08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ARAUK 1997 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 Yurdun kuzey kesımle- ri çok buluttu, Marma- ra'nın doğusu, Karade- niz, Doğu Akdeniz. İç Oslo Anadolu'nun kuzeyı ile Doğu Anadolu'nun ku- zeyvebatısıyağışlı.dı- StOCkholm ğer yertef parçalı bulırt- Londra Denizli Zonguldak Y 10 Antalya PB 12 Kars kesımlerı ile iç ve Do- Brüksel ğu Anadolu'nun kuze- •„; yınde yer yer karla kan- Ş4k yağmur ve kar şek- Bonn lınde olacak. M ü n j n Moskova Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K B B PB Y PB Y Y -4 5 1 0 7 0 6 20 Şam 13 0Açık Parçalı buiutlu i Stsl> k Çok buiutlu > Yağmuriu Kartı ı Gok gürültûkj G U N C E L CÜNEYTARC4YÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Başkan Bill Clinton ile "baş başa" görüştükten sonra sczlerini "basının 'yanlış' değeriendirdiğini" öne sürüverdi. Me çar e; bir gazeteci ortaya çıkıp, Başbakan'a, 6 ay tehdit içeren müthiş açıklamasının ceplerin- den eksk etmedikleri ses alma gerecinde kendi se- siyle sakJı bulunduğunu, şayet belleğini tazelemek istiyorsa, dinletebileceklerini söyleyemiyor. Çünkü medyanın büyük bölümünün Yılmaz hü- kümeti işbaşından gidecek diye adeta ödü koptı- yor. 55. hükümete medyadan bu muhabbetin, bu sevginın sebebi nedir? Doğrusu kımi bildiklerimiz var, ama daha derinde nelerin yattığını insan öğ- renmek ıstiyor. Yılmaz hükümetinin yanlış sakat kimi uygulama- larını eleştiımemelerindeki nedeni sorduğumuz- da, medyamızı yönetenlerin yanıtı sade ve yalın: "Bırakalım da Refah mı gelsin? Bu hükümetin seçeneği yok" diyoriar. Ûnlü sözler çuvala girmiş; hani demokrasilerde çare tükenmezdi? Demek ki TBMM, Refah'sız bir hükümet arayışında tıknefes olmuş; demokrasi- mizde (tek seçenek seçim dışında) çaresizlik dö- nemi başlamış bulunuyor. Zayrf bir olasılık ama, Refah gelirse hükümete, üstelik kin ve intikam duygularıyla yanıp tutuşan Şaibe Hanım; keskin Bursa bıçağı gibi medyanın kimi yararlannı kesip doğrayacak! Korkunun bir yüzünde bu hesaplar yatıyor. Başka başka olaylar Aslında önemi büyük kimi olaylar var ki sonuç- larıyla hemen her kesimi kaygılandırması gereki- yor. Örneğin, lletişim Vakfı'nın son anketi dikkatinizi çekti mi? Malum soruyu yanıtlayan halkımız; "bugün se- çim " olsa seçmenin yüzde 20.22'sinin RP'ye, yüz- de 22.17'sinin de ANAP'a oy vereceğine işaret edi- yor. Sonra düşüş başlıyor. Yüzde 16.36 ile CHP üçüncü sırada, DSP yüzde 12.72, DYP11.29. Yüz- de 10'un altındakiler MHP, HADEP, BBR ÖDP. DYP'ye seçenek olsun diye kurulan DTP oy fuka- rası: Yüzde 1.98. 1991 'den beri oy oranlarının sürekli düştüğü or- tada. 62 milyon nüfuslu Türk demokrasisinde her- hangi bir parti, seçmenin dörtte birini temsil ede- miyor. Yüzde 25 oy toplayamıyor. Onca çeteli, şaibeli olaylardan ve enflasyonun perişan eden yükselişinden sonra; bu ankete gö- re demek oluyor ki alttsı büyük, gerisi küçük mü ç Ovünegeldiğimiz partiler demokrasisinde son anket sonucu, işte bu. Üstelik RP oylannın düşmediğini gösteriyor. Bu sonuçlar rejim adına ıstırap verici. Her sabah, karamsarlığı yırtıp atmayı düşlüyo- ruz. Ne ki hemen her gün gelişen güncel olaylar bilinen sorunlara bir yenisini ekliyor. Hükümetin geleceğine umutla bakmadığımız için eleştiri oklannı bizden esirgemeyenlere; Bülent Ecevit'in bugün Cumhuriyet'te yayımlanan de- mecini özenle okumalarını salık veriyoruz. Ecevit, siyasal kargaşaların doruğa çıktığı gün- lerde hükümetin sürmesine olanak veren olumlu davranışların sahibi. Oysa, "üçpartiden kurulu bir hükümet işbaşında olduğu için 'belirsizlik orta- mında' bulunduğumuzu" açıkça söylüyor. Bu ortamda "belirsizliği giderici strateji sapta- manın" zorluğuna değiniyor ve hükümet için: "Kalıcı mıyız, gidici miyiz belli değil" diyor. Belirsizliğin aşılmasında umutlu görünmüyor, so- ruyu "Kolay değil" diye yanıtlıyor Ecevit. Karamsar mı? Hayır, gerçekçi! Ecevit'in devlet yönetimi anlayışıyla Yılmaz'ınki- nin çakışma aşamasına girdiği anlaşılıyor. Hayırlısı! Demirel: YdmayacağızHaber Merkezi- Cumhurbaşkanı Sûieyman DemireL Asteğmen Ku- büay'ın yobazlarca katledilmesinin 67. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada "irtica tehdidinin sür- düğü" mesajı verdi. Dünyadaki her büyük devrimde olduğu gibi Türki- ye Cumhuriyeti devriminin de en- gellenmek istendiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı, laik, sosyal. hukuk devleti olarak çağdaş uygarlık hede- finden dönülmeyeceğini bildirdi. Başbakan Mesut Yılmaz da Türki- ye'nin çağdaş uygarlık ve demokra- si yolunda ilerlemeye. kararlılıkla devam edeceğini bildirdi.Demi- rel'in. Kubilay'ı anma günü nede- niyle yayımladığı mesaj şöyle: "Türkiye Cumhuriyeti. demok- ratik. laik. sosyal hukuk devleti ola- rak, çağdaş u\garlık seviyesine yük- selme iddiasıvla kuraJmuştur. Ge- rek de\kt vapısında. gerek ekono- mik, sosyal, sivasal. kültürel alanlar- da gerçekleştirilen köklü değişiklik- ler ile Cumhuriyet bizatihi bir dev- rim. bü>ük bir çağdaşlaşma proje- skür. Dünvanın her verinde her bü- yük devrimdeolduğu gibi, Türkiye- mizde de bu büyük çağdaşlaşma au- lımından rahatsız olup engeüemeye çakşanlar olmuştur. Başbakan Mesut Yılmaz'ın Kubi- lay'ın şehit edilişinin 67. yıldönümü nedeniyle yayımladığı mesaj şöyle: "Laik ve demokratik cumhuriyetj- mizjn çağdaşlaşma yolunda atüğı adımlarkarşısında korkuya kapılan gerici ve bağnaz fıkiriere sahip kişi- lerce. hain bir saldınyla hayabnı kavbeden inkılap şehidi Kubilay, genç cumhuriyetimiziıı aydınlık yü- zünün bir simgesi olarak tarihimiz- deki yerini almıştir. Birlik ve bera- berlik icinde,güç birliği ederek,çağ- daş uygarlık ve demokrasi yolunda kat ettigimiz ilerlemeye. kararlılıkla devam edeceğiz. Bizi bu yoldaıı hiç- bir güç vazgeçiremez." DlSK Genel Başkanı Rjdvan Bu- dak. yaptığı yazılı açıklamada. "Bugün hâlâ Kubilay'ı şehit eden zihniyettere özenenler var. Kimikri hâlâ yeni Menemen olaylannın öz- lemi içinde. Kahraroanmaraş'ta, Çorum'da; daha dün Sıvas'ta yaşa- nanJar, bunun açık göstergesL Ülke- mizin karanhk güçlerin eline geçme- sini istemiyorsak ne Menemen'i, ne Kahramanmaraş'ı, ne Çorum'u ne de Srvas'ı unutmamalı ve herzaman uyanık olmauyız" Devrim şehidi Kubilay Istan- bul'da da anıldı. Istanbul Universi- tesi'ndeki Devrimci Cumhuriyetçi Gençler, Merkez Kampusu'ndaki Atatürk Anıtı önünde düzenledik- leri törenle Kubilay'ı andılar. ÎÜ lk- tisat Fakültesi Öğretim Üyesi vega- zetemiz yazan Prof. Dr. Toktamış Ateş'in de katıldığı anma töreninde gençler. Kubilay'ı savunmanın cumhuriyeti savunmakla aynı anla- ma geldiğini belirttiler. Ellerinde Kubilay'ın resimlerini taşıyan gençler, Atatürk Anıtı'na karanfil bıraktıktan sonra sessizce dağıldılar. Çağdaş Yaşamı Destek- leme Derneği Kadıköy Şubesı'nce yapılan açıklamada ise 31 Mart'ta, Şeyh Sait lsyanı'nda. Menemen'de ve Sıvas'ta gerçekleştirilen tüm şe- riatçı hareketlerin Ata'irk ilke ve