Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 1997 ÇARŞAMBA
8 DIŞ HABERLER
ABD ve Irak arasında "hassas tesisler" yüzünden çıkan tartışma Körfez'de ipleri gerdi
Irak krizl yîne timıaıııyor• Çlinton, başkanlık saraylan dahil, UNSCOM'un her yeri denetleyebilmesi
gerektiğini söylerken Bağdat ulusal güvenlik ve egemenliğin söz konusu
olduğu alanlann denetlenmesine izin verilmeyeceğini açıkladı.
• Irak'ta gerginlik, BM Güvenlik Konseyi'ni de ikiye böldü. UNSCOM'un,
teftiş çalışmalanm bir an önce bitirmesini isteyen Rusya, böylece Irak'a
uygulanan ambargonun kaldınlması sürecini de hızlandırmayı planlıyor.
DışHaberlerServisi- Irak ile ABD ara-
sında "hassas yerter" konusunda çıkan
anlaşmazlık. Irak'ta krizin yeniden tır-
rnanmasına yol açtı. Hassas teşislerle il-
gili tartışma. BM Güvenlik Konseyi'ni de
ikiye böldü.
ABD, BM'de görevli silah uzmanlan-
nm başkanlık saraylan dahil, Irak'ta iste-
dikleri yeri denetleyebılmelerinde ısrar
ederken ulusal güvenlik ve egemenliğin söz
konusu olduğu alanlarda denetim çalışma-
lanna izin verilmeyeceğini açıklayan Bağ-
dat yönetimi, ABD'yi yeni bir kriz yarat-
makla suçluyor.
UNSCOM, şu ana dek hassas tesislere
girmek için herhangi bir talepte bulun-
madığından, ABD ile Irak arasında yaşa-
nan gergınliğin nereye varacağı da henüz
bılinmiyor. Bağdat'taki gözlemciler, üç
haftalık aradan sonra yeniden işbaşı yapan
UNSCOM'un denetleme çalışmalannda
şu ana dek bir sorun çıkmadığın], Iraklı yet-
kililerin UNSCOM'a yardımcı olmaya
çalıştığını belirtiyor.
Irak'taki "hassas böJgelerin" kapsamı
Birleşmiş Milletler GüvenJik Konseyi'ni
de ikiye böldü. Önceki gûn geç saatlerde
toplanan BM Güvenlik Konseyi'nde Rus-
ya, BM Özel Komisyonu UNSCOM'un
yürüttüğü silah denetleme çahşmalannm
ruzlandınlmasını istedi. Krizin başından
beri ABD ile birlikte hareket eden tngil-
tere ise, Irak'taki kitle imha silahlannın tas-
fıyesinden sorumlu UNSCOM'un danış-
ma kurulu taraftndan geçen hafta sonu ha-
zırlanan bir raporun Konsey taraftndan
oybirliği ile onaylanması konusunda ısrar
etth
'Meşru kaygdar'
UNSCOM raporunda, Özel Komis-
yon'un görevini tamamlayabilmesi için
"Derhal, koşulsuz ve hiçbir kısıtlama ge-
tirilmeden" istedıği bölgelen denetleye-
bilmesinin "mudaksurettegerektr oldu-
ğu ifade edilıyordu. Irak'ın "ulusal gü-
venlik. egemenük,onur" gibi "meşru kay-
güanna" da saygı gösterilmesi gerektiği
belirtilen raporda UNSCOM Başkanı Rk-
hard Butler'a da Bağdat'la olan tartışma-
ya acılen bir açıklık getirmesi çağnsında
bulunuluyor. Ingiltere'nin desteklediği bu
öneriyi reddeden Rusya, UNSCOM'un
"ilgili alanlarda" soruşturma aşamasın-
dan uzun vadeli denetleme aşamasına geç-
mesini istiyor. Soruşturma, yani teftiş aşa-
masuıın kısa rutulması, Irak'a uygulanan
yaptınmların da daha kısa sürede kaldı-
nlmasını sağlayacak. Önceki günkü tar-
tışmadan bir sonuç alamayan BM Güven-
lik Konseyi, dün bir kez daha toplandı.
Rusya ve Fransa, Richard Butler' ın bir
an önce Bağdat'a giderek Iraklı yetkililer-
le temasa geçmesi için de baskı yapıyor.
Butler'ın gelecek hafta sonu Bağdat'a git-
mesi beklenirken bazı diplomatlar Rus-
ya'nın, Butler'ı izole etmeye çalıştığını
öne sürüyor.
UNSCOM'a Irak'ta bütün kapılann
açılmasında ısrar eden ABD yetkilileri ise
"hassas yerleriıT sayısmı giderek tırman-
dınyor.
"Asya Pasifık tsbirüği ForunuT( APEC)
zirvesi için Kanada'da bulunan ABD Baş-
kanı BUl Clinton, Irak'ın BM denetçileri-
nin girmesini yasakladığı yerlerin yalnız-
ca devlet başkanlığı saraylanndan ibaret
olduğu açıklamalannı yanıltıcı diye nite-
lendirerek "Irak'ta böyle 78 saray var ve
bunlann çevresinde genis, külliyeler bulu-
nuyor. Bu saravlann bazılannın kapladı-
ğı alan. Washington'dan daha büyük" de-
di. ABD Savunma Bakanı VVHlianı Cohen
daha önce bu sayının 63 olduğunu açık-
lamıştı.
Yunanistan'ın iddiası
Türkiye'de
kimyasal silah
üretiliyor'
MURATİLEM
ATtNA-Türkiye'ye
karşı uluslararası baskı
mekanizmalannı harekete
geçirebilmek için her
türlü yönteme başvuran
Yunanlı yetkililer, şimdi
de Türkiye'nin kimyasal
silah üretimine başladığı
iddiasını ortaya attılar.
Yunanistan Savunma
Bakan Yardımcısı
Dimitris Apostolalds
tarafından NATO Güney
Avrupa Kuvvetleri
Komutanı Mesley Clark'a
iletilen yeni Yunan
iddiasına göre Türkiye
kimyasal silah üretimine
başladı.
Gerginhava
Irak'a uygulanan
yaptınmlann
konuşulduğu bir sırada
Yunanistan Savunma
Bakan Yardımcısı
tarafmdan NATO
yetkililerine iletilen iddia
konusunu cevaplandıran
Clark. Yunan Savunma
Bakanı tarafından
kendisine iletilen konuyu
ilk kez duyduğunu dile
getirerek "Ancak bu
iddialan araşöracağım"
dedi. NATO Güney
Avrupa Kuvvetleri
Komutanı Clark,
Savunma Bakan
Yardımcısı Apostolakis'in
Türkiye'ye yönelttiği
iddialara karşılık PKK
militanlanmn Yunanistan
ve Güney Kıbns Rum
Yönetimi'nde (GKRY)
eğitildikleri konusunda
kendilerine bilgiler
geldiğini söylemesi, ikili
görüşmenin havasını
sertleştirdi.
Soykınm iddiası
NATO yetkilisinin PKK
konusundaki iddialannı
yanıtlayan Yunanistan
Savunma Bakan
Yardımcısı "Bu bilgiler ve
iddiatar asılsızdır" dedi.
Yunanistan Dışişleri
Bakanı Teodoros
Pangalos ise geçen
günlerde Selanik'te bir
soykınm anıtının
açılışında yaptığı
açıklamada, dünyada
halen soykınmlar
yapıldığından söz etti ve
" Hatta Yunanistan'a
yakın bir ülkede bik bu
soykınmlar yapdıyor,
ancak dünya buna seyirci
kalmaya devam ediyor "
diyerek Türkiye 'yi
gündeme getirdi KJrak'ta ateşkes uzun sürmedi. KYB, IKDP'nin saldırdığını ileri sûrdû.
GöRÜŞ / Dr. ANDREW MANGO
Kıbrıs'ta kinler körükleniyor
-2-
Ashnda Birleşmiş Milletler'in Kıbns sorununun
çözümü için ortaya koyduğu ilke son derece ma-
kul: Gözüm taraflarca kabul edilir ve sürdürüle-
tnlir cinsten olmalı. Ne var ki taraflar, 1964'ten bu
yana sayısızdış aracı ve yardımcılann bütün gay-
retlenne rağmen anlaşamamışlardır. Devam ede-
gelen belirsizlik ise uzlaşmazlığa prim verdiği gi-
bı rekabeti, düşmanlığı kızıştınyor. Dış dünya "Âh-
laşamazsanız kanşmam, füli durvmu tanınm ve
iş burada biter" demedikçe, Kıbnsta oynanan oyun
kızışacaktır. Peki, dış dünya bunu niçin demiyor?
Bence bunun birkaç nedeni vardır.
Bir kere, fiili durumu tanımak demek, Kıbns'ın
bölünmesinı tanımak demektır. Oysa BM'nin bir-
çok üye devtetinin etnik yapıs kanşık olduğu için,
Kıbns'ın bölünmesinin emsal teşkil etmesinden
korkuyoriar. Nitekim KKTC'yi yalnız Batı'nın de-
ğil, gelişen ülkelerin de tanımamalannın nedeni
budur. Gerçı Kıbns'ın kendine özgü bir statüsü
vardı; ortakiık üzerinde kurulu bir devletti; egemen-
lıği smıriandırılmıştı. Bölünmesi. dağılması emsal
oluşturmaz denebilir, ama etnik bölünmeden kor-
kan devletler endişelerini yine de koruyorlar. Ay-
rıca Kıbrıs'ın bölünen tek devlet olmadıgı söyle-
nebilir. Bangladeş'in Pakistan'dan, Eritre'nin Ef-
yopya'dan aynlması BM tarafından kabul edilmiş-
ti. Sovyetler Birtiği ile Yugoslavya'nın dağılması
da yasal engelle karşılaşmamıştı. Ne var ki ilgili
taraflar, istemeyerek olsa dahi, bu bölünmeleri ka-
bui etmişlerdi. Gerçt Bangladeş'in aynlması sa-
vaşla olmuş; Yugoslavya'nın dağılması ise sava-
şa yol açmıştı. Hindistan Ordusu Bangladeş'e
girmeseydi veya NATO uçaklan Bosna'daki Sırp-
lan bombalamasaydı tanır mıydılar? 0 ayn me-
sele. Ama sonucu değiştirmiyor: Kıbns Cumhu-
riyeti mührünü ellenndetutan Rumlar, KKTC'yi ta-
nımadıkça BM de tanımıyor.
Bölünme korkusuna sınırlann dokunulmazlığı
ilkesi eşlik ediyor. Bu ilke önce Afrika'da, şımdi
de eski Sovyetler Birliği'nde çok önemli sayılıyor.
Her iki yerde sınırlar yapaydır, ve bir tekinin zor-
la değiştirilmesine müsaade edilirse hiçbir sınınn
emniyetı kalmaz. Bu yüzden, Kıbns Cumhuriye-
ti'nin statüsü özeldi, istisnai idi deseniz dahi ya-
ran dokunmaz. Kıbns Cumhuriyeti ucube-/ yi hil-
kat olsa dahi dünya onu yaşatmaya kararlı görü-
nüyor.
Bu kararlılığın şımdi yeni bir gerekçesi olmuş-
tur. Bosna'da etnik temizliğe karşı duyulan infial,
dağılmış çokuluslu toplumlan yeniden bir araya
getirmek girişimlerine yol açmıştır. Denılıyor kı
aksi halde, emrivakıleri kabul edecek olursak et-
nik temizliğe prim vermiş oluruz. iyi ama bırbin-
nin kanını dökmüş toplumlan yeniden bir araya
getirmeye olanak var mı? Bunun denemesı şım-
di Bosna'da yapılıyor. Gerçi Dayton anlaşması Bos-
na'nın ikı federe devlete bölünmesinı kabul edi-
yor. Ama anlaşmaya göre göçmenler, isterlerse
eski yurtlanna dönebılmelidir. Anlaşmaya uygun
olarak göçmenler son yerel seçimlerde eskiden
kayıtlı olduklan yerlerde oylannı gıyaben de olsa
kullanmışlardır. Kullanmışlar, ama karşı tarafın yö-
netimi altndakı topraklara şımdiye kadar adım ata-
mamışlardir. Müslüman Boşnaklar, Sırp bölgesın-
de eski mezarlıklarını dahi ziyaret edememışler;
Bosna federasyonu içinde altfederasyon oluştu-
ran Müslüman-Hırvat bölgesinde, Mostar köprü-
sü onanlıyor, ama Müslümanlar öbür yakaya ko-
lay kolay geçemiyor, onlan geçmekten vazgeçır-
mek için de bombalar patlatılryor. Eskiyı diriltmek
iili dujumu tanımak deraek,
Kıbns'ın bölünmesini tanımak
demektir. Oysa BM'nin birçok üye
devletinin etnik yapısı kanşık olduğu
için, Kıbns'ın bölünmesinin emsal
teşkil etmesinden korkuyoriar.
Nitekim KKTC'yi yalnız Ban'nın
değil, gelişen ülkelerin de
tanımamalannın nedeni budur.
için yaptlan Bosna denemesinin sonuçlan şimdi-
ye kadar bunlardır. Umut verici değıldir desek, her-
halde yanılmış olmalıyız.
Toplumlar arası ilişkileri düzeltmek, hatta kop-
muş ilişkileri yeniden kurmak için bir yol daha
önerilıyor ki, bu da, Avrupa Birliği'ne girip bu bir-
lik içinde oluşan hoşgörü ve dostlukla yerel kin-
leri dağıtmaktır. Örnek olarak Fransızlarla Alman-
lar gösteriliyor. Ikisi dünya savaşı olmak üzere, üç
kez birbirine karşı büyük savaş vermiş olan bu iki
milletin Avrupa sayesinde kardeş olduklanna dik-
katçekilıyor. Şimdi deAlmanlaıiaPolonya'lılarve
Çekîer arasındakı eski düşmanlıklar yeni Avrupa
Birliği içinde tarihe gömülecek. Kıbns da Avrupa
Birliği'ne alınırsa, ada Rumları ile Türkler bundan
yarartanacaklan için sorunlannı daha kolay çöze-
bilecek deniyor. Ne var ki Almanlarla Fransızlar,
Çekter ve Poİonyalılar arasındaki kinler, aradan ge-
çen yanm yüzyıllık süre içinde artık küllenmiştır,
yatışması için yalnız zaman bırakılmakla yetınil-
memış, paralar dökülerek büyük çabalar harcan-
mıştır. Kıbns'taki kinler ise yatışması şöyle dur-
sun, durmadan körükleniyor. Bu bir yana, Yuna-
nistan'ın üye olup da Türkiye'nin olmadıgı Avru-
pa Birliği, Kıbns Rumlan ile Türklenn banşıp se-
vişmesi için uygun ortam oluşturabılır mi? Zira ge-
çici kayıtlar konsa dahi Kıbns Avrupa Birliği'ne gi-
recek olursa ada ile Yunanistan arasında bütün
çitler kalkarken Kuzey Kıbns'la Türkiye arasında
bir duvar örülecektir. Buna karşı düşünülebilecek
kayıtlar ise Avrupa Mahkemesi tarafından pekâ-
lâ hükümsüz sayılabilir. Kaldı ki, Kuzey Irlanda'nın
Avrupa Birliği'nin sınırlan içinde bulunması, ora-
daki etnik çatışmayı durdurmaya fazla yarama-
dı, gerek Ingirtere gerekse irlanda Avrupa Birliği
üyesi olduğu halde. Ancak Ingiltere ile İrlanda an-
laşıp Amerika da ağırlığını koyduktan sonradır ki
Kuzey Irlanda'da geçıci bir ateşkes sağlanabil-
miştir. Kıbns sorununda yol almak için de Türki-
ye ile Yunanistan'ın anlaşması gerekiyor, yoksa
adanın Avrupa Birliği'ne alınması fayda vermez.
Gerçi Avrupa Birliği'nin, Rumlardan oluşan Kıb-
ns hükümetiyle üyelik müzakerelerine başlamak
karan sırf aşın ümitlerden kaynaklanmamıştır. Ka-
rar, Türkiye ile Avrupa arasındaki gümrük birtiği-
ne engel olan Yunan vetosunu kaldırmak için
ödenen fiyattı. Avrupa, o zaman verdiği sözden
şimdi dönerse, Yunanistan bu sefer Polonya, Çek
Cumhuriyeti, Macaristan gibı yeni üyelerin gtrişi-
ni veto edebilir. Avrupa Biriiği'nin hemen hemen
bütün kararlan üyeler arasındaki pazarlığın ürü-
nüdür. Kıbns'ın üyeliği de pazariıktan çıkmış ve
yine pazarlığa bağlı olacaktır.Bu pazarlıklann Kıb-
ns sorununun özüyle ilgisi zayıftır.işin özüne ba-
kacak olursak, Kıbns Rumlan, Avrupa üyeliğine
adanın kuzeyine dönmek için çare gözüyle bakı-
yoriar. Kıbns Türklerinin çoğunluğu bu yüzden
Avrupa üyeliğine karşıdırlar, çünkü maddi avan-
tajlar sağlasalar dahi güvenlikleri sarsılabilır ve
rahatlan kaçar. Garantör devlet Türkiye ise üye-
sı olmadıgı bir örgütte Kıbns'ın atınışını hem an-
laşmalara hem de çıkarianna aykın buluyor. So-
nuçta, Kıbns'ın Avrupa Birliği üyesı olması fikri so-
runu basitleştireceğine daha da kanşık hale ge-
tirmiştir. Maksat bu değildi desek dahi, netice
budur. Anlatamadık, anlaşılamadı demek duru-
mu değiştirmez. Ortaya çıkan durum şudur: Kıb-
ns Rumlan ile üyelik müzakerelerı başlayacak ve
başladığı an iki toplum arasındaki müzakereleri
imkânsız kılmasa dahi, arka plana itecek. Çünkü
Avrupa Birliği mevzuatı dururken iki toplumun
Kıbns'ta dolaşım, yerleşim, mülkiyet, tazminat
konularında özel hükümler konusunu görüş-
melerinin anlamı kalmaz. Böyle özel hükümler, Av-
rupa Bıriıği mevzuatı ile çatışıyorsa iptale nam-
zet olur.
SÜRECEK
Kuzey Irak
Çelişkili
ateşkes
DışHaberierServisi- Ku-
zey Irak'ta aln haftadır çatı-
şan Irak Kürdistan Demok-
ratik Partisi (IKDP) ile Kür-
distan Yurtsever Birliği'nin
(KYB) ateşkes anlaşması
yaptığı bildirildi. Ancak
anlaşmanın ardından KYB.
IKDP'nin anlaşmayı
bozduğunu iddia ettı.
IKDP tarafından dün ya-
yımlanan bildiride, "Banşçı
bir çözûmeyönelikçabalara
bir firsat vçrmck için kendi-
mia savunma hakkımı/ sak-
h kaknak üzere bütün cephe-
lerde ateşkes Uan etmeye ka-
rar vcrdik" dendi. Mesut
Barzani liderliğindeki IKDP.
KYB yadaPKK'mn IKDP
güçlerine yönelik herhangi
bir saldın düzenlemesi duru-
munda ateşkesin iptal edile-
ceğini belirtti. IKDP.
KYB'nin PKK saldınlannı
örüemesini istedi.
KYB: Bu koşuOar
kabul edilemez
KYB'nin Ankara Temsil-
cisi Şazad Saib, yaptığı açık-
lamada, ilke olarak ateşkesi
kabul ettiklerini, ancak
IKDP'nin koyduğu koşulun
kabul edilemez olduğunubil-
dirdi. Şazad Saıb. "Diğer
gruplaruı saklınlanndan ko-
runrnakiçin biri muhafiz ob-
rak kullanmak istiyorlar"
dedi.
IKDP'nin ateşkes ilanı.
KYB'ye kaptırdıgı toprak-
lan geri almasının ardından
geldi. Celal Talabani liderli-
ğindeki KYB. IKDP tarafın-
dan PKK 'ye destek vermek-
le suçlanıyor. K ^ ise bu id-
dialan reddediyor. KYB'nin
Ankara Temsilcisi Saib, ateş-
kes anlaşmasıyla Türkiye ile
olan ilışkilerinın de düzele-
ceğini umduğunu belirtti. Şa-
zad Saib
u
Arük Türk ordu-
sunun müdahalesi ve ha>~a
saldınlanlannın sona erece-
ğini umuyonız. Yalnız IKDP
değil Türkiye de bize karşı
savaşıyor" dedi. Saib, ABD,
tngiltere ve Türkiye'nin gö-
zetırhlndeki görüşmelerin var
olan koşullarda mümkün ol-
madığını belirtti. Şazad Sa-
ib "Türkiye bu çauşmadata-
raitar. Görüşmelerearabulu-
cu olarak değil ancak taraf
olarak kaulabilir" dedi.
• Dün yapılan ateşkes an-
laşması KYB'nin iddialan
ile suya düştü. Şazad Saib
anlaşma ardından yaptığı
açıklamada. IKDP militan-
lanmn Iran sınır yakınlann-
daki Hiran bölgesini bom-
baladığını iddia etti. IKDP
bu konuda bır açıklama yap-
madı.
ECumhuriyet
kitap kulübü
TAKSİM Sergi Salonu
KAÎ
KARMÂ RESİM SMOİSİ
(Bilim Sanat Galerisi Katkılarıyla)
Mustafa Pilevneli, İbrahim
Çiftçioğlu, Ramiz Aydın, Mustafa
Aslıer, Vural Yıldırım, Sadık Altınok,
Hayati Mismen, Muzaffer Akyol,
Veysel Günay, Mehmet Özet,
Umur Türker, Alptamer Ulukılıç,
Mahmut Çelayir, AN Atakan, Ahmet
Özel, Tanju Alpay.
ve
Teoman Südor
Gülseren Südor
Adres: Istıklal Cad. (Aksanat Karşısı)Taksim
CumhuriYet
kitap kulübü
CAĞALOĞLU Sergi Salonu
GRAVUR VE OZGUN
(Bilim Sanat Galerisi Katkılanyla)
Mustafa Pilevneli, Burhan
Doğançay, Hayati Misman, Devrim
Erbil, Ergin inan, Mustafa Aslıer,
Umur Türker, Süleyman Saim
Tekcan, Güngör Taner, İbrahim
Çiftçioğlu
IŞ BASIN
Saddam hâlâ iktidarda
Irak bunahmı hakkında
söylenebilecek tek olumlu
şey. sa\aş olmadan
statükonun geri
gelmesidir. Ancak bu
statüko hiç de parlak
değildir. Zira Saddam
Hüseyin, ıktıdannı
koruyor. Irak'a karşı
ekonomık ambargo ile
sılahlann derıeümı devam
ediyor. Rusya. bunalımın
yatışmasında önemli rol
oynayarak dıplomatik
başan kazandı. BM
silahsızlanma heyetı ise
lrak'a dönerek
çalışmalanna tekrar
başladı Ama Washington
için asıl önemli olan,
Saddam'a taviz veımeden
BM heyetinin Irak'a
dönmesıni sağlamaktı.
Clinton yönetimi hiçbir
taviz verilmediğini öne
sürüyor. Ancak herkes bu
görüşte değil. Birçok
çevre. Washington"un,
bunahmı sona erdırmek
için Saddam'a ta\ız
verdığinden kuşkulanıyor.
Gerçek bir süre sonra
ortaya çıkacaktır. Peki
şımdi Saddam konusunda
ne yapmalı? Gecmişteki
tecrübelerin kanıtladığı
gibi Irak diktatörü,
ülkesinı sıkı bir kıskaca
almıştır. Bu durumda *
yabancı bir güç tarafindan
iktidardan devrilmesi
olanaksızdır. Bunun için
çok yüksek bir ücretin
ödenmesi gerekir ki
A\Tupa ve Amerika, böyle
bır ücreti ödemeye hazır
değıştır Birçok ülke,
yaptınmların asıl Irak
halkmı ezdiğini belirterek
bunlann yumuşatılmasını
ya da kaldınlmasmı
istiyor. Biz bu görüşe
karşıyız. Yaptınmlann
kaldınlması Saddam'ın
elindedır. Irak diktatörü,
BM kararlanna tam olarak
uyarsa yaptınmlar kalkar,
Irak halkının çektiği
sıkıntılar da sona erer.
Amerika ve müttefikleri
bu konuda kararlı
davranmalı ve Saddam'ın
isteğini reddetmelidirler.
(23 Kasırn)
UNSCOM'a Rus sabotajı
Saddam Hüseyin. Vevgeni
Primaköv ile yaptığı
anlaşmayla BM Ozel
Komisyonu UNSCOM'un
uzun zamandır gizlenen
biyolojik silahlan her an
bulabılme olasılığını
ortadan kaldırdı. Rusya
Dışişlen Bakanı Ye\geni
Primakov'un Irak ile,
UNSCOM'un
ıncelemelennı daha etkili
hale getirecek bir anlaşma
yaptığı yönündeki
açıklamasına ABD'liler
kandı. 0>sabu, Rus
ajanlanıun BM heyenne
sızacağı bıçıminde de
yorumlanabilir. Pnmakov
dünyanın en deneyımli
casuslanndan bındir.
Gençlığinde KGB ajanı
olan Primakov çok iyi
Arapça ögrenmıştı.
Saddam'ı destekleyen
Primako\. Saddam
Kuveyt'i işgal ettiğınde
ABD müdahelesini
önlemek için Moskova ve
Bağdat arasında mekik
dokumuştu Dışişleri
bakanı olarak atanınca da
kitle imha silahlan
üretimine sekte \-uracak
denetlemeler bekleyen
Saddam'a yardıma koştu.
UTS'SCOM, çalışmalanm
Irak'ın elindeki biyolojik
sılahlar üzerinde
yoğunlaştırmaya
başlayınca Saddam
ABD'"lıleri CIA ajanı
olmakla suçladı. Saddam,
askeri bir misillemeyle
karşılaşmaksızın
denetlemeleri sonsuza
kadar durduramayacağını
biliyordu. Saddam ve
Primakov, ipuçlannı
ortadan kaldırarak ve
ABD'nin casusluğundan k.
yakınarak başlarma bela
J
olan BM heyetinin
üyelerinı değiştirmeyı
umdular. Bu işe yaradı.
Pnmako\ ve Tank .\ziz
"daha etkili" denetlemeler
üzennde anlaştılar. Clinton
"Çocuklanmıan bivolojik
savaş yaşamasuu
önlenieliyTz'' diyor. ama
Pnmako\'nun
denetlemelere müdahalesi
önlenmedikçe bizim
kuşağımızın bile biyolojik
savaşa maruz kalması
kaçınılmaz olacak.
(24 kasım)
Cumhuriyet
"CUMA KİTAPLARI"
ECumhuriyet
kitap kulübü
Sergi Salonlarından
Ediniliyor
"CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ", okurlarımızın
geniş ilgisine erişen ve cuma günleri gazetenizle
birlikte ücretsız sunulan yirmi adet farklı yapıtı
edinemeyenlere bir olanak sağlıyor. Okurlarımız,
"CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ"nün Istanbul
Taksim ile Cağaloğlu ve Adana Sergi
Salonlarından ("KİTAP KURDU" indirimi dışında
ve posta ücreti içinde)750.000TL' lık değeri
aşan kitap alımlarında ya da siparişlerinde bir
adet "Cuma Kitabfnı bedelsiz edinebiliyor.
Adreslerimiz:
ISTANBUL
Türkocağı Cad. No:39/41 CAĞALOĞLU Tel:(212) 512 05 05
Istıklal Cad. (AKsanat karşısı) TAKSİM Tel:(212) 252 38 81/82
ADANA
Çınarlı Mah. 5. Sok Çınariı Işhanı No:2 Kat.1Tel:(322) 363 12 11
Adres: Türkocağı Cad. No:39/41 Cağaloğlu
Turkıye Gazeteciler Cemıyeti'rnn yayınladığı günlük
Bizim Cazete
Ülke sonjnlanna ılışkın raporlarıyla, araştırmalarıyla, köşe
yazılarıyla, tarafsız haberleriyle sivıl toplumlann gazetesi.
Düzenlı okumak ıçın abone olun. Tel. 0.212. 511 08 75