25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 ARAUK 1997 ÇARŞAMBA 4 HABERLER •Çevik Pençe-97' tatblkatı iptal • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Sermet Atacanh, aralık ayı içerisinde Ege Denizi'nde yapılması öngörülen "Çevik Pençe-97" tatbikaünın iptal edildiğinı bildirdi. Atacanh, yaptığı açıklamada, "Çevik Pençe- 97"nın, her yıl Deniz ve Hava Kuvvetleri'nin ortak icra ettiği planlı tatbikatlardan olduğunu hatırlatarak söz konusu tatbikatın. Ege'nin uluslararası deniz ve hava sahasında 8 değişik bölgede yapılmasının planlandığını kaydetti. Sermet Atacanh, Ege'de oluşturulmasına çaba gösterilen güven ortamına bir katkıda bulunmak amacıyla tatbikatın iptal edilmesine karar verildiğıni belirtti. Kadın-erkek eşftsmı TBMM'de • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Grup Başkanvekili Oya Araslı ve lzmir Millervekili Birgen Keleş. "Türkiye"de kadının hukuki, ekonomık. sosyal ve siyasal konumunu. cinslerarası eşitsizliğe yol açan faktörleri ve alınabilecek önlemleri ortaya koymak" amacıyla Meclis araştırması açılmasını istediler. Araslı ve Keleş"in TBMM Başkanlığı'na sunduklanve 19CHP milletvekilinin de imza koydugu önergede. cumhuriyetin kuruluş ile hukuk düzeninde cinslerarası eşitliği gerçekleştirme yönünde büyük bir atılım yapılmasına rağmen, konuya ilişkin olarak düzenlenen uluslararası sözleşmelerin iç hukuk sistemine yansıtılmadığı belirtildı. 'Halkevlerine baskı yapılıyop' • ANKARA (AA)- Halkevleri Genel Başkanı Rıza Ihman. "Halkevlerinin, baskılarla yıldınlmaya çalışıldığını" öne sürdü. Ilıman. Halkevleri Genel Yönetim Kurulu üyesi ve 6. Bölge Temsilcisi Mustafa Coşar'ın "keyfi" şekılde gözaltma almarak tutuklandığını ve Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi'ne konulduğunu söyledi. Cosar'ın Türkiye'nin birçok yeıinde gerçekleştirilen yasal etkinliklerde genel merkez adına yer aldığını anlatan Ilıman, "Mustafa Coşar'ın 'yasadışı örgüt üyesi' diye apar-topar cezaevine konulması. örgütümüze yönelik sıstemlı bir baskının sonucudur" dedi. RP'li belediyeye suçlama • İstanbul Haber Servisi - Ümraniy&üudullu'da oturan yurttaşlar Atatûrk Caddesi'nin çamurdan geçilmediğini belirterek Umraniye Belediyesi'nin Dudullu ile ilgilenmediğini öne sûrdüler. RP'li yönetimin kendilerine fazla oy çıkmayan bölgelere altyapı yatınmı yapmadığını savunan yurttaşlar," Böyle belediye yönetimi olur mu? Caddeye adından dolayı hiç bir ilgi gösterilmiyor" şeklinde tepkilerini dile getirdi. Bîn belediye denetlenecek • AJVKARA (UBA) - Içişlen Bakanhgı 1998'i "belediyeleri denetim yılı" ilan etti. Bakanhk gelecek yıl içinde 1000 belediyeyi denetleyerek usulsüzlük ve yolsuzluk saptadıklan hakkında soruşturma başlatacak. îçişleri Bakanlığı, 1998 yılı hedefleri içine belediyelerin denetimini aldı. 2801 belediyeden 1000'i ile bağlı kuruluş ve müesseselerini denetim kapsamına alan bakanhk, başta tstanbul, Ankara ve lzmir büyükşehir ilçe belediyeleri olmak üzere çok sayıda belediyeyi müfettişleri aracıhğı ile denetleyecek. TGC, 20 üyesini ihraç etti I tstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), aidatlannı ödemeyen 20 kişiyi üyelikten çıkardı. TGC'nin çeşitli illerde toplam 2.520 üyesi bulunuyor. 