27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 KASIM 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çevft Blr'e ödül I VVASHINGTON (AA) - Türk Genelkurmay Başkanlığı adına. Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevık Bir'e gelecek hafta Washington'da, Amerika Atatürk Demeği (ASA) tarafından 'Laiklik ve Demokrasi Ödülü" verilecek. Ödül. ASA tarafından düzenlenecek bir resepsiyon sırasında sunulacak. Ödül törenıne, ABD yönetiminin sivil ve âskeri üst düzey yetkilileri ile önde gelen Kongre üyeleri davet edildi. Arap doktorlap Meclis gündeminde • ANKARA (Cumhuriyet Biirosa) - Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek'ın. taşeron vakıf ve Arap ülkelerinden gelen doktorlar aracılığıyla yürüttüğü 'gezici sağlık hizmeti' Meclis gündemine geliyor. CHP Ankara fylillervekili Yılmaz Ateş, Gökçek hakkında soru önergesi vereceğini bildirdi. Yrimaz'ın tazminat davası • ANKARA (AA) - Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi. manşetten yayımlanan bir haberin başlığmın gerçek dışı ve Başbakan Mesut Yılmaz'ın kişilik haklanna saldın niteliğinde olduğu gerekçesiyle, Akşam gazetesini l milyar lira tnanevi tazminat ödemeye mahkûm etti. Davanın dün ^örOl^lârai- duruşmasma, "dSvâcı Başbakan Yılmaz'ın avukatı Erden Ansoy ile davalı gazete avukatı Aslan Alp kâtıldı. Dışişleri'nin açjklaması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Necati Utkan, Türkiye'nin PKK'ye yaptığı saldınlar sırasında böfûcü örgüt üyeleriyle iç içe olan Kürdistan Yurtseverler Bırliği (KYB) •üyelerinin de vurulmuş olabıleceğini söyledı. Utkan, KYB'nin. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) peşmergeleri sayesinde ateşkes hattına geri çekildiklerini belirtirken. JCuzey Irak'ta kalan Türk tankerlerinden 2 bininin ülkeye giriş yaptıkJannı bildirdi. Komisyon hesapları • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM ihtisas komisyonlanndaki seçimler, ıktidar parrilerinin hesaplannı bozdu. TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanlığı'nın CHP'ye bırakılması konusunda uzlaşma sağlanmasına karşı; ANAP'h Bitlis Milletvekili Kâmran İnan'ın aday ölması sıkıntı yarattı. ' fnan'la CHP adayı Samsun Milletvekili Murat Karayalçın'ın 12-12oy alroası üzerine ikinci tur seçımlerin bugün yapılması kararlaştınldı. KIT Komisyonu'na bağımsız kontenjandan 2 BBP milletvekilinin seçilmesi de, bu komisyonda CHP destekli iktidar partilerini azınlığa düşürdü. MiHetvekilleri maaşları • ANKARA (Cumhuriyet Börosu)-DSP'li Devlet" Bakanı Hıkmet Samı Türk, partisinin grup topfantısında 'milletvekili maaş artışının Sinırlandınlmasını' önerdi. Türk. "Ödenekler sınırlansın, bu komisyonda gerçekleştırilebilir'" derken, kendisine sadece Maljye Bakanı Zekeriya Temizel ile Çalışma \e Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan'ın alkışlanyla desfek verdiği öğrenildi. Anayasa Mahkemesi, TBMM Başkanlığı'ndan RP'lilerin dokunulmazlık fezlekelerini istedi Erbakan: Diıri ekol değOizEVİNGÖKTAŞ ANKARA - RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan. partisi hak- kında açılan kapatma davası nede- niyle Anayasa Mahkemesi'ndeki sözlü savunmasuıa devam eder- ken yüksek mahkeme TBMM Başkanlığf ndan RP'lilerin doku- nulmazlık dosyalannı istedi. RP lideri, sözlü açıklamasının dünkü bölümünde "Genel başkanhğını yaptığım parti skolastik düşünce- ye (inanca dayalı ortaçağ felsefesi) karşHÜr" dedı. TBMM Başkanlığı'nın, dosya- lan Anayasa Adalet Komisyo- nu'nda bekleyen RP'li 58 millet- vekili hakkındaki fezlekeleri önü- müzdeki günlerde Anayasa Mah- kemesi'ne göndereceği öğrenildi. Erbakan, Anayasa Mahkeme- sfndeki sözlü açıklamalannı dün de sürdürdü. Açıklamasının 4.5 • Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Dinçer, Erbakan'ın sözlü açıklamalannm bugün bitebileceğini söyledi. Dinçer, "Sözlü açıklamalar bir bütünlük içinde devam ediyor. Her şeye değiniyor. Şu anda soru yöneltilmedi, belki sonunda sorular yöneltilebilir" dedi. saat süren dünkü bölümünü de ayakta yapan Erbakan'ın, bugün yüksek mahkeme heyetinin soru- lanna yanıt vereceği belirtıldi. Anayasa Mahkemesi Başkan- vekili Güven Dinçer, gazetecilerin sorulan üzenne. "Sözlü açıklama- lar bir bütünlük içinde devam edi- yor. Her şeye değiniyor. Şu ana ka- dar soru yöneltilmedi belki sonun- da sorular yönettilebüirn dedi. Açıklamalan sırasında zaman zaman renkli tablolar ve grafıkler kullanan Erbakan, RP üye ve yö- neticileri hakkında "lalkliğe ayla- n eylemlerinden dolayı açümış bir dava olmadığınr söyledı. RP lideri, devlette ramazan ayı- na göre mesai düzenlemesi öngö- ren ve Danıştay'da iptal edilen ka- rarnamenin Cumhurbaşkanlı- ğı'nca da onaylanan "deviet dü- zentemesi" olduğunu belirtirken, Başbakanlık Konutu'daki tarikat yemeğı konusunda özetle, "Tür- Idye'de tarikarJar kanunla yasak- lannnştır. ancak özel ve toplumsal banşı sağlamak için böyle yemek- lerverikirdedi. Erbakan, "İddia konusu olayla- nn hiçbirinin parti tüzeUrîşiliği ile ilgisi yoktur. 2820 sayüı yasaya gö- re. büyük kongre MKYK ve grup karan ve bu kararuı eyleme dö- nüşmesi yoktur" dedı. Yasamaça- lışmalan sırasında TBMM'de ko- nuşma yapan parlamenterlerin so- rumsuzluk ve mutlak dokunul- mazlığa sahip olduğunu anımsa- tan Erbakan. yetkili kurullarca ka- rar alınmazsa söylenen sözlerin suç unsuru olarak "sübuta erme- yeceğuıi" savundu. Kapatma da- vasıyla sorumsuzluk ve dokunul- mazlık güvencesınin yok sayıldı- ğını ileri süren RP lideri şunlan söyledı: "1995değiş,ikliğindenön- ce anayasamızda odak kavramı- nuı tanımı yapılmamıştır. Odak kavramı. 1995 değişikliği ile getirO- miştir. Delillerin zamanaşunı dik- kate alınmamıştır. Ceza Yargıla- ması L sul Kamınu'nun 257. mad- desi uyannca iddianameden son- Dokunulmazlık Ağar'dan Çiller'e ortulu gözdağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hakkındaki dokunulmazlık fezlekesi nedeniyle TBMM Genel Kurulu'nda savunma yapacak olan DYP Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar. temiz siyaset için 1980'den beri görev yapan başbakan, bakan, milletvekili ve üst düzey bürokratlann mal varlıklannın araştınlması gerektiğini söyledi. Ağar, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, genel kuruldaki savunmasmda mal varlıklanndaki artışlan gündeme getireceğini belirterek "Temiz siyaset deniyorsa buradan başlanmalı. 1980"den sonra başbakan, bakan, miUetvekili ve üst düzey bürokratlann mal variıklan araştınlmau. Tarafsız yargı buna baksm" dedi. Ağar, devletteki 30 yıllık yaşantısında mal varlığında artış olmadığını belirterek "2 yazlık, bir kışlık evim ve arabam var. Herkes hesabını versin" diye konuştu. Ağar, dün yapılan oylama öncesinde beyaz oy kullanacağını söyledi. Ağar, gazetecilerin. "Bu sizin durumunuzu etkiler mi" sorusunu şöyle yanıtladı: "Benim durumumu hiçbir şey etkilemez, ben rahatım. Kendi durumumu benden iyi bilen hiç kimse olmayacağına göre» Benim \argiya da, Türk adaletine de güvenim var. Her şeye güvenim var. Her şey demokratik hukuk süreci içinde sonuçlanacak. Ama bugün ü merak ediyorsanız, beyaz oy vereceğini.'' ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART ?TA KATKl- ra geien kanıtlann kıymeti yoktur. Örneğin: DEP karannda. dava- dan sonra gelen kanıtlar dikkate alınmamıştır. Kasetlerin tek başt- na delil savılması mümkün değil- dir, bunlann rümü televoledir. Hü- kümet üyeleri hakkında savcılık soruşrurma açamaz. Alıntılar ve gazete kupürieri kanıt sayılmaz.r RP'nin gerçek laik parti oldu- ğunu iddia eden Erbakan, "Genel başkanlığını yapbğun parti, sko- lastik düşünceye karşı bir parti- dir" dedi. Kapatma davalannda. anayasanın parti eylemi aradığını söyleyen Erbakan, savunmasını özetle şöyle sürdürdü: "Anayasa- mıza göre, partideki kişilerin ko- nuşmalan parti eylemi sayılamaz. Parti. ancak partinin e\ lemi ile ka- patılır. Shasi Partiler Yasasf nın (SP Y) 15. maddesi. parti genel baş- kanının yetkilerini sınırlamıştır. Genel başkan. MKV K'nin üstün- de degildir. SPYnin 101/b madesinin,siyasi partilere ait hükümleri tarihe kanşmış- tır. İddianamede, SPY'nin 101/b maddesi yoktur. Parti organlannın e^lemleriyle bir parti kapatılamaz. Bu davada, anayasanın 84/5. maddesi de ıngulanamaz. Çünkü, hiçbir partili miüet- \ekili tabü yargıç önünde >argılanıp mahkûm olma- nuşür. Aynca, TCY'nüı 163. maddesi kaldınldtğı için de anayasanın 84/5. maddesi uygulanamaz." Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Öz- den, oturumun sona erme- sinden sonra gazetecilerin sorulannı yanıtlarken sözlü açıklamanın bugün bitirile- bileceğıni kaydetti. Özden şunlan kaydetti: "Bize güvenin. Söytenebi- lecek her şeji söylüyoruz. Her şey anayasa \e yasalara uygun şekilde \apihyor. Be- nim bazı sözlerim. sagcı ge- ricikr tarafından çarpıtıu- yor. Biz hiç kimsenin karşı- sında veyanında değiliz. Ge- rici, özellikk sağ basının, da- vayi emekliliğimden önce bi- tirmeye yönelik çabalarun olduğu şeklinde haberier va- zıyoriar. Biz doğru neyse o- nun yanındayız. RP'\e karşı olsavdık. 1996'da güven oyla- masını iptal cder miydik? Ne kimsete karşıyız, ne kimse- den yanayız. Vargıçlık, vk- danını yasnk yapıpyatma işi- dir. Doğru bildiğimizi her za- man her verde sövleriz." MÜBAREK GÖRÜŞMEStNlN TUTANAĞI Erbakan, şeriatçı terör için ricacı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - RP Genel Başkanı Necmet- tin Erbakan. Anayasa Mahkeme- si'nin Dışişleri Bakanlığı'ndan RP'nin kapatılması istemli dava- da kanıt olarak istediği Hüsnü Mübarek görüşmesinde. Mısır'ın şeriatçı terör örgütü için destek aradı. Tutanaklara göre, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek. "Müslüman Kardeşler'i kendimi- ze benzeteceğiz'' diyen Erba- kan'a. "Islam adına kuyumuzu kazıyorlar. Hepsini size göndere- yün. Masraflan size aitolmak üze- resizneyaparsanızyapm" karşı- lığını verdi. Erbakan. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın açtığı kapatma davasına ilişkin savun- masını sürdürürken. Anayasa Mahkemesi Raportörü de, Erba- kan'ın başbakanlığı döneminde Türkiye'yi ziyaret eden Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile yaptığı görüşmenin tutanakla- nnı Dışişleri Bakanlığı'ndan is- tedi. Erbakan, 11 Temmuz'dabaş başa gerçekleşen görüşmede şeri- atçı terör örgütü Müslüman Kar- deşler için Mübarek nezdinde gi- nşimde bulunmuştu. Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmeye ha- zırlanan tutanak şöyle: Erbakan: Mısır'daki "İhvan-ı Müslimin- (Müslüman Kardeş- ler) adlı teşkilatın Mısır yöneti- miyle tam bir uyum ve birlik için- de olmadığını duyuyoruz. Biz on- lan da bızlere benzeteceğiz. Mübarek: (Alaylı bir sesle) Hepsini size göndereyim. Masraf- lan size ait olmak üzere sız ne ya- parsanız yapın. Terörden bir tür- lü vazgeçmiyorlar. Siz her duy- dugunuza ınanmaym. Erbakan: Onlan ıslah etsek çok iyi olur diye düşünüyorum... Mübarek: Onlar teröristtir. Memlekette huzur bırakmadılar. Size kardeşçe bir tavsiyem var, onlardan uzak durun. DYP LİDERİ HÜKÜMETİ ELEŞTİRDİ Çüler: Dışpolitikayı Karadayıyöneayor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - DYP Genel Başkanı Tansu Çüler. 55. hükümeti, dış politi- kadakı yetki ve sorumluluğu Ge- nelkurmay Başkanı Orgeneral Is- mail Hakkı Karadayı'ya vermek- le suçladı. DYP grubunun dünkü toplan- tısına20'yeyakın milletvekili ka- tılmadı. Grup toplantısından ön- ce kuliste oturan 'Susurluk'un ki- lit isimleri Mehmet Ağar ile Se- dat EdipBucak'ın birbirlerinden uzak durmalan dikkat çekti. Ko- nuşmasında Başbakan Mesut Yıl- maz'ın "Çeteler tehdit ediyor. ÇifUikevindeler'* dediğinı anım- satan Çiller, "Dev1etelinde,gitya- kasına yapış. Ama devleti çete i- lan edeceksin, Başbakanlık ha- ram dheceksin,sonra da CLVnın üstüneaüp 'çete CIA' diyeceksin. Bundan ne devlet şuuru çıkar ne de devlet adamuğT diye konuştu. Çiller, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karada- yı'nın NATO'ya yazdığı mektu- bu eleştirirken "Acaba bu hangi ihtiyaçtan lonnaklanıyor? Dış po- ütikadan kimin sorumlu olduğu konusunda tısılfjlar dolaşıy or. Dış politikadaki noceriksi/Jiğin fatu- rası askere çıkanlırsa çok yanlış olur. Asker yaralaursa devlet, mület, hepimiz yaralanınz** dedı. Avrupa Birliği konusuna da değinen Çiller, Türkiye'nin da- vet edildiği konferansın bir aldat- maca ve kandırmaca olduğunu savıındu. Çiller. "Türkiye'yi tari- hi nrsanan kaçırma noktasına ge- tirenler vicdan hesabı yapmak durumundalar" diye konuştu. CHP lideri Deniz Baykal'ı ıb- retle izledığini kaydeden DYP lideri Çiller. "Bu hükümetin pa- yandası Ba\kal'dır. Zam yapılı- >or payanda Bay kal, diyet mi öde- niyorpayanda Baykal'dır. Yolsuz- luk mu oluyor payanda Bay- kal'dır. Bu 55. Baykal hükümeti- dn-" dedi. POLİTİKA GUINLUGU HIKMET ÇETİNKAYA Rabıta'dan Refah'a... Mısır'da dinci militanlann yaptığı katliam, dünya te- levizyonlannda birinci haber olarak yer alıyor, görgü tanıkları yaşadıklanrn ağlayarak anlatyor, vahşetin fo- toğrafı ınsanlann tüylerini ürpetiyor... Hani, kimi RP'liler zaman zaman şöyle demiyor- lar mıydı: "RP kapatılırsa, biz bazı güçlerin eyleme geçme- lerini engelleyemeyiz..." Dün sabah telefonda bir okur soruyordu: "Refah Partisi kapatılırsa, şeriatçı terör, Mısır'da- ki gibi eylemlere girişir mi?" fstanbul'da güneşli hava; yerini, puslu birgüne bt- rakmıştı... Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakülte- si'nde ellerinde bıçak ve palalar bulunan şeriatçı- ırkçı grup, yine demokrat öğrencilere saldınp onlan yaralamıştı... Her zamanki gibi kendi kendime sordum: "Biz bu günlere nasıl geldik..." 1980'den 1985 yılına dek Dünya Islam Biıiiği'nden maaş alarak görev yapan yurtdışındaki din görevli- lerini düşündük. Arşivden eski Diyanet Işleri Başkanı Tayyar Alt- kulaç'ın 'Rabıtaörgütü''ileDiyanet'inbağlantsının, Kıbns'ta düzenlenen Islam Konferansı sırasında doğ- duğunu anımsadık... Tayyar Altıkulaç, bugün DYP Istanbul Milletveki- li'dir... Altıkulaç, 1987 yılında yaptığı açıklamada aynen şöyle diyon "Rabıta, Müslümanlann dünya üzerinde azınlık halinde bulunduklan ülkelere, çeşitli taahhütlenara- sında kendi dillerinde konuşan din görevlisi de gön- deren kuruluştur. Toplum hangi dili konuşuyorsa, o dilden konuşan görevliler... Bizim Avrupa 'daki ve di- ğerülkelerdeki vatandaşlanmızayeterikadar din gö- revlisi gönderemediğimizi dikkate almış olacaklarki bu görüşmelerde Almanya'ya, Suudi Arabistan'da dini tahsil yapmış gençlerden, bu ülkelerdeki Türk toplumunun ihtiyacını karşılamak üzere din görevli- si gönderme hazıriıktannda bulunduklannı ifade et- tiler. Biz bu konu ile ilgilendik. Ancak bu görevlilerin seçiminde toplumumuzun bünyesine uymayan ba- zı hatalann yapılabileceğinden endişe ederek yurt- dışındaki topluluğun hassas yönleri bulunduğunu anlattık. Bu yüzden bizimle ilişki kurmadan böyle bir uygulamaya geçmeyin dedik." "Rabıta ile ilişki nasıl kuruldu?" "1980 Mart ayı içinde Kıbnsta bir Islam Konfe- ransı yapılmış, bu konferansa b'ız de katıldık. Dünya Islam Birliği (Rabıta) başkanlığından bir heyet de geldi. Oradan dönüşte, Sayın Devlet Bakanı Mu- hammet Kelleci'nın daveti üzenne Ankara'ya gel- diler ve Saym Başbakan (Demirel) başta olmak üze- re bazı görüşmelerve temaslaryaptılar. Bu arada biz de kendileriyle bir Islami kuruluş olarak bir kardeş kuruluş olarak ilgilendik. Dışişleri Bakanlığımız tara- fından kendileri devlet misafin olarak ağıriandılar." ••• Rabrta'yı 17 yıl sonra niçin yeniden gündeme ge- tiriyoruz? Türkiye'de ırkçı ve şeriatçı örgütlenmenin 1 -2 yıl- lık bir geçmişi olmadığını anlatmak için!.. Şeriertçı Rebıta örgütü, Batı Avrupa'daki Türk imamiartnı dolarla maaşa bağlarken devtet erkîtti elinde tutan siyasal iktidar, bu işe bileffck'göz yumu- yordu... 12 Eylül 1980'den sonrada şeriatçı Rabıta örgü- tü, yurtdışındaki Türk imamlara ayda 1100 dolar gön- dermeyi sürdürdü. Olayı, Uğur Mumcu. Cumhuri- yet'te yazınca ilktepki Kenan Evren'den geldi: "O dönemde bu konuda bize bilgi gelmedi..." Başbakan Bülend Ulusu: "Konuyla ilgili bilgim yok..." Tayyar Altıkulaç ise Bu konuda Bakanlar Kurulu karan var" deyip ekliyordu: "77.9.7980 tarih, 8/1500 sayılı kararnamede im- zası bulunanlar şunlardır: "Cumhurbaşkanı Vekili Ihsan Sabri Çağlayangil, Başbakan Süleyman Demirel, Devlet Bakanı Or- han Eren yenne Köksal Toptan, Ekrem Ceyhun, Ahmet Karahan, Metin Musaoğlu, Ömer Ucuzal, Ahmet İhsan Birincioğlu, Içışlerı Bakanı Mustafa Gülcügil yenne Orhan Eren, Hayrettin Erkmen, Is- met Sezgin, Orhan Cemal Fersoy, Selahattin Kı- lıç, Halil Başol, Münrf islamoğlu, Ahmet Çakmak, Hüseyin Özalp, Cemal Külahlı, Cavit Erdemir, Nuri Bayar, Esat Kıratlıoğlu, Barlas Küntayyeri- ne Tevfik Koraltan, Turgut Toker, Ahmet Karayi- ğit, Hasan Ekinci, Talat Asal, Sümer Oral, Tevfik Korartan..." ••• Şimdi geldik RP'nin kapatılıp kapatılmamasına... Şeriatçı Rabıta'yla bir zamanlar sarmaş dolaş olanlann, Diyanet Işleri Başkanlığı'nı Türk-lslam sen- tezinin örgüt merkezi yapanlann da en az RP kadar günahı vardır... Bugün Abdi ipekçi'nin katili Mehmet Ali Ağca'yı MaltepeAskeri Cezaevi'nden kaçıranlar ellerini kol- lannı sallayarak dolaşabiliyorlarsa bu, sistemin çu- rümüşlüğündendir... Milli Eğitim'e bir bakın, Türkiye'nin içinde bulun- duğu durumu göreceksiniz... Çocuklarımızı kimlere teslim etmişiz, bu acı ger- çeğe tanık olacaksınız... E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnetcom Faksnumaramız:0212/513 90 98 IRMIKIAYDIN ENGİN Yeşilçam bitti. Türk sineması- nın nabzı artık Yeşilçam Soka- ğı'nda atmıyor. Türk sinemasın- da gözlenen gelişme ve kıpırtlar artık Yeşilçam kökenli değil. Yeşilçam öldü. Ölürken ardı sıra Anadolu kentlerine, kasabalanna, hatta köylerine kadar yayılmış sinema salonlannı da kapatarak gitti. O salonlann kimi şimdi sünger de- posu, tekstil atölyesi, bakkal dükkânı azmanı market ya da hangar. Doğanın yalnız Akdeniz ülkelerine armağanı güzelim yaz- lık sinemalar da şimdi ya halı sa- ha olarak hizmet veriyor ya eg- zoz gazı kokan otopark olarak. Yeşilçam öldü. Türk sineması- nın Hollyvvood'uydu. Onlarca başoyuncunun, yüzlerce oyun- cunun, binlercefigüranın, set iş- çisinin, kameramanın, ışıkçının, sesçinin, elektrikçinin ekmek ye- diği bir eğlence sanayiinin kal- biydi. Bitti. Yeşilçam öldü. Niye? Yeşilçam Bitti, Sıra Ak Cam'da Sakın "Eee, televizyon çıktı, insanlar evden çıkmaz, sinema- lara gitmez oldu. Seyirci kalma- yınca da Yeşilçam öldü" deme- yin. Yeşilçam'ın cenaze namazı kılındığında Türkiye hâlâ siyah- beyaz TRT televizyonunun tek kanalıyla idare ediyordu. Yeşilçamı televizyon değil, kendisi öldürdü. Yeşilçam intihar etti. Yılda 250'ye yakın film üreten bir sanayi, böylesi bir gelişkinlik evresinden sonra sıçrama yapar. Örneğin kaliteyi yükseltir. Örne- ğin filmlerin sesli çekimine yöne- lir. Örneğin bu denli büyümüş bir sektöre yaraşır stüdyolara, pla- tolara yatınm yapar. Örneğin si- nema salonlannın modernizas- yonu için kaynak ayınr. Sinema okullanna parasal destek sağlar. Örneğin film kamerası, ışık dona- nımlan, negatif ve pozitif ham fılm gibi girdileri ülke içinde üre- tecek (başlangıçta montaj sana- yii de olsa) yatınmlara yönelir. Ör- neğin Ortadoğu ve Akdeniz pa- zarlanna film ihraç etmenin yol- lannı arar, bulur, genişletir... Yeşilçam bunların hiçbirini yapmadı. Kapkaççı ekonominin bütün hastalıklarını biriktirdi. "Civcrv Çıkacak Kuş Çıkacak", "Dam Budalası", "Eğil, Oran Gö- rünsün" gibisinden aşağılık yan- pomo filmlerle milyonluk bir "ha- bezan" erkek yığınının mastur- basyon gereksinimine görsel malzeme üretmeyi yeğledi. Şid- dete tapmaya yatkın bir toplum- da her gün düzenden "dayakyi- yen" yoksul ve yenik yığınlara beyinsel masturbasyon yollannı açan kung-fu, karate gibi Uzak- doğu dövüş sporu karikatürleri üretimine hız verdi. Beyazperdede kesintisiz dü- züşme, kan, şiddet ve ilkellik akar oldu. Çok para kazanıldı. Kısa sürede çok para kazanıldı. Sonra... Sonra kaçınılmazçöküş geldi. Seyirci film yerine orgazm iniltileri, kan dereleri izlemeye haklı olarak yanaşmadı; sinema- dan uzak kalmayı yeğledi. Yeşilçam kendi kendini yok et- ti. ••• Şimdi "ak cam" da denen te- levizyon aynı süreci yaşıyor. Ra- ting tannsına tapan TV yönetici- leri iyi olanı ekrandan kazımayı, bayağı olanı ekranlarda başkö- şeye (pnme-time diyorlar hani) oturtmayı hüner bellediler. Haluk Şahin bu ülkede kitle iletişiminin en yetkin uzmanlann- dan biri. Birkaç gün önce Radi- kal'de haklı bir öfkeyle altını çiz- di: Daha geçen yıl en çok ızlenen programlarda ilk sıralan alan Bi- zimkiler, Mahallenin Muhtarlan, Bir Demet Tıyatro gibi düzeyti yapımlar hızla ikinci, üçüncü sı- ralara iniyorlar. Yerlerini Hülya Avşar Show, Ibo Show, Huysuz Show, Televole gibi yürekleracı- sı eğlence(!) programları, seki- zinci sınıf komedyenlerin yüz se- kizinci sınıf komiklikleri alıyor. Le- vent Kırca gibi yetenekler, olsa olsa kıskanılacak bir komedı us- tası "rating kazası"r\a uğrama- mak için belirgin bir "düzey dü- şürme" yoluna (galiba) gitti. Bir ülkenin o günkü gündemi- ni ve yaşamını yansıtmakla yü- kümlü anahaber programiarı zampara horozlarla, ayağı "uf" olmuş bilmem kaçıncı sınıf şar- kıcılarla, mahkeme koridorların- da birbirine sille tokat girişmiş "hak arayan yurttaş "larla doldu- rulmakta. "Yeşilçam'ın Intihan" adlı filmi bir kez daha izliyor gibiyiz. O te- levizyon kanallannda umutsuzca düzey tutturma kavgası veren (ve anlaşılan hep yenilen) arka- daşlanmıza yazık oluyor ve... ...Ve bize hem yazık. hem ayıp oluyor. C A G D A Ş Y A Y I N L A R ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR 2. BASI 25O0OOTL KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT KAMPLARI 3 BASI 350 000 TL SANCILI YILLAR KU$ATUMI$ SOKAKLAR 4. BASI 300MOTL KUZU POSTUNDA KURT 2. BASI «ODOOTL ZAMBAK SANA DA BULAJTI KAN 2. BASI 45O0OOTL DİNBARONUNUNKAZLARI AJIK KADINLAR SOICAĞI 450 000 TL ŞERİAT PAZARI500 000TL Cumhuriyet Kıtap KulubO Çağ Pazarlama A.Ş Turkocağı Cad No:39M1(34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel.512 05 05 Posta çekı no 666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle