Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 1997 PAZAR
8 PAZAR YAZILARI
Alman ordusunda yabancı düşmanlığıAlman yazım dili reform geçirecek.
Eğer bu yenileme gerçekleşirse, binin
üzerinde kelimenin yazılışı
değişecek. Hıristiyan Demokratlann
yönetimindekı eyaletlerin kültür
bakanlan büyük bir inat ve dirençle
bu yeniliği gerçekleştirmek
niyetinde. Ancak Almanca'nın bu
denli bir yenilik geçirmesine karşı
çıkanlar pek çok. Yerel
mahkemelerde dava açıp kazananlar.
reformu şimdilik durdurduğu gibi,
Avusturya PEN Kulüp yazarlan da,
başta ünlü Mario Simmel olmak
ûzere. eserlerinin yazılışı
değiştirilmış kelimelerle basılmasını
yasakladı. Alman Hıristiyan
Demokrat politikacılann tüm bu
girişimierinin çok ilginç bir yanı da
var. Gerçekleştirilmek istenen yazım
reformunun tıpatıp benzeri 1941 'de
Hitier de kafasından geçirmiş ve
yapılmasını emretmiş. Nasyonal-
sosyalist düşünceden yola çıkan
"reformcular''ın hazırladığı yasayı
1944'te eğitim bakanı Rust
imzalamış. Ancak 1945 yenilgisi ve
Hitler'in sonu Almanca'nın
"Almanlaşmasını*' önlemiş.
Alman yazım dilınde büyük bir
yenilik isteyen günümüz
uzmanlannın 1944'te aldığı ve
politikalann onayladığı kararlar
nedense nasyonal sosyalistlerin
tasarladıklan ile aynı. Çok ilginç!
Böylesine kapsamlı bir yazım
reformu, ülkede yaşayan 3 milyonun
üzerinde yabancının günlük
yaşamındaki sayısız sorunlanna
mutlaka yenilerini ekleyecek.
Reforma karşıt Almanlar içinde: "Bu
yazım reformu aynı zamanda yabancı
düş,manlığıdır
r
diyenler de var. Ülke
toplumunda 9O'lı yıllarda arttığı
sezilen yabancı düşmanlığı sonunda
Alman ordusuna da sıçradı. Özellikle
doğudan gelen başçavuş. çavuş ve
erler kıtada bu gibi olaylara
kanşmakta. Savunma Bakanı V'olker
Rühe de bir basm toplantısında bunu
itiraf etmek zorunda kaldı. Alt
kademedeki ordu mensuplannm
STUTTCART
AHMET
ARR4D
yarattığı yabancı düşmanı olaylar
1997'nin ilk yansında 1996'ya oranla
yüzde yûz artmış. Rühe bu yıl için 80
olaydan söz etti. Kısa süre önce bir
özel televizyon kanalının ele
geçirdiği 8 saatlik bir video Savunma
Bakanı'nın iyice köşeye sıkıştırdı,
Meclis'te muhalefetle iktidan
birbirine düşürdü. Fılmde,
Saksonya'da konuşlandınlmış bir
taburda erinden subayına "rol alan"
askerlerin Nazilere övgüler
yağdırdığı. yabancı ve Yahudi
düşmanı parolalar attığı izleniyor.
Film baştan sona kaba kuvvete yer
veriyor, radikal sağ propagandası
vapıyor. Genç askerlerin yabancı
aşağılayıcı davTanışlanna sadece
kışlada değil, birlikte çıktıklan hafta
sonu ızinlerinde de tanık olunuyor.
Cumartesıleri diskolarda ya da kent
merkezlerindeki gezintiierde sarhoş
askerlerin yabancı gençlere
saldırdığı. bıçaklı. sopalı kavgalara
neden olduğu sık sık gazete ve
televizyon haberi olmaya başladı.
Sıkıcı kışla akşamlannda olup
bitenler ise tabii genelde gizli kalıyor.
Yine de dışan sızanlara göre. Nazi
şarkılan. SS talimleri. Hitler'e
övgüler. yabancılara sövgüler, onlan
aşağılayan espriler henüz önü
alınamamış olaylardan. Koğuş
duvarlannda Nazi işaretlerine de sık
sık rastlanıyor. Vücutlanna gamalı
haç dövme yaptıran askerlerin sayısı
da gittikçe artmakta. Almanya'dakı
Yahudi cemaatinın önde gelen
liderlerinden lgnaz Bubis'e. bir askeri
okulun konuşmacı olarak katıldığı
yemin töreni bıtıminde kimi
askerlenn: - Yahudi domuzu!" diye
bağırması bardağı taşıran
damlalardan. Bazı bölüklerde
"•yabancı düşmanı" davranışlan
gizleyen komutanlar da var. Askerler
çoğu kez birbirlerini ele vermiyor.
Ancak olaylann artması ve dışan
sızmaya başlaması, geçmişte bu gibi
şeyleri tekzip eden Savunma
Bakanhğı'nı artık "itirafa"
zorlamakta. lki Almanya'nın
birleşmesinin ardmdan ülkede
ekonomik sıkıntılann ve de işsizliğin
çoğalması yabancı düşmanlığını
"besledL" Alman toplumun bazı
kesimlerinde gördüğümüz yabancı
karşıtı davranışlann artık orduda da
izlenmesi ürkütücü. Yoksa
Almanya'da radikal sağ orduya da mı
sızdı? "Herşev kontroTümüzde"
1
diyen Savunma Bakanlığı bir an önce
bu gibi olaylann önüne geçmek
zorunda. Demokratik bir ülke silahlı
kuvvetlerinde böyle "askerler"e göz
yummamalı. Ne de olsa Alman
ordusu son yıllarda sık sık yabancı
ülkelerde banş görevlerine
gönderilmekte.
Akdeniz! Akdeniz!..
ESSEN
GURAY
ÖZ
Avrupa. yüksekten atıp tutmasına rağmen bir mezarlığa
benziyor. Bakımlı, çiçekli. mezar taşlannın her gün
biraz daha modernleştiği bir mezarlık Avrupa.
Şehirlerinde boşuna bir gayretkeşlikle dünyayı
anlamaya ve ama mutlaka yorumlamaya ve ona yön
vermeye meraklı insanlann dolanıp durduğu bu eski ve
yaşlı kıta, davayı çoktan kaybetti. Avrupa'yı en iyi
hangi şehir anlatır? Finans dünyasıntn göklere direk
binalanyla Frankfurt mu
11
Bohemliğini ve çılgınlığını
dünyaya her gün biraz daha pahalı satan Paris mi?
Gittikçe batan Venedik mi? Loş ve soğuk metrolan ile
muhafazakârlığı da bakım istediğıni bir türlü
kavrayamayan Londra mı? Belkı biraz hepsi. Bu
mezarlığın sakinlen, kaybettikleri teknoloji savaşında,
kapatılması güç mesafeden duyduklan ürküntüyle, yeni
dünyaya; Amerika'ya haset ve büyük bir hayranlıkla
bakarlar. Ama beni asıl ilgilendiren yanlan, sürekli
yüksekten bakmayı denedikleri Akdeniz'den ödlerinın
kopmasıdır. Akdeniz onlar için bir kâbustur. Bu
nedenle de .Akdeniz'i hep bir tatil yeri olarak anmayı
ve görmeyi dılerler. Geçen günlerde elime geçen.
tanınmış bir vakfin lise düzeyi öğrenciler için
hazjrladığ; bir broşürde okuduğum kendini , ]v
^
beğenmişlik örneği sayfalar Avrupa ile ilgili
yargılanmı daha da pekiştirdı. Broşürün isminden
başlıyordu yaşlı kıtanın bilinçaltı: "Avrupa sınırsız
mı?" Hiç olur mu! Korkuyla korumaya çalıştığınız
para birimlerinizin, çok yakın bir zamanda yaşlı
nüfusunuzla üstesinden hiçbir zaman gelemeyeceğiniz
ekonominizin çıkarlanna göre değişiyor bildiğiniz gibi
sınırlar. Ama daha önemlisi. Avrupalılık konusundaki
reçeteleriydi: Avrupalılık=Hıristiyanlık=Antik Yunan
kültürü+aydınlanma formülü yetip artıyordu.
Avrupalılığı tanımlamak için. Avnıpa benmerkezciliği.
belki de bu nedenle davayı kaybetmek üzere olduğunun
farkında değil. Antik Yunan kültüriinün köklerinin
şimdiki Avrupa'nın sınırlan dışında hayat bulduğunu.
bu kültürün her şeyden önce Akdenizli olduğunu
bılmezlikten geliyorlar. Aydmlanma ateşinı Avrupa"da
kanla bastumaya çalıştıklannı da çoktan unuttular.
Şimdi geri dönüp Ortaçağın haçlı anlayışının
küllerinden bir şeyler diriltmeye kalkışmalan belki de
eskı bir alışkanlıktan başka bir şey değildir. Ben bir
Akdenizli olarak AvTupa'nın panltılı, ama aynı
zamanda köhne şehirlenni dolaşırken güneşi az gören
bu şehirlerin sakinlerindeki hoşgörüsüzlüğü daha iyi
anlayabıliyorum. Essen'de kanım donarken. azıcık
ısınıverdiğım Paris'te daha çok uzaklarda olmasına
rağmen denizin kokusunu duyuyorum. Geniş ve
düzenli otobanlannda kayıp giderken otomobiller,
kabaran iç sıkıntım. güney Fransa'ya doğru tatsız
düzenliliğini yitıren yollarda geçiyor: heyecan ve
seriiven duygusu sanyor benliğimi. Avignon'da
Akdenizliliğe tutkun Lavvrence Durrel'ın Iskenderiye
üzerine yazdığı satırlan tekrarlarken içimden,
Venedık'in köprülerinde suda yansıyan gölgeme
bakıyorum. Galata nhtımında bir Venedik gemisinden
inen tacirlenn ticaretten anlamaz Osmanlı ile sıkı bir
pazarlığa gıriştiklerini görür gibi oluyorum sulardaki
gölgelerde. Peçievera'da. Limone'de el kol hareketleri
ile sınır tanımaz dillerini bile yetersız bulan Italyanlarla
sohbet ediyorum. Ah! Avrupa. dur düşün biraz;
sömürgelerden çekılip gittikçe sen, kabuğuna kapanıp
kaldın; son kalan hazinelerirü konıma kaygusuna
düştün. Ama bak dünya hâlâ zengin ve sen asıl
ihtiyacın olan iç zengınliğini gittikçe kaybediyorsun.
Sen eskiden sömürgeler edinmek için koşardın
Akdenız'den öteye; bak şimdi onlar. senin anlaşılmaz
bir burnu büyüklükle hep dudak büktüğün kültürleriyle
geliyorlar sana doğru. Ve biliyor musun çaresizsin
aslında. Yaşlısın çünkü. Çünkü senin bir mezarlığa
benzeyen şehirlerin sana göç edenlerin getırdiği
sıcaklıkla ısınmaya başJadı çoktan. Sıkıntıyla bakınıp
duruyorsun etrafina. göçmenlerin işledikleri suçlann
istatistiklenyle oyalanıyor. boşu boşuna yeni duvarlar
örmeye çalışıyorsun. Oysa senin günahlanrun yanında
ne kadar masum kalır göçmen delikanlılann işledikleri
suçlar. Onlan kuşatan. sıkıntıya sokan, deli dolu
kanlannı. ılgısizliğin buzdağı ile vurup kırmaya. çalıp
çırpmaya yönelten de sensin aslında.
Paniğe kapılma yaşlı Avrupa! Kabuğundan çık ve
AvTupa'dan çok ama çok büyük olan dünyaya bak,
tarihe bak. Senin şehirlerinde her bir taşın üzerinde
yazılı zengınhk hep bir başkasının da izlerini taşıdı;
geçmiş çağlann kargaşası içinde, kavganm ve banşın
dağdağası içinde yazıldı. Turist olarak gittiğin
Akdeniz'in güneşi yalnızca turist güneşi değildir
unutma!
Ruhunu da ısıtabilirsin istersen o güneşte!
er ue uıtınıııı sever... e n b ü > ü k z e v k i b i s i k l e t
|e
gezmek! 3 yaşındaki
w
Dahi köpek" Momotaro 6 haftada bisiklete binmeyi öğrenmiş.
Dahi köpeğin sahibi Kazuhiro Nishi. televizyon programları ve fılmlerde rol alan
hayvanlan eğitiyor. Japonya'nın en iyi hayvan eğitmeni olan Nishi, köpeği
Momotaro'yla gurur duyuyor. Nishi ile Momotaro, Tokyo'da bisikletle pazar
gezmeJerine çıkryor.
VEFAT
Merhum Alı ve Esma Muezzınoğlu nun
oğulları Zıya. Huseyın, Nacı ve Kemal
Muezzınoglu ile Gunay Kuçukgoncu nun
sevgılı kardeşlerı Nare Pıraye ve Melıke
Esma Rabıa Muezzınoğlu nun bıncık
babaian dcğa sevgısıyle doiu mLmtaz ınsan
ALİ HİKMET
MÜEZZİNOĞLU
1 Kasım 1997 gunu hakkın rahmetme
kavuşmuştur Azız Naaşı 2 Kas.m pazar
gunu Silıvrı Pırı Paşa Camıı'nde k'lınacak
cgle namazını ardından Sılıvrı Yeni Mezardk
ta toc'353 verılecektır
Çe'enk gonderıirr.emesı. arzu eöenierın
T
ema Vakfma bağış yapmaları rıca olunur.
ÎEMA VAK
C
I 8ANKA HESAP NO İST. YAPI KREDI BANKSSI
2581O0214
T
-7 İST. ZIRAVT BANKASI 1926
ŞAMSUN2.İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Sayı: 1997 325 Esas
Alacaklı Necdet Telcioğlu vekili Av. Ediz Durmuş
Bilgin'e borçlu Samsun Sanayi Sitesi Hal Arkası No:
9'da ikamet eden Nurten Çakar-/ Rjzvan Çakar ve
Remzi Çakar'ın adreslerine çıkanlan tebligatlar bila
tebliğ iade edilmiş olup adı geçen borçlulann Zabıta'ca
adreslerinin tespıtı ıstenmiş olup Zabıta'ca da adresleri
tespit edilemediğinden alacaklı vekilinin talebine atfen
ilanen teblıgat yapılmasına karar verilmiştır. Karar ge-
reğince işbu ilanın tebligat yerine geçerli olmak üzere
tirajı yüksek gazetelerden birinde yayımlanmak üzere
ilanen tebliğ olunur. 08.10.1997 B'asm: 45855
DENİZLİ 4. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1997/688
Davacı Fatma Deyeci vekili tarafindan davalı Süley-
man Adıbelli aleyhine açılan kamulaştırma bedelinın
arttınlması davasında: Davalı Denizlı Karaman Mah.
1713 Sok. No: 13 adresinde mukim Süleyman Adıbel-
li'nın tüm aramalara rağmen bulunamadığından, dava
dilekçe ve duruşma gününün ilanen tebliğıne karar ve-
rilmiş olup, 13.11.1997 günü, saat 09.00'da kendisı ve-
ya temsil ettireceği vekılle davasını takip ettirmesi. ak-
si halde vargılamava yokluğunda devam edilecegi ve bu
şekilde karar verileceği, bu nedenle dava dilekçesi ve
meşnıhatı ilanen tebliğ olunur. 8.10.1997 Basın: 45866
Cumhuriyet
kitap kulübü
TÜYAP 16. İSTANBUL KİTAP FUARI'NDA
İMZAGUNU
2 Kasım Pazar (Bugün)
HUNER TUNCER
Saat:14.00
Stand No:85-86 A(Alt kat)
Adres:Tüyap Sergi Salonu Tepebaşı-lstanbul
İSKENDERUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1997-350
Davalı: Bilal Yalgın- Adresi meçhul
Davacı Türkan Yalgın tarafindan davalı aleyhine açılmış bulunan boşanma davası-
nın yapılan duruşmasında:
Admıza çıkanlan davetıyede tamnmadığmızdan bahisle iade edilmiş olması üzeri-
ne yapılan zabıta tahkikatında da adresiniz meçhul kaldığından ilanen duruşma günü-
nün tebliğine karar verilmiş, duruşma 28.11.199V günü saat 09.00'a talık edilmiştir.
Mezkûr gün ve saatte gelmeniz, gelmedığiniz veya bir vekille de temsil ettirmediğinız
takdırde davanın yokluğunuzda bitirileceği davetiye yerine kaim olmak üzere ilan olu-
nur. 2.10.1997 ' Basm: 46423
İSKENDERUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1997326
Davalı: Mustafa Ersoy- Adresi meçhul
Davacı Elıfe Ersoy tarafindan davalı aleyhine açılmış bulunan boşanma davasının ya-
pılan duruşmasında:
Adınıza çıkanlan davetiyede tanınmadığınızdan bahisle iade edilmiş olması üzerine
yapılan zabıta tahkikatında da adresiniz meçhul kaldığından ilanen duruşma gününün
tebliğine karar verilmiş. duruşma 18.11.1997 günü saat 09.15'e talik edilmiştir. Mezkûr
gün ve saatte gelmeniz. gelmediğiniz veya bir vekille de temsil ettirmediğiniz takdirde
davanın yokluğunuzda bitirileceği davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olu-
nur. 24.9.1997 Basın: 46426
"Sosyol demokratlara,
demokratik solculara"
ya da hiçbiri
olmayanlara
bulunmaz bir kaynak.
Türkiye 'deki siyasal
oluşumları
değerlendirmek için
mutlaka okunmalı:
DENİZ KA VUKÇUOĞLU yazdı:
KARL MAKX'TAN GÜNÜMÜZE
ALMANYA'DA SOSYAL DEMOKRASt
TÜYAP, 16. İstanbul
Kitap Fuarı 'nda
$ ÜMtT YAYINCILIK$
B Katı, 15. Sokak
ANTALYA ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1997/559
Davacı 1. Abdullah Hacışabanoğlu tarafindan davalı Fehime Muhaffel (Topala) aley-
hine 17.6.1997 günlü dilekçe ile açılan davada; Ertuğrul Büyükbaylf ya aıt tapunun An-
talya Ahatlı (Bayındır) Mah. 6271 ada, 12 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine Antalya 1.
Noterliği'nin 5859 yevmiye numarasında kayıtlı olarak 26.1./ 1993 tarihinde yaptlan
satış vaadi ve daire karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden yüklenici Fehime Muhaffel
tarafindan inşa edilen apartmanm 6 numarah dairesinin arsa payının davacı adına tes-
ciline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalının bilinen adresinde tebligat yapılamamış, adına ilanen tebliğ yapılmasına
karar verilmiştır.
Davalı Fehime Muhaffel'in (Topala) duruşmamn yapılacağı 27/11/1997 günü saat
10.50'de duruşmada bızzat hazır bulunması veya bir avukatla kendini temsil ettirmesi,
ne gibi delilleri varsa duruşmada hazır etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde davaya yok-
luğunda bakılarak karar venlecektir.
Dava dilekçesi duruşma günü tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basm: 45823
ESKİŞEHİR ASLİYE 2. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1997/326 Esas
Davacı Sacit Arda vekili Av. Orhan Dallar tarafindan davalı Bahriye Arda aleyhine
mahkememizde açılan velayetin nez'i davasının yapılan açık yargılaması sırasında ve-
rilen ara karan gereğince;
Ivedık Caddesi. 173. Sokak No: 4 Yenimahalle'Ankara adresınde ikamet eden dava-
lı Bahriye Arda'ya dava dilekçesi tebliğ edilemediğinden ilanen tebliğine karar verilmiş
olup, velayetin nez'i isteği ile ilgili davanın 25.11.1997 tarihinde, saat 09.00'daki duruş-
masında hazır bulunması. duruşmaya gelmediğinde yokluğunda yargılamaya devam
edilecegi ve karar verileceği hususu ilanen tebliğ olunur.
Basın: 45879
Hele bir de
âşık olmuşsan
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
Soğuk bir Moskova sabahına
uyanmışsın. Ama yüreğinin
dırdın yok; için sımsıcak;
solundan falan olmayacak
kalkışın. biliyorsun: az
uyumuş olmana da aldıracak
değilsin. Güzel bir günün
başladığını fisıldıyorsun
kendine; oysa bir zamanlar
böyle telkinlerle nasıl alay
ederdin... Küçük banyon hiç
de ıç karartıcı görünmüyor
bugün; sıcak su musluğunun
ayannın ancak gürültü
eşliğinde mümkün olması da
vızıltı geliyor; dahası
hamamın esas sahibi
edasıyla dolaşan
hamamböceklerini neredeyse
şefkatle izliyorsun
('"Giderek büyüyorlar
keratalar") ve son
zamanlarda sıkça düşünüp de
bir türlü uygulamadığın
ilaçlama-yok etme
operasyonunu daha uzun bir
süre erteleme karan
alıveriyorsun. böceklere
sabah hediyesi olarak...
Kahve yine bitmiş. varsın
bitsin; sen de çay içıverirsin
ne olacak? O da mı bitmiş?
Kıyamet mi kopar sanki. sen
de kendine bir güzel meyve
suyu sıkarsın! (Hem
Avrupalılar da böyle
yapıyormuş!) Mutfağın
penceresinden ilk kez
bugünün şehriyle
karşılaşıyor bakışın; yine
puslu bir hav a. yine gökyüzü
yere yığılmış. Ama her
havanın kendine göre bir
havası var derler; bu cümleyi
de bir ara analiz etmeli. Ve
elbette. karşı apartmandaki
evde kalmış bugudiler yine
sabah sabah cama tünemiş;
gözaltındasın yine. Gerçi
onu da anlamak lazım, bu
zamanda koca bulmak kolay
mı: hem seninle ve daha 10-
15 kişiyle carridin kufma'yâ
çalıştîği platonik ilişkilerde
gerçek hayattan çok daha
temiz hayaller üretıyordur
belki de. Sabah gazeteleri
bugün de mi gecikmiş?
Olsun. Kolay mı bu kışta
kıyamette gazeteci ve postacı
olmak. Yetişemiyorlar işte.
AfFetmeyi bilmeli insan.
Üstelik sabah kahvesini,
pardon, meyve suyunu
içerken gazete okuma pozu,
Allah'ın emri değil ya!
Televizyonun aslanlar gibi
çalışır nasıl olsa. Açıyorsun
ve yine o Brezilya
dizilerinden biri karşında.
Ama bugün kendini iyi
hıssediyorsun ve
sınirlenmeye hiç niyetin yok.
Hem bu tür dizileri annen de
dahil mılyonlarca insan
izliyor dünyada; sen de biraz
izlesen, insanlığı daha iyi
anlama gibi bir şansın olmaz
mı acep? Başroldeki uzun
boylu yetenek düşmanmın
saçlanna takılıyor gözlerin;
film boyunca adam yatıyor,
kalkıyor, yüzüyor, kavga
ediyor: ama saç hep aynı
biçimde; bir dakika için bile
bozulduğu yok. Sen
bozulmaya başlıyorsun. Ama
neyse! İşte öteki kanalda
haberler: Jirinovski yine
Çeçenleri ve Türkleri
suçlamış. Yeltsin geleneksel
cuma konuşmasında
kardeşliğin önemini
vurguluyor. Hayır. hiçbir şey
senin moralıni bozamayacak
bugün! Teybeyönelip
bildiğin ve istediğin sesleri
çıkaracağından emın
olduğun bir kasedi
yerleştiriyorsun. Oh be! Ne
güzel bir sabah!.. Bugün
yine bir sürü işin var. Bir
kısmı sevgilı mesleğinin
keyifli işleri. bir kısmı para
kazanmak için mecburi.
lstemediğin insanlarla
konuşmak zorunda
kalacaksın yine. Ama bazı
görüşmeleri pazartesiye
ertelemen hiç de zor değil; o
gün gelsin hele, bir kez daha
düşünürsün. Masada
geceden kalma bazı notlann;
güncen eski dostlara ve tatlı
suç ortaklanna özgü anlayışlı
bir gülümsemeyle sana
bakjyor; bir ikı de şiir kitabı;
dünden kalma hoş bir
dağınıklık. Ve unutulmuş bir
saç tokası. senin ona hediye
ettiğin. Aptalca bir
gülümsemeyle dalıyorsun
yine bir yerlere. Sonra elin
telefona gıdiyor: Acaba
uyanmış mıdır? Tokasını
bilerek mı unuttu? Ne güzel
bir kış olacak bu yıl
Moskova'da. Dışardaki hava
da adamı çıvi gibi yapar
şimdi. Çorabının tekini
bulamadığın için dünyadan'
nefret edecek değilsin ya!
Hem gazeteler de yakında
gelir. Şu hamamböceklerini
öldürme işınden vazgeçtiğin
için ne kadar alicenap
hissediyorsun kendini;
hakkın da yok değil hani.
Dünya hiç de o kadar kötü
değil; halt etmiş bugün
Camus ve öteki kötümserler.
Yaşamak gerçekten güzel.
Televizyondaki Brezilya
dizisinde bile ayn bir
sıcaklık var. Hele
televizyonun önünde duran
saç tokası yok mu!..
PENDİK BİRLNCİ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 199786
Hukuk Hâkimı: Ismet Yıldınm 18570
Zabıt Kâtibı: Mustafa Kemal Keskin 363
Davacı: Hazine'ye izafeten İstanbul Defterdarlığı Mu-
hakemat Müdürlüğü İstanbul
Vekili: Av. Sumru Şahin: İstanbul Defterdarlığı'nda
Hazine avnkatı İstanbul
Davalı: Hasımsız Dava: Gaiplik
Davacı Hazine tarafindan hasımsız olarak mahkeme-
mizde açılmış bulunan gaiplik davasının yapılan açık du-
ruşması sırasında:
Pendik ilçesi, Dolayoba köyü, Zeytinağılı mevkiinde
kain 22 pafta. 3031 parsel ve bu parselin geldisi olan 22
pafta. 487 parselin maliki olan Şekure isımli şahsın adre-
sinin bulunamadığını. nerede olduğunun bilınmediğini,
taşınmazlann ıdaresi için Kartal Sulh Hukuk Mahkeme-
si'nın 16.5.1986 tanhve 996-394 esas. 986501 karar sa-
yılı ilamıyla kayyum tayin yapıldığını. 3561 sayılı yasa
gereği taşınmazın idaresinın bu zamana kadar kayyum
sıfatıyla defterdarlık tarafindan yapıldığını. kanunda ön-
görülen 10 yıllık sürenin dolduğunu, bu zamana kadar ta-
şınmazın maliki olarak görünen Şekure'nin ortaya çık-
madığı gibi bu zamana kadar adresinin de tespit edileme-
diğini, bu nedenle gaiplığine karar verilmesini istemiş,
mahkememizce de adresi tespit edilmediği gibi dava
dilekçesi de kendisine tebliğ edilememiş olduğundan
duruşma günü ve saatinin ilanen tebliğine karar verilmiş-
tir. Pendik ilçesi, Dolayoba Zeytinağılı mevkiinde kain
bulunan 22 pafta, 3031 parsel ve bu parselin geldisi olan
22 pafta, 487 parselin maliki Şekure'yi tanıyan ve bilen-
lerin, bu taşınmazlarla ilgi ve alakası olanlann, hak talep
edenlerin duruşma günü olan 25.12.1997 günü saat
11.10'da mahkememiz duruşma salonunda hazır bulun-
malan, davaya karşı diyecekleri var ıse yazılı olarak bız-
zat mahkememize başvurmalan. mazeretsiz duruşmaya
gelmedikleri. kendilerini bir vekille temsil ettirmedikleri
takdirde yokluklannda tahkikat icra olunarak Şekure'nin
gaipliğine karar verileceğinin bilinmesı davetiye yerine
kaim olmak üzere HUMK'nin 509-510. maddeleri
gereğince ilanen tebliğ olurıur. 14.10.1997
Basın: 46656
PENDİK SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1997'879 Esas
Mahkememizin 1997/879 esas 1997/957 karar sayılı
23.9.1997 tanhli ilamı ile Pendik Batı Mah. Çatra mev-
kiinde eski 768. yeni 2311 ada, 24 parselde kayıtlı 60 m2
miktarlı arsa vasfındaki taşınmazın tamamının sahibi
Ahmet oğlu, Ibrahim'e 3561 sayılı kanunun 2. maddesi
hükmü uyannca Hazine hak ve menfaati söz konusu ol-
duğundan, aynı yasa hükmü gereğince en büyük mal me-
muru İstanbul Defterdan'nın kayyum olarak tayin edildi-
ği ilan olunur. 1.10.1997 Basm: 46649