18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2SKASIM 1997 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERlN DEVAMI 17 TURKIYE fstarbul Earr-e B 1 4 Sınop B 15 Adana B 22 B 13 Samsun B 16 Kccaelı B 14 Trabzon 18 Çaiakkale B 15 Giresun Y 16 Izr5 Y Î2 Ankara B Mansa PB 15 Eskişehir B 10 Aytiıı PB 15 Konya B 11 Denirli PB 16 Sıvas B 11 Zo--auldak 13 Antalya B 22 Kars Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B B B B B B B 22 15 17 15 15 8 8 Doğu Karadenız yağ- muriu, Güney Ege kıyıla- n sağanak yağışlı oteki yerter parçaJı ve az bu- futlu geçecek. Yurdun ıç ve doğu kesımlennde yer yer sıs görülecek Hava sıcaklığında öfiemlı bir değışiklik ol- mayacak, Rüzgâr yur- dun batı kesımlennde kuzey ve doğu, Ooğu kesımlennde Kuzey ve = batı yönlerden hafrf ola- oonn rakesecek Münih" Osto Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn K K B Y Y Y Y Y -3 -2 0 13 9 10 12 7 PB 10 Milano Beriin Budapeşte Madrid VTyana Belgrad Sofya Roma Atina B Y Y Y B B Y Y 6 10 14 5 7 10 18 17 PB 26 ASYA Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire B B PB Y Y PB B 11 2 6 11 11 10 24 Şam B 18 Parçalı bulutlu Sısiı BuluUu iÇokbututtu ı Yağjnurtu " " " Kart > Gök günjltulu GLÖVCEL CÜNEYTARCAYÜREK B Baştarafı 1. Sayfada hefnen pek çok çevreyi sardığının ayırdında değil gafca? Dünyaya ve Türkiye'ye pembe gözlükle bakma- yı sûrdürerek karamsartablonun dağılacağını san- mak. hernalde gerçekçi bir siyaset olmasa gerek. Halkımız olanbiteni yakından izliyor; o halde ay- nntrfara girmeden Yılmaz hükümetinin dördüncü ayda neredeyse havlu atacak duruma gelmesine etken olan olaylara göz atalım: Yılmaz'ın muhalefette iken davulunu çaldığı Su- suriuk olayı -Başbakan'ın sözlerine dayanarak söyleyebılıriz ki- fiyasko. AB'ye girmek ya da girmemek, artık sorun de- ğil. Yılmaz'ın Avrupa seferleri, Dışişleri Bakanı Cem in uğraşılan sonunda Türkiye "dayatma po- l/tikası" uygulamaya karar verdi gibi. Amjpa'nın "Bekle gör" politikasına karşı "Ya hepya hiç" politikası. Başka bir ülkede olsa Bakan'ın istifasını gerek- tirecek kadar vahim bir olay, halkın gözleri önün- de TV'lerden yayımlanıyor. Bir tiyatro sahnesi gi- bi. Kimi zaman komik, kimi zaman dram... Ekonomiyi düzlüğe çıkarmakla görevli olduğu- nu gerine gerine söyleyerek ekranlara sığamayan Güneş Taner, "IMF'den şok önlemler" deyince, borsa allak bullak oluyor. Dolar fırlıyor, esnafımız- dan keyfi zamlar geliyor... Kısacası ekonomi baş- tan kara... Ve, Amerikancayı yeri geldiğinde argo sözcük- lerleanadili gıbi kullanan bu bakan, istifa etmiyor. Hükümette ıki ekonomi Bakanı var ki, birbıriyle çatışıyoriar. Işın Çelebi ile banka memurluğundan ekonomi uzmanlığına getirdiğimız Güneş Taner! Yeni değil anlaşamadıklan. Yılmaz, hocası Özal'ın siyasal taktiklerinin -sö- züm ona- aynısını uyguluyor. Çelebi ile Taner'i ay- nı konuda görevlendirip kafa kafaya vurduruyor. Nereyi tutsak Kanrt yakın geçmışte: Tarih 4 Mayıs 1991. Gü- neş Taner, yine ekonomiyi düzlüğe çıkarmakla gö- revli Bakan. Altı yıl önce, bugün söylediklerinin he- men hemen aynısını söylüyor: "Hazine'nin duıvmunu ben biliyorum. Hepsini ben idare ediyonım. IMF, 'Stand-by imzalayalım' dedi, ben kabul etmedim " diyor. O tarihte Işın Çe- lebi de ekonomi bakanı, ama "yapısal sorunlar- dan "söz ederek, Taner'e karşı çıkryor. Dünkü manzaralar bugünlerde yineleniyor... Hükümetlerde ve yöneticilerde kronik anlaşmaz- lık sendromu sürüp gidiyor. Başbakan, aralıkta Başkan Clinton'la yapaca- ğfgörüşmede Amerikan yönetimının IMF ile sorun- (anmızı şöyle el altından çözüvermesıni isteyecek- miş! Kıbns, Ege, AB ile artık asırlaşmış konulara el atıp... Falan filan. ABD, aylarca önceden Yılmaz'ın isteyecekleri- ne ya da değineceği konulara vereceği yanıtlan ha- zıriamış, Başbakanımızın teşriflerini bekliyor. Üs- telik yanm saatlik ikili bir görüşmede hangi sorun şipşak çözülebilir ki? Üstüne üstlük, Yılmaz'ın ağır konuşma üslubu- nun, görüşmeyi 15 dakikaya indirme olasılığını da unutmamak gerek! Sabah hükümetçi, öğleden sonra muhalefette olan "Yakışıklı" Baykal'a ek bir "yeni muhalefet" hükümetin içinde doğum sancılan çekiyor. Hükümetten aynlıp dışardan destek vermeyi içe- ren kimi haberler DTP'den basına uçuruluyor. Oy- sa, "Baba" ruhsat vermedikçe, DYP'ye seçenek olsun diye, Şaibe'nin canına okusun diye kurdur- duğu DTP'nın hükümeti bırakması, gerçekleşme- si bir yana, olasılık bile değil. Hele siyasette başarılı olduğunu kendinden baş- ka söyleyene rastlamadığımız ve "gözü hiçbirma- kamda" olmadığını durmadan yineleyen Cavrt Çağlar'ın, DTP'nin liderliğine istekli olması yok mu? Soruya yanıtı Çağlar'ı yakından tanıyan Yalım Erez taa Viyana'dan veriyor. DTP'deki muhalefe- tin, hükümetten çekilme hareketinin başında Çağ- lar'ın bulunduğunu duyunca: "Bir şey olmaz" deyip, kestirip atıveriyor. Hükümette işler tıkırında g/tmiyor ama.. Siyasette insanlar birbirini yeterince tanıyor. Eh, budabirteselli... Hükümette ikinci gensoru salıya ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Bayındırlık ve Is- kân Bakanı Yaşar Topçu hakkında verilen ikinci gensoru önergesinin öngö- rüşmeleri 2 Aralık Salı gû- nü yapılacak. 1998 yıh bütçe yasa ta- sansının TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmeleri 16-25 Aralık tarihİerinde gerçekJeştirilecek. Bütçe görüşmeleri, cumartesi-pa- zar günleri dahil sabah sa- at 10.00'dan günlük prog- ramın bitimine kadar süre- cek. Danışma kurulu, TB- MM Başkanvekilı Uluç Gürkan başkanlıgında top- lanarak Meclis'in çalışma programını belıriedi. AIı- nan karara göre, Bayındır- lık ve Iskân Bakanı Yaşar Topçu hakkında "Karade- niz Sahil Yohı" konusunda DYP milletvekıllen tara- fından venlen gensoru önergesinin öngörüşmelen 2 Aralık Salı günü yapıla- cak. Topçu hakkında daha önce verilen tstanbul Bü- yükşehir Beledıyesi sınır- anndakı birarazinin usul- JÜZ olarak Bahçeköy Bele- diyesi'ne tahsis edilmesi iddialanyla ilgili gensoru önergesi reddedılmişti. Başbakan Mesut Yılmaz gensorunun hedefinin ken- disi olduğunu açıklanuştı. Böylece hükümet, 2 Ara- lık Salı günü ikinci genso- ru sınavını verecek. Gen- soru önergesinin gündeme alınmasının kabul edilme- si durumunda ise görüşme- ler 4 Arahk perşembe gü- nü yapılacak. 1998 maliyıh bütçe ya- sa tasansının görüşmeleri ise 16 Aralık Salı günü baş- layıp 25 Arahk Perşembe günü sona erecek. Bütçe görüşmeleri, cumartesi-pa- zar dahil sabah saat 10.00- 13.00, öğleden sonra 14.00'ten günlük progra- mın bitimine kadar devam edecek. Bakanlık ve daıre bütçe- leri üzenndeki görüşmeler, TBMM Içtüzüp'nün 72. maddesi gereğince 14 tur- da ve 10 günde tamamla- nacak. 14. turun bitimin- den sonra bütçe yasa tasa- nsının maddeleri oylana- rak görüşmeler tamamla- nacak. Sungurlu: Hata varsa düzeltflir ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Ottan Sungurlu, bakanlığı tarafın- dan haarlanan ve 1160 hâkim ve savcıyı ilgılendiren kararnamede değerlendirme hatalan tespit edil- dıği takdirde, bunlann düzeltilebile- ceğmı bildirdi. Sungurlu, Türk-Amerikan Der- neği'nde açılan ve Kütahya Ceza- evi'ndeki hükümlülerin eserlerinin de yer aldığı Kütahya El Sanatlan Seığisi'ni gezdi. Sergideki eserler hakkında yetkililerden bilgi alan Sungurlu. cezaevindeki hükümlüle- rin yaptığı el sanatlan ürünlerıni çok beğendiğini ifade etti. Burada açılan cezaevi özel deftennı de ımzalayan Sungurlu. Kütahya Cezaevi 'ndeki çalışmalann dığer cezaevlenne de örnek olması dileğınde bulundu. Daha sonra gazetecilenn hâkım ve savcı atamalanna ılışkın sorulannı yanıtlayan Adalet Bakanı Sungurlu, Metın Göktepe davasında sanık po- lislenn tutuklanması karannı alan hâkim Fatma Nilgün Uçar'ın, Af- yon'dan Edı rneye hızmet gereği ta- yin edılmesinın düşünüldüğünü söyledi. Edırne'nin birincı bölge ol- duğunu, Aiyon 'un da ya- kın bir geçmışte birincı bölge yapıldıgmı anlatan Sungurlu. son ziyaretleri sırasında, Edirne'de bü- yük hâkim açığı bulundu- ğunu tespit ettiğini belirt- ti. Aynı şekılde Izmir. ls- tanbul, Ankara ve Adana gibi şehirlerde de hâkim açığı bulunduğunu kay- deden Oltan Sungurlu, sı- cili uygun olan hâkımle- rin, başka illerden bu böl- gelere kaydınldığını söy- ledi. Uçar'ın da bu sebep- le Edırne'ye kaydınldığı- nı bildınen Sungurlu, yaç varsa diğer birinci böigedeki bir başka ilegönderiiebilir'" diye konuş- tu. Nilgün Uçar ile ilgili sürgün ıd- dialanna çok üzüldüğünü ifade e- den Sungurlu. "Çünkü o hâkime ha- nun hakkında hiçbir sebepie bir iş- lem >< apdmış değil. Neden bövie bir hisse kapıldı bflemhorum. Kendisi müsteşar beş ile çocuklanıun okul durumunu göruşmüş. O da (Kurul gereken değeriendirmevi >apar) di- ye cevap vermiş" dedı. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK), her kararna- me taslağını müzakere ettiğini, da- ha sonra da oyladığını kaydeden Sungurlu, kuruldan çıkacak karar- namelenn de oylama sırasında bü- yük değişikliklere uğradığını anlat- tı. Sungurlu. "Zaten oybunaıun da . müzakerenin deamacı budur. Onun için, şu anda bir kararname müna- kasasınuı çok sağtıklı otduğunu zan- oeönrvorum" diye konuştu. Hazırlanan kararname taslağında yanlışlar veya değerlendirme hata- lan tespit edıldiğınde, bunlann dü- zeltılebileceğinı bildiren Oltan Sun- gurlu, "Birdava devam ederken, hâ- kiminin başka bir yere tavin edflme- sidoğnı mu" sorusu üzerine deşun- lan söyledi: "Zaten bu hâkime hanım. Gök- tepe davasının hâkimi değiL Kendi- si adli tatikk bu davaya çıkmış. Ben de a\nı dönemde İçişleri Bakaniı- ğı'na \ ekâlet edivordum ve poüslerin tesfim olacaklanıu, yakalanacaklan- nı size açıkladım. Ve testim oldular, yakalandüar. Hâldme banun o dava- ya çıkmtş ama şu anda o davayı ta- kipetmiyor. Hem ağustos aymdao iş- te benûn de rolümii haürla>ın. Bizim o davaya ve Susuriuk da\asına ver- diğimiz ehemmiyeti de biliyorsunuz. Bu şekikte bir bağtanb kurulmasını jzah etmek mümkûn değO." Kararname taslaklannı haarla- yan bakanlığının tetkik hâkimleri- nin, kararnameye dahil edilen hâ- kimlerin hangi davaya baktıklannı takip edemeyeceklerini de kayde- den Sungurlu, bunun çok zor bir iş- lem olduğunu söyledi. Sungurlu, "Bu, cetelere eesaret vermez mi?" sorusu üzerine de, "O davanın hâ- kimi değfl diyoruın. Bakıntz, ortada "Edirne'yi .\f> r on'a naza- ran bir sürgün bölgesiola- rak görmek mümkün de- ğJL Birinci bölgede görev yapao bir hâkim. 2 yıldan s»nn, hizmetgereği, ihti- 6 Yargı çökertflmek îsteniyor' B Baştarafı 1. Sayfada 159. maddesineaykırdık nedeniyledava açı- hyor, yetmiyor beraatle sonuçlanan bu da- vada yapO0 savunma nedeniyle bir kez da- ha daıa acılrvor"' dedi. Kendine bağlı devlet kuruluşlanndan Başbakan'ın yardım göremediğini söyle- mesine karşın gereldi önlemleri almadığı- nı kaydeden Sayman, "çete" davalannda yargınm tıkandığını belirtti. Eski Adalet bakanlan MehmetAğar ve Şevket Kazan'ın göreve getirdiğı üst düzey bürokratlann hazııiadığı kararname taslağı- nı yeni Adalet Bakanı 'nın Hâkimler ve Sav- cılar Yûksek Kurulu'nun (HSYK) önü- ne getirdiğine dikkat çeken Sayman, tasla- ğın yargıda kadrolaşma iddialannı günde- me getirdiğini anlatti. Taslak nedeniyle yar- gıçlar ve savcılann kaygı içinde olduklan- nı söyleyen Sayman, "Yargjyavurutandar- bder, yargınm çökertilmesi girişimferine karşı, demokrasiye ve hukuk devletine ina- nan herkesi göreve cagımonız. Bu konuda ilk görev- HSYK'ye düşüyor. Tarüşılan ka- rarname, yargı bagunazbğuıı bir kez daha gündeme getirmiştir" dedi. Sayman. hukuk devletine ulaşabilmek için öncelikJe yargı bağımsızhğını engelle- yen, anayasanm yargıya ihşkin düzenleme- leri iceren maddelerinin bir an önce değiş- tirilmesi gerektiğinı belirtti. Yücel Sayman, hukukun yolunu açmak, en temel güvence olan yarguun sağlıklı iş- lemesini sağlamak için Istanbul Barosu'nûn inançla ve karariıhkla görevini yerine geti- receğini de sözlerine ekledi. çok büyük bir hakszhk var. Bu hak- sızhk, hâkime hamma karşı ounuş otabilir. Ama asü haksızhk Adalet Bakanlığı"nadır" diye konuştu. Bu kararname taslağının 1160 kişiyi kapsadığını ifade eden Sungurlu, "BeUd çok daha tenkit edflebilecek hususlar vannr. Ama buradaki de- ğerkndirme haksızhklır'" dedi. Sungurlu, başsavcılann savcı ola- rak başka illere tayin edilmesiyle il- gılı bır başka soruya da, "Bu, şu an- da bir taslaktır. Kuruldan çıkınca beraberce değerJendiririz" karşıh- ğını verdi. Kararname hazırlanırken eski Adalet Bakanı Mehmet Ağar'm etkısinın olup olmadığı sorusuna da Sungurlu, "Biz, bütün hâkim ve sav- criara aynı gözle bakryonız" yanıtı- nı verdi. Bazı çe\Telenn. "Bizim şurada burada adamlanmızvar.Onlara do- kunulmasın" düşüncesini taşıdıkla- nnı ifade eden Sungurlu, "Ama bi- zim hâkim ve savalanmız, kimsenin adamı değfldir" diye konuştu. H- SYK'nin çalışmalanna niçin katıl- madığmı soran bir başka gazetecı- ye de Sungurlu, "Parlamento çabş- malanm doiayısıyla" yanıtı- nı verdi. "HSYK'nin çahş- malanna mudaka gürmeti- yim" diye bır arzusu olmadı- ğını belirten Sungurlu, ka- muoyunun gönlünün rahat olmasını istedı. Sungurlu, görevden ceki- len hâkimlerle ilgili bir soru- yu yanıtlarken de, bakanlığı- nın müfettişlerinin konuyu araştırmaya devam ettikleri- ni bildirdi. Bu hâkimlerin, basın ve yayın organlannda çıkan yorumlar dolayısıyla görevden cekıldıklerini açık- ladıklannı savunan Sungur- lu, bu konuda bakanlığının yapabileceği fazla birşey bu- lunmadığını söyledi. Sun- gurlu, hâkimlere bunun dı- şında bir baskı geldiği tak- dirde sorunu çözümleyebile- ceklerini ifade etti. Bucak ve Ağar M Baştarafı 1. Sayfada Sav, karara gerekçe olarak içtüzüğün 35. maddesine ay- kın biçimde genel kurulun toplantı saatinde karma ko- misyonun toplanmasıru gös- terdi. Bu durumun ilk kez yaşandığma dikkat çeken Sav, "Bu karanmıda,ilk kez genel kurul saatlerindej'apı- lan toplano >apılamayacağı- nın yoiu da açrimış olacak" diye konuştu. Sav, daha ön- ce istenmiş olmasına karşın, karann geçersizliği nedeniy- le bu cağnnın da hükümsüz kaldığına dikkat çekerek Ağar ve Bucak'ı savunma yapmak için yeniden komıs- yona çağırma gereği duyul- duğunu bildirdi. Komısyon üyelerinin büyük bölümü- nün de yeni seçildığine dik- kat çeken Sav, ikı mılletve- kilinin savunmalannı almak için toplantının 4 Arahk'a ertelenmesini kararlaştırdı. RP ve DYP'li üyeler, içtü- züğün 44. maddesine göre üyeleri yenilenen komisyo- nun eski karan iptal edebil- mesi için TBMM Başkanlı- ğı'ndan izin alması gerekti- ğini belirterek, "Oysa böyte bir yol izfenmenıiş, eski ka- rar geçersizsayılarak yeni iç- rii/ük maddesi ihdas edil- miştir. Bu da, fleride doku- nuhnazfağı kaknnlacak mil- letvekflme Anayasa Mahke- mesi'neiptal basvunısu^np- ma hakkını doğurur'" görü- şünü dıle getirdıler. Cumhuriyet'ın sorulannı yanıtlayan RP'lı komisyon üyesı MehmetABŞahin, ye- ni seçilen komisyonun, eski üyelerin aldığı karan ya da hazırladığı raporu iptal yolu- nun açık olduğunu belirtir- ken, "Ancak bu konuda Meclis başkanlıguıa bilgi vermekzonında. Oysa Mec- tis Başkanhğı'ndan izin ahn- madan eski karar geçersiz saydmıstn-. Bize göre doku- nuhnazhğı kakhrdanbir mS- letvekili Anayasa Mahkeme- si'ne iptal başvurusunda bu- lunabilir" görüşünü savun- du. DYP'li Komisyon Üyesi Ahmet tyimaya da "Meclis Başkanhğı'ndan iznin yanı sıra tekrir-i müzakere (yeni- den görüşme) dısında bir ka- ran geçersiz sayma, iptal et- me dhe bir yetkisi yok. Bu karar. Anayasa Mahkeme- si'nden döner" dedi. DYP'den kapsam daraltma formülüANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Milletvekili doku- nulmazlığınm sınırlanma- sıyla ilgili anayasa değişik- liği önerisinin ikinci tur gö- rüşmeleri daha kapsamlı bir uzlaşma sağlanıncaya dek belirsız bir tarihe ertelenir- ken DYP yeni formülünü TBMM Başkanlığı'na sun- du. DYP Amasya Milletve- kıli Ahmet lyimaya, anaya- sa değışıkliğı önerisindekı "agır cezayı gerektiren cü- rümler" ifadesi yerine, "düsünce veya siyasi beyan sınırlannı aşan ağır cezayı gereknren cürümler" dü- zenlemesinin getirihnesini istedi. Milletvekili dokunul- mazlığının sınırlandmlma- sı için ilk sınavda başanlı olamayan TBMM, ikinci sı- nav öncesinde uzlaşma ara- yışınagırdi Özellikle Doğu ve Güneydoğu milletvekil- lennın "tutuklanma" kor- kusu nedeniyle ilk turda olumlu sonuç alınamadığı- na dikkat cekilirken, DYP bu korkuyu gidermek için bir formül ortaya koydu. DYP Amasya Milletvekili Ahmet lyimaya, dün TB- MM Başkanlığı'na verdiği öneride, ilk tur görüşmeleri tamamlanan önerinin 3. fik- rasındaki "Ancak buhafler- de de suç işlediği ileri sürü- len mflknekili. ağır cezayı gerektiren ciiriimkrde so- çüstii haü veyaMecfc'in ka- ran ofanadıkça tutulamazve tutuklanamaz" düzenleme- si yerine, "Ancak bu haBer- de de suç işlediği ileri sürü- len mflletvekiH, düsünce ve- ya shasi beyan sınırlannı aşan ağır cezayı gerektiren cürümlerde suçüstü hali ve- ya Meclis'in karan olma- dıkça tutulamazve tutulda- namaz" ifadesinin yer al- masını istedi. lyimaya, ge- rekçelennı de şöyle özetle- di: "Suçüstü hahnin, suçun işknmediği yönünde bir is- pat kuşkusunu ve siyasal amaçh isnat, koraplo olası- hldannı ortadan kakbnna- sı. bu dununda yargüama amacının öne çıkması, bu tür biranayasal çözümü zo- runlu kılnuştır. Siyasal nite- lik taşıyan ağır cezahkişler- de, gerek yürürlükteki ve gerek görüşülmekte olan teklifteki hükme göre, tut- ma ve tutuklama önlemieri- ne başvurulabiiecektir. Mü- zakereler sırasında ortaya atüan sakıncalan giderir- ken, bütün ağır cezahk işJe- ri kapsayan veihti\acı aşan, standardardan uzaklaşan formüller yerine, sorunu kendi merkezinde çözen arayışlara yöoelmek gere- kir. Onerimiz, özgürlükler bukukunun kategorileri ile çözüm üretmektir. Düsün- ce ve siyasetin ifadesi, her- hangi biryasada suç sayılsa, hatta ağır cezahk suç olsa dahi, bunlann suçüstü hal- lerinde tutma, tutuklama önlemJerine başvurulama- yacakür.Siyasi beyan suun- nı aşmayan,beyanın dışmda bireyiemedönüşmeyensuç- brda suçüstü haiindetutma ve tutuklama karan verfle- meyecektir. Ancak beyan s>- nınnı aşan eylemierde, su- çüstü hali doğnı olarak tut- ma ve tutuklama yasağı is- tisnasının kapsamuıa afan- mamışür." G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Öyle bir duruşu var ki sadece ekonominin de- ğil, akla gelecek her şeyin başı... Güneş Taner, Amerika'dan çok iyi döndü. Bu ka- dar hızlı dönüş, enflasyon canavannın bile başını döndürür, ters gelir yatar. Taner'in IMF'ye gitmeden önce başlayan demeç enflasyonu orada da devam etti. Bakan ekonomi- den sorumlu olunca doğal olarak demeçleri de zikzaklı oluyor. Işte Taner'in son bir ay içinde ga- zetelerin başlığma çıkan ya da satır aralannda ka- lan sözleri: "IMF ile anlaştık. Bir ayda ımzalanz." "IMF gölge etmesin başka ihsan istemeyiz." "Şok program yok." Şok program hazır." Kimse bize program dayatamaz." "IMF ile şok program konusunda anlaşmakta anlaştık. Şimdisıra şokprogramın rakamlannı tes- pite geldi." "Ne şokprogramı? Yalan yazıyorsunuz." Taner, en son dün TBMM Plan ve Bütçe Komis- yonu'nda Hazine Müsteşariığı'nın bütçesini sunar- ken konuya bir kez daha değindi: "IMF ile pazahık sürüyor. Şok program gibi bir lafı bizim etmemiz mümkün değil." Anlaşılıyor ki şok paket yok, çok paket var. Taner, karşısında IMF değil de TBMM üyeleri olunca çrtayı yüksek tuttu: "Bizim Allah'tan başka kimsenin yardımına ih- tiyacımız yok." Taner belki de işin artık Allah'a kaldığını vurgu- lamak istiyor ama, Sayın Bakan IMF'ye gidip pa- ra arayacağına yumurtladığı incileri satsa bütçe açığını kapadığı gibi Meclis'in gözünü bile doyu- rur... Canavar sütü... Son anda değişiklik olmazsa Taner, 10 Aralık'ta ABD'ye uçuyor. Programa göre 12 Aralık'ta IMF ile görüşmeler başlıyor. 15 Aralık'ta da Yılmaz'ın ABD'ye gitmesi ve Başkan Clinton'la görüşmesi bekleniyor. Yılmaz, IMF bilgilerini Bakan'dan değil bürok- ratlardan aldı. Sanınm Taner'i IMF'yi oyalamak için kullanıyor. Kamuoyuna yansıyan haberleregöre IMF, biryıl- lık program için bastınyor. Türkiye olmaz diyor. IMF ile görüşmelerimız sırasında geleneksel ola- rak aşama aşama şunlar olur: - IMF'nın koşullan Türkiye'ye iletilir. Bunlarstan- darttır. Maaş ve ücretleri kıs, harcamalan azalt, sosyal güvenlik kurumlannın devlete yük olmama- sını sağla ve benzerleri... - Türkiye bunlara, "olur" der. Zaten biz de öy- le düşünüyorduk. - Heyetimizin IMF'ye gidişi öncesinde kimi gös- termelik adımlar atılır. Orneğin, emeklilik yaşının yükseltilmesi konusunda bir yasa hazırlığına zemin olacak çalışma taslağının taslağı oluşturulup ka- muoyuna sızdınlır. Bu iri puntolarla, "Büyük re- form" diye sunulur... - Başbakanlık tasarruf genelgesi yayımlar. Ga- zete, defter, silgi alımında muhteşem bir kısıntıya gidilir ki ilk kemeri devletin sıktığı görülsün... - IMF ile görüşmeler yapılır. Bunlar sunulur. Is- tenen az- çok alınıp dönülür. Sonra? Sonrası var mı aynen devam... IMF hükümetlerimizin ciddiyetini bildiği için kı- sa vadeli program istiyor. Programı da ben yapa- yım derse şaşırmamak gerekir. Güneş Bey'in enflasyonla mücadele için hazır- ladığı programa göre 1998 sonunda enflasyon 15.43 olacak. Adam bu kadar kusurlu olunca do- ğal olarak küsuratlı konuşuyor. Yüzde 0.43'ü an- ladık da 15'i ne oluyor? Enflasyonu "şahsi meselesi" ilan eden Güneş Bey, bu konuya Sabancı'nın değinmesini bile haz- medemiyor. Sabancı, "Enflasyon canavannı sütte büyüttük deyince Taner çıkıştı: "Ben enflasyon canavannı öldüreceğim. Sa- bancı bûyütecek başka canavar bulsun..." Yukanda vurguladığımız gibi IMF görüşmeleri öncesi eskiden yasayla, rakamla oynardık... Şimdi Bakan'la oynuyoruz. Y a n ı t a n a h t a r l a r ı Türkçe: 1)A, 2)C, 3)D, 4)B, 5)B, 6)C, 7)A, 8)D, 9)E, 10)B, 11)D. I2)C, 13)A, 14)C, 15)A, 16)C, 17)B, 18)C, 19X:, 20)C. Coğrafya: 1)D, 2)D, 3)C, 4)C, 5)D, 6)A, 7)B, 8)D, 9)E. Kiım'a: 1 )B, 2)C, 3)E, 4)D, 5)D, 6^, 7)B, 8)E, 9)C. myohji: 1)C, 2)D, 3)B, 4)C. 5)E, 6)A, 7)D, 8)E, 9)A. Tarih: 1)C, 2)E, 3)D, 4)E, 5)A, 6)B, 7)D. 8)C, 9)D, 10)D, 11)B, 12)E. Flzik: 1)B, 2)A, 3)D, 4)A, 5)D. 6)B, 7)A, 8)E, 9)A, 10X:, U)B, 12)C. Psikoloji: 1)B. 2)E 3)B, 4)A, 5)B, 6)E, 7)B, 8)C, 9)E. Matematik: 1 )E, 2)E, 3)A, 4)B, 5)E, 6)C, 7)A, 8)D, 9)E, 10)C, 11)D, 12)C, 13)E, 14)E, 15)D, 16)A, 17)C, I8)D, 19)D, 20)E.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle