Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 ARALIK 1997 PAZARTES! • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
Istanbul Y 14 Sinop Y 11 Adana Y 16
Edirne 6 Samsun Y 13 Mersin 16
Kocaelı Y 16 Trabzon
Çanakkale Y 16 Gıresun PB 12 Şanlıurfa
PB 13 Dıyarbakır PB 11
Y 12
Izrnir 16 Ankara 6 Mardın PB
Manısa Y ]2_ Eskişehir 7 Siırt PB 10
Aydın Y 1 4 Konya 6 Hakkâri PB
Denızlı Y 12 Sıvas KY 0 Van PB -1
Zonguldak Y 10 Antalya Y 18 Kars pb -4
Doğu Anadolu'nun do-
ğusu, Güneydoğu Ana-
doiu ıle Doğu Karade- "
nız dışında tüm yurt ya-
AVRU
PB -7
ğışlı geçecek. Yağışlar Helsinkı
genellıkleyağmuryery- stockholm
PB -3
er sağanak şeklınde . _ . „
olacak. Hava sıcaklığı Lonara
PB 2
8
bıraz artacak. Rüzgâr Amsterdam
guneyvebatıyonlerden Brüksel
hafif ara sıra orta kuv-
vette, yurdun Batı ke-
PB
PB
KY 4
sımlerinde yer yer kuv- Bonn
vetfı olarak esecek. Münih
PB 5
PB 3 Milano
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
PB
PB
Y
PB
Y
K
Y
Y
3
5
13
5
5
2
16
7
PB 12
ASYA
Moskova
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflıs
Kahire
PB
B
PB
KY
PB
KY
KY
AB
-6
7
-4
5
7
4
5
20
Şarn AB 14
Açık Parçalı bu'utlu Sıslı Bj iftt'J t Çok bulutlu Yağmurtu Kariı
Trenlere Vakıflar içîn orman kıyımı
koridor
açılacak• Baştarafı 1. Sayfada
daki 85 km'lik bölümün
yüzde 80'ı tamamlanmış
olmasına ragmen orada ke-
sılerek iptal edıldi. Ulaştır-
maya aynlan kaynaklann
yüzde 8O'ı karayollanna
aktanhrken deniz, hava \e
demiryolu ancak yüzde
20'yi üleşebildiler...
Demiryolu kongresinde
işte bu gıbı "ihmaller" tar-
tışilırken, Türkiye'nin bu
"çağdaş uygaıiık trenini"
yeniden yakalayabilmesi
için en önemli planlardan
birinın de "mevcut kori-
doriarda kısalrma projele-
rinin" bır an önce başlatıl-
ması olduğu ortaya çıktı.
Demıryollannın taşıma-
cılıktaki pa>ı 1955'lerde
"v
f
üzde53" iken. bugün bu
oranın '•yüzde 7'ye" düş-
müş olmasındakı tek neden
karayollannın yaygınlaştı-
nlması değildi. Mevcut de-
miryolu güzergâhlan da
ana yerleşme merkezleri
arasında "çok uzun ve do-
lambaçü koridorlardan"
geçıyor. böylece "zaman
ve enerji kaybr da tercih-
lenn karayoluna yönelme-
sinde itici bir faktöroluştu-
ruyor. Örneğin, Ankara-
Samsun arasında altyapı
modernleşse \e hız aıtünl-
sa bile, Ankara'dan Kayse-
ri'ye, oradan Sıvas'a ve Yü-
dızeii üzerinden Amasya ve
Samsun'a dolaşan hattın
karayoluyla yıne rekabet
ederrieyeceği ortada. .'
Devlet Demıryollan
(TCDD) Genel Müdürü
Tekin Çınar, bu tür uzun
koridorlann gerekçesıni
şöyle açıklıyor: "Bizdeki
hemen tüm hatlar 1946ön-
eesine ait. Cumhuriyetin
kuruluş dönemlerinde
ağırlık hep demiryoluna ve-
riktigi için mümkün olduğu
kadarçok yerleşme merke-
zine blı hizmeti götürebil-
mek amacıyla koridorlar
Anadolu'da dolaşürumış.
Ama artık ulaşım yoğun-
luklanna göre bunlarda kı-
saltma yapmak zorunda-
Gerçekten Ankara'dan
Konya'v a da trenle gidebil-
mek ya da yük taşıyabil-
mek için, hâlâ Eskişehir ve
Afyon üzerinden tam 690
km. dolaşmak gerekiyor.
Dolayısıyla da tren tercıh
edılmiyor. Oysa ki
TCDD'nin öngördüğü ye-
ni Ankara-Konya hattı sa-
dece315km. Eğergerçek-
leşirse, 375 km kısalarak,
karayolu çekiciliğini de or-
tadan kaldırabilecek.
TCDD Genel Müdürü Te-
kin Çınar'ın diğer yeni ko-
ridor planlan hakkında
kongrede verdiği bazı çar-
pıcı bilgiler ise şöyle:
• Ankara-İzmir hattı;
Eskişehir-Balıkesir üzerin-
den hâlâ 827 km. Oysa,
"Pölatb-AİTOir baglantısı
sağlanırsa 137 km. kısala-
cak.
• Ankara - Sıvas hattı
Kay sen üzennden 493 km.
Oysa, "Balışeyh-Yozgat"
kondoru açıldığında 126
km. kısalacak ve Sam-
sun'a da bu koridordan ge-
çilebilecek .
• Ankara-İstanbul kori-
dorunun da artık Eskişehir-
Bilecik üzerinden kurtanl-
ması gerekiyor. Bu kori-
dorda hızlı tren projesine
de hizmet edecek en kısa
ve en uygun guzergâh.
1970"lı yıllardan bu yana
"Sincan- Çayırhan-Arifi-
ye" şeklinde belirlenmış
olarak "bekliyor"...
TCDD'nin yeni koridor
planlannda. bunlann dışın-
da "Eskişehir-Bursa-Ban-
dırma", "Burdur-lsparta-
Antalya-Alanya", "Erzin-
can- Trabzon", "Erzincan-
Palu- Di\arbakır~, "Ada-
pa/an- Ereğli-Zongul-
dak", "Karaman-Mer-
sin"... gibı hatlar df'Vaf:
Bütün bu "zbnlnlu'* yeni
hat önenleri. İstanhul Bo-
ğazı Demiryolu Tüp Geçişi
ıle de Asya ve Avrupa'yı
demiryoluyla birbırine
bağlayacak şekılde ulusal
Demiryolu Kongresi'nin
"sonuç bildirgesinde" yer
aldı. Bildirgenin "soncüm-
lesi" ise şu vurgulamayla
noktalandı: "DemiryoUan
için akılcı, gerçekçi ve cesur
politikalar üretilip uygu-
İanmadıkça Türk toplu-
munun çağdaş uygariık dü-
zeyine ulaşamayacağı artık
görülmelidir..."'
Bakalım. Türkiye'yi yö-
netenler, bu gerçeği ne za-
man görecekler. Orneğin,
programda yer aldığı halde
bu kongrenin açılışına ka-
tılamayan ve böylece "bu-
gün ne düşündüğünü"
açıklama firsatı dabulama-
yan Cumhurbaşkanımız
Savın Sülevman DemireL.
CHP Cenel Sekreteri Keskin
6
Yılmaz efeliğe soyunuyor'
İSKENDERUN (Cum-
huriyet Güney İHeri Büro-
sn) - AB'nin Türkiye'ye
karşı tavnnı yanlış bulduğu-
nu söyleyen CHP Genel
Sekreteri Adnan Keskin,
Başbakan Mesut Yûmaz'ın
tutumunu ise 'uluslararası
platformda efeliğe soyun-
mak' olarak nitelendırdi.
Nikâh şahitliği yapmak
üzere tskenderun'a gelen
Keskin, altı aydır işbaşında
bulunan hükümetin hiçbir
şey yapmadığını belirtti.
Yılmaz'ın AB'ye karşı
tavnnı eleştiren Keskin şun-
Özden: Çoğu
zaman yanlış
anlaşıldım
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anayasa Mahke-
mesı Başkanı VektaGungör
Özden. çoğu zaman yanlış
anlaşildığını belırterek
"Türldye'yi Türkiye yapan
ilkeleri savunmak görevini
savsaklamadan yerine getir-
me>«çabşanlaruı destegi güç
vermektedir" dedi.
Türkiye Trafik Kazalan
Yardım Vakfi, Anayasa
Mahkemesi Başkanı Yekta
Güngör Özden'e hizmetle-
rinden ötürü ödül verdi.
Vakfın dün düzenledigi tö-
rende, Özden, Türk el motif-
lerini taşıyan gümüş aynayı,
TBMM Başkanı Hikmet
Çetin'den aldı.
lan söyledi:
"Mesut Yılmaz, Devlet
adamlığı ciddiyetine yakıs-
mav an yaklaşımlar ve tavır-
larda bulunmaktadır. Dış si-
yaset heyecanla götürülmez.
PehUvan manbğıyla yürütü-
lüp "Ben senin sırtmı yere
getirdim' denilemez. AB
Türkiye'ye haksızlık >apü.
Karannı vanlış buluyoruz.
Avrupa hem kendi hem de
Türkiye'nin zaranna karar
vermiştir. Bundan sonra ya-
pılması gereken. heyecanı
kavgaya dönüştünnemek-
tir."
EBRU TOKTAR
ANKARA - Vakıf üniversitele-
rine tahsis edilen ormanlık arazinın
4 bin 875 dönüm olduğu bildirildi.
Istanbul Üniversitesi Ormancılık
Hukuku Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Ertuğrul Acun, Türki-
ye'nin en değerli hazinelennden
biri olan devlet ormanlannırı "Yag-
ma Hasan'ın böreği'* gibi dağıtıl-
dığını söyledi. En büyük peşkeşin
de vakıf üniversitelerine yapıldığı-
nı vurgulayan Acun, "Ağaçlandır-
ma alanı olduğu için korunarak ka-
labilcn İstanbuTun güzelim devlet
ormanlan. vakıfüniversiteteri kan-
dırmacasıyla veni bir kitlesel yağ-
ma>a sahne olmaktadır" dedi.
tstanbul Üniversitesi Ormancı-
lık Hukuku Anabilim Dalı Başka-
nı Prof. Dr. Ertuğrul Acun tarafın-
dan yapılan araştırmada, "vakıf
üniversiteleri kanahyla yapılan or-
man tahsisi" açıklandı. Acun. ünı-
versitelere şımdıye kadar 31 bin
dönüm orman alanı tahsis edilerek
"büyük bir yağmanın" yapıldığını
kaydetti. Ormanlann özel sektöre
devrolmasını yasaklayan anayasa
hükmünün çeşitli şekillerde delin-
diğini kaydeden Acun, "Ancak po-
litikacılar. ana paracdar ve bunla-
ra çakşan çıkarcılann işbirliğiyle
devlet ormanlan değişik yöntem-
lerle özel sektöre verikH" dedi. Va-
kıf üniversitelerine tahsis edilen or-
manlann başanh ağaçlandırma
alanlan olduğuna dıkkat çeken A-
cun. "Bu ormanlar, şimdi bambaş-
ka bir yöntemJe holdingiere para-
sız olarak sunulmaktadır" dedi. A-
cun, devletin kendı elindeki or-
manlan zengın holdingiere çok ko-
mik rakamlarla devrederken kendi
üniversiteleri için yüksek fiyatlar-
la arazi satın aldığını belirtti. Hü-
kümetin devlet üniversitesi öğren-
cisine 1996 yıhnda65 milyon, Bil-
kent öğrencisine 130 milyon lira
destek verdiğine dıkkat çeken A-
cun. vakıf üniversitelen yoluyla
yapılan orman kıyımına şu örnek-
len verdi:
# Prof. Dr. Ihsan Doğramacı.
1980'den sonra hem YÖK hem de
Bilkent Vakıf Üniversitesi Başka-
nı'dır. Bilkent Ünrversitesi, Istanbul
Ünhersitesi'nin devletormanlann-
dan 3 bin 500 dönümü 1990 yüm-
da 790 milyon lira>a satın aldı. Oy-
sa bu ormanın o yılki değeri 10 tril-
yondu. Ancak, 11 orman faküKesi
öğretim üyesi ile 4 öğrenci, saüşın
iptali davası açtL Saüş,23 gerekçey-
le iptal ediklL
• 1990'de Koç Vakıf Üniversi-
tesi, Boğaziçi'nin en güzel yöre-
sindeki birinci derecedeki SİT ala-
nında bulunan bin 930 dönûmlük
devlet ormanlannın tahsisi için
başvurdu. 1 Ekım 1990 tarihinde
tstanbul Bölge Müdürlüğü, 2 yıl
sonra kurulacak "vakıf üniversite-
si açılışında kamu yaran" bulun-
ması nedenıyle tahsıse izin verdi.
26 Nisan 1992 tanhinde Bakanlar
Kurulu, 1930 dönûmlük ormanı 49
yıllığına Koç Vakıf Üniversitesi'ne
tahsis etti.
1992'den 1996 yılına kadar ünı-
versite alanında hiçbir ağaç kesil-
mediği yalanına karşın, Koç Vakıf
Üniversitesi, Istanbul Üniversitesi
Orman Fakültesi Dekanlığfna
gönderdiği yazıda, "üniversite bi-
nalannm bulunacagı yerdeki agaç-
larm göreceği işlemler hakkında"
rapor ıstedi. Dekanlığın görevlen-
dirdiği iki profesörde 180 dönüm-
deki 72 bin ağacın kesilmesine izin
verdi. Kesim karan, anayasaya, Is-
tanbul Büyükkent Nâzım Plam'na
ve yürürlükteki 6 yasaya aykındır.
• 19 Nisan 19%'da 930 dönûm-
lük Tuzla Bmklı Devlet Ormanı,
Sabancı Vakıf L niversitesi'ne tah-
sis edildi. Oysa, a> nı alanın çok da-
ha önceleri tahsis ediunesini isteyen
Milli Eğitim Bakanhğı Erkekfek-
nik Oğretim Genel Müdürlüğü ve
Kadir Has Vakıf İ niversitesi'ne ret
yamtı verilmisti. tstanbul Betediye-
si 26 Temmuz 19%'da, bu tamamı
ağaçlandınlmış ormana ruhsat ve
imar izni verdi.
• Galatasaray Vakıf Üniversi-
tesi'ne Riya Köyü'ndeki Hacı
Beylik Devlet Ormanı'ndan 9 bin
dönûmlük alan tahsis edildi. Ancak
tahsis daha sonra iptal edildi.
• Istanbul VakıfÜniversitesi'ne
Çatalca'da bulunan 1525 dönüm,
Işık Vakıf îni>ersitesi''ne Şile'de
bulunan 490 dönüm devlet ormanı
tahsis edildi
Menzir'în demiryolu atağı
SEYFİÇELİKKAYA
YOZGAT - Bundan yaklaşık 50
yıl önce planlanan. ancak geçen sü-
re ıçensınde zaman zaman günde-
me getinlmesine karşın yaşama ge-
çirilemeyen Balışeyh-Ybzgat-Yıl-
dızeli demiryolu projesı Ulaştırma
Bakanı Necdet Menzir tarafından
yeniden Türkiye gündemıne taşın-
dı. 1986 yıhnda başlanan ve 1996
yılındatamamlanacağı vurgulanan
projenin etüt çalışmalan hükümet-
lerin yeterli ödenek ayırmaması ne-
deniyle henüz tamamlanamadı.
Ulaştırma Bakanı Necdet Men-
zir. tfafik'kaza1aW!drikr»tışı en aza
indirebilmek amacıyla karayolla-
nnda yükün hafıfletilmesi ve de-
miryollannın daha etkin kullanıl-
ması gerektiğini belirtti.
Bakanlığın ilgili birimlerini de
harekete geçiren Menzir, bugüne
kadar hazırlanan ve uygulamaya
• Son yıllarda artan trafik kazalan, unutulan ve tozlu raflara terk edilen demiryollan
projesini Türkiye'nin gündemine yeniden soktu. Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir,
toplu taşımacılığın demiryoluna aktanlmasıyla karayollannın hafifleyeceğini ve
kazalarda da önemli düzeyde düşüş kaydedileceğini belirterek Türkiye'nin dört bir
yanına demiryolu ağının kurulması için kollan sıvadı.
konulamayan tüm projelerin yeni-
den incelenmesinın yanı sıra mev-
cut demiryolu ağının genişletilme-
sı için yeni projeler üretilmesini is-
tedi.
Menzır'intalimatıyla 1950'li yıl-
larda Yozgat halkının ısmmı duy-
maya başladığı ve o tarihte yapılan
etüt çalışmalan sırasında Yozgat'ı
î-çevfeleyen dağlann altında "•sude-
nizinin'" mevcut olduğu ıleri sürü-
lerek. yatınm programından çıkar-
tılan demiryolu projesi de tozlu raf-
lardan indinldi. Balışeyh'ten başla-
yıp. sırasıyla Delice, Derebağ. Bü-
yüknefes İcöylerinden geçerek Yoz-
gat'a ulasacak olan demiryolu hat-
tı, Sorgun. Izibüyük, Şeyhhalil'den
geçip Yıldızeli'ne ulasacak. De-
miryolunun devreye girmesiyle bir-
likte Sıvas-Ankara demiryolu ula-
şımı daha kısa sürede sağlanabile-
cek.
Yıllar sonra yeniden gündeme
getirilen ve ilk kez 1986 yıhnda ya-
tınm programma alınan, ancak bu-
güne kadar bir arpa bt^u dahi yoL
alınamayan demiryoİu projesi için
4 milyar 638 milyon lirahk bır har-
cama yapıldı. 1993 yılında bütçeye
8 milyar 400 milyon lira yatınm
ödeneği konulan demiryolu proje-
sinin etüt-proje çalışmalanran 1996
yıhnda tamamlanacağı bildırildi a-
ma henüz bitirilemedi. Tamamla-
namayan etüt-proje çalışmalannm
kısa sürede tamarnlanmasını iste-
yen Menzir. projeyi yatınm progra-
mına dahil ettirmeye çalışıyor.
Menzir hükümet nezdinde düşün-
celerini kabul ettirebilirse hazırla-
nan projeyle açılması gereken tü-
neller açılacak, yapılması gereken
köprüler ve geçiüer inşa edilecek ve
yol güzergâhmdaki noktalara gar
müdürlükleri ve istasyonlar inşa
edilecek. Buçahşmalarnoktalandı-
ğında. Balışeyh-Yozgat-Yıldızeli
demiryolu hattının döşeme çalış-
malanna başlanacak ve tamamla-
narak hizmete sokulacak.
4
ABD gezîsi verimK geçtT
• Baştarafi 1. Sayfada
ye Başbakanı Mesut Yümaz hosgel-
din" şeklinde gazetelere ılanlar ver-
mesi dıkkat çekti.
Yılmaz, ABD'nin Sunye ile ilgili
görüşünde değişiklik sezdığini söyle-
di. Yılmaz. ".'Vmerikahlar Suriye'nin
teröre destekverdiğini eskisi kadar vur-
gulamak istemiyorlar. İran ve Irak da-
ha fazla üstünde durduğu konulan
oluşturuyor" dedi.
CNN'de sorulan anlamadı
Yılmaz'ın ABD gezisinın en tatsız
tarafi ise CNN ile yaptığı röportaj ol-
du. Yılmaz'ın mülakatındaki başan-
sızlık. kendisine sorulan sorulan anla-
mamasma karşın cevap vermış olma-
sına bağlandı. Yılmaz'ın yakın çevre-
sine de -Sorulan anlamadtğımı fark
etüm, ama yapacak bir şey yoktu" de-
dıği öğrenıldi. VV'ashington Post gaze-
tesi ve ABD'nin BBC'si sayılan saygın
yan resmi televizyon kanalı PBS rö-
portajiannm da Yılmaz'ın CNN'deki
başansız performans yüzünden iptal
edildiği öğrenildi. Diplomatik bir yet-
kili, röportajlann iptaline "Yümaz'ın
programının ağuiığuu ve yorgunhığu-
nu" gerekçe gösterdiklerini belırterek
-Vlaalesef kendisi yöneltilen sorular
karşısında çok pot kınvor. O yüzden
hiç değilse bunu iptal ettik. Çünkü bu
söyleşinin >apılmamasu bizim için ya-
pıİmasından daha yBrarb olacakrj" dı-
ye konuştu.
Bema Yılmaz, Amerika'da lösemili
çocuklan ziyaret etti.
Yılmaz dün Worldwide Associates
Başkanı, eski ABD Dışişleri Bakanı
Alexander Haig ve eski ABD Başkanı
George Bush ıle de bir görüşme yaptı.
Bush görüşmeden sonra "AB'nin ka-
rarlan konusunda ckldi çekingelerinin
bulunduğunu" vurguladı. Yılmaz,
Devlet Bakanı Güneş Taner'in IMF
Başkan Yardımcısı Stanley Fisher ile
yaptığı görüşmeye de katıldı.
Türkiye'den gelen çeşitli holding-
iere bağlı yaklaşık 100 işadamı ve üst
düzey yöneticınin ABD ekonomik çev-
releriyle hiçbir temasta bulunmaması
dikkat çekti. Işadamlanndan bazılan
vakit doldurmak ve eğlenmek amacıy-
la barlara ve striptiz şovlanna gittiler.
Büyük bir bölümü ise heyetteki herkes
gibi bavul satın alarak yılbaşı alışveri-
şi yaptı. Alışveriş sırasında birçok işa-
damı ve yöneticinin büyük miktarda
para harcadıklan gözlendi. Başbakan-
lığa. ulaştırma ve konaklama bedeli
olarak 4 bin dolar ödeyerek Başba-
kan'ın uçağında seyahat etme hakkını
elde edenlerin, vakitlenni ağırlıklı ola-
rak ahşverişle doldurmalan ABD'li
diplomatlarca 'tuhaf karşılandı. Baş-
bakan Yılmaz, ABD'ye kendisiyle ge-
len ışadamlanyla ilgili bir soruyu "Ben
onlara gelmeyin demistim. Kim onlara
gelin dedi ki" diye yanıtladı.
Program zorladı
Mesut Yılmaz, kendi istemiyle ha-
zırlanan programınını gerçekleştir-
mekte zorlanınca bunun suçunu. Dı-
şişleri yetkililenne attı ve "Yanhş prog-
ram haarlanuşlar, nefes akürmadılar.
Durum değerlendirmesiyapmadan bi-
rinci randevunun ardından ikinciye
geçtik. Verimimiz bu nedenle dûstü"
dedi. Oğlu ve eşıyle birlikte Virginia
eyaletindeki pahalı bir Çin lokantası-
na gıderek pekinördeği yiyen Yıl-
maz'ın, burada geleneksel olarak falı-
na da bakıldı. Çin falında Yılmaz'ın
karakteri, "1yi bir yoldaştır, önüne zor
hedefler koyarak ulaşmaya çahşır. İyi
niyetlidir. ancak maddiyatçılık vıkımı
olabifir" şeklinde çıktı. ABD'de gezı-
sinı tamamlayan Yılmaz'm, bugün öğ-
le saatlerinde Türkiye'de olması bekle-
niyor.
AB,MGK
gündeminde
.\NKARA(Cumhuriy«t Bü-
rosu)-Milli Güvenlik Kuru-
lu'nun (MGK), 12-13 Ara-
lık günlerinde Lüksem-
burg'da yapılan Avnıpa Bir-
liği (AB) zirvesinde alınan
kararlar ve sonrasındaki ge-
lişmeleri ağırlıklı olarak ele
alması bekleniyor.
Başbakan Mesut Yıl-
maz'ın ABD'dekı temaslan
konusunda bilgi vermesı
beklenen kurulda, Türki-
ye'nin, AB'ye diğer aday ül-
kelerle birlikte tam üyelik
hedefı konusundaki kararlı-
lığını vurgulaması bekleni-
yor.
MGK bu hafta içinde ya-
pacağı aralık ayı olağan top-
lantısında iç ve dış güvenlik
gelişmelerinin yanı sıra lsla-
mi sermayenin kontrolünde-
ki özel fınans kuruluşlannı
da masaya yatıracak. Irticaı
faaliyetleri destekleyen va-
kıflarla radyo ve televizyon-
lar konusunda gerekli ön-
lemleri alması için hüküme-
te daha önceki toplantılann-
dabildirimde bulunan kuru-
lun, özel finans kuruluşla-
nyla ilgili olarak MGK Ge-
nel Sekreterliği tarafından
hazırlanan raporlan değer-
lendireceği bildirildi.
Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe eskisi gibi
KAYSERI (.\A) - Ankara 1 No'lu DGM
tarafından "Halkı, dinfarkhhğı gözeterekkin
ve düşmanhğa açıkça tahrik etmek" suçun-
dan 1 yıl hapis cezasına çarptınlan ve ceza-
sı Yargıtay'ca onanan RP'li Kayseri Büyük-
şehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe,
"Kimse, 'Türkiye laiktir, laik kalacak" diye
geleceğe iuşkin kehanederde buhınmasın"
dedi.
Geçen yılki RP Kayseri Genişletilmiş II
Dıv^ın Kurulu toplantısmda yaptığı konuş-
ması nedenıyle hapis cezasına çarptınlan
Karatepe, partisinin bugün yapılan genişle-
tilmiş il divan kurulu toplantısmda da ana-
yasanın ikinci maddesinde sıralanan, Türki-
ye Cumhuriyeti'nin "değiştirilmesiteklifedi-
İemez" temel niteliklerinden olan laıklik
aleyhinde sözler sarf etti.
Toplantının yapüdığı Kayseri Büyükşehir
Belediyesi Düğün Salonu'na girişinde, "Mü-
cahit Karatepe", "Kavseri senink gurur du-
yuyor" sloganlanyla ayakta alkışlanarak kar-
şılanan Karatepe, "ömründe çok eziyet çek-
tiğini, ancak belediye başkanhğı döneminde
çektiği eziyet ve zulümlerin bunlann hepsini
bastırdığını" söyledi.
Karatepe, "Siz RP'den belediye başkanh-
ğı yapmanın ne kahuv ne zulüm olduğunu bi-
Uyor musunuz? Hapishane, şunlar bunlarba-
na vız gelir. belediye başkanlığı yaptığım dö-
nemdeki baslazulüm ve kahıriann yanında"
diye konuştu.
"Her şeyin bir sonu oktuğunu" ifade eden
Karatepe, şöyle devam etti: "Cenabı Allah
takdir eder, biz de öpüp başımıza koyanz.
Ancak bizi okutanlara vicdan borcum var.
Onu hizmet ederek ödemek isterim. Bundan
önce nasıl ki cemaatimin bir adun önündeol-
maya, onlara yol göstermeye, onlara doğru-
yu işaretetmeye gayret gösterdiy sem, bundan
sonra da son nefesimi verene kadar, cemaati-
min önünde sürekli olarak hakkı, sürekli ola-
rak doğnıyu teUdn etmeye, nifakla, fitneyle,
fesatia möcadele edeceğime söz veriyorum.'"
Karatepe, 2 ay süreyle Hıristiyanlığı ince-
lediğini, bu dinin mesajlannın da 250 yıl son-
ra kabul edilmeye başlandığını belirterek
şunlan söyledi:
u
250yıIboyuncaHıristiyan-
larbüyükeziyetler, çileterçekti. Onlara bu çi-
leyi çektiren Roma Imparatorluğu'nun Kay-
zerleriydi. Ama, Roma Kayzerkri de 250 yıl
sonra boğazlanna haç taknlar. Inanç müca-
delesi bakidir. "Türkiye laiktir. laik kalacak-
tır' divorlar. LaikUğin tarihi ne kadardırTür-
kiye'de? Kaç yıldan beri laiklikten söz edili-
yor? 'Türkiye falancanın yolunda gidecek-
tir' denüiyor. Kaç yıldan beri gidilrvor onun
yohından. Kimse. 'Türkiye laiktir, laik kala-
cak' diyegeleceğeifişkin kehanetlerdebuhın-
masın. Evrensel bir hakikat var ki bu da ila-
himesajlannhakikatKİır.Bakikalanhepdin-
ler ohnuştur. Bütün insanlara bağlı ideoloji-
ler. insanlara bağlı fikriyaüar. insanlara bağ-
lı programlar, insanlann şahsında ortaya çı-
kan yönetim biçimleıi şunlar bunlar. bunla-
nn hepsi banktır, hepsi geçecektir."
Karatepe, bir gazetecinin "Izüı alarak
Kayseri'den aynlmasının Atatürk'ün Kayse-
ri'vegeüşinin 78. yıldönümü kutiamalan
rl
yla
ilgili olup olmadığını sorması üzerine, şun-
lan söyledi:
"Bu konuda hiç sıkmtı duymadum. Baştan
beri Atatürk'ün şahsu yaptıklan, haürala-
nyiabenim bir probtemim obnadLBir adam
'Kemalistim. Atatürkçüyüm' dedi, ben ODU
taklit ettim. Yine ederim. Yani Türkiye'de şu
kadar Kemalist varsa bunlann yapüklan
Atatürk'ü bağJamaz. Bunlann yapbklannı
eleştirmek de Atatürk'ü ekştirmek değBdir.
Atatürkçülük kimsenin tekelinde degİldir.
Benim proMemim Mustafa Kemal'uıyaptık-
lanyla şahsıyla ilgili değildir."
"Türkiye'nuı bugün Kemalistlerle proble-
mi olduğunu" ıddia eden Karatepe, "Kendi-
sini Kemalist kabul eden birtakım insanlar,
Türkiye'nin geüşmesinin,demokratikleşme-
sinin önünü tıkamaktadır. Bu işe de Ata-
türk'ün şahsını alet etmektedir. Bunlar Ata-
türk'ü istismar etmektedir. Türkiye'de sade-
ce benim değO, kendini demokrat kabul eden
binlerce, miryonlarca insanın bunlarla prob-
lemi vardır'' diye konuştu.
»Gok guruttülu
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
de: "Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni dönem."
Dürbünü ters çevirirsek, yeni dönem açma bu-
güne kadar yapılanlarta bir yere vanlamadığını gös-
teriyor.
ABD Başkanı Bill Clinton her sabah dünya ha-
ritasına bakarmış ve Türkiye'nin ne kadar önemli
olduğunu bir kez daha anlarmış.
Yılmaz'a böyle söylemiş...
Clinton, Türkiye'nin önemini haritaya bakarak
aniıyorsa, yandık...
Ahh Clinton... Bu atış kaç ton...
Bize bir çift güzel söz söyle, varsın yalan olsun...
Biliniyordur ama yeri gelmişken vurgulayalım.
Biz dünya haritasını "Avrupa merkez" olarak ka-
bul ediyoruz. Ortada Avrupa, sağda Asya, solda
ABD...
Çin'de ise dünya haritası şöyle:
Ortada Çin, sağda ABD, solda Avrupa...
Amerika kıtasındaki ülkelerin haritasında da or-
tada bu krta var. Solda Asya, sağda Avrupa...
Görüldüğü gibi dünya yuvarlak. Çizgiyi nereden
çekerseniz, orasını merkez yapıyorsunuz...
CNnton'ın haritasını bırakıp, Yılmaz'la görüşme-
sine geçelim. Söylenen o ki, ABD Başkanı görüş-
me sırasında arada bir Yılmaz'ın dizine dokunmuş.
Buna tabıi kı farklı yorumlar getirilebilir ama, ilk ak-
la gelen şu:
"Bay Yılmaz bu gidışle yakında dizinizi döve-
ceksiniz..."
Görüşmeler zinciri içinde yapılan açıklamalarda
dikkati çeken bir konu da şuydu:
Türkiye ile ABD enerji alanında işbirliği yapma
karan aldı. ABD Enerji Bakanı Pena bir süre önce
Türkiye'ye gelmiş. Ortak neler yapılabilir, onu araş-
tırmıştı. Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye'deki enerji ya-
tınmlanndan ve özelleştirilmelerinden aslan payı-
nı ABD almaya hazırlanıyor. O zaman, tabii ki ABD
de aslanlar gibi Türkiye'nin yanında yer alacak.
Yılmaz, New York'ta aldığı "seçkin devlet ada-
mı" ödülünden sonra VVashington'da da "seçkin
lideriik" ödülünü aldı. Her şey ayağına getirilen
böyle bir lider tabii kı "seçkin" ödüller alacak.
Yılmaz'ın ödülden sonra geziyi değerlendirirken
yaptığı, "Türkiye-ABD ilişkileh ekonomiye yöneli-
yor" yorumunu önümüzdeki günlerde biraz daha
açmak gerekecek...
Tabii yakında Yunanıstan'dan da önemli bir ko-
nuğun ABD'ye grtmesi gerekiyor. Denge bakımın-
dan... Clinton sanırım haritaya baktıkça Yunanis-
tan'ın önemini de anlıyordur...
Enflasyon fincanı...
Görüşmelerjn önemli bir ayağı da IMF ile görüş-.
melerdi. Konu IMF oluncaakla ilk ekonomiden so-
runlu Devlet Bakanı Güneş Taner geliyor. Güneş
Bey, ABD Başkan Yardımcısı Al Gore ile görüşme-
si sırasında fincanı düşürmüş...
Enflasyon sanmıştır...
IMF cephesinden gelen haberler şu yönde:
"Biz Türkiye'ye söyleyecepimizi söyledik. Top
onlarda; ister kabul ederler, ister etmezler..."
Söylenen de ilkbaharda kısa vadeli program.
Programda doğal olarak çalışanlar lehine bir gram
yok. Halk dilinde bu tür programlann adı şudur:
"Kemer sıkma, semer vurma..."
Yılmaz ABD'de iken Dışişleri Bakanı Ismail Cem
de, NATO'nun genişleme toplantılan için Avru-
pa'daydı. AB'nin, "Türkiye karannı gözden geçir-
sin" değeriendirmesine Cem'in yanıtı şu:
"AB karannı gözden geçirsin..."
Marta kadar çok yoğun diplomatik trafik yaşa-
nacak. Görünüşe bakılırsa, AB'de başı çeken tüm
ülkeler Türkiye'nin ıçine düşürüldüğü duruma üzül-
müş. Hani neredeyse bizim onlan teselli etmemiz
gerekecek. Ama kazıyınca altından başka şeyler
çıkıyor. AB yetkililennin sık kullandığı sözcüklerden
biri şu:
- Hayal kjnkJığına uğradık...
AB bir kınklık içinde, ama bu sanırım "hayal" de-
ğil, hayâ kırıklığı...
Ismail Cem: Biz değil, AB
durumunu gözden geçirsin
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Dışişleri Bakanı
tsmail Cem, Türkiye'ye
"durumunuzu gözden ge-
çjrin" uyansında bulunan
Avrupa Birliği'ne (AB).
"Dunımunuzu siz gözden
geçirin" karşılığını verdi.
Türkiye'nin Avrupa Kon-
feransı'na katılmama kara-
nnı bir kez daha vurgula-
yan Cem. "Konferansa ka-
ülmak demek, Simitis'in
de daha sonra yorumladığı
gibi Kıbrıs Rum kesiminin
aday lığını meşru olarak ka-
bul etmek anlamını taşır"
diye konuştu.
AB ile ilişkiler konusun-
da Cumhuriyet'in sorula-
nnı yanıtlayan Cem,
AB'nin, Avrupa Konferan-
sı'na Türkiye'nin katılma-
sı yönündeki baskılanna
dikkat çekti. Cem, "Benim
yanıüm; 'Hayır. hükümeti-
miz bunu kabul etmediği-
ni açıkJadı. Aynca bize
sunduğunuz, beklentileri-
mizi karşılamıyor' cevabı-
nıverdik" dedi.
Türkiye'nin hassas oldu-
ğu çok önemli iç ve dış ko-
nulan AB platformunda
tartışmayı doğru bulmadı-
ğını kaydeden Cem, "Kon-
ferans konusunda Başba-
kan gayet kesin açıklama
yapmıştır. Kaldı ki benim
de doğrusu düşüncem o
doğrultuda" dedi.
Cem, Başbakan Mesut
Yûmaz'ın, AB'ye üyelik
başvurusunu çekme yö-
nündeki açıklamasının hü-
kümette çatlak yaratıp ya-
ratmadığı yönündeki soru-
ya ise "Sayın Başbakan
sonra bu sözleri düzeltti
zannedjyorum. Dünkü (ön-
ceki gün) açıklamalan bi-
raz daha farklı'' karşılığı-
m vermekle yetindi.
Cem. AB üyesi 8 ülke
arasında serbest dolaşım
sağlayan Schengen Vizesi
vermede Yunanistan'ın
yetkili kılınması girişimi-
nin ise "kasıtiı" olduğuna
dikkat çekti.
Yine AB'den dönen bu
girişim karşısında Türki-
ye'nin gerekli yanıtı verdi-
ğini ve bu önerinin redde-
dildiğini kaydeden Cem,
politik olarak Yunanis-
tan'ın bundan pay çıkar-
maya çahştığını söyledi.
AB üyesi ülkelerin girdi-
ği ihalelerin iptal edilmesi
yönünde hükümetçe alın-
mış bir karar olmadığını
belirten Cem, gûmrük bir-
liği ile ilişkileri ise ayn tut-
tuklannı vurguladı.
Dışişleri Bakanı Ismail
Cem, Yunanistan'la yasa-
nan "casus kria" konusun-
da Türkiye'nin doğru bir
tutum izlediğini belirtir-
ken, "Biz doğru bir şey
yapük, uydurma bir olay
değildi. Buna uydurma bir
olayla cevap veririer mi,
vermezler mi bilemiyo-
rum" diye konuştu.