19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 1997 PAZAR 8 PAZAR YAZILARI Alman ordusunda yabancı düşmanlığıAlman yazım dili reform geçirecek. Eğer bu yenileme gerçekleşirse, binin üzerinde kelimenin yazılışı değişecek. Hıristiyan Demokratlann yönetimindekı eyaletlerin kültür bakanlan büyük bir inat ve dirençle bu yeniliği gerçekleştirmek niyetinde. Ancak Almanca'nın bu denli bir yenilik geçirmesine karşı çıkanlar pek çok. Yerel mahkemelerde dava açıp kazananlar. reformu şimdilik durdurduğu gibi, Avusturya PEN Kulüp yazarlan da, başta ünlü Mario Simmel olmak ûzere. eserlerinin yazılışı değiştirilmış kelimelerle basılmasını yasakladı. Alman Hıristiyan Demokrat politikacılann tüm bu girişimierinin çok ilginç bir yanı da var. Gerçekleştirilmek istenen yazım reformunun tıpatıp benzeri 1941 'de Hitier de kafasından geçirmiş ve yapılmasını emretmiş. Nasyonal- sosyalist düşünceden yola çıkan "reformcular''ın hazırladığı yasayı 1944'te eğitim bakanı Rust imzalamış. Ancak 1945 yenilgisi ve Hitler'in sonu Almanca'nın "Almanlaşmasını*' önlemiş. Alman yazım dilınde büyük bir yenilik isteyen günümüz uzmanlannın 1944'te aldığı ve politikalann onayladığı kararlar nedense nasyonal sosyalistlerin tasarladıklan ile aynı. Çok ilginç! Böylesine kapsamlı bir yazım reformu, ülkede yaşayan 3 milyonun üzerinde yabancının günlük yaşamındaki sayısız sorunlanna mutlaka yenilerini ekleyecek. Reforma karşıt Almanlar içinde: "Bu yazım reformu aynı zamanda yabancı düş,manlığıdır r diyenler de var. Ülke toplumunda 9O'lı yıllarda arttığı sezilen yabancı düşmanlığı sonunda Alman ordusuna da sıçradı. Özellikle doğudan gelen başçavuş. çavuş ve erler kıtada bu gibi olaylara kanşmakta. Savunma Bakanı V'olker Rühe de bir basm toplantısında bunu itiraf etmek zorunda kaldı. Alt kademedeki ordu mensuplannm STUTTCART AHMET ARR4D yarattığı yabancı düşmanı olaylar 1997'nin ilk yansında 1996'ya oranla yüzde yûz artmış. Rühe bu yıl için 80 olaydan söz etti. Kısa süre önce bir özel televizyon kanalının ele geçirdiği 8 saatlik bir video Savunma Bakanı'nın iyice köşeye sıkıştırdı, Meclis'te muhalefetle iktidan birbirine düşürdü. Fılmde, Saksonya'da konuşlandınlmış bir taburda erinden subayına "rol alan" askerlerin Nazilere övgüler yağdırdığı. yabancı ve Yahudi düşmanı parolalar attığı izleniyor. Film baştan sona kaba kuvvete yer veriyor, radikal sağ propagandası vapıyor. Genç askerlerin yabancı aşağılayıcı davTanışlanna sadece kışlada değil, birlikte çıktıklan hafta sonu ızinlerinde de tanık olunuyor. Cumartesıleri diskolarda ya da kent merkezlerindeki gezintiierde sarhoş askerlerin yabancı gençlere saldırdığı. bıçaklı. sopalı kavgalara neden olduğu sık sık gazete ve televizyon haberi olmaya başladı. Sıkıcı kışla akşamlannda olup bitenler ise tabii genelde gizli kalıyor. Yine de dışan sızanlara göre. Nazi şarkılan. SS talimleri. Hitler'e övgüler. yabancılara sövgüler, onlan aşağılayan espriler henüz önü alınamamış olaylardan. Koğuş duvarlannda Nazi işaretlerine de sık sık rastlanıyor. Vücutlanna gamalı haç dövme yaptıran askerlerin sayısı da gittikçe artmakta. Almanya'dakı Yahudi cemaatinın önde gelen liderlerinden lgnaz Bubis'e. bir askeri okulun konuşmacı olarak katıldığı yemin töreni bıtıminde kimi askerlenn: - Yahudi domuzu!" diye bağırması bardağı taşıran damlalardan. Bazı bölüklerde "•yabancı düşmanı" davranışlan gizleyen komutanlar da var. Askerler çoğu kez birbirlerini ele vermiyor. Ancak olaylann artması ve dışan sızmaya başlaması, geçmişte bu gibi şeyleri tekzip eden Savunma Bakanhğı'nı artık "itirafa" zorlamakta. lki Almanya'nın birleşmesinin ardmdan ülkede ekonomik sıkıntılann ve de işsizliğin çoğalması yabancı düşmanlığını "besledL" Alman toplumun bazı kesimlerinde gördüğümüz yabancı karşıtı davranışlann artık orduda da izlenmesi ürkütücü. Yoksa Almanya'da radikal sağ orduya da mı sızdı? "Herşev kontroTümüzde" 1 diyen Savunma Bakanlığı bir an önce bu gibi olaylann önüne geçmek zorunda. Demokratik bir ülke silahlı kuvvetlerinde böyle "askerler"e göz yummamalı. Ne de olsa Alman ordusu son yıllarda sık sık yabancı ülkelerde banş görevlerine gönderilmekte. Akdeniz! Akdeniz!.. ESSEN GURAY ÖZ Avrupa. yüksekten atıp tutmasına rağmen bir mezarlığa benziyor. Bakımlı, çiçekli. mezar taşlannın her gün biraz daha modernleştiği bir mezarlık Avrupa. Şehirlerinde boşuna bir gayretkeşlikle dünyayı anlamaya ve ama mutlaka yorumlamaya ve ona yön vermeye meraklı insanlann dolanıp durduğu bu eski ve yaşlı kıta, davayı çoktan kaybetti. Avrupa'yı en iyi hangi şehir anlatır? Finans dünyasıntn göklere direk binalanyla Frankfurt mu 11 Bohemliğini ve çılgınlığını dünyaya her gün biraz daha pahalı satan Paris mi? Gittikçe batan Venedik mi? Loş ve soğuk metrolan ile muhafazakârlığı da bakım istediğıni bir türlü kavrayamayan Londra mı? Belkı biraz hepsi. Bu mezarlığın sakinlen, kaybettikleri teknoloji savaşında, kapatılması güç mesafeden duyduklan ürküntüyle, yeni dünyaya; Amerika'ya haset ve büyük bir hayranlıkla bakarlar. Ama beni asıl ilgilendiren yanlan, sürekli yüksekten bakmayı denedikleri Akdeniz'den ödlerinın kopmasıdır. Akdeniz onlar için bir kâbustur. Bu nedenle de .Akdeniz'i hep bir tatil yeri olarak anmayı ve görmeyi dılerler. Geçen günlerde elime geçen. tanınmış bir vakfin lise düzeyi öğrenciler için hazjrladığ; bir broşürde okuduğum kendini , ]v ^ beğenmişlik örneği sayfalar Avrupa ile ilgili yargılanmı daha da pekiştirdı. Broşürün isminden başlıyordu yaşlı kıtanın bilinçaltı: "Avrupa sınırsız mı?" Hiç olur mu! Korkuyla korumaya çalıştığınız para birimlerinizin, çok yakın bir zamanda yaşlı nüfusunuzla üstesinden hiçbir zaman gelemeyeceğiniz ekonominizin çıkarlanna göre değişiyor bildiğiniz gibi sınırlar. Ama daha önemlisi. Avrupalılık konusundaki reçeteleriydi: Avrupalılık=Hıristiyanlık=Antik Yunan kültürü+aydınlanma formülü yetip artıyordu. Avrupalılığı tanımlamak için. Avnıpa benmerkezciliği. belki de bu nedenle davayı kaybetmek üzere olduğunun farkında değil. Antik Yunan kültüriinün köklerinin şimdiki Avrupa'nın sınırlan dışında hayat bulduğunu. bu kültürün her şeyden önce Akdenizli olduğunu bılmezlikten geliyorlar. Aydmlanma ateşinı Avrupa"da kanla bastumaya çalıştıklannı da çoktan unuttular. Şimdi geri dönüp Ortaçağın haçlı anlayışının küllerinden bir şeyler diriltmeye kalkışmalan belki de eskı bir alışkanlıktan başka bir şey değildir. Ben bir Akdenizli olarak AvTupa'nın panltılı, ama aynı zamanda köhne şehirlenni dolaşırken güneşi az gören bu şehirlerin sakinlerindeki hoşgörüsüzlüğü daha iyi anlayabıliyorum. Essen'de kanım donarken. azıcık ısınıverdiğım Paris'te daha çok uzaklarda olmasına rağmen denizin kokusunu duyuyorum. Geniş ve düzenli otobanlannda kayıp giderken otomobiller, kabaran iç sıkıntım. güney Fransa'ya doğru tatsız düzenliliğini yitıren yollarda geçiyor: heyecan ve seriiven duygusu sanyor benliğimi. Avignon'da Akdenizliliğe tutkun Lavvrence Durrel'ın Iskenderiye üzerine yazdığı satırlan tekrarlarken içimden, Venedık'in köprülerinde suda yansıyan gölgeme bakıyorum. Galata nhtımında bir Venedik gemisinden inen tacirlenn ticaretten anlamaz Osmanlı ile sıkı bir pazarlığa gıriştiklerini görür gibi oluyorum sulardaki gölgelerde. Peçievera'da. Limone'de el kol hareketleri ile sınır tanımaz dillerini bile yetersız bulan Italyanlarla sohbet ediyorum. Ah! Avrupa. dur düşün biraz; sömürgelerden çekılip gittikçe sen, kabuğuna kapanıp kaldın; son kalan hazinelerirü konıma kaygusuna düştün. Ama bak dünya hâlâ zengin ve sen asıl ihtiyacın olan iç zengınliğini gittikçe kaybediyorsun. Sen eskiden sömürgeler edinmek için koşardın Akdenız'den öteye; bak şimdi onlar. senin anlaşılmaz bir burnu büyüklükle hep dudak büktüğün kültürleriyle geliyorlar sana doğru. Ve biliyor musun çaresizsin aslında. Yaşlısın çünkü. Çünkü senin bir mezarlığa benzeyen şehirlerin sana göç edenlerin getırdiği sıcaklıkla ısınmaya başJadı çoktan. Sıkıntıyla bakınıp duruyorsun etrafina. göçmenlerin işledikleri suçlann istatistiklenyle oyalanıyor. boşu boşuna yeni duvarlar örmeye çalışıyorsun. Oysa senin günahlanrun yanında ne kadar masum kalır göçmen delikanlılann işledikleri suçlar. Onlan kuşatan. sıkıntıya sokan, deli dolu kanlannı. ılgısizliğin buzdağı ile vurup kırmaya. çalıp çırpmaya yönelten de sensin aslında. Paniğe kapılma yaşlı Avrupa! Kabuğundan çık ve AvTupa'dan çok ama çok büyük olan dünyaya bak, tarihe bak. Senin şehirlerinde her bir taşın üzerinde yazılı zengınhk hep bir başkasının da izlerini taşıdı; geçmiş çağlann kargaşası içinde, kavganm ve banşın dağdağası içinde yazıldı. Turist olarak gittiğin Akdeniz'in güneşi yalnızca turist güneşi değildir unutma! Ruhunu da ısıtabilirsin istersen o güneşte! er ue uıtınıııı sever... e n b ü > ü k z e v k i b i s i k l e t |e gezmek! 3 yaşındaki w Dahi köpek" Momotaro 6 haftada bisiklete binmeyi öğrenmiş. Dahi köpeğin sahibi Kazuhiro Nishi. televizyon programları ve fılmlerde rol alan hayvanlan eğitiyor. Japonya'nın en iyi hayvan eğitmeni olan Nishi, köpeği Momotaro'yla gurur duyuyor. Nishi ile Momotaro, Tokyo'da bisikletle pazar gezmeJerine çıkryor. VEFAT Merhum Alı ve Esma Muezzınoğlu nun oğulları Zıya. Huseyın, Nacı ve Kemal Muezzınoglu ile Gunay Kuçukgoncu nun sevgılı kardeşlerı Nare Pıraye ve Melıke Esma Rabıa Muezzınoğlu nun bıncık babaian dcğa sevgısıyle doiu mLmtaz ınsan ALİ HİKMET MÜEZZİNOĞLU 1 Kasım 1997 gunu hakkın rahmetme kavuşmuştur Azız Naaşı 2 Kas.m pazar gunu Silıvrı Pırı Paşa Camıı'nde k'lınacak cgle namazını ardından Sılıvrı Yeni Mezardk ta toc'353 verılecektır Çe'enk gonderıirr.emesı. arzu eöenierın T ema Vakfma bağış yapmaları rıca olunur. ÎEMA VAK C I 8ANKA HESAP NO İST. YAPI KREDI BANKSSI 2581O0214 T -7 İST. ZIRAVT BANKASI 1926 ŞAMSUN2.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Sayı: 1997 325 Esas Alacaklı Necdet Telcioğlu vekili Av. Ediz Durmuş Bilgin'e borçlu Samsun Sanayi Sitesi Hal Arkası No: 9'da ikamet eden Nurten Çakar-/ Rjzvan Çakar ve Remzi Çakar'ın adreslerine çıkanlan tebligatlar bila tebliğ iade edilmiş olup adı geçen borçlulann Zabıta'ca adreslerinin tespıtı ıstenmiş olup Zabıta'ca da adresleri tespit edilemediğinden alacaklı vekilinin talebine atfen ilanen teblıgat yapılmasına karar verilmiştır. Karar ge- reğince işbu ilanın tebligat yerine geçerli olmak üzere tirajı yüksek gazetelerden birinde yayımlanmak üzere ilanen tebliğ olunur. 08.10.1997 B'asm: 45855 DENİZLİ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1997/688 Davacı Fatma Deyeci vekili tarafindan davalı Süley- man Adıbelli aleyhine açılan kamulaştırma bedelinın arttınlması davasında: Davalı Denizlı Karaman Mah. 1713 Sok. No: 13 adresinde mukim Süleyman Adıbel- li'nın tüm aramalara rağmen bulunamadığından, dava dilekçe ve duruşma gününün ilanen tebliğıne karar ve- rilmiş olup, 13.11.1997 günü, saat 09.00'da kendisı ve- ya temsil ettireceği vekılle davasını takip ettirmesi. ak- si halde vargılamava yokluğunda devam edilecegi ve bu şekilde karar verileceği, bu nedenle dava dilekçesi ve meşnıhatı ilanen tebliğ olunur. 8.10.1997 Basın: 45866 Cumhuriyet kitap kulübü TÜYAP 16. İSTANBUL KİTAP FUARI'NDA İMZAGUNU 2 Kasım Pazar (Bugün) HUNER TUNCER Saat:14.00 Stand No:85-86 A(Alt kat) Adres:Tüyap Sergi Salonu Tepebaşı-lstanbul İSKENDERUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1997-350 Davalı: Bilal Yalgın- Adresi meçhul Davacı Türkan Yalgın tarafindan davalı aleyhine açılmış bulunan boşanma davası- nın yapılan duruşmasında: Admıza çıkanlan davetıyede tamnmadığmızdan bahisle iade edilmiş olması üzeri- ne yapılan zabıta tahkikatında da adresiniz meçhul kaldığından ilanen duruşma günü- nün tebliğine karar verilmiş, duruşma 28.11.199V günü saat 09.00'a talık edilmiştir. Mezkûr gün ve saatte gelmeniz, gelmedığiniz veya bir vekille de temsil ettirmediğinız takdırde davanın yokluğunuzda bitirileceği davetiye yerine kaim olmak üzere ilan olu- nur. 2.10.1997 ' Basm: 46423 İSKENDERUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1997326 Davalı: Mustafa Ersoy- Adresi meçhul Davacı Elıfe Ersoy tarafindan davalı aleyhine açılmış bulunan boşanma davasının ya- pılan duruşmasında: Adınıza çıkanlan davetiyede tanınmadığınızdan bahisle iade edilmiş olması üzerine yapılan zabıta tahkikatında da adresiniz meçhul kaldığından ilanen duruşma gününün tebliğine karar verilmiş. duruşma 18.11.1997 günü saat 09.15'e talik edilmiştir. Mezkûr gün ve saatte gelmeniz. gelmediğiniz veya bir vekille de temsil ettirmediğiniz takdirde davanın yokluğunuzda bitirileceği davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olu- nur. 24.9.1997 Basın: 46426 "Sosyol demokratlara, demokratik solculara" ya da hiçbiri olmayanlara bulunmaz bir kaynak. Türkiye 'deki siyasal oluşumları değerlendirmek için mutlaka okunmalı: DENİZ KA VUKÇUOĞLU yazdı: KARL MAKX'TAN GÜNÜMÜZE ALMANYA'DA SOSYAL DEMOKRASt TÜYAP, 16. İstanbul Kitap Fuarı 'nda $ ÜMtT YAYINCILIK$ B Katı, 15. Sokak ANTALYA ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1997/559 Davacı 1. Abdullah Hacışabanoğlu tarafindan davalı Fehime Muhaffel (Topala) aley- hine 17.6.1997 günlü dilekçe ile açılan davada; Ertuğrul Büyükbaylf ya aıt tapunun An- talya Ahatlı (Bayındır) Mah. 6271 ada, 12 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine Antalya 1. Noterliği'nin 5859 yevmiye numarasında kayıtlı olarak 26.1./ 1993 tarihinde yaptlan satış vaadi ve daire karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden yüklenici Fehime Muhaffel tarafindan inşa edilen apartmanm 6 numarah dairesinin arsa payının davacı adına tes- ciline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalının bilinen adresinde tebligat yapılamamış, adına ilanen tebliğ yapılmasına karar verilmiştır. Davalı Fehime Muhaffel'in (Topala) duruşmamn yapılacağı 27/11/1997 günü saat 10.50'de duruşmada bızzat hazır bulunması veya bir avukatla kendini temsil ettirmesi, ne gibi delilleri varsa duruşmada hazır etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde davaya yok- luğunda bakılarak karar venlecektir. Dava dilekçesi duruşma günü tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basm: 45823 ESKİŞEHİR ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1997/326 Esas Davacı Sacit Arda vekili Av. Orhan Dallar tarafindan davalı Bahriye Arda aleyhine mahkememizde açılan velayetin nez'i davasının yapılan açık yargılaması sırasında ve- rilen ara karan gereğince; Ivedık Caddesi. 173. Sokak No: 4 Yenimahalle'Ankara adresınde ikamet eden dava- lı Bahriye Arda'ya dava dilekçesi tebliğ edilemediğinden ilanen tebliğine karar verilmiş olup, velayetin nez'i isteği ile ilgili davanın 25.11.1997 tarihinde, saat 09.00'daki duruş- masında hazır bulunması. duruşmaya gelmediğinde yokluğunda yargılamaya devam edilecegi ve karar verileceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 45879 Hele bir de âşık olmuşsan MOSKOVA HAKAN AKSAY Soğuk bir Moskova sabahına uyanmışsın. Ama yüreğinin dırdın yok; için sımsıcak; solundan falan olmayacak kalkışın. biliyorsun: az uyumuş olmana da aldıracak değilsin. Güzel bir günün başladığını fisıldıyorsun kendine; oysa bir zamanlar böyle telkinlerle nasıl alay ederdin... Küçük banyon hiç de ıç karartıcı görünmüyor bugün; sıcak su musluğunun ayannın ancak gürültü eşliğinde mümkün olması da vızıltı geliyor; dahası hamamın esas sahibi edasıyla dolaşan hamamböceklerini neredeyse şefkatle izliyorsun ('"Giderek büyüyorlar keratalar") ve son zamanlarda sıkça düşünüp de bir türlü uygulamadığın ilaçlama-yok etme operasyonunu daha uzun bir süre erteleme karan alıveriyorsun. böceklere sabah hediyesi olarak... Kahve yine bitmiş. varsın bitsin; sen de çay içıverirsin ne olacak? O da mı bitmiş? Kıyamet mi kopar sanki. sen de kendine bir güzel meyve suyu sıkarsın! (Hem Avrupalılar da böyle yapıyormuş!) Mutfağın penceresinden ilk kez bugünün şehriyle karşılaşıyor bakışın; yine puslu bir hav a. yine gökyüzü yere yığılmış. Ama her havanın kendine göre bir havası var derler; bu cümleyi de bir ara analiz etmeli. Ve elbette. karşı apartmandaki evde kalmış bugudiler yine sabah sabah cama tünemiş; gözaltındasın yine. Gerçi onu da anlamak lazım, bu zamanda koca bulmak kolay mı: hem seninle ve daha 10- 15 kişiyle carridin kufma'yâ çalıştîği platonik ilişkilerde gerçek hayattan çok daha temiz hayaller üretıyordur belki de. Sabah gazeteleri bugün de mi gecikmiş? Olsun. Kolay mı bu kışta kıyamette gazeteci ve postacı olmak. Yetişemiyorlar işte. AfFetmeyi bilmeli insan. Üstelik sabah kahvesini, pardon, meyve suyunu içerken gazete okuma pozu, Allah'ın emri değil ya! Televizyonun aslanlar gibi çalışır nasıl olsa. Açıyorsun ve yine o Brezilya dizilerinden biri karşında. Ama bugün kendini iyi hıssediyorsun ve sınirlenmeye hiç niyetin yok. Hem bu tür dizileri annen de dahil mılyonlarca insan izliyor dünyada; sen de biraz izlesen, insanlığı daha iyi anlama gibi bir şansın olmaz mı acep? Başroldeki uzun boylu yetenek düşmanmın saçlanna takılıyor gözlerin; film boyunca adam yatıyor, kalkıyor, yüzüyor, kavga ediyor: ama saç hep aynı biçimde; bir dakika için bile bozulduğu yok. Sen bozulmaya başlıyorsun. Ama neyse! İşte öteki kanalda haberler: Jirinovski yine Çeçenleri ve Türkleri suçlamış. Yeltsin geleneksel cuma konuşmasında kardeşliğin önemini vurguluyor. Hayır. hiçbir şey senin moralıni bozamayacak bugün! Teybeyönelip bildiğin ve istediğin sesleri çıkaracağından emın olduğun bir kasedi yerleştiriyorsun. Oh be! Ne güzel bir sabah!.. Bugün yine bir sürü işin var. Bir kısmı sevgilı mesleğinin keyifli işleri. bir kısmı para kazanmak için mecburi. lstemediğin insanlarla konuşmak zorunda kalacaksın yine. Ama bazı görüşmeleri pazartesiye ertelemen hiç de zor değil; o gün gelsin hele, bir kez daha düşünürsün. Masada geceden kalma bazı notlann; güncen eski dostlara ve tatlı suç ortaklanna özgü anlayışlı bir gülümsemeyle sana bakjyor; bir ikı de şiir kitabı; dünden kalma hoş bir dağınıklık. Ve unutulmuş bir saç tokası. senin ona hediye ettiğin. Aptalca bir gülümsemeyle dalıyorsun yine bir yerlere. Sonra elin telefona gıdiyor: Acaba uyanmış mıdır? Tokasını bilerek mı unuttu? Ne güzel bir kış olacak bu yıl Moskova'da. Dışardaki hava da adamı çıvi gibi yapar şimdi. Çorabının tekini bulamadığın için dünyadan' nefret edecek değilsin ya! Hem gazeteler de yakında gelir. Şu hamamböceklerini öldürme işınden vazgeçtiğin için ne kadar alicenap hissediyorsun kendini; hakkın da yok değil hani. Dünya hiç de o kadar kötü değil; halt etmiş bugün Camus ve öteki kötümserler. Yaşamak gerçekten güzel. Televizyondaki Brezilya dizisinde bile ayn bir sıcaklık var. Hele televizyonun önünde duran saç tokası yok mu!.. PENDİK BİRLNCİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 199786 Hukuk Hâkimı: Ismet Yıldınm 18570 Zabıt Kâtibı: Mustafa Kemal Keskin 363 Davacı: Hazine'ye izafeten İstanbul Defterdarlığı Mu- hakemat Müdürlüğü İstanbul Vekili: Av. Sumru Şahin: İstanbul Defterdarlığı'nda Hazine avnkatı İstanbul Davalı: Hasımsız Dava: Gaiplik Davacı Hazine tarafindan hasımsız olarak mahkeme- mizde açılmış bulunan gaiplik davasının yapılan açık du- ruşması sırasında: Pendik ilçesi, Dolayoba köyü, Zeytinağılı mevkiinde kain 22 pafta. 3031 parsel ve bu parselin geldisi olan 22 pafta. 487 parselin maliki olan Şekure isımli şahsın adre- sinin bulunamadığını. nerede olduğunun bilınmediğini, taşınmazlann ıdaresi için Kartal Sulh Hukuk Mahkeme- si'nın 16.5.1986 tanhve 996-394 esas. 986501 karar sa- yılı ilamıyla kayyum tayin yapıldığını. 3561 sayılı yasa gereği taşınmazın idaresinın bu zamana kadar kayyum sıfatıyla defterdarlık tarafindan yapıldığını. kanunda ön- görülen 10 yıllık sürenin dolduğunu, bu zamana kadar ta- şınmazın maliki olarak görünen Şekure'nin ortaya çık- madığı gibi bu zamana kadar adresinin de tespit edileme- diğini, bu nedenle gaiplığine karar verilmesini istemiş, mahkememizce de adresi tespit edilmediği gibi dava dilekçesi de kendisine tebliğ edilememiş olduğundan duruşma günü ve saatinin ilanen tebliğine karar verilmiş- tir. Pendik ilçesi, Dolayoba Zeytinağılı mevkiinde kain bulunan 22 pafta, 3031 parsel ve bu parselin geldisi olan 22 pafta, 487 parselin maliki Şekure'yi tanıyan ve bilen- lerin, bu taşınmazlarla ilgi ve alakası olanlann, hak talep edenlerin duruşma günü olan 25.12.1997 günü saat 11.10'da mahkememiz duruşma salonunda hazır bulun- malan, davaya karşı diyecekleri var ıse yazılı olarak bız- zat mahkememize başvurmalan. mazeretsiz duruşmaya gelmedikleri. kendilerini bir vekille temsil ettirmedikleri takdirde yokluklannda tahkikat icra olunarak Şekure'nin gaipliğine karar verileceğinin bilinmesı davetiye yerine kaim olmak üzere HUMK'nin 509-510. maddeleri gereğince ilanen tebliğ olurıur. 14.10.1997 Basın: 46656 PENDİK SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1997'879 Esas Mahkememizin 1997/879 esas 1997/957 karar sayılı 23.9.1997 tanhli ilamı ile Pendik Batı Mah. Çatra mev- kiinde eski 768. yeni 2311 ada, 24 parselde kayıtlı 60 m2 miktarlı arsa vasfındaki taşınmazın tamamının sahibi Ahmet oğlu, Ibrahim'e 3561 sayılı kanunun 2. maddesi hükmü uyannca Hazine hak ve menfaati söz konusu ol- duğundan, aynı yasa hükmü gereğince en büyük mal me- muru İstanbul Defterdan'nın kayyum olarak tayin edildi- ği ilan olunur. 1.10.1997 Basm: 46649
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle