18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 KASIM 1997 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 I Y I• istanbul PB 16 Edime PB 11 Kocaeli PB 14 Çanakkale PB 15 Izmir PB 2? Manisa PB 17 Aydın 21 Denizli PB 17 Zonguldak PB 12 Antalya Sınop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehır Konya Sıvas PB PB PB PB PB PB PB PB 1b 15 15 16 11 10 11 11 Adana PB 20 Mersın Oıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van PB PB PB PB PB PB PB 20 16 18 13 14 9 8 20 Kars PB 8 3 ^ /"•—o — •Ankara V_^- ^~' .Adat ^ / Erzurum \Hakkarl Yurdun güneybatı ke- sımlerı parçalı yer yer çok bulutlu, Güney Ege kıyıları ıle Batı Akdenız kıyılan sağanak ve gök- gurultülu sağanak ya- ğışlı, öteki yerler az bu- lutlu geçecek. Marma- ra ıle yurdun ıç ve doğu kesımlennde yer yer sıs görulecek. Hava sı- caklığında önemli bır değışıklık olmayacak. Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn HB K PB PB PB PB PB PB 0 0 2 12 7 8 11 12 Münih PB 9 Mılano Bertın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB Y PB PB PB Y Y 2 8 14 5 8 7 16 18 Y 15 Moskova K Aşkabat Almatı Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire B B B PB B PB Y 4 0 4 12 1 11 23 Şam 19 0Açık Parçalı bulutlu i Sıslı fT" 1 "!, BUut L > Çok bulutlu • Yağmurlu Kart Sulufcar k Gck güruttülü G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada lisinden üçünü mahkeme salıverdi. Tahliyeleri yorumlamasını isteyen gazetecileri, -Romanya'dan 'iş gezisi'nden dönerken uçakta- "Baba" Cumhurbaşkanı Demirel, bir güzel azar- lıyor "Yargıyı rahat bırakın beyler" diyor. Başüstüne! Ama neden böyle söylüyor kimi ga- zetecılerın "Baba"s\: Böyle söylüyor; çünkii bir sonrakı cümlede "bastnın kendini yargı yerine koy- duğuna" inandığını ifade ediveriyor. Oysa; "Baba", kimi yazariarın havada karada her söylediğini onaylayıp öven yorumlarını pek be- ğeniyor olmalı ki, bu tür irdelemelere "Kendinizi Çankaya yerine koymayın" gibi sert bir cümleyle karşı çıkmıyor. Cumhurbaşkanı'nın üzerine gelmesıne medya- nın fazla ses çıkarmayacağı anlaşılıyor. Ne var ki, aynı gün VVashington'dan gelen haber Demirel'i göreve çağırıyor. AFP gibi ünlü bir haber ajansı, ABD'nin Anaya- sa Mahkemesi'nde süren RP'nin kapatılmasıyla il- gili davayı yakından izlediğini bildiriyor ve sonra: Hürriyet'te yer alan habere göre, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü James Foley, konuyla ilgili bir soruyu, "Türkiye 'deki çok partili demokratik siste- me güvenimizin zedelenmesiyle sonuçlanacak 'her türlü kararı endişeyle' karşılanz" diye yanıtlı- yor. Dikkat: "Her türlü kararı endişe ile karşılamak" diyor ABD. Bağımsızdevleti, bağımsız yargıyı savunmage- rekçesı altında Topal davasındaki üç tahliyeyi so- ran gazetecileri tersleyen Cumhurbaşkanı Demi- rel, bu cümlenin ıçeriğinde yatan yargıyı etkileye- cek her olasılığı göz önünde tutarak, ABD Dışişle- ri Bakanlığına: "Beyler, beyler; Türkiye'deki yargıyı rahat bıra- kın" diyebilecek mi? Buyursunlar görelim! Laf lafı açar Bir başka noktayı daha anımsatmak gerekiyor Cumhurbaşkanı'na: Genelkurmay'ın davetlisi ola- rak Güneydoğu'ya gıden gazetecilerin dönüşte "devletin üniteryapısını tartıştıklan" anımsatıldığın- da yine sert çıkıyor: "Devletin üniteryapısını kimse tartışamaz" diyor. Peki ama, hani bir tarihte, her makamdan çalan sazlı sözlü tartışmalan içeren "Konuşan Türkiye" savı nerede kaldı? Şeytan aldı götürdü mü? Belki de hikmet-i dev- lettir. Nedir ne değildir, bilinmez, sorulmaz, söylen- mez. Sadece devletimizi yönetenlere özgü bir de- mokratik haktır "konuşan ö/reyj';p|rça^f„,,,„ ^ t _ rJe var ki, üç tahlfye beri yandan bir ikırici dev- letlûmuzun dün ve bugün söylediklerindeki çarpı- cı aykırılığı ortaya döküyor. Medyamız tahliye duruşmasındaki önemsene- cek bir olayın yeterince üzerinde durmadı. Mahkemede -TV'lerden izledik- Başbakan Yıl- maz'ın yazılı ifadesi okundu. Yılmaz, mahkemeye bu davayla ilgili "elinde bant ve belge olmadığını" bildiriyordu. Oysa, an hafıza-ı beşer ah! Mesut Yılmaz, ana muhalefet lideri iken aynı konuda "elinde bant ve belgeler" olduğunu açıklamış, kamuoyunu ayağa kaldırmıştı. Bu ikı farklı, ne ki farklı demek bile yanlış, birbi- rini yalanlayan ifadeler Başbakanımızın çok du- yarlı olduğunu söylediği "güvenirliğine" sadece küçücük bir gölge mi düşürüyor? Yoksa?.. Şımdi önümüze iki olasılık çıkıyor: Ya bürokrat- lar ana muhalefet liderini aldattı. Bant var dedi, belge var dedi. O da bant ve belgeler eline geç- meden kamuoyuna patlattı. Ya da... Evet ya da; bürokratlann anlattığını Yıl- maz. ola ki yanlış algıladı! Başbakan ıle çok yakını Devlet Bakanı Eyüp Aşık, TBMM'deki Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı RP'Iİ Mehmet Elkatmış ın, söylediği sı- rada yadsınan savlannı yineliyorlar; - "MIT'ten ve Genelkurmay'dan bilgi alamıyorvz." 1 Yok birbııierinden farkı! Ne olacak bu memleketin hali? 6 Şapka, içindeki kafaları da değiştirdP • Baştarafı 1. Sayfada de etti. Özümert aynca Başbakan Mesut Yümaz'ın eşi Berna Yılmaz'a bir faks geçerek parlamenter eşlerinin • şapkalannı giyerek Anıtkabir'i ziyaret etmelerinin anlam- lı bir mesaj olacağını belirttiklerini anlatn. CHP İstanbu! İl Kadın Kolu da Şapka Kanunu'nun çı- kanlışınm yıldönümü nedeniyle çeşitli etkinlikler düzen- ledi. Sıraselvıler Caddesi'ndeki CHP tstanbul il binası önünde toplanan CHP'ii kadınlar, ellerinde Atatürk pos- terleriyle "Dağ Başı- nı Duman Almış" marşını söyleyerek Taksim Cumhuriyet Anıtı 'na kadar vûrü- düler. CHP Kadın Kollan İstanbul İl Başkanı Muazzez Çelebi'nin anıta çe- lenk koymasının ar- dından saygı duru- şunda bulunuldu ve tsriklal Marşı okun- du. Çelebi, anayasa- mn 174. maddesin- deki devrim yasala- nnm korunması hük- münün hayata geçi- rilmesini ve aykın davrananlar hakkm- da gerekli yaptınm- lann uygulanmasını istediklerini vurgula- dı. Daha sonra şair- yazar Dursun Öz- den, CHP Istanbui il binasında Küba'da Atatürk konulu bir s- layt gösterisi sundu. ŞAPKA KANUNU 25 Kasım 1925 tarihinde çıkan ve tam adı "Şapka Iktisası Hakkında KanurT olan Şapka Kanuna kalpak ve serpuşun giyilmesini yasaklayarak kamu görevlileri için şapka giyme zorunluluğu getirdi. Kanun çıkmadan önce Atatürk, ağustos ayında Kastamonu'ya yaptığı bir gezide halka şapkayı tanıtmış daha sonra çıkanlan bir kararnameyle de kamu görevülerine şapka giyme zorunluluğu getirilmişti. Atatürk'ün Kastamonu gezisinden kısa süre sonra çıkan 671 sayılı Şapka Kanunu "Türk halkmın unumi serpuşu şapkadır" hükmünü getiriyor ve kükümeti buna aykın olan uygulamalan yasaklama konusunda yetkili kılıyordu. Inan'ın istifası bunalımı çözdü • Baştarafı 1. Sayfada bulunduklannı söyledi. Yılmaz. komisyon sorunuyla ilgili olarak "CHP haklı olarak bu durumun düzettümesini istedi. Ben de, bu durumun bizim iç meselemiz olduğunu ve gerekli tedbirin alınacağını söyledim*" dedi. Yümaz-İnan gÖrüşmesi Başbakan Yılmaz. CHP liderinin ardın- dan dün Inan'la bir araya geldi. Bu görüş- meden sonra Inan, Dışişleri Komisyonu Başkanhğı ve üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin dilekçeyi TBMM Başkanlığı'na sundu. Bu göreve, ilk toplantıda CHP Samsun Milletvekili Murat Kara\ak;ui'ın seçilmesi bekJeniyor. Yılmaz'ın, Inan'ı ilk değişiklikte kabineye alma sözü verdiği kulislerde dile getirildi. Inan: Sıkıntı duvuvorum Istifasının ardından gazetecilerin soru- lannı 'kırgın' bir tavırla yanıtlayan Inan, bır komisyon başkanlığının. koalisyonun kaderi haline getirilmesinden rahatsızlık duyduğunu belirtirken. "Ancak, >-a hükü- met ya başkanhk noktasına geldik. Benim sorumiuluğum vardı. Sonuçta şahsi feraga- d tercih ettim. Bana oy veren arkadaşlar adına sıkıntı du>ii>orum" dedi. Yılmaz, ikili görüşmede. Baykal'dan hü- kümete ve bakanlara yönelik gensoru ve sonışrurma önergelerini desteklemeden önce kendilerinden bilgi almasını istediği- ni söyledi. Yılmaz, "Gensonınun muha- tabı aslında benim. Bakan arkadaşımın eiiyle yapılan yanlış tasarruf söz konusu de- ğikHr'' dedi. CHP lideri ise, TBMM'nin denetim göreviyle ilgili tavırlannı aynen sürdürdüklerini vurgulayarak "Denetim yollannm sonımluluk içinde kullamlması gerektiğine inanıyoruz. Siyasi engelleme aracı olarak bakılmamak Her olayı kendi çerçevesinde inceleyeceğiz'' diye konuştu. 'Başbakan'ın tutumu şövalyece' Gazetecilerin, Yılmaz'ın Topçu genso- rusuyla ilgili sözlerini anımsatarak yönelt- tikleri sonılara da Baykal, "Başbakan si- yasi sorumluluk anlayışmı ifade ederek ba- kanbgm uygulamalanna sahip çıktı. Baş- bakan'a yakışan sövalyece bir tutum. Gen- soruy la iİgili olarak heniiz karar almadık. Arkadaşiarla konuşac.ıgız. fddialan doğ- rudan destekJemekya da hükümeti savun- mak gibi seçenekler dışuıda bir tavır koy- maolanağınuzdavar''yarurını verdi. "Hü- kümet krizi var mı" sorusuna da Baykal, "Kriz yok. CHP'nin kriz yaratma anlayışı jt)k" karşılığını verdi. Baykal' ın görüşmede, Karadeniz otoyo- luna ilişkin basında çıkan haberlerle ilgili olarak "Sözlerim yanlış anlaşddj. Biz ne muhalefetin iddialanna sonuna kadar sa- hip çıkanz ne de hükiimete sonuna kadar destek veririz. Önümüze gelen konuyu in- celer. karannuzı ona göre veririz" dediği bildirildi. Doğalgaz anlaşması • Baştarafı 1. Sayfada mina ilişkin geçen ay yaptığı ön anlaşma. Türkiye'nin siyasi sorunlar yaşadığı Rus pazanna artan bağımhlığıyla sonuçlana- cağı kaygısını da gündeme getirdi. Ancak Ankara. doğalgaz kaynaklannı çeşitlendirerek bu kaygılan giderme poli- tikası izliyor. Türkiye'nin alabileceği sıvı- laştınlmış doğalgaz pazarlan arasında, Amerikan .\moco Fırmasının ışbirliği yap- tığı Mısır, yine Amerikan Total ve Hunt firmalannın yatmm yaptığı Yemen gibi ülkeleryeralıyor ABD, Iran gazı yerine sı- vılaştınlmış doğalgaz ile Azeri, Kazak, han'a taşınması konusunda Ankara'ya her türlü siyasi desteği vermeye hazır olduğu- nu bildirmişti. lran'akarşıuyguladığıam- bargonun en fazla Türkiye'nin işine yara- dığına işaret eden ABD, ekonomik ve coğ- rafı olarak yabancı petrol firmalannın işi- ne daha fazla gelen Iran pazannın Hazar petrollerine açılması halinde, Türkiye'nin hiç şansı kalmayacağına dikkat çekiyor. lran'ın Basra Körfezi'ndeki termina- linden ulaşacağı Uzakdoğu pazan, bu pa- zarda talebin yüksek olması nedeniyle Ha- zar petrollerini işleten firmaiar tarafindan tercih edilmesine karşın Amerikan ambar- gosuna takılıypr. Vasat orgutu davasında 12 tahliye ADANA(AA)-Gazi- antep Sanayı Fuan'nda 1 kişinin ölümü, 19 ki- şinin yaralanması ola- yından sonra yakala- nan ve yasadışı Vasat örgütüne üye olmaktan tutuklanan 15 sanıktan 12'si Adana DGM'de görülen duruşmada tahliye edildi. Duruş- mada, savcılık tutuklu sanıklardan Şahmer- dan San, Mehmet Yıl- dınm ve Burhan Kara ile halen firarda olan Mehmet Kurt ve Ab- dulmelik Altun için TCK'nin 1461. mad- desı gereğince idam ce- zası istedi. Batman'da linç girişimi BATMAN (AA) - Batman'ın Beşiri ilçe- sinde, 3 kişiye fiili li- vatada bulunduklan iddiasıyla mahkemeye çıkanlan ve aralarmda 75 yaşmda bir kişinin de bulunduğu 8 sanık, vatandaşlarca linç edilmek istendi. Va- tandaşlar, sanıklann, sıkı güvenlik önlemle- ri altında bindirildikle- ri panzer ve askeri araçlan taş yağmuru- na tuttu. Sanıklann iş- yerlerini de tahrip e- den vatandaşlar, güç- lükle yatışünldı. 1. Tarım Şûrası Ankara 'da başladı Ecevit: Ulusaltarım politikasıoluşturulmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Mesut Yılmaz. tanm sektörünun sorun- lannın günübirlik politıkalarla çözülemeye- ceğinı \Tjrgularken, popülist uygulamalar- dan uzak durarak 'fijat ve gelir istikranm" sağlamayı amaçladıklarını söyledi. Başba- kan Yardımcısı Bülent Exe\it, tanmın sorun- lanna bılimsel yaklaşılması ve ulusal tanm politikasının oluşturulması gerektiğini kay- detti. DYP Genel Başkan Yardımcısı Nec- mertin Cevheri, Tanm ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar'ın "tanm sektöründe devlet potitikası oluşturulamadığı' yönündeki söz- leri üzerine toplantıyı terk etti. 1. Tanm Şûrası dün Ankara'da başladı. Şûranın açılış törenıne katılan Başbakan Yıl- maz, Türkiye'nin tanmda kendi kendine ye- ten 7 ülkeden birisı olma özelliğini yitirdıği- ni, tanm ürünü ihraç eden değil, ithal eden ülke konumuna geldiğini anlattı. Ülkede si- yasetçilerin popülist olma luksünün kalma- dığını kaydeden Yılmaz. "Çözüm bekleven sorunlar içinde boğulan vatandaşı sadece bir seçmen olarak görüp, ait olduğu sosyal taba- kayı da boş vaatlerle oy deposu haline getir- mc da\raruşL en çok tanmla uğraşan kırsal kesimi mağdur etmektedir" dedi. Başbakan Yardımcısı Ecevit, Türkiye'nın tanm sorununa bilimsel açıdan yaklaşma za- manının geldiğini vurgulayarak, Türk tanmı- nm son yıllarda ihmal edildığini kaydetti. Hayvancıiık alanında da ithalata gidildiğine dikkat çeken Ecevit, et, süt ve yumurta üre- timinde A\Tupa'nın gerisinde kalındığını bil- dırdi. Ecevit. "Sanayide Uerlemek için tan- mı ihmal etmek gerekmez. Taruna ve köylü- ye önem \erilmetidir. Kırsai aiandaki nüAısu göçe zoriayarak çözüm bulunamaz. Kırsal aiandaki gelişme, köyleri toplulaşnrarak dcğiL adına ister köy-kent ister merkez köy veya cazibe merkezleri deyin. altyapı \e sos- yal hizmetieri yakınlaştırarak sağlanabilir" dedi. Ecevit, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde toprak adaletsizliğınuı yeni adaletsizliklere yol açtığmı vurguladı. DenidVde kaza: 12 ölü OMERYURTSEVEN DENİZLİ - Denizli'de yolcu otobüsü ile turist taşıyan bir midibüsün çarpışması sonu- cu meydana gelen kazada 7'si turist 12 kişi öldü. 4'ü ağır olmak üzere 42 kişi de yara- landı. Kaza, merkeze bağlı Akhan köyü yakın- lannda dün akşam saatlerinde meydana gel- di. Edinilen bılgiyegöre Denizlı'den Antal- ya'ya gitmekte olan CengizÖzdeğeryöneti- mindeki 20 KK 880 plakalı yolcu otobüsü, Akhan köyü yakmlannda. karşı yönden ge- len Ahmet Acar'ın kullandığı 71 DC 841 plakalı midibüs ile çarpıştı. Kazada, mıdi- büste bulunan 7 turist ile otobüsteki yolcu- lardan 5'i olay yerinde öldü, 4'ü ağır 42 ki- >i de yaralandı.^^ mvmvi 'j^iıTtr-. .r . /'fl 1 Yaralılar, kazadan sonra Denizli Devlet Hastanesi, SSK Hastanesi. Pamukkale Üni- versitesı Hastanesi ile kentteki özel hastane- lere kaldınldı. Kızılay da, yaralılann sayısı- nın fazla olması nedeniyle yerel televızyon- lar aracılığıyla yurttaşlara kan bağışında bu- lunmalan ıçın süreklı çağnda bulundu. Kazadan sonra Denizli Valisi ZiyaGöksu "Trafîk canavanbu kez Denizli'de ortaya çık- n. Kazanın oluş bicimiyk' ilgili henüz net bir tespit yok. Olayla ilgili soruşturma çok yön- lü olarak başlaoldı'' dedi. ilk belırlemelere göre kazada ölenlerden 6'sının kımlığı tespit edildi. Yaşamını yitiren- lerin. midibüs şoforü Ahmet Acar, Yeşim Öğütçü. Mctin Taşkın. Durist Bastian. Hans Fredhektos, Lumpkseclt ReUıdmichan oldu- 4 KANAL 6DA ÇARŞAMBA MOTTO (YARIŞMA) 9IVMIV Avrupa insan Hakları Mahkemesi Mehdi Zana'ya ret Türkiye'ye ceza A ttrl) HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 18:25 ARDAN ZENTÜRKLE BUGÜN HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 19:30 HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 2 TÜRKÜ PINARI HAFTA İÇİ HER AKŞAM SAAT: 20:30 NUR ERTÜRK'LE HER ÇARŞAMBA SAAT: 21:15 HAFTA İÇİ HER GUN SAAT: 11:30 K a n a I " T ü r k i y E k r a /r Haber Merkezi - Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi, Türkıye'yi, eski Diyarbakır Beledıye Başkanı MehdiZa- na'ya 40 bin Fransız Frangı (6 bin 900 dolar) tazminat ödemeye mahkûm etti. Mah- keme aynca Zana'nın Türk devletinin ıfade özgürlüğü ihlaliyle ilgili olarak yaptığı başvuruyu ise kabul etmedi. Zana, Avrupa insan Hak- lan Sözleşmesi'nın lO.mad- desıne göre ifade özgürlüğü- nün kısıtlandığını ileri sür- dü. Türkiye ise 10. maddenin ikinci paragrafında yer alan, ulusal güvenlik ve ülke bü- tünlüğü kavramlan bakımın- dan ısteğın reddedilmesi ge- rektiğini savundu. Hükümet aynca PKK'nin halkta güvensizlik ve korku duygulan uyandırmak ama- cıyla yalnızca devlet güven- lik güçlen mensuplanna. yargıçlara ya da memurlara karşı değil, ama cocuklar. kadınlar ve yaşlılar da dahıl olmak üzere sivil halka kar- şı sılahlı eylemlergerçekleş- tiren bir örgüt olduğu iddi- asıyla ifade özgürlüğüne müdahalede bulunmadığını ıleri sürdü. Avrupa insan Haklan Ko- misyonu, Türk hükümetinin savunmasmı haklı görerek demokratik toplumda hükü- met müdahalesinin gerekli ve haklı olduğu düşüncesiy- le Zana'nın ıfade özgürlüğü- TİKB davası nün kısıtlandığı konusunda- kı başvurusunu geri çevirdi. insan Haklan Mahkeme- si. Zana'nın adil birbiçimde yargılanmadığı, kendini sa- vunma hakkı verilmediği ve gözaltı süresinın uzun oldu- ğu gerekçesiyle yaptığı baş- \uru konusunda, Türki- ye'nin insan Haklan Sözleş- mesi'nin 6. maddesi uyann- ca insan haklannı çiğnediği- nı bildırdi. Mehdi Zana 1991 yılında, PKK lehine bir demeç verdi- ği gerekçesiyle Devlet Gü- venlik Mahkemesi (DGM) tarafindan 12 ay hapse mah- kûm edılmişti. 57 yaşındaki Mehdi Zana. 1987 yılında Diyarbakır Askeri Ceza- evi'nde yatarken bazı gaze- tecilere verdiği demeçte. "P- KK'nin ulusal özgürlük ha- reketini destekliyorum. Di- ğer taraftan kadiamlardan yana degilim. Herkes hata yapabilir ve PKK'nin kadın ve çocuklan öldürmesi hata- dır" demışti. " Yasalarca suç sayılan bir eylemi övmekten'* suçlu bu- lunan Mehdi Zana, mahke- mede kendini Kürtçe sa\im- muştu. Mahkeme, bunun üzerine Zana'nın kendini sa- vunmak istemediğine karar vermişti. Türkiye, 6 bin 900 dolar tazmınatın yam sıra mahkeme ve avukat masraf- lan olarak 5 bin 200 dolar ödeyecek. MHP'lilerden avukatlara sözlü taciz İstanbul Haber Servisi - Yasadışı Türkiye Ihtilalci Komünistler Birliği (TlKB) adlı örgüte üye olduklan ve örgüt adına MHP Kartal II- çe Başanı Nihat Uygun ve bir polis memurunun öldü- rülmesi ile çeşitli silahlı gasp eylemlerine katıldık- lan iddia edilen biri gıyabi tutuklu 6 samğm yargılan- masma dün İstanbul 2 No'lu DGM'de devam edildi. Mahkeme heyeti, dosya- dakı eksikliklerin gideril- mesi için duruşmayı ertele- di. Bu arada bir grup MHP'li, duruşmaçıkışında "Terörist baro" diye bağınnca, duruş- mayı izleyen istanbul Baro- su Başkanı Yücel Sayınan, olaya müdahale edilmesini istedi. MHP'liler polis tara- findan salondan uzaklaştınl- dı. Sayman. yaptığı açıkla- mada, "Avukatlara ve baro- ya yapılnuş bu hakaret, yar- gıya yapılmış bir hakarertir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle