Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHUBİYET 2ARALIK1997SAU
8 DIŞ HABERLER
ABD Irak'ın
önerisini
reddetti
• VVASHINGTON (AA)
- Irak'ın, "Devlet
Başkanlığı'naait
saraylann diplomatlar ve
BM uzmanlannca
denetlenmesi" önerisi,
ABD tarafından
reddedildi. ABD'nın BM
temsilcisi Bill Richardson,
ABC televizyonuna
verdiği demeçte. "Bunu
kabul etmeyeceğiz.
Diplomatlann değil. şu
anda bu işi yapan BM
müfettişlerinin bunu
yapmalan gerektiğini
düşünüyoruz"
dedi.Irak'ın önerisi. BM
tarafından da
reddedilmişti.
Okulda yaylım
ateşi
PEDUCAH (AA) -
ABD'nin Kentucky
eyaletindeki Peducah
kentinde bir okulda, bir
öğrencinin rastgele ateş
açması sonucu l öğrencı
öldü, 7 öğrenci yaralandı.
Heath Lisesi Müdürü Bill
Bond'un yaptığı
açıklamaya göre, okulda
düzenlenen bir ayin
sırasında, ismi
bildinlmeyen 14 yaşındaki
bir öğrenci 22 kalibrelik
Ruger marka bır tabanca
ile rastgele 11 el ateş etti.
Saldında 1 kız öğrenci
öldü. 6'sı kız. 7 öğrenci de
yaralandı. Yaralı
öğrencilerin hastaneye
kaldınldığını söyleyen
Bond, iki öğrencinin
durumunun ağır olduğunu
belirtti. Saldından
hemen sonra gözaltına
alınan öğrencinin "pişman
olduğunu" söylediği,
ancak saldınnın nedeninin
henüz bilınmediği
kaydedildi.
Rusya'da
ABD casusu
• MOSKONA (AA) - Bir
ABD vatandaşının,
Rusya'nın güneyindeki
Rostov bölgesinde
casusluk yaptığı şüphesi
ile gözaltına alındığı
bildirildi. Itar-Tass
ajansının haberine göre
Richard L. Bliss adlı ABD
vatandaşı, 25 Kasım'da,
Rusya lç tstihbarat
Servisi tarafından
gözaltına alındı.
Nazi altını
içîii zirve• Hitler döneminde Yahudiler, Çingeneler ve eşcinsellerden
yağmalanan altınlann sahiplerine geri verilmesi için uluslararası
bir fon oluşturulması bekleniyor. Söz konusu altınlan alan
ülkelerin arasında Türkiye'nin de bulunduğu iddia ediliyor.
Dış Haberler Servisi - Nazi altınlanyla il-
gili ilk uluslararası konferans bugün Lond-
ra'da başlıyor. Üç gün sûrecek konferansm
sonunda, Nazilenn, başta Yahudiler olmak
üzere bütün kurbanlanndan talan ettiği al-
tınlann toplanacağı uluslararası bir fon oluş-
turulması bekleniyor.
Nazi kurbanlannın zararlannı karşılamak
için bir fon kurulması planı ılk kez eylül
ayında, Nazilenn yağmaladığı altrnın iade-
sinden sorumlu üçlü komisyon tarafından
gündeme getirilmışti 1946'da kurulan ve
Ingiltere. Fransave ABD'denoluşan üçlü ko-
misyon, elli yıldır, Nazilenn yağmaladığı
altının yerlerine iade edılmesi ışlemini de-
netliyor.
Naziler, silah ihtiyaçlannı karşılamak üze-
re, işgal ettikleri ülkelerin merkez bankala-
nndaki altınlan, toplama kampına gönder-
diklen kurbanlannın ağızlanndakı altın diş-
len bile toplamışlardı. tsvıçre'de yürütülen
ve sonuçlan Londra konferansma yetiştiri-
len bir çalışma. Nazilenn, kurbanlanndan al-
dıklan altmlann para değerinin 146 milyon
dolan bulduğunu gösteriyor.
Savaş sonrasında gen alınan altının büyük
kısmı, İkincı Dünya Savaşı'nda Nazılenn
ışgal ettiği devletlere gen verilmişti. Lond-
ra ve New York'takı rezervlennde halen 68
milyon dolar değerinde 5 buçuk ton altın
bulunuyor. tngiltere Dışişleri Bakanı Robin
Cook, kurulucak uluslararası fona aktanla-
cak bu altının, bu kez devletler yerine tek tek
bireylere verilmesi gerektiğini düşünüyor. Po-
lonyalı diplomatlar da paranın yalnızca Ya-
hudilere değil, Çingenelere ve eşcinsellere
de dağıtılması gerektiğini vurguluyor.
41 ülkenin katılacağı konferans öncesin-
de, hangi devletlerin Nazilerden altın satın
aldığı ile ilgilı iddialar da yeniden gündeme
geldi. Suçlamalann odaknoktasmdayine İs-
viçre var. Son iddialara göre tsviçre'deki ti-
cari bankalann Nazi döneminde aldıklan
altının tutan 61 milyon 200 bin dolar. Bu,
daha önce tahmin edilen rakamlann üç ka-
tı. Yine konferans için bağımsız bir komis-
yon tarafından yapıİan araştırmaya göre al-
tınlann bugünkü değeri 600 milyon dolar.
Portekiz, Romanya. İspanya, Isveç ve Tür-
kiye, Nazi altınlannı satın almakla suçla-
nan diğer ülkeler.
New York Times gazetesi, Washington'ı
da Nazilenn çaldığı ve llcinci Dünya Sava-
şı sonrasında ABD'ye gönderilen süs eşya-
lannı eritip altın külçelere çevirmekle suç-
ladı.
Nazilerle işbirliği yaptığı iddiaedilen Va-
tikan ıse halen suskun kalmayı tercih ediyor.
Kıbns Rum Kesimi başkan adaylanndan, eski başkan Yorgo Vasiliu, Cumhuriyet 'e konuştu
4
ÇîIler AB'ye güvence verdTREŞAT AKAR
LEFKOŞA- K.ıbns Rum Kesimi 'nde önü-
müzdeki şubat ayında yapılacak olan baş-
kanlık seçimlerinde yeniden aday olan eskı
Rum Yönetımı Başkanı Yorgo Vasiliu, DYP
liden Tansu Çiller' in başbakanlığı dönemin-
de yaptığı gümrük birliği görüşmeleri sıra-
sında Kıbns Rum Kesimf nin AB üyeliğine
itiraz etmeyeceği konusunda güvence verdi-
ğini iddia ederek Türkiye'nin bu tutumunu
sürdürmesinı istedi.
Vasiliu. Kıbns sorununun mutlaka çözül-
mesı gerektiğvm belırtirken tek yanlı olarak
AB'ye yapmış olduklan başvurunun da çö-
züme engel teşkil etmediğını savundu. Tam
üyeliğin gerçekleşmesi için belkı de beş yıl-
lık bir süreç gerektiğini ıfade eden Rum li-
der. "Kıbns sorununun bu kadaruzun bir sü-
re icerisindc çözülemeyeceğini düşünmek is-
temiyorum" dedı. Türkiye'nin, gumrük bır-
liğı müzakerelerinde, Kıbns'm AB üyeliği-
• Gümrük birliğinden önce dönemin
başbakanı Tansu Çiller'in Kıbns Rum
Kesimi'nin AB'ye tam üyeliğine itiraz
etmeyeceği konusunda sözlü güvence
verdiğini öne süren Vasiliu, Türkiye'nin
şimdi tavır değiştirmemesini istedi.
ne destek verdiğıni iddia eden Vasiliu, bu id-
dıasını şöyle sürdürdü: "Türkiye, bü>ük ve
güçlü bir devkttir. Bu konumdaki bir ülke-
den beklenen de vaatlerini yerine getirmesi-
dir. Ben çok iyi biiiyorum ki Sayın Tansu Çfl-
ler, Kıbns'm AB üyeliğine itiraz etmevecek-
leri hususunda sâûâgüvencevermiştir. Bu hu-
susta yaah bir belgenin ounaması gerçekleri
değiştirmez. Dolayısıyla siz gümrük biriiğini
gerçekleştirmezden önce verdiğiniz sözü.ola-
>ın gerçekleşmesinden sonra inkâra kalkar-
sanız o zaman m un oynamış olursunuz. Hal-
buki bu bir oyun değîldiıf
KKTC Cumhurbaşkam RaufDenktaş'ın po-
litıkasını da eleştıren Vasiliu, "Sayuı Denk-
taşsüreklioiarakiki ayn böigeden,Udayn dev-
letten söz ediyor. Aynca sadece geçmişten söz
ediyor ve geleceği düşünmüyor. Ben kendisi-
ne sürekli olarak \lman\a öraeğini verdim.
İki ayn federe dev let olacak. ama bu iki fede-
re devlet, federal bir cumhuriyet yapısı alOn-
da birteşecek. Böylelikle ikitiirafeşit olacak.
Hiçbir taraf. diğerinden güçlü obnayacak"
dedı.
Denktaş'm federasyonu gerçekten ısteyıp
istemediğinden kuşkulandığını anlatan Vasi-
liu, bu hususta Kjbns Türk halkının görüşle-
rini yansıtmadığını savundu. Vasiliu. Kıbns
Türk halkının hem federasyon istediğini hem
de AB üyeliğine destek verdiğini savunarak
Denktaş'ın bunu dıkkate alması gerektiğini
\urguladı.
Rum Bırleşik Demokratlar Partisi Başka-
nı Yorgo Vasiliu, S-300"ler konusunda ise
Klendes gibı konuşarak şöyle dedr
"Benim dönemimde Kıbns'a Exocet fiize-
leri geldi, btınlar da S-300'lerden farkaz fû-
zefer. Türkiye o dönemde yine sert tepki gös-
terdL ama füzeler adaya gekli. Şimdi yaşanan
da aynı şeydir. Biz asİında federal çözümün
bir an önce gerçeldeşmesmi >e füze siparişi-
nin iptal edilmesini istiyoruz. Çünkü füzelere
harcayacağımız paralan ülkemize, Kıbns hal-
kına harcamak istiyoruz. Ancak çözüme gi-
dilmediğisürecekarşınuzda durangüçlü Türk
ordusu sürekli silahlanırken bi/ kendi halkı-
nuza füze alımından \uzgeçtiğimi a söyleye-
mez, gerekçe gösteremeyiz."
kitap kulübü
TAKSİM Sergi Salonu
ARAL1K AYI ETKİNLİKLI
SOYLESİLİ İMZA GUNU
2 Aralık Salı Saat:16.00-18.00
Alman sosyal demokrat politikacı Martin Schulz, Türkiye-AB ilişkisini değerlendirdi
'Türkiye hakkında karar vermeKler'
BAR1Ş DOSTER
Martin Schultz
OKTAY AKBAL MUCAP OFLUOGLU
Kitaplannı imzalıyortar
Adres: Istiklal Cad. (Aksanat Karşıa) Taksım Tel:252 38 81/82
T.C.
ÇORUM ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
Sayr. 1997,248
Şenol Yeşılyurt vekılı Av. Celal Kılıç tarafından Bir-
ten Yeşılyurt aleyhıne açılan boşanma davasında;
Davacı vekili. müvekkilı ile davalının 1992 yılından
ben evli olduklannı, müşterek çocuklannın bulunmadı-
ğını. davalının evden kaçarak başka kışılerle düşüp kalk-
tığını. haysıyetsiz hayat sürmeye başladığını. evlılık bir-
lığinın temelinden sarsıldığını. müşterek hayatın çekıl-
mez hale geldiğıni ileri sürerek taraflann boşanmalanna
karar venlmesını talep etmıştir. Davalının adresı tespıt
edılemedığinden ılanına karar venlmiş olmakla, duruş-
ma günü olan 25.12.1997 günü saat 09.00"da tüm delil-
lenyle bırlikte mahkememızde hazır bulunması veya
kendısini bir vekille temsil ettırmesı. aksi takdirde yargı-
lamaya yokluğunda karar verilerek devam olunacağı,
Bırten Yeşılyurt'a dava dilekçesi teblığı yerine ılan olu-
nur. Basın: 54311
İSTAJVBUL-
Avrupa Parla-
mentosu Üyesi,
Alman sosyal
demokrat poli-
tikacı Martin
Schulz Avrupa
Birliği (AB) için
Türkiye'nin
çok önemli ol-
duğunu ve AB'nin hiçbir üyesinin
Türkiye'ye karşı olmadığını belir-
terek "Fakat AB, Türkiye'yi is-
teyip istemediğine karar verme-
li. Yıllarca Türkiye'ye karşı çok
utanmaz ve ikiyüzlü politikalar
uygulayan AB ülkeleri yeni ma-
zeretler üreterek bu soruyu ya-
nıtlamaktan daha fazla kaça-
ma/lar" dedi.
Çeşitli göriişmeler için Türki-
ye'ye gelen Schulz, Sosyal De-
mokrasi Vakfı (SODEV) ve Fried-
rich Ebert Vakfi'nın konuğu olarak
önceki akşam Pera Palas Oteli'nde
"Lüksembıırg Zir\-esi Öncesinde
AB- Türkh'e Disküeri" konulu bir
konuşma yaptı. Konferansı önce-
sinde görüşlerini aldığımız Schulz.
AB'nin zaman zaman Türkiye'ye
karşı çok acımasız olduğunu, ken-
disinin Türkiye'nin hatalannı bil-
diğini ve yalnızca Almanya ile de-
ğil Irak ile de karşılaştınlmasın-
dan yana olduğunu vurguladı.
AB içinde de belirsiz olan çok şey
olduğunu anımsatan Schulz, "He-
le konu Türkiye olunca kafalar da-
ha da kanşıyor. Fakat Türkiye de
AB'nin kendisi ile üyeleri arasında
bir fark olduğunu unutmamalı.
Çünkü AB'de 15 ayn üye ve dola-
yısıyla 15 ayn görüşve ulusai çıkar-
lar var." diye konuştu.
Türkiye'nin de AB'ye tam üye-
liği gerçekten isteyip, istemediği-
ne bir an önce karar vermesi gerek-
tiğini savunan Schulz, Türk devle-
tinin egemenlik haklannın önem-
li bir bölmünden vazgeçmeye ha-
zır olup olmadığını sordu. Schulz
şöyle devam ettı:
"Mesela poüsleriniz AB'nin il-
gili hukukuna göre davranmay a
gerçekten istekliler mi? Ortak gü-
venlik politikalanna hazır mı sı-
nız? Bu konularda net tavır takın-
mak çok önemli. Ben Türkiye'nin
Gümrük Birtigi'ne girişine karşı
oy kullandım çünkü bu eşit ve adil
bir antlaşma değildi ve AB lehine
Türkiye alevhinegelisrnelerle doluy-
du. Dostlarla böyle antlaşma ol-
maz."
AB'nin bekkntileri
Schulz, AB'nin Kjbns, Güney-
doğu, düşünce özgürlüğü ve de-
mokratikleşme gibi konularda Tür-
kiye'den ciddi adımlar beklediği-
ni de belirtti ve AB içinde Türki-
ye'nin Almanya, Ingiltere ve Yu-
nanistan ile ilişkilerinin daha fark-
lı olduğunu kaydetti. Schulz, poli-
tikacılann pek çok şeyi iç politika
malzemesi olarak kullandıklannı da
anımsattı ve "Bazı Avrupah potiti-
kacdar AB'nin bir Hristiyan Kulü-
bü olduğu tezini çok sık kullanır-
lar ama bu AB kamuoyunun ço-
ğunluğunun görüşü değil, iç politi-
kaya dönük sözlerdir. Mesela Al-
manya'daki 3.5 müVon Türk Al-
man politikacdar için iç politika
malzemesklir'" dedi.
Türkiye'nin Kıbns konusunda
açık ve dürüst olması gerektiğini be-
lirten Schulz, AB'nin adayı şu an
fıilen bölünmüş olarak gördüğünü
ve kendisinin süreç sonrasında
olumlu sonuçlar almabileceğine
inandığını kaydetti. Schulz şunla-
n söyledi: "Güneydoğu sorunun-
da da şüphesiz Ankara'nın görüş-
leriyle Avrupa Parlamentosu'nun
(AP), AP ile de AB Bakanlar Kon-
seyi'nin görüşleri arasında farklar
var. Fakatbiz soruna banşçılçözüm
getirilmesive bölgeyebir an önce ka-
hcı banşın gelmesini istiyoruz. Bu
konuda 55. hükümete 3-4 ayuk ic-
raatından son iyi ya da kötü diyme-
yiz. Yeterli zamanı vermeklaznn. Fa-
kat önceki hükümeün sizin için ne
anlama geldiğini biiiyorum. Tansu
Çiller uluslararası diplomasideki
en inanılmaz ve güvenilmez politi-
kacıydı. Çiller'in GB'ye giriş önce-
sinde "GB'ye giremezsek Refah
Partisi gelir" tehdidi etkili oldu.
Türkiye şunu da unutmasın ki
ABD Türkiye'nin AB'ye üyeli-
ğini kendisi ve NATO açısından
ele alır."
Yunanistan, Türkiye'nin Avrupa Konferansı'na daveti konusunda vetosunu sürdürüyor
Kinkel: Türkiye Genişleme Komitesi'ne katılabilir
KADKÖY1. ÂSLhT HUKUK HÂKİMÜĞİ'NDEN
EsasNo: 1996^97
Davacı Hatıce Yılmaz tarafından davalı Necmettın
Yılmaz aleyhıne açılan gaıplik davasında: Mahkememı-
zin 9.10.1997 gün ve 1996/97 esas, 1997783 sayılı ka-
rannın hüküm kısmında: Hüküm 1- Samsun ilı Çarşam-
ba ılçesı, Dalbahçe köyü c. 047/01, s. 94, k. 28'de nüfus-
ta kayıtlı Halıl oğlu Emıne'den olma 3.1.1956 doğ. Nec-
mettin Yılmaz'ın M. K. 31. maddesine göre gaıplığıne
hüküm fıkra sının ılanına daır karar davacının yüzüne
karşı açıkça okundu. 9.10.1997 Basın: 57072
PARİS (AA) - Almanya Dışiş-
leri Bakanı Klaus Kinkel, Tür-
kiye'nin Avrupa Konferansı'yla
birlikte, Bonn'un kurulmasını
önerdiği "Genişleme Komite-
si"ne de katılmasmı ıstedikleri-
ni söyledi. Batı Avrupa Birliği (BAB) Asamble-
si toplantılannda konuşan Kinkel'in, Türkiye-AB
ilişkileriyle ilgili bir soru üzerine verdiği yanıt-
ta, Avrupa Konferansı dışında, Türkiye'nin Ge-
nişleme Komitesi'ne de çağnlmasına karşı çık-
maması sürpriz bir çıkış olarak değerlendirildi.
Almanya daha önce yaptığı açıklamada, ge-
nişlemenin AvTupa Konferansı içinde değil, ken-
di önerdiği Genişleme Komitesi içinde tartışü-
masını istemiş, ancak buraya Türkiye'nin davet
edilmesine karşı çıkmıştı.
Avrupa Konferansı önerisini ortaya atan Fran-
sa. genişleme konusunun Avrupa Konferansı
içinde tartışılmasını savunurken, bu konuda ay-
n bir komite kurulmasma karşı çıkıyor. Kinkel,
dün BAB Asamblesi'nde yaptığı konuşmada,
Türkiye'nin bölgesel önemine de değinerek. Tür-
• Yunanistan Başbakanı Simitis, Türkiye'nin, uluslararası
sorunlan Lahey Adalet Divanı'na götürmeyi kabul etmesi ve
BM Güvenlik Konseyi'nin Kıbns ile ilgili aldığı tüm kararlara
uyması gerektiğini söyledi.
kiye ile Almanya arasındaki dostluk ilişkilerine
dikkati çekti. Kinkel, AB'nin Gümrük Birli-
ği'nden doğan Türkiye'ye yönelik yükümlülük-
lerini de yerine getirmesi gerektiğini voırguladı.
Yunanistan vetoda kararü
Yunanistan ise. Türkiye'nin Avrupa Konfe-
ransı'na davet edilmesi ve tam üyelık perpektifi
verilmesine yönelik vetosunu sürdürüyor. Yu-
nanistan Başbakanı Kostas Simitis, Fransa Cum-
hurbaskanı Jacques Chirac ve Başbakan Li-
onel Jospin ile yaptığı görüşmelerden sonra bir
basın toplantısı düzenledi.
Simitis, Türkiye'nin, uluslararası sorunlan La-
hey Adalet Divanı'na götürmeyi kabul etmesi ve
BM Güvenlik Konseyi'nin Kıbns ile ilgili aldı-
ğı tüm kararlara uyması gerektiğini söyledi. Av-
rupa Konferansf nın içeriği ve
hedefleri konusunda Avrupa ül-
kelerinin tam bir görüş birliği içe-
risinde olmadıklannı belirten Si-
mitis, bu konunun henüz açıklık
kazanmadığına dıkkatı çekti.
Kostas Simitis. Kıbns konusunda Türkiye'nin
üçüncü bir ülke olarak, Kıbns Rum kesıminin
AB'ye tam üyelık müzarekeleri konusunda söz
söylemeye ve müzakereleri engellemeye hakkı ol-
madığını savundu.
Simitis. Chirac'ın kendisine. Türkiye'nin Av-
rupa Konferansı'na kabul edılmesınin, sorunla-
n çözmede yardımcı olacağı yolunda görüş bil-
dirdiğini de ıfade etti.
Simitis, Chirac'ın, Yunanistan'ın BM Güven-
lik Konseyi üyeliğine tam destek vereceğini ken-
disine ilettiğini kaydetti. Simitis, Kıbns Rumke-
siminin Rusya'dan alacağı S-300 füzeleriyle il-
gili bır soru üzenne de, Kıbns Rum kesimmin
•'bağımsız bir devlet olarak" kendi savunrriası
amacıyla her türlü önlemi almaya hakkı bulun-
duğunu söyledi.
BIÇAKSIRTI
EROL MANİSALI
Avrupalı Olmak mı?
Avrupa'da Olmak mı?
Avrupalı sözcüğü bizde, özellikleTanzimat son-
rasında, "gelişmiş dünyanın simgesi" olarak algı-
landı. Avrupa malı kullanmak, onun gibi giyinmek,
Frenkçe sözcükler söylemek, kısaca Avrupalının
yaptıklarını yaprnak, ona benzemek olarak görül-
dü. Avrupa'nın düşünce sisteminin dayandığı esas-
laria ilgilenenler ise dar bir çevreydi.
"Biçimsel Avrupalılık" hep ön planda oldu. Ay-
nen bugün olduğu gibi. Toplumlar, piramidin te-
pesini "takip ve taklit" ederler, bu kural hiç değiş-
memiştir. Içgüdüsel ve düşünsel olarak bu böyle-
dir. Türkiye'nin tarihinden ve coğrafyasından kay-
naklanan "özel koşullan", biçımin de özle birlikte
bütünleştirilmesini zorunlu kılıyordu. Atatürk "uy-
garlık ve çağdaşlaşma" ile. özde ve biçimde bir
bütün olarak, bunu anlıyordu. Atatürk döneminde
Cumhuriyet Türkiyesi bütün iç zorluklara rağmen
bunu, büyük ölçüde başarabildi. Yeni yetişen ne-
siller özde ve şekilde, bu yola girmişlerdi, yolun ba-
şındaydılar ama, bu uzun ve ince biryoldu. Bu öz
ve biçim bütünleşmesine önderlik eden ise, o dö-
nemin "ıdealizmi" idi.
Bugün geldiğimiz noktada durum biraz farklı: Bi-
çımde büyük sorun yok! Zaten Batı tüketim kalı-
bı Amerika ve Avrupa' nın yaşam biçimini ve tüke-
tim alışkanlıklannı, "ticariyönü ile" iliklerimize ka-
dar yansıtmış durumda. Ancak, işin özünde du-
rum farklı: İşin özünü esas alanlar ile "özde şekil-
ciier" ayrıldılar. Özde şekilciler, küreselleşmenin
"maddeci yönünü" esas alarak Türkiye'yi yönlen-
dirmek istiyoriar.
Bugün Türkiye-Avoıpa ilişkilerinde işin özünü
esas alanlar, "Avrupa gerçekçiliğini, yöntemini ve
toplumun kendi kimliği ile bağdaşan uygarlık öl-
çülerini" öne çıkanrken diğerieri Avrupalılığı, her
ne pahasına olursa olsun Avrupaya bağlanmak bi-
çiminde görüyorlar. Bu biraz da, eski "mandacı"
düşünce yapısının bugüne yansıyan uzantısıdır.
Türkiye-Avrupa Birliği ilişkıleri üzerine kalem oy-
natanlann bazıları, bu düşünce ve yaklaşım farkı-
nın özelliklerini, tipik bır biçimde açıklıyorlar. Ör-
nek mi: 6 Mart 1995'te imzalanan gümrük birtiği
belgesi: Birinci grup bu belgenin içeriğine, tek
yanlı bağlayıcılığına, "mandacı" yapısına eğiliyor
ve bunu eleştıriyor. Olaya bilimsel, nesnel ve ger-
çekçi yaklaşıyor. ikinci grup ise belgenin içeriği ve
mandacı yapısı ile hiç ılgilenmeden, "Bizi AB'nin
vesayeti altına alsa da bu hiç önemli değildir, so-
nuçta Avoıpa'ya yakiaşmış oluyoruz" biçiminde
bakıyor.
Bu iki bakış açısi ve düşünce sistemı arasında
dağlar kadar büyük fark var. Biri, ayaklan ulusai
çıkarlar üzerine oturtulmuş, "AB ile eşit bir yapı-
lanmayı". değişimi öngörüyor, diğeri, onların ve-
sayeti altınagirerek "Avnjpa'da olmayı" kabulle-
niyor. !şte bu nedenledir ki ikinci grup, 6 Mart bel-
gesinin içerdıği maddeleri hiç tartışmadı, tartışmak
istemedi. Bunun yerine genellemeleryaparak, "Bu
belge bizi Avrupa 'ya yaklaştınyor" biçiminde bak-
tî. Oy$Bbut>efcje, hiçbir Avrupa ülkesinin kabul et-
mediği ve etmeyeceği "mandacı" hükümleri içer-
mektedir.
Bunlan gözardı edenler için AB'nin güdümün-
de olmak önemli değildir. "Sürü içinde" olmak
önemlidir. Ancak sürüde, bir tarafta koyunlar, bir
tarafta çobanlar vardır. Bırincıler, çobanlardan bı-
ri olalım, ikinciler ise, çoban olamasak da koyun
gibi sürünün içinde bulunalım demektedirler.
Bu nedenle Avrupalı olmak ile Avrupa'da olmak
arasındaki fark, çok ama çok büyüktür. Türkiye bu-
gün çiftlığin ıçindedir ama, çobanların bulunduğu
yerdekalmamakta, koyuniann yattığı "ağılda" bu-
lunmaktadır. Türkiye AB'nin gözünde, üçüncü ül-
ke konumundadır. 12-13 Aralık'ta genel fotoğraf-
tayer alıp almaması, hiç mi hiç önemli değildir. Fo-
toğrafta yer almaz ise bu, onbeşler artı onbirlerin,
yani çobanlann çekildiği bir resim olacaktır. Tür-
kiye fotoğrafa dahil edilirse, bu sadece, "koyun-
iann da dahil olduğu genel bir çiftlik fotoğrafının "
çekildiği anlamına gelır.
Çünkü Türkiye'yi AB'ye üye yapma konusunda
biryükümlülüğü, birtakvimı, ciddi bir geltşmeyi gös-
teren herhangi bir belırti bulunmamaktadır. AB'de
bazı ülkeler, aman, çiftlığin genel bir resmini çe-
kelim, Türkiye de içinde görünsün ve gücenme-
sin derken, diğerieri daha dürüst davranmakta, "Biz
Türkiye 'yi nasıl olsa ilerde de almayacağız" sade-
ce çobanların resmini çekelim demektedirler.
Işte, Avrupalı olmak ile Avrupa'da olmak arasın-
daki dağlar kadar büyük fark buradan kaynaklan-
maktadır. Önemli olan Batı ölçülerine ulaşmaktır.
Bunu başarırsak, merak etmeyin, AB içine alınma-
sak bile, Avrupalı oluruz.
"Vesayeti" baştan kabul eden bir ülkeye, kim-
se Avrupalı olarak bakmaz, şamar oğlanı gibi itip
kakarlar, fotoğrafın içinde ister yer alalım, ister al-
mayalım. Şükrü Gürel'ın ve Ismail Cem'in, "Biz
artık etek çekmeyeceğiz, şimdi sız düşünün" de-
meleri. yalnız yeni değil, onuriu bir yaklaşımdır da.
Bu yaklaşımı içine sindiremeyenler varsa, bu, on-
lann kişisel sorunlandır, Türkiye'nin değil.
ARGUVAN ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1996 23
Davacılar Sadık Erkaya ve Vahap Erkaya tarafindan
davahlar Hazine ve Paşo mırasçılan aleyhıne mahke-
memızde açılan tapu ıptalı ve tescil davasının yapılan
açık yargılaması sırasında verilen ara karan uyannca;
Davaya konu Arguvan ılçesi Dolaylı Mahallesi 5
no'lu parselin, Hazine adına tespit gördüğünden ıptali
ıstenılmiş, harici taksim netıcesinde Paşo mırasçılan
davaya dahil edılmiş. davanın teşmili yönünden miras-
çılar adlanna teblıgat yapılmış, ancak Abuseyif oğlu tb-
rahım Şimşek'ın adresi tüm aramalara rağmen tespıt
edilemediğinden yukanda özetlenen dahılı dava dilek-
çesinın ışbu ilanın yayın tanhinden 15 gün sonra tebliğ
edılmiş sayılacağı hususlan 7201 sayılı kanun hüküm-
lerine göre ılanen tebliğ olunur. 13.10.1997
Basın: 48927
POLATLIİŞ MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 199743
Davacısı SSK Genel Müdürlüğü vekili tarafından da-
valılar aleyhine açılan tazminat davasından davalı Nec-
mettin Altılar'a daha önce mahkememizin 1990/26 esas
sayılı dosyası üzerinden de yapılan aramalarda buluna-
madığı ve yine mahkememizin yukandaki esas numa-
rasmda yazılı dosyada da tebligatın bila tebliğ iade edil-
diği anlaşıldığından, davalının yeni adresinın temıni
mümkün olmadığından 29.12.1997 tanhlı duruşması-
na gelmesi veya kendısini bir vekil ile temsil ettirmesi,
tayinı ile duruşma günü ilanen tebliğ olunur.
Basın: 56208