Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2SKASIM 1997 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERlN DEVAMI 17
TURKIYE
fstarbul
Earr-e
B 1 4 Sınop B 15 Adana B 22
B 13 Samsun B 16
Kccaelı B 14 Trabzon 18
Çaiakkale B 15 Giresun Y 16
Izr5 Y Î2 Ankara B
Mansa PB 15 Eskişehir B 10
Aytiıı PB 15 Konya B 11
Denirli PB 16 Sıvas B 11
Zo--auldak 13 Antalya B 22 Kars
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
B
B
B
B
B
B
22
15
17
15
15
8
8
Doğu Karadenız yağ-
muriu, Güney Ege kıyıla-
n sağanak yağışlı oteki
yerter parçaJı ve az bu-
futlu geçecek. Yurdun ıç
ve doğu kesımlennde
yer yer sıs görülecek
Hava sıcaklığında
öfiemlı bir değışiklik ol-
mayacak, Rüzgâr yur-
dun batı kesımlennde
kuzey ve doğu, Ooğu
kesımlennde Kuzey ve =
batı yönlerden hafrf ola- oonn
rakesecek Münih"
Osto
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
K
K
B
Y
Y
Y
Y
Y
-3
-2
0
13
9
10
12
7
PB 10 Milano
Beriin
Budapeşte
Madrid
VTyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
B
Y
Y
Y
B
B
Y
Y
6
10
14
5
7
10
18
17
PB 26
ASYA
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
B
B
PB
Y
Y
PB
B
11
2
6
11
11
10
24
Şam B 18
Parçalı bulutlu Sısiı BuluUu iÇokbututtu ı Yağjnurtu
" " " Kart > Gök günjltulu
GLÖVCEL CÜNEYTARCAYÜREK
B Baştarafı 1. Sayfada
hefnen pek çok çevreyi sardığının ayırdında değil
gafca?
Dünyaya ve Türkiye'ye pembe gözlükle bakma-
yı sûrdürerek karamsartablonun dağılacağını san-
mak. hernalde gerçekçi bir siyaset olmasa gerek.
Halkımız olanbiteni yakından izliyor; o halde ay-
nntrfara girmeden Yılmaz hükümetinin dördüncü
ayda neredeyse havlu atacak duruma gelmesine
etken olan olaylara göz atalım:
Yılmaz'ın muhalefette iken davulunu çaldığı Su-
suriuk olayı -Başbakan'ın sözlerine dayanarak
söyleyebılıriz ki- fiyasko.
AB'ye girmek ya da girmemek, artık sorun de-
ğil. Yılmaz'ın Avrupa seferleri, Dışişleri Bakanı
Cem in uğraşılan sonunda Türkiye "dayatma po-
l/tikası" uygulamaya karar verdi gibi.
Amjpa'nın "Bekle gör" politikasına karşı "Ya
hepya hiç" politikası.
Başka bir ülkede olsa Bakan'ın istifasını gerek-
tirecek kadar vahim bir olay, halkın gözleri önün-
de TV'lerden yayımlanıyor. Bir tiyatro sahnesi gi-
bi. Kimi zaman komik, kimi zaman dram...
Ekonomiyi düzlüğe çıkarmakla görevli olduğu-
nu gerine gerine söyleyerek ekranlara sığamayan
Güneş Taner, "IMF'den şok önlemler" deyince,
borsa allak bullak oluyor. Dolar fırlıyor, esnafımız-
dan keyfi zamlar geliyor... Kısacası ekonomi baş-
tan kara...
Ve, Amerikancayı yeri geldiğinde argo sözcük-
lerleanadili gıbi kullanan bu bakan, istifa etmiyor.
Hükümette ıki ekonomi Bakanı var ki, birbıriyle
çatışıyoriar. Işın Çelebi ile banka memurluğundan
ekonomi uzmanlığına getirdiğimız Güneş Taner!
Yeni değil anlaşamadıklan.
Yılmaz, hocası Özal'ın siyasal taktiklerinin -sö-
züm ona- aynısını uyguluyor. Çelebi ile Taner'i ay-
nı konuda görevlendirip kafa kafaya vurduruyor.
Nereyi tutsak
Kanrt yakın geçmışte: Tarih 4 Mayıs 1991. Gü-
neş Taner, yine ekonomiyi düzlüğe çıkarmakla gö-
revli Bakan. Altı yıl önce, bugün söylediklerinin he-
men hemen aynısını söylüyor:
"Hazine'nin duıvmunu ben biliyorum. Hepsini
ben idare ediyonım. IMF, 'Stand-by imzalayalım'
dedi, ben kabul etmedim " diyor. O tarihte Işın Çe-
lebi de ekonomi bakanı, ama "yapısal sorunlar-
dan "söz ederek, Taner'e karşı çıkryor.
Dünkü manzaralar bugünlerde yineleniyor...
Hükümetlerde ve yöneticilerde kronik anlaşmaz-
lık sendromu sürüp gidiyor.
Başbakan, aralıkta Başkan Clinton'la yapaca-
ğfgörüşmede Amerikan yönetimının IMF ile sorun-
(anmızı şöyle el altından çözüvermesıni isteyecek-
miş! Kıbns, Ege, AB ile artık asırlaşmış konulara el
atıp... Falan filan.
ABD, aylarca önceden Yılmaz'ın isteyecekleri-
ne ya da değineceği konulara vereceği yanıtlan ha-
zıriamış, Başbakanımızın teşriflerini bekliyor. Üs-
telik yanm saatlik ikili bir görüşmede hangi sorun
şipşak çözülebilir ki?
Üstüne üstlük, Yılmaz'ın ağır konuşma üslubu-
nun, görüşmeyi 15 dakikaya indirme olasılığını da
unutmamak gerek!
Sabah hükümetçi, öğleden sonra muhalefette
olan "Yakışıklı" Baykal'a ek bir "yeni muhalefet"
hükümetin içinde doğum sancılan çekiyor.
Hükümetten aynlıp dışardan destek vermeyi içe-
ren kimi haberler DTP'den basına uçuruluyor. Oy-
sa, "Baba" ruhsat vermedikçe, DYP'ye seçenek
olsun diye, Şaibe'nin canına okusun diye kurdur-
duğu DTP'nın hükümeti bırakması, gerçekleşme-
si bir yana, olasılık bile değil.
Hele siyasette başarılı olduğunu kendinden baş-
ka söyleyene rastlamadığımız ve "gözü hiçbirma-
kamda" olmadığını durmadan yineleyen Cavrt
Çağlar'ın, DTP'nin liderliğine istekli olması yok
mu?
Soruya yanıtı Çağlar'ı yakından tanıyan Yalım
Erez taa Viyana'dan veriyor. DTP'deki muhalefe-
tin, hükümetten çekilme hareketinin başında Çağ-
lar'ın bulunduğunu duyunca:
"Bir şey olmaz" deyip, kestirip atıveriyor.
Hükümette işler tıkırında g/tmiyor ama..
Siyasette insanlar birbirini yeterince tanıyor.
Eh, budabirteselli...
Hükümette ikinci
gensoru salıya
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Bayındırlık ve Is-
kân Bakanı Yaşar Topçu
hakkında verilen ikinci
gensoru önergesinin öngö-
rüşmeleri 2 Aralık Salı gû-
nü yapılacak.
1998 yıh bütçe yasa ta-
sansının TBMM Genel
Kurulu'ndaki görüşmeleri
16-25 Aralık tarihİerinde
gerçekJeştirilecek. Bütçe
görüşmeleri, cumartesi-pa-
zar günleri dahil sabah sa-
at 10.00'dan günlük prog-
ramın bitimine kadar süre-
cek.
Danışma kurulu, TB-
MM Başkanvekilı Uluç
Gürkan başkanlıgında top-
lanarak Meclis'in çalışma
programını belıriedi. AIı-
nan karara göre, Bayındır-
lık ve Iskân Bakanı Yaşar
Topçu hakkında "Karade-
niz Sahil Yohı" konusunda
DYP milletvekıllen tara-
fından venlen gensoru
önergesinin öngörüşmelen
2 Aralık Salı günü yapıla-
cak. Topçu hakkında daha
önce verilen tstanbul Bü-
yükşehir Beledıyesi sınır-
anndakı birarazinin usul-
JÜZ olarak Bahçeköy Bele-
diyesi'ne tahsis edilmesi
iddialanyla ilgili gensoru
önergesi reddedılmişti.
Başbakan Mesut Yılmaz
gensorunun hedefinin ken-
disi olduğunu açıklanuştı.
Böylece hükümet, 2 Ara-
lık Salı günü ikinci genso-
ru sınavını verecek. Gen-
soru önergesinin gündeme
alınmasının kabul edilme-
si durumunda ise görüşme-
ler 4 Arahk perşembe gü-
nü yapılacak.
1998 maliyıh bütçe ya-
sa tasansının görüşmeleri
ise 16 Aralık Salı günü baş-
layıp 25 Arahk Perşembe
günü sona erecek. Bütçe
görüşmeleri, cumartesi-pa-
zar dahil sabah saat 10.00-
13.00, öğleden sonra
14.00'ten günlük progra-
mın bitimine kadar devam
edecek.
Bakanlık ve daıre bütçe-
leri üzenndeki görüşmeler,
TBMM Içtüzüp'nün 72.
maddesi gereğince 14 tur-
da ve 10 günde tamamla-
nacak. 14. turun bitimin-
den sonra bütçe yasa tasa-
nsının maddeleri oylana-
rak görüşmeler tamamla-
nacak.
Sungurlu: Hata varsa düzeltflir
ANKARA (AA) - Adalet Bakanı
Ottan Sungurlu, bakanlığı tarafın-
dan haarlanan ve 1160 hâkim ve
savcıyı ilgılendiren kararnamede
değerlendirme hatalan tespit edil-
dıği takdirde, bunlann düzeltilebile-
ceğmı bildirdi.
Sungurlu, Türk-Amerikan Der-
neği'nde açılan ve Kütahya Ceza-
evi'ndeki hükümlülerin eserlerinin
de yer aldığı Kütahya El Sanatlan
Seığisi'ni gezdi. Sergideki eserler
hakkında yetkililerden bilgi alan
Sungurlu. cezaevindeki hükümlüle-
rin yaptığı el sanatlan ürünlerıni çok
beğendiğini ifade etti. Burada açılan
cezaevi özel deftennı de ımzalayan
Sungurlu. Kütahya Cezaevi 'ndeki
çalışmalann dığer cezaevlenne de
örnek olması dileğınde bulundu.
Daha sonra gazetecilenn hâkım ve
savcı atamalanna ılışkın sorulannı
yanıtlayan Adalet Bakanı Sungurlu,
Metın Göktepe davasında sanık po-
lislenn tutuklanması karannı alan
hâkim Fatma Nilgün Uçar'ın, Af-
yon'dan Edı rneye hızmet gereği ta-
yin edılmesinın düşünüldüğünü
söyledi. Edırne'nin birincı bölge ol-
duğunu, Aiyon 'un da ya-
kın bir geçmışte birincı
bölge yapıldıgmı anlatan
Sungurlu. son ziyaretleri
sırasında, Edirne'de bü-
yük hâkim açığı bulundu-
ğunu tespit ettiğini belirt-
ti. Aynı şekılde Izmir. ls-
tanbul, Ankara ve Adana
gibi şehirlerde de hâkim
açığı bulunduğunu kay-
deden Oltan Sungurlu, sı-
cili uygun olan hâkımle-
rin, başka illerden bu böl-
gelere kaydınldığını söy-
ledi. Uçar'ın da bu sebep-
le Edırne'ye kaydınldığı-
nı bildınen Sungurlu,
yaç varsa diğer birinci böigedeki bir
başka ilegönderiiebilir'" diye konuş-
tu.
Nilgün Uçar ile ilgili sürgün ıd-
dialanna çok üzüldüğünü ifade e-
den Sungurlu. "Çünkü o hâkime ha-
nun hakkında hiçbir sebepie bir iş-
lem ><
apdmış değil. Neden bövie bir
hisse kapıldı bflemhorum. Kendisi
müsteşar beş ile çocuklanıun okul
durumunu göruşmüş. O da (Kurul
gereken değeriendirmevi >apar) di-
ye cevap vermiş" dedı.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu'nun (HSYK), her kararna-
me taslağını müzakere ettiğini, da-
ha sonra da oyladığını kaydeden
Sungurlu, kuruldan çıkacak karar-
namelenn de oylama sırasında bü-
yük değişikliklere uğradığını anlat-
tı. Sungurlu. "Zaten oybunaıun da
. müzakerenin deamacı budur. Onun
için, şu anda bir kararname müna-
kasasınuı çok sağtıklı otduğunu zan-
oeönrvorum" diye konuştu.
Hazırlanan kararname taslağında
yanlışlar veya değerlendirme hata-
lan tespit edıldiğınde, bunlann dü-
zeltılebileceğinı bildiren Oltan Sun-
gurlu, "Birdava devam ederken, hâ-
kiminin başka bir yere tavin edflme-
sidoğnı mu" sorusu üzerine deşun-
lan söyledi:
"Zaten bu hâkime hanım. Gök-
tepe davasının hâkimi değiL Kendi-
si adli tatikk bu davaya çıkmış. Ben
de a\nı dönemde İçişleri Bakaniı-
ğı'na \ ekâlet edivordum ve poüslerin
tesfim olacaklanıu, yakalanacaklan-
nı size açıkladım. Ve testim oldular,
yakalandüar. Hâldme banun o dava-
ya çıkmtş ama şu anda o davayı ta-
kipetmiyor. Hem ağustos aymdao iş-
te benûn de rolümii haürla>ın. Bizim
o davaya ve Susuriuk da\asına ver-
diğimiz ehemmiyeti de biliyorsunuz.
Bu şekikte bir bağtanb kurulmasını
jzah etmek mümkûn değO."
Kararname taslaklannı haarla-
yan bakanlığının tetkik hâkimleri-
nin, kararnameye dahil edilen hâ-
kimlerin hangi davaya baktıklannı
takip edemeyeceklerini de kayde-
den Sungurlu, bunun çok zor bir iş-
lem olduğunu söyledi. Sungurlu,
"Bu, cetelere eesaret vermez mi?"
sorusu üzerine de, "O davanın hâ-
kimi değfl diyoruın. Bakıntz, ortada
"Edirne'yi .\f>
r
on'a naza-
ran bir sürgün bölgesiola-
rak görmek mümkün de-
ğJL Birinci bölgede görev
yapao bir hâkim. 2 yıldan
s»nn, hizmetgereği, ihti-
6
Yargı çökertflmek îsteniyor'
B Baştarafı 1. Sayfada
159. maddesineaykırdık nedeniyledava açı-
hyor, yetmiyor beraatle sonuçlanan bu da-
vada yapO0 savunma nedeniyle bir kez da-
ha daıa acılrvor"' dedi.
Kendine bağlı devlet kuruluşlanndan
Başbakan'ın yardım göremediğini söyle-
mesine karşın gereldi önlemleri almadığı-
nı kaydeden Sayman, "çete" davalannda
yargınm tıkandığını belirtti.
Eski Adalet bakanlan MehmetAğar ve
Şevket Kazan'ın göreve getirdiğı üst düzey
bürokratlann hazııiadığı kararname taslağı-
nı yeni Adalet Bakanı 'nın Hâkimler ve Sav-
cılar Yûksek Kurulu'nun (HSYK) önü-
ne getirdiğine dikkat çeken Sayman, tasla-
ğın yargıda kadrolaşma iddialannı günde-
me getirdiğini anlatti. Taslak nedeniyle yar-
gıçlar ve savcılann kaygı içinde olduklan-
nı söyleyen Sayman, "Yargjyavurutandar-
bder, yargınm çökertilmesi girişimferine
karşı, demokrasiye ve hukuk devletine ina-
nan herkesi göreve cagımonız. Bu konuda
ilk görev- HSYK'ye düşüyor. Tarüşılan ka-
rarname, yargı bagunazbğuıı bir kez daha
gündeme getirmiştir" dedi.
Sayman. hukuk devletine ulaşabilmek
için öncelikJe yargı bağımsızhğını engelle-
yen, anayasanm yargıya ihşkin düzenleme-
leri iceren maddelerinin bir an önce değiş-
tirilmesi gerektiğinı belirtti.
Yücel Sayman, hukukun yolunu açmak,
en temel güvence olan yarguun sağlıklı iş-
lemesini sağlamak için Istanbul Barosu'nûn
inançla ve karariıhkla görevini yerine geti-
receğini de sözlerine ekledi.
çok büyük bir hakszhk var. Bu hak-
sızhk, hâkime hamma karşı ounuş
otabilir. Ama asü haksızhk Adalet
Bakanlığı"nadır" diye konuştu. Bu
kararname taslağının 1160 kişiyi
kapsadığını ifade eden Sungurlu,
"BeUd çok daha tenkit edflebilecek
hususlar vannr. Ama buradaki de-
ğerkndirme haksızhklır'" dedi.
Sungurlu, başsavcılann savcı ola-
rak başka illere tayin edilmesiyle il-
gılı bır başka soruya da, "Bu, şu an-
da bir taslaktır. Kuruldan çıkınca
beraberce değerJendiririz" karşıh-
ğını verdi. Kararname hazırlanırken
eski Adalet Bakanı Mehmet Ağar'm
etkısinın olup olmadığı sorusuna da
Sungurlu, "Biz, bütün hâkim ve sav-
criara aynı gözle bakryonız" yanıtı-
nı verdi.
Bazı çe\Telenn. "Bizim şurada
burada adamlanmızvar.Onlara do-
kunulmasın" düşüncesini taşıdıkla-
nnı ifade eden Sungurlu, "Ama bi-
zim hâkim ve savalanmız, kimsenin
adamı değfldir" diye konuştu. H-
SYK'nin çalışmalanna niçin katıl-
madığmı soran bir başka gazetecı-
ye de Sungurlu, "Parlamento çabş-
malanm doiayısıyla" yanıtı-
nı verdi. "HSYK'nin çahş-
malanna mudaka gürmeti-
yim" diye bır arzusu olmadı-
ğını belirten Sungurlu, ka-
muoyunun gönlünün rahat
olmasını istedı.
Sungurlu, görevden ceki-
len hâkimlerle ilgili bir soru-
yu yanıtlarken de, bakanlığı-
nın müfettişlerinin konuyu
araştırmaya devam ettikleri-
ni bildirdi. Bu hâkimlerin,
basın ve yayın organlannda
çıkan yorumlar dolayısıyla
görevden cekıldıklerini açık-
ladıklannı savunan Sungur-
lu, bu konuda bakanlığının
yapabileceği fazla birşey bu-
lunmadığını söyledi. Sun-
gurlu, hâkimlere bunun dı-
şında bir baskı geldiği tak-
dirde sorunu çözümleyebile-
ceklerini ifade etti.
Bucak ve Ağar
M Baştarafı 1. Sayfada
Sav, karara gerekçe olarak
içtüzüğün 35. maddesine ay-
kın biçimde genel kurulun
toplantı saatinde karma ko-
misyonun toplanmasıru gös-
terdi. Bu durumun ilk kez
yaşandığma dikkat çeken
Sav, "Bu karanmıda,ilk kez
genel kurul saatlerindej'apı-
lan toplano >apılamayacağı-
nın yoiu da açrimış olacak"
diye konuştu. Sav, daha ön-
ce istenmiş olmasına karşın,
karann geçersizliği nedeniy-
le bu cağnnın da hükümsüz
kaldığına dikkat çekerek
Ağar ve Bucak'ı savunma
yapmak için yeniden komıs-
yona çağırma gereği duyul-
duğunu bildirdi. Komısyon
üyelerinin büyük bölümü-
nün de yeni seçildığine dik-
kat çeken Sav, ikı mılletve-
kilinin savunmalannı almak
için toplantının 4 Arahk'a
ertelenmesini kararlaştırdı.
RP ve DYP'li üyeler, içtü-
züğün 44. maddesine göre
üyeleri yenilenen komisyo-
nun eski karan iptal edebil-
mesi için TBMM Başkanlı-
ğı'ndan izin alması gerekti-
ğini belirterek, "Oysa böyte
bir yol izfenmenıiş, eski ka-
rar geçersizsayılarak yeni iç-
rii/ük maddesi ihdas edil-
miştir. Bu da, fleride doku-
nuhnazfağı kaknnlacak mil-
letvekflme Anayasa Mahke-
mesi'neiptal basvunısu^np-
ma hakkını doğurur'" görü-
şünü dıle getirdıler.
Cumhuriyet'ın sorulannı
yanıtlayan RP'lı komisyon
üyesı MehmetABŞahin, ye-
ni seçilen komisyonun, eski
üyelerin aldığı karan ya da
hazırladığı raporu iptal yolu-
nun açık olduğunu belirtir-
ken, "Ancak bu konuda
Meclis başkanlıguıa bilgi
vermekzonında. Oysa Mec-
tis Başkanhğı'ndan izin ahn-
madan eski karar geçersiz
saydmıstn-. Bize göre doku-
nuhnazhğı kakhrdanbir mS-
letvekili Anayasa Mahkeme-
si'ne iptal başvurusunda bu-
lunabilir" görüşünü savun-
du.
DYP'li Komisyon Üyesi
Ahmet tyimaya da "Meclis
Başkanhğı'ndan iznin yanı
sıra tekrir-i müzakere (yeni-
den görüşme) dısında bir ka-
ran geçersiz sayma, iptal et-
me dhe bir yetkisi yok. Bu
karar. Anayasa Mahkeme-
si'nden döner" dedi.
DYP'den kapsam
daraltma formülüANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Milletvekili doku-
nulmazlığınm sınırlanma-
sıyla ilgili anayasa değişik-
liği önerisinin ikinci tur gö-
rüşmeleri daha kapsamlı bir
uzlaşma sağlanıncaya dek
belirsız bir tarihe ertelenir-
ken DYP yeni formülünü
TBMM Başkanlığı'na sun-
du. DYP Amasya Milletve-
kıli Ahmet lyimaya, anaya-
sa değışıkliğı önerisindekı
"agır cezayı gerektiren cü-
rümler" ifadesi yerine,
"düsünce veya siyasi beyan
sınırlannı aşan ağır cezayı
gereknren cürümler" dü-
zenlemesinin getirihnesini
istedi.
Milletvekili dokunul-
mazlığının sınırlandmlma-
sı için ilk sınavda başanlı
olamayan TBMM, ikinci sı-
nav öncesinde uzlaşma ara-
yışınagırdi Özellikle Doğu
ve Güneydoğu milletvekil-
lennın "tutuklanma" kor-
kusu nedeniyle ilk turda
olumlu sonuç alınamadığı-
na dikkat cekilirken, DYP
bu korkuyu gidermek için
bir formül ortaya koydu.
DYP Amasya Milletvekili
Ahmet lyimaya, dün TB-
MM Başkanlığı'na verdiği
öneride, ilk tur görüşmeleri
tamamlanan önerinin 3. fik-
rasındaki "Ancak buhafler-
de de suç işlediği ileri sürü-
len mflknekili. ağır cezayı
gerektiren ciiriimkrde so-
çüstii haü veyaMecfc'in ka-
ran ofanadıkça tutulamazve
tutuklanamaz" düzenleme-
si yerine, "Ancak bu haBer-
de de suç işlediği ileri sürü-
len mflletvekiH, düsünce ve-
ya shasi beyan sınırlannı
aşan ağır cezayı gerektiren
cürümlerde suçüstü hali ve-
ya Meclis'in karan olma-
dıkça tutulamazve tutulda-
namaz" ifadesinin yer al-
masını istedi. lyimaya, ge-
rekçelennı de şöyle özetle-
di:
"Suçüstü hahnin, suçun
işknmediği yönünde bir is-
pat kuşkusunu ve siyasal
amaçh isnat, koraplo olası-
hldannı ortadan kakbnna-
sı. bu dununda yargüama
amacının öne çıkması, bu
tür biranayasal çözümü zo-
runlu kılnuştır. Siyasal nite-
lik taşıyan ağır cezahkişler-
de, gerek yürürlükteki ve
gerek görüşülmekte olan
teklifteki hükme göre, tut-
ma ve tutuklama önlemieri-
ne başvurulabiiecektir. Mü-
zakereler sırasında ortaya
atüan sakıncalan giderir-
ken, bütün ağır cezahk işJe-
ri kapsayan veihti\acı aşan,
standardardan uzaklaşan
formüller yerine, sorunu
kendi merkezinde çözen
arayışlara yöoelmek gere-
kir. Onerimiz, özgürlükler
bukukunun kategorileri ile
çözüm üretmektir. Düsün-
ce ve siyasetin ifadesi, her-
hangi biryasada suç sayılsa,
hatta ağır cezahk suç olsa
dahi, bunlann suçüstü hal-
lerinde tutma, tutuklama
önlemJerine başvurulama-
yacakür.Siyasi beyan suun-
nı aşmayan,beyanın dışmda
bireyiemedönüşmeyensuç-
brda suçüstü haiindetutma
ve tutuklama karan verfle-
meyecektir. Ancak beyan s>-
nınnı aşan eylemierde, su-
çüstü hali doğnı olarak tut-
ma ve tutuklama yasağı is-
tisnasının kapsamuıa afan-
mamışür."
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Öyle bir duruşu var ki sadece ekonominin de-
ğil, akla gelecek her şeyin başı...
Güneş Taner, Amerika'dan çok iyi döndü. Bu ka-
dar hızlı dönüş, enflasyon canavannın bile başını
döndürür, ters gelir yatar.
Taner'in IMF'ye gitmeden önce başlayan demeç
enflasyonu orada da devam etti. Bakan ekonomi-
den sorumlu olunca doğal olarak demeçleri de
zikzaklı oluyor. Işte Taner'in son bir ay içinde ga-
zetelerin başlığma çıkan ya da satır aralannda ka-
lan sözleri:
"IMF ile anlaştık. Bir ayda ımzalanz."
"IMF gölge etmesin başka ihsan istemeyiz."
"Şok program yok."
Şok program hazır."
Kimse bize program dayatamaz."
"IMF ile şok program konusunda anlaşmakta
anlaştık. Şimdisıra şokprogramın rakamlannı tes-
pite geldi."
"Ne şokprogramı? Yalan yazıyorsunuz."
Taner, en son dün TBMM Plan ve Bütçe Komis-
yonu'nda Hazine Müsteşariığı'nın bütçesini sunar-
ken konuya bir kez daha değindi:
"IMF ile pazahık sürüyor. Şok program gibi bir
lafı bizim etmemiz mümkün değil."
Anlaşılıyor ki şok paket yok, çok paket var.
Taner, karşısında IMF değil de TBMM üyeleri
olunca çrtayı yüksek tuttu:
"Bizim Allah'tan başka kimsenin yardımına ih-
tiyacımız yok."
Taner belki de işin artık Allah'a kaldığını vurgu-
lamak istiyor ama, Sayın Bakan IMF'ye gidip pa-
ra arayacağına yumurtladığı incileri satsa bütçe
açığını kapadığı gibi Meclis'in gözünü bile doyu-
rur...
Canavar sütü...
Son anda değişiklik olmazsa Taner, 10 Aralık'ta
ABD'ye uçuyor. Programa göre 12 Aralık'ta IMF ile
görüşmeler başlıyor. 15 Aralık'ta da Yılmaz'ın
ABD'ye gitmesi ve Başkan Clinton'la görüşmesi
bekleniyor.
Yılmaz, IMF bilgilerini Bakan'dan değil bürok-
ratlardan aldı. Sanınm Taner'i IMF'yi oyalamak için
kullanıyor.
Kamuoyuna yansıyan haberleregöre IMF, biryıl-
lık program için bastınyor. Türkiye olmaz diyor.
IMF ile görüşmelerimız sırasında geleneksel ola-
rak aşama aşama şunlar olur:
- IMF'nın koşullan Türkiye'ye iletilir. Bunlarstan-
darttır. Maaş ve ücretleri kıs, harcamalan azalt,
sosyal güvenlik kurumlannın devlete yük olmama-
sını sağla ve benzerleri...
- Türkiye bunlara, "olur" der. Zaten biz de öy-
le düşünüyorduk.
- Heyetimizin IMF'ye gidişi öncesinde kimi gös-
termelik adımlar atılır. Orneğin, emeklilik yaşının
yükseltilmesi konusunda bir yasa hazırlığına zemin
olacak çalışma taslağının taslağı oluşturulup ka-
muoyuna sızdınlır. Bu iri puntolarla, "Büyük re-
form" diye sunulur...
- Başbakanlık tasarruf genelgesi yayımlar. Ga-
zete, defter, silgi alımında muhteşem bir kısıntıya
gidilir ki ilk kemeri devletin sıktığı görülsün...
- IMF ile görüşmeler yapılır. Bunlar sunulur. Is-
tenen az- çok alınıp dönülür.
Sonra? Sonrası var mı aynen devam...
IMF hükümetlerimizin ciddiyetini bildiği için kı-
sa vadeli program istiyor. Programı da ben yapa-
yım derse şaşırmamak gerekir.
Güneş Bey'in enflasyonla mücadele için hazır-
ladığı programa göre 1998 sonunda enflasyon
15.43 olacak. Adam bu kadar kusurlu olunca do-
ğal olarak küsuratlı konuşuyor. Yüzde 0.43'ü an-
ladık da 15'i ne oluyor?
Enflasyonu "şahsi meselesi" ilan eden Güneş
Bey, bu konuya Sabancı'nın değinmesini bile haz-
medemiyor. Sabancı, "Enflasyon canavannı sütte
büyüttük deyince Taner çıkıştı:
"Ben enflasyon canavannı öldüreceğim. Sa-
bancı bûyütecek başka canavar bulsun..."
Yukanda vurguladığımız gibi IMF görüşmeleri
öncesi eskiden yasayla, rakamla oynardık...
Şimdi Bakan'la oynuyoruz.
Y a n ı t a n a h t a r l a r ı
Türkçe: 1)A, 2)C, 3)D, 4)B, 5)B, 6)C, 7)A, 8)D, 9)E,
10)B, 11)D. I2)C, 13)A, 14)C, 15)A, 16)C, 17)B, 18)C,
19X:, 20)C. Coğrafya: 1)D, 2)D, 3)C, 4)C, 5)D, 6)A, 7)B,
8)D, 9)E. Kiım'a: 1 )B, 2)C, 3)E, 4)D, 5)D, 6^, 7)B, 8)E,
9)C. myohji: 1)C, 2)D, 3)B, 4)C. 5)E, 6)A, 7)D, 8)E,
9)A. Tarih: 1)C, 2)E, 3)D, 4)E, 5)A, 6)B, 7)D. 8)C, 9)D,
10)D, 11)B, 12)E. Flzik: 1)B, 2)A, 3)D, 4)A, 5)D. 6)B,
7)A, 8)E, 9)A, 10X:, U)B, 12)C. Psikoloji: 1)B. 2)E
3)B, 4)A, 5)B, 6)E, 7)B, 8)C, 9)E. Matematik: 1 )E, 2)E,
3)A, 4)B, 5)E, 6)C, 7)A, 8)D, 9)E, 10)C, 11)D, 12)C,
13)E, 14)E, 15)D, 16)A, 17)C, I8)D, 19)D, 20)E.