27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 1997 PAZAR 12 KULTUR Çocukluğu savaşla geçen Michel Del Castillo için yazmak, yaşamda kalabilmenin tek yolu ' Yazar olmatna yaşam karar verdfSİNEM YENEL 16. Istanbul Kitap Fuan, bu yıl Can Yayınlan'nın konuğu olarak Ispanyol asıllı Fransız yazar Michel Del Castfflo'yu agırlıyor. Madrid'de Iç Savaş yaşandıgında üç- dört yaşında Michel Del Castillo. An- nesi radyoda çalışan popüler bir gaze- teci. cumhuriyetçi. Öteki çocuklargibi top-tüfek sesleri arasında allak bullak ol- muş. korkuyor. Savaşın ne zaman bite- ceği belli değil. Annesi radyoya gittığı geceler boyunca o dönem ilk önemli ki- tabı olan ' 1001 Gece Masallan'nı oku- yor: "Orada. öleceği saat yaklaştığında sabaha karşı anlatüğı romanı yanda ke- serek yaşamından bir gün kazanmayı başaran zeki bir kız vardır. Ben de. ölii- me karşı bir gece daha kazanabilmekiçin 1001 Gece MasallarTnı okuyup dur- dum. Bu kitap, içinde kendi yasamımı gördüğüm bir ayna gjbiydi." Michel Del Castillo için de bir roman yazmak. tıpkı bir ayna tutmaya benzi- yor. "Aynada gördükleriniz salt gerçek- lik değil belki ama gerçekliğin gerek ha- yaller gerek arzular gerek ölüm korku- suvla bezenerek >ansıyan hali." Bir ro- man yazmak da onun için yaşamda ka- labilmenin ve belki bir başka boyutta ya- şayabilmenin tek yolu. Michel Del Castillo daha küçük bir çocukken lç Savaşı ve beraberinde ge- tirdiğı acılan yaşamış bir yazar. Tanık- lık ettiği yirmi yıllık 'cehennem' büyük yankı uyandıran ilk romanı "Tanguy / Çağnnmn Çocuğu"ndan başlayarak he- men hemen bütün yapıtlanna yansımış. - Yazar olmaya nasıl karar verdiniz? CASTILLCV Ben değil. buna yaşam karar verdi. Bildiginız gibi yazar var. ya- ^ YY (Fotoğraflar. UĞURDEMtR) ^lerhangi bir kitabın, yazann otobiyografisiyle kanştınlmaması taraftanyım. Bugün, benim daha ilk kitabımdan itibaren mükemmel başanlar elde ettiğimi söylüyorlar ve hakkımda tezler yapıp biyografiler yayımlıyorlar. Bütün bunlar çok güzel ama ben yapıtlanmı oluştururken, yıllar önce diyelim, tüm bunlan bilinçli olarak yapmadım. Sadece yapmam gereken şeyi yaptım.' zar var. Örneğin polisiye ya da bilimkur- sına ve ölçülü bir dokunaklılığının ol- gu tarzında romanlar yazan biri yazar ol- masına karşın yalın anlatımı okuyucu- mayı seçmiştirdenebilir. Ama katıksız bir yazar, buna pek karar vermez. Çün- kü o eğer yazmazsa daha başka bir şey yapamaz. Bu. onun yaşamını sürdüre- bi Imesi için gerekli bir şeydir, ölmemek ve delirmemek için... -Ük romanınız "Tanguy"ın bu denli etkili olmasında ve beğenilmesinde. ger- çekte yaşadıklannızla bağlanölı olmast- nın rolü var mı sizce? Bu roman gerçekten de dünya çapın- da başan elde etti. Bu basanda, kahra- manın çocuk olmasının büyük payının olduğunu düşünüyorum. Eleştirmenle- rin zaman içinde söylediklerine bakılır- sa romanda romantizmin bulunmama- lan oldukça çarpmış. Yazıldığı günden kırk yıl sonra bu kitabın hâlâ, özellikle de gençler tarafından okunup beğenil- mesi beni oldukça sevindirdi. Kitapta, gerçekle kurulan bağlantıdan çok, sava- şın, bir çocuğun bu ortamda yaşadıkla- nnın, ailevi dummunun ve çektiği acı- lann okuyucu üzerinde etkili olduğuna inanıyorum. - Bir yazuuzda. insanlann. sanatçıdan çokşe> beklediklerinedeğinmişsiniz.Ne tür beklentiler bunlar? İçlerinde yazan en çok kaygüandıranı hangisi? Çok garipbir çağda yaşıyoruz; sana- tın ve sanatçınm gerçekte ne tür işlev- leri olduğunu bilen insan sayısı çok az. Bir sanatçıdan politik söylevler yapma- sını veya eksiksiz her şeyi bilmesini bekliyorlar. Bir sanatçıdan yüzde yüz her şeyi bilmesinin beklenmemesi gerekti- ği kanısındayım. Ömeğin bu sabah, Tür- kiye hakkında konuşanlardan pek çok şey öğrendim ama ben bir Türk deği lim ve tüm bunlan bilmiyor olmam olduk- ça doğal. -"Çağımızın Çocuğu" için, "iyimser- liğin kitabı" dendi ve özgün adı "Tan- guy" olmasına karşın "Çağımızın Ço- cuğu" adıvla çevrildL Başlık bugünü- müze bir gönderme olabilir mi? Evet, birtür iyimserlik içerdiğini söy- leyebiliriz. Günümüzde de Tanguy'ler yok değil. Savaşlar ardında Tanguy gi- bi çok sayıda yetim, sefalet içinde ya- Japonlar baskdannın peşinde Kültür Servisi - Bugün müzayedelerde yüksek fiyatlara alıcı bulan Japon baskı- lan. Japonya'da 18. yüzyılın son yansın- da tiyatro hayranlan için üretiliyor \e dö- nemin ünlü tiyarro sanatçılannın resimle- rinden oluşan bir tür kartpostal işlevi gö- rüyordu. O dönemde, hiçbir sanat değer- leri yoktu. Oysa Batı'da, bu ilginç baskı- lara büyük hayTanlık besleyen ressamlar var- dı. tzlenimci ressamlar ve özellikle Van Gogh, Japon baskılannı perspektif. renk ve tasanm açısından değerlendirerek bu bas- kılan yapıtlanna esin kaynağı olarak kul- landılar. Çok geçmeden Parisli sanat tüccarlan- nın da ilgisini çekmeye başlayan Japon baskılan. Batı sanat dünyasında giderek da- ha çok aranan birer degerli meta haline geldi. Batı sanat dünyasının bu Japon baskıla- nna olan merakını gözler önüne seren zen- gin bir koleksiyon, Londra Sothebys'de düzenlenen bir müzayedeyle satışa sunu- luyor. Toplam değeri 3 rnilyon sterlini bu- lan bu koleksiyonun geniş bir bölümünü. zaman içinde kendi kültürel mirasınm far- kına varan Japon sanat tüccarlannın satın alması bekleniyor. Son 20 yıl içinde, Batı'nın 19. yüzyılda satın aldığı geleneksel Japon sanat işleri- ni yeniden Japonya'da toplama uğraşı için- de bulunan Japon sanat tüccarlan, kolek- siyoncular ve müze yetkilileri, bir zaman- lar çok ucuz fiyatlara satılan bu yapıtlan çok yüksek fiyatlarla geri alıyorlar. Sotheby"s'de satışa sunulan Japon bas- kılannın sahipleri, 1920'li yıllardaelinde- ki Japon baskılannın çogunu satan ünlü Fransız koleksiyoncu Henri Vever'in torun- lan. Japon baskılanna büyük bir hayran- lık duyan Henri Vever. "Japon ustalanm tanımamışolsaydık, Liberrv'nin kumaşla- n, VV'alton Crane'in duvar kâğıtlan ya da Kopenhag porseienibüyükolasıhkla orta- ya çıkmazdı" demişti. T* r Cumhuriyet kitap kulübü ÇAĞ PAZARLAMA A.Ş. TELEFONLA KİTAP SİPARİŞİ •CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ" yenilendi. Artık üyelere telefonla sipariş verme ve istenilen kitaba kısa süre içinde ulaşma olanağı sağlanıyor. istenilen kitap "ÇAĞDAŞ YAYINLARI"ndan yayımlanmışsa %20, başka bir yayınevinin ise %10 indirim yapılıyor. Her ay, Türkiye'de piyasaya çıkan yapıtlann tam listesi, bir önceki ay etkinliklerinden habeıierle üyeye ulaştınlıyor. "CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ" şimdilik istanbul'da hem Taksım, hem Cağaloğlu sergi salonlannda ve de Adana'da "Indirimli Kitap Kampanyası" ve "Resim Sergisi" gibi etkinlikler; "Söyleşi", "Dinleti", "imza" gibi günler birbirini izliyor. Yıllık kitap kataloğu adreslere bedelsiz olarak postalanıyor. ALLEGRO TOUR yurt içi ve yurt dışı tur rezervasyonlanndan %7; uçak bileti siparişlerinde %4 indirim sağlryor. Özel Acıbadem Hastanesi ise "CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ" üyelerine tanı ve sağaltımda %10 indirim uyguluyor. ileride uygulanacak benzeri yararlar, ayrıca şürece katılıyor. "CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ"ne üyelik, aşağıdaki formun doldurulup gönderilmesiyle tamamlanacak, üye kartınız hemen gönderilecek. ÜYELİK FORMU Üye No:(Yenileyenler için) Adı Soyadı: Adresi: Posta kodu: Kent:. Telefon/Faks:. Cinsiyeti: Doğum tarihi: Medeni durumu:... Eğitim durumu: Mesleği: (Öğrenci ya da Öğretmen ise) Okul adı: Okul numarası:. (Lütfen işaretleyiniz) ÜYE ÖĞRETMEN/ÖĞRENCİ YENİ ÜYE 5.000.000 TL 2.500.000 TL YENİLEME 3.000.000 TL 1.500.000 TL * Işaretlediğim tutarı kredi kartı hesabımdan alınız. ^ V I S A nEUROCARD . Kart no: MASTERCARD Son kullanma tarihi: I I ! * Işaretlediğim tutarın banka dekontunu adresinize/faksınıza göndereceğim. Çağ Pazarlama A.Ş.'nin: ZI Iş Bankası Cağaloğlu Şb.405543 _ Akbank Nuruosmaniye Şb.1571801 ü Yapı Kredi Bankası Çemberlitaş Şb. 32529 I J Halkbank Cağaloğlu Şb. 39035380 * Işaretlediğim tutarı posta çeki hesabına gönderdim. PTT Çek No: H 666322 Çağ Pazarlama A.Ş. Hesabı Cumhuriyet Kitap Kulübü Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 (34334)Cağaloğlu-İstanbul Tel:(212)512 05 05 Faks:(212)512 48 30 TÜRKİYE DIŞINDAKÎ SEVDİKLERİNÎZE CumhuriYet ARMAĞAN EDİN, TÜRKİYE, ONLARA ŞİMDİ DAHA YAKINLAŞSIN... Aşağıda adı yazılı kışiye "CUMHURÎYET HAFTA" aboneliği armağan etmek istiyorum. Adım. Soyadım : Adresim : Posta Kodum : Kent : • ABONE OLACAK KÎŞİNÎN: Adı, Soyadı : Adresi : Posta Kodu : Kent : Ülke : ABONE KOŞULLARI (Lütfen işaretleyiniz) Almanya DiğerAvrupaÜlkeleri ABD, Kanada 6 AYLIK 91 DM 135 DM 165 US$ YILLIK 169 DM 250 DM 300 US $ Işaretlediğim tutarın banka dekontunu abone formuyla biriikte aşağıdaki faksa/adrese gönderiyorum. • Yapı ve Kredi Bankası - Çemberiitaş 5162800 • Akbank-Nuruosmaniye 14460-0 Işaretlediğim tutarı kredi kartı hesabımdan alınız. • VISA • EUROCARD \Z MASTERCARD Kart No: Son kullanma tarihi: TARİH: İMZA: Cumhuriyet Türkocağı Caddesı, 39/41 (34334) Cağaloğlu - istanbul ABONE SERVİSİ Telefon : ( 0212) 512 05 05 - Faks: (0212ı 512 48 30 Hepimiz sadece \aptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da sorumluyuz. Çünkü scssiz kalıyoruz. Çünkü seyirci kahyoruz. Çağda; eğitim için sessiz kalmayalım... ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI şayan çocuklarbırakabilivor. Ömeğin bu- gün Bosna'ya ve orada yaşanan acılara baktığımızda, azımsanamayacak sayıda Tanguy göriiyoruz. - Büyük yankı uyandıran "La Guita- re"adhromanmıziçin"mutlakumutsuz- luğun romanr diyerek, bunun ilk yapı- tınızda atamadığınız bir çığiık olduğu- nu belirtmişsink. Ne tür bir çığlıktı bu 'Gıtar'da atılan? Sanat çok az sayıda insanı ilgilendi- riyor. Bana öyle geliyor ki sanatı anla- yan ve sanata duyarlı insanlar, genellik- le hayatta bir şeyleri yolunda gitmeyen insanlar. Diğerleri ise sanatı yüz sene son- ra belki de yapıt bir klasik olduktan son- ra anlayabiliyorlar. lşte 'Gitar' da biraz 'farkh' olan birinin romanı. Orada, sa- nat ve müzikle kurtulmaya çalışan, ama insanlann ne yaptığını bir türlü anlaya- madıklan biri var. Bir sanatçının hayat- tayken ne yapmak istediği tam olarak an- laşıîamıyor. Örneğin bir fınncının ne yaptığını herkes biliyor ama bir sanat- çının ne yaptığına gelince iş değişiyor. Bir sanatçıdan sanatı çekipaldığınız za- man geriye bir hiçkalıyor. lstanbuFudü- şünün. Orada sanata dair ne varsa çekip aldığınızı düşünün. geriye çirkin bir şe- hir kalacaktır. - Eieştirmenlerin yem bir "Çağımızın Çocuğu" beklerken "Gitar"ayaklaşını- lan nasıl oldu? Avrupa'da ve Fransa'da çok olumlu tep- kiler aldı. "Çağımızın Çocuğu*1 için, içinde benden bir şeylerbulduklannı, ya- şadıklanmı anlattığımı. yapıtın bir tür otobiyografi niteliği taşıdığını vs. söy- lediler. Ama asıl "Gitar"ı yazdığımda beni gerçek biryazar olarak görmeye baş- ladılar. Roman, Ingiltere ve Almanya'da da büyük başanlar elde etti ve çok iyi karşılandı. Herhangi bir ki- tabın, yazann otobiyogra- fisiyle kanştınlmaması ta- raftanyım. Bugün. benim daha ilk kitabımdan itiba- ren mükemmel başanlar el- de ettiğimi söylüyorlar ve hakkımda tezler yapıp bi- yografiler yayımlıyorlar Bütün bunlar çok güzel ama ben yapıtlanmı oluşturur- ken. yıllar önce diyelim, tüm bunlan bilinçli olarak yapmadım. Sadece yap- mam gereken şeyi yaptım. -"Benim gözümde sanat- çının en önemli. en ivedi görevi gerçekliğin yeniden keşfidir" diyorsunuz. Sa- natçmın gözüyie gerçeklik nedir? Sanatçının gördüğü, de- ğişken, durağan olmayan ve kesinlik taşımayan ger- çekliktir. Sanatçı için tek bir gerçek yoktur, gerçek- ler vardır. O, herhangi bir olayın derinliğini görür, yü- zeylerin ardındaki derinli- ği ve insanlann görünüşü- nün altındaki gizli öy- külerini, söylenmemiş söz- leri ve kimi zaman da ger- çeğin ta kendisini bağıran yalanlan ... Soljenitsin adına ödül Kültür Servisi - Nobel ödüllü Rus yazar Aleksandr Soljenhsin'in adına her yıl düzenlenecek olan Edebi- yat Ödülü ile Rus yazını ve kültürü tekrar canlanacağa benziyor. Bu yüzyılın en önemli yazarlanndan biri olan ve kitaplanyla büyük bir okuyucu kitlesini etkileyen Soljenitsin'in adına düzen- lenen ödül için 15.600 po- und verilmesi kararlaştınl- dı. 1974'te Sovyetler'e kar- şı birtakım etkinliklerde bu- lunan yazar, yirmi yıl Batı'ya sürgün edildikten sonra bun- dan üç yıl önce tekrar ülke- sine geri dönmüş ve modern Rus toplumunu tehlikeli bul- dugunu söylemişti. Ulkesine dönen ve bek- lediği şeylerlekarşılaşama- yan Soljenitsin, Rus gele- nekselliğinin yasmı tutarak modern Batı kültürünün Rusya'yı istila etmesini kı- nadı ve protesto etti. Rus Fen Bilimleri Aka- demisi; "Kanser Koğuşu" ve "Ivan Denisoviç'in Ha- yabndan Bir Gün", 'Gulag Takımadalan' adlı yapıtla- nyla bir döneme damgasını vurmuş olan Soljenitsin'in. bu yapıtlannın Hollywood ve Walt Disney tarafından uyarlanarak trajik yapılan- mn aksine mutlu sonla biti- rilmesini eleştiriyorlar. Soljenitsin adına verilen ödül, onun fikirlerini benim- seyen ya da özgün düşün- celere sahipyazariann ortaya çıkması için önemli olacağa benziyor. Aleksandr Sol- jenistin Edebiyat Ödülü'nün ilk ödülü gelecek mart ayın- da. Dostoyevski ve Puşkin uzmanlannın yanı sıra Alek- sandr Soljenitsin'in ve eşinin de içinde bulunduğu altı kişilik bir jüri tarafından belirlenecek. KÖŞEBENT ENİS BATUR Kültür için Nefes, Körük Gerek Bir şiir kitabı üzerine Sempozyum - geçen hafta katılıp izlediğim bir etkinlik, Türkiye'nin kültür orta- mı üzerine bir kere daha düşündürdü beni. Şairi, eleş- tirmeni, filoloğu, dilbilimciyi, iktisatçryı, çeviribilim- ciyi, toplumbilimciyi - toplam 16 kişryi tek bir kitap üzerinde alabildiğine işlenmiş bildirilersunmak üze- re bir araya getirmek başarılabiliyorsa... Neden bu tür etkinlikler daha sık, sık sık düzen- lenemiyor ülkemizde? Üniversiteler, akademik dün- ya, kültür ortamı ancak karaıiı biri gönül verdiğinde mi çalışıp buluşabiliyor, ortaya farklı görüşlerin ay- nı odakta çarpışmasını serimleyen kolektif bir yapıt koyabiliyorlar? Son dönemde, düşünce ve bilim alanında üreti- min hem nicel hem de nitel açıdan arttığı gözlem- leniyor. Felsefe, Tarih. Toplumsal Bilimler, Insansal Bilimler alanında çeviri ve telif yapıtlar birbiri ardına raflarda diziliyor, güçlü yayın organlan peşpeşe çı- kıyor, seminer ve tüıiü oturumlar düzenleniyor. Aynı atılımı Edebiyat ve Sanat dünyasında gördü- ğümüzü söylemek güç. Tam tersine, belki tek tek yapıtlann günışığına çıkması çerçevesinde değil ama, kolektrf üretim bağlamında ciddi bir hareket- sizlik, hatta 1970'lere göre bir gerileme olduğu he- men farkediliyor. Neredeyse yirmi yıldır, üretim düşüklüğünü eko- nomik altyapı ile baglantılandırmaktan yorgun düş- medim. Bir etkinliğin düzenlenebilmesi, bunun hiç değilse yayın yoluyla (ses ve görüntü arşivlemek de gerekir oysa - artık) kalıcı kılınması için gereken en önemli öğe belli: Bütçe. Etkinliğe katılması bekJenecek kişiler açısından da geçerii aynı bağlantı. Geçim kaygısı nedeniyle yan gelir getirici işler yapmak zorunda bırakılan akade- misyen ya da aydın için, doğru dürüst bir karşılık ala- mayacağı bir işe girişmenin anlamı, yaran olabilir mi? Devletin Kültür'e ayırdığı, uygun gördüğü ekono- mik pay utandırıcı düzeyde. Üstüne üstlük, o payı harcama biçimi de sorgu konusu edilmeye değer: Yan anlamsız gösteri ve gösteriş savrukluğu ile toz ediliyor elde avuçta olan da. Çoktandır, gölge etme- sin yeter diyerek bu alandan uzak durmasını dile- mekle yetiniyoruz ya, hiç değilse yansız yatınmlar yapabilse - buna olsun kalkışmadığını görüyoruz. Yerel yönetimlere önemli görev düşüyorbu konu- larda; gelgelelim, siyasal kabuklaşmalar nedeniyle olsa gerek, oradan da doğru dürüst sonuç çıkara- mıyoruz. Ne kalryor geriye? Özel ve özerk kurumlar bir tek. Türkiye'nin kültür ortamının gerçek gerek- sinimlerinin kaçta kaçını göğüslemeye yetebilir o kurumlar bugün? Değeriendiremeyen, işleyemeyen, kurcalamayan toplumların kültürel gelişmelerinin güdükleşmesi kaçınılmazlaşır. UNESCO, birkaç yıldır, yüzyılın ve geleceğin dev temalan üzerinde uluslararası sem- pozyumlar düzenliyor. Geçen yılın sorusu "Ne Bil- miyonız?"du, bu yılınki: "İnsan Türünün BirGele- ceği Var mı?". Yeryüzünün dört bir yanından bilim ve kültür adamları çağrılıyor bu sempozyumlara: Hayır, yalnızca Avrupalı, Amerikalı, Japon değil on- lar Mısırlı, Hintli, Kenyalı, Bolivyalıtemsilcilerdeyer alıyor bildiri verenler arastnda; iranlı, Ganalı, Endo- nezyalılar da. Bakıyorum. biz yokuz aralarında, pe- kâlâ olabilecekken ve olması gerekirken kul yok Türkiye'den o platformda. Kendi kültürüne bakma konusunda yollan tıkalı bir ülke, evrensel küitüre nasıl bakacak? Bu topağı eritmenin en sağlam yolu Kültür'e ya- tınm yapılmasından geçiyor. Herşeyimizeskidi, gör- mezden geliyoruz: Üniversitemiz, Lisemiz, Müzemiz, Kütüphanemiz, Arşivimiz can çekişiyor. Bir tek enerji santralı, fabrika, köprü, yol değil ki bize gereken: Nefes gerekli, körük gerekli bir de. Rodin'in heykelleri kaldırıldı • Kültür Servisi - Rodin'in çıplak insan fıgürünü betimlediği dört heykeli, geçen hafta Amerika'nın Utah eyaletindeki Brigham Young Üniversitesi"nde açılan sergiden kaldınldı. Mormon okulu sözcüsü Lee Bartlett'e göre bu karar. heykellerin sanat değerinin yargılanması gibi bir anlam taşımıyor. "Hizmet etmekte olduğumuz topluma karşı ciddi bir sorumluluğumuz var ve bu toplum muhafazakâr bir yapıya sahip" diyor Bartlett. Rodin'in sergiden kaldınlan dört heykelinden, peygamberi çıplak olarak gösteren 'Saint John the Baptist', Mormon dinine göre bu ilahi fıgüre edilmiş bir küfür olarak değerlendiriliyor. 'The Hands of Rodin, Homage to Gerald Cantor" başlığıyla dünyadaki en zengin Rodin koleksiyonlanndan birine sahip olan Gerald Cantor onuruna açılan sergiden çekilen diğer yapttlar ise 'The Kiss". 'The Prodigal Son' ve 'Balzac'. Londra'da üç Tiirk sanatçı • Kültür Servisi - Londra'da yaşayan Sermin Sherif, Denızhan Özer ve Ergin Çavuşoğlu'nun çalışmalan sanat çevrelerinin ilgisini çekiyor. Sermin Sherif ve Almanya doğumlu sanatçı Renate Aller 31 Ekim-14 Kasım tarihleri arasında The Markovitch Gallery'de, paylaşılamayan deneyimlerin konuşma ve el hareketleriyle anlatma gibi iletişim biçimleri içinde yeniden kurgulanmasını içeren 'Kuşatma' başhklı bir video enstalasyon gerçekleştiriyorlar. Denizhan Özer aynı galeride Ingıltere'ye göç eden ya da sığınan Anadolu insanlannı konu alan "Adsız' başhklı bir fotoğraf enstalasyonu sergiliyor. Ergin Ça\\ışoğlu ise Londra"daki eski ordu karargâhlannı gündeme getiren 'Terk Edilmiş Varlık' başhklı fotoğraf sergisi ile 1 Kasım-20 Aralık tarihleri arasında Duncan Gargill Gallery'de. Ezginin Günlüğü konseri • Kültür Servisi - Emek Sineması'nda " 18 hafta 18 konser" olarak tasarlanan cuma konserleri Ezginin Günlüğü ile devam ediyor. Ezginin Günlüğü 7 Kasım'da saat 20.30'da Emek Sineması'nda müzikseverlerle buluşacak. İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun 10 Kasım etkinlikleri • Kültür Servisi - İstanbul Devlet Tiyatrosu ve Uluslararası Rotary Kulüp işbirliği ile kasımda, Atatürk'ü anma etkınlıklen çerçevesinde Yaşıyorsun/ 'Görülmemiş' Atatürk Fotoğraflan sergisi açılacak. 10-16 Kasım tarihleri arasında AKM Büyük Salon'un fuayesinde sergilenecek olan fotoğraflar, TRT Genel Müdürlüğü arşivinden yararlanılarak derlendi. Sergi 10 Kasım günü saat 09.30'da açılacak. İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun 10 Kasım Atatürk'ü anma etkinliklerinın ikincisi ise Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin işbirliği ile "Atatürk'ü Kendi Diliyle Anma" başlığı altında, saydam gösterisi eşliğinde Söylev'in aktanlması olacak. 10 Kasım'da saat 19.00'da Taksim Sahnesi'nde gerçekleşecek etkinliği Meriç Velidedeoğlu hazırlayacak. Ali Düşenkalkar ve Serap Eyüpoğlu sunacaklar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle