18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 KASIM 1997 SALJ HABERLER Susurluk Komisyonu üyesi CHP'li Fikri Sağlar, İbrahim Şahin'in 7-8 kişi tarafından korunduğunu söyledi 'Çeteler hücuma geçti'ALPER BALLI ANKARA - Susurluk Komısyo- nu'nun CHP'li üyesi Fikri Sağlar, ilk al- tı ayda kirli ilişkilerin aydınlatilması için birçok eylem gerçekleştıren halkın ikinci altı ayda gen çekıldigını; çetele- rin hücuma geçtiğinı söyledi. Sağ- lar,"Onlar prestij kazandı. İbrahim Şa- hin 7-8 kişi tarafından konınuyor. Zaten bunlar arka arkaya sıralandıkça bu hü- kümetten bir şey beklememek gereki- yor.Dok'ün kapılan kapalıydı" dedı. Fıkn Sağlar'ın Susurluk'la ilgilı soru- lanmıza yanıtlan şöyle: - Yeni bir komisyon kurulmasının bei- ki de soruşturma komisyonuna dönüştü- relerek kurulması gerektiğini düşünüyor musunuz? - Komisyon çalışmasını tamamladı ve bitti. Mart ayından sonra bir sene geçi- yor ondan sonra yeniden kurulacak ko- misyonda benzeri olaylan irdeleyebile- cek meclis oluşumlan bu sefer daha farklı davranacak. Birkerekomisyonlar daha yetkıli olmalı. Daha çok yetkililer- le donanarak, yeniden bu konulann üze- rine gıtmeli. Çete oluşumlannın faaliyetlerini ra- hatlatacak. bunlardan kendilerine çıkar sağlayabılecekoluşumlar. "Devletsırn" kavramı üzerinde durulması gerekiyor. Devlet sırn kavramı arkasına saklanıl- mış. Bence Türkiye'de atanmış olan in- sanlar seçilmiş olan insanlardan daha çok bilgi sahibi insanlar ve halk demok- rasinin tanımının temel noktası olan halk için halk adına yönetim tanımı esprisi or- tadan kalkmış oluyor. Atanmışlann dev- let sırnna sahip olmalan demek halk için halkın kendisini yönetmesi anlayişından uzaklaştığını gösteriyor. Atanmışlar çı- kıp diyorlar kı. "Biz bu örtülü ödenekie ilgili harcamayı söylersek savaş çıkar ya da biz bu silahlan nereye venüğimiz söy- lersek savaş çıkar." • Sağlar: Hep "devlet sırrT kavramı arkasına saklanılmış. Bence Türkiye'de atanmış olan insanlar, seçilmiş olan insanlardan daha çok bilgi sahibi. Savaş karannı TBMM verir. Yani se- çilmiş olanlar verir. Hiçbir yasa bir atan- mışa bir memura ülkeyi savaşa sokabi- lecek yetkileri ya da faaliyet görev açık- lamasını yapmamıştır. Bunlar. bir ülke- yi savaşa sokabilecek, ülkenin geleceği ile oynayabilecek kararlan verebilmek- teler. Bu, hukuk devletinden uzaklaştı- ğımızın önemli göstergelennden bıridir. Güvenlik güçleri istihbarat örgütleri- nin hesap vereceği yer yok. tstihbarat güçleri başbakana bağlıdır. Cumhurbaş- kanına bilgi verir. Sonra cumhurbaşka- nı. başbakan sustuğu zaman ya da bu iş- lerin içinde olduğu zaman ne yapacak- sınız? Onu denetleyen bir mekanizma yok. Onu denetleyen mekanizma cum- hurbaşkanı ve başbakanı seçen meclis- tir. Ama meclis bu denetimi elinde tut- madığı içindirki istihbarat örgütleri ken- di başlanna keyfi hareket içerisıne gire- bilmektedir. - Susurluk nasıl aydınlanır? - Kararlılıkla üzerine giderek. Bu bağ- lantılann içinde yer alanlann itiraflan- nın da aydınlanmada çok büyük önemi olabilir. Faili meçhul cinayetlere giden- lerin gerekçeleri, insanlar bildikleri, eğer katil değillerse, olaylann görgü tanığı iseler, toplumda kendüerini hoşgörüyle kabul edecekleri bir mekanızmanın ku- rulması gerekiyor. Hoşgörii, toplumsal uzlaşma ve bil- diklerini aktarma komisyonu kurulabi- lir. İnsanlar, oraya gelmeliler. Olaylan takip eden ve olaylan faili olan bilgi sa- hibi olan insanlar da kendüerini aklama yolunda, toplumla banşma yolunda bil- diklerinı anlatarak olaylann çözülmesi- ne yardım etmeli. - Dokunulmazlıklar_ - Dokunulmazlıklan kaldıramadık bir yıldır. Dokunulmazlıklann kalkmamış olması bu konuda çetelenn cesaret ka- zanması güç kazanmasma neden oluyor. Ben geçen bir yılı ikiye ayınyorum. İlk altı ayı toplumsal kararlılık ve bunun pe- şi sıra çetelenn bütün yaptığı olaylar, Türkiye'nin hukuk devletinden çıkanl- ması nedenleri. kışileri, örgütleri kurum- lannın ortaya çıkması birinci altı ayda halkın büyük kazanımı, büyük ilerleme- si var. İkinci altı ayda ise çetelenn karşı ta- amızu ve bir kazancı var. Dokunulmaz- lıklar kaldınlamadı. Yargıya ıntikal et- miş bu konudaki sanıklar rutuksuz ola- rak yargılanmaya başlandı. tkinci ışık söndürme olayında da halk geriye çekil- di. Çeteler hücuma geçtı. Onlar prestij kazandı. fbrahim Şahin 7-8 kişi tarafın- dan korunuyor. Zaten bunlar arka arka- ya sıralandıkça bu hükümetten bır şey beklememek gerekiyor. Bunlann da RE- FAHYOLdan farklı olmadığı ortaya çı- kıyor. Kamuoyu bunlan görüyor. Ger- çekten halkımız demokratik hukuk dev- leti yönündeki talebini devam ettirerek, istediği noktaya ulaşacak mıdır? Yoksa çeteler kendi düzenini devam ettırecek- tir. Eski tas eski hamam devam mı ede- cek? Yeniden fali meçhuller başlayacak mı? Düşüncesinı açıklayan insan kode- se ya da kurşunla öbür dünyaya gönde- rilmeye devam edecek midir? BİTTİ İstanbul Barosu Başkanı YücelSayman. Sayman 'Kutsal devlet korundu' Susurluk davalannı ba- şından ben izleyen İstanbul Barosu Başkanı Yücel Say- man. "kutsal devlet anlaşı- şı'"nın her olayda korundu- ğunu söyledi. Sayman'ın. "devlettekı ters yapılanma" konusundaki görüşü şöyle: Bu yapılanma çerçe\esınde terörle mücadele yöntemi olarak bazı kararlaralınıyor ve uygulanıyor. Bu kararlar ve uygulamalar çerçevesin- de de hukuki temelı olmadı- ğı halde korucular adı veri- len sılahlı kişilerle adı cina- yetlere ve uyuşturucu ka- çakçılığına kanşmış kişıler- den yararlanılıyor. Onlara olanaklar sağlaniyor. Faili meçhul cınayetler gıbi ka- rarlar alınıyor. Sorun bu yapılanmanın doğru olup olmadığı. yasal bir zeminde yapılıp yapıl- madığı. Bu. ancak bir hu- kuk de\ leti bilincıyle yakJa- şılırsa ortaya çıkar. Parla- mento ve hükümette olsun hep bir ~kutsal devlet" an- layışı var. Devlet sırn, tıca- ri sır gibı kavramlar altında esas iddianın üzenne gıdil- medi. Bu ıddia yolunda maddi delil intikal ettirilme- di. Yargı da ortaya çıkanlar- la ılgili olarak henüz tüm yetkisıni kullanmadı. Tıka- nıklık ortaya çıktı. S u s u r l u k ' u n b i r y ı l ı Devlet suçüstü yakalandıKEREM ILGAZ/ HÜLYA TOPCU Balıkesir'in Susurluk İlçesi'nde 3 Ka- sım 1996 tarihinde meydana gelen trafik kazası devlet içinde örgütlenildiğinden kuşkulanılan "çete"ninvarlığını üstüörtü- lemeyecek delıllerle açığa çıkardı. Kazada Ankara Bahçelievler katliamı sanığı, uyuşturucu kaçakçılığından hü- kümlü ve eski ülkücü Abdullah Çatiı. Te- rörle Mücadeleden Sorumlu eski Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ ve İco- rucubaşı DYP milletvekili Sedat Bucak'ın birlıkteliğı kanıtlandı. Otomobilde suikast amaçlı sılahlar. bir miktar uyuşturucu ve dönemın İçişleri Bakanı MehmetAğar ım- zalı özel silah taşıma ruhsatlan ele geçiril- dı. Olaydan sonra sivil toplum örgütleri ve medya, çetenin suçüstü yakalandığını be- lirterek. çetenin bütün bağlantılanyla açı- ğa çıkanlması için ülke genelinde yoğun kampanya başlattılar. Medya elde ettiği ba- zı görüntülerle çetenin varlığını ve ilişki- lerini belgelerken, sivil toplum örgütleri de Türkiye'nin bugüne dek gerçekleştirilmiş en büyük sivil eylemlerinden olan "Sürek- li Aydmhkİçin Bir Dakika Karanhk" kam- panyasını başlattı. TBMM'nin muhalefet kanadını oluştu- ran CHP ve ANAP liderlen de sivil toplum örgütlerinin bu tepkisi doğrultusunda çete- nin açığa çıkanlmasını siyasal platformda dile getirdıler ve TBMM 'de Susurluk Araş- tırma Komisyonu oluşrurulmasını sağladı- lar. Çalışmalannı tamamlayan komisyon da. araştırmalannda "siyaset- mafya- dev- let" bağlantılı bir çetenin varlığını tespit ettiklerini belirttiler. Komisyona ifade veren ve aralannda Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Da- ire Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı'nın da bulunduğu birçok üst düzey yetkıli de çe- tenin varlığına ilişkin açıklamalarda bu- lundular. Trafık kazasını soruşturan Susur- luk Cumhuriyet Savcısı İmdat Kaçan. el- de ettiği bulgulardan olayın "çete" boyu- tunun bulunduğunu belirterek hazırladığı fezlekeyi İstanbul Devlet Güvenlik Mah- kemesi'negönderdi. Böylece Susurluk da- vası başladı. Kamuoyu ve medyamn çabasıyla çete olayı yargılanma aşamasma gelirİcen RE- FAHYOL hükümetinin yaklaşımı, adeta çetenin açığa çıkanlmaması yönünde oldu. Dönemin Başbakanı RP lideri Necmettin Erbakan. olayı "fasa fiso" diye niteledi. Erbakan ve Adalet Bakanı Şevket Kazan dokunulmazlıklan kaldınlması istenen Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'la ilgili fez- lekeleri "yetkileriolmamasına karşın" yak- laşık 4 ay tuttuktan sonra TBMM'ye gön- derdiler. Başbakan yardımcısı DYP Genel Başkanı Tansu Çiller de olayla ilgili yaptı- ğı açıklamada, "Bu vatan için kurşun atan da yiyen de şerefKdn-" diyerek hakkında çe- te suçlaması bulunanlan savundu. RP ve DYP milletvekilleri Ağar ve Bucak'm do- kunulmazlıklanmn kaldınlmasını TB- MM'de engellediler. REFAHYOUdan sonra kurulan yeni ko- alisyon hükümetinin olaya yönelik uygu- laması da beklenilenin aksine hayal kınk- lığı yarattı. Çünkü yenı hükümet, kamuoyunda ku- marhaneler kralı olarak tanınan Omer Lüt- fi Topal cinayetiyle ilgili İstanbul polisin- ce gözaltına alınan özel tim görevlilerini genel müdürünün bilgisi dışında teslim ala- rak Ankara'ya götüren ve hakkında açılan soruşturmada açığa alınan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı HalilTuğ'u görevine ia- de etti. TBMM'de yeniden gündeme gelen Ağar ve Bucak'ın dokunulmazlıklan, ANAP ve DSP'li komisyon üyelerinin toplantıya ka- tılmamalan nedeniyle kaldınlamadı. Susurluk soruşturmalan sırasında çete- nin uzun yıllar önce faaliyete başladığı ve NATO ülkelerinde örnekleri görülen Gla- dio tipi bır örgütlenmeye sahip olduğu id- dialan tartışıldı. TBMM bünyesinde oluş- turulan Susurluk Komisyonu'na verilen ifadelerde Susurluk çetesinin 1 Mayıs 1977 katliamı ve gazetemiz yazan Uğur Mum- cu'ya düzenlenen suikast başta olmak üze- re birçok olaya etkisinin bulunduğu ileri sürüldü. Bu olaylar şunlar; - 1 Kasım 1994- Emeklı Binbaşı Cem Ersever ve arkadaşlan Mustafa Deniz ve Neval Boz'un kaçınlarak öldürülmesı - 21 Şubat 1993 Avukat Metin Can ve doktor Hasan Kaya'nın kaçınlıp öldürül- mesı - 28 Temmuz 1993- Özgür Gündem Bit- lis muhabıri Ferhat Tepe'nin kaçınlıp öl- dürülmesi -12 Mart 1995 Gazi katliamı -10 Mayıs 1994 Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdo- ğan'ın öldürülmesi - 14 Ocak 1994- BebçetCantürk'ün öl- SIFIR NOKTASI/ ORAL ÇALIŞLAR TÜYAP16. İstanbul Kitap Fuan sü- rüyor. Size, yazarlardan ve kitaplar- dan söz etmek istiyorum. Önceki ak- şam Kitap Fuan'nda Lübnan asıllı Fransız yazar Amin Maalouf'u dinle- dim. Maalouf, Istanbul'a ilk kez geliyor- du. Yakından tanıdığım şehir diye an- lattı istanbul'u. İstanbul, yüzlerceyıl o- nun ailesinın başkentiydi. Maalouf, "1915 yılında Beyrut'ta doğan ba- bam, gözlerini başkenti İstanbul olan Osmanlı Imparatorluğu'nda açmıştı. Dedem, dedemin dedesi Osmanlı devletinin birer yurttaşıydılar. İstan- bul onların da başkentiydi." Söyleşide son kitaplanndan "Do- ğu'nun Limanlan" tartışma konusu ol- du. 1909 yılında Adana'da Ermeni- ler'e yönelik eylemlerie başlayan ro- mana, Türk aydınlannın diğer roman- ları kadar ilgı göstermediği söylendi. Bu tavrın sıyasi bir amacı olduğu da vurgulandı. Birizleyici, neden 1915'in Fuar'da Kitaplar romanda yer almadığını da sordu. 1915 tarihi, Ermeni'lerin Anadolu'dan sürgün edildıği, katliama uğradığı bir yıl olarak kabul edildiği için bilinçli bir görmezlikten gelme şüphesi dile ge- tirildi. Maalouf, böyle bir amacının bulun- madığını. zaten yazann tarihi kruno- lojiyi takip etmek diye bir görevi de ol- madığını belirtti. "Doğunun Limanla- n"nı, 30 yıl önce tanıdığı bir kişinin anı- lanndan yola çıkarak yazdığını, bu ne- denleeserini gerçeğeyakın birbiyog- rafi üzerine kurduğunu vurguladı. ••• Kitap Fuan'nın bu yılki onur yazan Vedat Günyol. Günyol, Cumhuri- yet'in ömek aydınlanndan. Kısacası o, kültürümüzün temel taşlanndan bi- risi. Çevirileriyle, denemeleriyle, eleş- tirileriyle onlarca esere imzasını attı. Köy Enstitülerinde öğretmenlik yaptı, 1940'lardayayımlanan ünlü Milli Eği- tim Bakanlığı klasiklerinin çevrilip ya- yına hazırlanmasında etkin bir rol al- dı. Her aydın gibi tutuklandı, yargılan- dı. Bu ülkenin eziyetine, cefasına kat- landı. 86 yaşında hâlâ dimdik ve ça- lışkantutumuyla, hepimizeörnekolan bu değerii aydınımıza nice küttür do- lu yıllar diliyoruz. Fuar kitap demek. Ben de son gün- lerde elimde tuttuğum bazı kitaplan size tanrtmak istiyorum. ServerTanilli'nin son kitabı, "Yara- ttcı Aklın Sentezi". Adam Yayınla- n'ndan çıkan ve Felsefe'ye Giriş baş- lığıyla sunulan eserin içinde; 1. İnsan Nedir, 2. Düşünmenin Diyalektiği, 3. Gerçeklikle llişkiler, 4. Yaşama Anlam Vermek, 5. Geçmişten Geleceğe, bö- lümleri yer alıyor. Catherina Gavin'in "Aşkta ve Sa- vaş'ta Mustafa Kemal" adlı anı kitabı ilginç. Çivı Yazılan'nın yayımladığı bu ilginç kitabın çevirmeni Dara Çola- koğlu. Romanın baş kahramanları Mustafa Kemal ve Evelyn Barett. Kurtuluş Savaşı'nın karmaşık koşulla- rında Mustafa Kemal'in bir Amerikalı kadın gazeteciyle yaşadığı aşkın ro- manı, etkileyici ve sürükleyici. Mahmut Alınak'ın toplatılan kitabı "Şiro'nun Ateşi"r\\ ne yazık ki önere- miyorum. Berfin Yayınlan'nın çıkardı- ğı bu kitabı raflarda bulmanız müm- kün değil. Türkiye, hâlâ kitap toplayan bir ülke olma özelliğini koruyarak Av- rupa Birliği'nin kapısında bekliyor. Pencere Yayınları'nın "Hz. Ali'nin Şi- irieri" ve "Gülen Anadolu" kitaplan da ilginç. Ataol Behramoğlu ve Metin De- Susurluk raporu Olaydan sonra srvil toplum örgütleri ve medya, çetenin suçüstü yakalandığını belirterek, çetenin bütün bağ- lantilanyla açığa çıkanlması için ülke genelinde başlatbğı yoğun kampanya, aralıklaria bir yıldır sürüyor. dürülmesi - 25 Şubat 1994- Lice' li avukat Yusuf Ekincinın öldürülmesi - 11 Kasım 1994- Behçet Cantürk'ün avukatı Medet Serhat ve şoförü İsmail Ka- raalioğlu'nun öldürülmesi -25 Ocak 1994-Lıce'hSefaErdyes'ın öldürülmesi - 29 Ocak 1995- lranlı Lazo ve Sim- ko'nun öldürülmesi - 3 Haziran 1994- Savaş Buldanın öldü- rülmesi : 28 Temmuz 1996- Kumarhaneler Kra- lı Ömer Lütfi Topal'ın öldürülmesi - 27 Ağustos 1996- Tevfik .\ğansoy'un öldürülmesi - 27 Eylül 1995- Özer Çüler'in kuryesi Mehmet Urhan'ın öldürülmesi - 7 TtP üyesi gencin kurşuna dizildiği Bahçelievler katliamı - Balgat katliamı - 2 Mart 1995 TankÜmit'in kaçınlarak öldürülmesi Oral.Çalışlar(a raksnet.com.tr mirtaş'ın 25 yıllık mektuplaşmalannı içeren "Şiir'in Kanadında Mektuplar" Toplumsal Dönüşüm Yayınlan'ndan; Nuriye Akman'ın "Üzümünü Ye Ba- ğını Sorma" başlıklı söyleşileri Imge Kitabevi'nden; HünerTuncer'in "Irk- çılıktan Özgürlüğe: Güney Afrika", Metin Gür'ün "Şeriat ve Refah "ı Çağ- daş Yayınlar'dan; Ayşe Kilimci'nin "Yeni Moda Aşklar Destan"\ Papirüs Yayınlan'ndan; Afşar Timuçin'in "Bütün Şiirieri 1, 2, 3" Insancıl Yayın- lan'ndan; Dinçer Sezgin'in "Gö'z/e- rinde Mavi Kuşlar" başlıklı öyküleri Et- ki Yayınlan'ndan,; Gökçen Art'ın "Şeyhülislam Fetvalannda Kadın ve Cinsellik" araştırması Çivi Yazıla- n'ndan: Osman Namdar'ın "Sukuşu Beklemeleri" başlıklı şiir kitabı Öteki Yayınlan'ndan. Hepinize iyi fuariar ve bol kitaplı günler diliyorum. Kitaplann yasak ol- madığı birTürkiye'ye kavuşmak özle- miyle. Yasadışı öı^üderi devlet büyüttü • Rapora göre, yasadışı örgütler, hukuk devleti içinde önlenmesi ve tamamen ortadan kaldınlması gerekirken aksine büyütüldü. Korkut Eken ifadesinde, bu tür faaliyette bulunanlann sayısmı 200 bin olarak açıkladı. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Hazırlanan 320 sayfalık Susurluk ra- porunda saptamalar şöy- le devam ediyor: Faili meçhul cinayetler binleri buldu. Nitekim fa- ili meçhul cinayetlerle il- gili olarak Hüseyin Oğuz. "Akşam istihbarat örgüt- leri bize bir tiste verirdi, sabahleyin de tetikçiler bu üsteleri gider vurur- lardı" demiştır. Araayağması: Kamu- oyunda hayali ihracat olarak bilınen konuda, gerçek dışı ihracat ya- panlara genellikle belirti- len organizasyonlara haksız yere devlet bütçe- sinden trilyonlarca teşv ik ödenmiştir. Hazine arazi- lerinin yağmalanmasına izin verilmiştir. Lockhecd skandah: Bütün dünyada yankılam uyandıran uluslararası rüşvet ve yolsuzluklann önemli bir örneği olan Lockheed olayı ülkemizi de yakından ılgilendir- miştir. Bu konuda TB- MM'de 1976'da kurulan komisyon 15 aylık çalış- ma neticesınde 524 sayı- lı 278 sayfalık bir rapor hazırlanmıştır. Bu rapor bugün tartıştığımız ger- çekleri yıllar önce gör- memizi sağlayabilirdi. 200 bin istihbaratçı: Yasadışı örgütler. hukuk devleti içinde önlenmesi ve tamamen ortadan kal- dınlması gerekirken, ak- sine büyütüldü. Bubüyü- me siyasıler, güvenlik ğûçler, istihbarat feşidlat- • larının görevlerini yap- mamasından kaynaklan- rruştır. Bütün bu gelişme- ler yasadışı olarak adlan- dınlan bu örgütlerin ve oluşumlann büyümeleri- ne ve etkinlikierini arttır- malanna yol açmıştır. De\let içinde çok sayıda istihbarat teşkilatı kuru- lurken, bunlar arasındaki koordinasyonsuzluk ve çekişme yaşandığı anla- şılmıştır. Emekli yarbay, eski MİT mensubu, Mehmet Ağar'ın genel müdürlü- ğü döneminde danışma- nı Korkut Eken, ifade- sinde devletin istihbarat birimleri arasındaki eş- güdüm eksikliğine dik- kat çekerken, istihbarat göreviileri arasındaki "kişisel kia, ncfretten do- ğan çekişmeter" yaşandı- ğı sürece Susurluk ben- zeri olaylann yaşanması- nm kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Eken, ifade- sinde benzer mücadele- lere giren kişi sayısını 200 bin olarak açıkladı. Eken, Abdullah Çatlı'yı gerçek kimliğiyle 1987- 1988'den beri tanıdığım ve Çath'nın devlet için "istihbari" çalışmalar yaptığını, 1980 öncesin- den bu yana devlete ça- lıştığını bildiğini söyledi. JlTEM'in ne görev yaptığı tam olarak öğre- nılemedi. JtTEM'in var- lığı tartışılırken eylemle- nnın tartışmasız gerçek olduğu ortaya çıktı Suçianan siyasiler ba- kan yapıkü: Kamuda de- netim sistemi çökertildi. Devletin güvenlik rapor- lannda mafya ile ilişkisi olduğu söylenen kişiler zaman zaman en önemli görevlere atanırken ba- kan bile yapıldı. Eski Başbakanlık Müsteşan Hasan Celal Güzel'in ifa- desinde, bunlann bilinç- li yapıldığı, yolsuzluğa kanştığı iddıa edilen ba- kanlann bir bakanlıktan alınarak başka bir bakan- lığa atandığı öğrenildi. Her şey devlet sırn: Olaylann gelişıminde devlet adına kamu görev- lüerince yapılan bir kı- sım işlemlerin devlet sır- n kavTamı altında saklan- ması etkilı olmuştur. Bu- na, Korkut Eken'in "Si- lahlan nereye verdiğüni söyleyemem. Çünkü dev- letsımdır" demesi örnek oluşturmaktadır. Kanu- nilik ve meşruluk arasın- daki bağlantı demokrasi- nin olmazsa olmaz koşu- ludur. Her şeyin hukuk içerisinde cereyan etme- sini sağlamalc vc/feJŞ^l-' mek devletin görevidir. Çözümün meşruiyetin dışında aranması kabul edilmemelidir. Hukuk devleti, az yetkıyle çok iş yapılan deviettir. Bu dev- lette, kamu g^revlilileri sadece yasalann uygula- yıcısı olduklannın bilin- cindedir. Bu tanımdan yola çıkarak, devlette gö- rev alan bürokratlar ya- salann dışına çıkarak uy- gulama hakkını kendile- rinde gönnektedirler. Bazı bürokratlar kendile- rini devletin sahibi gibi görebilmekte ve TB- MM'den dahi bilgi gizle- yebilmektedir. Komisyona bilgi veril- medi: Komisyon çalış- malan sırasında bazı devlet kuruluşlan yete- rince aydınlatıcı bilgi vermemışlerdir. Özellık- le Genelkurmay Başkan- lığı. komisyonun istediği bilgilere sert bir yanıt vermiş, MİT, komisyona bilgi vermemiştir. Bittİ Av. Ergin Cinmen 6 Toplıun, şubatta rüştünü kanıdadı 9 • Aydınlık için Yurttaş Girişimi Sözcüsü Avukat Ergin Cinmen: 'Susurluk halledilemez' demeye kimsenin hakkı yok. 1 Şubat'ta'Sürekli Ay- dınlık İçin Bir Dakika Karanhk" eylemi başla- tıldı. Bir kamuoyu araş- tırmasına göre Türki- ye'nin üçte ikisinin des- tek verdiği bu eylemin Türkiye'de ve dünyada bugüne kadar bir örneği yok. Her türlü politik görüş farklılığı bir kenara bıra- kılarak yapılan eylemde belli bir uygarlık seviye- si içinde şiddete kaçılma- dı. Işadamı SakıpSaban- cı'dan en radikal grupla- ra kadar geniş bir yelpa- zeyı içine alan katılımcı- lar tepkilerini bir hedefte topladı. Türk toplumu o günlerde Susurluk'un çözüleceğine inanmadı- ğı için eyleme dört elle sanldı. Bu toplum şubat eylemiyle rüştünü kanıt- ladı. Toplum, en azından 3 yıl hapis cezası istemiy- le yargılanan polisleri tu- tuklattırmıştır. İkinci kez başlatılan eylem, Ana- sol-D hükümetine bir uyan amacı taşıdı. An- cak Susurluk'u çözmek vaatleriyle iktidara gelen bu hükümet bugüne ka- dar böyle bir işaret ver- medi. Siyasi iradeyle toplum arasında kopukluk var. -BuişhaUedilemez" de- meye kimsenin hakkı yoktur. Devletin içinde odaklanan çete, uyuştu- rucu ve kara paranın merkezinde yeralmakta- dır. Bu, bütün toplumu etkilemektedir. Benim çocuğum u>-uşturucu ba- ğımlısı olursa bunun ne- denlerinden bin de bu çe- tedir. Toplum bu ışi çöz- mek zorundadır, yoksa Türkiye "eroinland" olur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle