Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 KASIM 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İnsan Haklam
Komisyonu
kararları
• STRASBOURG(AA)-
Insan Haklan
Komisyonu'nun, Kıbns'ta
Yeşil Hat üzerinde geçen yıl
yapılan gösteriler sırasmda,
sıtıın geçtikten sonra Türk
bayrağını ındırmek isterken
vurularak öldürülen Rum
yurttaşı ile ilgili olarak
TQrkiye"den bilgı ıstedıği
öğrenildi. Komisyon aynca,
Anayasa Mahkemesi
tarafindan kapatılan DEP'in
eski milletvekıli Sedat
Yurttaş'ın yaptığı bireysel
başvurunun incelemeye
alınmasını kararlaştırdı.
Okan Bayiügen'e
silahlı saldırı
• İstanbul Haber Servisi -
Sanatçı Okan Bayülgen.
Kasımpaşa Mithatpaşa
Caddesi ûzerindekı
ISMAR'ın karşısında dün
akşam saat 18.00
sıralannda film çekimi
sırasında kimliği
belırlenemeyen bır kışinin
silahlı saldınsına uğradı.
Saldında sağ ayağından
yaralanan Bayülgen,
Taksim llkyardım
Hastanesi"nde tedavi altına
alındı. Bayülgen'in sağlık
durumunun iyi olduğu
belırtildı.
Rrariler
gözaltında
M İstanbul Haber Servisi -
Duruşma içın getırildıkleri
Istanbul'dan Niğde
Cezaevi'ne geri
götürülürken Kocaelı
yalunlannda jandarmalan
etkısız hale getırerek firar
eden 3 tutuklu ile
kendılerine yardımcı olan 4
kışı İstanbul Asayiş
Şubesı'ne bağlı ekıplerce
gözaltına alındı.
KKTC'nm
devlet oluşu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Bağımsız bır
devlet oluşunun 14.
yıldönümünü 15 K.asım'da
Turkıye den. gelecek ust,-. ->
dû^ey askeri ve sivil
yetkililen konuk edecek.
1974 Banş Harekâtı'nı
gerçekJeştıren Başbakan
Yardımcısı Bülent Ecevit ve
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Ismail Hakkı
Karadayı yann Kjbns'a
gidecekler.
Komisyonda
tartışma
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMM Anayasa
Uyum Komısyonu'nun
RP'li Üyesı Mehmet Ali
Şahin. Sıyasi Partiler Yasası
taslağı konusunda 'yanlı'
davrandığı savıyla ANAP'lı
Hasan Korkmazcan'ın
başkanlığına itiraz etti.
Toplantıya başkanlık eden
TBMM Başkanı Hikmet
Çetin, "Bır kez daha
düşünün. bütün gruplar bu
komisyonun çalışmasından
yanâ" uyansmda bulundu.
ÜDP'ye uyarı
• ANKARA (AA)-
Anayasa Mahkemesi,
tüzüğündeki bazı
düzenlemeler Siyası Partiler
Yasası'na aykın olduğu
gerekçesiyle Özgürlük ve
Dayanışma Partisi'ne ihtar
verdi. Mahkeme,
tüzüğündeki aykınlıklann
giderilmesi içın de partiye
6 ay süre tanıdı.
Türkiye, tam üyelik perspektifi vermeyi öngörmeyen AB'yi uyardı
6
GB ortadatı kalkabilir*ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Kıbns ve Avrupa Birliği
(AB) ile ilişkilerden sorumlu
Devlet Bakanı Şiikrü SinaGürel,
aralık ayında Lüksemburg'da ya-
pılacak AB zirvesinde Türki-
ye'ye tam üyelik perspektifinin
verilmemesi durumunda gümrük
birliğinin ortadan kalkabileceği-
ni söyledi. Gürel, AB'nin gümrük
birliği kapsamında Türkiye'ye
yönelik yükümlülükJerini yerine
getireceğini sanmadığını belirte-
rek **Yükümlülükleri bu sene ye-
rine getirmeyen gelecek sene de
getirmeyecektir" dedi.
Ekonomiden sorumlu Devlet
Bakanı Işın Çekbi'nın ardından
Gürel de, Türkiye ile AB arasın-
da yaklaşık ikı yıldır uygulanan
gümrük birlığinin ortadan kalka-
bileceği uyansında bulundu.
Gürel; Uluslararası tlişkiler
• Devlet Bakanı Şiikrü Sina Gürel; Uluslararası Ilişkiler Vakfı, NATO ve Siyasal
Bilgiler Fakültesi, Kültür ve Turizm bakanlıklarmm katkılanyla düzenlenen "21.
Yüzyıla Girerken Türkiye: Bölgesel ve Küresel Seçenekler" başlıklı konferansa
katılarak açılış konuşmasmı yaptı.
Vakfı. NATO ve Siyasal Bilgiler terek "AB'ye tam üyelik perspek- zırlaması gerektiğini, ancak
AB'nin bu mekanizmayı işletme-
diğinı belirterek "AB, yükümlü-
lüklerini yerine getinnedi. Tam
üyelik olmaksızın gümrük birliği
önemini yhirecek, hatta ortadan
kalkabilecektir" dıye konuştu.
De\let Bakanı. AB'nin güm-
rük birliği ile ilgili yükümlülük-
lerinı yerine getireceğini sanma-
dığını kaydederek "Bu yıl bunu
yerinegetirmeyen,seneyede getir-
meyecektir" dedi. Gürel, Türki-
ye'nın, AB'ye tam üyelik pers-
pektifi olmadan, gümrük birliği-
ni eskisi gibı değerlendirmeyece-
gini de vurguladı.
AB'nin Kıbns Rum kesimi ile
Fakültesi, Kültür ve Turizm ba-
kanlıklannın katkılanyla düzen-
lenen "21. Yüzyıla Girerken Tür-
kiye: Bölgesel ve Küresel Seçenek-
ler'' başlıklı konferansa katılarak
açılış konuşmasmı yaptı. Türki-
ye'nin AB'ye tam üyeliği hedef-
ledığini, ancak "gümrük birliği
anlaşmasından doğan yükümlü-
lüklerin AB tarafindan yerine ge-
tirilmemesinin" Türkiye'yi tat-
min ettnediğini belirten Gürel,
AB'nin, özellikle ekonomık ve
politik danışma konusunda üzeri-
ne düşenı yapmadığını söyledi.
Gürel, Türkiye'nin AB'yı sap-
lantı haline getirmeyeceğini belir-
tifı olmadan. gümrük birliğinin
önemi kalmayacaktır. Türkiye,
belirsiz bir süre belirsiz bir karar
için beklemeyecektir" dedi.
AB'nin Türkıye'ye tam üyelik
perspektifini vermemesi duru-
munda Türkiye-AB ile ilişkilen-
nin geleceği konusundaki bir so-
ru üzerine Gürel, "Anüık ayında
AB zirvesinde alınacak karar,
Türkiye için çok hayati olmaya-
cakür. Çünkü Türkiye için başka
seçenekler bulunmaktadır. Tür-
kiye, başka ülkelerle Uişkilerini ge-
liştirebiUr" yanıtını verdi.
Gürel, gümrük birliği anlaşma-
sının Türkiye'yi tam üyeliğe ha-
tam üyelik görüşmelerine başla-
masının Türkiye tarafindan ihti-
yatla karşılandığını belirten Gü-
rel, Kıbns'ın Türkiye ile eşza-
manlı olarak tam üye olabileceği-
nı söyledi.
Gürel, Türk-Yunan sorunlan-
nın banşçı yollarla çözümlenme-
sinden yana olduklannı belirte-
rek akil adamlarprojesinin işletil-
mesini istediklerini de söyledi.
Devlet Bakanı Gürel, ABD'yi
kastederek, "Atiantik ötesinden
böyle bir destek gelmesi hoş, an-
cak olıımlu karşılamıyoruz" dedi.
AB ile Kıbns'ın bir ılgisinın ol-
madığını anlatan Gürel. "AB,
Kıbns faktörüne bağb değiL Kıb-
ns'ta çözüm eşitiiğe dayabdır.
Kıbns Rum kesiminin atöğı adı-
mı geri almasu eşit ve egemen iki
toplumiu gerçeği kabul etmesi ge-
rekiyor" dedi.
Ağar
'Her şey
ortaya
çıkacak'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Susur-
luk skandalının kilit is-
miDYPElazığ Millet-
vekıli Mehmet Ağar,
dokunulmazlıklann
kaldınlmasına ilişkin
fezlekelerin TBMM
Genel Kurulu'nda gö-
rüşülmesinde kendini
savunacağını söyledi.
"Herkes her şeyi bile-
cek, her şey ortaya çı-
kacak" dıyen Ağar.
uzun bir savunma ya-
pacağını belirtti.
Anayasanın millet-
vekili dokunulmazlığı-
nın sınırlanmasına yö-
nelik 83. maddesinin
değiştirilmesini içeren
yasa önerisinin görüş-
meleri gelecek haftaya
bırakılırken, askıya
almmasındaB umudu-
nü kesetî Mehmet
Ağar savunmaya ha-
zırlandığını söyledi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Telekom yolsuzluğu davası sanıklanndan eski Ulaştırma Bakanı Tezmen'in savunması
6
Alımlar MGK tavsiyesiyle yapıldı'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Türk Telekom ve Posta tşlet-
mesf ndeki yolsuzluk davası sa-
nıklanndan eski Ulaştırma Baka-
nı OğuzTezmen. en kapsamlı suç-
lamalardan bin olan Çok Kanallı
Yayın Dağıtım Sistemlerinin
(MMDS). Milli Güvenlik Kuru-
lu'nun (MGK) tavsiyesi doğrul-
tusunda alındığını savundu.
Türk Telekom Genel Müdürü
Cengiz Bulut ve Posta tşletmesı
Genel Müdürü VeB Bettemir'ın
görevden uzaklaştınlması ve üst
düzey 34 bürokratın yargılanma-
sı nedeniyle Türk yargı tarihine
geçen "Telekom yolsuzluğu dava-
sı'' sanıklanndan Oğuz Tezmen,
öncekı gün ifadesini mahkemeye
sundu. 3628 sayılı "Mal Biktiri-
minde BulunulınamasL Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Yasası"
gereği 5 yıla kadar hapsı istenen
eski bakan Tezmen, ifadesüıde,
iddianamede yolsuzluk olarak ni-
telendirilen ve 17 noktada topla-
nan suçlamalann asılsız olduğu
görüşünü savundu.
Savcının. iddialannı imzasız ih-
barlara dayandırdığını öne süren
Tezmen, "Sayın savcı kMianame-
sindeki insaf ölçülerini aşan suçja-
malaruu, hayal gücü kuvvetii ve
fakat izanı kıt 'güya gazeteci' bir
yazann kitabı ile ihbar dilekçesine
Lsirn yazma ve imza atnıa medeni
cesaretini gösteremeyecek kadar
şerefsiz ihbaralara dayandırnıak-
tadır" dedi.
İddianamede, savcının "va-
him" hatalar yaptıgını ileri süren
Tezmen, Brüksel'de bulunan oğlu-
nun malvarlığını savcılığa verdi-
ğı mal beyanı listesinden kacır-
madığını sa\oındu. 25 yaşındaki
oğlunun malvarlığını bilmesinin
mümkün olmadığını belirten Tez-
men. reşıt birey adına beyanda bu-
lunma yükümlülüğünün anne-ba-
baya düşmediğıni, savcılık istemi
doğrulrusunda oğullannın da mal
beyanında bulunduğunu kaydetti.
Geliriyle orantısız malvarlığına
sahip olmadığını öne süren Tez-
men. "Mal gelir orantısı yapıhr-
ken, malın edinim değerinin esas
aunmasL manOk gereğidir. Saon
aldığım taşınmaz ya da otomobiL
geçen zaman içinde çok deger ka-
zanmış ise bu benim sorurnlulu-
ğumu gerektiren bir husus değil-
dir" dedi.
Tezmen. yönetıcilerin milyar-
lık temsil giderleri ve banka kart-
lan konusunda getirilen suçlama-
Küçülen DYP'de liste kavgası
HÜLYA KARABAĞLI
ANKARA - DYP'de önseçim güvencesi.
örgütten gelen milletvekilleriyle tepeden inen
miHetvekillerini birbirine düşürdü. Içel
Milletvekili Ayfer Yılmaz. genel merkeze
"yönetimi alın" baskısı yapınca Fevzi Ana
ile kapıştı. DYP'nin milletvekili kalmayan
illerde de liste başına orurmak isteyen ilçe,
belde yöneticileriyle merkez arasındaki çatlak
giderek büyüyor.
DYP'de sorunlu örgütlerin sayısı artarken aynı
seçim bölgesini paylaşan milletvekilleri
birbirlerine girdi. Son dönemlerde
daruşmanlannın yönlendirmesiyle Genel
Başkan Tansu Çffler'in yakmlaştığı milliyetçi-
muhafazakâr kesimden Ayvaz Gökdemir
Kayseri örgütünde operasyon isteyince bölge
Milletvekili Osman Çilsal'la karşı karşıya
kaldı. DYP Genel Merkezi. Kayseri'de
gizliden gjzliye çekişmeııin sürdüğünü
belirtirken durumun masaya yatınlmadığmı
büdirdiler. Isparta milletvekilleri Aykon
Doğan ve Ömer Bilgin arasındaki sürtüşme
genel merkeze kadar uzanırken Çiller'e bir
dönem sert eleştirilerde bulunan belediye
başkanı Doğan Kunıflı'nın da yarattığı
sıkmtınm çözûlemediği bildirildi.
lan yanıtlarken ticaretle uğraşan
her kamu kuruluşunda, kuruluş
bütçesinde temsil gideri adı altın-
da bir ödenek konulduğunu anım-
sattı.
Tezmen, Isviçre'den iş görüş-
mesine gelen heyetin. Çankmka-
pı Çiçek Palas Oteli'nde ağırlana-
mayacağı ve ticari faaliyetlerin
gereklerine uygun davranılması
gerektiği görüşünü savundu. Türk
Telekom Yönetim Kurulu'nca, bu
tür harcamalar için cüzdanda pa-
ra taşıma riskini ortadan kaldır-
mak için banka kartlan çıkartıl-
masına karar verildiğini kaydeden
Tezmen, temsil ödeneğinin kişi-
sel gereksinimlere harcanmadığı-
nı söyledi.
Gereksinimlerin ötesınde direk
ithal edilerek stoklarda çürümeye
terk edildiğinı de yalanlayan Tez-
men. "Stokta ne kadar direk bu-
lundurukcağu idarenin takdirine
kauTuş bir konudur. En ücra köy
ve mezralara telefon bağianüsı ku-
rulması bir hükümet politikasıdır.
Bu koşullarda idarenin telekomü-
nikasyon yatınmlannın yaratnğı
ihtiyaca göre, telefon direği stoku
oluştunıhnasuıdan doğal bir şey
yoktur" görüşünü savundu
POLtnKA GÜINLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
İnfaz...
9 Kasım 1997 Pazar... Saat 16.30...
İstanbul Bakırköy'de 'Japon Çay Bahçesi' tıka
basa dolu; sahil yolunda yoğun bir trafik dikkati çe-
kiyor...
Masada 20-25 kişiljk bir grup var...
Süleyman Sadık Öge, yerinden kalkıyor, büfe-
ye doğru gidiyor. Işte tam o sırada 1.70 boyunda,
kumral, düz saçlı, 25-30 yaşlanndaki bir genç, Sü-
leyman Sadık'a yaklaşıp kafasına silahla ateş edip
kaçmaya başlıyor...
Süleyman Sadık, kanlar içinde yere yuvarianıyor
ve orada can veriyor...
Silah sesini duyan Süleyman'ın arkadaşlan eli si-
lahlı saldırganın peşine takılıyor. Bir kilometre sü-
ren kovalamaca başlıyor...
1.70 boyundaki saldırgan, Bakırköy'de elinde si-
lahla kaçmaya çalışırken kovalayanlara ateş etme-
yi sürdürüyor.
Merdivenli yol olarak bilinen semtte kayboluyor
saldırgan...
Gazeteler bu cinayeti şöyle verdi:
"Örgüt içi hesaplaşma!"
43 yaşındaki Süleyman Sadık Öge, 1980 öncesi
MLSPB örgütü üyesiydi ve 13 yıl cezaevinde yat-
tıktan sonra, 1991 yılında salıverilmişti.
Üç yıl önce de arkadaşlanyla birlikte İstanbul
Belediyesi'nin Bakırköy sahilinde açtığı çay bahçe-
sinin ihalesini almıştı...
Süleyman Sadık'ın eski arkadaşlanna sordum:
"Bu, örgüt içi bir hesaplaşma mı?"
Yanıt:
"Süleyman 'ın örgûtle ilişkisiyoktu, bu defterçok-
tan kapanmıştı..."
Süleyman Sadık öldürülmeden 10 dakika kadar
önce şöyle demiş:
"Etrafta şüpheli kişiler dolaşıyor, tedirgin oluyo-
rum..."
Süleyman Sadık öldürüldükten sonra, peşine ta-
kılan arkadaşlanyla birlikte, sivil giyimli ve kendile-
rinin polis olduğunu söyleyen kişiler de saldırganın
peşine takılıyor. Ancak saldırgan merdivenlerden
ateş ederken bu kişiler silahla karşılık vermiyor...
Şimdi yetkililere bir soru:
"Süleyman Sadtk'ı öldüren kişinin peşinde ko-
şanlar arasında bulunan ve polis olduklannı söyle-
yenler, kendilerine ateş edene niçin karşılık verme-
diler?"
•••
Olaydan bir saat sonra polis ekibi, cınayette kul-
lanılan silahı bir apartmanın giriş katında, saldırga-
nın kazağına sanlı olarak ele geçiriyor...
Bu arada ilginç bir gelişme oluyor. Görgü tanık-
lan ortaya çıkıyor. 17-18 yaşlanndaki gençler poli-
se şöyle diyor:
"Biz saldırganı gördük, tanınz."
Ancak, bu gençlerin ifadeleri alınmıyor...
Bir başka dikkat çekici getişme de Süleyman Sa-
dık'ın katilinin peşinden koşan arkadaşlannın gö-
zaltına alınmasıdır...
Pazar günü, tüm kalabalığa ve trafik yoğunluğu-
na karşın Süleyman Sadık, başına tek kurşun sıkı-
larak nasıl öldürülür, saldırgan nasıl kaçar?
Cinayetin profesyonelce işlendiği gerçek. Saldır-
ganın bir kilometre hiç yorulmadan koşabilmesi de
dikkat çekici.
Öldürme eyleminin biçimi de Güneydoğu'daki
öldürme olaylannı, Tarsus'ta öğretmen Mustafa
Özkan'ın katledilmesini, Cem Ersever, Savaş Bul-
dan, Behçet Cantûrk'ün infazını anımsatıyor: Ar-
kadan yanaşıp tek kurşunla kafaya ateş etmek...
Cinayetin işlendiği saatlerde, Süleyman Sadık'ın
evini telefonla arayan bir kişi, babasına şöyle diyor
"Size bir paket göndereceğiz, ev adresinizi isti-
yoruz..."
Süleyman'ın babası telefonla arayan kişiye ev
adresini veriyor, sonra oğlunu anyor. O anda oğlu-
nun öldürüldüğünü öğreniyor...
• • •
Süleyman Sadık Öge güpegündüz, yüzlerce ki-
şinin önünde nasıl öldürülebilir?
Hiç kuşkunuz olmasın ki tetikçi', birilerince kol-
lanıp korunacağı ve yakalanmayacağı sözünü aldı-
ğı için...
Bu iş örgütlü bir öldürme eylemidir...
Ama Süleyman Sadık Öge'nin 1980 öncesi için-
de bulunduğu yasadışı sol örgütün işi değil; çünkü
yasadışı örgüt bir açıklama yapıp cinayetle ilişkile-
ri olmadığını duyurdu...
Bilindiği gibi bu türörgütlereylem yaparlarsa "Biz
yaptık" demekte sakınca görmezler!..
O zaman kim öldürdü Süleyman'ı?
Birileri tarafindan örgütlenmiş bir cinayettir bu;
Süleyman'ın çevresine de gözdağı verme amacına
yöneliktir...
Kimi gazeteler bu cinayetin 'çek-senet' alacağı
yüzünden işlendiğini yazdı. Oysa Süleyman'ın üze-
rinden 7 milyariık döviz değil, 2 bin dolar, bir mik-
tar para ve üye olduğu kooperatifin senetleri çık-
mıştı...
Şimdi "demokratım" diyen tüm milletvekillerinin
bu olayı önemseyip üzerine gitmesi, Içişleri Baka-
nı Murat Başesgioğlu'nun olayla ilgilenmesi ge-
rekir...
Bir bakarsınız. Susurluk'ta ortaya çıkan çetelerin
bir başka kolu hâlâ işbaşındadır...
Neden olmasın!..
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
IRMIKI AYDIN ENGİN
Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin
kökü Roma Anlaşması'na dayanıyor.
Avrupa Kömür Birliği, Avrupa Çelik
Birliği, Avrupa Serbest Tıcaret An-
laşması gibi ara duraklardan geçen
Batı Avrupa, savaşın yıkıntılarını te-
mizleyip, yaralarını sardıktan sonra
tek birAvrupa Devleti'ne gidecek ta-
rihsel düşü yeniden canlandırdı. Or-
tak Pazar kuruldu.
Türkiye'nin Avrupa ile ekonomik
(ve o günlerde hesapta olmasa bile)
siyasal bütünleşme sürecine katıl-
ması daha Ortak Pazar aşamasında
başladı. Zikzaklar, git-gellerie örül-
müş bir süreç bu. Çoğu kez kapıyı
yumruklayan Türkiye oldu. Batı Av-
rupa ise kimi kez gönülsüzce kapıyı
araladı, kimi kez işi yokuşa sürdü, ki-
mi kez kabaca kapıyı Türkiye'nin yü-
züne örttü.
Ama gene de Batı Avrupa ile bü-
tünleşmek Türkiye siyasal yaşamı-
nın belli başlı eksenlerinden biri ol-
mayı hep sürdürdü. Bugün de öyle.
Türkiye solunun bu olguya ve sü-
rece bakışı ise düzgün ve tutariı bir
çizgi ızlemedi. 6O'lı, hatta 70'li yıllar-
Ortak Olamazsan Pazar Olursun
da, içi doldurulmamış, kaba bir an-
tiemperyalist tavra işaret eden "On-
lar ortak, biz pazar" sloganı belirle-
yici oldu. Bunda, sürecin, Ortak Pa-
zar ve onu izleyen Avrupa Ekonomik
Topluluğu (AET) aşamalarında, ya-
ni ilişkinin ekonomik yanının çok da-
ha vurgulu olduğu dönemde oluşu-
nun payı büyüktü.
Ayrıca gene o dönemlerde
AETnin, Türkiye'ye "Avrupa'nın ma-
navı, sütçüsü" rolünü biçmesi, sa-
nayileşme hedeflerinden vazgeçme-
sini öğütlemesi, hatta dayatması da
o günlerde Türkiye'de esen rüzgâr-
laratersti.
SO'lı yıllarda Demirel başkanlığın-
daki AP'nin enerji üretimine ve ma-
kineli tarımda atılımlara destek ver-
mesi, ithal ikameci bir sanayileşme
hedefini benimsemesi; Ecevit ön-
deriiğinde yükselen sosyal demok-
rat hareketin doğası gereği sanayi-
leşmeye yönelmesi; Türkiye solu-
nun, bağımsızlığın güvencesini ağır
sanayi ile özdeşleştiren tercihleri ma-
navlık, sütçülük'\e yetinemezdi.
Ancak ipleri koparmak da söz ko-
nusu değildi. Hem döviz sıkıntısı çe-
ken Türkiye'ye sayıları artık milyon-
ları bulmuş "gurbetçiler"den akan
4.5 milyardolara ulaşan döviz girdi-
leri, hem Türkiye'nin Tanzimat'tan bu
yana süregelen Batılılaşma hedefi,
ipi koparmak bir yana kapıdan kovul-
sa pencereden girecek bir ısrara
ebelik ediyordu.
SO'li yıllar Batı Avrupa'nın ABD ve
Japonya ile rekabet edebilecek bir
ekonomik güce ulaşmasının sağlan-
dığı yıllardı. Sıra ekonomik birtiği bir
siyasal birlikle taçlandırmaya gelmiş-
ti. Avrupa Topluluğu (AT) aşamasına
geçildi. Bu aşama kapıların Türki-
ye'nin yüzüne hoyratça kapatılmaya
başlanan yıllara denk geliyor. Avru-
pa, gereksindiği işgücü açığını birkaç
kez aşan bir ekonomik göçmen kit-
lesi ile baş edemiyor; tırmanan işsiz-
lik oranları karşısında "kendi" yurt-
taşına iş bulamazken, "kara kafalıya-
bancılar'ın işsizlik kasalannı boşalt-
malarına, sosyal devletin olanakla-
nndan yararianmalanna razı olmaya
yanaşmıyordu. Aynı yıllar yabancı
düşmanlığının yükseldiği ve bunun
sonucu özellikle Hıristiyan demok-
rat partilerin oy toplamak üzere "ya-
bancılan" bir seçim kozu olarak kul-
lanmaya başladıklan yıllardı.
Batı Avrupa başkentlerinden Tür-
kiye'ye yönelen en hoyrat tokat işte
bu dönemde indi. 6O'lı yıllarda imza-
lanmış bir uluslararası anlaşma, Tür-
kiyeli işçilerin serbest dolaşım hak-
kını güvenceye alan sözleşme han-
diyse tek taraflı olarak uygulama dı-
şı bırakıldı.
Türkiye bu dayatmaya boyun eğ-
di ve sanıyoruz yanşı o gün kaybet-
ti.
Uluslararası anlaşma ve sözleş-
melere uyulmaması halinde çok hır-
çınlaşabilen Batı Avrupa, karşısında
uysal, boyun eğen ve gelecekte de
eğmeye yatkın bir Türkiye bulunca,
bugün de yaşadığımız kedi-fare oyu-
nu başladı.
Bugün Avrupa Birliği'nde Avrupa
Birleşik Devletleri'nin rötuşları yapı-
lırken Türkiye ne ortak, ne ortak ada-
yı, ne ileride ortaklığa alınabilecek
üye statüsünde. Türkiye'ye bugün
için söylenen, "Hele sen şu gümrük
birliği ile idare et. Aynca futbolda,
basketbolda filanAvrupa kupalanna
katılarak kendini avut. Ötesi şimdilik
yok"tar\ ibaret.
6O'lı yıllarda solcuların yargısı, bir
üst sarmalda bugün doğrulanıyor gi-
bi: Onlar ortak, biz pazar!
Eh, ortak olamazsan, ortak olabi-
lecek koşulları yaratmazsan ki bu
demokrasi demektir, ki insan hakla-
rına saygı demektir, ki enflasyonla
baş edebilecek ciddi ekonomik po-
litikalar izlemek demektir, evet ortak
olamazsan pazar olursun...
Buna şaşan ve öfkelenene şaş-
mak ve öfkelenmek gerek...
(AĞININ TAHIĞI ÜÇ YAZAR
2. BASI
2S0 0O0U
KUBİUY OLAYI VE TARİKAT
KAMPLARI
3. BASI
350D0OT1.
SANCIU YILLAR KUJATIUHIJ
SOKAKLAR
4. BASI
300 000 TL
KUZU POSTUNDA KURT
2. BASI
«COOOTL
ZAM1AK SANA DA BULAJTI KAN
2. BASI
450 000 TL
DİN BARONUNUN KAZLARI
«O0OCT-
A$IK KADINLAR SOKAĞI
<50ıXKTL
ŞERİAT PAZARI500 000 TL
Cumhuriyet Krtap Kulubu Çağ Pazariama A.Ş Türkocağı Cad
No:39/41(34334)Cağaloğlu-lstanbul Tet:512 05 05 Posta çekı no:66632?