Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28KASIM 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Günde bin AIDSTi bebek doğuyor
• Dünya Sağlık Örgütü 1996
yılında günde bin çocuğun
AIDS nedeniyle yaşamını
yitinnesi nedeniyle 1 Aralık
1997 Dünya AIDS Günü'nü
'AIDS'li bir dünyada yaşayan
çocuklar' konusuna ayırdı. Bir
başka ürkütücü rakam ise 15
yaşın altındaki 3 milyona
yakın çocuk HlV'e
yakalanırken bunlann
yaklaşık 2 milyonunun HIV'i
ailelerinden kapıyor olmalan.
lstanbul Haber Senisi - Dünya Sağlık
Örgütü (DSO), 1996 yılmda günde bin ço-
cuğun AIDS nedeniyle yaşamıru yitinne-
si nedeniyle 1 Aralık 1997 Dünya AIDS
Günü'nü "AIDS'K bir dünyada yaşayan
çocuklar" konusuna ayırdı. DSO'nün
araştırmalanna göre her yıl 5,8 mılyon
kişi HTV vırüsüyle tanışırken her gün bin
çocuk AIDS'li olarak doğuyor. Bir başka
ürkütücü rakam ise 15 yaşın altındaki 3
milyona yakın çocuk HI V'e yakalanırken
bunlann yaklaşık 2 mılyonu HTV'ı aıle-
lennden kapıyor. Her yıl 15 yaşın altında-
ki 9 mılyon çucuk da annelennin ölmesı
nedeniyle öksüz kaüyor. Yüzyılımızın ve-
bası olarak adlandınlan AIDS'ten korun-
mak ıçin gelıştinlen aşıda ise son aşama
olarak 3'üncü faza geçildiği, bir aksılık
olmadığı takdirde koruyucu aşının 2000
yılında hazır hale getirileceği açıklandı.
HIV vırüsünü 1983 yılında ılk tanım-
layan kuruluş olan Pasteur Merieux Con-
nagught, dün düzenlediği toplantının ko-
nusunuAIDS"e ayırdı AIDS konusunda
daha önce Sağlık Bakanlığı'nda çalışma-
lar yapan Pasteur Meneux Connaught Se-
rum ve Aşı Medikal Müdürü Dr. Tamer
Pehlivan, AIDS'ı (ICazarulmış Immün
Yetmezlık Sendromu) bugün ıçın hâlâ ke-
sin tedavisi bulanamamış, ölümcül bir
hastalık olarak nıteleyerek ülkemızde de
önceliklı ve önemh sağlık sorunlanndan
birisi arasında yer almaya aday bir has-
talık olduğuna dikkat çekti. Dr. Tamer
Pehlivan, HTV'in hedef olarak zarar ver-
diği noktanın "bağışıldık sistemi" olduğu-
na dikkat çektı.
Dr. Tamer Pehlivan. Türkıye'de Sağlık
Bakanlığı verilerinc göre 31 Ekim 1997
tanhi itibanyla 485'i HIV taşıyıcısı ve
257'sı AIDS olmak üzere toplam 742 ki-
şiye tanı konulduğunu, 257 AIDS'liden
79'unun bugüne kadar hayatını kaybetti-
ğını belüttı. Pehlivan bu rakamlann, buz-
dağının sadece görünen kısrru olduğunu,
HIV enfeksiyonunun uzun bir süre bulgu
vermemesı nedeniyle tanısı konmamış,
ancak vırüsü bulaştırmaya devam eden
birçok vaka olduğunu vurgulayarak ülke-
mizi AIDS konusunda tehdit eden top-
lumsal ve idan tehdıtlen ise şöyle sırala-
dı: "Ülkemizdeki tophımsal tehditlerin
başında, toplumun MDS'in bo>ntundan
haberdar olmaması geli>or. Daha sonra,
değişen değerier. hızbgöc. turizm,seks en-
düstrisi, vurtdışuıda çalişan işçUerin geri
dönüşü ve artan uyuşturucu bağımlılığı-
nı sayabfliriz. İ Ikemizdeki kiari tehditler
vönünden ise hastalığın düşük gibi görün-
mesi nedeniyle üstünde fazla durulama-
ması bu gefis.meye paralel olarak idari po-
Ktikalardaki gerikmeler önem kazanmak-
tadır. Aynca sektörler arası yetersiz ileti-
şim ve işbirliğMn sağianamamasL, az sa-
yıda göDÜIlü kuruluş bulunması ve bu
gönüllü kuruluşlar arasındaki çekişmeJer
AIDS konusunda ülkemizi tehdit etmek-
tedir."
Petlas işçileri, düzenledikleri miting ile Kırşehir halhna ve Türkiye 'ye seslerini duyurmaya çalışıyorlar
'Hangi vicdanbizi sokağakoydu'IŞIKKANSU
KIRŞEHtR - Işçiler. üzennde "Peüas"
yazılı montlannın yakalannı kulaklanna
doğru çekmişlerdı. Buharlaşan soluklan
arasından firlayan boyunlan, miting oto-
büsüne uzanıyordu. Kalabalığın en önün-
dekı pankart, yukan aşağı bır ınip bır çıkı-
yordu.
"Babama Peüas'ta iş, sofhunıza aş."
Birkaç günlük tıraşsız yüzüyle soluk ve
yorgun görünen Mustafa Kozanhan'ın kâ-
ğıdı tutan elleri tıtriyordu. Sesi yayılıp, ken-
disinı dinleyenleri dalgalandmyordu:
"3 çocuk, 1 anam, 1 babam 7 nüfusu ge-
çindirip gidiyordunı. Evvelsi gün işten aül-
cbğuTU öğrendim.8 yılda 8 defa gereksiz bin
veya rapor almadığım fabrikamdan ne su-
çum vardı da auldım? Karakışın başladığı
şu günlerde bizi 7 nüfusla hangi vkdan, han-
gi anlayış sokağa koydu?"
Başbakan Mesut Yılmaz'ın daha geçen-
lerde söylediklen, Mustafa Kozanhan ve
Petlas'tan yakın tarihlerde çıkanlmış 200'e
yakın ışçı ıçındı sanki:"Bu ktşzorgececek."
Petlas ışçisi, yıllardır bır "Oh" çekme-
miş, gün yüzü görmemıştı. 1994'tekı DYP-
ÖzeUeştirilmesinin ardından 250 kişinin çıkanldığı PETLAS'm işcisine önceki günkü mitingde Kırşehir halla sahip çıktı.
g y g
SHP ortaklığında 5 Nisan Kararlan ıle ışyerlerinın
kapatılması gündeme gelmışti. Ankara'ya gitmeye
karar vermişlerdi. Yolda trafık kazası geçıren üç ar-
kadaşlan ölmüştü.
Petlas kapanmamıştı kapanmamasına da çılebitme-
mişti. Sağdan sola tüm siyasi partıler "neoliberal"
yellere kapılmışlardı bir kere. Petlas ya kapatılacak ya
da ucuzundan bir "girisimci''ye satılacaktı. Petrol-tş
Başkaru Bayram Yıldınm'ın deyışıyle, aralanndaki
tek anlaşmazlık "bu kuruluşun hangi partininymıto-
şma verUecegT'ndeydı.
Mafya copu paylaşamıyor
Sonunda REFAHYOL iktidan döneminde amaçla-
nna ulaştılar. Petlas, değerinin çok altına, 3 6 mılyon
dolan peşın, 7 vadelı toplam 34.8 mılyon dolara RP'ye
yakınlığı ıle bılınen Kombassan Holdıng'e satıldı. Sa-
tış ışlemı sirasında Kombassan'a olası ışten çıkarma-
lan rahatlıkla gerçekleştırsın dıye olacak, işçilerin kı-
dem tazmınatlan da devlet tarafindan ödendi. Kendi-
sınden temınat istenen Kombassan Holdıng, Vakıflar
Bankası'na 45 mılyon mark yatırdı ve Petlas'a arazi-
si, bıne yakın ışçısı, 1.2 tnlyon liralık alacaklan. 700>
mılyar liralık stok lastıği ile sahip oldu.
Petlas'ı ele geçirmek için kırk dereden su getiren
Kombassan, bu kamu kuruluşunu aldıktan sonra oy-
namayı bilmeyen gelinin "yeriın dar" demesı örne-
ği. mızıkçılık yapmaya başladı. Sava göre REFAH-
YOL iktidan, Kombassan'm Vakıflar Bankası'na ya-
urdığı 45 mılyon marklık teminat sorununu üç ay içın-
de çözümlemeye söz vermışti. Kombassan, yeni ikti-
dara dayatmaya başladı:
"Tesisçahsürabflmeın, üretim vapabilmem içinya-
bnma gerek var. Vakıflar Bankası'ndaki 45 milyon
dolanmı geri ödeyin, yerine teminat mektubu veria."
T • • ' - - * •
Kombassan'm Petlas Genel Müdürü
Adnan Şahin, ağzındaki baklayı Kırşehir
Çığdem Gazetesi'ne çıkardı: "Sauşsözfcş-
mcsine göre gereken yatınmlan yapamıyo-
ruz. Böyle devam ederse Petias'tan işçi çı-
karmava devam etmemiz kaçınılmaz ola-
caknr. İçinde buiunduğumuz kriz nedeniy-
le lastiklerin ham maddesi gümrükten çekV
lememektedir. Petlas'a yapılan bu uygula-
ma özelleştirme manDğına ters olduğu gibi
bundan sonrakiözeüestinneleri de olumsuz
yönde etkileyecektir. Bu nedenk fabrika-
mtzda tensikata gidümeye başlanmıstir."
Bu açıklamalardı. Petlas'ta 200'e vakın
ışçinin işten çıkanlmasımn gerekçesı. An-
cak Petrol-tş yetkilileri, farklı düşünüyor-
lardı:
"45 miyon markı geri almak bahane.
\sû amaç. Peuas'taki sendikal örgütlennıe-
\i kırmak. bu arada stoklan boşaltmak, tj-
çi sa>Binı düşürmek. Dahasonra örgütsüz,
asgari ücretli işçilerie üretimi sürdürmek."
Petlas işçileri, önceki gün düzenledikleri
miting ile Kırşehir halkına ve Türkiye'ye
seslerini duyurmaya çalışıyorlardı:
"tşci kıyımına son. Ozelkştirmeye hayır.
Türkiye üretenlegurur duyııyor.PeoasKır-
geiecegMr. Petlas bizimdir. bizün oiacak.Özel-
leştirme dediler Peuas'ı yediler."
"Viır vur inlesüı Ankaradinlesin*' dıye bağıran ka-
labalığın arasındaki bir ışçı, yamndakı arkadaşına söy-
leniyordu: "Bizi dinlerler tni?"
Haklıydı da. Sıjası partılerin Kjrşehir'deki temsıl-
cileri, mıtinge "zoraki gdmiş" gibiydiler. Kırşehir Be-
lediye Başkanı MHP'h olduğu ıçın bu partinın, astı-
ğı büyük bez afişlerle mitınge özel bır ilgigösterdiği
»-fözleniyordu. CHP ve DSP'liler ise bfcarttmsilci ile
tanlmayı yeterli bulmuşlardı.
• - • r\ r'. :Vjr - • ***.
Paraiçin
süahiarçeküdi
• Çevre Bakanı Imren Aykut'un
kapatılmasını istediği lstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin Kemerburgaz çöplüğündeki
katı çöp atıklannın ayıklanması işinin
Nurettin Sözen döneminden sonra ihale
edilmediği ortaya çıktı.
İstanbul Haber Servisi - Sanayı Tıcaret Ltd. Şti 'nin
Çevre Bakanı İmren Ay-
KANAL 6DA CUMA
kut'un kapatılmasını iste-
diği lstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin Kemerbur-
gaz çöplüğündeki katı çöp
atıklannın ayıklanması
işinin, eski tstanbul Bü-
yükşehir Beledıye Başka-
nı Nurettin Sözen döne-
minden sonra ıhale edil-
mediği ortaya çıktı. Özel
şahıslar tarafindan ihale-
siz alınan çöp ayıklama
işindekı rantın paylaşımı,
silahlann çekildiği kavga-
lara yol açıyor.
Çevre Bakanlığı 'nm,
vahşı depolama yapıldığı
gerekçesıyle lstanbul Va-
liliği ve Büyükşehir Bele-
diyesi'nden kapatılmasını
istediği Kemerburgaz çöp-
lüğündeki "çöp kavgas"
Kemerburgaz Jandarma
Karakolu'nda noktalandı.
Çöplüktekı katı çöp atıkla-
nnın ayıkJanması işini yü-
rüten iki grup arasında ge-
çen gûnlerde kavga çıktı-
ğını ve silah çekildiğini
doğrulayan karakol yetki-
lileri, taraflann banşarak
şikâyetlerini geri aldıkJan-
nı söyledi.
Kemerburgaz çöp saha-
smdaki katı çöp atıklan-
.' nm ayıklanması işinin
', 1994 yılından itibaren iha-
le edilmemeye başlandığı-
nı belırten lstanbul Bü-
yükşehir Beledıyesi yetkı-
lilen, bu ışle uğraşan kişı-
lenn resmi bir muhatap
bulamadığını da söyledi.
Kemerburgaz çöplüğüne
sadece Sanyer ve Eyüp
belediyelerinin çöp dök-
rüklerini, 10-15 güne ka-
dar çöplüğün tamamen ka-
patılacağını bildiren yetki-
liler, sahanın düzenlenme-
sı ıçın açılan ihaleyı 750
mılyar liraya Yapısal Yapı
kazandığını belirtti.
Kemerburgaz çöp saha-
sında, katı çöp atıklannın
ayıklanması işi ile ılgilı 20
Ocak 1993 tarihlı son iha-
le Nurettin Sözen'ın ona-
yını taşıyor.
tstanbul Büyükşehir
Belediyesi yetkilileri, çöp-
lüğün kapatılmasının gün-
deme gelmesi nedeniyle
1994 yılından sonra bir
ihale yapılmadığmı, çöp-
lüğün düzenlenmesi işinin
özel kişilere bırakıldığım
söylediler.
4 yıldır ihale yok
tşın 4 yıldır ihalesız ola-
rak özel kişiler tarafindan
fiilen yapılmasmı eleşti-
ren ilgililer, "Beledijeye
gelir getiren bir yer, gelir
getirir durumdan çıkanl-
mış, ama birileri buradan
kazanç sağlamış. 1993 vı-
lında belediyeye yaklaşık
700 mihon lira gelir geti-
ren bu işin bugünkü değe-
ri yaklaşık 20 mihardır.
Yetküiler beledi\c\ i bu ko-
nuda zarara uğrarmışlar-
dır ve haklannda sonış-
tumıa açılması gerekir"
uyansında bulunuyorlar.
Geçen yıl Kemerburgaz
çöp sahasında meydana
gelen kaymanın, çöplük
üzerine yanlış bir şekilde
toprak dökümü yapılma-
sından kaynaklandığı ve
kayan çöpün kaldınlması
işinin de yaklaşık 100 mil-
yar liraya mal olduğu öne
sürülüyor.
Aynca, katı çöp atıklan-
nın ayıklanması işinin iha-
lesız olarak Şükrü Tirya-
ki'ye verildiği, ancak işi
almak ısteyen bir başka-
sıyla aralannda sürtüşme
çıktığı da iddialar arasında
yer alıyor.
HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 19:30HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 18:25
HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 20:30HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 20:00
HER CUMA
SAAT: 22:30
HER CUMA
SAAT: 21:15
T ü r k i y e E i c r c ı n ı *
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Askerler Değişti,
Ya Siviller?
Bir yıl kadar önceydi. Üst düzey bir askeri yetki-
li, bir Cumhuriyet yazanna şöyle demişti:
- Dikkat edin! Bugünkü komuta kademesi 12 Ey-
lül'ün komuta kademesi değildir...
MGK -askerlerden gelen istek üzerine- 28 Şubat
karariannı aldı. Birkaç ay sonra kuvvet komutanla-
n görevlerini devretti. MGK -gene asker üyelerin
önerisi ile- 31 Ekim tarihınde "Milli Güvenlik Siya-
set Belgesi"r\\ kabul etti.
Komutanlar değişti, tutum değişmedi... Gelişti,
netleşti.
Ve Güneydoğu'yu gezen numaracı, cumhuriyet-
çi ve şeriatçı kalemler bile bir gerçeği yüksek sesle
dile getirmek zorunda kaldılar.
- Generalinden astsubayına kadar, ordu çok de-
ğişmiş... Askerterin nıteliği çok çokyükselmiş!
Askeri okullarda ve özellikle de Harp Akademile-
ri'nde konferans veren sivillerin çoktan farkettikleri
bir gerçekti bu... Ordu karşrtlan da sonunda anla-
dılar.
*••
28 Şubat kararlan, askerierin laiklik karşrtı tehli-
keyi "irtica " olarak ilk sıraya koyduklannı gösteriyor-
du.. "Bölücü" tehdrtle aynı sıraya.
31 Ekim kararlan buna iki önemli ekleme yaptı. ll-
kişu:
"Türk milliyetçiliği bazı kesimlerce ırkçılığa dön-
dürülmek istenmektedir. Ülkücü mafya bundan ya-
rahanmak istemektedir. Bu da bir tehdit unsuru
oluşturmaktadır."
İrtica... Irkçı milliyetçilik... Ülkücü mafya...
Bunun anlamı açıktır. 12 Eylül'de resmi ideoloji
olan "Türk-lslam sentezj"ni ordu artık kabul etme-
mektedir... Hatta daha da öte, "tehlike" saymakta-
dır. Cetelerin üzerine gıdilmesinı istemektedir.
"llımlı Islam "ı da, "Türk-lslam senfez/ "ni de 12 Ey-
lül'cülere telkin eden ABD servisleri idi... Askerler
gitti, Özal geldi. Aynı servisler bu kez de "ikinci
cumhuriyet" ıdeolojisini, "globalleşme" ile bütünleş-
miş olarak Türkiye'nin gündemine sokmaya çalış-
tılar.
Ama oyun tutmadı.
Ve sağ basın, yeni Milli Güvenlik Siyaset Belge-
si'ni, çok özlü bir biçimde -ve de doğru olarak- yo-
rumladı:
"Sağ ile devlet arasında radikal bir kopuşun ha-
bercisi..."
•••
31 Aralık karaıianndaki ikinci önemli ekleme ise
şöyle:
"Kamusal alana kaymamak koşuluyla, mahalli ve
kültürel özelliklenn geliştirilmesine yönelik düzen-
lemeler yapılmalıdır."
Bunun anlamı da çok açıktır.
Resmi dilden ve ulusal eğitimden ödün venrne-
mek... Ama, yerel kültürel özelliklere ve dolayısıyla
etnik kimliklere özgüriük tanımak.
Yani kamusal alanda "ortak özellikleri" vurgula-
mak ve kurumsallaştırmak... Ama özel alanda insan-
lan serbest bırakmak, rahatlamaJannı sağlamak... Ve
bir.korıuyu içte ve dışta "istismar" edilir olmaktan
çıkarmak.
Asker giderek kendini daha iyi yetiştiriyor. Çağı-
nı, dünyayı ve toplumunu daha iyi anlıyor. Daha de-
mokratik düşünüyor. Çözüm araştınyor. Gerçekçi,
açık bir tutum takınıyor...
Ve sivillerden de -haklı olarak- aynı şeyi bekliyor.
•••
Silahlı eğitim yapılan ülkücü "komando kampla-
n" Demirej'in başbakanlığı döneminde kurulmuş-
tu... Devletin gözetiminde ve desteğinde.
Türkiye'nin geleceğini imam okullannda yetiştiri-
len gençlere emanet etmeyi savunan Cumhurbaş-
kanı Cevdet Sunay asker kökenliydi. Tıpkı "Türk-
lslam sentezi"n\ resmi ideoloji yapan General Ev-
ren gibi...
Ama şimdi o asker-sivil karması aymazlık çiz-
gisinin çok ötesinde bir ordu var önümüzde... Tür-
kiye'yi çıkmaza sürükleyen sivillerden hızla fark-
lılaşan bir ordu...
Bugünün askeri acaba niçin 12 Mart'ın, 12 Ey-
lül'ün askeri değil?
Hem o acı geçmişlerden yeterince ders aldıklan
için... Hem de dünyanın ve Türkiye'nin koşullan
değiştiği için...
Türkiye 1980'in Türkiyesi mi ki, asker 1980'in as-
keri olsun!?
Asker değişti... Ve değişmemekte direnen, kişilik-
lerini aşamamış siyaset adamlarımız yüzünden,
sivillerie arayı açtı...
Şimdi sıra sivillerde!
Umut köyü için
bir tugla da sizden
tstanbul Haber Servisi -
Onların adı Pınar, Osman,
Canan. Kımi doğduğu
günden beri böbrek hasta-
sı, kirninın abisi-ablası da
aynı nedenle ölmüş. Imkâ-
m olan haftada üç gün di-
yalız makinesıne giriyor ve
tek umutlan böbrek bulu-
nup nakil yapılması. Teda-
vileri yüzünden eğitimleri-
ni yapamıyorlar. Çocukla-
nn eğitimine yardımcı ol-
mak, daha iyi bir gelecek
sağiamak içm kurulacak
"Umut Köyü"ne bir tuğla
da siz bağışlayabilirsiniz.
Çocuk Böbrek Vakfi ta-
rafindan yapılması planla-
nan Umut Köyü ile ilgili
basın toplantısı dün lstan-
bul Tıp Fakültesi'nde ya-
pıldı. Böbrek hastası ço-
cuklar, haftada üç gün be-
şer saat diyaliz makınesi-
ne giriyorlar. Bu nedenle
okula gidemıyor, yaşıtla-
nyla iletişim kuramıyorlar.
Amacı, "böbrek hastası ço-
cuklann fiziksel tedavileri-
nin yanı sıra eğitinıleri ile iş
imkânı sağlamak ve aileJe-
redeyardımaohnak" olan
Çocuk Böbrek Vakfi, U-
mut Köyü projesınj başlat-
tı. Vakıf Başkanı Prof. Dr.
Faik Tanman, Umut Kö-
yü'nde çocuklann 8 yıllık
temel eğitimlennin yanj sı-
ra bilgisayar, müzik, resim
derslen ve mesleki eğitim
alacaklannı söyledi.
Çatalca Kestanelı Kö-
yü'nde kurulması planla-
nan köyün toplam maliye-
tinin 10 milyon dolar ola-
cağını belirten Faık Tan-
man, "Parayı sağlamak için
1 milyon ruğia kampanyası
başlattık. Yardun vapmak
isteyen firmalar 1 milyon H-
radan 100 mihar lira>a ka-
dar tuğla alarak bize yar-
dımcı olabilirler. Bütün
yardımseverleri, yüreğinde
sevgi olan herkesi bize o-
muz verme>e çağuıyonız.
Bir Puıar'unız öldü. Kalan
Pınar'lanmıa kurtarafam"
diye konuştu.
Kadıköy'den arayan Ü-
nal Santaan adlı okurumuz
da diyaliz tedavisi gördüğü
lstanbul SSK Göztepe Eği-
tim Hastanesi'nin imkân-
lannın arttmlması gerektı-
ğini belirtti. Diyaliz bölü-
münün şu anda karmakan-
şık ve temiz olmadığını be-
lirten Sanhan, buranın di-
ğerbölümlerinin yansı ka-
dar fiziksel imkânlara ka-
vuşturulması gerektiğini
ifade etti.