Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 KASIM 1997 SAU
10 KULTUR
SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL
Yarun kalııus lıavatlaıi devrabnakAnkara Sanat Tiyatrosu 35. yılına 'Ak-
rep' adlı oyunla giriyor. 'Akrep' Eşber
Yağmurdereli'nin ilk oyunu. Aynı zaman-
da Türk tiyatrosunun 12 Eylül'le yüzleş-
tiği ilk oyunlardan...
Toplumsal geçmişiy le \ e bugünüyle he-
saplaşmayan bir tıyatronun varlığından
söz edilemez. Yüzyıllardan bugiine süzü-
lüp gelmiş tiyatro yapıtlanndan hangisi-
ne bakarsanız bakın. yazıldığı dönemde vt
yansıttığı toplumda yaşanmış serüvenin
insana dair' olan evrensel iletisini taşır.
Eşber Yağmurdereli. 'Akrep'te. 'insan'ın
'toplum" içindeki \arlığının temel güven-
cesi olan 'deraokratik hukuk devietf an-
layışını irdeliyor. Gitgide ıçinden çıkıl-
maz bır 'hukuk/hukuksuzluk karmaşa-
sı'na sürüklenmekte olan Türkiye'nin. 'hu-
kuk dışı' ey lemlen 'olağan' saymaya 'alış-
nrüdığT bır baskı döneminden seçtiği ör-
nekle...
'Akrep'. Eşber Yağmurdereli'nin sıra-
dışı yaşamının dramı değil. 12 Eylül ön-
cesinde de 12 Eylül boyunca da toplam 13.5
yıl hapis yatmış. dahası bugün de -oyunun
provalan ilerlerken- yetıiden demirparmak-
lıklar arkasına alınmış kahırlı bir insanın
çektiği çileyi dramlaştıran bir çalışma da
değil. Düşünce özgürlüğü savunucusu,
'göremeyen' bir aydının topluma ateşli
seslenişi de değil. Doğru. 'Akrep'in dra-
matık çerçevesini bu olası (başka yapıtla-
ra konu olabiiecek) izleklerden süzûlmüş
bır dolu duyarlık belırliyor. Bu duyarlık-
lar olmasa. "Akrep'in bır oyun olarak bi-
çimlenmesı olanaksız belki de. Ama 'Ak-
rep'. her şeyden önce. 'hukuk dışı' uygu-
lama karşısında eli kolu bağlı kalan bir hu-
kukçunun 'insanca' (hümanist) duyarlığı-
nın oyunu.
Hepimize bulaşan utanç
'Akrep'. hukukçu yetkılennin elınden
alındığı hapislik koşullannda. 'yasalhk'
görünümü altında işlenen bir cınayete ta-
nık olan bir aydının hepimiz adına yaşa-
dığı 'utanç'ın anlatımında biçimleniyor.
"Asmayalım da besleyelim mi?" mantığı-
nın 'hukukun yüceliği" ilkesini alaşağı et-
tiği bir ortamın hepimize bulaşmış utan-
cirın anlatımında.. 'Akrep' Yağmurdere-
li'nin değ.i. uplumsal vicdanımızın dra-
mı.
Yaşamda öyle dönüm noktalan vardır
ki. bıreysel yaşantının ötesıne geçerek ın-
sanlığın onak bilincınin. ortak duyarlığı-
nın malı olur. Dram sanatı işte bu anlan
yakalar. Yazar Yağmurdereli 1982 yılı Ha-
ziranı'nda Sınop zindanında yaşadığı bir
dönüm noktasını 'dranı'adönüştünnüştür.
Yazar oyunda 1. Mahkûm'dur. Hücre-
dedir. Yalnızlığın dayanılmaz uç nokta-
sıyla karşj karşıya kalmamak için tüm di-
rencini seferber etmiş bir mahkûm. Di-
rencini sürdürebilmek için 'az'ı 'çok' kıl-
mak zorundadır. Şarkıları bile 'idareli'
ALnkara Sanat
Tiyatrosu, 35.
yılına Türk
tiyatrosunun 12
Eylül'le
yüzleştiği ilk
oyunlardan,
Eşber
Yağmurdereli'nin
yazdığı 'Akrep'
ile giriyor.
Yağmurdereli
oyununda
"insan'ın
'toplum'
içindeki
yarlığının
temel
güvencesi olan
'demokratik
hukuk devleti'
anlayışını
irdeliyor.
söyler. Eskimesinler, gelecek günlere ka-
labılsinler diye. Şiirleri de anılan da bir ha-
zine gibi saklar bilincinde. Elinde. gözle-
ri görmediği için okuyamadığı bir deste
mektup. Elinde bir satır büyüklüğünde kı-
vırarak. üstüne görmeden yazılar yazdığı
kâğıtlar. Yalnızlıkla başetmemn aydın in-
sanca kotanlmış bir doluçıkaryolu... Duy-
duğu tek insan sesi kendisi gibi bir mah-
kûm olan çaycımn. Gardiyanlar onunla
konuşmaz.
Bır gün hücresine yemek getiren gardi-
yanın. elindeki aletle hücresinin iç duva-
nna şiddetli bir darbe indirdığini duyar.
Dehşet içinde sorduğu sorulara aldığı tek
yanıt: "aİtrep!" Göremediği akrebin, hüc-
resindeki olası varlığıyla yaşamak! Olay-
lann gelişimi içinde bir kez daha yer ala-
cak olan 'akrep' olgusu, insanı ve toplu-
mu kuşatmış, her.an her yerde olabilen, ama
göremediğimızvgöremediğimiz için ken-
dimizi savunamadığımız. zehirini damar-
lanmıza ne zaman akıtacağını bilememe-
ECumhuriYet
kitap kulübü
ÇAĞ PAZARLAMA A.Ş.
TELEFONLA KİTAP SİPARİŞİ
"CUMHURİYET KİTAP KULUBU" yenilendi. Artık üyelere telefonla siparış verme ve
iştenılen kıtaba kısa süre içinde ulaşma olanağı sağlanıyor. istenilen kitap
"ÇAĞDAŞ YAYINLARI'ndan yayımlanmışsa %20, başka bir yayınevinin ise %10
indirım yapılıyor. Her ay, Türkiye'de piyasaya çıkan yapıtlann tam listesi, bir önceki
ay etkinliklerinden haberleıie üyeye ulaştırılıyor.
"CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ" şimdilik istanbul'da hem Taksim, hem Cağaloğlu
sergi salonlarında ve de Adana da "Indirimli Kitap Kampanyasr ve "Resim Sergisi"
gibi etkinlikler; Söyleşi', "Dinleti", "imza" gibi günler birbirini izliyor. Yıllık kitap
kataloğu adreslere bedelsiz olarak postalanıyor ALLEGRO TOUR yurt içi ve yurt
dışı tur rezervasyonlarından %7; uçak biletı siparişlerinde %4 indirim sağlıyor. Özel
Acıbadem Hastanesı ise "CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ" üyelerine tanı ve
sağaltımda %10 indirim uyguluyor. lleride uygulanacak benzeri yararlar. ayrıca
şürece katılıyor.
"CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ"ne üyelik, aşağıdaki formun doldurulup
gönderilmesiyle tamamlanacak. üye kartınız hemen gönderilecek.
ÜYELİK FORMU
Üye No:(Yenileyenler için)
Adı Soyadı:
Adresi:
nin tedirginliğini her an yaşadığımız. sin-
si, insan düşmanı, amansız bir vurucu.
yok edıci 'güç'ün mt.aforu olarak oyunu
sanp sarmalayacak.
Sonra -uzun süredir ilk kez- bir "insan"
girer 1. Mahkûm'un dünyasına. Birkaç
hücre öteye tıkılan adi bir MIÇIU. Drama-
tik yoğunluk. birbirinin tam karşıtı iki in-
sanın dört beş gün içinde yaşjJığı ilişki
içinde oluşur. 1. Mahkûm. bilınçsel zen-
ginliğiyle direnebilen. düşünceyi, anılan
ve düşleri yalnızlığına katık etmeyi ba-
şarmış, "görmevT öğrenmiş. sıradışı bir
aydın. 2. Mahkûm ise ıçgüdüleriyle yaşa-
yan, bedensel varoluşun dışında hiçbir de-
ğere tutunmayı bilmeyen. ölüm tehlikesi-
ni hayvansı sezgileriyle karşılayan. "gör-
meyT öğrenmemiş. sıradan bin. Ama iki-
si de "insan"... Yalnızlığı geçici olarak ra-
fa kaldıran birkaç günlük birliktelıklen
onlan insan olma ortak paydasinda bu-
luşturacak. ikisini eşit kılacak.. onuru sa-
hiplenmede. Düşlerde. özlemlerde. umut-
larda... Sonra geldıği gibi çıkıp gi-
decek 2. Mahkûm. Ama geldiği
günkü insan degil... Bır dönüm nok-
tası yaşamış. dönuşmüş... 1. Mah-
kûm ise hücresinin karanlığında,
çoğunluğun gözünden saklanabi-
len bir cinayete (daha) tanık olmuş,
çoğunluğun bilmediği ya da gör-
mezden geldiği "'yanm kalmış ha-
yaüar"dan bırini (daha)devralmış..
Ama insana daır umudunu da bir kez
daha yeşertmış...
Eşber Yağurdereli 'nin oyunu, me-
lodramatik söyleşımlere. duygusal
yükselişlere, klişe iletilere yüz vermeden,
abartısız bir şiirselliğe dayandınlmış, din-
gin bir söylem oluşturuyor. Yazann, biroyu-
nu etkili ve vurucu kılacak -bilinen- tek-
niklerden hiçbirine fazlaca yaslanmadan
sahneye getirdiği süreç yalın bir tartıma
oturtulmuş: Yalnızlığı dolduran tek ses.
yainızlığı bölen iki scs. yalnızlıktan taşan
tek ses. Bu tartım içinde. scy ırcıyi ut
lumsal \ icdanıyla baş başa bırakan bir ti-
yatro deneyimi biçimleniyor. "Akrep"
duygulann boşalma noktasına ulaştınl-
madığı. düşünsel vurgusunu oyun ötesine
ve tiyatro salonunun dışma taşıyan. ken-
dine özgü bir duyarlık çizgisi oluştuımuş
bir oyun.
ASTın başanh yorumu
Ankara Sanat Tiyatrosu, metnin içerdı-
ği duyarlıkla bire bir örtüşen, basanlı bir
yapıma imzasını atıyor. Yönetmen Rutkay
Aziz. oyunun görsel ve işitsel düzleme
yansıyan boyutlannı biçimlendirirken.
özenli bir ekonomiyie değerlendirdiği,
sahne olayının temel tartımını belirleyen
bir sahne metni oluştunnuş. Hücrelerin
bulunduğu bölümün boğucu sessizligini.
irkiltici bir şiddetle yırtarak açılıp kapa-
nan demir kapılan. Hücre yalnızlığının
doruk aşamalannda, Sinop Kalesi'ni yı-
karcasına duvarlara çarpan Karadeniz dal-
galannın. kimi zaman dost kimi zaman
bungunluğuçoğaltantürküsü. KemalGü-
nüç'ün. oyunu baştan sona saran. sahne-
deki dingin söylemin "vahşete. isyana,
korkuya. ölüme. cinayete, sevince. yaşa-
ma. aşka, umuda dair" boyutlannı çarpı-
cı bir sessel boyutta yorumlayan müziği.
İnsan kimliklerini robotsu bir sessizliğe
gömmüş gardiyanlann tekdüze ayak ses-
leri. Temelde sesle sessizliğı çakıştıran,
vunıcu düzeyde işitsel sahne düzeni.
Rutkay Aziz, yan karanlık iki hücreden
ve iki oyuncudan oluşan görsel malzeme-
yi. yine yalın örgeler kullanarak anlamlan-
dınyor. Çaycının sessizce getirdiği ve da-
ğıttığı tavşan kanı çayla dolu bardaklar,
mahkûmlann hücre duvanndaki çıviye
asıh kara naylon torbalan, yatma ve kalk-
ma anlannda soyunup gıyinmeler, gardi-
yanlann yemek getırişi gibi yalın örgeler,
hapishane ritüelinin görsel göstergelerini
oluşturuyor. Aynı zamanda. hücre orta-
mında yaşanan zamanın başlangıcının ve
sonunun belirsizliğinin, kişinin içine kıs-
tınldığı sürecin uçsuz bucaksızlığının...
Oyunun ortalannda yer alan düş sahnesin-
de ise hücre parmaklıklannın açılıverdi-
ğini, zindanın bir bayram yerine döndü-
ğünü; a^ka. sevgiye ve sevince yönelen düş
kahramanlannm neredeyse duvann ötesi-
ne geçip dalgalarla kucaklaştığını duyum-
suyorsunuz. Rutkay Aziz, yalnızca Yağ-
murdereli'nin oyununun altmetninden çı-
kardığı öğeleri, yalnızca bu oyunun tonu-
na ve dokusuna özgû bir kullanımla, özen-
le, dozunda bir duyarlıkla değerlendıri-
yor.
Bflgin Yağmurdereli rolünde
Oyunun iki başoyuncusu LemiBiigin (1.
Mahkûm) ve AJtan Erkekli (2. Mahkûm)
işte böyle duyarlı bir sahne düzeni içinde
yorumlannı kotanyorlar. Lemi Bılgin,
oyun öncesinde başlamış olan ve oyun
ötesine uzanan yaşantının gözleri görme-
yen, aydın kahramanını, görsel ve işitsel
düzeyde alabildiğine abartısız bir yorum-
la canlandırarak "zor"un üstesinden geli-
yor. OyTinun başından sonuna dek sahne-
de. Geçmışte oynadığı çoğu rollerde oldu-
ğu gibi, karakterle zorlanmadan bütünle-
şen bir oyuncu. Yumuşak, hiçbir engele ta-
kılmayan,doğalbiryorumsunuyor. Eşber
Yağmurdereli'ye fiziksel benzerliği de ti-
yatro için çarpıcı bir etken.
1. Mahkûm'un sonsuz zaman ıçme ya-
yılmış hücre yaşantısını geçici bir süre
ıçır. deği;.!!!". 12. Mahkûm'un serüvenı ise
daracık bır zaman dilimi içinde, yaşamla
ölümü ayıran bıçak sırtında oluşuyor. 1.
Mahkûm'un ve seyircinin bilincine gülle
gibi düşen bu sıradan suçluyu, dozu abar-
tılmış komik, melodramatik. trajik boyut-
larda bir sahne kahramamna dönüştürmek
işten bile değil. Altan Erkekli ise oynadı-
ğı oyun kişisini. dıştan gözlemlenip. ti-
yatronun kurallanna göre kotanlmış bir
"kompozisyon'' malzemesi olarak değil,
"Akrep''oyunundan uzanıp toplumsal vic-
danımızl alaşaniç gerçektiğiyle kavTayrp
sahneye getiriyor. Altan Erkekli, ince uzun
biryoldayıllarcaadımadım, biilnçle iler-
leyerek ulaştığı oyuncu kişiliğinin doruk
noktasına ulaşmak üzere. Yağmurdere-
li'nin 2. Mahkûm'da yarattığı "zor" ama
"verimli" sahne kişiliğini. belleklerde yer
edecek bir yorumla sunuyor.
Çaycı Mahkûm'da Erol Demiröz, iki
Gardiyan'da MetinCoşkunve HakanAkıa
Savcı'da Koray Ergun, oyunda taşıdıkla-
n görsel ve işitsel işlevleri kusursuzca ye-
rine getiriyorlar. Rolleri çok kısa da olsa.
onlar "Akrep" yapımının "olmazsa ol-
maz"kişileri.
"Akrep" Ankara Sanat Tiyatrosu'nun
övünçle anacağı bir yapım.
Posta kodu: Kent:
Telefon/Faks:
Cinsiyeti:
Doğum tarihi: Medeni durumu:...
Eğitim durumu: Mesleği:
(Öğrencı ya da Öğretmen ise)
Okul adı: Okul numarası:.
(Lütfen işaretleyiniz)
UYE
ÖĞRETMEN/ÖĞRENCİ
1 YENİ ÜYE |
5.000.000 TL !
2.500.000 TL
YENİLEME
3.000.000 TL
1.500.000 TL
* işaretlediğim tutarı kredi kartı hesabımdan alınız.
CIVISA LEUROCARD
Kart no:
__MASTERCARD
Son kullanma tarihi:
* İşaretlediğim tutarın banka dekontunu adresinize/faksınıza göndereceğim.
Çağ Pazarlama A.Ş.'nin:
D Iş Bankası Cağaloğlu Şb.405543
C Akbank Nuruosmanıye Şb.1571801
L Yapı Kredi Bankası Çemberlitaş Şb. 32529
~ Halkbank Cağaloğlu Şb. 39035380
* İşaretlediğim tutarı posta çeki hesabına gönderdim.
PTT Çek No:
L 666322 Çağ Pazarlama A.Ş. Hesabı
Cumhuriyet Kitap Kulübü Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41
(34334)Caqaloglu-İstanbul Tel:(212)512 05 05 Faks:(212)512 48 30
I S T
»»"1
5.ULÜSLARARASI
aLvn
İSTAUUL
«*KFI BIENALI
5 EKİM - 9 KASIM 1997
BienaTde son hafta! 1XX5• Darphane-i Amire, Salı hariç her gün 10.00-19.00 arası
• Aya İrini Müzesi, Salı hariç her gün 10.00-19.00 arası
• Yerebatan Sarnıcı, her gün 10.00-17.00 arası
• Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi,
Pazar hariç her gün 10.00-18.00 arası
• Kiz Kulesi, her gün 19.00-05.00 arası
• Atatürk Hava Limanı, her gün 10.00-19.00 arası
• Haydarpaşa Garı, her gün 10.00-19.00 arası
• Sirkeci Garı, her gün 10.00-19.00 arası
Bilet fiyatları:
Darphane-ı Amire tam
65 yaş ve üzeri, öğrenci
Aya İrini Müzesi
ve tam
Yerebatan Sarnıcı 65 yaş ve üzeri, oğrenci
BIENAL SPO\SORLARI
T.C. KÜLTÜR
BAKANLIĞI
BAŞBAKANLIK
TANITMA FONU İNTERPANJ
KURULU
500.000 TL
250.000 TL
500.000 TL
250.000 TL
Merced«>s Benz • » • ' " *- * ' "
KURUMSAL SPONSORLAR •=•-=-=•=?£• MARMARA
RENAULT
Bu ılan Cumhjrıyet Gazetesi'nm
katkıstyla vayınlanmıştır.
Cumhuriyet
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Biraz da Şıı İlânlar:
Yıldız dergisinden söz açmıştım; hani şu 1938'in
"on beş günde bir çıkar Gençlik, Güzellik, Sine-
ma ve Sanat Rövüsü." Rövünün ilanları birbirin-
den güzel. Dilerseniz, bugün onlara göz atalım.
Meselâ, en güzel tırnaklar ve en güzel eller...
pardon, en cazip eller yalnız 'Cutex' ile elde edi-
iebiliyormuş. Alfabemizde olmayan V e demek
daha o zaman yenilmişiz; marka markalığını koru-
muş.
Cutex en yeni tırnak cilâsıymış. Oje sözcüğü he-
nüz ortalarda yok. Cutex tırnağa gayet kolay ve
muntazam bir şekilde yayılır; asla çatlamaz ve pü-
rüzlenmezmiş. Bir başka özelliği. parlaklığını uzun
süre kaybetmeyişiymiş.
Cutex'in renklerine gelince, bunlar, eşsiz bir gü-
zellik ve cazibeteminatıymış. Ellerin manikürü -ilâ-
nın deyişi böyle- Cutex'in renkleriyle tamamlandı-
ğında, elleriniz bir cazibe kaynağı olacak ve bütün
nazariarı kendine çekecekmiş. Bu cazibe aslında
bir "şiir güzelliği"ymiş.
Şimdi renkleri sıralıyorum: "Naturel/Rose Cora-
i\l Coqueliquot"...
Derken kesenin bereketiyle ilgili bir açıklama:
"Cutex tırnak cilâsı, bir hafta, bozulmadan dayan-
dığı için, son derece iktisadi ve yorgunluksuzdur
da..."
Cutex'in hemen yanı başında, "en son moda ve
en modem hususiyeti haiz biricik parfüm": Fruit
Vert. Efendim, Paris'in bu meşhur parfümü, dün-
yada şimdiye kadar hiçbir kokuya nasip olmamış
bir gençlik ve zarafet veren kokuymuş. Fruit Vert'in
bu rayihası hep ilkbahar çiçeklerinden geliyormuş.
O kadar ki, Fruit Vert kullanan bir hanım, ilkbahar
çiçekleri kokusuyla buğulanan bir kameriyeyi an-
dırırmış. Açılmış çiçekler havayı, taze ve cazip ko-
kularıyla birdenbire sarıverirmiş...
Yıldız dergisi ilanları güzelliğinizi hangi sabuna
'itimad' edeceğinizi de açıklıyor. Bu sabun, bugün
de satımda olan Palmolive. Ama Palmolive sabu-
nunun o günkü duyurumlan çok başka:
"Palmolive Zeytin Yağlı Sabun I Bayanlar, en kıy-
metli varlığınız güzelliğinizdir. Onu, aslını bilmedi-
ğiniz sabunlara terk etmeyiniz."
Sabun ilânlarına bayılınm: Hep hanımlara hitap
ederler. Böylece erkeklerin sabun kullanmadığı gi-
bisinden bir sanı uyandırmakta üstlerine yoktur.
Palmolive sabununa gelince, yalnız ve yalnız
zeytinyağı, hurmayağı kanşımındanoluşuyormuş.
Bize göre sağ köşede otuzlu yılların ince kaşlı,
koyu dudak boyalı ve ortadan ayrık, dümdüz, kı-
sa saçlı bir hanımı; solda şu yazı, imlâsını değiş-
tırmiyorum: "Jolı Fam ı Kıremi, Podrası. Ru'an,
Allıklan I Güzelliğin teminatıdır."
"Dudaklannıza vereceğiniz zarifbir renk ve şe-
kille yüzünüzün bütün manasını değiştirir; çehre-
nize başka bir sihir, başka bir incelik bahşedebi-
lirsiniz. I Louis Philippe (Ang elus) rujlan I En latif
kırmızı ve altın renklehe işlenmiş zarif ambalajını,
kibar muhitlerin bütün kadınlarının kullandığını
bizzat siz de görebilirsiniz."
Bu 'kibarmuhitler' deyişi, taa altmışlara, altmış-
lann sonuna kadar sürmüştür. Sonra galiba birden-
bire kayboldu. Kibar muhit mi kalmarruştı, yoksa
, kibar muhitlere ihtiyaç mı kalmamıştı?
'Aga Baltık' radyoları, dünyanın en ileri tekniği-
nîn şaheserleriymiş. Sesleri latıf olduktan başka şe-
killeri de evin belli başlı süslerinden birini teşkil
ediyormuş. "Eve bir Aga Baltık radyosu aldık, evi-
miz pek süslü oldu..."
O arada Münir Nurettin Selçuk'un "yeni oku-
duğu" ikifantezi şarkı Odeon plaklannda: Akşam
yine gölgen, Saçlarıma ak düştü. Bu "fevkalâde
plak" kanun, keman ve piyano refakatiyle okun-
muş.
Münir Nurettin Bey'in altında Kifıdes'in Ankara
Bandajı: "Iğri ve çarpıkbaşparmaklannızı doğrult-
maya ve ayağa bediî bir şekil vermeğe yegâne ça-
redir."
Korse Modern sahibi Bayan Kalo Eliş'in iki ilâ-
nı bir arada: llkinde Guerlain'in 8/9 parfümü; "Mo-
dem kadtna ikram edilen en güzel hediye", beda-
va numunesi Beyoğlu Istiklâl Caddesi'nde Bayan
Kalo Eliş'in 241 numaradaki Korse Modern ma-
ğazasındaymış. Ikinci ilânda aynı Korse Modern
291 Tîo'da gösteriliyor; "En son fantezi lastik ve
kumaş korseleri, mideli ve midesiz sutiyenler, sıh-
hi ve fenni korseler, çorap ve lastik."
Bir dönemin dünyasını ilanlardan okumak müm-
kün. Bir de "Holstina" boyaları var ki, onu gelecek
yazıya bırakıyorum.
Takvimde Iz Bırakan:
"Ismet Solucan Bisküviti I Barsak kurtlannın en
birinci devasıdır. Büyük ve küçüklere emniyet ve
itimat ile verilir. Her çocuk seve seve yer. Çocuk-
larınıza senede birkaç defa ihtiyaten veriniz. Aile
doktorunuza danışınız." Yıldız dergisi, 15 Sonka-
nun1939.
KİTAP FÜARPNDA BUGÜN
ASALONL
• 1230-14.00'te KKTC Milli Eğitim. Kültür,
Gençlik ve Spor Bakanlığı Kültür Dairesi'nin
düzenlediği, Ali Nesin. Mustafa Gökçeoğlu ve
İsmail Bozkurt'un katıldığı panel izlenebilir.
• 14.00-16.00'da Edebiyatçılar Demeği'nin
düzenlediği. Orhan Koçak. Ahmet Inam. Öner
Cnalan ve İsmail Demirdöven'in katıldığı 'İfade,
Dü, Özgürlük ve Bireyleşme' başlıklı panel yer
alıyor.
• 16.00-17.30'da Bilim ve Ütopya dergisinin
düzenlediği. Muazzez llmiye Çığ ile 'Dinkrin
Sümer'deki Kökeni" başlıklı söyfeşi izlenebilir.
• 1730-18.30'da Dünya Kitap'ın düzenlediği
'Dünya Kitap Dergisi ve Dünya Yayıncılık 1997
Ödulİeri"1
Ödül Töreni yer alıyor.
• 19.00-20.00'de Yapı Kredi Vayınlan'nın
düzenlediği. Mario Luzi, Enis Batur. Işıl
Saatçioğlu'nun katıldığı 'Mario Luzi'nin Şiiri
Etrafinda' başlıklı söyleşi izlenebilir.
BSALONL
• 15.00-17.00'de MorÇatı'nın düzenlediği. Hülya
Gülbahar, Ufuk Sezgin. Sevgi Yöney ve Altan
Şahinoğlu'nun katıldığı "Kadının Ozgürieşme
Sürecinde Mor Çatı'nın Rolü' başlıklı panel
izlenebilir.
• 17.00-18.30'da Boyut Yayıncılık-SODEV
tarafından düzenienen, Yurdakul Fincancıoğlu,
Ugur Büke, Aydın Cıngı'nın katıldığı "Blair
Devrimi' başlıklı panel yer alıyor.
BUGÜN
• İDOB AKM Büyük Salon'da saat 20.00'de
Carmen'i sahneliyor.
• GÖÇERLER FOTOĞRAF KÜLUBL nde saat
19.30'da Fatma Özdirek'in 'As>a Söylencesi' başlıklı
dia gösterisi izlenebilir.(0 216 336 58 43)