merak edilirken bir yandan da 'emiz toplum, temiz siyaset istemleri ve iemokrasinin bütün gerekleriyle işlemesi zorunluluğu bir kez daha dile getirildi. Derken Aczmendi şeyhinin -ne yazık ki 'tısan hakları hiçe sayılarak- vakalanmasının ardmdan, toplumumuz tarikatların içyüzünü açığa çıkaran, "cinci hoca' ların nüfuzunu, tarikat-seks, tarikat- ticaret. tarikaî-siyaset bağlantılannı ortava koyan haberler ve röportajlarla çalkalanmaya başladı... Başbakan 'ın iftar yemeklerinden biri ise her geçen yıl biraz daha yoğunlaşan tarikat- siyaset bağlantılannı yansıtan çok önemli bir olay, bir göstergeydi... Bütün bu gelişmeler ne yazık ki, tarikatların, cinci hocalann Osmanlı sarayındaki rollerini, devleün en üst katında oynadıkları "arpalık elde etmeye ", çıkar sağlamaya dönük oyunları çağrıştınyorlar. Bu noktada, "ibret" alınması gereken tarihe bir göz atmak gereğini duyuyor ve Ahmet Refik 'in Osmanlı Devrinde hoca Nüfuzu adlı yapıtına başvuruvoruz. • Bu yazı dizisinde. başlangıcı III. Murad dönemine (1574-1595) kadar giden entrikaların en çarpıcı örnekleriyer alıyor: Akıl hastası Sultan Ibrahim 'in (saltanat dönemi 1640- 1668) müderrislik, kadılık, kazaskerlik verdiği Cinci Hoca Hüseyin 'in (ölümii 1648) saraydaki entrikalan, riişvetlerle yaptığı biiyük servet ve Sadrazam Kara Mustafa Paşa 'nın öldürülmesini sağlayacak ölçüye varan nüfuzu... "Ulema"nın ikiye ayrılması ve bunlardan bir kesimi olan "Kadızadeliler "in "bid'attir" (Hz. Peygamber'densonra ortava çıkan şeyler) diyerek kaşıkla yemek yemeye, çakşır ve don giymeye bile karşı çıkışları... "Saçlı ve taçlı dervişan fıkarasmı" tepelemek için yaptıkları hazırlıklar ve Köprülü Mehmet Paşa tarafından tepelenmeleri... "Ulema " arasındaki çekişmeler, yumruklaşmalar... Şeyhülislamlığa gelişine "Müfti-i fıtne " diye tarih düşürülen Mesut Efendi ve benzerleri... IV. Mehmed döneminde (1648-1687) zinayapan kadının toprağa gömülüp taşlanarak öldürülmesi demek olan "rectn " cezasının ilk kez uygulanması... Kıbrıs adasına sürülen seyhler... Çocuklara bile "ilmiye " rütbesi verilmesi... Altın ve gümüş kullanıp ipekli giymeyi, içki içmeyi cahil halktan gizlemek gerektiğini savunan ulema... Şeyhülislamın ve Aygır Imam 'ın Kabakçı Mustafa avaklanmasındaki rolleri... Halife-i Müslimin 'i tahttan indirmek için eşkıya ile birleşen hocalar... vb... Ahmet Refik, Hoca Nüfuzu nu vakanüvis tarihlerinden ve bugünkü "Başbakanlık Arşivi" belgelerinden yararlanarak akıcı bir dille kaleme almıştır. Hoca nüfuzu III.Murad döneminde Ahmet Refik Altınay "Tarihi sevdiren adam" olarak nıte- lenen Ahmet Refik Altına> (1880- 1937), Harbıye Mektebı'nı bitırdı. Öğ- retmenlik \e yazarhğı bırhkte yürüttü; TercümaiM Halrîkat ve MilJetgazetele- rinde başyazarlık >aptı. Balkan Sava- şf ndan sonra emekliye aynldıysa da. Binnci Dünya Savaşı başİayınca yenı- den yüzbaşı rütbesiyle askere alındı \e savaş süresınce asken sansür müfettişlığı görevınde bulundu. 1918'dekı ıkincı emeklıhğınden sonra Darülfünun'da(lstanbul Ünı- versitesı) Osmanlı tarihı okuttu. Bu görevı 1933 Ünıversıte Refor- mu'na kadar sürdü. Türk Tanh Encümeru Başkanlığı (1925) ve üye- liği. Tarihı Vesıkalan Tasnıf Komısyonu üvelığı gıbı görevlerde de bulunan Altınay. Demirbaş Şaıi adlı kıtabı (1916) dolayısıy la tsveç makamlanndan nişan \e ödül aldı. Hem tanhsel belgelerin ağırlık taşıdığı çahşmalap hem de Osmanlı tarihmin değişik dönemlennı ve kışılerini ınceleyen, genış bir okur kıtlesme seslenen yazılan. kı- taplan yayımlandı. Bu ıkınci kümedekı yapıtlanyla Osmanlı tanhi- ne ilginin artmasına büyük katkıda bulundu. başlacb| \ V \v smanu /* "BİBİI slfatttı f i rîşvcte ılet tiilaesi" Ahmet Refik Altınav'dan aktaran Aloav Kabacalı 1 smanlı döneminde hocalann nüfuzu (*)büyüktü. İstanbul'un beledıye başkanlığı görevını lstanbul kadısı venne getırdığı gıbı, vılayetlerde bulunan kadılar da bulunduklan yerlenn güvenlığı. yönetımı, denetımı ve yıyecek işlen> le uğraşırlardı Mahallelenn yönetım ve düzemnde mahalle ımamının ve müezzinın pek büyük nüfuzlan vardı Sarayda hoca nüfuzu III Murad döneminde (1574-1595) başladı. III Murad döneminde Şeyh Şücca. padışahın ınancı sayesınde kendisine büyük bır mevkı sağlamıştı. Şeyh Şücca. öncelen Manısa'da bahçıvanlık ederdi. O zamanlar III. Murad şehzade ıdı. Şehzade Murad bır gece rüya görür. Rüyasını Raziye Kalfa'ya anlatır. Meger Raziye Kalfa da Şevh Şücca'nın rüya yorumladığını ışıtırmiş. Raziye Kalfa hemen şeyhe haber gönderir, rüyay ı vorumlatır. Şeyh Şücca. şehzadenın yakında padişah olacağını söyler. Şehzade bu muştudan memnun olur. Bır süre sonra gerçekten II. Seüm ölür Şeyh sevincınden ne yapacağını şaşınr. Raziye Kalfa, şeyhı huzura çıkanr. Şeyh Şücca pek kurnaz III. Murad'm saflığını anlar. istediği gıbı atar tutar. "Saadetlû padışahın bir yolla güvenini kazanır ki. büyük bilgin olduğundan kuşku kalmaz." (**) Şehzade Murad, şeyhı İstanbul'a getinr. Şeyh Şücca. "padişah şeyhT diye ün alır. Şeyh Şücca istanbul'a geldıkten sonra büyük bir nüfuz sahıbı olmuştu. Şeyhin en önemli nitelıği şuydu: Hassa (padişah) duacısı. Şeyh Şücca bu mevkıden yararlanarak Raziye Kalfa'vı tamamıyla elde eftı. Servetını gıttıkçe arttırdı. Az bır zamanda bahçeler. mahzenler. kayıkhaneler ve meyhaneler açabildı. lstanbul'un "nazenin nigâriarT (cılvelı güzellen) ile ömür sürmeye başladı. Şeyhin bu halıni görenler III Murad'abaşvurdular: "Şeyh hazretleri, nian hahçesinde nigâr safasında felekten kâm almaktadırlar. İtimat buyurulmazsa güvenilir adamlar gönderip tecessüs buyurun" dı>e padışaha yüz suyu döktüier 111. Murad'ın şeyhe son derece güvenı vardı Bu sözlere hıç önem vermedı. Ama Şeyh Şücca hakkmda söylenen sözler doğruydu III. Murad zamanında her türlü kurum gıbı ulema (din bılgınlen) kurumu da bozuldu. Hoca Sadeddin'ler. Bostanzade'ler, BakTler. erdemli ve yeterlı olmakla bırhkte. meşıhat &»tffft&ry • Şeyh Şücca pek kurnaz. III. Murad'ın saflığını anlar, istediği gibi atar tutar. "Saadetlû padışahın bir yolla güvenini kazanır ki, büyük bilgin olduğundan kuşku kalmaz. Şehzade Murad, şeyhi İstanbul'a getinr. Şeyh Şücca, padişah şeyhi" diye ün alır. Şeyh Şücca İstanbul'a geldıkten sonra büyük bir nüfuz sahibi olmuştu. Şeyhin en önemli niteliği şuydu: Hassa (padişah) duacısı. (şeyhülıslamlık) peşınde koşmaktan, devletm siyasetıne kanşmaktan bir türlü kendilennı alamadılar. Kazaskerlenn bile yenıçen zorbalan yanında nüfuzlan kalmadı. III. Murad'ın son yıllannda ulufe yüzünden ısy anlar çıktığı zaman, kazasker Bostanzade'nin gözlen önünde ululardan bır defterdan katletmekten bile gen durmadılar Kazasker bukalkışmaya karşı kızmış: - Bu dıvan Yezıd divanı mıdır kı bunda Âl- ı Resul başın galetan iderler' (kesıp yuvarlarlar) diye bağırmıştı. Ulemanm hırsı en çok 17. yüzyıla doğru başladı. Bunda da başhca etken, siyasl nüfuzu olan ulemanm çoğalması, şeyhülislamın siyasal işlere kanşmasıydı. Bu meslekte en çok seçkinleşen şeyhülıslam Hoca Sadeddin Efendf ydı. Hoca Sadeddin Efendi'nın sultanın öğretmenı olması saraydaki nüfuzunu arttırmış. böylece kendisine yanaşmak ıçın ulemar.n rüşvet alıp yıyicılıİc etmelenne yol açılmıştı. O zamana kadar yüksek mertebelere ulaşmak için tek ölçüt ılımdı O tanhten sonra vezınâzama ya da Hoca Efendi'ye yanaşmış olmak büyük bır erdem olmuştu. Ebussuud Efendi (1491- 1574) zamanına gelınceye kadar meşıhat veya müftiyyülenam (şeyhülıslamlık) mevkiı hıçbır bıçımde çekışmeye yol açmazdı Ilim ve erdemle seçkınleşenler Sultan III.Murad'a Kandil bahçesi'ndeki köşkte Revan'ın fethi haberinin verilişi. doğal olarak bu yen alırlardı. "Şe>hülislamın görevi karşıhgı. devlet hazinesinden iki >üz akçc ulufe idL Meşnıtası (lojmanu konutu) Bayezıd Han inşası Ellili Medrcse \e yazlık ve kışlık hilatkr (kaftanlar) ve soflar ve yıldan yıla ikişer samur. vaşak (kürk)" ıdı. Ancak çoğu bununla doymazlar. rüşvet ve yıyıalikle onurlannı zedelemekten gen durmazlardı Ebussuud Efendi'nın şeyhülislamlığmın sonuna kadar hocalar erdemlen ve bılgilenyle nüfuzlannı korumuşlardı. Bu devir. Türklenn bilgin hocalar etkısıyle dinı bır terbıye altında gazadan gazaya koştuklan devırdi Hoca Sadeddin"den sonra açılan dev irde ıse hocalar arpalık kavgalanyla Osmanlı Devleti'm yağmaya, memleketı ıhtılaller ve ısyanlarla altüst etmeye başladılar. Hoca Sadeddin Efendi. (1536-1599). Yavuz Sultan Sdim'ın nedımı (dostu) Hasan Can'ın oğluydu. Babasının nüfuzuyla saraya yanaşmış. bununla bırlikte ılım ve erdemce zamanının uleması önüne geçmıştı. Hoca Efendi'nın Osmanoğullan'na büyük bır saygı ve sevgısı vardı Tacü"t-te\arih'ı Hoca Efendi'nın Arapça \e Farsçadakı gücünü gösteren nefıs bır eserdi. I. Seiim devnnden sonra II. Selım, III. Murad devnnı yaşayan Sadeddm Efendi. III. Mehmed şeyzadeyken öğretmen atanmıştı. Dolayısıyla şehzadenın Osmanlı tahtma çıkışı (1595). Sadeddin Efendi'nin nüfuzunu arttırdı Kendısinın padışahın öğrermeni bulunması. saray sıyasetlenne katılmasınavesileoldu Sadeddm Efendi'ye özelhkle Valide Safiye Sultan >üz gösteriyordu. Bıncik düşmanı, Şeyhülıslam Bostanzade ıdı. Aralanndaki düşmanlık III. Murad'ın cenaze namazında başladı Sadeddin Efendi. zamanının v ezırleri arasındaki rekabetlere alet olmaktan da gen durmadı Şaır Baki. kendısını şeyhülislamlığa geçırmedığınden dolayı, Hoca Efendf >e kin bağladı. Bununla birlıkte Hoca Efendi'nın sarayda nüfuzu yıne vardı. Bır keresınde. Sinan Paşa'nm düşmesryle Hoca Sadeddm Efendi de düştü. yenıden Valide Safiye Sultan"m aracıhğıyla eskı jenne çıktı. Artık sarayda sadrazamlann atanıp düşürülmesi bile Hoca Sadeddm Efendi'nın onayıyla olmaya başladı. Sadrazam Hasan Paşa'nm öldürülmesın (1598) karar veren Hoca Sadeddin Efendf vdi. Bütün vezirler Sadettın Efendf yle hoş geçınmekten başka ç . bulamazlardı. Hoca Efendi. Valide Safiye Sultan'ın adeta vekılı durumundaydı. (*) Nüfuz söccüğünün anlamı "sözü dinleme, sözü geçer otma, etkin olma "dır Yazı dı:ıswde hmı esh tanhsel sözcük, deyim ve terımler yer alacak, bunlar gerektığınde açıklanacaktır (**)Tırnak ıçındeh cümle ve sözcükler vazar tarajından tanhsel melınlerden olduğu gıbı akıardmıştır Bız bugünkü dılle verıvoruz Sürecek POLİTİKA VE OTESİ MEHMED KEMAL Çok Özledim... Her sözün başında Batı Batı deriz deriz, ama bu kez bize iyice taktı. Uyuşturucu ışi gündeme girin- ce dört bir yanından veryansın etti. Sadece bizi Ba- tı dışlamıyor, kendimız de dışlıyoruz. Terör önlene- mediği sürece bu dışlama sürüp gidecek. Bize yakın görünen ülkeler öğüt verirken, "Önce içinizi temızleyin" dıyorlar. "Içinizi temizleyin" ne demek? Yakınılan ne kadar antidemokratık engel varsa onlann kaldırılmasını istiyorlar. Ben kendımi bildim bıleli ne kadar antidemokra- tik engelden söz edilse, bu engeller hep vardır, sı- kışıldığında da ortaya çıkarırlar. Fransız Büyükelçi- si "Eviniçini temızleyin" derken bunu söylemek is- tiyor. Evin içi temizlendikten sonra sıra bır lıder arama- ya gelir. Baksanız bugünkü liderlere, 60'ından aşa- ğı kalmıyor. Gözler genç lider anyor. Umudumuz genç lıdere doğru... Ben 12 Eylül'den sonra bır lıder anyordum. 12 Ey- lül'ün ertesınde birçok terörıst çıktı, ama lider çık- madı. ispanya'ya, Portekiz'e, Italya'ya bakın, hep- sı bırer genç lider çıkardı, yapılan değiştirdi. Eski li- derleri de yıktılar. 12 Eylül lıderinı çıkarmadı. Kenan Evren gıbi paşalar da lider çıkmasın diye ortaya döküldüler. Korkumuz sanklıyla miğferli oldu. Bu yana bak- sak sank, öte yana baksak miğfer... Bıri gelirse yıllarca kalır, öteki gelırse bir daha git- mez. Cami moda ya... iki camı arasında kaldık. Çankaya-Taksım Dolmuş... • Bırakalım siyasetin çamurunu, dizelerın altın te- razısınde tartalım şiiri, oturalım sofraya. Güneş/e yollanna düştüğüm dar sokaklann gizemli kokusunu hani gölgemiz kesışirdi yorgun kalabalıklarla o kenti özledim kaldınmlan gelıyor aklıma pabucu dama atılan kaldınmları adımlanm adımlanm gelmez sonu uzar gider uzar gıder geceye doğru o kenti çok özledim meydanlan geliyor gözlenme kaç köşede kaç pusu kaç mermı kurumuş kan ızleri kaç köşede kanşmış delikanlı gençliğimıze o kenti çok özledim tyot kokulu saçtannı gönder çözulmesın at örgülenn seni de koklayayım anason kokusunu bir de kaldmrken kurtuluş'a rakıları kordon'da bir masada gazi ve arkadaşlan o kenti çok özledim • • Gazi Paşa Izmir'i alır. Kurar sofrasını Kordon Bo- yu'na. Çağırır en kıdemli garsonunu lokantanın. So- rar: "Kral Konstarrtinburada/çf/my?" Içmedi. "Öy- leyse" 6er. "Niye aldı bu kenti?" Gelelım bugüne... Dimitra Linai çıplak, Yeltsin yatakta, Ankara'da polis devletinın başı yanlıyor, hukuk devletının de... Yaşasın şiir! (Şiirler: idris Atmaca / Mayası Onur / Gerçek Yayınevi.) B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1S SOLDAN SAĞA: 1/ tzmır'ın Selçuk ılçesı yakınlannda turıstıkbıryöre. 2/ Kültür... fombul fındık grubundan bırfındıkçeşıdi 3/ Kımi nesnelere parlakhk vermek için sürüen ver- mk...Eylemde bu- lunan. 4/ tnce den ya da ınce kabuk... Bır göz rengı. 5/ Bayındır duruma getırme... Gele- cek. 6/ Olumsuzluk behr- ten bır önek... Kars'ın do- ğusundakı linlü eskıçağ kenti... Japon lınk dramı. 7/Hawan Adalan'naözgü. 3 gıtara benzer dört telı bır 4 çalgı. 8/ Gözde retınanm ortasında bulunan ve gö- riintünün net oluşmasına yarayan nokta. 9/Akdenız yöresıne özgü bitki toplu- luğu... Yunan abecesınde bır harf. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Eskışehır"ın Sıvnhisar ılçesı yakınlannda antık bır kent. 2/ Elı açık. cömert. yiğıt.. Türk müzığinde bır dizının ışle- niş bıçımme verilen ad. 3/ Kimı Türk tophıluklannda ve tran'da kullanılan bir soyluluk sanı... Sınır nişanı. 4/ Hubu- bat tozu... Iğdır ilınınbir ılçesı. 5/Rütbesızasker... Kıtapge- tırmemış peygamber. 6/Ağız mukozasında oluşan yüzeysel yara... En küçük sosyolojık bınm. 7/ Yosma... Arapça'da •'ben". 8/ Avusturya'nın para bınmı... Bir gıda maddesi. 9/ Afnka'da bır ülke.. 1283 gramlık ağırlık ölçüsü bınmı. BAŞBAK\NLK GÜMRÜK \IpSJEŞARLIĞI GÜMRLTCLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMLTDÜRLÜĞÜ (Hukuk Işleri ve Kaçakçdık Şb. Md) Konu:B.07.0.GUM.1.10 00 Sayı:09'HtK. 092-3312 (93) 415 lstanbul 1. AslıyeCezaMahkemesfmnesas: 1993449 karar: 1993608 sayılı, 13.10.1993 günlükararı uyannca ıdaremıze 653.500 TL para cezası ödeme>e yükümlü Ra- mazan Özbay kararda belırtilen adresınde bulunamadığın- dan mezkûr para cezası tahsıl edılememektedır. Tebliga- ta esas olacak başkaca bır adresı bilınmedığınden, 720' sayılı Teblıgat Kanunu'nun 28. ve 29. maddelenne göre ılanen teblığıne karar venldı. Teblıgat venne kaım olm^.V üzere teblığ olunur. Basm: 5ı ı^ MANİSA SULH CEZ MAHKEMESl'NDEN Esas No: 1996 1313 Karar No: 1996'2420 Karar Tanhı: 19.12.1996 Mahkememızin yukarıda tanh ve numarası belırtilen karan ile gıda maddelen tüzüğüne muhalefet suçundan sanık Hatıce Gözûkara hakkında TCK. 396.. 647/4 mad- desi gereğınce netıceden 1.320.000 TL ağır para cezası ile cezalandınlmasına. TCK 402-1 maddesi gereğınce cürme vasıta kı'.dığı meslek. sanat ve tıcaretm 3 ay müd- detle tatılıne, 7 gün ışyerının kapatılmasına. hüküm öze- tırun ılanına masrafın sanıktan almmasına karar venldı. Durum TCK. 4022 maddesi gereğınce ılan olunur. 20.1 1997 Basın:4909
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle