25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ARALIK 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Demirel: Siyasetten vazgeçümez • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, siyaset ve siyasetçiden vazgeçilemeyeceğini belirtirken, eski politikacılardan çok şey öğrenilebilecegini kaydetti. Cumhurbaşkam Demirel, dün Çankaya Köşkü'nde Türk Parlamenterler Birliği'nin "tşleyen devlet, işleyen demokrasi" konulu toplantısma katildı. Demirel, eski parlamenterlerin köşeye atılmadığını kaydederek onlardan öğrenilecek çok şey oldugunu vurguladı. Daha iyi bir Türkiye için çırpındıklannı anlatan Demirel, "Siyasetin çeşitli zeminlerinde kızdık, itiştik, zaman zaman bırbirimizi incittik. Neticede siyaset ve siyasetçi vazgeçilemez bir olaydır" dedı. Cindoruk'tan Yılmaz'a uyan • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Demokrat Türkiye Partisi(DTP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Başkanlık Divanı toplantısı öncesınde düzenledıği basın toplantısında, son gelişmeleri değerlendirdi. Cindoruk, "'Başbakan Mesut Yılmaz'ın, bundan sonraki mesaisıni iç politıkaya çevirmesi ve dış politika çalışmalannı Dişişleri Bakanhğf na bırakmasını diliyoruz" dedi. Öğrenci eytemine tutıddama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -TBMVTde pankart açan öğrencılerin de aralannda bulunduğu sanıklann Yargıtay'daki duruşmalarına destek vermek amacıyla Kızılay'da gösten yapan öğrencilerden gözaltında bulunan tbrahim Güllü, "yasadışı örgüte üye olmak" ve "polisin silahını gasp ermek"' suçlamasıyla tutuklandi. Öte yandarr üniversitelerde yaşanan faşist saldınlan protesto etmek amacıyla Beyazıt'ta basın açiklaması yaparken polis tarafından gözaltına alman 144 öğrenci dün çıkanldıkları mahkemede beraat ettiler. AtatüPk'ün Ankara'ya gelişi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür Bakanlığı ve Ankarahlar Vakfı'nca Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 78. yıldönümü nedeniyle düzenlenen tören dün Selim Sım Tarcan Spor Salonu'nda gerçekJeştirildi. Törene katılan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 27 Aralık gününün aynı zamanda Kurtuluş Savaşı'mn başlaması, laik. demokratik huİcuk niteliklerini taşıyan dünya ülkesi Türkiye'nin kumluşunu da temsil ettığıni kaydetti. Ankara'yı "Atatürk'ün en büyük esen" dıye nıteleyen Kültür Bakanı Istemihan Talay da, gelişen ve büyüyen başkentin Türkiye'nin gözbebeğı oldugunu sövledi. Işkence gören Manisalı gençler sanık polisleri fotoğraflarından teşhis ettiler Polislerin ' geldiNECATİAYGEN GÜLCANGÖRDES MANİSA - Manisalı gençler, kendilerine işkence yapan polis- leri teşhis etti. Mahkeme başkanı oturumu kapalı gerçekleştirirken CHP izmirMilletvekili SabriEr- gül, Türkiye'nin zor bir sınavdan geçtiğıni söyledi. Manısa'da çoğunluğu lise öğ- rencisi olan 16 kişiye işkence yapmaktan yargılanan 10 polisin dunışması dün Manisa Ağır Ce- za Mahkemesi'nde yapıldı. Ma- nisa Adliyesi'ne 150 metre uzak- lıktaki Emniyet Müdürlüğü'nde görevli, 70'er yıl ağır hapis ceza- sı istemiyle yargılanan 10 polis dünkü duruşmada da yoktu. 19 aydır süren ve 7 duruşmadır da y_üzleştirme için bekJenen Levent Ozvez, TurgutDemirel, Engin Er- doğan, Fevzi Akdağ, Musa Geçer, Mehmet Tan, Turguz Ozcan,Atil- la Gürbüz, Ramazan Kolak, Ha- lil Emir adlı polıslerin gelmeme- si üzerine mağdurlar, polisleri fo- toğraflardan teşhis etti. Jale Kurt, Hüseyin Korkut, Se- ma Taşar, Ayşe Mine Balkanu, Özgür Zeybek, Minüre Apaydın sanık polisleri fotoğraflanndan teşhis ettiler. Hüseyin Korkut'un fotoğrafla- ra bakması sırasında kendisine iş- kence yaptığını savladığı polis- lerle ilgili, Mahkeme Başkanı Mehmet Y ılmaz'a bilgiler verir- ken, bir de pusula vermesi dikkat çekti. Yılmaz'ın pusulayı okuma- sının ardından, duruşmada mağ- durlann bu koşullarda teşhis ya- pamayacağını ve konuşamayaca- ğını belirterek duruşmanın gizli yapılmasına karar verdi. Bu sırada sanık polislerin avu- katlan teşhise karşı çıktı. Sadece yargılanan 10 polisin resminin mağdurlara gösterilmesinin yan- lış oldugunu belirten sanık avu- katlan, emniyet müdürlüğünde görevli başka polislerin deresim- lerinin getirilmesini ve bunlann içinden mağdurlann teşhis yap- ması gerektiğini söylediler. Ancak mağdurlann avukatla- n, mahkemenin uygulamasının yasal ve hukuka uygun oldugunu dile getirerek teşhis sırasında han- gi sanığm hangi mağdura işken- ce yaptığımn bugünkü yöntemle belirleneceğini söylediler. Bunun üzerine oturumun gizli yapılmasına karar verdildi. Salonun boşaltılmasının ardın- dan teşhise devam eden Hüseyin Korkut, bu sırada baygınlık ge- Ozden 'însan hukuksuz kalamaz' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi Baskanlığı görevi 31 Aralık'ta sona erecek olan Yekta Gün- gör Özden. namus ve şe- refıyle görevinden ayn- lacağını söyledi. Ankara Barosu Baş- kanhğı, Özden'in onu- runa dün müzik dinleti- si ve açık oturum düzen- ledi. Müzik dinletisin- den sonra konuşma ya- pan Ankara Barosu Baş- kanı avukat Cnsal To- ker, Anayasa Mahke- mesi'nin bugün geldiği yenn, demokrasi hava- riliği yapan birçok ülke- den daha ileride oldugu- nu kaydederek, bunun Türk insanının hukuka, demokrasiye ve devlete olan sarsılmaz inancın- dan kaynaklandığını söyledi. Özden de konuşma- sında, 1956 yılında staj- yer a\Tikat olarak Anka- ra Barosu'nda göreve başladığıru anımsatarak, daha sonra sırasıyla gel- diği görevleri anlattı. Kendisine destek olan Anayasa' Mahkemesi üyeleri ile her zaman uyum içinde çahştığını anlatan Özden, sözlerini şöyle sürdürdü: "Halk içinde bir söz vardır: 'Boynuz kulağı geçmezse, o kulağın önemi yoktur.' Sonında buradan kaynaklan- maktadır. Ben şimdive kadar, hukukun üsrün- lüğünü hukuk devleti ile pekiştjrmeye çahşüm. Hukuka katlanmayan- lar ya da hukuksal dene- timden kaçınmak iste- yenler, hukuk devletine gölge düşürürler. Her zaman söylüyorum: In- san ekmeksiz, susuz ka- labilir, ama hukuksuz kalanmT. Anayasa Mah- kemesi içinde ve dışında bir şeyler söyleyebilirier. Kin deposu gibi yaşryor- lar. lnaüanndan vazgeç- meyenler, demokratik bağlamda kendilerini özgür saymaktadıriar." Ozden'e ayrıca Anka- ra Barosu tarafından ve- da yemeği verildi. Ye- meğe Başbakan Mesut Yılmaz, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve yüksek yargı organla- rının temsilcileri katıldı. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART çirdi, salona çağnlan doktorun müdahalesinin ardından hastane- ye gönderildi. Korkut, tedavisinin ardından tekrar duruşmanın ya- pıldığı salona geldi. Korkut, "Ben üd kez gözaltında gördüğünıüz iş- kenceler sonucu bayıldım. İki kez de cezaevinde sağlık koşullanmn yetersiznginden dolayı bayıldım. Duruşmada. polislerin fotoğrafla- nnı görünce işkenceler akhma gei- di ve kendimi kaybettinr dedı. Gençlenn işkencecileri teşhis- lerinden sonra, mahkeme heyeti ara karannda, avukatlann teşhis- le ilgili bölüme ait tutanaklan ga- zetecilere vermemeleri konusun- da uyanda bulundu. Mah- keme, mağdurlardan gör- dükleri işkence sonucu has- tanelerde tedavi gören Mü- nire Apaydın, Ayşe Mine Balkanh ve Sema Taşar'la ilgili doktor raporlannın mahkemeye gönderilmesi için tzmir Atatürk Devlet Hastanesi'ne yazı yazılma- sını kararlaştırdı. Aynca mağdur avukatlannın son iddialannı hazırlamalan ve hasta olduğu için duruşma- ya gelemeyen M. G'nin du- ruşmaya getirilmesi içm ya- zı yazılmasına karar verdi. Sabn Ergül duruşmadan sonra yaptığı açıklamada. gençlerin gördükleri işken- ceyi detaylı bir şekilde bir kez daha anlattıklannı ve teşhiste bulunduklannı be- lirterek Türkiye'nin Mani- sa, Göktepe ve Gazi Mahal- lesi davalanyla zor bir sı- navdan geçtığine dikkat çekti. Ergül, "Türkiye AB'yegirmekiçin çahşırken Başbakan, Adalet, tçişleri bakanlan Türkiye'de işken- cenin önlenmesi için yasata- sanlan hazıriarken Türki- ye'ye gelerek Manisa ve Göktepe davalannı izleyen New York Tımes ga/etesi ABD gezisi sırasında şöyle başuk atü: 'Mahkemeler. polise yenildi.' Bu da gös- teriyor ki, yabancılar bizde- ki insan haklan ihlallerini ti- tizHkle izliyoriar. Türkiye, insan haklan uygulamasu- da hukuku işjetmelidir" de- di. ' - • Refah Partili milletvekilleri Anayasa Mahkemesi'ni dilekçe yağmuruna tuttu RP, kararı geciktirmeye çahşıyor ANKARA/KAYSERİ (Cumhuriyet) - RP, kapatılması istemiyle açılan davayı görüşen Anayasa Mahkemesi'ni dilekçe yağmuruna tuttu. RP, mahkeme karannın Baskan Yekta Güngör Özden'in görev süresinin sona ereceği 1998 yılına sarkması için bazı yetkililerin "bilgisiııe başvuruunasuu" talep etti. RP'li Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, partinm üyeliğine son vermesini beklemeden istifa etti. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, dün saat 14.00'te başlayan ve yaklaşık 3 saat süren toplantıdan sonra gazetecilere yaptığı açıklamada. göriişmelere bugün saat 09.30'da raporun okunarak devam edilecegini söyledi. Raportör Yusuf Oztürk tarafından hazırlanan 470 sayfahk raporun okunmayan çok az bir bölümünün kaldığını kaydeden Özden şunlan söyledi: "Rapor okunduktan sonra görüşmelere geçeceğiz. Bugün, ctıma günkü gibi değişen hiçbir şey yok. Raporun okunması yann muhtemelen bitebilir. .\ncak bu. davanın biteceği anlamına gelmez. Rapor birtikten sonra görüşmelere geçüir. Sonışturmamn genişletihnesi istenir mi, istenmez mi; birisi sözlü açıklama için çağrüır mı, çağnlmaz mı; bir başka belge RP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tekdal ile RP Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç, saat 17.05'te yüksek mahkemeye gelerek, 4 ayn dilekçe verdiler. Partisinin kapatılması davasına ilişkin iddianamede kendisine yönelik suçlamalar bulunduğu gerekçesiyle savunmasmın • Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından halkı kin ve düşmanhğa teşvik eden sözler ettiği gerekçesiyle 1 yıl hapis cezasına çarptınlan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe dün RP'den istifa etti. Anayasa Mahkemesi heyeti kapatma davasını görüşürken RP'liler yüksek mahkemeye gelerek 4 ayn dilekçe verdiler. aranır mı. aranmaz mı ona balahr veya kurui, 'Biraz ara verelim, bir gün sonra bakalım. bazı şeylen araştıracağız" der mi, demez mi hiç belü olmaz. Yann saat 17.00'ye kadar hiçbir değişikHk olmaz." RP'nin dilekçeleri Anayasa Mahkemesi heyeti kapatma davasını görüşürken, alınması istemiyle yüksek mahkemeye başvuruda bulunduğunu belirten Tekdal, "Dilekçemde. A%rupa İnsan Haklan SözleşmesPnin 6. maddesine ve anayasamızm 36. maddesine dayanak olarak savunma hakkımın kullanıhnasını tstedim. Aynca, anayasamı/ın 149. maddesine istinaden de dinlenmemi talep ÜZ YAZI/ ORHAN BİRGİT Avar Turizm'e ait yolcu oto- büsü, önceki gece Edirne- is- tanbul TEM Otoyolu'nun 17'n- ci kilometresinde baskına uğ- ramasaydı; gizli bölmelerinde yaklaşık 23 milyar liralık döviz bulunduğunu hiç kimse bile- meyecekti. Bilemeyenlerin başında, Ka- pıkule'deki gümrük ve güven- lik sorumlulannın geldiğini ön- celikle söylemek gerekiyor. Otobüsün içinde, sürücü da- hil 7 kişi var. Bunlardan dördü, Kapıkule'den giriş yapanlar. Poionya uyruklu genç kadın ve öteki iki erkek ise sınınn hemen giriş kapısından sonraki bölü- münde biniyor. Belli ki bir kar- şılama görevlen var. Zaten iç- lerinden birisi, sürücünün og- lu. Ama Poionya ile iş bağlan- tıları olduğu da biliniyor. Bir gerilim filmine taş çıkara- cak kadar heyecanlı ve ilgi çe- kici öykü, dün gazetelerimizin belli başlı haberleri arasınday- dı. Edirne'deki güvenlik örgüt- lerinin, bu gerilimli filmin senar- yosundan prodüktörüne kadar bütün ilgilileriniaçığaçıkarabil- Mafyayla İç İçe Yaşamak... mek amacı ile soruşturmayı sürdürdüğü de. Dün bu haberleri okurken, Avar katliamından sağ kalan tek tanığın, Polonyalı genç ka- dının jandarma yetkililerine söylediklerinin altını kalın bir kırmızı kalemleçizmek istedim: "Çok korkuyonım. Konuşa- mam. Hayatım tehlikede." Hayatı tehlikede olduğu için konuşmak istemeyen Renata Kinga VVeselovska adlı Po- lonyalı genç kadın, ünlü bir fil- min adını anımsatan konum- dadır: "Cinayeti Gördüm" fHminin daha değişik bir biçim ile "Kat- liamı Gördüm" adı ile çevrilmiş oldugunu söylersek, Edirne-ls- tanbul