Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28KASIM1997CUMA CUMHURİYET SAYFA
15
Sepetçiler
Kasrı
Saraybumu'ndaki
tarihi Sepetçiler Kasn
onanldıktan sonra
Basın Yayın ve
Enformasyon Genel
Müdürlüğü'ne verilmiş
ve İstanbul il
müdürlüğü ile
uluslararası basın
merkezi olarak
kullanılmaya
başlanmıştı.
Binanın att kafc da
kıyıdaki bahçe
dahil bir turistik
işletme
şirketine kiraya
verilmişti.
Milti Emlak'a ait
tarihi binanın
restoran,
bar ve kafeterya
olarak işletilen
kısımlanna ilişkin
kira sözleşmesinin
ne olduğunu
Basın Yayın'dakiier
bilmiyor.
Bildikleri, turistik
işletmenin elektrik ve
su faturalannı da
devletin ödediği!
Bir de il müdürünün
arada bir işletmecinin
Kuşadası'ndaki
turistik tesisinde
kaldığı biliniyor
hepsi o kadar!
Ö M Ü R i L î K
Devlette bazı ilişkiler
ÜLKÜTÜCÜ boyuta
vardığına göre, "Ha-
mili kurt yakinimdir!"
Ömür E. Kuaım
BektronHc posta: Derez.Som©raksnetcom Teh 0.212.512 05 05 Fafcs 0.212.512 44 97
- ABD. RP'nin kapatılmasını
istemiyormuş...
"Yeşil kuşağı ören
kendisi de onun icin!"
enelkurma/ın Güneydoğu'yadüzenlediği ba-
sın gezisi gazeteciler kadar askerler açısından
da yararlı oldu. En azından, önyargılarda kar-
şılıklı yumuşama sürecini başlatacak birdiya-
log ortamının kurulduğu; gazetecilerin doğru bilgiye
ulaşması bakımından kanalların açılmaktaolduğu söy-
lenebilir. Bu bakımdan Güneydoğu'ya ilişkin doğru bil-
giye dayalı fikirlerin daha sağlıklı bir ortamda tartışıla-
bileceği ve sorunun çözümünde ortak kabul gören yo-
lun daha kotay bulunacağı vurgulanabilir.
Bu düşünceden hareketle... Gezide, askerlerin hal-
ka artık potansiyel suçlu olarak bakmadığı tablosu çi-
zilmiş, insan haklan sözleşmelerindeki kurallardan söz
edilmişti ki, tam da o günlerde Mardin'in Savur ilçesi-
ne bağlı Sürgücü beldesinin Çınarönü köyünün asker-
ler tarafından ablukaya alındığı, 19 evin yakıldığı, gö-
zaltına alınan dokuz köylüden haber alınamadığı, ablu-
ka nedeniyle köyde açlık tehlikesi başladığı ve Ulusla-
rarası Af Orgütü'nün acil eylem çağrısı yaptığı yazıldı.
Açıklık
Bu haberin, öteki yanını öğrenmek kurulan diyalog
ortamıyla sağlandı. Ortaya çıkan tablo:
"Bir grup teröristin Çınarönü köyünden erzak aldığı
istihbaratı üzerine jandarma köye girmeden, köyün 300
metre yakınında 10 gün boyunca geceleri pusuya ya-
tıyor. 11. gün olan 10 Kasım'da, pusuya düşen taraf as-
keri biriik oluyor ve bir asteğmen şehit oluyor, bir er ya-
ralanıyor. Çatışmadan sonra jandarma köye giriyor, te-
röristlere erzak yardımı yapıldığı gerekçesiyle ihtiyaç faz-
lası gıda maddesine el koyuyor ve Cumhuriyet Savcı-
lığı'nın bilgisi dahılinde 31 kişiyi gözaltına alıyor. Köy-
de yakılan bir tek ev olmadığı bildiriliyor ve gözaltında-
kiler hakkında da yasal işlem yapıldığı anlatılıyor."
Bu noktada, bir adım daha atılıyor ve isteyen gaze-
tecinin Çınarönü köyüne götürülebileceği söyleniyor. Or-
tada yakılmış evler varsa, bu önerinin yapılamayacağı
biliniyor.
öte yandan, Uluslararası Af Orgütü'nün acil eylem
çağrısı yaptığını kim biliyor? Uluslararası Af Orgütü'nün
Istanbul'daki bürosu bilmiyor. Konu, Mardin'in bir kö-
yünden doğrudan Ingiltere'nin başkentine yansıyor. Af
Orgütü'nün Londra'daki merkezinin "EUR 44/81 /97" sa-
yı ve 19 Kasım 1997 tarihli çağnsında 10 Kasım'da gö-
zaltında alınanlardan 10 gündür haber alınamadığı açık-
lanıyor, köyde açlık tehlikesinden söz edilmiyor.Sorun-
ca, Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı açıklıyor: "Gözal-
tındaki 31 kişiden 13'ü gözaltına alındıkları gün serbest
bırakılıyor; kalan 18 kişi bir hafta içinde mahkemeye çı-
kartılıyor ve bunlardan 13'ü tutuksuz, 5'i tutuklu yargı-
lanmak üzere Diyarbakır DGM'ye sevkediliyor."
Açıklık yararlı oluyor ve bu kez Türkiye'de Mardin'in
Savur ilçesıne bağlı Sürgücü beldesinin Çınarönü kö-
yündeki "köylüler"in "abluka"yı yarıp Londra'ya ulaş-
madaki "hız"ı merak uyandınyor.
SESSÎZ SEDASIZ (!) NimİKUKTCEBE Oğretmenler hangî göreve çağrıldı!
Sekiz yıllık kesintisiz temel eğitim doğ-
rultusunda okulların orta kısımları ka-
panınca Anadolu lisesi ve kolejlere ha-
zırlık dersaneleri de kapandı ve bir çok
öğretmen açıkta kaldı. Sonrasını bir öğ-
retmenden dinleyelim:
"Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğ-
bay, sekiz yıl seferberliği rüzgannda biz-
leri de göreve çağırdı. Başvuru dilekçe-
lerimizi illerden topladı. Şimdi de diyor
ki, 'Ben sizi ders ücretiyle görevlendi-
receğim. Emekli maaşlannız da de-,-r
vam edecek. Böylece daha çok ü c - ( w
retalacaksınız.' j ç ^ çağırdığı öğretmenlerin içtenlikle
Oysa hiç de öyle değil. Emekli öğ- Atatürk devrimlerini, Cumhuriyefin
retmen hangi okulda boş ders varsa, temel değerteriniödünsüzsavunmalann-
elinde çantası oradan oraya koşuştura- dan mı çekiniyor? Hayır, diyebiliyorsa, gö-
cak, aldığı ücret yol parasma yetmeye- reve çağırdığı öğretmenleri asaleten ata-
cektir. Okul önlerinde sığıntı gibi bekle- sın bakalım."
şip duracaktır. Boş derslere girmesi, ye-
rel yöneticilerin iki dudağının arasından
çıkacak bir çift söze bağlı olacaktır.
Bizler, kadro ve derecemizle göreve
dönmek istiyoruz. Birinci sınrftan aldığı-
mız öğrencileri aydınlık düşüncelerie do-
natarak beşinci sınrftan altıncı sınrfa ver-
mek istiyoruz. Yasal haklanmızla dona-
tılmış olarak çalışmak istiyoruz.
Merak ettiğimiz bir de şu: Acaba Sa-
yın Bakan, Milli Eğitim'deki gerici ve la-
iklik karşıtı verilen eğitimin devamı-
nı mı istiyor, yoksa tekrar göreve
MLASPANDIRAS Susuriuk'a sahip çıktıklanna göre, bu yiğitler bundan
böyle yoğurt yemeyecek, ayran içecekler!
{MûTrtBozact l
Kapatılma girişimi iptal edildi
Beykoz Kasrı hastane
olarak hizmet verecek
SAADET USLU
Beykoz Çocuk Göğüs Hasta-
lıklan Hastanesi'nın Kültür Ba-
kanlığt'na devredilmesiyle ilgili
olarak Sağlık Bakanı Halil Ib-
rahim Özsoy ve eski TBMM
Başkanı Mustafa Kalemli ara-
sında imzalanan protokol iptal
edildi. Sağlık Bakanlığı protoko-
lün. gereklilikleri yerine getiril-
mediği için iptal edildiğini be-
lirtti.
Türkiye'de tek olan Beykoz
Çocuk Göğüs Hastalıklan Hasta-
nesi"nin kapatılması yönündeki
girişimler iptal edildi. 70 dönüm
yeşil arazi içinde bulunan Beykoz
Kasn, 1953 yılındanbuyana has-
tane olarak hizmet veriyor. 1996
yılı içinde 6 hastaya ayakta teda-
vı uygulanan ve 298 hastanın ya-
tarak tedavi gördüğü hastanenin
boşaltılıp tarihi eser olarak ko-
runmasına karar verilmişti. 11
Ağustos 1997 tarihinde Sağlık
Bakanı Halil Ibrahim Özsoy ve
Mustafa Kalemli arasında imza-
lanan protokole göre, hastanenin
31 Aralık 1997 tarihine kadar bo-
şaltılıp Kültür Bakanlığf na tes-
lım edilmesi gerekiyordu. Has-
tanenin kurtanlması için yaklaşık
15 gün önce kurulan Beykoz Ço-
cuk Hastanesi'ni Yaşatma Girişi-
mi'nde bulunan Çamlıbahçe Muh-
tan Bilal Yayla, "Uygulamaya
gerekçe olarak, kültür mirası-
nın geleceğe aktanlması göste-
rildi. Ama asıl amaç. burayı
başka bir yere kiralayıp rant
eldeetmek" dedi.Girişimin,39
mahalle muhtan. Beykoz'da bu-
lunan dernek ve sendikalardan
oluştuğunu söyleyen Yayla. iptal
karannı henüz görmediklerini,
bu nedenle tepkilerinin devam et-
tığini vurguladı.
Sağlık Bakanlığı ise söz konu-
su protokolün iptal edildiğini be-
lirttı. Bakanlık, iptalin gerekçesi-
ni de " Hastane kapatılınca ye-
rine yeni bir yer verilmesi ge-
rekiyordu. Olmadı. Bu neden-
le de iptal edildi" olarak açık-
ladı.
Küçükler gazetemizde Ş
cileri, gazetemizi ziyaret etti. Çocuk Evi Sorumlu Müdürü
pedagog Tanzer Yılmaz'la birlikte gazetemizin servislerini
dolaşan çocuklar, bir gazetenin nasıl hazırlandığını. hangi
aşamalardan geçtiğini, haberlerin nasıl toplandığını izledi-
ler. "Büyüyünce gazeteci olmaya" karar veren çocuklar, he-
nüz okuma yazma bilmemelerine rağmen Cumhuriyet Ki-
tap Kulübü'nü çok sevdiklerini söylediler. Yılmaz, okul ön-
cesi eğitimin amacının salt bakım değil, çocukları okul ol-
gunluğuna ulaştırmak ve okumaya hazırlıklı hale getirmek
olduğunu belirterek bu amaçla eğitici ve geliştirici geziler dü-
zenlediklerini söyledi. (Fotoğraf. KADERTLĞLA)
Denizcilik Işletmeleri
J
nden
yılbaşı için özel sefer
İstanbul Haber Servisi - Tür-
kiye Denizcilik tşletmeleri (TDİ).
yılbaşı için Doğu Akdeniz'e 11
günlük özel bir sefer düzenli-
yor. TDl'nin yeni kruvaziyer ge-
misi TDİ Karadeniz'le düzen-
lenecek seferde istanbul, Izmir,
tskenderiye, Hayfa. Girne. Iz-
mir ve istanbul rotası izlenerek
11 günde beş hman gezilecek.
TDÎ Basın ve Halkla tlişkiler
Müdürü Cezmi Zafer, 26 aralık-
ta İstanbuTdan başlayacak olan
sefer boyunca Mısır'da piramit-
ler. K.ahire, Kudüs, Ağlama Du-
van ve Mescid-i Aksa'nın da
aralannda bulunduğu birçok ta-
rihi ve turistik yerin gezileceği-
ni söyledi.
Zafer, aynca. Denizyollan Iş-
letmesi'nin, 1 aralıktan itibaren
Türkiye-Romanya arasında ts-
tanbul-Köstence seferlerine baş-
layacağını belirtti.
TDl'den yapılan açıklamada,
aynca, nüfus sayımı ve seçmen
yazırru nedeniyle 29 kasım cu-
martesi ve 30 kasım pazar gün-
leri ek gemi seferleri düzenlene-
ceği bildirildi.
HAYVANLAR İSMAÎL GÜLGEÇ
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
BORSA
!X
DOLAR MARK ALTIN
ûû
DEMOKRASİ
BULUT BEBEK NURAYÇtFTÇî
TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 28 Kasım
ŞAPKA YASASI
1925'TE BUBÜA/, ŞAP/CA mSAS/ YÜGÛ&UİGE &İRPİ.
6,7-1 NUMARAU YASANIN ÇJKlÇINA DE&/M KULLA-
NlLAN ÇEprÜ gAÇLIKLAR A/ZACINOA EN Ç0K
FES RA6BET eöKÛyOKOU. BİUNPİĞİ GİBİ, f^EŞ,
ÜLKEYE SULTAN U.MAHMUr ZAMAN(NOA 6İR-
Mlfr/(1B28). O St&UAR yuNAUULAK fCULLAUDI-
§1 İÇ'H,FE£ SlR Hr&İSTİYAfJ BAÇUĞt GİBİ 60-
RÜAHUÛÇTU- BAŞTA ÇEYHÜÜSLAM, TUM SOFTM-
LAR f=££İN DİNE AYtaRIUĞINI ÖNE SÜRMÜÇ VE
fCENPİL&eİA/E IZARÇI ŞİPOETLİ ÖtJLEMLER AUN-
MASINA NEOBH OLMU$LABP/.AYNl 7Üe SOFVUAf,
nu/m SOMRA f:
esi sAVUNAgiLECEtcrrR!işre,
i İtou
O£ TANITTI6I ŞAPKA, O ZSKİMİÇ ÇARPIK AMLA-
YtÇA PA KARŞt Ç/Ktyo/SCHJ.
ANKARA...ANKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Kırk Üç Yıl ve Yüzyılımız
Alarko, dev boyutlu çağrışımlar yapan bir kuruluş
ülkemizde. Kırk üç yılın öyküsü; dağları, denızleri aşı-
yor, yakın ya da uzak ülkelerde değışik dallarda im-
zası var. Çağdaş teknolojiyı sergıliyor. Sıfırdan baş-
layarak doruğa ulaşmanın güzel serüvenıni.
Kutlama töreninde gösterilen filmı ilgiyle izledı ko-
nuklar, kısa bir film, ama uzun bir savaş içeriyor. Is-
hak Alaton ve ÜzeyirGarih ile ıki kez karşılaştıkan-
cak. Ekranda ya da basında izleyerek tanıyorum on-
ları. Her konuda söyleyecek sözlerı var. Ikısi de tar-
tışmaya açık kişiler, konuşuyor, duşünce üretmeye
özen gösteriyor, açık oturumlar, ikili, üçlü. beşlı ko-
nuşmalarda iletişimin önemıni vurguluyor.
Devlet Konukevi salonlarında kutlanan yıldönümü
kalabalığı da yaşadıklan üetişimi sergiliyor. Her par-
tiden milletvekilleri, eski bakanlar, yeni bakanlar, es-
ki bürokratlar, yeni bürokratlar, gazeteciler, TV'ciler-
le yüzlerce kişi. Iktidarda kim olursa olsun ilişkı sü-
rüyor. Sıstemin gereği de bu galiba!
Ben gıttığim zaman Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'i bekliyor herkes. Neredeyse yarım yüzyıla
yaklaşıyor başkentteki yıllarım, kimi sahnelere hâlâ
alışamıyorum. Cumhurbaşkanının ya da başbakanın
katıldığı toplantılarda çok ılgınç olaylar yaşanıyor.
Foto muhabirleri, TV'ciler onur konuğunun ilginç bir
anını yakalamak için itış-kakış, öteki konukları eze-
rek, ayağına basarak, içki bardaklarını devirerek gö-
rev yapıyor! Kaç ülkeye gıttım böyle bir karmaşa gör-
medim. Bu karmaşayı önlemenin bir yolu, yöntemi
yok mu acaba?
Flaşlar parlarken haylı ilginç sahneler oluştu kala-
balıkta. Cumhurbaşkanının bir yanındalshak Alaton,
öte yanında Üzeyir Garih, salonun sağ köşesine yü-
rümeleri çok hoştu. Çıktık açık alınla, marşını söyler
gibi. Sonra konuşmalar. Kırk üç yılın öyküsünden bö-
lümler, son bölümü de cumhurbaşkanından. Sayın
Demirel bir tabureye çıktı, kürsüden konuşur gibi
seslendi kalabalığa. Biraz sonra karşılaştık.
- Ben konuşurhen herkes dinlemeli. başka türiü ko-
nuşmam, söyleyecek sözüm olduğu için buradayım,
herkes duymalı, dedi.
Herkes duydu gerçekten, sanayileşmeye, emeği de-
ğeriendiren iş alanı açan, eğitime katkıda bulunan ku-
ruluşları, çağdaşlığı selamladı. Konuklar arasında
Planlama Müsteşarı Profesör Orhan Güvenen de
var. Ankara'ya döndükten sonra ilk kez karşılaşıyo-
ruz. Film gösterisi başlarken Ishak Alaton kalabalığı
yararak cumhurbaşkanının yanına getirdi onu. Büyük
coşkuylatanıttı.
- Türkiye'nin en önemli üç kişisinden biri.
Cumhurbaşkanı, CHP Genel Başkan Yardımcısı
Onur Kumbaracıbaşı ile konuşuyor o aralık. Durdu,
Güvenen'in elini sıktı.
- Memnun oldum, dedi, konuşmasını sürdürdü.
Kimi konuklar biraz şaşırdı, ılk kez mi karşılaşıyor-
lar, diye merak edenler de var ama, değil! Sayın De-
mirel, Orhan Güvenen'i çok lyi tanıyor sanırım. Ishak
Alaton'un davranışı başka bir nedenden kaynaklanı-
yor belki. Planlamanın önemini vungulamak istiyor bel-
ki de. Çünkü çok kişinin kafasını kurcalayan sorular
var. Planlama Müsteşarlığı ne yapıyor. ne yapacak,
gündemde hangi planlar var, hangileri uygulanacak?
Akşamın ilgi odağını oluşturan kişilerden bırı de
ANAP Bitlis Milletvekili Kâmran Inan. Soru yağmu-
runda, ama yalnız onu değil, başkalarını da ıslatıyor
sorular! Bu çelişki nereden, kımden kaynaklanıyor, bir
komisyon bâşkanlığı hükümet bunalımma nasıl tırma-
nıyor? Bunalım yalnız komisyon seçimlerinde mi?
DTP ayağı da sallanmıyor mu hükümette? Pekıy.
DTP ne yapıyor, yeni bir partı olmasına karşın yeni
bir izlem verebiliyor mu?
•••
Yazımı, Alarko'ya başanlar dileyerek sona erdiımek
ıstiyorum, ama mavi körfezden bilge dostum Ida
sesleniyor. Eteklerinde altın arandığını söylüyor ba-
na, ağaçlann kesildiğini. Kesilmeyenleh de siyanür
solduracak! Bergama'dan, kozak çamlanndan ida'ya.
Sarıkız'ın dolaştığı Kazdağı'na yönelıyor altıncılar.
Eurogold'lular da izin aldıklarından söz ediyor! Ber-
gama'da yitirdikleri umudu burada yeşertmek istıyor-
lar! Kim veriyor bu izinleri? Altıncıların yüreği sızla-
maz ama ülkemizin doğasını korumakla görevliler ne
yapıyor? Bergama örneğinden ders almıyoriar mı? Al-
tın çıkardıktan sonra sıvışıp gideceklere, dunyadakı
çok örneği gibi bizim doğamızı da yozylaştıranlara
"dur" demesı gerekenler yıne susacak mı? Yargı
buyrukları uygulanmayacak mı?
Nerede Çevre Bakanı, nerede Turızm Bakanı, ne-
rede Sağlık Bakanı, nerede Başbakan? Hangi parti-
den olursa olsun nerede sayın milletvekilleri, İda'ya
sataşanlara dur demesi gerekenler nerede? Şu gün-
lerde başkentte, Istanbul'da da rahat soluk alamıyor
insanlar, ben yanda Ida'nın soluğunu kesme hazırlı-
ğı var. Turizme bağlanan umutları da solduruyorlar!
Solduran değil, yeşerten bir politika özlemi var
toplumda. Solduranlar gidecek, yeşertenler de ge-
lecek. Ama yitik güzellikler, ida'mız, mavi körfezimız,
dantel kıyılarımız gen gelemeyecek! Korumak göre-
vinden geri kalmayalım. Bu ülke hepimizin!
Ida nelere tanık olmuş yıllar boyunca, yüzyılımız da
ancak küçük bir zaman dılimi yaşamında. Kımbilır ne
acılar içinde, ciğerı deliniyor, eli eteği kırlenıyor, saç-
lan külleniyor. Kim yapıyor bunlan, son yüzyılı ülke-
mizde yaşayanlar değil mi? Açıkçası bizler.
Utanmıyor muyuz?
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2SOLDA.N SAĞA:
1/Organikmad-
delerin bozun-
masıyla oluşan
yanıcı gaz. 2/
Avrupa'da bü- 3
yük bir yanma-
da...Nişastalıta-
nelenn suyla
kaynatılarak bu-
lamaç kıvamına
getirilmiş duru-
mu. 3/Arka. ge-
ri... Zehirsiz
büyük bir •
4/ Özı
Meksıka'da > ... sert
bir içki... "Hayır" anla-
mında kullanılan söz. 5/
Kendinı beğenmış kim-
seler ıçın kullanılan bir 3
alaysözü. 6/Trabzon'un 4
birilçesı... Başkalannın
sırtından geçinen kimse.
II tnce anlamlı, düşündü-
rücü ve şakalı söz... Sı-
kıntı verme, üzme. 8/ 8
Molibden elementinin g
simgesi... Kurşun boru-
lann ağzını açmakta kullanılan ucu sıvn takoz. 9/ XIX.
yüzyıl sonlannda gelişen şıir, edebiyat \e sanat akımı.
YUK\RIDAN AŞAGFYA: 1/ Mukavemet yanşını ve tü-
fekle atışı ıçeren bir tür kayak sporu. 2/ Çam, ardiç. sedir
gibi ağaçlann yaprağı... Duman rengi. 3/ Otonte. . Doğu
Anadolu'da yaygın geçıcı kırsal yerleşme tıpı. 4/ Müstah-
kemyer... Ipliklennboyanmakıstenmeyenbolümlennın sa-
nlarak boyaya batınlması yoluyla uygulanan bir tür boya-
ma teknıği. 5/ Bir ilacın yerine, o ılaçla aynı koşullarda ve
aynı biçimde verilen etkisiz ve zararsız madde. 6/ Hz. Mu-
hammed'in aıle üyelerine verilen ad... Bırrenk 7/KJm-
se. kişi... Mesaj. 8/ Kuzeydoğudan esen soğuk yel. 91 Ku-
mar oynanan yere bırakılan para Ayakta duran. var olan.