Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 ARALIK 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
YOK kararıııa vetoKapatılma karanna karşı çıkan AÜ Eğitim Bilimleri Fakültesi, üniversite senatosuna gidecek
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Fakültesi
(EBF) kapatıhyor. Ülkenin
gereksinimlerine göre
ögretmen yetiştırmek amacıyla
tüm eğitim fakültelennı
yeniden yapılandırma karan
alan Yükseköğretim Kurulu
(YÖK), Ankara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Fakültesi'ni
de aynı kapsamda
değerlendinyor. YÖK ile
uzlaşamayan Ankara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Fakültesi, konuyu üniversite
senatosuna götürmeyi
kararlaştırdı. "Eğitim
Fakültelerinin Yeniden
Yapüandınlması" adını taşıyan
çalışma, üniversitelerdeki
eğitim fakültelerinin
kontenjanlannı ve
uygulanacak programlan
tamamen değiştiriyor. YÖK,
eğitim fakültelerinde
uygulanacak öğretmen
yetiştiıme lisans
programlannda yer alan
dersleri, kredileri ve tanımlan
ise Ocak 1998'den itibaren
bildıreceğini açıkladı.
Yenı düzenleme çerçevesinde
"Ököğretim Bölümü, Türkçe
Eğitim Bölümü, Yabancı Diller
Eğitimi Bölümü, Güzel
Sanatlar Eğitimi Bölümü,
Beden Eğitimi ve Spor
Bölümü, Eğitim Bilimleri
Bölümü, Bilgisayar ve Oğretim
TeknolojUeri Bölümü,
Ortaöğretim Fen ve Matematik
Alanlar Eğitimi Bölümü,
Ortaöğretim Sosyal Alanlar
Egrami Bölümü" adlı yeni
bölümler açılırken, var olan
tüm bölümler kapatılacak.
Ankara Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Fakültesi ise YÖK
karannı, özerk üniversite
modeline aykın buluyor.
EBF'nin "yeniden
yapılandırma" projesinin
dışında kalmalan için YÖK
yetkilileriyle yürüttüğü
görüşmeden çözüm alamadığı,
konuyu üniversite senatosuna
götürmeyi kararlaştırdığı
öğrenildi. EBF, YÖK karanna
şu gerekçelerle karşı çıkıyor:
• Ankara Üniversitesi'nde
eğitim fakültesi yoktur, eğitim
bilimleri fakültesi vardır. Bu
ad. yasayla korunmaktadır ve
ancak bir yasa ile
değiştirilebilir.
• YÖK, fakülteye
uygulanacak programlan
antidemokratik bir anlayışla
dayatmaktadır. Oysa
programlar, yasanın da
belirttiği gıbi fakülte
bölümlerinde oluşturulur ve
üniversite senatosunda
tartışılarak onaylanır.
• YÖK, üniversitelerdeki
anabilim dallannı ve bölümleri
kapatıyor. Buradaki öğretim
üyelerini de ilgileri olmayan
yerlere gönderiyor.
• Yeni düzenleme ülke
gereksinimlerini sadece
"öğretmen" noktasına
indirgerken, eğitim
uzmanlannın önemini gözardı
ediyor. Ankara Üniversitesi
EBF, Türkiye'nin gereksinim
duyduğu çok sayıda eğitim-
yönetim planlamacısı, halk
eğitimcisi, eğitim programcısı,
eğitim psikoloğu yetiştiriyor.
Şimdi bu bölümler kapatılıyor.
• EBF, 60'a yakm öğretim
üyesi, 32 yıllık geçmişi ve
yayınlan ile mezunlannm
yüzde 60'ının Milli Eğitim
Bakanlığı dışındaki kamu ve
özel sektör kurumlannda
görev yaptığı gelişmiş bir
fakültedir. Böyle bir fakülteyi
işlevsiz kılmak, hangi sonınu
çözecektir?
IU'nün yeni
rektörü
Alemdarosluİstanbul Haber Servisi -
Cumhurbaşkanı Süle>man
Demirel, üniversitelerinde
yapılan seçımlerde en çok
oyu alan Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğlu'nu İstanbul
Üniversitesi Rektörlüğü'ne,
Prof. Dr. Engin Ataç'ı da
Anadolu Üniversitesi Rek-
törlüğü'ne atadı.
YÖK Genel Kurulu 19
Arahk'ta yaptığı toplantı-
da. tstanbul ve Anadolu
üniversitelerinde 15 Ara-
lık'ta yapılan rektör adayı
belirleme seçimi sonuçla-
nnı ele aldı. Her iki üni-
versitede yapılan seçimler-
le belirlenen 6 adayın sayı-
sını 3'e mdiren YÖK, bu
üniversiteler için belirledi-
ğı 3'er kişilik rektör adayı
listelennı Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in ona-
yına sundu. Cumhurbaşka-
m Demirel, YÖK'ün, 2547
sayilı yasa gereği kendisi-
ne sundugu adaylar arasın-
dan üniversitelerinde yapı-
lan seçimlerde 625 oy alan
IÜ Rektörlük Danışmanı
ve Cerrahpaşa Tıp Fakül-
tesi Cerrahi Bilimler Bölüm
Başkanı Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğlu'nu İstanbul
Üniversitesi Rektörlüğü'ne,
295 oy alan Prof. Dr. En-
gin Ataç' ı da Anadolu Ünı-
versitesi Rektörlüğü'ne ata-
dı. Prof. Dr. Alemdaroğlu,
yıl sonunda görev süresi
sona erecek olan İstanbul
Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Bülent Berkarda'mn,
Prof. Dr. Engin Ataç da
Anadolu Üniversitesi Rek-
törü Prof. Dr. AkarOcal'm
yerine göreve başlayacak.
tÜ'de yapılan seçimde
Rektörlük Danışmanı ve
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Cerrahi Bilimler Bölüm
Başkanı Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğlu 625, tstanbul
Tıp Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Mesut Parlak490, Üni-
versite Öğretim Üyeleri
Demeği Genel Başkanı ve
SBF Maliye Bölümü Baş-
kanı Prof. Dr. Burhan Şe-
natalar 454, Iktisat Fakül-
tesi eski Dekanı Prof. Dr.
Esfender Korkmaz 367,
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Biyofizik Anabilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Şefîk
Dursun 19, rektör yardım-
cılan PTof. Dr. Ergun No-
mer ve Prof. Dr. Sait Gü-
ran da birer oy almıştı.
Anadolu Üniversite-
si'nde yapılan seçimde de
Prof. Dr. Engin Ataç 295,
Prof. Dr. Semih Büker 66,
Prof Dr Ergül Han 15,
Prof. Dr.Hikmet Seçim,
Prof. Dr Erhan Türker,
Prof. Dr. Rıdvan Karluk,
Prof. Dr. Semih Bektöre,
Prof. Dr. Musa Şenel ve
Prof. Dr. Ozcan Uçkan ise
birer oy almıştı.
prof. Alemdaroğlu
fclmdir?
tÜ 'nün yeni rektörü Prof.
Dr. Kemal Alemdaroğlu,
1939'da Trabzon'da doğ-
du. IÜ Tıp Fakültesi'ni
bitiren Alemdaroğlu, Cer-
rahpaşa Tıp Fakültesi Cer-
rahi Kliniği'nde asistan.
doçent ve profesör olarak
görev aldı. Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi Cerrahi Anabilim
Dalı Başkanlığı ve dekan
yardımcılığı yaptı.
'lH TJttirnnİvPİİ kndin ÜVPİPrİ Ana>atan Partisi'nin tmraniye'ye
ın umranıyen naaın uyeıerı b a ğ h Ç e k m e k ö y BeMe T e ş k ü a ü >n a
800 kadırun üye olnıası dola\xsıyia diin Ümranhe'de kahvaKdı bir toplanü düzenlendL ToplantıyaANAPTı
Fatih Belediye Başkanı Sadettin Tantan, Maİtepe Belediye Başkanı Bahtiyar Uyaruk, ANAP tstanbul
Ü'Sekreteri Rıfat Şenkardeş ve Htöfdıft Komisyonu Başkanı Saime Güldür katıldı. Toplanüda konu-
şan Farih Belediye Başkanı Sadettin Tantan, Türki>edeki en büyük eksikliğin nitefikli insan yetişti-
rilmemesi olduğunvbelirtti. Tantan, kadınlara seslenerek 'çocuklannı açık görûşiü ve lütetikM birer
insan olarak yetiştirmelerinf istedL (Fotoğraf: tPEK YEZDANl)
CHP Gençlik Kolları'nın hazırladığı Tunceli Raporu'
'Güneydoğu Türkiye'nin sonınu'
İstanbul Haber Servisi - Güneydoğu sorununun
bölgesel değil, bütün Türkiye'nin sorunu olduğu
belirtildi. CHP Gençlik Kollan'nm Malatya, Elazığ,
Tunceli, Urfa. Adıyaman ve Gazıantep illerini
kapsayan gezi sonucu hazırladıklan "Tunceli
Raporu
Tl
nda Güneydoğu ya da Kürt sorunu olarak
adlandınlan sorunun Türkiye'nin her sorunuyla
ilişkili olduğu ve enflasyonun ana nedeninin
Güneydoğu'daki silah harcamalan olduğu
kaydedildi CHP Gençlik Kollan Genel Başkanı
Erhan Baydar, CHP Erzincan Milletvekili Mustafa
KuL CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sinan
Yerlikaya dün CHP Bağcılar tlçe Merkezi'nde
Tunceli Dosyası hakkında bilgi verdiler. CHP
Gençlik Kolan Genel Başkanı Erhan Baydar,
yetkililerin Güneydoğu'da yaşanan sorunlan
bildığini belırterek, "Bölge halkının yüzde 9O'ı ulusal
bütünlük içerisinde çözüm istiyor. Ekonomik
sorunlar çözülmeden hiçbir şey çözülemez.
Ekonomik kalkınnıa kurulu kurulmah, bölgenin özel
ihriyaçlan için özel kanunla 4 milyar dolar
verilmeUdir"
Başhekimden hekime dayak• SES Kırklareli
Şube Başkanı Uçar,
kendisinin
görüşlerini
paylaşmayan
personeli üzerinde
baskı uygulayan
devlet hastanesi
başhekiminin
görevden alınmasını
istedi.
tstanbul Haber Servisi - Kırklare-
li Ana Cocuk Sağlığı Sorumlusu Dr.
AtiUa Ergenekon, Sağlık ve Sosyal
Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)
üyesi olduğu için kendisıni dövdügü-
nü ileri sürdüğü Kırklareli Devlet
Hastanesi Başhekimi Erdenay Işık-
sal hakkında Cumhuriyet Savcılı-
ğı'na suç duyunısunda bulundu. Sal-
dınnın, KESK'in 11 Aralık tanhin-
de gerçekleştirdıği iş bırakma eyle-
miyle aynı gün oldugunu belirten Er-
genekon. "Bu, başhekimin ilk saldh-
na değiL Sağgörüşlü okiuğuiçin ken-
disi gibi düşfinnıeyenlere düşmanca
davranıyor" dedi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçi-
leri Sendikası (SES) Kırklareli Şube
üyesi Dr. Atilla Ergenekon, kendi bi-
rimınin sağlıkmüdürlüğünebağh ol-
duğunu belirterek olay günü başma
gelenleri şöyle ozetledi "Birimimi-
zin üstündebulaşKi hastahldarvar. Bu-
ranın kanalizasyonundaki birsorun-
dan biz etkUenryoruz. Başhekimi hiç
tanımam. Ama bu sorunu aktarmak
için kendisine gittigimde arkamdan
saldırdı. İki temizükçiye 'tutun onu'
diyerek bcni etkisû hale getirdi ve
yumruk ara." Ergenekon, Erdenay
Işıksal ve Hastane Müdürü Arif Do-
ğan hakkında Cumhuriyet Savcılı-
ğı'na suç duyunısunda bulundu. Er-
genekon aynca, basın yoluyla saldı-
nda bulunduklan gerekçesiyle Ye-
şılyurt Gazetesi sahibi FJmasCankurt
Yazıışleri Müdürü Savaş Eskici ve
Haberler Müdürü Mahmut Önder
Gûven ıleGerçek Gazetesi Yazıişle-
ri Müdürü Sami Gfincan hakkında
da suç duyurusunda bulundu.
SES Kırklareli Şube Başkanı Ha-
bil Uçar da Başhekim Işıksal'm da-
ha önce pek çok kişiye saldırdığını
söyledi. Hastane çalışanlannın baş-
hekimden korktuklanm belirten Uçar,
şöyle devam etti:
"Kırklarefi Devlet Hastanesi1
nde
çalışma banşı bozulmuştur. Çalışma
bansının yeniden oluşması için baş-
hekimin görevden uzaklaşünlması
gerekiyor. Bundan sonra doğacak
olaylannsorumlusu IşıksaTı görev-
den uzaklaşOrmayan vetkililer ola-
cakûr. SES olarak >apılan saldınyı
şkkletle kınıyoruz."
Telekom 'da
haraç
dönemi
İZMİR (CumhuriyetEge
Bürosu)-Türk Telekom, ha-
berleşme ücretlenne yaptı-
ğı zamlann yanı sıra abone-
lere yeni bir yük getirdi. 1
Ocak 1998'den itibaren abo-
nelerden 50 kontörün karşı-
lığı aylık sabitücretolarakalı-
nacak ve karşılığında kon-
törhakkı tanınmayacak. Hiç
konuşma yapmayan abone
bugünkü fiyatla her ay 400
bin lira ödeyecek. Kontöre
zam geldikçe ödenti yükse-
lecek. Zamlara büyük tepki
gösteren Haber-Sen, yaptığı
açıklamada, "Buzambryok-
sul insanlann çaresizliğine
indirilen yeni bir darbedir"
yaklaşımuu getirdi. Yurttaş-
lar da uygulamayı "haraç"
olarak nitelendirdi.
Kontör ücretini 8 bin lira-
ya yükselten Telekom, orta
jeton fıyatmı 40, büyük je-
tonu da 120 bin lira olarak be-
lirledi. 30'luk kart 250,60'lık
kart490. 100'lük kart 810,
120'lik kart ücreti de 970 bin
liraya yükseltilirken, en
önemli değişiklik de abone-
lerden her ay alınacajt 50
kontör karşıhği ücret oldu. 1
Ocak 1998'den geçerli olacak
uygulamayla abonelerden
"ayhk sabit ücret" karşılığı
olarak alınacak 50 kontör
karşılığı ücrete konuşmahak-
kı tanınmayacak. Bu uygu-
lamayla evinde telefon olan
herkes bir ay boyunca tele-
fonunu hiç açmasa bile 400
bin lira ödemiş olacak. Kon-
tör fıyatianna yapılacak zam-
la da bu rakarn artacak. ln-
dinmli telefon kullananlarda
da bu ücret, indirime gidil-
meksizin alınacak. Yurttaş-
lar bu uygulamaya büyük
tepki gösterirken uygulama-
yı "haraç" olarak niteledi-
ler. Telekom çalışanlan, tep-
kilerini dile getirirken ken-
dilerinin de bu uygulamanın
içine alındıklannı ve indi-
rimli telefon kullanmalanna
karşm tam tarifeden para öde-
mek zorunda bırakıldıklan-
nı belirtirlerken, Haber-Sen
yaptığı açıklamada şu görüş-
lere yeT verdi:
"Hükümetin kamuoyuna
deklare cttiği KİT ürünleri-
ne 6 ay zam yapmama poli-
tikasına rağmen Telekom
zamlannısürdürüyor.Bu kez
yayunlanan genelgeyle tüm
Telekom hizmetlerine zam
>apüdı. Tüm hizmedcrin te-
sis, nakü. de\ir ücretleri ar-
unldı. Tekel konumundaki
Teiekom'un hizmederineya-
pılan bu zamlar yoksul in-
sanlarmçaresizfiğİDeindirlen
yeni bir darbedir."
AYDINLAISfMA
EMRE KONGAR
Zina ve Kafkas
Tebeşir Dairesi
Sayın milletvekHlerimiz, devletin, en mahrem bi-
reysel ilişkilere müdahale etmesinde, yatak oda-
lannda zaptiye görevi yapmasında yarar görüyor.
Ama iş kendilerine geldiğinde, kabadayılık, sah-
tekârlık, dolandıncılık ve benzeri ahlaksızlıklan yap-
tıklan takdirde, dokunulmazlık zırhının arkasına sı-
ğınmayı uygun buluyorlar.
Işin seçmenlerin tepesini attıran yanı ise insa-
nın aptal yerine konmasr.
Devletin, anayasa ile korunmuş olan özel haya-
tın gizltliği hakkına bile ters düşen cinsel zaptiye-
lik yapma görevi 'kadın erkek eşitliği' adına, ah-
laksızlıkların ve sahtekârlıkların dokunulmazlık zır-
hıyla korunması ise 'siyasal özgürlük' ve 'demok-
rasi' uğruna yutturuluyor ya da yutturulmaya ça-
lışılıyor.
Üstelik 'zina' pek doğal olarak sadece vatandaş
için cezalandınlacak bir suç.
Çünkü milletvekili iseniz, dokunulmazlığınız var.
•••
Ben, tüm yaşamı boyunca Türkiye'de Meclis'in
önemini, demokrasilerde parlamentonun tek ve bi-
ricik çıkış ve kurtuluş yolu oldugunu savunmuş bir
üniversite hocasıyım.
Üstelik bu tavrımı, bugünkü ucuz demokrasi
kahramanlarının yaptığı gibi kendi çıkarianm için
ve demokrasi şampiyonluğunun kolay olduğu dö-
nemlerde de koymuş değilim.
Bizim CHP, TİP ve bazı sivil toplum kuruluşlan
ile birlikte demokrasiyi savunduğumuz, Meclis'e
duyulması gereken güveni vunguladığımız dönem-
ler, silahlann atıldığı, bombaların patladığı ve sa-
dece demokrat olduklan için öldürülen mes-
lektaşlanmızın ardından ağladığımız 196û"lı ve
1970'liyıllardı.
Şimdi 'döndüğünü' ıftiharia belirterek siyasal ya
da parasal rantlann üzennde oturan o zamanın ih-
tilalci solculan, biryandancanımızıtehditederöte
yandan da satılmışlığımızı ilan ederek şeref ve hay-
siyetlerimizle oynarlardı.
Devlet içindeki çeteler aracılığı ile bu toplumda
hâlâ şiddet ve terörlerini sürdüren sağcı katiller ise
ülkücülükyadamilliyetçilikadıaltındaünıversite-
lerde fütursuzca cinayet işlerlerdi.
O dönemlerin tüm zorluklannı yaşamış olan Ece-
vit ve Baykal, yine bugünkü milletvekilleri grubu
içinde.
Üstelik ikisi de lider konumunda.
O dönemlerin yetiştirdiği bir başka sosyal de-
mokrat politikacı HikmetÇetin, bugünkü Meclis'in
başkanı.
Zaman zaman bugünkü milletvekillerinin sevi-
yesi, Meclis'in kalitesi ve üretkenliği hakkında ne
düşündüklerini doğoısu çok merak ediyorum.
Ben hâlâTürkiye için tek ve biricik çıkış yolunun,
Meclis'ten geçtiğine ve geçeceğine inanıyorum. _
Bu yazıdaki eleştirilerimi de o yüzden kamuoyu-
nun dikkatine sundum.
• • •
Değerli yönetmen Yücel Erten, Brecht'in ünlü
'Kafkas TebeşirDairesi' adlı oyununu İstanbul Şe-
hir Tıyatrolan'nda sahneye koydu.
Bugünlerde Harbiye'de devam eden oyun, tam
bir sanat yapıtı: Metniyle, rejisiyle, oynanışıyla,
'epik' tiyatro anlayışında bir devrim olarak nıtele-
nebilir. (Yirmi beş yıl kadar önce aynı oyunu Meh-
met Ulusoy da inanılmaz bir güzellikte sahneye
koymuştu).
Pek doğal olarak 'Ortodoks epikçiler' (tabıi öy-
le bir grup varsa) bu yargıma karşı çıkabilir.
Ama unutmasınlar ki epik tiyatro, izleyiciye kon-
ferans verir gibi oynanan ya da her an onu canın-
dan bezdirircesine yabancılaşttran tiyatro demek
degildir.
Zina ile Kafkas Tebeşir Dairesi'nin ilişkisini me-
rak edenler ise oyunu görsünler.
Mehmet Ulusoy ve Yücel Erten gibi iki ustanın
iki farklı yorumuyla şanslı Türk seyircisine sunu-
lan oyunda, sadece duygusal düzeyde kalmış olan
bir 'zina' olayı, aslında göze çarpmayan bir aynn-
tı.
Aynen dört kanya ve besleyebildiğin kadar ca-
riyeye cevaz veren ve bununla da yetinmeyip, 'mu-
ta nikâhını' bile icat eden bazı politikacıların da
desteğini alan yeni zina kanununun simgelediği gi-
bi bazı çelişkileri vurgulayan bir aynntı.
U ' - l
Medya notu: Yeni RTÜK yasa tasarısı neler ge-
tiriyor? Basında ve televizyonda tekelleşmeye ve
bu tekelleşmeye ek olarak devlet ihalelerinde te-
kel gücünün kullanılmasına olanak mı veriyor, yok-
sa şeffaflaşmayı mı sağlıyor? Ya da her ikisi de bir-
den mi? Konu, başta Ali Kırca'nın Siyaset Mey-
danı olmak kaydıyla pek çok programda tartışıl-
maya layık bir önemde bence!
e-posta:Emre.Kongarw raksnet.com
web sayfas>: http:/remzi.com.tr/yazar. html
Melahat Togar cumhuriyetten
önce doğdu; cumhuriyetin ilk
öğretmenlerinden biri oldu
'Yükseldere çıktım ve alçaklara iııcliııı^
FİGEN ATALAY
1909 yılında doğan Tongar, yapüğı çevirilerie hâlâ üretmeji sürdürüyor.
Üzennde siyah dar bir etek ve
bluz var. Boynundaki siyah eşarp,
kolyesi ve küpeleri, giysisini ta-
mamlıyor. Görünümü onun için
çok önemli. Fazla kilo almama-
ya çalışıyor. cumhuriyetten'ten
epeyce önce doğmuş ama cum-
huriyetin ilk öğretmenlerinden
biri olmuş. 89 yaşında ve hâlâ
üretiyor...
1909 yıhnda doğan Melahat
Togar. "Yüzyılı gördüm"diyor
ve ekliyor: "Yükseklere çıktım
ve alçaklara indim"
İlkokul dördüncü sınıfa kadar
evde genç bir hocadan ders alan
Togar kendini. "Oğrenmeye çok
hevcsliydim. Çocukluğundan be-
ri yenişeyler öğrenmekisterdim "
diye anlatıyor.
O zamanlar altı yıl olan ilko-
kulu üçüncülükle bıtiriyor. Bu
arada, 80 yıl öncesinin ilköğreti-
£
eviri yaparken, çok titiz ve özenli çahştığmı söyleyen Togar,
Arapça ve Farsça kelimelerin atılmasından sonra Almancadan
Türkçeye çeviri yapmakta zorlandığını, Tûrkçeden
Âlmancaya çok daha güzel çeviriler yaptığını belirtiyor.
miyle ilgili bir anekdot anlatıyor:
"Ben gerek evde. gerekse gitti-
ğim okuflarda çok iyi eğitim akfam.
O zamanlar okullarda dayak. şid-
det yoktu. Ama okulmüdiresiçok
akıllı bir hanımdı. Bir gün okul-
da bir hırsızlık olayı oldu. Müdi-
re hanun hepimizitopladıve 'şim-
di size bir taş tutturacağım ve bu
işiyapanın yüzünden suçu beffi ob-
cak. O yüzden kim yapüysa orta-
yaçıksm' dedi. Ben buna inandım.
Müdire hanım sahiden de hırsızı
buldu."
Melahat Togar, ilkokuldan son-
ra koleje gitmek ishyor ama ai-
lesinin maddı durumu bozuldu-
ğu için İstanbul Lisesi'ne kay-
dolmak zorunda kalıyor. Her sa-
bah Emirgan'daki köşkten okula
gitmek zor geldiğı için de yatılı
olarak Çapa Öğretmen Lisesi'ne
geçiyor. Bu arada cumhuriyetilan
ediliyor. Okulun son sınıfinday-
ken bir sabah sınıf birincisi Saf-
fet, Melahat Togar'a, "Melahat
Avrupa'ya gidiyoruz. Seninismi-
ni de \azdirdim" diyor. Togar bu
sınavı kazanıyor ve 1928 yılında
Almanya'daki bir okula gönderi-
liyor. Aslında isteği Fransa'dır.
E>eğiştirmek için çok uğraşır ama
başaramaz. Togar, o yıllan şöy-
le anlatıyor:
"Hayatta kısmetin çok bfiyflk
rolfi olduğuna inanıyorum. Al-
manya da benim kaderünde var-
mış. Bu ûlkede dört yıl okudum.
Döndûkten sonra 6 >ıh Hay dar-
paşa Erkek Lisesi. 6 yıiı da Eren-
köy Kız Lisesi olmak üzere 12 yıl
boyuncaortaöğretimdeöğretmen-
lik yaptım. Sonra eşimin işi nede-
niyle Amerika'ya gittik ve orada
kurslara giderek ugiuzcevi öğ-
rendim."
Melahat Togar. Amerika'dan
döndûkten sonra İstanbul Teknik
Üniversitesi'nde 21 yıl boyunca
öğretmenlik yapar. Oğretmenlik
yaşamım Togar'dan dinleyelım:
"Çok sert bir öğretuıendim
ama öğrencilerim beni çok sever-
lerdiçünkü hiç hakstzhkyapmaz-
dını. Bu kadar yıldan sonra itiraf
etmekte sakınca bulmuyorum;
iyi sınıflanmda öğrencUerime,
'Edebiyat yapalım istermisiniz"
diye sordum ve istemeleri üzeri-
nedederslerinsonl5-20 da kika-
sını edebiyata ayırmaya başladım.
Oğrencikrime Ahnan şairleri, >"*•
zarlarttaıuttım. Bu hem beni tat-
min cdiyordu, hem de öğrencile-
rin çok hoşuna gidiyordu."
Melahat Togar. öğretmenliğı
sırasmda çeviri yapmaya da baş-
lar. Almanya'daki okula gider-
ken yolda tanıştığı Sabahatrin
AU'nin isteğiyle başladığı çevir-
menliği hâlâ sürdürüyor. Çeviri
yaparken, çok titiz ve özenli ça-
lıştığmı söyleyen Togar, Arapça
ve Farsça kelimelerin atılmasın-
dan sonra Almancadan Türkçeye
çeviri yapmakta zorlandığını,
Türkçeden Almanca'ya çok da-
ha güzel çeviriler yaptığını belir-
tiyor.