Otoyolu'nun 17'nci kilo- metresinde Avar otobüsünü durdurup binen iki kişinin, pa- saportuna baktıktan sonra kendisini niçin sağ bıraktıklan- nın nedenini bilmese de VVe- selovska, konuşursaöldürüle- ceğini düşünmektedir. Ve galiba. konuşursa haya- tının tehlikeye gireceğinin ne- denlerini deadamakıllı bilecek bir durumdadır. Koskoca bir yolcu otobüsü, Polonya'dan istanbul'a, sade- ce sürücüsü ve onun yardım- cısı ile bir de arkadaşlan oldu- ğu halde bomboş geliyor. Sınır- dan sorunsuz geçiyor ve orta- ya çıkan katliam olayından sonradır ki zulasında 23 milyar liralık dövizle giriş yaptığı orta- ya çıkıyor. Peki, bu otobüs Istanbul'dan Polonya'ya giderken ne götür- dü? Bu ve daha başka taşıtlar, böyte rahat rahat giriş çıkış ya- pıyorlar. Türkiye'nin adı, aday- lığı yüzgeri edilen Avrupa Birii- ği ülkeleri dahil, bütün birdün- yada eroin ticareti ile özdeşleş- tirilerek ünlendiriliyor. Eroin mafyasının parmak iz- leri, Susuriuk olayından Topal cinayetine kadar birçok olayda kendisini gösteriyor. Ve devlet, kendi sınırlannda- ki gümrük giriş kapılannda egemenliğini, mafyaya terk et- miş olmaktan hicap duymuyor! Şayet Kanal D televizyonu, Avar otobüsünde öldürülen al- tı kişinin adlarının "Arena" programının arşivindeki birSa- mi Hoştan belgeselinde oldu- gunu bildirmeseydi, Edirne-ls- tanbul otoyolunun 17. kilomet- resindeki baskını, tıpkı Edirne Valisi gibi, birçok kişi, sıradan bir kara para hesaplaşması sa- nacaktık. Ne var ki Polon- ya'dan bir kış günü koskoca bir otobüs ile yola çıkan Ömer Balaban, Halil Arbnoy, Ayhan Fındık veBedri Kara'nın. ken- dilerini sınınn hemen içinde karşılayan Murat Balaban ve Nedim Sevim ile birlikte, ünlü "Arnavut Sami" adına geçen mayıs ayındaki bir kara para aklama olayına kanştıklan, ya- ni bu tür konularda yeterince deneyimli olduklan, önceki ak- şam bu televizyon yetkilileri ta- rafından ekrana getirildi. Boy- lelikle Susuriuk dosyasında, yeni bir sayfa daha açılacak hale gelindi. Avar otobüsünde olmadığı için ölümden kurtulan ismail Balaban dışında "AmavutSa- mi" çetesinden altı kişi, önce- ki geceki hesaplaşmanın kur- banlan... Polis, bu tür olaylarda çete- lerden birisinin, diğeri ile he- saplaşmasını "Su testisisuyo- lunda kırıldı" diye özetler ve defterin kapanmış olmasından da bir toplum düşmanının or- tadan kalkmış olmasından da memnun oldugunu saklamaz. Ama bu kez, öyle görülüyor, defterin kapatılması kolay de- Avar otobüsü olayı, sadece Türk mafyasının sınırlarötesin- deki serüvenlerinden birisine değil, zaman zaman toplumu sarsan bütün bir serencamına bile ışık tutacak bulgulan orta- ya çıkarabilir. Susurluk'taki kamyon kaza- sında kaçınlan fırsat, acaba Avar otobüsündeki hesaplaş- mada yakalanamaz mı? Mafya ile böylesine iç içe yaşamaktan sıkılmış olanlar bu soruyu sormakta hâklıdır. ettim" dedi. RP Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç da yüksek mahkemeye aynca 3 dilekçe daha verdiklerini bildirdi. Malkoç, bu dilekçelerden ikisinin, iddianamede geçen bazı olaylar hakkında bilgileri olduğu için eski Içişleri Bakanı Meral Aksener ile eski Başbakanlık Müsteşar Vekili Kadri Keskin'in dinlenmesi istemini içerdiğini belirtti. Karatepe'nin Lstifası Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından halkı kin ve düşmanhğa teşvik eden sözler ettiği gerekçesiyle 1 yıl hapis cezasına çarptınlan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe dün RP'den istifa etti. Mahkûmıyet karanndan sonra RP Genel Merkezi'ne yazı yazan Yargıtay Başsavcısı Savaş Vural. bir ay içinde Karatepe'nin partisinden ihraç edilmesini istemişti. RP Genel Sekreter Yardımcısı Rıza Ulucak, bu isteği uygulayacaklannı belirterek u Karatepe'y« pazartesi günü parti ^ ^ üyeliğinin düştüğüne dair kendisine bir yazı göndereceğiz'' demıştı. Karatepe bu yazıyı beklemeden dün parti il başkanlığına bir dilekçe göndererek istifa etti. Karatepe dilekçesinde "Gördüğüm lüzum üzerine partinizden istifa ediyorum'*dedı. POLTltKA GU1NLUGU HİKMET ÇETİTNKAYA 'Silahlı Çete../ 17 Aralık 1997... TBMM'ye pankart astıklan için 'örgüt üyesi' ol- duklan gerekçesiyle toplam 96 yıl hüküm giyen se- kiz üniversite öğrencisine destek vermek için An- kara Kızılay'da basın açiklaması yapan 24 kişi gö- zaltına alındı... Polis öğrenci yakınlanna, arkadaşlanna ve avu- katlanna hukuka aykırı bir biçimde saldırdı... Sonuç: Tolga Subaşı Huri Şeyda Ünsal, Esra Soylu, Binali Yıldınm, Oltan Evcimen ve Köksal Kayısı tutuklandı... Suç öğesi: Toplantı ve Gösteri Yasası'na muha- lefet ve kamu malına zarar vermek... Aynı saatlerde Başbakan Mesut Yılmaz Was- hington'da şu açıklamayı yapıyordu: "Demokrasi ve insan haklannı daha işler hale getireceğiz..." Yargısız infazlara, ışkencelere, faili meçhul cina- yetlere bağışıklık kazanmış toplumumuz suskun- du... 12 Eylül 1980'in baskısı, aradan 17 yıl geçmesi- ne karşın hâlâ sürüyordu... 96 yıla hüküm giyen üniversiteli gençlerin 'örgüt üyesi' olduklannı önesürenler, ülkemizde 'demok- rasi ve insan haklannı işler hale' nasıl getirecekler- di? Içişleri Bakanı Murat Başesgioğlu ile Ankara Valisi Erdoğan Şahinoğlu na ilk tepki üniversiteli gençlerin avukatlarından Şenal Sanhan'dan gel- di: "17 Aralık 1997 tarihinde polisin müdahalesi ve kötü muamelesı ile gelişen olaylann ağırsorumlu- luğu albnda bulunan idare, kendisini bağımsızyar- gı organlan yerine koyarak ve devam eden bir da- va hakkında, karan etkileyici yayın yapma yasağı- nı da hiçe sayarak, dosya içeriği ile çelişen ve mü- vekkillerimi de 'terörıst' olarak ilan eden ve tümüy- le polis iddialanna dayanan açıklamalaryapmışlar- dır. Yargılama dosyası mahkemenin elindedir ve yar- gıçlar, müvekkillehmizin hangi iddialarla yargılan- dıklan ve ceza aldıklannı Içişleri Bakanhğı ve Vali- lik makamından daha iyi bilmektedııier. Çünkü yar- gılama görevi sayın açıklamacılann değil, mahke- melerindir. Başkent Valiliği ve Içişleri Bakanhğı göreviniyü- rütenlerin, devam eden bir davada 'kamuoyunu bilgilendirme' görüntüsü altında, üstelik yanlış bil- gi vermek suretiyle giriştikleri bu eylem açıkça yar- gıya müdahaledir. Bu gerçeği bilmeden davrandık- lan düşünülemez. Asıl endişe verici olan da budur." • • • Hiçbir politikacı ve yöneticı bir dava bitmeden açıklama yapamaz... Elif Kahyaoğlu Ahmet Aşgın Doğan, Mah- mut Yılmaz, Bülent Karakaş. Özgür Tufekçi, Metin Murat Kalyoncugil Deniz Kartal ve Nur- dan Bayşahan toplam 96 yıl hüküm giymışlerdir ama dava hâlâ bitmemıştır. Çünkü, sanık avukat- lan hükmü temyiz etmişlerdir. Dava şu anda Yargı- tay'da sürmektedir. Karar kesinleşmemıştir. Bakın, bu davayla ilgili sanık avukatlan ne diyor: "Iddia makamının esas hakkındaki mütalaasın- da müvekkiller Ahmet Aşgın Doğan, Bülent Kara- kaş, özgür Tüfekçi ve Metin Mı^rat Kalyoncugil hakkında 30. 3.1996 tarihindeki korsan mitingde ellerindeki molotofkokteyllenni yola atmak suretiy- le yolu trafiğe kapattıklannın yergösterme ve olay yeri zabıt tutanaklanndan anlaşıldığı, silahlı çete- nin gayesine uygun tarzda hareket edip gayesini benimsedikleri, bu nedenle TCY 168/2., 3713/5, TCY 265/6-7 maddeleh gereğince cezalandınl- malan: Müvekkil Mahmut Yılmaz'ın üst kurul üye- si olduğu, Bülent Karakaş ile birlikte kaldığı evde yapılan aramada dokuz adet molotofkokteyli, bir- çok yayın bulundurduğu, eylemlerinin yoğunluğu nedeniyle silahlı çetenin sair efradı olduğu, bu ne- denle TCY 168/2, 3713/5 gereğince cezalandınl- ması: Müvekkiller Elif Kahyaoğlu, Deniz Kartal ve Nurdan Bayşahan'ın silahlı çetenin hal ve sıfatla- nnı bilerek işlevini kolaylaştırdıklan, bu nedenle T- CY 169, 3713/5 gereğince cezalandınlmalan, di- ğer tutuksuz yargılanan müvekkiller hakkında ise beraat karan verilmesi istenmiştir. Öncelikle şunu belirtmek istiyoruz ki, müvekkil hakkında tek delil işkenceyle alınmış çelişkili emniyet anlatımlan ile DGM savcısı tarafından 26.4.1996 tarihinde biz- zat Terörle Mücadele Şubesi'nde alman savcılık anlatımlandır." • • • Şimdi soralım: "Silahlı çete öraütü üyesi olmak nedir?" Avukat Fikret flkiz, bu soruya şu yanıtı veriyor: "Silahlı çete örgütü organize bir bihiktir, emir ve kumanda zinciri vardır. Herhangi bir kişinin silahlı çetenin 'sair efradı' olabilmesi için çeteyi sevk ve idare edenlerte irade bihiğinin bulunması gerekir. örgüt üyeleri aynı amacı taşımalıdır. Aksi takdirde, 'irade birliği' kanıtlanmadan herhangi bir sanık hak- kında silahlı çetenin sair efradı olmak suçundan mahkûmiyet karan verilemez. Tüm kanıtlar inandı- ncı ve hukuka uygun olmalıdır. Askeri Yargıtay kararlannda ve birçok yargı ka- rannda, emniyet tarafından toplanan bilgilerin ham bilgiler ve doğruluğu kanıtlanmamış veriler oldu- ğu için suç kanıtı olamayacağı, mahkümiyete esas alınmadığı bilinir. Bunu, devletin Içişleri Bakanı bil- mek zorundadır..." Acaba toplam 96 yıl hüküm giyen öğrencilerin suçları kanıtlandı mı? Bize ve hukuka göre hayır!.. Çünkü 'molotofkok- teyli' olayının dışındaki tüm eylemler demokratik- tir... E. Posta: Hikmet.Cetinkaya ı raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 YIL3AŞI ÖZEL ÇEKİLİŞİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle