Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 KASIM 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Gökova'da
son piknHc
• MtLAS/ÖREN
(Cumhuriyet) - Muğla
Barosu, Oren Belediyesi ve
çevrecilerin çağnsı üzerine
gerçekleştinlen "Gökova'da
Son Piknık"e Muğla Barosu,
Muğla Tabıp Odası.
Marmaris Çev-Der, Halkevi,
Sınırsız ÇevTe Yolculan,
Gökova Sürekli Eylem
Kurulu ve Bodrum
Gönüllülen katıldı.
Eylemciler Ören yolunda
piknik yaparken Alman
turistler yamaç paraşütleri ile
gösteri yaparak destek
verdiler. Başbakan Mesut
Yılmaz'ın bugün
desülfürizasyon temeli
atacağı Gökova'daki
Kemerköy Termik
. Santralı'nda eylem yapan
çevreciler. törenin iptalini ve
santralın kapatılmasını
istediler. Eylemciler "Ya
santrallan, ya mahkemeleri
kapatın" yazılı pankart
açtılar.
Ağaç kesimine
izinyok
• Haber Merkezi - Orman
Bakanlığı, Çanakkale'de
kömûr üretimi için izin
verüen Kocamezarlık
ormanlık alanında ağaç
kesiminin olmayacağını
açıkladı. Gazetemizde
19.10.1997 tarihliÇED
köşesinde Oktay Ekınci
imzasıyla yayımlanan
"Çanakkale Düşmek Üzere"
başhklı yazıya bir açıklama
gönderen Orman Bakanlığı
Basın ve Halkla llişkiler
Müşavirliği. yazıda sözü
edilen ormanlık alanda ağaç
kesilmemesi için Çanakkale
ValiliğitlÇevreMüdüriiğü -
ve" Müze Müdürlüğü
tarafından "'bölgenin
incelemeye alındığı"
belirrildi.
Erbakan'dan
asker selamı
• KONYA (AA) - RP Genel
Başkanı Necmettin Erbakan,
rotarlı başlayan Konya
gezisinde, askeri havaalanına
gelişi sırasında kendisini
karşılamak için toplanan
partililere "asker selamı"
verdi. Erbakan'a eşlik eden
konvoy, uzun şehir turu
sırasında ülkü ocaklan
binasının önünden geçerken
balkonda toplanan bir grup
tarafından protesto edildi. Bu
arada, Erbakan'ın Konya
gezısi öncesinde. RP'li
korumalarla trafik polisleri
arasında tartışma çıktı.
Karayolu trafıği ile konvoyu
düzenlemek ısteyen partili
korumalara, trafik polisleri
müdahale ederek "Bu bizim
işimiz. siz kanşamazsınız"
diye tepki gösterdı. Bu tepki
üzerine, RP'h korumalar geri
çekildi.
Çoplu'nun
kurtuluşu
• ÇORLU (Cumhuriyet) -
Çorlu'nun düşman
işgalrnden kurtuluşunun 75.
yıldönûmü törenlerle
kutlandı. törende konuşan
Çorlu Belediye Başkanı Ünal
Baysan, ülkeyi Cezayir'e
çevirmek isteyenlere, okula.
camiye ve orduya siyaset
sokmak isteyenlere göz
yummayacaklannı
söyledi. Törenlere Baysan'ın
yam sıra Tekirdağ Valisi
Zeki Şanal. Çorlu
Kaymakamı Sabahattin
Yücel, Tekirdağ Milletvekili
Fevzi Aytekin ile kamu
kurum ve kuruluşlanndakı
resmi daire müdür ve
amirleri katıldı.
Kıran'ın evi yıkıldı
• ŞANLIURFA
(Cumhuriyet) - DYP
Şanlıurfa Milletvekili Sedat
Bucak ile ilgili çeşitli
iddialan gündeme getiren
Kejan aşiretinin lideri Ahmet
Kıran'ın Siverek'teki evi
DYP'li Belediye Başkanı
Hasan Çelebi'nin talimatı ile
yıktınldı. Siverek Belediyesi
Zabıta Amıri Ahmet
Güloğlu, yıkım karannın
1996 yılında alınan encümen
karanna dayanarak
gerçekleştirildiğini söyledi.
CHP ve DSP milletvekilleri, düşünce suçu ile insan haklan ihlalleri için yasa istediler
Kapsamh af için çağrıANKARA (UBA) -DSP ve
CHP milletvekillerinden, hükü-
mete, düşünce suçu ve insan hak-
lan ihlalleri nedeniyle cezaevine
girenler için "genel af* çağnsı
geldi. DSP ve CHP'liler cumhu-
riyetin 50. yılına rastlayan 1974
yılından sonra af çıkanlmadığına
dikkat çekerek,"Toplumsal uzlaş-
ma ve banş için genel a f çağnsı
yaptılar.
Avukat Eşber Yağmurdere-
K'nin cezaevine konulmasırun ar-
dından Başbakan Yardımcısı Bü-
lent Ecevit'in u
anlanm özgfirlü-
ğü"ne ilişkin yasal düzenleme ıs-
teği ve CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal'ın "aP çağnsına DSP ve
CHP'li milletvekillerinden "ge-
nel af" desteği geldi. DSP ve
CHP'li millervekilleri yaptıklan
değerlendirmelerde, bireysel af-
fın çözüm olmadığını belirterek.
"çeteler ve laik demokratik, sos-
yal hukuk devletine kastetmeyen-
ler" için af isteminde bulundular.
DSP ve CHP'li milletvekillerinin
görüşlen şö>le:
Veli Aksoy (DSP Izmir Millet-
vekili): "Türldye'de yülardır af
çıkmadı. Düşünce suçlulan. ya-
zarlar, çizerier içeride. Aynca in-
san haklan sorunu sürüyor. Hü-
kümet bunlan göz önünde bulun-
durarak bir af çahşması yapmah
ve Mecüs'in önüne getirmelidir.1
'
Yılmaz Ateş (CHP Ankara
Milletvekili): "Türkiye'nin sos-
yal dengeteri özeUikle 12 Eylül'den
sonra çok sarsıldı. ÖzeUikle insan
haklan ihlalleri, düşünce suçlan-
na ilişkin kısıtlamalardan ötürü
çok sayıda yıırttaşımızşu anda ce-
zaevinde. Bunlar yurtdışında
Türkhe'nin kaüklığı bütiin ulus-
lararası toplanû ve konferanslar-
da aleyhimize büyükbir olumsuz-
luk yaraüyor ve av kın bir dunım
oluşturuyor. Kısmi uygulamalar
yerine idşiye özel olmavan. özel-
likle düşünce ve insan haklan ih-
lallerine ilişkin ama çeteleri ve de-
mokratik, laik, sosyal hukuk dev-
letine kastedenleri dışında rutan
bir affın yararlı oiacağı kanısuı-
davnn."
Cevdet Selvi: (DSP Istanbul
Milletvekili): "1974 affindan bu
yana ülkede çok şey değişti. Geç-
mişte suç sa>ilanlann şimdi suç oi-
madığı. hükümet edenlerin bile
tekrarladığı sözler, düşünceler ha-
Kne geldi 12 EvlüJ gibi büvük hak-
stzlık içeren taraflı bir ihtilal oldu.
Toplumsal huzuru, banşı sağla-
mak için af yararlı olacakür. Bu-
nun üzerindedurulmahdır. Hatta
bu, çetelerin avıklanması için de
itirafçılara pişmanlık da içeren bir
af yasası olmalıdır."
MGV soruşturması genişletfliyor
Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı, Milli Gençlik
Vakfı'nın, Refah Partisi ve aşın dinci örgütlerle bağlantısını araştınyor
ANKARA (Cumhurryet
Bürosu) - Ankara Devlet
Güvenlik Mahkemesi
Başsavcılığı, Milli
Gençlik Vakfı (MGV)
hakkında başlattığı
soruşturmayı
genişletiyor. Yurt
çapında yapılan
soruşturmayla, MGV'nin
RP ve aşın dinci terör
örgütlerle bağlantılan
araştınlacak.
Cumhuri>'efe bılgı
veren başsavcılık
yetkilileri, MGV'nin
gelir ve giderlerinin.
RP'li belediyeler ve
Islami televizyon
kanallanyla ilişkilerinin
de soruşturulduğunu
kaydettiler. Yetkililer,
MGV'nin çalışmalannda
yasalara aykın bir durum
saptanması durumunda.
genel merkez ve tüm
şubelerinin kapatılması
için dava açılacağını
bildirdiler. MGV'nin
genel merkez ve
şubeleri. geçen ağustos
ayında Ankara 1 No'lu
DGM'nin karan ile polıs
tarafından aranmış ve
aşramalar sırasında ele
geçirilen bazı video
kasetleri ile dokümanlara
el konulmuştu. Içişleri
Bakanlığı'na başvuran
mahkeme, MGVnin
bürolannda 6 Ağustos
1997 tarihinde yeniden
genel arama yapılmasını
ve suç unsuru bulunması
durumunda gerekli yasal
ışlemlerin başlatılmasını
ıstedi. Güvenlik
güçlerinin Ankara'da
MGV Genel Merkezi ile
6 şubesinde yaptığı
aramalarda. şenat
çağnlan nedeniyle
büyük tepki gören Rıze
Bağımsız Milletvekili
Şevld Yılmaz ile RP
Ankara Milletvekili
Hasan Hüseyin Ceylanın
ses kasetleri ile
dokümanlar ele geçirildi.
Rize ve ılçelennde
bulunan MGV
şubelerine de polis
tarafından baskın
düzenlendi.
Operasyonda çok sayıda
kitapve video ile ses
bandına el konuldu.
Yan kuruluşlar
Ankara DGM
Başsavcılığı yetkilileri,
MGV'nin 23 yıldır
faaliyet gösterdiğini
belirterek vakfın 71 il
merkezinde bulunan
şubesinde 200 bin üyeye
sahip olduğunu
söylediler. Vakfın 2 bin
500 yan kuruluşunun
bulunduğuna dikkat
çeken yetkililer, vakfın
ticari faaliyetlerini bu
yan kuruluşlan
aracılığıyla
sürdürdüğünü anlattılar.
Yetkililer, Adnan
Demirtürk'ün genel
başkanlığını yürüttüğü
vakfın, her yıl yaz
kamplannda ilkokul
çağında binlerce
öğrenciyi eğittiğini
belirtirken RP Genel
Başkanı Necmettin
Erbakan'ın. partisinin
bir genel kurulunda
yaptığı konuşmada.
"MGV dört fakülteye
bedeldir" sözlerine de
dikkat çektiler.
Kayip eyleminde 129. hafta ™^Jg*E.
yetterde kaybeden aileler, 129. hafta da yine Galatasaray'daydı. Aylardır devam eden
eylemleri böyunca devletten yakınlannuı alabeti konusunda bir açıklama isteyen Cu-
martesi Anneleri, dün ild kaybı daha duyurdu. Anneler, 7 Haziran günü Aksaray'da
gözarüna ahnan Mehmet Sait Özmen ve 5 Ağustos günü Mersin'de sivil potislerce gö-
türülen Abdülkadir Çakar hakkında acilen açıklama yapıhnasuu istediler. Bu kişile-
rin tanıklannuı olduğunu söyleyen avukat Eren Keskin "Devlet bir gün bu kadar ta-
nık ve belgenin gölgesinde kalmayacakür. Bağımsız yargı önünde bir gün konuşmak
zorunda kalacaknr" dedi (Fotoğraf: SAADET USLU)
İzmirli edebiyatcılar bir araya gelerek Özfaturaya tepkilerini dile getirdi
6
Kirli çıgbk en çok kenduıi boğar'
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) - Izmir Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Burhan Özfatura'nın
Yaşar Kemal ve Eşber Yağmur-
dereli'ye yönelik sözlerine tepki-
ler sürüyor.
Alsancak'ta Nektar Restoran'da
bir araya gelen tzmir'de yaşayan
şair ve yazarlardan Tuğrul Keskin.
Hidayet Karakuş, Dinçer Sezgin,
Şaika Sungur. Haluk Işık, Oktay
Anar, Veysel Çolak, Ramazan
Kayrak, Sedat Şanver. Hamdi Ge-
dik. Serpin Balkanlı ile tstanbul
TÜYAP Kitap Fuan'nda oldukla-
n için toplantıya katılamayan, an-
cak hazırlanan basın açıklaması-
na imza atan \f uzaffer Lzgü, Meh-
met Doğan, Hüseyin Yurttaş, Sina
Akyol, Yücelay Sal adına açıklama
yapan Namık Kuyumcu, tırman-
dınlmaya çahşılan küfriin, bu ül-
kedekı duyarlı, sorumluluk sahi-
bi tüm banşsever demokrasi yan-
lılanna ulaştığını vurguladı.
Büyükşehir Belediyesi 'nin es-
tetik kurul üyesi olan yazar Din-
çer Sezgin "Özfatura'nın bu talih-
siz açıklaması karşısında bu göre-
vi sürdürmenin anlamsız olduğu
kanısma vararak istifa ettim" der-
ken Yazarlar Sendikası temsilcisi
Veysel Çolak da Özfatura'nın ya-
zar Yaşar Kemal 'e yönelik açıkla-
malan karşısında sessiz kalmaya-
caklannı, önümüzdeki günlerde
düzenleyecekleri etkinliklerle ge-
rekli dersi vereceklerini açıkladı.
Izmir Barosu Başkanı Çetin Tu-
ran, yaptığı yazılı açıklamada Öz-
fatura'nın gerçek kımliğini kamu-
oyıına gösterdiğini belirterek "O-
tuz yıldır ülkenin üzerine bir ka-
rabasan gibi çöken cinayederin, öl-
dürükn binlerce yurttaşın, kitle kı-
yunlannın, Mumcu'lann, Tüten-
girierin,Aksoy'lann, îpekçi'lerin,
Emeç'lerin ve daha nice aydın
yurtseverin katilleri ellerini kolla-
nnı sallayarak ortahkta dolaşır-
ken rahatsızolnıayan, bu konular-
da en küçükbir açıklama bileyap-
mayan birinin "Susurluk fazla kur-
calanıyor' diye rahatsız olmasuu,
üzülerek de olsa doğal karşıhyo-
rum" dedi. İnsan haklan savunu-
cusu Alpaslan Berktay da "Bu za-
ün insan haklan anlayışındaki
terslik y cni değildir. Kendisi insan
haklan anlayışıy la, üslubuyla, des-
tekçileriyle Türk- tslam sentezini
süngelemektedir. Bu "zat-ı güzel
tzmir' için bir tauhsizUktir" diye
konuştu.
Cöktepe
Davayı
izleyene
soruşturma
baskısı
Haber Merkezi - Yakla-
şık iki yıldır kent kent do-
laştınlarak kamuoyunun ıl-
gisinden kaçınlmaya çah-
şılan Göktepe davası şim-
di de "hafifletihniş baskı-
lar"la karşılaşıyor. Afyon
AğırCeza Mahkemesi'nde
süren davayı izlemeye ge-
len Eğitim-Sen üyesi 6 öğ-
retmen ve 103 öğrenci hak-
kında soruşturma başlatıl-
dı.
8Ocakl996'daEyüpS-
por Salonu'nda gözaltında
polislerce dövülerek öldü-
rülen Evrensel gazetesi
muhabiri Metin Gökte-
pe'nin davası. önce "gü-
venUk gerekçesiyle" tstan-
bul 'dan Aydın'a alındı. Ay-
dın'da 18Ekim 1996'das-
por salonunda yapılan ilk
oturuma gazeteciler, ulus-
lararası basın temsilcilen,
Göktepe'nin ailesi, sivil
topium kuruluşlan, millet-
vekilleri ve çok sayıda
yurttaşın katılmasının ar-
dından dava bu kez yine
"güvenlik gerekçesiyle"
Afyon-'**.- sürüldü. .Af-
yon'dâ'kf'îlk oturum da s-
por salonunda yapıldı. Da-
vanın takipçileri bu kez de
spor salonunu doldurmuş-
lardı. Dönemin Adalet Ba-
kanı Şevket Kazan'ın,
mahkemenin spor salonun-
da yapılmasına karşı çık-
masından sonra davanın
"çökme tehlikesiyle karşı
karşrya bulunan" adliye
binasına alınması günde-
me geldi. Böylece dava, 3.
oturumdan itibaren yalnız-
ca avukatlar. aileler ve ga-
zetecilerin alındığı Afyon
AğırCeza Mahkemesi'nin
salonunda görülmeye baş-
landı. Bütün bu kısıtlama-
lara karşın davanın takip-
çileri Afyon'a gelerek so-
rumlulann yargı lanması ve
cezalandınlması istekleri-
ni sürdürdüler. Bunun üze-
rine Afyon Valiliği devTe-
ye girerek duruşma günle-
rinde adliyenin bulunduğu
Ordu Bulvan'na giriş ya-
sağı getirdi. Ancak bu da
davanın gözlerden kaçınl-
masına yermedi.
Göktepe davasının 15
Eylül'de yapılan oturumu-
na katılmak isteyen 103
Kocatepe Üniversitesi öğ-
rencisi ile Afyon'da görev
yapan Eğitim-Sen üyesi 6
öğretmen hakkında hazır-
lık soruşturması açıldı.
IRMIKI AYDIN ENGİN
Bugün bitince bizim Susur-
luk tosunu da bir yaşını doldur-
muş olacak. Bir yıl önce, Su-
suriuk'ta kantopu (nurtopu ola-
cak degildi ya), evet kantopu
gibi bir tosuncuk doğdu. Zor
bir doğumdu. Kâh devlet ba-
banın döl yatağında, kâh faşist
hareketin rahminde, kâh gizli
servislerin laboratuvariannda,
kâh aşiret beylerinin koruyucu
kanatlan altında büyüdü to-
hum. Serpildi. Kan içti büyudü;
eroinyutturdusemirdi, "Vatan,
millet, devlet" dedi beslendi.
Hep döl yataklannın, rahimlerin
kanh, ıslak, karanlıkkuytulann-
da var oldu. Günışığı görmesi
geciktikçe gecikti. Sonunda Dr.
Kamyon, tosuncuğu sezaryen-
le alıp, günışığına çıkardı. Adı o
gün kondu: Susurluk!
Birinci yaş gününde gazete-
ler Susurluk üstüne yazılarla,
derlemelerle, anımsatmalarla,
kronolojik dökümlerle, yorum-
laria dolup taşacak. Siz bu sa-
tırlan okurken binlerce ve bin-
lerce kişi Susuriuk'un doğduğu
yerde bir araya gelecek. TV'ler
bu mitingi canh yayında yansı-
Nice Yıllara Susurluk!
tacak. Kısacası şu birkaç gün
yediğimiz içtiğimiz gene Susur-
luk olacak.
"Ya bugüne kadar yiyip içti-
ğimiz sanki çok mu farklıydı"
diyenlere kestirme bir yanıt:
EveV.
3 Kasım 1996'dan bugüne,
Susurluk üstünde elbette çok
duruldu ama yediğimiz, içtiği-
miz de Susurtuk olmadı. Ola-
madı. Bu yargıya katılmayanlar
kâğıt üstünde sürmekte olan
son "ışık kapama" eylemini
anımsasınlar. Katılımın azalan
bir eğri izleyip "Artık kimse ka-
tılmıyor" noktasına ulaşması,
"Bir yıldır yediğimiz içtiğimiz
Susurluk" yargısının bal gibi
abartı olduğunun kanrtı.
Ülkenin diri güçleri gerçek-
ten de bir yıldır "yediği içtiği
Susurluk"a dönüştü. Durup
dinlenmeksizin yazıldı, çizildi,
yüründü, yol arandı, iz sürüldü,
"Susurluk çözülmeden de-
mokrasi mümkün değil" dendi,
inat edildi, direnildi, eyleme çı-
kıldı, eyleme çağınldı...
Ama soruna duyarlı olması
gereken önemli bir kesim aynı
direngenliği, aynı inatçılığı gös-
termedi.
Diyelim bıktılar. Diyelim "On-
ca çaba boş. Milyonlarca kişi,
günler boyu ışıklanmızı yakıp
söndürdük de ne oldu? Boş,
boş!.. Bu memlekette bu işler
düzelmez" kolaycılığına kapı-
lıp seyirciliğı yeğlediler. Diyelim
"Şimdi eyleme kalkarsak bu
hükümet zora düşer, başımıza
gene REFAHYOL belası çıkar.
lyisi mi kanştırmayalım ortalığı"
politik palavrasına kapıldılar...
Neyse ne? Ama Susuriuk'un
birinci yılı dolarken Türkiye'de
hükümetler, devlet aygrtının so-
rumlu kurumlan üstünde caydı-
ncı, adım atmaya zoriayıcı bir
yurttaş baskısı gitgidetırmana-
rak, ağırlığını arttırarak sürme-
di.
Susurluk birinci yıldönümü-
nü bu koşullarda kutluyor.
"Kutluyor" rastgele kullanıl-
madı.
Bu gece Ibrahim Şahin ve
arkadaşlannı gözünüzün önü-
ne getirin. N'apacaklar sizce?
Örneğin rakıları doldurup, bar-
dakları havada tokuşturup,
kahkahalar atıp ne diyecekler
birbirlerine?
• • •
Bu gece Güneydoğu Anado-
lu'da Bucak Özerk Prensli-
ği'nin başkentinde bir ağa ko-
nağının yastıklarla donanmış
selamlık odasında, Sedat Bu-
cak, yanında "yeni reis" Ha-
luk Kırcı ve korucular ve özel
timciler ve itirafçılarla bir araya
geldiğinde neler konuşulacak
aralannda? Gözlerinde korku-
nun gölgesi mi dolanacak,
"Bundan da yırttık" sevincinin
arsız sıntmaları mı?
Bu gece Susuıiuk'a şurasın-
dan ya da burasından bulaş-
mış ne kadar it, uğursuz, hırsız,
katil, vurguncu, alçak takımı
varsa bardaklannı "Nice yıllara
Susurluk" diye kaldırsalar yeri
değil mi?
Insanlann "Susma, sustuk-
ça sıra sana gelecek" diye hay-
kırarak Susurluk yollarına dö-
küldükleri bu pazar sabahında
bu yazılanlar bir iflah olmaz kö-
tümserliğin yansısı mı?
Hiç de değil!
Sadece Susurluk ikinci yılına
girerken takkeyi önümüze ko-
yup ciddi ve sorumlu yurttaşlar
olarak düşünmemiz gereğinin
altını çizmek için.
Bir yıl boyunca sürdürdüğü-
müz etkinliklerle, çabalarla Su-
suriuk'un üstesinden geleme-
diğimize, ikinci yıla girerken yıl-
gınlığa kapılıp sinmek değil,
daha etkili, daha caydıncı, da-
ha sonuç alıcı eylemler üretme
zorunluğuna dikkati çekmek
için.
Bir yaşını dolduran kantopu
gibi tosuncuğun bileğini ilk yıl
bükemedik. Çağdaştoplumun
bireyi, daha kestirme deyimiy-
le "yurttaş", bükemediği bileği
öpmez. "Ne eder, ne eylerim
de bükenm bu kanlı bileği" di-
ye sorar.
Sorar ve bulur.
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Gecenin Şarkısı...
Sonsuzluğun acısı nasıl çekilir, hüznün insanı
kahreden durağanlığı nasıl geçiştirilir bilir misiniz?
Derin gölgelerdeki zaman bir tuhaf yalnızlıktır
mevsimlerın ortasında kaldığınızda...
Işte o saatler acılar duyarsınız yüreğinizde; bir he-
yecan ve ardından fırtınadır gelen...
Bir ses işitirsiniz hüznün şairinden...
"Gecenin şarkısı senin olsun ben ıstemem..."
Anlatılmak istenen bir gülün serüvenidir belki,
ölümle başlayan...
Birden her şey derinlerde bir orman...
Böylece suyun dibindeki de yalnızlık...
Gözlerinizi kapatırsınız, bir şeyleri boşaltırsınız
içınizden...
Öpüşlere gömülür o anda evren...
Wolfgang Borchert'den Turgut Uyar'a; Valeri
Petrov'dan Cemal Süreya'ya dek uzanan sevda-
nın yarım kalmış izleridıraranan...
Koyu karanlığın içinden küçük bir yıldız gibi fır-
layan kimdi hiç düşünmemiş, Afyon garında küçük
kızı hiç anımsamamıştık.
Yoksa elimızde bir erik dalı mı vardı, kan yerine
su mu akıyordudamarlanmızdafarkındadeğildık...
Bir yalnızlık içinde mutluluk bekleyenler çoğun-
luktaydı; bilinçle kınlmış sevdalar çok uzaklarday-
dı...
Şimdi tam sırasıydı Turgut Uyar gibi seslenme-
nin:
"yazı orda geçirdik kışa gerek kalmadı
safça acemice şarkılar söylendi oyunlar oynan
dı
sözde sevınç haline getirildi yıllanmış hüzünler
aşklar unutuldu ve bazılanna yeniden başlandı
'insan yaşlandıkça kurtulur' demişti birisi
korkudan belki yılgınlıktan ve başka bir şeyler
den
oysa yaşlandıkça bulunur mavinin en iyisi
akasya çürür tren hızlanır eller ufalır gibi
kim yitirir sözgelimi bir başkasının bulduğunu
evet kim yitirir kim bulur
herhangi bir akşam alacası değil ki bu
imdi ey kış diyorum seni de orda geçirseydik
kim düşünecekti bir kumsalda
sabahın tanıksız kendi kendine olduğunu"
• • •
Sonsuzluğun acısıyla uyandık alaca bir şafak-
ta...
Çocuklarla, kuşlarta, ağaçlarla avunmak neyin
habercisiydi?
Yağmurlar kentin üstüne üstüne geliyordu. Bir
çocuk hıçkırıklara boğuluyor, kuşlar çıplak ağaçla-
nn dallanna konuyordu...
Ey benim 20 yaş sevdam, ey benim kömür göz-
lüm!
Ağlamaktan mahvolduğumuz, ateşı çağırıp ge-
celeri tutuşturduğumuz yıllar, şimdi siz neredesinız?
Düşlerin güzel kadınları nedense bir bir kaçıyor-
lar, yapayalnız kalıyoruz kırlarda, yeşil gecelerde...
Biraz Paul Valery'yle avunuyor, biraz da gökyü-
zünden yıldız topluyoruz, kayıp giden sevdalan kıs-
kandırmak için...
Çocukluğumuz Anadolu bozkırı gibi san, kurak-
tı, gençliğimiz devrimci sevişmeferle hiç çoğalma-
mıştı...
Tükenen bir ay ışığı, hüzünle tanıştırdığında bız-
leri, Selimiye'nin ya da Mamak'ın o gri yalnızhğı
içinde taş duvariara bakıp, devrim türküleri söylü-
yorduk...
Arkadaşlarımız, "Nasıl olsa devrim bakar çocuk-
lanmıza" diyordu...
Devrimi bekledik ama gelmedi...
Biraz geç oldu ama öğrettiniz, yaşamın sonsuz
olduğunu... Öğrettiniz baskının, zulmün, kıyımın,
açlığın hiç bitmeyeceğini...
Turgut Uyar'dan okuduk, Vyaceslav İvanov'u
dinledik o eski güzelliğin uyuduğu saatlerde...
Şimdi ne zaman aşk düşünsek. artık çoğu ölmüş
eski kadınlar geliyor aklımıza!
• • •
Zaman bizi yok ettı, denizler yuttu belki...
İki ağaç gövdesiyiz biz, aynı yıldırımın yaktığı...
İki alevız, gece yarısı omnanında, iki göktaşıyız,
kayan, karanlıkta; iki çatallı okuz, aynı yazgının fır-
lattığı...
Afyon gannda gördüğümüz Vartolu kız çocuğu
şimdi kaç yaşındadır, yaşıyor mudur?
Bizler yazgılarımızla geldik bugünlere...
Biraz hırçınız, kavgacıyız!..
Tek bir elin dizginlediğı atız, Ataol'un anlattığına
göre bir çıft acılı gölgeyiz ivanov'un dizelennde...
Aynı gizın, iki sesli ağzıyız biz, aynı çarmıhın. ay-
nı düşün, titreyen iki kanadıyız...
Bir çift gözüz biz aynı bakışla dolu, bir çift yüre-
ğiz; sevince tam severiz...
Irmağız biz. kimi zaman coşkulu, kimi zaman sa-
kin; sevdayız biz umutlarımızı gökyüzüne salarız
rengârenk uçurtmalarla...
Gecenin içinde aydınlık ararız; ışkenceleri biliriz,
zindanları... Terk edilişleri, kaçışian da...
Kadınları severiz, çocuklan, kuşlan, ağaçlan, çi-
çekleri...
Biz insanları severiz, biz gacenin şarkısını söyle-
rizsizin için...
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya(g raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
ÇAGDAŞ YAYINLARI
Hikmet Çetinkaya
ŞERİAT PAZARI
Fıyatı.500 000TL
Cumhuriyet Kitap Kuiübü Çağ Pazadama A.Ş.
Ya-ebatan Cad. Saîfarflsöğüt Sok. No^/B CağatoğJu-istanbul
M514 01 95/96 Posta çekt no:666322