19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gökova'da son piknHc • MtLAS/ÖREN (Cumhuriyet) - Muğla Barosu, Oren Belediyesi ve çevrecilerin çağnsı üzerine gerçekleştinlen "Gökova'da Son Piknık"e Muğla Barosu, Muğla Tabıp Odası. Marmaris Çev-Der, Halkevi, Sınırsız ÇevTe Yolculan, Gökova Sürekli Eylem Kurulu ve Bodrum Gönüllülen katıldı. Eylemciler Ören yolunda piknik yaparken Alman turistler yamaç paraşütleri ile gösteri yaparak destek verdiler. Başbakan Mesut Yılmaz'ın bugün desülfürizasyon temeli atacağı Gökova'daki Kemerköy Termik . Santralı'nda eylem yapan çevreciler. törenin iptalini ve santralın kapatılmasını istediler. Eylemciler "Ya santrallan, ya mahkemeleri kapatın" yazılı pankart açtılar. Ağaç kesimine izinyok • Haber Merkezi - Orman Bakanlığı, Çanakkale'de kömûr üretimi için izin verüen Kocamezarlık ormanlık alanında ağaç kesiminin olmayacağını açıkladı. Gazetemizde 19.10.1997 tarihliÇED köşesinde Oktay Ekınci imzasıyla yayımlanan "Çanakkale Düşmek Üzere" başhklı yazıya bir açıklama gönderen Orman Bakanlığı Basın ve Halkla llişkiler Müşavirliği. yazıda sözü edilen ormanlık alanda ağaç kesilmemesi için Çanakkale ValiliğitlÇevreMüdüriiğü - ve" Müze Müdürlüğü tarafından "'bölgenin incelemeye alındığı" belirrildi. Erbakan'dan asker selamı • KONYA (AA) - RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, rotarlı başlayan Konya gezisinde, askeri havaalanına gelişi sırasında kendisini karşılamak için toplanan partililere "asker selamı" verdi. Erbakan'a eşlik eden konvoy, uzun şehir turu sırasında ülkü ocaklan binasının önünden geçerken balkonda toplanan bir grup tarafından protesto edildi. Bu arada, Erbakan'ın Konya gezısi öncesinde. RP'li korumalarla trafik polisleri arasında tartışma çıktı. Karayolu trafıği ile konvoyu düzenlemek ısteyen partili korumalara, trafik polisleri müdahale ederek "Bu bizim işimiz. siz kanşamazsınız" diye tepki gösterdı. Bu tepki üzerine, RP'h korumalar geri çekildi. Çoplu'nun kurtuluşu • ÇORLU (Cumhuriyet) - Çorlu'nun düşman işgalrnden kurtuluşunun 75. yıldönûmü törenlerle kutlandı. törende konuşan Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, ülkeyi Cezayir'e çevirmek isteyenlere, okula. camiye ve orduya siyaset sokmak isteyenlere göz yummayacaklannı söyledi. Törenlere Baysan'ın yam sıra Tekirdağ Valisi Zeki Şanal. Çorlu Kaymakamı Sabahattin Yücel, Tekirdağ Milletvekili Fevzi Aytekin ile kamu kurum ve kuruluşlanndakı resmi daire müdür ve amirleri katıldı. Kıran'ın evi yıkıldı • ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak ile ilgili çeşitli iddialan gündeme getiren Kejan aşiretinin lideri Ahmet Kıran'ın Siverek'teki evi DYP'li Belediye Başkanı Hasan Çelebi'nin talimatı ile yıktınldı. Siverek Belediyesi Zabıta Amıri Ahmet Güloğlu, yıkım karannın 1996 yılında alınan encümen karanna dayanarak gerçekleştirildiğini söyledi. CHP ve DSP milletvekilleri, düşünce suçu ile insan haklan ihlalleri için yasa istediler Kapsamh af için çağrıANKARA (UBA) -DSP ve CHP milletvekillerinden, hükü- mete, düşünce suçu ve insan hak- lan ihlalleri nedeniyle cezaevine girenler için "genel af* çağnsı geldi. DSP ve CHP'liler cumhu- riyetin 50. yılına rastlayan 1974 yılından sonra af çıkanlmadığına dikkat çekerek,"Toplumsal uzlaş- ma ve banş için genel a f çağnsı yaptılar. Avukat Eşber Yağmurdere- K'nin cezaevine konulmasırun ar- dından Başbakan Yardımcısı Bü- lent Ecevit'in u anlanm özgfirlü- ğü"ne ilişkin yasal düzenleme ıs- teği ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "aP çağnsına DSP ve CHP'li milletvekillerinden "ge- nel af" desteği geldi. DSP ve CHP'li millervekilleri yaptıklan değerlendirmelerde, bireysel af- fın çözüm olmadığını belirterek. "çeteler ve laik demokratik, sos- yal hukuk devletine kastetmeyen- ler" için af isteminde bulundular. DSP ve CHP'li milletvekillerinin görüşlen şö>le: Veli Aksoy (DSP Izmir Millet- vekili): "Türldye'de yülardır af çıkmadı. Düşünce suçlulan. ya- zarlar, çizerier içeride. Aynca in- san haklan sorunu sürüyor. Hü- kümet bunlan göz önünde bulun- durarak bir af çahşması yapmah ve Mecüs'in önüne getirmelidir.1 ' Yılmaz Ateş (CHP Ankara Milletvekili): "Türkiye'nin sos- yal dengeteri özeUikle 12 Eylül'den sonra çok sarsıldı. ÖzeUikle insan haklan ihlalleri, düşünce suçlan- na ilişkin kısıtlamalardan ötürü çok sayıda yıırttaşımızşu anda ce- zaevinde. Bunlar yurtdışında Türkhe'nin kaüklığı bütiin ulus- lararası toplanû ve konferanslar- da aleyhimize büyükbir olumsuz- luk yaraüyor ve av kın bir dunım oluşturuyor. Kısmi uygulamalar yerine idşiye özel olmavan. özel- likle düşünce ve insan haklan ih- lallerine ilişkin ama çeteleri ve de- mokratik, laik, sosyal hukuk dev- letine kastedenleri dışında rutan bir affın yararlı oiacağı kanısuı- davnn." Cevdet Selvi: (DSP Istanbul Milletvekili): "1974 affindan bu yana ülkede çok şey değişti. Geç- mişte suç sa>ilanlann şimdi suç oi- madığı. hükümet edenlerin bile tekrarladığı sözler, düşünceler ha- Kne geldi 12 EvlüJ gibi büvük hak- stzlık içeren taraflı bir ihtilal oldu. Toplumsal huzuru, banşı sağla- mak için af yararlı olacakür. Bu- nun üzerindedurulmahdır. Hatta bu, çetelerin avıklanması için de itirafçılara pişmanlık da içeren bir af yasası olmalıdır." MGV soruşturması genişletfliyor Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı, Milli Gençlik Vakfı'nın, Refah Partisi ve aşın dinci örgütlerle bağlantısını araştınyor ANKARA (Cumhurryet Bürosu) - Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı, Milli Gençlik Vakfı (MGV) hakkında başlattığı soruşturmayı genişletiyor. Yurt çapında yapılan soruşturmayla, MGV'nin RP ve aşın dinci terör örgütlerle bağlantılan araştınlacak. Cumhuri>'efe bılgı veren başsavcılık yetkilileri, MGV'nin gelir ve giderlerinin. RP'li belediyeler ve Islami televizyon kanallanyla ilişkilerinin de soruşturulduğunu kaydettiler. Yetkililer, MGV'nin çalışmalannda yasalara aykın bir durum saptanması durumunda. genel merkez ve tüm şubelerinin kapatılması için dava açılacağını bildirdiler. MGV'nin genel merkez ve şubeleri. geçen ağustos ayında Ankara 1 No'lu DGM'nin karan ile polıs tarafından aranmış ve aşramalar sırasında ele geçirilen bazı video kasetleri ile dokümanlara el konulmuştu. Içişleri Bakanlığı'na başvuran mahkeme, MGVnin bürolannda 6 Ağustos 1997 tarihinde yeniden genel arama yapılmasını ve suç unsuru bulunması durumunda gerekli yasal ışlemlerin başlatılmasını ıstedi. Güvenlik güçlerinin Ankara'da MGV Genel Merkezi ile 6 şubesinde yaptığı aramalarda. şenat çağnlan nedeniyle büyük tepki gören Rıze Bağımsız Milletvekili Şevld Yılmaz ile RP Ankara Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylanın ses kasetleri ile dokümanlar ele geçirildi. Rize ve ılçelennde bulunan MGV şubelerine de polis tarafından baskın düzenlendi. Operasyonda çok sayıda kitapve video ile ses bandına el konuldu. Yan kuruluşlar Ankara DGM Başsavcılığı yetkilileri, MGV'nin 23 yıldır faaliyet gösterdiğini belirterek vakfın 71 il merkezinde bulunan şubesinde 200 bin üyeye sahip olduğunu söylediler. Vakfın 2 bin 500 yan kuruluşunun bulunduğuna dikkat çeken yetkililer, vakfın ticari faaliyetlerini bu yan kuruluşlan aracılığıyla sürdürdüğünü anlattılar. Yetkililer, Adnan Demirtürk'ün genel başkanlığını yürüttüğü vakfın, her yıl yaz kamplannda ilkokul çağında binlerce öğrenciyi eğittiğini belirtirken RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın. partisinin bir genel kurulunda yaptığı konuşmada. "MGV dört fakülteye bedeldir" sözlerine de dikkat çektiler. Kayip eyleminde 129. hafta ™^Jg*E. yetterde kaybeden aileler, 129. hafta da yine Galatasaray'daydı. Aylardır devam eden eylemleri böyunca devletten yakınlannuı alabeti konusunda bir açıklama isteyen Cu- martesi Anneleri, dün ild kaybı daha duyurdu. Anneler, 7 Haziran günü Aksaray'da gözarüna ahnan Mehmet Sait Özmen ve 5 Ağustos günü Mersin'de sivil potislerce gö- türülen Abdülkadir Çakar hakkında acilen açıklama yapıhnasuu istediler. Bu kişile- rin tanıklannuı olduğunu söyleyen avukat Eren Keskin "Devlet bir gün bu kadar ta- nık ve belgenin gölgesinde kalmayacakür. Bağımsız yargı önünde bir gün konuşmak zorunda kalacaknr" dedi (Fotoğraf: SAADET USLU) İzmirli edebiyatcılar bir araya gelerek Özfaturaya tepkilerini dile getirdi 6 Kirli çıgbk en çok kenduıi boğar' İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) - Izmir Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Burhan Özfatura'nın Yaşar Kemal ve Eşber Yağmur- dereli'ye yönelik sözlerine tepki- ler sürüyor. Alsancak'ta Nektar Restoran'da bir araya gelen tzmir'de yaşayan şair ve yazarlardan Tuğrul Keskin. Hidayet Karakuş, Dinçer Sezgin, Şaika Sungur. Haluk Işık, Oktay Anar, Veysel Çolak, Ramazan Kayrak, Sedat Şanver. Hamdi Ge- dik. Serpin Balkanlı ile tstanbul TÜYAP Kitap Fuan'nda oldukla- n için toplantıya katılamayan, an- cak hazırlanan basın açıklaması- na imza atan \f uzaffer Lzgü, Meh- met Doğan, Hüseyin Yurttaş, Sina Akyol, Yücelay Sal adına açıklama yapan Namık Kuyumcu, tırman- dınlmaya çahşılan küfriin, bu ül- kedekı duyarlı, sorumluluk sahi- bi tüm banşsever demokrasi yan- lılanna ulaştığını vurguladı. Büyükşehir Belediyesi 'nin es- tetik kurul üyesi olan yazar Din- çer Sezgin "Özfatura'nın bu talih- siz açıklaması karşısında bu göre- vi sürdürmenin anlamsız olduğu kanısma vararak istifa ettim" der- ken Yazarlar Sendikası temsilcisi Veysel Çolak da Özfatura'nın ya- zar Yaşar Kemal 'e yönelik açıkla- malan karşısında sessiz kalmaya- caklannı, önümüzdeki günlerde düzenleyecekleri etkinliklerle ge- rekli dersi vereceklerini açıkladı. Izmir Barosu Başkanı Çetin Tu- ran, yaptığı yazılı açıklamada Öz- fatura'nın gerçek kımliğini kamu- oyıına gösterdiğini belirterek "O- tuz yıldır ülkenin üzerine bir ka- rabasan gibi çöken cinayederin, öl- dürükn binlerce yurttaşın, kitle kı- yunlannın, Mumcu'lann, Tüten- girierin,Aksoy'lann, îpekçi'lerin, Emeç'lerin ve daha nice aydın yurtseverin katilleri ellerini kolla- nnı sallayarak ortahkta dolaşır- ken rahatsızolnıayan, bu konular- da en küçükbir açıklama bileyap- mayan birinin "Susurluk fazla kur- calanıyor' diye rahatsız olmasuu, üzülerek de olsa doğal karşıhyo- rum" dedi. İnsan haklan savunu- cusu Alpaslan Berktay da "Bu za- ün insan haklan anlayışındaki terslik y cni değildir. Kendisi insan haklan anlayışıy la, üslubuyla, des- tekçileriyle Türk- tslam sentezini süngelemektedir. Bu "zat-ı güzel tzmir' için bir tauhsizUktir" diye konuştu. Cöktepe Davayı izleyene soruşturma baskısı Haber Merkezi - Yakla- şık iki yıldır kent kent do- laştınlarak kamuoyunun ıl- gisinden kaçınlmaya çah- şılan Göktepe davası şim- di de "hafifletihniş baskı- lar"la karşılaşıyor. Afyon AğırCeza Mahkemesi'nde süren davayı izlemeye ge- len Eğitim-Sen üyesi 6 öğ- retmen ve 103 öğrenci hak- kında soruşturma başlatıl- dı. 8Ocakl996'daEyüpS- por Salonu'nda gözaltında polislerce dövülerek öldü- rülen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Gökte- pe'nin davası. önce "gü- venUk gerekçesiyle" tstan- bul 'dan Aydın'a alındı. Ay- dın'da 18Ekim 1996'das- por salonunda yapılan ilk oturuma gazeteciler, ulus- lararası basın temsilcilen, Göktepe'nin ailesi, sivil topium kuruluşlan, millet- vekilleri ve çok sayıda yurttaşın katılmasının ar- dından dava bu kez yine "güvenlik gerekçesiyle" Afyon-'**.- sürüldü. .Af- yon'dâ'kf'îlk oturum da s- por salonunda yapıldı. Da- vanın takipçileri bu kez de spor salonunu doldurmuş- lardı. Dönemin Adalet Ba- kanı Şevket Kazan'ın, mahkemenin spor salonun- da yapılmasına karşı çık- masından sonra davanın "çökme tehlikesiyle karşı karşrya bulunan" adliye binasına alınması günde- me geldi. Böylece dava, 3. oturumdan itibaren yalnız- ca avukatlar. aileler ve ga- zetecilerin alındığı Afyon AğırCeza Mahkemesi'nin salonunda görülmeye baş- landı. Bütün bu kısıtlama- lara karşın davanın takip- çileri Afyon'a gelerek so- rumlulann yargı lanması ve cezalandınlması istekleri- ni sürdürdüler. Bunun üze- rine Afyon Valiliği devTe- ye girerek duruşma günle- rinde adliyenin bulunduğu Ordu Bulvan'na giriş ya- sağı getirdi. Ancak bu da davanın gözlerden kaçınl- masına yermedi. Göktepe davasının 15 Eylül'de yapılan oturumu- na katılmak isteyen 103 Kocatepe Üniversitesi öğ- rencisi ile Afyon'da görev yapan Eğitim-Sen üyesi 6 öğretmen hakkında hazır- lık soruşturması açıldı. IRMIKI AYDIN ENGİN Bugün bitince bizim Susur- luk tosunu da bir yaşını doldur- muş olacak. Bir yıl önce, Su- suriuk'ta kantopu (nurtopu ola- cak degildi ya), evet kantopu gibi bir tosuncuk doğdu. Zor bir doğumdu. Kâh devlet ba- banın döl yatağında, kâh faşist hareketin rahminde, kâh gizli servislerin laboratuvariannda, kâh aşiret beylerinin koruyucu kanatlan altında büyüdü to- hum. Serpildi. Kan içti büyudü; eroinyutturdusemirdi, "Vatan, millet, devlet" dedi beslendi. Hep döl yataklannın, rahimlerin kanh, ıslak, karanlıkkuytulann- da var oldu. Günışığı görmesi geciktikçe gecikti. Sonunda Dr. Kamyon, tosuncuğu sezaryen- le alıp, günışığına çıkardı. Adı o gün kondu: Susurluk! Birinci yaş gününde gazete- ler Susurluk üstüne yazılarla, derlemelerle, anımsatmalarla, kronolojik dökümlerle, yorum- laria dolup taşacak. Siz bu sa- tırlan okurken binlerce ve bin- lerce kişi Susuriuk'un doğduğu yerde bir araya gelecek. TV'ler bu mitingi canh yayında yansı- Nice Yıllara Susurluk! tacak. Kısacası şu birkaç gün yediğimiz içtiğimiz gene Susur- luk olacak. "Ya bugüne kadar yiyip içti- ğimiz sanki çok mu farklıydı" diyenlere kestirme bir yanıt: EveV. 3 Kasım 1996'dan bugüne, Susurluk üstünde elbette çok duruldu ama yediğimiz, içtiği- miz de Susurtuk olmadı. Ola- madı. Bu yargıya katılmayanlar kâğıt üstünde sürmekte olan son "ışık kapama" eylemini anımsasınlar. Katılımın azalan bir eğri izleyip "Artık kimse ka- tılmıyor" noktasına ulaşması, "Bir yıldır yediğimiz içtiğimiz Susurluk" yargısının bal gibi abartı olduğunun kanrtı. Ülkenin diri güçleri gerçek- ten de bir yıldır "yediği içtiği Susurluk"a dönüştü. Durup dinlenmeksizin yazıldı, çizildi, yüründü, yol arandı, iz sürüldü, "Susurluk çözülmeden de- mokrasi mümkün değil" dendi, inat edildi, direnildi, eyleme çı- kıldı, eyleme çağınldı... Ama soruna duyarlı olması gereken önemli bir kesim aynı direngenliği, aynı inatçılığı gös- termedi. Diyelim bıktılar. Diyelim "On- ca çaba boş. Milyonlarca kişi, günler boyu ışıklanmızı yakıp söndürdük de ne oldu? Boş, boş!.. Bu memlekette bu işler düzelmez" kolaycılığına kapı- lıp seyirciliğı yeğlediler. Diyelim "Şimdi eyleme kalkarsak bu hükümet zora düşer, başımıza gene REFAHYOL belası çıkar. lyisi mi kanştırmayalım ortalığı" politik palavrasına kapıldılar... Neyse ne? Ama Susuriuk'un birinci yılı dolarken Türkiye'de hükümetler, devlet aygrtının so- rumlu kurumlan üstünde caydı- ncı, adım atmaya zoriayıcı bir yurttaş baskısı gitgidetırmana- rak, ağırlığını arttırarak sürme- di. Susurluk birinci yıldönümü- nü bu koşullarda kutluyor. "Kutluyor" rastgele kullanıl- madı. Bu gece Ibrahim Şahin ve arkadaşlannı gözünüzün önü- ne getirin. N'apacaklar sizce? Örneğin rakıları doldurup, bar- dakları havada tokuşturup, kahkahalar atıp ne diyecekler birbirlerine? • • • Bu gece Güneydoğu Anado- lu'da Bucak Özerk Prensli- ği'nin başkentinde bir ağa ko- nağının yastıklarla donanmış selamlık odasında, Sedat Bu- cak, yanında "yeni reis" Ha- luk Kırcı ve korucular ve özel timciler ve itirafçılarla bir araya geldiğinde neler konuşulacak aralannda? Gözlerinde korku- nun gölgesi mi dolanacak, "Bundan da yırttık" sevincinin arsız sıntmaları mı? Bu gece Susuıiuk'a şurasın- dan ya da burasından bulaş- mış ne kadar it, uğursuz, hırsız, katil, vurguncu, alçak takımı varsa bardaklannı "Nice yıllara Susurluk" diye kaldırsalar yeri değil mi? Insanlann "Susma, sustuk- ça sıra sana gelecek" diye hay- kırarak Susurluk yollarına dö- küldükleri bu pazar sabahında bu yazılanlar bir iflah olmaz kö- tümserliğin yansısı mı? Hiç de değil! Sadece Susurluk ikinci yılına girerken takkeyi önümüze ko- yup ciddi ve sorumlu yurttaşlar olarak düşünmemiz gereğinin altını çizmek için. Bir yıl boyunca sürdürdüğü- müz etkinliklerle, çabalarla Su- suriuk'un üstesinden geleme- diğimize, ikinci yıla girerken yıl- gınlığa kapılıp sinmek değil, daha etkili, daha caydıncı, da- ha sonuç alıcı eylemler üretme zorunluğuna dikkati çekmek için. Bir yaşını dolduran kantopu gibi tosuncuğun bileğini ilk yıl bükemedik. Çağdaştoplumun bireyi, daha kestirme deyimiy- le "yurttaş", bükemediği bileği öpmez. "Ne eder, ne eylerim de bükenm bu kanlı bileği" di- ye sorar. Sorar ve bulur. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Gecenin Şarkısı... Sonsuzluğun acısı nasıl çekilir, hüznün insanı kahreden durağanlığı nasıl geçiştirilir bilir misiniz? Derin gölgelerdeki zaman bir tuhaf yalnızlıktır mevsimlerın ortasında kaldığınızda... Işte o saatler acılar duyarsınız yüreğinizde; bir he- yecan ve ardından fırtınadır gelen... Bir ses işitirsiniz hüznün şairinden... "Gecenin şarkısı senin olsun ben ıstemem..." Anlatılmak istenen bir gülün serüvenidir belki, ölümle başlayan... Birden her şey derinlerde bir orman... Böylece suyun dibindeki de yalnızlık... Gözlerinizi kapatırsınız, bir şeyleri boşaltırsınız içınizden... Öpüşlere gömülür o anda evren... Wolfgang Borchert'den Turgut Uyar'a; Valeri Petrov'dan Cemal Süreya'ya dek uzanan sevda- nın yarım kalmış izleridıraranan... Koyu karanlığın içinden küçük bir yıldız gibi fır- layan kimdi hiç düşünmemiş, Afyon garında küçük kızı hiç anımsamamıştık. Yoksa elimızde bir erik dalı mı vardı, kan yerine su mu akıyordudamarlanmızdafarkındadeğildık... Bir yalnızlık içinde mutluluk bekleyenler çoğun- luktaydı; bilinçle kınlmış sevdalar çok uzaklarday- dı... Şimdi tam sırasıydı Turgut Uyar gibi seslenme- nin: "yazı orda geçirdik kışa gerek kalmadı safça acemice şarkılar söylendi oyunlar oynan dı sözde sevınç haline getirildi yıllanmış hüzünler aşklar unutuldu ve bazılanna yeniden başlandı 'insan yaşlandıkça kurtulur' demişti birisi korkudan belki yılgınlıktan ve başka bir şeyler den oysa yaşlandıkça bulunur mavinin en iyisi akasya çürür tren hızlanır eller ufalır gibi kim yitirir sözgelimi bir başkasının bulduğunu evet kim yitirir kim bulur herhangi bir akşam alacası değil ki bu imdi ey kış diyorum seni de orda geçirseydik kim düşünecekti bir kumsalda sabahın tanıksız kendi kendine olduğunu" • • • Sonsuzluğun acısıyla uyandık alaca bir şafak- ta... Çocuklarla, kuşlarta, ağaçlarla avunmak neyin habercisiydi? Yağmurlar kentin üstüne üstüne geliyordu. Bir çocuk hıçkırıklara boğuluyor, kuşlar çıplak ağaçla- nn dallanna konuyordu... Ey benim 20 yaş sevdam, ey benim kömür göz- lüm! Ağlamaktan mahvolduğumuz, ateşı çağırıp ge- celeri tutuşturduğumuz yıllar, şimdi siz neredesinız? Düşlerin güzel kadınları nedense bir bir kaçıyor- lar, yapayalnız kalıyoruz kırlarda, yeşil gecelerde... Biraz Paul Valery'yle avunuyor, biraz da gökyü- zünden yıldız topluyoruz, kayıp giden sevdalan kıs- kandırmak için... Çocukluğumuz Anadolu bozkırı gibi san, kurak- tı, gençliğimiz devrimci sevişmeferle hiç çoğalma- mıştı... Tükenen bir ay ışığı, hüzünle tanıştırdığında bız- leri, Selimiye'nin ya da Mamak'ın o gri yalnızhğı içinde taş duvariara bakıp, devrim türküleri söylü- yorduk... Arkadaşlarımız, "Nasıl olsa devrim bakar çocuk- lanmıza" diyordu... Devrimi bekledik ama gelmedi... Biraz geç oldu ama öğrettiniz, yaşamın sonsuz olduğunu... Öğrettiniz baskının, zulmün, kıyımın, açlığın hiç bitmeyeceğini... Turgut Uyar'dan okuduk, Vyaceslav İvanov'u dinledik o eski güzelliğin uyuduğu saatlerde... Şimdi ne zaman aşk düşünsek. artık çoğu ölmüş eski kadınlar geliyor aklımıza! • • • Zaman bizi yok ettı, denizler yuttu belki... İki ağaç gövdesiyiz biz, aynı yıldırımın yaktığı... İki alevız, gece yarısı omnanında, iki göktaşıyız, kayan, karanlıkta; iki çatallı okuz, aynı yazgının fır- lattığı... Afyon gannda gördüğümüz Vartolu kız çocuğu şimdi kaç yaşındadır, yaşıyor mudur? Bizler yazgılarımızla geldik bugünlere... Biraz hırçınız, kavgacıyız!.. Tek bir elin dizginlediğı atız, Ataol'un anlattığına göre bir çıft acılı gölgeyiz ivanov'un dizelennde... Aynı gizın, iki sesli ağzıyız biz, aynı çarmıhın. ay- nı düşün, titreyen iki kanadıyız... Bir çift gözüz biz aynı bakışla dolu, bir çift yüre- ğiz; sevince tam severiz... Irmağız biz. kimi zaman coşkulu, kimi zaman sa- kin; sevdayız biz umutlarımızı gökyüzüne salarız rengârenk uçurtmalarla... Gecenin içinde aydınlık ararız; ışkenceleri biliriz, zindanları... Terk edilişleri, kaçışian da... Kadınları severiz, çocuklan, kuşlan, ağaçlan, çi- çekleri... Biz insanları severiz, biz gacenin şarkısını söyle- rizsizin için... E. Posta: Hikmet.Cetinkaya(g raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 ÇAGDAŞ YAYINLARI Hikmet Çetinkaya ŞERİAT PAZARI Fıyatı.500 000TL Cumhuriyet Kitap Kuiübü Çağ Pazadama A.Ş. Ya-ebatan Cad. Saîfarflsöğüt Sok. No^/B CağatoğJu-istanbul M514 01 95/96 Posta çekt no:666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle