26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 KASIM 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Aydınlık Için Yurttaş Girişimi'nce hazırlanan' Yurttaşın Susurluk Raporu' kamuoyuna açıklandı ^Dolamııhııazhklar kakhrıisıır• Yurttaşın Susurluk Raporu'nda, dokunulmazlıklarla ilgili demokratik bir yasal düzenlemenin hemen yapılması çağnsında bulunuldu. Bu düzenleme yapılıncaya kadar, TBMM'nin gerekirse gece gündüz çahşarak yargının talebini zaman geçirmeden yerine getirmesi gerektiği vurgulanan raporda mafya ile mücadele için yeni yasal önlemler alınması istendi. İstanbul Haber Servisi - Aydınlık İçin Yurttaş Girişimi'nce hazırlanan "Yurtta- şın Susurluk Raporu" kamuoyuna açık- landı Raporda. DYP Şanlıurfa Milletve- kili Sedat Bucak \e DYP Elazığ Millet- vekiL MehmetAğar'ın dokunulmazlıkla- nnın kaldınlarak yargılanması, Mafya ile Mücadele Yasa Tasansı 'nın. ceza alt sııu- nnın 10 yıla çıkanlarak bir an önce yasa- laştınlması, yargı bağımsızlığı ile yargıç ve savcı güvenliğinın tam olarak sağlan- ması gerektiği vurgulandı. Çete davalann- da tanıklann korunması, Gladio/Mafya örgûtlenmeleriyle mücadele için adli kol- luk gücü kurulması ve ilgili savcılıkJann adli kolluk gücünün sicil amiri olarak yet- kilendirilmesi istendi. Raporda aynca, çe- şitli yer, kişi ve kuruluşlarda bulunan bil- gi ve belgelerin güvenli biçimde toplanıp saklanacağı bir "Susurluk Bilgi Bankası" oluşturulması için çalışmalann yürütûl- düğû belirtildi. Aydınlık İçin Yurttaş Girişimi'nce ha- zırlanan "Yurttaşın Susurluk Raporu", dün düzenlenen basın toplantısıyla Avu- kat Ergin Cinmen tarafindan kamuoyuna sunuldu. Basın toplantısının yapıldığı Onat Kutlar Salonu'nun duvar ve tavan- lanna yazılmış, Susurluk'a giden belli başlı dönûm noktalannı gösteren tarihler ve şema dikkati çekti. Yurttaşın Susurluk Raporu'nda, yurtta- şın şu taleplerine yer veriliyor: # Dokunulmazlıklarla ilgili demokra- tik bir yasal düzenleme hemen yapılma- lıdır. Ancak bu düzenleme yapılıncaya kadar, TBMM gerekirse gece gündüz ça- hşarak, yargının talebini zaman geçirme- den yerine getirmeli, Sedat Bucak ve Mehmet Ağar'ın dokunuImazlıkJannı derhal kaldırmalıdır. 0 Toplumsal infiale neden olan tahli- yelerin asıl nedeni, yme yasal düzenleme yetersizliğidir. Devlet içinde yuvalanmış Gladio/mafya türii örgütlenmeler, Türk Ceza Kanunu'nun 313. maddesiyle ve Ceza Muhakemleri Usulü Kanunu'ndaki genel düzenlemeyle çözülemez. "Mafya De Mücadele Yasası" adıyla anılan tasan, derhal toplumun tartışmasına açılmalı, ta- sandaki yetersiz yaptınmlar ağırlaştınl- malıdr. Orneğin, suçu sabit olanlara veri- lecek cezalann alt sının 10 yıl olmahdır. Daha sonra çıkanlacak Pişmanlık Yasası, ancak böylesi bir yaptınm söz konusu olursa istenen sonucu verebilir. 0 Yargı bağımsızlığı tam anlamıyla gerçekleştirilmeli, yargıç ve savcılara gü- venlik sağlanmalıdır. 0 Çetelerin yargılandığı davalarda ta- nıklar mutlaka korunmahdır. Bunun için genel bütçeden ödenek aynhnalı, özel ku- rallar getirilmelidir. 0 Adli Kolluk Gücü kurulana kadar, Gladio/mafya örgütlenmesiyle mücadele için özel kolluk gücü oluşturulmalı, ilgi- li savcılıklar bu güç üzerinde sicil amiri olarak yetkilendirilmelidir. 0 Tüm yurttaşlann medyadan izleye- bildigı fiili raporlann, MtT'ın ilgili yasa gereği Başbakanlık'a sunması gereken ra- porlardan daha çok gerçeği yansıttığı gö- rülmektedir. Bu saptama doğruysa, so- rumlular Başbakanlık'ça hemen saptan- malı. idari önlemler, kimsenin gözünün yaşına bakılmaksızın alınmalıdır. 0 Silahlı Kuvvetler içinde, hakJannda çok ciddi kanıtlar bulunan kişiler vardır. Bu kişilere de neredeyse bir tür "dokumıi- mazhk" sağlanmış, haklannda hiçbir iş- lem yapılmamıştır. Bütün kurum ve ku- ruluşlanmız gibi TSK de kendisiyle he- saplaşmalı, bu kişilerden ve onlann üze- rine sıçrattığı kuşkulardan annmalı, yurt- taşın ondan beklediği mesleki ve demok- ratik duyarlılık içinde davranmalıdır. 0 Çağdaş devlet, saydam devlettir. Yurttaşın devlet bilgilerine ulaşma hakkı güvence altına alınmalıdır. Her önüne ge- lenin, "devlet sun" ya da "ticari sff" pa- ravanının ardına sığınmaması için, "sır" kavramı, objektif ölçütlerle, yasal olarak yeniden belirlenmeli. Kutlu Savas 'Topal'ın evi cinayetten sonra arandı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BaşbakanhkTeftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, Ömer Lütfü Topal'ın öldü- rülmesinden 15-20 dakika sonra, polis olduğunu belirten kişilerin Topal'ın evi- ne giderek telefon fihristi, bazı fotoğraf- lar ve belgeleri yok ettiği iddiası bulun- duğunu söyledi. Savaş. "Doğru mu de- ğil mi bilemiyorum, ama bunu fstanbul Emniyet Genel Müdürlüğü'nün süratle soruşturması için talepte bulunacağun" dedi. Kanal D televizyonunda dün gece yayımlanan Arena programına katılan Kutlu Savaş, Susurluk skandalı ve Baş- bakan Mesut Yılmaz'ın Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de uğradığı saldın- da ismi geçen "Yeşü" kod adli kişinin kamu görevlileriyle ilişkisi oldugunu bildirdi. "Yeşü" kod adli Mahmut Yıl- dırun'ın Budapeşte ya da Beyrut'a git- tığini belirledikJerini kaydeden Savaş, Yttitata-'Hi hangi ütkeye gittiğinin önemlı olmadığını belirtti. Bu kişinin ilişkisinin bulunduğu kamu görevlileri- ni ortaya çıkarmaya çalıştıldannı vurgu- layan Savaş, kamuoyunu tatmin edici bir sonuca ulaşmaya çalıştıklannı söy- ledi. Susurluk Komisyonu Başkanı Meh- met Elkatmış. Susurluk kazasının 1. yıl- dönümünde yeni iddialar ortaya atarak kumarmafyası ile siyasetçi ilişkilerinin aydınlatılmasının olayda anahtar oldu- gunu söyledi. Elkatmış, Kanal 7 televiz- yonunda katıldığı programda, öncelik- le Tansu Çiller başbakanlığından kuru- lan DYP-SHP hükümetini, Tunzm Ba- kanlığı'nı kumar mafyasını dolaylı ola- rak korumakla suçladı. Turizm Bakan- lığı'nda 1995 yılında tşlehneler Genel Müdürü olarak MevhibeCan'ın imzası ile Topal'ın yasadışı kumarhanelerine izin verildiğini savunan Elkatmış, "Ömer Lütfü Topal'ın kumarhaneleri ile ilgili belgelerde imzalar dönemin müsteşan, bakanına kadar çıkıyor" de- dı. IP ve DYPIiler catıstı DYP: Yargıya baskı yapılıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP, devlet içindeki çete örgütlenmele- rini açığa çıkaran Susurluk skandalı ko- nusundasavunmayageçti. DYPGençlik Kollan üyesi bir grubun Işçı Partisi Ge- nel Merkezi önüne siyah çelenk koymak istemesi üzerine iki grup arasında çatış- ma çıktı. DYP grup başkanvekilleri Saffet An- kan Bedük ve Turhan Güven. düzenle- dikleri basın toplantısında savunmaya geçtiler. Grup başkanvekilleri açıklama- lannda, Başbakan Mesut Yılmazı yar- gıya müdahale etmekle suçlarken Susur- luk olayımn da "abarbJdığuu" ileri sür- düler. Taşh sopah kavga DYP Gençlik Kollan, dün bir mini- büsle Mithatpaşa Caddesi üzerindeki İP Genel Merkezi önüne geldiler. DYP'li- lerin binaya siyah çelenk brrakma girişi- mine engel olmak isteyen İP'liler, karşı grupla çatıştı. Taşlı sopalı kavga sırasında araya gi- ren güvenlik güçleri, havaya iki el ateş erti. DYP'li gençler, camlan kınlan mi- nibüsle birlikte olay yerinden uzaklaştı- lar. İP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yakçın da olay sonrası düzenlediği top- lantıda, bir grup DYP'linin genel mer- kezlerine saldırdıklarını öne sürerek "DYP'nin ÇatJı kaJintısı silahlı grubu, Susurluk'un yıldönümünü, İP"ye saldın düzenleyerek kuttamakistedi" dedı. Top- lantıda kavgayı videodan izlettiren Yal- çın, "Bütün Türkiye Çöler'edersverme- ye çahşryor. Bu dersi henüz almadı. Önü- müzdeki günler, ÇiHer'in sanık sandarye- sine oturduğu günler olacaknr" dedi. tstanbul'da Galatasaray Lisesi önünde toplanan CHP'liler, ellerinde "Çeteler halka hesap verecek", "Çeteler Mediste öğrenciler hapiste" yaalı dövtder taşıdılar. Çetelere öflke dîııırıiyorHaber Merkezi - Devlet için- deki kirli ilişkilerin ortaya çık- masına yol açan Susurluk'taki kazanın 1. yıldönümünde, An- kara, Istanbul, tzmir, Bursa, Adana, Kocaeli, Trabzon, Te- kirdağ ve Zonguldak'ta protes- to gösterileri yapıldı, çetelerden hesap sorulması istendi. Siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve öğrencilenn düzenlediği ey- lemlerde milletvekili dokunul- mazlıklannın kaldınlması is- tendi. Ankara Demokrasi Platfor- mu, Kızılay Meydanı'nda mi- ting düzenlerken CHP'li genç- ler TBMM Başkanı HikmetÇe- tin'e 150 bin imzalı dilekçe ile "Susurluk Çiçeği" adı altında 49 karanfil sundular. CHP Gençlik Kollan Başkanı Erhan Baydar başkanlığında bir he- yet, zıyaret ettikleri Çetin'e "Susuriuk'un unurulması süre- cinde görev almayın, Susurluk unutubnasın" dileklenni ilettı- ler. Çetin ise Susurluk olayıyla bağlantıh olarak haklannda fez- leke düzenlenen DYP'li Meh- metAğar ile Sedat Bucak hak- kında TBMM Anayasa-Adalet Komisyonu'nun "dosyalann dönem sonuna bırakılnıası* ka- rannın yenileneceğıni bildirdi. Çetin. "Konu genel kurula gel- diğinde inanryorum Id vereceği- niz karanfiller en az birkaç 49 olacak" dıye konuştu. Adalet Bakanı Oltan Sun- gurlu da bugün Türkiye'de dev- letin içine suç örgütlerinin sız- madığının söylenemeyeceğini belirterek "Susurluk hadisesi gösterdi ki. Türkiye'de ülkeyi yöneten meşru güçlerin bazı ha- diselerden haberleri olmuvor. Bunu ispat edemedik ama ka- naat bu yönde" dedi. lçişleri Bakanı Murat Bases- gnğlu da Susurluk sorununun çözülmesi için kamuoyu ve top- lum olarak biraz daha hoşgörü- ye ihtiyaç oldugunu belirtti. Ankara Demokrasi Platfor- mu Susuriuk'un yıldönümü ne- deniyle Kızılay'da 500'ü aşkın yurttaşın katılımıyla bir eyiem düzenledı. "Çetelerhalka hesap verecek", "Eşber dışan çeteler içeri", "ÇetelerMecüs'te,öğren- cfler hapiste" sloganlannı atan göstericilerin dağılması sırasın- da emniyet güçleri, eylemcile- rin ellerindeki pankartlan topla- mak istedi. Bazı göstericiler tar- taklanırken4 kişi gözaltına alın- dı. Susurluk olayı Istanbul'da si- yasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve öğrenciler tarafin- dan protesto edildi. tnsan Hak- lan Demeğı Istanbul ll Orgütü, Eşber Yağmurdereli ile düşün- ce suçlulannın serbest bırakıl- ması, düşünceyi ifadenin önün- deki yasalann kalkması için ge- leneksel olarak yaçrığı eylemin 18. haftasında TÜYAP Sergi Sarayı'nın önünde buluştu. İHD'liler yürüyüş yaparak Ga- latasaray Postanesi önüne geldi- ler. İHD'lilerin burada toplandı- ğı saatlerde üzerlerine "Millet- Kırşehir'de kavga MEHMET ATDLGAN KIRŞEHtR - DYP lideri Tansu Çilfcr' in Kırşehir'e geli- şi sırasında olaylar çıktı. Çiller'in şehre girişinde "Çeteter seninte gurur duyuyor" pankarb açan CHP'lilere, bir grup DYP'linin sopalarla saldırması sonucu çok sayıda kişi ya- ralanırken olay daha fazla büyümeden yatıştınldı. Dün Kırşehir'de halka hitap eden Çiller, ANASOL-D hûkümetinin tekeller, karteiler ve kumarhaneler tarafindan kurulduğunu iddia ederek "Kurulan minetvekfli pazarlarry- ia, halkuı milM iradesini çakülar" dedi. DYP il binası önünde "Ana" adli parti otobüsünde ko- nuşan Çiller, konuşmasının büyük bir bölümünü Başbakan Mesut Yıbnaz'a ayırdı. DYP liderinin konuşması sık sık "Komünist Mesut" ve "Vur vur inlesin, baba-oğul dinte- S4B" sloganlanyla kesüdi. Çiller, yaklaşık 2 bin kişinin izlediği mitingde milliyet- çileri ve Müslümanlan DYP'de birleşmeye çağırdı. Çatlı anıldı SELAHATTtN ŞAHTJV NEVŞEHİR - Susurluk yakınlanndaki trafık kazasında hayatını kaybeden eski ülkücülerden Abdullah Çattaölümü- nün 1. yıldönümünde, doğum yeri olan Nevşehir'de sade bir törcnle anıldı. Çatlı için 8 Kasım tarihinde daha geniş kaü- lımlı bir anma töreninin düzenleneceği ögrenildi. Abdullah Çatlı1 nın babası Alunet Çatlı ile iki kiz karde- şinin evinde, sadece aile yakınlannın kadldığı bir mevlit okutulurken, yıne sadece Çatlı ailesi ve arkadaşlan gruplar halinde Abdullah Çatlı'nın bulunduğu Kaldınm Mezarlı- ğı'ndakj mezanna giderek Kuranıkerim okuyarak dua etti- ler. Bu arada Çatlı'nın yakın arkadaşlan da mezannı ziya- ret ettiler. Çatlı ailesine yakın kaynaklardan edinilen bilgi- lere göre 8 Kasım'da mevlit okutulacak ve mezan başında görkemli birtören düzenlenecele Bu arada tüm masraflan ailesi ve Çatlı'nın yakın arkadaşlan tarafindan üstlenilecek' anıt mezar için de çalışmalann yoğunlaştınldığı ögrenildi. Kayıt dışı çahşaıılar arbyor TİSK'in raporuna göre Türkiye'de 2 milyon 700 bin kayıt dışı istihdam var ANKARA (AA)- Türkiye'de açık işsizlik kadar, düşük katma değer ve düşük gelir bi- çiminde kendinı gösteren "eksik istihdam" sorununun da ciddi boyutlarda olduğu bil- dirildi. TİSK tarafindan hazırlanan "İstihdam ve İşsizlik" raporunda, Türkiye'nin en önemli sosyoekonomik sorunu olan işsizliğin, özel- likle son 10 yılda etkisinı giderek arttırdığı belirtilerek işsizlikle mücadele ve istihda- mın artınlması sorunlannın sosyal tarafla- nn katılımı ile orta ve uzun vadede ele alın- ması gerektiği kaydedıldı. Nitelikli istihda- mın yeterince gelıştiritmediği Türkiye'de, istihdamın yüzde 45.6'sının ücretlerin çok düşük olduğu tanm sektöründe gerçekleşti- ği belirtilen TÎSK raporunda, sanayi kesimi- nin istihdam içindeki payınrn yüzde 21.6, hizmet kesiminin ise yüzde 32.8 olduğu ifa- de edildi.tşsizliğin, kentlerde krrsal kesime göre daha fazla olduğu, göç olgusunun, kır- sal kesimdeki açık ve gizli işsizliği kentle- re taşıdığı belirtilen TİSK raporunda, şu gö- rüşlere yer verildi: "Türkiye genelindeki iş- sizlerin yüzde 48.7'si, kentsel yerlerde >üzde 45.4'ü, kırsal yerlerde ise vüzde 52.2'si ilko- kul mezunudur. Kentlerde bile her iki işsiz- den birinin ilkokul mezunu olmasuun nede- ni, büyük ötçüde kırsal alandan işgücü akı- mıdır. Işsizler arasında meslek okulu me- zunlannm ve üniversite mezunlannın bu- lunması da bu kurumlann, mezunlanna ye- terHnitelikvebecerikazandıramadığuugös- termektedir." Sosyal politikalann maliyetinin sürekli olarak kayıtlı sektöre yüklenmesi, devletin vergi, sigorta, fon şeklindeki istihdam ver- gılerinin ağırlığı ve toplusözleşme sistemi- nin işletmelerin yatınm ihtiyaçlannı gözet- memesi gibi gerekçelerle istihdamın kayıt- dışına yöneldiğı ve sendikal sistemden ka- çışa neden olduğu kaydedilen TİSK rapo- runda, Türkiye'de kayıt dışı istihdamın 2 milyon 700 bin dolayında bulunduğu belir- tildi. TİSK raporunda, işsizliğin temel ola- rak ekonomideki hatalı kaynak dağılımına dayandığı, Türkiye 'nin yatırun eğilimi zayıf ülkeler arasında yer aldığı ifade edildi. vekili dokunuunazhklan sınır- laDdırusın" yazılı önlükler gi- yen ve ellerinde "Çeteler halka hesap verecek". "Çeteler Mec- Bs'te öğrenciler hapiste" yazılı dövizler taşıyan CHP'liler de Galasataray Lisesi önünde top- landılar. CHP milletvekilleri Fikri Sağlar. Ercan Karakaş ile Algan Hacaloğlu. 1stanbul tl Başkanı Mehmet An' Özpolat Kadın Kollan Genel Başkanı Güldal Okutucu ile tl Kadın Kurulu Başkanı Muazzez Çete- bi'nin de olduğu grup daha son- ra İHD'lilere destek verdiler. IÜ Merkez Kampusu'ndaki rektörlük binasının önünde top- lanan üniversite öğrencileri, Su- surluk kazasının yıldönümü ne- deniyle "Ulkemizi- üniversite- mtn çetelere bırakmavacağız" pankartuıı açarak Beyazıt Mey- danı'na yürüdü. Yaklaşık 400 öğrencı, "Çeteler halka hesap verecek", "Susma sustukça sıra sana gelecek" ve "tnadına is- yan, inadına özgüriük" slogan- lannı atarak çetelerin yargılan- masını istedi. tÜ Edebiyat Fa- kültesi'nden alkışlar ve slogan- larla tramvay yoluna çıkan yak- laşık 100 öğrenci de çeteleri protesto etti. İTÜ Maçka ve Maslak kampuslannda da öğ- renciler çetelere karşı protesto yürüyüşü yaptı. Sultanahmet Meydanı'nda çeteleri protesto etmek için açıklama yapmak is- teyen Demokratik Lise İçin Mü- cadele Komiteleri üyesi 16 öğ- renci ise polis tarafindan tartak- lanarak gözaltına alındı. KESK, Susurluk'taki kazanm yıldönü- mü nedeniyle dün akşam 19. 00'da Galatasaray Lisesi önün- de protesto gösterisi düzenledi. Susurluk kazasının birinci yı- lı dolayısıyla Istanbul'dan yürü- yüş başlatan ve kendilerine "Halk Mechsleri Kanlımcılan" admı veren gruptan Eskişehir'de gözaltına alınan 29 kişi, tutuk- suz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. İP lzmir 11 örgütü de Başba- kan Mesut Yılmaz'ın 'Susurluk' sözünde durmasını istedi. Öte yandan Susurluk kazası- nın "kahraman şoför"ü Hasan Gökçe, aradan geçen bir yılın kendisini perişan ettiğini belir- terek. "Olay beni çok yıprattı" dedı. 20 RC 721 plakalı kamyo- nun sahibi Gökçe, "Olaybenim açımdan çoketkili gelişti veolan bitenler beniçoketküedL Hiçbir şey yapamazdurumdayım" dı- ye konuştu. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Dış Itibarımız Bir yandan enflasyon boğazımızı sıkryor, bir yan- dan düşünce özgürlüğü çerçevesindekı sorunlar yüreğimizi bunaltıyor. Ve birdenbıre, dış sorunlar gündemimizi işgal ediyor. Özellikle Kıbrıs Rum ke- siminin Avrupa Birliği'ne üye olma sürecinin başla- ması ve Yunanistan'la ilişkilerimizin bir "çatışma" noktasınagelmesi, bu konularda "akıla" vesoğuk- kanlı politikalar "üretilmesini" zorunlu kılıyor. Akılcı politikalar üretilebilmesi için; önce, doğru tespitler, doğru saptamalar yapılması gerekiyor. Zi- ra eğer bu yapılmazsa, hem yanlış karariar alınıyor ve hem de yanlış beklentilere giriliyor. Ve sonunda büyük bir hayal kınklığı ve hiçbir "kıymet-i harbiye- si" olmayan duygusal tepkiler ortaya çıkıyor. Kimi arkadaşlanmızın "paranoyaklık" diye isim- lendirdiği birsaptamayı yeniden vurgulayalım: "Tür- kiye'nin, dünya üzerinde denge belirieyen odaklar- da dostuyoktur." Yani ne Batı Avrupa'nın etkili mer- kezlerinde, ne Moskova'da, ne VVashington'da ve ne de Islam dünyasında Türkiye'ye sıcak bakan göz bulamazsınız. Bu durum bir paranoya olmadığı gibi, iftihar edi- tecek bir durum da değildir. Fakat beğensek de, be- ğenmesek de; iftihar etsek de, etmesek de durum budur. Ve bence acı verici ve haksız bir durumdur. Bu durum, Türkiye'nin 1918-1923 arasındaki beş yıl içinde yapmış olduğu inanılmaz mücadetenin ve inanılmaz direncin ardından; savaş sonrası için ya- pılan planlan bozmasının bir sonucu olarak karşı- mıza çıkmaktadır. Ve Türk milletıne yaşama hakkı vermek istemeyen emperyalizmin, bugün başka biçimlerde sahneye koyduğu "hain" biroyundur. 1. Dünya Savaşı sonrasında, Osmanlı Imparator- luğu'nun "parçalanması" ve "Avrvpa'dansürülme- si" karartaştınlmıştı. Bunu, uluslann kaderini tayin hakkını, işine geldiği gibi yorumlayan ve tezgâhla- yan ABD Başkanı Wilson'ın "14 maddesi" içinde net bir biçimde görebileceğimiz gibi, Versay'da top- lanan Banş Konferansı'nda alınan ilke kararlannın tümü bu doğrultudadır. Osmanlı Imparatorluğu parçalanacaktı. istan- bul'un, zaten fngilizlerle işbirliği içindeki Araplann topraklan üzerinde bir talebi olamazdı. Geri kalan topraklar üzerinde bir Kürt devleti ve bir Ermeni devleti oluşturulacak, Doğu Trakya Yunanistan'a verilecek; Boğazlar ve Istanbul, uluslararası birde- netim altına sokulacaktı. Ve bunlardan da geri ka- lan bölgelerde, özellikle "verimli" yörelerde, "etki alanlan" kurulacaktı. Yani Osmanlı devleti tarih sah- nesinden siliniyordu. Sevr budur... Mustafa Kemal'in önderliğindeki Türk halkı bu planı bozdu. Önce Ermenistan ve Kürdistan hayal- lerini çöp sepetine attı, sonra Batı Anadolu'daki iş- gali kanla temizleyerek hem Yunan ütopyasını so- na erdirdi ve hem de "Avrupa'dan kazıma" hayal- lerini boşa çıkardı. Yıllar süren savaşlardan yorgun düşen Avrupa devletleri, planlannın böyle bozulma- sına seyirci kalmaktan başka bir şey yaparnadılar. Mustafa Kemahn Türkiyesi, çok saygı duyulan bir Türkiye idi. Zira "Batılı", bükemediği bileği öpme- sini de biliyordu. Kaldı ki; tüm mazlum milletler, göz- lerini Türkiye'ye dikmişlerdi. Emperyalizmin planla- nnı böylesine bozan bir ülkenin prestiji, doruk nok- tasında idi. Cumhuriyetin ilk çeyrek yüzyıh, mucizevi başan- laria doluydu. Türkiye bir yandan yaralannı sanyor, biryandan ekonomisini düzeltiyor ve biryandan da karTnaşıkbiretnikyapıdan, gururlu birulusoluştur- manın çabasına ginşıyordu. Bugün, kimi süper ze- kâlılann "tek parti diktatöriüğü" diye isimlendirdi- ği o dönemde Türkiye, elbette bugünkü anlamda bir demokrasi değildi. Ama o günlerin dünyasında, hiçbir ülkede bugünkü anlamında demokrasi yok- tu. Kaldı ki; eğer bir sıralama yapılırsa, Türkiye 1930'lann dünyasında, "en özgür" ülkeler arasın- da yer alırdı. 2. Dünya Savaşı sonrasında Türkiye, emperya- lizmin dümen suyuna girdi. Devlet eliyle paiazlan- maya başlayan Türk burjuvazisi, henüz bir sınıf ola- rak ortaya çıkmamıştı, fakat, Sovyet tehditlerinden de ürken Ismet Paşa, Türkiye'yi ABD'nin koruma şemsiyesinin altına soktu. Hele "Hermahallede bir milyoner" yaratmanın hayali içindeki Adnan Men- deres, Türkiye'yi tam anlamıyla, ABD'nin dümen suyuna itti. Bu dönemde; eskiden gözlerini Türkiye'ye dikmiş olan "mazlum milletler", Türkiye'ye olan saygılan- nı yrtirdiler. Zira Türkiye artık, emperyalizmin uzan- tısı durumunda idi. Aynı şekilde Batı Avrupa ülke- leri de Türkiye'ye olan saygılannı yitırdiler. Zira ar- tık Türkiye "oltadaki balık" olmuştu. Ve sonunda öy- le bir noktaya gelindi ki, Soğuk Savaş sürecinde Türkiye'nin payına Batı dünyasının "hamallığı" düş- tü. Tüm bu olumsuzluklara karşın, Türkiye ayakta kalmasını bildi. Zira Türkiye "büyük ülkedir" ve içi- mizden birilerinin bile göremediği bir dinamizmi var- dır. 1960 sonrasında, Avrupa'ya işçi göçü başladı. Önceteri kentlerde yasayan ve dikiş tutturamayan "maceracı" gençler Avrupa kapılannı zorlarken da- ha sonra, kırsal kesimin, yaşamında kasaba-kent görmeyen insanlan Avrupa'ya göçtü. "Kimlik bu- nalımı" içindeki bu kitleler hem Avrupa'daki Türki- ye imajını daha beter bozdu hem de dinsel örgüt- lenmenin temellerini yurtdışında attı. 1974 Kıbnsçıkarması, "Batı'yı" sert önlemlere it- ti. "Artık bu Türider de çok oluyoriardı..." Önce bir ambargo ve ekonomik çöküntü, ardından terör ve anarşi, ardından 12 Eylül ve Özal, ardından da tüm değerierimizin çökertilmesi... Plan başarılmıştı. A- ma 12 Eylül'ün ürünü olan "şeriatçılık", iktidar ada- yı olunca, Atatürk'ün ruhu toplumu yeniden kucak- ladı. Bazı şeyler sorgulanmaya başlandı. Batılı; yüzyıllarca, "Türkler geliyor" diye korkut- muştu çocuklarını. Bugün bize sıcak bakar mı? Moskova bizim yüzümüzden inemedi sıcak deniz- lere. Bunu unutur mu? ABD'nin Yunan ve Ermeni lobisine rağmen Türkiye'ye dost olması mümkün mü? Ancak "güçlü" olursak itibarımız olur. Bunun koşulu da "Kuvayi Milliye" ruhunu canlandırmak- tır. Bu konulara gene döneceğim. SATILIK Maslak Gazeteciler Sitesi'nde 160 m' zemin dubleks daire 100.000 Dolar. Te/. (Akşam) : 556 69 35 Gündüz Cep: 0542 42328 72
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle