23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ARALIK 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 BiPkaç habep özeti Son birkaç haftadır gazetelerde çıkan birkaç haberi peş peşe sıra- layalım: - Ûzelleştirme Yüksek Kurulu. Anayasa Mahkemesi kararı son- rasında idari mahkemelerin aldı- ğı 24 Kasım 1994 ile Nisan 1997 tarihleh arasındayapılan özelleş- tirmelere ilişkin iptal kararlarını tartıştı. Kurul, Deniz Nakliyat, Er- demir ve Antalya Limanı için ve- rilen iptalleri benimserken. diğer özelleştirme ihaleleri için "füli ve hukukizorunluluk" nedeniyle ge- riye dönük işlem yapılamayacağı- nı bildirdi. Bir başka anlatımla, ÖYK, yargımn verdiği bazı karar- larırt uygulanmaması yönünde gö- rüş birliğine vardı. - Türkiye Kalkınma Bankası 'm (TKB) 15 milyar lira zarara uğrat- tıkları vegörevlerini kötüye kullan- dıklan savıylayargılanan eski TKB Genel Müdürü ÖzalBaysal ile ban- kanın 4 yönetim kurulu üyesi. 3 milyon 83 bin 333 er lira para ce- zasına çarptırıldı. Ceza, mahke- mece ertelendi. - Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal 'ın hzı Zeynep Özal 'a arma- ğan ettiği Jaguar marka arabayla ünlenen Jaguar ve Rolls Royce oto- mobillerinin Türkiye mümessiliZe- ki Küçükberber'in, "emniyeti su- üstimal suretiyle dolandmcılık, Vergi Yasası'na muhalefet" sav- larıyla yargılandığı dava, 7.5 yıl sonra zamanaşımı nedeniyle ka- pandı. - Meclis 'te paralı eğitime karşı eylemyaptıktan sonra "örgüt üye- liği" gerekçesiyle yargılanan ve toplam 96 yıl hapse mahkûm olan 5 gence ilişkin verilen kararm bo- zulmasım isteyen yüzlerce öğren- ci gözaltına alındı. ISIK KANSU 1939'da yapılan "Birinci Maarif Şûra- sı "nda konuşan dönemin Milli Eğitim Baka- m Hasan Ali Yücel, Anadolu aydınlanması- nın coşkusunu şöyle dile getiriyordu: "C'çyıldan beriyurdun çeşitliyerlerinde açmış olduğumuz kurslarda yetiştirdiğimiz eğitmenlerimizden aldığımız verim, kepimi- zi mutlu edecek değerdedir. Köydenyetişmiş, köy kalkutmasının yaşamsal önemini için- Yucel gunlerideduyan, çalışkan vegirişimcigençleri, köy çocuklarını ve köy halktnı yetişü'rmek için gerekli biigiler, beceriler, teknik araçlar ve özellikle ülkülerledonatiyoruz. Bunlan,ya- yından fırlamış bir ok gibi bütün hızı ve enerjisiylegörevi başına koşar veyurdun ken- dilerinden istediği ödevi canla başarırgör- dükçe, bu ulusal işin az zamanda başartyla sonuçlanacağıno olan inancımız artıyor. TüPk-İş'te kıpıpdanma Türkiye Maden-Jş Sen- dikası Yatağan ŞubeBaşka- nı İbrahim Kocabıyık ay- lardır hayhnyor: "ÎOyülığınayerli veya- banct sermayeye 160 mil- yon dolarü devredilmek is- tenen Yağatan Termik Santralı, yılda 3.5 milyar kilovatsaat; 100milyon do- lara devredilmek istenen Yenikiiy Termik Santralı, 2.5 milyon kilovatsaat; 150 milyon dolara devredilmek istenen Kemerköy Termik Santralı, 4 milyar kilovat- saat elektrik üretmektedir. Elektriğin 1 kilovatsaati ortalama 4 bin 143 liraya mal olmaktadır. Bu elekt- rik, meskenlere 13 bin 959 lira, işyerlerine 24bin 254 lira, sanayiye 19bin 392 li- raya satılmaktadır. Yata- ğan Termik Santralı yılda 76.312milyon dotar, Yeni- köy TermikSantralı 57.225 milyon dolar, Kemerköy TermikSantralı da 30.600 milyon dolar kâr etmekte- dir. Bu 3 termik santrala 20 yıllığma biçilen değer 410 milyon dolardır. Termik santrallann 1yılltk kârla- nise 164 milyon dolardır. Termiksantrallannyanın- da, bunları besleyen kö- mûr ocakları kuponsuz, bedavaya verilmek isten- mektedir. Kömü'r ocaklan- nın sadece araç parkları 183 milyon dolardır." Kocabıyık bunca bilgi- den sonra istemini özetli- yor: u Bu, gerçekbirsoygun, gerçek birtalandır. Bu ta- lana hep beraber 'Dur'de- meliyiz." Hele şükür, Türk-îş bu sese kulak verdi. Neden? Çünkü, bu ay başında ya- pıian Türk-îşBaşkanlarKu- rulu'nda havadan sudan konuşmaktan, birbiriniçe- kiştirmekten uzaklaşan sen- dikacılar, artık somut teh- likelerte burun buruna gel- diklerininfarkına vardûar. "Eriyoruz"dediler. "özel- leştirme, neoiıberalpoliti- kalar sendikalan gerileti- yor " diye yakındılar: "Kamu kuruluşlan, ül- kenin ve halkın çıkarian aleyhine mülkiyet devriy- le elden çtkarüıyor. Işsiz- lik, örgütsüzlük gözümü- zün önünde çığgibibüyü- yor." Türk-tş BaşkanlarKu- rulu, Ege'de\dşube başkan- lanrun da katıhmtyla ya- nn Yatağan'datoplanıyor. Birdeneyimlisendikacının beklentisi şu: "Şimdiye değin özelleş- tirmeye kuskuyla bakma- yan Türk-tş, bu uygula- malara karşı ciddibirkam- panyaya girişebilir." Bekleyelim görelim. Şimdiyedeğin en uçtakiköyleredağıttığunız eğitmenlerin bulunduklan köylerin çocuk- lartna ve ergin halkına okuma, yazma, he- sap, doğa ve sağlık gibi genel bügilerden başka yurttaşlık terbiyesini ve Türk devri- minin esaslanm aktarmak,yeniziraatyön- temlerini iş üstünde öğretmek, ziraat vesağ- lık alanlanndaki gerekli işleri köylüyeyap- tırmak, az harcamayla köy okullan binala- rını vücuda getirmek gibi hizmetlerle köye canlı bir Herleme ruhu götürdüklerini ve getirdiklerini memnuniyetle görüyoruz." O şürada kimlersöz almamıstı ki? FaikRe- şit Unat'tan Vehbi Sandala, Tevfik Ara- rad'dan Ferit Oğuz Bayır 'a, Emin Ali Çav- lı'danMehmet Emin Erişirgil 'e, CevatDur- sunoğlu 'dan Enver Ziya Karal 'a, İsmail Hakkı Tonguç 'tan Hıfijrrahman Raşit Öy- men e değin onlarca düşün adamı. Eğitbilime gönül vermiş bu değerli insan- lanmız; öğrencilere verilecek cezanın öğre- nim yaşamımn sona ermesineyönelik olma- masından teknik okullarla sanayiatılımı ara- sındaki iliştiye, üniversite öğrencilennin der- nekkurmasınaan öğretimin ahl larafmdan ka- bul edilir biçimdeyapılması gerektiğine de- ğin birçok konum derinlemesine irdelemiş- lerdi. Edebiyatçılar Derneği, bu hafta Hasan Ali Yücel Günleri düzenleyecek. 26-27 Aralık günleriarasında DevletResim ve Heykel Mü- zesi'ndegerçekleşecektoplantılardaCan Yü- cel, Canan Yücel Eronat. Vedat Günyol, İl- han Selçuk, Afşar Timuçin, Ahmet İnam. Şerafettin Turan, Talip Apaydm, Mahmut Makal. Mehmet Başaran, AliDündar. Meh- metAydın, AlpayKabacah, Enis Batur Cen- giz Bektaş, Emin Özdemir, Rahmi Kumaş, Feyzullah Ertuğrul, Şükran Kurdakul. Ko- nur Ertop Osman Bolulu ve Mustafa Şerif Onaran yapacakları konuşmalarla Hasan Âli Yücel';' günümüze konuk edecekler. Kamer Genç'e ev TBMMBaşkanvekilimiz Sa- yın Kamer Genç bütçe görüf- meleri sırasında "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana da- vulzurna az " atasözümüzü dil- lendirmede epey zorlandıysa da sonunda tastamam turnayı gözünden vurdu. Önce sivrisi- nek ile davul zurnayı karıştır- dı, çok ile azın yerini değiştir- di, anlayan ile anlamayanı bir türlü anlatamadı. Amayılma- dı, vorulmadı. direndi ve ken- disine kök söktürülse de zeva- hiri kurtarmaya çalışmadan, gazeteci arkadaşımız Metin Uca 'mn sorusu üzerine atasö- zünü sular seller gibi söyleyi- verdi. Yabana atılmayacak bir siyasetçimiz olan Sayın Genç 'e bu deneyim ders olsun. Buna benzer bir alicengiz oyununa gelmemek için ev ödevi yap- malı. Her an kullanabileceği şu örnek deyim ve atasözleri- nin her birini, çizgili, tek orta- lı bir deftere en az (çok değil) 10 kere vazıp ezberlemeli: - Allah isterse bir kulun işi- ni, mermere geçirir dişini; is- temezse işini, muhallebi yer- ken kırar dişini. - Dervişe "Bağdat'ta pilav var"demişler, "Yalan değilse ırak değil" demiş. - Koyuversempekmez dökü- lür, koyuvermesem belim bü- külür. - Sabırla korukhelva olur, dut yaprağı atlas. - Kişinin kendine ettiğini âlem bir yere gelse edemez. - Talihsiz hacıyı deve üstün- de yılan sokar. - Insan beşer, kuldur şaşar. AYDINLANMA ATEŞÎ Üetişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 'Atatürkçü militanlar yetiştirmek amacındayız' • Kadıköy Aile Danışma Merkezi'nde 'Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ne çağdaş bireyler' yetiştirmeyı amaçladıklannı anlatan Necla Pur, yaptıklan çalışmanın Türkiye'de tek uygulama olduğunu vurguluyor. L||V ^ kj • f- • • h? ^ ^ • V • • • Sivil toplum örgütleri ve yerel yö- netim işbirliğinin güzel örneİderinden bıri olan Kadıköy Aile Danışma Mer- kezı, lç Erenköy'de Prof. Dr. Necla Pur başkanlıgında ve tnci Beşpınar müdürlüğiinde günde yaklaşık bin kişiye hizmet veriyor. Kadıköy Kadın Platformu ile Ka- dıköy Belediye Başkanlığı'nın üç yıl önce ortakJaşa kurduğu merkez. eko- nomik düzeyi yetersiz bölgelere. Tür- kiye Cumhuriyeti'ne yürekten bağlı çağdaş bir birey olma düşüncesinı aşılamayı hedefliyor. "*Biz köyden göç etmiş insanla- rın kentliler tarafından hor görûlmemeleri için ça- lışıyoruz. Ama gerçek amacımız. çocuklanmızı Atatürkçü düşüncenin bi- rer militanı olarak yeriştir- raektir" dıyor Prof. Dr. Nec- N . p la Pur, merkezi anlatırken. 1 > e c l d r u r Çalışmalannda egirime ağırlık ver- diklerini anlatan Pur, yoksul halkabü- yük ölçüde ayni yardım da yapıldı- ğını belirtiyor ve yaptıklan çalışma- nın Türkiye'deki tek uygulama oldu- ğunu söylüyor. Pur. bunun nedenıni şöyle açıklıyor: "Dernekler ve partiler, yaptıkla- rı çalışmalarda kendi isimlerini kullanıyorlar. Oysa burada deği- şik partilere, toplum örgütlerine ve vakıfiara üye kadınlarla ortak bir çalışma yapılıyor. Bizim için önemli olan Âtatürk ilkcleri ve la- ik düzeni savunucu çaüşmalar yap- maktır'* "Biz bir yardım derneği deği- liz" diyen Pröf. Dr. Necla Pur. "Yap- tığımız yardımlan amaca ulaşma- da, özellikle kadın ve çocukların çağdaş bir birey olmalannı sağla- mada bir araç olarak kullanıvo- ruz" diye belirtiyor. Amaçlannın insanlan eğitmek ol- duğunadeğinen ve ellerindeki tüm ola- naklan eğitimi özendirici kılmak için kullandıklannı söyleyen Merkez Baş- pınar ise."Kırsal kesimden gelen va- roş insanı kent kültürûne geçiş dö- neminde o kadar çok eğitim, sağ- lık ve sosyal yardım sorunu yaşıyor- ki, biz tüm bunları karşılamaya ça- hşıyonız" diyor ve merkezdekı ça- lışmalan anlatmaya devam ediyor. "9 tane ilköğretim sınıfımızın ya- nısıra okuma-yazma kurslan, etüt merkezimiz, hazırlık kurslanmız ve yaz okullarımız var. Bunun ya- nında sağlık alanında da önemli sorunlar yaşıyoruz. Verem, uyuz, mantar, tüberküloz, Hepa- tit-B şu ara en çok rastla- dığımız hastalıkiar. 140 ço- cuğa yaptığımız Hepatit-B taramasında 6 çocuğun hasta olduğu anlaşıldı, on- lan hemen tedaviye aldık" Belediye doktorlanyla gö- nüllü doktorlar. haftanın bel- li günleri merkezde hizmet veriyor. Büyük ölçüde ilaç ihn'yacı olan Aile Danışma Merkezi, özellik- le tüberkülozlu ailelere ilaç ve teda- vi olanağının yanında haftanın 2-3 günü süt ve yumurta yardımı yapıyor. Okvanusta bir damlavız' Kadıköy Aile Danışma Merkezi, 65 gönüllü öğretmeniyle 486 öğrenciye eğitim veriyor. kanı Pur, sözlerine şöyle de\am edi- yor: •'3 yıl önce yaptığıraız eğitim ça- lışmalanna 15-20 kadın katılırdı. Ama çok daha fazla sayıda insan bizden yardım istiyordu. Onun üze- rine bir ilke geliş'tirdik ve 2 jıldır 'Ne kadar eğitim o kadar yardım' po- litikası uyguluyoruz. Bu projeyle, kadınlar önce 2 aylık bir eğitim- den geciyor, sonra da onlara veri- len 'Eğitim Tamamlama Kimlik Kartı' sayesinde yardım alabıliyor- lar" 65 gönüllü öğretmeniyle 486 öğ- renciye eğitim veren KadıköyAile Da- nışma Merkezı'nın müdürü tnci Beş- " Burada belki bir arpa bo> u yol gidiyoruz, belki okvanusta bir dam- layız"diyen Necla Pur, "Biz burada 3 yıldır Türkiye'nin gerçekten if- lah olmaz bir durumda olduğunu gördük. Yapılacak hiç birşey şu an yeterii değil. Kökten bir değişiklik gerekli. Eğer İstanbul'da Bağdat Cad- desi'ne yürüme mesafesi 15 daki- ka olan bir yerde bir çocuğun kar- deşinin kulağını fare ısınyorsa ve o çocuk Bağdat Caddesi lüksünü gö- rüyor ise Türkiye ve özellikle Is- tanbul çok kötü olaylara gebedir de- mek laznn" diye devam ediyor. Her türlü yardıma ihtiyaçlan ol- duğunu, kadınlann gerek maddi ge- rekse mane\i olarak desteğine ihtiyaç duyduklarını belirten Prof. Dr. Nec- la Pur. sözlerini söyle tamamlı- yor: "Gelecekteld arzumuz bu tür çalışmalar ya- pan kuruluşla- nn azalması. Bu bir temmenni tabi, keşke azal- sa. böyle çalış- malar yapılma- sına gerek kal- masa. Ama şu anki durumda bu tür çauşmaların on- binlerle ifade edilmesi lazımki birşeyler yapılabilsin. Çünkü ilgiy- le. ufacık yardımlarla insanlan ken- dinize çevirebilme ve bağlama im- kânına sahipsiniz, biz bunu kulla- nıyoruz ama diğer taraf. siyasi İs- lam da bunu kendi doğrultsunda kullanıyor ve onlann maddi gücü daha fazla. Biz laik kesimin temsilcileri yaz okullan açtık, bütün imkânlanmı- zı seferber ettik de mi bu çocuklar Kuran kurslannda gittiler ve her- biri kafasma takkeyi sanp da birer tarikat mensubu oldular. Nerede- siniz laik kesimi savunanlar!" HAYVANLAR ÎSMAÎL GÜLGEÇ "III MA7 K 1 » '•"' * "' KlM IÖME ÛUM DUM BEHtçAK befıicak(n turk.net HARBİ SEMİH POROY MIRMIRLAR UĞUR DURAK T r ~ır~ TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 22 Aralık İS6ALCİLER SUV&S'TEN ÇUOYORL 1356'PA BOSÜtySÜvevŞ KANALI'NI İŞ6AL ALTltJDA TUTAU İU&Ü2 V£ FBAtJSlZ ASKEiâ *UJUVen£Bİ, MıSIR'l T&ZICgr- 77. HA2İRAH AyıHEA CUMHÜdSA$leAtf SGÇİtMİÇ OLAN C£- M4L ASDÛL Aİ4S/JZt CÜVGYÇ JC4AJ4U 'H/ MİLUL£ÇTİ/SM£- YB KAKAtl. VERMlŞTİ. BU KARAIZA BATl ÜUt£L£&Nt>€N çepTLi repKiL£e. seutif, INGILTEBB VE FBAUSA ise DAHA DA İLEPi 6İ0eB£K,SÜV£YÇKAtJALI'MA ASKSte ÇIKA/HP BÖLSEYİ /Ç6ACEn*ffTt. ANCAK.Mü DOEUtA UZUAJ £(J&4£Mİf, AtoE&tM BttUEÇİK OEVLETLE&İ VB B/eL£fMiÇ MİU£TLEeO£N SELEN BAStULAE. SOUUCUUM, İUeİLTEfiE I/E f^BAUSA, KUVVETLE- BiAJİ SÜVEYÇ KANALl'NbAN ÇEOMEkL ZOBUNOA KALMtÇTl. 2AYIP MlCIIZ OB&uSUHUN CAm/i&C/- LIĞ1 OLMAKJZIZIAI eEGÇetU£ÇEN ÇBKİU'Ç, NA - Sfg VV POLİTİK. ZAFEIti OLAKAK P£S£gC£NPf/&l£CEK7}. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Ikinci bir emekli aybğı SORU: 1962 ile 1980 yılları arasında 14 yıl 3 ay Emekli Sandığı'na tabi olarak çalıştım. (Bu iki tarih arasında sigortalı olarak da çalışmam var- dır.) 1986 yıbnda 30 yıl 125 gün karşılığı bana yaşlılık aylığı bağlandı. 20 Eylül 1996 günkü Cumhuriyet gazetesindeki yazınızda TC Emek- li Sandığı Yasasfnın 39. maddesine göre 10 füli hizmet yılının yanı sıra 60 yaşını dolduranlara is- tekleri üzerine emekli aylığı bağlanmaktadır' di- yorsunuz. Soru 1: Her ne kadar Emekli Sandı- ğı'nda çalıştığım 14 yıl 3 ay SSK aylığında he- sap edildiy se de 60 yaşını geçmem dolayısıyla ba- na ikinci bir emekli aylığı bağlanabilir mi? So- ru 2: Kıdem tazminatında 14 yıl 3 ay dikkate alın- madığına göre Emekli Sandığı'nda çalıştığım yıl- lar icin emekli ikramiyesi verilebilir mi? (M.O.) YANIT: 1) TC Emekli Sandığı Yasası'nın 39. ma- desine göre sandık iştirakçilerine istekleri üzerine emekli aylığı bağlanmast için aranan koşullar belir- lenmiştir. A) En az 10 tam yıl (3.600 gün) kesenek ödeyen iş- tirakçiler, kadın ya da erkek olsun, 60 yaşını doldur- duklannda, emekli aylığı almaya hak kazanırlar. B) Kadın iştirakçi en az 20 tam yıl (7.200 gün), er- kek iştirakçi en az 25 tam yıl (9.000 gün) kesenek öde- miş durumda ise 60 yaşını doldurmadan emekli ayli- ğı almaya hak kazanır. 2829 sayılı yasa ile "çeşitli sosyal güvenlik kurum- larına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin birleş- tirilmesi suretiyle ilgililerin sosyal güvenliklerinin sağlanması" amaçlanmış ve bazı koşullar getirilmiş- tir. 2829 sayılı yasanın 9 Aralık 1983 günlü Resmi Ga- zete'nin "mükerrer" sayısında ya> ımlanan uygula- ma yönetmeliğinin "Hizmetlerin Birleştirilmesi ve thyası" başlıklı 3. maddesinde sorunuzun yanıtı ve- rilmektedir. "Sosyal güvenlik kurumlarının herhangi birin- den gerek o kurumca müstakilen. gerekse değişik sosyal güvenlik kurumlarına tabi birleştirilmiş hiz- metler üzerinden yaşlılık, malullük aylığı bağlan- dıktan sonra bu kurumlardaki hizmetlerinden do- lay ı aylık alma haklarını (emeklilik haklarının düş- mesi, aylık bağlama haklarının düşmesi gibi) kay- bettikten sonra diğer bir sosyal güvenlik kurumu- na tabi bir işe girilmesi halinde, bu yeni statü do- layısıyla geçen hizmetleri. bağlanmış bulunan ay- lıklarına esas alınan veya aylık bağlanmasına ait haklarını kaybetmiş oldukları hizmetleriy le birleş- tirmeye tabi tutulmaz." Emekli Sandığı'na kesenek ödeyerek geçİTdiğiniz süre, Sosyal Sigortalar Kurumu'nda prim ödediğiniz süre ile birleştirilmiş ve iki kurumda geçen toplam sü- re göz önüne alınarak Sosyal Sigortalar Kurumu'nca size yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Bu nedenle 2829 sa- yılı yasa uyannca. Emekli Sandığı'ndaki emeklilik hak- lannı yitirmiş durumdasınız. Emekli Sandığı'nda geçen 14 yıl 3 aylık süre, SSK'de geçen hizmetlerinizle birleştirilmeden, SSK'de geçen süre üzerinden size yaşlılık aylığı bağjanmış olsa idi, 60 yaşını doldurduğunuzda size Emekli Sandığf nca da emekli aylığı bağlanması söz konusu olurdu. 2) Emekli Sandığı'ndan emekli aylığı bağlanama- yacağına göre emeklilik ikramiyesi ödenmesi de söz konusu değildir. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: l/"Yeşilzeber- cet" de denilen değerli bir taş. 2/ Bir dokuma maddesi... Re- 3 sim ve heykel sanatlannda varlıklann biçi- 5 mi. 3/Sözün ge- g lişiyle. gerçek anlamlann dı- 7 şında bir kavra- g ma değinme sa- natı...Satrançta 9 bir taş. 4/ Yön göstermek için belli yer- lerekonulan işaret... Bü- yük vegösterişlimezar. 2 5/Sukıyüanndayaşayan çok iri bir kuş. 6/ Rıze- Erzurum karayolunda bir dağ ve geçit... Hal- 5 dun Taner'in bir öykü 6 kitabı. II Bir gıda mad- desi... Hayvan yiyeceğı. 8/ Keskin kokulu dogal madde... Kraliçe. 9/Is- 9 kambildekı karo rengıne verilen bir başka ad... Eli işe yat- kın, becerikli. YUKARIDA> AŞAĞIYA: 1/ Orkestra ve askeri bando- larda kullanılan en tiz sesli tahta nefesli çalgı... Şöhret. 2/ Sanat, hüner... Bir araşhrmanın, bir tartışmanın temeli olan ana öğe. 3/ "Şimdi uzun karlıklarda bir Lapon kızağı 1 Önünde geyiği" (Behçet Necatigil)... Çok büyük ve zehirsiz bir yılan. 4/ Bir yerde oturma... Kuzu sesi. 5/'"- - - "lar bir şerit gibi ufka bagladı bizi" (Faruk Nafız Çamlı- bel)... Uçurum. 6/ Aşın şişmanlık. II Bircetvel türü... Af- rika'da yetışen ve parlak kerestesi mobilyacılıkta kullanı- lan bir ağaç. 8/ Testereyle biçilen bir tahtadan toz halinde dökülen kınntı... Bakınn simgesi. 9/ Kuzu ağılı... Salgı oluşturan organ. ILAN T.C. ANKARA 21. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1996/907 Davacı Beyhan Apaydın vekili tarafından ha- sımsız olarak açılmış bulunan gaiplik davasının yargılaması sebebiyle; Çanakkale Lapseki Cumhuriyet Mahallesi 001/04 cilt, 20 sayfa, 267 kütük sırada nüfusa ka- yıtlı ve Çankaya Birlik Mahallesi'nde ikâmet et- mekte iken ve bu adresten aynlan Sabri Apaydın'ı bilip tanıyanlann veya yerini bilenlerin, fşbu ilan tarihinden itibaren M.K.nin 32'2. mad- desi hükmü gereğince bir yıl içinde, Sabri Apay- dın'ın sağ veya ölü olduğunu bilenlerin varsa veya ölmüş ve gaip ise, mirasçılarını bilen var ise bilen- lerin yukanda numarası yazılı mahkememiz dosya- sına şifahi olarak müracaat ederek bilgi vermeleri, aksi halde Sabri Apaydın'ın hayatta olmadığı anla- şılacak ve gaipliğine karar verileceği hususlan ila- nen tebliğ olunur. 18.11.1997 Basm: 57731
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle