19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Dünyaya Piraye ile Nâzım'ın penceresinden bakan Memet Fuat'tan 'Gölgede Kalan Yıllar' Karşıbk beldemeyen sevgfler...HANDAN ŞENKÖKEN "Bu kitabı yazmaya başladığımda alîmış dokuz yaşmdavdtm; bitirdiğimde, yetmis bir... Îkiyılsürdü... Arada birgidip gelme de var... Yoğun bakımda gözlerimi açtığımda 'Bir ay dahayaşayıp kitabımı bitirebibem!' diye kaygılanıyordum... Bir ay daha!" Yılbaşı öncesi başlayan rahatsızhğı sırasında yoğun bakımda bıle diişündüğü: "bataklıga dönmüş dünyamızda, iyiliğin. dürüstlüğün, onurun, bağhlığın, özverinin simgesi" anîıesi Piraye Hanım'ı, çocukluğunu, gençliğini anlattığı "Gölgede Kalan Yülar"\ bitirdi MemetFuat. söz verdiği gibi beşınci sayfasını da bize imzaladı! Zaman zaman o tadına doyulmaz sohbetlennde mutlulukla anlattığı ariılar, geçmişten arta kalan belgelerle, fotoğraflarla bir destana dönüşmüştü. Bu kitapla birlikte biz de ilk kez Memet Fuat'ın, Piraye'nin, Nâzım' m, onlann kalabalık ve yokluğun içinde ama alabildiğine 'yüreği sevgiyle' dolu yaşamına girebiliyoruz. Çevredeki ünlü sanatçılann yanı sıra Erenköylülerle, Çamlıcalılarla. dedesinin bahçesine her yaz gelen başka uluslardan, başka dinlerden kiracılarla zenginleşen, "o güzel insanlar "m 'karşılık beklemeyen sevgileriyle' kuşatılmış bu ortamda, Memet Fuat'ın benzersiz kişiliğinin nasıl oluştuğuna tanık oluyoruz. "Bizim aşkımızdan bahsederken insanlar yainız hayranlık ve saygı dıtyabilirler" diyen Nâzım'ın, yıllarca çeşitli cezaevlerinden Piraye'ye yazdığı mektuplanyla. şiirleriyle o dönem yaşamını okumuştuk. Bu kitap ise MfemetFuat'a "Bendenuzak.fakat veryûzünün en akılh ve en büyük kadınına yahn yaşadın . Beni adam eden, beni insan eden kadının tesiri yaratıcıdır " diye yazan Nâzım'dan aynlınca. içinde "Yemyeşil bir dal kırılan " Piraye'yi anlatıyor. 'Aşk konuşulmaz, yaşanır' inancıyla hep suskun kalan Piraye'yi. Bu aşkın yaşamdaki gerçekleri aktanlırken, birtakım dedıkodulara da yanıt veriliyor. "Gölgede Kalan Ytllar", dünyaya Piraye ile Nâzım'ın penceresinden bakan Memet Fuat'ın eşsiz öğretmenliğiyle 'gelecek güneşli, güzel günlerin özlemini yitirmeden, geçmişe sığınarak' verdiği bir yaşam dersi. - Kitabımzda "Anılar biriktirerek, aF^ti*kalaa günlenme bakarak , . _ yaşamadım. Bir gün oturup bunlari yazacağim aklımdan bile geçmezdi. ÇevTemdekı hava hep geleceğe dönüktü," diyorsunuz. Sizi "Gölgede Kalan Yıllan" yazmaya ne yöneltti? Buna nasıl karar verdiniz? MEMET FUAT - Kitapta gördüğünüz o fotoğraflan ben biriktjrmedim. Benim bir albümüm bile yoktur. "Geçmış gûnün hasretini çekmem..." Biliyorsunuz, Nâzım'ın dörtlüğü... Gözlenm hep gelecek "güneşli güzel günler"e dönük olarak yaşadım. Şiirler çizmiştir benim yaşam anlayışımı. Sonra çevremdeki insarüar birer birer ölmeye başladılar. BiriktirdikJeri fotoğraflar. anı nitelikli eşyalar hep bana kaldı. lster istemez o insanlan, onlarla geçen günlerimi düşünmeye, anımsamaya başladım. Günümüzdeki ilişkilerle o günlerdeki ilişkiler karşılaştıkça. garip bir şeyler oluyordu içimde. Yaşadıklarımı anlatmak, başkalanyla paylaşmak isteğini duyuyordum. Karşılık beklemeyen sevgiler beni çok etkiler. Bir annenin çocuğuna sevgisi gibi... Bunu bol bol yaşadım... Anlatmak isteğim kaynama noktasına gelmişti... Annem ölünce... Ertesi gün başladım Gölgede Kalan Yıllar'ı yazmaya. Taslak fılan yok, çağnşımlarla, iki yıl sürekli yazdım... "Arûk kesmeuyim" dediğimde altı yüz sayfayı bulmuştum. Nâzım ile Piraye'nin mektuplarını yayımlayacağım - Kitabuuzın adı neden "Gölgede Kalan Yıllar"? Bu bana hep soruluyor. Kitabın adı anneme bir gönderme. Onun çok sevdiği bir romanın adı Gölgede Kalan Bir Yıl idi. Avusturyah yazar Kontes Hermynia Zûr Muhlen'in duygusal bir aşk romanı, ama Hhler'e, Nazizme, Yahudi düşmanlığına karşı bir düşünsel temelin üstüne oturtulmuştu. Avusturya'da 1935'te yayunlanmış. Nazilerin yaktığı kitaplardan. Türkçeye çe\ irisi 1945'te yapılmış. Piraye o kitabı herkese okuturdu. Nâzım'a da okutmuş. Piraye'ye yazdığı mektuplar yayımlanınca göreceksiniz. Burada ne diyeceğinizi biliyorum : "O mektuplan yayımladınız yaL Nâzun ifc Piraye?_" Hayır, yayımlamadım... Bu yanıtı üçüncü kez veriyorum : Nâzım ile Piraye, benim bir çalışmamdı. Nâzım'ın Piraye'ye mektuplanndan yaptığım ahntılarla, şiirlerindeki çok önemli bir özelliği belirtmeye çalışıyor, "yaşamını şiirlerinde kuDandığı gjbi, şiirterini de yaşanıında nasıl kullandığmı" sergiliyordum. Başka şairlerde de örnekleri vardır yaşamında şiiri kullanmamn. Ama Nâzım"da çok aşın... Neyse bunu bırakalım şimdi. Nâzım'ın, o kitaptaki kadar değil, bir tahta çanta dolusu mektubu vardı Piraye'ye, onlar yakında iki cilt olarak yayımlanacak. Tahta çanta ne demek? Nâzım cezaevinde Piraye'ye ceviz ağacmdan bir çanta yapmış : Köylülerin tahta bavullannın küçüğü... XJaban olarak kimi daha çok seviyorsun, asıl babanı mı, Nâzım'ı mı diye sorsalar, hiç kuşkusuz "Nâzım'ı" derdim. : Bunu bir mektubumda yazmıştım ona. Ama babamın yerine koyduğum insan aslında dedemdi. - Anı kitaplannda amaan doğrulan ortaya çıkarmak olmadığını. birçok şeyûı unutulmasının çok doğal olduğunu belirtiyorsunuz. Oysa geçmişten birçok inanılmaz aynntıyı İçeri>or yazdıklannız. Bürün bunlan nasıl anımsadınız? Bu konuda hiçbir şey diyemem. Oturup yazmaya başladım. Gelen geldi. gelmeyen kaldı. Kitap bittikten sonra başka şeyler de anımsadım. Şunu unutmuşum, bunu unutmuşum. Fotograflara bakarken anımsadığım şeyler de oldu. Araya mektuplar, notlar girdi. tşte öyle... - Kitabınız fotoğraflarla örülü. Geçmiş.in olağanüsrü ctkilcvici. çarpıcı anlan ve insanlanyla... Bunca yıldır bu fotoğraflan. jçinizdeki "o güzel insanlar"ı nasıl koruyabildiniz ? O fotoğraflan koruyan ben değilim. Annem, Selma Teyzem. Fifi, babalan Ahmet Muhtar Bey, onlann koruduğu fotoğraflar, hepsi bana kaldı. Daha neler neler var!.. Benim koruduğum o güzel insanlann unutulmaz anılan, yarattıklan karşılık beklemeyen sevgi ortamı... öğrendım, ama kişiliğimdeki belirleyici etkilerin Piraye'den geldiği kanısındayım. Dedeme, Mehmet Ali Paşa'ya benzeyen yanlanm da var. Zaman zaman çocuklara takılırken fılan bunlar ortaya çıkıyor, kendi kendime gülüyorum. 'Aşk konuşulmaz. yaşamr' - Anüannızda hep arkadaşlıklardan söz edip se\ da ilişkilerinden söz etmediğinizL Nâzım ile Piraye'ye bile elden geldiğince başka >önleriyle yaklaşma\a çalıştığınızı belirtiyorsunuz. Nâzım ile Piraye için mektuplar ve şürterin \eterli olduğunu, bu kitapta sadece yaşanun gerçeklerinden kesitler verme>i mi düşündünüz? Bu bir roman değil. Anılar. Herkesin söz edılmesini istemediğı ilişkileri olabilir. Çeşitli nedenlerle. Aynca. söyledim. kişiliğimdeki belirleyici etkiler Piraye'den geliyor. Aşk konuşulmaz, yaşanır.. - Sizin için, saygı gösterdiğiniz bir yabancı gibi olan "paşazade" babamz X-^ünyaya onlann penceresinden baktım. Pek çok şeyi Nâzım'ı izleyerek, dinleyerek öğrendim, ama kişiliğimdeki belirleyici etkilerin Piraye'den geldiği kanısındayım. Şiirler çizmiştir benim yaşam anlayışımı. torunum 5-B'den 920..." Bu yanlışı birkaç kez yapınca dedemi babamın yerine koydugumu düşünmüştüm. Onun yanında büyûmek bana ne kazandırdı? Halkı, yoksullan, çalışan insanlan seven bir soyluydu, arabacılar, bakkallar, gündelikçilerle uzun uzun söyleşir, kendini üstün görenlere hiç yüz vermezdi... Ben de hoşlanmam seçkinlerin arasına girmekten... Onun etkisi olabilir... Aynca karşılıksız sevginin anıtı gibiydi... - Mekrubunda. "Sana biraz da kendi kafamın, yüreğimın devamı gibi bakanm," diyen Nâzım'ın, 1950'leredek mektupla süren yazaruk eğirimi kişüiğinizin ohışmasında nasıl rol oynadı? Ben eleştiri anlayışırrun kaynağında Nâzım'ın olduğu kanısındayım. Sanat üzerine düşüncelerinden büyük oranda etkilendığim gibi, ilk yazılanmı onun mektuplanndan çıkardığımı da söyleyebilirim. Başlangıçta onun üslubunun da etkisindeydim. - Ya insan ifişkflerinLri? Yaşama bakışınızı? Fethi Naci'nin "Sen 1) Emiş ablası ve dedesi Mehmet Ali Paşa, 2) Memet Fuat, 1953. Arkasında eşi İzgen Harum, 3) Piraye, Nâzım, Mahmut Yesari. 4) Selma Teyzesi ve Memet Fuat, 1943,5) Ninesi Nurhayat Harum, Nihat amcasının ikinci kansı Fevziye yengesi, Adile ve Ülfet halası, 6) Annesi Piraye Hanım, Nâzım'ın kızkardeşi Samiye, Mehmet, 1929. Arada karşılık bekleyen güzelin güzeli sevgiler de var, ama beni "yazmadan edemezdiırTe getiren o karşılık beklemeyen sevgiler... İki köşk arasındaki yıllar - Adeta masalsı bir ortamda, olağanüsrü sevgi ve dostiuk çemberi içinde, "Her bıri bir romana konu olacak derinlikteki'" kişilerle Mitfaat Paşa ve Mehmet Ali Paşa köşkü arasında geçirilen yıllar nasıl iz bıraktı sizde? Bilmıyorum... Düşünmedim... Köşk yaşamından kentsoylu dünyasına ayak uyduramayan, para karşılığı çalışmayı beceremeyen, "paşazade" diye anılan kişiler de çıkar. Benim üzenmdeki en büyük etkinin Piraye ile Nâzım'dan geldiği kanısındayım. Dünyaya onlann penceresinden baktım. Pek çok şeyi Nâzım'ı izleyerek, dinleyerek Vedat Örfi Bengü'nün yerini dedeniz ve Nâzım almış. Çocukluğunuzu, özellikle 12-17 yaşına dek, emekli general bir büyükbabanın >anında yaşamak size neler kazandınnıştı? Nâzım bana. baba gibi değil de, çok sevdiğim bir akraba, yaşça çok büyük bir ağabey gibi gelirdi. Baba demezdim ona. Baba dememi istediğini bildiğim için, arada bir "babiş" dedığim olurdu. Baban olarak kimı daha çok seviyorsun, asıl babanı mı. Nâzım'ı mı diye sorsalar. hiç kuşkusuz, "Nâzun'ı" derdim. Bunu bir mektubumda yazmıştım da ona. Ama babamın yerine koyduğum insan aslında dedemdi. Okula tezkere yazılacağı zaman ne yazılmasını istediğimi sorar. ben yazdırmaya başlardım : "Velisi bulunduğum oğlum 5-B'den 920 Mehmet Fuat Bengü'nün»." O düzelterek yazardı: "Velisi bulunduğum gençliğini yaşamamışsın" saptamasını, bunda Nâzun'ın çok büyük etkisi olduğunu belirb'p olurlamışsınız. Nasıl biretkiydibu? Fethi Naci'nin "gençliğini yaşamak" dediği, diyelim Yabya Kemal'i yerin dibine batırmak, Rabia Hatun şiirlerine, "Beş para etmez!" damgasını vurmak gibi şeyler. Kitapta görmüşsünüzdür, ben daha işin başındayken bu tür "sekter"liklere karşı uyanhnıştım. Can Yüeel'e "Keşke ölseydi de bunlan yazmasaydı!" dedirten geçen yılki yazım da Nâzım'm etkisiyle yazılmış bir yazıdır. Polislerin de sömürülen halk çocuklan olduklannı, onlan yaptıklan işlere düzenin yönlendirdiğini ilk ondan duymuştum. - Beğenisine Nâzım'ın çok güvendiği Pirave'nin sizi >azaruğa zorlaması, itici güç olması sanatsal duyarlığınızı nasıl yönlendirdi? Nâzım'ın üslubu yer yer Fazla süslüleşir. Annem, "Nâzım, gene rokoko olmuş-." diye üstüne üstüne giderdi. Geçen yıl Semih Gümüş'ten bir dergiye ya da gazeteye benim brr kitabımla ilgili bir yazı yazmasmı istemişler. Bakttm yazılanmı dikkatle okuyor. arada bir de bana, süssüzlükten. düpedüzlükten açarak. "Bu kadar da olmaz ki!" gibi sözler ediyordu. Çok doğnı. Cemal Süreya'nın. Ece Ayhan'm yazdığı bir ülkede, olmaz ki, böyle de yazılmaz ki!.. Sonunda Semih Gümüş vazgeçti o işten... Ben ise hep Piraye'yi düşünürüm düpedüzlükten, basitlikten söz ettiler mi... "Ben ortaokul çocuklan için yazıyorum," derim. Asıl tutkum öğretmenlik1 - Çocukluğunuzdaki mimariık tutkunuzu önce Adnan Ağabey. sonra da Mimar Adnan Kuruvazıcı ile sürdürmüşsünüz. Fotoğraflarda ve anılanruzda içinde vaşadığınız mekânlan da en ince aynntılanna dek anlatiyorsunuz. Sonunda vaşadığınız evi de kendiniz vapmışsınız. Sağlığınıan bozubnasından sonra bile sporu bırakmayarak önce futbol. sonra voleybol antrenörlüğünü (hetn de miDi takıma kadar) üstlenip. bu mutluluğu da yaşanuşsınız. Spor ve mimariık vazgeçilmez tutkulannız mıydı? Sanınm öyle... tkisını de çok severek yaptım... Yalnız yıllar sonra dönüp arkama bakrığımda bendeki ası! tutkunun öğretmenlik olduğunu düşünüyorum : Gençlere, çocuklara bir şeyler öğretmek... Antrenörlük bana bu olanağı verdi. Bir ara Anadoluhisan Spor Akademisi'nde doğrudan öğretmenlik, voleybol öğretmenliği de yaptım. - Nâzım'ın oğlu ohnanız tüm yaşamınızı belirlemiş adeta. Daha ilkokul bib'rme smavinda, "Faşizm mi daha iyi, yoksa komümzm mi?" tartışmasına itflmişsiniz. Nihat Amcanızın Nişantaşı'nda sizi e\e getirdiği zaman karşı kaldınmda beklemesi belleğinize kazmnuş. Fulbrtght Bursu'nda Nâzım'a yakınlığını/ Amerika'ya gitmenizi engeUemiş. Istanbul Erkek Lisesi ve Boğaziçi Lisesi'nde öğretmenlikten çekilmenize neden ounuş. "Hep izlenen, önü kesilen, bir yerlere ulaşması engellenen bir insan olarak yaşamak'" kendinizi "gölgelemenize" mi neden oldu? Zaten ortalarda dolaşmaktan, öne çıkmaktan hoşlanan bir insan değildim, ama onur kıncı davranışlarla karşılaşmamak için hep geride durmayı seçtiğim düşünülebilir. Volevbol Milli Takımını çalıştırdığım sırada Hürriyet gazetesinın nerdeyse bütün spor sayfasını bana ay ırıp "Nâzım Hikmet'in oğlu Türk Milli Takımını Çauşunyor" diye manşet attığını unutamam. Olumsuz bir yazı değildi, ama manşeti inanılmaz çarpıcılıktaydı. Alt başlık da şöyle : Belki sağcı belki solcu ama gerçek bir sporcu... Vapurda adamın birinin, "Herhİer neretere sınjıorlar!" deyişini kulağımla duymuştum... Neyse, bunlar aşıldı diyelim... Bir tür geçmişe sığınış - "Velhasıl sen benim en güzel yıllanmın ve yüreğimin içinde dünyamn en güzel ve en iyi kadm başıyla yan yana ve ondan ayrılmaz haldesin," diyordu Nâzım. Siz de, "Piraye, Nâzım'ı bağışlamamış. ona dönmemişti, ama ondan aynldıktan sonra başkasıyla da evlenmedi. Nâzım'm üstüne başkasıyla yaşayamayacağı için." diye yaayorsunuz. '"Memleketimden İnsan Manzaralan" da aralannda olmak üzere, Nâzun'ın birçok \apıtının onun titiziiği sayesinde günümüze ulaştığını da vurguluyorsunuz. Aynı özen ve titizlik sizin için de geçerli. Yaşanan onca güzeDik, murluluk. hüzün ve acı sonrasında. anılannm bir kitaba dönüştürmek, Pirave Hanımı bunca suskunluk sonrası bizlere tanıtmak, "bataklığa dönmüş dünyamıza" karşılıksız sevgileri anımsatmak için miydi? Nâzım'ın bir mekrubunda yazdığı gibi: "... Yıllarca sonra arkana dönüp sevdiğin ve hayran olduğun insanlan tekrargözden geçirdiğin zaman, ya gülecek, yahut havranlık yerine merhamet duyacaksın, fakat anan, seni aldatmamış olacak ve yıllarca sonra ona duyduğun hayranhğm bir kat daha artmış olduğunu anlayacaksın." Geçenlerde bir yazar arkadaşım Gölgede Kalan Ytllan okuyup heyecanlanmış. telefonda. "Böyle insanlar mutiaka gene bir yerlerde \ar. ama bizter onlan göremhonız, yoksa bu dünya çoktan batardu" gibi sözler etti. Bilemem... Ben bu paraya tapan. her yanından yalan fışkıran. gülümseyişiyle tüylerimi diken diken eden dünjada. içine düştüğüm bunalımdan elli yıl öncesinin o güzel insanlannı anlatarak kurtulabilir miyim düşüncesiyle yazdım Gölgede Kalan Yıllar'ı. Bir tür geçmişe sığınış... Umutsuzluk mu? Geçmişten güç alma diyelim... Gelecek güneşli güzel günlerin özlemini yitirmeden... Belki o arkadaşımm dediği doğru, belki de insanlar bugün dıştan göründükleri kadar yozlaşmış değillerdir, ama küreselleşen dünyada anamalcılığın ele geçirmediği yer kaldı mı ki... Neyse... A P % Miles Davis'in yaşamöyküsü film oluyor • Miles Da- VİS"in yaşamöy- küsü beyazper- deye akianlma yolunda. Da- vıs'i,cazkonser- leri \erdiği dö- nemde tanıma fırsatı bulan Amerikalı pro- düktör Marvin >\orth. ün- lü caz ustasmın 1989 yı- lında yazdığı biyografi- sinin beyazperdeye adap- tasyon hakkını aldı • Sean Conneryve Linda Fiorentino, yönet- men Marek Kanievs- ka'nın yeni filmi 'Where the money is'de başrolle- ri paylaşıyorlar. Film, Ka- nievska'nın yeniden sine- maya döndüğünü müjde- liyor. Kanievska son ola- rak 1987 yılmda Andrew McCarthv ile birlikte çek- tığı4 LessmanZero''danbu >ana sadece reklam film- leri çeviriyordu. • Ornella MlltİveChar- les Berling, \'a- leria Sarmien- to'nun yeni fil- minde başrolle- ri paylaşıyorlar. Bir Fransız ya- pımı olan fil- min adı 'L'inconnu de Strasbourg'. • Steven Spielberg Amerika'da "Entertain- ment VVeekly" dergisı ta- rafından gerçekleştirilen bir araştırmada Hollywo- od'da yılın en etkili ismi seçildi. Yönetmen ve Dre- am Works'ün kurucusu Spielberg. basın dünyası- nın devi Rupert Mur- doch'un unvanını aldı. Ge- çen yıllann en etkili ismi olarak belirlenen Mur- doch ise üçüncü sırada. • Zhang Yi- mOU son filmı 'Keep Cool' ile Pekin'de büyük beğeni topladı. Bu yılki Vene- dik Film Festi- vali'ndedegös- terilmiş olan 'KeepCooT. günümüz Pe- kini'ni anlatan trajıkomik bir film. • Paul McCartney ve U2 grubunun solı^tı Bono. Bosna'nın Mostar kentınde, İtalyan tenor Luciana Pavarotti tarafın- dan kurulan Müzik Aka- demisi'nin aralık avında yapılacak olan açılışına katıla- cak. Pavarot- ti'nin. konser ve kayıt gelirlerin- deneldeettiği5.6 mılyon dolar ile Mostar'da kurdu- ğu Müzık Akade- mısi'nde. müzik okulunun yanı sıra savaş nedeniyle sarsılan kişile- reyardımamacıylabirde tedavi merkezi bulunu- yor. • Asia Argento yem fılminin çekimlen için New York'ta bulunuyor. Yönetmenlığini AbdFer- rara'nın yaptığı flmin adı 'NewRoad Hotel' Argen- to'nun filmdekı rol arka- daşlan ise Christopher VValken \ e \\TUem Defoe. • KlausMariaBran- dauer yeni filmınde ün- lü ressam Rembrandt'ı canlandınyor Yönetmen- lığini Charies Matton'ın yaptığı film, Rembrandt'ın biyografısi nite- liğinde. Branda- uer'ın filmdeki rol arkadaşlan ise Jean Roche- fort, Vincent CasseL Richard ve Romane Bohringer. • valeria Golino ve Stefano Dionisi. yönetmen Francesca Archibugi'nin yeni filminde başrolleri paylaşıyorlar. Fılmın adı 'L'albero delle pere'. • Francois Thibaux "Notre Dame des Omb- res" isimli kitabıyla Fran- sa'da 13sü düzenlenen Paul Leautaud edebiyat ödülünü kazandı. Kitap- ta 2. Dünya Savaşı sırasın- da Fransız direniş gru- bunda yer aldığı için sür- gün edilen bir gencın yaşadıkla- n konu ediliyor. • Ümit El- Çİ'nın yönettiği, Nebil Özgen- rürk'ün hazırladı- ğı. RefıkDurbaş, Ergun Hiçvıimaz ve Fuat Uğur'un danış- manlığını üstlendiği "Bir Yudum İnsan" isimli bel- gesel, önümüzdekı hafta- dan itibaren atv'de göste- rimde. Belgeselde Can Yücel, dolandıncılar kra- lı Roki (A. Güney Zobu), Çetin Ahan gibi kişilerin yaşamlan konu ediliyor. Nesin Vakfı Derneği TÜYAP'ta • Kültür Servisi - Azız Nesin'in ölümünden sonra yazann vaziyeti doğrultusunda. Nesin Vakfı'na, vakfın amaçlan çerçevesinde her türlü katkıyı sağlamak üzere kurulan Nesin Vakfı Derneği. bu yıl lö.İstanbul Tüyap Kitap Fuan'na katılıyor. Nesin Vakfı Derneği standında Azız Nesin üzerine yazılmış yazılardan oluşturulan çahşmalar, yazann kitaplan, kitapevlerinde artık bulunmayan Nesin Vakfı Edebiyat Yıllıklan, yazann sesinden şiir kasetleri, Nesin Vakfı çocuklannın resimlerinden yapılmış kartpostallar. plastik sanatçısı Saim Bugay'ın Aziz Nesin masklan yer alıyor. Aynca gazetemiz karikatürcülennden Semih Poroy, tüm geliri Nesin Vakfı'na bırakılmak üzere bastınlan Aziz Nesm portre-çıziminı, fuar süresince her gün saat 18.00'den başlayarak imzalıyor. Akgün Akova Açık Radyoda • Kültür Servisi - Şair. yazar Akgün Akova, pazartesi gününden başlayarak Açık Radyo'da "Kanatlar ve Sözcükler" adlı bir kültür programı ile dinleyenlerin karşısına çıkıyor Her pazartesi gecesi 22.00-23.00 saatleri arasında vayımlanacak olan programda seçilen bir ımge ya da nesneden yola çıkarak sanatın ve ilimin yaşamda nasıl iç içe geçtiğinin örnekleri verilecek ve müzikli yolculuklar yapılacak. Programın ana cümlesi "Bir çift kanat. bir altın madeninden daha değerlidir." KİTAP FUARrNDA BUGÜN A SALOM • 11.00-13.00'de Gençlik Kitabevfnin düzenlediği 'Öykü Yanşmasf Odül Töreni yer alıyor. 13.00- 15.00"te Pen Yazarlar Derneği'nin düzenlediği. Konur Ertop'un yönettiği Ahmet Cemal, Cevat Çapan, Hasan Anamur v e Mehmet Başaran' ın katıldığı 'Aydınlanma ve Çeviri Hareketi' başlıklı panel izlenebilir. • 15.00-17.00'de Türkiye Yazarlar Sendikası Sekreten Emin Karaca'nın vönettiği, Ragıp Zarakolu, İsmail Göldaş. Koray Düzgören ve Toktamış Ateş'ın katıldığı 'İfade \e Yayımlama Özgürlüğünün Neresüıdeyiz' başlıklı bir panel düzenliyor. • 17.00-liUO'da Alman Kültür Merkezi'nin düzenlediği Thorsten Becker ile 'Güzel Almanya" başlıklı söyleşı izlenebilir. • 18J0-2Ö.00'de Belge Yayınlan'nın düzenlediği, \edat Günvol, Yıhnaz Öner, Yavıız Alogan ve Mehmet Uzun'un katıldığı 'Belge Yayınlan 20. Yıl Kutlaması' yer alıyor. B SALONU • 17.00-18J0da Varlık Yayınlan Leyla Navaro ve A. KadirÖzer'in katıldığı bir söyleşi gerçekleştiriyor. • 18J0-20.00'de Yapı Kredi Yayınlan'nın yabancı konuğu Amin Maaktufun söyleşisi izlenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle