Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
Taşar'a
soruşturma
reddedildi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Tanm \ e
Köyişleri Bakanı Mustafa
Taşar hakkında, 'Tanm
lCredi Kooperatiflen
Merkez Bırliği Yönetim ve
Denetim Kurulu üyelennı
yasalara aykın olarak
görevden aldığı, yerine
partizanca atamalar
yaparak görevıni kötüye
kullandığı' ıddiasıyla
venlen soruşturma
önergesı, TBMM Genel
Kurulu'nda 210'a karşı 265
oyla reddedildi.
MGK bugiin
toplarayop
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Güvenlik
Kurulu (MGK) kasım
olağan toplantısında
şeriatçı yayın yapan radyo
ve tele\ izyonlarla Radyo
Televizyon Üst Kurulu'nu
masaya yatıracak.
Üniversitelerde \aşanan
son olaylara ılışkın
raporlann
değerlendirileeeği
toplantıda, askeri yetkililer,
PKK'yle mücadelede
gelinen noktayı da
anlatarak hükümete sivil
önlemler alınmasını
önerecek.
Mesut Yılmaz'a
iftipa davası
• İstanbul Haber Servisi -
Özel Harekât Dairesi eskı
Başkan Vekılı tbrahim
Şahin'in, Susurluk
davasında giyabi tutuklu
olarak yargıîanırken
kahldığı bir televizyon
programında. Mesut
Yılmaz'a "ıftıra' ettiği
gerekçesiyle
yargılanmasma dün Şişli 3.
Asliye Ceza
Mahkemesi'nde başlandı.
Sanık tbrahim Şahin'in
ihzaren celbine, diğer
sanıklann da ıfadelennin
alınması içın hazır
bulundurulmasına karar
veren mahkeme heyeti.
duruşmayı ıleri bir tarihe
bıraktı. Davada, programı
hazırlayıp sunan Nazlı
Ilıcak ile televizyon
kanalının iki yetkilisi de
yargılanıyor.
Bülent Tanla'dan
uyapı
• Haber Merkezi-CHP
istanbul Mılletvekili Bülent
Tanla dün yaptığı yazılı
açıklamada. Türkiye'nm,
• dışa bağımlılığını arttıran
dış borçlarla güvenli ve
istikrarh bir yapıya
ulaşamayacağını belirterek,
"ANASOL-D'nin dış
politıka anlayışı. iç borcu
dış borç haline çevirme, dış
borç anapara ve faizlerini
dış borçla ödeme
çerçevesinde
gerçekleşiyor" dedi.
Budak'ın
açıklaması
• Haber Merkezi-DtSK
Genel Başkanı Rıdvan
Budak, Türkıye'nin
kaderini bir avuç çeteye
bırakmayacaklannı
belirterek. "Kurtuluş yok:
suçlulara, çetelere, de\ letin
milletin varlıklannı
yağmalayanlara
dokunacağız" dedi.
Milletvekili
dokunulmazlıklan
konusunda açıklama yapan
Budak, Türkiye'de
ekonomıde. siyasette ve
adalette büyük bir çöküşün
yaşandığına dikkat çekti.
Papsadan'a
beraat
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 4. Ağır
Ceza Mahkemesı, bazı ünlü
kişilerin adlannı kullanarak
8 şirketin muhasebe
müdürlerini toplam 348
müyon lira dolandırdıklan
gerekçesiyle yargılanan,
aralannda Seİçuk
Parsadan'ın da bulunduğu
4 sanığın beraatine karar
verdi.
Toçoğlu yerine
Özdeş geldi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yüz kızartıcı
suçtan kesinleşmış cezası
bulunması nedeniyle Türk-
Iş Genel Mali Sekreterliği
görevinden alman Enver
Toçoğlu'nun yerine Genel
Teşkilatlandırma Sekreteri
Sabri Özdeş getinldi.
Güneydoğu'da
operasyon
• DtYARBAKTR (AA) -
Olağanüstü Hal
Bölgesi'nde sürdürülen
operasyonlar sırasında, 19
terörist ölü ele geçinldı.
Çatışmalarda 2 güvenlik
görevlisi şehit oldu.
DTP, memura grevli-toplusözleşmeli sendikal hak verilmesi için direniyor
Hiiküıııette sendika tarbşması
BANUSALMAN
ANKARA - Çalışma \ e Sosyal Güvenlik
Bakanlığı'nın, memurlara grev- toplusöz-
leşme öngörmeyen sendika yasa taslağı,
TBMM Başkanlığı'na ayrı bir öneri sunan
hükümetin küçük ortağı DTP'nin dırenişiy-
le karşılaştı. Uzlaşma sağlanması için Ba-
kanlar Kurulu'nda alt komisyon oluşturu-
lurken RP'den DTP'ye geçen tstanbul Mil-
letvekili Gürcan Dağdaş, önerilerinde ısrar-
lı olacaklannı belirterek. "Yoksa DTP'nin
hükümetiçindeld \arltğı tarüşıhr hak gelir*
dedi.
Başbakanlığa, memurlara sıyaset yasağı
kaldınlarak gönderilen, ancak grev ve top-
lusözleşme hakkı öngörmeyen "Kamu Gö-
revüieri Sendikalan Kanun Tasiağı"nı n Ba-
kanlar Kurulu'nda göriişülmesi sırasında
DTP'li bakanlar daha ileri haklar istediler.
Oluşturulan alt komısyonda DTP'nin hazır-
ladığı önerinin de görüşüleceği kaydedildi.
Çalışma Bakanlığı'nın taslağına, ILO söz-
leşmelerine aykın olarak kısıtlandığı belir-
tilen sendikalı olamayacakJar listesine Cum-
hurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve TBMM
Genel Sekreterliği'nde çalışan sivil memur-
lann da eklendiğı öğrenildi. Çalışma Ba-
kanlığı'nın taslağı ile DTP'nin önerisi ara-
sındakı farklılıklar özetle şöyle:
- DTP, Çalışma Bakanlığı'nın yasak kap-
samında gördüğü Genelkurmay Başkanlığı,
Milli Savunma Bakanlığı, lçışleri Bakanlı-
ğı'na bağlı güvenlik görevlileri ve Adalet
"Bakanlığı personeline sendika hakkı istiyor.
- DTP, tayin, terfı. işten atma, cezalan-
dırma uygulamalannda sendikalann da iş-
verenle birlikte ortak oy hakkına sahip ol-
masını öngörüyor.
- DTP'nin teklifi, memurlara siyasi par-
tilere üye olma hakkı getirirken, il genel
meclisi. belediye meclisi üyelığine seçilmek
için memuriyetten istifa koşulunu kaldın-
yor. Çalışma Bakanlığı'nın taslağı da. siya-
set yasağı kaldınlarak Başbakanlık'a sunul-
du.
- Çalışma Bakanlığı'nın taslağı sendika-
ya üyelikte noter onayı aramazken, DTP, iş-
çi sendikalannm da karşı çıktığı bu uygula-
mayı memur sendikalan için getirmek isti-
yor.
- Her iki düzenlemede toplu görüşmeyi
yetkili konfederasyonun yapması öngörü-
lürken; bakanlık taslağı yapılacak toplugö-
rüşme sonuçlanndan tüm memurlann yarar-
lanmasını, DTP'nin tekJifi ıse üye olmayan
memurlann da yararlanabilmeleri için yet-
kili konfederasyona dayanışmaaidatı öden-
mesi koşulu getiriyor.
- Çalışma Bakanlığı'nın taslağının kabu-
lü durumunda, kurulu bulunan Yargı-Sen.
Asim-Sen gibi sendikalar kapatılacak.
DTP'nin teklifi ise daha geniş kapsamlı bir
kitleye sendika hakkı istiyor.
İHD verileri
Türkiye'de
kadın zor
durumda
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Insan
Haklan Derneği (İHD)
verileri. Türkiye'de ka-
dına yönelik şiddetın
boyutlannı gözler önü-
ne seriyor.
iHD'den edinilen bil-
gılere göre, 1990-1997
yıllan arasında, Güney-
doğu Anadolu'da 85 ka-
dın gözaltına alındı, 5
kadın öğretmen öldürül-
dü. 14 kadın kurşuna di-
zildi, 3 kadmın yüzüne
kezzap atıldı, 5 kadına
tecavüz edildi. 1996'da
Diyarbakır'da 10 yaşın-
daki bir kız çocuğu köy
koruculanmn tecavüzü-
ne uğradı, tecavüz eden
köy korucusu ikinci du-
ruşmada beraat etti.
1997"de KESK'e
bağlı sendika şubelerine
baskın yapıldı, Eğitim
Sen üyesi 3 kadın öğret-
mene bekâret kontrolü
yapılmaya çalışıldı.
1997'de Içel PTT Mü-
dürü, Haber Sen Içel Şu-
be üyesi kadınlaracinsel
tacizde bulundu, müdür
hakkında soruşturma
açıldı. mahkeme halen
devam ediyor.
ÜNTCEF tarafindan
hazırlanan 'Uluslann
Gefişimi' adlı rapor ise
dünyada kadınlann uğ-
radığı şiddetin çarpıcı
bir panoramasını ortaya
çıkardı. UNICEF'in ra-
porunda, dünyada her 5
kadından birinin, yaşa-
mında en az bir kez te-
cavüze uğradığı açık-
landı.
Kamu Emekçfleri Sendikalan KonfederasjonıTna bağlı bir grup kadın, dün KESK'in İstiklal Caddesi
üzerindeki binasıönündetoplanarakGalatasaray Lisesi önüne kadar yürüdü. KESKü kadınlar,liseönün-
de basuı açıklaması okuyarak kadınlara yönelik şiddeti protesto ettiler. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK)
'Dayakatan kocalareğitilsin'
İSTANBUL / ANKARA
(Cumhuriyet)- 'Dünya Kadına
Yönelik Şıddete Son Günü'nde,
kadınlar Aile fçf Şiddetin
OnJenmesi' yasasının bir an önce
çıkmasuu istedi.
25 Kasım •Dünya Kadına YöneBc
Şiddete Son Günü', dün kadın '
örgütleri tarafindan düzenlenen
çeşitli etkinliklerle kutlandı.
tstanbul Barosu'nda bir toplantı
düzenleyen İstanbul Barosu Kadın
Haklan Komisyonu, 55.
Hükümet'in aile içi şiddetin
önlenmesi için gerekli yasai
düzenlemeleri yapacağına dair
verdiği sözleri tutmadığını
belirterek. "Bu tasannın acilen
yeniden eie ahnmasını ve ailenin
temel gereksinimlerine uygun
biçüne dönüşrürülmesini istiyonız"
dedi. Komisyon Başkanı Avukat
Dr. Tennur Koyuncuoğlu, şiddet
uygulayan kişiye yönelik 'eğitim
ve iyüeştinne' önleminin
alınmasını istedi. Mor Çatı Kadın
Sığınağı Vakfi'nda düzenlenen
toplantıda ise, kadına yönelik
şiddette namus adına işlenen
cinayetlerin 'kitiesel kattiama
dönüştüğüne' dikkat çekilerek,
"Bir an önce kadınlann can
güvenliğiııi sağiayan yasalann
çıkanlmasını ve sığınma evlerinin
kurulmasını istryoruz" denildi.
Eğitim Sen de yaptığı yazılı
açıklamada. "Tecavüze uğrayan
kadınlann bizler de oJabileceğimiz
büinciyle suçlulann sadece
yapaniar degil, bunu meşru lalan
sistem olduğunu da bifiyonız"
denildi. Kamu Emekçileri ;.
Sendikâsı Ankara Şubeleri İf.
Platformujda kadmlara
yönelik şiddet, saldın ve cinsel
tacizle ilgili bir basın açıklaması
yaptı. Kızılay Postanesi önünde
toplanan kadınlı erkeklı yaklaşık
50 kişiiik grup, kadın ve aileden
sorumlu Devlet Bakanı
Işılay Saygın ve Batman V'alilıği'ne
birer mektup göndererek kadına
yönelik şiddeti kınadıklannı
belirttiler.
CHP Genel Sekreter Yardımcısı Yerlikaya'dan Susurluk'la ilgili çarpıcı iddia
6
Uçüncü bir araba vardı'ANKARA (UBA) - CHP Genel
Sekreter Yardımcısı Sinan Yeıüka-
ya, Susurluk kazasının meydana
geldiği sırada"Yeşil" kod isimli
Mahmut Yıldınm'a götürülmek
üzere yüklenen silah ve eroinle do-
lu üçüncü bir araba olduğuna yöne-
lik bilgilere ulaştığını açıkladı.
Yerlikaya, yaptığı açıklamada.
Türkiye'yi sarsan devlet- mafya-si-
yaset ilişkilerini ortaya çıkaran Su-
surluk kazasıyla ilgili olarak, kaza-
nın yıldönümünde gündeme gelen
"üçüncü arabar
tartışmalanna ye-
ni bir boyut kazandırdı. Yerlikaya,
kendisini Mersin'den arayan bir ki-
şinin. ismini ve telefon numarasını
da vererek, kazayla ilgili bazı açık-
lamalardabulunduğunu anlattı. Yer-
likaya, şunlan söyledi:
"Başbakan Yılmaz'm Budapeş-
te'de yumruklanmasmdan önce be-
ni Mersin'den arayan vatandaş. Su-
surluk kazasında eroin ve silah yük-
lü üçüncü bir arabanın olduğunu,
kazadaölenlerin sanıldığı gibi Istan-
bul'a değil, Bursa'>B gittiklerini ve
silahla eroini. kendilerini Çefik Pa-
las Oteti'ndc bekieyvn Yeşil'e ilete-
celderini söyledL Can güvenliği oJ-
madığı için ismini acıklamamamı is-
teyen kişi. Yeşil'in bu malı alıp Ber-
Hn ya da Budapeşte'\e götüreceğini,
Bertin'de Türİdyemspor >önetidle-
ri. Budapeşte'de de Elazıp İsmail
Koçka>a üstünden dağıtacağını bil-
dirdi Bu İsmail Koçkaya ve Başba-
kan'ıyıımruklavan Vev^el Özerdem
de Yeşil'inElaağ'dankomşuian. Ya-
ni birbüierini ivi tamvoriar."
Yerlikaya, seçim bölgesinde yap-
tığı incelemelerde vatandaşlann,
Yeşil'in, Çatlı'yla beraber 1995 se-
çimlerinde Elazığ DYP Millen'eki-
li Mehmet Ağar için çalıştığını bil-
dirdiklerinı de söyledi. Yerlikaya,
"YeşflveÇatfc'mn Ağariçin çahştık-
lan, vatandaşlar tarafindan bize ile-
tilh or. Dahaönce Hasan Can \« Me-
tin Kaya'mn öldürülmesinde de
Çath'nınrol akhğı bize söylenmiştr
dedi.
Yeşil'in, Etibank Elazığ Ferro
Krom Tesisleri'nde işçi olarak gös-
terildiğinı ve devletten para aldığı-
nı, kendisinin aylar önce açıkladığı-
nı da anımsatan Yerlikaya, Tunceli
ve yöresinde yakalanan ve itirafçı
olan PKK'lilerden Yeşil gibi kulla-
nılanlann olduğunu söyledi.
Yerlikaya. "İsimlerini,çokgizlitu-
tukhığu için tcspit edemedik. Ama
Yeşil gibi kullanılan çok kişi var. Da-
ha geçen hafta Elazığ'da 3 itimfcının
sözleri üzerine esnafi toplavıp sor-
guya çektiler" diye konuştu.
Yerlikaya, Yeşil'in öldügüne yö-
nelik söylentilere de değinerek
"Basbakan'ın, öldürüldüğüne yö-
nelik açıklamalan yabana aolma-
malı. Başbakan. mutlaka önemh*
ka\ naklardan edinmiştir bu bilgiyi
Ama ben. cesedi orta>î
a çıkmadan
öldügüne inanmam" dedi.
Yeşil'in en son 8 Şubat'ta kendi-
sini aradığını belirten Yerlika-
ya,"Temmuzayınakadarda karde-
şi \e bir hemşerisi aracıhğryla yaşa-
dığını öğrendim. İki a>dır ise bflgi
alamıjionun'' diye konuştu.
Sendika
Yasa
taslagına
tepkiler
sürüyor
• KESK Genel
Başkanı Siyami
Erdem, 11
Aralık'ta tüm kamu
çahşanlarının
üretimden gelen
güçlerini
kullanacaklannı
söyledi.
Ekonomi Servisi -
Bakanlar Kurulu'nda
önceki gün görüşülen,
memurlara grevsiz ve
toplusözleşmesiz sen-
dıkalar yasası taslagına
tepkiler sürüyor.
Kamu Emekçileri
Sendikalan Konfede-
rasyonu (KESK), tas-
lağın 'grevvetoplusöz-
leşme' hakkı getirmek-
sizin yasalaşması duru-
munda 'üretimden ge-
len gücünü kullanaca-
gı' uyansmda bulundu.
KESK Başkanı Siyami
Erdem, sendika talebi-
nin uluslararası yasala-
ra ve anayasaya aykın
olmadıgını belirtti.
*** Hükümetin * kamu
'
Jt
çalışanlannın örgütlen-
mesini kısıtlamak ve
daha etkisiz hale getir-
mek gibi bir siyasi tu-
tum içerisinde olduğu-
nu söyleyen Erdem
"BunedenkKESK,ey-
lem programını sürdü-
recek ve 11 Aralık'ta
yüz binlerce kamu
emekçisinin üretimden
gelen gücünü kuilana-
cakür" dedi.
Kamu Sen Genel
Başkanı Resul Akay ise
TBMM'ye bugüne ka-
dar sunulan 6 kanun
teklifînin hiçbirinde
memurlara grev hakkı
tanınmadığına dikkat
çekti. Akay, "Meclis'in
bütün paritileri arasın-
da böyle bir mutabakat
var. Biz tabii ki grev
hakkı istiyonız. Ama şu
anda bu oluşamıyorsa
mevcut durumun der-
hal yasalaşmasını isti-
yoruz" diye konuştu.
Memur Sen Konfe-
* derasyonu Başkan Yar-
dımcısı Kamil Erdo-
ğan da, "Bizim görüşü-
müz, memur sendika
yasasının bir an önce
çıkması, ancak grevtt-
toplusözleşmeü olarak
çıkmasıdır. Çıkmaya-
caksa memur kendini
ortaya koyar, hakkım
ahr" dedi.
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oral.calıslar(â raksnet.com
Susuriuk'ta ortaya çıkanları
yargıda bir türlü neticeye bağ-
lamak mümkün olmuyor. Su-
surluk'un dnemli ayaklanndan
birisi olan Ömer Lüttlü Topal
cinayetinin sanıklan da tahliye
edilince, işler iyice zorlaştı. Or-
tada cinayetler var, uyuşturucu
ticareti var, susturucu takılmış
silahlar var, ama bu suçlann fa-
illeri yok. Yargılananlardan he-
sap soaılacağı umudu giderek
kayboluyor. Çete davası sanık-
lan, kendileriyte ilgili iddialaröne
sürenlere şu yanıtı verdikleri an
ış bitiyor: "Onlar vatan haini biz
ıse vatanseveriz. Ne yaptıysak
vatan için yaptık."
Susuriuk'un arkasında neler
olup bıttiğjni araştınrken MHP
kongresi imdadımıza yetişti.
Kongre salonu "Susurluk ova-
sı, Bozkurtlannyuvası"s\ogar\-
larıyla inliyordu. MHP'lileraçık-
ça orada olan bizdik, öyle de-
rinlemesine araştırma yapma-
nıza gerek yok diyorlardı. Bu
noktadan itibaren işler biraz ça-
tallaşsa da yine de adresin bir
'Susurluk Ovası Bozkurt Yuvası'
kısmını oğrenme olanağımız or-
taya çıkıyor. Neden mi çatalla-
şıyor? Özel Tım'in başı ibrahim
Şahin, tahliye plduktan sonra
MHP'lilerle görünmeye ve on-
laria ayrlı kaderi paylaştığı me-
sajını vermeye özel bir gayret
gösteriyordu.
İbrahim Şahin'in timlerinin
tüfeklerinin kabzalanndaki boz-
kurt ambternleri de bu Tim'in si-
yasi nitetiğinj açıklıyordu. Zaten
yargılanan Özel Tim'cilerin ül-
kücü olduklan, MHP'lilerle ya-
kınlıklan gözden kaçmıyordu.
Peki Susurluk bozkurt yuvası
ise bu yuvada kimler yer alıyor-
du? Abdullah Çatlı'nın bura-
daki önemli bir bozkurt olduğu
biliniyor. Peki ya yargılanan
Özel Timciler, onlar Susurluk
ovasındaki bozkurtlar değil
miydi?
Susurluk olayı nedeniyle şu
anda hiç tutuklu kimse kalma-
dığına ve Özel Timciler de ken-
dileriyle ilgili iddialan reddettik-
lerine göre Susurluk ovasında-
ki bozkurtlar kimdi? Milletvekil-
lerinin dokunulmazlıklan da kal-
dınlamadığına göre Susurluk
ovasındaki bozkurtlann kim ol-
duğunu bir türlü öğrenemeye-
ceğiz.
Ben merak ediyorum, bu ül-
' kede binlerce cinayet işlendi,
uyuşturucu ticareti yapıldı ve
yapılmaya devam ediyor. Yargı-
sız infazlar yapıldı, gazeteciler
dövülerek öldürüldü.
Bütün bu davalarda ülkücü-
ler, kendilerini taraf olarak kabul
ediyorlar. Bir yandan MHP ör-
gütleri uyuşturucuya karşı mü-
cadeleafişleriasıyoriar, bir yan-
dan her türlü kainunsuz olaya
kanşmış, uyuşturucu, çek-se-
net mafyası işiyle uğraşan kişi-
lerin yargılanması sırasında, du-
ruşmalara gidıp onlara sahip çı-
kıyoriar.
Bir siyasi partinin böyle bir
görünüme bürünmesi ve bunu
açık açık ifade etmesi, Türki-
ye'nin içinde bulunduğu duru-
mu göstermeşi bakımından ib-
ret verici. Türkiye, Susurluk
skandalıyla çalkalanıyor, devlet
içıne yuvalanmış çetelerin işle-
ri ortalığa saçılıyor, tam bu sıra-
da milliyetçi olduğunu söyleyen
bir partinin kuruitayında, "Su-
suriuk ovası bozkurtyuvası"di-
ye şlogan atılıyor.
Üstelik bu partinin şu anda-
ki oy oranı da yüzde 9 civann-
da gözüküyor. Yani toplumun
yüzde 9'u sanki bu tür bir sahip-
lenmeden hoşlanıyor. Susur-
luk'ta ortaya dökülen kiriiliği
kendi malıyrnış gibi sahipleni-
yor. Ortada bir gariplik yok mu?
Neden bütün bunlarolabiliyor?
Neden toplumun en azından
yüzde onluk bir kesimi, bu tür
bir manzarayı kendi parçası
olarak kabul edip içine sindiri-
yor.
Şıkıntı burada. Türkiye'de iş-
ler öylesine çığnndan çıkmış ki
milliyetçilikle çok çeşitli kanun-
suzluklar birbirine kanşmış du-
rumda. Bu iç karartan manza-
ranın, milliyetçiliğin bu ölçüde
yozlaşmasının, belki de önem-
li nedenlerinden birisi, Güney-
doğu'da son yıllarda yaşanan-
lardır. Biliyorsunuz, uyuşturucu
ticaretinin, faili meçhullerin
merkezi orasıydı. Orada vatan-
sever Türk milliyetçileri, bu ey-
lemlerin başını çektiler, bütün
bunlan da vatan için yaptıklan-
nı açıklamaktan geri durmadı-
lar.
Her şeyin vatan için olduğu-
nun ne anlama geldiğini çöz-
meye çalışıyorum. Evet her şey
vatan için de Susuriuk'ta orta-
ya çıkan susturuculara sahip
çıkrnanın vatanla, siyasi partici-
likle nasıl bir ilgisi var bir türlü
anlayamıyorum.
"Susurluk ovası bozkurt yu-
vası" sloganı aşın Türk milliyet-
çiliğinin geldiği noktayı göster-
meşi bakımından ibret verici.
GLOBALPOLİTtKtfLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Çok BaşamlıBir KUPUIUŞ: MF
Günümüzde, bir Güneydoğu Asya ülkesindeki, ba-
zı bankalar battığı için Brezilya, Rusya ve hatta Es-
tonya'da piyasalar dalışa geçiyor ve ülke ekonomi-
leri ressesyona giriyor, yüz binlerce insan işsiz kalı-
yor, bundan çok daha geniş bir nüfus, bir anda yok-
sullaşıyor. Dünya piyasalannda bu derecede ileri bir
entegrasyonun sağlanması nda IMF'nin payı büyük.
IMF, artık adeta mitolojik hale gelen imajını ye gü-
cünü esas olarak 1980'lerde, Üçüncü Dünya Ülkele-
ri'nı etkileyen borç knzı sırasında kazandı. 0 zaman
borç krizi içinde olan ülkelere "yardıma koşan" IMF,
bu yardıma karşılık, söz konusu ülkelerin, ekonomi-
lerinde her türiü denetimi kaldırmalannı ve uluslara-
rası bankaların giriş çıkışına tümüyle açılmalannı şart
koştu. Çağ atlamaya niyetli liderlerin de yardımıyla bu
açılma gerçekleşmeye başladıktan birsüre sonra bu
süreçten esas olarak uluslararası bankalann (alacak-
lannı kurtardıkça) faydalandığı IMF'nin de aslında ki-
me yardıma geldiği daha belirgin bir şekilde ortaya
çıkacaktı.
IMF önderlığinde, uluslararası bankalann danış-
manları ve analıstlen, geJişmiş ülkelerdeki hükümet-
leri de sermayenin uluslararası dolaşımının önünde-
ki engellerin kaldınlması için ıkna ettiler. Böylece ser-
maye hareketleri üzerindeki kontroller, hızla kalktı.
Hükümetler de kendi ekonomilennde talebi değil, da-
ha çok arzı, dığer bir değişle gelirleri değil, maliyetle-
ri düzenleyici, özel sektöru teşvik edici politikalara
öncelik verdiler. Artık ülkeler de birer özel şirket gibi
defterierin (dış ticaret ve bütçe) denkleştirilmesi esa-
sına göre yönetilmeye başlanacaktı, gelir dağılımını
düzeitme ve kalkınma hedefine göre değil.
1980'lerin sonuna doğru, özellikle azgelişmiş ülke-
lerdeki hükümetler ellennın bağlandığını, artık seç-
menlenne verdiklen sözlenn pek bir anlamı kalmadı-
ğını görmeye başladılar. 1990'larda dünya ekonomi-
si birbiri ardına gelen mali zelzelelerie sarsılmaya baş-
ladığında "Atı olan çoktan Üsküdar'ı geçmişti". Ser-
maye piyasalan ve giderek karmaşıklaşan borç enst-
rumanlan artık tümüyle denetim dışındaydı. Doğu As-
ya ekonomileri krıze giımeye başladığından, yalnız-
ca bu bölgede dolaşan borç enstrumanlannın toplam
hacmi 6 trilyon dolan geçmişti.
Bu arada, IMF başandan başanya koşuyor, yedisi
geçen 24 ayda (1996: Meksika 17.8 milyar-toplam
paket 50 mılyar; 1996: Rusya, 10 milyar; 1997: Fili-
pinler, 1.1 mılyar; Tayland 3.9-toplam paket, 17 mil-
yar; Endonezya 10 milyar-toplam paket 40 mityar,
Güney Kore 20 milyar-toplam paket henüz belli de-
ğil 60-100 milyar deniyor) olmak üzere on bir önem-
li kurtarma operasyonu gerçekleştiriyordu. Tüm de-
netleme çabasına karşı kahramanca direnen banka-
lar ise büyük servetler topluyor, dünyanın geri kalanı
daha da yoksullaşıyordu. Hem IMF kurtarma operas-
yonlan sayesınde alacaklarını kurtaran ve yeni piya-
salar elde eden uluslararası bankalann esasen ABD
kaynaklı, hem de IMF'nin ABD denetiminde olması
1990'larda literatüre "VVashington konsesüs" kavra-
mını soktu.
IMFşimdi Uzakdoğu ülkelerini "kurtarmakla"meş-
gul. Ancak bu sefer söz konusu olan, Güney Kore
gibi dünyanın 12 büyük ekonomisi ve 60-100 milyar
dolariık bir paket. Üstelik çok korkutucu bir şekilde,
Japonya'da acaba bir gün IMF e/ine düşer mi gibi so-
rular soruluyor. Bu yüzden olacak, şimdi IMF'nin ro-
lü ve etkinliği sorgulanmaya başlandı. IMF, dünyanın
her tar,afına uzmanlar göndenyor, hükümetlere akıl
yeriyor ve dünya ekonomisini şekillendiriyor. Ancak
giderek ortaya çıkan şu ki her yere bulaşan, milyar-
larca dolan kontrol eden, IMF'nin dayattığı paketle-
rin içeriği. gerçek boyutlan hep gizli kalıyor. Wall Stre-
et Joumal gibi muhafazakâr gazetelerde bıle şiddet-
le eleştirildığı gibi müşterilerini şeffaflaşmaya zoriayan
IMF'nin kendisı şeffaf değil. Bu paralar nereye gidi-
yor, etkileri ne oluyor? Nıye bilmiyoruz? WSJ, ulusla-
rarası yat/nmcılann hazırlıksız yakalanmasından kor-
kuyor, IMF ise recete yazdığı ülkedeki siyasi tepkiden
korktuğu için gizlilıkte ısrar ediyor. Öyle ya, 1998'de
yüzde 5.6 ekonomik büyüme bekleyen Güney Kore
halkına "IMF istiyor, şimdi ekonomik büyüme ekşi
yüzde 2 olacak" demek, sonra idam listesi açıklar gi-
bi paketin aynntılannı açıklamak kolay mı?
Dünya ekonomisini bir kaosa çevirmeyi başaran
IMF'nin sonsuza kadar etkinliğini sürdüremeyeceği-
ni gösteren işaretler de var. Japonya, ABD ve IMF'nin
tüm direnmelerine rağmen, IMF ve VVashington kon-
sesüs dışında, farklı önceliklerle kredi verecek, 100
milyar dolar hacminde bir Asya Para Fonu oluştur-
ma çabası içinde. Eğer Asya krizi derinleşmeye de-
vam ederve dünya ekonomisii 930'lara benzer bir or-
tama girer, IMF'nin serbestleştirme ve denetimleri
kaldırma politikaları da savunulamaz hale gelirse,
IMF'yi de tarihin tozlu raflarına kaldırmak gerekebilir.
lyi de bu biraz "testi kınldıktan sonra.." diye başla-
yan deyişi hatırlatmıyor mu?
Dokunulmazlıgım kaldırılsın'
CHP'K Işık'tan
örnek davrams
ANKARA (UBA)-TB-
MM'de bazı milletvekille-
rinin dokunulmazlıklan
aylardır kaldınlamazken,
hakkında fezleke düzenle-
nen CHP Sıvas Milletve-
kili Mahmutlşık. örnek bir
davranış gösterdi ve Mec-
lis Başkanlığı'na başvura-
rak dokunulmazlığının
kaldınlmasını istedi. CHP
Sıvas Milletvekili Mahmut
Işık,2908SayıhDernekler
Yasası'na muhalefetten
düzenlenen dokunulmaz-
lık fezlekesinin Meclis
Adalet Komisyonu'na u-
laşmasınm ardından hare-
kete geçerek, yargıç önüne
çıkmak için Meclis Baş-
kanlığı'na başvurdu.
Susurluk olayı ile ilgili
Mehmet Ağar ve Sedat
Edip Bucak hakkında dü-
zenlenen fezlekeler aylar-
dır komısyonda bekleme-
sine karşın. Işık, kendisi
hakkındaki fezlekenin Ge-
nel Kurul'da bir an önce ele
alınmasını istedi. Işık,baş-
vuru dilekçesınde, "Baş-
kanhğınıza intikal etmiş ve
şu andaAnayasa Komisyo-
nu'nda bulunan 2908 Sayı-
b Dernekler Vasası'na göre
dokunulmazlığımın kaldı-
nlması Ankara Cumhuri-
yet Saveılığı'nca talep edil-
mektedir. Adı geçen savcı-
hktahakkımdaaçümışbu-
lunan davada ifade vererek
yargılanmak istivorum.
DokunuhnazhğuTun kaldı-
nlmasınıarzederiın" dedi.
TBMM Başkanı'ndan
dosyasınm zaman yitiril-
meden Genel Kurul'a in-
dirilerek görüşübnesini ve
dokunulmazlığının kaldı-
nlmasını talep eden Işık,
"Türkiye kamuoyunun
yüzde80'i dokunuimazhk-
lann kaldınlması konu-
sunda ısrarh. Bu durumda
ben onlann temsikisi ola-
rak bu zırha büriinemem.
Benim hakkımda da yargı
Dernekler Yasası'na mu-
halefetten fezleke düzenle-
miş. O zaman Meclis be-
nim dokunulmazlığumı he-
men kaidırmab ve ben de
normal vatandaş gibi yar-
gı önüne çıkmahyım" diye
konuştu.
Işık, dokunulmazlığı
kaldınlıncaya kadar mah-
kemenin çağnsına da uya-
cağını ve duruşma günü gi-
derek "normal vatandaş
gujj" hâkim karşısına çıka-
cağını ifade ederek "Yargı-
nın önünü açmak için do-
kunulmazlıgım kaldınl-
masa bfle hâkimin karsısı-
na gidip 'Beni yargılayın'
diyeceğim" görüşünü dile
getirdi.