Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 1997 PERŞEMBE
HABERLER
PKK itirafçısı Kahraman Bilgiç, Yüksekova çetesinin içyüzünü aynntılanyla anlattı
'Çete cinayetlerîraıı çoğu hatır işTYdrt Haberieri Servisi - Yüksekova çete-
sinin bir numaralı ısmi PKK itirafçısı Kah-
nunan Bflgiç, Yüksekova'da "hanr için" ci-
nayet ışlendığıni öne sürdü.
Bilgiç. "Abdullah Canan adlı yurttaşın
Yüksekova Belediye Başkanı Ali îhsan Zey-
dan'uı-haart için Binbaşı Mehmet Emın Yur-
dakul taranndan öldürülmüş oJabüecegini
düşünüyorum'' dedı. Bilgiç, bölgede subay-
lar tarafindan öldürüldükten sonra yakılan
yurttaşlann cesetlerinin çöplükJere atıldığı-
nı öne sürdü.
Hakkâri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ta-
HmatıylaDiyarbakır2. AğırCezaMahkeme-
si'nde ifade veren Kahraman Bilgiç. Yükse-
kova çetesinin işlediğı cinayetleri bu kez ay-
nntılanyla anlattı. Bilgiç, ıfadesinde çete ci-
nayetlerinin çoğunun "haür işj" olduğunu
öne sürdü.
Yüksekova'da yaşanan cinayetlerden tlçe
Jandarma Tabur Komutanı Binbaşı Mehmet
Emin Yurdakul'un sorumlu olduğunu iddia
cden Bilgiç, cinayetlenn Yurdakul'un emriy-
le Yüzbaşı Nihat Yiğiter ve Üsteğmen Bü-
ientYetüd tarafindan gerçekleştirildiğıni ıle-
ri sürdü.
Çete itirafçısı Kahraman Bilgiç, Yükseko-
va'da yaşanan faili meçhul cinayetlerden
3"ünün nasıl ve nerede işlendiğini Diyarba-
kır2. AğırCezaMahkemesi'nde verdiği ifa-
dede şöyle anlattı:
"1995 yüırun sonbahar ayiannda İran s»-
nınnda teröristkrle girdigiıniz bir çabşma
sonrasuıda Ağaçlı köyünden ikisi genç biri
yash3 köylüyü alarak tabura döndük.Tabur-
da bu köylüler Binbaşı Yurdakul tarafindan
dayakla sorgulamyordu. Köylülere PKK'li-
lerin nerede saklandıklan sonıluyordu. Sor-
guda yaşlı kövlü davağa dayanamayarak öi-
dü. Ben, Binbaşı Yurdakul, Nihat Yüzbaşı ve
Bülent Üsteğmen bir araya gelip ne yapaca-
ğımıza karar venneye çabşryorduk. Binbaşı
diğer iki gencin de öMürülüpyaşb adamJa bir
yere gömülmesini istedi. Sabah anş alanına
gittik, gençlerden birini Yüzbaşı Nihat ve di-
ğerini de İ'steğmen Bülent, G-3'le tarayarak
öMürdüler. Dahasonra bunlanbirçukura bı-
raktdar ve üzerierine gaz dökerek vaknlar.
Bunlan kendi gözlerimle gördüm. Hatta ce-
sederi iyi gömmediğüniz için köpekler tara-
findan bulundu. Binbaşı bu kez cesetleri ken-
di arabasına > üklctip Yüksekova çöplüğü ya-
kmlanndald dereye atürdı."
'Hatır için öldürüldü'
Kahraman Bilgiç, Yüksekovah işadamı
Abdullah Canan'ın öldürülmesiyle ilgili ver-
diği ifadede ise aynen şunlan söyledi:
"Gözalüna ahndığuıı benden yardım iste-
yen yakınlanndan öğrendim. Ancak Binba-
şı Yurdakul, Abdullah Canan'ın gözalüna
alınmadığını yakuılanna so\lemişti. Ben ise
yaptiğun araştirmada \ üksekova taburunda
okluğunu öğrendim ve Hakkâri Tugayı'ndan
izin alarak helikopterle Abdullah Canan'ın
sorgusuna ginnek için Yüksekova'ya gittim.
Canan'ın bırakılması için Binbaşı Yurdakul
ile yakınlan arasında arabulucu oldum, an-
cak Binbaşı bana 'Bu senın işın değıl, ilgi-
lenme' dedL Aradan 10-11 gün geçtikten
sonra ise Binbaşı. NihatYüzbaşı'yı çağırarak
Abdullah Canan'ın temizlenmesini sö\ledi.
Yüzbaşı Nihat da Canan'ı alarak Yükseko-
va Esendere arasında bir bölgeye götürdü.
Ben de Binbaşı'nuı emriyle Yüzbaşı Nihatia
beraberdim. Yüzbaşı bir köprii üzerinde as-
keriere çevregüvenUgi aldırdıktan sonra Ab-
dullah Canan'ı öidürdü. Ceset köyiüler tara-
findan birkaç gün sonra bulundu.'"
Itırafçı Kahraman Bilgiç, Abdullah Ca-
nan'ın öldürülmesi olaymda Yüzbaşı Nihat
Yiğiter'tn kendı silahmı kullandığînı ve si-
lahın boş kovanlannın köylüler tarafindan
bulunduğunu sözlerine ekledi. Bilgiç, "Ab-
dullhah Canan yaptiğun araşarmaya göre P-
KK'ye kesinlikle yardım vapmryordu. Yal-
nızca Yüksekova Belediye Başkanı Ali İhsan
Zeydan'la aralannda kan davası vardı. Ca-
nan'ın. Zeydan'ın habn için Binbaşı Yurda-
kul tarafindan öktürüunüş olabikceğini dü-
şünüyorum" dedı.
Yüksekova çetesi davalannda yargılanan
Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul ile Yüzba-
şı Nihat Yiğiter ve Üsteğmen Bülent Yetüd,
Hakkâri'deki son duruşmada tutuksuz yargı-
lanmak üzere tahliye edildiler.
TBMM Başkanvekili Gürkan açıkladı
'Uyuşturucupamsı
PKK'yegidiyor'
Haber Merkezi - TBMM Baş-
kanvekili Uluç Gürkan. gazetemi-
zindünkü savısında "Bucak PKK'ye
Uyuşturucudan Ps> Veriyor" başlı-
ğıyla yayımlanan haber üzenne bir
açıklamayaptı. Gürkan. Almanya'da
yaptığı bir konuşmada, Güneydo-
ğu'da özellikle koruculann deneti-
mine bırakılmış bölgelerde çok sa-
yıda eroin imalathanesı \ e yoğun bir
uyuşturucu trafıği olduğunu söyle-
diğine dıkkat çekti Uyuşturucudan
elde edilen paranın bir kısmının
PKK'ye de gıttığını söylediğıni vur-
gulayan Gürkan, kamuoyunda Sedat
Bucak'ın bu ışlerle ilgısı olup olma-
dığı konusunda kuşkular uyandığı-
nı ve bu kuşkulann açığa kavuşma-
sı için milletvekilı dokunulmazlıkla-
nnm kaldınlması gerektiğıni söyle-
digini ifade etti.
Gürkan'ın açıklaması şövle:
"19 Kasım 1997 güniü gazeteni-
zin 1. sayfasında AA mahreciyle, be-
nim .Almanya'da yapbğun bir konuş-
mada, 'Sedat Bucak'ın PKK'ye
uyuşturucudan pay verdığını" söyte-
diğhni haber \eriyorsunuz.
Bu haber ötiinde yanlışür ve be-
nim, PKK'nin Güneydoğu bölgesin-
deki uyuşturucu işleriy le ilgili değer-
lendirmelerimi isimlendirirken
önemli öiçüde çarpıtmıştır. Nkekim,
AA da uyanm üzerine haberi yeni-
den değerlendirmiş ve bu biçimhte
iptalederekdoğru biçimiyleyeniden
servise kay muşrur. \ncak sayuı gaze-
teniz haberi doğnı olan biçimiyle de-
ğil, iptal edilen çarpıtünuş biçimiyle
kullanmıştır.
Bu yanhşın düzeltilmesi için be-
nim konuyla ilgili sözlerinü, konuş-
ma notlanmdan aşağıda özetiiyo-
rum:
'Güneydoğu'da özellikle korucu-
lann denetımine bırakılmış bölge-
lerde çok sayıda eroın imalathanesı
ve yoğun bir uyuşturucu trafiği var-
dır. Parasal değeri yıllık 10 milyar
doları bulduğu tahmin edilen bu işin
Susurluk'ta uç veren mafyaya yarat-
tığı kaynak 4-5 milyar dolar dola-
yındadır. Buradan PKK'ye en az 1
milyar dolarlık pay gidiyor. PKK,
hem bazı ımalathanelere korumalık
yapıyor. belki de bannıyor; hem de
eroinin Avrupa'ya taşmması işine
katılıyor. PKK, sözde korucubölge-
lerine korktuğu, yıldığı için değil,
aynı zamanda uyuşturucu işinden
pay aldığı için de saldırmıyor.'
Berün konuşmasmda Sedat Bu-
cak'ın adı, bu işlerie ilgisinin ne ola-
bileceği yolunda doğan istifhamlar
üzerine, taranmdaru milletvekili
dokunulmazlıklarının kalkmasıyla
bu sorulann da yanıtını bulacağının'
ifade edilmeskür.
.AA, yayımladığınız haberini, be-
nim bu sözlerimin özedeniş biçiminin
maksadımı aşbğını beliriediği için ip-
tal etmiştir."
i 'de *temİ7 heledive' evlemi si'
11
™ önünde dün açıkia-
m a y a p a n T ü m ^ ^ Memurian
Sendikası (Tüm BeJ-Sen) 2 No'lu Şube ve Belediye-tş Bevoğlu Yakası Şubesi'ne bağh Şişli Bele-
diyesi çaJışanlaru son üç buçuk yıhn personcL, gelir ve gider poütikası gözler önüne serUmeden
Şişli'de temiz bir yönetime geçilmesinin mümkün olmadığını savundular. Memurlar, bekdiyede
ortaya çıkan skandaldan Gülay-.Aslrtürk kadar belediye meclisi üyelerinin de sorumlnluğunun
bulundnğunu savundular. Güli^ Ashtürk'ön istifasuun ardından ŞişM Bekdiye BaskanRğı'nıVe-
kâleten yürûten ANAP Belediye Meclisi Başkanvekili Cemil Can Bıçakçı da "objektif koşullar-
da çafaşabilmek'' gerekçesiyle dün partisinden istifa etti. Bıçakçı, yann gerçekleştirilecek olan
Şişli Belediye Başkanlığı seçiminde bagımsız olarak adaylıgını koyacağını açıkladı. Belediyede
dün basın toplantısı düzenleyen Belediye BaşkamekiU Cemil Can Bıçakçı. "Şişli Bdediyesi'nin
üzerinde adeta kara bulutlann dolaşüğ^nı" belirterek istifa gerekçesini "objektif koşullarda ça-
uşabilmek" olarak açıkladı. Bıçakçı, Gülay Aslıtürk hakkındaki volsuzluk iddialanyla ilgili
u
Ba-
na yöneltilen sorulann cevabını araştırma komisyonu verecek" dedi. (İPEK YEZDANI)
Cüneydogu
Korucular
uyuşturucu
kaçakçısı
ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - TBMM bünye-
sinde kurulan Susurluk Ko-
misyonu'nun raporunda.
koruculann Güneydoğu'da
görev yapan bazı resmi yet-
kililerle birlikte uyuşturucu
kaçakçılığına bulaştıklan
anlatıldı. TBMM Susurluk
Komisyonu üyesi, CHP İçel
Milletvekili FıkriSağiar, bir
süre önce yaptığı açıklama-
da uyuşturucu kaçakçılığı
kaynaklı paranın tutannın
50-55 milyar dolara ulaştı-
ğını belirtti. Susurluk Ko-
misyonu raporunda şu sap-
tamalarda bulunuldu:
9 Korucubaşı ve timba-
şı konumundaolanlann, gü-
venlik güçlerinin yetkilileri
ile temasta önemli bir ayn-
calık elde ettikleri, örneğin
askeri gamizonlara ve em-
nıyet dairelerine çok rahat
şekilde ginp çıktıklan ve bu
ilişkilerini halk nezdinde
kötüye kullanarak çıkar sağ-
ladıklan.
# Vekâlet sistemi ile ko-
rucubaşlannın emrindeki
personelin maaşlannı aldık-
lan, bunun tamamını terör-
le fiilen mücadele eden ko-
ruculara vermedikleri, on-
lara un, şeker, çay gibi gıda
maddesi verdıkleri, kalanı-
nı zimmetlenne geçirdikle-
ri.
# Aynca kendılerinin fi-
ilen terörle mücadeleye ka-
tılmadıklan, şehırde oturup
bir yandan devlet yetkilileri
ile özel ilişkilerini geliştir-
dikleri, öte yandan ticaretle
uğraştıkJan.
# Yine aynı kişilerin
devletle ılişkilerinden de ya-
rarlanarak silah ve uyuştu-
rucu kaçakçılığı yaptıklan.
# Korucu yetkilerini su-
listjmal edip vatandaşlardan
•"föraç aldıklan. hatta PKK'li
yaftası vurarak bazı vatan-
daşlan öldürdükleri iddiası-
nın bulunduğu.
# Yine koruculuk yetki-
lerini kullanarak PKK gö-
rüntüsü altında adam kaçır-
ma ve fıdye alma hatta öl-
dürme eylemlerine kalkış-
tıklan.
160. fezlekeden 48'i 'hakaret', 45'i çeşitli yasalara muhalefet, 38'i de görevini kötüye kullanmaktan kaynaklanıyor
Mflletveldfleri hakaret etmeyi seviyor
AYŞESAY1N7 HÜLYA KAR\BAĞL1
ANKARA - TBMM Anayasa-Adalet
Karma Komisyonu'nda bekleyen doku-
nulmazlık fezlekelerinin bü>ük bölümü-
nün içeriğini "hakaret" suçlaması oluş-
turuyor. 85 milletvekili hakkındaki 160
fezlekeden 48'inin "hakaretsuçu" nede-
niyle düzenlendiği belirlenirken 45'ini
çeşitli yasalara muhalefet. 38"ini de gö-
revini kötüye kullanma ve ihmal oluştu-
ruyor.
Milletvekillerinin "hakaretlerinden''
en fazla payı ise kamu görevhlen alıyor.
RP'liler özellikle cumhuriyetintemel ni-
telikleri ve kurumlanna yönelik hakaret-
leriyle baş sıraya oturuvor. MilleUekil-
lerinin hakaretlerine hedef olan konular
özetle şöyle:
"Görevö memura hakaret (11 fezleke),
devletin askeri kuv>etlerine hakaret (9),
hükümetin manevi şahsiyetine hakaret
(8), basm yoluy la hakaret (8>, Atatürk' ün
haorasına hakaret(3), görevli bakana ha-
karet(3), Cumhurbaşkanı'na hakaret (2),
TBMM'nin manevi şahsiyetine hakaret
(2), adlhenin manevi şahsiy etine hakaret
w
Haklannda fezleke düzenlenen diğer
milletvekilleri ve dosyalan şöyle:
17 - Hasan Hüseyin Ceylan (Bağım-
sız-4): Din farkı gözeterek halkı kin ve
düşmanlığa açıkça tahrik etmek. 5816
sayılı yasaya muhalefet. Kitabıyla halkı
kin ve düşmanlığa itmek. Devletin aske-
ri kuvvetlenni alenen tahkir etmek.
18 - Yasin Hatipoğlu (RP-3): Kanunun
cürüm saydığı fiıli övme. 2911 sayılı ya-
saya muhalefet. TCK'nin 159/ l'e muha-
lefet.
19 - Bekir Sobaa (RP-1): 298 sayılı
yasaya muhalefet.
20 - Aydın Menderes (RP-1): Atatürk
Aleyhine Işlenen Suçlar Hakkındaki Ya-
sa'ya muhalefet.
21 - Ali Talip Özdemir (ANAP-4):
Görevini ihmal (3 fezleke). Taşınmaz
üzerinde imar mevzuatına aykın inşaat
yapılması.
22 - AMRızaGönül(DYP-l): Meskûn
mahalde silah atmak.
23 - MuhsinYazıcıoğhı (BBP-1): Si-
yasi Partiler Yasası'na muhalefet.
24 - Yıldınm Aktuna (DTP-1): Göre-
vini ihmal.
25 - tbrahim Gürdal (ANAP-1): Gö-
revli memunı tehdit.
26 - Şevld Yıhnaz (Bağımsız-/ 18):
Hükümetin manevi şahsiyetini alenen
tahkir v e tezyif etmek. amir ve komutan-
lara karşı güven hissini yok etmeye ma-
tuf alenen tahkir ve tezyif etmek. (4 fez-
leke.) Atatürk Aleyhinde Işlenen Suçlar
Hakkında Yasa'ya muhalefet, yasanın
suç saydığı evlemi övmek. Hükümetin
manevi şahsiyetini ve TBMM'yi alenen
tahkir ve tezyif (3 fezleke). Gerçeğe ay-
kın sağlık raporlan alarak kullanmak.
Din farklıhğı gözeterek halkı din düş-
manlığına açıkça kışkırtmak. Resmi ev-
rakta sahtecilık. Cürümü övme ve yasa-
ya itaatsizliği iyi gördüğünü belirtme.
Devletin askeri kuvvetlenni tahkir ve tez-
yif (2 fezleke). Devlet Bakam'na gıya-
bında alenen hakaret. Cumhurbaşkanına
hakaret. Adliyenın manevi şahsiyetini
tahkir ve tezyif.
27 - Hüseyin An (RP-1) hükümetin
manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tez-
yif etmek, amir ve komutanlara karşı gü-
ven hissini yok etmeye matuf alenen tah-
kir ve tezyif etmek.
28 - Avni Doğan (RP-2): Görevli me-
mura hakaret. Devletin askeri kuvvetle-
nni alenen tahkir ve tezyif etmek.
29-Sabri Ergül (CHP-4): lzinsiz pan-
kart açmak, 2911 sayılı yasaya muhale-
fet. Devletin emniyet muhafaza kuvvet-
lerini tahkir ve tezyif etmek. Görevli me-
mura görev başında silahla tehdit. tzin-
siz gösteri yürüyüşüne katılmak.
30 - Abdülillah Fırat(RP-l): Görevli
memura hakaret.
31 - Murat Karayalçın (CHP-/ 13):
Belediye başkanlığı döneminde görevi
ihmal (2 fezleke). Görevini kötüye kul-
lanmak (6 fezleke). Ilk defa memuriye-
te atanacaklara ait sınav yönetmeliğine
muhalefet. Mahkeme karannı uygulama-
mak. Devlet thale Yasası'na muhalefet (2
fezleke). Yasaya aykın eleman istıhdam
etmek.
32 - SemaPişkiıısüt(DSP-l): Görevi-
ni kötüye kullanmak.
33 Atauflah Hamidi (ANAP-3): Be-
lediye başkanlığı döneminde görevini
kötüye kullanmak (2 fezleke). ihmal ve
zimmet.
34-RasünZaimoğlu (ANAP-1): 298
sayılı yasaya muhalefet.
35 - Bekir Kumbul (CHP-1): Dikkat-
sizlik, tedbirsizlik ve meslekte acemilik
neticesi yaralamaya sebebiyet.
36 - Ekrem Pakdemirli (ANAP-1):
Görevli memura hakaret.
37 - Ömer Vehbi Hatipoğlu (RP-1):
Görevi kötüye kullanmak.
Yarın: Listenin öbür
isimleri
'SIFIRNOKTASI/ ORAL ÇALIŞLAR oral.calıslar(g raksnet.com
ŞIRNAK - Van'dan başladı-
ğımız gezinin ikinci gecesini
Şırnak'ta geçirdik. İkinci günün
sabahı ilk olarak Mezra Belde-
si'ne gittik. Bizi bu beldede Şır-
nak'ta konuşlanmış 23. Jan-
darma Tümen Komutanı Tüm-
general Ömer Keçecigil karşı-
ladı. 4000 nüfuslu bu beldenin
Betediye Başkanı DYP'li aşiret
reisi Hüsnü Timur. Bu yörede-
ki bütün yerleşim birimleri gibi
buradaki halk da daha önce
geçimini hayvancılıklasağlıyor-
muş. PKK'nin eylemlerinin baş-
lamasıyla birlikte bir çok köy
boşaltılmış, hayvancılık da bit-
me noktasına gelmiş. Ömeğin
mezrada 30.000 baş hayvan-
dan hemen hemen hiç kalma-
mış. Hâlâ hayvancılık yapama-
dıklannı söylüyorlar. Çünkü
dağlara ve yaylalara çıktıklann-
da, PKK'nin hayvanlarına el
koyduklannı söylüyorlar.
Mezra Belediye Başkanı Ti-
mur, önceden hazırladığı ko-
Şırnak Yöresinde, Smır Boylarında
nuşmasında, geçici köy koru-
culuğunun sürekli hale getiril-
mesini istedi ve 25 milyon olan
maaşlannın 60 milyona çıkan-
larak sosyal haklannın yasalaş-
tırılması talebinde bulundu.
Benzer taleplerle hemen her
yerde karşılaştığımızı söyleye-
bilirim. Çünkü koruculuk birge-
çim kaynağı haline dönüşmüş.
Bunun tipik ömeklerinden biri-
sini yine koruculuğun esas ol-
duğu Şenoba beldesinde ya-
şadık. 6000 nüfuslu beldenin
korucu başı Hazım Babat bel-
delerinde 500 köy korucusu-
nun bulunduğunu anlattı, ilginç
vetipik bir konuşma yaptı. Şun-
ları söyledi: "Basınımızterörist-
lerin ekmeğine yağ sürüyor.
Kürt sorunu diye birşeyyoktur.
Bu Ermeni uydurmasıdır. Hır-
sızlık.yolsuzluk ve terör vardır.
Hepimiz Türküz."
Gezimizin ikinci günündeki
en çarpıcı yer, Irak'ın Zaho böl-
gesi karşısındaki Gürvil Da-
ğı'ydı. PKK'yle yoğun çatışma-
lann yaşandığı Sinad vadisine
bakan Gürvil tepelerinde, Irak
sınır bölgesi taşlannın arasında
konuşlanan yüzlerce asker, ola-
ğanüstü doğa koşullannda te-
peleri kontrol ediyoriardı. Ka-
yalar arasında günlerini gecele-
rini geçiren askerler, havalar so-
ğuyup kar yağınca burayı terk
edeceklerini belirttiler. Çünkü o
zaman bu bölgede yaşama ko-
şullan ortadan kalkıyonmuş.
Zaten şimdiki koşullarda bile
yasamak büyük güçlükler taşı-
yor.
Gürvil tepelerinden çevreyi
izlemek bile çok ürperticiydi.
Bu tepeterde korucular da var-
dı. Korucubaşı Yasin Benek,
çevredeki Hilal kasabasından
olduğunu söyledi. On yıl önce
7000 kişinin yaşadığı Hilal ka-
sabasında kimse kalmamış.
Önemli bir kısmının yakınlarda-
ki Şıhan'da yaşadıklannı söy-
lediler. Şıhan'da ise 3500 kişi
kalmış. Geri kalanın önemli bir
bölümü Mersin, Adanagibi Ak-
deniz kentlerine göçmüş.
Gürvil'den helikopterierle uç-
tuğumuz bir başka tepe ise Si-
yahkaya karakoluydu. Cudi
Dağlannın eteklerindeki bu ka-
rakolda bir tabur kalıyor. Geçen
yılın 31 Aralık'ında PKK bu ka-
rakola tam yılbaşı gecesi 800
kişilik bir kuvvetle saldınmış.
Askerler bu saldınyı başarıyla
püskürttüklerini ve Irak içlerine
buradan harekâtlar düzenle-
diklerini açıkladılar. Siyahkayâ
karakolundan Irak'ın terk ettiği
sınır karakollan ve araba yolla-
n görünüyordu. PKK'lilerin bıra-
kıp gittiği iki araç hemen sınınn
öte yanında göze çarpıyordu.
Akşam üzeri Şırnak'a dön-
dük. Vali Ha]il Ulusoy, Tümen
Komutanı Ömer Keçecigil,
Genelkurmay Genel Sekreteri
Tümgeneral Erol Özkasnak,
Belediye Başkanı Beşir Tatar
ve Cumhuriyet Savcısının katıl-
dığı bir akşam yemeği yedik.
Oldukça geniş bir yemek ma-
sası çevresinde, bölgedeki so-
runlardan, Türkiye'nin içinde
yaşadığı sıkıntılara uzanan açık
birtartışmayaptık. Bu bölgede
görev yapan devlet yetkilileri-
ne görüşlerimizi, saptamalan-
mızı ve eleştirilerimizi dile getir-
dik. Düşünce özgürlüğü, koru-
culuk, bölgedeki petrol taşıma-
cılığı, basının güneydoğu soru-
nuna yaklaşımını da içeren
sohbetin yararlı olduğunu söy-
leyebilirim.
Şımak'ta dolaşırken bir grup
gazeteci arkadaş da CHP ll
Merkezi'ni ziyaret ettik. ll Baş-
kanı Mehmet Uğur'la konuş-
tuk. Uğur, geçmiş dönemde
yaşadıkian sıkıntılan, koruculuk
sisteminin zararlannı anlattı.
Koruculuğun kaldınlması ge-
rektiğini belirtti. Seçim sırasın-
da devlet yetkililerinin CHP'ye
çıkardığı güçlükleri dile getirdi.
Şımak'a bağlı 40 köyden yal-
nızca 6'sının dışındakilerin bo-
şaldığını söyledi. Özellikle RE-
FAHYOL iktidarı döneminde
yapılanlan sert bir dille eleştir-
di. Sivil devlet görevlilerinin bu
bölgede çalışmaktan kaçmala-
n ortak şikâyet konusu. Hemen
herkes bundan yakınıyor. Böl-
gede en çok oy alan ikinci par-
ti HADEP'in Şımak'ta il merke-
zi yok.
Güneydoğu 'nun bu en kritik
bölgesinde yaptığımız kritik ve
yararlı gezinin bugünkü ayağı
Siirt ve çevresi.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Karanlık Dosyalar
İntennete!
(Demokrasi için büyük bir proje önerisi)
Ulkemizde internetçilerin ulusal konferansı bu
hafta sonu Ankara'da başlıyor.
intemet, istediğiniz bilgilere, kütüphanelere, araş-
tırma konularına, dergi içeriklerine, merak ettiğiniz
konulara nerede ve nasıl ulaşacağınıza yardımcı
olan, bazefı de istediklerinizi, yazılı metin.'resim, çi-
zim, program vb. olarak bilgisayannıza rahatça ak-
tarabileceğiniz bir dünya eiektronik bilgi ağı.
"Küçülen dünya" kavramı. ifadesini, belki de en
iyi bu eiektronik ağda buluyor.
Ve küreselleşmenin Türkiye ve dünyanın büyük
kesimleri üzerindeki ekonomik ve siyasi, olumlu ve
olumsuz etkilemelerini göz önüne aldıgınızda, bu
küreselleşmenin başka bir boyutta aracı olan Inter-
net, belki de Türkiye'nin, Türkiye insanının en çok
yararlanabileceği bir yapılanmadır.
Çünkü bilginin üretim kaynağının esas olarak Ba-
tı ülkeleri olduğunu varsayarsak, İntemet bu kay-
naklara hızlı ulaşmada Türkiye'ye yeni olanaklar
sağlıyor.
Ankara'da başlayacak toplantının gündemi ol-
dukça yüklü. Internetçiler, intemet olanaklanndan
Türkiye'nin en üst düzeyde yararlanabilmesi için var
olan sorunlan görüşecek ve öneriler geliştirecek.
• • •
Amacım burada Internet'i ve Internet'in Türki-
ye'deki sorunlarını anlatmak değil.
Amacım, Internet'in, Türkiye'nin siyasi bakımdan
demokratikleşmesi, demokrasi mücadelesi için de
etkin bir şekilde nasıl kullanılabileceğini tartışmak.
•••
"Aydınlık Türkiye İçin Yurttaş Girişimi"n\n, Su-
surluk için bir veri tabı oluşturduğu açıklandı. Bu-
nun anlamı, Susurluk olayı ile ilgili bütün bilgilerin
bilgisayar ortamına girildiğidir.
Bu girişimi çok geniş boyutlara yaymak ve bütün
bilgileri herkes için kolayca erişilebilir kılmak gere-
kir. Bunun en iyi ortamı da Intemet'tir. Orada açıla-
cak bir srte, konu hakkında bilgi sahibi olmak ve
araştırma yapmak isteyenlere büyük hizmet vere-
cektir.
Böyle bir İntemet sayfası, sadece Susurluk'u de-
ğil, Türkiye'nin karanlık bütün olaylan hakkında el-
dekı bilgileri, dosyalan da kapsamalıdır.
Böylece Türkiye'nin belleği unutkanlıktan kurta-
nlmalı, sürekli taze tutulmalıdır.
Uğur Mumcu cinayetiyle eldeki bütün verilere
ulaşılabilmelı.
Ömeğin Abdi Ipekçi cinayeti dosyası bütün yön-
leri ve belgeleri ile ulaşılabılir olmalıdır.
Örneğin Ecevit'e Çiğli suikastı olayı dosyası da
oluşturulmalıdır.
Kanlı pazar ile ilgili bütün bilgiler de...
Faili meçhul bütün cinayetlere sayfa açılmalı, el-
deki bütün bilgiler dosyalara konmalıdır.
Bu dosyalarda, yayımlanan kitaplar, Meclis araş-
tırmalannın tam raporian, mahkeme karartan, kişi-
ler bulunmalı.
Önemli gazete haberieri, makaleler, röportajlar
ulaşılabılir olmalı.
Siyasetçilerin tutariı veya tutarsız demeçterine de
göndermeler yapılmalı, onlann kaynaklan belırtil-
meli.
TV'de konular üzerine üretilen filmlere ulaşım sağ-
lanmalı. Yapılan TV programlannın listeleri yer alma-
iı.
Bütün bu sayfalar, çeşitli indeksler ve arama/ta-
rama makineleri ile donatılmalı. Dosyalar ve kişiler
arasında link bağlantılan kurulmalı, okur veya araş-
tırmacı, ilgili başka dosyalara yönlendirilmeli veolay-
lar arasındaki ilişkilerde bütünlükler sağlanmalı vb.
Bu konular üzerine bütün kişisel arşivler gün ışı-
ğına çıkanlarak bütünleştirilmelidir.
Bu siteye konan bütün bilgiler, doğru olmalıdır.
Çok iyi bir süzgeçten geçirilmelidir. Araştırmaya da-
yanmalı ve kaynaklan güvenilir olmalı ve belirtilme-
lidir. Bunun için de Türkiye barolanyla işbirliği ya-
pılmalı, onlann denetimi sağlanmalıdır.
Yani, bu site, cıddi bir çalışmanın ürünü olmak
zorundadır.
Bu amaçla da önceden ciddi birkunımlaşma ge-
rektirmektedir.
• • •
Türkiye'nin demokratikleşmesinde, böyle bir ça-
lışmanın (Hatta Ingilizce versiyonu ile birlikte) büyük
yararian olacağına inanıyorum.
İntemet konferansında da, düzenleyicilerin, bu
konuyu gündeme getireceklerinı ve tartışacaklannı
umuyorum.
Oltan Sungurludan girişim
Yargı tehdîdine
bakanlık araşturnası
ANKARA (Cumhuri-
v^tBûrosu)-Adalet Baka-
nı Oltan Sungurlu, son
günlerde bazı hâkimlenn
davalardan çekilmesini
araştırmak üzere Teftiş
lCurulu Başkanlığı'nı gö-
revlendirdiğini -söyledi.
Sungurlu. "Hâkimlerin
görevden çekilmesi işi, bir
görevi savsaklamavsa bu
da Hâkimler ve Savcılar
YüksekKunılu'nunetko-
vacağı bir olavdır" dedi.
1. Adliye Etkinlikleri
dûn Ankara'da Başbakan
MesutYılmaz'ın katıldığı
bir törenle başladı. Yıl-
maz, devlet yönetiminde
adalet dağıtmayı düriist
bir davranış haline getır-
meyenlerin millete ancak
zarar vereceklerini, bu bi-
çimde davTanan yönetim-
lerin kaçınılmaz sonlan-
nın da çöküş olacağını
söyledi. Yılmaz. mahke-
melerin bağımsızlığı ve
yargıç güvencesinın sağ-
lanması. adalet hizmetle-
rinde adil, hızlı ve etkin
sonuç alınması, mevzu-
atın yenilenmesi, yargı
teşkilatının yeniden yapı-
lanması. yargı sisteminin
modern araç ve gereçler-
le takviyesi, duruşma gü-
venliği ve saygınlığının
sağlanmasını adalet ala-
nında öncelikli hedef ola-
rak belirlediklerini söyle-
di.
Gazetecilerin sorulan-
nı yanıtlayan Adalet Ba-
kanı Oltan Sungurlu, Me-
tin Göktepe ve Yaşar Öz
davasında hâkimlerin çe-
kildiğinın anımsatılması
üzerine, yargıyla ilgili ko-
nulann çok duyarlı oldu-
ğunu, bu konuyu araştır-
ması için Teftiş Kurulu
Başkanı'nı görevlendirdi-
ğini söyledi. Teftiş Kuru-
lu'nun ilk olarak çekilme
unsurunu araştıracağını
belirten Sungurlu, hâki-
min davadan çekilmesinin
yargı lamanın bir aşaması
olduğunu bildirdi. Sun-
gurlu "Bu bir yargdanu-
dır. Dolavısr. la bizünAda-
let Bakanhğı olarak hâki-
min yargüamasma taalhık
eden bir işte herhangi bir
müdahalemizolamaz" di-
ye konuştu. Davadan çe-
kilmelerde araştınlacak
diğer bir konunun da hâ-
kime yönelik baskılar ol-
duğunu kaydeden Sun-
gurlu, "Eğer hâkimlerin
üzerinde bir baskı varsa
bu baskılann ne olduğu-
nu öğrenip bunlan kakür-
mak görevinıiz'' dedi.