Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 1997 PAZAR
12 KULTUR
Çocukluğu savaşla geçen Michel Del Castillo için yazmak, yaşamda kalabilmenin tek yolu
' Yazar olmatna yaşam karar verdfSİNEM YENEL
16. Istanbul Kitap Fuan, bu yıl Can
Yayınlan'nın konuğu olarak Ispanyol
asıllı Fransız yazar Michel Del Castfflo'yu
agırlıyor.
Madrid'de Iç Savaş yaşandıgında üç-
dört yaşında Michel Del Castillo. An-
nesi radyoda çalışan popüler bir gaze-
teci. cumhuriyetçi. Öteki çocuklargibi
top-tüfek sesleri arasında allak bullak ol-
muş. korkuyor. Savaşın ne zaman bite-
ceği belli değil. Annesi radyoya gittığı
geceler boyunca o dönem ilk önemli ki-
tabı olan ' 1001 Gece Masallan'nı oku-
yor: "Orada. öleceği saat yaklaştığında
sabaha karşı anlatüğı romanı yanda ke-
serek yaşamından bir gün kazanmayı
başaran zeki bir kız vardır. Ben de. ölii-
me karşı bir gece daha kazanabilmekiçin
1001 Gece MasallarTnı okuyup dur-
dum. Bu kitap, içinde kendi yasamımı
gördüğüm bir ayna gjbiydi."
Michel Del Castillo için de bir roman
yazmak. tıpkı bir ayna tutmaya benzi-
yor. "Aynada gördükleriniz salt gerçek-
lik değil belki ama gerçekliğin gerek ha-
yaller gerek arzular gerek ölüm korku-
suvla bezenerek >ansıyan hali." Bir ro-
man yazmak da onun için yaşamda ka-
labilmenin ve belki bir başka boyutta ya-
şayabilmenin tek yolu.
Michel Del Castillo daha küçük bir
çocukken lç Savaşı ve beraberinde ge-
tirdiğı acılan yaşamış bir yazar. Tanık-
lık ettiği yirmi yıllık 'cehennem' büyük
yankı uyandıran ilk romanı "Tanguy /
Çağnnmn Çocuğu"ndan başlayarak he-
men hemen bütün yapıtlanna yansımış.
- Yazar olmaya nasıl karar verdiniz?
CASTILLCV Ben değil. buna yaşam
karar verdi. Bildiginız gibi yazar var. ya-
^ YY (Fotoğraflar. UĞURDEMtR)
^lerhangi bir kitabın, yazann otobiyografisiyle kanştınlmaması taraftanyım. Bugün, benim
daha ilk kitabımdan itibaren mükemmel başanlar elde ettiğimi söylüyorlar ve hakkımda tezler
yapıp biyografiler yayımlıyorlar. Bütün bunlar çok güzel ama ben yapıtlanmı oluştururken, yıllar
önce diyelim, tüm bunlan bilinçli olarak yapmadım. Sadece yapmam gereken şeyi yaptım.'
zar var. Örneğin polisiye ya da bilimkur- sına ve ölçülü bir dokunaklılığının ol-
gu tarzında romanlar yazan biri yazar ol- masına karşın yalın anlatımı okuyucu-
mayı seçmiştirdenebilir. Ama katıksız
bir yazar, buna pek karar vermez. Çün-
kü o eğer yazmazsa daha başka bir şey
yapamaz. Bu. onun yaşamını sürdüre-
bi Imesi için gerekli bir şeydir, ölmemek
ve delirmemek için...
-Ük romanınız "Tanguy"ın bu denli
etkili olmasında ve beğenilmesinde. ger-
çekte yaşadıklannızla bağlanölı olmast-
nın rolü var mı sizce?
Bu roman gerçekten de dünya çapın-
da başan elde etti. Bu basanda, kahra-
manın çocuk olmasının büyük payının
olduğunu düşünüyorum. Eleştirmenle-
rin zaman içinde söylediklerine bakılır-
sa romanda romantizmin bulunmama-
lan oldukça çarpmış. Yazıldığı günden
kırk yıl sonra bu kitabın hâlâ, özellikle
de gençler tarafından okunup beğenil-
mesi beni oldukça sevindirdi. Kitapta,
gerçekle kurulan bağlantıdan çok, sava-
şın, bir çocuğun bu ortamda yaşadıkla-
nnın, ailevi dummunun ve çektiği acı-
lann okuyucu üzerinde etkili olduğuna
inanıyorum.
- Bir yazuuzda. insanlann. sanatçıdan
çokşe> beklediklerinedeğinmişsiniz.Ne
tür beklentiler bunlar? İçlerinde yazan
en çok kaygüandıranı hangisi?
Çok garipbir çağda yaşıyoruz; sana-
tın ve sanatçınm gerçekte ne tür işlev-
leri olduğunu bilen insan sayısı çok az.
Bir sanatçıdan politik söylevler yapma-
sını veya eksiksiz her şeyi bilmesini
bekliyorlar. Bir sanatçıdan yüzde yüz her
şeyi bilmesinin beklenmemesi gerekti-
ği kanısındayım. Ömeğin bu sabah, Tür-
kiye hakkında konuşanlardan pek çok
şey öğrendim ama ben bir Türk deği lim
ve tüm bunlan bilmiyor olmam olduk-
ça doğal.
-"Çağımızın Çocuğu" için, "iyimser-
liğin kitabı" dendi ve özgün adı "Tan-
guy" olmasına karşın "Çağımızın Ço-
cuğu" adıvla çevrildL Başlık bugünü-
müze bir gönderme olabilir mi?
Evet, birtür iyimserlik içerdiğini söy-
leyebiliriz. Günümüzde de Tanguy'ler
yok değil. Savaşlar ardında Tanguy gi-
bi çok sayıda yetim, sefalet içinde ya-
Japonlar baskdannın peşinde
Kültür Servisi - Bugün müzayedelerde
yüksek fiyatlara alıcı bulan Japon baskı-
lan. Japonya'da 18. yüzyılın son yansın-
da tiyatro hayranlan için üretiliyor \e dö-
nemin ünlü tiyarro sanatçılannın resimle-
rinden oluşan bir tür kartpostal işlevi gö-
rüyordu. O dönemde, hiçbir sanat değer-
leri yoktu. Oysa Batı'da, bu ilginç baskı-
lara büyük hayTanlık besleyen ressamlar var-
dı. tzlenimci ressamlar ve özellikle Van
Gogh, Japon baskılannı perspektif. renk ve
tasanm açısından değerlendirerek bu bas-
kılan yapıtlanna esin kaynağı olarak kul-
landılar.
Çok geçmeden Parisli sanat tüccarlan-
nın da ilgisini çekmeye başlayan Japon
baskılan. Batı sanat dünyasında giderek da-
ha çok aranan birer degerli meta haline
geldi.
Batı sanat dünyasının bu Japon baskıla-
nna olan merakını gözler önüne seren zen-
gin bir koleksiyon, Londra Sothebys'de
düzenlenen bir müzayedeyle satışa sunu-
luyor. Toplam değeri 3 rnilyon sterlini bu-
lan bu koleksiyonun geniş bir bölümünü.
zaman içinde kendi kültürel mirasınm far-
kına varan Japon sanat tüccarlannın satın
alması bekleniyor.
Son 20 yıl içinde, Batı'nın 19. yüzyılda
satın aldığı geleneksel Japon sanat işleri-
ni yeniden Japonya'da toplama uğraşı için-
de bulunan Japon sanat tüccarlan, kolek-
siyoncular ve müze yetkilileri, bir zaman-
lar çok ucuz fiyatlara satılan bu yapıtlan
çok yüksek fiyatlarla geri alıyorlar.
Sotheby"s'de satışa sunulan Japon bas-
kılannın sahipleri, 1920'li yıllardaelinde-
ki Japon baskılannın çogunu satan ünlü
Fransız koleksiyoncu Henri Vever'in torun-
lan. Japon baskılanna büyük bir hayran-
lık duyan Henri Vever. "Japon ustalanm
tanımamışolsaydık, Liberrv'nin kumaşla-
n, VV'alton Crane'in duvar kâğıtlan ya da
Kopenhag porseienibüyükolasıhkla orta-
ya çıkmazdı" demişti.
T*
r
Cumhuriyet
kitap kulübü
ÇAĞ PAZARLAMA A.Ş.
TELEFONLA KİTAP SİPARİŞİ
•CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ" yenilendi. Artık üyelere telefonla sipariş verme ve
istenilen kitaba kısa süre içinde ulaşma olanağı sağlanıyor. istenilen kitap
"ÇAĞDAŞ YAYINLARI"ndan yayımlanmışsa %20, başka bir yayınevinin ise %10
indirim yapılıyor. Her ay, Türkiye'de piyasaya çıkan yapıtlann tam listesi, bir önceki
ay etkinliklerinden habeıierle üyeye ulaştınlıyor.
"CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ" şimdilik istanbul'da hem Taksım, hem Cağaloğlu
sergi salonlannda ve de Adana'da "Indirimli Kitap Kampanyası" ve "Resim Sergisi"
gibi etkinlikler; "Söyleşi", "Dinleti", "imza" gibi günler birbirini izliyor. Yıllık kitap
kataloğu adreslere bedelsiz olarak postalanıyor. ALLEGRO TOUR yurt içi ve yurt
dışı tur rezervasyonlanndan %7; uçak bileti siparişlerinde %4 indirim sağlryor. Özel
Acıbadem Hastanesi ise "CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ" üyelerine tanı ve
sağaltımda %10 indirim uyguluyor. ileride uygulanacak benzeri yararlar, ayrıca
şürece katılıyor.
"CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ"ne üyelik, aşağıdaki formun doldurulup
gönderilmesiyle tamamlanacak, üye kartınız hemen gönderilecek.
ÜYELİK FORMU
Üye No:(Yenileyenler için)
Adı Soyadı:
Adresi:
Posta kodu: Kent:.
Telefon/Faks:.
Cinsiyeti:
Doğum tarihi: Medeni durumu:...
Eğitim durumu: Mesleği:
(Öğrenci ya da Öğretmen ise)
Okul adı: Okul numarası:.
(Lütfen işaretleyiniz)
ÜYE
ÖĞRETMEN/ÖĞRENCİ
YENİ ÜYE
5.000.000 TL
2.500.000 TL
YENİLEME
3.000.000 TL
1.500.000 TL
* Işaretlediğim tutarı kredi kartı hesabımdan alınız.
^ V I S A nEUROCARD .
Kart no:
MASTERCARD
Son kullanma tarihi:
I
I !
* Işaretlediğim tutarın banka dekontunu adresinize/faksınıza göndereceğim.
Çağ Pazarlama A.Ş.'nin:
ZI Iş Bankası Cağaloğlu Şb.405543
_ Akbank Nuruosmaniye Şb.1571801
ü Yapı Kredi Bankası Çemberlitaş Şb. 32529
I J Halkbank Cağaloğlu Şb. 39035380
* Işaretlediğim tutarı posta çeki hesabına gönderdim.
PTT Çek No:
H 666322 Çağ Pazarlama A.Ş. Hesabı
Cumhuriyet Kitap Kulübü Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41
(34334)Cağaloğlu-İstanbul Tel:(212)512 05 05 Faks:(212)512 48 30
TÜRKİYE DIŞINDAKÎ
SEVDİKLERİNÎZE
CumhuriYet
ARMAĞAN EDİN,
TÜRKİYE, ONLARA ŞİMDİ DAHA
YAKINLAŞSIN...
Aşağıda adı yazılı kışiye "CUMHURÎYET HAFTA"
aboneliği armağan etmek istiyorum.
Adım. Soyadım :
Adresim :
Posta Kodum :
Kent : •
ABONE OLACAK KÎŞİNÎN:
Adı, Soyadı :
Adresi :
Posta Kodu :
Kent :
Ülke :
ABONE KOŞULLARI
(Lütfen işaretleyiniz)
Almanya
DiğerAvrupaÜlkeleri
ABD, Kanada
6 AYLIK
91 DM
135 DM
165 US$
YILLIK
169 DM
250 DM
300 US $
Işaretlediğim tutarın banka dekontunu abone formuyla biriikte
aşağıdaki faksa/adrese gönderiyorum.
• Yapı ve Kredi Bankası - Çemberiitaş 5162800
• Akbank-Nuruosmaniye 14460-0
Işaretlediğim tutarı kredi kartı hesabımdan alınız.
• VISA • EUROCARD \Z MASTERCARD
Kart No: Son kullanma tarihi:
TARİH: İMZA:
Cumhuriyet
Türkocağı Caddesı, 39/41 (34334) Cağaloğlu - istanbul
ABONE SERVİSİ
Telefon : ( 0212) 512 05 05 - Faks: (0212ı 512 48 30
Hepimiz sadece \aptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da sorumluyuz. Çünkü scssiz
kalıyoruz. Çünkü seyirci kahyoruz. Çağda; eğitim için sessiz kalmayalım...
ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI
şayan çocuklarbırakabilivor. Ömeğin bu-
gün Bosna'ya ve orada yaşanan acılara
baktığımızda, azımsanamayacak sayıda
Tanguy göriiyoruz.
- Büyük yankı uyandıran "La Guita-
re"adhromanmıziçin"mutlakumutsuz-
luğun romanr diyerek, bunun ilk yapı-
tınızda atamadığınız bir çığiık olduğu-
nu belirtmişsink. Ne tür bir çığlıktı bu
'Gıtar'da atılan?
Sanat çok az sayıda insanı ilgilendi-
riyor. Bana öyle geliyor ki sanatı anla-
yan ve sanata duyarlı insanlar, genellik-
le hayatta bir şeyleri yolunda gitmeyen
insanlar. Diğerleri ise sanatı yüz sene son-
ra belki de yapıt bir klasik olduktan son-
ra anlayabiliyorlar. lşte 'Gitar' da biraz
'farkh' olan birinin romanı. Orada, sa-
nat ve müzikle kurtulmaya çalışan, ama
insanlann ne yaptığını bir türlü anlaya-
madıklan biri var. Bir sanatçının hayat-
tayken ne yapmak istediği tam olarak an-
laşıîamıyor. Örneğin bir fınncının ne
yaptığını herkes biliyor ama bir sanat-
çının ne yaptığına gelince iş değişiyor.
Bir sanatçıdan sanatı çekipaldığınız za-
man geriye bir hiçkalıyor. lstanbuFudü-
şünün. Orada sanata dair ne varsa çekip
aldığınızı düşünün. geriye çirkin bir şe-
hir kalacaktır.
- Eieştirmenlerin yem bir "Çağımızın
Çocuğu" beklerken "Gitar"ayaklaşını-
lan nasıl oldu?
Avrupa'da ve Fransa'da çok olumlu tep-
kiler aldı. "Çağımızın Çocuğu*1
için,
içinde benden bir şeylerbulduklannı, ya-
şadıklanmı anlattığımı. yapıtın bir tür
otobiyografi niteliği taşıdığını vs. söy-
lediler. Ama asıl "Gitar"ı yazdığımda
beni gerçek biryazar olarak görmeye baş-
ladılar. Roman, Ingiltere ve Almanya'da
da büyük başanlar elde etti ve çok iyi
karşılandı. Herhangi bir ki-
tabın, yazann otobiyogra-
fisiyle kanştınlmaması ta-
raftanyım. Bugün. benim
daha ilk kitabımdan itiba-
ren mükemmel başanlar el-
de ettiğimi söylüyorlar ve
hakkımda tezler yapıp bi-
yografiler yayımlıyorlar
Bütün bunlar çok güzel ama
ben yapıtlanmı oluşturur-
ken. yıllar önce diyelim,
tüm bunlan bilinçli olarak
yapmadım. Sadece yap-
mam gereken şeyi yaptım.
-"Benim gözümde sanat-
çının en önemli. en ivedi
görevi gerçekliğin yeniden
keşfidir" diyorsunuz. Sa-
natçmın gözüyie gerçeklik
nedir?
Sanatçının gördüğü, de-
ğişken, durağan olmayan
ve kesinlik taşımayan ger-
çekliktir. Sanatçı için tek
bir gerçek yoktur, gerçek-
ler vardır. O, herhangi bir
olayın derinliğini görür, yü-
zeylerin ardındaki derinli-
ği ve insanlann görünüşü-
nün altındaki gizli öy-
külerini, söylenmemiş söz-
leri ve kimi zaman da ger-
çeğin ta kendisini bağıran
yalanlan ...
Soljenitsin
adına ödül
Kültür Servisi - Nobel
ödüllü Rus yazar Aleksandr
Soljenhsin'in adına her yıl
düzenlenecek olan Edebi-
yat Ödülü ile Rus yazını ve
kültürü tekrar canlanacağa
benziyor. Bu yüzyılın en
önemli yazarlanndan biri
olan ve kitaplanyla büyük bir
okuyucu kitlesini etkileyen
Soljenitsin'in adına düzen-
lenen ödül için 15.600 po-
und verilmesi kararlaştınl-
dı. 1974'te Sovyetler'e kar-
şı birtakım etkinliklerde bu-
lunan yazar, yirmi yıl Batı'ya
sürgün edildikten sonra bun-
dan üç yıl önce tekrar ülke-
sine geri dönmüş ve modern
Rus toplumunu tehlikeli bul-
dugunu söylemişti.
Ulkesine dönen ve bek-
lediği şeylerlekarşılaşama-
yan Soljenitsin, Rus gele-
nekselliğinin yasmı tutarak
modern Batı kültürünün
Rusya'yı istila etmesini kı-
nadı ve protesto etti.
Rus Fen Bilimleri Aka-
demisi; "Kanser Koğuşu"
ve "Ivan Denisoviç'in Ha-
yabndan Bir Gün", 'Gulag
Takımadalan' adlı yapıtla-
nyla bir döneme damgasını
vurmuş olan Soljenitsin'in.
bu yapıtlannın Hollywood
ve Walt Disney tarafından
uyarlanarak trajik yapılan-
mn aksine mutlu sonla biti-
rilmesini eleştiriyorlar.
Soljenitsin adına verilen
ödül, onun fikirlerini benim-
seyen ya da özgün düşün-
celere sahipyazariann ortaya
çıkması için önemli olacağa
benziyor. Aleksandr Sol-
jenistin Edebiyat Ödülü'nün
ilk ödülü gelecek mart ayın-
da. Dostoyevski ve Puşkin
uzmanlannın yanı sıra Alek-
sandr Soljenitsin'in ve eşinin
de içinde bulunduğu altı
kişilik bir jüri tarafından
belirlenecek.
KÖŞEBENT
ENİS BATUR
Kültür için Nefes,
Körük Gerek
Bir şiir kitabı üzerine Sempozyum - geçen hafta
katılıp izlediğim bir etkinlik, Türkiye'nin kültür orta-
mı üzerine bir kere daha düşündürdü beni. Şairi, eleş-
tirmeni, filoloğu, dilbilimciyi, iktisatçryı, çeviribilim-
ciyi, toplumbilimciyi - toplam 16 kişryi tek bir kitap
üzerinde alabildiğine işlenmiş bildirilersunmak üze-
re bir araya getirmek başarılabiliyorsa...
Neden bu tür etkinlikler daha sık, sık sık düzen-
lenemiyor ülkemizde? Üniversiteler, akademik dün-
ya, kültür ortamı ancak karaıiı biri gönül verdiğinde
mi çalışıp buluşabiliyor, ortaya farklı görüşlerin ay-
nı odakta çarpışmasını serimleyen kolektif bir yapıt
koyabiliyorlar?
Son dönemde, düşünce ve bilim alanında üreti-
min hem nicel hem de nitel açıdan arttığı gözlem-
leniyor. Felsefe, Tarih. Toplumsal Bilimler, Insansal
Bilimler alanında çeviri ve telif yapıtlar birbiri ardına
raflarda diziliyor, güçlü yayın organlan peşpeşe çı-
kıyor, seminer ve tüıiü oturumlar düzenleniyor.
Aynı atılımı Edebiyat ve Sanat dünyasında gördü-
ğümüzü söylemek güç. Tam tersine, belki tek tek
yapıtlann günışığına çıkması çerçevesinde değil
ama, kolektrf üretim bağlamında ciddi bir hareket-
sizlik, hatta 1970'lere göre bir gerileme olduğu he-
men farkediliyor.
Neredeyse yirmi yıldır, üretim düşüklüğünü eko-
nomik altyapı ile baglantılandırmaktan yorgun düş-
medim. Bir etkinliğin düzenlenebilmesi, bunun hiç
değilse yayın yoluyla (ses ve görüntü arşivlemek de
gerekir oysa - artık) kalıcı kılınması için gereken en
önemli öğe belli: Bütçe.
Etkinliğe katılması bekJenecek kişiler açısından da
geçerii aynı bağlantı. Geçim kaygısı nedeniyle yan
gelir getirici işler yapmak zorunda bırakılan akade-
misyen ya da aydın için, doğru dürüst bir karşılık ala-
mayacağı bir işe girişmenin anlamı, yaran olabilir mi?
Devletin Kültür'e ayırdığı, uygun gördüğü ekono-
mik pay utandırıcı düzeyde. Üstüne üstlük, o payı
harcama biçimi de sorgu konusu edilmeye değer:
Yan anlamsız gösteri ve gösteriş savrukluğu ile toz
ediliyor elde avuçta olan da. Çoktandır, gölge etme-
sin yeter diyerek bu alandan uzak durmasını dile-
mekle yetiniyoruz ya, hiç değilse yansız yatınmlar
yapabilse - buna olsun kalkışmadığını görüyoruz.
Yerel yönetimlere önemli görev düşüyorbu konu-
larda; gelgelelim, siyasal kabuklaşmalar nedeniyle
olsa gerek, oradan da doğru dürüst sonuç çıkara-
mıyoruz. Ne kalryor geriye? Özel ve özerk kurumlar
bir tek. Türkiye'nin kültür ortamının gerçek gerek-
sinimlerinin kaçta kaçını göğüslemeye yetebilir o
kurumlar bugün?
Değeriendiremeyen, işleyemeyen, kurcalamayan
toplumların kültürel gelişmelerinin güdükleşmesi
kaçınılmazlaşır. UNESCO, birkaç yıldır, yüzyılın ve
geleceğin dev temalan üzerinde uluslararası sem-
pozyumlar düzenliyor. Geçen yılın sorusu "Ne Bil-
miyonız?"du, bu yılınki: "İnsan Türünün BirGele-
ceği Var mı?". Yeryüzünün dört bir yanından bilim
ve kültür adamları çağrılıyor bu sempozyumlara:
Hayır, yalnızca Avrupalı, Amerikalı, Japon değil on-
lar Mısırlı, Hintli, Kenyalı, Bolivyalıtemsilcilerdeyer
alıyor bildiri verenler arastnda; iranlı, Ganalı, Endo-
nezyalılar da. Bakıyorum. biz yokuz aralarında, pe-
kâlâ olabilecekken ve olması gerekirken kul yok
Türkiye'den o platformda.
Kendi kültürüne bakma konusunda yollan tıkalı bir
ülke, evrensel küitüre nasıl bakacak?
Bu topağı eritmenin en sağlam yolu Kültür'e ya-
tınm yapılmasından geçiyor. Herşeyimizeskidi, gör-
mezden geliyoruz: Üniversitemiz, Lisemiz, Müzemiz,
Kütüphanemiz, Arşivimiz can çekişiyor.
Bir tek enerji santralı, fabrika, köprü, yol değil ki
bize gereken: Nefes gerekli, körük gerekli bir de.
Rodin'in heykelleri kaldırıldı
• Kültür Servisi - Rodin'in çıplak insan fıgürünü
betimlediği dört heykeli, geçen hafta Amerika'nın
Utah eyaletindeki Brigham Young Üniversitesi"nde
açılan sergiden kaldınldı. Mormon okulu sözcüsü
Lee Bartlett'e göre bu karar. heykellerin sanat
değerinin yargılanması gibi bir anlam taşımıyor.
"Hizmet etmekte olduğumuz topluma karşı ciddi bir
sorumluluğumuz var ve bu toplum muhafazakâr bir
yapıya sahip" diyor Bartlett. Rodin'in sergiden
kaldınlan dört heykelinden, peygamberi çıplak
olarak gösteren 'Saint John the Baptist', Mormon
dinine göre bu ilahi fıgüre edilmiş bir küfür olarak
değerlendiriliyor. 'The Hands of Rodin, Homage to
Gerald Cantor" başlığıyla dünyadaki en zengin
Rodin koleksiyonlanndan birine sahip olan Gerald
Cantor onuruna açılan sergiden çekilen diğer yapttlar
ise 'The Kiss". 'The Prodigal Son' ve 'Balzac'.
Londra'da üç Tiirk sanatçı
• Kültür Servisi - Londra'da yaşayan Sermin
Sherif, Denızhan Özer ve Ergin Çavuşoğlu'nun
çalışmalan sanat çevrelerinin ilgisini çekiyor.
Sermin Sherif ve Almanya doğumlu sanatçı Renate
Aller 31 Ekim-14 Kasım tarihleri arasında The
Markovitch Gallery'de, paylaşılamayan
deneyimlerin konuşma ve el hareketleriyle anlatma
gibi iletişim biçimleri içinde yeniden
kurgulanmasını içeren 'Kuşatma' başhklı bir video
enstalasyon gerçekleştiriyorlar. Denizhan Özer aynı
galeride Ingıltere'ye göç eden ya da sığınan
Anadolu insanlannı konu alan "Adsız' başhklı bir
fotoğraf enstalasyonu sergiliyor. Ergin Ça\\ışoğlu
ise Londra"daki eski ordu karargâhlannı gündeme
getiren 'Terk Edilmiş Varlık' başhklı fotoğraf sergisi
ile 1 Kasım-20 Aralık tarihleri arasında Duncan
Gargill Gallery'de.
Ezginin Günlüğü konseri
• Kültür Servisi - Emek Sineması'nda " 18 hafta
18 konser" olarak tasarlanan cuma konserleri
Ezginin Günlüğü ile devam ediyor. Ezginin
Günlüğü 7 Kasım'da saat 20.30'da Emek
Sineması'nda müzikseverlerle buluşacak.
İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun
10 Kasım etkinlikleri
• Kültür Servisi - İstanbul Devlet Tiyatrosu ve
Uluslararası Rotary Kulüp işbirliği ile kasımda,
Atatürk'ü anma etkınlıklen çerçevesinde Yaşıyorsun/
'Görülmemiş' Atatürk Fotoğraflan sergisi açılacak.
10-16 Kasım tarihleri arasında AKM Büyük
Salon'un fuayesinde sergilenecek olan fotoğraflar,
TRT Genel Müdürlüğü arşivinden yararlanılarak
derlendi. Sergi 10 Kasım günü saat 09.30'da
açılacak. İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun 10 Kasım
Atatürk'ü anma etkinliklerinın ikincisi ise Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneği'nin işbirliği ile
"Atatürk'ü Kendi Diliyle Anma" başlığı altında,
saydam gösterisi eşliğinde Söylev'in aktanlması
olacak. 10 Kasım'da saat 19.00'da Taksim
Sahnesi'nde gerçekleşecek etkinliği Meriç
Velidedeoğlu hazırlayacak. Ali Düşenkalkar ve
Serap Eyüpoğlu sunacaklar.