Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2ARALIK1997SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Çetin Ipekkaya, Şehir Tiyatrolan'nda Joseph Kesselring'in 'Ahududu' adlı oyununu sahneliyor
4
Para, yaşatan şeylere harcanmalr>
FECİRALPTEKİN
Türk tiyatrosunun önemli isimlenn-
den ve Şehir Tiyatrolan'nın deneyimh
yönetmenlennden Çetin İpekkaya bu
yıl Joseph Kesselring'in "Ahududu" ad-
lı oyununu sahneye koyuyor. "Ahudu-
du", Şehir Tiyatrolan'ndaki son sanat
yılında oyunun başrolünü üstlenen Su-
na Pekuysal için ise bir veda nitelığm-
de.
llk kez 1952 yılında Vasfı Rıza Zobu
ve Reşiha C. Vafi'nin uyarlamalanyla
Şehir Tiyatrolan'nda sahnelenen,
1964'te de Muhsin Ertuğrul yöneti-
minde "Arsenik Kurbanlan" adıyla
Küçük Sahne'de yenıden izleyıciyle bu-
luşan oyun, Istanbul'un Ihlamur semtin-
deki eski konaklardan bınnde yaşayan
iki yaşlı kızkardeş ile akıl hastası yeğen-
lerinın gizlı dünyalanndan keyifli ve
çok "insani" bir kesit sunuyor bizlere.
lyilik ve kötülüğün, masumiyetin ve su-
çun, ortak değerlerle kuşatılmış yaşam-
lanmızdanasıl geçişlılik kazandığını \e
kavramlarayüklenen yanlış, saptınlmış
anlamlann en ince. en aynntılı ömek-
lerini getinyor sahneye "Ahududu".
1950'lerde geçiyor; ama herdevrin in-
sanını, "en insani ulanı" anlatıyor.
Biz de oyunun yönetmeni Çetin tpek-
kaya ile "Ahududu" ve Türk tiyatrosu
üzerine konuştuk.
- Bize biraz "'Ahududu"dan söz eder
nüsiniz?
ÇETİN İPEKKAYA - "Ahududu".
kriminal yanı pohsiye komedinin çok
önemli ömeklerinden bin. fCrimınal ko-
medi, vodvil ya da bulvar komedilerin-
den farklı bir hareketliliğe sahiptir. Kaç-
ma kovalamaca, art arda gelen sürpriz-
ler ve şaşırtıcı öğeler yoktur kriminal
komedide. tzleyici anatemayı önceden
bilir, oyunun başında sahnede neler olup
bittiğini anlar. Kriminal komedinin in-
celiğı, süregelen konu içinde karşınıza
çıkan rastlantı ve aksıliklerle göstenr
kendini. Konu oyunu sürükler.
- Oyunu sahneye koyarken metne bi-
re bir bağlı kalmayı mı seçtiniz?
- Doğrusu metne bire bir bağlı kalma-
dım. Oyunda değişiklıkler yapmamı ge-
rektiren bazı nedenler vardı. Örneğın
"Ahududu"dakı iki yaşlı kızkardeş in-
sanlan öldürüyorlar çünkü bunun ken-
dilenne Tann tarafından verilen bir gö-
rev olduğuna inanıyorlar. Aslında çok
sevilen. herkesin yardımına koşan. lyı
kadınlar bunlar. Oyunda. dıni yortula-
nn bınnde küçük çocuklara karpuz ka-
buğundan maskeler hazırlayıp dağırma-
lan gerelayor. Ben burada ufak bir de-
ğışiklik yaptım ve yaşlı kızkardeşlen
kimsesizler yurdunu ziyarete gönder-
dim. Vasfi Rıza'nın uyarlamasında
• "Bizim en büyük
şansımız, tiyatroya
başladığımız 1950'liyıllarda
bizi büyük sevgi ve saygıyla
karşılayan izleyicilerin
varlığıydı. Bugün beni en çok
kaygılandıran, hükümetlerin,
tiyatronun Türk toplumu için
ne kadar önemli ve gerekli
olduğunu anlamakta güçlük
çekmeleri. Bu anlayış
sürdükçe topluma dünyanın
yaşanmaya değer bir yer
olduğunu anlatamayacağız.
Biz nedense öldüren şeylere
hep daha fazla para
harcıyoruz, oysa yaşatan
şeylere harcanmalıdır para."
Doktor Behzat, Arap aksanıyla konuşu-
yordu, ben onu Azeri aksanıyla konuş-
turdum. Oyundaki miras konulanna
Türk yasalannı esas alarak yeni bir bı-
çım verdim.
- "Ahududu" 1950leri anlatan bir
oyun. Metinde değişiklikltr yaparken
oyunu güncele yaklaştırmak gibi bir
kaygınız da var mıydı?
- Vasfi Rıza Beylerin 1952 uyarla-
ması. o dönem ınsanının ilgisıni çeken
temalan ön plana çıkararak yapılmıştı.
Biz oyunu yine 50'lerde yaşanıyor gi-
bı, aynı kostümler. aynı tavırlar ve aynı
dille oynamayı seçtik; ama bugünün iz-
leyicısinın anlayamayacağı birçok söz-
cük ve deyişi metni yeniden çe\irerek
değıştirdik. Her oyunujıun kendıne öz-
gü bİT kurgusu. bir müzikalitesi vardır.
tşte bunu, dönemin izleyicisinin hisse-
debılecegi ritmlerle yakalamak gerekır.
Bugünün izleyicisi nelerle ilgilenıyor,
'Ahududu', Şehir Tiyatrolan'nda son sanat yılında oyunun başrolünü üstlenen
Suna Pekuysal için bir veda niteliği taşıvor.
nelerden etkileniyor. nasıl bir Türki-
ye'de yaşıyor? Oyunu sahneye koyar-
ken tüm bu sorular dikkate alınmalıdır.
Ben. Shakespeare'i kol saatiyle oyna-
mayı "günceueştirme" olarak kabul et-
miyorum. Güncelleştinnek, izleyicinin
oyunu izlerken kendini kaptınp konu
içinde yok olmamastnı. eriyip gitme-
mesinı, evinin kapısını kapatıp yola çı-
karken taşıdığı havayı kaybetmemesini
sağlamaktır. "Ahududu"nun bu yeni
uyarlamasını gerçekleştirirken de
1990'lann tstanbullusunun nasıl bir tra-
fikten geçip tiyatroya geldiğini, ne ka-
dar kalabalık bir otobüste yolculuk et-
tiğıni düşünmek zorundaydım. Vasfi
Rıza Bey'in çizgisinden aynlmamaya
özçn göstererek bazı sahneleri kısalt-
tırrt. bazılannı yok ettim ve bazı ekle-
meler yaptım. Bu aşamada da tek kay-
gım, izleyicinin algılama biçimine ce-
vap verebilmekti.
- "Ahududu' da zengin bir oyuncu
kadrosu ile birlikte çalışıyorsunuz. Kad-
ro ov unu nasıl etkiliyor?
- Ben daha önce 350 kişilik oyun da
yönettim. tek kişilik oyun da. "Kalaba-
hk oyunlan yönetmek daha zordur" dı -
ye bir kural yok. Her işin kendıne özgü
bir güçlüğü vardır. Biz de onu bilir, ona
göre davranınz. Kalabalık oyunlarda
tek sorun trafik olabılir. bu da çözüm-
lenmeyecek bir sorun değildir zaten. Ti-
yatroda esas. yönetmenle oyuncu ara-
sında yaşanan süreçtır, anlayıştır, sabır-
dır. Tiyarro yönetmeni, birlikte çalıştı-
ğı her oyuncuyu en az kendisi kadar sa-
natçı kabul etmeli, oyuncunun tüm se-
vinçlerini ve kederlerini dakika dakika
paylaşıp onu yüreklendirmelidir. Tek
kişilik olsun. 100 kişilik olsun oyuncu
denen o garip yaratıkla karşı karşıya
kaldığınızda. onun yaratıcılık anındakı
o tuhaf sıkıntılannı. doğum sancılannı
ıçinızde hissedersiniz. tşte o zaman en
çok ihtiyaç duyduğunuz şey sabırdır.
- Sahneye koyacağınız oyunu seçer-
ken en önemli ölçütünüz nedir?
- Ben bir oyunu değerlendirirken yer-
h yabancı aynmı gözetmem. Sanat, ay-
nnttlan arar. mükemmelliği ister. Oy-
nanmayı hak eden de iyi oyundur ışte.
Izleyicıye dünyayı, yaşarru, insani anla-
tan. izleyiciyi bu konular üzerinde dü-
şündürebılecek oyunlan seçmelidir ti-
yatrocu. Biz ödenekli tiyatrolar da top-
lum için çalışmak zorundayız. Insan
olan varlığı yüzlerce yıldıretkilemış bü-
yük klasikler vardır. Özel tiyatrolann
böyle büyük prodüksiyonlan gerçek-
leşrirmeye güçleri yetmeyebilir; ama bi-
zim görevimiz. bugünün genç insanına
da Shakespeare'i, MusahipzadeCelal'i,
"loliere'i tanıtmaktır. Dünyada yaşamı
ve insani Moliere kadar ıyi anlatan, ya-
şadığı günü î1
ıu ahipzade kadar ıyi yan-
sıtan çok az >azar vardır.
- Türk tiyatrosunun bugününü nasıl
değerk'ndiriv orsunuz?
- Genç kuşaktan çok umutluyum. On-
lar hem bizim karşılaştığımız zorluk-
larla karşı karşıya değiller hem de bizim
hatalanmızı yapmayacaklar. Genç ku-
şak daha inançlı. daha yüreklı ve daha
dayanıklı. Bizden daha çok okuyup
araştn ıyor. Bizim en büyük şansımız, ti-
yatroya başladığımız 1950'li yıllarda
bizi büyük sevgı ve saygıyla karşılayan
izleyicilerin varlığıydı. Ustalanmız da
çok güvendiler bize. çok yol açtılar, çok
şeyi emanet ettiler. Bugün beni en çok
kaygılandıran. hükümetlerin, tiyatro-
nun Türk toplumu için ne kadar önem-
li ve gerekli olduğunu anlamakta güç-
lük çekmeleri. Fransız hükümeti bütçe-
de dördüncü sırayı kültür ve sanata ayı-
nyor; bizde ıse kültür son sırada. Bu an-
layış sürdükçe ve toplum sanattan uzak
kaldıkça insanlara gereken yaşama se-
vıncini veremeyecek onlara dünyanın
yaşanmava değer bir yer olduğunu an-
latamayacağız. Bu sevince yabancı ka-
lan insanın daha iyi bir yann için çalış-
mak. yaşamaya özen göstermek gibi bir
kaygısı olmayacak. Biz nedense öldü-
ren şeylere hep daha fazla para harcıyo-
ruz, oysa yaşatan şeylere harcanmalıdır
para. Silvan'daki adam da tıyatro izle-
yebılmelidir. Işte o zaman o adam dev-
letin trenının camını kırmaz, devletin
yolunu kazıp gitmez. Devletin tiyatro-
yu ciddiye alması şarttır. Bunun için de
çok tiyarro değil. kaliteli tiyatroya prim
verilmelidir. Devlet, çıkıp sululukla ışi
yürütenlere "Buna hakkın yok" deme-
İi. işinı ıyi yapmakla görev li olduğunu
söylemelı. bunu söylerken de en iyi
biçımde çalışacağı ortamı sağlamalıdır
sanata ve sanatçıya.
Yıldız Kenter, 'Sırça Kümes'i İzmir DT'de sahnelivor
' Sanatı seçen
farklı olmalı'
Gültekin Emre'nin Berlin'de yayımladığı şiir dergisi beşinci yılını kutluyor
i ülke arasında şiirsel köprü: Şiir-lik
GÜNER\tlREKLİK
lZıMİR (AA) - Y ıldız Kenter.
40 yıl sonra Dev let
Tiyatrosu'na geri dönüyor.
Oyunculuk yaşamının ilk
yıllannda geldiği Izmır'de,
bu kez oyun yönetmek için
bulunan sanatçı. Tennesse
VViniams'ın 4
Sırça Kümes'
adlı oyununu sahneye
koyuyor. İzmir Devjet
Tiyatrosu Müdürü Önder
Alkım ve oyunda rol alan
sanatçılarla birlikte basın
toplantısı düzenleyen
Kenter, ödenekli tiyatrolann
desteklenmesi gerektiğini,
bu nedenle Izmir'de bir oyun
sahnelemeyi kabul ettiğini
söyledı. Konservatuvar
öğrencisiyken geldiği ve 'Uk
aşkını yasadığı' tzmir'in
kendisine ve tiyatrosuna her
zaman kucak açtığını
anlatan Kenter, "fstanbuTda
sadece çahşıyorum. İzmir'de
yaşamayı, Istanbul'a tercih
ederim" dedı. Devlet
Tiyarrolan'nı, geldiği durum
nedeniyle eleştirdiğinin
anımsatılması üzerine.
yargılayan bir konumda
olmadığını ifade eden
Kenter, şöyle konuştu:
"İnsanlar yaşadıklan çağm
etkisinde kauıiar. Ne yaak ki
1980 sonrası her şeyde
ucuzluğa rağbet edildi. 40 yıl
öncesi ile bugün arasında
çok fark var. Bugünün
sanatçılanm suçlayamam,
çünkü bu çağın
getirdiklerinden
etkileniyorlar. Ama eğer bir
kişi sanatı seçmişsc. farklı
olmayı göze almahdır.
Çalışan ile çalışmayanın eşit
tutulduğu, koltuğu
kaybetmemek için her türlü
tavizin verildiği bir ülkede,
Atatürk Türkiyesi'ne
yakışmayan bir tablo var.
Nedense. istifa denilen bir
müessese olduğu bep
unutuluyor." Yaşanan
'toplumsal trajedi'nin sanatı
da etkikdiğini, bıreysel
sanat hareketlerindekı
başanya rağmen topluluk
olarak her zaman başanlı
olunmadığını savunan
Kenter "Eskiden devlet
adamlan sanan sever.
sanatçıvı desteklerdi. Basın,
seyirci ve sanatçı birliktetigi
vardı. Ucuzun hâkim olduğu
günümüzde, kalitcsizlik
yaşamın her alanına egemen
oldu" diye konuştu.
Kenter'in sahneye koyduğu
"Sırça Kümes" adlı oyunda
rol alan İZDT oyuncusu
Yıldız Kültür, Kenter ile
çahşmanın 'zor ama keyif
verici' olduğunu belirtti.
Can Yücel tarafından
Türkçeye çevrilen 'Su^a
Kümes' oyununun prömiyeri
bugün Konak Sahnesı'nde
gerçekleştirilecek. OvTjnda
Yıldız Kültür, HülyaGüray,
Serdar Kamalıoğlu ve Mete
Şahinoğlu rol alıyorlar.
BERLİN - Yurtdışında yayımlanan en uzun
ömürlü dergi unvanını da elinde bulunduran
"Şiir-ük". Berlin ile Türkiye arasında şiirsel
bir köprü kurmayı amaçlıyor. Almanya'da
Türkçeye sahip çıkmayı, Almanya'da yetişen
gençlerin anadillerine şiirlerle yaklaşmalan-
nı sağlamayı hedefleyen dergi beşinci yaşına
giriyor. Gültekin Emre ile "Şfir-tik" üzerine
konuştuk.
-' Şiir-lik 'i ne zaman yayunlamaya başladı-
nız?
GÜLTEKİN EMRE - "Şiir-lik"i Şubat
1994'tenberiyayımlıyoruz.45(Kasım 1997)
sayıdır yayın dünyasıntn içindeyiz.
-' Şiir-lık"i vayımlamaktaki amacınız neydi?
"Şür-tik"ten önce Nisan 1986-Ekım 1987
arası 17 sayı yayımladığımız "Parantez" der-
KÜLTÜR • SANAT
gisi deneyi var. Şiir ağırlıklı bir dergiydi "Pa-
rantez" ve Berlin'de şiire gönül veren genç-
lerin dergiye omuz vennesiyle kendini kabul
ettirmişti. "Şiir-lik" Berlin'de şiire ilgi duyan
ve şiir yazan gençlerin yoğun istemı üzenne
yayın yaşamına başladı, onlarla sürdürüyor
yayırunı. Berlin ile Türkiye arasında şiirsel bir
köprü kurmayı amaçlıyor dergi. Alman ve Av-
rupa şiirinden çevirileri ve şiir üzerine yazıla-
n Türkiye'deki şairlerin şiirlerini. şiir yazıla-
nnı. denemelerini birlikte sunmayı amaçla-
mıştık başından beri ve 45 savıdır hedefledi-
ğimiz çızgiyı sürdürüyoruz.
- Dergi yakındabeşinci \ ılına girecek. Bu sü-
re içinde ne gibi aşamalardan, değişûnlerden
geçtiniz?
"Şiir-lik'' 22 sayı 4 sayfa olarak yayımlan-
dı. Okurlanmdan gelen yoğun istek üzenne
sayfa sayısını arttırarak Ocak 1996 'dan başla-
yarak yani üçüncü yaşında, 8 sayfa olarak ya-
yımlanmaya başladı. Dergimiz 8 sayfa ama
içerik ve hacım olarak 48 sayfalık bir dergiye
bedel. 9 sayı süren "Ahnan ŞiirTarihi" üzeri-
ne yazılar ilgi çekti. Haydar Ergülen, Eylül
1995'te (19. sayıda) bir yıl boyunca "İtina İle
Şür Okunur" başlığıyla Türkiye'deki dergiler-
de yayımlanan şiırleri değerlendirdi, kendi be-
ğenisinın süzgecinden geçirerek... Haydar Er-
gülen'in yazılan çok fazla beğeni topladı. Hü-
seyin Ferhad, "Bir Derya Mektuplain''nı yaz-
dı. Salih Bolat. şiir kıtaplannı tanıttı "BirKi-
tap" başlığıyla. Dergimizin beşinci yılına gi-
rişini "Şiir-4Ük"te yayımlanan şıırlerden ve şi-
ir yazılanndan oluşan bir seçkiyle kutlayaca-
ğız. Şiirseverlere değişik bir seçki sunacağız.
Buradaki gençlere Türk şiirini tanımalannı
sağlayacak kalıcı bir kitap bırakacağımızı dü-
şünüyoruz böylece.
293 89 78 13 HAT)
SES-1 885/ORTAOYUNCULAR
,Tel: 212-25118 65 Fax: 244 43 27 - İSTİKLAL CAD. 140-BEYOĞLU
1O ARALIKTAN BAŞLAYARAK
246 35 89 247 36 34
TerenceMcNally
MAR1A
CALLASYsr Yıldız Kenter V.enme4
. Brkiye
Cev lAenmei Baydı» YıMız KmtH
Nutuk un Okunusunun
70. Yılı Nedeniyle
Mustafa Ketnal Atatürk
NUTUK
Yorumlayan: Musfık KENTER
27-29 KasıtTSaa::ı 30
îlKasırr Saai 15 CD
4-18 A'alık Saai 21 00
6-7 AralıkSaaı 15.00
FERHAN ŞENSOY
FERHANGİ
ŞEYLER
1266. OYUN
Çarş./Perş. 21.00
FERHAN ŞENSOY
FELEK
BİR <5ÜN
SALAKKEN
35O. OYUN
Pazar 15.30 ve 18.30
KURGULAYAN FERHAN ŞENSOY YONETEN DERYA BAYKAL
FERHAN ŞENSOY-RASİM ÖZTEKİN-LEVENT ÜNSAL-ALİ ÇATALBAŞ-ŞÜKRAN DEDEMAN
ERKAN OÇÜNCÜ-ÖZKAN AKSU-SAYCIN DELİBAŞ-SEVİNÇ ERBULAK-SEVİL AKI
Cuma 21 -OO Cumartesi 18.30 - 21.00 Küttur Bakanl'öınin katkıtarıyta
B İ L E T S A T I Ş Y E R L E R İ :
Ortaovuncular Gtse : 251 18 G5-66 Vakkoramalar: Taksim, Suadive. Rumeli. Akmefkez
Bedr, Rohm, EYUBOGLU
Eren EYUBOGLU
Müseyın Bİ1İŞİK
Leyla GAMSIZ
Mehmet PES£N
Ruzm GERÇİN
Zekı KRAL
Burhan UYGUR
Guler HAŞİMOĞLU
Nuri İYHM
2 - 24 Arahk'97
Karma Resim Sergisi
• • • •
ÜIİİİIM
Sanat goderisı
IsketeCad Sefin Sok. No: 1121
:addeboslai T
el .'0216ı 360 99 64
'."C*C; •"." *"-• C" *",
;
Galeri ^||
Atölye 7 T {|
' ilanlarınız l\\î
İçin: ' ' »g
? 2 9 3 8 9 7 8 £
| (3 h a t ) jj
HER PERŞEMBE
ı H II.
Çarşamba-Cuma-Cumartesi
SONAT & ORHAN
Vapm tekelesı Sok. No.: 4ffi Ortaköy
Rez.Tel:0212
HARBIYE MUHSİN ERTUĞRUL SAHNESI : 0 2 1 2 2 4 0 77 20
Bertolt BRECHT
KAFKA5 TEBEŞİR DAİRESİ
Tırian KAFAOAJt
Sctm ATAKAN
Yucel e«TEN - HZı/er 5*MN
r 4
Cr ERTIÛIUL 1*TO OUUVH Jn, « « .
r KtR$EHIIUO^LU Kcmrf KOCATUItt. H«qw KÛAOOU J
0 0 U 4 S
, UVAİ
KÛSTEH M ÛNGÛA£K
BCUO4US™#»IKJOÛ.UCml>
ı.S
¥ww SKER. Scrah njĞSL Enw UMULU
»İLIT
OYUN TARtHLERl J-1-5-6-7-I0-I I-I2-I3-H ARAUIC
OYUN OUNLEKİ ÇAR^KBA İ0.10 / PEHŞEMBE 20-10 ' CUH» 20.30
CUMAKTESI 15 0 0 - 1 0 ) 0 P/kZAR I S 0 0 - I I 1 0
Uluslararası Selanik Film Festivali
Altın hkender ödülü
'Road To Nhill 'in
ASL1SELÇUK
SELANİK-21-30 Ka-
sım tarihleri arasında dü-
zenlenen 38. Uluslararası
Selanik Film Festiva-
li"nde ödüller sahiplerini
buldu. 'Altın tskender
ödûlü'ne Sue Brooks'un
yönettıği'RoadToNhill'
(Nhill Yöhı) isimli Avustu-
ral>afîlmi layık görülür-
ken Gümüş Iskenderödü-
lüne (Jüri Özel Ödülü)
Derviş Zaim'ın yönettiği
Tabutta Rö\aşata" layık
görüldü.
Dervış Zaım'in yönet-
tıği '"Tabutta Rövaşata"
ısımlı film son biray için-
de yurtdışında katıldığı 4.
festıval olan Uluslararası
Selanik Film
Festiva-
li'nden aldığı
2 ödül ile
uluslararası
platformda
aldığı ödülle-
rin sayısını
sekize çıkar-
dı. Uluslara-
rası Selanik
Film Festiva-
lfnde Ulusla-
rarası > an şma
bölümündey-
eralanfilmde
.\hmet Uğurlu 'en iyi er-
keko>uncu' ödülünü alır-
ken, Tabutta Rö\aşata'da
Gümüş Iskender (Jüri
Özel Ödülü) ödülüne la-
>ık görüldü. Film, aldığı
ödüllerin yanı sıra seyır-
cilerin er çok beğendiği
filmler listesinde ikincı
sırada yer aldı. Tabutta
Rövaşata. Fransa'da
MontpellıerFilm Festiva-
li'nden kazandığı üçödü-
le yine Fransa'da Amiens
Festivali"nden kazandığı
Asya Sineması Tanıtma
Ağı tarafından verilen
Asya Film Ödülü ve To-
nno Film Festıvalfnde
kazandığı ödüllere iki ye-
ni ödül daha ekleyerek
yurtdıştndan aldığı ödül
• Festivalde,
Gûmûş
Iskender Ödülü
Derviş Zaim'in
yönettiği
Tabutta
Rövaşata'ya
verilirken, En
tyi Erkek
Oyuncu Ödülü
de Ahmet
Uğurlu'nun
oldu.
sayısını sekize çıkardı.
'En İyiYönetmen Ödü-
Hi'nü 'rWentDown'(Aşa-
ğıİndim)isimli fılmin yö-
netmeni Paddy Breath-
nach, 'En İyi Senaryo
Ödülü'nü Tvventy Four
Seven (Yirmi dört Vedi)
isimli filmin senaryosuy-
la Shane Meadovvs ve Pa-
ulFraseraldı. 'En İji Ka-
dın Oyuncu Ödûlü'ne
'No Sympathy For The
Devil' (Şe>tana İltifat
Yok) isimli filmdeki ro-
lüyle Lena KJtsopoulou,
'En İyi Erkek Oyuncu'
ödülüne de Ahmet l'ğur-
lu layık görüldü. Auli
Mantila'nın yönettiği
'The Collector' (KoUeksi-
yoncu) ısımlı film 'En İyi
Sanatsal Kat-
kı Ödülü'nü
aldı. Zoran
Solomun'un
yönettiği 'Ti-
redCompani-
ons' (Yorgun
Yoldaşlar) ve
Harry Sincla-
ir'ın yönettiği
'Topless Wo-
men Talk
About Their
B\es" (Üsteüz
Kadınlar Ya-
şamlannı An-
latıyorlar) isimli filmler
de Ozel Mansiyon aldılar.
Halkjürisi ise yönetmen-
liğinı Totn Tvvyker'in
yaptığı 'W intersleepers'
(Kış Uykusundakiler) ve
yönetmenlığıni Timon
Koulmassis ve Iro Siafli-
aki'nın yaptığı Sinassos
filmlenni seçti. Festival-
de. Ömer K^ıır'un 'Ak-
rebin Yolculuğu', 'Ana-
ynrt Oteli" ve 'Gizli Yüz'
filmleri ile Zeki Demir-
kubuz'un 'Masumiyet'
isimli filmleri de yarışma
dışı gösterime girdi. İs-
tanbul Film Festıvalinde
ödül almış olan 'Akrebin
Yokuluğu' isimli film en
çok ilgi gören filmler ara-
sında yer aldı.
Brahms \e yapıöna ilham olan Richard Mühlfeld.
Bpahms'ın elyazması müzayedede
• Kültür Servisi - Brahms'ın onjinal bir elyazması
vapıtı. önümüzdekı günlerde Londra'da satışa
sunulacak. Müzayedede beş yüz bin dolara alıcı
bulması beklenen elyazması, pıyasaya sunulan en
değerlı parçalardan biri olarak değerlendiriliyor.
Çalışmalannı saklamayı ya da yakınlanna vermeyi
sevmeyen Brahms, elyazmalannın çoğunu yok ederdi.
Ancak iki sonattan oluşan bu değerli bölümü,
kendisine ilham veren klarnet sanatçısı Rıchard
Mühlfeld'e vermişti. Mühlfeld'ın vârisleri, şimdi bu
nadıde parçalan satışa sunuyor.
Brahms, Richard Mühlfeld'le 1891 yılında, beste
yapmayı bıraktıktan bir yıl sonra tanışmıştı.
Mühlfeld'ın duygulu performansından çok etkilenen
Brahms. tekrar müziğe dönerek Opus 120-bir ve iki
numaralı sonatlannı besteledi. Sonuç olarak Brahms'ın
en önemli piyano ve klarnet yapıtlan olarak
değerlendırilen besteler çıktı ortaya.
Brahms. Mühlfeld'e ithaf ettiği yapjtm elyazmalannı
'Enstriimanının ustası Richard Mühlfeld'e. En içten
sevgi ve mınnetlenmle' notunu ekleyerek kendisine
armağan etmişti. Viyana'da birkaç müzede elyazmalan
bulunan Braîıms, Beethoven ve Mozart gibi
sanatçılann elyazmalannı saklamasına karşın kendi
elyazmalannı bir yayıncıya kopyalattıktan sonra yok
ediyordu. Londra'da satışa sunulacak olan sonatlar,
ıstenen fiyata alıcı bulursa en pahalı Brahms
elyazmalan olacak.
3. AVRUPA FİLMLERİ FESTİVALİ (ANKARA)
BUGÜN
• Kavaklıdere Sineması 1230 Kör Talih (kısa)
Bostancının Köpeği
15.00 Eksi Dokuz (kısa) Obis Pictus
19.00 Fotoğrafçı (kısa) Kızıl llahi
21J0 Heinz'ı Oldürmek (kısa)
Güzel Köy Güzel Alev
• Fransız Kültür Merkezi 15.00 Avrupa Panoraması
1830 Aardman Anımatıons
• Atanan Kültür Merkezi 1830 Hayat bir tnşaat
Alanıdır
BUGÜN
• .\KSANAT'ta saat 12.30 ve 18.30'da Haydn
konseri izlenebilir.
• İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ saat
20.00'de Tosca'yı sahneliyor.
• CÖÇERLER FOTOGRAF KULÜBÜ'nde saat
19 30 da Sabit Kalfagilın 'Fotoğrann Yapısal
Öğeleri' başlıklı, anlatımlı dia gösterisi izlenebilir.
(414 44 74)
• ÇEKÜL GENÇLİK BİRİMİ Tarihsel ve Kültürel
Gelışım İçinde Anadolu Seminerleri kapsamında
saat 18.30'da Prof. Dr. Oktay BelU'nin 'Doğu
Anadolu'nun Ozgün Uygarlığı Urartular' başlıklı
semıneri. İTÜ Taşkışla 213 no'lu odada izlenebilir.