Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 ARALIK 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
ALLECRO EVİN İLYASOĞLU
îstanJnıTda operanın adı: ToscaNice opera temsili için yazmı-
şızdır bugüne dek. Hani deriz ki
şurası iyı, burası güzel, ama or-
kestra daha yerleşecek, sahneye
giriş çıkışlar, devinim, birkaç
temsil sonra yerine oturacak! So-
listler ısınacak, vb. lstanbul Dev-
let Opera ve Balesi'nin sahnele-
diği Tösca'nın gala temsili, daha
ilk gecesinde bütün bu kaygılar-
dan annmıştı. Sanki yıllardırsah-
nelenmekte olan bir prodüksiyo-
nu izliyorduk cumartesi akşamı.
Perde açıldiğında karşılaştığı-
• mız heybetli dekor alabildiğine
cesaretliydi. Atatürk Kültür Mer-
kezi sahnesinin böylesi birderin-
liğe ve yükseklik olanağına sahip
olduğunu öğrenmek ise şaşırtı-
cıydı. Yekta Kara, Michael S-
cott'un Bonn Operası için hazır-
ladığı bu dekorun, Bonn Operası
tarafindan bize armağan edildiği-
ni bildirdi. Michael Scott'un gör-
kemli dekorundaki devasalık ka-
dar aynntılar da etkileyiciydi. Bu
arada zamana uygun zarif kos-
tümleri de başanlıydı.
Perde, maestro Antonio PirolK
yönetimindeki orkestranın üç
akoruyla açıldı. Bu üç kararli
akor, operanın sonuna dek izleye-
ceğimiz dramatik gerilimi önce-
den duyuruyordu. Orkestra, bu
gerilimi başanyla korudu. Tüm
sololar net ve duyarlıydı. Vurma
çalgılar. korno, klarnet ve çanlar-
la kasvetli ortam gerektiği gibi yansıyordu.
Son yıllarda hiçbir temsilde opera orkestra-
sını baştan sona bu denli nitelüdi dinleme-
miştik. Pirolli'ye bir kez daha teşekkürler.
Tosca rolündeki Zehnı Yıknz'ın başansı
ise nice alkışa değdi. Zehra Yıldız, Uçan HoJ-
landalı (Senta), Aida ve Salome'den sonra
Tosca ile doruğa tırmanmıştı. Çalışkan, efen-
di. disiplinli kişiliği; şan bilgisi, kültürü ve
Tosca rolünün gerektirdiği yoğun ses rengi-
ni, sopranonun lirico spinto özelligini, başa-
nyla sergiliyordu. Sahnesi, sesine, bedeni-
ne, mimiklerine ve tüm davranışlanna hâki-
miyeti, onun çok iyi bir tiyatrocu olduğunu
JL osca rolündeki Zehra Yıldız'ın başansı nice alkışa değdi. Dünyanın her
sahnesinde alkışlanmaya hak kazanmış sanatçımız bu kez doruğa
tırmanmıştı. Antonio Pirolli yönetimindeki orkestra baştan sona
nitelikliydi. Yekta Kara devingen sahnelerle başanlı bir reji kurmuştu.
da kanıtlıyordu. Dünyanın her sahnesinde al-
kışlanmaya hak kazanmış bir sanatçımız
Zehra Yıldız.
Kevork Tavityan'ın çizdiği tipleme, sesiy-
le bütünleşen bedeni hankaydı. Suat Ankan,
Puccini söylemenin özelliklerini başanyla
sürdürdü: zalim ve gaddarolabilmek için ka-
nının son damlasma kadar uğraştı! Süha Yıl-
dız, bilgili bir şan sanatçısı olarak sesini oyu-
nu ile dengeledi. thsan Onat, kısa ama an-
lamlı rolünde sesi ve oyunu ile etkileyiciydi.
Yekta Kara, kasvetli ışığın ağır anlatımın-
da tekdüze oyunun içine yerleştirdiği abartı-
sız devingen sahnelerle başanlı bir reji kur-
muştu. Koro çocuklan, Gökçen Koray' ın ça-
lıştırdığı koro ve tümüyle aksamadan yürü-
yen oyun, birçok provanın sonucu olmalı.
Düşlem ve gerçek ikilemi oyunun sahne-
lenişinde de etkileyiciydi: Napdyon'un ye-
nilgisini kutlayan Italyanlar, aslında yenil-
dikleri gerçeğini öğreniyorlar. tdam manga-
sı boş kovanlarla aldatıcı bir idam düzenle-
diği sanılırken aslında dolu kovanlarla ölüm
getinyor. Ve Zehra Yıldız'ın giderek acı ger-
çeklerle karşılaşması, sesinin güçlü fortele-
rinde yükseliyor. Herhalde onun son sahne-
deki güçlü sesini ve güçlü oyununu uzun za-
man unatamayacağız.
Konsersıcaklığında bir CD
Rengim Gökmen yönetimın-
de Düsseldorf Senfoni Orkestra-
sı'nın 15 Mart 1997 tarihli Türk-
Alman Dostluk konserinin canlı
kaydı bir kompakt disk olarak
çıktı. Solist Verda Erman.
CD'nin içinde iki genç Türk bes-
tecisı (Turgay Erdener,Nejat Ba-
şeğmezler) ve iki Alman kültü-
riinden gelen (Beetboren, Schu-
bert) besteci yer alıyor. Bir kon-
ser kaydının böylesi temiz ve
dengeli yapılabileceğine inan-
mak zor. Hiç kimse
öksürmemiş, kimse
müzik bitmeden al-
kışlamamış. Sanki
dinleyiciler soluk
alnuyor,tersinedin-
leyicinin varlığında
sanatçılar, daha bir
sıcakvecoşkuluça-
lıyorlar. Mikrofon-
lar öylesine dengeli
yerleştirilmiş ki or-
kestra hiçbir soloyu
bastırmıyor. Verda
Erman, Beetho-
ven'in iki numaralı
piyano konçertosunda son dere-
ce profesyonel, kişilildi ve albe-
nilibir yorum ortaya koyuyor. Bu
konçerto aslında bestecinin ilk
yazdığı konçerto olarak bilinir.
Yani Haydn-Mozart etkisi taşı-
yan ilk dönem yapıtlanndan bı-
ri. Verda Erman da özellikle bı-
rinci bölümde bu niteliği gözet-
miş, daha bir Mozart'a yakın an-
layışla yaklaşmış. tkinci bölüm-
de ise romantizme kapılan açan
ve Beethoven'i olgunlaştıran, şi-
ir dolu bir yorum sunuyor. Ron-
do'nun coşkusunda ve tümüyle
orkestra ile kurulan dengeli söy-
leşilerde cıvıl cıvıl bir ortam var.
Verda Erman yumuşacık bir tu-
Rengim Gökmen
şe ile çalıyor ve yapıtı tam Beet-
hoven zamanı ve o dönemin akı-
mı içinde özenle seslendiriyor.
Rengim Gökmen bu CD ile i-
ki genç bestecimizi dünyaya ta-
nıönış: Turgay Erdener'in (1957)
kısacık yapıtı adeta bir prolog gi-
bi yer ahnış CD'de; 'Orkestra
içinAdagk)'. Gizemli, dingin, tek
solukta bir anlatım. Çağdaş mü-
ziğin son yıllarda disonanslara
karşın yumuşak ezgiyi yakaladı-
ğının kanıtı. Nejat Başeğmez-
ler'in (1950) yaylı
çalgılar orkestrası
için suiti beş bö-
lümlük. Geleneksel
Türk müziği tema-
lan gizli satır arala-
nnda. Zengin bir
orkestra dilini, ren-
gârenk bir senfoni
paletini yansıtıyor.
Rengim Gök-
men'in Schubert
beşinci senfoniye
getirdiği canlı yo-
rum, senfoninin ba-
şından sonuna dek
korunuyor. Schubert'in yer yer
içe dönük ağulu ezgisine ve ço-
ğunlukla da neşe dolu tatlı ezgi-
lerine tüm aynntılarda özen gös-
termiş.
Bu güzel içeriğe daha iyi bir
CD kapağı yapılmalıydı. Neden
hâlâ mınarelerle Türk olmayı öz-
deş sayıyoruz, bilmem. Bir de en
büyük sorun, Deutsche Welle fir-
masınca basılan bu CD'yi me-
raklılann neredebulacaklan! Bir
an önce piyasaya sürülüp herke-
sin alımına sunulacak mı yoksa
Kültür Bakanlığı'ran ya da Dışiş-
leri Bakanlığı'nın bugüne dek
yaptığı nice CD'ler gibi raflarda
mı bekleyecek?
Yönetmenliğini Yücel Erten'in üstlendiği, Brecht'in 'Kafkas Tebeşir Dairesi' Şehir Tiyatrolan'nda
'le ilginç seraven yaşanır'
ESRA ALİÇAVUŞOĞHI
BertoitBrecht'in'Kafkas TebeşirDaire-
, â' adlı oyunu 3 Aralık tarihinden itibaren
Şehir Tiyatrolan Muhsin Ertuğrul Sahne-
si'nde kalabalık bir oyuncu kadrosu ve
Yücd Erten'in rejisiyle sahnelenecek.
'KafkasTebeşir Dairesi'Yücel Erten'in
dördüncü Brecht çalışması. 1979'da An-
kara Devlet Tiyatrosu'nun 'Arturo Ui'nin
ÖnJenebOir Yükseüşi' ve lstanbul Devlet
Tiyatrosunda 'ÜçKuruşlukOpera'yı sah-
. neleyen Erten, 'Kafkas Tebeşir Dairesi'ni
, 1989'da Makedonya'daki Türk Tiyatro-
. sunda sahnelemiş. Mitos Boyut yayınla-
nndan önümüzdekı günlerde yayımlana-
, cak olan 'Kafkas Tebeşir Dairesi'nde, Ke-
mal Kocatürk. Asu Öngören, Ertuğrul Pos-
toğlu. Hüseyin Köroğlu \ e NaşitOzcanrol
alıyor.
-Brecht'in'Kafkas Tebeşir Dairesi' ad-
h oyununu Şehir Tiyatrolan'nda sahnete-
me fikri naâl gerçeklesti?
YÜCEL ERTEN -'Kafkas Tebeşir Da-
iresi'ni 1989'da Üsküp'teki Türk Tiyatro-
. su'nda sahnelediğimde oldukça dikkat
çekmiş, Cumhuriyet Festivali'ne davet
edilip ödül almıştı. Devlet Tiyatrolan
oyunla pek ilgılenmediği için Kenan
Işık'tan gelen teklifı kabul ettim.
- Metinde ne gibi değisiklikler yapddı?
Metinde değisiklikler değil. budamalar
var. Brecht, 'Kafkas Tebeşir Dairesi'ni
1948'de Amerika'da sürgündeyken yaz-
mış, 1954'te Doğu Almanya'ya döndük-
ten sonra da metni tekrar gözden geçirmiş
ve 1956'da sahnelemiş. Biz oyunu sahne-
lerken ,1954'teki metni esas aldık. Oyun,
Paul Dessau orijinal müzikleriyle oynan-
dığı zaman kesintisiz 4.5 saat sürüyor. Se-
" yircinin tahammül sınırlaruu zorlamamak
için bazı kesintilerle üç saati aşmayacak
bir oyun olarak tasarladık 'Kafkas Tebe-
şir Dairesi'ni.
İlk kez orijinal notalar geldi
- Peki oyunun orijinal müziğinde ne gi-
bi değişiklikler _\apddı?
Paul Dessau'nun orjinal müziğinde ba-
zı daraltmalar yapük. 40'ın üzerinde 50'ye
yakın müzik yazmıştı Dessau. Eğer bütün
müzikleri uygulamış olsaydık oyun ope-
rete yaklaşmış olacaktı. 'Kafkas Tebeşir
Dairesi'nin orijinal notalan Türkiye'ye ilk
kez geldi. Dessau'nun müziği çarpık ar-
moniler üzerine kurulu ve o günlerin mo-
dası olan bir Batıh'nın Doğu müziğine
yaklaşma gayretini belgeliyor. Müziği ol-
duğu gibi kullanmanın, tiyatronun işlevi-
ni ve anJamını bozduğunu düşünerek da-
raltmalara gittik. Metin üzerinde de buda-
malar yapıldı.
- Oyuncu seçiminizde neler rol oynadı?
Oyim aslında 70kişilik bir kadroyla oy-
nanıyor ama biz 26 kişilik bir ekiple sah-
nelemeyi uygun gördük. Oyuncularbirden
fazla rolde görev alıyorlar. Bu, epik anla-
nya uygun bir durumdur. Oyunun prova-
lanna başladığımız zaman sezonun ilk
oyunlannın rol dağılımlan yapılmıştı. Do-
layısıyla pek çok oyuncunun rolü vardı.
Önce bu durum, zorluk yaratabilir diye
düşündüm fakat genç sanatçılardan oluşan
bir kadroyla çahşmanın başka avantajlan
doğdu. Gençlerin ortak bir enerji oluştur-
• Yücel Erten,
Brecht'in modası
geçmiş görünse de,
ondan cok şey
kazanılacağını ve
onunla ilginç
serüvenler
yaşayacağımızı
düşünüyor.
duklannı görüyorum; bunun da oyun için
olumlu olacağını düşünüyorum.
- Kalabalık biroyuncu kadrosuna sahip
olan oyun, sadece Muhsin Ertugrul'da mı
sahnelenecek yoksa Şehir Tiyatroian'nın
diğer oyunlan gibi dönüşümJü olarak mı
sahnelenecek?
Döner sahne sadece Muhsin Ertuğrul
sahnesinde olduğu için oyun sadece bura-
da sahnelenecek. Üsküp'te oyuna ilişkin
yapnğım genel tasanm ve sahneleniş şöy-
leydi: Döner sahnenin etrafina, üç tarafa
küçük tribünler kuruluyor ve seyirciler bu-
rada oturuyordu. Oyuncular da dördüncü
tarafta dekor parçalan ve aksesuvarlarla
birlikte yer alıyorlardı. Böylece arena ti-
yatrosu anlayışı içinde oyunu sahnelemiş-
rik. Ama burada güvenlik bakımından ba-
n riskler getirdiği için sonuçta seyirciyi
alışüğırruz biçimde yine salona aktarmak
durumunda kaldık. Italyan tiyatro prensi-
bi içinde oynamamız epik anlatıyı örsele-
meyecek yeni bir yapı biçimi olarak orta-
ya çıkö. Bu biçimden de memunum.
-Brecht'isahnetemeknetûrrislderiiçin-
de banndınyor?
Brecht'i sahnelemenin bazı riskJer taşı-
dığı birgerçek. Ama bunlar Brecht'in Tür-
kiye'de nasıl anlaşıldıgına ya da nasıl an-
laşılmadığına ilişkin riskJer. Yoksa Sha-
kespeare sahneye koymakla Brecht sahne-
ye koymak arasında büyük bir fark olma-
dığuu düşünüyorum. Burada epik tiyatro
anlamı ve diyalektik tiyatro kavramı her-
kesi ürküten bir faktör gibi karşunıza çı-
kıyor.
Brecht'in yapıtlan ve kuramı yeterince
çevrildi mi, okundu mu, anlaşıldı mı, ye-
terince hayata geçirilebildi mi sorulanyla
karşı karşıya kalıyoruz. Bütün bu sorula-
ra vereceğımiz yanıtlann biraz düş ktncı
olduğunu düşünüyorum. Son yıllarda
Brecht modası geçmiş görünse de, ondan
çok şey alacağımızı, kazanacağımızı ve
onunla ilginç serüvenler yaşayacağımızı
düşünüyorum. Brecht'in modası geçmiş-
tirdenildiği günlerde Brecht'i sahneleme-
nin tabii ki kendine göreriskivar. Ama her
oyunun riski var ve ben bu riski seve seve
aldım.
-Ankan DevietTiyatrosunda gerçekfeş-
tireceginiz pıwjeter var mı?
Ankara'da şimdilik herhangi bir projem
yok. Mersin Devlet Opera ve Balesi'nde
Mozart'ın 'Don Gknanni' operasuu sah-
neleyeceğim. Daha sonra Makedonya'da
Makedon Tiyatrosu'nda Nâam Hikmet'ın
'FerhadfleŞirin'uu sahneleyeceğim.
Italyan hükümeti üçyıl içinde bütün
operalardan desteğini çekecekOpera kurumları özerldeştyor
Kültür Servisi- Telekomünikasyon
ve endüstri işletmelerinin ardından
Italya'da şimdi de operaevleri özelleş-
tiriliyor. Hepsi devlet tarafindan kuru-
lan opera kurumlan son yıllarda savur-
ganlıklanyla hükümetin desteğini kes-
mesine davetiye çıkardılar adeta. Ro-
ma Operaevi'nin 1990'lannbaşındaki
yöneticisi Gian PaotoCresd'nin gerek-
siz savurganlıklan ve sahnelenen yapıt-
larda inanılmaz bütçe çıkarması çok
tepki aldı.Cresci'nin 1992 sonunda
mahkeme karanyla görevden alınma-
sına karşın bu tür sorurüar yaşayan tek
opera kurumu Romadeğildi.
Operalann her birinde gereğinden
fazla personel çalışırken bu kişilerin
çoğunluğunun güçlü akrabalannın ol-
ması dikkat çekiyordu. Sahne tasanmi
ve kostümlere milyarlar harcayan ope-
ralann en başanlı yapıtlan bile bir son-
raki yıl sahnelemeye tenezzül etmeme-
si de hükümeti rahatsız etmeye başla-
mıştı. Operalara yılda 150 milyon ster-
lin para yanran hükümet bu yannmı-
nın yüzde onunun karşılığtm alabili-
yordu. Yaz başında devlete bağlı ku-
rumlarolmalanna son verilen operalar
artık devletten sadece masraflannın
yüzde 40'ı oranında destek alabilecek-
ler. Masraflannm bir kısmını da yerel
yönetimlerden karşılayan opera ku-
rumlan, kuruluşlanndan bu yana ilk
kez prodüksiyonlan için sponsor ara-
yışına giriştiler.
Yeni yasanın operalar üzerinde fark-
lı etkileri oldu elbette. Milano'daki La
Scaia, Pirelli başta olmak üzere pek
çok kuruluşun desteğini aldı. Roma
Operaevi'nin yeni yöneticisi Sergk) Es-
cobar, öncelikle giderleri kesme yolu-
na başvurdu. Sahnelenen operalann sa-
yısını da arttıran Escobar, böylelikle
gişe gelirlerini de yüzde otuz oranında
arttımuş oldu. Roma Operaevi'ni gü-
venceye almakonusunda büyük ilerle-
me kaydeden Escobar özel sektörle
operalar arasuıda kurulacak yakın iliş-
kınin kurumlannın niteh'ğini ve say-
gınhğını etkileyeceği görüşünde.
AJınan acil tedbirler kısa süre için-
de hesaplan dengelemeye yetmedi. Sa-
nat çevrelerinde bu yeni uygulamanın
özellilde küçük operaevleri için çok da-
ha tehlikeli olduğu ve kapanma tehli-
kesi olasılıgı konuşuluyor. tki yıl ön-
ce yanan Venedik'teki La Fenice gibi
operalann durumu belirsizliğim koru-
yor. Operanın kesintiler sürerken tek-
rar ayaklannın üzerinde durabilmesi
neredeyse imkânsız gibi görünüyor.
Hükümet önümüzdeki üç yıl içinde
özel sektörden mali desteğin yarusıra
karar aşamasında da destek bekiiyor.
Operalann yönetiminde sponsor tem-
silcilerinin de bulunması gerektiği yö-
nündeki görüşler, operalann geleceği
kadar nitelikleri konusunda da büyük
endiselere yol açıyor.
'Abelard ve Heloise' Aksanarta
• Kültür Servisi - Yönetmenliğini Işıl Kasapoğlu'nun
yaptığı, Cüneyt Türel ve Tilbe Saran'ın rol aldıgı
'Abelard ve Heloise', Aksanat'ta her cuma ve cumartesi
saat 19.00'da sahneleniyor. Ronald Duncan'ın yazdığı,
Zeynep Avcı'nın çevirisini üstlendiğ' oyun,
benzersiz bir sevda öyküsünü anlatıyor.
'Efkıya' Avusturya'da
• Kültür Servisi- 'Eşkıya' fılmi. Almanya'dan sonra
yakında Avusturya sınemalannda da gösterime girecek.
Almanya'da 30 kentte aynı anda gösterime giren fılm
beklenenin üzerinde ilgi gördü. 9 Ocak'ta, Viyana ile
birlikte Avusturya'nrn diğer eyalet başkentlerinde
orijinal Türkçe seselendirmesi ve Almanca altyazısıylâ
aynı gün gösterime girecek. Ülkedeki ilk gösterim için
yönetmen Yavuz Turgul ve başrol oyuncusu Şener
Şen'in de Viyana'ya gideceği bildirildi.
Borusan Oda Orkestrası CRR'de
• Kültür Servisi - Saim Akçıl'ın yöneteceği, Ruşen
Güneş (viyola) ve Cem Duruöz'ün (gitar) solist olarak
katılacağı Borusan Oda Orkestrası konseri bu akşarrr»
CRR Konser Salonu'nda saat 19.30'da izlenebilir.
Konserde Telemann. Hindemith, Boccherini ve
Respighi'nin yapıtlan seslendinlecek.
İstanbul Rlm Festivali jiirisi
belirlendi
• Kültür Servisi - lstanbul Kültür ve Sanat Vakfı
tarafindan 18 Nisan - 3 Mayıs 1998 tarihleri arasında
düzenlenecek olan 17. Uluslararası lstanbul Film
Festivali'nde yeralan 'Ulusal Yanşma'nmjürisi
belirlendi. Eczacıbaşı tarafindan venlecek 'Yılm En İyi
Türk Filmi' ve 'Yıhn En lyi Türk Yönetmeni'
ödüllerinin sahiplerini, fılm yapımcısı ve SE-SAM
(Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği) Yönetim
Kurulu Başkani Kadri Yurdatap'ın başkanlığında
sinema oyuncusu Şahika Tekand yönetmen Kutluğ
Ataman, gazeteci-yazar Duygu Asena ve Türk sineması
uzmanı Italyan sinema eleştirmeni Umberto Rossi'den
oluşan seçici kurul beiirleyecek. Türkiye'de sanat değeri
yüksek fılmlerin yapımını özendirmek, Türk
sinemasının gelişimini desteklemek, fılmlerin
uluslararası sinema yazarlan, fesrival yönehcıleri,
dağıtımcı kuruluş ve televizyon temsiîcilerine
gönderilmesini sağlamak, Türk sinemasının yurtdışında
tanıtımına katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen
'Ulusal Yanşma'ya katılmak için başvurulann 30 Ocak
1998 Cuma günü saat 15.00'e kadar lstanbul Kültür ve
Sanat Vakfi Film Festivali Yöneticilığı'ne yapılması
gerekiyor. Başvuru için yönetmelik ve forrnkr vakıf
merkezinden (Istiklal Cad. No 146. Luvr Apt.,
Beyoğlu) ve SE-SAM'dan temin edilebilir.
TYS genişletîifitiş yönetim ;;."
kurulu toplantısı
• Kültür Servisi - Türkiye Yazarlar Sendikası
genişletilmiş yönetim kurulu toplantısı, her ayın ilk
çarşamba günü olduğu gibi bugün de saat 15.00'te
tüm TYS üyelerine açık olarak Gazeteciler
Cemiyeti'nin Cağaloğlu'ndaki lokalinde yapılıyor.
BUGÜN
• IDSO'da saat 20.00'de P. 1. Çaykovski'nin 'Kuğu
Gölü'adlı yapıtı izlenebilir. (251 10 23)
• AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.00'de yönetmenliğini
Vittorio De Sica'nın yaptığı 'MiracJe in Milan' adlı fîlm
izlenebılir.(252 35 00)
• BAKIRKÖY BELEDtYE TİYATROLARI'nda saat
20.30"da 'Kuğular Şarkı Söylemez' adlı oyun yer alıyor.
(66142 43)
• BARAKAda saat 19.00'da Dr. Feridun Çefikmen'in
katıldıği 'Ateş vc Buziar Ülkesi: Kamcatka" başlıklı dia
gösterisi izlenebilir.(292 29 79)
• ÎFSAK'ta saat 19.30'da 'Doga Grubu Toplantısı' yer
alıyor.
3. AVRUPA FILMLERİ FESTİVALİ (ANKARA)
BUGUN
Kavakbdere Sineması
• 12.30 Bir Adam (kısa)/Marian
• 15.00 Gece Taksisi (kısa)/ An Kovanf nın Ruhu
• 19.00 Close Up (kısa)/Zevk Komploculan
• 21.30 Amt (kısa)/Fanatik Oğlum
Fransız Kültür Merkeri
• 15.00 Avrupa Panoraması (Blindganger, Çorbada
Tuzu Olmak, Mathilde, Pierre Kansı, Bir Adam,
Yağmurdan Sonra. Manhattan)
• 18.30 Avrupa Panoraması (Fotografçı,
Gerçekliğin Temeli, Close Up, Paramparça, Vision,
Mustafa Reşat, Gece Vakti, Kadın, Anıt, ..
Trainspotter)
kitap kulübü
TAKSİM Sergi Salonu
SOYLE
5 Aralık Cuma Saat:17.00-19.00
ORAL ÇALISLAR
Son kitabı "Portreler" ve diğer yapıtlannı
imzaltyor,.
Adres: Istiklal Cad. (Aksanat Karşıa) Taksım Tel:252 38 81/82