Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 1997 PAZARTESİ
HABERLER
TBMffyeHBÜn
I ANKARA(IBA)-
Villehekıllerı, Genel
Korul'da 16 Arahk'ta
bişlayan ve 25 Arahk'ta
scna erecelc olan 1998 Yılı
Bltçe Tasansı
görüşmelerinin ardından
tarile çıkmaya hazırlanıyor.
Bitçe maratonu sırasında
sabah saat 10.00'dan gece
geç saatlere kadar çalışan
miîletvekılleri, 25 Aralık
akşamından ıtibaren 6 Ocak
1998 Salı gününe kadar 11
gûn süreyle tatil yapacaklar.
Memurdan
emekliye destek
• ANKARA(LBA)-
Türkiye Kamu-Sen Genel
Başkanı Resul Akay'dan;
yaşadıklan sorunlan
anlatmak ıçin düzenledikleri
toplantıya hıçbir hükümet
yetkılısinın gelmemesi
ûzenne sabaha kadar
toplantı salonunda kalan
Türkiye tşçi Emeklilen
Cemiyeti'ne destek geldi.
Hükümeti dar gelirli
kesimle normal diyalog
yollannı kapatarak olaylan
hızla gerginleştirme
noktasına götürmekle
suçlayan Akay, işçı
emeklilerinin 30-40 milyon
lirayla yaşam mücadelesi
verdiklerine dikkat çekerek.
"Hükümet acilen bir özür
dileme heyeti oluşturarak
emeklilen ziyaret etmelidir"
dedi.
Sendikacı
Kendirligil öldü
• İstanbul Haber Servisi -
DlSK'e bağh ASİS (Ağaç
Sanayi tşçilen Sendikası)
Genel Başkanı Rıfat
Kendirligil. önceki gün
öldü. 1948yıhnda
Adıyaman'da doğan
Kendirligil, ELKA kaplama
fabrikasında işçilik
yaptıktan sonra sendikacı
oldu ve ASlS'ın çeşıtlı
birimlennde görev aldı. 12
Eylül döneminde sendikayla
ilgili davalardan ötürü
toplam 4.5 yıl cezaevinde
kaldı. Daha sonra ASlS'in
genel başkanlıgina seçilen
Rıfat Kendirligil bekârdı.
Kendirligil'in cenazesı yann
Adli Tıp'tan alınarak
Feriköy Mezariığı'nda
toprağa verilecek.
KKTC'de yasak
• LEFKOŞA(AA)-
îzinsiz olarak KKTC'ye
girmeye çalışan ve 1.
derecede askeri yasak
bölgeyi ihlal eden Spiros
Lilef (24) isimli Yunanlı
tutuklandı. KKTC polis
yetkililerinden edindiği
bilgiye göre, dün sabah saat
05.00 sıralannda, meydana
gelen olayla ilgili
soruşturmanın sürdüğü
bildirildi.
Sınırda çatışma
• ŞANLILRFA
(Cumhuriyet) - Akçakale
sınır yoluyla Suriye'den
Türkiye'ye geçmek isteyen
5 kişi. güvenlik güçleriyle
girdikleri silahlı çatışmada
öldüriildü. Sının geçerek
mayın alanına girdikleri
termal kamerayla belirlenen
silahlı 5 kişiye "dur" ihtan
verildi. Güvenlik güçlerinın
uyansına ateşle karşılık
verilmesi üzerine çıkan
çatışmada 5 kişi yaşamını
yitirirken olay yerinde 4
adet Kalaşnikof. şarjörler
ve çok sayıda mermi
bulunduğu bildirildi.
RP'lilerle görüşen SDP lideri Scharping: Parti kapatmayı anlamıyoruz
Erbakan destek arıyorANKARA (ANKA) - RP Ge-
nel Başkanı Necmettin Erbakan
partısi hakkında açılan kapatma
davasından sonra başlattığı Batı
yanhsı söylemini daha üst boyu-
ta taşıyarak Avrupa'dan destek
arayışına girdi. RP Genel Başkan
Yardımcısı Abdullah Gül ıle Di-
yarbakır Milletvekili Haşim Ha-
sjmi, CHP Genel Başkanı Deniz
Baykaiın konuğu olarak Türki-
ye'ye gelen Alman Sosya! De-
mokrat Partisi Meclis Grubu Baş-
kanı ve Avrupa Sosyal Demok-
rat Partisi Başkanı Rudotf Schar-
ping ile kapatma davası konu-
sunda görüşme yaptüar.
Baykal ile birlikte AB'nin üye-
likten dışlayan Lüksemburg ka-
ran sonrasında düzenlediği basın
RP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül ve Diyarbakır
Milletvekili Haşim Haşimi, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın
konuğu olarak Türkiye'ye gelen Alman sosyal demokrat lider
Scharping ile kapatma davasını görüştüler.
toplantısıyla Türkiye'ye verdiği
destekle dikkatleri çeken Schar-
ping, RP'lilerin de ilgi odağı ol-
du. RP'nin dış politikadan so-
rumlu Genel Başkan Yardımcısı
Abdullah Gül ile Doğu ve Güney-
doğu konusundaki çalışmalany-
la öne çıkan Diyarbakır Millet-
vekili Haşim Haşimi, Scharping
ile ayn ayn birer görüşme yapa-
rak Anayasa Mahkemesi'ndeki
kapatmadavası konusunda bilgi
verdiler. Kapatma davasında son
haftaya girilmesi nedeniyle de
önem kazanan ilk görüşmede Ab-
dullah Gül'ün RP lideri Erba-
kan" ın bilgisi dahilinde Schar-
ping ile davanın seyri \ e karara
ilişkin olası gelışmeler üzerinde
görüş alışverişinde bulunduğu
öğrenildi.
Haşim Haşimi ise Scharping ile
Doğu ve Güneydogu'daki sorun-
lann ağırlıklı olduğu bir görüş-
me yaptı. Haşimi görüşmede böl-
gedeki sorunlann çözümünün
ekonomik iyileştirmelerin yanı
stra asıl olarak insan haklan ala-
nında atılacak adımlarla çözüle-
ceğini ifade etti. Haşimi ile Schar-
ping arasındaki görüşmede de
kapatma davası ele alındı.
Scharping'in soruları üzerine
Gül ve Haşimi, RP'nin 4 milyon
üyesi. 6 milyon seçmeni bulu-
nan TBMM'nin en fazla sandal-
yeye sahıp partisi olduğunu be-
îirterek kapatma davasına yöne-
lik eleştirilerde bulundular. Schar-
pıng'tn ise Türkyargısını etkile-
yecek bir yorumdan kaçmak ge-
rektiğini belırtırken "Ancak bi-
zün demokrasi kültürümüze uy-
gun bir durum değil. Parti ka-
patmayı manrjğımız alnuyor" de-
di gi öğrenildi.
Bu aradakararyaklaştıkça ka-
patılma olasılığının artması üze-
rine Erbakan, hukukçulanna Av-
rupa İnsan Haklan Komisyonu ve
Mahkemesi'ne başvuru konu-
sunda hazırlık yapma talimatı
verdi. Erbakan "Türkiye'ninulaş-
ması gereken çağdaş standartta
demokrasi" olarak nitelediği Ba-
tı değerlerini, en iyi, AsTupa İn-
san Haklan Komisyonu ve Mah-
kemesi'nin temsil ettiğini vur-
gulayarak kapatılma halınde bu-
raya yapılacak başvurunun "ba-
sit birtazminat kazanmaktan öte
içhukukta parti kapaülmalanna
soo verecek" yasal düzenleme
kazanmaya yönelik olması gerek-
tiğini ifade etti.
RP dava icin umutlu
Kazan, Refah'ın
kapatılacağına
inanmıyor
• Kazan, önceki gün kurulan Fazilet Partisi
ile bağlan olmadığını öne sürdü ve "Fazilet
Partisi'ni kuranlar, partiyi ne için
kurduklannı kendileri bilirler" dedi.
ANKARA(UBA)-Par-
tinın kapatılmasıyla ilgi-
li olarak Anayasa Mahke-
mesi'nde süren davada
"kapatma" ıstemıyle ha-
zırlanan raporla ilgili gö-
rüşmelere de-
vam edilirken
RPTıler, kapa-
tılmayacağı yö-
nündeki umut-
lannı koruyor-
lar.
RP Genel
Başkan Yardım-
cısı Şevket Kazan. RP'nin
yoluna devam ettiğini be-
lirterek "Refah Partisi,
her platformda sesini yük-
seltivor ve ortava kovu-
yor" dedi. Kazan, parti-
nin kapatılmasıyla ilgili
dava konusunda ise "RP
kesinlikle kapatılrnaya-
caknr. Bu konuda inanç-
diye konuştu. Ka-
zan, olası birka-
patma karanna
hazırlık için
RP'nin yedeği
olarak kuruldu-
ğubelirtilen Fa-
zilet Partisi'ne
ilişkin olarak da
"Fazikt Partisi,
Refah Partisinden ba-
ğımsudır. Fazilet Parti-
si'ni kuranlar, partiyi ne
içinkımhıldannı kendfleri
bilirler" dedi
Dr. Sen: Türkiye haklı
4
Kıbns ve Yunanistan AB
gündeminden çıkmalı'
İZMİR (AA) - Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM)
Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen. "Türkiye, Avrupa Birtiği'ne
karşı serüeşmekte hakLdır" dedi. Prof Dr. Şen, Lüksem-
burg Zirvesi'nde, AB'nin Türkiye'yi dışlayan tutumunda
ilen sürülen gerekçeleri inandıncı bulmadığını kaydetti.
Şen, Türkiye'nin, insan haklan. doğu sorunu gibi konu-
larda son zamanlarda akılcı adımlarattığını, AB'nin, Kıb-
ns ve Yunanistan konusunda Türkiye'den daha fazla taviz
istemesini de Türk halkının ve devletinin kabullenemeye-
ceğinı belırtti. Prof. Dr. Faruk Şen, Türkiye'nin bundan
sonra AB'ye yönelik politik görüşmelere ara vermesini de
akılcı buiduğunu söyledi.
TAM Başkanı Prof. Dr.
Şen, Türkiye'nin bundan
sonrakı süreçte daha so-
mut adımlar atarak, birli-
ğin haksızlıktan dönmesi-
ru sağlaması gerektığini
kaydetti.
"Kıbns veYunanistan
sorunlan AB'nin günde-
minden çıkmalı" diyen
Şen. Türkiye ile Yunanis-
tan arasında ikıli görüş-
melerin başlatılmasını
önerdi. Prof. Dr. Faruk
Şen, bu ikili görüşmelerin
başlamasıyla Yunanis-
tan'ın AB baskısının elin-
den alınmış olacağını ve
Türkiye'ye yaptınmlann
azalacağını kaydetti.
Abdullah Baştürk'ün öiümünün 6. yıhnda, Zincirtikuyu'daki mezan başında yapılan anma töreninde
konuşan DİSK Genei Sekreteri Nİurat Tokmak; emekçilerin haklannı geİiştirmek, özgürlüğe ve
demokrasiye ulaşmak için mücadeleye, Baştürk'iin yolunda inançla devam edecekJerini açıkladı.
DİSK lideri Baştürk anüdıİstanbul Haber Senisi - Eski
Devrimci Işçi Sendikalan Konfe-
derasyonu (DİSK) genel başkan-
lanndan Abdullah Baştürk, öiü-
münün 6. yılında Zincirlikuyu'da-
ki mezan başında anıldı.
Mezara çelenk konulmasının
ardından yapılan saygı duruşun-
dan sonra konuşan DtSK Genel
Sekreteri Murat Tokmak. "Tûr-
kiyeişçismmnın en önemlieylem-
lerinden birisini. Çorum- Ankara
Yürüyüşü'nü gerçekleştiren genel
başkarurruzın talepleri bugün bi-
zim de talepterimiz" diye konuş-
tu. Yaşarm boyanca işçi sınıfının
sendikal haklan ve örgütlenme
özgiirlüğü için mücadele eden
Baştürk'ün ulaşmak istediği hedef-
lerin kendi hedefleri olduğunu ifa-
de eden Tokmak, emekçilerin hak-
lannı geİiştirmek, özgürlüğe ve
demokrasiye ulaşmak için müca-
deleye inançla devam edecekleri-
ni açıkladı. Tokmak şöyle devam
etti:"*Bugün ülkemiz bu mücade-
leye belki de her zamankindcn da-
ha çokihtiyacduyuyor. Onlarca yıl-
uk sağ iktidariar, sorunlan için-
den çıkılmaz halegetirdi SevgiB Ge-
nel Başkanımıan mezan başında.
ölenönderierimize ve çocuklanmı-
za, mücadele bayragıru düşürme-
yeceğunize söz veriyoruz.'*
Genel-lş Sendikası Genel Baş-
kanı Atilla Öngel de, Abdullah
Baştürk'ün emanetini, işçilerle
yan yana, kol kola girerek yüksek-
lere çıkartacaklannı söyledi.
Anma törenine Abdullah Baş-
türk'ün eşi Ayten Baştürk, oğlu Bü-
lent Baştürk. gelinı Olca> Baş-
türk. CHP tstanbul Milletvekili
AhmetGüryüz Ketenci ile çok sa-
yıda sendikacı katıldı.
'Yasak Tümceler'e sövme cezası
HALİLNEBtLER
Aydınlanmacı yazar AbduBahRt-
za Ergüven tarafindan Türkiye'de-
ki geriliğin, bunahmların, dinin
olumsuzyönlerinin halkta yaptğı et-
kilerin anlatılması amacıyla yazılan
'Yasak Tümceter' adb roman hak-
kındakı dava, cezayla bitti. Roma-
nın yazan Abdullah R122 Ergüven'e
veriien 1 yıl 8 ay hapis ve 266 bin
lira ağjrpara, yayıncısı İsmetAsfem'a
ise 3 milyon 291 bin lira ağır para
cezası Yargıtay'da kesinleşti.
"Ben şüpheli kitabı kapağından
tanınm" demeciyle ünlü tstanbul
Basın Savcısı Cevat Ozel tarafin-
dan, 'YasakTümcder' adlı romana.
"Basmyohıyla Alab'a.dme, peygam-
bere, kutsal kitaba hakaret etmek"
iddiasıyla 1994 yılında açılan dava
sonuçlandı. Yargıtay 4. Ceza Da-
iresi, İstanbul 2. Asliye Ceza Mah-
kemesi'nin, kitabtn yazan Abdullah
Rıza Ergüven için verdiği 1 yıl 8 ay
hapis ve 266 bin lira ağır para ce-
zasını ve kitabm yayıncısı İsmet As-
lan için verdiği 3 milyon 291 bin li-
ra ağır para cezasını onayladı.
'Yasak Tümceler' hakkında ya-
pılan yargılama sırasında mahke-
meye Prof. Dr. Kayıhan JçeL Doç.
Dr. Burhan Kuzu, Doç. Dr. Adem
Sözüer tarafindan sunulan bilirkişi
raporunda, romanın amacı şöyle an-
latılıyordu: "Roman kahramanla-
rv,AnadoAu'daki insanlana>dırtlat-
ma ve dinin olumsuz yönleri hakı-
nundan halkı uyarma gezileri ya-
parken, bu Idşflerin halkta ^riştik-
leritarttşmalarsözkonusu romanın
temel olayuu ohışturmaktadu-. Bn
tarhşmalardaverilmek istenen me-
saj. Islam dininüı topiumu sosyal,
ekonomik yönden geri bırakngi ve
insanlan mutsuz küdığıdır."
Amacın böylebelirlenmesmekar-
şın geıek bilirkişi raporu, gerek ts-
tanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi
ve gerekse Yargıtay 4. Ceza Daire-
si, kitapta Allah'a, dine,peygambe-
re sövüldüğüne hükmetti.
Ilıale Kanunu partfli müteahlıitler yaraüyor
• Devlet thale Kanunu'ndaki 44. maddeye göre özel davetle
ihaleye çağnlan müteahhitlere veriien işler her dönemde baş
ağntıyor. Müteahhitler, partner olarak seçtikleri ve parasal
desteklerini esirgemedikleri partiler iktidara geldiklerinde
yaptıklannın karşılığını istiyorlar.
MİYASEtLlCVUR
Kamu kuruluşlannın açtığı ihalelerde
kayırmacılık ve yolsuzluk söylentileri,
her dönemde muhalefetin başlıca kozu olu-
yor. Türkiye'de üyehk aidan toplama alış-
kanlığı olmayan partilerin, Hazine yar-
dımı dışındaen önemli gelirkaynaginı bas-
ta müteahhitlik şirketleri olmak üzere çe-
şitli iş çevrelerinden alınanbağışlaroluş-
turuyor. Müteahhitler partnerolarak seç-
tikleri partinin ya da partilerin olası ikti-
dannda kamu kuruluşlannda ihale kapa-
bilmek için özellikle seçim harcamalann-
da destek oluyorlar. Tabii zor zamanda ya-
pılan bu iyilikleri karşılıksız kalmıyor.
Bu müieahhitlere çeşitli bakanlıklann ve
bu bakanlıklara bağh kurumlann açtığı
ihalelerde İhale Kanunu'nun 44. madde-
si işletilerek iş veriliyor. Bu yöntem en
son Karadeniz Otoyolu thalesi'nde gün-
deme gelerek tartışmaya açüdı.
Kanunun bu maddesine göre gazete-
lere ilan verme zorunluluğu bulunmuyor
ve en az üç müteahhitlik firması ihaleye
davet edilerek iş, istenen şirkete ihale
ediliyor. Bu tür ihalelerde çoğunlukla ya
müteahhitler kendi aralannda anlaşarak
ihaleye giriyorlar ya da işi veren kunım
ihaleye davet ettiği işi müteahhitler ara-
sında paylaştınyor. Bazen de ihaleye çı-
kanlan iş. istenilen şirkete verilirken da-
vet edilen diğer şirketlere başka işler va-
at edilerek anlaşma sağlanıyor.
Iş ehline verilmiyor
Tabii öncelik veriien müteahhitlerin
ilk de iktidardaki partilere yakın olma-
sı gerekmiyor. İşi ihale eden bakanlık ya
da bakanlığa bağlı kuruluşlann üst düzey
yetkililenne yakın olmak da yeterli ola-
biliyor. Kayırmacılığa ve yolsuzluğa ge-
çit veren Devlet İhale Kanunu'ndaki
44.madde aslında iyi niyetle, uzmanhkge-
rektiren işlere bu konuda deneyimli şir-
ketlerin girmesi amacıyla konmuş. An-
cak kapsamı çok geniş tutulan bu mad-
de, pratikte başka amaçlara hizmet et-
mesi için kullanılıyor. "İşiehBnevenne''
amacıyla yasaya konulan madde, zaman
içinde iktidara yakın müteahhitleri koru-
ma ve kollama maddesi haline dönüş-
müş.
Muhalefetteyken bu maddeyi kullana-
rak bazı müteahhitleri kayıran iktidarla-
n yolsuzluk ve suiistimal yapmakla suç-
layan partiler, kendi iktidarlannda bu
maddeyi değiştirmek ya da yeniden dü-
zenlemek yerine aynı yöntemı kullanma
yolunu seçiyor. Uzmanhk gerektiren iş-
ler için yasaya konan 44. maddenin kap-
samı oldukça geniş tutulmuş. Bu madde-
de bina yapımı dışında hemen her tür iş.
uzmanlık gerektiren iş kapsamına alın-
mış. Uçak, harp gemisi, harp mühimma-
tı, elektronik cihaz, askeri tesisat ve le-
vazımat, silah ve malzeme sistemleri, ba-
rajlar, elektrik sanrrallan, sulama tesisle-
ri, limanlar, rıhtımlar, hava meydanlan,
demiryollan, lokomotifler, tüneller ve
köprüler gibi uzmanhk gerektiren işlerin
yanı sıra savunma sanayiine yedek par-
ça alımı, akaryakıt tesislen, kentlerin ula-
şım sistemlerine ilişkin planlar, su, kana-
lizasyon gibi hemen hemen bütün müte-
ahhitlik şirketlerinin yapabileceği sıra-
dan işler de 44. madde kapsamına alın-
mış. Kanunda köprü derken bir açıklık ge-
tirilmemiş. Boğaz Köprüsü ile bir viya-
dük de veya kavşaktaki kısa mesafeli sı-
radan bir köprü de bu madde kapsamın-
da ele alınarak ihale edıliyor.
Ozal döneminde özellikle otoyol iha-
leleri davet usulü ıle çağnlan ANAP'a ya-
kın müteahhitlere verildi ve hakedişten
fazla ödemeler yapıldı. Sonraki iktidar-
iar döneminde yolsuzluk söylentileri üze-
rine sonışturma açıldı ve iki bakan Yü-
ce Divan'da yargılandı. Bakanlar aklan-
dı, ancak çıkar sağlamakla suçlanan, dö-
nemin Karayollan Genel Müdürü Atalay
Coşkunoğlu mahkûm edildi. Ancak bu
yöntemi sadece Özal ve bürokratlan kul-
İanmadı. ANAP iktidarlanndan sonra ik-
tidara gelen siyasi partilerde kullandı. Her
dönemde kanalizasyon. tünel ve otoyol
ıhalelennde aynı yöntemlerkullanılarak
çeşitli müteahhitlenn kaynldığı söylen-
tileri sürekli gündemde kaldı. Ancak bu
iddialar ciddi bir şekilde soruşturulma-
dığı için sadece söylenti düzeyinde kal-
dı.
Karadeniz Otoyolu thalesi'nde de ik-
tidara yakın bazı müteahhitlerin kaynl-
dığı iddiasıyla Bayvndırlık Bakanı Yaşar
Topçu hakkında gensoru önergesi veril-
mesiyle birlikte Devlet thale Kanunu ye-
niden tartışmaya açıldı. Bu ihalede de
44. maddeye göre davet usulüyle müte-
ahhitlere çağn yapıldı.
Erman Şahin(Bayındırlık eski Baka-
nı):
u
Devlet thale Kanunu tümüvie yeni-
den ele alınıp tüm maddelerinin yeniden
düzenlenmesi zorunlu hale geuniştir. Ka-
nundaki 44. maddeye göre, davet ve ha-
kem usulüik yapılanihalelerde >olsuzluk
iddialanher dönemdedflegetirilmiş.Ozel-
fikle Özal döneminde otoyol ihalelerinde
bazı müteahhitlere 'Git sermaye bul gel
veotoyolabaşla' denilerekişlerverihniş,
bu madde dejenere edilmişti. Benim ba-
kanhğun döneminde yapördığım araş-
ürmada davet ve hakem usulü ile yapo-
nlan otoyollarda müteahhrüere 25 trfl-
yon Bra fazla ödeme yapıldığı ortava çık-
û. 'Hızlı yapalım, hantallığı ortadan kal-
dıralım' bahanesi>ie\'erUen işlerkayırma-
lar ve suüstimallere neden oluyor. Aslın-
da thale Kanunu'ndaki44. maddede 'Bu
işten anlayanlar gelsin" deniyor."
Prof. Dr. Osman Altuğ(Marmara Üni-
versitesi öğretim üyesi): "Kamu ihalele-
rinde AB'ye uyum sağlamak zorundayız.
AB'ye uymamn en önemli koşulu şeffaf-
hkür. Şeffafhğm ise 4 önemli koşulu var.
Birincisi; 44. maddeye göre belli isteUikr
arasında yapılan ihaleleri de ilan ederek
duyurmak. tldncisi; ihale sonucunuda
ilan etnıek. Üçüncüsü; ihaleyi kaybeden
şirketlere reddedUiş gerekçelerini bikth*-
mek. Dördüncüsü; ihale konusu ilan edfl-
meyecek hacimdeyseşartnamenin, yerin-
de görülebilecegini duyurmak."
BÎZBİZE
ERDAL ATABEK
Kendi Olmak.•••
'Ya olduğun gibi görün
Ya göründüğün gibi o/...'
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana, bizim kültürümüzün birdüşünürü. Ama
bizim düşünce ufkumuzun içinde hakettiği yeri ve-
remedik. Ünlü yapıtı 'Mesnevi'y] okumak, orada
yer almış ibret verici öyküleri, düşünceleri, duygu-
lan anlamak için gerekii çabayı harcamadık. So-
nuçta Mevlana, Islam kültürünün bir parçası ola-
rak algılandı, laik kültürün özenle yorumlaması ge-
reken anlamlaryanlış birönkabul nedeniyle değer-
lendirilmedi. Şimdi Mevlana'yı değerlendirmek bi-
zim aklımıza nerden düştü?
Şurdan düştü ki, Avrupa ile ilişkilerin düğümlen-
diği nokta bizim 'kendimiz olmak' erdeminesahip
olamadığımızyerdir. Mevlana'nın yukandaki sözü
bizim içinde bulunduğumuz durumu açıklıkla or-
taya koymaktadır.
'Ya olduğun gibi görün...' sözü çok derin an-
lamlartaşımaktadır ve herkesi düşündürecek bü-
yük bir doğruyu açıklamaktadır.
'Olduğun gibi gönjnmemek', sonuçta 'olmadı-
ğın gibigörünmek' demektir. Bunu büyük bir ma-
rifet saymak da sonuçta hiç kimseyi aldatamaz,
kişinin (ya da toplumun) kendisini yanıltır.
Enflasyonunuz yüksektir. işsiz sayınız yüksektir,
nüfus artış hızınız yüksektir, nüfusunuz gençtir
ama, onlan tanımamakta, neyapacağınızı bileme-
mektesiniz. Ülkenizde 'dürüst olmak' ender rast-
lanır bir nitelik olmuş, herkeste bulunması gereken
bu nitelik 'ender bulunduğu için çok değerii' bir
övgü durumunu almıştır. Ülkenizde düşünce öz-
güriüğü yoktur, olacağına ilişkin umut da yoktur.
Ülkenizde işkence yaygındır ama, siz bütün bun-
lan inkâr ederek görmezden gelmektesıniz. Size
bunları söyledikleri zaman çok kızmakta, ağzını-
za geleni veryansın etmektesiniz, Bütün bunlan kim-
seler gönmez, kimseler duymaz sanmaktasınız.
Bunlar size söylendiği zaman kötü niyet aramak-
tasınrz, gücünüz yeterse şiddet kullanarak sus-
turmaktasınız. Şimdi durumunuz nedir?
'Olduğun gibi görünmemek', 'olmadığın gibi
görünmek'. Durumunuz budur. İşte, size böyle ol-
mamanızı söyleyen düşünür, sizin kültürünüzün
büyük düşünürüdür ama.. siz onun söytediklerinı
ya bilmiyor ya dinlemiyorsunuz demektir.
Eğer size yönelik eleştiriler haklıysa yapmanız ge-
reken kızmak değil, eleştirilere kulak vererek yan-
lışlannızı düzeltmektir. Yok, bu eleştiriler haksızsa
o zaman durumunuzu anlatmak ve yolunuza de-
vam etmeniz gerekir. Haklı eleştirileri dinlemiyor-
sanrz, henüz olgunlaşmadığınızı gösterirsiniz; hak-
sız eleştirilerden rahatsız oluyorsanız kendinize
güveniniz yok demektir.
Neden kendi ınsanınıza saygı duyarak yapma-
nız gerekenleri Avrupa Topluluğu'na girmeye bağ-
lıyorsunuz? Neden işkence konusunda içten dav-
ranmıyorsunuz? Neden işkencecileri cezalandır-
ma yoluna gitmiyorsunuz da işkencenin sürmesi-
ne göz yumuyorsunuz? Neden işkence yaptığı
belli olan resmi görevlileri açıkça koruyorsunuz?
Neden onlan yargı önüne çıkarmaya gücünüz yet-
miyor? Demek ki asıl iktidar siz değilsıniz? Ya Öa
bu iktidar da işkence yapanlarla ortak düşünüyor,
ortak hareket ediyor. Neden haksızlıkları, yotsuz-
luklan cezalandırmıyorsunuz? Neden eş dost ka-
yınmayı bile bile önlemiyorsunuz? Toplumda ada-
lete güven kalmamasına neden yol açıyorsunuz?
Bunlann sonuçlannı düşünmek bile istemiyorsu-
nuz. Demokratik ülkelerde üzerinde bile durulma-
yacak öğrenci eylemlerine 'örgüt suçu işlemişler-
dir' diyerek yıllar boyu süren cezalar veriyorsunuz
da asıl örgütlü suçlan işleyenlere gücünüzün yet-
mediğini neden söylemiyorsunuz?
Bütün bunlan yapmak Avrupalı olmayı gerektir-
miyor Bütün bunlan yapmak için 'dürüst, güçlü,
adaletli bir siyasal iktidar' olmak yeterli değil mi?
Bunları Türkiye için yapmanız gerekmiyor mu?
Şimdi Avrupa'ya kafa tutmak için hangi uygar
normlann hangi uygar ilkelerin hayata geçirildiği-
ni söyleyeceksiniz? Bütün emek örgütlenmeleri-
nin önünü kestiniz. İşçi, sendikasızlaştınlıyor. Me-
mur örgütlenmeleri her yolla engelleniyor. Demok-
ratik örgütlenmelerin tıkanması yasadışı örgütlen-
melere yol açıyor, görmezden geliyorsunuz. Yann-
kı gelişmelerin bugünü de aratacağına aldınş et-
miyorsunuz. Sizi uygar dünyaya ortak yapacak
olan, Avrupa Topluluğu'na girip girmemek değil,
topiumu çağdaş uygaıiık düzeyine çıkaracak uy-
gulamalardır.
Yetkin birey yetiştiren eğitim.
Güçlü toplum yaratacak olan örgütlenme.
Devleti denetleyebilecek toplum.
Topiumu üretici kılacak sistem.
Bunlan yapabiliyorsanız Avrupa da dahil htçbir
yere girmeye gerek yok.
Bunlan yapamıyorsanız yalvar yakar da olsa,
tehditle de olsa nereye girseniz önemi yok.
Önemi olan tek şey, kendi insanınız için neyi la-
yık gördüğünüzdür.
Gerisıfasafiso...
Türkiye 3 yıl önce onayladı
Çocuk hakhmmla
hiçgelişme olmcıdı
ANK\RA(Cumhumet
Bürosu) - Uluslararası Ço-
cuk Haklan Sözleşmesi'ne
9 Arahk 1994 tarihinde im-
za atan Türkiye, çocuklara
sağlanması gereken güven-
celer konusunda "bir arpa
boyuyol" alamadı. Sözleş-
mede, 18 yaşmdan küçük-
ler "çocuk" diye tanımlanır-
ken, Türkiye'de yargı siste-
mı kendıni bu düzenleme-
ye uyduramadı.
İlgili yasalar, sözleşme
hükümlerine göre değişti-
rilmediği için 15-17 yaşın-
daki çocuklar, Çocuk Mah-
kemelerinde değil, Devlet
Güvenlik Mahkemesi, Ağır
Ceza Mahkemeleri dahil,
çeşitli mahkemelerde yar-
gılanıyor.
Uluslararası Çocuk Hak-
lan Sözleşmesi'nin birinci
maddesinde 18 yaşından
küçük herkes çocuk olarak
kabul edılıyor. 2253 numa-
ralı Çocuk Mahkemele-
ri'nin Kuruluşu, Görev ve
Yetkileri'ne Dair Yasa'da
ise 15 yaşını bitirmeyen ço-
cuklann yargılanmalannın
bu mahkemece yürütülme-
si öngörülüyor.
Bu konuda yasal boşluk-
lar olduğuna dikkat çeken
Avukat Hande Berktin,
Sözleşme hükümlerine gö-
re yargılama aşamasında
18 yaşından küçük herke-
sin Çocuk Mahkemeleri
kapsamında ele alınması
gerektiğini vurguladı.
Berktin, "16-18 yaşlan
arasındaki çocuklann da
Çocuk Mahkemeleri'nce
yargılanmasını talep etme-
mize karşm. uygulamada
bunu sağbnamryoruz. Sade-
ce çocuk suçluiann sorgu-
lanmasmmcumhuriyetsav-
ahğı tarafindan yaptlmast
talebimizi kısmen saglava-
büiyoruz" dedi.