devrimlerine bağlı Türk ulusu tara- Çağdaş Türidye Kubilay'ı unutmadı HAKANDtRİK MENEMEN-1930 yılında yobazlar tarafindan katledilen Kubilay için Menemen Yıldvztepe'de- ki anıtımn önünde düzenlenen tören, yurttaşlann ve sivil toplum örgütlerinin yoğun katıhmıyla ger- çekleşririldi. Kubilay için düzenlenen törene Ege Ordu Komutanı Orgeneral Doğu Aktulga, tzmir Valisi ErolÇakır, lzmir Emniyet Müdürü Amhet Demir, Menemen KaymakamıNurettin Yücel, Menemen Belediye Başkanı İlhami Cürsoy, Ata- türkçü Düşünce E)ernegi'nin Ege'deki şubelerinin üyeleri, sivil toplum örgütleri ve yurttaşlar katıl- dı. Tören sırasında sık sık "Türki>t laiktir, laik kalacak" sloganlannın yanı sıra "Kahrobun şe- riat, vaşasın aydınlık Türkiye" ve "Kubilsç canı- î g Menemen Belediye Başkanı Hhami Gürsoy, ko- nuşmasında, Kubilay olayının Menemen'de mey- dana gelmesinden büyük üzüntü duyduklannı di- le getirerek şunlan söyledi: "Ancak bu olay yurdumu2un başka bir köşesin- de olmuş obaydı dahi aynı üzüntüyü duyardık. 2000'ii yıllara yaklaşırkeD cumhurivedn 1920'H yülarda >apbğı hamleleri hangi noktaya getirdik? lleriye mi gittik. geriye mi? Bunun vicdan nıuha- sebesini yapmahyız. Hâlâ 1930'lardaki olaylann benzeri yaşanıyor ve bunlar tartışılryorsa. bu dü- şündürücüdür. Kubilay olayma bakarken Türid- ye'nin yannlanmn çok daha aydınlık olacağma inanıyoruz. Çünkü bizler cumhuriyetin çocukla- Ege Ordusu Topçu AJayı Komutan Vekili Şâk- rfi Şahin, din duygusunun aynmcı amaçlarla kul- lanılmasmın Türkiye'nin düşmanlanndan başka kimseye yarar getirmeyeceğini kaydederek laik- liğin aynmcılığı ortadan kaldıracak en önemli araç olduğunu \"urguladı. Menemen Kaymakamı Nurettin Yücel. Atatürk'ün "Türkiye Cumhuri- yeti, şeyhler, müritler ve dervişter ülkesi olamaz" sözünü anımsatırken lzmir Valisi Erol Çakır, Me- nemen olayını "bir avuç vobazın marifeti" olarak niteledi. Çakır, "1350>'üöncekiiArabistan'av«o- nun şarüanna sapiamlmamabdır. Laiklik, sadece din ve devlet işlerinin birbirinden aynlması değil, aynı zamanda bir özgüriük alanıdır. Bu olayı. Ata- türk ilkek'rine yönelen saklınlann, yobazhgm ve gericüiğin neretere varabikceğmi görmek için her zaman haürlamalıyız'" dedi. Anıt önündeki törenin ardından Atatürkçü Dü- şünce Derneği üyeleri laiklik sloganlanyla ilçe merkezine yürüdü. Daha sonra da Belediye Dü- ğün Salonu'nda "Atatürk ve KubBay" konulu pa- nel düzenlendi. ADD Balçova Şube Başkanı Zu- hal Taşezen, Karşıyaka Şube Başkanı Reha Ka- raca ve Merkez Şube Yönetim Kurulu üyesi Şa- binDemirel'in katıldığı panelde Menemen olayı- ».yaratan gerici güçkrin, bjg^in de ayn) tçhlik,e- jderi yaratma amacında olduklan belirtilerek. çı- kış yolunun Atatürk ilke ve devrimlerine sıkı sı- kıya sanlmak olduğu dile getirildi. 23 Aralık 1930'da Nakşibendi tarikatına bağh Derviş Mehmet ve İbrahim Hoca'nın kışkırtma- lanyla gericiler, Menemen halkının yeşil bayrak altında toplanmasını isteyerek ayakJandı. Olaya müdahale eden manganın başında bulunan Asteğ- men Mustafa Fehmi Kubilay, gericiler tarafindan öldürüldü. Kubilay'ın başı daha sonra kesilip ye- şil bayrağın ucundaki sopaya takılarak sokaklar- da dolaştınldı. Gericiler, duruma müdahale eden iki bekçiyi de öldürdüler. Daha sonra askeri birliklerin müdaha- lesiyle elebaşı Derviş Mehmet ve iki adamı öldü- rüldü. Menemen olayından sonra Baükesir, Ma- nisa ve Menemen'de sıkıyönetim ilan edildi. 2 bin 200 kişi sıkıyönetim mahkemesince yargı- landı. Içlerinde Nakşibendi tarikatının önde ge- lenlerinden Esat Efendi'nin de bulunduğu 34 ki- şi idama mahkûm edildi. Esat Efendi hapiste öl- dü. 29 kişi ise Kubilay'ın şehit edildiği yerde asıl- dı. Daha sonra Menemen Yıldıztepe'de Kubilay anısına bir anıt dikildi. findan püskürtüleceği ve cezalan- dınlacağı vurgulandı. Mustafa Ke- mal Derneği Genel Başkanı Kâm- ran Baran da yaptığı açıklamada. halkın uyutularak ve kandınlarak şaşkınlığa, suskunluğa ve çaresizli- ğe itildiğini vurguladı. Adana'da da Aiatürk Parkı'nda Kubilay'ı anma töreni düzenJendi. Törende konuşan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Ada- na Şube Başkanı Özden Altinok. "Bugün dinsel tcmcllcre dayanan birde\ let kurmak için ayaklanan ge- ricüere. aydınlık bir Türkiye için kendini siper eden KubQa>'uı katle- dildiği gündür. Bugün aydınlanma devrimi sa\aşçılannın ortaçağ ka- ranlığına karşı sonuna dek mücade- lede karaıiı olduklannı bir kez da- ha hay kırdıkian gündür" dedi. Tö- rene ADD Şube Başkanı AkifAkay, Baro Başkanı Ziya Yergök, İP tl Başkanı Cemal Gören, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Sa- dık Boral da katıldılar. Törende CHP, DSP ve BP'den yetkili hiç kimsenin bulunmaması dikkati çe- kerken ÇYDD üyeleri daha sonra "Unutmayın" başlıklı bildirileri halka dağıttılar. ADD Mersin Şube Başkan Yar- dımcısı Fethi Karaduman da yaptı- ğı açıklamada şöyle dedi: "Ata- türk'ün 'Bizi yanhş yola sürükle- yenlerbiliniz ki çoğunlukla din per- desine bürünmüşlerdir. Saf ve nezih halkımızı hep şeriat sözleriyle alda- tagelmişlerdir' saptamasını Şeyh Sait isyanında. Menemen'de, yakın tarihimizde Kahramanmaraş'ta. Çorum'da ve Sıvas'ta yaşanan olay- larda görmek mümkündür. Büyük bedeOerödenerek kurulan laikcum- huriyete yönelik olan tüm saldınla- ra, bugüne kadar olduğu gibi bun- dan sonra da gereken yanıt cumhu- riyet bekçileri tarafindan ergeç veril- ecekür." Pevrim şehidi Kubilay, Bursa'da rita ö f ö f f Ö ö ö ig adı "Muafflm Mektebi" olan Çele- bi Mehmet Lisesi'nde de düzenle- nen törenle anıldı. Çelebi Mehmet Lisesi'nin kendi bünyesinde düzen- lediği anma töreni, çağn yapılma- masına rağmen, kitle örgütleri ve vatandaşlardan yoğun ilgi gördü. Yıldınm Kaymakamı Hikmet Tan, törende yaptığı konuşmada, şunlan söyledi: "Devrim şehidiKubilay,bi- zeve topluma unutturulmaya çahşı- hyor. Kubila>. sadece Menemen'de ve mezun olduğu okulda mı anılma- bydı? Tüm okullarda ve başka yer- lerde de törenler düzenlenmeliydL trtkaya karşı nasıl mücadele verfl- diğL Kubilay ola>ı ile gençlere anla- tilmahydL Yıldınm Kaymakambğı olarak Milli Eğitim Müdürlüğjü'ne buradan talimat veriyorum. Önü- müzdeki yıl tüm okullarda anma tö- reni düzenlensüı. Belki biz. bunun öncülüğünü yaparak, Kubilay'ın anma törenlerini tüm Bursa'ya, bu- radan da Türkiye'ye yayanz." MGK'nin gündemini İslami finans, Boğazlar ve AB oluşturdu Irticaya karşı mücadele alanı genişliyor ANKARA (Cumhuri>et Bürosu) - Şeriatçı vakıflar ve yayınlar konu- sunda, daha önceki toplantılannda önlem almması için hükümete bildi- rimde bulunan Milli Güvenlik Ku- rulu (MGK), İslami finans kuruluş- lannın da aralannda bulunduğu özel finans kuruluşlanndaki mevduatla- nn sigorta kapsamına alınarak ayn- calıklann giderilmesi konusunda görüş birliğine vardı. Kurulun aske- ri kanadı, terörle mücadelede aske- ri açıdan başanya ulaşıldığını belir- terek ekonomik ve sosyal konular- da yatınm yapılması gerekliliğini \\nguladi. Askeri kanadın bu görü- şü kurul nezdinde kabul görürken gerekli çalışmalann zaman yitiril- meksizin yapılması konusunda gö- rüş birliğine vanldı. Toplantıda Sön- mez Köksalın Paris Büyükelçili- ği'ne atanmasının ardmdan boşala- cakMlTMüsteşarlıgı'nagetirilecek isimtartışıldı. MGK, aralık ayı olağan toplantı- sını dün Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel başkanlığında yaptı. Çan- kaya Köşkü'nde saat 09.30'da baş- layan toplantıya. kurul üyelerinin dı- şında gündemle ilgilen nedeniyle detıizcilikten sorumlu Devlet Baka- nı BurhanKara. Devlet Bakanı Gü- neş Taner ile Maliye Bakanı Zeke- rija Temizel de katıldı. Alınan bilgiye göre 5 saat 20 da- kika süren toplantıda, ağırlıklı ola- rak iç ve dış güvenlik gelişmeleri ele alındı. İç güvenlik gelişmeleri bölûmü alnnda terörle mücadelede gelinen son nokta ile kentlerdeki ge- nel güvenlik durumu değerlendiril- di. Terörle mücadelenin kararlı bir biçımde sürdürülmesinin yanı sıra terör nedeniyle aksayan eğitim, sağ- lık personeli olmak üzere diğer yö- netici ve idari personel eksiklikleri- nin bir an önce giderilmesinin öne- mi ve gerekliliği üzerinde görüş bir- liğine vanldı. Dış güvenlik ve gelişmelerle ilgi- li bölümünde ise Kıbns sorunu ko- nusunda son gelişmeler, Türk-Yu- nan bunalımıyla AB ilişkileri görü- şüldü. Yunanistan'ın AB'yi yönlendir- diği görüşüne işaret edilen toplantı- da, AB-Güney Kıbns Rum Yöneti- mi arasındaki tam üyelik görüşme- leriyle eşzamanlı olarak Türkiye- KKTC sırasmdaki entegrasyon sü- recinin de işletilmesi konusundaki kararlıhğın altı çizildi. Toplantının diğer bir gündem maddesinde. "yasadışı irticai faaö- yetleri destekleyen özel finans kunı- luşlan"nın durumu ele alındı. Top- lantının bu bölümüne katılan Taner, hazırhklannı sürdürdükleri mali sektörreform taslağı konusunda ku- rul üyelerini bilgilendirdi. Alınan bilgiye göre Merkez Bankası ile Ha- zine Müsteşarlığı'nın hazırlıklannı ortaklaşa yürüttükleri mali sektör reform taslağının yürürlüğe girme- si durumunda, özel finans kuruluş- lanna mevduat munzam karşılığı ayırma ve disponibilite yükümlülü- ğü getirilecek. Reformla, kaynak kullanımı destekleme fonu (KKDF) kesintisinden muaf olan faizsiz fi- nans kuruluşlanna, kredilerde yüz- de 6 oranında KKDF kesintisi uygu- lanacağı öğrenildi. Tasannın yasa- laşması durumunda faizsiz finans kuruluşlannın bağlı olmadığı tasar- ruf mevduatı sigorta fonu (TMSF) mevduatlannın da sigortalanacağı bildirildi. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, başbakanlığı döneminde 1983'te kurulmalanna olanak tanı- dığı faizsiz finans kuruluşlannın, bankalara karşı sahip olduklan avantajlar yardımıyla "faizsiz ka- zanç" vaadiıde bulunarak yurttaşla- nn dini duygulannı kullandıklanna dikkat çekildi. Kâr ortaklığı sistemi adı altında çalışan özel finans kuru- luşlannın bazı yükümlülüklerden muaf olmalan nedeniyle bankalara karşı haksız rekâbet yarattığına işa- ret edildi. MGK Genel Sekreterliğf nden yapılan yazılı açıklamada, toplantı- da "güvenlik bakumndan önera ta- şıyan ekonomik konularda kurula bÛgi v^rfldigi'' kaydedildi. Boğazlar'ın güvenliğinin değer- lendirildiği bölümde. kurul üyeleri- ne "Türk Boğaztan'nda seyrüsefer güvenliği'' için daha önceki MGK'de alınan karann uygulanması konu- sunda bilgi veren Devlet Bakanı Ka- ra, çalışmalannı özetledi. Alınan bilgiye göreq Boğazlar'ın güvenli- ği için daha önce iki kez denenen, ancak başanya ulaşamayan radar trafik programı çalışmalannda iha- le takviminin açıklandığını kayde- den Kara, 1200 ila 2 bin olan gün- lük Boğaz trafiğinin, çevre için teh- like yaratmayacak biçimde gerçek- leştirilmesi için alınacak önlemleri sıraladı. MGK, kurulun önceki top- lantılannda kararlaştmlan uygula- ma planında yer alan konulann za- man yitirilmeksizin yaşama geçiril- mesi konusunda görüş birliğine var- dı. Anıt, Cumhuriyet'in girişimiyle yapılmıştı İstanbul Haber Servisi - Terakkipener Cumhuriyet Fırkası'nın ardından Doğu'da Cumhuriyet rejimıne karşı ayaklanmalar ve îzmir'de Atatürk'e suikast girişimi oldu. Ser- best Fırka olayı ise karşıdevrimci yeni bir ye- şil ışık yakmış gibi Menemen isyamnı gün- deme getirdi. Serbest Fırka'nın kapaölmasın- dan 5 gün sonra patlak veren Menemen olay- lan halkta derin izler bıraktı. Bu olay. Viya- na'da öğrenimiyle birlikte Cumhuriyet'in mu- habirliğini de yürüten Nadir Nadi'nin bir ya- zısının ilk kez başyazı sütu- nunda yayımlanmasma ne- den oldu. Nadir Nadi'nin. babası Yu- nus Nadi'ye yolladığı ve 11 Mart 1931 tarihli Cumhuri- yet'in başyazı sütununda Yu- nus Nadi tarafindan bazı par- çalan nakledilen mektubun- da, Nadir Nadi şöyle yazıyor- du: "ŞuCumhuriyet kurbanı Kubila> Bey namınaCumhu- riyet gazetesi bir abide yap- maya teşebbüs etse nasıl olur dersiniz? Beş-alü sene evvel Yeni Gün çok muvaffak ol- muştu. Bana kalırsa bu sefer- Kubilay'ın oğlu Vedat Ku- bilay, babasının resmiyle Anıtkabir'i zharet etti. bir abide dikmek ve bu eseriıı \ ücude gelebü- mesi için bütün >atandaşlan ve bilhassa Me- nemenlilerive Izmhiüeri iştirakedaveteünek." Nadi, Menemen Hükümet Meydanı'nda yükselecek tunçtan bir Kubilay abidesi saye- sinde bir daha kjmsenin oralarda yeşil sancak dikmeyi aklına getiremeyeceğini de belirtiyor ve mektubunu şöyle bitiriyordu: "Emin olun uzun bir müddet sonra efsane şeklinde tarihe kanştinlacak olan Kubilay. inkılap tarihinde çok derin, çok samimi ve çok canlı izler bıra- kacaknr. Millet Cumhuriyet sayesinde yaşayacaksa, Cum- huriyet de ancak böyle derin vecanh izlersayesindeyaşaya- bilecektir." Bir Cumhuriyet kurumu olan gazetemiz. Ku- bilay anısına yapılacak abi- deye katkıda bulunanlartn ad- lannı ve bağış miktarlannı kamuoyuna duyururken bu işin idaresi için de TBMM Başkanı Kazım Paşa'nın yö- netimindebirmerkezkomite- si oluşturulur. Komitede dö- nemin Muğla Milletvekili Yunus Nadi Bey de bulun- maktadır. kiteşebbüsün muvait'akiveti deondan geri kai- maz ve mana îtibariyle belki de daha ideakür. Bir milletin medeni seviyesi ancak o miDetin duyduğu heyecanlaruı guzeDiği ileölçülür. He- yecan otanayan bir yerde hayatin ne manası var?" Nadi mektubunda. halkın tepkisiz bi- çimde duruşmayı izlemesinin kendisini çok üzdüğünü de belirtiyor, halka heyecan vere- bilmek konusunda Cumhuriyet gazetesinin millete önder olabileceğini vurguluyordu. Na- di, yapılacak işi şöyle özetliyordu: "Mene- men'de zabitin öldürüldüğü yerde muhteşem Gazetemizin girişimi başanyla sonuçlanır ve anıt Menemen Ovası'ndaki Ayyıldız Tepe- si'nde, 20 binı aşkın bir yurttaş topluluğunun katıldığı bir törenle 26 Ocak 1934 tarihinde açılır. Yunus Nadi 26 Ocak 1934 tarihli baş- yazısını bu konuya ayınrken, anıtın açılışını yapan Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Yazga- nı (Genel Sekreter) Recep Peker açış konuş- masmda şöyle demektedir: u Bu çahşmalara yardım teşvikleri yapan Cumhuriyet gazetesine, bu teşebbüsü yapan Nadir Nadi'ye teşekkür ederim." Katliamın ucu • Baştarafı 1. Sayfada atv'de yayımlanan haber- de, ölen şoförlerden Ayhan Fındık'm, Susurluk kazasın- da ölen Abduuah Çam'nın eşi Meral Çatlı'nın da ortak olduğu Sultan Tekstil firma- sı için yurtdışından para ta- şıdığı belgelendi. Meral Çat- lı'nın bir süre önce Sultan Tekstil'deki hissesini satarak bu şirketten aynldığı belir- tildi. Ayhan Fındık'm ismi, daha önce İstanbul DGM'de süren Susurluk davasının tek gıyabi tutuklu sanığı Sami Hoştan adına Türkiye'ye dö- viz getirmek olayında da geçmiştı. Uğur Dündar'm hazırla- yıp sunduğu Arena progra- mmda, Ömer Lütfü Topal'ın ortağı Sami Hoştan'ın bir akrabası ile yaptığı hayali ih- racatta elde ettiği 7 milyon 700 bin dolanTEM'de öldü- rülen A^han Fındık. Bedri Kara, Omer Balaban, Halil Altmoy, Nedim Sevûn, Isma- il Balaban ve Mehmet Ber- ber'in yurda soktuğu belir- lenmişti. Öldürülen şofor, daha önce TV programında yaptığı göriişmesinde para getirmediğini iddia ederken Ayhan Fındık, para getirdik- lerini kabul etmişti. Katliamdan canlı olarak kurtulan Polonya uyruklu Renata Kinga \\esolows- ka'nın polise farklı ifadeler vermesi kafalarda soru işa- retleri bıraktı. Wesolowska, ilk ifadesinde hiç kimseyi görmediğini söyledi. Weso- lowska daha sonra verdiği ifadedeyse otobüs hareket etmek üzereyken iki kişinin silahlannı çekerek otobüse bindiğini, otobüs şoförünü ve diğer yolculan alarak ar- kaya gittiklerini belirtti. Sal- dırganlarla katledilenlerin ^İİE^ÜÇÇ konuştuğunu, aneak bunlan anlayamadığını kay- deden Wesolowska, daha sonra silah seslerini ve inil- tileri duyduğunu söyledi. Saldırganların kendisine doğru gelerek pasaport de- dilderini anlatan Wesolows- ka, bu sırada bıyıklı bir kişi- yi gördüğünü ikinci saldır- gana ise korkudan bakama- dığını bildirdi. Wesolowska, tabanca sesi duymayı bekle- diği sırada saldırganların git- tiğini belirtti. Polonya uy- ruklu Wesolowska ile öldü- rülen Nedim Sevim'in oto- büsten önce ayn ayn yürüye- rek Kapıkuleden giriş yap- tıklan tespit edildi. Olayda yaşamını yıtiren Murat Ba- laban'in ise yaklaşık bir ay- dır Türkiye'de bulunduğu belirlendi. Edırne Emniyeti'nde gö- revli üst düzey bir yetkili, so- ruşturmanın sürdüğünü, bu nedenle aynntı vermesinin yanlış olacağını belirterek şöyle konuştu: "Öldürülen Omer Balaban (44), Nedim Sevün (45) ve Bedri Kara'nın (35), 1997 > dında içki ve siga- ra kaçakçüığmdan sabıkala- n var. Olavın bir mafya he- saplaşması olduğunu tahmin ediyoruz." Öldürülen 6 kişinin arka- daşı olan ve hakkında gıya- bi tutuklama karan bulunan fhsan Küçükali. dün yaka- landı. thsan Küçükali. Ata- türk Havalimanı Koruma Şube Müdürlüğü'nde verdi- ği ilk ifadesinde, Edirne'de meydana gelen ve 6 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaya çok üzüldüğünü ve yakala- nacağını bile bile Türkiye'ye dönüş yaptığını bildirdi. Kü- çükali, arkadaşlannın maddi durumunun kötü olduğunu belirterek "Laleli piyasasın- da birçok kişi onlan tanır. Boğaz tokluğuna çauşıyor- lardı" diye konuştu. Olayda hayatını kaybeden Bedri Kara'nın kayınbederi Mehmet Kurtuldu da "Da- madım otobüsle yurtdışın- dan Türkiye'ye devamlı yol- cu getirip götürüyordu. Bu- günekadar herhangi birteh- dit altnadık. Düşmanımız yok. Öldürüldüğünü duyun- ca çok şaşırdık" dedi. Olayda ölen Ayhan Fın- dık. Nedim Sevim. Halil Al- tmoy tstanbul'da toprağa ve- rilirken Ömer Balaban ve Murat Balaban'ın cenazele- ri de memleketleri olan Samsun'agönderildi. Ailesi Bulgaristan'ın Şumnu ken- tinde bulunan Bedri Ka- ra'nın cenazesi de Edirne'de bırakıldı. CHP Genel Sekreten Ad- nan Keskin, katliama, Su- surluk olayını çözemeyen hükümetin zemin hazırladı- ğuıı iddia etti. Keskin, çete- lerin devlete kafa tutarcası- na 6 kişiyi yolun ortasında kurşuna dizecek cesareti kendilerinde bulduğuna işa- ret etti. DTP lideri Hüsamet- tin Cindoruk ise "Bu konu önemli bir araşürmayı ge- rektirmektedir. Gerekirse TBMM bir araşnrma ve so- ruşturma komisyonu kura- rak olavı derinlemesine araş- urmahdır'* dedi. 'Önümüzü göremiyoruz' • Baştarafı 1. Sayfada ilişkilerin gelişmesinde iki ülkenin yaran var. Ben da- ha 70'li yıllann sonunda iki kutuplu dünya varken, Sov- yetler Birliği ile ilişkilerin geliştirilmesi için çaba gös- terdim. Olumlu sonuçlar al- dım. Yunanistan'la aramız- daki deniz sorunlannı müza- kereye kabul ettiremiyoruz. Rusya ile çok rahatlıkla hal- letmiştik. ABD bizi AB'den daha ıyi anhyor. Global bakış açısı var. Aslında Clinton'ın sözü doğru, Türkiye'nin önemini anlamak için hari- taya bakmak yeterli. - AB. üzerine ahnmamış görünüyor. Türkiye'nin tav- nnı gözden geçirmesini isti- yor. Siz nasıl görüyorsunuz? - Türkiye açısından. olay- lan biraz seyrine bırakmak- ta yarar var. Bizim karanmız karar. Ama kendilennin te- laşa kapıldığı görülüyor. - "Ülke içindeki muhale- fette de dışlanıyoruz" eleşti- rileri var. Buna kauhyor mu- sunuz? - Bu Türkiye'nin doğnı- dan elinde olan bir şey değil- di. Aslında Avrupa, Türki- ye'den elde edeceğini güm- rük birliği ile elde etti. Bizim de pazarlık gücümüz kulla- nılmadı. Artık AB Türki- ye'ye bir şey verme ihtiyacı hissetmiyor. Bize beş yıl içinde 3.5 milyar dolar ver- meleri gerekirdi. Bunun an- cak 450 milyon dolan hibe i- di. Kalanı proje kredisi. Ya- ni veren de kazanıyor. Ama bunu bile vermediler. - Yani bir bakuna ambar- go mu var? - Evet. Ambargo koydular. Bir de şu durum var. Eğer bi- zi birinci gruba alsalardı ki- şi başına bin dolar vermeleri gerekirdi. tkinci gruba alsa- lardı 600 dolar vereceklerdi. Nüfusa oranladığınızda bi- rincide 62 milyar, ikincide 36 milyar dolar eder. Ellerini ceplerine atmayacaklan bel- lıydi. Biz GB sırasında işi ucuza kapattık. -Odönemdesorumlu olan kişikr, madem hata var şim- di neden üzerine gîdilip dü- zeJtihniyor diyoriar. Bu yola neden gjdilmiyor? - Elbette gündeme getire- ceğiz. Ama bir defa ödün verdikten sonra geri almak çok zor. -Yümaz'm ABD'ye gider- ken Brüksel'de yaptığı "AB üyeliğimizi çekeriz" değer- lendirmesinde yaklaşım farkhhğuuz oldu. Bu gideril- dimi? - Sonradan. "Olabilir de- dim" dedi. Aslında askıya al- makla geri çekmek arasında büyük fark yok. Yalnız geri çekmek sanki üyelik hakkı- mızdan vazgeçmek izlenimi yaratır diye kaygı duydum. Bu bizim hakkımız. Bundan vazgeçmeyiz. -Içeriyedönersek,RPileil- gili bir süreç işliyor... - Bu bizim dışımızda. - 98'e siyasi olarak biraz befirsizgiriyoruz. Sizce nasıl? - Evet, belirsizlik ortamın- dayız. Bu doğal. İşbaşında üç partili azınlık hükümeti olunca bu ortam doğuyor. Bu da strateji belirlemenin za- manlamasını güçleştiriyor. Kalıcı mıyız, geçici mıyiz, o belli değil. Kalıcıymışız gibi çalışıyoruz. ama belirsizlik önemli faktör. - Bu beh'rsizliğuı neüesme- si için asüması gereken eşik- lerneler? - Kolay değil. Tahminde bulunmak, tarih vermek mümkün değil. Elde olma- yan etkenler de var.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle