Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 KASIM 1997 CUMARTESİ
HABERLER
Savunmada şeriatçı konuşmaların içeriğinden çok 'yargılanma gerekçesine' itiraz ediliyor
Refah kurtuhış arıyor
Çağan'dan
lele-nema'
önerisi
• KOCAELİ(AA)-
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Nami
Çağan, çalışanlann
Tasarnıru Teşvik Fonu'nda
biriken paralannı, Telekom
hisseleriyle ödemeyi
önerdı. Bakan Nami
Çağan, Hak-lş'e bağlı
Ozçelik-tş Sendikası
Kocaeli Şubesi'nin yeni
hizmet binasını açarken
yaptıgı açıklamada,
Tasarnıfu Teşvik Fonu'nda
biriken paralann
çalışanlara geri ödenmesi
konusunda. hükümet ve
sendikalann çözüm
üretmek zorunda olduğuna
dikkati çekti.
YÖK imzalan
TBMOTde
• İstanbul Haber Servisi -
tstiklal Caddesi'nde dün
öğle saatlerinde toplanan
bir grup üniversite
öğrencisi, YÖK'ün
kaldtnlması için toplanan
imzalan TBMM'ye
gönderdi. "YÖK'e hayır"
yazılı pankartın taşındığı
protesto gösterisinde,
YÖK'ün üniversite
gençliğinin geleceği
önünde en büyük engel
olduğu belirtıjdi. Gençler,
daha sonra YÖK'ün
kaldınlması yönünde
toplanan imzalan
Galatasaray Postanesi'nden
TBMM'ye postaladılar.
İSKİ'den hak
gaspı
• tstanbul Haber Servisi -
Tes-îş Sendikası İstanbul 4
No'lu Şube Başkanı Nevzat
Özbay. İSKİ ıle yapılan 5.
Dönem Toplu Iş
Sözleşmesi'nin 2. dönem
zamlan hesaplanırken
yapılan yanlışlığın
düzeltilmediğini belirterek
"28 Şubat 1993 tanhinde
yürürlüğe giren 2. dönem
zamlannın
hesaplanmasında ÎSKİ
yüzde 5.56 oranında
yanlışlık yaptı. O tarihten
bu yana yanlışlık
düzeltilmedi. ISKl'yi
yönetenler. işçinin hakkını
vermi>orlar"dedi.
Bayülgen'e
saldır*
• İstanbul Haber Servisi -
Oyuncu Okan Bayülgen'e
önceki gece silahlı
saldında bulunduğu öne
sürülen Murat Çakmak
(18) adlı birkişi, dün
akşam polisin düzenlediği
bir operasyonla
Kasımpaşa'da gözaltına
alındı Gayrettepe'de
bulunan asayiş şubesine
götürülen Çakmak'ın,
Kasımpaşa Ülkü
Ocaklan'na üye olduğu ve
saldınyı istanbul
Kanatlanmın Altında
fîlmine duyduğu tepkı
nedeniyle gerçekleştirdiği
öne sürüldü.
Yaşar'dan Koç'a
destek
• İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu - Yaşar Holding
Yönetim Kurulu Başkanı
Selçuk Yaşar, enflasyonun
düşmesı konusunda Koç
Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Rahmi Koç'un
ortaya koyduğu öneriyi
desteklediğinı açıkladı.
Yaşar. Reymond Barre
modelini de önererek
"Hükümet sosyal ve
ekonomik konseyi toplayıp
bir kararname çıkarmalı, 4
ay sabredelim diye. Işte
enflasyonu düşürmenin
yolu ve tek çaresi" dedi.
Karayolları'na
ödenek
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Bayındırlık ve
JskânBakanlığı'nın 1998
bütçesi, 610 trilyon 802
milyar 531 milyon lira
olarak TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda
kabul edildi. Bayındırlık ve
Iskân Bakanı Yaşar Topçu.
bunun 186 trilyon 500
milyar lirasının otoyollan
için Kamu Ortaklıgı
Fonu'ndan aktanldığını
söyledi. Bayındırlık ve
Iskân Bakanlığı ile
Karayollan Genel
, Müdürlüğü'nün 1998 yılı
• bütçesi, verilen önergelerle
] 80 milyar lira arttınlarak
lonaylandı.
Kasım kayıplan
| • İstanbul Haber Servisi -
Uluslararası Gözaltında
Kayıplarla Mücadele
Komıtesı(ICAD), yaptığı
ı yazılı açıklamayla 12 Eylül
11980 tanhinden itibaren 14
kişinin kasım ayında
kaybedildiğinı belirterek
kayıplardan devletin
sorumlu olduğunu savundu.
SEBAHAT KARAKOYUN
ANKARA - RP Genel Başkanı
Necmetân Erbakan, 18 Kasım sa-
lı günü yapacağı sözlü savunma
için taktikler belirledi. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Viıral Sa-
vaş'ın davayı "tespit davas'' hali-
ne dönüştürmeye çalıştığını belir-
ten RP kurmaylan. partı kapatma
davalannın "ceza davası" niteli-
ğinde olduğunu savunuyorlar.
Hukuk komisyonu üyelerinden
Mustafa Kamalak. tespıt davala-
nnda mevcut yasalann, cezadav a-
lannda ise suçun işlendıği tarihte
yürürlükte olan yasalann dikkate
ahndığını vurguladı. Kamalak.
"İddianamede RP'ye yöneltilen
'odak olma' suçlaması 1995 yıhn-
da yapılan değişjkHkk anayasaya
girdi. Ancak odaklaşma için ge-
rekçe olarak gösterilen konuşma-
ların pek çoğu butarihten önceya-
pıldığı için delil olarak gösterile-
mez" dedi.
Erbakan ve savunmayı hazırla-
yan komisyon üyeleri, Başsavcı
Vural Savaş'ın sözlü açıklamala-
nyla ilgilı incelemelerini büyük
ölçüde tamamladılar. Erbakan'ın
salı günü yapacağı sözlü savun-
mada Anayasa Mahkemesi'nin
daha önce verdiği bazı kararlar-
dan almtılaryaparak "parti kapat-
ma davalannın ceza davası lüteU-
ği taşıdığı'' tezinde ısrarlı olacağı
öğrenildi. RP liderinin vereceği
örnekler arasında 1984 yılında
DYP'nin kapatılması istemiyle
açılan dava ile ilgili Anayasa
Mahkemesi karan da yer alacak.
RP lideri kararda, "Siyasi parti-
leric ilgili kapatma davalan ceza
davası niteliğindedir. Ceza huku-
kunun temel prensipleri uygula-
mr" denildiğine dikkat çekecek.
RP'nin tezine göre davada ceza
hukukunun dikkate alınması du-
rumunda, TCY'nin 1. maddesin-
de belirtilen "İşlendiği zaman suç
olmayan fül cezalandınlmaz"
hükmüne göre "bildik karşm ha-
rekeuerin odağı olma" suclaması
dayanaksız kalacak. "Odak ol-
ma" kavramının 1995 yılında ya-
pılan değişiklikle anayasaya girdi-
ğine dikkat çeken RP kurmaylan,
Erbakan'ın konuşmalan da dahil
olmak üzere iddianamede sözü
edilen konuşmalann bu tarihten
önceye rastladığı için dikkate alın-
maması gerektiğini savunuyorlar.
RP'nin hukuk komisyonu üye-
lerinden Kahramanmaraş Millet-
vekili Mustafa Kamalak, Cumhu-
riyet'e yaptıgı açıklamada Vural
Savaş'ı eleştirerek, "Başsava aç-
ûğı davanm hukuken yanhşhğını
fark etmiş olmab ki 'Anayasamn
69 maddesine göre, bu mümkün
olmazsa Siyasi Partiler Yasası 'nın
(SPY) 103. maddesine göre, bu da
olmazsa SPY'nin uygun bir hük-
müne göre RP kapatılmalf diyor.
Savcı açacağı davanm sev k madde-
sini beürtmekdurumundadır.An-
cakbaşsava bir tek madde göster-
memektedir" diye konuştu. Ana-
yasa Mahkemesi'nin daha önce
Muhafazakâr Parti ile ilgili olarak
verdiği bir karan anımsatan Ka-
malak, "Cumhurivet Başsavcta bu
partinin tüzüğünün anayasaya ay-
kın olduğu iddiasıvla dava açmış.
MahkemeDİn karannda tüzuğûn
SPY'ye ayton olduğu benrtümiş,
ancakdavanoı açıhrken sevknıad-
desi yanhş göstcrildigi gerekçesiy-
le ret karan verflmiş" dedi.
Turihe reklam nerdesi M o s k o v a 85
°- yaşgününu gOr-
X Uf MIV 1 VMUrrt p v i UCJSl k e m | i t ö r e n J e r J e k u t iarken, istan-
bul "2650. vaşgüniinü" aklına bile getiremiyor. Çünkii İstanbul, bir yandan
sahip olduğu tarihsel kent dokusunun değerini ve önemini bilmeyen vönetici-
lerin elinde bu zengüıliğini hızla yitirirken, diğer yandan elde kalan kültür mi-
rası da reklam panolannın arkasına gizlenerck sanki gözlerden kaçırılmak is-
teniyor. Toplumun tarihi değerlerine olan ilgisi/Jiğin temelinde biraz da bu "rek-
lam perdeİeri" yok nıudur? Bakalım hangi belediye ve hangi yönetim, Kadt-
*! !-• | ,
köy'de ilçe beledivcsinin başlattığı "reklam ve ilan çirkinliğine son" uygula-
masını, fstanbul'da öncelikle bugüne kalabilen tarihi yapılara, daha sonra
kentin tümüne taşıyabilecek. Kadıköy Belediyesi29 Aralık 1994 tarih ve 44 sa-
yılı karanyla belediye sınırlan içerisinde ticari reklam, tabela, ilan, boş alan
ve arsa kııllaııımının açtıgı görsel kirliliği ortadan kaldırmayL. reklam asma ve
ticari tabela kullanımını düzenlemeyi ve bu işleri > apan gerçek ve tüzelkişiler-
le kamu kurum ve kuruluslaruun uvmak zorunda bulunduğu esaslan beiir-
lemişti (Fotoğraf: BERTAN AĞANOĞLU)
l 1 '
ÇiUer'e 'DYPnasd
kurtulur' raporu
HÜLYA KARABAĞLI
ANKARA - DYP Ge-
nel Başkan Yardımctsı AM
Şevld Erek, parti içı ve dı-
şı ılişkilerin yeniden dü-
zenlenmesi için Başkan-
lık Divanı'na rapor verdi.
Partililerden "köstebek"
olmalarını isteyen Erek.
"Şevian aynntida gizli-
dir" diyen Çin atasözünü
anımsatarak "Heryeregi-
relim. berverdeefimiz,gö-
zümüz, kulağumz. dilimiz
oisun" önerisinde bulun-
du.
DYP'nin sosyal işler-
den sorumlu Genel Baş-
kan Yardımcısı Erek. ön-
ceki gün yapılan toplantı-
da. Başkanhk Divanı üye-
leri ve Genel Başkan Tan-
su ÇiBer'e partınin duram
tespıtı ile "Şunlan bir ke-
redaha haüriayalun" baş-
lığında sıraladığı 24 mad-
delık çalışmasını dağıttı.
Partililerden köstebek gı-
bi çalışma yapmalannı is-
teyen Erek. partinin dirli-
ğinin zedelenmemesi, za-
afa uğratılmaması uyan-
smda bulundu. Erek'in
çalışmasında sıralanan
maddelerden bazılan şun-
lar:
"Sandık başına sağlam
ekip bulamazsan kara ka-
ra düşün. Şeytan av rmn-
da v^tar. Başkasua kap-
ürma, bünyene al. Parti
içinde, parti dışında dedi-
kodu-gıybet (yerme-çe-
kistirme) yapma. İyi gün-
de, kötü günde dâvanak
oL yanında oL Partivi za-
afa uğratma. Particflikte
dın bın eksikohnaz. Yeter
ki parti dirliği zedelenme-
sin. Kadın ve genci koDa,
hoşnut tut onore et, iüşki-
ni kesme. Tek reçete ger-
çek demokrasL"
Ali Şevki Erek, bu ça-
lışmayı yapmasının nede-
nini de "Yeniden bir bü-
yük demokrasi ve hizmet
bayrağını burca dikmenin
şanfa mücadelesinin verdi-
ği duygu bu mektup-ge-
nelge kanşımını bana yaz-
dmh" görüşüyle kaleme
aldı.
Yerlikaya: Yeşil, uçaktan atıldı
îçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu, CHP Tunceli
milletvekilinin iddiasının araştınldığını söyledi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Genel Sekreter Yardımcısı
Sinan Yerlikaya, 15 gün önce
görüştüğü bir yetkilinin, "Yeşil"
kod adlı Mahmut Yıldınm'ın
çatışmada yaralandıktan sonra
uçaktan atıldığına ılişkin bir ıddiayı
ilettiğini söyledi. îçişleri Bakanı
Murat Başesgioğlu, "YeşiTin
öldürüldüğünü doğrulayan bilgi
bulunmadığım, ancak iddialann
araştınldığıru bildirdi. "Yesil''le
mart ayında telefonla görüstüğünü
açıklayan, eski SHP Tunceli
Milletvekili Sinan Yerlikaya,
Cumhuriyet'in sorularmı
yanıtlarken. "Gölbaşı'nda Atatürk
Parkı'nda görüşmek üzere
randevulaştık. Ancak çevre
kalabalık olduğu için geunediğmi
sanıyorum" dedi. Yerlikaya, bu
gelişmelerin ardından kendisini
"Haydar" olarak tanıtıp
lstanbul'dan aradığını söyleyen bir
kişinin "Bu işin peşini bırakm"
uyansında bulunduğunu belirterek
şöyle devam etti: "15 gün önce
konuştuğum bir yetkili bana,
Yeşü'in Güneydoğu'daki bir
çattşmada yaralandığmı. dönüşte de
uçaktan atıldığına ilişkin bazı
bilgiler aktardı. Öldürüldügünden
şüpheliyim. İşi tanı olarak bitmedL
Nerede öldürülmüşse cesedinin
ortaya çtkanlması lazım. Kendisine
desöyledim. 'Nasıl Ersever'i infaz
ettin, seni de infaz ederler. Sırlarla
gömülmen için birileri devreye
girecektir' dedim. Biküklerini
komisyona anlatmasını istedim.
'Bana kimse bir şey yapamaz' dedL
Tehdıtetti." Yerlikaya, Başbakan
Mesut Yümaz'ın açıklamalannı
"hajTetle" okuduğunu belirterek,
şunlan söyledi: "Yeşil olayı Ömer
Lütfu Topal'ın parasının tahsil
edilmesiv le gündeme geklL' Ben bu
Yeşil'i tanıyorum' dedim. Bu
devletin içinde çahşan bir
kontrgerilla elemaru. Emniyet
amirliğinde işkenceleri,
operasvonlan yimeüŞordu. Gece
emniyette kabyordu. Bu Yeşil,
Sakalh dediğimiz adamla Ovacık
emniyet amirinin odasında 3 saat
konuştuk. O kadar pervasızdı ki ne
emnhet müdürii, ne vali buna
kanşıyordu. O günden bugüne
kadar devletin ne bir savcısı, ne bir
emniyet yetkilisi. ne askeıier, ne
VIİT, ne hükümet görevlileri Yeşil'i
çagınp ifadesini aku." Yerlikaya.
Yılmaz'ın tam yetkiyle donattığı
Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanvekili Kudu Savaş'ın
Susurluk soruşturması
çerçevesinde Yeşil'in ifadesini
alması gerektiğine dikkat çekti.
Başesgioğlu: Araştınyoruz
Vilayet Hizmet Birlıği'nin
toplantısına katılan îçişleri Bakanı
Başesgioğlu, gazetecilerin Yeşü'in
öldürüldüğü iddiasma ilişkin
sorulan üzerine, Yılmaz'ın
konuyla ilgili resmi bir
açıklamasımn bulunmadığmı
bildirdi. Başesgioğlu, "Kendisine
atfedilen açıklamalar var. Onun
dışında İçişleri Bakanlığı olarak,
bahsetuginiz kişinin öldürüldüğünü
doğrulayıcı bir bilgimiz yok.
Arkadaşianmız iddiayı araşnnyor.
Saym Başbakan'a ulaşan bir du>ıım
varsa henüz bana ulaşan bir du>um
vok. Ama bu konu
araşorümaktadır" dedi.
'iFfit NOKTASI / ORAL ÇALIŞLAR oral.calıslar@ raksnet.com
Klasik müzik konserlerinin
Istanbul'daki en önemli ve
eski kurumu istanbul Filar-
moni Derneği sıkıntılar için-
de. 1946 yılında Lütfü Kır-
dar, Cemal Reşit Rey ve
Nadir Nadi gibi isimler tara-
fından kurulan ve Cemal Re-
şit Rey'in ölünceye kadar
başkanlığını yaptıgı bu der-
nek, klasik müziğin 51 yıldır
en etkili destekçisi.
Derneğin kurucuları arasın-
da bulunan ve kurulduğu
günden bu yana yaşamasın-
da tayin edici rolü olan Genel
Sekreter, müzik adamı Pana-
yot Abacı, karşısına çıkarı-
lan engellerden pes etmek
üzere. istanbul DevletSenfo-
ni Orkestrası'nın (İDSO) ünlü
"Salı-Perşembe Konserle-
ri"ri\ de Panayot Abacı orga-
nize ediyordu. Onlarca yıldır
yüzlerce konserin arkasında
Panayot'un sabırlı ve kararlı
çabası yatıyordu. Ancak
Abacı bu işi bırakacağım de-
meye başladı.
İstanbul Filarmoni DemeSi'nin Dertleri...
Bir ay kadar önce Panayot
Abacı, Küttür Bakanı Istemi-
han Talay'la görüştü ve dert-
lerıni anlattı. Salı-Perşembe
konserlerinin artık gerçekleş-
tirilemeyeceğini söyledi.
Çünkü IDSO'nun gösteri ya-
pacağı salı, perşembegünle-
ri salon, başka organizasyon-
lara veriliyor. Üstelik bu orga-
nizasyonların çoğunun mü-
zikle de ilgisi yok. Son olarak
önümüzdeki dört gün bir tu-
rizm şirketine verilince, Aba-
cı isyan etti. Bunları Kültür
Bakanı'na da anlattı ve böy-
le yapılırsa İDSO'nun sonu-
nun gelecegini belirtti. Bakan
da kendisine söz verdi. Ne
yazık ki bakanın bu sözleri
boşa gitti. Salon, müzikle il-
gisi olmayan organizasyon-
ların emrine verilmeye devam
ediliyor.
Abacı, 14 yıldır düzenledi-
ği ve Istanbulluların zevkle iz-
lediği "Uluslararası GitarFes-
tivali"n\ de salonun başkala-
rına verilmesi nedeniyle iptal
etmek zorunda kaldıklarını
açıkladı. Abacı, Küttür Baka-
nını da haberdar ettiği bir
mektupla durumu İstanbul
Devlet Senfoni Orkestrası
Müdürlüğü'ne bildirdi.
Abacı bu mektupta şunlan
söylüyor: "Bilindiği gibi der-
neğimizin temel amaçların-
dan biri, İstanbul Devlet Sen-
foni Orkestrası (İDSO) düze-
yinin uluslararası bir noktaya
varmasını sağlamak üzere il-
gililerce yapılan çalışmalara,
tümüyle, maddi ve manevi
destek vermektir. Bu amaca
yönelik olarak geçen yıl İD-
SO 'ya yaklaşık 22 milyar lira-
lık destek sağlanmıştır. Bu-
nun ancak avans olarak 9
milyar liralık bir bölümü der-
neğimize iade edilmiştir.
Bu yıl İDSO'nun gereksin-
melerini karşılamak üzere
yaklaşık 40 milyar liralık bir
bütçe öngörülmektedir. Ayn-
ca Atatürk Kültür Merkezi 'nin
kimi gereksinmelerini de kar-
şılayabileceğimizi ilgililere
bildirmiş bulunmaktayız. Ya-
zık ki derneğimiz bu çokyön-
lü desteği sağlamaktan yok-
sun bırakılmaktadır.
Şöyle ki:
Bütçemizin önemli bir bö-
lümünü, İDSO'nun kurulu-
şundan bu yana, sürekli ola-
rak düzenlenen Salı-Per-
şembe konserlerinden elde
edilen gelirle gerçekleştire-
bilmekteyiz. Ancak bu yıl,
Atatürk Kültür Merkezi prog-
ram sorumlulannca yapılan
kimi ölçüsüz "tahsis'Ver ne-
deniyle, 14 yıldır düzenlenen
Uluslararası GitarFestivali'ni
iptal etmek zorunda kaldığı-
mız gibi, tüm Salı-Perşembe
konseherimizi kaldırmak du-
rumunda kalacağımızdan,
gerek İDSO'ya, gerekse
AKM'ye yapılması tasahanan
destek eksiksiz olarak gere-
çekleştirilemeyecektir."
İstanbul Filarmoni Derne-
ği'nin 51 yıllık emektarı ve
Genel Sekreterı Panayot
Abacı bunları söylüyor.
Hiçbir şeyin istikrarlı olmadı-
ğı, yerli yerine oturmadığı bir
ülkede, 51 yıldır klasik müzi-
ğin yaşaması ve gelişmesi
için ayakta duran bir kurum,
çökmek üzere. Panayot Aba-
cı karamsarlık içinde istifaet-
mekten söz ediyor. Hiçbir
şeyden yılmayan, bu büyük
müzik ve kültür adamı,
AKM'nin turizm acentelerinin
etkinliklerine sunulması yü-
zünden feryat ediyor.
Kültür Bakanı Istemihan
Talay da bu durumu yakın-
dan biliyor. Umarım bir an ön-
ce işe el koyar, müzik kültü-
rümüzde önemli yeri bulunan
müzik etkinliğinin çökmesine
engel olur.
CUMARTESİ
YAZHARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Etik
"Etik" sözcüğü ansiklopedide "ahlakın temelleri-
ni inceleyen felsefe dalı" olarak tanımlanıyor. Ikinci
birtanım: "Birkimsenin davranışlanna temel olan ah-
lak ilkelerinin tümü." Kişilerin davranışlannı belirie-
yen, kişisel "etiki oluşturan ahlak ilkelerinden baş-
ka, toplumsal ilişkilerin örgütlenmesiyle, aileyle, eko-
nomik ve siyasal yaşamla ilgili kurallar da söz konu-
su. Buna, toplumdaki çeşitli sınıflaraözgü benzerya
dafarklı "ef//c"anlayışlannıdaeklememizgerekir. Ki-
şisel ya da toplumsal "etik"in dayandığı temeller ne-
lerdir? Insanın insan olmasıyla ilgili, hiç değişme-
miş, hiç değişmeyecek "etik" kurallar var mıdır?
"Toplumsal etik"\er, insanlığın oluşum süreçlerinde,
neye göre ve nasıl değişımlere uğramıştır? Istenildi-
ği kadar çoğattılabilecek ve hiçbiri bir çırpıda yanıt-
lanamayacak sorular. Özellikle "toplumsal etik' ko-
nusunda bana son yıllarda ufuk kazandırmış dört ki-
tabın adını anmak isterim: "Eski Toplum" (LH. Mor-
gan), "Totem ve Tabu"(Freud), "Erotizm"(G.Bata-
ille) ve bir ölçüde de "Akla Veda" (P.K. Feyera-
bend). En eski insan toplumlannı irdeleyen bu dört
yazann birleştikleri en temel nokta, "toplumsal etik"\,
ya da daha genel bir tanımla toplumsal ilişki biçim-
lerini belirleyen kurallann rasgele şeylorolmayıp, çok
sağlam, mantıklı dayanaklannın bulunduğudur.
G.Batailleyaprtında, C.L-Strauss'un "Akrabalığın
Temel Yapılan" adlı krtabını irdeleyerek "ensestbil-
mecesi"ne yanıtlar anyor. Aynntıya girmeksizin, G.
Bataille'ın (Levi-Strauss'a katılarak) verdiği yanrtlar-
dan birkaç küçük paragraf:"... Kızkardeşinibaşka-
sına veren erkek kardeş, yakını ile cinsel ilişkiyi yad-
sımadan çok, bu kız kardeşi başka bir erkekle veya
kendisini başka bir kadınla birieştiren evliliklere ve-
rilen daha büyük bir değeri doğrulamaktadır. Doğ-
rudan zevke göre, cömertliğe dayanan değiş-to-
kuşta daha geniş ve daha yoğun bir iletişim vardır.
... Kızıyla evlenen baba, kız kardeşi ile evlenen er-
kek kardeş, hiç dost çağırmayan, mahzeninde ken-
di başına şampanyasını içen şampanya sahibine
benzeyeceklendir. Baba kızının temsil ettiği zengin-
liği, erkek kardeş kız kardeşin temsil ettiği zenginli-
ği törensel değiş-tokuş eyleminin içine sokmalıdır-
lar..." ("Erotizm", 228 vb. sayfalar, çev. M.Mukad-
der Yakupoğlu.) Sonraki sayfalarda, bu kez "cin-
sellik" ve "evlilik" konulannda şu açıklamalar yer alı-
yor "... Insanın özü, cinselliğin armağanla aşılma-
sından geçer. yakın akrabayı kendine yasak eden
davranış, hayvansalaçlığın karşısında insansaldav-
ranışıgösterir.. bu davranış, saygının, zoriuğun, ted-
birin, şiddeti altettiği bir insansal dünyanın yaratıl-
masına katkıda bulunur. ... Karşısında yasaklanmış
değerterin saygısı olmadan erotizmin değeri ola-
mazdı. (Erotik sapmanın aldatıcılığı ve olabilMiği ol-
masaydı tam birsaygı da olamazdı.)... Evlilik, cin-
sel etkinlikle saygının bileşimidir. Her geçen gün
saygı anlamı diğerinden daha fazla yeralmaktadır...
Böylece evlilik hayvansal gereksinimlerin özgürce
tatminini yadsıyan yasaklara saygı göstererek in-
sansal biryaşamı sûrdürme olanağını sağlamakta-
dır"
"Etik"\n toplumsallıkla ilişkisi, adını andığım öteki
• yaprtlarda da ömeklerle, aydınlatıcı biçimdeirtteten-
mektedir. • '
l l
Perşembe günkü "Cumhuriyet"\r\ arka sayfasıri-
daki Paris kaynaklı haberin çok ilginç bir üst başlığı
vardı: "Birieşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür ör-
gütü genetik araştırmada 'etik standardı' onayla-
dı..." "İnsan kopyalanmasına yasak" başlıklı bu ha-
berde, UNESCO Genel Kurulu'nun "İnsan Genleri
Deklarasyonu"nu kabul ettiği bildirilerek şu önemli
bilgiler aktanlmakta:
"UNESCO'nun onayladığı uzunbelge, İnsan Hak-
ları Evrensel Bildirisi'nin özüne eşdeğer nitelikte
olup 'gözle görülebilen' insan yaratığını diğerlerine
göre benzersiz kılan herhücresindeki 23 çift kromo-
zomun her birinde yer alan 100 bin geni korumayı
amaçlıyor. İnsan Haklan Evrensel Beyannamesi'nin
'moleküler modeli' olan ve dünyada ilk kez onayla-
nan evrenselgenetikbelge, 'hergenetik materyal'/'n
insanlığın ortak mirasının bir esen olduğunu teyit
ederekgenin, 'para kazanımına araç kılınamayaca-
ğını' vurguluyor..." Haberde daha sonra şöyle de-
niyor "UNESCO'nun Biyoetik Kurulu Başkanı Mic-
helle Lenoir, 'Genetik bildiri (deklarasyon belgesi),
ahlaki kaygılar ile bilimsel araştırma gereksinimi ara-
sındaki dengeyi tam sağlamıştır1
şeklinde bir açık-
lama yaptı..."
•••
"Etik" kavramının "toplumsal" niteliği konusunda
yapılmış (sadece birkaçının adını andığım) son de-
rece önemli çalışmalar varken, günümüzde "biyo-
etik" gibi bir kavram tartışılmaktayken, bizdeki bir-
takım köşe yazartannın, ülkemizde yaşanagelmek-
teolan "namuscinayeti", "zina", "boşanma'vbAü-
ründe "toplumsal etik"\n konusu olması gereken ol-
gulan; "a;7e", "evlilik", "çocukla ilgili sorunlan ina-
nılmaz bir sığlıkla, akıl almaz bir duyarsızlık ve hafif-
likle, "kadın-erkek eşitliği", "özgüriük", "aşk" vb.
şablonlaşmış, içeriği boşalmış kavramlaria açıklama-
ya ve yargılamaya çalışmalannı hayretle ve üzüntüy-
le izliyorum. Sözümona eleştirdikleri magazin med-
yasıyla aynı düzeydeki bu "ilerici" köşe yazarlanna
karşı okurtepkisizliği ve bu gibi konulann irdelenme-
sine içerik ve üslup düzeyi getirebılecek toplum-
bilimcilerin eylemsizliği üzüntümü arttınyor.
Sezgin artış istedi
Savunma bütçesinde
NATO gediği
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Milli Sa-
vunma Bakanı İsmetSez-
gin, Türkiye'ye aynlan
NATO fonlanndaki azal-
ma nedeniyle Türk Silah-
lı Ku^'etleri'nin harekât
gereksinimlerinin karşı-
lanması için bütçeden ay-
nlan kaynağın arttınlma-
sını istedi.
Milli Savunma Bakan-
lığı'nın 1998 bütçesi.
TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda, teklıf
edildiği biçimiyle 1 kat-
rilyon 390 rriİyon 263
milyar 200 milyon olarak
kabul edildi.
Milli Savunma Bakanı
Sezgin, Avrupa'da deği-
şen tehdit nedeniyle NA-
TO fonlanndan Türki-
ye'ye aynlan payın azal-
dığını anlatarak şöyle'de-
vam etti-
-TSK'nin harekât ihti-
yacı olan altyapı hizmet-
leri tesisleri için, NA-
TO'ya üye ülkclerin or-
tak katkılan ile oluşan
fondan 1953'ten 1996 yı-
b sonuna kadar 4 milyar
624 milyon dolar alınmış-
or. Bu ka> naklarla hava
mevdanlan, deniz üsleri,
harp karargâhlan, radar
tesisleri, muharebe tesis-
leri, akaryakrt boru hat-
lan ve depolan gibi
önemli tesisler inşa edil-
miştir. Ancak NATO fon-
lanndaki azalma nede-
niyle TSK'nin harekât ib-
tiyaçlannın karşılanma-
sı için bütçeden aynlan
ka>Tiağın arttınlması zo-
runluluğu vardır."