6 DayanabiBrlerse iyi 9 Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Umman'da yaptığı açıklamada, 'Hükümet zam yapmayacağım diyor rahatsız oluyorsunuz' diye konuştu. Demirel, Suriye MUSTAFA BALBAY MUSKAT - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümetin 6 ay KJT ürünlerine zam yapmama karanru "Dayanabilirierse iyi" diye yorumladı. Demirel, "Bu konuda endişeniz mi var?" sorusuna, "İhtiyaç dunı- rau ne olur bilemem. Hükümet zam yapar taşlarsınız,zam yapmayacağun diyor, rahat- sız oluyorsunuz. Alınan karardan memnun değil misiniz?'" karşılığını verdi. Demirel, L'mman'a askeri konuda eğitim ve işbirliği anlaşması önerdiklerini açıkla- dı. Suriye'yı de ağır bir dille eleştiren De- mirel, "5 bin askerimi, S bin vatandaşunı öl- dürenlerörisaeribesieyipTürkiyesalmakdoğ- ru mu?" değerlendırmesıni yaptı. Demirel, L'mman ve Bırleşik Arap EmİT- likleri gezisinin ikinci gününde Ummanlı ve geziye katılan Türk gazetecilerin sorula- nnı yanıtladı. Demirel'e yöneltilen sorular daha çok tsrail, Türkiye'nin Batı'yla ilişki- leri ve Suriye ile olan su sorunu üzerineydi. 18 Haziran ve 5 Eylül'de bütün Körfez iil- kelerine mektup yazarak Türkiye- Israil iliş- kilerinin oturduğu zemini açıkladığım vur- gulayan Demirel, şunlan söyledi: "Biziın İsraille ilişkilerimiz,üçüncü bir ül- kenin zaranna değildir. Kaldı Id Mısır'ın Is- rail'le 20 yıldır işbirliği var. Füistin - İsrail müzakereleri devam ediyor. Baü ile ilişkile- rimizde de Arap dünyasuu olumsu/ etkile- yecekbirgirisimimizkesinükk yok. Soruyo- rum, "Amerika'yla. Avnıpa'yla Arap dün- yasından kimin işbirliği yok?' Sadece Iran \* lrak'm yok, oolar da sorunlu." Türkiye'nin 28 ülkeyle askeri işbirliği an- iaşması bulunduğunu vurgulayan Demirel, benzer bir anlaşmayı Umman'a da önerdik- lerini ve taslağmı verdiklerini söyledi. Türkiye ile Suriye arasında su sorunu bu- lunmadığmı, bu konudaki farklı yorumlann bilgisizlikten kaynaklandığını vurgulayan Demirel. şöyle devam etti: "Bizim Suriye'ye saküğımız su, bu ülke- >i on defa yikar. Türkiye su vermediği için Suriye'nin kurumuş tek ağaa yoktur. Daha önce bir anlaşma vapunuş da onu mu ihtol ediyoruz? Gelin oturanm diyoruz. İHe dedi- ğjmiyapbracağun diyeterörist besleyip Tür- kiye'nin içine salmak: askeri.polisiöğretme- ni, çoiuğuçocuğu öktürtmekdoğru mu ? 5 bin askerimi, 5 bin sivil vatandaşunı öldürdüler. Biz istiyoruz ki, Arap dünyası bize bu soru- yu soracağuıa Surive'ye 'Neden böyle yapı- yorsunuz?' desin." Demirel. bir gazetecinin "Türkiye, Avru- pa Biriiği'ne girmek istiyor. Çabalan sadece buyönde.ama sonuç da alamıyor. Bununye- rine İslam ülkeleriyle işbirliğini deneyemez mi?" sorusu üzenne. "Dünyayı Hıristiyan dün- yası. İslam dünyası diye bÖlemezsiniz. Biz berkesle ifişküeriınizi geliştirmey e çalısıyoruz, Avrupa Birtiği'ne girme ga> retterimiz, neti- cesnibüyükçapta\çrmtştir. Almanya'nınser- bestdolasımda endişesi \ar. Orada 3 milyon Türk yaşıyor, 6 milyon daha gefirse diye en- dişe ediyoriar" karşılığını verdi. Türk gazeteciler ise Demirel'e iç politi- kaya ilişkin sorular yönelttiler. Hükümetin zam karanyla ilgili olarak gazetecilerle De- mirel arasmdaki diyalog şöyle gelişti: zam yapar taşlarsınız, 'yi sert bir dille eleştirdi - Hükümet 6 ay KİT ürünlerine zam yap- mama karan aldı. Bunu nasıl değerlendiri- yorsunuz? - Dayanabilirierse iyi - Yani zor mu yaşama geçer diyorsunuz? - Canım zammı kim memnuniyetie karşı- lar. tşte ben söylüyonun. Day anabüirkrse iyi diye. Ben ihtiyatb bir adamım. Ben \anlış demiyorum ki, iyi diyorum. Dayanabilirkr- se diyorum. Böyle söyieyişim tereddüt değiL hadisenin gereğ) öyie. Ihtiyac durumu var. - Yani siz yaşama geçmesinin zor oldu- ğunu mu söylüyorsunuz? - Stfl de memnun etmenin imkânı yok. Kardeşim, zam yapıyor neredeyse taşlıyor- sunuz, "Zam yapmayacağım" diyor şundi de rahatsız oluyorsunuz. Bu konuda anlaşa- lım. Sen memnun musun zam yapümayaca- p beyanmdan, bunun suallik nesi var yanL Sen beni eleştireceğine. konuyu eieştir. - Bu zam yapmama karan, acaba yılba- şında, işçinin, memurun ücret ve maaşlannı arttırmamak için alınıyor olabilir mi? -Hayu-.Busorununmuhatabıbendeğflim. Yılmaz 'Memura sendika son aşamada' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Mesut Ydmaz. anayasa değişikliğine karşın kamu çahşanlanna sendika hakkı verilmesine ilişkin uyum yasasının uzun süre çıkanlamadığına dikkat çekerek, hükümetin bu konuda sürdürülen çahşmalarda son aşamaya geldiğini kaydetti. Başbakan Yılmaz, dün Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay ve beraberindeki heyeti kabul etti. Yılmaz, kamu çalışanlannın örgütlenmesinin önündeki engellerin anayasa değişikliğiyle son bulduğunu, ancak uzun süre uyum yasasının çıkanlamadığını söyledi. Hükümetin konuya büyük bir önem verdiğini anlatan Yılmaz, hazırlanan yasa taslağının Bakanlar Kurulu'nda ele alındığını ve bir komisyon oluşturulduğunu bildirdi. Yılmaz. 20 Kasım günü yayımlanan bir genelgeyle de kamu sendikalannın önündeki engellerin geniş şekilde bertaraf edildiğini belırterek yasa taslağı üzerindekı çahşmalarda son aşamaya gelindiğini kaydetti. ÇGD Günev Marmara Şubesi'nin "İnsan Hakiarı Ödülü" Cumartesi Anneleri'ne verildi. Ödülü, anneler adına Emine Ocak'a CHP'ü Fikri Sağlar verdi. Çe\Te Ödülü'nü de Bergama Beledhe Başkanı aldı. CumartesiAnnd&VneödülBURSA (Cumhuriyet) - Çağdaş Gazeteciler Der- neği (ÇGD) Güney Marmara Şubesi'nin 8'inci ku- ruluş yıldönümü dolayısıyla verdiği ödüller, düzen- lenentörenle sahiplerine verildi. tnsan Haklan Ödü- lü'ne "Cumartesi Annetei" layık görüldü. Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'ndeki törene, Va- li OrhanTaşanlar, CHP tçel Milletvekili FikriSağ- lar, Bursa milletvekilleri Yahya Şimsek, Yüksel Ak- su,Ertuğrul Yalcınbayır. Büyükşehir Belediye Baş- kanı Erdem Saker ve kalabalık bir topluluk katıl- dı. Törende konuşan CHP MiHetvekili Fikri Sağ- lar, ÇGD'nin demokrasi ve basın özgürlüğünün ön- de gelen savunuculanndan olduğunu vurgulayarak dernekten geçmiş yıHarda, kendisinin de bir ödül al- dığını ve bu ödülün, yaşamının en onurlu ödüllerin- den biri olduğunu kaydetti. ANAP Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayu ise, ba- smdaki tekelleşmeden de yakınarak bazı medya pat- rpnlannm, \>ap kesiınlerin haberler|ne yayın organ- lannda yer verdirrmediklerini^'Bursa'da da aynı du- rumun sürdüğünü söyledi. Törende daha sonra, ÇGD'nin geleneksel ödülleri sahiplerine verildi. "İletişiıne Katkı Ödülü"nü. Uğur Mumcu Araş- urmacı Gazetecilik Vakfı adına, Eğitim Birimi Baş- kanı Metin Aksoy, "Kûltüre Katkı Ödülü"nü Bur- sa Jicaret Borsası Başkanı Rıza Aydm. "Demokra- si Ödülü"nü Bursa Baro Başkanı AH Arabacı, "Bi- lim Ödülü"nü, Onkoloji Dayanışma Derneği Baş- kanı Doç. Dr. Kayıhajı Engin. "ÇevreÖdûlü"nü, Ber- gama köylüleri adına Bergarna Belediye Başkanı Se- faTaşkın, "tnsan Haklan Ödülü r nü Cumartesi An- neleri adına Emine Ocak. "Basm Teş>ik Ödülü"nü Ekohaber gazetesinden Tahsin Ardıç ile Gemlik Körfez gazetesi sahibi KadriGüler ve "ÇGDÖzei Ödülü^nü de, gazeteci Yılmaz Akkıhc ile Nabit Kayabaşı aldılar. Aziz Nesin hakkında yazılan haberlerin son derece düzeysiz olduğu belirtildi Nesin kardeşlerden Akit'e dava tSTANBLL (AA) - Aziz Nesin in çocuklan Ahmet ve AK Nesin, ,Akit gazetesine babalanyla ilgili yer alan haberler nedeniyle Türkiye"de bugüne kadar görülmemiş en büyük tazminat davasmı açacaklannı bildirdiler. Ali Nesin, yaptığı açıklamada, Akit gazetesinde bir süredir babası Aziz Nesin hakkında yazılan haberlerin son derece düzeysiz olduğunu kaydetti. Ali Nesin, babası Aziz Nesin'in dünyanın en kötü insanı olsa dahi kimsenin ona böyle hitap etmemesi gerektiğini belırterek "Hiçbir inançta veya inançsızhkta bundan daha aşağıya düşülemez. tnsanlara • Ahmet Nesin, Akit'teki yazılarla ilgili olarak avukatlanyla temasa geçtiklerini ve hukuki yola başvuracaklannı açıkladı. Ahmet Nesin, gazeteye Türkiye'de bugüne kadar görülmemiş en büyük tazminat davasını açacaklannı söyledi. sesleniyonım; bunlara üıanmasmlar. Vaşamımda ilk kez olarak kendimi başkasuıdan daha fistün, daha insan hissediyorum 1 ' diye konuştu. Sıvas olaylan davasıyla ilgili görüşlerini de dile getiren Ali Nesin, Ankara 1 No'lu DGM taranndan verilen karann, devletin, adaletin ve hukukun laikliğe sahip çıktığının bir göstergesi olduğunu söyledi. Bir aydm olarak idam cezasına karşı olduğunu belirten Ali Nesin, şöyle dedi: "En ağır cezanm idam ohnası, bizim için şanssızlıknr. Babanı orada öldürülseydi de benim düşüncem değişmezdi. Ben bir insan oiaraks 20. yüzyıkla yaşayan bir insan olarak idam cezasına karşryun. "Dişe diş. cana can, kana kan' diyenlerden değflim. Hukukun öc almak için kullaıulması gerektiğini düsünenkrden değüim." Aziz Nesin'in diğer oğlu Ahmet Nesin de Akit gazetesindekı yazılarla ilgili olarak avukatlanyla temasa geçtiklerini ve hukuki yola başvuracaklannı açıkladı. "Türkiye'nin şu andaki en büyük tazminat davasını açacağız" diyen Ahmet Nesin,"Biz bu davayi açacağız ve bu parayı mutiaka elde edeceğiz. Onlardan alacağunız parayı da Aziz Nesin Uköğretim Okulu'nun yapımuıa harcayacağız" dedi. Ahmet Nesin, 4-5 ay önce Aziz Nesin Ilkokulu'nun yapımı için bir kampanya başlattıklannı. ancak geçen süreye rağmen sadece 2 milyar lira toplayabildiklerini de ifadeederek"Bulaüder uyusunlar... Cami için kampanya başlatsaydık, şimdiye kadar 10 tane cami yapmıştık" diye konuştu. Sedat Bucak 'Susuduk çözülürse Ydmaz yanar' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Susurluk skanda- hnın kilit ismi DYP Şanlı- urfa Milletvekili Sedat Edip Bucak, Başbakan Mesut Y*- maz'ı eleştirirken "Bazıin- sanlar Susuriuk'u çözerier- se kendileri yanar. Belki onun içinçözmüyoriar" de- di. Bucak, DYP grup baş- kanvekillerinin, Bayındır- lık ve Iskân Bakanı Yaşar Topçu hakkında verilen gen- sorunun genel kuruldaki gö- rüşmelerinde fıre verilme- mesi için aldıklan önlem çerçevesinde Meclis'e gel- di. Kuliste gazeteciler tara- findan Süsurlnk konusun- dasorularla sıktştınlan Bu- cak, "Her şeydeneminve ra- hatım. Dokunulmazlığım kaldınhrsakakhnbın. Yara- sı olan gocunur" dedi. Ya- nn toplanacak Karma Ko- misyonu'na gelip gelmeme ya da yazılı savunma yapıp yapmayacağı konusunda ka- rar vermediğıni kaydeden Bucak. "tçtüzüğegörebağ- layicı karar yok. Fezlekem genel kurula indirilirse sa- vunma yapma konusunda da karar vermedim" dedi. Bucak, Susurluk olaymın niye çözülemediğine iliş- kin soruya, "Bazı insanlar bu işi çözerlerse kendileri yanar. Bu da benim yoru- mum. Belki de bu yüzden çözülemhor'' karşılığını ver- di. Dokunulmazlıklann sı- nırlandınlmasma ilişkin ana- yasa değişikliği üzerinde uzlaşmaarayışı çerçevesin- de, partilerarası komisyon bugün toplanacak. Anayasanın 83. maddesi ile ilgili değişiklik önerisi- nin ikinci turda reddedil- mesinin önünü kesebilmek amacıyla dokunulmazlık kapsamını daha daraltıcı ni- tehkteki BBP ve DYP'nin önerilerinin de ele alınaca- ğı partilerarası komisyon- da. mevcut yasa önerisi üze- rinde değişiklik yapılması bekleniyor. TBMM Anaya- sa Komisyonu da yann top- lanarak ANAP veDSP'nin, anayasa değişikliklerinin "açık oyte" yapılması yö- nündeki önerisini ele ala- cak. 891 adli yargıç ve savcının, 37 idari yargıcın, 20 DGM yargıç ve savcısının görev yerleri değiştirildi 948 yargıç Ve savcının ataması yapıldı E\İN GÖKTAŞ ANKARA - Adalet Bakanı Oltan Sunguriu tarafından hazırlanan, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca (HSYK) bazı değişiklikler yapılan kararnameyle DGM ve idari yargıya da yeni atamalar yapıldı. Kararnameyle 891 adli yargıç ve savcının, 37 idari yargıcın, 20 de DGM yargıç ve savcısının görev yerleri değiştirildi. Cumhuriyet'in elde ettiği kararnameye göre, DGM'lere yapılan yeni atamalar şöyle: - Edıme Ağır Ceza Mahkemesi • Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan, HSYK tarafından bazı değişiklikler yapılan kararnameyle DGM ve idari yargıya da yeni atamalar yapıldı. tstanbul DGM Başkanhğı'nı vekâleten yürüten Şerafettin İste, İstanbul DGM Başkanhğı'na; istanbul DGM asıl üyesi Tevfik Güngören, Beyoğlu hâkimliğine atandı. üyesi Seyhan Ihpınar, İstanbul DGM yedek üyeliğine. - Diyarbakır DGM Başkanı Erkut Dikkaya, lzmir hâkimliğine. - istanbul DGM Başkanlığı'nı vekâleten yürüten Şerafettin tste, İstanbul DGM Başkanhğı'na. - İstanbul DGM asıl üyesi Tevfik Güngören, Beyoğlu hâkimliğine. - İstanbul DGM Cumhuriyet Savcısı Muzaffer Yalçın, İstanbul DGM Cumhuriyet Savcıhğı'na. - tstanbul DGM yedek üyesi tdris Karaçuha, İstanbul DGM yedek üyeğiliğine. - İstanbul DGM yedek üyesi Ahmet Münir Bilgen, tstanbul hâkimliğine. - Diyarbakır DGM Başkanı Ahmet Çağlayan, Ankara hâkimliğine. - İstanbul DGM Cumhuriyet Savcısı Rasim Işıkaltın, İstanbul Cumhuriyet Savcıhğı'na. - İstanbul DGM Başkanlığı'nı vekâleten yürüten Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, İstanbul DGM Başkanhğı'na. - Soma hâkimi Muammer Başkuyu. Diyarbakır DGM asıl üyeliğine. - İstanbul DGM Cumhuriyet Savcısı Ali Yorulmaz, İstanbul DGM Cumhuriyet Savcıhğı'na. - Söke hâkimi Ahmet Çakır, Diyarbakır DGM yedek üyeliğine. - İstanbul DGM Cumhuriyet Savcısı Yahya Erdoğmuş, Ereğli Cumhuriyet Savcıhğı'na. - tnebolu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan . Çanak, tstanbul DGM yedeK hâkimliğine. - Diyarbakır DGM asıl üyesi Fahrettin Gühekin, Diyarbakır DGM Başkanhğı'na. - Beyoğlu Cumhuriyet Savcısı Ercan Cengiz, lstanbul DGM Cumhuriyet Savcıhğı'na. - Gelibolu hâkimi Mustafa Kntu, Diyarbakır DGM asıl üyeliğine. - Diyarbakır DGM asıl üyesi AH Çağan, Diyarbakır DGM Başkanhğı'na. GLOBAl^OLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Mephumu Nasıl Bilirdiniz? Ölünün arkasından kötü konuşmak hem gelenek- lere uymaz hem de centilmenliğe sığmaz derler. He- le söz konusu olan onu hayattayken öven dostlany- sa. Ancak galiba "Yeni Zamanlarda" bu da geçerli değil. Dün "Asya mucize$i"nüen söz açanlar, bugün "mucizenin" cesedinin başında, başlannı bilgiçlikle sallayıp "Biz zaten dememiş miydik, bu gidiş gidiş değildi" diyebiliyoriar. Ve ekliyorlar "merhum yete- rince dışa açık değildi, daha çok küreselleşme ve demokrasi lazımdı." Dünya ekonomisinin doktoru IMF, elinde "daha çok dışa açılma" reçetesiyle kapıya dayandı bile. Halbuki, daha 19931e IMF'nin 'Asya muozea" adıy- la yayımlandığında, tanıtma yazısında şöyle diyor- du: "Sekiz Asya ûlkesinin şaştrtıcı ekonomik başa- nsı ve bunun nedenlen bu raporun konusunu oluş- turuyor." IMF, Yüksel Performanslı Asya Ülkeleri (YPAÜ), olarak tanımladığı gaıbun başansı üzerine, "YPAU, ekonomilerini, yüksek büyüme hızlanna yol açan sağlam makroekonomik politikalaria istikrara kavuşturmuşlardır. Bunlaryeni ulaştıklan refahı, ge- lirdağılımını daha eşitlikçi bir hale getirmekiçinpay- laştırmaya kararlıydılar. Kamu politikalan bankalan daha gûvenilir hale getirerek yüksek iç tasarruflan teşvik etti. YPAÜ'ier fiyat sapmalannı kontrol altın- da tuttular, yeni teknolojiye ve yabancı yatınmlara kucak açtılar. Yasal ve düzenleyici yapılar pozitif bir iş ortamı yarattı. Emek piyasasına yönelik politika- laryeni işyaratmaya önem verdi. Hükümetlerle özel sektörün işbirliğinin gelişmesi teşvikedildi.' Bu eko- nomiler IMF'ye göre, başlangıçta serbest piyasa ve serbest rekabetle pek uyuşmayan politikalar izledi- ler ama daha sonra "gelişmelerinin ileriki aşamala- nnda imalatsanayi ihracatlannı, pazariama kuruluş- lan ve diğer mekanizmalarla teşvik ettiler." Dört sene sonra biri Business Economics (04/01/97) diğeri de The Economist (01/04/97) dergisinde yayımlanan oldukça uzun iki makaledey- se, hem bu ülkelerin dışa açıklık derecesi hem de "mucize" üzerine ilginç tespitlere rastlıyoruz. Business Economics, IMF raporuna atıfla: "Do- ğu Asya'nin göre// başansının nedenleri üzerine tar- tışma sürüyor ama şu kesin. Dışa dönük bir geliş- me stratejisi, özellikle dinamik bir ihracat sektörü, büyümeye yol açıyor..." "Dogu Asya ekonomileri- nin ihracat ve ithaiatlannın GSMH'ye oraru, Latin Ame- hka ûlkelerinden çok daha yüksektir." Diğer bir de- yişle dışa açıklık oranlan daha yüksektir. Hemen ge- çerken bir başka çalışmaya göz atalım. Burada, Do- gu Asya ütkelerinin dış ticaretinin GSMH'ye oranı- nın, diğer bir deyişle dünya ekonomisryie bütünleş- mişlikya da küreselleşmedüzeyinin, tüm yapılan pro- pagandalannın aksine, "sanayileşmiş ülkeler"der\ daha yüksek olduğunu göreceğiz. Şimdi aktaraca- ğım yüzde oranlannda, parantez içindeki ilk rakam sanayileşmiş ülkelere, ikinci rakam ABD'ye, üçün- cü rakam ise Doğu Asya ülkelerine ait. 1960-69 (24.6/11.7747); 1970-79 (32/17.8/69.5); 1980-89 (36.8/21.9/87.2) (Paul Hirst & Grahame Thomson: Glo- balization in Ouestion, 1996.) Doğu Asya ülkelerin- de korumacılığın kalkmasına örnek olarak da Busi- ness Economics şu rakamlan veriyor. Güney Ko- re'de, tthalatı serbest mallar listesindeki mallar, 1960'da 800,1980'lerın başında, 5.600 ve 1990'te- nn başında 10.000, The Economist'in yazısının ana fikri ise daha il- ginçti: "Birmucize var mıydı?Hayıryoktu!" Peki As- ya mucizesi denen neydi? The Economist: "Yaban- cı ya da açıklanamaz bir dutvm yok..." Bu ülkeler "bizim ABD ve Avrupa'da yaşadığımız deneyi tek- rarediyohar. Bugün temel fark, sürecin çok daha ha- lıolması. ABD'nin 1840'tan sonra, GSMH'sini ikiye katlaması 50 yıl almıştı. Çin, 1978'den sonra, aynı işi 10 senede becerdi." Sonuçlannı özetlerken The Economist, başka konulara da açıklık getiriyor: "Bölge ekonomileri, genelde piyasa-yönelimli poli- tikalar izlediler..." "Sivil ve siyasi özgürlükler konu- sunda toleranslı değillerdi ama, eninde sonunda vatandaşlanna ekonomik özgürlükler tanımak zo- rundakaldılar..." Bütün "fakat" ve "eğerterigözönü- ne aldıktan sonra bile, gerçek şu ki bölgedeki başa- n liberal ekonomi anlayışı sayesinde gerçekleşti. Belli kı karşımızda, ekonomik sistemlerı, özü iti- banyla ABD ve Avrupa'dan farklı olmayan ülkeler var ve derin bir kriz yaşıyoriar. Üstelik bu kriz, neo-libe- ralizmin göz bebeği Brezilya'yı da etkiliyor, ABD'yi de Avrupa'yı da. Şimdi tabii, tatsız bir durum var. Dü- ne kadar, Doğu Asya ülkelerinin tüm başansı serbest piyasa ekonomisine ve dışa açılmaya bağlanırken bu- gün mali/ekonomik krizi, serbest piyasanın ve küre- selleşmenin ekonomik istikrara yol açtığını savunan "dogmayı" delmeden açıklamak gerekiyor. Dün as- keri rejimlere, kantı diktatöriüklere, silah veparayar- dımlan akıtanlann, ucuz ve disiplinli emekten fayda- lanmak için, yatınm yapmak üzere kuyruğa girenle- rin, tüm bunlara "emek piyasasına ilişkin politikalar işsizliği azaltmaya yönelikti" gibisinden kılrf dikenle- rin, bugün, demokrasi havarisi kesilerek merhumun arkasından, ruhlarını kurtarmak istercesine, kötü konuşmalan ise hiç inandıncı değil. ^Hükümette halkla ilişkiler yok' ALİER Marmara Üniversitesi tlerişim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Alaaddin Asna, Susurluk'ta açığa çı- kan kirli ilişkiler ağını ay- dınlatma sözü veren üçlü koalisyon hükümetinin ko- nunun halkla üişkiler bo- yutunu kullanmadığıru be- lirtti. Halkla Üişkiler Der- neği Başkanı. Doç. Dr. As- na, "OrtahktabirSusurhık adı dolaşıyor ama çok flu, kbnsene olduğunutam ob- rakbihniyor; açıklık vebfl- gikndirmeyok. Açıklık \v bilgaendtrmeolmadanhalk desteği olmaz" dedi. As- na, halkla ilişkileri iyi kul- lanan Genelkurmay'ın ka- muoyuyoklamalannda en gûvenilir kurum olmasına da dikkat çekti. Çağın sektörüolarak ta- nımlanan halkla ilişkilerin Türkiye"deki öncülerinden Doç. Dr. Alaaddin Asna, Başbakan Mesut Ydmaz ve hükümet üyelerinin "MüTkiye* gibi gözde okul- lardan mezun \e iyi egi- timli olmalanna karşm -halka Uişkiler"ı iyi bil- memelerini hayretle kar- şıladığmı belirtti. Halkdes- teği olmadan hiçbirhükü- metin başanh olamayaca- ğını, halk desteğinin ise açıklık ve bilgilendirme ile sağlanabileceğini anlatan Asna, Susurluk olayında konunun bu boyutunun kullanılmadığını vurgula- d^ Genelkurma>r Doç. DT. Asna, halkla ilişkileri en iyi kullanan kurumun Genelkurmay Başkanlığı olduğunu ifade etti. Asna, Genelkurmay Başkanhğı'nca köşe yazarlan için düzenlenen son Güneydoğu gezisinin halkla ilişkilerin başanh birömeğiolduğunadikkat çekti. Asna. kamuoyu yoklamalannda ordunun hep en gûvenilir kurum olarak ortaya çıkmasının nedeninin Genelkurmay'ın başanh halkla ilişkiler çalışmasıyla sağlandığmı kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle