Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 ARALIK 1997 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Tevfik Fikret, Ahlak ve Günümüz
HULYAERGIN
"Kinıseden yardım unımanı, kol
kanat diknmem./ Kendi boşluğum-
da, kendi göklerimde kendim uça-
nm. / Eğilme tutsaklık boyunduru-
ğundan ağırdır boynuma, / Düşün-
cesi öigür. bilgisi özgür, vicdam öz-
gür bir şairim" (*).
B
u düzeler 130 yıl önce.
bugün24Aralıkl867'de
doğan büyük şair Tev-
fik Fikret'in. Aynaya
yansıyan görüntüsünü
böyle betimliyor. Sözle-
n kendını aşın ölçüde beğenmehin dı-
şavurumu olarak da yorumlanabilir. güç-
lü birözgüvenın dışavurunıu olarak da.
Yargıya varmak için yapıjacak şey son
derece basit: Yaşamınabakmak... Gere-
ği yerine getirildiğinde açıkça görüle-
cektir ki söyledikJeri ne yersiz bir bö-
bürlenme, ne de boş bir kuruntu. Her söz-
cüğünü. dahası her harfini yaşarra ile dog-
rularruş çünkü. Enlelektüel dünyarruzın
"ahlak fenerteri"nden biri de odur. Yan-
daşlan kadar karşıtlan da onun bu "etik
duruş"u karşısında eğilirler. Bu neden-
le Fikret salt şaır olarak değil. insan ola-
rak da öne çıkıyor. Ahmet Hamdi Tan-
pınar."Fikret Hakkında" başlıklı yazı-
sında, "~Fikret benim için bir şairden
zh'ade bir kahramandır" der ve ekler:
"..içtimaî hayatta ahlâklı vedürüst ol-
mak.yaşadığı devirde nadirolan bir me-
ziyetti. Halbuld Fikret'te bu, başlangrç-
tan beri vardır. Ana kudret malûmdur.
Hiçbiriş görülmediğini anladtğı için terk
ettiğj bir memuriyetin biriken maaşla-
nru bir gün kendisine götürürler. 'Çalış-
madığım halde para alamam' diye iade
eder. (...) (Bu) o zamanki cemiyet için lâ-
zım olan bir jest ücreti sâyin hakkı de-
ğil, bir nevi arjfet telâkki edenkre veril-
miş bir dersti. Ve başkalan içkrinde ken-
disinden daha yaşlı, daha şöhretliler de
olduğu halde, hafta bütün bir cemiyet ak-
sini yaparken Tevfik Fikret, genç ve isim-
siz bir şair bujestiyapabüiyor ve bir Ma-
ri ve bir zihniyeti en karakteristik mese-
lesinde utandınyordu. Fikret bütün ha-
yatında bujestin adamıolarak kalmış ve
kendi kendisini tekHpetmemiştir.'' (Ah-
met Hamdı Tanpınar, Tevfik Fikret, Is-
tanbul 1944, Semih Lütfı Kitabevi, s. 4).
Rahatlıkla şu söylenebilir: Fikret yal-
nızca bir şair değil, yaşamını bildiri dü-
zeyine çıkarmayı başarmış bir insandır
da. Tutarlığın sonuna kadar konınduğu
bu ödünsüz, bu yalanlamasız yaşamdan
alınacak dersler var.
Henüz adı duyulmamış bır şairken üc-
reti emeğin karşılıgı olarak değil de bir
tür bağış olarak gören anlayışa karşı çı-
kan Fikret, "bireysel dürüstiük" örneği
verir. Ama orada durmaz. "Bireysel dü-
rüstlük"ü "toplumsal sorumluluk"la
bütünleştirmeye çalışır. Bu amaçla da
karşı çıktığı anlayışı üreten yapıya yö-
nelir. Dönüştürülmesini amaçlayan bir
tutumla sorgulamay a ve eleştirmeye baş-
lar onu. ELAbdülhaınit'inkarabaskı yö-
netiminin aman vermez bir "muha-
BPidir artık. Tanpınar'ın anlatımı ile
söyleyelim: "-Abdülhamitdevrininbir
hasta odasını andıran \ehimli Istan-
bul'unungenişbirviaonda toplanmışbü-
tün bir romanı" olan (Agy, s. 14) "Sis"
gibi şiirleryazar. Bedelini de öder: "Ha-
fiyeter"ce gözaltmda tutulan tedirgin
bir yaşama kucak açar. Küçük bir ödün-
le noktalayabileceği bu yaşama yakın-
masız bir biçimde katlanır. Ta II. Meş-
rutiyet'in ilanına kadar...
II. Abdülhamit'in yönetimine son
veren 1908 devrimiyle, (Ikinci Meşru-
tiyet'in ilaruyla) her şeyin değiştiğini,
Sis'in dağıhverdiğini samr. (...) 1908
devrimini büyük bir coşkuyla karşılar.
Alkışlar, yüceltir. Tutar Sis'e karşıRü-
cu'yu yazar. Sis'te söylediklerini geri alır.
Ne var ki onca yıllık karabaskı yöneti-
mi boyunca bekledigi "şafek", "yalan-
cı şafak" çıkar. Büyük umutlar besledi-
ği iktidar değişimi beklentilerini karşı-
lıksız bırakır. II. Abdülhamit yönetimi-
ne karşı kalemini kılıç gibi kullanan
Fikret, bu durum karşısında suskun kal-
maz. Oklannı bu kez de tttihat ve Te-
rakki'ye yöneltir. "Bire\seJdürüsdük"ün
"toplumsal sorumluluk"la bütünleşti-
rilmesi gerektiğine inanan Fikret'in bir
başka yönü ile yüz yüze geliyoruz bu-
rada: "Çifte standart" uygulamamak...
Onun içın önemli olan ilkeler ve değer-
lerdir; yaşama geçirilmeleri ya da geçi-
rilmemeleridir.
Yandasjığı da muhalifliği de bu nok-
tadan kaynaklanır. İttıhat ve Terakki ön-
derlerinin oyunlan ile 18 Ocak T912'de
Meclis-i Mebusan kapatılınca (eski ta-
rihle 1295: ilk Meclis'ın kapatılışıdır).
II. Abdülhamit dönemine gönderme
yapmaktan kaçınmaz bu nedenle. O çok
bilinen "Doksan Beşe Doğru" şiirini
yazar. II. Abdülhamit'in Meclis-i Me-
busan'ı kapatması ile bu olay arasında
hiçbir ayrım yoktur çünkü.
Yolsuzluğun, çalıp-çırpmanın, baskı-
smın.. damgasmı vurduğu bir yönetimi
"özgürlük.adaleteşitlik.kardeşl]lk-bel-
gileri ile yıkan bir hareketin o yönetimi
yeniden üretmesi kaşı sanda da tavır alır.
O unutulmaz yergıyi, "Hâm Yağma"yı
yazar ve suratlanna firlatır: "Yiyin efen-
dfler yiyin; bu hân-ı iştiha sizin / Doyun-
caoksınnca,çatlayıncaya kadar yiyin!"
"Toplumsal sorumluluk"la bütün-
leştırilen "bireysel dürüstiük" anlayışı
Fikret'in yazgısını da belirlemiştir: Ya-
şamı boyunca "muhaliP' kalmak... Öde-
nen bedelin karşılıgı ise böyle bir duyar-
lılıkla tanışmamışlann anlayacağı bir
şeydir: "Ahlak feneri" olmak... Tozu
alınmasa. dahası tozlanmasma göz yu-
mulsa da fener orada duruyor ve aydın-
lık saçmaya devam ediyor.
Tevfik Fikret'i, sanatçüığı dururken
inandığı değerlerden ödün vermeden,
tutarlılığını sonuna kadar koruyarak ve
"kendini tekzip etmeden (yalanlama-
dan)" sürdürdüğü yaşamı ile anımsamak
ve gündeme getirmek üzücü kuşkusuz.
Ama ikibine üç kala ne Fikret'in kargış-
ladığı toplumsal bozukluklardan ve ne
de "etik (ahlaksal) çürüme"den kurtu-
labildik. Bu yüzden de bildiri katına
yükseltilmiş bu yaşama eğilmek kaçı-
nılmaz, dahası zorunlu oldu.
(*) Günümüz diline Asım Bezirci 'nin
çevirdiği bu dizelerin aslı:
Kimseden ümmid-i feyz etmem, di-
lenmem perr ü bal kendi cevvim, ken-
di eflâkimde kendim tairim. Inhina,
tavk-ı esaretten girandır boynumafik-
rihür, ırfanı hür. vicdam hür bir şairim.
ARADABIR
MÜNEVVER OĞAN y menı
Halk Eğitimi, Hemen Şimdi...
Bireylere yeteneklennı kazandırma. çağcıl yaşa-
ma uyum süreci olarak tanımlanan eğitim, okul or-
tamında gerçekleştirildiğinde "örgün", okul dışın-
da gerçeleştirildiğinde ise "halk eğitimi" (yaygın
eğitim) adını almaktadır. Örgün eğitimden yeterin-
ce yararlanamamış bireyler halk eğitımiyle bu açık-
larını kapatabilir, yerinde ve zamanında planlana-
cak bir halk eğrtimiyle topluma özgür ve özerk in-
sanlar kazandırılabilir. Gericı, yobaz birtakım çev-
relenn Cumhuriyete karşt saldınlannın tıımanışta ol-
duğu günümüzde ise halk eğitimınin gerçekleşti-
rilmesi devletin en temel sorumluluklarından biri-
dir.
Gelişmış ülkeler, örgün eğitimle halk eğitiminin
(yaygın eğitim-yetişkin eğitimi) bütünleştirilmesi,
bu iki yapılanmanın birbırinı desteklemesi için pro-
jeler üretmekte, 'yaşanı boyu eğitim' yaklaşımı-
nı benimsemektedir.
Sekiz yıllık kesintisiz eğitimin Türkiye gündemi-
ne iyice oturduğu bugünlerde, kamuoyunun duyar-
lılığı gözden kaçırılmamalı ve ivedilikle halk eğitimi
seferbiriiği başlatılmalıdır. Bazı çevrelerin eğitbili-
min geldiği aşamaya aykırı tutumlan ancak bu yol-
la giderilebilır. En azından halk; neyi, niçin savun-
duğunun bilincine vanr. Üstelik böyle bir eğitim se-
ferberliğı için Milli Eğitim Bakanlığı, Halk Eğitimi
Merkezlerini harekete geçirebilir.
Yıllarca süren kesintisiz eğitim tartışmalan olum-
lu bir sürece girmiş görünüyor. Şimdi sıra 1973'ten
bu yana 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası'nda
yer alan örgün ve yaygın eğitimin bütünleştirilme-
sine gelmiştir.
Halk eğitımiyle ilgili uluslararası toplantılar ve
projeler de konuyu bu noktada yoğunlaştırmakta-
dır. Başka bir deyişle, kesintisiz temel eğitimin te-
mel dayanaklanndan biri olan halk eğitimi, eğitim
reformu içinde değerlendırilmeli ve ivedilikle baş-
latılmalıdır.
Türkiye'de halk eğitimi, başka bir deyişle herkes
için süreklı çağdaş eğitim, Atatürk'ün uzağı gören
eğitimci kişiliği ve devrımcı atılımlarıyla başlamış-
tır. Yeni kurulan Cumhuriyetin yönetim biçimine iş-
lerlik kazandırılması. devrim ve ilkelerinin topluma
benimsetilmesi ve azgelişmişliğin aşılması için eği-
tim ve kültür polıtikalanna önem verilmiştir. Eğitim
birliğinin sağlanması, Halkevleri, Türk Dil ve Tarih
Kurumları. eğitmen kursları. Köy Enstitüleri, köy
kız ve erkek gezici kursları. mesleksel ve teknik
halk eğitimi kursları, gündüzlü-yatılı bölge okulla-
rının açılması, resmi veözel kuruluşlardayapılacak
halk eğitimi çalışmalannın yasalaştmlması buna ör-
nek gösterilebilir. Bu sistemli çalışmalar 1950'li yıl-
lara kadar kesintisiz sürmüştür. Halk, bu dönem-
de gerçekten de özgürlüğe, demokrasiye daya-
nan bir anlayışla eğitilmeye çalışılmıştır. Ancak,
1950'den sonra, Atatürk'ün herkes için sürekli eği-
tim anlayışla kurduğu Halkevleri, Köy Enstitüleri
kapatılmış, imam-hatip okullan ve Kuran kursları yay-
gınlaştırılmıştır. Öğretim Birliği Yasası amacından
saptırılmış, Dil ve Tarih Kurumlan'na el konularak
özerk yapıları yok edilmiştir.
1973'ten bu yana 1739 sayılı Milli Eğitim Temel
Yasası'nda yer alan örgün ve yaygın eğitimin bü-
tünleştirilmesi ya da başka bir deyişle, herkes için
sürekli çağdaş eğitim gerçekleştirilememiştir. Oy-
sa Cumhuriyet ilkelenne sahip çıkılması, eğitim yo-
luyla bireylerin özgürleşmesi, sorumlu davranabil-
mesi, azgelişmişlik kısırdöngüsünün kırılabilmesi;
toplumunyeniliklerekapalı.işsiz, özürlüveyoksun-
luk içinde bulunan kesiminin kurtuluşu için halk
eğitimine gereksinim vardır? Bunun için de ülke-
mizde halk eğitimi yönelimlerinin saptanması, top-
lumun gereksinmeleri ve halkın özlemlerine yanıt
verilmesi gerekmektedir.
VEFAT
Baromuzun 6661 sicil sayısında kayıtlı
AVUKAT
FUAT GENCEvefat etmiştir.
Aziz meslektaşımızın cenazesi 24.12.1997
Çarşamba günü (bugün). Erenköy, Bağdat
Caddesi, Galip Paşa Camii'nde kılınacak öğle
namazını müteakip ebedi istirahatgâhına
defhedilecektir.
Merhuma Tann'dan rahmet, kederli ailesine ve
meslektaşlanmıza başsağlığı dileriz.
İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
CumhuriYet
kitap kulübü
KİTAPTA
İNANILMAZ
FİYATLAR
Sergi Salonlarımıza gelin
indirim için ayırdığımız bölümlerden
kitaplarınızı seçin
Adreslerimiz:
Törkocoğı Cod. No:39/41Coğaloğlu-İs»anbulTel:51401 96
İstiklal CocT (Aksanat karstsı) Toksim-İstanbul Tel 252 38 81/82
Çınarlı Mah. S. Sok. Cınarlı işhanı Ho:2 Kat.l Adana Tel.363 1211
1998CUMHUFdYErAJANDASI
ımhurıye
ii kadın
Lüks dltSi büyük boy
ajandayı Istanbul'da
Taksim ve Cağaloğlu
Sergı salonlanmızdan
Izmir'de ileri (Konak),
Temmuz (Kememltı),
Aydın (Kipa/Bomova)
Kitabevlerinden,
Adana'da
Cumhuriyet Kitap
Kulübü Sergi
salonundan ve de
kitapçlardan
edinebilirsiniz.
Ryatı:1.250.000TL
K kitap kuluBû
çtt rıımiii».?.
Telefonla sipariş vermek ve a/andaya kısa sürede
ulaşabilmek için Tel:(0212)514 01 96
SAI1LIK VASITALAR
Vakfımıza ait aşağıda marka, cins ve modellen yazıh
araçlar kapalı zarf usulü teklif alınmak suretiyle peşin
piyatla satılacaktır.
Modeli Adet
1983
1977
Marka/Cins
Diesel Mercedes
Otobüs (23 kışilik)
Dodge kamyonet
(K.apah kasa)
Dodge kamvonet
(Kapalı kasâ) 1977 1
tlgilenenlerin araçlan görüp saftş şartlannı görüşerek
teklif vermek içın 29.12.199/günü çalışma saati sonuna
kadar Çayır Çimen Sok. Emlak Kredı Evleri A-2 Blok D:
9,1. LEVENT/ÎSTANBUL adresine bizzat veya 0212 283
78 16 Pbx (Dhl: 121-177) numaralı telefonlara muracaat-
lan rica olunur.
Vakıf satış yapıp yapmamakta serbesttir.
TBUIA
BANDIRMA 2. ASÜYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1996/276
Duruşma günü: 10/2/1998 Duruşma saati: 9.30
Duruşma yeri: Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkeme-
sı Davacı lsmet Yaşınt vekili tarafından, davah Sunay
Yaşınt aleyhine açılan boşarana davasının yapılan açık
duruşması sırasında venlen ara karan gereğince: Da-
valı Sunay Yaşınt'ın tüm araştırmalara rağmen adresi
tespit edilemediğinden dava dilekçesi ve duruşma gü-
nünün kendisine ilanen tebliğine karar verilmiş olup,
yukanda belirtilen duruşma günü ve saatinde mahke-
memizde hazır bulunması veya bir vekil tarafından
temsil edilmesi, duruşmaya gelmemesi veya bir vekil
tarafından temsil edilmediği takdirde yargılamaya
yokluğunda devam edileceği ve karar verileceği ilan
olunur. 20.10.1997 Basın: 48894
ÎÜ Işletme fakültesi öğrenci kimliğimi
kaybettim. Hükümsüzdür. SEHER MIZRAK
ECumhuriYet
kitap kulübü
TAKSİM Sergi Salonu
ARAÜK AYİ ETKİNÜKLERt
24 Aralık Çarşamba Saat:17.00-19.00
NECATİ CUMALI
Kitaplannı imzalıyor.
Adres: istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82
BAKIRKÖY 1. SULH
HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1997/1132
Esas
1997/1276 ICarar
Mahkememızce
venlen 3.12.1997 ta-
rih ve 1997/1132
esas, 1997/1276 sayı-
lı karar ile Kayseri ili.
tncesu ilçesi, Kızılö-
renköyü,c. 013/01, s.
70, k. 364'te nüfusa
kayıtlı Bekir ve ts-
mi'den olma
21.7.1978 d.lu Meh-
met Durakçf nın hacir
altına alınmasına,
kendisine vasi tayını
yerine babası Bekir
Durakçf nın velayetı
altına konulmasına
karar verilmiş olup,
işbu karara itırazı
olanlann kanuni süre-
si içinde itiraz edebı-
lecekleri, itiraz vaki
olmadığı takdirde
hükmün aynen kesin-
leşsceği tebliğ yerine
kaim olmak üzere
ilan olunur.
Basın: 61161
Cumhuriyet
YILLIK'961 O C A K 1 9 9 6 / 3 1 A R A L I K 1 9 9 6 ^ \ r
1996 Yılının önemli olaylan,
Köşe yazılan, Karikatürteri,
Çizgi-Bantannı ıçeren bez ciltli bu yıllığı, Istanbul'da
Taksim ve Cağaloğlu Sergi salonlanmızdan Izmir'de
İleri (Konak), Temmuz (Kemeraltı), Aydın
(Kipa/Bornova) Kitabevlerinden, Adana'da
Cumhuriyet Kitap Kulübü Sergi salonundan ve de
kitapçılardan edinebilirsiniz.
Ryat:1.250.000 TL
r Cumhuriyet
^ kitap kulübü
ç ı.f.
Telefonla sipariş vermek ve yıllığa kısa sürede
ulaşabilmek için Tel:(0212)514 01 96
ISPAKIA ASLİYE (İŞ) HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Davacı Bağkur Genel Müdürlüğü tarafmdan venlen di-
lekçe ile davalılar Reyhan Öztürk ve arkadaşlan aleyhine
kuriım sigortalısı bulunan Cemil Akyürekli'nin 8.7.1995
tarihmde geçırdığı trafik kazası nedeniyle vefat ettığinı bu
nedenle sıgortalmm hak sahiplerine gelir bağlandığmı ku-
rum zaran olan 348.965.998 lıranuı davalılardan tahsiline
karar verilmesini ıstemıştir. Davalılardan Isparta Sülübey
Mahallesi Çayboyu 144 Cadde no: 7'de oturan Ali Osman
Özbudak tüm aramalara rağmen bulunamadığından adı ge-
çene duruşma günü olan 20/1İ998 günü saat 09.00'da
mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille
temsil ettirmesi aksi takdirde yargılamaya yokluğunda de-
vam olunup karar verileceği (HUMK.nın. 213. ve 377 mad-
deleri gereğince) ilanen tebliğ olunur. Basın: 42221
GÖNEN ASLİYE
HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1994/442
Karar No: 1997/111
Hâkim: Nejat Özbek
24820 Katip: Zafer Dinç
416 Davacı Hazine tara-
fmdan davalılar Osman
Kahyaoğlu ve aleyhine
mahkememizde açılan
Meni müd. ve xal dava-
smın yapılan açık yargı-
lamasında mahkeme-
mızden venlen yukanda
esas numarası ve karar
numarası yazıh
23.5.1997 tarihli karan-
nm davalı Gönen ilçesi
Hafız Hüseyinbey kö-
yünden Osman Kahya-
oğlu'na ilanen tebliğine
karar verildiğinden, Da-
va konusu olan Gönen
ilçesi, Hafizhüseyın Bey
köyü, Alanlar mevkii
1246 parsel sayılı taşm-
mazm tesbit tutanağın-
daki üzerindeki bağ çu-
buklannın Ömer Kahya-
oğlu'na aittir şerhinin
iptali ile tüm davalılann
mûdahalesinin men'ine,
üzerindeki muhtesatmın
kal'ine dair karar davah
Gönen ilçesi Hafızhüse-
yin Bey köyünden Os-
man Kahvaoğlu'na teb-
liğ edilemediğinden ya-
pılan araştırmada da ad-
resi tesbit edilemediğin-
den ilgilisine tebligat
kanununun(7201 sayılı)
yasanın 28. maddesi ge-
reğince ilanen tebliğ
olunur. 19.6.1997
Basm: 29527
FATİH4.SULH
HUKIJK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1997'994
Mahkememızden
venlen 20.11.1997 ta-
rih ve 1997/ 994-
1013 esas karar sayılı
ilam ile Içel. merkez.
Arslanköyü, cilt:
036/01, sayfa: ll,kü-
tük: 003 "te nüfusa ka-
yıtlı Mehmet ve Nazi-
fe'den olma 1336 do-
ğumlu Emine Ay-
dın'a 8.2.1949 do-
ğumlu kızı Seçkın
Karadoğan (Aydın)
vasi tayin edilmiştir.
tlan olunur.
20.11.1997
Basın: 61085
T.Ç.
FİNİKE ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1996/83
Davacı Finike Orman Idaresi tarafından davah lz-
mir Bayraklı 1617 Sok. No: 47'de ikamet eden lbra-
him Kaymak aleyhine açmış olduğu tazminat davası-
nın yargılamasında: Davalının tüm aramamlara rağ-
men adresi tespit edilip tebligat yapılamadığından
tebligatm ilanen yapılmasma karar verilmiştir. Karar
gereğince davah fbrahim ICaymak'ın duruşmanın bı-
rakıldığı 16/4/1998 günü saat 9.00'da duruşma salo-
nunda hazır bulunması veya kendisini bir vekille
temsil ettirmesi. aksi takdirde duruşmanm yokluğun-
da devam edeceği ilan olunur.
Basın: 41341
Nüfus cüzdanımı ve sürücü tanıtım belgemi
kaybettim. Geçersizdir. FEHtM DÎYAR
PENCERE
Ezop'un Dili...
Bilinmeyen üzerine söylenti, kolayca kullanılan
bir atmasyon türetimidir.
Kahvede, tramvayda, otobüste, aşçıda, bakkal-
da, çakkalda söyleşen çoğu kişi yüksek sesle atıp
tutmasını sever; sigaradan tarazlanmış bir sesle ge-
nizden gelen sözcükler havada paralanır:
- ismet Paşa, Lozan 'da baktı ki olmuyor, taban-
casını çıkarıp masanın üstüne koydu.
Eskiden bu tipler toplumun alt katmanlarında iş
tutarlardı; sonradan ne olduysa oldu, gazeteci, ya-
zar, politikacı, profesör, milletvekili, bakan, başba-
kan düzeyine değin ülkeye yön veren takırndan
kaynaklanan atmasyon ağızdan dolmatüfeğin saç-
maları gibi ülkeye yayılmaya başladı.
• ''••
Herifi naşerifin birisi çıkar, gazetenin köşesînde
istediği gibi döşenir:
- Mustafa Kemal'/ Samsun'a götüren gemi
köhne bir tekne değil transatlantikti...
- Istiklâl Mahkemeleri'nde yüz binlerce kişi da-
rağacına çekildi.
- Vahdertin vatan haini değildi, dört dörtlük bir
vatan kahramanı idi.
Işin ilginç yanı ne?..
"Resmi tarih" diye cumhuriyet tarihini karala-
maya çalışanlann hiçbiri tarihçi değil...
Ama, at atabildiğince...
•
Ağızdan dolma tüfek gibi laf patlatmak görene-
ği sayısal konularda bile insanımızı gerçek dışı ko-
nuşmalara zorluyor; Arap, Türk, Çerkez, Boşnak,
Kürt, Ermeni, Rum, Süryani, Katolik, Alevi, Protes-
tan, Sünni, Yezidi, Arnavut, Laz renklerinin birbiri-
ne kanştığı ülke coğrafyasının sayısal haritasını kim
yapabilir?..
Sıradan birini bırakın, son nüfus sayımı yapdma-
dan bir süre önce, Başbakanlık koltuğuna oturmuş
kişi nasıl da şişine şişine konuşuyordu:
- 70 milyonluk Türkiye...
Bir ikirciklenme içimizde kabarcıklanıyordu:
- Doöru mu?.. 65 milyon muyuz, 70milyon mu-
yuz?.. Istanbul'un nüfusu kaç?.. 10 milyon mu?..
15 milyon mu?..
Sayım yapıldı; meğer Türkiye 62 milyonmuş!.. Bir
ülkenin nüfusuna 7 milyonluk zam yapacak ölçü-
de beyinsel enflasyon yönelimi hangi gerçeği vur-
gular?..
Devleti yöneten kişiler. mahalle kahvesinde atıp
tutar gibi konuşurlarsa ne olur?..
•
Birde 'ya/an'var.
Adıyla sanıyla söylenmesi, artık sıradan yaygın-
lık kazandı, Doğru Yol Partisi'nin Genel Başkanı Tan-
su Çiller'in adının başına hangi sıfat ekleniyor.
"Yalancı!.."
Çünkü resmi siyaset yaşamında su içer gibi ya-
lan söylediği çeşitli kez kanıtlandı; 'güvenilmez'
olduğu Avrupa'da Amerika'da vurgulandı; ama,
Şaibe Hanım şimdi 'demokrasi kahramanı' rolüne
çıkmak girişiminde değil mi!..
Bir siyasal parti, yalancıhğı kanıtlanmış bir baya-
nın peşinden gidebiliyor ve bu şaibeli kişi, Büyük
Millet Meclisi'nde bir grubun başında boy göste-
rebiliyor!.. ;
Güler misin, ağlar mısın?.. !
Yazının sonuna geldik.
Bu hükümet ne demişti?.. 6 ay zam yapmaya-
caktı. AB'ye 6 ay süre tanımıştı değil mi?..
6 ay!..
Bu hükümet, eskiçağ bitgesi Ezop'a kulak verip
6 ay dilini tutabilirse, büyük başan kazanabilir.
ACLAN URAZ'IN OBJEKTİFİNDEN
K*»-.- JM*.--•£• mmm r t e $ i öykmsm
«CUMARTESİ
ANNELERİ^FOTOGRAFALBÜMÜ
S ı y t h - b e y a z , T ü r l t ç e - I n g ı l i z c e
Cumartesi Anneleri hâlâ orada,
Galatasaray'dalar her cumartesi. Bütün
karanlıklara inat öğle güneşinin altında
hayatı savunuyorlar... Tanklarla,
rotatiflerle, eroinle, kara paralarla
kirletilen hayatlarımızı orada temize
çekiyorlar...
ÇAĞDAŞ ^ E YAYMLAR1
Türkocağı Cad. 39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanbul
Tel:(0212)514 01 96 Faks(0212)5U 01 95
MALATYA2.SULH
HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
KARARİLANI
1996463
Milli Savunma Bakanlığı vekili Av. erdal Ak tara-
fından Halil Uzel aleyhine açılan alacak davasının
yapılan açık duruşmalan sonunda: Mahkememizce
venlen 9.10.1997 tarih ve 1996'463 Esas 1997/727
Karar sayılı ilamı ile Halil Uzel'in fazla almış bu-
lundugu 31.7.1995-15.8.1995 tarihlerine isabet
eden ve iade edilmeyen maaş tutan olan 8.810.000.-
liranın 31.7.1995 tarihinden itibaren işleyecek yasal
faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş adresi meç-
hul da\alı Halil Uzel'e tebligat yerine kaim olmak
üzere ilan olunur. Basm: 57784