25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ARALIK 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER YOK kararıııa vetoKapatılma karanna karşı çıkan AÜ Eğitim Bilimleri Fakültesi, üniversite senatosuna gidecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi (EBF) kapatıhyor. Ülkenin gereksinimlerine göre ögretmen yetiştırmek amacıyla tüm eğitim fakültelennı yeniden yapılandırma karan alan Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi'ni de aynı kapsamda değerlendinyor. YÖK ile uzlaşamayan Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, konuyu üniversite senatosuna götürmeyi kararlaştırdı. "Eğitim Fakültelerinin Yeniden Yapüandınlması" adını taşıyan çalışma, üniversitelerdeki eğitim fakültelerinin kontenjanlannı ve uygulanacak programlan tamamen değiştiriyor. YÖK, eğitim fakültelerinde uygulanacak öğretmen yetiştiıme lisans programlannda yer alan dersleri, kredileri ve tanımlan ise Ocak 1998'den itibaren bildıreceğini açıkladı. Yenı düzenleme çerçevesinde "Ököğretim Bölümü, Türkçe Eğitim Bölümü, Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Beden Eğitimi ve Spor Bölümü, Eğitim Bilimleri Bölümü, Bilgisayar ve Oğretim TeknolojUeri Bölümü, Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanlar Eğitimi Bölümü, Ortaöğretim Sosyal Alanlar Egrami Bölümü" adlı yeni bölümler açılırken, var olan tüm bölümler kapatılacak. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi ise YÖK karannı, özerk üniversite modeline aykın buluyor. EBF'nin "yeniden yapılandırma" projesinin dışında kalmalan için YÖK yetkilileriyle yürüttüğü görüşmeden çözüm alamadığı, konuyu üniversite senatosuna götürmeyi kararlaştırdığı öğrenildi. EBF, YÖK karanna şu gerekçelerle karşı çıkıyor: • Ankara Üniversitesi'nde eğitim fakültesi yoktur, eğitim bilimleri fakültesi vardır. Bu ad. yasayla korunmaktadır ve ancak bir yasa ile değiştirilebilir. • YÖK, fakülteye uygulanacak programlan antidemokratik bir anlayışla dayatmaktadır. Oysa programlar, yasanın da belirttiği gıbi fakülte bölümlerinde oluşturulur ve üniversite senatosunda tartışılarak onaylanır. • YÖK, üniversitelerdeki anabilim dallannı ve bölümleri kapatıyor. Buradaki öğretim üyelerini de ilgileri olmayan yerlere gönderiyor. • Yeni düzenleme ülke gereksinimlerini sadece "öğretmen" noktasına indirgerken, eğitim uzmanlannın önemini gözardı ediyor. Ankara Üniversitesi EBF, Türkiye'nin gereksinim duyduğu çok sayıda eğitim- yönetim planlamacısı, halk eğitimcisi, eğitim programcısı, eğitim psikoloğu yetiştiriyor. Şimdi bu bölümler kapatılıyor. • EBF, 60'a yakm öğretim üyesi, 32 yıllık geçmişi ve yayınlan ile mezunlannm yüzde 60'ının Milli Eğitim Bakanlığı dışındaki kamu ve özel sektör kurumlannda görev yaptığı gelişmiş bir fakültedir. Böyle bir fakülteyi işlevsiz kılmak, hangi sonınu çözecektir? IU'nün yeni rektörü Alemdarosluİstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanı Süle>man Demirel, üniversitelerinde yapılan seçımlerde en çok oyu alan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nu İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne, Prof. Dr. Engin Ataç'ı da Anadolu Üniversitesi Rek- törlüğü'ne atadı. YÖK Genel Kurulu 19 Arahk'ta yaptığı toplantı- da. tstanbul ve Anadolu üniversitelerinde 15 Ara- lık'ta yapılan rektör adayı belirleme seçimi sonuçla- nnı ele aldı. Her iki üni- versitede yapılan seçimler- le belirlenen 6 adayın sayı- sını 3'e mdiren YÖK, bu üniversiteler için belirledi- ğı 3'er kişilik rektör adayı listelennı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ona- yına sundu. Cumhurbaşka- m Demirel, YÖK'ün, 2547 sayilı yasa gereği kendisi- ne sundugu adaylar arasın- dan üniversitelerinde yapı- lan seçimlerde 625 oy alan IÜ Rektörlük Danışmanı ve Cerrahpaşa Tıp Fakül- tesi Cerrahi Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nu İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne, 295 oy alan Prof. Dr. En- gin Ataç' ı da Anadolu Ünı- versitesi Rektörlüğü'ne ata- dı. Prof. Dr. Alemdaroğlu, yıl sonunda görev süresi sona erecek olan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Berkarda'mn, Prof. Dr. Engin Ataç da Anadolu Üniversitesi Rek- törü Prof. Dr. AkarOcal'm yerine göreve başlayacak. tÜ'de yapılan seçimde Rektörlük Danışmanı ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu 625, tstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mesut Parlak490, Üni- versite Öğretim Üyeleri Demeği Genel Başkanı ve SBF Maliye Bölümü Baş- kanı Prof. Dr. Burhan Şe- natalar 454, Iktisat Fakül- tesi eski Dekanı Prof. Dr. Esfender Korkmaz 367, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şefîk Dursun 19, rektör yardım- cılan PTof. Dr. Ergun No- mer ve Prof. Dr. Sait Gü- ran da birer oy almıştı. Anadolu Üniversite- si'nde yapılan seçimde de Prof. Dr. Engin Ataç 295, Prof. Dr. Semih Büker 66, Prof Dr Ergül Han 15, Prof. Dr.Hikmet Seçim, Prof. Dr Erhan Türker, Prof. Dr. Rıdvan Karluk, Prof. Dr. Semih Bektöre, Prof. Dr. Musa Şenel ve Prof. Dr. Ozcan Uçkan ise birer oy almıştı. prof. Alemdaroğlu fclmdir? tÜ 'nün yeni rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, 1939'da Trabzon'da doğ- du. IÜ Tıp Fakültesi'ni bitiren Alemdaroğlu, Cer- rahpaşa Tıp Fakültesi Cer- rahi Kliniği'nde asistan. doçent ve profesör olarak görev aldı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı Başkanlığı ve dekan yardımcılığı yaptı. 'lH TJttirnnİvPİİ kndin ÜVPİPrİ Ana>atan Partisi'nin tmraniye'ye ın umranıyen naaın uyeıerı b a ğ h Ç e k m e k ö y BeMe T e ş k ü a ü >n a 800 kadırun üye olnıası dola\xsıyia diin Ümranhe'de kahvaKdı bir toplanü düzenlendL ToplantıyaANAPTı Fatih Belediye Başkanı Sadettin Tantan, Maİtepe Belediye Başkanı Bahtiyar Uyaruk, ANAP tstanbul Ü'Sekreteri Rıfat Şenkardeş ve Htöfdıft Komisyonu Başkanı Saime Güldür katıldı. Toplanüda konu- şan Farih Belediye Başkanı Sadettin Tantan, Türki>edeki en büyük eksikliğin nitefikli insan yetişti- rilmemesi olduğunvbelirtti. Tantan, kadınlara seslenerek 'çocuklannı açık görûşiü ve lütetikM birer insan olarak yetiştirmelerinf istedL (Fotoğraf: tPEK YEZDANl) CHP Gençlik Kolları'nın hazırladığı Tunceli Raporu' 'Güneydoğu Türkiye'nin sonınu' İstanbul Haber Servisi - Güneydoğu sorununun bölgesel değil, bütün Türkiye'nin sorunu olduğu belirtildi. CHP Gençlik Kollan'nm Malatya, Elazığ, Tunceli, Urfa. Adıyaman ve Gazıantep illerini kapsayan gezi sonucu hazırladıklan "Tunceli Raporu Tl nda Güneydoğu ya da Kürt sorunu olarak adlandınlan sorunun Türkiye'nin her sorunuyla ilişkili olduğu ve enflasyonun ana nedeninin Güneydoğu'daki silah harcamalan olduğu kaydedildi CHP Gençlik Kollan Genel Başkanı Erhan Baydar, CHP Erzincan Milletvekili Mustafa KuL CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sinan Yerlikaya dün CHP Bağcılar tlçe Merkezi'nde Tunceli Dosyası hakkında bilgi verdiler. CHP Gençlik Kolan Genel Başkanı Erhan Baydar, yetkililerin Güneydoğu'da yaşanan sorunlan bildığini belırterek, "Bölge halkının yüzde 9O'ı ulusal bütünlük içerisinde çözüm istiyor. Ekonomik sorunlar çözülmeden hiçbir şey çözülemez. Ekonomik kalkınnıa kurulu kurulmah, bölgenin özel ihriyaçlan için özel kanunla 4 milyar dolar verilmeUdir" Başhekimden hekime dayak• SES Kırklareli Şube Başkanı Uçar, kendisinin görüşlerini paylaşmayan personeli üzerinde baskı uygulayan devlet hastanesi başhekiminin görevden alınmasını istedi. tstanbul Haber Servisi - Kırklare- li Ana Cocuk Sağlığı Sorumlusu Dr. AtiUa Ergenekon, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi olduğu için kendisıni dövdügü- nü ileri sürdüğü Kırklareli Devlet Hastanesi Başhekimi Erdenay Işık- sal hakkında Cumhuriyet Savcılı- ğı'na suç duyunısunda bulundu. Sal- dınnın, KESK'in 11 Aralık tanhin- de gerçekleştirdıği iş bırakma eyle- miyle aynı gün oldugunu belirten Er- genekon. "Bu, başhekimin ilk saldh- na değiL Sağgörüşlü okiuğuiçin ken- disi gibi düşfinnıeyenlere düşmanca davranıyor" dedi. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçi- leri Sendikası (SES) Kırklareli Şube üyesi Dr. Atilla Ergenekon, kendi bi- rimınin sağlıkmüdürlüğünebağh ol- duğunu belirterek olay günü başma gelenleri şöyle ozetledi "Birimimi- zin üstündebulaşKi hastahldarvar. Bu- ranın kanalizasyonundaki birsorun- dan biz etkUenryoruz. Başhekimi hiç tanımam. Ama bu sorunu aktarmak için kendisine gittigimde arkamdan saldırdı. İki temizükçiye 'tutun onu' diyerek bcni etkisû hale getirdi ve yumruk ara." Ergenekon, Erdenay Işıksal ve Hastane Müdürü Arif Do- ğan hakkında Cumhuriyet Savcılı- ğı'na suç duyunısunda bulundu. Er- genekon aynca, basın yoluyla saldı- nda bulunduklan gerekçesiyle Ye- şılyurt Gazetesi sahibi FJmasCankurt Yazıışleri Müdürü Savaş Eskici ve Haberler Müdürü Mahmut Önder Gûven ıleGerçek Gazetesi Yazıişle- ri Müdürü Sami Gfincan hakkında da suç duyurusunda bulundu. SES Kırklareli Şube Başkanı Ha- bil Uçar da Başhekim Işıksal'm da- ha önce pek çok kişiye saldırdığını söyledi. Hastane çalışanlannın baş- hekimden korktuklanm belirten Uçar, şöyle devam etti: "Kırklarefi Devlet Hastanesi1 nde çalışma banşı bozulmuştur. Çalışma bansının yeniden oluşması için baş- hekimin görevden uzaklaşünlması gerekiyor. Bundan sonra doğacak olaylannsorumlusu IşıksaTı görev- den uzaklaşOrmayan vetkililer ola- cakûr. SES olarak >apılan saldınyı şkkletle kınıyoruz." Telekom 'da haraç dönemi İZMİR (CumhuriyetEge Bürosu)-Türk Telekom, ha- berleşme ücretlenne yaptı- ğı zamlann yanı sıra abone- lere yeni bir yük getirdi. 1 Ocak 1998'den itibaren abo- nelerden 50 kontörün karşı- lığı aylık sabitücretolarakalı- nacak ve karşılığında kon- törhakkı tanınmayacak. Hiç konuşma yapmayan abone bugünkü fiyatla her ay 400 bin lira ödeyecek. Kontöre zam geldikçe ödenti yükse- lecek. Zamlara büyük tepki gösteren Haber-Sen, yaptığı açıklamada, "Buzambryok- sul insanlann çaresizliğine indirilen yeni bir darbedir" yaklaşımuu getirdi. Yurttaş- lar da uygulamayı "haraç" olarak nitelendirdi. Kontör ücretini 8 bin lira- ya yükselten Telekom, orta jeton fıyatmı 40, büyük je- tonu da 120 bin lira olarak be- lirledi. 30'luk kart 250,60'lık kart490. 100'lük kart 810, 120'lik kart ücreti de 970 bin liraya yükseltilirken, en önemli değişiklik de abone- lerden her ay alınacajt 50 kontör karşıhği ücret oldu. 1 Ocak 1998'den geçerli olacak uygulamayla abonelerden "ayhk sabit ücret" karşılığı olarak alınacak 50 kontör karşılığı ücrete konuşmahak- kı tanınmayacak. Bu uygu- lamayla evinde telefon olan herkes bir ay boyunca tele- fonunu hiç açmasa bile 400 bin lira ödemiş olacak. Kon- tör fıyatianna yapılacak zam- la da bu rakarn artacak. ln- dinmli telefon kullananlarda da bu ücret, indirime gidil- meksizin alınacak. Yurttaş- lar bu uygulamaya büyük tepki gösterirken uygulama- yı "haraç" olarak niteledi- ler. Telekom çalışanlan, tep- kilerini dile getirirken ken- dilerinin de bu uygulamanın içine alındıklannı ve indi- rimli telefon kullanmalanna karşm tam tarifeden para öde- mek zorunda bırakıldıklan- nı belirtirlerken, Haber-Sen yaptığı açıklamada şu görüş- lere yeT verdi: "Hükümetin kamuoyuna deklare cttiği KİT ürünleri- ne 6 ay zam yapmama poli- tikasına rağmen Telekom zamlannısürdürüyor.Bu kez yayunlanan genelgeyle tüm Telekom hizmetlerine zam >apüdı. Tüm hizmedcrin te- sis, nakü. de\ir ücretleri ar- unldı. Tekel konumundaki Teiekom'un hizmederineya- pılan bu zamlar yoksul in- sanlarmçaresizfiğİDeindirlen yeni bir darbedir." AYDINLAISfMA EMRE KONGAR Zina ve Kafkas Tebeşir Dairesi Sayın milletvekHlerimiz, devletin, en mahrem bi- reysel ilişkilere müdahale etmesinde, yatak oda- lannda zaptiye görevi yapmasında yarar görüyor. Ama iş kendilerine geldiğinde, kabadayılık, sah- tekârlık, dolandıncılık ve benzeri ahlaksızlıklan yap- tıklan takdirde, dokunulmazlık zırhının arkasına sı- ğınmayı uygun buluyorlar. Işin seçmenlerin tepesini attıran yanı ise insa- nın aptal yerine konmasr. Devletin, anayasa ile korunmuş olan özel haya- tın gizltliği hakkına bile ters düşen cinsel zaptiye- lik yapma görevi 'kadın erkek eşitliği' adına, ah- laksızlıkların ve sahtekârlıkların dokunulmazlık zır- hıyla korunması ise 'siyasal özgürlük' ve 'demok- rasi' uğruna yutturuluyor ya da yutturulmaya ça- lışılıyor. Üstelik 'zina' pek doğal olarak sadece vatandaş için cezalandınlacak bir suç. Çünkü milletvekili iseniz, dokunulmazlığınız var. ••• Ben, tüm yaşamı boyunca Türkiye'de Meclis'in önemini, demokrasilerde parlamentonun tek ve bi- ricik çıkış ve kurtuluş yolu oldugunu savunmuş bir üniversite hocasıyım. Üstelik bu tavrımı, bugünkü ucuz demokrasi kahramanlarının yaptığı gibi kendi çıkarianm için ve demokrasi şampiyonluğunun kolay olduğu dö- nemlerde de koymuş değilim. Bizim CHP, TİP ve bazı sivil toplum kuruluşlan ile birlikte demokrasiyi savunduğumuz, Meclis'e duyulması gereken güveni vunguladığımız dönem- ler, silahlann atıldığı, bombaların patladığı ve sa- dece demokrat olduklan için öldürülen mes- lektaşlanmızın ardından ağladığımız 196û"lı ve 1970'liyıllardı. Şimdi 'döndüğünü' ıftiharia belirterek siyasal ya da parasal rantlann üzennde oturan o zamanın ih- tilalci solculan, biryandancanımızıtehditederöte yandan da satılmışlığımızı ilan ederek şeref ve hay- siyetlerimizle oynarlardı. Devlet içindeki çeteler aracılığı ile bu toplumda hâlâ şiddet ve terörlerini sürdüren sağcı katiller ise ülkücülükyadamilliyetçilikadıaltındaünıversite- lerde fütursuzca cinayet işlerlerdi. O dönemlerin tüm zorluklannı yaşamış olan Ece- vit ve Baykal, yine bugünkü milletvekilleri grubu içinde. Üstelik ikisi de lider konumunda. O dönemlerin yetiştirdiği bir başka sosyal de- mokrat politikacı HikmetÇetin, bugünkü Meclis'in başkanı. Zaman zaman bugünkü milletvekillerinin sevi- yesi, Meclis'in kalitesi ve üretkenliği hakkında ne düşündüklerini doğoısu çok merak ediyorum. Ben hâlâTürkiye için tek ve biricik çıkış yolunun, Meclis'ten geçtiğine ve geçeceğine inanıyorum. _ Bu yazıdaki eleştirilerimi de o yüzden kamuoyu- nun dikkatine sundum. • • • Değerli yönetmen Yücel Erten, Brecht'in ünlü 'Kafkas TebeşirDairesi' adlı oyununu İstanbul Şe- hir Tıyatrolan'nda sahneye koydu. Bugünlerde Harbiye'de devam eden oyun, tam bir sanat yapıtı: Metniyle, rejisiyle, oynanışıyla, 'epik' tiyatro anlayışında bir devrim olarak nıtele- nebilir. (Yirmi beş yıl kadar önce aynı oyunu Meh- met Ulusoy da inanılmaz bir güzellikte sahneye koymuştu). Pek doğal olarak 'Ortodoks epikçiler' (tabıi öy- le bir grup varsa) bu yargıma karşı çıkabilir. Ama unutmasınlar ki epik tiyatro, izleyiciye kon- ferans verir gibi oynanan ya da her an onu canın- dan bezdirircesine yabancılaşttran tiyatro demek degildir. Zina ile Kafkas Tebeşir Dairesi'nin ilişkisini me- rak edenler ise oyunu görsünler. Mehmet Ulusoy ve Yücel Erten gibi iki ustanın iki farklı yorumuyla şanslı Türk seyircisine sunu- lan oyunda, sadece duygusal düzeyde kalmış olan bir 'zina' olayı, aslında göze çarpmayan bir aynn- tı. Aynen dört kanya ve besleyebildiğin kadar ca- riyeye cevaz veren ve bununla da yetinmeyip, 'mu- ta nikâhını' bile icat eden bazı politikacıların da desteğini alan yeni zina kanununun simgelediği gi- bi bazı çelişkileri vurgulayan bir aynntı. U ' - l Medya notu: Yeni RTÜK yasa tasarısı neler ge- tiriyor? Basında ve televizyonda tekelleşmeye ve bu tekelleşmeye ek olarak devlet ihalelerinde te- kel gücünün kullanılmasına olanak mı veriyor, yok- sa şeffaflaşmayı mı sağlıyor? Ya da her ikisi de bir- den mi? Konu, başta Ali Kırca'nın Siyaset Mey- danı olmak kaydıyla pek çok programda tartışıl- maya layık bir önemde bence! e-posta:Emre.Kongarw raksnet.com web sayfas>: http:/remzi.com.tr/yazar. html Melahat Togar cumhuriyetten önce doğdu; cumhuriyetin ilk öğretmenlerinden biri oldu 'Yükseldere çıktım ve alçaklara iııcliııı^ FİGEN ATALAY 1909 yılında doğan Tongar, yapüğı çevirilerie hâlâ üretmeji sürdürüyor. Üzennde siyah dar bir etek ve bluz var. Boynundaki siyah eşarp, kolyesi ve küpeleri, giysisini ta- mamlıyor. Görünümü onun için çok önemli. Fazla kilo almama- ya çalışıyor. cumhuriyetten'ten epeyce önce doğmuş ama cum- huriyetin ilk öğretmenlerinden biri olmuş. 89 yaşında ve hâlâ üretiyor... 1909 yıhnda doğan Melahat Togar. "Yüzyılı gördüm"diyor ve ekliyor: "Yükseklere çıktım ve alçaklara indim" İlkokul dördüncü sınıfa kadar evde genç bir hocadan ders alan Togar kendini. "Oğrenmeye çok hevcsliydim. Çocukluğundan be- ri yenişeyler öğrenmekisterdim " diye anlatıyor. O zamanlar altı yıl olan ilko- kulu üçüncülükle bıtiriyor. Bu arada, 80 yıl öncesinin ilköğreti- £ eviri yaparken, çok titiz ve özenli çahştığmı söyleyen Togar, Arapça ve Farsça kelimelerin atılmasından sonra Almancadan Türkçeye çeviri yapmakta zorlandığını, Tûrkçeden Âlmancaya çok daha güzel çeviriler yaptığını belirtiyor. miyle ilgili bir anekdot anlatıyor: "Ben gerek evde. gerekse gitti- ğim okuflarda çok iyi eğitim akfam. O zamanlar okullarda dayak. şid- det yoktu. Ama okulmüdiresiçok akıllı bir hanımdı. Bir gün okul- da bir hırsızlık olayı oldu. Müdi- re hanun hepimizitopladıve 'şim- di size bir taş tutturacağım ve bu işiyapanın yüzünden suçu beffi ob- cak. O yüzden kim yapüysa orta- yaçıksm' dedi. Ben buna inandım. Müdire hanım sahiden de hırsızı buldu." Melahat Togar, ilkokuldan son- ra koleje gitmek ishyor ama ai- lesinin maddı durumu bozuldu- ğu için İstanbul Lisesi'ne kay- dolmak zorunda kalıyor. Her sa- bah Emirgan'daki köşkten okula gitmek zor geldiğı için de yatılı olarak Çapa Öğretmen Lisesi'ne geçiyor. Bu arada cumhuriyetilan ediliyor. Okulun son sınıfinday- ken bir sabah sınıf birincisi Saf- fet, Melahat Togar'a, "Melahat Avrupa'ya gidiyoruz. Seninismi- ni de \azdirdim" diyor. Togar bu sınavı kazanıyor ve 1928 yılında Almanya'daki bir okula gönderi- liyor. Aslında isteği Fransa'dır. E>eğiştirmek için çok uğraşır ama başaramaz. Togar, o yıllan şöy- le anlatıyor: "Hayatta kısmetin çok bfiyflk rolfi olduğuna inanıyorum. Al- manya da benim kaderünde var- mış. Bu ûlkede dört yıl okudum. Döndûkten sonra 6 >ıh Hay dar- paşa Erkek Lisesi. 6 yıiı da Eren- köy Kız Lisesi olmak üzere 12 yıl boyuncaortaöğretimdeöğretmen- lik yaptım. Sonra eşimin işi nede- niyle Amerika'ya gittik ve orada kurslara giderek ugiuzcevi öğ- rendim." Melahat Togar. Amerika'dan döndûkten sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'nde 21 yıl boyunca öğretmenlik yapar. Oğretmenlik yaşamım Togar'dan dinleyelım: "Çok sert bir öğretuıendim ama öğrencilerim beni çok sever- lerdiçünkü hiç hakstzhkyapmaz- dını. Bu kadar yıldan sonra itiraf etmekte sakınca bulmuyorum; iyi sınıflanmda öğrencUerime, 'Edebiyat yapalım istermisiniz" diye sordum ve istemeleri üzeri- nedederslerinsonl5-20 da kika- sını edebiyata ayırmaya başladım. Oğrencikrime Ahnan şairleri, >"*• zarlarttaıuttım. Bu hem beni tat- min cdiyordu, hem de öğrencile- rin çok hoşuna gidiyordu." Melahat Togar. öğretmenliğı sırasmda çeviri yapmaya da baş- lar. Almanya'daki okula gider- ken yolda tanıştığı Sabahatrin AU'nin isteğiyle başladığı çevir- menliği hâlâ sürdürüyor. Çeviri yaparken, çok titiz ve özenli ça- lıştığmı söyleyen Togar, Arapça ve Farsça kelimelerin atılmasın- dan sonra Almancadan Türkçeye çeviri yapmakta zorlandığını, Türkçeden Almanca'ya çok da- ha güzel çeviriler yaptığını belir- tiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle