27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 KASIM 1997 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 TURKİYİ Istanöul Edirre Kocseli Çanakkale Izmir Manısa Aydın Denizli Y PB Y PB B B B B 13 9 13 13 16 16 20 18 Sinop 14 Adana Samsun 14 Mersin Trabzon Y 14 Diyarbakır Y Giresun _Y 14 Şanhurfa Ankara PB 12 Mardin Eskışehir PB 10 Siirt Konya B 14 Hakkâri Sıvas Y 12 Van Zonguldak Y 13 Antalya PB 20 Kars 15 13 12 12 Yurdun kuzey ve doğu kesimlen parçalı ve çok bulutlu, Marmara'nirı do- ğusu, Karadenız, Iç Ana- dolu'nun doğusu, Doğu Akdenız ile Doğu ve Gü- neydoğu Anadolu bolge- leri yağışlı, ötekı yerler az bulutlu geçecek. Yağış- lar yağmur yef yer sağa- nak, Batı Karadeniz'in iç kesimlen ile Doğu Ana- dolu'nun doğusunda karta kanşık yağmur ve kar şeklinde olacak. AYJtUMA Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn K K K Y Y Y Y Y 3 4 5 14 12 12 11 10 Münih Y 10 Milano Bertın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y Y PB PB PB Y PB 11 10 16 9 5 6 19 18 PB 18 ASYA Moskova K Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire PB K PB Y PB Y B 19 9 14 13 10 11 28 Şam B 24 alı bıılutlu Sıslı B u | u t | u k Çok bulutlu ı Yağmurtu Kart Sukıkar > Gök gûrûltülO • * G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada sornut birsonuç çıkmayacağı" önceden biliniyor. Yorumlar iki başbakanın birbirinin elini "sıcak" bir hava içinde sıkmalanna bile razı. Uygar, insancıl hareketi bile pek çok çevre iki ülkenin ilişkilerinde hayra alamet sayıyor! Türkiyemiz, böyle bir ortamda çıkış yollan ve çö- züm arayışları içinde. Ama, Türkiye'nin üçte birini temsil ettiğini iddia eden bir partinin genel başkanının uğraştığı konu- ya bakınız: Erkek, kadının elini sıkar mı, sıkmaz mı? Takkeli Erbakan, "sıkılır" buyurdular. Vay efen- dim. dinimızce caiz olmayan kadın erkek el sıkma- sını nasıl olur da "Hocamız, efendimiz olumlu yo- rumlar" diye kıyamet kopuyor. Laiklik ya da antilaiklik kavgalan, RP'yi ikiye böl- müyor. Cumhuriyete, Atatürk'e karşı direnişler, RP'nin umurunda bile değil. Tam tersine körüklü- yor, kışkırtıyor. Fakat, kadınla erkeğin elini bir araya getirmek mi maazallah, kıyamet günü geldi, dünyanın sonu sanki. Bu tartışmada RP ikiye ha bölündü, ha bölüne- cek! Bir bölüm iller karşısında. "Hayır, olmaz, elsı- kamaz kadınla erkek" diye terslenip duruyor. Bir bölümü destekliyor. Refah örgütündeki ayaklanmanın ne denli iki- yüzlülük olduğunu kanıtlamak için üç-beş ay ön- cesini anımsamak yeterli, değil mi? Başbakanhk uğruna Takkeli Erbakan, Şaibe Ha- nım'ın önünde neredeyse takla atacak kadar ken- dinden geçmişti. Nerede kaldı el sıkmak... Hele ba- sın toplantılan ya da bir araya geldiklerindeki eği- lip bükülen davranışlar... Erbakan bilir ama söylemez. El sıkmak ise gün- de kaç kez, Allah bilir. Ikinci sorunumuz ise; "malum": Kişisel hesap- lan ve kanşık kafası ile kuzey kıyılanmızda Kara- deniz'i Akdeniz'le karıştıran, Trabzonlu'ya Sam- sunlular diye konuşan Şaibe. Ya bu ne? Büyüklerimiz arada bir karamsar tablolar çizen medyayı uyandırmak için "Canım, Türkiye'de hiç mi iyi şeyler olmuyor" diye uyarmaya çalışırlar. Elbette, ülkemizde kimi zaman iyi şeyler de olu- yor. Örneğin; Kırıkkale'de ekmek fiyatında 5 bin lira indirim yapıldı. Indirime neden olarak gösterilen gerekçe; yak- laşan ramazanda dar gelirliyi düşünmek! Dar gelirliyi yalnızca ramazan ayında anımsa- mak?.. Sosyal yaşamı, ekonomi darlığını ramazan ayiyfa 1 kısıtlamak. Tuhaf bir anlayış. Ne ki bütün bunlar bir yana. devletin içinde bu- lunduğu aymazlığına insan, değinmeden geçemi- yor. Başbakan Yılmaz, uçağına aldığı üç gazeteci ile yaptığı "havada basın fop/anWan"ndan sonuncu- sunda öyle bir noktaya değiniyor ki özrü kabaha- tinden büyük. Girit yolunda yazılan haber aynen: "Başbakan Yılmaz, kendisine saldınldığı gün Macaristan'da bulunan ünlü 'YeşilV, Esenboğa Havaalanı'ndaki VlP'ten geçirenlehn MlTmensubu olduğunu doğ- ruladı" diyor. Biraz daha açalım: Yılmaz, Budapeşte'ye gekne- den bir gün önce MİT elernanlan "Yeşil"\ VlP'ten geçirip uçağa bindiriyorlar. Ertesi gün, fanatik MHP'lilerden Yılmaz'ın burnunayumruk iniyor. So- ruşturma, Yeşil'i uçağa bindiren kırmızı pasaport- lu MİT elemanlannın saptandığı kimi TV haberin- de ve böyyük gazetenin birinde açıklanıyor. Dün yumruk yiyen muhalefet lideri, bugün elin- de her türlü devlet olanağı bulunan başbakan! Yumruğu vuranlar kadar çirkin saldırryı düzenle- yenler de suçlu. Düzenleyici diye adı geçenler üs- tüne üstlük MİT gibi devletin duyarlı bir kurumun- da çalışıyortar. Dün eli kolu bağlı olan muhalefet lideri, bugün başbakan; saldırganlara yardımcı olan, belki de kışkırtan MİT elemanları için "bir hareket yap- mıyor". Fazla yoruma gerek yok. Ne halde olduğumuz ortada. Gerflim azahyor• Baştarafi 1. Sayfada bugünkü görüşmede ortaya koyduğu samimi yaklaşımı sürdürürse sanırun iüşkilerde olumlu genşmeler olacakur" dedi. Yılmaz, Sımitis ile görüşmesi- nin olumlu izlenimler verdiğini belir- terek Yunanistan'a "Sorunlan önko- şuisuz görüşeum" çağnsını yineledi. Yılmaz ve Simitis'in açıklamala- nndan Ege'deki ihtılaflı konulann çö- zümü konusunda iki ülkenin mevcut pozisyonlannda bir değişiklik olmadı- ğı anlaşıldı. Mesut Yılmaz, yine baş- bakanken 24 Mart 1996'da Yunanis- tan ile tüm sorunlann iki ülke arasın- daki göriişmeler yoluyla tespit edilip Lahey Uluslararası Adalet Divanı, ha- kemlik ve üçûncü taraf çözûm yollan- na Türkiye'nin açık olduğu yolundaki önerilerini yineledi. Yılmaz şöyle ko- nuştu: "24 Mart belgesi bugünün güç koşullan alnnda da geçertidir. Ülkele- rimiz arasındaki temas kopukluğunun gidcrilmesi büyük önem taşıyor. Üst düzey ziyareder görüş aynlıklannın gi- derilmesine önemli katkıda bulunacak- ür. 1959 yıhndan bu yana Türkiye'ye hiçbir Ytınanistan başbakanındanziya- ret yapümadı. Sayın Simitis'i Türki- ye'ye davet ettim, Sayın Simitis daveti- mi kabul etti ve uygun bir zamanda Türldye'yiziyaretedecek." Yunanistan dışında bütün Balkan ülkeleriyle Tür- kiye'nin ilişkilerinin fevkalede tatmin- kâr olduğunu belirten Yılmaz. Simitis ile yaptığı ikili görüşme sonrasında so- runlann zaman içinde çözümünün aza- lacağı yolundaki inancının arttığınj be- lirtti. Gazetecilerin sorulannı yanıtla- yan Yılmaz, şunlan söyledi: "Sayın Si- mitis ile daha önceki mutabakatjara bağtüığımızı teyit ettik. Aramızda işle- tilmeyen konulann işletilmesine karar verdik. Bu makenizmalann nasıl işler hale getirilmesi için makul bir sürede yeniden bir araya gelmeyi kanuiaşür- dık. Ama bütün btınlardan daha önem- li olarak sorunlara bakışımızı açıkça ortaya koyduk. Birbirimizin pozisyon- lannı ilk elden duyduk. Sayın Simitis adına konuşmak istemem ama kişisel tespitim karşıhkh durumlanmızı orta- ya koymak açısından çok yaraıiı okm. Belki daha önceki mutabakaüarda karşdıkh durumlar bu kadar açıklıkla ortaya konmadı. Sayın Simitis'i fevka- lade samimi ve yapıcı bukhun." Yunanistan'ın sert tutum yanlısı olarak bilinen Dışişleri Bakanı The- odoros Pangalos aracılığıyla Yılmaz- Simitis buluşmasından önce Atina'nın Kardak ve Kıta sahanlığı sorunlannın Lahey'e götürülmesi yolundaki koşu- lu önerisini yinelemişti. Pangolos, La- hey'in yargı yetkisinin kabulünün bir Yunan istemi değil, Avrupa Birliği'nin (AB) talebi olduğunu savundu. Türki- ye ise. AB'nin üye ülkelerin uyuşmaz- lıklan konusunda Adalet Divanı'nın yetkisini zaten kabul etmediğine dik- kat çekti. Dün basın toplantısı düzenleyen Pangalos, Cumhuriyet'in sorusu üze- rine, "Size, Tûrk basını aracılığıyla Türkiye'de çok iyi bilinmediğini daha 2 gün önce fark ettiğini bir şeyi söyle- yeceğim. Bu, AB ile ilişkilerin yaygm- İaştırdması için gerekli pek çok koşul- dan birinin de Lahey'in yargı yetkisi- nin kabul edilmesidir. Çünkü AB üye- si ülkeler. birlik ile ortaklık ilişkisi bu- lunan ülkelerin Lahey'in aldığı karar- lan kabul etmesini öngörür" dedi. Pangalos, Yunanistan'ın tüm bölge ülkeleri ile iyi komşuluk ilişkileri iste- diğini savunarak, "tki ülke arasındaki tek sorun kıta sahanhğı sorunudur" diyerek Yunanistan'ın Ege sorunlan konusundaki bilinen görüşlerini yineledi. Yılmaz Pangalos9 a tavır aldı GtRİT (Cumhuriyet) - Türk ve Yu- nan başbakanlannı bir araya getirmesi açısından önemi artan Girit Adası'nda- ki zirve, ev sahibi Atina'nın katılımcı- lara verdiği yemek ile başladı. Yemekte dikkat çeken olay, Başbakan Mesut Yıl- maz'ın, New York'taeylül ayındaki BM toplantısında Türidye'ye hakaretler yağ- dıran Yunanistan Dtşişleri Bakanı The- odoros Pangalos'a selam vermeyip ba- şını çevirmesi oldu. Berna Yılmaz da Yunan Basbakanı Kostas Simitis'in eşi- nin zirveye katılan liderlerin eşleri için Girit'te düzenlediği programa kanlma- yıp kendisine ayn bir program yaptı. Yılmaz^yemekte Simitis'in yanma otur- du. Gîrit'teki temaslar kapsamınâa, Türkiye ve Bulgaristan arasında yakla- şık 50 yıldır askıda olan sınır sorunu da çözüm yoluna girdi. Zirve öncesi dü- zenlenen akşam yemeğinde Girit hava- lan çalındı. Daha da dikkat çeken "Ça- duimın Üstüne Şm Dedi Damladı" ile Tarkan'ın "Oynaraa Şıkjdım Şdadun" parçalannın çalınması oldu. Yemek sonrası basın tnerkezinde ga- zetecilerle sohbet eden Dışişleri Baka- nı tsmail Cem. kavgacı Yunanlı bakan Pangalos ile karşı karşıya, aynı masada otururken yemeklerden ve şarkılardan söz ettiklerini aktardı. Yakın sularda ordulan tatbikat yapan Türk ve Yunan hükümetleri yine birbir- lerini "haklannatccavüzeönekle" suç- ladılar. Mesut Yılmaz'ı Girit'e taşıyan özel uçağa Sisam Adası'nın kuzeyine kadar Türk F-16'1annın eşlik etmesi, Atina tarafından hava sahası ihlali ola- rak değerlendirildi. Girit asılh DTP Genel Başkanı Hüsa- mettin Cindoruk, zirvede Yılmaz'a eş- lik etti. Türkiye ve Bulgaristan arasında yaklaşık 50 yıldtr askıda olan sınır so- runu çözüm yölunda, Başbakan Yılmaz^ * önceki gün Bulgaristan Basbakanı İvan Kostov ile bir araya geldi ve Türk baş- bakanın başta sınır sorunlannı çözmek üzere 4-5 aralık tarihleri arasında Sof- ya'ya gideceği açıklandı. Dışişleri Ba- kanlığı müsteşar yardımcılanndan Meh- met Afi Irtemcefik, açıklamasında, Ka- radeniz'in yan sınınnı oluşturan Mutlu- dere ve Rezve Deresi sorununda uzlaş- ma noktasına gelindiğini söyledi. Pek çok siyasi sorun içinde bulunan ve bir bölümü savaştan yeni çıkan Balkan ül- kelerine Yunanistan'ın ağabeylik arayı- şı, destek görmese de sürüyor. Yunanis- tan Basbakanı Kostas Simitis, zirve için geldiği Girit Adası'nda yaptığı açıkla- mada. Yunanistan'ın, bir çatışma ve ekonomik ve sosyal sorunlar içinde bu- lunan Balkanlar'da istikrar için öncü rol oynayacağını söyledi. Simitis, bölgenin biryenilgiye ugramasına yol açabilecek eski ahşkanhklara dönülmesini önle- mek için Balkanlar'da gerçekten yeni bir sayfa açılması çağnsmda bulundu. Avrupa'ya çıkış kapısı olan Balkan- lar'da, Türkiye'nin Yunanistan ile öncü- "lülc roIünde'gİ2İÎ bfr çekişme içinde ol- duğu gözleniyor. Ancak Ankara, Bal- kanlar'daki öncü rolü anlayışmı ön pla- na çıkarmamaya özen gösteriyor. Türkiye, Bulgaristan, Makedonya, Romanya, Yunanistan ve Yugoslav- ya'nın başbakanlan ve dışişleri bakan- lan düzeyinde katıldığı Girit'teki iki gün süreli zirve. bugün yayımlanacak ortak bildiri ile sona eriyor. Bosna-Hersek konferansa alt düzeyde katıldı. Yunan basmı: Somut sonuç beklenmiyor MURATtLEM ATİNA -Türkiye ile Yunanistan baş- bakanlannı bir araya getiren Girit zirve- si Yunanistan'da dikkatle takip edilir- ken basın organlan iki başbakanın baş başa görüşmelerinden Madrid mutaba- katının teyidinin ötesinde somut bir so- nuç beklenmemesi görüşünde birleşti. Yunanistan basım, Balkan ülkeleri- nin liderlerini biraraya getiren Girit zir- vesi ile ilgili haberlerin hemen hemen hepsini Türk-Yunan ilişkileri üzerine kurdu. Gazeteler, ABD'nin perde arka- sından önemli rol oynaması sonucu ger- çekleştirilen Ydmaz-Simitis görüşrnesi sonrası açıklanması muhtemel Girit mu- tabakatının Madrit mutabakatı gibi kı- sa bir süre hayatta kalabileceği görüşün- de büieştiler. yunan basın organlannda "Türkiye- ABD ile ortak bir metin getirerek Simi- tis'in onayına sundu" şeklinde asılsız haberler yer alırken. "VVashington, Tür- kiye'nin Kardak konusunu Lahey Ada- letDrvanı'na götürmesini. Atina'nın ma- li protokol üzerindeki \etosunu kaldır- masını, Kıbns üzerindekiaskeri uçuşla- nn durdunıhnasmı ve uzmanlar komi- tesi düzeyinde diyaloğun başlahlmasuu istiyor" denıldi. Yunan basmı, Balkan zirvesınin Türk-Yunan ilişkilerine en önemli kat- kısının ise ilişkilerin en gergin olduğu dönemde iki ülke başbakanının diyalog yapmalan olduğunu bildirdi. Ikili görüşmenin yapılacağı saate ka- dar Yunan basın ve iletişim organlannın spekülasyon ağırlıklı haberleri dikkat çekerken, söz konusu organlar bu konu- daki sorulan yanıtlayan Yunanistan Dı- şişleri Bakanı Teodoros Pangalos'un "Görüşme ohnadan hiçbir şey söyleye- mem" şeklindeki açıklamasına yer ver- diler. Haberlerde. önceki akşam Simitis'in liderlere verdiği yemekte yüz değişik yemek sunulduğunu ve vejetaryen olan Bulgaristan Basbakanı tvon Kostov için de on değişik sebze yemeği hazırlan- dığı belirtildi. SilîlîtİS • Baştarafi 1. Sayfada nn banşçı yoüarla çözühne- si gerekir. Bu gerçeği Türki- ye de kabul etmeli" dedi. Simitis, Türkiye'nin sı- nırlan değiştirmeye kalkış- ması halinde sorun çıkaca- ğını kaydetti. Yunan Dışişleri Bakanı Teodoros Pangalos'un Türk politikacı ve askerlerine yö- nelik sarf ettiği ağır sözle- rin hatırlatılması üzerine de Simitis, bazen sert sözlerin kullanılabildiğini belirtti. Açıklamasında, Kardak (Ikizce) krizine değinen Yunan Basbakanı, "Tûrld- ye'uin Ege'de gri bölgeler bulunduğunu savunarak Yunanistan'ın bu bölgedeki egemenhk hakkını sorgula- raaya çahşbğını" ileri sür- dü. Simitis. Ege'deki Yunan adalannın silahlandınlma- sından kaynaklanan endişe- lerin de Türkiye tarafından abartıldığını ileri sürerek "Adalann büyûkhlğune gö- re buralarda birkaç yüzjan- darma görev yapıyor. Bu potislerin Türki\e"ye sakhr- malan ihtimah bile gülünç- tür" dedi. Ege'deki karşılıklı güç gösterilerinin sona ermesi gerektiğini söyleyen Simi- tis. "İki dünya savaşından sonra, Avrupa'da arük teh- dit ve güç kazanma politi- kalanndan vazgeçilmen- dir" dedi. Silahlanma yanşını sür- dürmek istemediklerini be- lirten Yunanistan Basbaka- nı Simitis, bu yanşın iki devlete büyük yükler getir- diğini hatırlattı. Türkiye'nin iki ülke ara- sındaki sorunlann çözümü- nü zorlaştıncı önşartlar ge- tirdiğini ileri süren Simitis, "Ankara, görüşmelerin ya- pıhnası içiıtKıbns'm AB'ye tam üyeKk müzakerelerine son verilmesi şartını öne sürdü. Birbirinden bağım- sız konular arasında bağ kurulmasL, Türkiye'nin gerçek bir görüşme niyeti taşımadığını gösteriyor" ıd- diasında bulundu. Doğu Akdeniz Bölge- si'nde banş için ABD'nin Türkiye üzerinde baskı uy- gulaması, AB'nin de dev- letler hukukuna bağlı kalın- ması için yoğun çabalarda bulunması gerektiğine işa- ret eden Simitis, "Hareket- liKk göstermesi gereken ta- raf Türkiye'dir. Bizim es- nekliğe ihtiyaamızyok" de- di. Kıbns'ın Rum kesimin- de yaşayanlann Türki- ye'nin saldın tehdidine kar- şı kendilerini koruma hak- kma sahip olduğunu da sa- vunan Simitis, Başbakan MesutYümaz'ın. "Tüm so- runlan tek bir paket olarak lluslararası Adalet Di- vanı'nagötüretim 1 ' önerisi- ne büyük ümitler bağlama- dığını ifade etti. G U N D E M 3VIUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada mine çok ciddi katkısı olur. Bir ülkede hukukun nasıl olmaması gerektiği canlı bir şekilde öğretilir. Cumhurbaşkanımızdan başlayalım. Gazeteciler, Süleyman Demirel'e soruyor: - Susurluk'un birinci yıldönümü. Birarpa bo- yu yol alınamadı, ne diyorsunuz? Demirel, Susuriuk Üzerine Tezler'in girişine ko- nabilecek önemli saptamalarda bulunuyor "Türkiye bir hukuk devletidir. Türkiye'de olan her şey hukukun içerisinde takip görür. Eğer ka- muoyu, medya ve siyasetçi yargısız infaza müra- caat ederse, Türkiye'de hukuk devleti zedelenir. Meseleyi bırakın yargı organlanna... Hiçbir şey örtbas edilemez. Bir an evvel neticeye vanlması- nı arzu etmek tamam ama, bunu sabırsızlanıp yargıyı baskı altında tutacak bir hale getirmek doğru değildir..." Cumhurbaşkanımıza göre Susurluk'un üzerine fazla gitmemek gerekiyor. Neden? Hukuk devleti zedelenmesin diye... Adalet Bakanı Oltan Şevket Sungurlu'nun de- ğeriendirmesi ise koronun solo bölümünde çok renkli bir çıkış: "Susuriuk hadisesi gösterdi ki Türkiye 'de ülke- yiyöneten meşru güçlerin, bazı hadiselerden ha- beri olmuyor. Bunu ispat edemedik, ama kanaat oyönde..." Bakan, ülkeyi yönetenlerin bazı şeylerden ha- bersiz olduğunu biliyor, ama haberi olmadığı şey- lerin ne olduğunu bilmiyor. Doğal tabii; insanın bil- mediği şeyi bilmemiş olması, onu ispatlamasını da engelliyor. Güzel bir mantık. Devlette hep Ha- zine yürütülmez ya, bazen de mantık yürütülür... Sungurlu devam ediyor: "Bugün Türkiye'de devletin içine suç örgütle- ri sızmamıştır diyemiyoruz. Susuriuk hadisesin- de devletin içindeki gayrimeşru bir organizas- yon, devlet erkini kullanan bazı şahıslar suça yö- nelmiştir... Inşallah ümit ediyoruz ki delil kalmış- tır..." Bakanın maşallahı var... Zaman geçmeden olmaz... Içişleri Bakanı Murat Başesgioğlu'nun Ba- kû'ya hareket etmeden önce Esenboğa Havaala- nı'nda söyledikleri ise koronun konserinin gaip- ten, affedersinizdevletten sesler bölümünde vaz- geçilmez parça olur: "Bu tip hadiselerin geçtiği ülkeleri de inceledi- ğimizde belirii bir sürecin geçmesiyle bu işlerin aydınlığa kavuştuğunu görürüz..." Neymiş? • Susurluk'un çözOtmesi içtntterırfî bîr 'söreç' geçmeliymiş. Demek ki devletimiz konuyu çöze- cek, amazamanın geçmesini bekliyor. Hemen ol- maz. Bakan bir saptama daha yaptı: "Hukuk sistemimizde boşlukiar var..." Bu boşluk ne kadar derinse, içine düşen kay- boluyor... Cumhurbaşkanı'nın ve konuyla ilgili bakanlann değerlendirmeleri böyle. Dün, DYP de koroya kat- kıda bulundu. DYP'liler Susuriuk olayının gün ışığına çıkanl- masında önemli adımlar atanTşçi Partisi'nin ge- nel merkezi önüne siyah çelenk koymak isterken İP'liler karşı koydular. Aynı saatlerde, DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven, TBMM'de basın toplantısı düzenliyordu: "Sadece Ağar ve Bucak'/n dokunulmazlık- lannın kaldınlmasına karşıyız. Tüm dosyalar bir- likte ele alınmalıdır..." TBMM'de 155 dokunulmazlık dosyası var. Bun- ların içinde, trafik suçundan seçim bölgesinde güneş battıktan sonra konuşma suçuna kadar geniş yelpaze var. Güven'e göre dosyalar biriikte ele alınmalı. Hesap şu: Bu durumdan her partiden milletvekili etkilenir. Böylece olumlu oy vermezler... Susurluk'un birinci yılında çetelere karşı olan- lar çeteler kadar sesini yükseltti. Yöneticilerimiz ne yaptı? Koro halinde haykır- dı: Suuuus.. urr.. luuuk... Bahri Savcı'yı bugün toprağa veriyorıız K(MUhiyi: SdVUS ÇlkmaZ, bcmsUin VaitCWlZ • Rastarafı 1. Savfada Derne&i Başkanvekili Rahmi Kumas. tmdan büvük ölcüde vararlandıklannı +? _> _> * j v •/I Baştarafi 1. Sayfada teb-i Mülkiye'nin binasında gerçekleş- tirilecek. Türkiye'nin Atatürk ilkeleri- ne bağlı olarak aydınlanması ve demok- ratik bir hukuk devleti olması yolunda önemli katkılan bulunan Sa\cı"nın ölü- mü ailesi. fakültesi ve gazetemiz cami- ası dışında da büyük üzüntü yarattı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirei Bahri Savcı'nın ölümü nedeniyle dün Savcı'ntn eşi Sudiyıe Sa> r cı, Ankara Üni- versitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi De- kanı Prof. Dr. Celal Göle ve gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç'e birer telgraf göndererek taziyelerini iletti. Başbakan Mesut Yılmaz da tazi- yelerini iletmek üzere Sudiye Savcı'ya dün bir başsaglığı mesajı gönderdi. Kültür Bakanı Istemihan Talay ise ga- zetemize gönderdiği başsağlığı telgra- fında "Se\gUi hocam Bahri Savcı'nm vefabnı üzüntüyle öğrenmiş bulunuyo- rum. Derin acınızı yürekten paylaşıyo- rum" dedi. Devlet Bakanı Cavit Ka%ak da Orhan Erinç'e bir başsağlığı mesajı gönderdi. Işçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ise Savcı için yaptığı açıklamada, Cumhuriyet Devrimi'nin ve Türkiye halkının, büyük bir bilim adamını. sosyalizm ve emeğin kararlı savunucusunu kaybettiğini belirtti. DtSK Başkanlar Kurulu da bir açık- lama yaparak Savcı'nın ölümünün Türk halkı ve işçi sınıfı için büyük kayıp ol- duğunu bildirdi. Açıklamada Savcı için "Türkiye sendikal hareketinin kurum- saDaşmasına, eğitimleriyle işçi sııufinın büiııçlenniesine ve demokrasiye büyük katkjda bulunmuştur" dedi. BM Türk Derneği Başkanvekili Rahmi Kumaş, gazetemize gönderdiği başsağlığı yazı- sında, "Ülkemizinseçtdn bilim adainı ve Cumhuriyet'in değerii yazan. yeri dol- duruhnaz güzel insan Bahri Savcı'yı yi- tirmenizden ötürü ortak bir yas içinde- yiz" dedi. ÎHD Genel Başkanı Akuı BirdaL ga- zetemize gönderdiği başsağlığı mesa- jında, Savcrnın Türkiye'de insan hak- lan kültürünün kapısını açan ilk bilim ınsanı olduğunu belirtti. KESKGenel Başkanı Siyami Erdem ise Savcı'nın Türkiye'nin yetiştirdiği önemli aydın- lardan biri olduğımu vurgulayarak ya- şamı ve mücadelesinin Türkiye'ye ışık tutmaya devam edeceğini söyledi. Ga- zetemiz yazarlanndan anayasa hukuk- çusu Server Tanilli de Strasbourg'dan gönderdiği mesajtnda şunlan kaydetti: "Bahri Savcı Hoca, ülkemizde de- mokrasi ve özgürlük mücadelesinin bay- raktarianndan biriydi. Bugün, insan haklanndan başlayarak. çağdaş bir hu- kuk ve siyaset düzeninin kurulması için verüen kavgada. öncülerden biri o oldu. Arkaya bıraktığı siyasal kültür mirası pek önemlidir. Olümü fikir dünyanuz için büvük bir kayıpOr." tÜ İnsan Haklan Araştırma ve Uygu- lama Merkezi Müdür Yardımcısı ve Is- tanbul Barosu tnsan Haklan Merkezi Başkanı Prof. Dr. Semih Gemalmaz da Savcı'nın Türk hukuk doktrinin de ilk kez 1950'li yıllarda "tnsan Haklan" başlıklı ve konulu yapıtı üreten bilim adamı olduğunu vurguladı. tnsan hak- lan hukuku alanında önemli ürünler ve- ren Prof. Dr. Mfinci Kapani ve Prof. Dr. Ilhan Akın'ın da Savcı'nın bu yapı- tmdan büyük ölçüde yararlandıklannı ifade eden Gemalmaz. Savcı'yla ilgili olarak şunlan belirtti: "Prof. Savcı'nın sayısı yüzleri bulan makale ve incelenıe- leri: ülke fasizmin mengenesinde iken yazmaktan, söylemekten ve yayımla- maktan asla vazgeçmeyerek ürettigi bi- Umsel tahlil ve değerlendirmeleri. sade- ce bUimsel katkılan bakımından önem- li değildir. Bunun yanı sıra Savcı üriin- leri ve faaBvetkri Ue namuslu bilim in- sanının ödünsüz. demokratik ve aydın tutarlılığının örneğL hocası. yol gösteri- cisi oimustur." AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Deka- nı Prof. Dr. Celal Göle de yazılı açıkla- masında Savcı'nın ailesine, fakülte üye- lerine ve Mülkiye camiasına başsağlı- ğı dileğinde bulundu. Tüm Öğretim Uyeleri (TÜMÖD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, Savcı'nın yaşamı boyunca laikliği, demokrasiyi, Atatürk- çülüğü ödünsüz savunan gerçek bır bi- limci olduğunu kaydetti. Eğitim, Bilim ve Kültür Emekçıleri Sendikası (Eği- tim-Sen) Istanbul 4 No'lu Şube Başka- nı Cengiz Uzuner ise yazılı açıklama- sında, "12 Eyiül askeri darbesi tarafin- dan kapaülan eğitim emekçilerinin ör- gütü TÖB-DER kuruculanndan olan demokrasi ve hukukun kararlı savunu- cusuBahri Savcı'nın mücadelesi unutul- mayacakür" diye kaydetti. CHP Parti Meclis Üyesi Büknd Kırmancı, ADD tstanbul Şube Başkanı Bilge Bilgiç ve Petrol Ürünleri Işverenler Sendikası Genel Başkanı tsmail Aytemiz de birer yazılı açıklama yaparak Bahri Sav- cı'nın ölümünden dolayı büyük üzüntü duyduklannı dile getirdiler. ANKARA/ATİNA (Cumhuriyet) - Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı. Türkiye ile Yunanistan'ın Ege ve Akdeniz'de karşılıklı düzenledikleri askeri tatbikatlarm "sükûnet" içinde sürdüğünü belirterek "Hiçbir rahatsızuk yok, savaştan bahsetmeyin, öyle şey onnaz" dedi. Karadayı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in resim sergisinin açılışında gazetecilerin sorulannı yanıtlarken Türk ve Yunan silahlı kuvvetlerinin eşzamanlı düzenledikleri tatbikatlann planlandığı gibi sürdüğünü belirtti. Karadayı, "Yunanistan'la savaş çıkar mı" sorusuna ise şu karşıhğı verdi: "Övie bir şey yok, savaştan bahseden yok, biz banstan yanayız. öyle şey olmaz, olamaz da. İki taraf da bilinçli. Konulann üzerine sükûnetk 0divorlar. Her iki tarafin da birbirine düşmanlığı yok." Genelkurmay Başkanlığı, Ankara'da bulunan askeri ataşelere, "Kararhbk '97" ve "Toros 2/97" tatbikatlan konusunda brifıng verdi. Brifing, Yunanistan'ın Ankara Büyükelçiliği askeri ataşesinin de aralannda bulunduğu askeri ataşelere, "tatbikatlann özefliklerffiin vc icra esaslannın getişen ve degişen dünya ortammda diyalog, işbhiiği ve açıklık politikası gereği açıklanmasında ve diğer ülke mensuplannın da bilgUendirilmesindeyarar görürnıesi" görüşünden hareketle verildi. Alınan bilgiye göre, brifingde, ataşeler tatbikatlann içeriği ve senaryolan konusunda detayh olarak bilgilendirildi. Türkiye: Sıcak çaüşma olmasını temenni etmeyiz Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Sermet Atacanh. dün yabancı basın mensuplan için düzenlediği haftalık basm toplantısında, bir soru üzerine, "Tatbikatiar süresince herhangi bir sıcak çaüşma olmamasını temenni ediyoruz, böylesi tehliketi gelişmelerin olmayacağını temenni ediyoruz" dedi. Atacanh, "Tatbikatlann erteknmesini isteyen ülkeler oldu mu" sorusu üzerine, dost ve müttefık ülkeler ile NATO Genel Sekreteri'nin Girit'te dün başlayan Balkan zirvesi öncesi Türkiye ile Yunanistan'ın düzenleyeceklerini açıkladıklan tatbikatlann ertelenmesine ilişkin çabalarda bulunduklannı kaydetti. "Türldye bu çabalara iyi niyede yaklaşt \e dunımu değeriendirdi" dıyen Atacanlı, Ankara'nın bir iyi niyet gösterisi olarak konuyla ilgili taraflara tatbikatlannı ileri bir tarihe ertelemeye hazır olduğunu bildirdiğini. ancak buna Yunanistan'm olumlu yanıt vermediğini belirtti. Atacanlı, şöyle devam etti: "Türkiye, ilgüı taraflara, yapacağı tatbikatlann tarihlerinin çok önceden belniendiğini, Yunanistan'ın yapacağmı açıkladığı tatbikatm ise önceden bemienmediğim bildirdi Türkiye, buna rağmen bir iyi niyet gösterisi olarak, tatbikatiann ertelenmesi çabalanna olumlu yaklaştığını belirtti, ancak Türkiye'nin iyi niyeti karşıhk görmedi. Maalesef tatbikatiar, şu anda yapıhyor. Bu çabalann başansızhğa uğramasmm tek nedeni, Vunanistan'dan olumlu yanıt gelmemesi oldu." 'Parmenion' sfirüyor Yunanistan'ın Ege ve Trakya'daki planlı tatbikatlanndan olan "Parmenion '97" tatbikatı da bütün birliklerin katılımı ile sürüyor. Kara, hava ve deniz birliklerinin organize olarak katıldıklan tatbikatı Yunanistan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Athanask» Çoyannis bizzat sevk ve idare ediyor. Türkiye'nin muhtemel bir saldınsına karşı önce savunma daha sonra karşı hücum ağırhklı olarak gerçekleştirilen tatbikat, 30 Ekim'de başladı. 6 Kasım'da sona ermesi beklenen "Parmenkm "97" tatbikatının önemli bölümü Ege Denizi'nde ve adalarda gerçekleştiriliyor. Tatbikatm son bölümüne Trakya'daki birinci ordu ile Selanik'te yeniden yapılanan 2. Kolordu katılacaklar. Kardak krizinden sonra küçültülerek hareketli hale getirilen 2. Kolordu ilk defa bir tatbikata katıhyor. Küçük. ancak vurucu gücü yüksek silahlarla donatılan ve tabur seviyesine indirilen 2. Kolordu, Türkiye'nin çıkartma harekâtma karşıhk adalardaki Yunan kuvvetlerine destek güç olarak hazırlandı. Çanakkale'de bayrak krizi 600 Yunan yolcu ile dün sabah tstanbul'dan Çanakkale'ye gelen Stella Solaris adh Yunan turist gemisinin, yolculan Yunan bayrağı taşıyan teknelerle karaya çıkarmak istemesi üzerine kısa süreli bir kriz yaşandı. Güvenlik görevlilerinin, tekne yetkililerini uyararak Türk bayrağı çekmelerini, ancak bu şekilde limana girişlerine izin verilebileceğini bildirmeleri üzerine, geminin Çanakkale'deki Türk acentesi yetkilileri devreye girdi. Kısa sürede yeterince Türk bayrağı temin edilerek Yunan teknelerine takıldı. Gemi yetkilileri. "GemkJe Türk bayrağı çekfldi Ancak yolculan karaya çıkaracak teknekre bayrak çeküeceğini düşünemedik" dediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle