Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 KASIM 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
16. İstanbul Kitap Fuan, İngiliz romancı, senarist ve belgesel yazan John Berger'i ağırlıyor
^Yaşarn, pisliğe rağmen ödüldiir'ESRA ALtÇAVUŞOĞLU ,_
"Yaşarken bakan, baktığını gören.
gördüğü üzerine düşünen sonra dönerek
baktıklannı yaşayan bir yazar. Bu dört
eylem; bakma. görme, düşünme ve ya-
şama eylemleri, hem kendi içlerinde hem
birbirteri iizerine katlanarak malzeme-
sini oluşturuvor.Tüsun Akatlı işte böy-
le tammlıyor John Berger"i. Çoğumu-
zun sanat eleştirmeni, olarak tanıdığı,
ama on parmağında on marifet bir ya-
zar Berger. Romancı, senanst ve belge-
sel yazan. Yaşamını yaklaşık sekiz yıl-
dır Fransa'da küçük bir köy komünün-
de geçiren Berger, hep doğal, hep oldu-
ğu gibi. Konuşurken adeta yaşıyor. Ken-
disine sorulan sorulan yanıtlarken da-
kıkalarca düşünüyor, tam yanlış bir şey
mi sordurn derken tüm içtenliği ile sizi
cevaplamaya başlıyor. Elleri, kollan,
gözleri ayn ayn düşünüyor. sonra hep-
si birden kelımelere dönüşüyor.
Ben de herkes gibi yaşıyorum
Yazar, Fransa'nın küçük bir köyünde
yaşıyor olmasını 'bende herkes gibi ya-
şıyorum işte* diyerek ce\aplandınyor.
tnsan yaşamında bazı kararlann ancak
yaşandıktan sonra ayırdına vanldıgını
söyleyen Berger, köye taşındığında bu-
nun nedenını kendısınin de bilmediği-
nı bclırtıyor. "Göçmen işçüeri anlattıgıın
'Yedinci Adam° adlı kitabımı yazarken
köy halkı hakkında pek bir şey bUmiyor-
dum. Onlann terk ettiği aksi kutbu an-
yor, kentin onlara getirdiği umutlan an-
lıyordum. BD konu üzerine araştırmaya
başladım. Köylüleri tanunaya karar ver-
dim. ama >azma\ı düşiinmiiyordum.
Zaten bilseydem her şey çok kontrollü
olurdu ve onlan sömürmek anlamına
gelirdi bu. Köylerde yaşanan birçok ger-
çek ve dram var. Bunlar orada yasayan-
lar tarafindan anlatılmıyordu,zaten o sı-
ralar Yaşar Kemal'i tanımıyordum."
John Berger için Abidin Dino'nun da
özel bir yeri var. tkı gün önce bir kitap-
çıda onun bir resmini gördüğünü, çok
duygulandığını söylüyor ve ekliyor:"CM-
YENİ KİTAPLAR
^Fuarda
tiyatro
yapıtlan
MİTOSBOYUT
Kültür Servisi - MıtosBoyut
Tiyatro Yaymlan on yenı yapıt
ulaştınyor bu yıl okurlara.
Bertold Brecht'ın bütün
oyunlannı 13 ciltte toplamayı
amaçlayan yaymevı, cilt sırası
gözetılmeden kronolojık sıraya
göre yayımlıyor yazann
oyunlannı. Bu nedenle çevırisi
bıten oyunlar, cılt sırası
gözetilmeden yay ımlanıyor.
Yücel Erten ve Filiz
Ofluoğlu"nun çevirdiği 10. cılt
ile Yılmaz Onay ve Ahmet
Cemal'm çev irdıği 11. cıltlerin
sonlannda oyunlarla ilgilı
geniş açıklamalara ve oyunlar
üzenne Brecht'in kaleme
aldığı yazılara da yer verilıyor.
Ayşegül Yüksel ıse Çağdaş
Türk Tiyatrosu"ndan On Yazar
başlıklı yapıtında çağdaş
tıyatronun oluşmasma katkılan
bulunmuş Nâzım Hikmet Aziz
Nesin, M. Cedet Anday, Oktay
Rifat, Haldun Taner. S. Kudret
AksaL Turgut Ozakman. Vasıf
Öngören, Oktay Arayıcı ve
Memet Baydur'un oyunlannı
inceliyor. Çağdaş Rus
Tıyatrosu'nun yaşayan en
büyük tiyatroculanndan Yuri
Liubimo'un KutsalAteş
başlıklı yapıtı Ali Bertay'ın
çevırisiyle ulaşıyor okura.
Sanatçının hem özel hem de
sanat yaşamında derlenen
anılannda Rus tiyatrosunun
biçimsel araştırma ve yenilik
geleneğinı sürdüren. kendi
kurduğu Taganka
Tiyatrosu"ndaki yaratılanna, o
zamanki Sovyet yöneticileri ile
bilinmeyen ilişkılerine yer
venhyor. Bu yılki Bakırköy
Beledıyesi Oyun Yazrna
Yanşmasında Büyük Ödül
Kazanmış olan Funda Ginyol
"Konstantiniye'nin Güneşi"
başlıklı yapıtında, İstanbuKun
Osmanlılar tarafindan alınışı
sırasında, Bizans'ın iç yapısını
metaforik öğelerle tarihsel bir
oyun bıçiminde anlatıyor.
Dinçer Sümer'ın ezılmiş
insanlann dramını anlattığı
'Gecenin KullarT %e
'Memuroğlu Memur' başlıklı
ıkı yapıtı 'Toplu Oyunlan 2'
başlığı altmda yayımlamyor.
Müjdat Gezen ise 1997
Bakırköy Belediyesi Oyun
Yazma Yanşmasında Başan
Ödülü almış olan 'Babam' adlı
yapıtıyla ulaşıyor okurlara.
Oyun dağılmış bir sanatçı
ailesinın sanat yoluyla tekrar
bir araya gelişlennin öyküsünü
anlatıyor.
(Fotoğraf: KADERTUĞLA)
^öçmen işçileri anlattığım 'Yedinci Adam' adlı kitabımı yazarken köy halkı
hakkında pek bir şey bilmiyordum. Onlann terk ettiği aksi kutbu anyor, kentin onlara
getirdiği umutlan anhyordum. Köylüleri tanımaya karar verdim, ama yazmayı
düşünmüyordum. Köylerde yaşanan birçok gerçek ve dram var.'
müş bile olsa onun resmini Istanbul'da
görmek çok güzeL"
Hayatvn en önemli gerçeğinin ölüm ol-
duğunu düşünmüyor John Berger. Bu-
nun üzerine yaşamdaki en önemli şeyin
ne olduğunu soruyoruz v e yoksa aşk mı
dıye ekliyoruz. Evetdiyor. Yaşamhertür-
lü pisliğe rağmen bir ödüldür. Fakat gi-
zemli bir ödül. 1şte en önemli şey bu. Tüm
pisliklere, tüm karanlıklara rağmen...
TÜ YAP Kitap Fuan'ndaki söyieşiniz-
de; '"Eleştirmenlik bir meslek değildir.
En iyi eleştirmenler bu ışi kısa aralık-
larla yapan kişilerdir" dediniz. Eleştiri-
nin süreklfliğini nasıl değerlendiriyor-
sunuz?
JOHN BERGER-Uzun süre eleştir-
menlik yapan yazarlann yorulacağını
düşünüyorum. Aynca surekli yazı, özel-
likle de eleştiri yazmak insanı otomatik-
leştirerek ilginç olma özelliğini kaybet-
tiriyor. Bunu söylerken sanat tarihçile-
rini kastetmıyorum. çünkü onlar pro-
fesyoneller. Fakat bunun kesinlikle kı-
sa süreli olması gerektiğini de söylemi-
yonım bu benim fikrim. Kendi kendi-
me: "sen iyi bir eJeştirmensin. Herkes se-
ni okumak istiyor ve okuyor. İlginç şey-
ter yazıyorsun" dedıkten beş yıl sonra
ve söylemek istediklerimi okuyuculara
söylediğimi anladığımda artık eleştiri
yazmamalıyım dedim. Bunu kendinize
söy lemeniz oldukça güç, çünkü bundan
çok para kazanmasanız bile yaşarrunı-
zı bu parayla sağlıyorsunuz.
- Sanat eleştirmenliğinizin yanı sıra
romancı, senarist ve belgesel yazansınız
da. Bütün bunların içinde hangi alana
daha yakın hissediy orsunuz kendinizi?
Yazdıklanm arasında çok kesin sınır-
lar olduğunu düşünmüyorum. Roman,
röportaj, şiir,tiyatro ya da resim... Yaz-
dıklanmın sadece biçimi farklı. Ne ya-
zıyorsam sonuçta hepsini ben yazıyorum.
Eğer bunlann arasından birini seçmem
gerekse hikâyeciliğimle anılmak iste-
rim.
Kitabm geliri AIDS'Iüere
-' Düğüne' adlı kitabınınn tüm getiri-
ni AIDS'H hastalara yanhmı vctopiumım
AIDS konusunda bilgilenmesini hedef-
leyen AIDS Savaşım DerneğTne bağış-
ladınız. Kitabımzda AIDS'li bir kahra-
manı ele ahnakla neyi amaçladınız?
Bunu bilmek biraz güç. Bunun hak-
kında bir şeyler söylemeyi görev olarak
görüyorum. Bu virüsü taşıyan birçok
arkadaşım var. Onlann ne tür zorluklar
yaşadığıru bılıyorum. En korkutucu ola-
nı da bu insanlar içın hiç bir şey yapıl-
mıyor olması. AJDS'liler insanlar tara-
findan dışlanıyorlar, hatta çoğu insan
dokunmaktan bile kaçınıyor onlara. Bu
insanhk için korkunç bir şey. 'Düğüne'
adlı kitabımı yazarken AIDS'li hastala-
ra yapılan kötü muameleyi insanlara
göstermek istedim.
-TÜYAPta hapishanede buhınan sek-
sen Türk gazetecisi için bir dakikahk
sessizlik eylemi yaptuuz. Bazı eyiemler
sessiz mi ohnalı?
Bu tip eylemlerin daha etkili olduğu-
nu düşünüyorum. Bu eyiemler insanla-
n birbirine bağlıyor. Sessizlik hem da-
ha etkili hem de insanlara daha iyi ula-
şıyor.
- Sizce bir sanat yapıtı nasıl ele alın-
mah?
Sanat yapıtlan eleştirilmemeli. Ilk ön-
ce onlara bakmayı, okumayı ve dinle-
meyi öğrenmelıyiz. Sanat yapıtı yaşa-
mın değeridir. Sanat üzerine en iyi ya-
zı onlan sevmekle başlar. Sanat yapıtı-
nı eleştırirken ona saldınlmamalı, önce
onu okumaya ve görmeye çalışmalıyız.
tzıhc r\raz
KEINT OYUNCULARJ 246 35 89
247 36 34
Saat DoLSıf.rlg%
Carjamba - Perşembc
Cuffla 21.00
Cınortcsi 15.00-21.00
Pazor 15.00
7KASIMDAN
İTİBAREN
BİLETLER GİŞE
VE VAKKORAMA'URDA
TİYATRO
BAKIS
OZGUNmım.mroa YONFSN HAUNunnı
DEKM..nGEN S0TUI KtTEf.. IIHUI M1VMN (OSTUM..JtUI EUK
HkM KUITOOUJItOMUSOCUZAlfIUIH EDSIN'SEIUtlN «UIMVCNUZHCT OHİH
MIMTU SEVtNCMHVtT UUTUtKU İTmUSMM HUV SİN G»2»N>İI UNDUI
T0NMCEVHEI.OZLUI UUHCMET MU> U.CA^»» FAT1H KO»»
^ j , Yon.: Yıldız Kenler. f^ehmel Birkıye
Cev.: Mehmet Baydur. Vtldız Kenter
Dekor: Osman Sengezer
; Koslum:Co!pan llhan
f
1-6-7-«-14-15-20-22-Kasım Saal 21 00
2-9-16 Kasım Saal 15.00
Nutuk'un Okunusunun 70. Yılı Nedeniyle
Mustafa Kemal Atatütk
NUTUK
Derleyen ve Ozlestıren: Prof Dr. Ozer Ozankaya
Dekor Tasarımı ve Kostum: Metın Denız
Yotumlayan: Mustık KENTER
10-13-21-27-29 Kasım Saat 21.00 23 Kasım Saat 15.00
:ervasyonlarımzı MASTER »e VISA Kartları ile yaplırabılirsınız.
3-4 Easım Saat I9.00-2i.is
Kadıkoy Halk Eğınm Meıkea TteL (0-216) 346 98 99
11-12 Kasim Saat: 19 00-21.15
Yunas Emre Kultûr Merkea Tel: (0-216) 661 38 95
TocJü İjJefJerde ındırım vrgulanır
irazaı naıiç
21.00-24.00arası
TürkSanat Miiziği Fasıl'ıGazetecı Erol Demek Sok No 15 A Beyoğkj-ISTANBUL Rez.: (0212) 252 47 C7
lAtasSnemasıÇıkışı)
Sinema
İlanlarınız İçin
(0212)293 89 78(3hat)
I Galeri
l Atölye
Jj ilanlarınız İçin: 293 89 78
(3 hat)
GALERİ ZİNDANI
EMİN NACİ AKKUYU
Resim Sergisi
03-23 KASIM 1997
Rogıpgümüşpala cod. Zlndanhan Z4A60 Emınonu-istanbul-TÜRKİYE
.evw'Aitınsağ HJ
Eyiem Pöiî Gurcan Onanr
Cem Emîî
Saat 25 00 de
ÇARŞMKU
TÖRKÜLERİMİZEBKAN05UR
ISMAİL H ÖEMRCIO&U
KOPUZ • S£S 0IVAN • SES
SAAlaOO*
PERŞEMK
flÇIH RRDVO
GECESİ
2: Kaam sn ,abaren
Saat22Mde
CUKA-CUMARnSİ
PRSRPÜRTE
LRTİNO
'3DÜJlKHOTaD N06I
"lUMr.A'JEÎiKSıM
2543509 2377250
vedat
sakman
Sok:2130
CABARET
CİNE
Vcşüpour sok. No 2 Amm«kfly
Tcl: 257 74 38
Kültür -
Sanat TTTİ
ilanlarınız /1 \H
İçin: ' ijf
293 89 78 \
(3 hat) ••;
ECumhurİYet
kitap kulübü
TÜYAP 16. İSTANBUL KİTAP FUARI'NDA
İMZA GUNU
4 Kasım Salı(Bugün)
ALPAY
KABACALI
Saat: 14.00
Stand No:85-86 A(Alt kat)
Adres:Tüyap Sergi Salonu Tepebaşı-lstanbul
KUTLAMA
MENSURE GÜNEŞ
ile
Spor Yazan
CAN BUDAK
evlendüer.
Onlara uzun mutluluk diliyor,
Budak ve Güneş ailelerini kutluyoruz.
CUMHURİYET SPOR SERVİSİ
Ortaokul öğrencilerine
uygun fiyattan matematik-fen
dersleri verilir.
0 542 434 31 64
SATILIK
•ACIBADEM'de kaloriferli, 3 oda, 1 salon
•ESENYURT'ta kabası bitmiş dubleks daire
Tel. 325 86 49
(Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması)
Hizmet Sistemi
Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46
ECumhuriyet
kitap kulübü
TÜYAP 16. İSTANBUL KİTAP FUARI'NDA
İMZA GUNU
5 Kasım Çarşamba (Yann)
ALEV COSKUN
Saat:14.00
Stand No:85-86 A(Alt kat)
Adres:Tûyap Sergi Salonu Tepebaşı-lstanbul
'Tabutta Rövaşata'
Akdeniz'den ödülçıkardı
VECDİ SAYAR
MONTPELLIER - 24
Ekim-2 Kasım tarihleri
arasında Fransa'nın Mont-
pellıer kentınde gerçekle-
şen 19. Uluslararası Ak-
ckniz Fflmleri Festivali' nde
Derviş Zaimın •'Tabutta
Rövaşata^sı Türkıye"ye
üç ödül birden kazandır-
dı.
11 filmin yanştığı ulus-
lararası yanşmada "Altın
.\ntigone" ödülü, Make-
donya Cumhuriyeti'nden
Stole Popov'un "Çingene
Büjiisü" ile Tunuslu yö-
netmen Nuri Bouzid'ın
"Bent Ailesi" adlı filmi
arasında paylaştınlırken,
jüri *TabuttaRövaşata"ya
özel bir mansiyon verdi.
Festivalin en çok ilgı
gören yapımlanndan bıri
olan "Tabutta Rövaşa-
ta"nın en büyük başansı.
uluslararası sinema yazar-
lan jürisinin verdiği u
Ak-
deni/Odülû"nü kazanma-
sı oldu. Bu ödül. yirmı beş
bin Fransız Frangı tutann-
da birparasal ödülü de fil-
min yönetmenine kazan-
dınyordu. Eleştirmenler,
Ispanyol yönermen Joaqu-
imJordanın "Onnanda
Bir Ceset" fılmıni de bir
mansiyonla ödüllendirdi-
ler.
'Yenilebilir ödül
Derviş Zaim'in kazan-
dığı üçüncü ödül ise Mont-
pelüer Ünrvcrsitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi öğren-
cilerinden oluşan jürinin
verdiği "En İ\i FBm" ödü-
lü oldu. Parasal bir karşı-
lığı olmayan bu ödülün en
hoş tarafı. bir güzel sanat-
lar öğrencisinin tasarladı-
ğı özgün ödül heykelciği
idı. Metal bir fılm şeridi
içine gömülmüş üç sar-
dalya kutusunu iceren hey-
kelcik, bugünedek bir fes-
tivalde verilen en özgün
ödüldü hiç kuşkusuz. Çün-
kü, ıstenırse sardalya ku-
Oılannı açıp ıçindekileri
yemek mümkündü.
Verilen bu üç ödüle kar-
şın gene de festivalde Za-
im'in hakkının yendiği
söylenebilir. Makoden fıl-
mini izleyemedim ama bü-
yük ödülü paylaşan Tunus
filmine bakarak bu yargı-
ya varmak mümkün. Bo-
uzid'inönceki fılmlerinin
başan çizgisini yakalaya-
mayan "BentAflesT, Arap
toplumunda ezilen kadın
ımgesini beyazperdeye
yansıtırken üç kadın ara-
sındaki dostluğu oldukça
klişe bir anlatımla işliyor-
du. Filmin belki de en bü-
yük avantajı, bir Fransız
ortak yapımı olarak ya-
kında Fransa'da gösteri-
me girecek olmasıydı.
Yanşmada Mısır. Yuna-
nistan, lsrail. Romanya,
Yugoslavya ve Slovenya
adına yanşan yapıtlar hiç-
bir başan elde edemez-
ken, Italyan Palo Virzi'nin
"Ovosodo'su Genç Izleyi-
ci Ödülü'nü alıyordu. Ye-
rel bir gazetenin koyduğu
Izleyici Ödülü ıse Nuri
Bouzid'in filmınin oldu.
Türk sineması Mont-
pellier'de üç yapıtla tem-
sil edildi: Yanşmalı bölü-
me seçilen Deniş Zaim'in
u
Tabutta Rövaşata"sının
yanı sıra yanşma dışı bö-
lümde Ömer Kavur'un
"Akrebin Yokruluğu" ve
yanşma dışı kısa metrajlı
filmler bölümünde göste-
rilen SibeiVoskayın "Ev-
vel Zaman İçinde... Doğu-
da" adlı filmı.
Yeniden Yugoslavya
Pitiot, dört-beş yıllık bir
aradan sonra Yugoslav sı-
nemasına özel bir bölüm
ayırdıklannı belirterek sa-
vaşın acılannı sergileyen
Yugoslav yönetmenlenn
ilgiye değer yapıtlar orta-
ya koydukJannı söylüyor-
du, ama programdakı Yu-
goslav fılmlen arasında
Kusturica. Paskalyevic gi-
bi ustalann dışında ilgiye
değer tek yapıt BoroDras-
kovic'in imzasını taşıyor-
du.
Yugoslav Sineması adı-
na en büyük başan ise Mi-
los Radovic'in "Ülkem'"
adlı fılminin hem jüri, hem
de ızleyici tarafindan En
tyi Kısa Film ödülüne de-
ğer bulunması idı. Katalan
yönermen Bigas Luna"nın
özgün ve çarpıcı bir bi-
çemle anlattığı cınsellik
ve şiddet öykülen, Mont-
pellier'de izledığimız en
ilginç yapıtlar arasınday-
dı. Bu yılın toplu gösteri-
leri arasında bir de "Ok-
sitan Sineması"na ayrıl-
mış bölüm vardı; Fran-
sa"nın güneybatısındakı
bu bölgenın dünyada pek
tanınma>'an yönetmenleri-
ni topluca sergileyen
Montpelher Festivali,
programının çeşıtliliği ve
seçimlerindekı titizlik ne-
deni ile Fransa'nın en ön-
de gelen festivallerinden
biri olduğunu bir kez da-
ha kanıtlıvordu.
CumhuriyetKitap Kulübü 'nde
'Edebiyat 'ta Sansür' tartışıldı
Kültür Servisi-Cumhu-
riyet Kitap Kulübü. The Bn-
tish Council ve PEN yazar-
lar Derneği evvelki alcşam
Cumhuriyet Kitap Kulübü
Beyoğlu Şubesinde 'Ede-
biyatta Sansür' konulu bir
söyleşı düzenledi. PEN Ya-
zarlar Derneği Başkanı AJ-
pay Kabacah'nın vönenığı
söyleşide yine PEN Yazar-
lar Derneği'nden Konur
Ertop ile Türkiye Yazarlar
Sendikası'ndan ZjeyaepAB-
ye katıldı.
Söyleşinin yabancı katı-
lımcısı ise The British Co-
uncıl'm Kitap Fuan nede-
niyle ülkemizde konuk et-
tiği İngiliz şair Peter POr-
ter'dı. Edebiyat alanında
doğrudan ya da dolaylı san-
sürün yazarlar. çevirmen-
ler. yayıncılar ve okuyucu-
lar üzerindeki etkisınin tar-
tışıldığı etkinlikte ilk olarak
Alpay Kabacah Türk yazı-
nında ve basuıında sansü-
riin kısa bir geçmişiru an-
lattı izleyenlere. Zeynep
Alıye insanın düşündüğü
ve düşündükJerini açıkla-
dığı sürece insan olduğunu
belirterek başladığı konuş-
masında pek çok kişinin sı-
nırlı özgürlügü gerçek öz-
gürlük olarak algıladığına
ve kadın yazarlann örtülü
olarak da toplum tarafin-
dan da süreklı sansürlen-
dıklenne değindi.
KonurErtop ise Türk hal-
kının küçük yaşlardan ıtiba-
ren önce aıleden sonra da
devletten sansür gördüğü-
nü belirterek özellıkle 12
Martve 12 Eylül darbele-
rinin Türk yazını üzerinde-
ki olumsuz etkilerine de-
ğindi. Peter Porter ise çok
daha farklı bir dertten
mustaripti.
tngiltere'de yazarlann v e
kitaplann devlet ya da ya-
salar tarafindan sansüre uğ-
ramadığına, var olan sansür
yasalannın bile işlerhğinin
olmadığına değinen Porter
bu ülkedeki en büyük soru-
nun gızli sansür olduğunu
belirtti. Insanlardan bekle-
nen kodlanmış biçimlerin
sanatı kısırlaştırması ve bu
tür sansürlerle mücadele-
nın zorluklan nedeniy le de
en kötü sansürün gizli san-
sür ve oto sansür olduğu
görüşünde Peter. Etkınlik,
şiirleri henüz Türkçe'ye
çevrilmeyen Şair'in kendi
şiirlerinden birkaçını oku-
masıvla sona erdi.
Önder Focan Grup, 'nde
Kültür Servisi - Türk cazının öncü isimlerinden
"Önder Focan Grup' bugün saat 20.30'da Boğaziçi
Üniversitesi Büyük Toplantı Salonu'nda bir konser
veriyor. 'C>nder Focan Jazz Guitar'dan sonra
'Erken', 'Sekiz" ve son olarak 'Boğazda' adlı
albümleri çıkaran grubun yeni projesinde Ernst Bier
(davul), Stefan Weeke (bas) ve Mack Goldsbury
(saksofon) yer alıyor.
Sema Mgaz'ın İzdüşümler' sergisi
• Kültür Servisi - Sema Ilgaz Temel'ın
'tzdüşümler' adlı resim sergisi bugün Valcko
Beyoğlu Sanat Galerisi'nde açılıyor. Bugüne dek
pek çok kişisel sergi açan sanatçının monotype
baskilar ve akrilik çalışmalardan oluşan sergisi ^9
Kasım'a dek görülebilir. Marmara Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi'nde. Özgün Baskıresim ve
îllüstrasyon dersleri veren Ilgaz'ın eserleri özel
koleksiyon ve müzelerde yer alıyor.