Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 ARALIK 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Genelkurmay Başkanlığı'nın Istanbul'daki Silahlı Kuvvetler Akademisi'ndeki sempozyumda Kıbns tartışıldı
4
Dünya, Kıbns gerçeğmi görmelf
LEYLA TAVŞANOGLU
Genelkurmay Başkanlığı'nın Istan-
bul'daki Silahlı Kuvvetler Akademi-
si'nde düzenlenen "Kıbns Sempozyu-
mu"nda sürekli olarak yinelenen tema,
"Türkhe'nin dörtbir yandan kuşatümış
olduğu^ydu. Sempozyuma katılan "şa-
hin" kanadtn savunduğu senaryo ise Kıb-
ns Rum Yönetimi'nin AB'ye tam üyeli-
ğinin kabulü durumunda, KKTC'nin
Türkiye'ye "entegre" edilmesinde odak-
lanıyordu. Bu senaryoda hep "entegras-
yon" yada "bütiuüeşme" temalan işlen-
mesine karşın gerçeğın daha net ortaya
konmasına yarayacak "flhak" sözcüğü
ise telaffuz edilmiyordu. Sempozyumun
sabahki oturumunda, Türkiye'nin "dört
bir yandan kuşaülmışüğT senaryolan
dinlenirken dinleyici sıralanndan şu tep-
ki geldi:
"İki gündür bu sempozyumu kuşatu-
nuştık psikozu içinde dinlryorum. Sürek-
li olarak Pan-helenizmden söz ediliyor.
Bu bir ideolojik söylem olabiiir. ama hiç-
bir gerçekçilik yanı yoktur."
Bu tepki, havayı biraz sarsar gibi oldu.
Ancak sonunda telaffuz edilen cümleler
yine geldi, "entegrasyon"da odaklaştı.
Emekli Büyûkelçi Coşkun Kırca, Türki-
ye'nin Kıbns'taki hedeflerinin neler ol-
ması gerektiği konusunda "Bugün Kıb-
ns'ta bir konfederasyon kurulmas tezi
var. Ama bundan önce KKTC'nin tanın-
ması gerekir. Rumlan AB üyesi olmakta
serbest bıraksak bile böyle bir konfede-
rasyona ran olacaklar mı? Kaldı ki bu
konfederasyonun organlan olaeakür. Ay-
ruıblara girince konfederasyonun gerçek-
leşmesinin fev kaladezorolacağuu sanıyo-
nım" dedi.
Kırca "Birarahkfederasyonfikrivar-
dı. Türkiye üe KKTC bunu benimsedi, a-
ma bir türlü gerçekleşemedi. Oradaki
araziden taviz vennemiz mümkiin değil-
dn-."dedi.
Prof. Mümtaz Soysal ise Türkiye'nin
AB'ye tam üyelik konusunda "uzunca
bir süre haar görünmemesi" gerektiği-
ne işaret ederek, bunun "Türkiye'yi Ba-
tı'ya yönelişten ayırnıayacağuu düşünme-
nin" zorunluluğunu vurguladı.
Soysal. Kıbns ıçin Türkiye açısından
iki çözüm olabileceğini şu cümlelerle ifa-
de etti:
"Birinci çözüm şu Avrupa bizi dışladı-
ğına ve Güney Kıbns'ı üyeüge alacağına
göre, köprükri abp eDtegrasyon Uan et-
mek. Bunu, şu aşamada çok pratik gör-
müyorum. 12-13 Arank'ta Lüksem-
burg'daki AB zirvesinde tablodaha net or-
taya çüanca, örneğin bir savunma antlaş-
masıvebaşka bazı antlaşmalar imzalana-
bilir. Bir şeyler muüaka yapılmah, ama
sonra daha dikkatii olunmah. ABDbura-
da destek verebiKr. Ama bir bedel isteme-
side beklenebilir. Bakın şündiden nıhban
okulunun açıtanasmdan söz ediliyor. KK-
TC'nin hukukentanınması konusu için d-
verişli bir durum bdiriyor. Nisan görüş-
melerinden (Güney Kıbns'm AB'ye tam
üyelik görüşmeleri) önce bunun üzerinde
durmak bize avantajlar kazandırabinr."
Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel de
"KKTC, egemen, eşit statüsü karşı taraf-
ça kabul edflirse, ancakyeniden ve bu kez
devieder arası görüşmelere baştayabüe-
cektir. Şimdidünyanın Kıbns'taki gerçek-
leregözünü açması zamanıgeuruştir" de-
di.
5 bin kişinin aşı olması gerekiyor
Bayrampaşa'da
Hepatit-B aşısına
izin verflmedi
tstanbul Haber Servisi -
Ölüm orucunda tutuklula-
nn tedavisinde gösterdiği
başan nedeniyle tstanbul
Tabip Odası ve Türk Tabip-
ler Birliği tarafından ödül-
lendirilen tstanbul Tabip
Odası lnsan Haklan Ko-
misyonu üyesi, Bakırköy
Kadın ve Çocuk Tutukevi
doktoru Levent Aydemir,
Bayrampaşa Cezaevi'nde
yaptıklan araştırma sonu-
cunda yaklaşık 50 kişinin
uyuşturucu bağımlısı oldu-
ğunu tespit ettiklerinı söy-
ledi. Aydemir, "Bu tutuk-
lular tedavi olmak istediler.
Ben de AMATEM'den ar-
kadaşlarla görüştüm. Ceza-
evi yönetimine bu insanla-
nn tedavi dabilmderi için
ayn bir yerin verihnesini is-
tedim. Ancak idare bir yer
verTnedi"dedı.
Aydemir. ölüm orucu
sonrasında Bayrampaşa'da
tutuklulan muayene ettigı-
ni belirtti. Muayene sonu-
cunda tutuklulann karaci-
ğer enzımlennın yüksek
çıktığını, bu durumun da
Hepatit-B'den kaynaklandı-
ğını düşündüklerini anlatan
Aydemir, 120 tutuklunun
kanında yapılan tahlıllerde
yüzde 10'unda Hepatit-B,
yüzde 2'sinde Hepatit-C,
yüzdc 88'inde ise Hepatit -
A virüsü tespit edildiğine
dikkat çekti. Aydemir, adli
ve siyasi tüm tutuklu ve hü-
kümlülerle cezaevi perso-
nelinin de arasında bulun-
duğu toplam 5 bin kişinin
aşı olması gerektiğine ka-
rar verdiklerini ifade etti.
Hepatit-B aşısı için ilaçla-
nn Fırmalardan ahndığını,
aşıyı da cezaevi doktorlan-
nvn yapabilmesi için çalış-
tıklannı söyleyen Aydemir,
ancak cezaevi savcısı Neca-
ti Özdemir' in buna izin ver-
medığini söyledi.
Aydemir, ölüm orucu sı-
rasında cezaevi ve personel
araçlannın yetersiz olduğu
gerekçesiyle tutuklu ve hü-
kümlülerin hastaneye görü-
rülmediğini belirterek, ts-
tanbul Cumhuriyet Başsav-
cısı Ferzan Çhki'nin ölüm
orucunun 68. gününde ls-
tanbul Tabip Odası'ndan
bir heyetm cezaevi doktoru
nezaretinde içeriye girme-
sine izin verdiğinı anlattı.
Doktor Aydemir, Istan-
bul Tabip Odası lnsan Hak-
lan Komisyonu'nun, Ada-
let Bakanlığı 'nın birçok ce-
zaevinde sürdürdüğü hücre
tipıne de karşı olduğunu, bu
durumun tutuklu ve hü-
kümlüler arasında daha faz-
la hastahğa ve rahatsızlığa
yol açacağım da vurguladı.
19 yıllık taksi şoförü Ahmet Dündar'ın aracvnda yolculuk edenler cappucinodan sahiepe her türlü içeceği bulabiliyoriar.
Onun arabası var, özel mi özel
AYŞEYILDIRIM
Arka kapılann ikisinde birer bar-
dak. Ön taraf kahve ve çay çeşitle-
riyle dblu. Sıcak yaz günlerinde
müşteriyi serinletmek için aspira-
tör, kolonya ve şeker. tki koltuğun
arasında. içinde alkollü hariç her
türlü içeceğin bulunduğu buzdola-
bı, şofBr mahallindeki kapıda kah-
ve makinesi. Günlük gazeteler ve
dergiler. Tabii bir de araç telefo-
nu...
Hani şu reklamlardaki, müşteri-
sine gazete, walkman sunan. tele-
fon hizmeti verip "Başka bir arzu-
nuz?" derken kahve ikram ederek
durumu "abartan" taksi şoforü var
ya. aslında o Ahmet Dündar'ın
'Taksi Cafe'si...
Ahmet Dündar, 19 yıllık taksi
şoforü. 1993 yılının temmuz ayın-
da sıcaktan bunalmış. Aldığı pet şi-
şe su arabada ısınıp içilmez hale
gelince karar vermış: "Şu arabaya
bir buzdolabı almaü™"
Buzdolabını buhnak kolay olma-
mış. Türkiye'de iki koltuğun arası-
na sığacak kadar küçük buzdolabı
olmadığı için Rusya'dan getirtmek
zorunda kaldığını söylüyor Ahmet
Dündar. Ardından aküye bağladığı
kahve makinesini yerleştirmiş.
GOREVLER EL KİTABINDA ANLATILDI
Niifus sayımı RP'nin
kontrolünde yapddı
Haber Merkezi - Türkiye genelınde 30
Kasım'da yapılan nüfus sayımı ve seçmen
kütüklerinin yenilenmesi çahşmasında, Re-
fah Partisı'nin, görevli memurlan kontrol al-
tmda tuttuğu bildinldi. RP Genel Başkanı
Necmctnn Erbakan'ın özellikle seçmen kü-
tüklerinin yenilenmesinde görev yapan ya-
zım memurlannı denetlediği belirlendi.
Öte yandan Seçim tşleri BaşkanlığYnın,
ANAP'ın "baskın seçime hanriandığına"
ilişkın Erbakan'a verdiği rapor, RP'ye bom-
ba gibi düştü. Raporda ANAP'ın tüm sandık-
lardaki görevlılenni hazırladığı belirtilerek
"Bir iktidar partisi 3 yü son-
ra yapılacak seçim için san-
dık çahşması yapmaz. Bunun
anlamı baskın seçimdir.
AISAP10 ay içinde seçim he-
deffiyor" denildi.
Nüfus tespiti ve seçmen
yazımı için 30 Kasım Pazar
günü yapılan sayım. RP'lile-
rin denetiminde yapıldı. RP
Genel Merkezi'nden gönde-
rilen bir genelge ile uyanlan
taşra örgütlerinin kayıtlar sı-
rasında yapacaklan görevler,
hazırlanaıı el kıtaplan ile ay-
nntıh bir biçımde anlatıldı.
RP Konya tl Başkanlığı'nın
Seçim tşleri Başkanlığı bin-
mi tarafından hazırlanan "El
Kitabı"nın 6. sayfasında de-
netlemenin şu şekilde yapı-
lacağı belirtildi:
"Daha önceki seçmen Us-
tesi yaam memurunun eMnde
bulunur. Memurun elindeki
seçmen listesi sokaklardaki
mahalk krokisi ve bina cer\ç-
h dahilinde kontrol edilerek
flk sajım yapuacak evegeonir.
tlk evden çıkan seçmenlerin
adı. soyadı. seçmen listesinden okunur. Evde
olupoimadığı sorulur. Seçmenlerevde iseba-
ba adı, anne adı, doğum tarihi ve doğum ye-
rinin doğru olup olmadığı sorulur."
El Kitabı'nın 8. sayfasında ise RP üyesi-
nin görevleri şöyle sıralandı:
1- Görev mahallinde saatınde bulunmalı,
2- Memurla tanışıp iyi diyalog içinde olma-
h, 3- Seçmen yazımında sokaktaki evlerde
kimin olup olmadığına dikkat edihneli, 4-
Yazım esnasında mevcut seçmenlerin yazı-
mı sağlanmalı, 5- Yaşını dolduran daha ön-
ce yazılmamış fakat evde bulunan seçmen-
lerin yazımı ve imza atması sağlanmalı, 6-
Kımlik kontrolünde memura yardımcı olun-
• RP Konya tl
Başkanhğı'nca
hazırlanan kitapta
denetleme hakkında
şöyle denildi:"Daha
önceki seçmen listesi
yazım memurunun
elinde bulunur.
Memurun elindeki
seçmen listesi
sokaklardaki mahalle
krokisi ye bina cetveü
dahilinde kontrol
edilerek ilk sayım
yapılacak eve gelinir.
İlk evden çıkan
seçmenlerin adı,
soyadı, seçmen
listesinden okunur.
Evde olup olmadığı
sorulur. Seçmenler
evde ise baba adı,
anne adu doğum tarihi
ve doğum yerinin
doğru olup olmadığı
sorulur."
malı, 7- Vefat, nakil, evlenip gidenler ile as-
ker ve tutuklulann başka yerlerde olanlann
yazılması uyanlarak önlenmeli. 8- Yazımda
yeterlı form yoksa önceden seçim kurulu ile
göriişüp o mahallede seçmen sayısınm fazla
oldugundan bahisle form teminı ılçe ile bir-
likte sağlanacak, 9- Yazılımın doğru olması
ıçin evler teker teker gösterilmeli, 10 - Muh-
tarlık krokisi ve binalar cetvelınde ohnayan
yeni yerleşim bırimleri varsa bunlann yazı-
mı sağlanmalı, lüzumu halinde seçim kuru-
lu ile görüşülmeli, 11 - Yazım esnasında çö-
zülmeyen bir konu çıkarsa ilçeye bilgi ver-
meli, hukuken işin çözümü-
nü sağlamalı, 12 - Sokak içe-
risindeki eve kasıtlı seçmen
getirilmiş ise o şahsın orada
ikamet etmediği memura
usuli lisanla söylenmeli, bu-
na ragmen yazıhmşsa müna-
kaşaya girmemeli, yazılan
seçmenin adı, soyadı, baba
adı, anne adı. doğum yeri ve
yazıldığı hane ve adres alına-
rak ilçebaşkanlığına bilgi ve-
rilmelidir (Kasıtlı seçmen ya-
zımında muhtarlık askı liste-
si asıldığında süresinde itiraz
edilecektir). 13 - Seçmen ya-
zım listesi seçim kuruluna
verilir. (Memur verir) Anka-
ra Genel Müdürlük bügisa-
yara girer. Bilahare işlem bi-
tince mahallelerde askıya çı-
kar. Itirazlar bu askı süresin-
de yapılır. itiraz süresi geçin-
ce kesinleşir."
Seçim tşleri Başkanlı-
ğı'nın, RP'nin son yapılan
Başkanlık Divanı toplantısın-
da sunduğu seçmen yazımıy-
la ilgilı raporunda, ANAP'ın
baskın seçim yapacağı uyan-
sında bulunuldu. Raporda, koalisyon ortak-
lannm icraat hükümeti gibi bir görüntü ver-
melerine karşın tüm hazırlıklannın "erken ve
baskın bir seçime yönefik" olduğu belirtildi.
Parti yönetımi hükümetin enflasyonla mü-
cadele için hedefledigi uzun dönemli istikTar
programının IMF tarafından kabul görme-
mesını de "Hükûmet ortaklarunn zamanını
kendi beurlemey« çalışacağı. rakiplerini hazır-
Uksız yakalamayı hesaplay acağı bir erken ve
baskın secimden başka çaresi kalmadı" şek-
lınde değerlendırdi. Bu dogrultuda parti teş-
kilatlanna kapatma davasını hiç düşünmeden
tüm hazırlıklann baskın seçime yönelik o-
larak gerçekleştirilmesi talimatı verildi.
Sevdiklerinize
Cumhuriyet
Armağan Edin
Kitaplar Edinin
"Cumhuriyet" in dünyaya açılan penceresi "CUMHURİYET HAFTA'dan
dostiarınızı, sevdikterinizi de yararlandınn " GUMHURİYET HAFTA" aboneliği
armağan edın. Ve armağan kazanın.
Bir yıllık abone karşılığında altı; altı aylık için üç kitap armağanımız olacak.
Armağan Kitaplanmız:
Bir Imparatortuğun Ölümü (1908-1923) Paul Dumont/Francois Georgeon
Devrim Hareketleri içinde Atatürkçülük Tarık Zafer Tunaya
Atatürk'ün İzmit Basın Toplantısı ismail Arar
200 Yıldır Neden Bocalıyoruz (1) Niyazi Berkes
200 Yıldır Neden Bocalıyoruz (2) Niyazi Berkes
Devrimcinin Takvimi Ceyhun Atıf Kansu
(Altı aylık abone armağanlarında ilk üç kitap gönderilmektedir.)
Aşağıdaki adı yazılı kişiye "Cumhuriyet Hafta"
aboneliği armağan etmek istiyorum. Kitaplarımı
adresime gönderiniz
Adım Soyadım:
Adres:
Posta kodu: Kent:
Ülke:
Tel:
ABONE OLACAK KİŞİNİN:
Adı Soyadı:
Adresi:
Posta kodu: Kent:.
Ülke:.
Tel:.
ABONE KOŞULLARI
(Lürfen işaretleyiniz) ' 6 AYLIK
Almanya
Diğer Avrupa Ülkeleri
ABD, Kanada, Avustralya
91 DM
135 DM
165 US$
1 YILLIK '
169 DM
250 DM
300 US$
Işaretlediğim tutarın banka dekontunu abone formuyla aşağıdaki faksa/adrese
gönderiyorum.
• Yapı ve Kredi Bankası-Çemberiitaş 5162800
C Akbank-Nuruosmaniye 14460-0
Işaretlediğim tutarı kredi kartı hesabımdan alınız.
LHVISA ZİEUROCARD
Kart no:
•MASTERCARD
Son kullanma tarihi:
TARİH: İMZA:
Cumhuriyet
ABONE SERVİSİ
Türkocağı Cad. No:39/41 (34334)Cağaloğiu-lstanbul Tel:00.90.0212 512 05 05 Faks:00.90.0212.512 48 30
Nescafeleri deçeşitlendirmiş; gold
ve klasik. Elma, kuşbumu ve nane
çaylannı da eklemiş. Hatta cappu-
cino. kışın soğuk havalarda ise sah-
lep. Müşterinin isteğine kalmış ne
içeceği, tabii bir de güzergâhına.
"Suyıın ısınma süresi nedeniyle
uzun bir yol iseya da sıkışık bir tra-
flkse kahve veya çay ikram edebiU-
yorum" diyor Dündar, "isterse su,
koia, mey>e suyu da içebinr."
tsteyen müşteri hiçbir şey
içmeyip arka koltukta gün-
lük gazetelere ve dergilere
de göz atabilir.
Bütünbunlarayda 11 mil-
yon liraya mal oluyor. Ama
müşteriden bu hizmetler
için aynca para talep etme-
yen Ahmet Dündar, "Müş-
teri zaten bunlan görünce
fa/iasıy la veriyor, tabii baa-
lan" diyor.
Taksi Cafe'de turistler ve
gideceği yeri bilmeyenler de
düşünülmüş; adres kitapçı-
ğı, turist rehberi ve tstanbul
rehberi el altında.Telefon fa-
turası da yüklü geliyor el-
bette. Ayda 7-8 milyon lira-
yı bulduğu için ancak kısa
konuşmalara izin verebildi-
ğini belirtiyor Ahmet Dün-
dar. Arabasına bınen müşte-
rilerin mutlu aynldığını, bu-
nun da kendisinı mutlu etti-
ğini anlatıyor:
"Keşkebütün arkadaşlar
benim gibi yapabilse. Her-
halde masraftan çekiniyor-
lar." Dündar. acil hastalan
da düşünmüş: "Hastaneye
yetişmesi gereken birisi ara-
bama bindiğinde bemen ta-
van lambasına ambulans
lambası takıp siren çalıyo-
rum. Ambutans sıfatına ge-
çerek hastay ı yetiştirebiHyo-
rum.''
Bunlarla yetinmiyor Tak-
si Cafe'nin mucidi, ileriye
dönük hedefleri de var:
"Arabamı büyütüp tele-
vizyon ve vkfco koymiçı dü-
şünüyorum. Müşteriyle şo-
foriin irtibaünı kesecek bir
cam. ,4rka tarafa ayn bir
müzik seti. İsterse ayn bir
müzîk dinlcr."
tşini çok sevdiğini söyle-
yen Ahmet Dündar, pazar
günleri hariç kravatsız di-
reksiyon başına geçmediği-
ni vurguluyor.
Bir de şikâyeti var:
•*Özelliklegeceteritektük
de otsa bayan müşteriler ka-
ptyı acıp bardağı gördükle-
rinde tedirgin oluyorlar.
Herfaaldeşarapcı sanıyorlar.
Kapıyı kapatıp gidiyorlar.
Sayımız çoğalsa belki onlar
da ürkmezler. Benim tek is-
tediğim müşterinin arabada
rahat etmesi. Soğuk veya
yorgun bir günün ardından
bir nescafe içerek rahatia-
mak onlan mutlu eder ber-
halde."
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Özelleştipsek de mi Yesek,
Özelleştirmesek de mi?..
1995 yılı kân 22 trilyon 700 milyar lira olan bir KİT
düşünün.. Başındaki yönetici bir yıl önce şöyle di-
yordu:
"Yatınma gereksinmemiz var. Ama borçlanarakya
da kendi kaynaklanmızla yapmamız olanaksız. Çün-
kû özelleştirmede öncelikli kuruluş durumundayız."
Bir ekonomik kuruluşu niçin özelleştirirsinız?
Ya zarar ettiği, ülke ekonomisine yük oluşturma-
ya başladığı için.. ya da daha ileri bir teknolojiye
geçmesini sağlamak ıçin...
Ikisi de söz konusu değil.
Son yanm yüzyılın sağcı hükümetleri arpalık yap-
mış. Devlet eliyle kişileri zenginleştirmenin aracı ola-
rak kullanmış. Birkaç oy için tıka basa işçi doldur-
muş.
O yetmemiş.. Zarar etmeleri için adeta zorlanmış.
"Buyılşu kadarzarar göstereceksinız" diye buyruk-
lar yollanmış.
Niçin?
Yeni dünya düzeninin 'resmi ideolojisi' öyle iste-
diği için!
"Bari talan edilmeyip, değerine uygun satılsın"
dediğinizde.. "hiç değilse her şey hukuka uygun oi-
sun" çabastnıgösterdiğinizde... Stratejıkonemde-
ki bazı kuruluşlann yabancı sermayenin eline geç-
memesini savunduğunuzda.. ise...
Etiket hazır:
- Dinozorlar!.. Ekonomimizi sabote edenler!..
Çağdışı kalmış solcular!.. 'Kutsal devlet'yanlısı Ke-
malistler!..
• • •
DlE'nin "Nisan 1997 hane halkıişgücü anketi'so-
nuçlanna bakın!
Çalışabilirnüfusun yarısı ışsız. Eğitimlı gençler bi-
le iş bulamıyor. Nüfus artıyor, ama iş olanaklan aza-
lıyor.
Egemen dünya ideolojisinin gelişmiş ülkelerdeki
sonuçlanna bakın!
Daha çok işsiz.. Daha çok suçlu...
Işsiz insan mutsuzdur, huzursuzdur... Zengin ül-
kenin işsız genci çete kuruyor, Güneydoğu'nun iş-
siz genci dağa çıkıyor...
Batılı ülkelerin birçok büyük kentindeki bazı semt-
lerde, gece sokağa çıkmak yürek işi..
Daha az devlet... Daha az sosyal adalet... Daha
ileri teknoloji... Ve daha mutsuz bir dünya!..
Fransa'da sosyalist hükümet bir ilkin peşinde.
Haftalık toplam çalışma saatlerinin 35'e inmesi ka-
rannı yaşama geçırmeye çalışıyor... Böylece hem
çalışanlann kendilerine ayırabileceklerı zaman arta-
cak hem de işsizlik azalacak.
Ama kıyamet kopuyor!
Çünkü -diğer gelişmiş ülkeler de aynı yola gitme-
diği için- bu Fransız ekonomisinin rekabet gücünü
zayıflatabilecek.
Teknoloji ilerledikçe, rekabet arttıkça, işsizlik de
artıyor.. Oysa makine insanının işini kolaylaştıhnca,
işçi çıkarmak yerine, iş saatlerini azaltmak daha
doğru değil mi?
•••
Gelişmiş ülkeleri bHetoplumsal barıştan uzaklaş-
tıran, çıkmaza sürükleyen bir yoldayız... Geçenler-
de telefonumun öteki ucundaki yaşlı bir bayanın se-
si ağlamaklıydı.
- Tüm cumhuriyet tarihinin birikimlerini haraç me-
zat satıyoriar. Peşkeş çekiyorlar. Oysa bunlar hepi-
mizin, geçmişteki ve gelecekteki kuşaklann ortak
malı... Gücümyetse, elime bayrağı alıp sokağa çı-
kardım. Ne oluryazın!
Kemalist devletçilik bir ekonomik büyüme muci-
zesi yarattı. Türkiye, Japonya ve Rusya ile birlikte,
dünyanın en hızlı sanayileşen üç ülkesınden bıri ol-
du. Ama Kemalizm o dönemde bile, 'özel girişim
esastır' ilkesinden aynlmadı.
Kemalizme göre 'özelleştirme' yapılamaz mı?
Elbette ki yapılabilir.. Eğer yapılmasında toplum
yararı varsa!
Ama Kemalizme göre kamulaştırma da devlet
eliyle yeni yeni yatınmlar da yapılabilir. Eğer yapıl-
masında toplum yaran varsa!
Sözümüz, Kemalizmin mirasını cömertçe tüketir-
ken 'devletçilik' ilkesinden utananlaradır... Kemaliz-
mi tek laiklik ilkesiyle özdeşleştırıp rahatlamaya ça-
lışanlaradır...
Devletçilik ilkesinden değil, kendi bilinçsizliklerin-
den utansınlar!
Sanlıurfa
Uzman çavuşa
telefonla tehdit
ÖZCANGÜNEŞ
ŞANLILIRFA-Şanlıur-
fa Valiliği Yazıişleri Mü-
dürlüğu, Basın ve Halkla
tlişkiler Müdürlüğü, Vali-
lik lojmanlan, Harran
Üniversitesı ve NTV bü-
rosundan açılan telefon-
larla 3. Hudut Alay K.o-
mutanlığı'nda görevli bir
uzman çavuşun ölümle
tehdit edildıği, eşine de
cinsel tacizde bulunuldu-
ğu belirlendi. Cumhuriyet
savcılığınca soruşturma
başlatılırken bir ordu
mensubu ve eşinin, devle-
ti temsil eden üst düzey
görevlilerin telefonundan
tehdit ve taciz edildiği id-
diası Sanlıurfa'da "skan-
dal" olarak nitelendirildi.
Sanlıurfa Cumhuriyet
Savcılığı'nın başlattığı bir
soruşturma valilik, Har-
ran Ûniversitesi ve NTV
bürosutelefonlannın fark-
lı amaçlar için kullanıldı-
ğını ortaya çıkardı. Sanlı-
urfa'daki 3. Hudut Alay
Komutanlığı Ha\3 Sa\ım-
ma Bölüğü'nde görevli
ÖJL adlı uzman çavuş bir
süre önce Sanlıurfa Cum-
huriyet Savcılığf na baş-
vurarak ev telefonundan
eşi ve kendisınin sürekli
rahatsızedildiğini belirte-
rek suçlulann bulunması-
nı ve cezalandınlmasını
istedi.
Cumhuriyet savcılığı,
Telekom Başmüdürlü-
ğü'ne yazı yazarak uzman
çavuşun ev telefonunun
dinlenmeye alınmasını ve
cinsel tacizde bulunulan
telefonlann saptanması
talimatım verdi.
Yapılan incelemelerde
uzman çavuş Ö.B'nin evi-
ni arayarak tehdit ve taciz-
de bulunulurken kullanı-
lan telefonlann Valilik Ya-
zıişleri Müdürü Sait
İpek" in makarmndaki 314
92 63, Basın ve Halkla
İlışkiler Müdürü M. Ka-
mil Güler'in kullandığı
314 34 70 ve Valilik loj-
manlannda oturan Vali
Şehabettin Harputun
makam şoförü Fethi Top-
rak'a ait 313 17 34 numa-
ralı telefonlar olduğu be-
lirlendi. Uzman çavuşun
evinin arandığı telefonlar
arasında "Nurculann kur-
tanlmış bölgesi" olarak
adlandmlan Harran Ûni-
versitesi Rektörlüğü'nün
de içinde bulunduğu Ye-
nişehir Kampusu'nun 312
8456(4Hat)ıle3146986
(3 Hat) nolu telefonlar ile
NTV Bürosu" nda kullanı-
lan Kâzun Atmaca adına
kayıtlı 315 31 86 numara-
h telefon da tespit edildı.