Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 KASIM 1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
Istanbul
Edime
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
12
9
11
11
15
14
16
13
Sinop 14 Adana 21
Zongufdak Y 12 Antalya
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskışehır
Konya
Sıvas
Y
PB
Y
Y
Y
Y
Y
19
16
16
10
10
10
11
19 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Sıırt
Hakkâri
Van
Y
Y
Y
Y
Y
B
B
21
15
19
15
15
22
12
B 13
Butun bolgelenmız par-
çalı yer yer çok bulutlu,
Doğu Karadenız ıle Doğu
Anadofunun doğusu dı-
şında tum yurt yağışlı ge-
çecek Yağışlar, Akde-
nız'de etkılı olmak Ü2ere
genelhkle yağmur yer
yer sağanak, Trakya ıle
Batı Karadenız'ın ıç ke-
sımlerınde yukseklerde
karia kanşık yağmur şek-
lınde dacak. Hava sıcak-
ığında onemlı bır değı-
şıklik olmayacak
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
PB
B
Y
B
B
Y
B
1
0
2
13
4
7
12
6
Münih PB 2 Mılano
Berlın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
Y
PB
Y
K
Y
Y
b
3
9
4
12
2
12
15
Y 10
r —\ r^-^^ J*
^ ^ / ^ — <
Kahıre»
•Moskova
Ankara
y> laşkerit
•Tahran
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
A
PB
PB
PB
PB
PB
A
18
16
11
12
7
11
6
Şam B 21
Parçak bulutlu i SıSII ç~~~\ Buütiu k Çok bulutlu Kartı Sulu kar Gok gurûltulu
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
da şarkıcilara eşlik eden vokalist mi? Siyasal top-
lantılardaçıkıp parti adına sağa sola selam vermek-
le görevli figüran mı?
fakkeli Erbakan, Islam konusunda pek çok şeyi iyi
okumuş, sindırmış olabilir. Ama, çağdaş yaşama sı-
ra geldi mi Takkelı'yi koydunsa bul. O zekâ, o sağa
sola raks ederek fıldır fıldır dönen gözler uçup gidi-
yor.
Pekı ama, sözleri partiyı bağlamıyorsa, o partide
hangi görevde bulunuyor? Evrak muduriı mü aca-
ba?
Hoca'ntn sözleri partiyı bağlamıyorsa, onca yıldır
Milli Nizam'dan RP'ye kadar her dönemde halka va-
atlerinin hemen hepsı, demek ki yalan. Kıymet-i har-
biyesi olmayan palavralar!
Demek ki halka verdiği sözlerin beş paralık değe-
riyok.
RP lideri, belki bilerek ya da bilmeyerek düpedüz
parti sistemini baştan sona yadsıyor.
llçelerden başlayarak büyük kongrelere kadar uza-
nan sistematik siyasal düzen, bir genel başkan se-
çerek sonuçlanıyor. Genel başkân partinin dili, gö-
zü, kulağı.
Ne kı Takkeli Erbakan'a göre bütün bunlar, bu öğe-
ler beş paralık değeri olmayan göstermelik süreçler.
Çünküüü: Genel başkanının söyledikleri, partısini
bağlamıyor!
Bu hesaba göre genel başkanlık ayakkabı bağı bi-
le değıl. Söyledikleri (partiyı) bağlamıyor.
Anayasa Mahkemesı Başkanı Yekta Güngör Öz-
den, Takkeli'nin saptamasına önce inanamamış,
sonradan hatasını anlayarak söylediğini yadsıyaca-
ğını düşünmüş olmalı ki yineletmek gereğini duyu-
yor.
Garip olan şu ki RP savunmasındaki türlü çeşit
öğelerin içinde, "genel başkanının partiyi bağlaya-
mayacağı" ifadesi, hemen ilk sırada, başı çekiyor. Şa-
şırtıcı olan bir başka nokta; Takkeli, tarihe geçece-
ğinden kuşku duymadığımız saptamasına dayana-
rak
:
kapatma davasının "usul yönünden reddedil-
mesini" istiyor.
Buyurunuz, çıkınız işin içinden.
Iki konu
Yanıltıcı olmak, kamuoyunu doğrudan yanlışa sap-
tırmak sadece Takkeli Erbakan'la kadrosunun göre-
vi değıl.
Iki sorun var ki gündeme bir giriyor, bir çıkıyor: Do-
kunulmazlıklaria parti kapatma.
Dokunulmazlıkların sınırlandınlması ıçin tek yol;
DYP'nin onca olumlu vaadine karşın TBMM'deki ka-
palı hücrede olumsuz oy kullanmasını önlemek.
DYP'nin verdiği sözü yerine getirmesinın tek ko-
şulu var: Şaibe Hanım'ın dokunulmazlık zırhının da-
^a/f)|pçıas(pqlan sor\ra,k£r)dinı pat diye bağımşız yaşr-
gının önünde bulmayacağı güvericesini alHiasi!..''
Sonucu hep birlikte göreceğiz.
Parti kapatmaya hemen bütün genel başkanlar
karşı. Bu ortak yargı bir temel ilkeyi dile getiriyor. Bir
parti, devletin anayasasında yazılı temel ilkeleri, yer-
leşik siyasal ve sosyal sistemi değiştirmeye çalışır-
sa, o partinin kapatılmasına -bir genel başkan dışın-
da- karşı çıkan yok.
Karşı çıkan tek genel başkan: Şaibe Hanım! Ana-
yasa, yasa, laik düzen, islam cumhuriyeti özlemleri
falan filan... Şaibe'ye hepsi vız geliyor. Bilgi dağarcı-
ğında sadece "partiler kapatılmamair yazılı bir not
var. Çıkanp çıkarıp onu okuyor.
"Bu konjonktür içinde parti kapatılmamalı" diyor.
Ne demekse?
Peki ama, ya kimi gazeteler ne yapıyor? Genel
başkanlann irdelemelerini alıyor. alt alta diziyor ve ha-
beri "Lideherparti kapatılmasına karşı" başlığı altın-
da kamuoyuna sunuyor.
Maşallah! Oysa, metni okuduğunuzda siyasetçi-
nin genel ilkeyi söylediğine, ancak anayasaya ve ya-
salara aykın hareket ettiklerinde parti kapatmanın
geçeriiliğıni vurguladıklanna tanık olunuyor.
Kimı gazeteleri yönetenlerin "temennilerini" bu
yollardan açığa vurduklannı sanıyorsanız, inanın ki o
da yanıltıcı.
Kimileri Türkıye'nin rejimi sarsan ne türden olay-
lardan, günlerden geçtiğini acaba, unutmak mı isti-
yor?
Yok; hayır, unutmuyor.
O günleri unutturmak istiyor!
BarzanFye
tstanbulHaber Sen isi-1 ş-
çi Partisi (tP) Genel Başkanı
Doğu Perinçek, daha önce
Guam Adası'na gönderilen
peşmergelerin Hakkâri'ye
geririldikten sonra Irak Kür-
dıstan Demokrat Partisi Ge-
nel Başkanı Mesut Barza-
ni'ye suikast yapacaklannı
öne sürdü. Perinçek. "güve-
nilirkaynaklardan" kendısı-
ne ulaşan bu bılgıyi Barza-
ni'ye ulaştırdığını da söyle-
di. Doğu Pennçek diin dü-
zentediğı basın toplannsında
Pasifik'te bulunan Guam
Adası'na yerleştirilen peş-
mergelerden 80'inin üç ta-
kım halinde Hakkâri'ye ge-
tirildiğını belirterek birkaç
gün içinde Şemdinli'den Ku-
zey Irak'a geçecekJerini be-
lirttı.
suikast plam
CIA'nın K. Irak'ta geniş
çaplı bir örtûlü eylem yapa-
cak olanak ve personelden
yoksun kaldığı için Barza-
nı'ye suikast yapmasınj
MÖSSAD'tan istediğıni be-
lirten Perinçek, "İsrailli yet-
kililerin bu planı 'ilişkileri-
miz bozulur' gerekçesiyle
reddetngi Oeri sürülüyor. Gu-
am "dan peşmergelerin geti-
rilmesi bunun üzerine gün-
deme geüyor" diye konuştu.
Orgeneral Eşref Bitiis'ın, K.
Irak'taki çıkarlanna ters düş-
tüğii ıçin ABD tarafından öl-
dürüldüğünü vurgulayan Pe-
rinçek. "Savaş Ba>Tağı '90
kodhı plan uyannca
ABD"nin 7 bin 500peşmerge-
>i özei savaş eğjtiminden ge-
çirdiğini Bitlis ortaya çıkar-
nuşü" dedı.
'Zorunlu kâğıt üstünde'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çalışma ve Sosyal Gü-
venlık Bakanı Nami Çağan, çalışanlar ve işverenden kesilen
zorunlu tasarruf fonu bırikımının u
kâgıt üstünde kaidığuu"
itiraf etti. Çağan. "Fonda bu para fıktif (kâğıt üstünde) ola-
rak var. Kendisi zannedersem yok. O nedenle paradan da de-
ğerlihissesenetleriyieödemekistiyonız" dedi. Çağan, bu tas-
fiye modelinin Konut Edindırme Yardımı Fonu (KEY) için
de kullanılabıleceğıni söyledı.
Nami Çağan. önceki gece TBMM Plan ve Bütçe Komis-
yonu'nda. dün de DSP grubunda çalışmalan konusunda bil-
gi verdi. Çağan "Emeklilik yaşu geçiş süresinin 5 yıla indiril-
mesL zorunlu tasarruffonunun Tclekom hisselcriy lc devri ve
fon kesinti paylannın işsiziik sigortasına dönüştürülmesi" ko-
nusxaıda Ekonomik ve Sosyal Konsey'e gidilmeden karar
alınunasına yönelik eleştırileri yanıtladı.
Polis taraflı davrandı• Baştarafı 1. Sayfada
dana gelirken, bıri komiser yardım-
cısı olmak üzere 14 kişi yaralandı.
12'si sağ görüşlü olmak üzere 20 ki-
şi de gözaltına alındı. Bu arada
tramvaydan inen Yavuz Gönençar
adlı sol görüşlü bir öğrenci. ÎÜ Mer-
kez Kütüphanesı önünde faşistler
tarafından bıçaklandı.
Üniversitedeki ikinci olay, Mer-
kez Kampus'takj Siyasal Bilimler
Fakültesi'nde ilk saldınnın hemen
ardından meydana geldi. 50'şer ki-
şilik sağ ve sol gruplar arasında çı-
kan kavgada 2 öğrenci hafif yara-
landı. Daha sonra kampustan çıkan
yaklaşık 100 ülkücü. Öğrenci Kül-
tür Merkezi'nden çıkan sol görüşlü
15-20 öğrenciyi kovalamaya başla-
dı. Veznecilerotobüs durağında ça-
tışan öğrenciler polisin gelmesiyle
dağıldılar. Vezneciler'deki olaylar
sırasında görüntü almak isteyen
Show TV kameramanı Bayram Ali
Yalgın. UBA kameramanı Tuncay
Subaşı saldınya uğrarken Akşam
gazetesi muhabiri Sefer Danca kalp
krizi geçirdi. Polis memuru Meh-
met Eroğlu. 2 kameraman, 2 ülkü-
cü ve 2 sol görüşlü öğrencinin yara-
landığı çatışmada yaralı ülkücüler
polis arabasıyla. sol görüşlü öğren-
ciler de arkadaşlan tarafından Es-
naf, Çapa ve Haseki hastanelerine
kaldınldı. Çatışmalar sonunda po-
lis, Fen-Edebiyat Fakültesi'ni ablu-
ka altına alırken fakülteye giriş ve
çıkışlar da durduruldu.
Olaylarda yaralanan Ceyhan Gû-
neL Kemal Sansözen. Dkleın Tanye-
li, Ejder \blkan. Ömer Ozkardeş.
Ccvahir Dcmiryakan, Halil Alban,
Ozgür Yurtsever. Stdıka Yeşiiçûrük
ve Emine Koç tstanbul Tıp Fakülte-
si Hastanesi'ne. yaralı komiser yar-
dımcısı Bahadır Sakjn ve polis me-
muru Mehmet Eroğlu. Esnaf Hasta-
nesi'ne, bıçakla yaralanan Yavuz
Gönençar Haseki Hastanesi'ne kal-
dınldı. Hafif şekilde yaralanan ba-
zı öğrencilerin hastaneye gitmediği
belırtildi. Bıçakla yaralanan Günel
ile kafasına satır ile vurulan Sansö-
zen'in durumunun ciddi olduğu bil-
dirildi. Yayıncı RagıpZarakolu'nun
yeğeni olan Sansözen'in bugün
ameliyat olacağı belirtıldi.
Bu arada. Istanbul Valisi Kutiu
Aktaş. akşam saatlerinde Istanbul
Üniversitesi'ne gelerek Rektör Bü-
lent Berkarda'yla göriiştü ve olay-
lar hakkında bilgi aldı. Olaylann ar-
dından çeşitli üniversıtelerden Is-
tanbul Tıp Fakültesi'ne gelen yak-
laşık 300 öğrenci ise oturma eylemi
yaptı. Öğrenciler, arkadaşlannak
eti
kanh çete uzantüan tarafından sanr
ve bıçaklarta saldınldığınr belirte-
rek. "Üıu'versitelerdeki olaylan sol
görüşlü öğrencilerin provoke ettiği-
nisöyieyen İçişleri Bakanı Murat Ba-
şesgioğlu'nun bu olaylar karşısında
ne diy cceğini merak ediyoruz" dedi-
ler. Olaylar sırasında Edebiyat Fa-
kültesi'nden dışan çıkartılan ülkü-
cü grubun polislerin gözü önünde
bir öğrenciyi bıçakladığını savunan
sol görüşlü öğrenciler, "Biz bu sal-
dıniann devletin emniyet güçleri ve
beslemeleri eliyle organize bir şekil-
de planlandığına inanıyoruz" diye
konuştu. MU Göztepe Kampu-
su'nda, 'Türidyem' adlı dernek ku-
ran ülkücü öğrencilerin, fakülte du-
varlanna afiş yapıştırmasıyla baş-
layan gerginlik, dün solcu öğrenci-
lerin 'Türk bayTağı siyasete bulaşb-
nlmasuı' başlıklı bildiri dağıtması
üzerine tırmandı.
Faşistler, kampusu toplu olarak
terk etmek isteyen sol görüşlü öğ-
rencilere MÜ Atatürk Eğitim Fakül-
tesı'nin önünde taşlar ve sopalarla
saldırdı. Saldın sonucu sol görüşlü
2 öğrenci yaralanırken 10 öğrenci
gözaltına alındı.
Muhalefet direrıiyor• Baştarafı 1. Sayfada
fire olduğunu gösterdi. DTP'li Devlet Bakanı
Rıfat Serdaroğiu ile DTP'li Mustafa Zeydan'ın
da "hayır" oyu kullandıkJan, kulislerde dıle ge-
tirildı.
İlk oylama sonuçlan, referandum olasılığını
devre dışı bırakacak 367 rakamına ulaşılması-
nın olanaksızlığını ortaya koydu. Anayasa de-
ğişikliğinin referandum olasıiığı göze alınarak
sağlanması için gerekli olan 330 rakamına bile
ulaşılmasımn da kolay olmadığı görüldü. Baş-
bakan Mesut Yılmaz ilk tur sonuçlannı, "Biri-
leri ikili oy nuyor. Bizim grupta olmadığuıı bildi-
ğim için k;im rahat Milletin mesajını tam alama-
mışlar" diye değerlendırdı. Iktidar kanadı ıle
CHP; dokunulmazlıkların kaldınlmasına ihş-
kin fezlekelerin hızla genel kurula ındırihp oy-
lanması için harekete geçme karan aldılar
Anayasanın 176. maddesine göre, anayasanın
değiştirilmesine ilişkin öneriler TBMM'de iki
kez göriişülüyor ve üye tamsayısının beşte üçü
filO) veya üçte ikisinden (367) aztîyla kabHif
edilen anayasa değişikliği Hakkında yasa, Cum-
hurbaşkanı tarafindan Meclis'e iade edilmedi-
ği takdirde, halkoyuna sunulmak üzere Resmi
Gazete'de yayımlanıyor.
TBMM Genel Kurulu'nda dün yapılan öne-
rinin tümü üzenndeki görüşmelerin tamamlan-
masının ardından. milletvekılleri maddelere ge-
çilmesi için Meclis kürsüsü önüne konulan pa-
ravanda oy kullandılar. O>- kullanma işleminin
tamamlanmasından sonra 330 rakamına ulaşı-
lamayacağı anlaşılıncaiktıdar kanadı veCHP'li-
ler, maddelere geçilmesi için gerekJi oy sayısı-
nın 330 değil, salt çoğunluk olduğunu savuna-
rak usul tartışması açmak istedıler. Birleşimi
yöneten TBMM Başkanvekili KamerGenç ise,
1995 yılında yapılan anayasa değişiklikJerinde
Meclis üye tamsayısının 5'te 3 çoğunluğunun
arandığını. bu rakamın da 330 olduğunu belir-
terek usul tartışmasına izin vermedi.
Genç, oy hakkı bulunmayan TBMM RP'den
aralannda genel başkan Necmettin Erbakan'ın
da bulunduğu 16. DYP'den 7. ANAP'tan 3, BBP
ve bağımsızlardan da birer milletvekili oylama-
ya katılmadılar. RP'den oylamaya katılmayan
isimler şunlar:
Necmettin Erbakan, Yasin Hatipoğlu, Se>it
Haşün Haşinü, Mehmet Emin Ay dınbaş, Süley-
man .\rif Emre, Geksal Küçükali, Aydın Men-
deres, Ali Oğuz, Mehmet Ali Şahin, Abdullah
Ozbev. Osman Pepe. Şev ket Kazan, Fehim Adak,
M.Hasan Öz, Kemalettin Göktaş v e Şeref Mal-
koç. DYP'den Saffet Ankan Bedük, Zeki Ertu-
gay, Abdülhaluk AkgöL Yahya Uslu. Necati Çe-
tinkaya, Yusuf Bahadır, Namık Kemal Zeybek
ANAP'tan Adil Aşırun BBP'den İsmail Durak
Ünlü ve Bağımşız Milletvekili Hasan Peker oy-
lamada hazır bulunmadılar.
Usültartışması
Sonuçlann açıklanmasından sonra birleşimi
yöneten TBMM Başkanvekili Genç, bu sonu-
cun ne anlama geldiğini değerlendirmek ama-
cıyla grup başkanvekilleriyle toplantı yapılma-
sı için birleşime yarım saat ara verileceğini du-
yurdu. ANAP Grup Başkanvekili Uğur Aksöz,
ara vermek yerine usul tartışmasının hemen
açılmasını istedi. RP Grup Başkanvekili Salih
Kapusuz ise, oylama sonucunun çok açık oldu-
ğunu belirterek usul tartışmasına itiraz etti. Uz-
laşma sağlanamayınca, birleşime yanm saat ara
verilerek grup başkanvekilleri ile TBMM Baş-
kanı Hikmet Çetin toplantı yaptılar.
Toplantının ardından toplanan genel kurul-
da RP'lilerin itirazlanna karşın Genç, usul tar-
ITIMA
ORU
HILIPS
AÛ5150
Seti
tışması açtı. ANAP Grup Başkanvekili Uğur
Aksöz ile CHP Grup Başkanvekili Oya Araslı
1993 ve 1995'teki anayasa değişikJığinden son-
ra içtüzüğün değiştirildiğine dikkat çektiler.
Araslı ve Aksöz, içtüzüğün 94. maddesinde,
anayasa değişikliğinin maddelerine geçilmesi
konusunda 5'te 3 çoğunluğu arama koşulu ol-
madığını ve salt çoğunluğun oyunun yeterli ola-
cağını belirterek maddelere geçilmesi gerekti-
ğini belirttiler. Aksöz'ün, usul tartışmasına kar-
şı çıkması nedeniyle kınadığı RP'liler kürsüye
yürüyerek ve sıra kapaklanna vıırarak protesto
ettiler. Usul üzerinde söz alan Kapusuz, hükü-
met ortaklannı, anayasayı çiğneyerek 'istedigi
sonuçlan çıkarmaya çahşmakla' suçladı. Usul
tartışmasından sonra yapılan oylamada. anaya-
sa değişikliği önerisinin maddelerine geçilme-
si kabul edilerek 1. maddenin görüşülmesine
başlandı.
TBMM'deki tarüşmalar
"~ GeneTfcüruidaki görüşmeler sırasmda. DSP'"
Zonguldak Milletvekili Mümtaz SoysaL TB-
MM'nin anlamlı bir gün yaşadığını belirterek
"Bu yasayı şovalyece değiştireceğiz. Dokunul-
mazlık zırhı pis mideleri, kirli cepleri korumak
için eunamaudır. Beynimizd ve kalbinüzi koru-
mak için verilmistir" dedi. CHP Grup Başkan-
vekili Oya Araslı da, Susurluk ve benzeri olay-
lann çözübmesi için bu değişikliğin zorunlu ol-
duguna dikkat çekti.
Öneriye açıkça karşı çıkan tek grup olan RP
adına konuşan Kahramanmaraş Milletvekili
Mustafa kamalak ise sınırlandırma yerine do-
kunulmazlıklann Meclis'te kaldınlmasını ister-
ken. anayasanın 12 Eylül darbecilerinin yargı-
lanmalannın önünü kesen geçici 15. maddesi-
nin değiştirilmesini istedi. Kamalak, "Eğer sa-
mimiyseniz. gelin hakkında
iddialar bulunan millerve-
• - ' killcrinin dokunulma/Jıkla-
nnı kaldıralım, gelin ana-
yasanın geçici IS.maddcsi-
ni kaklırahm" diye konuş-
tu. ANAP Grubu adına söz
alan Aydın Milletvekili
Yüksel Yalova. -Kutadgu
Bilig'de bile vardır. Hü-
kümdar. yetldlerini kanun-
la sınırlamıştır. Siz kendini-
n hükümdardan daha mı
üstün görüyorsunuz" dedi.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
deki insanlar... Mağaralardaki ilkel yaşam... Gör-
düğü her turistten para koparmak için koşuşturan-
lar... Böylesine bereketli bir nehrin kıyısındaki in-
sanlar nasıl bu kadar acınası hale düşebilir?"
Mısırlı bugün sadece yaşam savaşı vermiyor,
aynı zamanda yaşama savaşı veriyor. Son olay
üzerine yapılan yorumlar şu başlıklarda birleşiyor:
"En büyük şeriatçı eylem..."
"Islami terör..."
"Allah Allah deyip kafalara kurşun sıktılar..."
Türkiye'de bir kesim hemen, "Olmaz öyle şey"
deyip karşı çıksa da ne yazık ki zaman zaman 7s-
lam"\a "terör" sözcüğü yan yana kullanılıyor.
Bunu inkâretmenin, tersini kanıtlamaya çalışma-
nın yaşanan olumsuzlukları örtmeye faydası yok.
Mezopotamya'daki Sümer uygarlığından Nil'deki
eski Mısır'a kadar uzanan, bugün "Islam coğraf-
yası" olarak anılan bölgede günümüzle binlerce
yıl öncesinin yaşam biçimi karşılaştınldığında or-
taya ürkütücü bir tablo çıkıyor.
Luksor'da bunu görmek, yaşamak beni ayrıca
etkilemişti. Yönetim izin verse, insanlar binlerce yıl
önce kayalara oyulmuş mezarlarda yaşamaya, bu-
ralan mesken tutmaya çoktan ısteklı. Buna izin ve-
rilmeyince kimileri kayalara yenı oyuklar açıp yer-
leşmiş. Birine girdim. S çizen dar bir koridorun
ucunda üç-dört kişinin güçlükle uzanabileceği
alan, bir köşede tüp, yanında birkaç tencere-ta-
bak...
Kokuya fazla dayanamadım. Fotoğraf çekip çı-
karken, "resim çektiparası" istediler.
Elbette bölgede binlerce yıl önce de sefalet var-
dı. Ama Herodot'un Mısır'ı adım adım dolaştıktan
sonra yazdıkları, oturmuş bir sistemin, genel ka-
bul görecek bir toplumsal yapının da olduğunu
gösteriyor.
Bir örnek; Nil kıyısındaki üreticilerden vergi şöy-
le alınıyordu:
Nil'in kıyısında belli aralıklarla kuyular açılıyordu.
Nil'in ne kadar yükselip alçaldığı bu kuyulardaki su
düzeyiyle anlaşılıyordu. Su yüksekse, tarlalann da-
ha iyi sulanmış olduğu düşünülüp yüksek vergi alı-
nıyordu, düşükse düşük...
Luksor'da kimi evlerin duvarlarında uçak, gemi,
deve resimleri dikkati çeker. Bunlar o evdeki kişi-
nin hacca hangi araçla gittiğini gösterir. Kimileri bu
araçların yanında namaz kılan bir kadın resmi yap-
tırır. Bu da, evin reisinin hacca eşini de götürdüğü
anlamındadır. Mısırlı kendi anlayışı içinde firavun
döneminin duvar resimleriyle Islamın gereklerinden
birini bütünleştirmiş.
Gündemdeki dava...
Eski Mısır'da ölümden sonra yaşama inanılıyor-
du. Bu yüzderi firavunlar kenditerîhe her türîü ya-
şam olanakları sunacak mezarlar yaptırdılar. En
güzel mezar en çok firavunluk yapanındı. Çünkü
tahta oturduğu gün mezannın inşası başlıyordu.
Hafta on gündü. Dokuz gün çalışma bir gün izin.
Firavun mezarlannın yapımında çalişanlar izin gün-
lerinde de kendi mezarlarını inşa ediyordu. Luk-
sor'un uzak bir bölgesinde işçi mezarlarının izine
rastlanmış ama, görünecek bir şey kalmamış...
Bugün Mısır'da dehşet saçanlar ise, kendilerini
ölümden sonra yaşama değil, yaşamı yok etme-
ye adamışlar.
Cezayir'in yaşadığı acının bu ülkeye özel sorun
olmadığı Mısır'daki katliamla bir kez daha kanıtlan-
mış oldu.
Yaşamını yitirenlerin çoğunun Avrupalı ve Japon
olması da terör acısının evrensellığini ortaya koyu-
yor.
Avrupa ülkelerinin ilk tepkisi, Mısır'a turist gön-
dermemek oldu. Yanlış bir tutum. Bu, komşu ma-
halle yanarken herkesin evinin kapısını penceresi-
ni sıkıca örtmesine benziyor.
Peki biz Anadolu olarak neredeyiz?
Mısır'dan Kızıldeniz üzerinden ayrılıp Amman'a
doğru yol alırken, günlüğüme yeni notlar eklemiş-
tim:
"Ortadoğu'daki Islam ülkeleriAnadolu 'nun Ata-
türk devrimleri görmemişi..."
Bu devrimleri ikibinin eşiğinden atlatabilecek
miyiz, yoksa beşiğe dönüş mü var?
Gündemdeki "dava'Yıın özü bu...
Adamlarıyla Diyarbakır büromuzu basmıştı
M. Ali Altmdağ yargı önünde
OKURLARIMIZIN
DİKKATİNE:
f»HtLMf>S A€* S 1SO
kampanyasının üretiminde yaşanan
ve istenmeyen aksakiıklar nedeniyle
geciken ürün dağıtımına
24.11.1997 tarihinde başlaaataktır.
Söz konusu sürede, siz hak sahiplerinin
olası adres değişikliğini göz önüne
alarak istenmeden geçen süreye
bir de ürün teslim problemi yaşanma-
ması gerektiği
inancındayız.
Bu
sizıı
ı'ıze <
HfE IN HAfTAl
DİYARBAKIR(CumhumetBürosu)-
Gazetemiz Diyarbakır Bürosu'na geçen
eylül ayında adamlanyla birlikte baskın
düzenleyerek temsilcimiz Ziya Aksoy'u
tartaklayan ve ölümle tehdit eden Diyar-
bakır Söz gazetesi ve Söz TV'nin sahibi
M. Ali Altmdağ'ın yargılanmasına baş-
landı. Diyarbakır 1. Asliye Ceza Mahke-
mesi'nde dün yapılan duruşmada, tutuk-
suz olarak yargılanan M. Ali Altındağ ha-
zır bulundu.
Iddianameyi okuyan 1. Asliye Ceza
Mahkemesi Hâkimı. sanık M. Ali Altm-
dağ'ın "mesken masuniyetini ihlal" ve
"tehdit" suçlanndan 1 ile 3 yıl arasında
değişen hapis cezalanyla cezalandınlma-
sının istendiğini bıldirerek savxınmasını
sordu.
Sanık M. Ali Altındağ savunmasında
"işadamı ve gazeteci" olduğunu anlata-
rak, üzerine atılı bulunan suçlamalann
hiçbirini kabul etmediğini söyledi. Altın-
dağ, olaym bir komplo olduğunu öne sü-
rerek "Cumhuriyet gazetesi ve yazarlan
PKK'den şifre alarak bu haberi yayunla-
mrslardır. Ben devlet yanhsı bir insanım ve
gazetemle PKK'ye karşı mücadele ediyo-
rum. Kimseyi tehdit etmedim ve sövme-
dim" dedi.
Müşteki Ziya Aksoy ise baskın günü
yaşadığı olaylan bır kez daha anlattı ve
•*Olay günü gazetede otururken telefon
çaldı. Arayan M. Ali Altındağ idi. Telefon-
da ağza alınmayacak küfiirkr ederek bü-
royageleceğmi söyledi vebendenbüroad-
resini istedi. Ben de verdim" diye konuş-
tu. Kısa bir süre sonra M. Ali Altındağ ve
adamlannın büroya geldiklerinı belirten
Aksoy şöyle devam etti:
"İçeri girer girınez tehdit ve küfürlere
yine devam etti. İstanbul'daki müdürü-
müzle konuşmak istediğini söyledi. Ben
de İstanbulu arayarak M. ,\H Altındağ'la
Yurt Haberleri Şefı Mehmet Faraç'ı gö-
rüştûrdüm. Bu kez Faraç'ı tehdit etmeye
başladL O sıra yine küfürlere devam edi-
yordu. Telefonu kapatüktan sonra bana
elle v urmaya çahştL Geri çekildim. Bu kez
etini beline attı. Ancak yanımda misafîr
bulunanlar araya girerek ola>ı y atıştırdL
Bürodan yine tehditler savurup küfiir ede
ede çıktı. Kendisinden davacıyım."
Daha sonra müdahil ve gazetemiz avu-
katı Fikret Ilkiz söz aldı. Ilkiz savunma-
sında, "Sanık sorgusunda Cumhuriyet
gazetesi ve yazarlan için PKK'den şifre
alarak sanık aleyhine yayım yapbklannı
söylüyor. Sanık Cumhuriyet gazetesini hiç
okumadığını belirtti. Cumhuriyet gazete-
si ve yazarlan PKK yanlısı haberyazmaz-
lar. Sanığın kendi deyimiyle söylüyorum,
kendisinin 'devlet yanlısı' olduğunu söy-
lüyor. O zaman bu konuda bir bilgisi var-
sa şikâyet hakkını kullanabilir. Sanığın bu
sözlerini kendisine iade ediyonım" dedi.
Mahkeme daha sonra olayla ilgili ta-
nıklann dinlenebılmesı içm duruşmayı
ileri bir tarihe erteledi.
Bu arada M. Ali Altındağ, geçen hafta
Diyarbakır 2. AğırCeza Mahkemesi'nde
hakkında açılan kamu davasında "adli-
yenin manevi şahsiyetine" hakaret ettiği
gerekçesiyle 1 ay hapis cezasına çarptı-
nldı.